03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE ÎKİ 9 Ocak 1966 CUMHURÎYET OYUN SAIONIARI takun OJTID salonları açılmakta, lise ve ortaokul öğrencilerinden bazıları bu salonların devamlı olarak müdavtmleri bulunmaktadırlar. O kadarki okulu dahi terkederek, kendilcrini bu iptilâdan kurtaramamaktadırlar. Bu salonlar çeşit, çeşittir. ümumiyetle, «oyun salonu» adı altında açılan bu yerlerde kelimenin butun mânasiyle, çocuklan avâreliğe sevkedcn oyunlar oynanmakta, otomatik makine ve el ile oynanan bu oyunlar içerisinde, ceza kanununun târifi veçhile «kumar» teşkil edebilecek ve ceza müeyj idcleri içerisine girebilecek olanlan dahi mevcut bulunmaktadır. Bu salonlara devam edenlerin çoğunluğunu, onüç, ondört yaşlanndan tutunuz da, yirmi, yirmiiki yaşlarına kadar ortaokul veya lise öğrencileri teşkil etmektedir. Bu oyunlann içerisinde belki kumar mahiyetini taşımayarüar da vardır. Fakat bunlar da, netice Itibariy» le, gençleri okullannı ve aile muhitlerini terkedecek kadar iptilâya sürükleyen bir oyun hevesine kaptırmakta, okul ve aile hayatlantu felce uğratmaktadır. Bu gibi oyunlann, çocuklar üzerindeki müsbet veya menfi tesirleri, bizim ihtisasımrz dışındadır. Nitekün geçenlerde «Cumhurıyet» de çıkan bir yazı, meseleyi ihtisas yönünden ele almış bulunmaktadır. Bizim üzerinde durmak istediğimız nokta, çocuklan ve gençleri okul veya aile yuvasından uzaklaştıracak derecede olan bu kötü iptilâlara karşı, kanun koyucunun vazetmiş olduğu mueyyidcleri araştırmaktır. ortaokul rencilerinin önemli bir dâvasını ele almış B asın, son günlerdevegençlerin veşehirlerde öğbulunmaktadır. Buyuk kalabalık bir BUTÇEveMALIYE En az geçim indirimi Baha ARIKAN llillTİİıilll Hlhilll1 iirilı llll'lılll|) Birlesik Amerika Türkiye Büjükelçisi Sajın Bay P. Hart, Türkiye Buyuk Millet Meclısinde yapılan genel görüsmede iki sijasi partımiz arasında tartısılan bir konu hakkında açıklama yapmanız bizleri çok sevindirdi. Do|rusu muttefikımiz Amerikamn bizim parlâmento gorüsmelerimize bu kadar yakından ilgi duyması ve partilerimiz arasında tartısılan meseleleri aydınlatmak için Büyukelçilerini görevlendırmesı, halkımızı ne kadar memnun etse yeridir. Sözlerinizden, Türkiyede Adalet Partısinin tezini tuttuğunuz anlasıhyor. Nitekim A.P. Baskaıu Sülejman Demırel siz demecinizi \ermeden bırkaç gün önce konusmus ve Kıbrıs dâvasında Amerikayı itham etmenin yersizliğim belirtmistı. Simdi siz : c Turkıyenın Kıbnsa yapmak ıstedığı mudahale teşebbusune Amerika Bırleşık Devletlerı hıçtır zaman engel olmadı » diyerek Demırel'i doğrulujorsunuz. Boylece size cevap vermek, ve iddialannı ispatlamak da C.H.P.'ne dusüyor. öyle sanıyorum ki, ilerdeki günlerde A.P. büsbütün çekilecek ve siz C.H.P. ile tartışmaya başlıyacaksınız. Bu yeni politik alanda size başarılar dilerim. Ancak bağımsız bir yazar olarak Halk Partisınin bu konnda size cevabım beklerken bir baska meselemiz üstünde bizleri aydınlatacağınızı dusündüm. Mademki bu görevi omuzlarınıza aldınız ki Amerika ile münasebetlerimizin sekli galiba bunu gerektiriyor son gunlerde çesitli dergi ve gazetelerde yavınlanan bir mesele hakkında da zahmetinizi esirgemiyeceğınizi nmarım. Şöyle ki : 1 Türkiyede yaşıvan ve savısı yirmi bin üstünde tahmin edilen Amerikalılann mektup ve paketlerinin Türk PTT'si elinden geçmediği, ve A.P.O. (Armv Post Office) Amerikan Askerî Postasijle >apıldığı söyleniyor. Gelen giden paketlerde Türk makamlarının hiçbir kontrol yetkisi olmaâığına göre, bu yolla hesabı ve değeri bilinmiyen antika esyanın Türkiyeden dışan kaçınldığı iddia edılıyor. 2 A.P.O. anlasmasının Amerika Hükumetl ile Türkiye arasında bir resmî yazılı anlasması yoktur. tdam edılmış olan eskı Dışisleri Bakanı Fatin Rüştü Zorla ile Amerikan Harıciyesi arasındaki bir sozlü anlasmadan bahsedilmektedir. Ama Türk makamlarının istediği belgeleri Amerıka Büyükelçiliğı gösterememektedır 3 Türkiyedeki Amerikan Ordu Pazarlarının (PX'Ierin) de A.P.O. kadar büyük bir kaçakçılık kaynağı olduğu konusunda sayısız sikâyetler vardır. Türkive Geoel Kurmav Baskanının tahrik etmesiyle bu konnda tedbirler istendiği basında açıklanmıştır. DışişIeri NATO Dairesi eski Genel Miidurü Pertev Subaşı, PX ve A.P.O konuları uzerinde ısrarla durmustur. Türkiyede yasıyan Amerikalılann muayyen bir istihkaka bağlanması, bu suretle kaçakçılığın önüne geçilmesi istenmistir. Memleket ekonomisine zararlı etkileri olan, üstelik ortalıkta görülmiyen sifahî anlasmalarla kurulan bu Amerikan servislerinin vapılan \e isleyişi bakımından kaçakçılığa nygun olduklan ortadadır. 4 Gene yapılan hesaplara ç5re 1964 yılında yalnız sigarada 62,5 milyon liralık kaçakçılık yap.lmıstır. Resmî makamlann tesbit ettiğine göre, 1 Temmnz 1964'ten 30 Haziran 1965'e kadar sadece Izmir limanına 94 milvon 978 bin 844 liralık PX malı getirilmistir, ki bu çok bttvük bir rakamdır. 5 Türkiyede büvük bir sosral yara baline gelen, memleket ahlâkına ve iktisadına olumsuz etkiler yapan PX ve A.P.O. yollariyle kaçakçılık hakkında da Turk kamu ovunu aydınlatıcı demeçler vermeniz, gazetelere açıklama yapmanızı bekliyoruz. Amerikan Hükumetinin, yaygın hale gelen kaçakçılığı destekleyici bir tavır alması beklenemez. öyleyse A.P.O. ve PX üstünde Türk makamlannın kontrol hakkı tanınacak mıdır? Tıpkı Kıbns çıkarması konusanda olduğu gibi bu alanda da gerçekleri ortava çıkarmak içın faydalı olacağınıza inanıyoruz. Mademkı başladınız, ujarma gorevine lutfen devam edıniz. I kâğıtlannda, çocuklara ve gençlere mahsus kaydını koymamakta, uluorta, oyun yeri terimini kullanmaktadırlar. Demek oluyor ki, herşeyden önce, bu gibi yerlerin açümasına izin veren idarî makamlann bu hususu gözönünde bulundurmalan lâzungelmektedir. İzin venneğe yetkili idari makamlar, bu gibi yerlerin açüması için verecekleri izni incelerken, akıllanna her şeyden önce, çocuklann ve gençlerin bu yerlerden görecekleri zararlann gelmesi lâzımdır. Bu maddeye dayamlarak verilen izinlerde, çocuklann ve gençlerin bu gibi yerlere sokulmamasını, içeri alınmamasını, verecekleri izne şart olarak koymakta, idari makamlar serbesttirler. Bu yasaklamada Anayasanın teminat altma aldığı hak ve hurriyetlere de aykın bir cihet yoktur. Çunkü herkesin dilediği alanda çalışma hürriyetinin özıine dokunuhnamakta, ancak sınırlamaktadır. Bu smırlanma ise, Anayasanın onuncu maddesine dayanmaktadır. Bu maddeje göre Devlet, insanın maddî ve manevî varhğının gelişi için gerekli şartlan hazırlanıakla mukellef tutulmaktadır. Bir memleket gençliğinin, kotü itiyad ve iptilâlara tutulmaması için alınacak tedbirleri ise, insanın maddî ve manevî varhğının gelişimi için ahnmış tedbirler olarak telâkki etmemeğe imkân yoktur. Şu halde idari makamların bu gibi yerlere verecekleri izinlere, şu yaşa kadar olan gençlerin ve çocuklann içeri aünmaması yasağınm konulması keyfiyetinin, Anayasadakl temel hak ve hurriyetlerle bir ilgisi olmadığı kendiliğinden anIaşümaktadır. Doç. Dr. Halil NADAROGLU •••• •••• »••• •••• Mall yılı butçesinin fınansmanı dolayısiyle or taya çıkan ve son gunlerde kamu oyunu etkıliyen meselelerden bırı de en az geçım ın dırımı hâdlenni bir mıktar yuk seltecek olan kanun hukmunun tatbıkınin iki yıl müddetls ertelenmesıdır. Bız, bu yazılanmızda, günün meselesı halıne gelen en az geçım îndırımının once mahıyetıni ve tarıhî gehşmesını ıncelıyecek, sonra da meseleyi Turkıye yonun den tahlıle gayret edeceğız. de fikir serdeden bu yazarlara mukabıl, aleyhınde bulunmuş tnuellıfler de mevcuttur. Ancak, tarıhî gelışme seyri içinde, lehtekı fıkırler daha tatmın edici gorulmuş ve nıhayet, ilk olarak 18. asırda, îngıliz gelir vergısınde (lncome Tax) en az geçım indırimının tatbıkıne başlanılmıştır. Sonra sırasıjle, Rusya, Avusturya, Isveç, Norveç, Danımarka, Italva ve Fransada da 19 uncu asırda bu muessesenın tatbıkma geçılmış ve sıstem kendı ıçınde, zamanla bır kısım değışıklıklere uğramıştır. iktidar prensibi Gunumuzdekı vergıcıhk anlayışının temel kaıdelerınden bıri de «iktidar prensibUdır. Bu pren sıp, kısaca, herkesin ıktıdarı ms petınde vergı odemesını ıfade eder. Bu takdırde, akla şoyle bir soru gelecektır «Bir kimsenin vergi iktîdan ne zaman başlar?» Bu hususta, genel olarak, bır kım senin vergı ıktıdarının ancak o kimsenin fız>olojık varlığım devam ettırebılmek ıçm gerekli vasıtalan temin ettıkten sonra başladğı kabul edılmektedır. Şu hal de, gelın ancak fızyolojik varlığını devam ettırmeye yetecek se vıyede bulunan bır kimsenin ver gı ıktıdan bahıs konusu olmıyacak ve bu durumda bulunan kım se, vergı mukellefıyetınden muaf tutulacaktır Mânasını kısaca belırttığımız iktıdar prensıbmin gerçekleşmesmde, fıskalıte yönünden uç ayn usul tatbık edılmektedir. Bu usuller' En az geçım mdırimi uygulaması. muterakkıyet sıstemı ve a>ırma dsicrimmatıon prensıbıdır •••• •••• Müeyyide var mı? şimdiye ettiğimiz çocuk ve gençleri bu gibi tehlikeK sefle söyliyelim ki, bir kanunkadar, bahsini lerden koruyacak esaslı müeyyidesi ko Danıştay'm kararı aldıki, bu maddeyi şekilde anlamakta, bu yüksek yargı orgarnKaltmcı dairesi, 1947 <Danıştay da, anladığımız nın 8 J numarab T karanjla, idari mercilerin maddede sayılan yerlere verecekleri izinlerde ne gibi hususlan gözönünde bunulmamış, ceza mevzuatımız, bu bakımdan kısır lunduracaklarını açıkça göstermektedir. Bu kararkalmıştır. Gerçi ceza kanununda çocuklan \e da deniliyor ki: «Polıs vazıfe ve selâhıyeti kanugençleri himaye eden bazı maddelere rastlanmaknunun yedınci maddesuıın ızın verme yetkısım tadır. Meselâ, genç erkeklere söz atmak, onbeş tanıdığı mulkıye âmirleri, bu yetkıyı gerek IZJ yaşını doldurmuş veya doldurmamış kimseleri kaisteyen şahsın nıteliğl ve ahlâk durumu ve gerei çırmak, bu gibilere rahim ve şefkatla telifi kabil yer bakımından incelıyerek kullanmak ve her ıkı olmayan muamelerde bulunmak, terbiye ve inzitakdirde de kanunun emmyet ve selâmetınl hebat işlemlerini kötüye kullanmak, onsekiz yaşını def tutarak karar almak mevkıindedırler » doldurmamış gençlere icki içirip sarhoş etmek Demek oluyor ki, bu gibi yerlerin açüması için gibi bazı fiiller, müeyyide altına alınmış iseler de izin vennek yetkisini haiz olan idari merciler, bunlar, asıl dâvayı çözümlejecek nitelikte bulungençleri ve çocuklan bu konuda koruyacak bir mamaktadırlar. Kezalik, 6977 savılı «korunmaya takım tedbirlere sahip bulunmaktadırlar. muhtaç çocuklar» adü kanun \ar ise de, bu kaYine ayni kanunun 8 inci maddesinin (D) nunun da okul çafmda olup da okula devam eden bendi ahlâka ve umumi terbiyeye ujgun olmayan gençler ve çocuklarla bir ilçisi yoktur. yerlerin polisçe kapatılması yetkisini tanımaktadır. Her şeyden önce, uzerinde durulması lâzımKapatmayı mucıp olan sebep, suç vasfında bulungelen bir noktayı belirtmek iâzımdır. Bu gibi yerduğu, yani ceza kanunu müeyyideleri içerisine girlere devam eden gençlerin ve çocuklann hemen dıği takdirde, kapatma keyfiyeti ile birlikte iş, hemen çoğunluğunu, okul sıralannda bulunanlar mahkemeje verilecek, yargı organmm hükmü teşkil etmektedirler. Okul idareleri. sıkı bir disipbeklenecektir. Aksi takdirde kapatma süresi üç lin ile devamı kontrol altına aldığı veya aileler, ayı geçemiyecektir. çocuklarının okula gidip gelme saatlerini esasb Yine bu konuda, 1580 numarah Belediye kabir surrtte ayarladıkları takdirde, bu bâlin onunununun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasından ne bir dereceye kadar geçmek ihtimali vardır. da istifade etmek kabildir. Bu hükürn BelediyeleFakat bu, kâfi değildir. Bu gibi yerlerin, açıklari, bulunduklan şehrin ve şehir halkınm sıhhat, masmı yapmağa çalıştığımız konu bakımmdan, selâmet ve refahını temin vazifesiyle de mükellet kanuni mueyyidelere bağlanması şarttır. kılmakta, bu hususta emirler vennek, yasaklar koymakla görevlendirmektedir. Okul çağuidaki çocuk ve gençlerin kötü alıskanlıklardan korunraası, biç şuphesizk), şehrin selâmetini Hgilendiren bir iraz önce ceza kanununun Ufayeteiz olan konudur. Bunun içindir ki, belcdiyelerin bahis koçocuklan ve gençleri konımayaraâtufmadnusu yerler için, yasaklar çıkarmasını, okul öğdelerine dcğinmis idik. 3559 numaralı polis vazircncilerinin bu gibi yerlere giremiyeceklerini tefe ve selâhiyet kanunu da, yine kifayetsiz olmakmin etmeleri de dfişünülebilecek husnslardandır. la beraber, bu yönde bazı mfieyyideleri ihtiva etmektedir. Bu kanunun 7 inci maddesi: «Otel, gazıno, 1çazımızm başında da söylediğimia gibi, gelekl yerlen, bar, tıyatro, suıema, hamam, plâj gibi ceğin tek umudu olan okul öğrencilerini bu umuma mahsus ıstırahat ve eğlence yerlerının yerlerden koruyacak en esasb tedbir, aile yuvası Eçüması, once polısin tahkıki üzerıne o yenn en ile okul disiplinidir. Kahve köşelerinde kâğıt oybuyuk mulkıye âmınnın vereceğı ızne bağlıdır. nayan, oyun salonlarmda otomatik âletlerle kuIzın almadan açılan bu gıbı yerler, polıs tarafınmar zevkini tadan bir ortaokul veva lise öğrendan kapatılır.» hükmünü taşımaktadır. Maddede cisinin, hayatta bu iptilâlardan kolay kolay vaz «çocuklar ve gençlere açılan oyun yerlen» gibi geçeceğini umroak biraz güçtur. Bizim nesilden bir kavda rastlanmamaktadır. Ancak, maddedeki olanlar hatırlarlar. Bizler, bırakınız kahvede oyun «GIBI EĞLENCE YERLERİ» tâbirine dikkatin oynamayı, oyun salonuna girmevi. yalnız başına çekilmesi lâzımdır. Hukuk terimi olarak «GÎBI» sinemaya gitmevi dahi utanç verici bir hal savardeyimini, «aynı olmasa da buna benzerlığı olan» dık. Bu, bize. okul ve aılenin aşıladığı bir hisdi. anlamına almak lâzımdır. Maddenin saymış olYukarda da işaret ettiğimiz gibi, lise ve ortaduğu yerlerin sonuna «gıbı» edatının gelmiş olokul öğrencilerini kötü itiyadlardan koruvacak ması, «bu sayılan yerlere benzeyen eğlence yerkanunlanmız hemen, hemen yok gibidir Olanlar len» mânasına gelmektedir ki, çocuk ve gençler da tafbik edilememekte, edilseler bile sonuç altiçin açılan oyun salonlarmı da, maddede sayümış namatr.aktadır. Asıl gayevi temin edecek hususlagibi telâkki etmevi zaruri kılmaktadır. Kaldıki, rın aile ve okul idareleri bulunduklarında şuphe maddedeki «umuma mahsus» tâbirini de «gıbı» ohnamakla beraber, yine bu konudaki kanuni muedatıyla birleştirdiğimiz takdirde, çocuk ve gençeyyide boşluğunun dolduruhnası, kaçmıhnaz bir lere mahsus oyun salonlarının da, maddenin çerzarurettir. Büyuk Atatürk'un Cumhuriyeti emanet çevesine girdiğinde şüpbe edilmemelidir. Esasen ettiği kimseler için ele alımcak meselplenn zabu gibi yerleri açanlar, gerek açtıklan yerlere koyman aşımına uğraruasıudan korkıııaktajız. muş olduklan tabelâlarda ve gerekse izin isteme e::: •••• «••• •••• Tarihçesi » ktıdar prensıbını gerçekleştırecek vasıtalardan bırı olan en az geçım îndırımının ıktısadî, sosyal ve malî çeşıtlı veçhelerı mevcut ise de, gazete sutunlarının boyle bir ıncelemeye elvenşh olmaması sebebıyle, meselenm bu yonu ile ılgılenmekten vazgeçmekteyız. En az geçım ındınmı ile ilgıli fıkırlere henuz 18. asırda dahi rastlamlmaktadır. Meselâ, Montesquıeu, bu fıkrı şoyle ıfade etmıştır: «Herkesin müsavî bir fizjoloiik asgariye ıhtiyacı vardır; bu asgariden vergi alınmamalıdır» Aynı konuda, Sısmondı de şunlar; soylemıstır «Vergi, insandan, hayatının idamesi için lâzım olanı istemekten kaçınmalıdır. Zira devletçe açlığa mahkum olan bir kimseye, devletin kendisine temin ettiği faydalardan bahsetmek gülünçtürj (1) En az geçım ındmmınin lehın I n az geçım indiriminin haddi ne olmalıdır? Bu hususta da çeşıtli goruşler mevcuttur. Bu goruşlerı, kısaca, şu şekılde ozetleyebılırız • O FİZYOLOJÎK ASGARÎ: Bu fıkır, bılhassa, en az geçım ındınmı hakkında fıkır beyan etmış ilk muelhfler tarafından ıleri surulmuştur. Sözü geçen yazarlara nazaran, en az geçim indirimi olarak kabul edilecek meblâğın, fizik varlığın ldamesine yetecek miktar olarak tâyin ve tespıti icap eder; zira, maddî veya malî imkânları ancak fizık varlığım idameye kâfi gelen bir kimsenin vergi iktidan bahis konusu olamaz. Fızık varhğın idamesi içın gereklı mıktann yeknasak bır şekılde tespıtındekı ve tespıt edılse dahi herkes tarafından temımndekı guçluk sebebıyle bu fıkır, tatbıkatta pek yer bulamamıştır. Bugun, malî termınolojıde, en az geçım ındınmı mefhumunu ıfade eden tenmlerm çoğu, fızyolo:ık asgarî goruşunu ıfade eder mahıyettedır. Fransızcadakı; mınımum vıtal veya mınımum d'exıs tence; Ingılızcedekı, minımum of subsıstence ve Almancadaki, existenzmmımum gıbı. O KÜLTtREL ASGARt: Diğer bir kısım yazarlar da, en az geçim indınminin, muhtelif zümrelerin hayat seviyelerine göre derecelendirilmesi icap ettiği fikrini savunmakta ve buna kültürel asgarî adını vermektedirler. Ancak, bu fıkır d e tatbıkata intıkal edememıştır. Çunkü, kulturel asgarî tıkrı kabul edılırse, bugün ışçı, tacır, koylu, memur gıbı çeşıtlı sosyal sınıflar içın farkh olarak tespıti icap edecektır Bu şekıldekı bır tatbıkata da, ne zamanımızın sosyal telâkkıleri ve ne de gelır vergısinm teknıği musaıttır, veya bu sonuncusu hiç değılse çok guçtur. O MEDENl ASGARl Fızyolojik ve kulturel asgannm tayımndekı guçluklen veya ımkânsızhkları nazara alan dığer bır kısım yazarlar da «Medenî asgarî. esasından bahsetmektedırler (2) Medenî asgari fıkrının hangı olçuve ıstmad edeceğı meselesı de hıç suphesız, tâyını oldukça guç ve karışık bır meseledır. Bu fıkrı savunanlar, meselâ, savundukları fıkrın ıfadesını, Llojd George'un Malıye Bakanı ıken soyledığı bır nutukta şu sozlerle ıfade ettiğmi beyan etmektedirler • «70 senelik tecrübenin, bize, ıaruriyi refahtan ayıran hâd olarak gbsterdiği rakamdır». Avnı goruşu bır Itahan muelhfı de, «refah ve beserî haysiyetin asgari seviyesi» olarak tanf etmıştır. Bu kısa ızahatı takıben hemen ıfade edebılırız kı, fızyolojik, kulturel ve medenî asgari fıkirlen çeşıtlı sebeplerle sadece bır kıstasa bağh olarak tatbık edılememektedır E En az geçim indiriminin haddi ne olmalıdır ? gelır sahıplennın sayısı az ise, en az geçım ındınmı hadlerını dusuk olarak tespıt etmek zaruretı hasıl olmaktadır. Durum aksı olur yanı, buyuk gelır sahıplennın sayısı çoğahrsa, sozu geçen nıspetler >uksek olarak tespıt olunmaktadır. Bu şekıldekı bır tatbıkatın sebebı, devlet varıdatmda elâstıkıyetı muhafaza etmek ve âmme gehrlerının azalmasına sebebıyet vermemektır Çunku kuçuk gelır dılımlerının çok olduğu bır ulkede, en az geçım ındınmı hadlerı yuksek tutulurba, âmme varıdatınm buyuk kıçmını sağlayan onemlı bır gelır parçası vergı dışmda kalacak demektır. Bılmdığı uzere, gelismis memleketlerde büvük gelirlerin ekseriyette olmasına mukabil, az gelismis memleketlerde ekseriyeti küçük gelirler teşkil etmektedir. lste bu sebepledir ki, en az geçim indirimi haddi gelismis memleketlerde yüksek, az gelismis mem leketlerde düsük olarak tespit olunmaktadır. M alî ve Iktısadi faktorler arasında zıkrı gereken dığer bır sebep de, devletin gelıre olan ıhtıyacıdır. Gehşmesmı ve sermaye bırıkimmı tamamlamış veya muayyen bır sevıyeve ulaşmıs bır memlekette, devletin gelıre olan ihtıyacı nıspeten mahdut olabılır Buna mukabil, gehsmekte olan bır memlekette, bılhassa gerçeklestirilmesi gereken yatmmlar sebebıyle, devletin gelire olan ıhtiyacı fazladır. Bu sebeple de;az gehşmış memleketlerde, devlet, bır yandan yeni gelır kaynakları ararken dığer taraftan da gelın azaltacak âmıllen bertaraf etmeğe veya bunların tesırını azaltmaya calısmaktadır. Bu çarelerden bıri de, en az geçım ındınmi hadlerını duşuk tutmaktır. lste, az gelışmiş memleketlerde, en az geçım indınminin kuçuk tutulmasını zarurî kılan sebeplerden bın de budur .... Gibi eğlence yerleri •••• B IIIİ Q SOSYAL FAKTORLER: Malî âmıllerın yanısıra, en az geçım indirimi hadlerının tespıtınde, sosyal bır kısım faktorlerın rol oynadığı da bir gerçektır. Meselâ. bir memlekette cârî olan hayat standardı, sosyal fikirler ve cereyanlar bu nevi faktörlere bir misal olarak gösterilebilir. Nıtekım, memleketımızın hâlen ıçınde bulunduğu sosyal ortam, bunun tıpık bir örneğıdır. (1) Bu konularda daha fazla bılgı içın Bk : En az geçım ındınmı, Orhan Dıkmen, Malıye Enstıtusu yayınlar^ (2) Bk : a. g e. Sonuç Y YARIN Türkiye ve Diğer Ülkelerdeki uygulama •«•nnınnmııınınM Hakkâri C. Savcı Yardımcısı Yılmaz Turan'a, Dunku fıkramın altında yayınlanan tekzıbinızı okudum. 1 Bızım 6/12/1965 tanhlı yazımızda bahis konusu edılen olayın nerede geçtığı yazılmamıştır îl, ılçe, koy adı açıklanmamıştır Olayın kahramanı olan kışılenn de adı açıklanmamıştır Âdeta mucerret bir hıkâye yazar gıbı fıknmızi ışlemıştık Koskoca Türkiyede bır tek siz ustunüze alınıp yazıyı tekzıbe kalktımz. Demek kl, olayın içinde kendınizi teşhis ettmız. Ve demek ki olay gerçektır, ve demek ki esasta uydurma yoktur. Sızin tekzıbıniz zaten teferruata aıttır. 2 Bız fıkramızda yer ve şahıs ısimlenni bılerek açıklamadık Çunku ortada Adlıyenın el koyduğu bır dâva konusu vardı Siz ise yer ve mahal zıkrederek ve hem de kanunî tekzıp hakkını kotuye kullanarak elınız altında bulunan bır dâvaya tesır edıcı neşrıyat yapmak mevkııne duştunuz. Siz ki bır kanun adamısımz, bu hususta herkesten dıkkath olmanız gerekırdı. 3 Bu neşrıyatımzın yargılama üstundeld muhterael netıcelerini duşunerek Adlıye Bakanhğmı ve yetkılılen uyanyorum î. S. mu mmmmıımıın • ••• •••• • •«I Hayat, Ses, Resimîi Roman, Hayat Tarih mecmuaları ve Hayat Kitaplarını çıkaraa ÇOCUK VEREMİ ve KORUNMA YOllARI Dr. Mustata BOLAT v toplumunda, en çok scvilen çocuktur. O temeldir, geleceğüı guvenidir. Çocuğa değer verme konusunda; sağlık, kultur ve terbiye problemleri içinde en oneu! >eri sağlık alır. Çocuk geliştikce içinde insan sevçisi dolu, dolu kalmalıdır. Bu sevgıden mahrum olarak yetışen çocukların toplumlannın gelecekleri guvensiz olacaktır. Bu açıdan, garplılardan daha zengin bir hazine>e sahip bulunmaktaj ız. Fakat kimsesiz çocuklarla suclu çocuklara değer konusunda organizasyon kusurlarımız daima uzucu bir olay olarak kalmıştır. Çocuklar doğumlarıııdan itıbaren kcndi evi ve çevresinden hastalık mikroplarını cabucak ve kolayca almağa en musaıt jaratıklardır. Cunku herkesin eli ondadır. Cocuğu sevenlerin ağzı, burnu ^ocuğa en yakın olan bir mesafeje kadar girer. Bu menedılmesi guç, zararlı alışkanlıklarunızdandır. Dışandan aluıan hastalık mikroplarma karşı erişkınlerın az çok bir dajanıklılığı vardır. Çocuklann ise, hıç yoktur. Çocuklar altı a>lık oluncaya kadar onemli bazı cocuk hastalıklarma karşı naturel bir bağışıklığı kendi analarının kanından almış bulunmalarına rağmen verem hastalığına karşı boyle bir garantiden mahrum olarak doğarlar. Nitekim acık veremli bir anadan doğan çocuk annesinden uzaklaştınlmaz Ise, ilk ayda vereme yakalanıverir. ocuk vercmi, verem mikrobunu alma olayıdır. Veremli insanlardan ve veremli hayvanlarm sutlerinden çocuğa nakledılır. Memleketimizde hâlen 750.000 veremli insan ve '»25 veremli sıit vcren hayvanlar mevcuttur. Çocuk veremi ozelliği hastalığm «ur'atli ilerleyici olmasındadır. Buna mukabil erken teshis ve tedaviden kat'i neticeleı almır. TİFDRUK MATBAACIÜK SANAYİI A.Ş. TAHVİLLERİ İKRAMİYE ÇEKİÜŞİ İhraç ettiğimiz % 9 faizli ve 300 000 frra tkraTnyeö tahvillerin 4 Ocak 1966 Salı günü Noter, Oefterdarlık murakıbı, Yap« ve Kredı Bankası ve Şirketimrz M0messillerryle hazir bulonan tahvil sahipleri huzurunda yapılsn yıllık ikramiye çekilışmde: E Ç Ç Bir çocuğun verem mikrobunu alıp almadığı test tuberkulin ile, verem hastalığı da grafi ve miğde suyı* ı muayene edilerek teşhis konur. Tedavi jolu uzucu, masraflı olup, garantisızdir. En ıji pratik vol. çocuğu hasta etmeden korumaktır. BCG dediğimiz VTBEM AŞISI çocuğa ilk aylarmda v aptınlmalıdır. ASI: Emindir. uzun muddet koruma ozelliğini haizdir. Verem Savaşı Dispanserlerinde ve BCG Verem Aşı Istasyonları ve Tarama Merkezlerınde parasız japılmaktadır. Veremin kokunu kazımağa azimli Turki.ve BCG Kampanyası, bugune kadar 16 milyon çocuğn aş,ılamıştır. 06 yaş grupu çocuklann tumunu aşılamak için 3. cu faaliyetine başlamıştır. Savaşta genel guvenimizİD birisi budur. Bu aşı sayesinde memleketimizde çocuklann yeniden enfeksiyon alma oranı dort misli azalmıştır. 2400 BCG ile aşılı çocuklarda vereme rastlanmamıştır. Buna mukabii 2400 BCG siz kalmış bir grupta 35 veremlı cocuk tesbit edihniştir. Bu inceleme de bize aşının koruma derecesini göstermektedir. ocuğu veremden korumanm diğer yardımcı yolları da vardır. Birincisi verem mikrobunun bulaşma yollannı iyi bilip satuımakrır. Diğeri vereme zemin hazırlıyan boğmaca, kızamık gibi oııemli çocuk hastalıklanndan çocuğu korumaktır. Bu iki hastalığın da aşısı mevcuttur. Altı aylıktan once boğmaca ve altı aylıktan sonra da kızamık aşısı her çocuk içhı şarttır. Zira, memleketimizdeki çocuk olümleri toplamının «'.50 si bu iki hastalık sof nucudur. Sağlam kalanlar BCG siz ise /«90 vereme yakalanırlar. İnsanlann bu en gözde varlıklarına habire kara raezarlar kazmak devri çoktan geçmiştir. Sağlık Bakanlığımızın açtığı verem savaşı bizden zengiu garp devietlerininkinden daha mukemmcldir. Bu savaş çok başanlıdır. Bu savaşı ancak el ele olursak kazanabiliriz. Basın Organizasyon: 66.7/207 • tll •••• Uygulamadaki esaslar u durumda, gunumuzdeki tatbıkat, hangı esaslara gore yu > rutulmektedır: ' Hemen ıfade edelım kı, en sz t geçım ındınmı hadlerınm tâyınmde malî, ıktısadî ve sosyal çeşıtlı faktorler rol oynamaktadır. Bu faktorlerı şu şekılde ozetleye ' bılırız: O MALİ VE ÎKTİSADÎ FAK TrtRLER: Tatbıkatta, bir memlekette küçük gelir sahıplerimn sayısı fazla, buna mukabil buyuk B •••• «•ra •••• Istanbul cıvarmda Sanayı mıntakasmda bol suyu bulunan 3080 donum arazı aranmaktadır. Tel: 27 17 66 Cumhuriyet 197 100.000 50.000 50.000 5.000 lira 9800 numaralı tahvil kazandı » 1233 » » 2392 » er lira kazanan tahvil numaraları 134 269 321 1448 1845 1920 2732 3219 4577 4993 5759 6425 6633 7132 7875 8123 8221 8380 8481 9477 ınguadısc plâkla kolayca ve kısa zamanda I Ikramiyeler tahvillerin ibrazı suretıyle 'apı ve Kredi Bankasımn bütün şubelerınde ödenır. 2 Faiz, ikramiye ve itfa bedellennin vaktınde ödenmesi Yapjve Kredı Bankasınca taahhur edılen bu tahviller Yapı ve Kredı Bankasımn butLn şubelerinde satrttr ve alırur. İNGİLİZCE öğretir Ocretsız broşurOmüzu istcyinÎ2 AMERİKAN NEŞRİYATI BÜROSU Istiklâl Cad. 387 ISTANBUL Tel.: 493558 Mithatpaşa Cad. 61 ANKARA Tel.:.1273 18 TİFDRUK MATBAACILIK SANAYIİ A.Ş. NOT: Gazetemize gönderîlen yazılar yayınlansm veya yayınlanmasın iade edilmez. SSSRSSS «S!aS«*«flSfc" • 3 Sfc i I H5/1Ş9 Eeklâmcılık 55.209
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle