04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKt CU**WTJRtYEl 22 ARALIK 1966 YANIL6RAR A TTjnin bir ffldr kadrosu rardır. Bu kadro, , / \ Jt"^halk kitlelerinin hayatmı gerçek bir hürriyet ve eşitlik prensîbi ile kurmak için toplomda kökten değiştirmeciliği öngöreceğine; muhafazacıbk temelinde bir soyut balkçüık, sosyal adaletçilik, refah derletçiliti, siyasal rejimi kendi subjektif anlayışlarına göre değiştirmeciliği ileri sürmektedir. Bunlarda da bir sürü yanügılara düşmektedir. Bunu görmek için AP'nin fikir bayralcterlarınm fiç hafta önce Milliyet gazetesinde deyimledikleıi görüşlere eğilmek gerekir. Bunlardan birincisi şöyle demek istiyor: Halk 1946dan beri devlet idaresine kanşmaktadır. O, gerçek batıya yönelmek istemektedir. Bunu, kendisine AP'nin verecefine inannuştır. Tıpkı Amerika'da olduğu gibi halk, Türkiye'de de bir hazırlık safhasından sonra, DP • AP birliği içinde siyasi karar mevkiine gelmiştir. Bu mevkiden de, Keynes ile düzeltilmiş bir kapitalist mekanizmayı savunarak, kapitalist yolla Batılılaşmaya yönelmiştir. AP bu halk hareketinin dinamik kuvvetidir. !••••••••••••••• Dedeler Prof. Bahri SAVCI T EK Z 1 P HUY Kimliğim hakkında tecessüse düşerek, Siyasal Bilgiler Okulu Dergisinde t e başka yerlerde yazılarımı bulup okumaya başladığınıza göre, size, benim Siyasal Bilgiler Okulunda evvelâ Müdür, sonra da Fakultede Profesörler kuruiunca seçilmiş bir Dekan olarak vazife gördüğümıi söyleyeyim de, rahatlayın Bay İlhan Selçuk. •Bakan. Başbakanuı sekreteri değildir.» sozümün mânâsını daha hâlu anlayamamışsmız. Doğrusynu herkesin bildiği, benimle ilgili eski bazı olpylar arasına. şimdi cevabını alacagmız yine bir takrm yalanlar katmak suretiyle. baııa çatma gayretinize başka ne demeli? Anayasamızın 105 inci maddcsi 2 nci fıkrası, bakınız ne diyor: «Her Bakan kendi yetkisi içindeki işlerden \e emrl altmdakilerin eylem ve işlemlerinden ayrıca sorumludur » Bakanlarm üç çeşit sorumlulnklan olriuğuno biliyorsunuzdnr. inşâllah. Petrol konusunda, Meclis, çok geç de olsa, 5 aralık 196S gıinü «Araş tırma» karan aldığına gore, artık fazla birşey söylemeye lüznm kalmaraıştır. Ancak. biliniz ki, ilk gunden beri benim çıkarttığımı söylediğim 3 haziran 19f3 tarihli kararname esasına, eğer Türkiye Petrolleri Anoniın Ortaklığı akıl erdirebilseydi, doğrudan doğruya Ticaret Bakanlığına başvurur, o da Başbakanlığa luzumlu kararnameyi sevkeder, mesele kalmazdı. Ama, böyle olmadı. 1951 de, Mecliste Ekonomi \e Ticaret Bakanı sıfatıyla yabancı sermaje kanuuunu benim savunduğum ne kadar doğru ise, Tasarımn Amerikalı Mr. Kandall tara'mdan hazırlandığma dair ilk defa 13 senesonva jizin ortıya attığınız iddia da. o kadar yalandır. Neden doğruyu soylerken. hemen bir de yalan ihtiyacını duyarsımz? Huyunuz icabı mıdır. bu? Tevekkeii atalanmız. «huy eanın altuıdadır», «can çıkmayuıca huy cıkmaz» deınemişler. Ziraat ve ticaret alanlarının da yabancı sermayeye acılması imkâmnın geniş tepkiler yarattığuıı hatırlanm. Ama, kjıkırm bu kaııun. hiltri ile tatbik edilmek suretiyle, nasıl memleket için faydalı sonuçlar \crmi;tir. Yabancı Sermaje Kanununa göre, Türkiye'ye gelmiş bir Alman firması, Türkiye Seker rabrikaları İle ziraat ve ticaret alanında ortaklık kurmuştur. 1965 yılı faaliyet raporunda okuduğuma göre. bu şirket, sağIadığı ceşifli faydalar yanında. tohurn üreten çiftçilerimize 130 milyon lira para odemiş. üretilen pancar tohumu sebebiyle takriben 24 milyon dolâı ddvir tasarrufu sağlamış. 2 milyon 430 bin dolârlık ihracat yapmıştır. A>nı kanundan faydalanarak. bir Fransız firmasmın Etibank'Ia kurduğu çirkrt de, memleketin karpit ihtiyacımn tamamını karşıladıktan başka, ihracat joluyla da doviz sağlamaktadır. Ayrıca. ihraç kıjmeti 62,5 doîâr tutan krom cevherini, ferrokrom hâline getirerek tonunu 340 oolâra ihrao etmektedir ki. bu yüzden sağlanan mnnzam doviz kazancı, 277.5 dolardır. Yine bu kanundan faydalanılarak kurulan bir şirket, Burdur da bu yıl gıılyağı istihsâfine başlamıştır. Burdnrun Ağlasun ilçesi gulcülerinden ÖKiendlğime gore, güi yaprağının kilosu gcçen >ıl SOSO kuruş arasında iken. bu Mİ 120140 kuruşa kadar yükselmiştir. Vaktiyle iktisat Vekili iken. Ziraat Bankasına giilculerin kooperatiflestirilmelcri emrini verdiğim \e merkezi İspartada .Giilbirllgi.nl kurdnrduğum halde, gulluklerin sokülerek tarla hâline getirildlgini içi sızlayarak görmüş. bir insan sıfatıyle. bunun, ne demek olduğunu siz gelin de bana ve hemşehri lerime sorun. Benim. avukatlığını yaptığımı yazarak yerraeg:e kalktığınız yabancı sermayeyi teşvik kanunu, işte bu kanundur, Bay İlhan Selçuk. Bu bahsi kapatırken, sizin gibi bu konulann heveslisi amatör yazarlara vc bilimci (!) sosyalistlere bir tavsiyede bulunaeağım. Blrleşmiş Milletler neşriyatından. az gelişmis memleketlerin kalkınmaları için almması gereki; trdbirleri etrafı ile inceleven. 5 kişilik eksperler gnbunun hazırladıgı bir rapor vardır oku\unuz, anlayabildiginiz kadar faydalanırsınız l%0 ihtilâlindcn sonra ve hele son 23 yıl zarfında. CHP taraflısı görünup de. aslında Turkije Işci Partisini geliştirmek için çaba sarfeden, çoğıuıu sizin gibi «nevzuhur»lann teskil ettiği bir grup türcmistir. Bu grup, CHP mensuplarını birbirine düsürmeyi, CHP yi bölmeyl kendi çıkarlan için başlıca vazife edinmiştir. Kurucu Meclisden beri, benimle uğraşmayı şiar edinen bu grup mensuplan, son zamanlarda beni CHP li arkndaşlarıma jurnal ctmeğe başlamışlardır. Bu maksatla, sizin gibi CHP nin mallannın alınmasında, benim sözcülük yaptığımı iddia eden ler cıkmıştır. Ama, bu iddia hem yalan. hem de gülünçtür. Yalandır; çünku, vakıalara uygun değildir. Gülünçtür; çünkü, 1950 seçimlerinden sonra, çeşitli resmî kaynaklardan Halkevlerlne yapılan yardımlar vesilesiyle. CHP 'ni borçlu çıkartarak aciz haline düşürmek yoluyla infisâh cttirmek düşüncelerine karşı, Fethi Çelikbas ve arkadaşlannm nasıl mukavemet ettikleri, bilinen bir gerçektir. Bay ilhan Selçuk, siz 19531954 yıllanna kadar gerilere gidersiniz de, daha yakm mâzide, bugün siz ve sizin gibilerin CHP yi bölmek maksadıyle CHP nin genel merkez ağalan. diye tezyife cüret ettiğiniz sorumlulan ile birlikte benim de. ihtilâle tekaddüm eden günlerde parti merkez binasında gece nöbetinc girdiğimi. 27 Mayıs 1960 sabahında CHP Meclis Grubu Başkanvekili ola rak. en 7or günlerde. partide sorumluluk aldığtmı, neden okuyuculannudan v e Halk Partililerden gizlemege kalkarsınu? İkbâl peşinde koştogn irin midir ki, Fethi Çelikbas J954 de Bakanlıktan istifa etmiş ve bir avuc idealist arkadaşı ile beraber, k3tü görrluklerl bir gidişe dur diyebilmek için didinmiş, ve sonra muhalefet saflannda, bugün birlik olduğunuz Yöncü arkada'larınız mücadeleden kaçarak, para kazaruna hırsı ile. Bakanlıklarm koridorlarını, Bakan odalannın eşiklerini asındınrlarken, en kesif şekiide mücadeleye atılmıştır? Siz buna. ikbâl peşinde koşınak mı diyorsunuz? Haydi oradan, Bay İlhan Selçuk, haydi. ben siziı gibi köyliı tâbiriyle okumadan âlim. gezmeden seyyah, bilmeden yazar» cok görmüşümdür. Hem siz. fcvec'de Erieson fabrikalanm gezdiriıken, rehberinizin bir yerde çahşanları görtererek: .bunlar, kördurj demesi ile birlikte: «tşte. bakınız jalnız bu noktada biz galiba Isvec'den ileriyiz. Biz körlcri işçi yapmayız, ya Bakan yapanz ya Millelvckili .» diye jazan yazar değil misiniz? Bu cumleniz bile, sizin şifâ bulmaz bir hastalıkla mâlul olduğunuzun işareti değil midir? Körlerin de cahftınldığı bir ülkeye karşı takdir duymanız. illâ da Türk milletini yermeniz. hor şförmeniz için bir sebep midir? Bu, norma] bir insanın ha li midir? FJbette değil. Bir de, bu acuıacak hâlinize bakmazsınız da, Atatürkcü olmakla övünür. caka yaparsınız. Atatürkçülük. Türk millcline inanmak ve guvenmekle başlar. Siz. dilinizin ve kaleminizin ucu ile Atatürkcü. slzlerin buluşunuzla. «gardrop Atatürkcüsu. sınız. Ünliı Italan kriminalisti Lombroso dan sonra, medeni insanlık sizin gibi hastalara kızamıyor da, sadece acıyor, Bay İlhan Selçuk. Fethi Çelikbas Burdur Millehekili lar yolu ile halkı soyut bir demokrasi ve geçici menfaat unsurlan Ue peşinde sürükleyerek yönetme örgütüdür. Onun içindeki hâkim smıflar bu saydıklarımızdır. Halk, onların uydusudur. Binaenaleyh, AP vesayetin ta kendisidir. Köyü Okulu fffcişmi» diyor Sayın Fakır .Öğretmenler koy ( Bavkurt beğenmıyor. Okullar bos.» Simdi olmasa gerek Sayın Baykurt öğretmenlerin koyü beğenmedikleri. On be? yıh bulur azından. Ne varkı ou konuya eğılemıyoruz bır turlu. Neden gıtmek ıstemiyor öğretmen köye, Ya da gıttiği ilk günden kaçmanın yollarını arıyor. Hangi kuvvet onu uzaklastırr or köydpn. îşte bu ve buna benzer sorunla1a eğılmenin zamanı geldi artık. Yoksa, koye gönüllü gidecek oğretmen bulunmıyacak bır gun koca yurtta. Koy. karanlık dunyasına biraz daha itilecek, aydm kafalar bıraz daha do Jüneceklerdır. Ve bu durum, bızden olmıyan karanlık dusüncelerın ınne yanyacaktır ancak. Susmakla da onlara hızmet etmiş olacagız ıster ıstemez. Djşunmesı bif a cı. Acı ama, gerçek. Bu acı perçei>ın nedenlennı şu noktal.irda toplujorum kendı açımdan. İşte, Ese dayılar ve bebelerinın arzuladığı cğretmen budur. Kemal IŞIK Mekece Okulu Madürü PAMUKOVA Refah devletinin karakteristiçi efah Devleti kavramına gelince. bu konuda söyledikleri de, parlak ve soyut formüUerdeu ibarettir. Bunlar, refah devletinin asıl özelliğini devimlemekten çok uzaktadır. Istelik, AP.'nin güttüğü özelcOik fle refah devleti, birbirine uyuşraaz unsurlardır. Refah devletinin temel karakteri şu unsurlardan kuruludur ki, bir tanesinin ihmali bizi refah devletinden uzaklaştırır: (\). Milli toplurmın uyelenne doğrudan doğruya devletçe hizmet sunulması, @. Bunun için de, önceleri kişiler veya Bzel korporasyonlar tarafmdan yapılan islerın, şimdi devlet eliyle yapılması suretiyle devlet mülkiyetinin arttınlması. (3). Bunun için de, bir millet hayatında zaruri olan maddl şartlar ve kuvvetlerin plâna, kontrola, düzene bağlanması ve binaenaleyh özel teşebbüs ekonomisüıin de, devlet mülldyetinl artUııııayı önîemeyecek yolda devletçe duzenlenmesı Oysa ki AP'nin anlayısında bunlar yoktur. Binaenaleyh refah devleti de onda bir soyut kavramdan ibarettir. OSYAL ADALETE GELİNCE; AP piyasa ekonomisine güvenir. Piyasa ekonomisüıin ise pelirden, herkesin kabiliyetine göre ve gördüğu hizmete göre pay almasını gerçekleştirmesi müm kün değildir. Zaten sosyal adalet, refah devleti. sosralizm. piyasa ekonomisinin bnnu yapamamasından doğmuştur. Hem kabiliyet ve hizmete göre pav ileri sürmek, hem de, bunu vermeye istidatlı olmayan bir sisteme bağlı kalmak bir çelişmedir. Muterekki vergi yoluyla, genişleyen, kamu faaliyeti yohıyla sosyal adaleti gerreklestirmek d» mek, bu iki yol ile mülkiyeti sınırlamayı kabul et mek demektir. Oysa ki, AP bu sınırlamalann öte sinde bir felsefe içindedir. Binaenaleyh, bu noktada da bir çelisme, bir tutmazlık var demektir. Sonra, refah devleti ve sosyal adalet peşinde koşan bir parti, ekonomik ve sosyal hayatta bir merkezi düzenlemeyi de kabul zorundadır. Oysa ki. AP' de. bu anlamda btr merkezi düzenleme yoktur O, bağlayıcı, bağlayıcüıgı dolayısiyle de emredici bir plânlamaya karşıdır. Ekonomik ve sosyal hayatta rasyonel plâna değil. ha'.k dfleği dediği değişik. bazen birbiriyle çeiişik, irrasyonel unsurlara öncelık verir. Günün kıziarı 3JS 5jC SfS Muhafazacı demokrasi ü GÖRÜŞ, Ş J KRİTtKTEN KURTÜLAMAZ: T Türk demokrasisinin gelişme aşamalannı, Amerikan demokrasisi örneğine benzetmek bir yanlışlıktır. Bu gelişmeyi o örneğe dayattnak ise bir bedbahtlık teşkil eder. Amerikan demokrasisi, Avrupa'dan gelen felsefl fikirlerin etkisi Ue çok çekici bazı demokrasi fonnüllerini ilk söyleyendir. Fakat millî Anayasayı yapan Filadelfîya Konvansiyonu muhafazacı bir heyrt olmuştur. Paranın, sanayiin, ticaretin, gcmiciİiğin esir sahiplerinin gurup menfaatlarını savunucu bir siyasal hareket haline girmistir. Bu siyasal hareket, bu malik gunıplannm kendi durumlarmı muhafaıa ettinne ve devam ettirme güvenliği ile meşgul olmuştur. Bu güvenllği iyi knrabilmek için kendi grup kurnluşu içersme başka temsflcileri btle s<kmamıştır. Bu yüzden küçük çiftçi ve kflçiik lîelir sahipleri Amerikan demokrasisinde temsilsiz kalmıştır. Bn yüzden, törlü parlak formüllerine rağmen, Amerikan demokrasisi, gerçekte, iktisat bakımından kuvvetli menfaat gruplannın ve onlann hukukçulannın müsaade ettiği bir sınırlı hürriyet hareketi, bu menfaat gruplannın varhklarını muhafaıa ve geliştirme güvenliği olarak gelişmiştir. ürk demokrasisi ise, gelişmesini, mevcut sanayi, ticaret, feodalite kalıntısı, burjuvalaşma heveslisi gruplann menfaatlannı muhafazada bulamaz. Ekonomik kalkınmasını da sanayi devrimini yapmış bir ülkede Keynes'ci bir düzeltme ile muhafaza edilen bir kapitalist işleme Ue gerçekleşttremez. Amerika, sanayi devrimini önceden ve yaygın bir şekiide yapmaktan gelen imkânlarla, bu grup menfaatlanyla büyük kitle arasında denge kurmuş olabilir. Bu imkânlardan tüm yoksun Türkiye'de ise grup menfaatlannı ve varhklannı muhafaza temeline dayanan ve bunun ötesine geçmek isteyen gelişmeleri önleyen bir yol, yani muhafaıacıhk • statükoculuk temelindeki bir demokrası, mesut sonuçlar getiremes. Bu itfbarla, iki demokrasi arasmdaki benzerlik ve örneklik ilişkileri, büimsel değildir. Türkiye'de, demokrasi, iddia edildiği gibi, 1946 lardan itibaren de başlamamıştır. Ona DP • AP birliği bir kanal da olmamıştır. Türkiye'de demokrasi, kamuyu ilgilendiren kararlann Halife Sultan iradesinin mutlakiyeti altinda alınmasını durdurma çabalariyle başlamıştır. DP • AP birliği ıçınde yapılabüen ancak şudur: Halkı oy geleneğine itmekle beraber, siyasal faaliyet ve kararlann bir parlâmento içindeki muhafazacı bir grubun, öteki grup \f sınıfları ihmal eden baskısı ile almması... Oysa ki, demokrasi, kamuyu ilgilendiren kararlann değisik grup ve sınıflarm menfaat sentezi içinde alınmasıdır. Bu bakımdan, DP AP birliği içindeki safhalar demokrasimizin gelişmis bir safhasım değil; lıenüz halkın, bütün sınıfları fle özellikle çalışan esnaf, köylü, işçi, entellektuel gruplan ile siyasal kararlann almmasına katılamadığı bir ön safha•ını teşkil eder. un •»• •••• •••• ••«• •*«• •••• • ••• •••» •••• •••• •*•• • ••• iiii T Bir ifşa A ry Fikir bayraktarlarının üçüncüsü de • » * ^ şunu demek ister: A.P. demokrasiyi tutacaktır. Demokratik nizam da, bir Anayasada gösterilir. Fakat bu nizamı. bazı tarif kalıplan içinde hapsedip gelişemeyen bir nizam olmaktan kurtarmahyız. Bunun için onu daha geniş, daha vazıh bir zemin üzerine oturtmak. devamlı ve serbest gelismelere dayatmak lazımdır. Bu da, demokratik nizamı halk isteklerine göre, gelişme temayüllerine göre tadU etmektir. Halk istekleri rie seçimlerle AP.'de teceUi ettiğinden, onun mevcut demokratik nizamı değiştirmesi. demokratik nizaıru serbest gelişme temayüllerine göre yürüime teskil eder. İşte AP fikriyatının üçüncü bayraktan böyle söylemek istiyor. Bu ise, bize, demokratik nizamı daha geniş, daha açık bir yere oturtma. halk isteklrrinden gelen gelişme temayüllerine göre tâdil otme kapısından girerek siyasal duzcniaıizdeki sosyal • lâyik hürriyetçi • bilimci unsurlan kaldmrn eğilimini ifşa etmektedir. Böyle bir teşebbüs bize. nehri tersine akıtma teşebbüsü gbi gözüküyor: Hem unkânsız hem de bilim dışı.. Demokraside menfaat uzlaşmalan Sonuç Özetle AP.'nin her üç fikir bayraktan Başkanlariyle de bırleşerek şu noktayı belırtmiş oluyorFİKİR BAYRAKTARLARININ İKİNCİSI lar: AP bir halk hareketidir. Halkın kendi hürriveDE ŞÖYLE DEMEK İSTİYOR: AP hal tine eşitliğine sahip çıkarak vesayetten kurtulm.ıkın, kitlenin partisidir. Kitle içindeki bütün zümresı ve siyasal kaderine bizzat hâkim ounası harekeler, menfaatlarını onun araeılığıyla gerçekleştirirtidir. Bu açıdan Amerika'dakine benzeyen bir ler. Bu kitleler, yannına olan güvenlerini ve siyaTürk demokrasisi kurma hareketidir. sal vesayetten kurhıluşlarmı onda bulurlar. BöyOysa ki, bu temel görüşte şu iki teınel vanıl,ı lece AP bir refah devletini kurar. Bu refah devleti, yer aunaktadır: herkese eşit imkân veren; herkesi hizmetlerden ya• Halk, AP Ue, gerçek anlamında hürriyetine rarlandıran; halkın iktisadî ve sosyal faaliyetlerini ve eşitliğine ve deraokrasisine sahip olucu yola gidestekleyen; karma ekonomiyi geliştiren; onun rememiştir. Çünkü AP; hürriyete • eşitliğe • demo.ciçinde yükselen gelirden herkesin kabiliyetine ve rasiye, imparatorluktan beri engel olan ve ancak gördügü hizmete göre pay almasını saglayan bir Atatürk Ue kısmen durdurulabilmiş bulunan, fedevlettir. Bu devlette muterekki vergi ile, genişlcodalite kalıntısı toprak • din iktisat ağalıgı ile yen kamn faaliyetleri yolu ile, kollektif pazarlıkla uluslararası emperyalizm unsurlarına karsı çıkaücret tesbiti yolu Ue sosyal adalet gerçekleştirilir. mamıştır. Tersine onların yolunda bir örgütlenme durumuna düsmüştür. Bu itibarla gerçek hürriyet • U GÖRÜŞÜN KRİTİĞI DE ŞUDUR: Bir keeşitlik • halkçüık ve halkla beraber bir demokrasi re bütün sımflarui çıkarlan tek taraflı lâf ondan uzaktır. aracüığı ile uzlaşmaz. Kamuyu ilgilendiren kararlann alındığı mekanizmaya öteki sınıflann da ka• Bununla beraber, devlet mekanizmasında oır tılması ile elde edilen bir güciin zorlaması ile mümdemokratızasyon hareketi de olmaktadır ki, bu hakün olur bu... rekette AP.'nin biri olumlu ötekisi olumsuz iki davraruşı yer almaktadır: Olumln yön; kitleleri demokOysa ki. AP'nin Parlâmento grubu içinde zrraratik oy vetiresine doğru itmedeki rolüdür. Olumatçının, köylünün esnafın, memurlann, bütün çasuz yön ise; kitleleri, oyu saptıran merkezlerin hâlışanlann zümresel açıdan gerçekleşmek üzere kimiyeti altına sokarak, yukarda adları yazılmtş hemen hemen hiç temsücisi yoktur. Binaenaleyh bulunan zümrelerin demokrasisine doğru akıtrmTürk halkınm bütün zümreleri Ue AP'de güven sındaki rolüdür. bulması iddiası, bir hayaldir. AP ancak, toprak, saAP.'yi bu durumu içinde, fikir bayraktarlarını nayi, ticaret ağalığı Ue, onlarla müttefik serbest da içine düştükleri bu yanılgılan Ue tanımahyız. meslek erbabının üzerine dayanır. AP, iste bu grup AP B •••• !••• :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: ••• HHHIIIHH ••Klllll ••••••••••»•••«•••»•«••••••••••••••••• a; ın Ney\ıre Koçer ın «(runun Kızları» konusundakı %azı dizısının üzerımızde bıraktığı etkının, kızlarımız vot;L.n den olumlu olduğunu soyhyrmıyeceğız. Sayın vazarm okurlarına tanıttığı kadarıyla, «Günun Kızlan» nın sorunlannı ıçtcnlıkle ortaya koydukları kanısmda değilız. Öncelıkie belırtelım ki bız, «Gü nun Kizları» deyımınden tum kızlarımızı değıl, çağdaş bır akıaliye Hesap Basuzmanı Zemın onculuğunü yapan beiırlı kıKuruca (VEHGILER VE bır bolıimünu anltyor ve Savın ANAYASA) baslıklı >nzıyazarın da bu anlanda kullar.dı sında Ana'.asanın 51 ıncı maddeğını sanıyoruz. * fine davanarak, lıerıcesm. mâli Toplumumuzun b:r genç kızın GİZLENEN gjcune gore vergi ödemesı tezıkışısel ihtıvaçların» aniayısla kftr ni savunuyor; ve tnali gucıın han GERÇEKLER şılıyacak ve Dnlirı değerleidıregı ölçuye göre tâyin ve tespıt ebılecek bır duieye ulaşnu^ oldudılmesi gerektıgı uzernde duru aha okul sıralarında iken, ğunu bız de kabul etmıvoruz. vor. Kanaatımca asıl onemlı otozpembe gosterıliyor dunya Gerçekten çağıraızın anlayısıytan, bırincı şıkkı yarı herkesin oğretmen adavına. Memleket la uzlaşamıyan ağır bir aile ve mâli güeune göre vergi ödemesıgullük gülıstanlık. Dağlarınaa çevre baskısı genç >:ız üzennde nı sağlamaktır; gucün tâyın ve yanık kaval seslen, soğuk pınartespıtmde uygulanac=ık clçü. ıları, serın söğüt golgelerı ve sa tepkı yaratacak guçtedir. kmcı derecede kahr Hrf^dı zatm Ancak bu durum, or.lann tum lınan nazlı kızlarıyla tanıtılıdavranışlarının yennde ve doğ da konu. kanunların Anayasaya yor koy. Gün gelıp köye oğretru olduğuna hak vermeyi gerek uygunluğu meselesine davanır. men olarak gıden dunün fiğretmen adayı, hayâl ettiklerinı bu tırmez sanırız. cGünün Kızları». Bıhndığı gıbı çok par'ih rejilamayınca şaskına dönüyor. Ka aılemn ve toplumun ağır baskıme gırıldikten sonra Ana>as<>a sının saçmahğını onlara da an aykırı kanunlar konusu çok uzun çacak jer, surtecek d"lık .ırıvor. latıp benımsetmek gıbı belkı u tartışmalara yol açmıştır Hatta Oysa koyun acı gerçeklerı buzun fakat emin bir yolu bıratun çıplaklığıyla bır samar gıbı bir ara bunlann ayıklanmaM ıkıp, toplumdan kopmaya kıt'ar ınmıstır suratına oğıetmenın. çın komısyonlar bıle kurıılrr.uşvaran kısa fakat toplum düzenı Bunları beklemıyor ogretmen, tur. Belki de ayıklannvstır Arabakımından sakıncah olan yolu Çalışacağı ortam tanıtılmamışü. rra sonradan çıkırılnn karunlarseçmişlerdır. Hızmet edeceğı kışıleun eğıtsel, da Anavasaya uvçunluk ne ce'ekulturel, ekonomik, sosysl ?onlaşıldığına sore yazıya koceye kadar aranmaktdd)r? !?uprunları dokulmemıştı önüne. nu olan genç kızlarımızın hesiz burada bır lı^te sunacak O daha koye gıtmeden bunları büyük çoğunluğunu ekonodurumda degilim. Ancak ilk akpotasına alıp tahlılini yapmamış, mik ozgürluklerıne kavuşmuş la gelen bır tanesini ornek olarak çozum yollarını aramamıştı. Bu olanlar teşkil etmektedir. Kcnı ele alalım. Bır kere htrke=;ın, günun için köyden kaçıyor öğretmızca onları bılinçsiz davranışcüne göre vergl vermesı t°7ıni men. Gitmek ıstemiyor. lara iten nedenlerın haşında, kc bir kelime ile ifade ttmek ıstrrşullann gereklı kıldığı «Ekonomık sek buna nıspihk ı nıar.tılılık) ozgürlük» gelmektedir. Çünkü sıstemi deyebilinz. Sımdi örnek İKİ AYRI DÜNYA böylece bılınç altına itilmis bu olarak seçtiğımiz (Mahalle bekatbıkatta ış görmiyen, ger lunan töre dışı i^teklerinı her çilerı) kanununu ele alalım. Bunçekle bağdaşmıyan birtakım çesit bağdan ozgur, gerçekleştır da nıspihk var mıdır? Evet, gorü bılgılerle kurulmuştur öğ mek olanagına kavusmuş oluyornuşte vardır. Çunkı bu kanuna retmenın dunyası. Çevresııu ka lar. gore meskenlerde bu vergınm en nunlar, prensipler ve kavramyuksek haddi on hradır; arnma «Günün Kızlan» nın özlerinde larla örulü bır ağ ormüştur. en düşük sınırı ^östejjlmemısne derece bihnçli ve içten olduk Bir türlü bu ağı yırtıp köylünün lannı anlamak'için <aytn yazarla tir. ,Pekı>j vatandpşıç.«n az ge:i •gerçek dânyasma gtFemez. Oysa 0lan1tbnuşmMBrih'i ' bTr ğ^z at lirlisi ile en yuksek gelirlisi ara; Şköylu, gerçeğı düşünür, ı^erçeği sındaki fark bu kadardan ibaret mak yeter. yapar ve gerçeğe ınanır. lîerçekmidir? Kanaatımca boyle bır idBakınız bir cıci kızımır, «Ben le bağdaşmıyan hiçbırşeye inandia sadece gülünç olur maz. Toprakana öğretmiştır bü Anadolulnların benim gibi, be Ulîl nimle bir olmasını istiyorum» tün bunları ona. Doğduğu günıspîlık esası ki buna sosyal den beri, tabıat kanunlanyla, dedikten sonra, neden bu kaadalet sistemi de deyebiliriz dar suslenıyorsunuz? sorujuna toprakanayla mücadele halinriesadece külfetlerde değil nidır. Ögretmen onun bu nıücade da. «İnsanın sosyallesmesi yalnıı met dağıtımında da gene yetersiz aklî defildir, vücudidir de. Aklı şekiide dikkat nazarına alınmaklesınde hiç, ama hıçbır 7aman mızla sosyallestiğimiz gibi vücu tadır. Omeğin, avans namı altuıyanında bulunmamıştır. Ksa^ındnmuzla da «osvallesmeliyiz» da Meclise sevkedilen son zam tada, mücadele konusunda guçsuzdur oğretmen. Ona mücadele ru diyor Aklıyla ve vücuduyla s>os sarısmda, yüz lira aylıklı bir raevâl olan bu kızımız, ole ya.ndan murla ikıbin lira gelirli memur ahu verilmemıştır. Çabucak \enımuesseseleşmış her baga da kar rasında gözeülen fark yok denecek hr Bırıbırıne 7it bu ıkı avrı (tunsıymış. Bızım bıljığınıız sosval kadar azdır. Yüz lira aylıklı bır yada yaşıyan kısılerın bağdaşmı>acağı gun gıbı nevdandadır. lesmek muesseseiüsmevı de ge adama verılecek olan onbeş lira reklı kılar üırının dığennı terkermeti roronun hangı ıhüyacını karşılayacak nıal biT «onuçtur. tır? lört'un ba\raktar!ımnı yapan Lâkin, daha kötü örnekler de bır dığerı de. «Yerviııüne / KARŞILIKLI SAYGI bir kerecik gel de kendini vardır. 1964 te yapılan ° o 35 zamda • sâdık bir köpek gibi tck cr hiç fark gözetilmemiştir. Hele 1959 alısma ıster fıkren, ıster bekeğe ada..» diyor. Y«ni sozu «O da emekhlere müsavilik bile sağladenen olsun kutsaldır. Bu lacak şey mi bu» demcj e getıri namamış; az aylıklı emekli dul ve bakımdan, ışçı kavramına gı\cr. Kendilerı gibi dı^unmıyen yetimlere daha düşük nispette zam renlerm binbırıne saygılı olmayapılmıştır ki bu. hiçbir zaman ve sı ge.rekir. Sayıldıgı muddetçe, ı" mekânda görülmemiş, şaheser bir kol ışçısının, saygıda kusur etsosyal adaletsızliktir; ve aradan yemiyeceğı bilinen bır gerçektır. di sene geçtiği halde bu güne kaNe varki bugün, kol Işçisının fidar düzeltilmesi yoluna gidılmekir ışçısı tarafından hor göruldü miştir. ğu de bır gerçektır. Esa.«ında bıİ.H.ULUĞ rıbırını tamamlıyan bu iki Insan arasında hıçbir fark yoktur. Bırınin dığerıne üstunhiğü de duTartısma bolumOnc conderl. len yazıların mumkünst dakşunulemez. Bu gerçeğe ınanarak tilo edilmesini 350 kelimeyi koye gıden oğretmsn, günün co•şnumasını ve yazarlara dfjil. ğunu çalışmakla geçıren koyluurfın özcrine «Taıtısma» sunun çılesını bıimelı, ondan unımnzu yazılarak V«ı Işlerizak durmamahdır. Onu ijinin ba•>* ooJtalanmasını rlc» tderU. sında, «vınde zıyaret etmelı, ken Reklâmcıhk 4978/14925 disine sunulan yıyecekleri yemeJı. Bunları yaparken de hartketlerinde ıçten olmalıdır. Bu kabil oğretmenin uygarlık yolunAıMERIKAYI YERINDEN OYNATAN ve da kdjlü^une yaptıramıyacagı iş ALTI AYDA ONSEKİZ DİLE ÇEVRİLEN yoktur. S kızlarımıza karşı şirişılen bu saldırı, bu öfke neden? Her şeyden önce özgurlük anlayışlanna uymuyor, bu sapık düşünce. Kendısını bizden lyi anlattıgı için son sozü yine ofkeli bayana ve sonucu da okurlara bırakıyoruz: «Bir balıkçı meybanesinde sarhoşlarla akşamlıyorduk biz, sonra Hilton'd», Sadırvanda sabahlıyorduk... Biz nu güne böyle vardık.» Krtan URLNGA îst. Hukuk Fak. Oğrencısı Vergıler ve Anayasa N D A T N F Ç ^lOYUNCULARII TEŞEKKÜR Amehyatımı hazakatle yapan Sışlı Çocuk Hastahanesi Bırincı Nısaiye Klınlği Şclı Op. Dr. TEŞEKKÜR Oğlumuz nun doğumu sebebiyle basfa Zeynep Kâmil Hastanesi değerli bashekimi Doç. Dr. Fahrı Atabey olmak uzere dofıımu bujuk bir lhümam ve kolayhkla yapan Jinekolog Operatör FADİK KIZ NOT: NEZİHİ ORHON Narkozitor Dr K. MEHMET ÇALIKKOCAOĞLU AYHAN SANBAY SOĞUKKANLILAR (In cold Blood) ile operator Dr. Hadı Sungur, Dr. Husnıye Olçmen. Dr Erdınç Koksal Dr. Mehmet Oz'e. amelıyathane, servis hemşire ve nustahdemlerine. bana yakm ilgi gosteren hastahane hekim ve personeli ile arkadaşlarıma \e ögrencilerlme tesekkurlerimı sunarım. Ercnköy Kız Lisesi matematik oğretm«ııi Mukerrem Suel Cumhuriyet 14929 K O Y HALKUUZ Turkçe OkumaYazma Kursuna Yazüınız ÎYİ AHLÂK DERNEGI Yazan: TRUMAN CAPOTE VAKALAESÛ. tE» UbBESZ ^ BOV LE Amerika'da aylardanberı gıjnde 20.000 adet satılan ve Hollywood tarafından filim hakkı 4,5 milyon liraya satJn alınan MUAZZAM ESER Fiatı: 15.00 LİRA Yajanlayan: yardımcıları Aiis. Dr Mardıros Yemyorgan. Asis. Dr. Ertuğrul Bayırh ve Asis. Dr. Soğomon Setyan"a ve oğlumuzun hastanedeki ilk gunlerdeki bakımma buyiık bir llgl ile nezaret eden Dr. Yuksel Büyukoğlu'na, ayraca hastanenin bütun personeli ne ve iyl dileklerde bulunan dost ve akrabaJarımıza teşekkur ederiz. Ayferi Senih Çalıkfcocaoğlu Dr. BURHANETTİN ÜSTÜNEL'e ON&MÜ AKAY KÎTABEV 1 Atatürk Bulvarı No. 69 ANKARA VE BÜTÜN KİTAPÇILARDA (Heriş: 3353/14912) Nimbüs TÜRK HAVA YOLLARI ANONİM ORTAKLIĞINDAN 1 Ortaklığımızın ikram servisleri ihtiyacı için şartnamesinde yazılı 2500 kilo reçel ve 8000 kilo drops şekeri, kapalı zarfla teklif alma suretiyle, satınalınacaktır. 2 Muhammen bedeli (86 500.) lira olup geçici teminat (4325) liradır. Bu işe ait şartnameler, mes=ıî gun ve saatlerinde İstanbul Gümüşsuyu Cad. No: 96 da THY. Levazım Müdürlüğünden almacaktır. 3 İstekliler teklif mektuplarını 28/12/1966 çarşamba günü saat 14 e kadar Lüvazım Müdürlüğüne tevdi etmiş olmaları şarttır. 4 Ortaklığımız 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğini tercih etmekte serbesttir. (Basın 24629/14911) CorrrsponDrnrr Dnsnmır Ö Û R E N E B İ L İ R S İ N İ Z İ Z A H I I 6R0SÜRÜMÜZU IS7EYİNİ2 İNGILİZCE FRANSIZCA ALMANCA MUHASEBE Beklâmcılık 4930/14918 !ız tc TDrkıyt'nia (ı« rtrındı kan<ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle