25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBİYET 23 Ağustos 1968 DeFİNELEEİNDeM BLOG İhJGİLİZ. ALTINLM21. DA ORHAN KEMAL 23 Nelerin var? Bileziklerim, elmas taşlı feüpelerim, yüzüklerim... «Kodaman» uı gozleri daldı bir an. Kadına dikkatle bakıyordu ama, cinsel iştahtan çok, « Zavallıyı şuradan nasıl kurtarmalı da bilezikleri, küpe, vüzükleri de kurtulmuş olsun!» diye. Seni kurtarmak istersem... Evet? Bana inanır mısın? Anlamadım? Yâni, seni ve altınlarını falan kurtarmak istesem, ban3 inanır, öteberini teslim eder mism? Kadın her şeyi anlıyarak: İyı ama, dedi, henuz nerede oturduğunu, ne ış yaptıgını doğru dürüst bilraiyorum ki! Pantolonunun arka cebinden çıkardığı cüzdanından bir kart aiıp uzattı: Bunu iyice sakla. îstanbul'da gelır, bu adreste bulursun beru! Genç kadın zekice sordu: Hanı Ankara'dan gehyordun? Hani bu şehri teftiş edip biiyuklere rapor hazırhyacaktın? Uzerinde durrnaz gbrünmeyl uygun bularakr Sen şımdi karıştırraa, sonra her şeyi oğreneceksin! dedi. Bana itımat et, inan bana. Çok hoşuma gittin. Senin gibi bir genç kadını insan tepesinde taşır. Sen bir hârikasın! Oyle heyecanlandı ki, değıl otelci, kim gorürse gbrsündü. Genç kadını kuvvetli kollarrnın arasına aldı, etli, kalm dudaklarım kadının rujlu, taze dudaklarına yapıştırdı. Derınlerden otelci'nin karısına attığı tokatların sesi geliyordu. Genç kadın telâş, hatta sevinçle dudaklarını adamın ağzından çektı : Dövüyor! Dövüyor evet.. Oh olsun. Ben de bunu istiyordum. Ben bugıin varsara yann yolnım... Gece, bir kolayını bul, bilezıklerini falan getir bana, karşılığında sana bir senet veririm. Sonra karttaki adresime gelir, benı bulursun. Tamam mı? Tamam ama... evli değil nıisin sen? Yok canım. dedi. Allah göstermesın! Benimle evlenir misin? Şen istedikten sonra... İstiyorum, dedi genç kadın. Ben de. Dudaklarını kendılığinden uzattı: Öp beni! Yenı, yepyeni bir iştahın coşkun hamlesıyle yapıştırdj dudaklarmı. İçerden, nikâhlı kadının sesli sesli ağlayışı, otelci'nin külürleri geliyordu. Genç kadın teneke bir kutu içındeki altın bilezık, küpe, yüzuklerını getirip verdi: Senet menet ıstemem. AI! «Kodaman» aldı, tenekeden çıkardı, pantolon ceplerine doldurdu. Genç kadm boş kutuyu gbturdıi konsolun çekmecesine tekrardan koydu, gozü itti. Adamın yamna geldi: Sen buradan hemen tstanbula mı gideceksin? Hayır. Ya? tlk defa «Suç» sınırım atladı: Anadolu içinde teftiş edeceğim başka yerler var! Kadm elini tuttu adamın: Ben de seninle geleceğim! Adam bir an diışündü. Ne mahzuru vardı? tyi ya! Sevınçle: Tamam mı? Sen istedikten sonra.. Ben istiyorum. Bırakma beni, nolursun bırakma. Mâdem beni seviyorsun.. ben de seni seviyorum. Sonra, hemşeriyiz de.. Oldu mu? Bıralcmıyacaksın değil mi? Bırakmıyacağım. Senin karın olmak, seninle dolaşmak istiyorum! Ben de. Ne iyi, ah ne ivi. Beni senin karın sanırlar, hanım efendi hamm efendi .. Ama, dedi «Kodaman», bir şartla! Ne şartı? Bana da otelciye taktırdığından taktırmıyacaksın! Genç kadın danlmadıysa da gü cenmiş, ya da kırılmıştı. Oyle saf, öyle zavallıca baktı ki, «Kodaman» inandı, hatta bir ara kadının kızıp ona boşvermesinden korktu Kadın ne kızmıştı, ne de boşvermeyi düşıinmüstü: Sen otelcı misin? dedi. Seni hangi kadın aldatabilir? Koltukları kabardı. Su sozleri ?aş,ı, mendebur, çıroz karısı işitpeydi İkide bırde, «Gemı aslanı!» derdi. «Kalıp, kıyafetinı görenler seni bir adam sanarak he ves ederler ama, içıne girmiye gör sünler. Benden başka her kadın taktırır sana, her kadın her kadın!'> Gene yüzunün umursamaz bır tikiyle çiroz karısım kafasından attı. Peki, dedi. Önce seni buradan kurtarmak lâzım. Ben bu işi tereyağından kıl çeker gibi halledeceğim! Derinlerden nikâhlı'nın böğüren sesi gelmekteydi. yansın etmişlerdi: « Ne oldu biliyor musunuz bu gece?» Çeşitli lokantalarla içki yerlerin de kafaları çekmış genç, yaşlı, orta yaşlılar, tavla, altıkollu iskambil, pişti, ya da altmışaltı oynarlarken kulak kabartmışlardı. Ne olmuştu her geceden başka acaba? « Bizim Haydar'm orda çekiyorduk kafayı, birden bir kodaman girdi şaraphaneden içeri efendi.. kelle, kulak tam. Hepimizde şafak attı Ulan kim bu iri herif? En azmdan ya milletvekili, ya bakan, ya müfettiş, ya da parti müfettisı filân Bir bakıyorsun herif sağlama milletvekili diyflrsun; sonra bır konuşuyor, diyorsun hayır. bakan: derken sağhk müfettışi bellıyorsun, ardmdan parti müfettişi olması daha vatıyor aklına. Lâkin, herit bir konusuyor efendi. tatavacı Haydar bile karşısında sustalı maymuna döndü!» Tavlalar, kâatlar bırakılıyor, so ruluyordu: « Pekı neciymiş?» Havadisı veren omuzlarını kaldınyordu: « Valla ne bileyim? Dedim ya, bir bakıyorsun milletvebili, sonra hayır diyorsun bakan, ardmdan müfettiş, daha ardmdan parti mti fettişi!» Semtte ukalâlı»ıyla ün salmı? herhangi bir emekli horozlanıyordu: « Peki sormadmız mı? O Haydar olacak kakavan sormadı mı? Hüviyetine bakmadı mı?» Şaşıyordu havadisi veren: « Yahu ne diyorum sana baba? öyle iri ki, herkesin birden akı bokuna karıstı. Kim çıkar da böyle böyle, necisiniz beyefendl diyebilir?» «Baba», eski kulağı kesiklerdendir. Atar tutar ama aslında hiçbir zaman, hiçbir «Iri» ye karşı çıkmamış, dikilmemiştir. Ama o anda içkilidir, karşısında da ne «Kodaman», ne de «Kalantor»: « Siz işte bunun İçin adam ol mazsınız!» (Arban var) vn. Kel Mıstık'ın şehrin parke dftşeli ana caddesiyle ana sokaklanndaki araba şakırtısı gecenin çok geç saatlarına kadar bir türlıi dinmedi. Onu kark yıldır şal.ırti"=ından tanıyan halk. uyuyor uyanıyor, tatlı uykudan uyanmca da önce basıyordu küfürü; sonra da ayni yatakta birlikte yattıkları karısına soruyordu: Yahu nedir bu gece bu herifin zoru? Vallaha ne bileyim? üyudum uyandım hep bu! Yann ucuzlar y», hele bu geceyi geçirsek bir... tl olmasına rağmen bu küçük şehrin insanlan hemen hemen hep tanırlardı birbirlerini. Bir yabancı hemen sıntıverirdl. Arabacı Kel Mıstık'ın deyimiyle «Ankara besisi» de hemen sıntmış, önce küçük şaraphanedeki küçük esnaf içkilüiğin verdiği aşrrı etgenhkle, dağıldıklan aemtlerds ver YUZYUZE GORUŞME İMKÂNI GİRESUN DEVLET HASTANESİ BAŞTABİBLİĞİNDEN İLÂN Tapilacak işin nev'i Keçif tntanTeminatı thale Lir» Lira sekli İhale gfln ve aaati Cirtesı 11.00 Cuma 11.00 Cuma 14.00 Cuma 15 30 Bina boya, badaoa ve çah onarımı 81.817,15 2387 1993 1621 2001 K a p a h 4/9/1965 zarf saat: Açık 3/9/1965 eksiltme saat: Açık 3/9/1965 eksiltme saat: Açık 3/9/1965 eksiltme saat: . konu ve resim: Ayhan Başoğlu ADSIZ KAHRAMAN Bina o n a n m ı Î6.566,4« Sıhhl tesisat onanJ l .816,35 nu Elektrik tesisatı onanmı 26.685,00 1 Y u k a n d a mahiyeti, kesif t a h m i n bedelı, geçici teminatı, ıhale şckli ile ihale gün ve saatleri yazılı olan o n a r ı m l a r 2490 sayılı K a n u n h ü k ü m l e r i gereğince eksiltmeye k o n u l m u ş t u r . 2 Keşif, s a r t n a m e ve ekleri Giresun Devlet Hastanesi Bastabipliğinde mesai gün ve saatlerinde bedelsiz olarak görülebilır 3 H e r işin eksiltme ve ihaleleri a y n a y n olmak çartiyle y u k a n d a gösterilen gün ve saatlerde Giresun Devlet Hastanesinde toplanacak komisyon h u z u r u n d a y a p ı l a c a k t ı r . 4 îsteklilerin bu işleri yapabileceklerine dair Giresun Bay ı n d ı r h k M ü d ü r l ü g ü n d e n a l a c a k l a n belgeleriyle ikametgâh ve Tıcaret Odası vesikalarını ibraz etmeleri m e c b u r i d i r . 5 K a p a h zarf u s u l ü ile yapılacak eksiltmeye iştirak edecek olanların teklif m e k t u p l a r ı n ı 2490 sayılı K a n u n h ü k ü m l e r i dairesinde h a z ı r l ı y a r a k en geç ihale saatinden bir saat evvel makbuz mukabili komisyon başkanlığma v e r m e l e r i veya posta ile göndermeleri ş a r t t ı r . P o s t a d a k i v a k i gecikmeler k a b u l edilmez. 6 Açık eksiltmeye iştirak edeceklerin teminatlarını mal sandıkiarına y a t ı r a r a k a l a c a k l a n makbuz ve diğer belgeleriyle birlikte y u k a n d a yazılı ihale gün ve saatlerinde komisyonda hazır b u l u n m a l a r ı ilân o l u n u r . Acı bir ısdk. Sesi duuuldu İŞ ADAMLARININ, GÜNEY ITALYÂ? DA VE AKDENİZDE EN ÖNEMLİ BULUŞMA YERİ OLAN DOĞU AKDENİZ FUARI'NI ZIYARET EDİNİZ. 29'cu DOĞU AKDENİZ FUARI BARİ (Italya) 720 Eylul 1965 Türkiye Mümessitimiz : KARMELO ALLEGRA LSİOS (Basın 14521/9973) JSÜMERBANK İSTÂNBUL ŞUBESİ Karaköy İstanbui Telefon numaralarının 1 eylül 1965 tarıhinden itıbaren Karaköy, Melek Han 14/16 îstanbulTel.:44 15 35 (Basın: 15004/9965) 44 44 44 44 (4 49 66 49 65 49 64 49 63 hat) (Basın 15405'99fi9) olarak değişeceğini bildirir. ÎSTANBUL 6 25 Açıhş 6 30 Gunaydın 7 00 Tuıkuler ve oyun havaları 7.30 Sabah çayı 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Istanbulda bugun 8.00 Saz eserleri 8.15 Küçuk ilân'.ar 8.20 Bu sabah sizinle 8.40 Şarkılar 9.00 Gitar sololan 9.15 Turküler 9.30 Kadın ve ev 9 50 Muzikli oyunlardan 10 10 Şarkılar 10 30 Kısa haberler ve kuçuk ilânlar 10 35 Dvorak tan Slav dans'.arı 10 55 Oda mıizıği 11 20 Dikkat trafık 11.25 Konçerto saati 11.40 Serap Tanselden şarkılar 12 00 Turküler 12.20 Fehml Zge orkestrası 12.35 Küçuk ilânlar 1S.40 Ahmet Çağandan şarkılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13 20 Hafil çarkılar 13.40 Orkestra müziğt 14.00 Turkuler 14 15 Yurttaşlık 14 30 Kuçuk Anslklopedl 14.40 BirLkte soyliyelira 15.00 Kıs« haberler, kapanıs. 16.55 Açılış 17.00 İbrahin) Solmaz ve arkadaşları 17.20 Turkuler geçidi 17.40 Çocuklar için 18 00 Karma fasiı 18 25 Kuçük ilânlar 18.30 Hafif müzık 18.40 Turkulerîe Anadolu 19.00 Reklâmlar geçidi J0 00 Haberi«r ve hava durumu 20.40 Kuçuk llanlar 20.45 Sadl Ho^eaten (arkılar 21.00 Yuvarlak masa 21.40 Rahml Sönmezden şarkılar 22 00 Heklftmlar geçidi 22 40 Hafrf müzik 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Ünlü yorumcular 23.30 Melodl yağmuru 24.00 Kapanif. tSTANBUL tL RADTOSÜ 17 57 Açılıs İC 00 Müzikll dakikalar 18 30 Turkiyey» hoşgeldiniz 9 30 Piyano soloları 20.00 ÇigaD melodilerî 20 5 Plâklar arasında 21.00 Gece konserl 22.00 Her gece buluşahm 23 00 Oda müziği 23.30 Gece ve muzık 24 00 Ba!«* müzigl 00 20 Hsfıf ANKARA 6 25 Açılış 6.30 Guna>dın 7 00 Koye haberler 7.05 Sabah muziği 7 30 Oyun havaları 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Ankarada bugun 8.00 Sabah konseri 8.15 Küçük ilânlar 8.20 Her telden 9.00 Çeşitli müzik 9 30 Ev için 9.50 Turhan Karabuluttan turkuler 10.05 Dikkat, tralık 10.10 Ismet Nedimden şarkılar 10 30 Kısa haberler 10.32 Dans müziği 11.00 Aliye Akkılıctan türkiıler 11.15 Sarkılar 11.4 Konser saaü 12.15 K ı b r u saati 12.25 Küçuk İlânlar 12.30 Beraber v« »olo sarkılar 13.00 Haberler v» hava durumu 13.20 Öğle konseri 13.45 Saniye Candan turküler 14.00 Çocuk bahçesl 14.15 Yurttashk 14.30 Küçük Ansiklopedl 14.40 Birlikte söyliyelin» 15 00 Kısa haberler, Kapanış. 16.55 Açıhş 17.00 Yurttan sesler kadınlar topluluğu 17.20 Caz müziği 17.40 Sevim Süerden şarkılar 18 00 Küçük konr r 18.25 Kü;ük Uânlar 18.30 Yurttan se«ler 19.00 Reklâm programları 20 00 Haberler ve hava durumu 20.40 Küçük ilânlar 20.45 Uykudan önce 20.50 MüDdye Toperden şarkılar 21.10 Mikrofonda tiyatro 22.00 Esen Altandan sarkılalr 22.20 Muzikli plyeslerden teçmeler 22.45 Haberler ve hava durumu 23.0ı Opera albümünden 23.45 Gece yarııına doğru 24 00 Kapani|. ANKARA tL RADVO9U 17.57 Açılıs 18.00 Plâklar arasında 18 30 Diskoteğimizden 19.00 Oda müziği 19.30 Almanca melodiler 19.45 Radyo ile Almanca 20.00 Günün melodilerî 20.30 Ak$am konseri 21.00 Yenl dunyadan halk sarkıları 21.30 Caz müziği 22.50 Gece konserl 23 S0 Gee« yarısına doğru 24.00 KaTnn »^fSziV 1 00 K»pHn)5 flVŞE İLE ftLİ \ 14 ormanlarda yaşamak için yaratılmış olraasına rağmen, bazan büyük bir emekle yükselmeğe çaiışan fakat isteğine varamıyan, can sız, ağır, boynu bükük gene diplere düşen, adları belirsiz ba!ıklar gibi oluyordu. Avukut, bu sahıfelerı düşunerek Tâ ki bir gün, hâtıralannın en parlağı oian bir anda, bu yarı o okuyordu. İçinden geçenleri bu lü, yarı yaşayan zsvalh, etrifmda dercce inceükle izlemek herkese dolaşan bilmediğı yaratıklsrdan vergi değıldı. Bunu ancak olabir tanesinin dokunmasıHLn her ğanustü bir zekâ yapabilirdi. Vahangi bir dokunrrm olmad'ğmı, uthier'nin bu satırları bu kadar bunun dış di'myadın bir haberci, duygu ile yazabilmesi ıçin bu bir ıstek sonucj n.cuğunu. ve ka aııları yaşamış olması gerekivorranhklard=m gcç?r?k kend:r.e gel du. Acaba ona bu dakikaları kım diğini anladı. O sanij'eden sonra, yaşatmıştı? Bir erkek mi? Bır pusuda. heypcar>'ı, nıeıaklı. tıtıe kadın mı? Victor Deliot, bu kişiyen, acı çeken. \e çizemiyeceği nın, bğleden sonra bahsi geçen, bir korku ve ıs'ekle bekliyen bir ve Vauthier"yi senelerce izlemiş yaratık ha'.ine giıdı. Slmdiye ka olan bıiyük dâhinin olduğunu dar ışe yar=:.;arrış, kurumus bü sanıyordu. Rahip Yvon Rodetün duygu!= rım, siyahlığınm du lec'e yazmıs olmakla iyi ettiğini vanna vı.r.rak yiıA bir işareü anlamak içn uyandrmaya çalışı anîıyordu. Cevabın gelmesini heyor ve kenc: kendını buna hazır yecanla beklivordu. lıyordu. Ondtn ne istendiğini bi! Ertesi sabah, Louise, vukatı miyordu. Fskat yaliızlığının içinden ondar. da bir cevap beklendi gene koltuğunda uyur buldu. O ğini anhyordu. Ona dokunarak, dı da patronunun hayatında başlısardan biri=ı, bir kapıyı ihnişti. yan değişikliğin ne olduğunu raeIşte o andan sonra, karanhktan rak etmeğe başlamıştı. Kendi kurtulmaya ça;ışan mahpus, ve kendine bu soruyu düşünürken. hocresinın cuvariarım sarsan kur Deliot'nun uykulu gesi; tarıcısı ile, iki ciunya arasında, in Louse saat kaç? dedi. c« ışıktan bir yol Sekiz efendim. YALNIZ Vazan•.G. Des Cars Zürkçesi: Berın Kurtbay Kahvaltımı hazırlar mısmız? Kapıcı bir mektup verdi. Avukatın yüzu guluyordu mektubu okurken. Doktor Dervaux mce ve terbiyeli bir adama benzıyor. Hemen cevap vermiş. Isın tek tatsız yönü, Limoges'e kadar gıtmemin gerekmesi. Ne yapayım? Davranmah.. Saat dokuzda, Deliot, enstitü mudürü ile, muçterisinin bulunduğu binaya giriyordu. 622 nin höcresine gene aynı bekçi ile gıtti. Kapı açıhrken : Romanını okudum. Güzel yazılmış, ilginç bir eser, acaba dün namına bir paket geldi mi? Evet efendim. Bakın bu iş de olurrauj.. Bari hoşun» gitti mi? Yumurta Te çlkolatayı yaladı yuttu. Dîliot, Enstitü Müdürüne döndü : Biraz ilerledik, belki yumuçatm yolunu bulmuşumdur. Meğer ne ksdar kolaymış. Neden benden önce bunu kims« düjünmemış? Bundan scnra oıraz dıkkatle adım atarsam, aramızda hattâ sempatı olmama^ı için bır sebep yok demektir. Bılgıli bır tercumana bundan dolayı ıhtiyac:m vardı. Şunu bılin ki, bugun isteğime varraadan odasından Çıkmıyacağım. Haydi Vauthier, göster ker.dini.. Ağır kapı açıhnca sanık duvara yaklaştı. Tuhaf, bugün bana dünden de daha uzun geldi. Bacaklarını gene sallıyor. Neden ayağa kalktı? Girdiğimizi duyamaz ki.. Gardiyan : Koku alıyor, en küçük değişikliği anlıyor, dedi. Tanıştığımızdan beri ağzınızdan çıkan en akıllı lâf.. Doğru, kcku alıyor. Herkesin kokusunu.. Sevgili tercümanıra, müçterimi nasıl buluyorsunuz? Enstitü Müdürü kapıda çivilen miş gibi duruyordu : Oldukça korkunç, diye cevap verdi. (Arkası var) IŞ SAATLERİ v Vergilerin açıklanmasından beri yüzünden düşen bia parça olujor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle