05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tSİ «fcifc. CUMHURÎYET 7 Kasım 1966 FRANSA'DA SEÇİM HAZIRLIKLARI Dr. Hıfzı TOPUZ atil donüstt Fransa'da politik hava birdenbira kmşmaya başladı. Partiler önümüzdeki martta yapılacak genel seçimlere hazırlanıyorlar. Bir yanda büyük bir dev var : De Gaulle'cüler toplulugu: bir yanda irili ufaklı muhalefet partileri. De Ganlle'e karsı olan bu partilerin hepsini bir arava toplayıp bir mnhalefet cephesi kurmak elbette söz konusu değil. Kaldı ki. böyle bir eepbe kurulsa bile De Gaulle'cüler kolay kolay iktidarı kaybetmiyecekler. :: :: jjj jjjj ••• •••• :: :: •••• 5SSS •••• •::: T De Gaulle'e karşı olan partiler arasında aylardan beri süregelen pazarlıklar olumln sonuçlar vermiyor. Ortanın solunda olan bütün partiler arasında kurulması tasarlanan birlik bugüne kadar gerçekleştirilemedi. Ortanın sağında yer alan «M.R.P.» Katolik toplulugu ile ılımlı partiler de Sosjalistlerle anlasamadıkları için seçimlerde muhalefete rerilecek oyların bölüneceği ve handan da De Gaulle'cfilerin yararlanacağı anlasılıyor. Çözülmenin sebebi umburbaşkanlığı seçiminin ikinci tnrunda De Ganlle'e karşı Mitterand'ı destekleyen seçmen kitlesi son aylarda çözülmeye başladı. Bunun nedenini Sosyalistlerle Komünistler arasındaki anlaşmazlıkta aramak gerek. Bu iş şöyle oldn: Başkanhk seçiminde Mitterand'a oy veren Komünistler kendilerinin dışındaki solcu partilerin kurdugu «Demokrat ve Sosyalist Solcu Federasyon» la işbirliğı yapacaklarım umuyorlardı. Federasyon üyeleri blr süre önce bir gölge kabine kurdular. Komünistlerin bu kabineye katılmaları istenmedi. Federasyonla Komünist Parti«.i arasına ilk soğukluk böylece girmiş oluyordn. Sonra seçim konnlannın tartışılmasına başlandı. Komünistler her şeyden önce sol partilerin bir seçim programı hazırlamalarını ve seçimlere tek listeyle girmelerini istiyorlardı. ötekl partiler ise program üzerinde konnsmayı zamansız bnldnlar ve buna yanaşmadılar. Federasyonun sağ kanadında yer alan liderler Komünist Fartisiyle isb'rligine gitmedense Lecanuefnin baskanlıgındaki ılımlı partilerle isbirligini istiyorlardı. Ama « o kanad ağır bastı^ı için bn ta=l carı geri çevrildi. Bu arada Federasyon liderlerinl etkileyen bir olaydan söz etmek gerekir. Biriki hafta önce Brives sehrinde belediye seçimleri yapılıyordn. Bn seçimlere bütün solcu partiler. komünistlerle birlikte, tek listeyle çirdiler. Seçimi De Gaulle'cüler kazandı. Federasyonun s a | kanad liderleri bunu komünistterle işbirliğinin kötü Mr sonucu olarak yorumladılar. Bn olaydan birkaç gün sonra yapılan Federasyon Yönetim Kurulu toplantısında da solcn partilere genel seçlmlerde diledikleri cnmhnrivetçi toplnlnklarla gitme yetkisi tanındı. böylece Komünist Partisi ile isbirligi zontnlağn kesinlesmetnis oluvordu. Seçimlere Federasyon tek başına girecek, eğer birinci tnrda nisap saglanamazsa ikinci tnrda her bölee dilediği partiyle isbirlifinde serbest olacaktir. Komünistlerfe isbirlifl gereklf ço»unhıgu sağla^ yanuyorsa Federasyon ılımlı partiIerTn adâyıni''* destekliyecektir. zakdoğuda saldırgan amaçlara yönelen Çinlilerin de savaştan sorumlu oldnklannı» ileri «ürmüştü. Lecanuet'nin bu sözleri Fransa'da geniş tepkilere yol açtı. Çünkü Amerikalılann Vietnam politikası Fransızlann aşağı yukarı oy birligiyle yerdikleri bir politikadır. Paris duvarlan «Paix au Vietnam» (Vietnam'da barış) yazılarlyle kaplıdır. Gazetelerde her gün savaşın bitmesini dileyen çağnlar yayınlanır. Radyoda, televizyonda herkes Amerikan politikasını yeren bir dille konusur. Günasın düzenienen konferanslarda ünlu bilim ve politika adamları bombardımanların dnrduralmasım ve yabancı askerlerin Vietnam' dan çekilmesini isterler. Lecannefnin böyle bir hava içindeki sesi Fransa'da giiriiltüler uyandırır elbette.. Ilımlı partiler topluluğunon İideri sağcı çevrelerden oy toplamaya yönelmiştir. Eğer seçimlerde De Gaulle'cüler °o51 çoğunluçu sağlayamazlarsa Lecanuet iktidarla isbirliğine aday olaeaktır. Ama tabii De Gaulle'den büyük tavizler koparmayı umarak. IHİ• •• • :::: •••• •••• :::: Gelir dağılımındaki esitsizlikler S ayın Prof. Dr. Besim Üstünel'in, «Gelir Dağılımındaki Eşitsizlikler» adlı yazısını okudum. Yazar bu yazısında Devlet PlânLama Teşkilâtınm yaptığı gelir dağılımı araştırmasmı eleştiren sayın Prof. ömer Celâl Sarç'ın bir yazısı üzerinde duruyor. Bu vesile ile fikirlerini açıkhyor. Araştırmaya göre, 1963 Türkiyesinde mevcut ailelerin en ait dilimdeki beşte birinin toplam gelirin sadece °»4.5'ini, en üst dilimdeki beşte birinin ise toplam gelirin %57'sini aldığı tesbit edılmiştir. Araştırma. bir kaç yıl üzerinde tekrarlansa, acaba bundan farklı bir sonuca mı varır, sanmıyoruz. Farkh olsa bile, aradaki fark önemli olmaz. İkinci bir nokta üzerinde duruluyor. Acaba, dağılımdaki bu eşitsizlik azahyor mu, çoğahyor mu? Bunun ortaya çıkarüabilmesi için, ileriki yıllarda bir defa daha bu ciddî arastırmamn tekrar edilmesi gerekir. Yoksa, filân kişi doktora tezinde su rakamları bulmuştu, diye bir hüküm vermeye imkân yoktur. retiyle bosluklarını kapatabilmektedirler. ve istisnalar hariçhepsi de eğitim camiasına öğretmenliğın yüceliğine ve kutsiyetine inanarak girmişlerdir. Hiroşima'dan Vietnam'a... ^ ni anlatmaya kalkışmak gereksizdir. Her y.l Hiroş.ma da ve Nagazakide o acı dakik»lar anılır, insanlar meydanlara toplanır, ölülerini anar, ve savaşı lanetler. Ne var ki, Japonya'mn yakın tarihini merak edenler, Asyanın uz»k kBşesindeki bu milletin emperyalist politika peşinde yuz yıldan beri safa sola saldırdığın. okuyacaklardır. Japonyamn ıktısadı kalkınması 1850'den beri kapitalist kalkınma yolunda gerçekleştiHnden, Japonlar sömürgeler aramak zorunda idiler. Iktısadı KOsullar, J.ponlan, Asysrnn sakin halklannın başma bela edıyordu. Takın komşularına belâ yağdırmakta devam eden Japonya, tkinci Dttnya Savaşına hırsl» katılmış, ve kendi belâsım da bulmuştn. lenilgiden sonra General Mc Arthur, Japonyamn tek hükümdan oldu. Amerikan işgal kuvvetleri Japon topraklarını çığnedıler. Güneşin oğulları Amerikan askerleri önünde eğildiler. Bu acıklı görünüsün ardında olan bitenler daha ilgi çekicidir. Amerıkan kapitalizmi, Japonyayı önce canlandınnak ve sonra Wall Streefe baflamak için gerekli tedbirleri alıyordu. Savaştan yıkilmış çıkan Japonyamn tanm flrünlerine ihtiyacı vardı. Amerikan kapitalizmi bn yardımı yapacaktı. Ama Japonya, Wall Street kapitalistlerinin isteklerine göre yugnılacaktı. Elektrik ve maden sanayii ile ilgili Japon devlet tekellerinin parçalanarak Amerikan himayesindeki özel teşebbüsçülere devredilmesi. Amerikan kontrolüne kolaylık sağladı. Amerikan kapitalistleri Japon özel teşebbüsünü avuçları içine aldılar. Ucuz Japon emeğivle meydana gelen mamuller, Güneydoğu Asya pazarlarında Ingiliz ve Fransız rekabetini silmekte işe yaradı. Japon sirketleri Amerikan kumpanyalarının bir subesi haline geldiler. Tekelci Amerikan sermayesi, Japon şirketlerinin hisse senetlerine sahip çıktı. Japon kapitalizminin ikinci Dünya Savaşından sonra Amerikan kontrolü altında geiistirilmesi bir yerde elbette buhrana doğru gidetekti. Kapitalizmin iç çelismesi, Japonlan krizlerin eşigine ffetirmistl. Ne tedbir alacaktı Japonya? Her yıl Hirosima ve Nacazaki'de ölülerini anıp atlıyan insanlar tek başlanna yeni favaş kapılan açmak yeteneğinde değillerdi. Ama buhran, bütün tehlikeslyle kapıyı vuTuyordu. Bu tehlikeye karşı garip, fakat o oranda cazfbeli çözüm yolunu Japon kapitalistlerinin bağlandıfı Wall Street milyarderleri buldular. Vietnam harbi valnız Amerikan refahını yükseltmekle kalmıyarak. Japon kap'talistlerinin de imdadına yetisecekti. Bn dıırumu. New Tork Times'te çıkan bir yazı bütün açıklığıyla ortaya kovmaktadır. Muteber olarak tanınmış bu Amerikan gazetesi sn hilrileri vermiştir : «Seçmenlerinin üçte biri ya sosyalist, ya da komünist olan Japonva sık sık Vietnam'daki savaşın gelişmesi karşısında endişesinı belirtmekle beraber, bu savaş Japonyamn ekonomik hayatını düzeltmiş, yeni is sahaları açmış, jşsizliği azaltmış, Japon parasmı sağlamlaştırmıştır. Amerika Savunma Bakanlığı. Vietnamda kullamlmak üzere çeşitli malzeme için Japon fabrikalanna 1966 yıh içinde şimdiye kadar 150 milyon rtolâr ödemiştir. Fakat Vietnam savaşıyla ilgili olarak endirekt satışlar. 500 milyon dolân aşmaktadır. Zira Güney Kore. Formoza. Tav'^nd Laos Ve diğer ülkeler, savaşın kendi memleketlerine sıcraması ihtimaline karşı Japonyadan çeşitli savunma aracları. giyecek, gemi, v.s. satın almaktadırlar. 1966 yıh sonuna kadar Japonyamn sırf Vietnam dolayısiyle yapacağı satısların 1 milyan a^acagı tahmın edilmektpdir. Yokohoma'da Mitsubishi Sholi iş merkezindeki Amerikan Satın Alma Dairesine hemen her gün yüzlerce Japon şirketi temsilcisi gelmekte ve dikenli tellerden kamyonlara. yedek parçalardan ayakkabıya. çeşitli elbiselere. zehirli sineklere karşı kullamlan cibinliklere kadar çeşitli malzeme için siparişler almaktadırlar. Japon Hükumetinin veticili bir VaynaŞı Mı konuda şunlan söylemistir: «Japonva nazik bir şekilde Vietnam savaşına katılmış hulunmaktadır. Savaş genisledikçe Japon ekonomisi de genişlemektedir. Biz ekonomimizin eelismesinden hoslanıyonız.» Bu duruma ragmen sık sık Japonyada solcu gruplar Amerika alerhine nümayişler tertiplemekte ve Amerikanın Vietnamı terketme^ini i<:temektedirler.> tşte Hirosima'nın Japonyası. böylece Vietnam savaşından palazlanacak ve memnun olacak duruma gelmiş, getirilmiştir. Bir ı,. I,, ± » » ' °^en'n*dMyHttM*'*$tHMİC<M'<!kmez böyte* 7am»n!arda . Halkın ne kabahai] var ki? Suç iktisadi düzendedir, kapitalizmdedir, ve • tarihe karışıp kaybolmadıkça, savaş da tarihe kanşıp kaybolmıyacaktır. •••• •••• ••n HATAU YOL :•• G •••• C Sosyalist Komünist yakınlaşması Komünist partiler arasında birtakım yakmlasmalara yol açmıştır. Maurice Dnverger jribi solcu bilim adamları çeşitli dergilerde Komünist Partisinin ileri gelenleriyle toplum düzenini ilgilendiren konuları tartışırken parti liderleri de çefiitli toplantılarda hoşgörii ve karşılıklı saygıyla günlük politika işlerini ve teorik konulan tartışmaya başladılar. Bn yakınlasmanm son Srneği Sosyalist Partisinin orgam «Le Popnlaire» gazetesinde demokrasi anlayışı üzerinde açılan tartısmadır. Sosyalistler kendi gazetelerinde bu konudaki förüslerini yayınlarlarken sütunlannı komünistlere de açarak bu partiyle açık bir tartışmaya giriştiler. ^«osyalistlere göre bir toplumun gerçekten k 'var olabilmesi için demokratik düzen şarttır. Sosyalizm olmadan demokrasi olamıyacağı gibi. sosyalizm de demokrasisiz yürfiyemez. Kapitalist rejimlerde paranın üstün gücü sosyal esits'zliklere yol açar. devlet de güclüyü tutarak kisinin toplum düzenine yeni vönler verebilecek davranıslarına engel olur. Komünist rejimlerde ise görüş çoğulluğu sınırlandınlmıstır. Kisiler ancak yönetici bir azınhgın daha önceden karara bağladıgı konular üzerinde söz söyleyebilirler. Sosyalistlere göre her iki rejimin de kötüiüklerini önleyecek bir demokratik düzen kurmaktan başka çıkar yol yoktur. Komünistlere eöre ise Fransa malî bir oligarsinin eçemenliji altındadır. Amac bunu yıkmaktır. Komünist Partisinin amacı ihtilâlle isbasına pelmek deiildir. Fransa'da sosvalizme barışçı ve demokratik yollarla geçilecektir. Fransa'nın kosulları narti coiullu^unu çerektirmektedir. Solcu partiler isbasına selseler bile politik özgürlüklere dokunulMfyacaktiK ' "' yapılan Seçim kampanyası dolayısiyle Sosyalist pazarlıklar solcu partiler arasında bir cephenin kurulmasmı sağlıyamamışsa da, ve elelim Sayın Kuzucu'nun eleştirmesindeki gerçeklere. Eğer tartışmacı yazılarını daha müşahhas bir şekilde kaleme alsalardı asağıda belirteceğım gerçekleri daha yakından gormek mümkündü. Bugün öğretmenlik mesleğinin kutsiyetini kaçıranlar ve bozanlar dışardan intissp eden öğretmenler değıl. Milli Eğitim Bakanhğının öğretmen ihtiyacını karşılama amacıyla güttüğü hatâlı yoldur. Şöyleki: 0 Bakanlık her yaz çeşitli şehirlerde öfretmen yetiştiren kurslar açmaktadır. Bir ay devam eden bn kurslarda "o9O'nın üstünde randıman alınmakta ve kadro kifayctsiz elemanlarla kabartılmaktadır. Beri taraftan fark imtihanlarını vermek yoluyla öfretmen olmak istiyenler okul idareleri tarafından hiç de iyi karşılanmamakta ve mezun oranı 'olO'n dahi geçmemektedir. Üstelik bunlar meslek derslerinden gayrı 21 günlük tecrübe mahiyetindeki köy staj çalısmalanna tâbi tutulmaktadırlar. Bence knrs usulü kaldınlmmh ve ikinci yolla ihtiyacı karsılarna yoluna gidilmelidir. yısı sınırlı kuruluşlardadır. Diş sağlığı hizmetinin karşısma en büyük bir engel olarak protez kalfaları çıkmaktadır. Anadolu'da ne yazık ki bu hizmet daha ziyade kalfalar tarafından yürütülmektedir. Istanbul'da ise çahşma tarzları daha başkadır. Bunlar poliklinikler açarak bilgisiz bir şekilde diş çekmekte ve tedaviye kalkışmaktadırlar. Yaptıklan bu işlerin purüzleri sonradan hastanın sağhğını tehdit etmektedir. BU PROBLEM... u problem dış hekimiiğinin kuruluş yıllannda da mevcuttu. Prof. Suat Ismaıl Gürkan dış hekimhğinın 50 ncı yıldönümü münasebetiyle 1959 da Ünit mecmuasında yayınladığı makalesinde Cemil Topuzlu Paşanın bu işi berberlerın elinden kurtarıp diş tabiplerine vermek için Maarif Nazırı Emrullah Efendivi nasıl kandırmağa çalıştığını anlatmaktadır. Cumtauriyet devrinde diş saglığı hizmetinin hukuki teminatı bir kanunla tesbit edildifi halde durumun böyle oluşn üzücüdür. 11 Nisan 1928 tarih ve 1219 sayıIı Tababet ve Şuabatı San'atlarının tarzı icrasına dair Kanunnn 34 nncu maddesi Türkiye'de dişçilik san'atını ancak diş hekimligi mektebinden mezun ve diş hekimi sıfatını haiz kimselere vermiştir. Aynca gene bu kanunun 34 üncü maddesi ile diş çekimi ve her türlü diş tedavisini yapmafa yetkili dis tabipleridir. Konumuzla ilgili olarak en açık. belirli ve kesin hükmü 1219 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ihtiva etmektedir. Bu maddeye eöre icrai san'at selâhiyeti olmavan kimse disçilik san'atını icra ederse 10 liradan 100 liraya kadar hafif para cezasına mahkura edilir. B NE İLE OLUR? ' • ••a • ••a • ••a • ••a • ••a aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa • ••• • ••a aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa anaa aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa • ••a aaaa • III aaaa "Solcu De Gaulle'cüler ki büyük parti arasında bu tartışmalar devam ederken De Gaulle'cüler arasında da solcu egilimlerin çoğaldığı ve örgütlendiği görülüyor. De Gaulle'ün yakınları arasında Joxe ve Pisani gibi sol eğilimli Bakanlar vardır. Louis Vallon ve Rene Capitant gibi bazı ünlü De Gaulle'cüler de iktidar partisinin sol kanadında yer alarak gerçekçi bir solculuğun ancak De Gaulle' le isbirligi yapılarak sağlanabilecegini ileri sürerler. Teni Cumhuriyetçi iktidar partisinin sol kanadında yer alan bn kimseler «Union Democratique de Travail» grnpn adı altında çalısırlar. De Gaulle'ü destekleven dört ayrı topluiuk da geçenlerde «Beşinci Cumhuriyet Solcu Konvansiyonu» nu kurmuştur (1). Gazetelerde bunlardan baska bir de «Front Travailliste» denen solcu bir örgütün adı geçer. Bütün bu topluluklar De Gaulle'cü adaylan destekliyecektir. jj ste seçimlere bes ay kala Fransa'da durum * budur. General De Gaulle kişisel otoritesi ve sempatisiyle sagcı ve solcn çevreleri etkilemeye devam etmektedir. Birçok solcn topluluklann sagcı bir iktidarı desteklemeleri devletin basında Fransa'ya bağımsız bir dış politika ve itibar kazandıran De Gaulle gibi bir adamın bulunması yüzündendir. (1) Front du Progres, Centre de la Reforme Republicaine, Association Nouveau Regime, Clubs du V. Republigue. >••• •••• •••• • •«a Federasyonnn işbirligi yapacağı toplulnklar tartısma konnsn olurken Mitterand bir de «ilerici cumhuriyetçi» (republicain de progres) deyimini ortaya attı. Mitterand'a göre ilerici cumhurivetçiler dürüst, vatansever ve ilerici kimselerdir. Seçimlerde Federasyon bn gibi kimselerle Isbirliçine gidebîlecektir. Ama Federasyonun sol kanad liderleri tasrada ilerici cumhuriyetçi adı altında birtakım sagcılann ve katoliklerin desteklen»rıesinden korkuvorlar. raştırma bize, ötedenberi söz konusu edilen, amm». biraz da çekinerek söz konusu edilen bir gerçeği ortaya koymuştur. Gelir dağılımmda eşitsizlik vardır, bu kişilerimizin çahşmasının karşılığı değildir. Kişilerimizi daha mutlu kılabilmek için, her kişinin milli gelirdeld payı makul ölçüler içinde artırılmalıdır. Bu ne ile olur? Kâr hadlerinin makul ölçüler içinde tutulması ile, vergilemenin yeni formüllere bağlanması ile. Burada şu gerçekle karşılaşıyoruz. Gelir dağılımındaki eşitsizlik tesbit edil^rken, Devlet ve özel idare giderlerine vatandaşın katılma payı tesbit edilmemiştir. Gelirin • o . ini alan aileler, aca/ 45 ba verginin kaçta kaçım karsılıyor? Gelirin Vo57 sini alan aileler. vergilerin kaçta kaçım ödüyor? Eğer bu karşılaştırma yapılmış olsaydı, o zaman Devlet ve mahalli idarelerin giderlerine vatandaşın katılma oranını daha iyi görmüş olurduk. Aydınlarımız yargılarında daha faydalı bir yöne yönelirlerdi. Diyelim ki bu acı sonucu hepimiz öğrendik. Ne ya(fatı ile üze;, : .bil kanu or«4 taya çıkardık mı? Sadece nazarl* olarak sorunları ortaya çıkarmakla iş bitmez. Gelir dağıhmınm eşitsizliğini belirttikten sonra ilgililerden ne istediğimizi de belirtmeliyiz. Söylediklerine güvenilir sayın profesörlerimiz asıl bu noktada fikirlerini söylemelidirler. Bakıj'oruz, yazılannm .sonunda bu konuya değinmek bile istemiyorlar A ^ Iktidar partisinin bir Milli Eğitim Bakanı pek yakında ImamHatip Okulu mezunlarının öğretmenlik hakkını haiz olacaklanm söylemiştir. Bu, tamamen politik mülâhazalara ve oy istismarcılığına dayandığı gibi orta öğretimde anarsi yaratan bir görüştttr. Ve meslek kıymeti hiçe sayılmaktadır. Işte bu hususlarda Kuzucu ile hemfikirim. Bunun dışmda Cumhurbaşkanımızın cevabı mantıkî ve doğrudur. Saygılarımla, Kadri ÖNER Hukuk öğrencisi Ank. SONUÇ örüldüğü gibi bu ceza hukmünün yeterli olmadığı ve selâhiyetsiz kimselerin çalışmasını önleyemiyeceği açıktır. Bu gün tıp hizmetlerinde yardımcılık büyük önem kazanmıştır. Bunu inkâr etmiyoruz. Hemşirelik, lâborantlık, sağlık memurluğu ve bunun gibi meslekler gelişmiş olup modern tıp hizmetinde hekimin en değerli yarAMhjlS ş ^ r ^ Ü ve pozitif bir anlayısla ele alındığı için basanh olmuştur. Bu bakımdan aynı işi protez kalfaları için de düşünmek zamam gelmiştir. Açılacak okullarda yetişecek diş sağlığı personeli diş hekimlerinin o zaman verimli bir yardımcısı olacak, halkımızın da sağlığı ehliyetsiz ve bilgisiz ellerin tehlikesinden kurtulacaktır. Diş hekimliği otoritelerinin tabipler birliğinin, hukukçulanmızın ve hükumetin esasen yetersiz olan kanun ve teşkilâta bir an evvel eğilmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. 1 GünrSr ŞAT1ROGLÜ Diş Hekimi 6 Diş hekimleri ve protez kalfaları 6 Lecanuetnin tutumu ederasyonnn tutumu böyle. Lecannefnin tutamnna gelince, ılımlı orta s a | topluluklarının İideri de «tkinci turda kendi adayımızı geri almamamız Komünist Partisinin işine yarıyacaksa adayımızı geri çekeriz», yani, «De Gaulle'cüler kazansın daha iyi» diyor. Lecanuet ber halde birçok solcular için Fransa'nın en tehlikeli adamıdır. Çünkü ılımlı orta sağ topluluklar iideri Amerikalıları ve Amerikan politikasını destekleyen ve Fransa'da sayısı günden güne azalan insanlarm basında gelmektedir. Lecannefnin Vietnam savaşındaki tutnmn bile aşırı «Amerikancı» dır. Katolik Partisi lideri birkaç gün önce Radyonun düzenlediği bir ankette De Gaulle'ün Vietnam politikasını yorumlarken Generalin bn savaşta yalnız Amerikalılara sorumluluk yüklemesini baksız bularak, «U Gelir dağılımını adilâne bir orana doğru geliştirmek istediğımize göre, uzmanlarımız bunun yolunu da göstermelidirler. Aydınlarımız, halkımız, işçimiz, işverenimiz nasıl bir yol tutacaklannı kavramalıdırlar. azetenizin beşinci sayfasında çıkan haberde, bir protez kalfasının diş hekimi gibi hareket ederek, hastanın sağhğını tehlikeye düşürdüğü belirtilmektedir. Biz genç hekimler olarak, bunun ıstırabını duymaktayız. Bu konuda bizim de söyliyeceklerimiz var. Şöyle ki : Sağlık yönünden Türkiyenin modern şartlara kavuşması zaten çok yenidir. Üstelik bu kavuşma, maalesef I'tanbul, Ankara gibi büyük şehirlerimizde ve sa •••••••«••••••M 1966 Nobel Ödülü'nü kazanan Yahudi yazar NELLY SACHS'ın eseri: Yeni Çıktı. 5 Lira. S E ÇM E LER HABORA P.K. 6 Beyazıt İstanbul... Cumhuriyet 13020 SONUÇ G BİR HALIIIİYA TURKKAN VARDI Ertuğrul YENER % yılında İzmir'in Tire kazasında doğ du. Babası Ibrahim Rıza Bey çok ileri fikirli. vatanperver, milletin acılaruıı paylaşmak için daima çırpman münevver bir insandı. Kücük Halit Ziya'yı tahsil için Izmir'e gönderdi. Onun iyi bir tahsil yapıp bilhassa yabancı dil öğrenerek Garp medeniyetini, en iyi şekilde inceIemesi ve millctine faideli bir unsur olması için elinden geleni esirgemedi. İzmir lisesini bitirdikten sonra tstanbul'da Haliçte (Âli Hendesei Mülkiyei Şâhâne) Yüksek Mülkiye Mühendis Mektebinden mezun olarak yine İzmir'e geldi. Mart 1326 tarihinde Nalıa Vekâletince Ajdın Vilâveti Nafıa Baş Mühendis Yardımcılığı ile Devlet hizmetine başlıyan Halit Ziya 7 Kasım. 132S tarihinde (Üsküdar Mektebi İdadisi) Üskiidar Lisesi Fizik ve >!akiııe Öğretmenligine. aynı yıl Aralık ayında Mercan Lisesi Fizik ve Halkalı Ziraat Mektebi Âlisi Cebir. Geometri. Triçonometri ve Topografya öeretmenliğine tayin olundu. sm &y Temmuz. 1327 tarihinde (KADASTRO) cuM. *9 luğun ilk, görevl olan tstanbnl'da o zamanki tâbirle (Uefteri Hâkâni Emaneti Heyefi Feıuıiye Mühendisliği) yani Tapu İdaresi Fen Heyeti Mühendisliğine getirildL 133« senesinde memleketiraiz işgal altındadır. Buna tahammül edemiyen binlerce vatan evlâdı gibi Halit Ziya da Eskişehir'e giderek oraya yerleşti. 10 Haziıan, 1331 tarihinde Belediye Reisllğl vazifesini etrafındaki arkadaşlannın isran üzerine kabul etti ve resmî sıfatı yanında milletin bu acı günlerinde daha faideli hizmetler göreceîini hesap ve her türlü tehlikeyi göze alarak bir Milis Kıta<ı kurdu. başına geçti. En büyük yardımcıları, sonıadan merhum Yunus Nadi ile Büyük Ata'nın Harkiyc Vekili Teyfik Rüştü Aras \e yegeni Avukat Lâmiî Yener'di. İngilizleı bu küçük ve £akat kuv\etU grupu bilhassa idarecilerini tevkif için Eskişehirln Karacabey köyünü Karakol Kuvvetleri ile sık sık basar, başta Halit Ziya olmak üzere ¥unus Nadi ve Tevfik Rüştü'yü yakalayacaklara büyük paralar vaadederlerdi. Bu milli hizmeti feragat, fedakârlık ve çesitli yoksulluk içinde iknıâl cden Halit Ziya'yı 2 Ekim. 1349 tarihinde kendine meslek sectiği Tapu İdaresi Fen Heyeti Başmühendisliğinde görüyoruz. emleketimizde nıevcut olmayan Kadastro çalısmalarını Avrupa'da etüd ettikten sonra uygulama yoluna girdi. Kanunlar çıkanldı, yönetmelikler yapıldı. teşkilât kuruldu. Halit Ziya Türkkan Tapu Idaresinde Başmühendislik Fen Heyeti Başkanlığı ve Müşavirliği hizmetlerinden sonra 1339 temmuzunda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne tayin edildi. Almanya, tsviçre ve Fransa'da beynelmilel konferanslara katıldı. bu memleketlerdeki büyük kadastro otoritelerini yurdumuza dâvet etti. Umum Miidürlüğünün son zamanlarmda havadan kadastro (Fotogrametri) nin ilk hazırlıklarını yaptı. 1944 yılında Genel Miidürlükten istifa suretiyle aynldı. Yasının çok ilerlemiş olmasına rağmen meslekî faaliyetini bir an bırakmryan Halit Ziya Türkkan bir ara kücük oğlu Atilâ Türkkanı ziyaret için gittiği Amerika'da (SunT yağmur) me\zuunu en mütekâmil bir şekilde etüd ederek hazırladığı raporlarını zamanının hiikumetîne vermiş, fakat tatbik mevkiine sokturamamıştır. alnız meslek arkadaşlarına. talebelerine değil uzak yakm tanıdığı herkese daima faideli olan bu büyük insan. son ânına kadar memlekete, millete. dostlanna ve milliyet farkı gözetmeksizin komşularına dahi her mevzuda hizmeti kendine şiar edinmisti. Halit Ziya Türkkan çözlerini hayata yumarken, icinde: vatanma. milletine. dostlarma ve ailesine yeterli hizmetlrri ifa ve lkmal etmiş insanların ilâhi huzuru vardl. elir dağılımının eşitsizliği üzerinde duruldukça, bazı çevreler sanıyor ki aydınlarımız, servet düşmanlığı yapıyor. Halbuki onların istedikleri, daha mutlu bir topluluk yaratmaktır. Bu iş kolay değildir. Ticaret erbabı, şu kadar kârı kanunî bak olarak gördüğüne göre, kazancını meşru sayacaktır. Işçisine, çalıştırdığına verdiği ücreti az görmiyecektir. Eğer. gelirin azı haksız bir şekilde çoğunluğa, gelirin çoğu, yine haksız bir şekilde azınlığm cebine, kasasma gidiyor, bunu önlemenin yolu şudur, ücretler artmalı, kâr haddi azaltılmalı, çok kazanandan çok \Tergi, az kazanandan az vergi ahnmahdır, gibi elle tutulur bir neticeye ulaşır, gösterirsek, toplurnumuza daha faydalı bir iş yapmış oluruz, sanıyorum. Numan ÖZDEMtR Ankara İ L AN Garp linyitieri Işletmesi Muessesesinden Sayın doktor ve eczacılara Uzun tesirli tetracyclıne müstahzan Boş Varil Satılacaktır Müessesemizin Tunçbilek, Seyitömer, Değirmisaz ve Soma bölgelerinde mevcut cem'an 3291 adet muhtelif durumda boş variller kapatılmış zarflar içinde serbest teklif alınmak suretiyle satılacaktır. Bu işe ait tekliflerin en geç 21/11/1966 Pazartesi günü saat 15,80 e kadar geçici teminatla birlikte Tavşanh'da Müessesemiz Muhaberat Servisinde bulundurulması lâzımdır. • Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alınmaz. Buna ait şartname: Ankara'da : T.K.l. Genel Müdürlüğünde, lstanbul'da : Beyoğlu Istıklâl Cad. Piremeci Sok. 1. Baro Han Kat: 2, TKİ Satınalma Bürosu Müdürlüğünde, Izmlr'de : Gazi Kadmlar 1453 Sok. No: 1» B/4 G.L.t. Irtibat Bürosu ŞefliSinde, Tavşanh'da : G.L.Î. Müessesesi Ticaret Müdürlüğünde, görulebilir. Müessesemiz, Artırma Eksiltme ve lhale Kanununa tâbi olmayıp, ihaleyi tamamen veya kısmen yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttİT. (Basın: 22328/13009) demetetra OEMETHYLCHLORTETRACYCLINE H C L + VİTAMINLER vitamine piyasaya arzedilmiştir. A Ş İSTANBUL Reklâmcılık 4329/12998 Yanılıyorsunuz 12 kapsüllük ambalajlarda' S M • •a • •4 •••• •••• «*•• • ••a •••a • •• V :::: ayın tartışmacı öğretmen Hasan Kuzucu, Cumhurbaskanımızın Doğu gezileri dönüşünde Sıvasta bir öğretmenler grupunun, «Çeşitli okullardan mezun olanların öğretmenlik mesleğine getirilerek, mesleğın kutsiyetinin kaçırıldığı...» yolundaki beyanlarına «TANILITORSUNUZ seklinde verdikleri cevabı kabul etmediğini bildirmekte ve «... însan psikolojisi, metod, teşkilât ve idare bilmiyen okul görevlilerine müsaadeleri ile öğretmen demiyelim» demektedir. Şüphesiz Sayın Kuzucunun görüşlerinde büyüb gerçekler gizlidir. Buna rağmen bu şekildeki genel bir yargıya da katılmak mümkün değildir kanaatimce. , Öğretmenlik, bilgi satma hüneri ve mesleği olmakla birlikte bu biraz da kabiliyet işidir. Dışardan öğretmenlik mesleğine intisap eden nice kabiliyetler vardır ki eÇitim ve öğretimde bir hayli başan kazanmıslardır. Bilhassa bir çokları geniş kültür ve görgüleriyle toplum kalkınmasında asıl öğretmen Okulu mezunlarına nazaran daha çok müessir olmaktadırlar. Aynca dışardan llköğretmen Okulu bitirmelerıne giren lise ve muadili okul mezunlırı eğitim psikolojisi ve sosyoloji»!, mttçd, ttıkiltt v« 1<İ»T«J Iibi tMtlttkl dtrtlari v t n u k «u D.E V.A. Sanayi ve TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: 500 adet hububat örtüsü satın alınacaktır 1 Ofisimiz ihtiyacı için keten veya kenevirden mamul 500 adet hububat örtüsü dövizi Ofisimizce temin edümek Ü2ere ithal suretiyle satınalınacaktrr. 2 Bu işe ait kapalı teklif zarflan 28 ICasım 1966 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15.00 e kadar Ankarada Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Muhaberat Müdürlüğüne tevdi edilecektir. 3 Bu işle ilgili şartname Ankara'da Malzeme Müdürlüğünden. İstanbul'da Bahtiyar Handaki Bölge Müdürlüğümüzden Mümessülik belgesinin ibrazı suretiyle bedelsiz olarak temin edilebilir. 4 Ofis 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Baırn 22629/1S016) İstanbul Ticaret Odasmdân Polonya ve Israil ithal listelerinde mevcut sentetik iplikten talep eden mensubumuz sanayicilerin 9/11/1966 günü akşamına kadar Odanvz Sanayi Şubesine müracaatları rica olunur. (Basın 22619/13008) Kula Mensucat Fabrikasından Fransız Societe Alsancienne De Constructions Mecaniques (SACM) fabrikası mamulâtı. 1 Adet 60 Bajlı 3 Adet 70 Başh 2 Adet 80 Başh 1 Adet 100 Başlı Atkı aktarma (Kanetypr) makinaları satıl? jaktır. Alâkalıların müracaatlan. Cumhuriyet 13019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle