24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAHtFE tKf SO Ocak 1966 CUMHÜRÎYET •••••••••••••••••a ILERİCİLİK ve GERİCİLİK si sofizme kadar n r d ı m v» «Değil ml kl dünya ~ni» dersek, ilerlgerl anlamlanm iaafl, hattâ Hssî bulabiliriz. Hikâye meşhurdur: Bir Bektaşi ııabası «Ben yenlçeri agasından büyüğüm» demiş, «nasıl olur?» demişler, o da «ağa büyürse ne olur?» demiş, «Tuğlu vezır olur» demişler, daha büyüyünce? «üç tuğlu vezlr olur» demişler, sonra? Sadrâzam olur demişler, Bektaşi sonra ne olur demiş, «daha ne olsun, öliir» demişler, Bektaşi, «yani hiç olur değil mi?» demiş, «ben şimdiden hiçim.» Transendental felsefe gözüyle bakarsak büyüklük, küçüklük, ilerilik geriük var ama madalyonun ters tarafı ds var. Meselâ, yükselenin düşeceği uçurum ds derin olur, fibi yine bir iaafîlik fikrine varanlar olur. Nihayet bazıları da ileri ve gerinin ölçüsU ola. mıyacağını söylerler ve bu ölçüsüzltik dolayısiyle bu anlanılan izafî bulurlar. Ama gerçeklere bakarak, fertlerin ve toplumların hayatında ilerilik, gerilik vardır ve bunların kesin ölçüleri de bulunur. Sö« gelişi hürriyetiizlik geri, hürriyet ileri bir merhaledir. Teminatlardan yoksun bir ya#ama geri, teminatlı bir yaşama ileridir. Cehalet geri, bilgi Ueridlr. Taassup geri, müMmaha ileridir. Çizmeden yukarı... Masamın üstünde bir liste duruyor. 1952 yılında ülaştırma Bakanlıgı P.T.T. Işletme Müdürlügünce ilgililere gönderilmiş. 1952 yılı Demokrat Partinin zafer yıllarıdır. Oy ço|nnlu|uyla başa geçen bir siyasi parti memlekette demokrasiyi ve ozgürlüfü temsil ettigi iddiasında. Bir yandan da Batı dUnyası ile, yani efendim yeryüzündeki Hur Devletler Camıası ile iliskilerimi* e yıllarda alabildigine artmış. NATO'ya girdiğimu yıl 1952... İşte böyle bir yılda Ülaştırma Bakanlığı : îurda sokulmaması, dağıtılmaması .. elden ele geçmemesi... kaydiyle yasak yayınlann listesini çıkarıp P.T.T. merkezlerine gönderiyor. özgürlük dediğimiz, her gün üstüne yazılar yazdıgımız, mitingler düzenleyip kürsülerden uğruna nntuklar attığımıı şeyin ne acayip bir nesne olduğunu hepimiz biliriz. Ama özgürlüğün ülkemizdeki kılıgı kıyafeti, tam bir karnaval maskarası gibidir. Bakmız Türklyede demokrasinin ilk yıllan ile beraber yasak edilenkadar her yerde Ismet P>*a tortış lere : ması, hattâ kavgası vardır. Hele parti mahfillerinde. siyaset alanla Dünya Barışseverler Komitesi tarafından yayınlanan bütün rında Ismet Paşa, günün tükenmeı mektnplar .. konusudur. Ona el vermemeye ye fş Kanunu .. min eden ucuz demagoglardan, onu «Kuduran Fasist Seni Her Yerde Boğanm» adlı kitap... ba; tacı eden havârilere kadar her «Gaıetelerin Tazmadıfı, Partilerin Konusmadığı Hakikatler» kesin günlük söz maltemesi Ismet adlı kitap... Paşadır. Onu sevenler kadar, atv Columbia markalı 17633 ve 17632 tayılı pliklar... meyenler de var. Ama ona karfi Andre Malranx'nun L'Espoir adlı eseri... iarafsız veya Ugiıis olan, galiba Sait Faik'in «Medan Maişet Motoru» adlı kitabı... jok gibidir... «Hepimiz Harbe Karşı Barış Savaşında Birleşelim» adında, Ama İkinci Adam, lnaanüstü bir Dflnya Demokratik Gençlik Teşkilâtı tarafindan yayınlanan broyaratık mıdır? Elbette kl hayır! şür... Elbette ki o da eleştiricinin, araştı Dünya Bansseverleri tarafından bastırılmıs ve üstünde Gürıcının, yazann veya tarihçinin tevercin resmi bulunan afisle eüvercin resmi bulunan kartpostal... razisinde, netice hesaplarına göre Liste daba uzayıp gidiyor; ve kepazeliğin üst perdesinden nzadeğerlendiriiecektir. Kaldı ki o za yıp ridiyor. O sıra TUrkiyede insanlar «Demokrasiye kavnştuk, ten, meselâ: dıgttrlüge kavustuk» sanıyarlar. Oysa yazarlar çizerler lindanlar Ben Atatürk değilim, Atatürkda.. ve üıtünde güverein resmi bulnnan kartpostallann Tfirkiyeye ten beklediklerinfıi, benden bekfirmeıi yasak. Tam bir karanlık içindeyiı. Iste o karanlıkta Kore'leyemezsiniz, diyebilmi|tir. ye aaker gSnderiyoruz. Şimdl nzaklarda 38'inei a n dairesinin Kore' den geçtlfi kesimlerde bir sehltler mezarlıjh vardır. Ve Türkiyede de gaziler .. Aldıkları madalvaları geçen yıl Amerikaya geri verdiler bu gaziler... Ama şehitlerin canlan madalyalar gibi kolayca geri verllemiyor. Güverein resmini yasak edip ta Asyanın ozaklarına Türk asGaliba, B. Shaw'a ait olan bir kerini, hem de Meclis kararı olmaksızın, yollıyan iktidar bir ihtisöz vardır: İSlle yıkılmıstır. Ama o tktidarın zihniyeti yıkılmadı henüc... De Birinet Adam jtinejl, Ganlle'ün KültOr Bakanı Andre MalrauVnun kitabını yasak eden tklnel Adam jölgeyl sever! kafa, bagiln Türklyeyl yönetmektedir. Elinden eelse bntün kitapBu söz belki dogrudur. Ama »alan yasakhyaeak, rlinden gelse insanlığa aydınlık veren bütün dünırun ki, Birincl Adara'lann arsüneeleri kısıtlıyaeak... dında gölgt olan tkinci Adam'lar Teni Emniyet Genel Mudürfi olmuş Bay Hayrettln Nakipoflu'için söylenmişlir. Fakat tsmet Paşa bir tkinci Adam'dır ki, Birincl A na getirmek istiyoruı sözü . Emniyet Genel Müdürfl bir gazeteye Ceza Kannnnndakl 141 ve 142'nci maddelerin yetersi* oldufunn sBydgm'a yani Tek Adam'a pek çok »yerek : leyler borçlu olmakla beraber, bir Gölge Adam değildir. Bunun en Bu yüzden Saveılık müessesesl asın cereyanlara kar»ı geniş eanlı belgesi, Tek Adam'm fan! ha mikvast» tolerans göstermek zorunda kalıyor... demiş. yattan çekilisjnden sonra da, tkinBay Nakipoğlu'ya göre »ol efilimll yazarlann makalelerinde ci Adam'm sahneden lilinmeyişikomüniım propagandası göriince Savcılar kovustnrmaya geçiyordir. Hem öyle bir sahnede kalış ki, larmıs, ama bütfln soleu tanınan vazarlar Savcılar» hücnma geçinpassif bir gölge gibi değil. Tersine ee, Savcılar tesir altında kalıp ödevlerini yapamıvorlarmış. Emniolarak otoritesi, memleketin kadeyet aşın eerevanlara karsı çok nyanıkmış, ama Anayasada tiçtihat rine ve olayların nelijmesine bizvetersizligi» varmıs ve Ceza Kanunu da yetersizmis .. zat müdahale ederek bugüne kadar Bovundan büvüb islerde konuşmaya kalkan Bay Nakipoglu devam edip eitmistir. kendisinin bir memur oldutunu ve ödevinin Anayasayı ve kanunVe bu noktada hemen ııınu da ları tenkid de*il, Anayasaya ve kanunlara nygun çalışmak oldogubelirteyim ki, tsmet Psşanın, ilk nn unutmus olsa gerektir. Bov Nakipoglu, Saveılan ctesir altınria defa ve gizü bir askert thtilâl Cekahp örlev vapmamak» la itham edecegi yerde Emniyetin gBrevlemiyetinin üyesi olarak siyari ha.yariyle ilgiienip çizmedrn vukarı çıkmasa herhalde oturdufn mıkata atıiısınm üstünden, bugün tam ma cSre lâf kesmis olurdn. 60 yı! geçmistir... Emniyet memurlan bin dert irlndedtr. Geçim derdinden tntnn da kadrosuzlok derdine kadar .. Çolnk çocuk perişandır polisleriYARIN miz Ve öteyandan yurdun her yanında havdntluk kol gezmtktedlr. Doğu'daki Silvan'dan tstanbula kadar da|larımıs ve kentleıiBir Osmanlı Çocuğu: miz kanunsuzların korkusu altında vasamaktadır. Mustafa tSMET Hırsız ve haydutlarla uğrasacagına, yazarlar ve flkirlerle ufra#mağa kaikısan ve Anayasayı yetersiz bulan bu Genel Müdürün ball bir »askınlık gösterisidir. Neredeyse sokağa çıkamıyacak vatandas .. tçişleri Bakanının Emniyet Müdflrü, keıjdi işinl bırakıp Adalet Bakanlıtının MrVcılarma karısrnaîa ve Anayasjyı tenkide başlarsa \atandasın emniyetaizlik içinde ja$âmas»na şaşılmaı... t Ord. Prof. Dr. Sadi IRMAK sahipUr. Şu halde herkesi mülksüzleştirmeye ve bütün mülkleri tek basına devlete devretmeye n|raşan bir sosyal görüş mhuru bakımından yeni olmakla beraber aslında çok eski devirlere bir dönüştür. Bunun karşısında «herkese mülk» parolası gerçekleşmesi ne kadar füç olursa olsun bir üericilik hareketidir. Bugün Almanyada küçük aksiyonlar yoluyla/ 2,5 milyon aile mülk sahibi durumundadır. Bir çok fabrikalann işçiyi ortak etme ve işletmeye iştirak ettirme çabalan da bu gruptandır. Niçin İkinci Adam? izim tarihimiz, halk çocuklarının tarihidır. Halk denilen hazinenin tıikenmez verimllliği, Türk tarihinin akışında bu akışa damgasmı vuran bütün önder Şahsiyetlerin kaynağı olmuş. tur. Telc Adam bir Halk Çocuğuydu, İkinci Adam da, şu Halk dediğimiz denizden gelir. Tek Adam gibl İkinci Adamda da biz gene halktan gelen blrinin hayat hikayesini verecegiz. Yakın tarihimizin en önemli devTinin dâvalannı, gelişmelerıni belirtmeye çalışaca, ğız. Ikinoi Adam, asnmızın ilk yıllarından başlayarak, bütUn bu gelişmelerin içinda yer »lmıştır. önce bir subay, ama Türkiye'nln bu devredeki bütün hareketlerln. de kılıçlannı milletin kader terazisine koyan, bu kadere lstikamet çizen aktif subaylardan biri olarak Ordu ve Politika hayatına karışır. Bu »ubaylar kadrosu içinde, hem meslek, hem kültlir alanında kendl kendlnl yetlştiren, Ua tünleştiren, hayatmın her merhalesinde kendini kabul ettiren, dalma rütbesinden Ustun görevlere atanan, aranan, hatırlanan seçkin bir Kurmay olarak yer alır. Devrinln önde gelen sahsiyetleri ile tanışır. Devrinin askerl ve liyast olaylarına karışır. B Başka bir mücadele amammınn bir baıka sosyal mücadelesine geçelim: Bir görüş sınıf realitesinden hareketle sosyal adaleti sınıflar arasında aavaş yoluyla gercekleştirmeye ve işçi sımflanna yeni mücadele vasıtaları vermeye uğraşıyor. Bunun karşısında öteki tez, sınıflardan kurtulmuş ve iş bölümüne göre meslek zümrelerinden mürekkep sımfsız cemiyet ülküsünü izlemektedir. Bunlann hangisi ilericiliktir? Beşeri tarih sınıflaşmaya doğru mu, sınıfsızlaşmaya doğru mu akıyor? Orta çağa bakarsak bariz çltgili sınıflar görürüz: Ruhban, zadegân ve avam sınıflan. Bunlar sıkı dlsipline tâbi, birinden diğerine geçilemiyen gerçek sınıflardı. O giinden bugüne böyle bir sınıf anlayışı kalmış mıdır? Bugün hiç bir zümre kapalı bir teşekkül değildir. Aslında zaten hiç bir zaman «ruhban sınıfı» olmamalıdır. Bugün de olamas. İşçilik bugün bir ıınıf değil, bir çalışma zümresidir, ve hiç bir yerde zfidegân diye bir sınıf kalmamıştır. Şa halde beşeri tekâmül smıflaşmaya ve sınıf mücadelesine doğrn değil, aksine, sınıfsızlaşmaya doğru yürümektedir. Alman Başbakanı Erhard'ın son seçimlerde parolası «formıerte gesellschaftt yani «sınıfsızlaştırılmış topluluk» idi. Inçiltere ve Amerikada da buna benzer akımlar vardır. Koca Atatürk bunlann hepsinden evvel «Sınıfsız, imtiyazsız bir mületiz» demişti. Şu halde asü üericilik sınıf kavgasına teşvik değil, sımfsızlaştırmadır. Yeni iş zümreleri arasında sosyal adalet dengesini salğamak, herkese yfikselme ve emeğinin karşüığım aüna şansını vermedir. Bnnun müeyyidesi sosyal devlettir. Şüpbe yok ki sosyal devlet bu ideali sınıf mücadelesinden daha iyi başarabUir. Z Ama ne var kl, işte bu ufak tefek Adam, tam 45 yıldanberi, yakın tarihlmizin sahnesindedir. Gerçi hlçbir zaman o, herkesin kayıtsız, şartsız kabul ettigi, dokunulmaz bir insan haline gelmedl. Çünkü, bazı insanlar vardır kl, onlara karşı tarafsıı kalınamaz. Onların ya lehinde, ya aleyhindeslnlz. İkinci Adam, bu lnsanlardan biridir. Bugün de onun et rafmda esen hava budur. Ama hernedense bu hava, bu clns insanları Urkütmez. Onlar, kendi mlhverleri etrafında, sanki kendl başlarına imiş gibi yaşarler .. Niçin 2. adam • ••• Nerede aranmalı? İİİİ lericiliğin olumlu ölçüleri nerede aranmalıdır? İnsanlık tarihi ana çizgileri bakımından geri bir hayat tarzmdan, ileri bir hayat anlayışına doğru tedricî bir yükseliştir. Böylece, bu çizginin gerisinde kalan şeyler gericilik, ilerisinde kalanlar ilericiliktir. Şu var ki bu gelişme bir sona varnuş degildir ve bir yerde duraklıyacak da değildir. Söz • !• •*<•I ••I gelişi hürriyet mücadelesinin tarihine bakarsak ••> önce işin kolay tarafından fethedildiği görfllür. «••< • ••ı laı Hürriyetin nisbeten basit olan bu ilk merhalesi I>•< • ••ı • ••ı fikirlerin korkusuzca ve serbestçe ifade edilebilmesinden ibarettir. Bu da şüphesiz büyük bir beşeri ii: ilerlemedir, ama asü fikir hürriyeti bu değildir, asıl hürriyet, fikirlerin dofru dogması, yani doğra düşünebilme kabiliyetidir. Bu, sadece dilin değil, beyin içinin hürriyetidir. Onun için bu ikinci hürriyete insanlık henfiz varamamıştır. Bunun için bütün peşin hükümlerden sıyrüabilmek gibi tasavvuru güç bir hamleye ihtiyaç vardır. İnsanlık önce Rönesansta böyle bir hürriyete doğru adım almışsrımızın bir ilericilik savaşı da sosyal retır. Bu adım bir Humanizma hareketi idi, sonra formlar alanında olmaktadır. Hemen söyll'ikinci bir adım atarak Reformasyon harekctine yebiliriz ki sosyal reformlar sol denen akımiaraın girişti. Bu, dinî taassuptan ve dogmatizmden bir tekelinde değildir. Dünyanın en çapb sosyal reforsıyrüma hareketi idi. Bu adım bugün bile basanlmunu ortaya atmış olan, yani Beveriç plânını ormış değildir. Reformasyon hareketinin karşısında taya koymuş olan teşekkül, bir sağ tngiliz partisi Teoloji de yeni istihaleler geçirmek suretiyle rekaolan liberallerdir. Atatürk refonnlan da bir sol zebete başlamıştır. mine dayamlarak değil, ilerici bir milliyetçilik eKafa içinin hürriyeti alanında bunlardan daha :::: sasında gerçekleştirihniştir. Ne şekilde olursa olkesin bir başan 18 inci asırdan itibaren müspet sun sosyal adaletsizlikleri gidererek gerçek reformllitnlerde doğmuştur. Müspet ilimler kadar kafa İİİİ httrriyetine faydalı bir vasıta düşünülemez. Bu üç lara taraftar olmak, elbette bir statüko fikrinden çok daha ilerici bir görüstür. hamle ile çok büyük mesafeler alınmif obnakla beBu konuda sol ve sağ terimleri itiraf etmeli kl raber, insan kafasının tam hürriyete eriştiği bugün de idcUa edilemez. Şu var ki bu tnesafeleri al vuzuhlu bir temcle dayanmadan sürüp gitmektedir. Sol kelimesi tngiliz parlâmentarizminde doğmış olan insanlığı gerisin geriye götttrtnek artık muş çok eski bir kelimedir. Aslında toprak reformümkün değildir. Büyük Namık Kemalle beraber muna taraftar olanların toplu bir halde Meclisin bu konuda hürriyet aleyhtarlarına «Çalış idrâki sol tarafında oturmayı itiyat etmelerinden doğkaldır muktedirsen âdemiyetten» diyebiliriz. Ne omuştur. Bu anlam J9 uncu, •""İB" itibaren njahihırsa olsun hürriyet, beşeriyetin en mücadeleler yetini değiştirmiş ve şu. iki ejasaı parolası obnMv«rdiği bir fleri merhaledir. Onun için hürriyettur: O özel mülkiyeti sınırlandırma veya "kaldırslzlik akımlanmn hepsi fericiliktir. ma, O tstlhsal vasıtalaruu kamulaştırma. Bu iki şartı benfansemiyen teşekküllere gerçek mânada BOI denemes. Nitekim Roosewelt'in kendisinl «orta •••• t ••• ürriyet konumında bu kadar kolay buiabD nın solunda» görmesl bir sohbet fantezisinden iba• ••• !••• •••• diğimiz ölçüyü ban alanlarda hulmak daha rettir. Olsa olsa heveslenme sayılabilir. Bu iki e : ••• müşküldür. Meselâ sosyal ve ekonomik alanda büsası programında sarahatle tesbit etmiyen hiç bir yük kitlelerin sefaletten korunması uğrunda mtitesekküle sol partisi denemez. cadele şüphesiz ki bir ilericiliktir. Fakat bugün bu •••• mücadelenin hedefi birbirine zıt Iki yönde belir• •a* mektedir ve bunlann ikisi de sosyal adalet namına imdl asıl meseleye gelelim, insanlığa hlımet hareket etmektedir. Bu akımlardan birisi sosyal adaleti «herkesi mülksuzleştirmek» suretiyle ger ^p ve sosyal adaleti gerçekleştirme çabalan tarih boyunea kimin eseri olmuştur? Dünyada Ok çekleştirmeye uğrasıyor, ikinci akım ise, sosyal sosyal sigortalan imparatorluk Almanyasının meradaleti, «herkese mülk» parolası ile gerçekleştirmekez katolik partisi yaratmıştır. Bunun karşısında ye uğraşıyor. İşin tarihî seyrine bakarsak, herkesi ne Ataıan, ne Fransız sosyalistleri gerçek bir sosmülksüzleştirmeye bir nevi irtiea olarak bakabiyal harekete öncülük dememişlerdir. tngilterede liriz. Çünkü beşer tarihi berkesin mülksüz olmaMuhafazakâr partinin bazı program maddeleri tşçi siyle başlamıştır. Müütler tedricen elde edilmiştir. partisine fazla sosyal gemıektedir. Nitekim, tşçi Yerleşrae ve uygarlık böyle başlamıştır. Nitekim, partisi iktidara geçelidenberi Muhafazakârlardan eski hukukta fiilî olarak toprak mülkiyeti yokileri bir sosyal harekete girişememiştir. tur. Toprak, «araziyi mirıye» yani beylik toprakŞurası muhakkak ki dünya, Imtiyazlann kalktır. Fertler ona sahip olamazlar. ancak zilyed olamasına ve eşit şartlar ve şanslar sağlanmasına bilirier, yani bir nevi faydalanma hakkına o da doğru yürümektedir. Asıl ilericilik budur. Hangi azamanla mukayyet sahip olabilirler. Eski hukukkım bunu daha kestirme yoldan sağlamayı başala yeni hukukun farklarından birisi işte buradarırsa ilericili^e o önderlik etmiş olur. dır. Yeni hukukta vatandaş toprağa zilyed değil, t Bir ilericilik savaşı da A lmdi şu soruyu koyuyorum: Niçin İkinci Adam? Bu sorunun cevabı, sanıyorum ki basittir: Yakın Urihimizde Mustafa Kemal'den sonra, ea etldll adam oldugu için .. Acaba tsmet Inönü, îkinci Adam sözlerini, kendisi için nasıl karfi> lar diye düsünebilirsiniz. Bunu ben de merak ettim. Bazı sorutarım için, çok nizik kabullerinden f»ydalanarak ona. Pasara, kitabunın «tklnd Adam> Umlnl ytdırfadınıı mı? diye sordum. Onu tanıyan herkc»in, her zaman lahit olduklan o çocukau, laf gülüfüyle atıldı: Hayır, hayır ne münaıcbet, diye, ho| fakat kesin bas ijaretleri ile bu cevabıru tamamladı. Onunla beraber ben de güldüm ve bu kitaba ieçtiğim ismi bir daha beğendim. aten daha 22 yaşında bir kurGerçekten de yakın tarihimizde may olarak katıldığı Ordu haMustafa Kemal'den sonra en etkili yatının daha tlk kademeslnde, insan, tsmet Paşadır. Bu etkıler, gizll bir ihtilâl cemiyetinin üyeslçeşitli yönlerde, çeşitli açılardan dir. Kaderini; askerl istikbali kadeğerlendirilebilir. Herkes; kişisel dar, s.yasi talihine de baglamıştır. Gerçı genç Türklerin 1908 de görüşü, Politik ölçüleri, sosyal an açılan zafer günlerinde, Tek A layısı, yakınlık ve uzaklık kıstasdam gibi o da, meselâ bir «Hür ları, hattâ sadece hissi eğilünleri ile onun hakkında dilediği hükümriyet Kahramanı Enver bey» degildir. Ama Tek Adam gibi o da lere varabilir. Nitekim bugün Türkiyede, düşünme ve konuşma yabütün olayların içindedir. îhtilal sında olan herkes, hergün ve sanıcemiyetinde, 1900 Selânlk kongreyorum ki günde birkaç defa tnönü sinde, 31 Mart irticaını bastıran adını anar. Ondan konusur. Lehlnve Padişahı deviren Hareket Orde ve aleyhinde, her yerde ve açık dusu saflarında; aranan, (ikri soçı tartısıhr. Köy kahvelerinden ürulan, kendısine görevler emanet edilen, inanılır ve çalışkan bir in nıversite dershanelerine, konferana salonlarm», Meclisler kürsülerine sandır... S ihtilâl cemiyetinin üyesi 22 yaşında bir kurmay Z Her ikisi de... H Sonuç Zaten, Tek Adam'la ikinci A dam'ın mizaç ve karakterleri bu noktada aynür. Tek Aflam, ihtiras ve muhayyelesine sinır tanımayan atılgan, hattft kavgacı, mücadeleci, herşeyinl teraaiye bütünü ile koyan, doğustan bir kuman da adarrudır, İkinci Adam ise, nadiren kendınl bütunü üe ortaya atar. Orduda ve büroda, çalışkan bir düzenleyici olarak yolunu açar. Hem o devirde, hem bütün hayatı boyunea, nelerin, nereden ve ne kadar riske edileceğini daima bir kurmay titizliği ile hesap lamıştır. Kavga ve mücadeleyi, ancak kesin neticelerin alınacağını anladıgı dönum noktalannda kabul eder. Ama bu noktalan da, atlamamaya çalışır. Hulâsa İkinci Adam'm hayatı, bir bakışta sesiz gibi görünen bir akış içinde geçer. Kendi rengi, ruh yapısı, kendı mizaç özellikleri içinde gelişir. Ama bu hayat, daima dolgun, daima hareketlldir. TEK ADAM 2 ŞÜBATTA MUSTAFA KEMAL Yazan: ŞEVKET SUREYYA AYOEMİR TEK ADAM, Türk Milletinin bağrından çıkan fakat Türk aydmmının halâ bütünüyle anlatamadığı bir insanın, MUSTAFA KEMAL'ia bakkmda yazılmış en büyük, en manâlı ve çok cepheli bu eser Millî Edebiyatımızda kütüphanemizde mutlak bir boşluğu dolduracaktır Çeşith görevler aha ilk Ordu günlerinden başlayarak, askerl ve siyast mahiyette çeşitli görevler alır. önemli kısla vaaifeleri, önemli büro vazıfeleri, muharebeler, nihayet devlet kurulurken Genel Kurmay Başkanlığı ve ilk kabinede bakanlıktan başlayarak, cephe kumandanlıklanna kadar varan, çetin, mihnetli günler yaşanır. Ama, bu minnetlerin sonu, Birinci Dünya Harbiniı galipleri ve dünyanın sahibi geçinen devletlerin temsücılen karşısuıda Lozanda, topyekun bir hesaplaşma masasına oturmaktır. Bu masada o, yeni bir devletin doğuşunu ve hayat hakkım «avunurken çektiği çilelerin hikâyesi korkunçtur. Bir tantftan dünyanın hâkimlerine, diğer taraf tan Ankara'daki arkadaşlanna ve hattâ Millet Meclisine, hattft Garı'ye karşı direnir, durur. öyle anlar olur ki, her şey kopmak, kaybolmak üzeredir. Hattâ kaybolmuş bile sanüır. Hülisa, düğümlerin en çözülmez kertelere geldlği ânlar yaşar. O dakikalarda bir defa arkadaşlan arasından birden sıynlıp, Lozan'daki otelin terasına yürür etrafındakiler, aşağıdaki uçuruma kendisinl atacağını sanarak irkilirler. Ismet Paşa şimdi o am ve arkadaşlarmm duydugu dehşeti, tebessümle hatırlar. •••••••••••••• •••••••••••l • • • • • • ! • • • • «•«•••••••••••••••••••• •••*••••••*•••••••••••• •••••*•••••>•*•••••••••••«••••••••••••••••••'"* •••••«•r•••••••••••••••••••••«••••••••••Ps««a'•• YENİ HOTEL BOĞAZIÇİ ,^s \ Sayın tüccar, sanayici, is adamlan isleriniz ve vazifeleriniz icabı İstanbul'a geldiğiniz zaman yorucu bir iş programı ile dolu gününüzün bitiminde ihtiyacmız olan sükun, rahatlık ve konforu evlerinizde alıştığrnız huzuru ancak İstanbul'un incısi Boğaziçinde ve şehrın gürültülü atmosferinden uzak bulunan lüks turistik otelimizde bulabilirsiniz. Lüks otPİimiz fevkalâde servis alaturka ve alafranga mutfak, hepsinda haricî telefon; hususî banyo; kalorifer; devamlı sıcak su vs müzik bulunan deniz manzarah odalarımızla 1965/ 1966 kış sezonu için sizlere indirimli tarifesini uygulamaya başlamıştır. 2 KİŞİ FULL PENSİON 110 T.L. 1 KİŞİ FULL PENSİON 65. T.L. Bu fiyatlara kahvalü ve öğle, akşam yemekleriyle, banyo, ısıtma, servis dahildir. NOT: Şehrin merkezine her an için vasıta mevcuttur. ADKES: Yeni Hotel Boğaziçi Köybaşı Cad. 14 YENDCOY İSTANBUL. TELGRAF: HOTELBOĞAZ YENKOY TELEFON: 62 40 01 !Zİ (Rezervasyon) Her gün Cumhuriyet 988 EMİNE ATAER ile MUSTAFA ATAER 29 Ocak 1966 Kuçük Bebek Ş < ^ D IKIYOR Cumhuriyet 1009 Cumhuriyet 1011 Aeı Bir Kayıp Merhum Eczaeı Bekir Sıtkı Yerguz ve merhume Naciye Yerguz'un oğulları, Halids Yerguz'un kıymetli e;i, Cansuğ Canderair ve Mehmet Yerguı'un çok KVgill babaları, Nigâr Çağlayan, Jeolog Selim Yergur, Ecz. Iskender Yerguz'un ağabeyleri, Emin Çağîayan, Fevzıye ve Muallâ Yerguz'un kayın biraderleri, merhum Eyüp Kovacı, merhum Arif Kovacı, Avukat Kemal Kovacı ve Ferit Kovacının yeğenleri, Dr, Semıet Candemir'm kayınpederi, Engvn Candemir'in bırıcık dedesi, Yekta, Şahika ve Tezcan Çağlayan'ın dayıları, Ismaıl, Aytek, Fuat, Bekir Sıtkı, Gokçe ve Kutluhan Yerguz'un amcaları, Fethiyenln eski Belediye Reislerinden sayılan ve sevllen İnsan tüccar I.cilt Il.cilt IILcilt 15TL. 15 TL. 15 TL. Birincl ve İkinci cildlerin 2 inci baskıları çıktı WÂNTED TRANSLETRESS 7 TYPIST FOR AN AMERICAN COMPANY A transletress/Typist who U abla to make commercial. industrial and juridicial translationa from EnglUh into Turkish and from vice versa is reguired. Applicants should apply in writing both in English and in Turkish, including their curriculum vitae, one photograph and their address (Tel. No. if any) to P.K. 80«, Karaköy. Reklftmcılık 438/985 •REMZÎ KÎTABEVİ İlâncıhk: 1240/997 Büyük servet hayoliniz, küçücük bir DE6ERLİ OKBYUCCLAH Halep eşrafından merhum Hacı Salih ve Hacı Fatma Tatarî'nin oğulları, merhum Osman, Mehmet, Abdülvehap, Tatart'nin kardeşleri, Hacı Mmet, Hacı Hüseyin, Hacı Ömer, Hacı Abdülkadir; Hacı Ayşe Mansur; Hacı Esma Tatarî'lerin kardeşleri Ayfer Dedehayır; Salih Tatarî'nin babalan; Rjza Dedehayırın kaympederi, Mustafa Terzioğlu, Ahmet Dedehayınn dedeleri OLVIH 24 Ocak pazartesi gunü kalb krizi neticesi Hakkın rahmetıne kavuşmuştur. Allah rahmet eyle«fn. Cumhuriyet 1008 NEVZAT BEKtR YERGUZ HAGI HASAN TATARİ 28 ocak 1966 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30 ocak 1966 günü, öğle namazmdan sonra ŞişH Camiinden alınıp Zincirlikuyu Mezarlığma defnedilecektir. Mevlâ rahmrt eylesin. NOT: Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Cumhuriyet 1010 Lozan'dan sonraki yolu ozan'dan sonraki yolu, artık başka bir yol'dur. Ismet Paşa Ikinct Adam olarak yakın tarıhimizde, Lozan için seçllmekle sıvrilir. Ondan sonra; Vekil, Baş. vekü ve nihayet Cumhurreisi ola» rak siyaset ve icra alanında, henj kendl devrine, hem gelecek nesillere karşı agır sorumluluklar yüklenmiştir Bunlann lehte ve aleyhteki tartişmalan bu kitapta yer alacaktır Daba sonra mııhalefet yılları Baslar Topyekun red'de, topyekun ınkâra, vatandaşlıktan, vatan topraklarından kovulma ısteklerine, sokaklarda taşlanmala ra kadar varan mıhnet vılları i çinde biz. ufak tefek bir vaslı ınsanın, Dev direnışıni uleru. Ve sonıa nice olaylar... MİLLI PIYAHGO bileliyle gerçekleşebilh İlk Fırsat 7 Şubatta Toplam ikramiye 10.536.000 lira (Buın 8235/1001) TEŞEKKUR Kıymetll mll» bOyflgümö» vefatı münasebetiyle acılarımızı paylaşmak üzere cenazesine iştirak eden, evimize gelerek veya telefonla başsağlığı dileyen bütun akraba, dostlarımıza meslekdas'arına ve cenaze merasimine sskeri kıt'a tahsisi suretiyle gösterdiği ilgiden dolavı Savın Koramlral CELAL EYÎCEOĞLU'na ayrı ayrı teşekküre içinde bulundufumuz teessür sebebiyle imkân bulamadığımızdn teşekkurlenmı zin iletilmesine gazetenizinin tavassutunu rica eedrîz. EÇt VE ÇOCfKLARI I PTT Fabrika Müdiirlüğünden 1 15/2/1966 tarihinde saat 19.00 de kapalj zirf ile 750 kilo Sellilozik çekiç izli boya üe 400 kilo aan ve gri sentetik boya, 200 kilo aliminyum yaldız boya, 830 kilo sülyen (kursun toz) ile 35 kilo terepentin satın alınacaktır. 2 Bu işe ait geçiei teminat 2.088,75 liradır. 3 İdarî şartname PTT Fabrika Müdürlüğü Malzem<; Âmirliğinden ücretsiz olarak temin edilebilir. 4 İstekliler teklifleri ile birlikte her cins boya ve diğer malzemelerden birer kiloluk olmak üzere ikişer adet nümuneler müriürlenmis olarak verilecektir. 5 İstekliler teklif erini en geç ihalenin yapılacağı gün ihale saatinden bir saat öncesine kadar Komisyona tevdi etmiş olacaklardır. 6 Fabrikamız ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir. (Basm 8277/1007) M. ŞEMSEDDtN SUNOL'un OSMANLI BANKASI A. S. ÇEMBERLİTAŞ ŞUBESİ 1 SUBAT 1966 TABİHİNDEN İTİBAREN TELEFON SANTRAL NUMABAI,ARIN!N 270551 ve 270552 olarak değis4ııılecegini bildirir. YILDIZ: ^»9/1012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle