08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFEİKl CUMHURÎTET 3 Kasım 1969 ikili onloşmolor ve ANERİKAN Üsleri Doç. Dr. A. Haluk ULMAN firkiye'deki Amerikan üsleri ve iki ülke arasındaki ikili anlaşmalar, şn sırada, yeniden günün konnsu olrauştur. Dısişleri Bakanı î . S. Çaglayangü'in geçtiğimi* hafta Amerikan Büyükelçisi Parker Hart'la yaptığı pek n ı n g6rüsmenin, Kıbrıs kadar, bn kona üzerinde geçtiji söylenmektedir. Nitekim Çaflayangil, bn g3rüşmeden sonra, görüsmede neler konnşuldngnnnn açıklamnıyacagı husnsunda iki taraf arasında mutabakata varıldığının bildirilmesine rağmen, ikili anlaşmalar üzerinde bir de demeç vermistir. Son gelişmelerden anladığımız kadariyle, Çaglayangil ile Parker Hart arasındaki gdrüşmenin ana konnsn ikili anlaşmalar olmaktan çok, Kıbns'tır. Fakat, üç saatlik basbasa konuşmanm ana konnsn ne olnrsa olsnn, önümüze açılan fırn t t o n fsydalanarak, ikili anlaşmalar ve Tflrkiye'dekl Amerikan üsleri sornnlannı biHmsel tartışmaya açmakta bfiyük fayda görüyoruz. TT> n üsler ve anlaşmalar konnsnnda, daba pek * • yakın zamanlara kadar, ortabkta çeşitli söylentiler dolaşryordn. Bn durumun başlıca nedeni, hiç sfiphesiz, bir zamanlar üzerinde fazla dnrnlmadan ve «ortak güvenlifin saglanması» sloganı gereğince Birleşik Amerika'ya Türkiye'de tanınan ayncalıklann neler oldnğunnn, hattfi na•ıl verildiginin en yetkili kişiler tarafmdan biİe iyiee bilinmemesidir. Kıbrıs bnhranmın patlak vennesinden sonra gözler açılıp da bnnlar üzerine egilinince, belgelerin büyük bir bölümünün Dışişleri Bakanlığı ile Genelknrmay arasında parçalanmıs oldnfn, bazı ayncalıklann da sözltt »nlaşmalara dayandıŞı gSriilmüş; bnnlann tesbiti ve bir dfizene baŞIanması için çok nznn bir süre çalışmak gerekmişttr. T ci nzlasmalara «laşmaktan öteye gidemez. Kork a n ı ki, bngün Türkiye ile Birleşik Amerika arannda yapılan da bnndan başka bir şey defildir. Oysa, bize kalırsa, İkili anlaşmalar konnranda dikkat etmemlz gereken nokta verilen aynealıkların kapsamı ve sınırlan degil, Türkiye'de bn anlaşmalar gerefince bnlnnan ve bizim siyasal denetimiı altında olmayan knvvetlerin ve bnnlann banndığı üslerin isterseniz bnnlara Başbakan Demirel'in deyimiyle tesisler deyiniz varlığıdır. Bilindiği gibi, bnnlann bazılan NATO üsleridir, bazılan da NATO savnnma politikası gereğince knrnlan Amerikan üsleridir. Doğrudan doğrnya Amerikan deneti altındaki üslerde oldngn gibi, NATO üssü adını taşıyanlarda da yalnızca Amerikan askerleri ve savas araçları vardır. Bn araçlann en yeni araçlardan oldnfu, hattfi NATO'nnn nükleer polltikasını çizmekle görevli beş Savnnma Bakanımn son yaptıkları Roma toplantısında McNamara'nın basına kadar yansıyan açıklamalarına bakarak, içlerinde eekirdekll başlıklar tasıyanlar bile bnlnndnğn rahatlıkla sSylenebillr kanısındayız. hlik gelişmeler Prof. Dr. Besim USTUNEL yılının birinci yansında görülen olumlu gelişmelere karşıhk yılm ikinci yansında tehlikeli bazı gelişmeler su yüzüne çıkraaya başlamıştır. Bunlann onemli bir kısmı önceki yıllardan başlayan bazı trendlerin devanu niteliğinde olup, bir süre için kısa vadeli olayların görüntüsü ile gözden kaçabilmiş gelişmelerdir. Yurdiçi tasarrufların yeteri kadar arttmlamaması, ve gerçekleştirilebilen tasarruflar ile «Plân lama yatırımlar» arasındaki açık lann gittikçe büyümesi 1965 ve 1968 yıllannda bem özel sektörü, hem de kamu kesimini çeşitli güçlükler ıçine atmış bulunmaktadır. 1967 yılı bu guçlüklerin da ha da artacağı bir yıl olarak gi* zükmektedir. 1964'den bu yana Türk ekonomisinde tasarrufların mobilizasyonu yönünde hemen hemen hiç bir ciddi tedbir alınmamıjtır. 1963 ve 1964 yıllannda toplam yurdiçi tasarrufların milli gelire oranını arttırmak için alınmış tedbirler ve onlann olum lu sonuçları devam ettırilememiştir. Aksine, hera kamu sektöründe cari harcamalann artış hı zını yükselterek ve Iktisadl Devlet Teşekkülleri'nin kaynak yaratma gücünü azaltarak devletin ccebri tasarmf* varatma kapa»itesi düşürülmüştür; hem de ba zı ürünlerin desteklenmesi için izlenen fiyat ve gelirler politika sı ile ve gevşek bir para ve kre> di politikası ile halkın eline daha çok satınalma gücü verilerek özel tüketim harcamalannın artmasına ve dolayısile «gönüllü ta> sarmfların» gelişememesine yol açılmıştır. Bu durum, «tasarmf açıgı» dediğimiz, nlânlanmıs yatınmlarla yurdiçi tasarruflar arasındakı aleyhte farkın büyümesiyle sonuçlanmıştır. 1965 yılında enflâsyonist baskının gelişmesinin, 1966 yılında dış üdeme açık larının büyümesinin asıl nedeni budur. Yine aynı yıllarda, hem özel sektörün, hem devletin tasarladığı yatırımlan gerçekleştirememesinin asıl nedeni de budur. Özel sektörün devamlı para sıkıntısı çekmesinin. bankaldr sisteminin likidite oroblemi ile karsürekli İlarak mtîte7akl:ız davranmak zorunda kalmasmın, ve nihayet kamu sektörünün bitmek tükenmek bilmez bir finans man açığı ile boğuşma durumun da kalmasının temelinde yatan nedenler de budur. u problemi temelinden çözümlemek için, gerekli tedbirleri her yıl ciddiyetle ve cesaretle alamadığunız takdirde ne enflâsyon tehlikesini kesin olarak bertaraf edebiliriz, ne özel sektörün ve devletin plânladığı yatırımlan gerçekleştirmesini mümkün kılabiliriz, ne de Türk ekonomisini, bir süre sonra dış yardıma muhtaç olmadan kalkınmasını kendi imkânlan ile devam ettirebilecek ve ekonomik bağımsızlığmı kazanacak du nıma getirebiüriz. Bu konuda gösterilen gevşek tutumun ve özellikle son iki yıldaki çekingen ve hatalı politikanın Türk ekonomisini nasü nazik bir noktaya getirdiğini ve onun için gelecek yıllarda ne gibi tehlikeli gelişmeler hazırladığmı bazı acı gerçeklere ve göstergelere dayanarak açıklamaya çalışahm. nansman ihtiyaçlan ve Maliye Bakanlığının bütçeyi uygulamak için muhtaç olduğu ek kaynaklar yılm ikinci yansında kendini daha büyük bir baskı ile hissettirecekür. Buna, Hukumetin pamuk, zeytinyağı ve fındık raüstahsillerinl desteklemek amacile, finansman kaynağını düşünmeden aldığı son karar lann Merkez Bankasına yükliyeceği külfetler de katılırsa durum daha bariz bir şekilde ortaya çıkaeak tır. Bu jartlar altında, Merkez Bankası ya enflâsyonist mekanizmanın işleyişine müsaade edecektir, ya da özel sektöre ve bankalar sistemine ayırdığı kaynaklan kısmak zorunda kalacaktır. İkinci yola gittiği takdirde ekonominin likidite dengesinin daha da ciddi bir safhaya girmesi ve tıpkı 1963 sonunda alınan yanlış tedbirler vüzünden 1964'de Türk ekonomisinin iktisadî durgunluğa sokulmasma benzer bir «ekonomik ortam» hazırlanmıs olacaktır. Kamu sektörünün finans man ihtiyaçlanm, gerçek tasarrufları mobilize edecek sağlam finans man tedbirleri ile karşılamak yerine Merkez Bankası kaynaklan kullanılmaya kalkışıldığı takdirde ise ekonominin iç ve dış dengesi bozulacak, enflSsyon ve büyüyen dış ödeme açıkları kaçınılmaz hâle gelecektir. B tKTİSADt DEVLET TEŞEKKÜLLERİ'nin kayııak yaratan» kuruluşlar haline getirilmeleri Plânda öngörülmüş ve 1962'den bu yana bu yönde bir hayli de yol almıştı. Buna rağmen, bu yıl bu gidişte de yeniden bir tersine dönme görülmektedir. Halkın hoşlanmayacağı tedbirleri, ne kadar makul sebeplere dayanırsa dayansın, almamakta israr eden Hükumet sorumluları, üstelik bu kuruluşlann 440 sayılı kanunla bağımsızlık kazanmış olmalan gereken idarelerine sık sık müdahale ederek bu kuruluşlann iktisadî ilkelere göre işletilmelerini önlemektedirler. Basına akseden haberlere göre, 1967 Programı bu durumu şu şekilde tesbit etmektedir: Iküsadi Devlet Teşekkiilleri içindeki •İsletmed Kurumlar» ın fon yaratma durumları 1965 ve özellikle 1966 yılm da zayıflamıştır; ve tedbir almmazsa 1967 yılmda bunlann «ijletme açıklan» bir milyar lirayı aşacaktır. Bu durumda, l.D.T. lerinin yurdiçi tasarruflan arttırıcı, kamu kesiminin finansman eüçlüklerini hafületici ve ekonomik kalkınmamızı hızlandıncı etkilerinin tersine dönmesi ve tıpkı 1950'lerde olduğu gibi enflâsyonun başlıca kaynağı, ekonomik yapıyı carpıklaştıran ve kalkmma hızını düşüren garip yaratıklar haline gelmeleri kuv vetle muhtemeldir. la beraber, yine de 1.7 milyarlık 8nemli bir açığın buluaması Maliye Bakanhğını ve genel,:le Türk ekonomisini güç şartlar içine sokmaktadır. Bunun en açık tezahürü bütçe ödemelerinin zamanuıda yapılamamasıdır. Mart Agustos Dönemi Genel Bütçe Giderleri (Milyon TX) 19S6 1965 ödeme Emirleri 7.587 5.926 Fiili Ödemeler 6.252 5^82 Fark (Gecikme) 1.335 344 Yukandaki rakamlar, bütçe gıderlerinin karşılanmasında Maliye Bakanlıgının, henüz mal! yılın birinci yansında ve bir miktar Merkez Bankası imkânlannı kullanma yolu açıkken bile ne kadar büyük güçlüklerle karşılaştığmı açıkça göstermektedir. Bu guçlüklerin, mali yılın ikinci yarısında çok daha fazlalaşacağı muhakkaktır. Bu durumda, Hukumetin, 1966 Bütçesinin cârî harcamalannda derhil önemli kısmUlar yapması şarttır. Bunda gecikildiği nisbette, yatırımlann akması kaçınılmaz olacaktır. Devletin carl harcamalarını azalt ması kısa dönem içinde çok büyük güçlüklerle karşılaşır. Onun, için, bir taraitan da kamu gelirlerinin arttınlması amacile çeşitli kaynaklara el atılması zorunludur. r İKTİSADÎ DURUM Kütür batağı Geçenlerde kısa bir süre için Ankarsya gitmiştim. Çetini telefonla aradım. Dogn Anadolu gezisinden yeni dönmüştü. Evinde balnştok. Çetin Altan'ın Ankaradaki evl Çankaya tepelerinde bir kat. Bir maıa, iki kanape, koltoklar, dnvarda bir kitaphk, köşede bir şömine. Şöminenin içine eski pilleri dizmis Çetin, elinde oynneaSımsı bir tüfek, nişan alıyor, küçük hedefleri devirdikçe seviniyordu. Onu çocuksu yanlariyle tanıyanlar için bu sevincin şaşıla«ak yani yoktu. Nişan talimfni seyrederken düsündüm ki, tüfekle küçücük hedefleri gözliyen Çetin, kalemiyle devlere knrşnn sıkıyordn. Sömürücülere, emperyalizme, ve de bnnlann Türkiyedki kompradornn», afasına, danasına ates açıyordn. Bu büyük hedeflerin ne demek oldnfiınn berkes bilmez. Orümcek agı gibi bir kapltalizm örgütü. Anadolnyu sarmış, ve Istanboldan dış merkeılere dogrn bağlanmıştır. Türkiyeyi avucu içine almıs bu dev Srümcefln karşııına çıkan, basına gelecekleri hesap etmelidir. Bütün dünvada kapitalizm sosyalizm çatışması bSyle sflrmektedir. Çocnk oyuneagı değildir bu. Cnmhnrbcşkam Kennedy'yi yok edecek ve bu cinayetin 14 tanı^ını birbiri ardından öteki dünyaya yollıyacak ölçüde çözü dSnmüslerin clrit attıgı alanda dolaşmak tekin sayılmaz; mücadele çok serttir. Ne var ki, Türkiye'den gayrı ülkelerde, kapitalizm sosyalizm çatışması ne kadar sert olnrsa olsun, blzimki kadar pespayeleşmemistlr. Fransada. Amerikada, Italyada, tngilterede, Iranda, Brezilyada, Vietnamda, derece derece, medeni, gayrimeden!, kanlı, kansız, kannnln kamtnsnz btr kavga, o ülkelerin şartlanns före devam eder. Ama bizim memlekette, insanı tiksindiren bir düzeye çoktan varmış bulannyoruz. Bir örnekle dediğimizi lspatlıyalım: Bakınız, dün bir tstanbnl gazetesinde şn başlık gunnlnyordu oknyncvlara : «Bir alçağın hezeyanı: Çetin Altan millete sövdü» «Bir Yunan gazetesıne Türklük ve Müslümanhk aleyhine beyanat veren bu hain, Türkiye Büyük Millet Meclisinde oturamaz» Okndnk başlığın altındaki yazıyı... Mefer Çetin, bir Yunan gazeteaine demeç verip Müslümanlıfa sövmüşmüş, Türk milletine sövmüsmüs.. Böyle yaznor gazete .. Ve güler mislniz, aglar mısınız bn lâflara! Kns kadar aklı olan kimse, gerçekten Türk n l l l e tine düsman olan kişinin dahi böyle bir iş yapmıyacağını bilir. Elâlem budala n ı , kalksın da gazetelerde niyetlerini açıklasın! Müslümanlı|a ve millete söven kişl otnrdugn mahallede bile bannamıyacagını hesap edebileceğine göre, hangl akla hizmete böyle bir delilik yapar? Bu saçma sapanlığın ne derekeye vardıfını göstermek için, aynı gazetenin basyazısından Çetin için yazılmış şn satırlan 8zür diliyerek size sunuyorum : « Köpeklere köpek kulübesi gerekir. Hainlerin yeri bu topraklar değildir. (...) Bu kustahın ahmakça hezeyanlan ve açık ihaneti ırkının asaletine, haysıyetme ve dininin kutsiyetine düşkün insanlarm sabrını taşırmaktadır. Bu pislik lâyık olduju çukura artık bir fiske ile atılmalıdır.» Hep bildiğiniz gibi. küfür İçin bilgili olmak, kültürlü olraak şart değildir. Herhangi bir yazar eline kalemi alıp, «Ben senin doksandoknz dallı secerenin kökünü kalemimle lyice beller, geçmişini geleceginl otnzüçlük tesbih gibi elimden geçiririm» diye başhyabilir. Kalem oynnlannın âlâsını bilen Çetin bn yola girmiye çörsün... Ne var ki bn yola girmek, memlekete bir sey kazandırmaz. Ve bir yanda memleketin petrolü bakırı satılırken, öteyanda Kıbrıs üstüne olmadık pazariık sürerken, hırsızlıgın yolsnzlnfan sömürmenin haddi hesabı yokken, bunları es geçip emperyalizmle savasa çıkan Çetin gibi yazarları yıpratmaya çalısmak kime hiımettir? Böylesine bir hizmetin çıkarcılara fayda sağladıfını bellrtmeye lüznm yok. Hizmetin bn kadar düşük seviyede yürütülmesi, o hizmete para ödeyen komprador bnrjovazisinin perişanhgını gSstermektedir. Bu derekeye düşmüş bir mücadele dünyanın hiçbir yerinde yoktnr. Vietnam'da insanlar birbirlerine ates ederler, Iranda gençler hapislere atılır knrşnna dizilir, Brezilyada sokak çatışmalan olnr, Fransada, tnçilterede fikir tartışmaları açılır. Bnnlann hepsinin bir anlamı vardır. Bir insanın anası, babası, kendisi hakkındaki nydnrmalar, yalanlar, iftiralar, ve çamnrlarla yürütülen mncadelrnin sampiyonlnğuna erişmek de bizim Babıâli'ye nasip olmnstnr. Bizanstan kalma Dersaadetin Babıilisin<Jen drmpk ba kadan çıkıyor. , • Bngün köşemde Çetin adına bir .w*tmnmmır* ^totAUim. Çetin'ln savanmaya ihtiyacı yoktur. Sadece bir gözlem benimki... Bir dnrnmu beUrtiyornm. Kompradorlann müeadelesi soysnzlaştıkça yenilgiye doğrn koşanların çöküntüsü gözler önüne daha iyi serilmektedir. Küfüre, iftiraya, çamnra, yalana ihtiyaç dnyanlara acıma dnygnlan içindeyiz. İnsanlar söyliyecekleri bir şey varsa terblye çiıgtsini aşmadan da söyliyebilirler, ve 8yle söyledikleri laman da daha etkili olnrlar. Küfrün batagmda küçülmek, söyliyecekleri bir tek fikri olmıyanların çaresizlikte çırpınışlandır. Türk Ekonomisf nereye gidiyorî : 2 Karar yetkisi kimde? şrn opraklarımızdakl üsler konnsanda Snemli •» Olan, Tflrkiye'ye bnnlarla ilglll olarak geleeek, ya da Türkiye'den çıkaeak personel, ve malzemenln deneti değildir. Bnradaki araçlann barış zamanmdaki hareketleri bile, bir Slçüye kadar, Snemli sayılmavabillr. Asıl Snemli olan, bir ulnslararası gerginlik anmda, Türk topraklanndaki fislerde barınan vnruen gücün kimin knmandası altında olaeağıdır. Bngünkü dünya degil bnndan on yıl öncesin!n, beş yıl öncesinin dünyası bile değildir. Gerek bloklar arasındaki, gerek bloklar içindeki gelişmeler, NATO'nnn knrnldnğn ve Türkiye'nin «ortak güvenlik» sloganı altında fazla düsünmeden birtakım yüklemler altına girdiği günlerden bn yana, yeryüzünün gSrüntüsfînü Snemli biçimde değistirmişlerdir. Teryüzünün sörüntüsüyle birlikte, Batı Blokn içindeki devletlerin nlnsal çıkarlannda da önemll değişiklikler olmnş, gü^enIik encHseleri ayrı a y n yönlere kaymaya baslamıştır. örnefin. bir zamanlar \Vashington ve Ankara kar.sılarındaki Sovvet tehlikesini elbirlijHyle önlemevr çalısırlarken, bngün birincisi Kıbrıs vüzünden çıkaeak bir savaşta kend'sini NATO ile haÇIı savmıyacağım dnynrmakta. ikincisi Küba, ya da Vietnam vüzünden kendisinl atese atmaktan dikkatle kaçınmaktadır. ugün NATO'nnn, daha doğrnsu Batı bsğın' IıIıŞımn en tehlikel! yani, bir üyenin ötekilerle birlesmeyen, hattâ aynlan çıkarlan yüzünden bütün üyelerini bir çekirdekii savasın kiıeaihna atabilmesidir. Gerçi Birleşik Amerika, kâ*ıt üzerinde, NATO içindeki müttefiklerinin bilfisi olmadan bir cekirdekli savası başlatmıvacafcını kesinlikle söylemektedir. Fakat 1962 Köba bnhramnm da göaierdiği gibi, eatımızda olariar o kadar çabnk patlak verip o kadar çabnk gelismektedirter ki. kendi çıkarlannı tehlikede gördüğü zaman, Birleşik Amerika'mn Türkiye'nin bn konndaki oynnn öğrenmek isteyeceği çok süphelidir. ötcyandan, Türkiye yalnızca kendisini ilgilendiren bir tehditle karşılaşınca, Amerikan çıkarlannı tehlikede görmeyen Washington, bn ülkede bnlnndnrdnğn kuvvetlerinl Tnrkiye'nin emrine vermekten pckâlâ kaçınabilecektir. Kıbrıs buhranı, bn sBvledifimizin nfak çaplı ilk denemesi değil midir? Nato, Nato diyerek fr* ürkiye ile Birleşik Amerika arasındaki Iki*• li anlaşmalar NATO çerçevesi içinde yapılmışlardır. Bnnlann bir kısmı Türkiye'dekl Amerikan askeri personelinln staifisfi, bir kısmı da ortak savnnmanın sağlanması gerekçesiyle kurnlan üslerin yöneiimiyle ilgilidirler. Türkiye'de bnlnnan Amerikan askeri p e n o nelinin statüsünü belirfen ana anlaşma, NATO Kuvvetler Statüsü sözlesmesidir ve açıktır. Aneak, sonradan, bn sözlesmenin nygnlanmasiyle 11fili bazı gizli, yani TBMM'nin onavından geçirilmemiş anlaşmalar yapılmıstır ki, sık sık sSzfl edilen gizli anlasmalann bir kısmı işte bnnlardır. örneğin, NATO Kuvvetler Staiüsü sözlesmesi NATO personelinin «görev sırasında» lsledikleri snçlara mahallî yargı organlan tarafmdan de*il, sanıgın mahkemeleri tarafmdan bakılmasını öngörmektedir. Halbnki Türkiye, sonradan yapılan bir gizli anlaşmayla, Birleşik Amerika'ya, yalnız «gSrev sırasında» defil, «görev dolayısiyle» işletıen snçlann da Türk mahkemeleri tarafmdan bakılmaması ayrıcalıfını vermistir. Bnndan baska, NATO Knvvetler Statüsü sözleşmeslne före, Lfeir soçun görev «rrasmda işlenip islenmediğinin nasıl tesbit etfllecfii husnsn, imzaci devletler araıında ileride yapılacak anlasmalarla kararlaştırılacaktır. Türkiye, Birleşik Amerika ile bn konnda vaptığı bir gizll anlaşmada bn yetkiyi Türkiye'dekl en yüksek rütbeli Amerikan knmandanına bırskmıştır. Gerçi bn Srneğin tngiltere'de de bSyledir ama, orada iigililerin Amerikan kumandanının verecegi karara ttiraz hakları vardır. Türkiye, kimseye bn itiraz bakkını tanımaTI aklma bile getirmemiştir. Bütün bnnlann yanısıra, kaynajını gene NATO Knvvetler Statüsü sözleşmesinden alan Amerika Ordn Pazarları (AFEX) ve gümriiksüz paket yollamalan (A.P.O.) eibi konnlarda da, yapılan gizli anlaşraalarla, Amerikalılara insaf sınırlarını çok asan bazı yeni ayncaliklar tanınmıştır. i •••3 Çifte manevra ukarıda çizmeye çalıştığımız tablo, Hükumeti, dış görünüşü itibarile zıt yönde olan iki farklı politikayı düzenleyip, derhâl uygulamak zorunda bırakmaktadır: (i) Ekonominin likidite dengesini bozmamak için para ve kre di alanında ölçülü bazı tedbirler almak ve yıl sonu itibarile toplam para arzının ° o 1214 oranmda art/ masıııı ve bankalar sisteminin likidite sıkıntılannın hafifletilmesini sağlamak: (ü) Ekonominin tasarruf yatınm dengesini sağlamak ve enflâsyonist baskısının doğmasını önlemek için malî politika alanında ters yönde tedbirler almak, yani bir taraftan bütçe harcamalanm kısarken bir taraftan da vergileri ve tD.T. kavnaklarmı arttıncı tedbirler alarak halkın tüketim har' camalarını kısmak. Y ••*• •••• •••• •••• •••• • ••a :::: »mm t ••• •••• •••» •••• • ••• •••• •••a ••• B Bütçenın durumu D BLTÇENİN DURUMU: Harcamalann seyri ve açık lann hacmi ile bugün içine düşülen durumun başlıca sorumlusu olarak gözükmektedir. Personel reformu, Millî Savunma Bütçesi ve Işçi DöVizlerinin kur farkı için 1966 Bütçesine gerekli tahsisat konmamış olmasma rağmen, bunlann dışmda 2.5 milyar görünen açıkla başladığımız malî yılm birinci yansında. kamu gelirlerinde beklenenin bir miktar üstünde artışlar kaydedilmiş olmak Ulusat savunma politikası T > ütün bu bakımiardan, Türkiye'deki Ameri••* kan üsleri ve ikili anlaşmalar konnsnnda yapılan görüsmeler Birleşik Amerika'ya tanınan avncalıklann kapsam ve sınırlan üzerinde döndükçe, bizi hiçbir yere nlaştıramaz. Bnjrün yapılan, kamu oynnnn tepkisini karşılamak için, nfak bszı değişikliklerle dnrnmn knrtarmaya çalışmaktır. Oysa, daha sağlam ve sürekli çözümler peşinde kosuyorsak ve günün birinde bn üsler vüzünden daha güç sorunlarla karsı karsıya kalmak istemiyorsak. değil yalnız fisler konnsnnn, fakat bütün savnnma politikamızı günün gereklerine göre yeni bastan gözden jeçirmek zornndavız. Önetnli olan slında, bir kere topraklarınızda yabancı knvvetlerin bulunmasım kabnl ettiniz mi, beş asağı bes ynkarı bn gibi ayncalıklara katlanmak zornnda kalırsınız. Bundan sonra yapacağınız pazariık da bn ayncalıklann kapsamı ve sınırlan üzerinde dönmekten; bnnlann ne kadarının «millî menfaatlerimiz» e nygnn olduğn. ne kadarının «egemenlik haklarımız» la bağdasabilecefi konnsn da ç o | u kere tartışmaya açık geçi A •••« •*•• ••*• •«•• •••• •«•• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••* •••• •••• •••• •a» •••• Bu. zıt yöndeki politikalar dikkat li düzenlenip, bilgili ve cesaretli bir şekilde uygulanabilirse 1966 yıhnm son çeyreğini ve 1967 yılını sağlam ekonomik temellere oturtabiliriz. Yatınmlarda finansman güç lüklerinden doğan gecikmelere ve kısmtılara gitmeden, önümözdekl yılın gelişme hızını düşürecek ortamı yaratmaktan, iktisadî durgun luğun ya da enflâsyonist baskılann gelişmesine meydan vermeden işleri yürütebiliriz. Aksi halde, büt çe açıklannı karşılıyalım diye 8zel sektörün likidite durumunu boz» mamız ya da «barut bitti» diye yatırımlardan vazgeçmemiz gerçek bir tehlike olarak karşımıza çıkacaktır. TEŞEKKÜR Eşım ve babamız sâbık Tapu ve Kadastro Gnl. Mc Y. Müh. Halit Md. mız Ziya Türkkan'ın müptelâ olduğu rahatsızlığı esnasmda esnasmd YARIN Ekonomik yapıdaki çarpıklıklanmız Prof. Or. KENAN TÜKEL Prof. Dr. Reşat Garan, Dr. Jozef Benbanaste, Dr. Nevzat Akbaş'ın gösterdikleri feragat timsali insanlık hizmetleri yanmda ilim ve tecrübelerini hastamızın son dakikasma kadar esirgemiyen bu eşsiz heyete Başhemşire Alis ve Fransız Pastör Hastahanesi mensuplarmm candan alîkalanna, cenazeye iştirak ile çelenk göndererek, mektup ve telefonla Ui7İyede bulunan akraba, dost ve büyüğümüzün meslek arkadaşlarile onlann teessürlerini aksettiren vefakâr talebesi Mühendis KEMAL SİR'e ayrı ayrı teşekküre büyük acımız mâni olduğundan muhterem ga zetenizin bu hislerimize tercüman olmasını rica ederiz. Eşi ve Çocuklan CumEuriyet "• 12880 •••• •*•• •••• Barut bitti mı? nflâsyonist baskının kontrol altına alındığı, yatırunlann hızlandığı, tanmda, sanayide ve diğer alanlarda üretimin beklenmedik ölçülerde arttığı, siyasî ve iktisadi alanda güven ve istikrar havasımn sağlandığı ve her şeyin «güllükgülistanlık» gözüktüğü bir devrede, bakmız ihmâl edilen bir temel etken tasarruflarla yatırnnlar arasındaki temel dengesizlik kendini hangi alanlarda ve ne şekilde ortaya çıkarmaktadır: Q BANKALAR SİSTEMtNDE ve özel sektörde artan likidite buhranı», özellikle son iki ay içinde iktisadi hayatın gidişini olumsuz | yönde etkileme istidadı göstermiş i tir. Daha önceki aylarda bankaların fazla açılmış olmaları, buna mukabil Merkez Bankası kredilerinin özel kesimden çok kamu kesimine aktanlması, bankalar sisteminin likidite durumunu bozmuş tur. Banka kasalarındaki paraların, banka mevduatlanna oranı '/a 5'e kadar düşmüş ve bu durum ban ka kredilerinin artış seyrini etkilemiştir. Merkez Bankası politikası nı değiştirmez ve Hükumet bazı âcil tedbirleri almaz ıse, iş hacmınin artüğı bir dönemde özel sektörün beklenmedik bir kredi sıkmtısına sokulması kaçınılmaz olacaktır. Ankara Vilâyeti Daimî Encümeninden Cansi Bvsab Mlktan îzolatör makara 15 İlk santral 10 luk santral 5 ilk santraJ gösterilen müfredata göre kapalı zart asulO Oe 1 * ! l z a l â t ö r M t m ^ " J ^ l r t " Muhamrnen be3 1 6 9 lira 15 kurus olup geçid teminat 3.862 Ura 69 kuruşrur thaiesi ll/n/1966 cuma günO saat 11 de VUftyet k o nağıntte Dalml Encünıen toplanö salonunda yapüacalrtır. Şartname Daimî Encümende eörülür. T. G. BAYINDIRLIK BAKANLIĞI Yapı ve İnıar İşleri Reisliği YAPI İŞLERİ 5. BÖLGE MÜDÜRLÜGÜNDEN: 1 İNEBOLU 50 Yataklı Devlet Hastahanesi İnşaatı işi 2490 sayılı kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulü ile eksilrmeye konuîmuştur. 2 İsin keşif bedeli 2.834 650^8 liradır3 Eksiltme Ankara da Yapı İşleri 5. Bölge Müdürlüğü Eksiltme Komisyonunda 17/11/1966 perşembe günü saat 16 da yapılacaktır. 4 Eksiltme sartnamesi ve diğer evraklan mezkur Müdürlükte görütebiiir. 5 Eksiîtmeye girebibnck için isteklilerin: A (98 789.53 liralık geçici teminatıni, B 1966 yıhna ait Ticaret Odası Belgesini, C Müracaat dilekçe'eriyle birlikte verecekleri rEksiltme Şartaamcsirde belirtilen ve usulüne göre hazjrlanmıs olan) plân ve techizat beyannamesi. teknik nersonel beyannamesi, taahhüt bevannamesi. Bavındırlık Bakanlığından almış olduklan <B) çruoundan keşif bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesinin aslı ile karneye esas işlere ait beigelerin asıltarının ibrazı suretiyle Yapı ve İmar İşleri Rei<=li5i rtelge Komisyomından alacaklan yeterlik beigelerin! teklif mektuplarJ ile birlikte rarfa ko\'malan lâzjmdır. 6 İsteklüer teklif mektup'annı 17/11/1966 perşembe günü saat 15 e kadar makbuz mukabilinde Thale Komisyonu Baskanhğına vereceklerdir 7 Yeterlik belgesinin son müracaat tarihi 12/11/1966 cumartesi günü mesaî saatt sonuna kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vâkl gedkmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilân ohınur. (Basın 22039 A. 13893/12856) TEŞEKKÜR Baray, Akad, Dorsan ve Sczgin ailelerinin pek levglll ve azlz büyüfü. Emekli Jandarma Yarbayı gerek hastalığı sırasında ve gerekse vefatından sonra her türlü yardımlannı eslrgemiyen ve taziyette bulunan bütün dost ve akrabalarımıza, Eski Muharipler Demeğine ve Meraslm Birliğine ayrı ayrı teşekküre büyük acımız mâni olduğundan gazetenl. zin tavassutunu rica ederiz. (Cumhuriyet 12871) E t L AN MUAMMER BARAY'ın îstefcJilerin bcllrH gtln saat 10 a kadar teminat makbuz vey» mektubu ve 1966 yılına ait Ocaret odası vesikasuu havl usulüne göre hazırlıyacaklan kapalı zarflaramj makbuz mukabilinde Encümene vermelert gereklr. Postada vâkl olacak gedkmeler fcabul sdflmes. (Basm 22033 A. 13920/12859) istanbul Tekel Başmüdürlüğünden 1 İstanbul şehri Belediye sınırlan çevresi ile Anadolu ve Rumeli Kavağı dahil bütün Boğaz s«mti; keza Anadolu Yakasında Küçükyalı, Maltepe, Kartal, Pendik, Yakacık, Ümraniye ve İstanbul yakasında Küçükçekmece Rami, Şirinevler; Bahçelievler ve Adalar ile tahdit edilen bölge dahilinde her türlü şişeli içki ve ispirtolarm (bira ve şarap hariç) fabrikalardan bayilere satış ve tevzi işi IKI yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır. 2 Başmüdür'üğümüzce isteyenlere taahhüt esaslarını ihtiva eden sözleşme projesi ile idar! şartname bedelsiz olarak verilir. Diğer taraftan, bu mevzuda her türlü izahat ve malumat keza Başmüdürlüğümüzden alınabilrr. 3 Başsatıcılıga talip olanlann engeç 15/11/1966 günü saat 17 ye kadar BasmüdürlügümÜTe diiekce ile müracaat etmeleri; dilekçelerinde. iş hjrumlan ve ticarî itibarlan baknnlsrmdan haklannda hangi banka ve müesseselerden malumat almabilece&i husııslarını göFtermeleri lâzımdır. Yukanya kaydedilen tarihten sonra yapılacak müracaatlar fcabul edilmiyecektir. 4 Müddeti içinde müracaatta bulunan isteklilerin başsatıcüığı başarabilecek ehüvet ve kabiliyeti hâiz olduklan anlasılanlar: kendilerine yapılacak yazılı tebliğatta gösterilen gün ve saatte Başmüdürlüğümüz Satın Alma Komisyonuna kapalı mekrupla katj tekliflerini bildireceklerdir. 5 Katt tekliflerini bildirecek isteklilerin, kapalı mektuplannı vermeden evvel (237.500) liralık muvakkat teminatlannı Başmüdürlüğümüz yeznesine makbuz mukabili yatırmaları lâzımdu. 6 Başsatıcılık ihalesine iştirakleri uygun göriilüp muvakkat teminat yatıran istekliler, muvakkat ihale tarihinden itibaren âzam! bir hafta içinde Tekel Genel Müdürlüğü Döner Sermaye Talimatnamesinin 21. maddesine göre ara teklifinde bulunabillrler7 tdaremiz tekllflerden en müsait telâkki ettlğini seçmekte serbesttir (Basm 22555/12866) MEVLİD Çok sei'gill anncmîz, han'mefendinin ebediyete lntikalinin 40 ıncı günü olan 4 Kasım 1966 cuma günü. Ikindi namazını mütaakıp, Teşvikiye camiinde Meviid okunacaktır. Akraba, dost ve sevenlerln tesrifleri rica olunur.. Çocukları: Kâzım Türtpün, Nadide Türefün, Aylm Türegiin (Cumhuriyet 12873) LEMAN TECİMER 3 ADET ARAZİ KAPTIKAÇTI ŞEHİR DIŞI HİZMETLERİ İÇİX (4X4) OLACAKTIR. Tekiifler şartnamelerinde yazılı dosya işaretleri ile en geç 10 '11/1966 tarih saat 16 ya kadar Muhaberat Servisindeki teklif kutusuna atılacakttr. Şartname Satınalma Servisinden 305 No. lu odadan temin edilebilir. YUGOSLAVYADAN Sud Kostik Proforma Faturası verilir. Natık Baykan Tel: 22 67 08 îlâncıhk: 6787 12869 Merkez Bankasının durumu ETİBANK İSTANBUL ALIM SATIM SUBESİ (Basın 22554/12855) KAYIP Sivas • Suşehri Gülova • Bozat köyü ilkokulundan aldığım diplomamı kaybettım. Hükümsüzdür. Mustafa Aydın Cumhuriyet 12876 KAYIP Şebekemt kaybettim. Hukumsüzdür. Mehm«t Daniı Cumhuriyet 10875 Q .MERKEZ BANKASI kredilerinde 1966 yılının ilk dokuz ayındaki artiş •• 282 gibi çok yüksek / bir oranda olmuş, fakat 1.3S milyar liralık bu artışuı 643.5 milyon lirası hazine kefaletini haiz bonolann reeskontu; 183.8 milyon lirası hazinenin kısa vadeli ihtiyaçlannı k»rıılım»k için kul!inılmi|tır. tktiudi Devlet Taşekkullerinin fi BEYOGLU GIHETİ MUVAKKAT GAZ İŞLETMESİNDEN: 1 7 ilâ 10 tonluk (Karayollan nizamnamesine göre en ağır) mazotlu, damperli veya dampersiz bir adet kamyon satın almacaktır. 2 Tekliflerin en geç 16/11/1966 çarşamba günü saat 15 e kadar İsletme Sekreterliğine verilmesi. (Basın 22626/12865)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle