03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT CUMHURİTET 14 Kasnn 1966 Refik Bepe "General Mak „ adım taktık Iaf. Derlerdl. Nspolyon Bonapart ve Frederik savaşlarmı kurmay binbaşı Refik Bey okutuyordu. Refik Bey büyük kumandanlann plân ve sevkü idaredeki dzelliklerine lâyıkiyle nufuz edemez, niifm edemediği için de derinliçine bir özet yapamazdı. Arkadaşlarm devamlı sorulan karşısında şaşınr, dersten bir sonuç çıkaramazdı. Kendisine <G«neral Mak» adıtu taknuştık. Napolyon Bonapart, Bavyerada ITlm'da 19 Ekim 1805 de Avusturyalıları müthis bir yenilgiye uğratmış, Ge neral Mak knmandasındaki 40 bin kişilik bir Avnstorya orduso silâh patlarmadan Fransızlara esir duşmuştü. Refik Bey de dersin sonunda General Mak'ın durumuna düştüğü için kendisine bu adı vermiştik. Yüksek matematlk hocası knrmay yarbay Macit Beydi. Macit Bey, gerek yazılı ve gerekse sözlü imtihanlarda ne yapar yapar, talebeyi şaşırtır ve numarasını kırardı. Bundan da zevk duyardı. Ahmet Muhtar Paşanın notu ne kadar bol ise, bunun da o kadar kıttı. Pertev Paşa, erkânı harbiye vazifeleri ile 1866 ve 1871 Prusya • Avusturya ve Prusya • Fransa savaşlarını tathiki sarette oktrtardu. Dersleri pek istifadeli olurdu. Pertev Paşanm başka bfr varifeye tâyini üzerine yerine kurmay albay Hasan Rıza Bey getirilmişti. Hasan Rıza Bey, aslen Kastamonu vilâyetinin Tosya ilçesindendi. Bağdat valiliği yapmış olan Namık Paşanın oğlu idi. Bundan dolayı kendisine Bağdatlı da denirdi. 1895 de kurmay yüzbaşı flTDTURK hanede harits flzerinde, hem de aramızda tatbikat yaptırırdı. Derı lerinl Ugi ile takip ederdik. ZeJd Bey tatbikatta herkese bir vazife verirdi. Şahulan değiştirirken bazan hakikatte oluyormnş fibl: Seni azlettim, yerine filâncayı tâyin ettim. Derdi. Bir gün arkadaşlarunızdan Müfit Esbdşehir (Atatürkün yakm arkadaşlanndan olup Cum huriyet devrinde uzun süre milletvekilligi yapmış olan Müfit Özdeş) boş bulunmuş itiraz etmişti: Fakat ben vazifemi yaptım. Ne için azlediyorsunuz, kabahatim nedir? Albay Zeki Bey yan ciddi yan şaka şu cevabı vermişti: Işte şlmdi kabahat yaptımz, dikkatU değilsiniz. Çünkfl azQ muamelenizin bir ders devresine münhasır olmaktan Ueri jitmlyeceğini anlamamz lâzımdı. Müfit'in, ciddi bir azil muamelesi karşısında kalmış gibf davranmış olmasına o gün hepimiz gülmüştök. Dersten sonra Mustafa Kemal kendisine: Mülâıimlikten mazul Kırşehirli Müfit Efendi, buraya geliniz. Diye takılnuştı. Zeki Bey, Balkan Savaşında Komanova ordusu kumandanlığına kadar yükselmiş, Birinci Dünya Savaşında Cemal Paşadan evvel Şam'da ordu müfettişi iken Alman tmparatoru iczdine askeri murahhas olarak gönderilmişti. Bir Aralık 1870 1871 Fransa savaşını kurmay yarbay Fevzi Bey de okutmuştu. Fevzi Bey, Çanakkale savaşlarmda • Anafartalar ordusu kumandanı iken, 5 inci ordu kumandanı Liman von Sanders Paşa ile aralarında ihtilâf çıkmış, kumandadan iskat edilerek emekliye sevkedümiş, yerine Mustafa Kemal tâyin olunmuştu. Emekliliği çok fcısa süren Fevzi Bey, Başkumandan Vekili Enver Paşa tarafından Avusturya • Macaristan hükümeti nezdine Viyana Ataşemiliteri olarak fSnderflmistir. Mustafa Kemal, Anafartada tıocasının yapamadığını yapmış, çok önemli ve parlak bir zafer kazanarak haklı bir löhret kazanmıstır. bilgi verebiunek Içindir. Mustafa Kemal ve ben yeni öğretmenlerimiz içinde en ziyade Trabzonlu Nuri Beyi sayıyor ve takdir ediyorduk. Babam tsmail Fazıl Paşa bir gün, her ikimize: Nuri Beyin derslerine Ugi gösterirseniz, kendisini dikkatle dinlerseniz çok şey kazanırsınız. Mesleğinde kuvvetli ve geniş bir görüşe sahip bilgili bir askerdir. Diye nasihat etmişti. Nuri Bey hakikaten geniş kültürlü, devrine Röre aydın tikirli, stratejide üstad sayılan bir kurmay yarbaydı. Tâbiye okutuyordu. Aradaki mesafeyi muhafaza etmekle beraber öğrencilerine karşı samimi ve ağabeyce davranıjordu. Yalnız ders vermekle yetinmivor, genç kurmay namzetlerinin çeşitli soru larını da cevaplandırmaktan zevk duyuyordu. Bir erkânı harb zabiti, as> kerlik dışında kalan bügilerle de mücehhez olmalıdır. Yarın hepiniz birer kumandan olacak, mesuliyet yükleneceksiniz. Diyordu. Nuri Bey, Birinci Dün ya Savaşı seferberliğinde kolordu kumandanı olmnş, fakat savaşa girmeden önce hir kaza netice •İiIiBİIi Akademideki yeni öğretmenlerimiz olarak orduya katılmıs, knrmay görevleri öğretmeni olarak Harb Akademisinde vazife almış, 1897 de Yunan savaşında Alamonya or dusu kurmay heyetine tâyin edilmişti. Yirmi yedi yaşında binbaşılığa, yirmi seldz yaşında yarbayhğa terfi etmiş, bizim Harb Okuluna girdiğimiz 1899 yılı görgfl ve bilgisini arttırmak üzere Al manyaya gönderilmişti. General Hezler kolordusunun alaylanndan birine subay olarak verilmiş, bir yıl kadar da Alman Genel Kurmayının muhtelif şubelerinde çalışmıştı. Aynı zamanda Berlin Harb Akademisinin son sımfına da devam etmiştl. Almanyadan aynlırken, Alman Genel Kurmayının kendisi hakkmda verdiği rapora şu takdirkâr cfimleyi koyduğu rivayet ediliyordu: «Türk ordusu Büyük Erkânı Harbiyesin de Başkanlık yapabilir.» ömrfi vefa etseydi, belki bu makama da ulasabilirdi. Fakat Balkan Harbinde Işkodrayı şerefle savnnurken, Esat Paşa Toptanlnln adamları tarafmdan a'.çakça şehit edümiştir. Hasan Rıza Bey (bilihare paşa), bize öğretmen olarak tâyin edilldiği zaman otuz iki, otuz öç yaşlannda genç ve istikball parlak bir yarbaydı. Cesur, dirayetli ve bügüi bir askerdi. Arkadaşlar, Alman ordusunu ayakta tutan kudret mutlak disiplindir. Ordu saflarma katıldığınız zaman bunu daima gözönün de tutun. Derdi. Alman ordusundan misaller verirdi. Derslerinden çok faydalanırdık. Halepli kurmay albay Zeki Bey kale savaşlarmı okutur, hem ders v sinde olmBştfir. Şimdi, Mustafa Kemalin hayatmda etklsi olan bir olaydan bahsetmek istiyorum. Yarbay Nuri Bey, bir gün tâbiye dersinde gerillada genişçe bir gekilde bahsetti. «Geruiaı nedir, ne dejHIdir?» konns flzerinde uzun uzun durdu. tcahat verdi ve bir ara: Efendiler, dedl. Gerilla yapmak ne kadar güçse, onu bastırmak da o nisbette güçtür. Arkadaşlar, kendisinden bir kaç miaal vermesini rica ettiler. Mustafa Kemal ise, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, hidisenin memleketin berhangi bir yerinde olmuş gibi irahının müm kün olup olamıyacağını sordu. Onu arkadaşım Tevfik Selânik de destekledi. Bunun üzerine Nuri Bey: O zamanlar AsKerl öfcretim Genel Müdürü Ferik Mehmet Tevfik Pasa i • .1 Nnri Bey c r ; ı p verdi: Tatbikat meselelerinde mün» kün olduğn kadar hakikt darumları bnlmağm çalışmak IIzımdır. Bir isyan ya içeride, ya dısarıda olabilir. Biraı durdo v» ionra ilftvt etti: Ne demek İBtediğiml anladınız mı? Hoeamızın ne demek Istedigini anlar gibi olmnştuk, Fakat bunun orada izahı mümkün değildi. Dersten sonra Mustafa Kemal, cocugun arkasmdan gitti. Efendint, bn »«TİedljHnlı Gerilla haklkat olabilir, değil x mi? Nnri Bey kendine mahsns olan. daima kullandıgı nev'ima keliraesini de ekliyerek: Olabilir, dedi. Fakat artık bn kadan kâfi. Bn olaydan Mnstafa Kemal çok bahsetmiftir. Sayın profesftr Afet Inan, kendisinden dınliyerek, edebl bir üslupla kaleme almışrır. Benim bn yazdıklanm, hafızada kalan sadeee keskin cizgilerdir. Mnstafa Kemal, bu tibiye dersinin ilk tatbik sahasını Trablustarp savaşlannda buldu. Bana Tobruk'tan yoll»dı*ı bir mektupta, Knrmay Yarbay Nnri Beyin Gerilla metodl/nnı basan ile tatbik ettiüni yazıvordn. PERTEV PAŞA Harb Akademisinde başbca öğretmenlerimiz şunlardı: Eski Osmanlı Seferî öğretmeni Topçu Fe riki Ahmet Muhtar Paşa idi. Muh tar Paşa, yazılı sınavlarda, soruların cevapları üzerinde fazla dur maz, kim fazla sahife doldurursa, en iyi notu ona verirdi. Hocalarının huyunu çok iyi bilen öğrenciler, çala kalem sahife doldurmaya başlarlardı. Meselâ. eğer soru Niğbohı meydan savaşı ise, o savaşın başkumandanı Sultan Yıldınm Beyazıdın şehzadelik ha yatından konuya girilirdi. Bu işin uzmanı da sıruf arkadaşınnz Halil Yenimahalle (rahmetli General Halil Kut) idi. Hattâ baxı arkadaşlar kendisine takılır: Halil, Yıldınm Beyazıdın babası Sultan Birinci Muraddan baş oıa rM aaacanaııaaaD ja •ataıa Gerilla nedir, ne Harb Okulu Müdürü Vehlp bey • • değildir? öğretmenlerimizden en önce bahsedilmesi lâzım gelen zatı en sona bıraktım. Bunun sebebi kendisi hakkında kısa da olsa biraz • oa aaag nacaa 3QUQ Ö an a arau'Ji a EUHPI •01 • UQSia 1333 D 3 C Q U (3 B HS B 0 3 ncacJD öyle İse, Boğaza ait haritolannızı açın. Emrini verdi. Demek hocamız misali bu kadar rakından vermek istiyordu. Hep beraber haritalarunızı açtık. Elindeki cetvelle Dudullu kövünS isaret ettl: tsyanın bu köyde çıktıfını farzedin. Dedi. tlgimiz bir kat daba artti. Hocamıza göre, isyan iki kol halinde inkişaf ediyordu. Bir kol Beykoza. bir kol da t'sküdar üzerine yürüyordu. Üsküdara yürüyen kol hükümet kuvvetleri ta rafmdan yenilgiye uğratılmış ve dağıtılmıştı. Fakat Beykoza kadar gelmeye muvaffak olanlar, ge ce karanlığından favdalanarak ka yıklarla önce Ortaköve reçmişler, sonra yaya olarak ve süratle Ortaköv sırtlarma çıkmıslardı. Merakımiz bfisbOtun artmısti. Sonra acaba ne olmuştu? Bu kolun hedef ve gayesi ne idi? Nnri Bey: Mesele burada bitmistir. Dedi ve bize çözülmek üzere iki görev verdi. Bu isvan ne için vapılabilir ve nasıl idame ettirflebilirdi? Hükümet ve ordu isvanı nasıl bastırabilecekti? Mustafa Ke mal. derhal söz istedi ve şu suali sordu: Neden isyanın Duduliu'da çıktıgını farzediyorsunuz da. baska bir yer göstermiyorsnnuz? Dişf Bond MODESTV BLAISE HAFTAL1K BULMACAMN HALLEDtLMIŞ SEKLİ Garth dı. Yuvarlak yuzler bu söz\n belirtilır, suçu bağışlama hareketı. 9 Herhangı bır ödevi yerine getirme isi, rumca «bir» savısı. YUKARIDAN AŞAGlîA: 1 Yaz yemışlerınd»n biri. 2 Vaktıyle Almanyada Cum • hurbaşkanlığı etmış bır zatın adı, kaynak suyu gıbı tertemız. 3 Muyasebecılerın çok uğrastıkları bır konu, kalın ve kaba kumaşlardan. 4 Vaktıyle Akderuzde buyuk bır başarı kazanmış olan teic gozlü tngıliz amıralı. 5 Çev SOLDAN SAGA: rılınce bir göz 1 îrauın tanınmış şaırı FırQ tan rengı olur, Edevsi'nın vaktıyle yazmıs olduge demzınde ğu buyuk kahramanhk eserının bır ada. 6 adı. 2 «Çocuk doğurtma uzKuzey Viet manının kol ucu» anlamına ıki namlılann kulsoz; ihtiyacı karşılayamıyacak durumda. 3 Bır turkumuzde Evrelki fiinkil landıkları bır bu ekıldığı halde y^rıne gul bıt bıilmacamn yabancı uçak tığı soylenmektedır. 4 Tersi halledilmis sekll markası, tersi «Salihlı» ye çok yakm eskı bır «ısteyerek yapılan kötü hareket kalenın bulunduğu yerın adıdır, ve niyet» tir. (Osmanhca) 7 Yugoslavyada bır şehır. 5 Kolay aldatılabilir insan tipi. «Beygırle yapılan mektup ve es 8 Birdenbire karar verip eya ulaştırımı» karsıhğı ıkı soz hndeki eşyayı para karşılığı dur. 6 Unutmuş olma harekebaşkasına devreden (iki söz). tı (Divan edebiyatında). 7 9 Herhangı bir şeyın esas Çarmıha gerıhnoe goke uçtuğu maddesi, eskı alfabede bir harrivayet olunan zat, bır erkek afın okunusu, nota. 123456789 YARIN Harb Akademisine Yapılan Bir Baskın tKTÎBAS VE TERCÜME EDtLMEZ .... 1STANBUL fasıl toplulujhı 17 50 Reklâm prog ramlan 19.00 Haberler 19 40 Parlamentoda bu haft» 19.55 îlinlar 20 00 Cemile Cevher Çiçek'ten türküler 20 15 Unutulmıvan sesler 20 40 Rıza Riften sarkılar 20 55 24 saatin olaylan 21 00 Sanat dunvamız 21 »n Revdikierinizle beraber 21 35 Kücfik flanlar 21.40 Tiyatro okulu 22 00 ReklAm proeramları 22.45 Haberler 23 00 Konser vankıları 23 30 Barok mü. zık 24 00 Kapanış. tVTAVRUL tr. RHDYOSO İS •> Açılıs 17 00 • ) Sızin Icln 17.30 Küciik konser 18 00 tjrl »k«amlar 18 30 Senfonik mHrik 19 00 Cesitll melodiler 1950 Afc«am konseri 2015 Beraber »ece. lim 21.00 Dârt rüzgirın getirdlSi eîgfler 21 15 Sonat saat! 21.45 Almanyadan melodiler 22.00 Avın Vnnseri 23 00 Caz saati 23 30 Sevilen şarkılar 24 00 Piyano sololan 00 15 Tango v e passodoble. ler 00 30 Hafif müzik l.M Kapanif. ın • aaa, 1FFANY JONES RAKAMLI BULMACA 6.25 Açılıs B 30 Türküler geçidl 6 45 Konuşm» 6 50 Türküler geçidl 7 00 Köye haberler 7 05 Sabah melodileri 7 30 Hsberler 7 45 tstanbulda burün 7 50 Stüdyo G'den 7.55 Küçük flânlar 8 00 Hafif mıızik 8 20 tstanbulım sesj 8 40 Keman «oloiarı 9 00 Sorunlarımız 9 15 Radvo hafif m i K k orkestnon 9 30 Cocuk bahc*«1 9 45 Bu hafta ünitemlz 9 50 Blr sey ıınutmadıniT v a ' 9 55 Cocuk koro<îu 10 00 Mıızik kırtiısıı 10 15 Kadın v e cevresi 10 25 SeraD Tanseli'den sarkılar 10 40 Arkası varın 1100 Kısa haberler 11 05 Sabah Vonseri 1145 Caz sarkıcıları 12 00 Plya. noda melodiler 1210 Kıicık HSnlar 12 15 Türküler 12 30 Sanat mfızlğl 13 00 Haberler 13 20 Stüdyo G'den 13.30 Necdet Cic!. Sükran Akın'dan sarkılar 14 00 Kapanıg. 15 55 Acıhs 16 00 Egitlm radyosu 16.55 Ara müzlg] 17.00 Bogazlçl orkestrası 17 20 Karma 6 25 Açılıs 6.30 Günaydın 100 Köye haberler 7.05 Gül Batudan sarkılar 7 30 Haberler 7 45 Sabah müzigi 8.00 Ankara'da bugıin 8 05 Her telden 8 40 Küçuk ilânlar 8 45 Saniye Can 1 dan türküler 9.00 Sonmlanmız 9 20 Sabah konserl 9.35 Kısa haberler 9.40 Arkası yarın 10 00 Eğitim radyosu 10 55 Heiodlden melodive 1115 Çocuk bahçes! 11 30 Konser saati 12 00 Ögle müzıti 12.15 K ı b n s saati 12.25 Kucuk ilAnlar 12J0 Sarkılar 13 00 Haberler 13 20 Plâklar arasında 13 30 Reklâmlar 14 00 Cocuk bthçesi 14.15 Necdet Tokathoglu'dan sarkılar 14 35 Muzüc dinliyeliTi 14 55 Kısa haberler 15 00 Eğitim radyosu 15 55 Ahmet Sezgin'den türkfller 16.15 Plâklar arasında 16.20 Nevln Demlrddven den şarkılar 18.40 Bugün için seçtiklerimi» 16.55 Kısa haberler 17 00 Yurttan sesler 17.30 Birlikte M KA R A düşüneHm 17 50 Reklamlar 19 00 Haberler 19 40 Küçük ilanlar 19 45 Turhan Karabulut'tan türküler 20 00 Uvkudan önce 20.05 Gönül Akm'dan sarkılar 20.25 Küçük konser 21 00 24 saatin olavlan 2105 Açık oturum 2135 Hafif muzik 22 05 T.B.M.M. saati 22 25 Hafif müzlk Î2.30 Nurettln Camhdafdan türküler 22.45 Haberler 23 00 Oper* albümünden 23 45 Gece yarısma dogru 24.90 Kapanıs. ANKARA tL RADTOSO 16 55 Açılıs 17 00 Sevilen vo. kalsiz melodiler 17 30 Obua soloları 18 00 Hafif melodiler l » 3 0 Oda muzıği 19J0 Llonel Hampton caz toplulugu 20 00 Küçük konser 20 20 Avrupa'da blr gezi 2100 Batıya bakı« 22 00 Gec« konseri 23.00 Oünyanm d6rt bucagından 23^0 Gece yarısma dognı 24 00 Gece v e müzik 1.00 Kapanıs. ^ n u veresim: AYHAN BAŞOĞLU /VU1 KIZIL KULE NASO. aALIXUİU.CEKV Vukandakl rakamlı •nl t taoe anabtaı (Ipucoj ve 8 taac «oouç rmrdu 8 o | olma U Kartanı lelne I d>D 9 a kadaı ayçnn biret rakam koyarab ve coplama. earpmm çtkartma bölm« ışaretletine dfkkaı ederek «oldao « < • «• vnkandas •sağiya bnlmacada göstenlen «onoçlan Ouloooı Btra» vaktinba «ID «mma hos vsklinİ7İ hnscn ecclrmis olnrsnno» 72 .Masa sandallesiz anlatamam. Çok gerekli! Haydi yeğenim..^ Eve vardı. Senem gordü önce: «Hayrola buba, hayır habarlar getireydin?» «Anlatamam kızım. Akşam toplantun var. Kel Bektas'ın evine gelir dinlersin...» Yeşer, ayaklarımn arasında dolanıyordu hayatta. Aldı, kucakladı kızı. Keçenin üstüne oturdu. Optü torununu. öptü, öptü, Sptü. «(Bağlan ahrlar, heç kuşkum kalmadı. Emme seni alamazlarl). Bir daha öptü torununu. «(Seni heçbir kuvvet, heçbir kudret, heç bir hazine alamaz elimdenl..)> Bir daha öptü. Seslendi: «Fatma!. Sen de gel gülüm.. Otur sen de di zimin dibine.. Gel anam..» Fatma geldi, yanı başına diz çöktü. «Terbiyeli sultanım, saygıh Fat mam, hörüm, meleğim!..» Fatmanm saçmı başını okjadı. •Haydar'..» diye bağırdı. Haydar kostu geldi ocağm basmdan: «Buyur dede!> dedi, diz çöktü. «Anlat: Ne yaptın bugün?» «Mallan güttüm dede..» «Eferim, eferim.. Kimseyle dögüstün mü?» Çocuk «cık» ettl. «Dögütl Daklaıan olursa he kaplumbağalar fakir bavkurtı dan: «Git bizim feneri yak gel ula!» dedi. Bektaş'a seslendi: «Senın fe neri de vakarsan tamam olur. Şoyle dıreklere asıverelim..» Bektaş kaıktı, feneri yaktı. ^ Bu ara masa sandalye geldi. Kır Abbas masa sandalyeyi men patlat! Suratmın ortasına pat bile ula!> lat! Dizinle de kamının ortasına.. • Geldik ki ?u Kel'in hayatmı gö hayat sekısıne koydurdu. On beş yirmj komşu daha gel Ddğülme, döğ! Anladın mı?» çürelim deye!..» •Canmız sag olsunl» dedi Güs di. Gelenler oturuyordu. GelinÇocuk başmı yere eğdi sün. lerin. kadınların çoğu gabeydi. «Anladm m ı ' diyorum!» •Anladım dede..» Rıza geldi Döndü'yle. Oğlu Gebelere *er verlvortardı Hayat «DediMerimi unutma!» Hüseyin'i, kızı Naciye'yi de al doluyordu Tâ uçtaki ocağm ya» nma kadar her yer doldu Daha •Pekey...» mıştı. da gelenler vardı Herkes bir Sofra kalktı. Gelenler çoğaldı. • Bulaşıklan fil&n öyle bırakın. «Masa sandalle ne oldu Irıza?» yer bulup ktsılıyordu. Hep beraber gidelim... TorunlanKır Abbas kalktı: «Gelecek Abbas emmi. Anahta mı da istiyorum. Yeser'im de ge rı verdim, getirecekler.» «Sekiyı bosaltm. sekide kimse lecek..» «Aman yeğenim, gelsin gözü kalmasın!» dedı. Olanı olduğu yerde bırakular. nü seveyim» Muhtar, k6y kurulu uyeleri ha El ele tutusarak gittiler. yatta bir ver bulup oturdular. Kırk elli komşu birden geldi. «Hoş geldin Abbas Kartel, eyiKadınlar bir vana. erkekler Kır Abbas başını kaldınp dasin ya?» dedi. bir yan a oturdular. ma balrtı; •Demir gibiyim, Bektas Duru. Kel Bektaı<'ın hayat adamakıl •Bu dam bırez vüksek olmılıy demir gibiyim, göbek atıyorum!» lı doluydu. Sıkısık sıkışık, tek dı emme, oevse!» dedi «Eyi habarlar getirdin öyleyse?» dizlerıni dikip, tek dizlerini büEllerı kalçalarında. komşula• (Yarın bir de sen git, sın» baküp oturuyorlardı Çocuklar ana rını uzun urun süzdü: kalım, kel dürzu!)» babalannın dizlerinde, kocaman «Sesin çıkmadığına göre..» «Şımdi slze hökümetın cuvabt gözlerle, sekıde oturan Kır Ab«Çıkacak sesim, acala etme!» m föyleyeeegim rtıkkat edin!» bas'a bakıyorlardı. Güley'le birlikte Battal çıko gel dedi. tçinden «(Bısmışâââhl..)» «Bugün havada ay yok. Şuradi. Az arkadaslarından AJime de çekti. «andalyeye oturdu. ya bir ısık gerek Irıza!» dedı geldi. Başladı: «Maşsallah Abbas emmi!» dedi Kır Abbas. (Arkası w%T\ Rıza. Hü*eyinM kaldırdı yanın Battal. «Evcek gelmlfüıiz. Yescr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle