27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAITİ: E AT.TI 25 Evlul 1965 CUMHURİYET 9 CANLI ADAM 56 Neyse, sağlık olsun. Ne yapalım? Sen de öteki bakkallar gıbi. rakıyla votka'dan başkasını buiun durmasan alıp ıçemezdi ., Ne yaparsınız beyefendi Zâtıâlileri gibi, kıbar müşterılerım ıstijorlar! Yoksa bizde âdet değıldır, mâlum. Bakkallar viski bulundurmaz! Haydi hayırhsı.. Güle giüe beyefendi . Zr.t, zut, zıııt. . uzaklaştı Karı şimdı de viskiye alışmıştı. Artık bundan böyle bır de vıski rnasrafı oder.ıek zorur.daydı. Değer mıydi? Değer miydı ufacık gözieri burun kdklerine akmış, tapon karıya bütün bunlar? İçıni dertli dertli çekti. Cebınde de birkaç liradan başka parası voktu. Oysa neler ummuşru! Beş bin küsurla hiç olmazsa iki ay, bir ay olsun. rahat bir soluk alacak, arada İdris'lerle falan tstanbul ıçmde « Teftiş» lere çıksalar bile. gene de kafasını dinliyecektı. İdris'ın yazıhanesine geldiği sıra yazıhanede Idris'ten başka kimse yoktu. Masa üzerinde, yerlerde ÎŞ VE tŞÇİ HA3ERLERİ gazeteleriyle şuraya buraya sokulu ESNAFIN SESİ. Yolunu hacı yolu gözler gibi bek liyen şeytan îdris, oturmakta olduğu raasadan fırladı: Buyur. Ne o? Nedir o yaralar, beraler? Sıkıntıyla geçip bir kıyıya oturdu: Sorma! Idris merakla bekhyordu. Kudret Yanardağ içini dertli dertli çektikten sonra: Hanı, dedi. felâketin bundan daha beteri olamazdı İdris! Her şeyi, hiç bir ?ey saklamadan bir bir anlattı. Idris, bütün paraların kadına ge; tiğini öğrenınenin verdiği dehşetli sıkıntıyla mosmor kesildi bir an. Yazthane kirası. ev kirası, arkadaş larınm ev kiraları, bakkal, ka?ap, manav borç'ıarı .. Sanki hacı yolu göziiyen Kudret Yanardağ'raış gibi. sordu: Ne yapacağız? Idris bir az da öfkeyle: Ne bileyim ne yapacağımızı? Bır çuval inciri berbat etmişsin. Dün ben sana paranın bir kısmını burada bırak, bır aksilık olabilir demiştim. Dinlemedin. Al bakalım, şimdi çay bile içemeyiz. Çaycı da seni bekliyordu hacı volu gözler gibi! lyi ama kardeşim .. İyi ama'sı maması var mı? lnsan gittiği yerden hafif tertip postalamaz mıydı? Postahyacalctım, oîmadı. Öyle • fena çapraza girdiydim ki.. Lâf, bütün bunlar lâf .. Kudret Yanardağ oturduğu iskem leden kalktı. sarı ayakkabf.ariyle odanm içinde zııt zut zınt, dolaşmava başladı. Ulan şu rezalet de har.i aranmayla bulunmaz cmsınden bır rezaletti ki. ne yenir, ne de yu'uluıdu. Cıgaran var mı' Sen de varsa bana ver' lcıni derın devin çekti. Idrıs'ın masası bnünde durdu: Bir zamanlar ne iyiydi değil mi? Keşke İstanbula gelmeseydik. Kissba masaba amma. terbıye'.i kojlüler yağ getırır, bal getirır. peynır getirir; Erbâbı mesâlih hatınmızı dırhem dirheın sayardı! İdns'in hpyal kurmaya. geçmişle uğrasmaya vakti yoktu: Bırak şimdi bunları.. ne yapa Şaşmışçasına sordu: Neyi ne yapacağız? Para iâ/ım para' Pekı ben yokken ne yaptınız" Neyı? Is kazası, >ahut teftiş falan olmadı mı? Sensız olabüır mı? Var mı yeni bir seyler? Deve gelsin bakalım. Bır şevlerden bahsedıyordu. Levent'te bir apartman mı çokmüş neymiş. Sonra oıeküer de bilmem nerelerde bâzı yolsuzluklar işıttik diyorlardı. Şımdi gelirlerse hiç vakit geçirme den ise çıkın da kurtulalım parasızlıktan! Sonra ekledi: Alnın, suratm çizikler. şişler içinde. Böyle de teftiş'e gidilme2 ki birader! Çeyrek saat sonra önce kocaman elli. kocaman ayaklı €Deve» geldi. Kudret Yanardağ'ı görünce: Vay, müfettiş bey.. dedi. Elinin jüzünün çizik, morartılarını gorünce de şaştı: Karı gene timar mı etti? Nedir o suratmın hâli be? Kudret Yanardağ: Bırak. dedi. Dünden beri anarr.dan emdığim burnumdan gelivor! Niye? Dolaşmasına kojulurken: İdris anlatsın.. Kocaman elli. ayaklı Deve, masa sı başındaki İdris'e sokuldu, fısıl fısıl konuşmaya başladılar: Karıdan mariz mi yemi? gene? Bırak yahu, görmüyor musun suratıru? • Mangır? Kaptırmıg! Kime? Kenef kaııya., Demee. .? Serefsizim ki . Peki ne yapacağız? Ne hileyim ben? Deve, Idris'in masasından hırsla kaiktı: Ulan iki elinle bir «eyi doğrultamazsm be. Gördüm ama. senin kadar beceriksizini görmedım! Kudret Yanardağ acı acı baktı. Deve yanına yaklaştı, elinin tprs:yle goğsune hafıfçe vuıdu: Pekı nasil odeyeceğiz =imdı ev kıralarınıızı? Bakkal, kasap, manav horçlarımızı? Idrıs buranın kirssını nasıl verecek11 Çaycmın borcu? Kudret Yanardağ kızdı: Yahu bütıın kadcrınizı bana niye bağlıyorsunuz? Ben yoklcen hıç mi iş yapmadmız? Yapmadınızsa niye? Deve: Şu ineğin sorduiuna hak' U'.an şefim.z sensm. Sen olmadan biz bu palavraları nasıl çevirebili rız? Sonra, neydi o karı dalgası uian? Karıya bekârım, evlenehm falan demişsin .. Elinde olmıyarak güîüverdi: Yahu yoluma çıkmış. ilik gibi hı r kan. Ne yapalım? Dedim ki. I?tonbula, ldn.'e yollarım. İdris bir yerlerde saklar. Ddnup geldık ten sonra.. Allah ne \erdiyse deği! mı' O kadar! Aksi gibi de karın burdaydı. F?kat oğlun yiyecek gıbi bakıyordu . Tunç mu? Ne oldu karı şimdı? Bir çuval inciri berbat et'i, sorma! Yeni baştan her şeyi anlaürken, kısa boylu, yeşil gözlüyle ötekiier de geldiler. • Teftiş heyeti kadrosu> tamam olmuştu. Kudret Dağdeviren'in anlattıklarmı tatlı tatlı dinledikten sonra: Mangırdan ne haber mangırdan? Küçük çişi tutmu^tu. çıkarken: Deve anlatsm, dedi. Kudrfet Yanardağ'ın yolunu hacı yolu gibi göziemekten hâl olmuş • Efkâri fıkara», Deve'nin çevresini slıverdiler: Ne haber mangırdan Deve? Tırıla benziyor, ha? Serefsizim bu akşam eve döne mem. Ev sahibi postasını adamakıllı koydu! Ya ben? Bakkal postayı kestık ten başka, ekmek alacak para bile yok. Çocuklan aç acma bıraktım... Deve: Bırakın ulan ?u her zamanki nağrneleri. Yok, mangır yok! Aralarına yıldırım düşmüş gibi oldu. Deve ekledi: Mangırlan kenef karıya kaptırmış! Ufak teiek, yeşil gözlü: Nasıl? dedi. Nasılı var mı? Filim çevireyım derken, hâli filim olmus ena^inin, Suratı. alnı malnı gdrmüyor musun? Nedir o çizikler? Morartıîar? Öfke gibi kapkara bir sessizlik ânından sonra. küfür^er, sızlanmalar basladı: Allahını da, kitabmı da... Yerıni göğünü de . Clan ne kenef karı be! Kaç para kaptırmış? Be= bin küsur! Beş bin küsur ha? Ulan amma da keiekmis be! Hıyar.. Kahbının adamı değıl vesse» lâm! HIM OÜNYAT S\H) EŞ* O>IJK J TUBcJ j \VIISA rA\ O p İdris masa başında sâdece dinliyordu. Sonunda baktı ki lâf uzayıp gidecek, söze karıştı: Kıç vakit geçirrr.eden teftişa çıkmamız lâzım' Deve'ye göre de başka çore yoktu : O kadar, dedi. Sonra yeşil gözlü, ufak tefek a> dama döndü: Nereye koydun dünkü gazet» 5i? Yeşil gbzlü, ufak tefek adam, rafa sakladığı gazeteyi alıp getırdı. Deve çabuk çabuk açtı: Kısa şehir haberleri siıtununda, birkaç satırdan ibaret kuçük bir haberdi. Levent'deki bir apartman ınşaatmda bir iş kazası olmuş, bir işçi ölmüş, birkaç lşçi de yaralanımştı. Kudret Yanardağ tuvaletten gel dikten sonra, Deve: Hadi bakalım Palavracı, dedi. Kolları sıva! Kudret Yanardağ bojTiunu bUkerek: Yahu merhamet, dedi. Ay»ğımın tozuyla mı? Başka çâremiz var mı arkadas? Millet mangırsızlıktan zil! Gazeteyi aldı, küçük iş kazasını okudu. Yaşlandı mı ne, artık rolüne karşı dehşetlt bir bezginlik başlamıştı. Tuhaf bir bıkkınlık. îstemiyordu, istemiyordu. İstemiyordu ama, evde karıya, dıçarda arkadaslara anlatamıyordu. Sanıyorlardı ki, onları kandınyor. Kendi başına bir dolap çevirip, onlan es geçecek! Deve: Tamam mı? dedi. Bomboş gözlerle baktı: Ne tamam mı? Teftlşe çıkıyor muyuz? Aklmdan ev, şehrin dışında, Ikl odalı, altı kahve ya da bakkaliye, küçüctlk ev geçtl. Ama şu anda bu ev o kadar uzaklara kaçmıştı kı! Gdzlerinl Deve'ye çevirdi. Sonra ötekilere. Kara, elâ, mavi, yeşil bir alay göz, ona kinle bakıyordu. Bu kinden kurtulmanın tek çâresl, lsteklerine uymaktı. Çıkıyoruz, diye mırıldandı. (Arkası var) £••••>•*••••• En amansız seçim mücadelesi «25 Açtlış 6.30 Gunaydın 7 00 Tatıl ubahı 7 15 Türküler ve oyun havaları 7 45 Haberîer ve hava durumu 7.55 Istanbulda bugun 8.00 Bu pazar sizinle 8 30 Türk halk nrjziği dinleyici İstekleri 9 00 Keman soloları 9 15 Türk sanat müziği dinleyiei istekleri P.45 Ath karınca 10 00 Kısa haberler 10 02 Plâklar dönuyor „.„ dinler misinlz? ,„„„ 10 25 Bizi „ , „ „ ,.^,,,^. 10 30 ^KARA'nın baslıca sinemalarında ' Tatil tiyatrosu 11.00 Türküler ve Tfberaberce gosterilecektir. Fılım baş ! b»ğlama takımından oyun havaları ' rollerinde Ekrem Bora, Ajda Pek | 11.30 Yaz ruzgârı 11.50 Dünya "kan, Turgut Özatay, Süleyman ' nelere gülüyor? 12.00 Yurdun sesl ^ Turan ve Neriman Kdksal gibi ta12.15 Kuçuk ılânlar 12 30 Beraber ,, m n m ı ? s a n a t k â r i a r görülmektedir. r ve solo şarkılar 13 00 Haberler ve r . llâncılık 881211500 hava durumu 13.15 Kayıp mektup f ları 13 20 Plyano İle haflf me H îodiler 13 30 Reklâmlar geçidi ', 15 00 K m haberler 15 02 Opera i konseri 16.00 Türküler 16.15 '* Gençlik aaati 18 30 Şevket TJğurlu 'J el orkestrası 16.45 Tarla ddnuşü ; 17 00 Çocuklar için 17.15 Küme % faslı 17.40 Kuçük ilânlar 17.45 ? Reklâmlar geçidl 18 4S Seçlm ko 1 nusrrasl 18 55 Ara müzigl 19.00 % Haberler ve hava durumu 19.40 j6 Ara muziğl 19 50 Seçlm konujması /? 20 00 Ara müziği 20.05 Seçlm konuşması 20.15 Ar« ır.üriğl 20 20 Seçim konuşması 20.30 Ara müziği 20.35 Seçlm konusması M 45 Ara müzigi 20 50 Seçlm konufmaıı 21 00 Yedi tepeden yanlcılar 21.15 Sabite Tur Gulermandan jarkılar 21 30 Radyo haflf müzik orkestram 21.45 Oda müziği 22 00 Reklâmlar geçîdl 22.40 Hafif müzik 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Çagdaj opera 23.30 Günümuzün plâkları 24.00 Kapamş. İSTANBUL İL .HADYOSU 14 57 Açıhs 1500 Müzikli dakltalar 15.30 Diskotekten 16 00 Senfonüc konser 17.00 Caı albtim!eri 17.30 Danj müzigl 18.00 Aksam konseri 18.45 Dansa davet 19 30 Küçük konser 20 00 Hafif Batı müzigl 20.15 Sizln için seçtik | | lerinüı 21.00 Büyük orkertraları 8 tanıyaluc 22.00 Caz n a t l 22.30 % Sololar 22.45 Hafif Batı müzlgi '•'* 23 00 Gece konseri 23.30 Dans mü "• ztği 24 00 Bu gec* dzfaıl* 1.00 Kapanış. ' K A P partisinin başkanının kızı ı ^SAP partisinin mtrkez adayı ıle : "#seviçmektedir. Seçimlere yakm bu I 4;iki parti arasında çekişme büsbül ,tün şiddetlenmesi bir tarafaj iki ' •"•rakip adayın aras'.na bu defa da w'bir aşk rekabeti girmiştir. Amansız ! • bir sıyasi rekabetın yanında. hasijkaten idealıst bir a;kın hikâyesı Solan ARTIK DÜŞMAN DEĞİLİZ fisimli filim, İSTANBUL ve AN rkiyede İlâncılık: 8635,11508 47 îçinde olan, elle tutul• maz bır seyle sevıyorsun Bu «şey» in adı «ruh > tur. Ölümde vücutla ruh birbirınden ayrılır. Frer Anselme'm ruhu ayrılmış olduğundan soğumuş vücuduna dokundun. Sem seven de onun ruhu idi. Vücudü değil. Ruhu her vakit yaşiyacaiî ve seni sevecek.» Bu kısa bilgi Jacques':n beyninde duyular hakkmda bir canlanma yaratü Bu yolda ilerlıyerek, varmak ı^eciığim yere «A'.laha» yaklaşıyordum Ona erişebılmeb İçin, insanlara en büyük yardımda bulunan en kıymetli vergiden «Guneş» ten faydalandım. Ha yat ve yenilik membaı, iyilik taşıyan ışıkları en kuytu köşelere, karanlık apartımanlara gıren, kü> çük Jacques'ın cansız yüzv Vs bile canhlık veren güneş. Küçiık oğrencimin, ölümün verdiği soğukluktan nefret ettiği kadar, sıcaklığına âşık olduğu güneş ..• Jacques"a gezmeye çıktığımızda, güneşli yerlerde daha uzun kalmayı isterdi. Sıcaklığın geldiğini sandığı yöne doğru ellerinl uzatır, hattâ bazan ona varmak için ağaçlara tırmanmak heveslne kapılırdı. Bir bğleden sonra, alışık olduğumuz gezintilerin birisınde, koşup, eğlendıği bir anda, yüzü güneşten kararmış, mesut, bana YALNIZ gelırken, kendisıne sordum: «Jacques, guneşi kira yaptı? Acaba marangoz mu?» «Hayır... Ekmekçi.» cevabmı aldım. İşlen memiş çocuk zekâsı üe, güneşle, fırından dışarı gelen sıcaklığı birbirine kanştırıyordu. Ekmekçi nın gıineşı yaparmyacağını, gücü yetmiyeceğini anlattım. «Güneşi yaratanın, ekmekçıden, senden, benden, hepimizden daha kuvvetli, kudretli, daha büyük olduğunu sanmıyor musun?» dedim. Jacques, gözleri kamaşmış gibi, beni dinlıyordu. Ona dünyanın kuruiuşunu, güneşi, yıldızları, ayı olabileceği kadar basit bir şekilde anlattım. Yavaş yavaş dersıme devam ediyordum. Kısa bir süre geçince, o da diğer çocuklar kadar din derslerini seviyordu. Bir gün bana «İsayı öldüren fena adamlar arasmda babam da var mı idi?» diye sordu. Henüz geçmişi, ilerisini pek lyi kavrıyarnıyordu .. Gereken cevabı verdim. Babasından da laf açılmasından iaydalanarak ailesi hakkında bilgi verdim. Bir de bütün A N K A R A 6.25 Açıhş 6.30 Günaydm t 7.00 Koye haberler 7.05 Sabah | müziği 7.30 Oyun havaları 7.45 '# Haberler ve hava durumu 7.55 Ankarada bugün 8.00 Saniye Candan turkuler 8.15 Haflf müzik 8 45 Türk müziği dinleyici istekleri 9.15 Atlı karınca 9.30 Isteklermiz mikrofonda 10 00 Kısa haberler 10 03 Türk müziği pazar konseri 10.40 Bizi dinler misinlz? 10.45 Eski cesler eski melodiler 1120 Şarkılar, oyun havaları, türkuler 12 00 D:skoteğünlzden seçmeler 12 25 Küçülc ilânlar 12.35 Yurttan «sleri dinleyici istekleri 13 15 Eyielden muzik 13.40 Turhan Toperden sarkılar 14.00 Çocuk bahçesl 14 15 Reklâm programları 15 15 Kısa haberler 15.18 MUzik dünyası 15.40 Dilek kutu»u 16.40 Guler Gokselden sarkılar 17.00 Kısa haberler 17.03 Her hafta bir sarkıcı Î7.25 Necdet Tokatlıoğludan sarkılar 17.45 Rek lâm programları 18.45 Seçim konuşması 18.55 Ara müzigl 19.40 Ara müziği 19.45 Csçlm konuşması 20.00 Ara müziği 20.05 Seçlm konusması 20.15 Ara müziği 20 20 Seçlm konuşması 20.SO Ar« müziği 20.35 Seçlm konusması 20.45 Ara müziği 20.50 Seçlm konusması 21.00 Kısa haberler 2105 iki Kliıt sopluyor 21.45 Geçen hafta 22 10 Caz müziği 22.30 Ülkü Yörükoğludan türküler 22.43 Haberler v« hava dorumu 23 00 Hafif mdzik dunTasmdan »e»!;r 24 00 Kapanış. Vazan ; 6. Des Cars ZüAçesi: Berin Kurtbay kalbi ile sevmesı, sayması gereken annesi de olduğunu anlattım. Annesinin onu aramamasın dan ötürü hayretini bir kaç deîa bana tekrarladı. Ne cevap vereceğımi bilmiyordum. «Yakmda gelecek .» diye avumyordum. Evet, bir yıl sonra geldı. Ne yazık ki, umitle bekledıgim bu karşılaşma lııç de iyi bir sonuç vermedi. Madame Vauthier, bize bu karşılaşmayı anlattı. Baçkan Legris'nin bu sözleri, Yvon Rodelec'i bir an durdurdu. Sonra agır sesiyle gene devam etti: Madame Vauthier'nin bilme dıği şey, ondan aynldıktan sonra oflunun intihar etmek istemesidir. Başkan: Devam edin M. Rodeleo, dedi. Binanın tavan arasına saklanmış olan Jacques, gizlendiğı yeri bulunduğumu hissedince ken dini pencereden attı. Çok şükür, bahçenin o köşesinde bir saman yığıra yardı. Jacques onun İİ2erıne düştu ve korkunç bır tehli keden kurtuldu. Jestmin nedenini, ancak bir kaç gün geçtikten sonra öğrenebildim. Bana şunlan soyledi: «Beni tekrar o kadının yanına götürmek ıç:n geldıniz sandım. Onu bır daha görmekten se, ölmeji tercih ederim. Jstediğmiz kadar annem olduğunu söy leyin. Beni sevmediğini biliyorum; beni h:ç sevmedi. Onu kokusundan tanıdım. Onun evinde iken benimle hiç meşgul olmazdı. Orada beni Solange'den başka seven yoktu.» Bu acı aile laciası beni uzun zaman düşündürdü. Jacqpues büyüdükçe her şeyin yola gireceğine inandığımdan israr etmedim. Bu anlaşılmaz gerginliğin nedeninl bir tur lü çözemedim. Zihnlml hep bu neden kurcalıyordu.. Bir sonuca varabildiniz mi? Galiba vardım. Parise, Jacques'ı almak üzere geldiğimde, onun Sanac'a gitmesinin bütün ailesl, hattâ annesi için bile bir hafifleme olduğunu hissetmijtim. (Arkası t a r ) Aradığımı buldum.... RENKLİ TÜKENMEZ KALEMLERİ •le si2 de okul ödevlerinizi daha güzel.daha parlak renklerle:yapınız. 6 ve 12 lik plastik SANAYİ mamulUdür muhafazalar içinde tâncıhk; S76ü/iliD3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle