05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKÎ CUMHURtYET 6 Kasım 1966 SAVCHİRM BAGlMSmttl Prof. Dr. Faruk EREM n yazımızla, üzücü uygıılamalara yol açan bir konuya değinmek istiyoruz. Anayasamızın 137 nci maddesine göre: «Kanun, Cumhuriyet savcılanmn ve kanun sözcülenniT özlük işlerinde ve görevlerini yapmalarında teminat sağlayıcı hükünüer koyar.» Anayasa Komisyonunan raporunda bu hükfim lle «S&vcuarın temınat sağlayıcı bir statüye sahip kılınmalan esasının tanzim edildiği», böyle bir esasın «Yargı görevinin yerine getirilmesinde lüzumlu bulunduğu» açıklanmıştır. O halde Anayasa savcılara «teminat» sağlanmasını emretmiş ve bu teminatın genişlik ve niteligini «görev» in yerine getirilmesi için zaruretin sımrları olarak kabul etmiştir. O halde «savcıların görevi» uzerinde durnıak gereklidir. Anayasanın 13? nci maddesinin gerekçesinde savcüık teminatı bir «esas» sayümış ve bu esasm «yargı görevinın yerine getirilmesinde lüzumlu» olduğu titizlikle belirtilmiş ve savcüıktan bahsetmesine rağmen 137 nci maddeye Anayasanın «yargı» başlıkJj bölümünde yer verilmiştir. O halde savcılann yargıdaki görevleri ile orantılı ve zorunlu teminata bağlanmalan şarttır. ••••••••••••a I :::: :::: OOGAN HAOİ Çin fflzesî! tkinci Dünya Savaşı sonrasında, Amerikan Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı General Maxwell Taylor şunları söylüyordu : « Atom bombası bizim Hava Kuvvetlermın elıne, yıkıcı gucü o kadar muazzam bir sılâh verdi kı, Birleşik Amerika bu guce dayanarak bütün dünyaya kendi otoritesmi kabul ettirecektir Konvansiyonel silâhlar. başlıyan yeni atom çağında çok önemsız kalacaktır ve hiçbir değeri olmıyacaktır.» Amerika, butün dünya üstünde diktasını kurabileceğıni tasarlıyordu. Sovyet Rusya'nın atom silâhına sahip olabilmesi için gerekli süre, uzmanlara göre, on yıldan aşağı değildi. Ne var ki, Ruslar bu on yıllık süreyi birkaç yıla indirdiler. Tarih acısından, bu gelişmeyi dikkatle izlemek gerekir. Birinei Dünya Savaşından sonra yeryüzündeki kapitalizm egemenliğı Rnsyadakl Sovyet ihtilâli ile parçalanıyordu. Tekel yıkılmış, kapitalizme zıt bir kuvvet merkezi ortaya çıkmıstı. Bu zıt kuvvet merkezidir ki, Millî Kurtuluş Savaşında Türkiyeyi kapitalist emperyalizmine karsı desteklemeyi kendi çıkarlarına uygun bulmuştur. tkinci Dünya Savaşından sonra, Amerika dünyada tek hâkim olarak belirmişken ve atom tekeline dayanarak yeryüzüne kapitalizmin diktasını kabul ettirmeyi tasarlarken gene Sovyetler bu plânı bozmuşlardır. Meşhur Dulles o zaman bn konuda sunlan yazıyordu : « Sovyetlerin atom bombası yapımını bu derece çabuk gerçekleştinneleri Sovyet Devletinin gerçekten de muazzam başarısı sayılmalıdır. Bu olay Amerikan atom tekelini yıktı. Etkileri önümüzdeki yıllarda ne gibi sonuçlar doğurur, bunu şimdiden tahmin etmek güçtür Bizim atom tekelimizi yıkarken. stratejik durumun da kendi lehine olarak değişmesini sagladı.» Gerçekten Rusya ile Amerika arasında kuvvet dengest saglandıktan sonra dünya politikası detismeve yüz tutmuştur. Klâsik silâhlar önem kazanmıslardır. O tründen bu vana savas plânındaki değişmeleri anlamak için Vietnam harbine bakmak yeterlidir Daha geçenlerde Saygon'da millî bir bavramın ceçit törenine birkaç saat kala Vietkonç'lar sehri bombalamıslardır. Havan toplarivle açılan ates her tarafta bflviik panik yaratmıstır. Olüler yaralılar vardır. Törene, Gfinev Vietnamın Amerikan kuklası Generali Kao Kî. Vietnamdaki Amerikan Kumandanı General Vestemoreland ve öteki yüksek rütbeli <subavlar katılaeaklardı. Bu harekâtın en önemli çizeisi. aianslarda sövle belirivor : « Vietkongların baskenti iki defa 7^ mm lik havan toplanvle bombalamacından az sonra. Gfinev Vietnam ordu<;unun birliklerl bu havan toplannın bı^lundur'U sanılan bölgede harekete geçmislerdir. Birüklerin harekâtı silâhlı helikopterlerle ve taktık uçaklarla desteklenmektedir.. Amerika. yervüzfinde en önemli <ıavdıfı bölçrde bütün gücüvle yoksul bir ulnsun üstüne abanmakta. ama sonuç basansız kalmaktadır. Amerikan kumandanımn feçlt töreni seyredeceğl baskent bombalanmakta, ve nereden ates edildiği kesinlikle bilinememektedir. Koskoca Amerika küçücfik bir kahraman milletin karşısında Sciz kalmaktadır. Bütün bunlara son gflnlerde bevecanla izlenen bir baska haberi de katmak gereklyor. Çin çüdümlü atom silâhına sahip olmustur. Birinei atom baslıklı fuzesini patlatmistır. Cin'in atom baslıklı füıesi 640 kilometre menzilli sanılmaktadır. Kıt'alararası füzelere on yıl sonra sahip olacafı Amerikan kaynaklannca tahmin edilmektedir. Oysa bu tahminin de vanlıs çıkması ve Çin'in daha önce uzun menzilli füzelerle donanması mümkündür. Şurasını da Şnemle belirtmek çereklr ki. Cin. atom denemelerini ve atom süâhlartnı salt kendi güeüyle vapmaktadır. Ruslar. Çinlilerin denemelerini kaygıvla değerlendirmektedirter. Ikinci Dünya Savaşından bu yana bütfln olan bitenler. Türkiyenin sözünü açmalıdır. Amerikan kapitalistlerinin ve generallerının bızım papağanlara ezberlettifi cinsten : « Bij Amerikan atom şemsiyesi altındayız, biz NATO'nun savunma kalkanı arkasındayız. t ibi propaganda lâflan gerçeklerin dısına dusraüştür. Kflçük milletler devlerle başa çıkabilmekte. atom sılahım tasıyan eller çoğalmakta, savaş stratejileri değişmekte, dünya yeni anlayıslara doğru yarümekteâir. Daha dünkü somurge Çin. atom silâhı yapabilecek bilim kudretine 15 yıl içinde nasıl kavusmustur? Bunu tarafsız bir gözle incelemek yeteneğınden uzak millet, uyutulmns millet demektir. Türk İnsanı, Türk devlet adamı. Tfirk subayı. kendisine dışaraan çonderılmis müstahzar fikirlerl bir yana itmeli ve Türkiyenin sarunma strateiisini Türkiyenin millî çıkariarına göre kendi kafariyre te«blt edebllmetidlr. Atatflrk bfiyle yapmıştı, yapabilmisti. ve ondan büyüktü. Biz böyle yapamadıgırmz sürece küçüle B anlaşümasına imkân yoktur. Damştay kanununun anlayışı Anayasaya tamamiyle uygundur. «Hâkim teminatı» nı açıkça belirtmiş ve ancak Cumhuriyet Başsavcısını hâkimlere benzetmiş olması karşısında (Anayasa 133, 137) savcı Üe hâkim arasında bir farkın olabileceğini Anayasanın kabul eylediğini iddia etmek mümkündür. Fakat 87111 Anayasanın savcılara «görev teminatı» tanıdığı da aşikârdır. İki teminat arasmdaki fark teminatın yoğunluğunda değildir. Anayasa savcıların daha az teminaUı olacağını düşfînmuş olamaz. Fark, teminatın sadece niteliğinde. tanzim şeklinde olabilir. Zira teminat derecelendirilemez. Daha az teminat, azlığı nisbetinde, mevcut değil demektir. ^ •vsayüı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanunu•*•'** nnn 771 inci maddesinde savcı ve yardımcıları «Bakanlık Müsteşarının Başkanlığı altında Teftis Kurulu Başkanı ve Genel Müdürlerden müteşekkil kurulun (Savcılar Kurulu) mütalâası almdıktan sonra Adalet Bakanı ve Başbakanın musterek kararnamesi Cumhurbaşkanının onayı ile atanır», denmektedir. Anayasadan evvel münhasıran Bakanın takdirine bırakılmış bir konunun yeni Anayasa yürürlüfe girdikten sonra Bakanlık er> kânından müteşekkfl bir knrullun «mütalâa» sına bağlanması ile Anayasanm lüzumuna işaret ettigi «teminat» ın sağlandığı iddiası haklı görülemez. Adı geçen kurulun üyelerinin teminaUı olmaları (45 sayılı K. 91. 94) ve dolayısiyle savcılara teminat sağlandığı düşüncesi, kısacası «dolaylı teminat» Anayasanın işaret ettiği «doğrudan doğruya teminat» değildir. Kaldı ki Bakanlık erkânımn «idarî hiyerarşi» dışında kaldığı da iddia edilemez. Anayasada «hâkimlik teminatı» başlıkk hükiimdc gösterOen «teminat unsurlan» arasında «coğrafî teminat» ın sayıtanadığı, (Anayasa 133) bu sebeple savcıların da böyle bir teminatı olamıyacağı düşüncesi iki kavramı kanştırmak olur. Başka bir mahalle naklen tâyin ile tâyin muamelesinin, «organ» ve «usnl» bakımından niteliğt aynı şey değildir. O GENE OTURSUN Din uğrundaki yumruklar Bakanın ismi çok geçmeli Gına geliyor Acele minganez Gemisini kurtaran kaptan olurmuş ? Revanş bulursunuz? Ben bir garipsedım ve güldüm. Bu mantıkla gidersek, dinimize yeni katılan bu mübarek (!) adam, demek ki, boksör yerine futbolcu olsaydı «Islâmiyet uğrunda gol atacak» tenisçi olsaydı «İslâm raketi sallıyacak» hele güreşe merak sarsaydı hasımlannı yakalayıp yakalayıp «tslâmiyet kundesine» getirecekti. Gelin go'rün kl, aksı gibi. boks da bir gfivur icadıdır. * * * şairliğim yok. Ama, ne olsa, meselâ «ortanın solu • tsmetin sağ kolu» (bundaki tezada dikkat edin!) yahut, yine meselâ «ortanın solu • bizimdir Anadolu» daha daha «İzmir, Adana Bolu • Hepsi ortanın solu» gibi bir şeyler zırva •••• iii: Ö gene otursun H:: •••• f\h, ob . Çok şükür, yine te^ selliyi bulduk. tkide bir «memlekette asayiş m&kemmeldir» kabilinden, güzel söılerle gönüllerimize su serpen Içisleri Bakanı Sayın Faruk Sükan, bitmek tükenmek bilmiyen bu inciler kolyesine, Izmir Manisa yolundaki feci soygun hfidisesi münasebetiyle, yeni bir inci daha ilâve etti: Eğer soyulanlar yürek sahibi olsalarmış, bu iş yerinde bitermiş. 50 kişi kendilerini soyanlara müdahale etmeliymişler. Elbette öyle. Ne var korkup da sinecek?. Onlar topu topu 5 kisi, sizler ise 50. Esasen soygunun vuku bulduğu yer dağlık bir bölgedir. tzmirliler ve Manisalılar o yola «Dağ yolu» derler. «Aşağı yol» dan daha kısa olduğu için vasıtalar çofunlukla o yolu tercih ederler. Demek adı üstünde «Dag yolu» bu. Yani orada «dag kanunlan» hükfim sürmek lâzımdır. Bu da caniyle, malıyle, namusiyle herkes kendi meşgul olsun demektir. Devlet hangi birine yetişecek?. Şakayı bırakalım. N'olacak, Sayın Dr. Sükan'la, halimiz böy le Allah askınıza?. Yok, yok, sakın, bir çok arkadaslar gibi, tçişleri Bakanı çekilsin gitsin artık, demek istiyomm zannetmevin. Hâşâ. Mademki koltuğunu seviyor o orada otursun. Oturmasına otursun ya, arada, bu işleri az çok eiddive alacak birini bulsak. Zamanıdır galiba. * * * Kamu davası tekeli eza usulü hukukunda «kamn dâvası açmak tekeli» nin savcılara verilmesinin tarihî gelişimi ve bugünkü anlamı bu organın, yürütmenin etkisi dısında kalmasını gerektirir. Görevin gerektirdiği teminat böylece düşünülmelidir. Memlelketiraizde kamu dâvasını rçmak veya açmamak «kaEunîlik prensipi» ne bağlı olmasına ve «uygunluk prensipi» reddedilmis bulunmasma göre savcılan n bağımsızlığı görevleri icabıdır. Anayasanın, savcıların özlük işleri için diğer memurlardan ayrı bir statii istemesinin, özlük işleri teminat altında olmıyan kimselerin görevlerinin özelliğine nazaran, bunu gereği gibi başaramıyacakları düşüncesidir. «Teminat» kavramının ancak yürütme organjna karşı bir anlamı vardır. O halde yürütme organı karşısında teminat sağlanmamış ise Anayasa hükmü yerine getirilmemiş demektir. Anayasanın aynı hükmüne göre kendilerine teminat sağlanmış olan Danıştay kanun sözcüleri hakkında «Damştay kanunu» herhangi bir hususta «idari makam» lara herhangi bir yetki tanımış değfldir. Anayasanın aynı hükmünün iki ayrı şekilde C Hİ! • ••• •••>« •••• •••• •••• ••>• Bakanın ismi çok qeçmelı f eçen haftalardan birinde bura^ * da «radyonun gevezeliğinden» bahsetmiştik. Buna dair okuyuculardan mektuplar geldi. Hepsi de. aynı gevezelight, bir başka tarafından şik&yetçi. Şöyle özetlemeye çaiısalım. Radyolarımızın haberler saatinde her akşam dinliyoruz: Iamak pek ml güç? Zira, malum ya, papaz her gün pilâv yemez, demişler. Biz de bu temcit pilâvindan artıV bıkmaya başladık. Aceıe mınganez kıkat olma yolunda Amerikalılar la Ruslar Ay'a varmak icin. bilindiği gibi, tam bir yarışa girdiler Harıl hanl çalısıyorlar. Ama, bütUn bu çabalara rağmen, eğer güzelim donuk beyaz yuvarlağın yolunu 1 kilometre farzeder seniz, bunun henüz 1 inci m ^ reslndeyiz. Resimler geldi. Pakat, orada hayat olup olmadıgı bile, hft!â tartısma konusudur. Durum böyleyken, sağdan soldan gelen bir takırn haberleri okurken, insamn gulecegi geliyor Meselâ Madrid'de llml bir *onferans toplanmış. Bu konleransa, dunyanın dört bir köşesinden gelen âlim kışiler katılmış, ve «sınır li kımselerin Ay yolculuğu yapmalarının çok tehlikeü olacağı» sonucuna varmışlar. Bir başka naber. Bu da Moskovadan geliyor. Orada da Bus mlmarları toplanmışlar, ve uzun uzun, Ayda yapılacak evlerın nasıl Sonuç memleketimizde fiilen mevcut bulunduğunu iddiaya imkân yoktur. Teminat hükümleri yasalara geçmedikçe savcılara karşı fleri sürülen tenkidlerin sonu gelmiyecektir. nayasanın 137 nci maddesi ile nazari olarak A benimsenmiş bulunan «savcüık teminatı» nın •••• •••• «••• ••>• •••• •••• J seyahat» (yanı «Ay'a yolculuk») ısimli eserı, yavaş yavaş, ha iil Vem'in meşhur «Kamere ÜH •••• •••• • ••I :::: FINDIKZADE 108. ŞUBEMİZ 7 Kasım 1966 PAZARTESİ gününden itibaren HİZMETİNİZE GİRİYOR BU ŞUBEMİZ İÇİN 5 0 . 0 0 0 LİRALIK HUSUSİ ÇEKİLİŞ Bu jubemîrde hesap açtıranlar aynı zamanda Istanbulun en güzet" serrrtlerinden ««• FENERBAHÇE DALYAN KOYUNDA ve Caddebostandaki Kaloriferli lüks 15 adet apartman dairesiyle zengin para ikramiyelerini ihtiva eden Dın ujrundaki yumruklar Y obazlara kızıyoruz ama, neme ' lâzım, ekseriya, insanı baya£ı neşelendiriyorlar. Biliyorsunuz. Şimdiye kadar. Amerikada 150 yi bulan Hırıstiyan mezheplerinden bilmem hangisinln mensubu olan şampiyon boksör Clay, İki sene kadar evvel MuslU 1.700.000.Liralık büyük '. YILSONU ÇEKİLİŞİNE katılma hakkıni da kazanacaklardır. Bu çifte janstan istifade ediniz. tı i AKBANK BP FUEL OIL KALORİFER YAKITI EVİNİZDE APARTIMANINIZDA İŞYERİNIZDE 1 manlığı Kabul etti, ve Muhammed Ali ismını aldı. Bu konuda bir yobaz dergisi şöyle bir şeyler yazıyor: «Yumruğu kadar inıanı da kuvvetli (Amma da kuvvetliymiş! îki sene evveline kadar ki imanından ne naber?) olan M. Ali, basta hoks karşılaşm»lan olmak üzere, uer şeyi Allah yolunda ve tslâmiyet uğrunda vapmaktadn.» Namaz, niyaz heplmizce makbul ama, bilmem, bu «tslâmiyet uğrunda boks karşılasmasını» nasıl «Filân filân filân işleri bakanı feşmekân A. iline gelmiş, ve ( . ) fabrikasma giderek incelemelerde bulunmuştur. Fabrikadan aynlan filân filân filân işleri bakanı feşmekân oradan ( ..) enstitüsüne gitmiş, ve ilgililerden izahat almıştır. Bundan sonra inşaatınm yarısı bitmiş olan turistik tesisleri gezen filân filân filân işleri bakanı feşmekân öğle yemeğini orada yemiştir. Daha sonra vilâyete giden filân Tılân filân işleri bakanı feşmekân burada da, çeşitli konularda, sorumlulardan bügi edinmiştir. Filân filân filân işleri bakanı feşmekân varın A. ilinden ayrüacaktır.» öööööoöf, öf, yarabbi! tnsanın, camı çerçeveyi kınp, dağa taşa haykıracağı geliyor. Dünya radyolarında. misli meolunacağını. ne çeşit tnateenendi görübnijen, bu dalkavuklukr kuUanılacagmı fftan konm/ acaba, Bakanıa mı. yoksa bülteni acaba. Bakanın mı, * haorhyanın nrf,' yoUsa voksa oku rauşlar. E t En tuhafı da Johnson"unki. Ameyamn mı hoşuna gidiyor? rika Cumhurbaşkanı Ay hufcukuna Her halde, bizleri sinirden deli dair (hani, Ay hangl sartlarla, naediyor. sıl ve klmin malı olacak gibiler* * * den^ bir kanun tasansı eunmuş. Bilmem fazla cahillik ml olacak. ama, biraz «dereyi görmeden paçaları sjvamayaj» oenzivor. Geçenlerde bir Amenkan derginr amanınuzda, ister siyasî ister ™ ticarî olsun, reklâmın ve pro sinde gördüm. Ay'a defü, bizim dünyaya en yalnn vıldıza gldip gelpagandamn her türlüsünde slogan mek, hatınmda doğru kaldıysa denilen bir takım kafiyeli lâflar 42 sene sürecekmlş. uydurmak modası aldı yürüdü. Demek ki, nk Ay seyahı yola çıkBütün dünyada böyic bu. tıktan sonra bile. bu teferruatı koAma Halk Partisinde bir «kafinuşmak için. tayamet kadar vakit ye bulma kıtlıği» göze çarpıyor. var. Bunca adam arasında şiirden anHele durun bakalım. lıyan hiç kimse yok mu nedir, Gına geliyor Üçüncü baskısı da kısa zamanda tukenen. her kitaphkta bulunması gerekli bir eser: BUGÜNÜN DtLITLC MC?LÂNA Yeniieştiren : A. KADİR DördüncD baskı çıktı. 6 lira. Odemeli «önderilir. 3 kitapUn asağı «iparijlerde posta pulu gönderilmelldır r. K. 58 Beynıt, İstanbnl (A. KADtR'in İki yılda hazırladığı 1938 HARP OKULO OLAYI ve NÂZIM HtKMET pek yakında çıkıyor.) meşhur «ortanın solu» na bula bula tek bir kafiye buldular: «Yolu.» O taraftan olan da olmıyan da hep bu «yolu» nu kullanıyor. Âdeta dil pelesengi oldu gitti. Ecevitistler, bıkıp usaıımadan, boyuna «ortanın solu • Atatürk yolu» diyorlar. Fevzioğluistler de «ortanın solu Moskova yolu» diye karşı çıkıyorlar. Başka bir şey uydurulamaz mı buna canım? Yazık ki benim de * * * Gemisini kurlaran kaptan olurmuş? | | akikaten öyle midir bilmem ama; su bizim «balık baştan kokar» sözünün, Ata sözlerimizin en doğrulanndan biri olduğuna şüphe yok. Sukanda, Sayın Dr. Sükan'ın ileri g«ri beyanlanndan dem vurduk. Şu vakacıkta (artık bunlar hâdise olmaktan çıktı, birer «vakacık» oldu) zannederim o sözlerin bir tesiri vardır : Ankara'da Bahçelievler semtinde hırsızlar 5 evi birden soymuslar. Orada oturanlardan bir Binbaşı hırsızlardan birisini tam yakalayacakken kaçırraış. Bunun üzerine semt sâkinleri karakola basvurmuşlar. Buyurnn size, karakoldaki vazifelilerin, verdiği cevap: «Hırsızları bir defa siz kaçırmışsınız, biz nasıl yakalayahm?» Gördünüz mü hSH, şimdi? îçisleri Bakanınm «haydntlan yakalasaydınız» dediği bir memlekette.bir gemt karakolu da elbette «hırsızları kaçınnasaydınız» der. Anlasıhyor ki, artık haydntlarla kolkoia girip, hırsızlarla elele verip, birincilerle jandarmaya, ikineilerle polise, hep birlikte çiimek icap edecek. Kurt ensesinin kalınlı^ım soranlara «kendi isimi kendim gSrürüm de ondan» demis ya... hayvanın hakkı varmıs meğer. * * * Q»^^ 7 SERPtL / Cumhuriyet 12957 S t T H İ AKTLOĞLÜ AKDOĞAN Ç ile \ Eczacı .N \1ğ>j ||£ GÜLSER ÖZDOĞAN ile DOĞU ELİGÜZELOĞLD Evlendiler Beyoiflu 4.11.1966 Nişanlandılar Adana 3.11 1966 ı i =0 (Reklâmcılık: 4340) 12965 PSCHÎATRİST m Cumhuriyet 12984 ^ Dr. Cemil DiKMEN MASİE . LOU DECOTE ile MARSEL AKDİTİ Nişanlandılar İstanbul 4.11966 İlancıiık: £951 12988 (RUH ve SİNİR MüTEHASSISI) Osraanbey Rumelı Cad. Ogan Ap. 16/3 İST. TEL: 47 94 71 48 40 91 Muayene saatı 1230 • 19.00 Randevu ile. Herış 333/12985 EKSANTRİK PRES ARANIYOR 60 veya 80 tonluk EKSANTRİK PRES aranıyor. Müracaat BATI TİCARET ve TEL: 21 36 54 Sanayi Ltd. Şti. Dâncılık: 6892/12968 MEMUR ALINACAK Büyük bir malî müessesede vazife görmek üzere jazılı şartları haiz erkek memur alınacaktır. aşağıda İsteklilerin Beyoğlu P.K. 136 numaraya bir vesikahk fotoğrafla beraber hâl tercümcleri göndermelerini rica ederiz. 1 İktisat, Ticaret, Hukuk ve Fen kısımlarından birinde yüksek tahsil yapmış olmak, 2 Fransızca, İngilizce ve AJmanca lisanlanndan asgarî rini iyi bümek, 3 Yaşı 30 dan fazla olmamak, 4 Askerliğini yapmış olmak. Reklâmcılık 4292/12966 bi Revanş anakkale'de, Ç zim «Derince»geçen gece, biaraba vapuru EKONOMİHUZURGÜVEN Bir Telefon Yeter: İSTAHBUL 49 85 75 44 67 40 36 92 38 ANKARA II 41 25 13 15 49 11 46 29 İZMİR < 24 885 (Baun Ovganizaayon 66.435/12955) na çarpıp batıran Rus tankeri kaptanı ifadesinde söyle dedi mi, acaba: « Karanlıkta, karşımda, bir Türk vapuru gördüm. Nasıl oldu bilmiyorum. Birdenbire aklıma, Türk Millî Futbol Takımının bizimkileri, hem de Moskova'da, 20 yendiği geldi. Hemfn arkasından, Türk güreşçiierinin Rnslan 33 mağlâp ettikleri hafızamda canlanıverdi. Gözüm kararnus olacak, Üst tarafını, ne olduyga, hatırlayamiTorura, hftkim bevj» Dediyıe, belki, ueuı kurtulnr! isponyol lisan ve edebiyat dersleri tekrar baştıyor İspanyol ulsan ve Edebiyat Derslerlne bu sene 8 Kasım 1966 salı günü saat 18 den itibaren tekrar başlanacaktır. Dersler Beyoğlu Postacılar Sokagında 37 numarada kâın Kultur Heyetl binasında pazartesi ve perscmbe gunleri saat 17 den 20 ye salı ve cuma günleri ile 18 dan 21 t kadar devam edecektlr. Dersler Ocretsizdir. İlâncıllk: 6385 12970
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle