29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFEtKÎ 18 Ekim 1966 CUMHURÎYET DİLİ SORUNU "|H| evrim Anayasamızm, birçok maddelerlntn şn ** veya bu nedenleıle nygulanmadığı veya uygulanamadığı üzüotii ile görülen bir gerçektir. Uygulanmıyan maddelerin baştnda Anayasanın 3. mad. desi gelmektedir. Sözü geçen madde, «Resmî Dil Türkçedir» kuralını koymaktadır. Deraek kl, Türk kimliğini tasıyan Türk vatandaşlan için Türkçe konuşmak ve Türkçe yazmak. bir bcğetıi sorunu değil. Anayasanın temel Hkelerine uymak zorunlufundan doğan • i davranışhr. Özellikle resmî yazışmalarda ve br bilimsel yapıtlarda Türkçe kulanılması, buııdan da öte bir Anayasa buyruğudur. YASALARIMIZIM Ankara İktlsadl •• Tlcart lllnjler Akademlsl Ögretim Üyed dır. Gereekten, bir hukukçudan dahi, tayılan en az onbinlere varan tüm yasalan bilmesi beklenemez. Ancak, başka bir çözüm yolu bulunmadığından, bu varsayımı geçerli saymak zorundayız. Bunnn sonucu olarak yasalan bilmemek belki (mâzeret) saydmaz ama, kammızca yasalan anlamamak mâzeret sayılabilir. Çünkü, yasalar, kiji özgürlüğünün ve toplumsal düzenin korunması bakımından herkesce uygıılanması gereken kurallar koyar lar. Bu kurallann toplumsal yaşantıyı etkili bir biçimde düzenliyebilmesi her seyden önce açık seçik ve anlaşılabilir olmalanna bağhdır. Voksa. Türkçe anlam tasnnıyan bir yığm yabancı sözcüklerden yapılan bir yasanın, aniasilamıyacağı biline biline (bilinmiş) sayılması, varsayımdan da öte gerçek dıjı bir tutumdur. A nlamı bilinemedikten sonra, bir yasanın sade* » ce söz ve metüı olarak bilinmiş sayılmasuıın hukuk mantığı açısından ne ölçüde değer tasıyan bir mâzpret olduğu da ajn bir soru. Üstelik, Anayasanın, 31. maddesinden herkesin meşnı bütün vâsıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvâcı veya dâvalı olarak. iddia ve savunma hakkına sahlp olduğu belirtilmistlr. Anlammı kavrayamadıği sözcüklerdea yapılan yığınlarca yasanın cıkmazı içinde kaybolan bir klşiden, yargı mercileri önünde hakkını araman ve sarunması nasıl beklenebilir? Bu durumda. kisinin ve toplumun hak arama ve savunma özgürlüğü yukandaki gibi bir varsayımdan baska bir anlam taşımamaktadır. •••••••••••••••••r! HUSTAFA KEHAL'in •••• •aai • ••• • «•• I ORTANIN S0LI1 Dönden bugüne. Blrkaç gün 6nce «kuyucularımızdan Ssyın Saml Aksel'in Adapazanndan yolladıjı mektobn yayınlamıştık. Sayın Aksel föyle diyordu : «19201921 yıllan... Milll Mücadeledeyiz.. Şehrimizin en büyük camii olan Orhan Camii şerifinde bir cuma günü idi. Namazı kılmak için cemaate katılmıştım. Hutbeyi. camiin hatibi olan merhum Hacı Mehmet efendinin okuması lâzımdı. Ama onun yerine yabancı simalı, koca «anklı bir hoca efendi ortaya çıktı. Ve dedi ki : Ey cemaati Müslimin! Bu gelen ve gelecek olan ordu, Yunan ordusu degUdir. Gelen ordu Hilâfet ordunudur. Bu hutbeyi 1921 yılının llkbahannda bızzat işittik, dinledik.» Gene Adapazarından aynı günlerde aldığım bir mektup, Sami Aksel'in yazdıklanm tamamlıyor. Santral Kıraathanesi sahibi Sayın Edip Görsakarya, o günleri söyie anlatıyor : «Sene 1921. Adapazarının en büyük camu olan Orhan Camiinde Arap Hoca namiyle mâruf, tngılizlerin para ile tuttuğu, Lawrence'in çırağı bir vatansız her gün vaaz veriyor : Bolşevikler geliyor, dikkatlı olun, taşla sopavla öldürün onlan. çünkü bolşevikler camilerimize çan asacaklar, tslâmıyet elden gidiyor. Padişah hazretlerinin sizlere sevgilerini getirdim. Dınimizi koruyahm. Bu bolsevikleri nerede olursa öldürün, çocuklannıza dahi göyleyin. Bu ve bunun gibi hocalar bir düzenli teşkilât olarak çalıştmlıyor ve kardeşi kardeşe vurduruyorlardı. On iki yaşında bir çocuktum. Bir gün Hükuraet Caddesinde kurşun yağmuru »ltında fealdık. Yanımda bir adamcağız vuruldu, öldü. Ben ve arkadaştanm evlere kaçtık. Bolşevikler geliyor dedıler. Yanm saat sonra aşağıdan seslendi bırı. Pencereden baktım Beraberce kaçtıgımız arkadasım Gaffar : Aşağı gel. dedı Bolşeviklenn vanına gittim. pürsilâh ve iyi insanlar. Türkçe konusuvorlar Havdi tekrar beraber gıdelim. Ve gıttık Hükumet arkasında mevdana oturmuşlar. Gayet yakışıklı tnsanlar Üzerlen el bombası ve sılâhla dolu ve muntazam Bivinişlı ıdiler. Aralarında dolaşırken birısı «Edıp> dıy« «eslendi Ah. bir de ne göreyım! Ağabeyım. Kucaklastık. Ben de ağladım, o da. Evdekileri sordu. Benim biraz gücenik hareketimı göriince : Oğlutn sen bana soğuk duruyorsun, dedi. Ben de ona : Agabey. sen bolşevik oldun, dedim. Hayır, hayır! Oğlum biz Kuvayi Milliyeyiz. Kim »Sylüyor bunu? Camıde Arap Hoca söyledi. OSlum o tneıli2 beslemesıdir. Yakında onu da göriirsünüz Ayrıldım. arkadaşımı aramıya kovuldum. Bir de baktım, dayısı Fuat bevin yanında oturuvor Gıttim elını öptüm, ve eve döndük Üç gün sonra adı geçen hocanın Kuvayi Milliye tarafından asıldıjını gördük Ensesmde bastonu da takılıvdı. işte Seleuk bey kardesım. bugün de o günlerin karanlıgında Türk mılletinin beynini tırmalıyan yarasalar tekrar uçu$mıya baslamışlardır.» Gfirdöfünüz gibi iki mektup birblrinl tamamlamaktadır: Orhan Camiinde vaaı veren Arap Hoc», Tnnan erdusnnu HllSfet ordusu olarak bildirir. Kuvavı Milliyecileri bolsevik diye adlandınr: ve bo alraklıtina »arığı. eamii. Kur'anı. tslâmı âlet eder. Bu mektuplardan sonra bir de Maras'tan aldıfım bir mektnbn okumakta yarar bolnnacaktır. Adının artklanmannı Istemiyen bir oknvurumon vazdıtına eöre. 7/10 19«B Coma fünü Maras Camii Keb'r'de konusan hoct. eemaate su telkinde bulunmns : • Vaktı saartptte Mü<:lümanlann arasına münafıklar girerek beraber namaz kılar, ibadet ederlerdi. Mümine en büyük kötülü6ü onlar vaparlardi Şimdi de komünistler bizimle ibadet ederek bizi komünistlere satmak istivorlar. Bunlan öldürmeli, yok etmeliviz. Dişimizle tırnağımızla vok etmeliyiz. Hepimiz bizi sevenin yanın» toplanmalıyız. Durmak fayda vermez, bu fırıat ele «eçmez, onlan yok etmeliyiz.» Mektnbn yaıan oknyvenm llâve ediyor: «Bu hoca, kardesi kardese vurdurtmak için çağrı çıkanyor, namazı nasü kıldım bilemem'» Gerçekten de Hoca efendi camli dolduran eemaate ksrdesltk, iyilik. in«anhk telkin edeceğine. onlann birblrilerlnl fildürmelerinl Istivor. Hoca efendi ve göre cemaatin bir kısmı komünist; bunlan vok etmek rerek. Tıpkı Millî Mucadele yıllarında olduiu «ibi. Atatfirkçuleri komürrist re bolstvik diye niteleven bir akiro eamilerimizi sarmıştır. Böyle konnsanlar. komprador kuklası, Halifenin bıraktığı tohnmlardan yesermis yobazlardır. Knvayl Mîlliyenin karsısma çıkan. Mnstafa Kemsl ordnranu bolşeviklikle sncUyan yobazlann bnr^ınlıii temsilcileri eebennemlikten beter bir «nç işlemektedirler. Ancak her zaman yazdıgımız gibi sâf ve alfabesiz halkımızı camilerde zehirleyen bn yobaz takımını destekliyen, flreten. saldırtan kimlerdlr? Onlan te?bis etmek gerekir. Bn cahil yobazlann köklerini snlayanlan bilmeden. ve bn akımın kökü dışarda kavnaklannı memleket içinde knrutmadan hiçbir başarıya ülasılamaz. Doç. Dr. Necdet OZDEMiR nerede olmak zorundadir? Baha ARIKAN rtanın sağı v« sohı üzerinde, partilerin tarihî gelişmelerinl inceliyerek, sonu gelmez nazariyelere girecek degiliz. Yalnız bugün memleketimizde, çok partill hayata yeni girmiş bir memleket olmamız dolayısiyle, yerleşmiş bir fikir mevcuttur ki, bunu, kısaca da olsa açıklamak isteriz. Bizdeki telAkkiye göre sağ cereyan. şeriati, saltanatı, taassubu ve kapitalizmi kapsayan fikirleri; sol cereyan İse, sosyalizm ve komünizm gibi cereyanlan temsil etmektedir. Ortanın, ne mâna ifade etîiği tamamiyle meçhuldür Bize eöre orta, halin icaplarına göre sa*a veva sola tâviz vermek suretiyle. kab sağın fikrini, kâh solun ideolojisini desteklemekten ıbaret'ir. Baş ka bir deyim ile ortada bulunan kimse, günttne göre şeriatçüara, saltanatçılara, kapitalistler? yaklaşacak; günürıe göre de, komüniz mi okşayacaktır. îşte Cumburiyet Halk Partisi, ortanın solunu kabul etmekle, sağa kat'iyen yanaşmadığını. ancak soldaki sosyalizm ve komünizm gibi akidelerle de alâkası bulunmadığını göstermefc istemektedir. O «Anadoln Te Rumeli Müdafaal Hu kuk Cemiyeti» olarak değiştirilmiş ve kongre heyeti temsiliyesinin, bütün Türkiyeyi, yani Vatanın tümtlnU temsil edeceği kabul olunmuştur ld, bu, Saltanatı, Hilâfeti, yani sağı terketmenin ilk ve bir ifadesidir. Temel kurallardan biri oayasada öngörülen temel kurallardan birl de, hjç bir yasanın Anayasaya aykın olamıyacağı kuralıdır. (Md. 8) Kammızca bu kuralı, yasaklann hem özü hem biçimi yönünden ele almak gerekir. Başka bir deyimle. bir yasa, içine aldıfı hükümlerin hukuksal değeri bakımından Anavasaja aykırılık göstcrmediği haldc, biçim yönünden Anayasaya aykırı olabilir. Nitekim Aıiayasanın 91. ve bunu izliyen maddelerinde, yasalann biçhnsel olarak nasıl yapılacağı belirtilmiştir. Bit yasa, her hangi bir nedenle, bu kurallara aykırı ola rak yapılırsa, öz bakımından Anayasaya aykın olrnamakla birlikte, biçim yönünden Anayasaya ay. kırı olabüir. Anayasanun, yukanda belirtilcn 3. maddesini bu tnantık dizgesi içerisinde dcğerlendirir sek, bugün uygulanmakta olan hemen hemen türa yasalann, dil (biçim; yönünden Anayasaya aykın, hiç değilse Anayasa ile çelişik dururada oldugu görülür. Çünkü, Anayasamız, «Resmi Dil Türkçedir. kuralmı koyarken, deyim yerindeyse başta, yazılı belgelerin en resmisi sayılan yasalann da bu kurala uymak zorunda olduğunu buyurmaktadır. iğer yandan, Türk Ceza Kanununun 44. maddesi cKanunu bilmemek mâzeret sayılmaz» kuralmı öngörmektedlr. Bu kural toplumsal zorunluklardan doğan bir hukuk varsayımı olmakla birlikte, toplnm düzenini korumak bakj. mından bunu böylece aygulamak zorunluğa var ••••> •••• •••• temsiliye aa Sornıç n çok kısa yazımızda belirttifimiz nedenlerle, yürürlükte bulnnan yasalarunızın Türkçelegtınlmesi, gerek hukuk teknigi, gerekse bir Anayasa sorunu olarak zorunlu görülmektedir. Hiç değilse, butün toplumu yakmdan ilçilendiren ve geniş bir uygulama gören (Medeni Kanun) (Borçlar Kanunu) pbı temel yasalann yetkili kurulian tarafından ele ahnarak özlestirilmesini, yasama erkl gibl bütün kanıu kuruluslannın da Anayasanın belirttiğimiz buyrn fona uygun bir yoi Izlemesinl yürekten diliyoruz. :::: KUllâNllHIŞ OTOMOBil ITHâlAI ve IAIBİKAII firk parası krymetinl konıma hakkında 17 sayılı karara ilişkin seri 111 ithalât No. 3 sayılı bedelsiz tebüğin 3. üncü maddesinin d) aa ve bb fıkraları, yabancı memleketlerdeki daimî tazifelerinden dönen Türkiye memurlarının, yabancı memleketlerde iki yıidan fazla çalışmış olup yurda kat'î olarak dönmekte olan üniversite ve yüksek okttl öfretim üyelerinin, naklihane belgesiyle bağlı kabnmaksızm otomobillerinin, (g) fıkram, Türkiyede oturan bir Türkie evlenerek yabancı memleketteki asli ikametgâhını terkederek Türkiyeye gelen eşin cihaz eşyası ile evlilik tarihinden evvel mahallî trafik idaresinde namına kayıtb bulunan otomobilin, (h) fıkrası yabancı memleketlerdeki şahıslann ölümü ile veraset Uâmına müsteniden Türkiyede oturan veya Türldyeye dönen kanunî mirasçılarına intikal eden otomobilin, (a) fıkrası Bakanlar Kurulunca gümrük vergisine tâbi tutulmaksızın ithaline karar verilecek eşya ve kamu menfaatlerine yararb dernekler ve kamunun faydasına tahsis edibniş milli tesislere, konnlannn uygun olarak bağış yolu ile gönderilen otomobil ve benzeri nakil vasıtalannın ithaline, izin verileceği kayıtlı bulunmaktadır. Bu maddeye bağlı fıkralann uygulanmasında zikredilen şartlann mevcudiyeti halinde başkaca bir izin arandmaksızın gümrük idareleri bu vasıtalann ithaline yetkili kıunmışlardır. Bedelsiz ithalât Tebliğin ikinci kısmı müsaadeye bağlı bedelsiz ithalâta aynlmış olup 9. uncu maddenin İV. üncü fıkrası, tetkikimizin ası) konusunu teşkü eden «Hariçte çalışıp döviz olarak kazanç temin edenîerin zat ve aile ihtiyaçlannda ve mesleki faaliyetlerinde kullanılmak maksadiyle bedelsiz ithal talebinde» bulunabUmelerine imkân vermektedir. Yurt dışında ber ne suretle olursa olsun, çalışıp kazanç temin edenlerin kullanılmış bir otomobil ithal müsaadesi temin edebilmeleri için gerek çalışan yönünden ve gerek kullanılmış otomohil yönünden bazı şartlann tahakkuku gerekmektedir. ahşana ilişkin hükümler: Yurt dışında bir döviz kazancı temin etmiş olmak. tebliğ cereğince bir otomobil ithal imkânını mutlak olarak vermemektedir. Zira tebliğ gereğince otomobil ve benzeri nakü vasıtası için bedelsiz ithal müsaadesi verilebihnesi, ilgilinin besaplanacak tasarruf miktarımn 800 dolar veya muadilinden az olmaması icabetmektedir. Diğer yandan hariçte kazanç temin eden şabsın ithal müsaadesi talebinde bulunabilmesi için Türkiyeye kat'î olarak dönmüş veya dönmek üzere olması gerekmektedir. tomobil ile ügili hükümler: tthal mfisaadesinin devir ve satışını önlemek, bunların hak sahipleri tarafından kullanılmalannı sağlamak için tebliğe konmuş olan maddeye göre nakil vasttaları kimin adına gümrüğe getirilmiş ise o şahıs adına sundurmaya alınıp ancak bu şahıs tarafından ithali mümkün bulunmaktadır. Günlük gazetelerin ilân sahifelerinde (permi alınır). (permi bulunur) veya (permileriniz en uvgun fiyatla değerlendirilir) şeklinde her gün eörülen ilâniar, yukanda zikredilen hükmün permi alış verişini önliyemediğine en açık bir delil bulunmaktadır. Bugün artık piyasası kurulmuş olan permi ticareti en yayçın hali Oe yapılagelmektedir. Efer permi alışverişi serbesttir denmiş olsa idi bundan daha fazla bir faaliyetin bulunamıyacaği tabiidir. îşliyen mekanizmanın izahını ileriki paraçrafa bırakıp otomobil ile ileili diğer sartları çörelim: Pek hurda otomobillerin ithaline mâni olmak için en son beş model vasıtaların getirtilebilmesi sartı yanmda bunların 1650 kg. ı geçmemeleri de tebliğde kayıthdır. Şu halde 196fi yılında olduğumuza göre en eski 1962 modeli bir otomobilin ithali mümkün demektir. Bedelsiz itha) müsaadesi ile herhangi bir raarka ve mode) için vapılan talebin bilâhare gümrüklerce değiştirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak Merkeı Bankasınca tesbit edilmiş olan tasarruf limitinin bu sebeple aşılmaması lâzımdır. Ağırlık itibariyle ithal edilecek otomobilin veya binek otomobillerine tekabül eden Station Wagon'un 1600 kg. ı geçmemesi gerektiğini söylemiştik. Bu açırlığm tesbitinde tebliğde zikredilen bir çok parçalar cıkarıldıktan sonra kalan kısmır tartısı esas abnır. Miras yo!u ile aynen intikal edecek otomobiller bu hükmün, yani ağırlık. sartınm dışında bıraaümıştır. C tst. Girij GümrüJO Müdürü ermi devir ve sauşlan nasıl olur: Tebliğ hükmüne uygun olarak fiiliyatta permi devir ve satışı olmamaktadır. Yani permi kimin adına verilmiş ise ancak o şahıs otomobil ithal edebilmektedir. Merkez Bankasınca verilen bütün ithal müsaadeleri kimin adına tanzim olunmuş ise giriş beyannameleri bu şahıslar adına verilmiş \e vergileri yine bunların adına ödenmiş durumdadır. Şu halde permiler kat'iyen devredilmemekte ve hak sahipleri tarafından kullanıünaktadır. İşin görülen tarafı bu şekilde olmakla beraber »sında mekanizma tam tersine isemektedir. Bütün mesele gtimrükte bulunan otomobile aygun permi değO, permiye uyan otomobilin temininden ibarettir. Demin de dediğimiz gibi görünüşte permi satışı olmamakta. fakat aslında bu devir ve satışlar bütün hızı ile yapıimakta, gazete ilân sahifeleri yeni yeni ilânlarla dolup taşmaktadır. Permiye oyan otomobil temini gümrükte (girdiçıktı) diye her gün kullanılan bir tâbirin ve işin doğmasma yol açmıştır. Gerek günlük işlerin suni olarak kabarması ve gerek harice bo iş dolayısiyle para odenmesi girdi • çıktı muamelelerinin en başta gelen mahzurlanndan sadece ikisidir. İşin gümrükte olan ilgisi yanında kambiyo ve polis muameleleri de aynca kabannaktadır. Arabayı yurt dışına çıkanp geri getirmek üzere hemen daima el altında bir yabancı (Turist) bulundurulmaktadır. Bir Türkün yurt dışına çıkması pek çok formaliteleri icabettirdiğinden bu işte yabancı turistten faydalamhr. Bu kimse alacağı bir ücret karşılığında otomobili yurt dışına çıkanr ve bir iki saat sonra dışandan yeniden geliyormuş gibi arabayı istenen kimsenin adına yurda sokar. Harice daha çok Bulgaristana çıkanlan her otomobil için sigorta bedeli olarak 43 TL., vize için 75 TL. ödenmektedir. Para olarak ödenen bu meblâfın yanmda Bulgar gümrükçüsünün girdi çıktı diye istiskali de işin mânevi ıstırabı olarak her gün, ber saat tekrarlanmakta, bu durumun ne zaman sona ereceği belli olmamaktadır. Bütün bu işlemler yeni bir aracı sınıfın doğmasına yol açmış bulunmaktadır. Permi alıs verişi vapan, girdi çıktı işlerini organize eden, kat'ivea vergi vermiyen, gümrük kanununun gümrük muamelelerini takip yetkisini verdiği gümrük komisyonculan dışında bir zümre bu sakat tatbikatm faydacısı olmaktadırlar. Nejat AKYUZ :::: *••• •••• • ••I •a*< • aaı • ••ı •a*' • •• • •• • a» İİi ::: • ••< •a*ı ••*ı B**< aa* •aa •ac •••< • ••I 1 M««i ••fı •a*ı ••( • •I •tıı Neden 'eden bedelsiz ithal müsaadesi: Bugüne kadar neşredilmiş bulunan bütün bedelsiz ıthalâtla ügili tebliğ ve kararlar, permi aus • verişini önliyememiştir. Aksine, konan ber kısıtlayıcı tedbirin karşılığı bulunmuş ve bu yol daima açık tutulmuştur. İşin kazanç yönünden cazibesi, piyasaya sahte ithal müsaadelerinin çıkmasına, hiç değilse sahte ve hilâfı hakikat belgelere dayamlarab permi teminine yol açılmıştır. Yurt dışına olan işçi akını malum bulunmaktadır. Birinci beş yıllık kalkınma plânında dahl bu akımın devam edeceği ve sağlıyacağı döviz kazancının gittikçe artacağı hesap edilmiş durumdadır. Bugün için bedelsiz ithal müsaadesi talebinde bulunanlann •• 90 ı yurt dışında çalışan işçiler/ dir. Bunların hemen hemen tamamı tasarruflan ile ilk elde bir otomobil temin ederek dönüşlerinde bunu satmanm yollannı aramaktadrrlar. Otomobil ithal etmek istemiyenler ise ithal müsaadelerini devretmek suretiyle bir kazanç sağlamayı düşünmektedirler. Böylece piyasaya binlerce kullanılmamış permi sürülmekte ve bunlara dayanılarak yeni veni ithal talepleri vuku bulmaktadır. Dışarıda en az iki yıl çalışan ber işçinin bugfinkü kazanç darumuna göre otomobil ithali için asçarî tasarruf limiti olan 800 dolan temin ettiçi eöriilmektedir. Böyle olunca bunlan bir çok fazulî formalitelerle karşı karşıya bırakmamn pratik bir faydası kalmamaktadır. Bn volu tamamen açmak, arz ve talep kaidesi uyannca pivasa dolnncaya kadar otomobil ithalini serbest bırakmak, eski, burda arabaların memlekete girmesini önlemek bakımından model yıh itibariyle daha dar bir kavıt koymak, permi alıs • verişi dolayısiyle ödenen bedele eşit bir meblâfı fon olarak hazineye mal etmek, kanaatimizce pek çok kanşıklığı ve baksız kazançlan önliyecektir. Uyük zaferin sonunda, Ankarada birinci Büyük Mill'it Meclisi kuruluncaya kadar bu heyeti temsiliye, bir meclis hükümeti gibi, icra kuvvetini yerine getirmiştir. O kadar ki Mustafa <.omal, heyeti temsiliyenin icra kuvvetini haiz bir varuk oldufunu tamamiyle kabul etmekte ve ona söl ge düşürmemeye çahşmaktadır. 10 Ekim 1919 da, Yunus Nadi Bey« yazdığı bir telgrafta, tstanbul hükümetini kastederek: «Eğer teskilâtı meşnıai milliyemiz ve bunun başında bulunanlar için, gayri mes rn ve gayri kanun? tanmmak zihniyeti idame olunacaksa. hiç bif itl lâf imkânı bulunamıyacağmda şüp C.H.P. sinin ortanın solunda ol he yoktur» demektedir ki bu, sag duğunu anlamak için, Mnstafa KP zihniyetinin en esaslı unsuru olan malin kurduğu ve ölünceve kadar saltanata karşı çıkışın, açık bir da Genel Başkanı kaldığı CumhuİJtadesidir. (2). riyet Halk Partisinin, ilk kuruluş (Şarkî Anadolu ve Müdafaai Huanlarmı ve geçirdiği rnerhaleleri, hiç bir sahsl mütalâa katmaksızm, kuk Cemiyeti) heyeti temsiliyesinin vazifesi, birinci Büyük Millet Mustafa Kemalin kendi agzondan çıkrruş sözlere dayanrriBk suretiyle Meclisinin açıldığı 23 Nisan 1920 srözönünde bulundurmak lâzımdır. tarihine kadar devam etmiş, icral Dikkat edilecek olursa Mustafa vazife bu tarihte sona ermiş İse de, Cemiyet, tıpkı siyasî bir parti Kemalin demekte, Atatürk sözünü gibi, faaliyetini devam ettirmiştir. altanatın ilgası için Meclıstekullanmamaktayız. Çünkü. kısaca Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hu ki müzakereler. 30 Ekim 1321 gözden geçireceğimiz olaylar daha de başlamıştır Bu mUzak^reziyade Mustafa Kemalin. AtatUrtc kuk Cemiyeti gerek birinci Büvülc Millet Meclisine kadar ve gerekse lerin tafsilâtım vermeye Imkfln soyadını almış olduğu devirden Meclis açıldıktan sonra dahi, sağ yoktur. Yalnız önemi bakımından. önceye. Mustafa Kemal ve Gazi Mustafa Kemal diye amldığı za dan uzaklaşmak arzularının belir son sözü söyliyen Mustafa Kematilerine rağmen, sağa tâvizler ver lin, sözlerini. Büyük Nutuktan *kmanlara ait bu'unmaktadır. mek mecburiyetinde kalmıştır. tarmak, yerinde bir hareket olaMustafa Kemal, bunu bilmekte ve: caktır. Mustafa Kemal diyor «: ı «Hakikat, Osmanlı saltanatmın ve «Mesele TeşkiUti Esasiye. Şeriye hilâfetin münkariz ve mülga olduve Adliye Encümeninln birtesik ğunu düşünerek yeni esaslara müs toplantısmda konuşuldu. Bizim tenit, yeni bir devlet kurmaktan ibaretti. Fakat vaziyeti olduğu gi takip ettiğimiz mak*ada g3re. mebi söylemek, yani Olmanlı saltana selenin bu üç encümen tarafın.isn tmın ve hilâfetin münkariz oldu sonuçlandrnlması. elbette müskül idi. Variyeti vakından ve brarat tağunu beyan etmek, maksadın büsustafa Kemal, Anadoluya bütün zayi olmasmı intaç edebilir kip etmek lâzım geldi. Ser'ive Kngeçip, askerlikten is'.ifa et di. Çünkü efkâr ve temayülâtı u cümenine menstıp hoca (•fendiler. tikten sonra, Erzunıma githilâfetin saltanattan ayrılamıvacamiştir. Erzurumda «Vilâyatı Sar mumiye. henüz padişah ve halife ğını, bilinen safsatalara davanarak nin mağdur mevkiinde bulunduğa kiyye Müdafaai Huloıku Millıye» iddiş ettiler. Bu iddialan nak7P«1emerkezinde idl. Hattâ VecUste ilk Cemiyeti esasen kurulmuş idi. Cecek tarzda konuşanlar. ortava cıltanda, hilâfet makamı ve saltanatla miyet 10 Temmuz 1335 (1919) tamadılar. Biz, çok kalabalık olan irtibat ve tstanbul hükümeti ile rihli bir mektup ile, Mustafa Keuzlaşma aramak cereyanı başgös aynı odanın bir kösesinde miina. mali davet etmekte ve Cemlyetin başına geçmesini istemektedir. tş tennişti» şeklinde ifade etmekte kaşayı dinliyorduk. Bu tarzda müdir (3). Niteldm 1921 ve 1924 ana zakerenin istenilen neticeve ennete bunun Uzerinedir kl, tnkılâp ta yasalarında mevcut (şer'î hüküm sini beklemek beyhude idi. Bunu rihimizde Erzurum Kongresi deanladık. Nihayet Müsterek Encüler) tâbirinden de Mustafa Kemal nilen kongre, 1919 Temmuzunun ıstırap duymakta ve bu ıstırabıru men Başkanından söz aldım. ö23 üncü günü Erzurumda toplanacı bir şekilde ifade ederek, bu nümdeki sıranın üsrüne çıtrtım. mıştır. tedbirlerin, mUnhasıran şeriatçı, Yüksek sesle şu bevanatta bulunsaltanatçı ve halifeci olanlan tatBu kongre kararlarmm üzerinde dum. Dedim ki: Hâkimiyet ve «almin için konulduğunu açıklamakdurmaya, konumuz itibariyle imtanat. hiç kimse tarafından hiç tadır (4). kân yoktur. Çünkti bu kararlar kimseve ilim icabıdır diye mfizayalnız, isgal altında bulunan mem kere ile. münakaşa ile veribnez. leketi kurtarmayı hedef tutmaktaHâkimivet. saltanat kuvvetle. fcuddır. Ancak Mustafa Kemalin başretle alınır. Türk milleti, bâkimlkanlık ettiği bu kongre kararlan yet ve saltanatını isyan ederek arasmda, saltanatı ve teokratik kendi eline bilfiil almış bıılunudevleti bir yana bırakmak, balk yor. Bn, bir emrf vâkidir. Bahis hükümetini kurmak arzularının izkonıısn olan. millet e saltanatı. hâleri gözden kaçmamaktaıiır Konkimiyeti bırakacak mıyiz, bırakgre beyannamesinın üçüncü madı irinci Büyük Millet Meclisi samıyacak nuyız, meselesi değildir. desinde «Her türlü ecnebi işgal .ve ğa, yani saltana'a ilk esaslı çıBu. behemehal olacaktır. Burada müdahalesine karşı ve Osmanlı kışını. Türkiye Büyük Millet toplanmış olanlar. Meclis ve herHükümetinin inhilâli halinde miiMeclisinin teşriî ve idari salâhikes rneseleyi tabîî görürse. fîkıiro let. müttahiden müdafaa ve muyetleri haiz olduğunu kabul etmek ce muvafık olur. Aksi takdirde. vi kavemet edecektir» denildiSl »ibi, suretiyle göstermiştir. ne hakikat usulü dairesinde ifade biraz aşağıda da «Kuvayi Milliveolnnacaktır. Fakat ihtimal, ban Birinci Büyük Millet Meclisinin yi âmil ve iradeyi mOliyeyi hâkim kafalar kesUecektir (6). tesekkülünden ve toplanmasından kılmak esastır» sözleriyle saltanaitibaren bu Meclisin sonuna katın, yani padisahın iradesi bertaustafa Kemalin bu beyanatı dar, memlekette siyasî parti yokraf edilmektedir. (1). uzerinedir B. mesele haîletur. Fakat Mustafa Kemalin kafadilmiş ve saltanatın Ilgası sında, Halk Pırkası tesekkul etmis Mustafa Kemal Erzurum konkabul olunarak Meclisten oybirlisağın en büyük dayanağı olan tüîîresinin maksadı temine kafi olğivle çıkmıştır. Mustafa Kemal lâfet ve saltanatı kaldırmak düşün madığını görmüş ve şark ve garp böylelikle saSın mühim bir ktlit cesi yerini aîmıstır. Bununla bera vilâyetleriyle, Trakyayı yani memnoktasmı tarihten silmiş, fakat dlber, birinci Mecliste muhtelif grup leketin bütünü gayesini takip eger büyük bir meseleyle, hilâîetle lar, başka başka fikirlerde olan den Sivas Kongresinl toplamaya karsı karşıya kalmıştır. muhtelif hizipler rardır. Bütün bu çalısmıştır. Büyük Nutukta bu kongrenin toplanabilmesi için gö aynhklara karşı Mustafa Kemal. fl, 2. 3, 4, 5, 6> Büyük Nutuls. ğüs gerilen güçlükiere, uzun uza Mecliste esasen mevcut olan AnaMustafa Kemal 1927. Baskısı S.: dolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk dıya anlatılmaktadır. 39, 123. 276, 435. 371. 421. Cemiyetmin, aynı ad ile siyasî bir Cumhuriyet Halk Partisinin esa grupunu teskil etmek mecburiyesını işte bu Sivas kongresi teşkil YARIN: tinde kalmıştır. etmekte. hattâ bu kongre. CumMustafa Kemal, sağdan yavaş huriyet Halk Partisinin birinci kuHALK FIRKASI yavaş aynlmaya çalışmakta fakat rultayı sayılmaktadır. Sivas konsağ, cepheyi boş bırakmamaktagresinin en göze çarpan niteliği, siyasî parti ile karışık bir hükü , met sistemi eöstermesindedir. «Şarkî Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti» nin adı bu kongrede Türkiye Oğretmenler Bankası Beeyoğlu Şubesi Telefon Numaralari: B dır. Hoca Raif Efendl ve arkadaslan, Anadolu ve Rumeli Müdafaal Hukuk Cemiyetinin Erzurumdaö şubesinin ismini rt»Çis»irmekte, «Muhafazayi Mukaddesat Cemiyeti» haline sokmaktadıriar Emelleri, Mustafa Kemalin ideolojisi ile taban tabana zıt bulunmakta, hilâfet ve saltanatı muhafaza etmefe şeklinde tecelli etmektedir (4). Demek oluyor M, henüz Halk Fırkası teşekkül etmemiş bulun makla beraber, birinci Meclistc sağın karşısına dlkilen ve basla rında Mustafa Kemal bulunan siyasi bir grup mevcut bulunmaktadır. Bütün bu açıklamalardan anlaşılan tek hakikat. Mustafa Kemalin sağ ile baglantısını kolay kolay kesemediğidir. Mustafa Kemali sağa bağlıvan iki büyük müessese. Sivas konsresindenberi. imâlı sözlerle temas e dilmek istenen oilâfet ve saltanat henüz ayaktaydı. Bunların her ikisinin de birden. tek bir kalemde ortadan kaldınlmasına, memleketin o gUnkt) vaziyeti ttibariyle ımkân yoktur. tşe evvelâ saltanattan başlanılmıştır. Mustafa Kemal bunun için vakit beklemiş ve bu va kit de meyflana çelmiştfr tstan bul hükümetinin son sadrıâ7an" Tevfik Paşa, büyük zaferden sonra 10 Ekim 1921 de Sadrıâzam imzasiyle birinci Büyük Millet Mec lisine bir telgraf göndermekte vc imzası ile saltanatın hâla yaşnmakta olduğunu göstermek istemektedir. Saltanatın ılgası S Kongresi M Mustafa Kemal saçjclan ayrılıyor VEF AT Amalia Çilingiroğlu ve İsta\Tİ Mavromati'nin sevgili babalan, Yorgi ÇUingiroğlu ve E3İİ Mavromati'nin kayınbabalan, Yaai, Evniki, Elpinikl ve Yovakim'in büyükbabaları, Meneloos Konstantinidis'in eniştesi Kapalıçarşıda Knynmca B U R S A L I M vefatını teessürle dost ve akrabalarına bildiririz. Cenaze merasimi 18. Ekim, 1966 Şalı günü saat 13 te TAKSTM AYA TRİYADA RUM KİLİSESİînde icra edilip Şi«U Rum Kabristanına defnedüeceği duyurulur. Cumburiyet 6489 12228 Yani Mavromaîi'nin Paris Milâno Dünya Kuaiörler Festivalinden en son yeniliklerle dönen Kuaför M U R A T müjterilerinin hizmetindedir. Bebek Cumhuriyet 12219 II ÇERMS ile MORRİS MİZBAHİ Nlşanlandılar 14.10.1966 Çişll Cumhuriyet 12220 İDA Santral 49 5951 Müdür : 4963 79 MüdürMuavini : 49 77 23 BA. TEŞ 67 12217 Basın ve Yayın Yüksek Okulu Müdii rlüğünden 1. Üniversitelerarası giriş sınavlarında Okulumuz listesine dahil olanlardan 21633 ve 300.06 arasında toplam puvan alanlara ait 2 nci yedek liste okulumuzda ilân edilmiştir. 2. Bu listeye dahil olanlar 1 7 2 2 Ekim tarihleri arasında aday nu. ralarıni ve aldıklan toplam puvanı gösteriı bir dilekçe ile otculumuza müracaat edebilirler. Bunlann önce geçici kayıtlan yapılacaktır. 3. Daha etraflı bilgi okul idaresinden temin edilebilir. (Basın 21890) 12236 MEVLID aziz ruhuna itbaf edllmek üzere vefatının kırkıncı gününe tesadüf eden 18.10.1966 salı günO ikindi namazını müteakip ŞIşli Camiinde Hatim duasi ve Mevllt okunacağından akraba, dost ve arzu edenlerin tegriflerinl rica ediyoruz. AİLESt Cumhuriyet 12218 Dr. ABDULLAH ZEKt POLAR'ın BüyOkelçl Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığından: 1 Üniversitelerarası giriş smavlan sonunda Fakültemiz Iistesine dabil olanlardan 328.95 ve 314.83 puvanlar arasında bulunanlara ah 2 nci yedek liste Fakültemizde ilân edilmistir. 2 2 nci Yedek listeye dahü olanlar 17 Ekim 22 Ekim 19&~ tarihleri arasında, aday numaralan ve aldıkları toplam puvanı gösterir bir dilekçe ile Fakülteye müracaat edebilirler. Bunların önce geçici kayıtlan yapüacaktır. 3 Daha etraflı bilgi, Fakülte İdaresinden temin edilebilir. (Basın 21889 A 13789) 12237 Sonuç Bugün bedelsiz otomobil ithalâtı ile flgili permi spekülâsyonu bütün hızı ile devam etmekte fakat bunun önöne eeçilmesi için hiç bir faaliyet ve tedbir aunması yoluna gidilmemektedir. aaı O o a. t o a DENIZCILİK BANKASI T. A. 0. DAN 30.000 adet MAVÎ, 3.500 adet ÎORMIZI, 1500 adet YEŞİL TÜKENMEZ KALEM alaıacaktu, Son tekljf tarihl 2.11.1966 dır. Nümuneler MALZEME MÜDÜRLÜĞÜMÜZDE görulebilir. (Basın 21884) 12324 T. Zîya Kırbakan f . Oert, 8a« Rastalıklan Irtlkltı Cad NO; «e «• CtlBraTt M0ieh»smn PannakKinn r«j «4 ıo n
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle