02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UAHtFE tKf 18 Subat 1966 CUMHURÎYBT Türk Medeni Kanunu ncı yılında Ord. Prof. Dr. H V. VELIDEDEOGLU fanî insan ömrünün en önemli ve uzon bir parçası. O zaman doğanlar veya beşikte olanlar bugün Devlet Idaresinin basında veya önemli mevkilerinde bulunuyor. Halbuki müesseseler ve hukuk düzenleri için bir kırk yıl çok kısa bir zaman parçası! 1925 yıhnm 5 Kasımmda Ankara Hukuk Mektebinin açüış töreninde Atatürk, hukuk inkılâbım müjdeleyen tarihi nutkunu söylerken ben, o müessesenin ilk öğrencilerinden biri olarak, dinleyiciler arasındaydım. O'nun imanlı bir devrimciye, idealist ve gerçekçi bir devlet adamına yaraşan şu ciimlelerinl dinlerken duyduğum heyecan, bir tek zerresi kaybolmadan, bugün hâlâ aynı canlıhkla ruhumu titrctiyor. Bu cümleler, sadeleştirilmiş Türkçe ile şöyledir: «Cumhuriyet Türkiyesinda eski hayat kuralları, eski hukuk düzeni yerine, yeni hayat kurallan ve yeni bir hukuk düzeninm geçmesi bugün artık kaçınılmaz bir olup bitti haline gelmiştir. Büsbütün yeni kanunlar yaparak eski hukuk esaslannı temelinden söküp atmak teşebbüsündeyiz.» edeni Kanunumuz tam kırk yıl önce 17 Şubat 1926'da, Türkiye Büyük MMeclisi tarafından kabnl edildi. KırkMillet yıl, bilginlerinden yazılar isteyerek (Medeni Kanunun XV. Yüdönünıü İçin) adU 955 sahifelik büyük bir eser yayınlamıştı. Başgil bu esere yazdığı önsözün hemen başında, Medenî Kanun için aynen: «înkılâbın büyük tarihi anıtları arasına giren bu eser» deyimini kullannuştır ki, bunda çok haklıdar (2). Gerçekten Medeni Kanun, Atatürk'ün sosyal devrunlerinin, en önemli eseri, Başgil'in deyimiyle «İnkılâplann büyük tarihi anıtı»'dır. Çünkü bu Kanun, Şeriate dayanan ve 30. Yüz yılda toplum hayahnı düzenlemeğe artık yeterll olmayan eski hukuk sistemini kaldırıp, yerine lâik hukuk düzenini getirmiştir. Esasen «şeriat» kelimcsi 17. yüzyıldan sonra bu memlekette gerçek anlammı kaybederek gözü dönmüş zorbaların ve bazı çıkarcı softalann elebaşılığı ile patlayan isyanlarda, «şeriat isteriz» yaygaralan sonunda, güya şeriata dayanan fehalarla bir çok seçkin ve ilerici devlet adamlannın başmın kesilmesine yarayan korkunç bir anlam kazanmıştır. Genç Osman ve III. Selim gibi yenilik taraflısı padişahlar «şeriat» adına öldürülmüşlerdir. Ali Suâvi'leri, Slithat Pasalan, hattâ Cumhuriyet devrinde Kubilâylan şehit eden de şeriatçı, kaatil kara kuvvettir. Atatürk ve arkadaşlan Türk vatamnı istilâ eden düşmanlarla savaşırken, onlar hakkında idam fetvâları veren, yine güya müslüman, gerçekte tngiliz uşagı olan şeriatçılardır. u noktayı, okumuş, okumamış bütün Türk halkı iyice bilmelidir ki, toplum hayatı insan organizması gibidir; devanüı bir gelişme ve değişme halindedir. Toplum düzeni olan hukukun da bu gelişmeye ayak uydurması zaruridir. Bugün çok çapraşık ve komplike olan sosyal, teknik ve ekonomik münasebetleri 1400 yıl önceki hukuk kurallan ile düzenlemeğe çahşmak, toplumu çöl hayatına geri götürmeğe çabalamak demektir. Din kurallarını Devlet hayatına kanştırmak, doğrudan doğruya dine zarar vermek demektir. İşta özel hukuk alanına giren, kişilik, aile, miras, esya ve borç münasebetlerinin şeriat kurallanyla değil, lâik Medenî Kanun kurallan ile düzenlenmesi zorunluğunun sebep ve hikmeti budur. Şeriatçilerin ve bütün gericilerin Medeni Kanuna düşman olmalarmm sebep ve hikmeti de budur. Çünkü onlara pöre lâiklik, dinsizlik demektir. Oysa ki lâiklik, dini sadece ibadete ve dolayısiyle vicdanlara inhisar ettirip, devlet idaresine kanştırmayan; onu böylece en yüce yerine oturtan; fertler arasında inanış ayırunı yapmaksızın, bütün Türk halkına vicdan hürriyetî sağlayıp, millî bütünlüğümüzü ajakta tutan temel anayasa U kesidir. Buna düşmanlık demek, bölücülük ve dolaysiyle Türk halkuun millî birliğine düşmanlık demektir. :::: •••• • ••a mtım • «•• • «•• •••njl ATATüRK'ün S ayrn îlhan Selçuk, kendi «ütununda «Milliyetçilik» tejnasmı işleyerek, çok önemli bir konuya değinmiş bulunuyorlar. Sayın yazaruı düşüncelerine, yanyı okuyunca katıbnamak gerçeği inkâr etmek olacaktır. Bunun için, ben de bu hususta bazı noktalara değinmek istiyorum. 27 Mayıs Ihtilâlinden sonra, milliyetçilik kavramı üzerinde yeniden münakaşalar açılmıstır. Bundan ötürü, Atatürk'ün milliyetçilikten ne anladığının kısaca izahını yapmak sanıyorum ki, yararlı olacaktır. Bugün özellikle, iktidar partid ve onu tutan gazeteler milliyetçiliği kimseye bırakmamak hevesl içindedirler. Fakat dikkat edilecek olursa, bu çevrelerin kabul ettikle ri milliyetçilik anlayışı, Atatürk Mil liyetçiligi ile taban tabana nttır. Çünkü, sayın Selçuk'un dediği gibi, •lâiklik, ümmetçiliğe karsı milllyetçiliği tamamlıyan bir prensiptir... Atatürk milliyetçl olduğu için, yabancı sirketleri millileştirmis, memleketin kaynaklanna sa. hip çıkmıştı.» Ne acı bir gerçektir ki, AP «i ve ona taraftar olan basm, bu sekil milliyetçilik anlayısından yoksun bulunmaktadır. Onlann anladıklan milliyetçilik, kısır hareket ve davranışlardan ibarettir. Ümî bir değeri yoktur. Hem milliyetçiyiz derler, hem de, yabancı sömürücü sermayenin savunuculuğunu yapar lar. Ulusumuzu soyan emperyalist lere karsı direnenleri komünistlikle suçlarlar. Her aileye bir otomobil Bu cümleyi geçenlerde bir ünlü > adamımız ortaya ath. Ünlü lş S adamının ülküsü şudur: Türkiyede otomobil sanayii kuracak... v her aileyi bir otomobil sahibi edecek... Türkiye gibi, adam başına geliri 160 dolâr olan az gelismiş bir ülkede en ünlü iş adammın bu tasarısı, iş adamlarıyla memleket gerçekleri arasında ne büyük çelişmeler olduğunu göstermck baknumdan pek değerlidır Tecrübelerimiz gösteriyor ki, şu garip memlekette, politikacı olsun iş adamı olsun bir âdem çıkar da oünayacak vaadlerde bulunursa sonunda halk kazığı yiyor. Bununla beraber Türkiyede kurulacak motorlu taşıt (anaylme karşı olmadığmıızı hemen belirtmek isteriz. Kamyonumuzu. otobüsümüzü, traktörümüzü kenflimiz yapmalıy». «Çağdaş uygarlık düzeyine erişelim, Batıya yetişelim» diyomz. Kullanlandığunız makiııelcri kendimiz imöl edemezsek hedefe vannıs sayıl mayız. Ancak kalkmma yolunda hangi adımlann nasıl ve ne laman ahlacağım da plânlamah, Küçiik Amerika. olmak fantezisl içinde elinıizdeki ünkânlan çarçur etmemeliyiz. Nitekim ünlü iş adamının «her aileye bir otomobil» formülüne karşı ilk itiraz sesi Odalar Birliğinden yükseldi. Odalar Birliğl: Elunİ7dcki dar ve smırlı döviz imkânları kamyon ve kamyonet İçin kullanılıyor da yetmiyor. Nitekim bu yüzden fiatlar ftrlamış'ır. Sinıdi aynı imkânları otomobil için de kullanırsak durum daha da kötüleşecek. Türkiyede son yıllarda taşıt montaj sanayii ahnış yürümüştür. «Her aileye bir otomobil» formülüyle ortaya çıkan ünlü ij adammın o montaj sanayü içinde pek önemli mevkii vardır. Biz bugün Türklyedeki oto montaj sanayii içinde pişmiş bir kişinin bu konuda Devlet Plânlama Tı.şkilâtına ve basına yaptığı açıklamalardan sö« açacağız. Bay Arif Alp, tecrübell bir montajcıdır. Devlet Plânlama Te»kilâtma yazdığı yazıda şöyle demektedir: « Kara Yoliarı taşıtları işinde kırk yıldan beri hasır nejir ol mu§, ömrünü bu yolda geçirmiş, nüveden başlayarak bu ticaret kolunrfi» en yüktek mertebeye ulaşmış bir memleket evlâdıyım. Hâlen yurdumuzda çaıışmakta olan kamyonlarm en büyük miktannı parça holinde ithâl ve yirmi yıldan beri burada montajım yaptığun Au»tin firmssı teşkil etmektedir. Bu işin girdisine çıktısına vâkıfım. Ve hâlen de iki montai müessesesinde hissedarım.» Arif Alp, Türkiyedeki oto montaj sanayii İçin özetle şu dflckatl ç«kid açıklamalardn bulunuyor: 1 Bugün Türkiyede montaj yaptıklannı tddia edenler »atıs fiatlarını sişirerek beher kamyonda takriben 50.000 lira kâr etmektedirler. 2 Bunlar yüzde 70 e yakın yerli inıalata ulaşmak için hükumete söz vermişlerdi. Ancak piyasaya sürdükleri taşıtlarda yüzde 10 nlsbetinden fazla >erli imalât yoktur. En son imâl ettikleri bir taşıtı bir heyct önünd» sökerek bu taşıt üstünde yerli imâl edilmiş hemen hiç blr parçanın bulunmadığuıı Isbata hazırım. 3 Öteden beri soför mahalli ve otobüs karoserisi imâl eden 300 kadar işyerinLı işlermi ellerinden alan montajcılar bu kolda çahşan binlerce vatandaşı işsiz bıraknıışlardır. Buna karşılık kendi işyerlerinde çalıştırdıklan işçilerin toplamı daha azdır. 4 Montaj sanayii kurduk diyenler, kendilerine tahsis olunan dövizler ile liberasyon dışmda bırakılmış kısımlan İthâl etmektedirler. Liberasyon listes<n« dahil bulunan kısımları yedek parça adı altında ithâl ederler. Böylece yüzde 30 oranında fazla döviz Israf edilir. Zlra yedek parça fiatları yüzde 30 yüksek olarak tesbit edilmiştir. 5 Evvelce 60.000 llraya satılan kamyonlar, fabrikalarmda tiatlar artmadığı halde 130.900 liraya yükselmiştir. Bay Arif Alp'in iddiaları yukarıdadır. Bu Iddialann doğrnluğuno kı vvetlendirerek dellller vardır. Konu çok önemlidir. Son yıllarda birden blre alıp yürüyeo taşıt montaj sanayiî konusunda uzmanlarımız fikirlerinl ortaya armalıdular. Motortu taşıt sanayii büyük menfaatlerin çatıştığı bir alandu. Türkiyede atılacak temelleri özel çıkarlarm yönünde değil, Türkiyenin çıkarlan yöniindt düzenlemek gerekir. Bu da ancak aydınlığa kavujmakla olur. MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI kalesine bu yonden ilâve edeceğımiz bazı görüşler olacaktır. Şöyle ki : Uluslararası bir anayasa, bir ceza kanunu olamıyacağı gibi, uluslararası bir eğitim yöntemin den de sözedilmez. Yöntemler toplumun koşulları dikkate alınarak hazırlanmadıkça başarı sağlamazlar, aynı görüşü belirttikleri halde sonuçlan aynı olmaz. Hal böyle iken eğitimcilerimiz çoğunlnkla Amerika'ya gönderilir ve onlar da orada gördüklerini, adapte etmek gereğini dahi duymadan Anadoludş uygularlar. örneğin bir aktif metodun veya proje metodunun gerektirdiği araç ve gereçlere sahip olmayan bir okulda sözü edilen metodun tatbikini isterler. Herbirinin farklı görüşleri de var dır. llkoknl öğretmenlerinin müfettişleri değiştikçe metot değiştirmek zorunluğunda kaldıkları bir gerçektir. Metodun değismesi müfredat programının değişmesinden daba önemli olduğu kabul edildifi balde, Talim Terbiye bu konuda aŞır davranmakta nedense metotlar üzerinde değişiklik yapmayı tercib etmrktedir. "şte bunun içindir ki, Atatürk1un eğitmenler ile gerçekleştir| diği eğitim seferberliğine yıllar sonra çok az bir şey katabildik. Çünkü Atatürk eğitmen sistemini Batılı bir egitimciden kopya etmemiş, bizzat Anadolu köylusünden aldığı ilhamla kurmuştu. Eğitim sorunumuza bir çözüm getirmek istiyorsak, eğitimcilerimizi Amerikaya değil Anadoluya gönderip oradaki koşulları inceletip bir eğitim sistemini buldurmağa zorlamalıyız. Talim Terbiye bu konuda vöniinü Batıya değil Anadoluya çevirmelidir. Beş dershaneli, kütüphanesiz ve her türlü eğitim malzemesinden yoksun okullara uygun sistemi bulmadıkça eğitim sistemimize bir çözüm getiremiyecektir. Fransızca ÖSretmenl BOZÜYÜK *** Dünyanın bir noktasmda insanlar savaşın kaçınılmaz sonucu ortasında aç ve yoksul bir hayat geçirmeye zorlanmakta, dünyanın başka bir noktasmda insanlar özgürlüklerini korumak için direnmede, dünyanın yakın bir noktasmda insanlar bırakılmışbğın ve aldatılmışlığın dramını perde perde yasamakta... aşkan Nkrumah, ancak bilimsel sosyalizmin geri bırakılmış veya geri kalmış toplumlan mutluluğa götürecek nitelikte olduğunu söylüyor ve bıze Yeni Sömürgecilik mekanizmasınm özgunlüğünü şöyle tanımlıyor: «Şeklen bağımsız ve eğemen olan bir ülkenin ekonomik işlerinin, maliyesinin, iç ve dış politikasının dışarıdan yönetilmesidir. Bu durumda olan bir ülkede çoğu zaman yabancı üsler, yabancı askerler vardır. Dış ticaret yabancılann kontrolundadır. Hangi üriinlerin hangi ülkelerden satın ahnacagını Yeni Sömürgeciler belirtir ve daha elverişli şartlarla mal satmaya hazır olabilen başka ülkelere rekabet imkânı vermezler..» «Yeni Sömürgecilik emperyalizmin en kötü biçimidlr. Sömürücüler için bu rejim, sorumluluk altına girmeden iktidarda olmak demektir.» «Yeni Sömürgecilik geri kalmış ülkelerde kukla hükümetleri destekler. Bu hükümetlere askerî yardımlar yapılır. Eğemenlik savaşları sırasmda bu kukla hükümetlerin durumu güçleşirse, yenisömürgeciler aşırı eğilimli kimselerin işbaşına gelmelcrini önlemek için Uınüı politikacılar bulur ve onları iktidara geçirirler.» Yenisömürgecilik • ••• • ••• • ••« • ••9 • ••• • ••~ ••£• •••• • ••• • DH B Atatürk'ün mutluluğu madam» sözleriyle açmıs olduğu ilk yüksek öğretim kurumunun bir «Hukuk Mektebi» oluşunun anlamı büyüktür. Bu kurumda lâik hukuk öğretilecek, lâik hukukçular yetiştirilecek ve bunlar Türkiye Cumhuriyetinde yeni hukuk kurallannın uygulayıcısı ve yeni hukuk düzeninin bekçisi olacaklardı. Atatürk «muUuluk»'tan bahsederken böyle düşünüyordu. Düşündüğü gerçekleşti: Onun bu nutkunu dinlemiş olan ilk öğrencilerden hayat ta kalanlar bugün vatanın çeşitli bölgelerindeki çeşitli mahkemelerde veya Yargıtay'da ve Danıştay'da başta Medeni Kanun olmak üzere bütün devrim kanunlannı nvgulayarak adalet dağıtmakta; Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyesi olarak Anayasa düzeninin bekçiliğini yapmakta; ya da Hukuk Fakültelerinde yeni kuşaklara Hukuk Devleti idealini aşılamağa, hukuk kurallannın amacına uygun yönde uygulanması için bil8İ vermeğe çalışmaktadırlar (1). A duyduğum mutluluğu hiçbir teşebbüste duyken duyduğum mutluluğu hiç bir teşebbüste duy tatürk'ün Ankarada: «Bu müesseseyi açarken •• • ••• «••a ••a* • ••< • saı ••aı ••aı Toplum içinde önem •mj\ peyce yülar önce sokakta kendisine rastladı*•' ğım şimdi ticaretle meşgül bir Ukokul arkadaşım, benim Üniversitede Medeni Hukuk okuttuğumu öğrenince: «Yahu, biz vahşi bir millet mi idik ki bu kanunun adına, Medeni Kanun dediniz. Başka bir isim bulamadınız nu?» demis ve beni güldürmüştü. O zaman ona böyle bir düşüncenin yersiz olduğunu «Medeni» kelitnesinin «medine» sözcüğü ile ilgisi bulunduğunu, bunun ise «şehir» anlamına geldiğini, bu sebeple «Medeni Hukuk» deyiminin «şehre mahsus hukuk», daha doğrusu «hemşehriler hukuku» demek olduğunu ayak fizeri anlatmaya çalışmıştım. Nitekim bunun Fransızca'daki karşılığı olan «droit civil» vo Almanca'dakt «Burgerliches Recht» de bu anlama gelir ve bu deyimle kökünü (Roma hemşehrilerine mahsus hukuk) demek olan «ius civile»den alır. ürk Medeni Kanunu hazırlanırken bunun adına «Yurttaşlar Kanunu» demek belki daha doğru olurdu. Çünkü bu kanun insanların özel hukuku ilgilendiren kişilik, aile, miras, cşya ve borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Medeni Kanunun toplum içinde ve insan hayatındaki önemi çok büyüktür. Meselâ bu kanun doğuma, ölüme ait kurallar koymuştur; yaşayanlar arasında doğmayan ve ölmeyen bir tek insan var mıdır? Medenî Kanun nişanlanma, evlenme ve bosanma işlerini, ana • baba ile çocuklan arasındaki üişkileri düzenler. Bugünkü toplum hayatının, insan neslinin devamına ve bunun da evlenmeye ve çocuk yetiştirmeye bağlı olduğunu inkâra imkân var mıdır? Kişinin ölümünden sonra bazan milyonları ve milyarlan bulan mirasının nasıl paylaştırüacağı işini gene Medenî Kanun düzenler. Kişilerin, sahip olduklan taşınır ve taşınmaz malları dolayısiyle olan ilişkilerini düzenleyen kanun, yine R'edenî Kanundur. Hele ahm . satım, kira, ödünç, hizmet, vekâlet gibi günlük hayatımızı dolduran iş ve münasebetlerin de Medenî Kanunun bir parçası olan Borçlar Kanunu tarafından düzenlendiği düşünülürse, Medenî Kanunun ne derece geniş ve önemli bir kanun olduğu daha iyi anlaşılır. Aşınlığa kaçmadan denebilir ki, Medenî Kanun kişinin doğumundan, hattâ ana rahmine düşmesinden başlayarak ölümünden sonraya kadar devam eden ve özel hukuku ilgilendiren bütün hayat münasebetlerinde uygulanan bir kanundur. "En büyük eserım,, anılmıyorsam, evvelce bir defa daha yazmıştım: Napolyon, SaintHelene adasmdaki sürgiinlük hayatında eski generali ve yaveri Kont de Montholon'a: «Benim en büyük eserim, harb meydanlarında kazandığım zaferler değil, Medeni Kanunumdur» demiş. Onun ölümüne kadar yanından ayrılmamış ve sonra Fransa'ya dönmüş olan Montholon bunu 1847'de yayınladığı «Saınt. • Helene hatıralan» adlı eserinde önemle belirtir. 1804 yılında yürürlüğe girmis olup, bazı ilâve ve lan Fransız Medenî Kamınn .Napolyon'un gfrçek. ten en önemli eseri ve en büyük zaferi olmuştur. Napolyon, Fransız Medenî Kanunu ile övünmekte hakh idi. Çünkü bu kanun bütün Fransa'da özel hukuk biriiğini kurmuj, Katolik Kilisesinin evlenme ve boşanma işlerindeki hakimiyetine son veren Fransız İnkılâbının getirdiği lâik aile hukuku düzenini günümüze kadar yaşatmıs ve geçenlerde bir kanunla kabul edilen kadın erkek eşitliğine, yani aile içinde eşlerin hukuk bakımından tam eşit olması prensipinin Fransa'da yerleşmesine yol açmıştır. Kaduu insandan saymayıp, hayvan veya eşya gibi bir mal veya köle sayan toplumlarda uygarlık olmaz. değişikllklerle 162 yıldan berl uyRulanmakt» o•••• •aaa aaaa •••a • aaa •••• aa*a »aaa aaaa • ••• •fll aaaa Hll • aaa İH! aaaa iaaa aaaa aaaa :::: •aaa T albuki, Atatürk. milliyetçiliği bu şekil milliyetçiliği, şiddetle reddeder. Bakıruz Atatürk büyük söylevinde, bu konuda ne diyor: •Millî siyaset dediğim zaman. kasdettiğim anlam şudur: Millî sınırlarımız içinde her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanmak sure tiyle varlığımızı koruyarak ulusun gereek rahatına çahşmak. Genel olarak, uzun istekler ardında koşa rak milleti işgâl edip, zarara sokmamak. Uygar dünyadan, uygar ve insani davranıs, karşı dostluk beklemek. Yine Atatürk verdiği bir demeçte der ki: «Memleketimiz üze rinde işgâl arzulan besliyecek olan lann, her türlü umutlarını kıracak şekilde, siyasette, idarede ve iktisatta kuvvetli olmak lâzımdır.. Işte, büyük önderimizin milliyetçi lik anlayış: bu sözlerinden kolayca anlaşılmaktadır. Bu milliyetsjiliğin dış siyasette parolası «Yurtta sulhCihanda sulh» şeklindedir. îç politikadaki milliyetçiliğimiz: Demokratik hukuk devleti ilkesine bağlı kalarak. sömürücülere ve onun içimizdeki yardımcüanııa karşı millî varlığımızı korumak şeklinde söylenebilir. Kastettiğim anlam şudur H Nazmi KAL fifrika'da Nkrnmaizm frikada Nkrumaizm başlıklı ilginç yazıyı okudum. Saym Dr. Hıfzı Topuz, Ghana Devlet Başkanı Nkrumah'ın, «Emperyalizmin son dönemi: Yeni Sömürgecilik» adlı eserine deginerek, kitaptan bazı bdlümler veriyor ve yayımı ile meydana gelen geniş yankılar üstünde duruyor. Başkan Nkrumah kitabında, em peryalist yabancı şirketlerin Afrika ülkelerini nasıl ve hangi yollarla sömürdüklerini ve bunun sonucu olarak da halkların içine itildiği uçurumu çözümleyici bir dille örnekler vererek anlatıyor, başka bir deyimle Yeni Sömürgecilik mekanizmasınm içyüzünü önümüze seriyor, toplumlan uyarıyor. Emperyalist ülkeler, geri kalmış ülkelere hiç bir zaman onları kalkmdırmak amacıyla ellerini uzatmamışlardır. Onlar, ellerini kendilerine uydu olabilecek zayıf hükümetlere ve yoksul halklan son kuruşuna kadar sömürmesine aracılık yapabilecek vurgunculara uzatmışlardır. Dünya olaylarına bir göz atacak olursak, bu kanıyı doğrulayan örnekleri soyut bir biçimde görürüz. anAfrikanlzm akımının öncülerinden biri olan yazarın, sonuç olarak, şu nokta üstünde önemle durduğunu görüyoruz: «Amaç, Yeni Sömürgeciliği yıkmaktır. Bunun İçin de yalnız Afrikada değil, bütün Asya ve Lâtin Amerika ülkelerindeki halkçı güçlerin sömürgeciliğe karşı seferber edümeleri gerekir. Geri kal mış ülkeler ekonomik alanda eğemenliğe ve özgürlüğe kavuştukları gün sömürgeciler kendi halkla P ••••••••••••••«•••••••••••••••••••asaaaıaaaaaa T E Ş E K K Ü R Vefatı ile bizleri sonsuz acılar içinde bırakan kıymetli aile büyüğümüz Türkiye Garanti Bankası A. Ş. kurucularından A Sonuç ••aı aaaı B T ürk Medenî Kanununun 40. yılında Atatürkun nurln meş'alesini elden düşürmeyen ve dü şürmemeğe çahşan kadın • erkek Türk devrimcileri de bu kanunla övünmeli ve onun toplum hayatımızdaki yukarıda belirtilen yerini ve önemini temiz Türk halkına anlatmak için çaba göstermekten bir an geri kalmamalıdırlar! Zira millî bütünlügümüzün devamımn ve uygar ve ileri milletler topluluğuna katüabilmemizin temel şartı, bu memlekette lâik hukuk düzeninin kayıtsız şartsız devamı, kökleşmesi ve gereği gibi uygulanmasıdır. (1) Ankara Hukuk Fakültesinin sonrakl mezunlan arasında inkılâplara inanmayan politikacılar ve Atatürk devrimlerinl «yerleşmiş devrimler», «yerleşmemiş devrünler)» gibi ayırırnlara tabi tutarak zayıflatmaga çal^an kimseler de çıkmıştır. Fakat Ata'mn açış nutkunu dlnleyen ilk mezunlardan bir teki bile onun ideallerine ihanet etmemiştir. Dikkate değer nitelik taşıyan bu noktayı, devrimci yeni nesillerin bilmesi için buraya kaydediyorum. (2) Gerçl o, sonradan Medenî Kanun aleyhlne ağır yazalar yazmış ise de, Medeni Kanun hakkında vermiş olduğu kıymet hüfanü, değeTinden bir şey kaybetmemis ve Başgil, yayınladığı bu eserle, Türk Hukuk tnkılâbına büyük bir hizmette bulunmuştur. • ••• aaaa • aaa • ••• • aaa aaaa taaı • a»ı iz Türk gençliği olarak bir defa daha sapık milliyetçilere hatırlatıyoruz ki; temellerini ulu önderimizin atmı? olduğu iktisadi kurtuluş savaşını da, askerî ve siya si kurtuluş savaşımız gibi, zafere ulaştırma karanndayız. Bizi bu ke sin kararımızdan hiç bir kuvvet ali koyamıyacaktır. Türk milleti, 44 yıl önce boynuna geçlrilmekı istenen tutsaklık zincirini nasıl kırdıysa, bugün de. onu iktlsadî yönden sömürerek elini kolunu bağlamak isteyen bedbahtlann emelle rini kıracaktır. Çünkü, parolamıı Atatürk mlIHyetçiliğidir. Hiç bir kuvvet ali koyamıyacak nı arttuarak emperyalizml mezara götürecektir...» Değerli çevirmenlerimize bu 1 1 ginç kitabı okumalarını tavsiye ederek, yazıyı, makalenin son tümleciyle bitirmek istiyorum: «Nkrumah'm düşünceleri ve gös terdiği çözüm yollan Afrika, Asya ve Lâtin Amerika ülkelerinde her halde geniş etkiler yaratacak ve geri kalmış ülkelerin sorunlan incelenirken Ghana Devlet Başkanı nın kitabına önemli bir ver ayrılması gerekecektir.» vtm w>mttnııe7e TÎrn^lmrlr lonınd* kalacaklar, ba ise suuf savaslan ADNAN TAYLAN'm • a yatan alâka ve yardımlarını gördügömüi Türldye Garanti d Bankası İdare Meclisi Reis ve azalanna, Umum Müdürlük ve Banka mensuplarına, ameliyatı sırasmda ihtimamlarinı esirgemiyen sayın doktorlara, evimize kadar gelen, çelenk gönderen, telefon ve telgrafla acımızı paylaşan, cenaze törerüne katılan akrabalarımıza, dostlarımıza, mektep arkadaşlanna manevi destek ve tesellilerini belirten yakınlarına minnet ve sükranlarımızı arzederiz. AİLESİ Reklâmcılık 702/1738 gerek ba s « a ltğ, v» tmfliy»tı, gerekse centüe meraslml SlraSln Talayhan SOYTÜRK *** Beşiktaş Şehir DURUM H A F T A L I K DERGİ 71. SAYISI ÇIKTI Cumhuriyet 1722 sistemi S Şâmil İLTER Büyük bir âbide edenî hukuk kuraüarınm temeli ve ana direği olan Medeni Kanunumuz, Türk devrimleri serisi içinde büyük bir âbidedir. Sayın Ali Fuat Başgil 1941 yılında tstanbul Hnkuk Fakültesi Dekanı iken, Medenî Kanunun 15. Tıldonümünü müşterek bir eserle kutlamak üzere kendi bav kanlığı altında bir komisyon kurmuş başta rahmetli Hasa.ı Ali Yücel ve rahmetü Mahmut Esat Bozkurt olmak üzere politikacüardan ve hukuk M aaaa •ı» •••• •••• 1 s::::::::::::::::::::::::::::: ::::::::::::::::::::.:::::::: ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::;:::::::::: SANAYİ MUHASEBEGİSİ ARANIYOR Yaşı 45 den >iıkarı olmamak üzere Sanayi muhasebesmi ıyi bilen bir muhasebeci aranıyor. İngilizce bilenler tercih edilir. Müracaat: 47 72 76 PLÂSTİFAY KİMTA ENDÜSTRİ A. Ş. Çendere yolu 35 Kâğıthane (Reklâmcüık 664/1726) VEFAT Kurtarma ve Sualtı Komutanı Deniz Albay SABRÎ NARTMAN (936 1762) 18 Şubat 1966 günü vefat etmlçtlr. Cenazesi 18 Şubat 1966 cuma günü öğle namazını mütcakip Kadıköy Iskele Camlinden alınarak Karacaahmet $*hitllğine defnedilecekür. Blrliklerimlz pcnoneli adınk kederli aileslne ve meslekdaslsnna başsağlığı dilerlz. KURTARMA VE SUALTI KOMUTANLIĞI VE SEYtR VE HİDROGRAFİ DAJ31ESÎ PEHSONELt Cumhuriyet 1753 İSTANBÜL TİCARET 0DASI3DMI 16 kota âcil ihtiyaçlar kontenjanından 3 devre hallnd» talep kabul edileceğinden talepte bulunacak mensubumuz sanayicilerin Sanayi Şubesine müracaatlan rica olunur. (Basm 86S8/1729) Atatürk Erkek Lisesi öğrencilerinden • Tartışmacı Hüsnü Yıldız bu konuda özetle sunları yazmaktadır:W Milliyetçilik anlayışı konusunda bir bunalım ve anarşi içinde oldu ' ğumuz İnkâr götürmez bir gerçek oldu bugünler. Milliyetçilik konusunda pek garip ve farklı sesler duyuluyor. Bunlarm pek çoklarıCeçirmiş olduğum Enfarktüs nın samiml olmadığı markasmdan hastalıfımı yerinde teîhiı ve bellL.. İsin asıl tuhafi bu konuda gösterralş olduğu ihtimam sayeöyle blr seviyede bulunuyoruz ki: «inde benl yeniden hayata kavujHani nerdeyse patates yemeğini turan kıymeth Golcük Denix seven birisi çıkıp, tüm patates se ; Hastsnesi Başhekimi verleri milllyetçi Uân edecek. | Dr. MEHMET OKTAR Çıkarlanna hitap ettiği için, Dahiliye Mütehassısı Dr. İSMET Johnson'un mektubunu sanki bir , TÜBEYGÖK, Boğaz ve Burun aşk namesiymiş gibi göstermeye ı Mütehassısı Dr. MUİN BEKDİK, yeltenen haysiyetsizlerin milliyetçl Başhemşire SAADET HAZNEDAR likle ne gibi bir ilintileri olduğu ve hemşire MÜZEYYEN ÖZK.AYA' araştırmaya değer. nın göstermij olduğu yakın alâÖmrünce doyasıya ylyemlyen, ya | kaya ayrı ayn teşekkür ederim. * Ismall SANDIKÇ1OĞLU ması kırktan aşağı giyisl bulamıve Mahittln A.KSOY yan, sefalet ve açlığm en yakmmda bnlunan toplumumuzu, yâdellerle bir olup, ortaklıklar kurarak soyan veya bu yolu açan anlaşmalar getirenlerin milliyetçilik üzertne söyleyecek sözleri oünasa gerek. «Müstevli emellerin» sözde dost ayakları bastıkça topraklarımız sar sılıyor... Yer altından dışarı vurmuş hançer misali ecdad kemiklerl tir tir titriyor... Milyonlann kanı ile hudutlannı çizdiğimlz Türkiyenln bir kısmını yabancı hâkimiyet lere terketmek ve de Türk ulugunn bir uydu halinde düşünmek zilletinde bulunanlara pek çok şey denebilir, ama milliyetçi asla.» TEŞEKKÜR aym Burhan Felek'in seçim sis temleri »dlı yazıru okuyunca hak vennemek mümkiin değil, yazar mühim bir nokta olan karma seçim sisteminin Türkiyede tatbik edılmeyisinden bahsetmektedir. Bugünkü seçim sistemimizin aksak taraflarını çok güzel belirten sa yın Felek, bir seçmenin sadece bir partiye ve partinin adaylanna rey vermek zorunluğunda kaldığmı, hal buki çeşitli partilerin içinde kıymetlertn bulunduğunu ve karma bir seçim sistemi il« seçmenin daha iyi bir şefeilde rey verme imkânı olduğunu belirtiyor. Sayın yazarm bu görüşüne aynen katıhrken karma seçim sisteminin sadece Senato ve milletveki li seçimlerinde değil, aynca îl Genel Meclisi ve Belediye Meclis üye leri seçiminds de tatbik edilmesi gerektiği kanaatindevim. İstanbul 6 cı İcra Memurluğundan Tebligat İlânı Kiracı borçlu: Hüsnü Atılgan 965/8986 Büyükada Çankaya Caddesi No: 31 T.C. Ziraat Bankası İstanbul şubesine kiraladığınız 321 numaralı kasanın 961965 senelerine ait biriken 192 lira kira Dorcunuzun 17/10/962 tarihinden itibaren faiz takip masraflan ve vekâlet ücretile birlikte otuz gün içinde ödenmesi •ksi takdirde tetkik merciinden tahliyenizin isteneceği yolunda yapılan takip üzerins namıniTa çıkarılan ödeme emri adresinizde bulunmadığınızdan tebliğ edilememis ve zabıtaca da adresiniı tesbit edilemediğinden kanunt süreye otuz gün illvesil» tebliğatın ilânen yapılması tensip edilmiştir. Bu sebeple işbu ilânın neşri tarihinden itibaren yukarda yazılı borcu altmış gün içinde ödemeniz, yine bu borcun bir kısmına veya tamamma veya alacaklınm takibine karşı bir itirazınız varsa yine bu Uânın neşri taröıinden itibaren otuz yedi gün içinde açıkça sebepleri ile birlikte icra iflâs kanununun 62 nci maddesi hükmü gereğince dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeniz, kira aktini ve sözleşmedeki imzanızı kesin ve açık olarak reddetmediğiniz, takdrrde, akdi kabul etmis sayılacağmız, yukardakj süreler içinde borcu ödemeniz veya itiraz etmezseniz, alacaklının tetkik merciinden tahliyenizi isteyebileceği ve kesinleşen kira alacağından dolajn da haciz talep edilebileceği ihter olunur. 16/2/966 İstanbul 6 mcı İcra Memuru (Basm 886/1734) Kemal AÇIKGÖZ Tartışma bölümflne f derilen yazılarm mümkünse daktilo edilmesıni, 250 kelinaeyi »şmama•mı ve yazarlara değil, zarfın üzerine «Tartısma» rümuru yazılarak, Yan tşlerine postalanmasını rica ederiz. NOT: FULLY FASHİONED, PERFECT RAGLAN TEŞEKKÜR VEFAT Esbak Anadolu Müfettişl Müşir Saklr Paşanın gelini, Berin Yıldırım ve Fanık Sümerler'in sevgili annelerl, Hanlfe SümerleT*in ve Sabri Yıldırım'ın kayınvalldelerl, Semra, Verda ve Hakan Yıldırım'ın büyük anneleri TEŞEKKÜR Kızım Cevriyenln mesaneslndekl taşı amellyatsır lsttrap çektirmeden büyük maharet ve ustalıkla »lan Paşabahçe Hastanesi Bevliye Sefl Saym Op. Ürolog Kfimin çok tehlikeli bir hal alan hastalığmı zamamnd» teşhis ederek ameliyatla ye» niden hayata kavusturan kıymetli Kadın Hastalıklan Mütehassısı Eğitim çıkmazı Hayan IlaKtilo Tercuman Aranıyor Büyük bir Ticarî Şirketten Her türlü ticari, sanayî ve hukukl yazıları Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye kolaybkla tercüme edebilecek derecedo İngilizce lisanına vakıf, daktilo bilen, yaşı 30 dan yukarı olmamak üzere bayan daktilo tercümanlara ihtiyaç vardır. İsteklilerin Türkçe ve aynca İngilizce olarJî el yazılan ile yazılmış, hâl tercümelerinden bahseden açık adresli (varsa telefon numarasının da yazılması sureti ile") dilekçelerini bir adet vesikalık fotoğraf!arı ile birlikte, Posta Kutusu 806 Karaköy adresine göndermeleri rica rlunur. Reklâmcılık 707/1746 Dr. Süreyya ATAMAL'a ve yardımcm Pansumancı Hasana aleni, »onsuz teîekkürlerimi arzederim. MEHMET KAVKAK Çubuklu Petrol O«»l 174a Opr. Dr. Cazip SÜMER ve Yenişehir Hususl Sastahanesi personeline teçekkürlerimi iletirim. Hüseyin ŞENüÜL ANKARA (Hsı: 421) 1731 B EMİNE SÜMERLER Ankarada Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Mevli rahmet eyliye. ÇOCÜKLARI irkaç bin oy'un hatın için Millî Eğitimin ilim kurulu demek olan Talim Terbiye daire sınin kararını hıçe sayıp eğitim gi bi, toplumların geleceğinı ilgüendiren bir konuda bile politik çıkar uman anlayışın yanında bir de bızzat Tahm Terbiyenin ıçıne düş tügü çıkmaı vardır. Sayın Yavuz Abadan'm b«ı konudaki bir mar GOMLEKLERI tltnmlık: 1İ38/174İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle