19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURfTET 23 Ekim 1965 SAHİFE BEŞ EŞKİYA MEHMET Yabancı bandıralı ve bilhassa demir perde gerisi ülkelere ait büyük harb gemileriyle sılep, tanker ve yolcu gemılermın, Turk liman ve karasulannda mıl letlerarası deniz kurallanna uymadıkları, Kıyı Eranıyet Ser • vislennce tesbit edilmıştır. Demir perde gemilerinin, Türk limanlarında bağlı bulundukla Demirperde gemileri Tiirk limanlarında şifre ile haberleşiyor n sırada ve Türk kara suların da seyrederken elçilikleri, konsoloslukları ve hattâ ilgıli bulundukları limanlarla kendi özel işaret ve şifreleriyle konaşma yapmamalan için yeni tedbirler ahnmıştır. 50 YILLIK HIRSIZ EŞKİYA MEHMET TİNE YAKALANDI Selâhattin GÜLER Osmanlı împaratorluğunun •on devrelerinde hırsızlığa başlayan 60 yaşındaki «Eskiya» Mehmet Bıyıklı önceki gece yeniden yakalanmıştır. 10 yaşında hırsızlığa başlayan ve halen «En eski hırsız» olarak polis kayıtlarında kalan Mehmet Bıyıklı, hırsızlığı «Korkanç bir hastalık» olarak nıtelendırmiştır. SLLTAN VAHDETTtN tmparatorluk ve Cumhuriyet devrı arasında yanm asrılık bır geçmisi olan «Eskiya» ilk hırsız ]ık olaMnı şöyle anlatmıstır; «Mahallede çocuklarla oynuvorduk. Kus beslemeğe mtrak salmıstım. Fakat kafes alacak param yoktu. Içinde kuş olan bir kafes çaldım. Vahdettinin zaptiyeleri beni yakaladılar. 10 yasında idim. 10 gün hapis cezasına çarptırdılar. Işte ilk damgayı yedim.» DEVAM Teknık buronun yazıları eskimış ve okunamayacak hale gelmış dosyaları arasında eskı Turk çe ıle sâbıka kaydı gosterıien Mehmet Bıyıklı, aralıklı olarak hep çalmıs, bır ara hırsızlığı bırakıp, arkadaşlan ile soyguna çıkmış ve «Eşkiya» adına da bu sılâhh soygun sebebiyle kendisine miras kaldığını soylemıştir. SİMDt ALIYOR l'gâl Kuvvetleri zamanında Tophanede yasamış olan «Eşkiya» azılı kaatıl Hrisantosun da sık sık adını işittiğini, hatta o za man çocuk yaşta olmasına rağmen arkadaşları ıle bırlıkte Hrısantosu vurmağa kalkıştıklannı ifade etmiştir. Artık ihtiyarladıgını soylıyen «Eşkiya» dört çocuk ve dort de torun sahıbi olduğunu belirttikten sonra, «Artık çalmıyorum. tşi ticarete döktiim. Baua mal getiriyorlar ben de ncuza alıp biraz zam yapıp sa tıyorum. Şimdi buraya otomobil pikabı aldığım için getirdiler. Fakat ben bu pikapların hırsızlık malı oldağunu bilmiyordnm» demiştir. Sâbıkalıya. hırsızlık masası sefının, «Artık tövbe edecek misin» sorusuna, «Bandan sonra etsem ne olnr, etmesem ne olnr» şekhnde cevap vermiştir. Bugunden itibaren yabancı bandıralı gemıler; ozel ışaret ve şıfre ile Türk karasulannda konuşma yaptıkları takdirde araya giriiecek, gizli şifreli konuşma ları bozularak mületlerurası deniz kurallarına uygun konuşma yapmaları için zorlanacaktır. llgililer, bu iş üzerinde titizlikle durduklarını ve limanda bulundukları sırada, milletlerarası knralları bozan gemileri seferden alakoyacaklarını ifade rtmişlerdir. Bu konu ile ilgıli olarak îçişleri ve tlaştırma Bakanlıklan gerekli tamımleri acele olarak butun ilgilı makamlara göndermişlerdır. Viyono ve dolayları Turklerden kalma hâlıralarla dolu iyana caddelerinde kjrmın, orakçekiçli bayraklan... duvarlarda. pencerelerde Ya?asm komiinizm» sbzlerinin yazıldığını sık sık gorüyordum. Avusturyada Komünist Partisi vardı ve seçinılere giriyordu amma netice hiç de yaptıkları gürültünün, gösterişin karşıhgi değildi! Btttün bu serbest rejim içinde fazla kudretleri yoktu Avusturya komünistlerinin.. Yılmaz CETİNER ŞU BİZİM RUMELİ V Vitrinlerinde. Avrupanın her kö şpsinden ithal edilen kaliteli malların satıldığı Avusturya, 7 milyon ııüfuslu, bakımlı bir ülkeydi . Endüstri. ziraat ve turiım . Bu iiç eclir kaynaği, Birincl Dünya Harbinden önce koskoca imparatorluk olan şimdiki kiiçük Avusturyayı her giin daha zenginleştiriyordu .. Endüstri, ziraat ve turizm dedim.. Bunun yanı sıra, madenleri, orman ları ve hayvancıhğı da muhakkak büyük döviz kazandırıyordu ülkeye... Meselâ, 1960 yılında 12 milyon ton lınyit, 1 milyon ton demir cevheri, 2,5 milyon ton petrol ütihsal edilmişti. Avusturya, Avrupanm en kuvvet li elektrık gücü merkezi sayılıyordu. 40 milyon kilovat saatlik güç, butun ülkeyi pml pırıl aydmlatıyor, fabrikalan çalıştınyordu. YENİÇERİ HEYKELLERİ VE KALE KALlNTlLARlNiN HER BIRININ BIR HİKÂYESİ VAR... turist tarafından ziyaret ediliyordu. 170 metre derinliğinde ve 5 metre çapındaki kuyunun akustiği Avusturyada dillere destandı. Bir gazete kâğıdını yırtıp aşağıya attığınız zaman 7 defa aksi sedası geliyordu... urg Forchtenstein satosunun pencerelerinden ucsuz bucaksız ovalara doğru bakıyordum. Bir zamanlar oralan Osmanlı Ordusunun çadırlanyla doluydu... Ge celeri her birinin önünde ates yanan bu çadırlann etrafında Anado lunun, Rumelinin ozanları kâh sıla hasretiyle yanan, kâh gönfillere aşk fısıldayan şiirler okurlardı .. Vuruşmaya gidileceği zaman, bu gün bile insana huşu veren «Mehter havaları» askeri galeyana getirir. onları düşmanla arslanlar gibi döğuştürurdu... Bırınci muhasarada, Viyanayı kurtaran yağmurdu! Ikinci muha sarada ise; yağmurun ve kışın yanında Yeniçeri ocağuıın artık çok meye başlaması muvaffakiveti onledi... Merzifonlu Kara Mustafa Paşa da Viyanamn yağma îdUmeden a'" lınmasım is^iyordu .. Şerlre gîrrrTek geciktıkçe, müdafiler dayandıkça, bizim asker sabırsızlanmaya başla mıştı... Kara Mustafa Paşa bunun üzerıne onlan oyalamak istedi... Yaluı kılıç Avrupanm içlerine gönderdi bir kısım yeniçeriler. . îsviçrenin, Almanyanm ve Polonyanın bir kıs< Burg Forchtenstein» şatosundaki asma mma baskınlar yapan bizimkiler bir hayli zengin ganimet ile döndüler Viyana önlerine... Ve sonra, kış yaklaştığı için bir an önce bunları Anadoluya veya Rumeliye göturmek hususunda sabırsızlanmaya başladılar. . Disiplin bozuldu... Ka çanlar biribirini tâkip etti. Kış bas tırdı... Ve Merzifonlu, Viyanadan muhasarayı kaldırmak mecburiyetınde kaidı .. Sonunda bu muvaffa kiyetsizliğini kellesiyle ödeyerek!. cı. tatlı hâtıralarla dolu Viyana sirndi mcsut. Lısanları refah \e her tiirlü sosyal güvenliğin icinde Yeniçeri heykelleri, pala lar, silâhlar, çadırlar. toplar şimdi hep miize eşyası!.. Turist eğlencesi... Seçimden seçime politika kavga sı yaşıyorlar .. Sonra herkes ışiyle gucuyle, para kazanmak .. yaşamak la meşgul'.. Çeşmelerinden pırıl pınl sular akıyor. geceler gündüz gibi aydmlık... Bir köşede «Ye ye» muziği. dığerinde Viyana valsleri çalınıyor . Biz ise hâlâ, ortanın solunda mıJ"iz, şağında mı? kavgası içindeyi^i.. köprü şimdi sabit hale getirilmiştir.. Manastır ve Kocacıklılar Aiiesi... Sayın Yılmaz Çetiner, Rumeli ve Yusoslavya ile Dgili yazılannın büyük bir befent ile izledim. Ne var ki, Manastır ile ilgili yazılannızda büyük bir eksiklik yaptığınızı gördüm. Yugoslavya, özellikle Manastır deyince akla tarihi bir sülâle gelir. Yugoslavyada Türk tarihi bu sülâle ile başlar. Bu sülâlenin adı: KOCACIKLILAR'dır. Kocacıklılar ile ilgili genis bilgi, tsUnbul Topkapı arsivinde, 8S2 sayılı belgede ve Enver Behnan Sapolyo'nun «Ataturk ve MiUî Mücadele Tarihi» isimli eserinin ilk yüz sayfası içinde vardır. Kocacıklılar özbeöz Tfirktürler. Karagöz, Palandöken yörüklerindendirler. Türkçe konuşurlar. Tarihin d.rinliklerinden getirdikleri an'anelerini devam ettirirler. Kendilerine hudut gazisi anlamında Konyarlar denir. Konya ve Aydın bölgelerinden savaslarla Rumeliye göç edip Manastıra yerleşmişlerdir. Atatürkün dedesi de Kocacıklılardan olduçundan AUtürkün sağbğında AtatÜTkten yakın ilgi görmüşlerdir. Bunun sonucudur ki, önceleri Adapazarının Sardo«an ile İnegölün Cerrah köyterine ycrleştirildiler Sayılan artrıkça Izmit, Adapazarı. Bursa, Menemen, Muratlı, İzmir, İstanbul bölgelerine yayıldüar. Bugün Türkiyede sayılan yüz binin fizerindedir. Kocacıklılar, isimlerini, yaşadıkları bölgenin adından aldılar, Kocacık, Manastır ilinin Debre kasabasımn bir nahiyesldir. Sarp tepeieıin. üzerindc olan bu yerde ilk Türk savasj olmus ve bu savaşa «Koca • Cenk» adı verilmiştir. Hâlâ ayakta olan muazzam Şehitlik bu savaşın canlı âbidesi olarak durmaktadır. Savası kazananlar aynı yerde «Koca • Cenk» adıyla yerleşmislerdir. Zaman akımı «KocaCenk» i «Kocacık» yapmıs ve ba isinı burada yaşıyan Türklerin adı olmuştur. Kocacık, zamanla gelişip Elâ, Hamzaoğlu, Novak, Asaği Mahalle. Yukarı Mahalle, Taşlı Mahalle, Söğütlü gibi ondan fazla köyü ile tam bir yerleşme sahası olmuştur. Bu yerleşme sahasında beş yüz yıla yakın bir zaman yaşıyan Kocacıklılar baslıca iki büyük kola aynbrlar. Bir Golalar siilâlesi. iki Pırjmlar sülâlesi. Ataturk, baba tarafından Pırjmlara, ana tarafından Golalara bağlıdır. Atatürkün Reisicumhurluga seçilisinin ezanlar, mevlutlar. silâh atmalarla Kocacıkta kutlandığı, bu sülâlenin yaşlıları tarafından tarihî anılar olarak anlatılmaktadır. Kocacıklılann bağımsızlık savaşında da çalışmaları büyük olmuştur. Dedem tarafından akrabam olan Akif Paşa, Sarayın hassa ordusu kumandanlarından olduğu halde sonradan Atatürkün yanına geçmiş, Kurtulaş Savaşı süresince süvari kumandanlığı yapmıştır. Kardeşi Tevfik Bey de, Atatürkün gününde. uzun yıllar Bursa bölgesi jandarma alay kumandanlıği vapmistır. Kocacıklılann yaşadığı Kocacık, bugün artık çok az insanın yaşadığı bir bölgedir. Ama tarihi anıları gözyaşları ile anlatılagelmektedir. Bir tanesi şudur: Meşhur Kocacık kalesinin önü geniş düzlüktür. Düşman Kocacığı işgal etmek üzere keçileri ile bu düzlöğe gelirler. Düşmanla başa çıkamıyacaklarını anlıyan Kocacıklılar. çare aramaya koyulurlar. San kız adıyla iki genç kız çareyi bulurlar. Binlerce mum abp bir gece yarısı düşman uykuda iken düzlüğe korkusuzca inerler. Bütün keçilerin boynuzlanna muralan takıp yakarlar. Gecenin karanlığında ortalığın birdenbire aydınlanmasından şaşıran düşman, kurtuluşu kaçmada bulur. Tanrı da bu iki genç san kıza ermislik pâyesini verir. San kızlar Kocacık kalesi ile Debre yolu üzerinde ölürler. Yapılan türbelerinde eömülürler. Sonradan bir adak veri olur burası. Kocacıklılara bazı çevreler Arnavut derler. Oysa Kocacıklılar. Arnavut değildirler. Özbe5z Türktürler. Türkçeden başka lek söz bilmezler. Sadpce zamanın akımı içinde bölee değişiklikleriyle şive özeUliği gösterirler. Örneğin: Havat zorluğunu şövle bir tercüme ile ve kendi konusmalan ile dile getirelim: «Açan : (ne zaman) paren yoktur, nabayra (ne vapayım bu aayati (ha S yatı) Te bole çalısırsın çalışırsın gene bişiy (bir sey) kazana masın. Av (bir şaşkmlığın ifadesi) be olanun (oğium) sen bare (bari) gençsın. Tasi sıksan suyuni çıkansın» gibi. Pek az da yabancı dillerden sözcük dillerine girmiştir. Örneğin: mârama = havlu, gra = fasulye, jreş = pırasa, polisa (s harfi svez harfinin kanşımı gibi okunacak.) Tanur = ayaksız sofra, v.s. Bugün de bu konuşmalannı Türkiyede aynen sürdürürler. Gençler ise değişmiştirler. Kocacıklılarla ilgili bUgi, anılar ciltleri doldurur. Bunlardan yazımzda hiç söz edümemiş olması beni böyle bir açıklamaya yöneltti. Size yardımcı olabildimse mutlu olacağım. Saygıİarımla. (Edebiyat Öğretmeni') NTIMAN KARTAL ( B Japon usulü çiçek tanzimi Japon Konsolosnnnn eşi Bayan Akira Kadowaki'nin Iktbana profesörleri T. Maeda ile S. Kobayashi'nin Istanbuln ziyareti miinasebetiyle düzenledigi «Japon nsulö çiçek tanzimi» seansı Istanbullu banımlar tarafından dikkatle izlenmiştir. Çeşitli kolları bulnnan lkebana (çiçek tanzimi) sanatının Sogetsu Okulnna baglı olan profrsörlrr, hanımlara çesitli sekillerde çiçek düzenlemeyi ve bunların kurallarını çöstermisltrdir. Ikebana'nın Japon kadınımn her tiirlü duvçularını ifade etmek için en zarif \e güzel usul oldufunn açıklayan kimonolo profesörler. bağlı oldukları okulnn dünyada bir çok şnbeleri bulnndugann vusturvamn dünyanın dört kö şcsine her yıl ihraç ettiği maddeleri şöyle sıralayabiliriz: Ke reste, aşağı yukan 131 milyon dolâr tutarında. Demir çellk 1(9 mii yon dolâr, makine ve diğer malze me 24$. metal eşya 38, Tekstil 112, kâğıt ve selüloz (5, kimya maddeleri 35, yiyecek maddeleri 196, komür 88 milyon dolâr. Avusturya, ithalâtının o.o38ı iie, ihracatmın O'o50 sini Avrupa Ortak Pazarıyla yaptığı gibi sosyalist ülkelerle alış verışine de devam ediyordu. 84 bin kilometrekarelik küçük ül kede 3740 mıl demıryolu vardı ki, bunun 1000 mili elektrikle ijliyordu. A A söylemislerdir. •IIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIL: E îstanbul Ankara yolu bır E muddettenberi yeniden asfalt ~ lanmaktadır. Yükselen asfalt E katlart dolayısıyle yer yer 40 E santıme varan banket derınlığı E bu yoldan gece gundüz geçen E binlerce vasıta ıçın hakiki bir E tehlike olmakta ve hemen her E fjun bankete duşmemek korkusu ~ veya sıkıştırılmak yüzünden çoE ğu ölümle biten trafik kazalarıE na şahit olmaktayız. S Pratık hiç bır değeri olmadığı suregelen kazaların ispatladığı 5 (dikkat alçak banket) levhaları = veya kuçucuk kedı gözlerı koE yarak mes'uliyetten kurtulma E yolunu tutan ve asfaltlanması ~ biten kısımların banketlerıni ayE lardanberi doldurmayan KaraE yolları yetkililerinin vazife duyZZ gularına hitap etmenin faydaE sızlığı âşikâr olduğuna göre ust E makamlann ikazını ve ölüme E sebebıyet verme bakımından S Savcılıklann dıkkatıni sağlamak E gerekçesiyle bu mektubumuzun E yayınlanmasına müsaadîlerını ~ arzederiz. E Dr. Siret Alper E Dr. Samih Dizdar E Dr. Bülent Fertan E Dr. Resat Hazar = Dr. Şükrü Kafkas 5 Dr. Âbit Köymen E Dr. Mukbil Dündar E Dr. Orhan Türegün = Dr. Talba îapça Banketler hakiki bir tehlike halini aldı K. Çekmecelilerin isteği Biz Küçükçekmece Tepeustunden, Yenimahalle v» Cumhuriyet mahallesi sakinleriyız. Kendı aramızda topladığımız paralarla, yeşıl saha olmaya mu saıt bır alanda Atatürk'un bustunu yaptırdık. Amacımız buıayı Ataturk Parkı olarak düzenlemekti. Fakat bizim kendı ımkânlarımızla bır büst yaptırmam:zı her nedense hazmedemiven Küçükçekmece Beledıyesı, çabalaıımızı boşa çıkarmak ve bustun değerim sıfıra indirmek içın burada bir dispanser yapmayı kararlaştırmıştır. Oysa biz, dispanser için başka yer tesbit etmiştık, Dispanser için başka yer gösterildiği halde, iki mahalle halkının Ataturk Parkı olması için çırpındıkları sahanın hiçbir mantıkî gerekçe gösterilmeden harcanması garıp bir kaprisin sonucu gibi görünnrektedir. Gerçekten de sayın Küçükçekmece Belediyesi Baskanının, Ataturk bustunun açılıs törenine katılmaması ve sonradan büstün güzelliğini örtecek sekilde dispanseri hemen yanmda yaptırtmak için ısrar etmesi üzücudür. Yenimahalle, ve Cumhuriyet mahallesi sakinleri olarak derdimizle ilgilenümesıni ve sırf kapris olarak görülen bir hareketin nedeninin açıklanmasını i»tiyoruz. mektuplar E Belediyenin cevaplan E «Hcr iki meydanda (Sirkeci ve E Eminönü meydanlan) devamlı sııE rette ve özellikle önemli saatlerde E Emniyet trafik memurlan bulunE makta hem vâsıtalarm ve hem de yayaların geçişini idare etmekteE dir. Her iki meydanda yayalar için geçiş yerleri ayrılmış ve icabedcn mektedir. Her iki meydanı ihtiva eden umumî trafik tanzim plânı üzerinde çalışılmaktadır. Bununla beraber ilgililerin bu hususta dikkati çekilmiştir.» «Ortaköy mıntıkasındaki fırınlarda gerekli kontroüar yapılmış, ekmekler tartılmış ve noksan vezinli ekmek bulunmadığı gıbı. hep sinde de eüket mevcut olduğu 'esbit edilmiştir. Ayrıca yapılan kont rol sırasında alman ekmek ve un numunelerinin yaptırılan tahlillerinde gıda maddeleri tüzüğur.e uygun bulunduğu anlaşılmıştır.» *** <Tayyareci Fâzıl meydanında bulunan Ataturk Heykelinin yanındaki bayrak direğine, bayratn ve tâtil günlerı bayrağı, Bakırköy İnzibat Subaylığı erleri merasımle çekmektedir. 30 ağustos 1966 günü de İnzibat erleri, bayrağı direğe çekerken ip kopmuşsa da hemen bağlanarak bayrak çekilmişür. Heykelin zaman zaman temizlenmesi Bakırköy Bel. Şube Müdur lüğunce yapılmaktadır.» vrupanm en önemli kültür mer kezlerinden biriydi 2 milyon nüfuslu Viyana 1365 yılında kurulmuştu ilk üniversite .. Biitiin Avusturyadaki yüksek okullarda 48 bin öğrenci vardı ki, bunun 11 bini dışardan okumaya gelmisti. Üniversitenin gayet zengin kütüphanesinde 1 milyon 800 bin kitap 2 Bunlar yetmiyormus gibi ~ 11.X.966 gün ve 450 sayı ile ge E Ae 68 bin tarihî vesika bulunuyordu. len yazıda, Eğitim Enstitülerin E 1869 yılında 8 sınıflık ilk öğretide tek dersten kalan gerek öğ "»• min mecburi olduğu Avusturyada renciler ve gerekse dı<:ardan bi E bu anane hâlâ devam ediyordu. tirme imtihanlanna gırenler için E bir hak daha tamnıyor. Ortaokul Ç •27/9 966 günlü gazetenizde çıkan öğretmen muavinliği için bu hak iyana ve civarındaki köyleri ge (Pazar içindeki dolmuş durağı) bas. tamnmıyor. Bu durum sizi de = ? zerken, Osmanlı ordularından hklı ve Tevfik Tarcan imzah ya üzmez mi kalma izlerle sık sık karşılaşızınız tetkik edildi. Sayın Bakan, bu durumlara E yorduk. Yeniçerı heykelleri, kale Kadıkoy Pazariçi Osmanağa Ca lutfen eğilseniz, fena mı olur?. E kahntılan ve genellikle bir takım mii sırasında bulunan seyyar es(îsim mahfuz) E taşlar... Hepsinin ayn ilgi çekici hi naf ile yeni yapılan ve Belediypce kâyeleri vardı . Birinci ve tkinci verilen barakalarda bulunan esViyana muhasaralarından sonra, nafın tablalarını tretuvar üzerınoralarda kendi arzusuyla veya esir Gün geçtikçe ge!i>:en sanat E den kaldırılmasma dair îl Trafik düşerek kalan her yeniçeri için uy Komisyonunun 19/10/1965 gün ve dünyasında gün geçtıkçe geliş E durulan hikâyede, mutlaka Hırismeyen filimlerimizin pragma 240 sayılı karan bulunmaktadır tiyanlığı kabul ettikleri söyleniyor Bahsedilen jerin esasen taksi tist vapımcılan: sizlere çesleni ~ du .. Her halde, mecbur olup din otolarının durak mahalli olması ve vorum: Eğer sizde birazcık sa ~ değiştirenler vardı, vardı ama, asbu durağın da şimdilik başka bir nat askı, birazcık ivi niyet ve E lında bizimkilerin orada kalma se mahalle kaldırılmasma imkân bu birazcık da yeni yetisen gençli E bebi, sarışın, mavi gözlü iri vücut lunmamakta olup durum bilgilerı ğimizi. yarmımızın savunucula E lu Avusturya kızlarıydı... nize arzolunur.» rını eğitmek zihniyeti varsa böyE Türklerin içinde yaşadığı veya Trafik Şubesi Müdürii Y. le^ine kötü, bövlesine sanattan E muhasara edip alamadığı muhteyoksun yapıtlan çevirmekten ~ şem şatolar görüyorduk zümrüt ye vazgeçin. Cahil halkm psikoloji E şıli ovalann yaslandığı tepelerde... Oturduğum semt Kurtuluş, Kurt •üni oksamaktan ve onların sa E Bunlardan biri de «Burg Forchoğlu sokağı olup, Kurtuluş semti mimî sanat^everliğivle alav et E tenstein»di... Sımdi sabit hale geni Kasımpasaya bağlayan bir trk mekten vazgeçin. Artık hiçbir E tirilen eski asma köpriiden şatoya yoldur. Başka yol yoktur. vprde tutanagınız kalmadı. On E eırerken Turklerden kalma topFakat bu yokuş, yol bozuk arna lar bile, sinemalardan, «Allah E lar ve diğer hâtıralar süslüyordu vut kaldırımı iledir Nedeni, anaıâ kahret>;in bövle filimleri çevirenS her kdşeyi ğım, yâni kanalization tertibi olma leri'. diyerek çıkıyorlar. Osmanlı birlıkleri iki defa buradığmdan, parke kaldırım yapılmıyı kuşatmış, fakat içeriye giremeUvanırî artık sanat 'ömürücü E yor. Vesait dahı çok müşkülâtla nıişti.. Dayanıklı duvarları, çıkılleri, bir şeyler vapmava çalısın E bu yokuştan geçrnektedir. maz, yolları vardı şatonun... Mehmet ftZATA = Alâkadar makamlar bu hususta •Burg Forchtenstein» şatosunun ge Ulucami Mah No R = ilgilenemezler mi?. n;ş b?hçesir.de Türk esirlerine açMihal Kozmadiı Osma'ncık tırıian dünyanTn 8syı!ı kuyularmdan biri. fimdi her gün yüzlerce 1962 den ben Gazi Eğitim Ens = titusunde Ortaokul öğretmen 3 muavınlıği imtıhanına gıriyoruz. = Butun derslerı zamanında ba S sardık. Yalnız coğrafyadan hâlâ ~ bekhyoruz. Adı geçen dersın hoca<ı bugunku Yüksek Öğretim E Umum Mudürü Sayın Emm Ça S kıroçlu'dur. 10 kişi kadar varız. S Geçmemiz artık hayal olmustvır. S 1 Dıyoruz kı: Her sene ha = zıran ve eylulde Ankarada bi ~ rer hafta kalıyoruz. Yurdun u ~ zak yerlerinden geliyoruz. Aldı ~ ğımız maaş belli, mağdur oluyo E ruz. Bu durumu önlemek için E imtihan naklimiz1. görevlı bulun E duğumuz bölgelerin Eğitim Ens E titülerine yapılsın. Prensip ka ~ rarı alınmış dıye bize cevap ve ~ rıyorlar. Haktan, hukuktan bah s sediyoruz, nerede kalıyor bun E lar.. Diğer Eğitim Enstitülerı ay E nı sey değil mi? Orta öğretimin E öğretmen yoksulluğundan bah E sedihyor, vatan ve millet hiz E metinden söz ediliyor. 3 skerlik çağı 18 ile 59 ya; arası olarak tesbit edilen Avusturyada yalnız subaylar bunun dıjindaydı Teknik gücü fevkalâde olan ordu. umumiyetle dağ savajı için bzel surette yetiştirilmisti. Yaz ve kış her mevsimde Avusturyada turistleri oyalayacak yer bulmak mumkündü. En kenar köçe koylerde bıle, konforlu oteller, ga zınolar daha harbden önce yapılmıştı... Turizm nimetmi Avusturyanm şehirlisi kadar, köylüsü de biliyor du .. Topraklarının ancak °o2O si işlenebilecek durumda olan ülkede, uretim halkın ihtiyacınm oo89 unu karşılıyor, 432 bin çiftlikte 1,5 mii yon insan çalışıyordu... Toprağın Oo37 si ormanlarla kap lıydı ve Avusturya kereste ticaretınde, üretuninin °.o50 sini ihraç ederek, dünya piyasasında 4. sırayı işgâl ediyordu. Ziraatte insan gücünden çok, ma kina gücü önemliydi, ayrıca 2 milyon 400 bin büyük baş hayvan ve 10 milyon kümes hayvanı en modern usullerle besleniyor, ürünlerinden istifade ediliyordu. Avusturyada çalışan. çahşmayan her vatandaş sosyal sigortaya sahipti... Bedava ilâç alıyor, bedava tedavi gorüyor ve yaşlanınca emek lıye aynlıyordu... A TARINDAN" İTİBAREN MACARİSTANDA TÜRKLER... MOHAÇ ESTERGON . KANlJE PEÇ ZİGETVAR EGER BUDAPEŞTE A Pazar içindeki dolmus Forchtenstein» şatosunda Türklerin açtığı meşhur kuyunun önüııde Necil Kâzım Akses ile B. Elçilik Müstesan Osman Başman, aşağı atılan kâğıdm aksi sedasını dinliyor.. V 1 LA N ama gerçek | YARDIM BAKANLI6INDAN No: Eksiltmeye konan ışin çeşidi ve miktan Gevher Nesıbe Sağlık Eğıtım Enstitüsünde yapılacak sıhhî tesısat onanm işi 66 kalem defter ve cetvellerın baskı işi 500 adet yılan serumu Mnhammen bedeli Geçîci teminat tarihi 1 b a 1e gün saatl Ihalenin ne suretle yapılacağı Şartnamesl bedeli 9.958,90 67.500,00 10.098,70 746,95 4.625,00 757,40 31/10/1966 Pazartesi 1530 15.15 15.00 Açık eksiltme Kapah zarf Açık eksiltme Bedelsij 33.75 krs. BedeUiz Kurtuluşun yolu 1. Yukanda çeşidi. lceşif bedeli, muvakkat temınatı, lhale günü ve saatl ile yapılaeak thale şekil yazılı tşler eksiltmeye çıkarılmıştır. 2. Şartnameler Donatım Genel Müdürlügünden ternin, tzmir ve îstanbul Saglık Müdürlüklerınde görülebılır 3. Eksiltme yukanda gosterıien gün ve laatte Bakanlık Donatım Genel Müdüriüğünde toplanacak Satınalma Komisyonunda yapılacaktır 4. Eksiltmeye gırmek lstıyenlenn 2490 «ayılı Kanunun 2, 3 ve 32 nd maddelerınde yazılı şartlar daıresınde hazırlıyacaklan zarfları eksiltme saatınden bır saat evvel makbuz mukabılınde Komısyon Baskanlığına vermelerı. 5. Onanm lşıne gıreceklenn 4 üncü maddede yazılı belgelerden aynca Ankara Bayındırlık Müdürlügünden ıhale tarıhınden evvel alacaklan ehlıyet belgelerıyle Komısyona müracaatları. 6. Postada vâki eecikmelerın kabul edilmıyeceSı tlân olunur. (Basın: 21833 A 13720/12486)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle