Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFEDÖRT 7 Ekim 1966 CUMHURİYET DrNO 33 kaplumbağalar «Kurt mu dedin, kürt mü dedin?» Kalktı. elini kıçına koydu, bos«Zaman dediğiniz işte su gibi tanı dolaşmağa başladı. cNe o akıyor. Bu işe dört yıl önce baş lusa olsun, yatmıyacağım kölgelamış olaydımz şimdi kanıncaya de!..» dedi. kadar üzüm yiyecektiniz. KırKavunlar karpuzlar kocaman larda kadıbaşı otları çiçek açtı, olmuşlardı. Kavunların sarısı, ye açacak. Tam şimdi üzümlere aşili. mavisi... Karpuzlar büyülaca düşmüştü. Güz gelince de müştü, belki ermişti. «(Bunları testi testi şarap sıkardınız. bekturşu mu kuracaksın Kır Abmez kaynatırdınız. Şarapları kobas?)> dedi kendi kendine. Bu yacak testi bulamazdınız. Emme düşünce birden çaktı kafasında. sabreden derviş, muradına er«(Ev başına ikişer dölüm bostan, miş. Sabır ile koruk helva olyimekle bitmez ula? Cimdi dürmuş. Heç gönlünüze güçlük gezü. sıka sıka ne olacak böyle? Bıtirmeyin. O günleri de görecekrak herkes başlasın j'imeye! Şim siniz. Netekim işte ucu göründı yimeyecek ne ne zaman yiyemüştür. Eğitmen Irıza'nın bir cek bunlar bunu?)» elini koyun, bir elini öpün. Hep onun akıllarıdır ki. bizi bağ bosHemen durdu. Sağ kolunu hatan sahibi yaptı. Bir kusuru. bivada salladı. İHarman yerine doğraz boyu uzun. Uzun o!duğu için, ru döndü. Ellerini ağzında boru aklı kısadır. Hemi de Türktür. yaptı : aklı sonradan gelivor. Bağ işini • Heeeeeeyy Tozaklılar!..» diye tam dört yıl geç akü etmişbağırdı. tir...» Bir daha. bir daha bağırdı : «Tozakltlar, uUaaaaa 1 ,.» Battal: Sesi bayâ gür çıkıyordu. Sıcak«Üç üç!..» diye bağırdı. ta kırların bir ucundan bir ucu«üç, ya da dört! Ben o kadar na yayılıp gidiyordu. hesapladım. Bakın unutuyordum, Kağnılardan deste boşaltanlar, ölün düşün, bu işte Battal'ın gay kağnılara deste yükleyenler, kağ ratlarını da unutmayın. llle de nıları yede yede tarlalardan har kendi gayratlarınızı... Muradın man yerine gelenler, «Ne oluelinden kuş kurtulmaz imiş. Bir yor?» dediler, durup baktılar. yıldır size böyük bir eferim sakKır Abbas koştu, talvarın balayıp duruyordum, çimdi onu şına çıktı hemen: üleştiriyorum. Üüüüü, üffi!..» «Tozaklılaaaaaar!... Yetişin Ellerine üfürdü üfürdü, düğün kurt geldiiiiiü... Kurt geldi! de buğday saçar gibi kalabalığın Kurt geldi!» Ağzını çevirdi: üstüne saçtı «elindekilerini». «Kurt değil, Kürt geldi! Kürt Hiç birinde çıt yoktu. Kimse geldi! Yetişin! Yetişin...» kıpırdamıyordu. Komşular koşmağa başladılar. Kır Abbas sessizliği farketti: Eline anadat alan, dirgen alan, «Köylü dediğin bir kör kösteyaba yabaltı alan koşuyordu. Ço bek dünyada. Yörüyor emme gör cuklar. delikanlılar, kızlar koşumüyor. Toprağı burnuyla, başıy yorlardı. Tarlalardan, harman la eşeliyor. Eyi kötü yemini yiyerinden, purluğa doğru bir yeceğini buluyor. O kadar. Dakoşu ba?ladı. ökiizler boyunha tathlarmı, daha gözellerini, durukta koşulu kaldı. Kalabalık, yeşil bostanları. hoş kokulu çisarıh, kırmızılı, alacalı, bir kaçekleri, çeşit çeşit üzümleri, alrınca dizisi gibi, sel yarınhlarını maları, dutları, payamlan bilmi geçti, mezarhğa daldı. yor. Görmüyor ki bilsin! îşte bu Kır Abbas, çabuk talvardan boyu uzun Irıza hepimize bir ındi. Bağın alt başına doğru ko;amaliyat yapıp açtı gözümüzü. tu. Daha komşular içeri girm«Bilirsek bu bize böyük bir devden hendeğin başına çıktı, ellerilet, böyük bir selvet!.. Şimdi ko ni havaya kaldırdı: yu koyu düşünmeyi... sulu sulu «Durun, bir takka tnola! Duağlamayı... bırakın... da, beni de run!..» dedi. ağlatmayın karının kızın içinde. Beş on kişi birden sordu: Dalın şu bostana!... «Ula kurt mu dedin, kürt mü Kadınlar oraya çöktüler. dedin?» Erkekler de çöktüler. Nasıl da bir sıcak vardı! Kır Abbas hendeğin başından dışarıya, herkesin içine atladı. Sendeleye sendeleye Rıza'nın ba şına vardı. Usulca sırtını yepeşledi: • Hadi kalk, hadi kalk!» dedi. «Kalk da yörü şu komşuların önü sıra. Yörüdücünü görsünler. Ürya eibi, düş gibi bir iş bu bos tan. Dal içine ki ardından bunlar da dalsınlar. Bunlar kara tüylü, mor tüylü koyunlar. Sıcakta başlarını yere eğerek, nasıl birbirlerine sokuldular bak. Kalk da bir <cekknvıın> gibi vö rü bunların önünden. Seni görüp onlar da yörüsünler, kalk!.. Haşşşöyleee!...» Rıza kalktı. Usulca Kır Abbasın elini tuttu, öptü. Herkes kaş kaş olmuş bakıyordu. Cennet karının içi bir hoş oldu. Yusufun da öyle. Kalabalık birer ikişer hendeği geçti. Bastıkları toprak yün yatak gibiydi. Ayaklan tath tatlı batıyordu içine. Bostanın bağın Içine dağıldılar. Kır Abbas: «tster kendi payınıza gidin, ister benim paya gidin, Rızanın, Battal'ın paya gidin, selbes! Kar daş malıdır, istediğinizden koparın. Hepsi kendi emeklerinizdir, yeyin. helâl hoş olsun!..» dedi. Ellerini kıçına koydu, yürümeğe başladı. Boynunun üstündeki sarı poçu bağh başmı bir sağa, bir sola döndürüyordu. Hiç yere bakmıyor, hiç komşuların yüzüne bakmıyor, öyle dik dik dolaşıyordu. Yanından geçenlerin ba fakir baykurt kışlarıyla da ilgilenmiyordu. Ylne eski Kır Abbas olmuştu. D t " ğişmişti... Cennet karı, bir zaman kocasının yanı sıra yürüdü. Kuyunua başına, tavların oraya kadar var dılar. Eski çul yarımına sarılı yatağı tavların üstündeydi. Azık torbası tavların bir direğinde asılıydı. Kuyunun kovası tamtakır olmuştu yine. Kır Abbas durdu. Cennet karı. ellerini onun omuzlanna kaldırdı. Usulca, duyulur duyulmaz bir fısıltıyla: «Torunun hâlâ adsız duruyor. Sen gelmedin deye beşiğe de koymadık. Senem'in içinden de kimbilir neler geçiyor? Bir akşamüstü dolan da evine gel.» dedi. Ellerini kocasmın omuzlarından çekti Gözlerini yere indirdi. Kıpırdamadan bekledi. Kocası yürüse yürüyecekti. O durduğu için duruyor, kıpırdamıyordu. Kır Abbas, kansının ellerini eline aldı. Bir eliyle de onun çenesini tuttu, yüzünü yüzüne doğ ru kaldırdı: «Vaktı var, helbet geleceğim. Helbet torunuma uygun bir ad koyacağım.» dedi. «Emme vaktı var, unuttum sanma...» Battal ile Rıza geliyorlardı. Cennet karı, ellerini kocasınıa elinden çekip usulca uzaklaştı. Battal: «Canım, bostammızın bekçislne bir eyvallah demeden mi gidelim?» dedi. «Haşşöyleee!» dedi Kır Abbas. «Uğurola, uğurola, güle güle!.» Rıza kaldı, Battal ardına bakmadan çekip gitti. (Arfcm vnt, HHMIMI*Mt«|ll • •••!•>•••••••• • • K »^^ ®^ ^ Türkİ adına Kunüa katılan giiüiiiiiiiiiii E l i f . h a n ı m i Gayrimenkul Satış İlânı konu ve resim: Ayhan Başoglu KIZILKULE Görevimi inceledim, yerine geti recegım. Albay O. Penkovski 12 eylul 19«1 Paristeki rczidente bütün Fransayı dolaşacağımı ve muhtemel «deaddrop» olarak kullanılabilecek yerler tcsbit edebileeeğimi söy lcdim. Rezideııt yeterli sa.vıda deaddrop'ları olduğunu ve bunlarla va kit gecirnıememi söyledi. Ananyev Paris'te yüzlerce kilometre seyahat edebileeeğimi ve her an göz altında buluııabileceğimi söyledi. Ancak Fran sızlar çok gösterişçi bir takip şekli kullanıyorlardı. Dolayısiy!e takipçinizi elçilikten veya otelinizden ayrıldıktan beş dakika sonra bile atlatabilirdiniz. Paris'te takipten kurtulmaya çok elverişli dar sokaklar, avlu ve pasajlar vardır. Rezideııt. aynca, ajan temasları tertiplemenin çok kolay olduğuııu anlattı. ö y le ki çoğu zaman deaddrop kullanmava lüzum kalmıyorda. Çünkü ajanlarla doğrudan doğruva temas yapmak çok basitti. ABD'de ise, istihbarat subav. larımız FBI'yi atlatmak için. bazan geceyi elçilikte. sıralar üzerinde uyuklıyarak geçirmek ve sabah erkenden binayı gizlire terketmek zorunda kalırlar. Böylelikle bazan takipten kortulmayı becerebiHrler. Londra'da. Sovyet ticaret delegasyonu adı altında çalışau, üç GRU snbayı vardır. Şapovalov tngiltrre'ri çnk »eveı v« AIMURA'to PENKOVSK1 «tngiltere'de çalısmak ve yaşamak bir zevktir» der. Londra'dayken, Gagarin'in tngiltereye yaptıgı seyahatin nasıl geçtiğini sormuştum (1). Gagarin ingilizce bilmez ama, yanına çok iyi tercümanlar vermişler. Bunların hepsi komşularımız KGB'den seçilmiş. Şapovalov, bir sürü KGB münasebetsizinim Gagarin'in etrafını sardığını görme nin çok tatsız bir şey olduğunu söyledi. Gagarin Londra'da Kensington Palace Garden'daki 13 numaralı binanın ikinci katında kalmış. Halk, yüzlerce kişilik gruplar halinde, onu çörmek için sokaklarda birikmis ve hattâ bir tngiliz kızı tam on sekiz saat ayakta beklemis. Bunu GagarinJe söyledikleri zaman, şu cevabı vermiş: «Ne aptalmıs; hir iki saat yatağımı paylaşsay. dı çok daha iyi olurdu...» Londra'da kaldıgım sırada, elçiliğimizin bir şoförü ile tanış tım. Arabasının numarası 603'dü. Bu şoför sonraları Moskova'da bana bir otomobilde gizli evrak taşımak için nasıl bir gizleme (1) tlk kozmonot olan Yuri Gagarin 11 temmuz 1961'de Ingiltere'ye gitmişti. tertibatı knrnlabileceğini gösterdi. Gritsevets caddesindeki GRU görev arabalarının garajında bana ders verirdî. Otomobillerde her türlü teknik değişiklik yapmakta çok ustaydı. örneğin, bana ögrettiği hilelerden biri, soföre iç ışıkları ve arka tren ısıklannı söndürmek imkânını veren bir düğmenin konmasiyle ilgilivdi. Böylelikle şoför gece geç vakit bir ajanı almak üzere dnrnrken fren ışıklan ve kapıvı açınca iç ışıklar yanmıyacaktı. tstihbarata karşı kovma teşkilâtı, bir aracı uzak mesafeden izlemekte oisa bile, soförün durup birini aldıçını anlıyamıyacak tı. İste size tipik bir elçilik şoförü. Ben Türkiye'deyken elçilikteki işçileri görmek iizere verli hizmetkâr veya teknisyen tutmazdık. Çamaşırcı kadın bile Moskova'dan gelmisti. Oysa Mos kova'dakî yabancı elçiliklerde bir sürü Sovyet müstahdem çalısır. Hepsi de ya KGB ajanıdır veya onlarla isbirliüi yapar. lîrnim öz teyzem de bunlardan bıridir. KGB Moskova'daki bütün elçiliklere dinleme cibazları yerlcstirmiştir. Tüzlerce Sovvet I». O. PENKOVSKİ T. PARIA titabarat teknisyeni gece sünddı oturnp bunları dinlerler. GRU subaylarımızın dış mem leketlerde olduğn çibi Moskova' da da yabancıları bir lokantaya, apartmanlarına veya Sovyet elçiliklerindeki toplantılara dâvet etmeye haklan vardır. Şo şartla ki bu yabancı ya istihbarat açısından önemli bir kimsedir ya da ajan kaydedilmek üzrtre eğitıl mekte vetaazırlanmaktadır.î a bancılarla bunun dpşında arkadaşlık yapmaya hakkımıı yoktur • biz istihbaratçıların bile, Onların bepsi düsmanımızdır. 194555'de Şikov kendisine Mısır elçiliğinde kullanılan şifreler hakkında bilgi veren bir elçilik kâtibi ile işbirliği vapıvordu. Mısırlı ile irtibat temin etmek üzere «zel bir telefon hattı kurnlmuştu. Fransızca konuşur lar ve bazan da emniyetli bir yerde veya bir lokantada bulusurlardı. tskandinavyalı diplomatlar arasında da. bazıları >,ok faydalı olan, Sovyet a.janları vard r. Bn nu tsveç'te Slavin ile beraber çalı;mı$ subaylar sfivlemisti. (Arksn '>r> 963/860 Hacizli olup paraya çevrilmesine karar verilen Kartal, Maltepe Karatepe mevkiinde kâin tapu sicilinın 949 sahifesinde kayıüı, 1173 ada, 103 parsel sayıh 683 M2 miktarlı tarlanın tamamı t. t. Kanununun hükümlerine tevfikan nçık arttırma suretiyle satışaçıka^ nlmıştır. ' " " *?£ GAYRtMENKTJLÜN EVSAFT: GayTİmenkul Kalttpeden Istikarnetine 100 evler durağından sola sapan asfalt Bağdat Caddesinden deniz istikarnetine ve bu caddeden tahminen 200 metre gidildikten sonra sla sapan yani doğu istikametinden ve yeni asialt yolu takiben 400 metre üeride ve asfalt yolun 30 metre kadar arkasında ön kısmında çıkmaz sokak olup halen civarı kısmen meskun ve inkişaf sahası dahilinde Süreyya plâjına 350 metre mesafede deniz görür manzaralı tarladır. İMAR DURUMU: Arka bahçe mesafesinin 3.25, komşu mesafesinin 3, ön bahçe mesafesinin 5, bina yüksekliğinin 6,5 ve bina derinliğinin 20 metre oldugu ve ayırık inşaat nizamına tâbi bulunduğu Maltepe Belediyesinden verüen imar plânından anlaşılmıştır. GAYRİMENKULÜN HUDUDU: Tapu kaydı ve kadastro çapı gibidir. GAYRİMENKULÜN KIYMETt: Gayrimenkulün tamamı 17.075.00 liradır. SATIŞ ŞARTLAR1: 1 Satış 15/11/1966 salı günü saat 10 dan 10.30 a kadar Kartal lcra Dairesinde açık arttırma suretiyle yapüacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetln °.o 75 ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 25/11/1966 cuma günü aynı yerde saat 10 10.30 da ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflarını geçmesi şartiyle en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin '/• 10 u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâlive resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmis vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer Ugililerin (ilgililer tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahüdir) bu gayrimenkul üzerindeki haklarmı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayana^ belgeler ile on beş gün içinde Dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklaradır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflâs Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. îki ihale arasındaki farktan ve °'o 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsü edilecektir. 5 Şartname. ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesl için Dairede açık olup masrau verildiği takdirde istiyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak istiyenlerin 965/860 sayılı dosya numarasiyle Memurluğumuza başvunnalan üân olunur. (Basın 5765/11707) Kartal lcra Memurluğundan Bunca daktiloyu nasıl tanırsın birader? Ama, tanımaya uğraşmak eğlence, güzel tarafı da bu. lamına iki söz. 9 Avrupanın nshırlerinden, bizde tstiklâl madalyesinden başka bu çeşit şey takılamaz. SLKAR1DAN AŞAGlYA: 1 Tarihte bazı deniz filolarına verilen adlar (çoğul). 2 Bir takı, tersi çeref, namus ve haysıyettir. 3 Bir yore çıvi mıhlayamayan veya bir işi sezemeyen.. 4 Mehtaba dikkatle gözlerini dikmiş olan (iki söz). 5 Kendi ben2 3 4 5 6 7 8 * z e r l e r j arasında t«k durumda (osmanlıca). bir SOLDAN SAGA: Hj emir. 6 Issız 1 Balkan yarışlarında şampiyerlerde böyle yon olan bir atletımızın soyadı, bir ses bile «tabana kuvvet seyirt!» anlamıyoktur. Mehmet na bir emir. 2 Saygı duyma işi, Akif'in «O bı«baş'ın yansı. 3 O icat olunzim şarkımızın madan yazılar taş veya deri üOttnkit oaim»caniD RuhuKemal» i zerine yazılırdı. 4 Genel ulanulledilml» «ekll dediâı tran şaişım vasıtası işlemiyen Uiak yerri. 7 «Ufak. katı bir şeyin yer« lere bu halde gidilemez. 5 Toz düştüğü zaman çıkardığı ses i çıla birlikte ortada bu da oldu kanş» karşılığı iki söz. 3 Eski mu artık göz gözü görmez, defa. savaş araçlarından, bir harfin o6 «Esas ve temel para torbakunuşu, bir göz rengi. 9 Keyfi sı» karşıhğı karma söz. 7 Ç»v yerinde olmıyan bir adamın ağrilince seslenme için kullanılan zında şeker bazen bu tadı verir, kelimelerden biri belirir, sayı. şahsı veya özü ve esası bakımın8 «Birdenbire rica ediver!» andan. Samsun il Daimi Encümeni Başkanlığından 1 Samsun Özel İdaresi 200 yataklı Turistik Oteü sfüzme Havuzu Gazino ve müştemilâtına ait bilumum avan ve tatbikat projeleri işi 2490 sayılı kanunun 31 nci maddesi hükmüne istinaden kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkanlmışbr. 2 Şartnameler ve gerekli bilgiler Ö DaimJ Eiıcümeni Kaleminde veya Bayındırbk Müdürlüğünde görülebilir. 3 İhale 21/10/1966 Cuma günü saat 11. de t Daimî Encümeninde yapılaaktır. 4 İşin muhammen bedeli 160.000,00 TL. olup muvakkat teminatı 9.250 TL. dır. 5 İstekli meslek sahipleri ihale tarihinden en geç 15 gün önceye kadar Samsun Bayındırlık Müdürlüğündeki Teknik Komiteden. simdiye kadar yapmış otduklari bu emsaJ bir projenin tatbik edildiğine daİT tasdikli vesikalarının asılları ile müracaat ederek alacakları yeterlik belgesi. teminat mektubu ve 1/50 ölçekli yalnız mimarî proieleri ihale saatinden 1 saat evvel usulü dairesinde hazırhyacakları kapalı teklif mektupları ile birlikte makbuz mukabilinde Encümen kalemine teslim edeceklerdir. 6 Teknik Komiteee çeçilecek avan ve tatbikat projeleri arasından beğenilen proje İl Daimî Encümenince ihale edilecektir. 7 Postada vaki eecikmeler nazan itibare alınmaz. (Basın 20841/11708) RAKAMLI BULMACA NASIL HALLEUlLECEK? TukarıdaM rakamlı bulmarada «adece 6 tane anahtaı (ipucu) ve S tanc sonuc vardu Bos olan 12 karenin İçine 1 den 9 a kadaı uygun blreı rakam koyarak ve toplama çarpma çıkartma, bölme Işaretlerlne dikkat ederek soldan sağa ve yukarırian aşağiya bulmacada gösterilen «onuçlan bulunuz Biraz vaktlnizi alıı ammn hos vaktiniti hosca geçirmis olamunu»