Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFEDÖRT 6 Ocak 1966 CUMHL'RİYET ^B ^|^^^B ^B^l^T^l B S6M ÇKA VAV CANINA.. Bİ'Z. DCSPİ CONDI ~rc>P Elif hanııtı pe vüzse madım hiç!. Bir heves, eğlence dîğilmişim onun için, beni seviyormuş. Yıllar dan sonra yeni öğrendiği bu gerçek yüreğini oynaüyordu. Yaflanmamışım demek! Seviniynndu. lçl genişliyor, açıhyor, biraz ctnee ya^ larla acıyan gözleri, gülmeye, parlamaya başlıyordu. Gene de, gene de? Bir yerde bir kötulük. bir yalan sakhymış gibi!. Berden giı lediği nedir? Elleri dizlerinde, ses siz, yorgun bekliyordu sorunun karşıhğmı. Korkuyordu ds biraz yüreğine inen durgunluktan. Konu şurken gözlerini kaçırmış'i, yalan söyleyen biri gibi! Belki de kuskum benim.. Düşünceler karışıyordu kafasında birbirine. Şüphesi kendine dönüyordu binzıen bire: Seyseydim ona karşı olur ctuydum, Güler Işığa, o genç mimara hak verirmiydim içimden? DüşÜDCelerim Neden gözlerime bakmıyorsun le o iki yabancıya doğru iaydığım, dedi, Nuriye hanım. onlarla birlik olduğum aj gerBaşmı kaldırdı Sahir Kırtay. Gü çek değil mi? Sevdiğim adama lüyordu. ütanma varmış gibi geldi gülüşünde Nuriye hanıma. Be acımak değil, onun izinden gitmek, onu korumak benim işim? nim üzerime yığıyor, beni sorumHayır, yalnızea onu sevnei istilu tutuyor, bir şeyler gizliyor benyorum, yeniden başlamak, eskisi den! İşin gerçek nedenini belki gibi sevmek!. de! Eli elinde, soluğu kesilmiş bakıyordu adama. Bu yüzden olaSözcükler dilini yakıyordu. Birmaz, yalnız bunun için olamaz! garip ka>naşma vardı içiı>ie. Kalk Gözlerine bakmaktan korktu tı yerinden dolaşmaya boîiadı kagumu mu samyorsun! dedi, Sahir marada bir aşağı bir yuknn. TekKırtay. Sesi titriyordu biraz. rarhyordu yavaş yavaş: Onu seviYavaşça elini çekti onun elinyorum, onu çok seviyorum! Binden Nuriye hanım. lerce defa söylemek ve i^Timair Ne budalaymışım! dedi. Seni istiyordu buna. kıracagım aklıma gelmemişti hiç. Koridorda ayak sesleri. çoğalmış. Çocukça bir öğünmeydi benimki, «sen olmazsan, başkası» var di tı bir zamandan beri. YcJculann hepsi gemiye dönmüş olmalıydıye... lar. Demir alıyordu vapur gürülEğer bu yüzdense, yalnız benim tüyle. Bir kadın gülerek eî;ti kabir sözümden! Dudaklarını sıkmış pının önünden. Ürperdi Nuriye ha ağlamamaya çabalıyordu. Ama birnım. Dalgın gülümsüyorâa kendi denbire yaşlar yağmur gibi dökükendine. Beni seviyormuş, beni lüverdi yanaklarına. sevmiş! Yıllarca tam tersini dü Ne yazık. diye. mınldandı ne şünmüştü bunun. Aşağılık duyguyazık! ları içinde beni istemedi, sevmedi Sonra öyle utandı ki ağladığı idiye kahrolarak! Ne çok yaşadım çin, dönüverdi parmaklıklardan. îçindeki nefret canlanır'gibi olo yağmurlu ayrılık günücî! Onun güvertede koşmaya başladı delidu yeniden Nuriye hanımın. Doğsoğuk, hayin gözleri! öfkeyle kaler gibi. Onun «Nur, Nur!» diye ruldu, kalktı yerinden. Sahir Kırpalı yüzü! Atillâ beyin sesleri, ka seslendiğüıi duydu. Dönüp baktay da davrandı kalktı peşinden. pınm önü, inceden inceye çiseleyen madı bile arkasına. Yanyana yürüdüler güverte boyağmur ve başlardı hemen «Beni Sahir Kırtayın öfkeden kararan IX yunca. sevmedi, beni hiç bir raıran sevyüzüne baktı Nuriye hanım acıyaBaşını musluğun altma koymuşmedi!» diye, kurt yemeye yüreğiYolcular dönmeye başlıyordu rak. tu Nuriye hanım. Gözlerinden ani. En güzel gününde sevzç parla vapura. Rıhtım kalabalıktı. Satı lyi ki ortalarda görünmüyor. kan yaşlara sular karışıyordu. Hiç madan donardı içinde. Kecası yacılar merdivenin yanında toplanıdedi yazar. Her görüşmede dövekırıklar dinip, kendine gelinceye bancılaşıp uzaklaşır, çocufclar çeyor, ambarın kapaklannı örtmesim geliyor adamı. O sineği de ma kadar bekledi bir zaman. Sonra kilmez olurdu gürültücü j"aramaz. ye başlıyordu gemiciler. sama almazdım gece, bilmedim kolları, omuzlan hafiften ürpereYıllarca onun hayatında bir hiç ol Bir şey söylemek isteyip, karar buna kapılandığını. Sonradan söy rek, saçlanndan. yüzünden sular aduğumu düşündükten sotra! Yılveremiyen biri gibi. şimdi görüledi. Yüzüm tutmadı hemen kov karak, ıslanmış. yorgun kapadı larca adını yanyana gördü ğrun k'.m nüyordu Sahir Kırtay. Sonunda maya. r muslugu. Kamaranın küçük giyinvarsa. oyuncuları, dostlannı, büyavaşça mırıldandı : me dolabını açtı, soyundu çabu Gene de kovdun! tün ona yaklaşanları kıskanarak Eğer sen öyle konuşmamış Bakıştılar, gülmeye koyuldular. cak, sırtma sabahhğını alıp oturkahrolduktan sonra! Bir yanlışlık du yatağın kenarına, saçlarını kuolsaydın! olmahydı işin içinde. înarmalı mı Kırtay elini uzattı, Nuriye hanıj'im ona, beni sevdiğine? Bir ses Sesi hiç de inandırıcı deSi'di. mın elinin üzerine koydu yavaşça. rulamaya koyuldu yorgun. tatlı tatlı şüphelenmekten vaz geç, Sertleşiverdi. Nuriye hanım: Öyle yakın, candan bakıyordu ki Yere" doğru iki büklüm eğilmiş, inançlı ol, onu sev, onu ser! diyor Senin yüzünden, kendimi 51 «İşte en mutlu olduğum an!» diye, ne yaptığmı pek bilmeden uğuşdu. Sevinç kuşkuyu kovarak yenidürmemek için o adamla evlendim, dtişünmekten kendini alamadı Nu turup duruyordu havluyla saçlanden usulca sokuluyordu yireğine. riye hanım. îçine sindirmek istiişte açıkçası bu! m. Kendini pek küçük, olanları Beni sevmiş, beni seviyor! Yavaj Zavallı Nihat bey! Acıma duvu yordu o bakışı, bir daha hiç unut pek saçma buluyordu. Benim gibi ça yerinden kalkıyor, aynazan 6nüyordu bir yandan da kocasma. Be mamacasına! çoluk çocuğa karışmıç;, kırkını aşne geçip yolar gibi taramaya koyu Bırak sen şimdi bu herifleri! kın bir kadın! Gelip gelip vunıni istemiş, beğenmiş olması suç ola luyordu saçlannı, Kendi kendine dedi, Sahir Kırtay. Ben sana başyordu hep aynı soru yüreğinl: «Bir cak nerdeyse! Ne demişti: «Taır nedenini bilmeden kızıyor, kızdığı ka bir şey söylemek istiyorum. budala söz, öğünme yüzünden mi teslimdin kızım! Vurgundun, öyleiçin de yaşlı bir kadın topuzu yapı Hani o son akşam yok mu Atillâ kaybettim onu!» inanamıyordu bu sine yaralı! Onu alır sarar sarmayordu tepesine. Eğer bütün yıllarıSaksüarın na. Ona «seni seviyorum, seni larım diye düsündüm, unutursun Beyde buluştuğumuz! mı bir öfke, bir hmç uğruna bersandım!» îlk ve son konuşması ol üzerinde şöyle bir bakmıştın ba sevdiğim için seninle geleceğim!» bat ettiysem! Geçkin, çirte= görü na! Yüzün bembeyazdı, gözlerin diyebilirdim, «Dünya vız pelir, yalmuştu böyle açık. Gene de birçok yordu kendini aynada. Ba halimkızarmıştı ağlamış gibi. îtip sü nız sen varsm!» diyebilirdim! Bukan kocalar gibi koştuklan olmuş le sever mi beni, daha vaşlandınu demedim, yüreğimi olduğu gitu birbirlerine. Çocukların hasta pürmek, kırmak geldi içimden o ğım, daha çok çirkinleştiğim zaman saksıların hepsini elimin tersiyle, bi açmadım hiç bir zaman. Göstelıklarmda, işlerin karışmasında, ay da sever mi? «Nur Nur!» diye, baher şeyden habersiz çiçekleri dü rişe kapıldım, kurumlandım karşılarca süren uzun ayrılıklardan ğıran korkulu sesini dujar gibi zenliyen Atillâ Beyi sıyırıp geç sında. Nihadı bayrak gibi elimde sonra, özlemle sırasında!.. Ama mek, seni alıp gitmek istedim. Ben sallıyarak! Kör gözlerimi açıp o oluyordu. Yılların ötesinden gelir bunlan söylemeyecekti yanındaki gibi! Beklenmedik bir umut yanıp seni hep istedim, hep istedim! nun beni sevdiğini görmesini biladama. insan sırasında yalnızlıktan aydmlatıyordu içini. Ka3aşıyorBir şey demedi Nuriye hanım. seydim! Ben de birazıcık anlayış, kurtulmak için neler yapmıyor ki! du sevinçli: Neden şimdi olmasm, Yalnız gözleri «Peki neden, ce akıl olsaydı! Sonra cinsel uyanışları, bir anda neden bıraktığımız yerden, yeniden den?» diye soruyordu. Havlu düşüp kayıvermiştl elleri yanıp sönen istekleri de hesaba kat başlamayalım? Utançla yanaklannı Ama sonra! dedi, yazar, ka nin arasından. Bir zaman yorgun, avuçluyordu aynanın önünde. Demak gerek. Aynı yatağa girdiğimiz bomboş durdu öyle ıslak saçlarla de oldu, seviştiğimiz de Nihatla! pıda, yağmur altında bana evlenlirmişün, iyice saçmalıyontml Evet mekten, Nihat Beyden söz ettiğin Beraber nasıl olurduk onunla? di her şeyi bırakarak! Onucla gitErtesi sabah birbirimizden utanan de söndü içimde ateş. Kınldım, ye, sordu kendi kendine. Bütün ha mek, çabasında ona destek olmak, da, iki yabancı gibi gözgöze gelmek parçalandım tüm.. yatı boyunca, çocuklarıyla, kocası ten korkarak, bir an önce. aynldertlerine çare aramak, socuna kaSesini alçaltmış, usul usul ko nm koynunda bile onu düşünmüş, mak, uzaklaşmak için telâşlanırdar dayanmak onunla? îçd karışınusuyordu. Yalan olmasa bile ek onu özleyerek yaşamış olması ga yordu korkulu. Yapabilir dık... miyim, sik konuştuğunu, bir şeyi saklaribine gidiyordu şimdi biraz. Onu Sahir Kırtaya göz ucuyla bakıaşabilir miyim bu yaştan sonra biı mak istercesine o sözleri söylediaradım her yerde! Onunla olsayyandan öbür yana? IAmı<ı yordu Iri7gın Nuriye hanım BÜğinl sezer gibi oldu Nuriye hanım dım? diye, sızlanmaktan bıkıp usantün olanlardan o sorumlu değil Yalancı gülüşünden utanır gibi oldu. Korktuğu için mi beni geri çevirdi? diye, soruyordu kendi kendine. Açıklamadan yapamadı : Korkaktım ama, ilk adımı ben atmıştım? Anlamam istiyordum. Duygularımın sevdamın gerçekliğini.. Odana gelmiştim, hatırlıyor musun? Hele Atillâ beyin kapısındaki konuşmamız!. Yazar, gözlerini kaçırmak ister gibi, başını eğmiş cıgarasını yakıyordu. Elinde bir zaman tuttu alevli kibriti, neden sonra üfleyip attı. Gene de yüzyüze gelmekten korkarcasma uzaklara bakıyordu. Suçlu olduğu belliydi işte, suçlu olduğu kesindi. Kızıverdi Nuriye hanım. Atillâ beyin kapısının önünde görüyordu onu. Hafiften yağmur yağıyordu. Yanımda durmuştu. Soraurtuyordu kurumlu. Yüreğim kopacak gibi çarpıyordu. Çaresiz. şaşkındım. Uzaklaştığını, kaçtığım görüyordum elimden. Bakışlan o ateşli bakışlardı gene, görünce sevinç yanıyordu gözlerinde, ama beni istemiyordu artık! Budala ben, zavallı ben! Orada durmuş, «Beni al, beni götür! Ne olur, hayır deme, deme!» diye yalvaran bakışlarla! Utancımdan «Sensiz ölürüm, yaşayamam» diyemedim. öyle diyeceğime, «Sen istersen seninle geleceğim, istemezsen Nihatla evlenirim olur biter bu iş!. dedim. Yanımda duruyordu elleri ceplerinde. Çiseleyen yağmuru kolluyordu başım kaldırmış. «Ben evlenecek adam değilim» deyivermişti soğuk soğuk. «Görecek başka işlerim var, senin sorumluluğunu alamam üzerime.» «Sen evlen, git o adamla evlen!» demişti. Sesi nasıl soğuk, nasıl yabancıydı! 56 miydi? Merdivenden uzakta, yanyana durdular rıhtım.a doğru. Sahir Kırtay gözlerini dikmiş gelenleri seyrediyordu. Şunlara bak! dedi. Elleri kol lan do!u dönüyorlar. Bunlar gezmek, görmek için değil, alışveriş için yola çıkar çoğunca. Bembeyaz rıhtımda, güneşin altmda yorgun, terli ağır ağır yürüyen şişman, kırmızı yanaklı bir adam gördü Nuriye hanım. Geceki o küçük sinek yüzlü adam bir adım ötesinden kollan paket dolu geliyordu. Sahir Kırtay güldü alayla. îşte gazete sahibi bu, arkasmdaki de Yazı İşleri Müdürü olduğunu söyleyen akşamki sinek. Beyzâdeye alış, verişe çıkmıs olacaklar. Hiç böyle hacıağa kılıklı gazeteci görmemiştim! dedi Nuriye hanım. Hem de en çok satanlardan ga zetesi. Kol bacak, kadın memesi, pis dedikodulara önem verir. Pi3ango yapar bol bol.. Görünmedi ortalarda Istanbuldan beri! Görünmez ortalarda kibar kişi o.. Salonlu kamarası. Bir iki yağ h tüccar bulmuş poker oynuyor geceleri. O zavallı sineği de alıyor larmış kareye. Boyuna paylayıp küfrediyormuş patron adama. Almanyaya, yeni çıplak kadın resimleri, cinsel röportajlar aramaya gidiyorlar bunlar. Fotoğrafçılan da beraber galiba. Ne rezalet! dedi. Nuriye hanım. Ama para getiriyor bu rezalet!. Yüz binin üstünde adamın satışı. Bunun bir ortağı vardı eskiden, «Ahlâka âdâba karşıdır» diye, kampanya açtırmıştı bir oyurıuma. Oyunda bir genç oğlan vardı üvey anasına tutkun. Vay efendim Türk çocuğu böyle şenî duygular duyar mı? diye, eleştirmecisini saldırttıydı üzerime. Başka yobazlar da katıldı peşine. Suzan korkusundan çekti oyunu afişten bir haftaya kalmadan. îşin gerçek nedeni bu değil, bu olamaz! diyordu içinden. Kırtay şimdi göz göze gelmekten korkarcasına önüne bakarak diyor du ki: Mademki benimle olmazsa bir başkasiyle olabiliyor, varsm gitsin ycluna, bırak şunu! dedim kendi kendime. Beni sevdası ile yiyecek bitirecek, kocadan başka bir şey düşünmiyen küçük burjuva kızı onu piç gibi bırakayım da ortada görsün! dedim Kötüleyerek kurtarmaya çabalıyordum kendimi senden. Ama yüreğim yamyordu bir yandan da ayrılacağımız için. Bana orada, kapının önünde budalalar gibi Nihat Beyden söz etmemiş olsaydın, bana «Babama, anama boş ver, ben seninle gelmek istiyorum!» demiş olsaydın açıkça... AYSE İLE ALi ISTANBUL Asıl mfihlm olan oyundnr. Fakat tafların nereye konacağını ben ta mamiyle öğreninceye kadar burada kalmak mecburiyetindesiniz!» « Şu halde beni arzum hilâfına ahkoymaktan suçlu olarak sizi mahkemeye vereceğim!» « Sizin burada olduğunuzu kim tahmin edebllir ki. Ne aileniz, ne de başka kimse nerede olduğunuzdan kat'iyen haberi yok. Pa ranız var mı, yok mu, aç mısınız, tok masunuz kim büecek!» « Fakat tngiliz pasaportum var. Konsolos elbette beni arar.» Fakat Miastna bu sözlcre papuç bırakan tiplerden değildi. O na lâf anlatmak zor; zor olduğu kadar da Jenny'nin durumu hakikaten şüpheyi celbedebilirdi. Ni hayet Jenny: « L'çak Hong Kong'a vannca, içindeki yolculardan birinin bulunmadığuu anlamış olacaklardır!» Bu sözlerlc Miasma'yı kandırmış olacağını sanıyordu. Fakat ne mümkün! Bu kâğıt ovunun da bütün kozların Miasma'nın elinde olduğunun da farkında idi. Jenny. Evet, uçaktan inmiş, ortadan kaybolmuştu. Onun nerede bilir, daha doğrusu bn işlerle kim alâkadar olurdu. Nuri Beye gelince, Nuri Bey hayatta daima rü ya görür Bİbi yasardı. Hem Nuri Beyin nesi idi Jenny! İngiliz kızı ise bâlâ ısrar edlyordu: « Nuri Beyin evine dönmezsem, nerede olduğumu merak ederek İngiliz Konsolosluğuna mü racaat edecektir muhakkak!» Miasma ise: • Beni başındanberi aldattı« nız. Beş bin dolarlık malı köprüden Halice attığınızı söylediniz. Bu yalanlan bıraksanız hepüniz için iyi olur. Haydi gelin kuşlannu seyredmiz. Hoşça vakit geçirirsiniz!» Jenny, Miasma'nuı sözünü dinli yerek onunla birlikte kafesten ka (ese dolasıyor, çlmdiye kadar gör mediği renpârenk türlü kuşlan seyrederek dîrdini unutmaya çaIışıyordu. Fakat yine de aklı TonyS'e fidlyor, şayet tekrar buln8.25 Açılıs 6.30 Gtinaydm 7.00 Köye haberler 7.05 Saz eserleri 7.25 Sabah melo. 7.45 Haberler 8.00 İstanbulda bugün 8.05 Türküler 8.20 Küçük ilânlar 8.25 Bu sabah sizinle 8.40 Şarkılar 9.00 Keman solo. 9.15 Türküler 9.30 Kadın ve ev 9.50 Operet. 10.05 Arkası yarın 10.25 K. haberler 10.30 Sabah kon. 11.00 Şarkılar 11.20 Trafik 11.25 Oyun hava. 11.40 Çalışırken müz. 12.00 Şarkılar 12.20 K. Orkestra 12.35 K. ilânlar 12.40 Şarkılar 13.00 Haberler 13.20 Çigan melo. 13.40 Saz eserleri 14.00 Eğitim radyosu 14.50 Haflf müz. 15.00 Kapanış. 16.41 Açılıs 16.45 Kur'an ve Türkçe açıklaması 16.56 İftar ve ezan 16.57 Saz eserleri 17.00 K. 4.00 Açılıj 4.05 Sahur programı 6.25 K. haberler 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah müz. 7.25 Saz eserleri 7.45 Haberler 8.00 Ankarada bugün 8.10 Hafif müz. 8.25 Her telden 9.00 Sabah kon. 9.15 Sorunlarımız 9.35 Melodiden melo. 10.00 Arkası yarın 10.20 K. haberier 10.25 Şarkılar 10.45 Eğitim radyosu 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12.25 K. ilânlar 2.30 Şarkılar 13.00 Haberler 13.20 Plâklar arasında 13.30 Reklâmlar 14.00 Dans müz. 14.20 Şarkılar 14.40 Türküler 14.55 K. haberler 15.00 Eğitim radyosu 16.00 K. ilânlar 16.05 Sarkılar 16.20 İftar programı 16.55 K. haberler 17.00 Şarkılar 17.20 Trafik 17.25 İncesazdan Beyati faslı 17.55 Güleşoğlu ork. 17.15 Karma fa»ü topluluğu 17.40 ÇocuJtlar içln 17.55 K. İlânlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.40 K. ilânlar 19.45 Türkülerle Anaolu 20.05 Sonat saati 20.3S Şarkılar 21.00 K. haberler 21.05 Radyo tlyatrosu 22.00 Reklâmlar 22.43 Haberler 23.00 Rad. Oda orkestrası 23.15 Plâklarla hâtıralar 24.00 Kapanıj. ISTANBUL İL RADYOSU 17.57 Açıhs 18.00 Çesitli müz. 18.30 Şan »olo. 19.00 Çesitll melo. 19.30 Akşam kon. 20.00 Hafif müz. 20.15 Gençlerin sev. 21.00 K. Batı müz. dln. istekleri 22.00 Eskl sesler, eskl melo. 22.35 Eski çağların müz. 23.00 Caı dünyasından 24.00 Çesitll müz. 00.30 Gecenln »eslenlşl 1.00 Kapanış. K. ilânlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberier 19.40 K. Uânlar 19.4 Uykudan önce 19.50 Sarkılar 20.05 Almanyadan melo. 20.25 K. ilânlar 20.30 Bu yurdun gerçekleri 21.00 K. haberler 21.05 Türk Müz. 8zel prog. 21.45 Sevilen melo. 22.05 T.B.M.M. saati 22.30 K. konser 22.45 Haberier 23.00 Gece kon. 23.45 Gece yarısına doğru 24 00 Kapanış. ANKABA İL RADYOSU 17.57 Açıhş 18.00 Plâklar arasında 18.30 Senfonik kon. 1930 Günün melo. 20.00 Akşam kon. 21.00 Sevdikleriniz ve seveceklerinlz 22.00 Gece kon. 22.20 Caz şarkıları 23.00 Dünyanın dört bucağında 23.30 Gece yarısına doğru 24.00 Gece ve müz. 1.00 Kapanış Çeviren: B. KURTARAN şurlarsa ona nasıl muamele edeceğini zihninde tasarlıyordu. Miasma ise, mutfağa girerek Hacıya, kızm tamamiyle sinirleri boşaldığını, paketi Nuri Beyin evinde sakladığını itiraf ettiğini söylüyor, kızı uzun zaman evde muhataza edemiyeceğini, onun için de Hacının bu akşam Nuri Beyin evine girerek peketi bulup geri getirmesini, aksi halde ikisinin de hapishanelerde çurümek tehlikesuıe maruz bulunduklarını baremağasınm kuş kafasına dank edecek tarzda anlatıyordu. Hakikat halde kız bir itirafta bulunmamış, paket belki de onun dediği gibi şimdi denizin dibinde yatıyordu. Fakat ne olur ne olmaz bir kere denemeye değerdi bu iş. Miasma kıza uyku haplarmdan iki tane yutturacak, zorla değil; çayının içine atmak suretiyle ertesi sabaha kadar kızı uyutmanın bir yolunu bulacaktı. Bunun için da Hacıya acele çay hazırlamasını emrediyordu: liyorlarmış. Tarun kilo afyondan rum nedir, bana anlat, kuzum!» Komiser, kaçakçılığın alıp yü ne büyük bir servet elde edilebirüdüğünü ve bunu yapanlann bü leceğini artık var, sen hayal et yük paralar kazandıklarını, bir Nuri Bey!» çok kişilerin uçak seyahati yapaKomiser, bu izahlaıına ilâveten, rak servet elde ettiklerini etrafiy son günlerde Amerikan ve İngiliz le izah etti. Altın, elmas, kıymet emniyet teşkilâtının kaçakçılığın li taşlar ve nihayet uyuşturucu önüne geçmek üzere hummah bir maddeler kaçıranların had ve he faaliyete geçtiğini, belki böylece sabı olmadığını anlattı. Hindistan heroin iptüasmın önlenebileceğini da altın fiyatınm çok yükseldiği de söylüyordu. için şimdi herkesin bu işe koyul« Şn halde evvelki gün hava duğunu, hattâ bu iş için şebeke alamnda bir emniyet polisini öller kurduklamu, uçak şirketlerin düren Grand ismindeki İngiliz de garsonluk edenlerin elbiselerin genci hakkmda bir şeyler bilmen de kaçak şeyler için hususî cepler icabediyor, bana bunlan söyler bulunduğunu, yalnız tek bir gar misin? sonun ceplerinde 8 kilo kaçak al« Grand'ın İngiliz gizli teşkilâtın yakalandığını da söyledi. tmda çok berbat bir dosyası var. Hele Basra körfezi yoluyla, A Scotland i'ard bugiin iki ajanını tahkikatı merikaya büyiik ölçüde elmas İstanbula göndererek kaçınldığinı, bir tek yolculukta derinleştirecek. Fakat Grand'ın İs yirmi, otuz bin lira para kazan tanbuldaki ahbapları onu mutlamanın işten bile olmadığını bal ka Eizliyorlardı bir yerde.» landıra ballandıra anlatıyordu. Nuri Bey yine sordu: « Bulduklan takdirde ne ola« Uyuşturucn maddelere gelin ce; garsonlar afyona el sürmek cak?» Boğaziçini çok zaman gün do ten son derece sakmmaktadnlar. « Memleket harici edilecektir. ğuşuyla beraber Karadenizden Çünkü bu gibi maddelerden insan Ondan sonra da tasası size dfişgelen bir sis tabakası kaplar. Sis hğa ne büyük zararlar geldiğini mez!» le güneş arasmdaki mücadele ya gözleriyle görüyorlar, Uzak ŞarkŞu halde Grand cezasuu İngilnm saatliktir. Sonra ortalık ay ta, hattâ Batı memleketlerinde terede çekecek; fakat onu buradınlamr ve parlak bir güneş ya gençlerin bu iptilâlarmı ne gibi ıs da gizliyenler de burada görecekvaş yavaş ilikleriııizi ısıtmaya tıraplarla ödediklerini bizzat mü lerdi. Sorgu sırası şimdi komibaşlar. şabede ediyorlar. Buna rağmen sere geunişti. Nuri Bey de yaslandığı koltuk yine de uyuşturucn maddeler üze « Sergili dostum Nuri Bey, etan sabaha karşı uyku gözüne gir rine büyük kaçakçılıklar oluyor. ğer bir şey billyorsan Allahaştımemiş bir halde kıpırdanmaya Türkiyede, Birmanyada, İranda na söyle! Ben İngiltere ve Amebaşlamıştı. Nuri Beyin kararı ka ve Hindistanda yetişen afyon, he rikaya yaptığun seyahatlerde herardı. Doğruca polise gidecek hâ roin olarak Hong Kong'da çok roin iptilâsına kendilerini kaptıdiaeyi anlatacaktı. Fakat ondan hararetli bir piyasa buluyor. Bir ranlann haUerini gözlerimle görevvel mutfağı biraz temizledi. dirhem heroin lactose ile kanştı düm. İnsaniyet namuıa söyle NuSonra esvap değiştirdi, traş oldu rüarak beş bin enjeksiyona yete ri, bir şey biliyorsan!» ve kendine bir çeki düzen verdi. cek kadar uyuşturucu ilâç deNuri Bey, tam olarak bir şey Bir tramvaya atlıyarak Polis mektir ki enjeksiyon başma ipti bilmediğini, fakat bir çok şeylerMüdürlUğünde bir arkadaşını gör lâlarma üç dolar mukabili satılı den şüphe ettiğini ifade etti. Fameye gitti. Bu arkadaşı yiiksek yor. Hattâ ham afyondan heroin kat bunlann sadece şüpheden iistihsali de o derece basit bir iş baret oldnğunu, onun için şimdirütbeli bir komiserdi. ki, bunu mütehassıslan bahçele lik bir şey söyUyemiyeceğirii de İlk suali şu oldu: rindeki garajlarında imal edebi« Kaçakçılık hakkmda son du üave etti. (Arkası var) İS SAATLERî ANKARA Sizi rakamlarla uzun uzun yormaktansa bir sözlc özetliyeceğim durumu: Battık. T.C. EMEKLİ SÂNDIĞI Genel Müdürlüğündeıt MAÇKA OTELİ PROjE YAfllŞMASS MÜDDETİNİN UZATILMASI HAKKINDA T.C. Emekli Sandığı İstanbul Maçka semtinde yaptıracağı otelin mimarî proje yanşması bitiş tarihinin, imar durumunda vâJd değişikîik sebebiyle 28 |ubat 1966 pazartesi saat 17,00 ye uzatıldığı ilân olunur. (Basın 7568 A, 69/203) TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARS A.Ş. den: (JSakliye ve Gümrükleme Hizmetleri thalesi) 1/3/1966 31/12/1966 süreli «Kömür Naküye». (tGümrükleme ve Müteferrik malzeme nakliye» hizmetlerirıiz müteahhide ih^le edilecektir Şartnameler beheri TL. 250. mukabilinde Genel M3dürlüğümüz veznesinden veya İstanbul Büromuzdan =.ınabilir. Teklifler en geç 25/1/1966 salı günü saat 17.3C a kadar Genel Müdürlüğümüz Muhaberat Servisine veriiocektir. (Basm 7517 A. 16210 '2'r6!