28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE ÎKİ 5 Ocak 1986 CUMHURİYET DİYARBAKIR MEKTUBÜ evresini baştanbasa rarların kuşattığı DiIerinin yürek Bizlatan hikfiyelerini okumak yarbakır şehri, bu görünüşü ile yeryüzümümkündür. Tazara göre «Ağalar ağalara karnün sayılı beldelerinden biridir. Taristik şı, ağalar dağlara karşı. Dağlardan eşkıyalar kitaplar, Çin Seddinden sonra en uzun surla iner, köylere karşı.. llçede hükumet oturur, rın Uiyarbakırdakiler oldnğnnu yazar. Burçları, köylerde ağalar. Ağaların kolu uzun, hükumekapıları, Iç Kalesi, kltabeleri ve kabartmalariytin kolu kısa..» (s. 267). le Diyarbakır garları GfineyDoğu Anadoluya yüz yıllardır merkezlik eden bn şehri ikiye böler. Bir yanda tarihle içiçe anıtları, çarşıları, siyah bazalttan yapılnuş evleriyle düne, bîr l ğradıfımız Kâbi ve Yuvacık köylerindeyanda AtatUrk anıtı, modern binalan, hükumet ki yüksek yapılarda güvercinler barınmaktadır. daireleri ve çeşitli okullariyle yanna dönük DiDiele boylarında yetiştirilen ünlü Diyarbakır yarbakır yanyana karşımıza çıkar. karpuzu için güvercin gübresi gereklidir. llâçlı tohumlar, güvercinlerin geniş ölçüde telef ol611 Aralık 1965 tarihlerinde Diyarbakırda yapılan Toplnm Kalkınması Semineri vesilesiy malarına ve şehre göçlerine yol açmıştır. Kâbi köyünde topraksız köylüler • 30 • ' le an yıl sonra yeniden ziyaret etmek lırsatını oranmdadır. Bir kooperatif kurarak tavukçubuldnğumnz Diyarbakıra vardığımızda «Süvan luk ve hayvancıhk yapmak isteyen topraksız olayları» sebebiyle Türkiyenin gözü buraya çevköylülere kredi sağlamaya «mevzuat» ın mürilmişti. Bölgenin temel sorunlarım bilmeden sait olmadığı köyde yapılan açık oturumda yetolaylan değerlendirmeye kalkan bir gözlemci kililer tarafından Ifade edilmiştir. «Beyler, bnrada daima yanılabilir. Çünkü ferdî gibi gdağalar, kadastro getirtip hazine topraklannı rfinen olayların gerisinde grup menfaatleri, oüzerierine yazdırtırken» toprakm köylülerle nnn da ötesinde sosyal, ekonomik ve hattâ pokonuşan devlet memurlan «hadımım» diyene litik sebepler vardır. Bu ortamda dedikodn, «kaç çocuğun var?» sorusunu soranlan hatıra isııat ve iftira bazı idarecilerin küçük zaaflanm getirmektedir. ve iç çekişmelerini devletin itibarını zedeliyen bir törpü gibi, kemirir durnr. Devlet ile yurter yıl nüfuz yarışmalanna, idare ile köytaş arasına girmekten bir türlü vazgeçmiyen JpJ Iü arasında çekişmelere yol açan tohumlktisadî feodaliteden arta kalan ağalar, şeyhler luk dağıtımı, kötü uygnlama bir yana, tave seyyitler takımı ve onlan ayakta tntan sos rıma değil ticarete gitmekte, üstelik ilâçlı toyalekonomik yapı olayların ardında kendini humların insanlar tarafından yenilmesi «karabelli eder. Mülkiyet düzeninden başlıyarak bu yara» adı verilen müthiş bir bastalığa yol açsosyal ve ekonomik yapı değiştirilmedikçe Tür= maktadır. Eğer maksat Dogn köylüsüne «aynt kiyenin gözünün zaman caman bu çevreye bak bir yardım» da bnlnnmaksa bunu açıkça yapması mukadderdir. manın yolu bulunmalıdır. «Yerli» lerle «göçmen» lerin bir arada oturduğu Kâbi köyünde 1935 yılında Plevne dolayIarından gelen 40 haneden şimdi sadece 15 hane iya Gökalp'ın 1923 yılındaki gözlemlerine köyde oturuyor. Çevredekl güçlükler, göçmenleri Batı Anadolunun büyük şehirlerine çekmişdayanarak ortaya attığı «Ahali köyu tir Olayın veciz ifadesini Leylâ Fidangülün iki A «a köyü» ayınmı bugiin de devam etkelimelik cümlesinde buluyoruz: «Uçtuk, komektedir Böyle bir ortamda girişilen tarımda namadık». Beşpınar köyünde de göçmenlerden makinele.şmenin, Türkiyenin geri kalan yerle yarısının, 50 haneden 25 1, köyfl ve bölgeyi terrine kıyasla Doğu ve GüneyDoğu Anadoluda kettiği görülmektedir. köyden şehre göçü fazlasiyle etkilediği «Türkiyede Zirai Makineleşme» (Ankara 1954) adlı tnsana üıüntü veren taraflardan biri d« araştırmadan anlaşılmaktadır. Zaten şetarin Tuvacık köyünde okul gırası olmıyanlara komhızla büyümesi ve 1954 yılında kurulmağa başsu Beşpınar köyündeki marangozluk kursunun layan bir gecekondu mahallesini 1955 ten bu ya bir yardımı olmamasıdır. öte yandan 16 ögrenna üç gecekondn mahallesinin izlemiş olması ge ci için 2 yıl süre ile bu köyde açılmış olan maniş ölçüde bu sebepledir. Rıfkı Arslan'ın yap rangozluk ve demircilik kurslarının devlete 5 makta olduğu bir doktora çalışması • 10 ör bin liraya mal olmasına karşılık bn sanatı öğ• ' nekleme usplü ile bu dört mahallede yapılmıs renenler, kredi ve donatım yokluğn sebebiyle, bir anketin sonuçlarını şöyle ortaya koyuyor: gene de çiftçi ve çoban olarak çeçimlerini saglamağa devam edeceklerdir. Türkiyenin meseGöç sebeplerinin başlıcalan arasında gelir lesi <yok> luk değil, imkânlan iyi kullanamaazlığı • 60.3, âsayişsizlik • 11.3 ve kan dâvası « • mak, «sonuç almak» yerine dostlar alışverişte • 92 oranlariyle karşımıza çıknıaktadır. Gece» ' konduların ' . 53.9 unda otnranlar kiracı, • / • görsün» misali oyalamalarla günü gün et mektir. 46.1 inde oturanlar ise sahip durumundadırlar. Sahip dnrumnnda olanlann • 61.5 i evlerini / » kendileri yapmış, •'• 48.5 i de satın almışlardır. Ortalama aile büyüklügü 56 kişi olduğu halde ehrin ve köyün meselelerine çözfim yoln ailelerin •• 84 tt 12 odalı meskenlerde oturmak/ bulmanın tek yoln, az gelişmiş bölgeletadırlar. Bu meskenlerden • 85ü unda su, '• » ' ^ ? rin kalkındırilmasına yönelen yatırımların 56 sında elektrik yoktur. Türkiye nüfus piragerçekleştirilmesidir. Bu konuda özel sektör midiııde •• 22 oranında yer alan 06 yaş grupn den medet nmmak, hayal kınklığı ile karşılasDiyarbakır gecekondulannda • 28 dir. Toplam • mayı kabullenmek demektir. Bölge plâncılıgı nüfusun • 163 ünün türkçe bilmediği, « aile çerçevesinde girişilecek devlet yatırımları, taTeisleri arasındakl içsjş^ oranının •< 20.7 oldugu / rırtı »lanlarında toprak reförmu ile birlikte gianlaşılmaktadır. ağmurdan kaçarken doluya yakalanmış rişilecek kooperatifçilik gayretleri, nygnn yerlerde kurnlacak sanayi tesisleri, şehirleşmenin intibaını veren gecekondu sâkinlerinin terkettikleri köy hayatı ve ana meselele düzene konulması, alt yapı hizmetlerinin gerçekleştirilmesi ancak devletçi bir anlayışla ele ri nasıldır? Son ziyaretimizde çevre köylerinden ancak üçüne nğnyabildik. Bu köylerden bi ahnabilir. Bölgenin kalkındınlması nznn vâdell rini (Beşpınar) 1954 yılında da görmüştük. Çı plânlara bağlanmadan, devlet bütçesine «Dogu Anadoluyu kalkındırma fonu» konnlmadan annar ilçesine nğramamıza rağmen zaman darlığı cak • kalkınma nutukları» çekilir o kadar. öte «Ağa köyleri» ne kadar uzanmamıza engel olyandan, yıllanmış çileler de sürüp gider. Dicledu. Halil Aytekinin «Doğuda Kıtlık Vardı» nin suya hasret topraklar üzerinden akıp gitadlı kitabında (Ankara 1965, Toplnm Tayınları) Çınar'ın Kıtmjran ve Yaprakbaşı adlı ağa köy nıesi gibi. •••••••••••••••a •••flBM BÜTÇEvo MALİYE Doç. Dr. Cavit O. TUTENGIL C Bütçe görüşmeleri ve Anayasa Doç. Dr. Halil NADAROĞLU Mall Yılı Bütçe Tasarılan Türkiye B.M^L Karma Komisyonunda görüşülmeye başlanmış ve burada cereyan eden birtakım tartışmalar ile alınan kararlar kamu ojouıda çeşitli yönlerden yankılar uyandırmıstır. Bu vesile ile biz de, yeni Anayasa'da öngörülen Bütçe proaedürü, 1966 Bütçe Tasarısı ve lon günlerin tarüşma konusu olan en az geçim indirimi hakkındaki görüşleri incelemekte fayda mülâhaza ettik. Bilindiği gibi, 1961 Anayasasının 94 üncü maddesinin birinci fık rası hükmü gereğince, «Genel ve katma bütçe tasarılan ile millî bütçe tahminlerini gösteren rapor, malî yılbaşından en az üç ay önce, Bakanlar Kurnln tarafından, T3JW.M.'ne Bunulnr.» Yina aynı maddenin lkincl, üçüncü ve dördüncü fıkralan gereğince de: «Bu tasanlar ve rapor 35 mllletvekili ile 15 Cnmhnrlyet Senatosu üyesinden kurulu bir Karma Komisyona verilir. Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grupuna ve gruplarma en az 30 üye verilmek sartiyle, rlyasl partl gruplannm ve bağnnsızlarm oranlanna göre temstll gözönünde tutulur. Karma Komisyonnn en çok 8 hafta içinde kabul ettiği metin, önce Cumhuriyet Senatosunda görüşülür ve en gec 10 gün içinde karara bağlanır. Cumhuriyet Senatosunca kabul edilen metin en geç bir hafta İçinde yeniden görüşülmek üzere, Kar ma Komisyona verilir. Karma Komisyonun kabul ettiği son metin Millet Meclisinde görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağle müzakere süresinl bir miktar azaltmak kabil olabilmiştir. Fakat bu konudaki esas yenilik bazı ahvalde, T3.M.M. üyelerinin görüşme yetkilerinin kısıtlanmış olmasıdır. Gerçekten, 94 üncü maddenin 5 inci paragrafı hükmüne nazaran T3.M.M. üyeleri Bakanlık ve Daire Bütçeleri ile katma bütçeler hakkındaki düşüncelerini Meclislerinin genel kurullannda, her bütçenin tümü üzerindekl görüşmeler sırasında açıklamak hakkma sahiptirler. Aynı paragrafın Ancak, T.B.M.M.'nin bu tasdik son cümleciği ise, bölümler ve yetkisini iki Meclisin birlikte top değisiklik önergeleri üzerinde gölanarak kullanacağına dair herrüşme yapılmasmı menetmis ve hangi bir hüküm Anayasa'da bunların sadece okunup oya koyer almış değildir. Bu durumda, nulması esasını kabul etmiştir. Bütçenin görüşülmesi ve kabulü Bu suretle, Meclislerde, ekseriya ile ilgili prosedürün Anayasa'nın 94 üncü maddesindekl esaslara gö siyasi yatınm yapmağı, sansasyon re tâyini zaruri bir hal almakta yaratmayı ya da polemiğe sebebiyet vermeyi hedef tutan lüzumsuz dır. 94 üncü maddenin 4 üncü pakonuşmalann yapılman önlenmek ragrafmdaki hükme nazaran da istenilmiştlr. , Bütçeye kesin ve nihaî şeklini ver Ve nihayet, son bir tahdit hükmek ve onu kanunla«tırmak hakkı mü de, yine 94 üncü maddenin soMillet Meclisine alttir. Bu İUbarnuncu paragrafında öngörülmüşladu ki, Türkiye, Bütçeyl tasdik tür. Buna nazaran «T.B.M.M. üyekonusunda Meclislerden birine üsleri Bütçe Kanunu tasarılarmm rünlük tanıyan memleketler kateGenel Kurullarda görüşülmesi sıgorisindedlr. rasında gider arttırıcı veya belirll geürleri azaltıcı teklifler yapamaı lar.« Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye'de müzakere ve tasdik konusunda alışılmamıj blr yenilik mevcuttur. 1961 Anayasasının 63 üncü maddesi, TJ3.M.M. nin, Millet Meclisi ile Cumhuriyet Senatosundan kurulu oldugunu belirtmektedir. 64 üncü maddede de, diğer bir kısım yetküilerle birlikte, «Devletin Bütçe ve Kesin Hesap Kanun tasarılaruıı görüşmek ve kabul etmek. yetkisinin T.B. M.M.'ne ait olduğu açıklanmaktadır. Universiteye hücum Prof. Dr. Sayın İlhan Arsel'in öncekl gün gazetemizde «thıiver«lteye Hücum» adıyla bir makalesi yayınlandı. Efer yanlış anlamadrysam .Sayın Arsel'in fikirlerini şöyle özetlemek mümkündür: Memleketimizdeld resmi veya gayri resml kurumlann bozuk, çürüiı ve Şarklı yanları vardır. Üniversitemiz de kusursuz değildir. Ama şimdi her hücuma müstahak görülmekte ve çürütülmek istenmektedir. Nedeni basfttlr. Bu yıl da lise mezunu binlerce ve binlerce öğrerjciden büyük çoğunluk universiteye alınmamıştır. Çünkü üniversite öğreniml yapabilmek için şart görülen formasyonda ve yeterlikte olmadıklan giriş sınavı sonunda anlaşılmıştır. Ama buna rağmen cğrenci birliklerinden öğrenci velilerine, yazarlara ve yetkililere kadar herkes üniversiteyi suQİamaktadır. Onlara göre bu duruma asıl sebep üniversitelerimizin acıklı halidir. Oysa üniversitelerimlzm hali bir yana, yüksek öğrenime yeterli olarak hazırlanmamış öğrencüerfcn durumu ele alınmahdır. Üniversiteyi bu öğrencilerin seviyesine indirecegimize, bu öğrencileri universiteye uygun bir düzeye yükseltmeye çahşmalıyız. Yetersiz kişilere üniversite diploması vermek tehlikeadir. Ve bu memlekette mutlaka nerkesln yüksek ögrenim yapmısı zaruri ve mümkün değildir. Batının hiç bir ülkesinde bizde oldugu kadar yüksek öğrenim özentisi görülmez. Mesele üniversitemlzir bOEuklugunda ı değil bu özentinin aşınlıgındadır. Sayın Profesörttn yukarıda özetlemeye çaüştığımız fikirlerinin çoğuna katılmamak mümkün değü. Gerçekten Türkiyede egitim dâvası ne üniversitelerde başlar, ne de orada biter. A dan Z ye kadar bir temel bozukluk, daha doğrusu bir sistem bozukluğu içindeyiz. Yoksul bir milletiz; ve egitlmde zengin milletlerin eğitim politikasına dzenmisiz. Ama bir de şu suall ortaya atalım: Üniversitemiz, A dan Z ye kadar bozukluklar lincirl içinde olsa 43 kendine düşeni yapıyor mu? Bn soruya «yapıyor» cevabını vermek imkânsızdır. Türkiyede üniversiteye büyük ödevler düşüyor. Üniversiteler toplumlann düşünen beyinleridir. Türkiye şu yıllarda tarihinin çok önenıli bir dönemini yaşıyor. Üniversitenin tntumunu bu yazıda tartışmıyalun. Ancak üniversite, kapüarına dayanmış on binlerce gence karşı firiş sınavı barikatını kurup arkasına çekilemez. Olağanüstü bir dırurn vardır Türkiyede .. Üstelik ünîversite öğrenimine gençlerimiz arasında duyulan ilgiyi de sevinçle karşılamak gerekir. Gerçi Batınm gelişmiş ülkeleri olan tsveç, Amerika gibi yerlerde üniversiteye fcırşı Ugisizlik yoğunlaşmıştır; ama onlar şimdl bu derde çare bulmık içtn düşünmektedirler. Rusya ile yapılan yanşta Batı dünyasının handikapı olarak üniversitelere Ugisizlik gösterilmektedir. Türkrj* gibi bir yoksul fllkede doktora, mflhendise, mimara, ögretmene. Dctisatçıya büyük ölçüde ihtiyaç vardır. Elimizdeki eleman sayısı ihtiyacımıra göre çülünçtür. Böyle bir durumda üniversite giriş stnavının ardına çekilip eldeki imkânlan kısıtlamak universiteye ne bİT şeref verir, ne de yüksek öğrenime bir seviye... CMnkü: 1 Üniversiteye girecek öğrenci sayısı fakültelerin «istiâb haddine» Köre hesap ediliyor. Bu hesapta öğrencinin yüksek öğretime lâyık olup olmadıçı endişesi ikinci derecededir. Üniversite smavlannda kaybeden nice öğrenci, parası varsa, gider 6zel yüksek okullarda okur, ve birer yüksek tahsil diploması alarak hayata atılır. Özel yüksek oknllann bu konuda pek cömert olduklan da tecrübelerle ortadadır. 2 Fakültelerimiz eldekl Imkânlariyle «istiâb haddini» genişletebilirler mi? Boş duran binalar ve haftada iki üç saat dersl olan hocalarâan söz açılıyor. Acaba üniversiteye almacak öğrenci sayısı bir parça rehavet içinde hesaplanmamış mıdır? 3 Giriş sınavlannın istatistik somıçlan, büyük kentlerdeki paralı özel okullarda yetişmiş öğrencilerin başarısını oynayüyor. Böylece üniversiteye giriş iki bakımdan imtiyazlılann elinde.. Paralı ve imtiyazlı okullarda okuyanlar giriş sınavinda şanshdırlar .. bu bir. Suıavı kaybeden zengin çocukları da paralı özel yüksek okullara girmek şansma sahiptirler... bn iki. 4 Anadoludan eksik eğitimle gelen çalışkan ve zeH fakir çocuklanna imkân tanmsa (çift tedrisat, gece üniversitesi v.b.) acaba giriş smannda başan göstermiş olanları dahi zamanla geçmiyecekIer midir? 5 Bu haliyle finiversite giriş smavlan bir adaletsizlik kaynağıdff. Üniversite giriş sınavlanndan maksat, çok daha başka olmahdır. Elbette herkes üniversite tahsili yapamaz. Ama imtiyazlılann üniversite tahsili şansına kavuştuklan bir ülke de iflâh obnaz. Biiün bunlan besaplamak gerekir. Üniversiteye giriş sınavında titizlik edip başarısu (!) öğrencileri üniversiteye almamak, ve sonra aynı başarısız öğrenciye gidip özel yüksek okullarda. narayU ders vermek, doğrusu mantığa ve adalete yakm gelmiyor. 4 Ünhersite elindekl bütün imkânlan sonuna kadar seferber etmedlkre giriş sınavlannda tenkidlere lâyık olacaktır. Sanıyorum bu konuliTda Saym İlhan Arsel bizimle beraberdir. Kâbi köyünde durum Göç sebepleri Z • •• >••• !>•• '••* • •• • •• • •• • •• • •• • •a Senatonun öncelik hakkı •••• :::: •••• •••• >••• :::: Ijjj Veto yetkisi yok •••• •••• Sonuç aaaa • aaa aaaa aaaa aaaa •aaa • aaa • aaa • aaa aaaa aaaa • aaa • aaa •aaa •••• •tıı DEV1ET MEMURURIKANUHU VE İŞCİIERM DURUMU u:: •••a :::: • ••a • ••• • ••• Av. Güney DINÇ da, belîrlî bazı prensiplere vanlabilmiştir. Memurn gün, Türkiye'mizde en büyük isveren devların sahip olmadığı haklann pek çoğunu işçiler lettir. Genel ve katma bütçelerde kadrolan taelde etmişlerdir. Örneğin, işçilerin fazla çalıştırılyin edilen devlet hizmetlerinde çalışanlarm topması halinde, ek çalışma ücreti almaya haklan var İamı, 1962 yılında 2S8.877 kişidir. Bunların 204J36 dır. Gerçi 657 sayılı kanunda 178. madde ile mesı memur, 76.760 i daimî ücretli personel ve 7^31 i murların da fazla mesai ücreti alacakları belirtilde geçici ücretli personelden Ibarettir. tniştir. Ancak aynı maddede şöyle dfinilmektedir: Özellikle katma bütçeli müesseselerde çalışan«Hangi hallerde ve kimlere ve ne miktarda fazlar, çeşitli teskilât kanunlan ve farklı hukukî stala çalışma ücreti verileceği ve buna dair hususlar tülere tâbi bulunmaktadırlar. Daimî ücretli persoilgili bakanlık ve kurumlann Maliye Bakanlığı ve nel adı altında sözünü ettiğimiz 76.760 kişinin bir Başbakanlık Devlet Personel Dairesi'nin hazırlıyakısmı Sosyal Sigortalar Kurutauna bağlı, bir kısmı cakları bir yönetmelikle belirtilir.» da memurlar gibi Emekli Sandığına kayıtlıdırlar. Maddede sözü edilen yönetmelik henüz çıkanZaman zaman işçilere verilen zamlardan paylannı lamadığına göre, kimlerin ve ne miktar fazla mealmak isterlerse de, işçl olmadıklan gerekçesi ile sai ücreti alacağı şimdilik belli değildir. Oysaki bu zamlardan yararlandunlmazlar, buna karşılık, bu husus yönetmeliklerle geçiştirilecek bir konu memurlara verilen zamlarm da dışında tutulurlar. değil, doğrudan doğruya bir kanun mevzuudur. İş Mahkemelerlnde, daimî ücretll personelin actığı Daha bir çok yerlerde yönetmeliklere, tüzüklere dâvalar büyük bir yekun tutmaktadır. Işin aslı ara atıflarda bulunan kanunun, şimdiki hall ile işçiye nırsa bunlar, işçi midir, memur mudur, bilineme ve memura neler getireceğini kestirmek çok güçmekte. hukuk devleti ciddiyetine yakışmayan bir tür. karışıkhk yıllardan beri süregelmektedir. Bu gün, artık, İşçi Memur ayrunını kesin olarak ortaya koymak zorundayız. 657 sayılı kanunun 1. maddesinde belirtilen «Devlet kamu hizmetleriütün bu farklılıklarm giderilmesi, yeni bir per nin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde» çalışnıış olmak, mutlaka memur statüsüne girmeyi sağsonel sisteminin kurulmasını gerektirmektedir. layacak objektif bir ölçü olamaz. Devlet Hava Bu amaçla çıkarıldığı söylenen tümü 1966 yılı mart Meydanlannda çalışan bir makinist de kamu hizayında yürürlüğe girecek olan 6 7 sayılı Devlet 5 meti görmektedir ve sürekli bir görev içerisindedir. Memurlan Kanunu, bekleneni vermekten çok uzak Biz bir kanunla onu memur yapamayız. Nası) ki, tır. özel sektör hizmetinde aynı işi gören makinistin Kanunun düzenleniş şekline göre. işçi nitelimemur sayılacağını düşünemiyorsak, devlet işçiğindeki daimi ücretli personelin büyük coğunluğu lerini de. kanunlarla. memur olmaya zorlayamayız. memur durumuna geçirilecektir. Türkiye'de. memur Üstelik böyle bir aynm. özel sektör ile devlet sekolmakla, işçi olmak arasında çok büyük farklar törü arasında aklın kabul edemiyeceği bir ikilik vardır. Devlet personeli Sendikalar Kanununa göyaratmaktadır. re, memurlar. toplu iş sözleşmesi. grev meseleleri İşçi ve memur ayrımmın ölçüsü yapılan iş olve' ücretleri ile ilgili konularda miting ve toplu yümalıdır. Kamu hizmeti deyimi çok geniştir. Sokakrüyüş yapamazlar. Siyasî partilere üye olamıyacak lar süpüren temizlik işçisi de kamu hizmeti görlan gibi, siyasî anlam çıkanlabilecek mahiyette demektedir. Buna karşılık, özel idarenin kira alacakmeç veremezler. Oysaki bütün bunlar, işçiler için larını toplıyan bir tahsildarm, kamu hizmeti içinAnayasa teminatı altma almmış *emel haklardır. de olmadığı düşünülebilir. Kanunun getirdiği yanŞu durumda, devlet sektöründeki daimî ücretlilerin lış ve yetersiz kıstaslarla yürürlüğe girmesi, pek memur durumuna getirilmesi, 20. yüzyılda toplumçok güçlükler doğuracaktır. Bizce, işçi memur larm devrimci ve itici gücü olan işçi smıfınm poayrımınm ölçüsü şu olmalıdtr: litik ve sendikal örgütlenmesini daraltmak amacıDevletin egemenlik haklarmm kullamimana yönelmektedir. smda fikren çalışan kişiler ve devletçi ekoaldı ki, devlet sektöründe çalışan işçilerin ücnominin bir sonucu olarak İşveren vekili duretleri, elde ettikleri sosyal haklar, özel sekrumunda bulunanlar memur sayılmalı, bu tam tör için de ölçü olmakta, böylece Türkiye çapınmın dışında kalanlar da işçi statüsüne alında iyikötü bir emek değerlendirilmesine vanlmakmalıdır. tadır. Devleti yalnız memur çalıştıran bir işveren Böyle bir ayrım, gerçeklere de nygnn düşedurumuna getirmek, özel sektörde çalışan işçilerin cektir. bir karşılaştırma yaparak daha fazla haklar isteme olanağını önleyecektir. Bu, şüphesiz ki işçilerin yaranna bir sonuç doğurmıyacaktır. ¥¥enüz yürürlüğe girmemi? olan Devlet MemurSosyal Sigortalar Kurumu'nun geniş İmkânlan **(arı Kanunu'nun yeniden ele almması ve mali da göz önünde tutulursa, bugiin özel ve modern yılbaşından önce, geçersiz hükümlerin değiştirilhastanelerden yararlanan devlet işçilerl, yenl kamesi gerekmektedir. Hazırlanmakta olan İktisadi nunla güç duruma düşecektir. Emekli Sandığına Devlet Teşekkülleri personeli hakkındakl kanan Sigorta haklarmın devrilmesi başlıbaşına blr probtasarısı da aynı şekilde gözden geçirilmel] ve bn lem olacak, işçilerin kıdam teminatlarmm değerlendirilmesi. yenî hukukî anlaşmazlıklara yol aça türlü yanhşhklarm önü almmalıdır. tşçi sınıhnın demokratik itici gücünün söz sahibi olmaya başlacaktır. dığı şu günlerde, politik amaçlarla Türkiyemizde, İş Hukuku alanında, yıllardan beri süregelen işçi kapsamını daraltan bir yasanm yararlı sonuç•ygulamalar sonucu henüz tam açıklığa varılmıj lar getireceği kanısmda değiliz. Myüamazsa bile, ijçi haklarmın komnması yolun B Mlll • aaa •III aaaa • ••a • ••a • «•• • ••a aaaa aaaa aaaa aa>a • •II •••• aaaa •aaa aaia • III aaaa aaaa • aaa • aaa • aaa •aaa • aaa illet Meclisinin bu üstünlüğüne rağmen, aynı maddenin 3 üncü paragrafı hükmüne nazaran karma komisyondan oktrinde zaman zaman «Bütsonra bütçeyi ilk görüşen Meclis, | çenin tasdik hakkının uzun Senatodur. Oysaki, bu yoldaki uve kanlı tnücadeleler sonunda luslararası teamül Bütçenin önce elde edildiği, bu hakkın demokraüstünlüğü kabul edilen Mecliste sinin temel prensiplerinden biri görüşülüp onanması şeklindedir. olduğu, parlâmentonun millî hâAncak, Senatonun bu öncelik hakkimiyeti temsil eden bir organ olkı müddet yönünden Anayasa ile ması dolayısiyle, haklarmın hiçbir kısıtlanmış ve sözü geçen 3 üncü şekilde kısıtlanmaması gerektiği paragrafta, karma komisyonca kanayasa'nın 93 üncü maddesi, bul edilen metnin Cumhuriyet Se ileri sürülmüjtür. Teorik açıdan bütün bu görüşler Cumhurbaşkanına, TBMM.' natosunca en çok 10 gün içinde bakıldığuıda, nce kabul edilen kanunlarkarara bağlanacağı öngörülmüş doğru olabilirse de, meselenin bir de realiteler yönü vardır. Tecrüdan uygun bulmadıklannı bir da tür. Aynca, nihaî kararı vermek beler göstermlştir kl, be«eri bir kıha görüşülmek üzere T^JM.M.'ne ve bu arada icabederse Senatonun »ım zaaflar milletl temsil edenleiade etmek yetkisini tanıdığı hal kararını değiştirmek yetkisi de rin çoğunluğunu, fonksiyonlannm de, Anayasa ile Bütçe Kanunlan Millet Meclisine ait bulunduguna nı bu yetkinin dışında bırakmış göre, neticede bu sonuncu mecliesprlsine aykın dahl düşse, »eçtır. Yani, Cumhurbaşkanının T.B. sin üstünlüğü tatbikatta yine de menlerine hoş görünmek endlşesin MJJ.'nce kabul olunan bir bütçe hüküm ifade ediyor demektir. Bu den kurtaramamaktadrt; Ve *ba kanununu, diğer kanunlarda oldu itibarla, bir baktrna, ' uluslararası . endise sebebiyle de, memUket ger ğu gibi veto etmek hakkı mevcut teamüle aykırılık çeklerlne, menfaatlerine ve bir kıbelki mevcutdeğildir. sım zaruretlere aykırılık pahasına tur; fakat bu tamamen şekll bir da olsa, vergileri azaltıcı veya beYasama organı adına bütçe tasa aykınlık olup, esasta blr değişiklirli ödeneklerl artına teklifler rıları üzerinde ilk tetkikatı yapan lik yoktur; denilebilir. Bütçe Komisyonu ki parlâmenyapılabilmekte ve bunlarm ger1961 Anayasası, Bütçenin müzater rejimin hâkim olduğu memle kere ve tasdiki safhasında diğer çekleştirilmesine blr nevi parlâketlerin hepsinde, sekil ve isim yö bir kısım yenilikler daha getirmiş mento tekniğine başvnrmak snrenünden farklıhk arzetseler dahi tir. Bu yeniliklerin esasını, bütçe tiyle, çalışılmaktadır. Bütün bu mevcuttur. nun asıl fonksiyonu müzakerelerinin lüzumsuz yere umahzurlan önlemek için, 20 ncl sözü geçen yasama organını aydın zatılmasmı önlemeye mâtuf hüasnn ikinci yansından sonra diğer latmak maksadiyle bütçe üzerinde kümler teşkil etmektedir. bazı memleketlerde de görüldüğü derin ve dikkatli ön tetkikler yapüzere, 1961 Anayasasmda meclismaktır. Tatbikatta, bu komisyonlerin bütçe üzerindeki haklannı ların gayelerinden uzaklaşıp bütkısıtlıyan birtakım hükümlere çeyi tetkik ve tahdit etmek surehaklı olarak yer verilmiştir. tiyle Meclisi uyarmak yerine, tamamen yeni bir bütçe tanzimi suI ift Meclisli memleketlerde, ge retiyle âdeta bir baskı organı haYARIN nellikle, Meclislerden her biline geldikleri memleketler de görinin ayrı birer Bütçe Korülmüştür. Bu konuda Fransa'yı EN AZ GEÇİM misyonları vardır. Yeni Anayasabir misal olarak zikredebiliriz. İNDİRİMİ da bu hususta karma bir komisyon Türkiye'de, bütçe komisyonu, te teşkili ile yetinilmiş ve bu suretorik yönden her türlü değişikliği yapmağa yetkili olduğu halde, bugüne kadar hiçbir komisyonun tasarı üzerinde strüktüreî bir değişiklik yapmak yoluna gittiği ve bu VE yolda yerleşmiş parlâmenter teaProf. Dr. Ali Bozer'in «Belli bir ekonomik sistem yerine mülü bozduğu görülmemiştir. sosyal islâhat tedbirleri» yazılan ile On beş günün si>asî iktisadî ve kültürel olaylarmın yorumu M Tecrübelerden alınan ders D A Gerçek ve uydurma Cuıniıuriyet gazetesınin 6/12/1965 tarihli sayısında, ikinci sayfasında İlhan Selçuk ımzası ile yayınlanan «Şiir ve Şairlik» adlı yazıda şahsımla ilgili hakikate aykın hareketler ve düşünceler izafesı suretiyle kapalı şekilde yayın yapılmıştır. Yazıda bahsi geçen öğretmenin ifadesi tarafımdan alınmıştır. Yapılan iş, bir kültür yobazhğı değil bilâkis kanunların hâkimiyetini sağlamak ve cemiveün nizamını korumak maksadiyle yapılmış kanuni bir işlemd:r. Sapık fikirler telkin etmek istiyen bir şahsın (şair ise) görülebilir bir yerinde şairlik yaftası asılı değilse şaır misin şeklındekı suale şaşmamak gerekir. Tarafımdan adı geçen öğretmene taimat yazısı sadece okunmuş fakat yazdınlmamıştır; gazetedeki «evrak ekliydi» sözlerinden sonraki talimat şekli uydurmadır. Zikredüen T. C. K. madde numarası dahi uydurma olduğunu gbstermektedir. Tarafımdan, sanıgın şiirini muhtevi gazete onune atılmamıştır. Gerçek yazar veya şair olmaktaki «gerçeklık» her halde uydurmalar yapmamak olsa gerektir. Suçlular adUyede kanunî teminat altındadırlar. Varsa, kanunî yolîarla suçluluğu aranır. Nezaketsizce hareketlere lüzum yoktur. Ksjıunlarla cemiyet, san'at olan ŞÎİRden değil, şiir maskesi altınds. telkm edılmek istenen ve suç vasfını taşıyan sapık ıdeolojı vt fıkirlere karşı korunmaktadır; tarafımdan yapılan işlem de budur. Keyfıyetin aynı sütunda neşrini rica ederim. Tılmaz Turan Hakkâri C. Savcı Yd ••••••••! Bazı haklann kısıtlanması c Prof. Dr. Cahit Talas'ın «Kıbrıs Dramı» Alışilmamış bir yenilik «aaa • ••• • aar Bekleneni vermıyor B aa aa aa aa ütçenin görüşülüp onanması (Müzakere ve Tasdik) safhasında ise, 1961 Anayasasuıın yukarıda zikredilen maddesi orijinal bir prosedür getirmiştir. Şöyle ki : Çift Meclisli memleketlerde, ki Türkiye de bunlardan biridir, bütçenin tasdiki konusunda : O Meclisler ya eşit yetkllere sahiptirler, 0 Ya Meclislerden biri, yetkllerde bir farklıhk olmadığı halde, önceden tasdik hakkma sahiptir, O Ya da, tasdik konusunda, Meclislerden birine sarih bir üstünlük tanınmıştır. Bunlardan birincisine Isviçre'yi, ikincisine A.B.D.'ni, üçüncüsüne de îngiltere ve Fransa ile birlikte Türkiye'yi misal olarak gösterebiliriz. B FORUM DERGISINDE 100 Kuruş Yılhk Abone 22 TL. PK. 131 ANKARA Yılhk abonelere 5 liralık parasız kitap armağanı. Cumhuriyet 183 "MUÛNC02LAF;" Alırken Çalışanlarını Sormanız Görmeniz.Lâzımdır Koll. SigorUları 15/A Atatürk Bulvarı İşçi Şti. Tel : 21 28 03 Unkapanılstanbul Reklâmcılık 19/167 KALINLIK BURO ELEMANI ARANIYOR Askerlik görevini yapmış, muhasebe bilgisi olan, daktilo bilir bir eleman alınacaktır. İsteklilerin elyazılanyla doldurduklan kısa hâl tercümeleri ve fotoğrafları ile İstanbul Posta Kutusu 246 ya (Eleman rümuzu ile) müracaatlan. Cumhuriyet 176 TüRK MAKINA SAYIN HEMŞEHRILERİMİZ 7 ocak 196b cuma günü yakanıza takılacak Sarı Rozet karşılığı yapacağınız bağışlar, senede en az 50.000 İstanbullunun daha röntgenden geçmesini sağlıyacaktır. Teşekkürler. İstanbul Verem Savaş Derneği 1CATLAR ARANIYOR • aaa •••• • aaa TEŞEKKÜR Bir buçuk yasmdakl oğlumuz MUHAT'ın çok zor olan amellyatını yaparak böbreğindekl taşmı alan büyük kıymet kâmil ve efendi lnsan Ürolog Operatör Bir icadıni2 veya icadla ilgili herhangi bir fikrinız varsa ya alıcı bulur ya da peşin para ile satın alırız. Taisüâtlı bilgi almak için mektuplarınızı aşağıdaki adrese İngilizce olarak Tinız: A.K.M.1.ZAND AadhamiyashiukhHouse No. 27/5/36 BAĞDADIRAQ •••• • aaa •••• Dr. GÜRBÜZ BARLAS'a ameliyatında ve sonra. yardımlarını esirgemiyen kıymetll narkozitör Dr. Baha Ünal, Dr. Op. Halim Çeviker, Asistan İsmet Narter, Viktor Astok ile. ameUyathane ve iklnci kat hemsirelerlne Amerikan Hastanesl personellne, bademclklerini tedavi ederek yavnımuzu ameliyata hazırlıyan kıymetli Çocuk Doktoru Kemal Kızıltan'a mlrmet v» te$ekkürlerimlzl büdirlrlz. ACAR AtLESİ Cumhuriyet 187 Bugünkö sayısında: Spor anketi K Sonuç aaaa .aaa •aaa • III • aaa •aaa • aaa • aaa • aaa • aaa • ••• • aaa • ••• Fenerbahçeyi Nasıl Kurtarmalı? HaTtanın Başyazısı İKİ ÇEMBER! Doktor llll • aaı • aaı Tarık Z. Kırbakan Oeıi Sac re ZOhrevi Bastalıklan Mflteiıaasıaı tstUü&J Uaa earmaSKapı NCK W 1*1: «4 10 73 sayıda 32 karikatür, 4 hikâye, 3 roman, şiirler, hkralar.. Haftanın Hikâyesi: AMERİKAN PAZARI! Yusuf Ziya ORTAÇ Adnan VELİ Cumhuriyet 162 •••••••••«••••••••«••••••••••••••••••••«••«««••••••«»•••••I •a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle