Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE İKİ CUMTnTRÎYET 23 Ağustos 1965 "i İ AGRİNDUS firkiyemizde tarımsal üretim ile endüstriel üretim arasında toplum zararına ve baska toplumların yararına gelişen bir dengesizlik baş göstermiştir (1). Son yıllarda çerçek ihtivaçlara cevap verdiği pek şüpheli olan imalât bölürnünde " ı30.9 nrtıs kav dedildiiini ve buna karşılık tahıl üretiminde ise ••17.3 bir azalmanın vaki olduğunu bazı raporlardan öçrenmiş bulunuyoruz (2). Dıs pazarlara esa»en mamul madde ihraç edemiyen Türkive, bu imalât faziasını daha rahat ve daha şatafatlı bir hayat yasamak için ioerde tüketirken. esasen ithal etmekte oldnfiu tahıl miktarını önümüzdeki yıllarda daha çok artıracak ve bu suretle Birlesik Amerikanın iiretim fazlaları biraz daha rritilirken, vatandaşlarımmn yüklenecefi borc mrktan da yükseleceklir. Türkivedeki cndiistri sektörünün dolaylı ypllarla yahancı sermayenin koııtroIn altında bnlandnğu ve bu sektördeki imalât artışının dısanva biraz daba fazla para kaçmasına ortam nazırladıgı düsüniilecek olursa bn şartlar altında memleketimizin iki yöııden de zararlı bir dorama girmiş olduğu gcrçegi kolayca ortaya cıkar. Filhakika Türkivede halk artık köyleri tcrk etmekte ve b/ızı merkezierde büyük sehirleri bir kabnk gibi sarmata olan gecekondu çemberleri her gün biraz daha kaiınlaşmakta ve sıklaşıı aktadırlar. Tanmsal üretimde prodüktivitenin son derece düşiik ve aracıların çesitli oynnlarına mâraz bnlunan üreticinin ürettiŞinden aldığı pay gayet az oldnğu için büyük merkezlerde kurulan sin»i tegisler köydeki halkı büyük şehre siirüklemekte ve hattâ bn olay memleketimiz hudutlarını da aşmış hnlnnmaktadır. Almanya, Fransa. Belçika gibi ileri memieketlerin insan eücü ihtiyacı bile Anadoln köylerinden karşılanmaya başlanılmış hnlunuyor. Köyden. kalahalık merkezlrre gelenler I F endüst'ide gfirev aianlar bu yeni ortam irinde de tnesnt olamıynrlar. Çünkü köyde iken yirmi beş knrnsa aldıklan domates sehirde iki lira. et satın alınamıyacak kadar pahalı, mesken kiraları yük•ek, yasantılar hızlı ve mutsuzdur. Böyle olmasına ragmen imalât sanayiindeki ' i30.9 artış ve tahıl uretimindeki S17.5 gerilemr bize köyden sehre akının bütün hızı ile devam ettigini ve koşulların her gün biraz daha bozuldu£nnu göstermektedir. Sovyet Rusyodnn HOIİBI «erzatz» larla ortaya çıkabilmiştir. Fakat bu gün buşday yapan, et imal eden, süt üreten bir fabrika yapamamıs ve bu ihtiyaçlarımızın karşılanması bakımından toprak i!e hayvana bağlı kalmıs bnlunuvoruz. Makineyi, plâstisi, naylonu yapanlar et ve ekımek için toprası olanlara muhtaç iken, topragı olanlar plâstik satan toplumlara aynı şekilde muhtaç desildirlcr. Kaldı ki, bu toplumlarm birçoju malum tekııiji uvçulajna suretivle bu çeşit ihtiyaç maddelerini kondi kendilerine de üretip ihtiyaçlarııtı karşılıyabilirler. Buııun için tar;m ile endüstrinin atbaşı gelişmesini ve kontrol altında bulunduruimasını mümkün kılacak bir ünite düşünmek ve buno geliştirmek icap etmektedir. Amerikalı siyahm ası! dramı Los Aııgeles'teki zeııei ayaklaıımasıııda alenler 3bya yükselmış. Dünkü gazeteler böyle vazıyorlardı. Amerika, bütün dünyada in*anların eözlcriııe uyarıcı tablnlar sermektedir. Bir vandan Vietnamda akıl almaz vahşetle bir mılletin kurtulus gayretlerinı baltalamasa çalısırken. öte yanda Oomınik> çıkarma yapar; ve kendi topraklarında siyah beyaz savaşını sürdürüp götürür. Dünyanın en zeııgin milleti, JJU haliyle bir hasta toplum manzara^ı şosteriyor. Ve dünyamızın yarınları icin eııdiseler getiriyor. Genellikle bizim gibi Dcgudan Batıva bakan mületleri yanıltan bir açı vardr. Meselâ In»iltere deniiji zaman. tnçilizlerin yaşantısından medcniyetine kadar her şeylerine hayran olanlarımız çıkar. Bunlar Injüiz adalarında eördiiklerine hakarak hiiküm verenlerdir. Oysa Ineiliz yönetiminin dflnyanın dört köşesindeki bütün davranışlarını tartıya vurmadan konıi'mak iıısanı yanıltır. Aslında bütün kapitalist ülkeler kendi iclerindeki refah ve disiplin düzenini dünyanın az gelismis milletlerinin hedbahtlıjı üstüne dayamışlardır. Kapitali't iktisadi kalkıııma, tarilıi süreci içinde zaten baska çeşit yürüyeınezdi. Ama diinva insanlarının gözleri acılmıstır artık Bütün yeryüzü uyanıyor. Dünya milletleri. avuç içi kadar Batının mutluluğu ve refahı yolunda, bir iktisadi düzenden knrtulmak için çırpınıyorlar. Eski î u n a n uygarlığı çok kisinin gözlerini kamaştırsa da, kölelik düzenine davandıjı açıktır. Kapitalizmin hayranlan da nnotmamalı ki, eski ve yeni sömürgecilik düzenine dayanmaktadır kapitalizm .. Amerikanın. öteki kapitalist toplnmlardan bazı farklan vardır. Bir kere Birlesik De\!cf!er. derebevlik tarihi kesiminden Avrnpa çibi çeçmemiştir. Bn demcktir ki aristokrasi, gereği gibi işliyenıemi.ştir. Ve sonra Amerikada Bteki kapitalist ülkelerde olmıyan bir zenci meselesi de var... Bn sorun üstüne dikkatle egilmek gerckir : Nereden dojuyor Amerikada zenci sornnn? Avrnpalı kapitalist Afrikada siyah'ları köle çıbi kapitalizmin relişmesinde çalıştırırken Amrrikalı kapitalist bir başka şey yaptı. fngilizin, Fransızın, Belçikalının, Holândalının kölcleri, Afrika ve Açvadaki topraklarda çalısıvordu. Amerika ise hir yeni kıt'a idi. Tabii kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkesi idi. Ama nüîus yoğunluğu bakımından fakirdi. tngiliz. zenciyi bir karışlık ada'ya; Belçikalı bir avncluk Belçikava çetirip de ne yapacaktı? Köle, Amerikalı kapitaliste kendi topraklarında lâzımdı. O zaman Amerikalı kapitalist Afrikadan gemiler dolusu siyah köle taşımaya başladı. Şimdi Los Angeles'te, Little Rock'ta, Alabama'da ayaklanan ve gögüslerini knrşunlara açan sivah'lar bn kölelerin çocnklandır. Onlar dünyanın en bahtsız insanlarıdır. Amerikan kapitalizminin içinde kaynayıp gitmişler, yabancılaşmışlar. çıkıs yollannı bnlacak gücten yoksun bırakılmıslardır. Buşrünkü ayaklanmalar bir nmntsnzlnfnn, bir (aresizli|in gösterileridir. Amerikan toplnmnnda siyah heyaz sorunnnnn çözümlenmesi için bir düsünce devrimi gerekli. Oysa Amerika o kadar kendine kapalı ve dünya gerçeklerinden uzak bir toplnm halindedir ki. bn düşiince devrimine kavuşması uznn zaman için düşünülemez. Çünkü dünya kapitalizminin en korkunç carkı kiliselerle elele vermis Amerikan halkını a*ır kontrolu altına almıstır. Amerikalı zenci, elele vermiş bu iki kuvvetin değer yargılarını reddedecek fiicte degildir. Bir bosluk içinde çırpııımakta ve aldatıcı liderlerin pesinde sürüklenip gitmektedir. Artık belli olmnstnr ki, yeryüzü siyahlarının knrtnlnsn Amerikadan değil, Afrikadan doğacaktır. Bugün hir Afrikalı siyab'ın hayat düzeyi Amerikalı siyah'la kıvas kahul etmiyecek kadar düşüktür. Ama Afrikalı zenci, kapitalizmin emperyalizmine ve onun yardımcısı Hıristivanlıfa haskaldırdısı için insan olarak kurtulus yollarına simdiden kavusmustnr. Ve kurtulus mücadelesinin mutlulngıı içindedir. Amerikalı karaderili ise dünyanın en zengin toplumn içinde yasadıjı ve çoçnnun altında bir araba bulnndugu halde gerçek bir umutsnzluk içinde çırpınmaktadır. Kendi iilkcsiııin topraklannda daslarıııda çıplak ayakla Bavasan bir Afrikalı zenci, otomohilli hir Amerikalı siyah'tan daha çok kurtarmıstır kendisini Kafaca, ruhça. fikirce, inançça knrtarmıstır. Çünkü çevresindeki beyazlann defer yargılarına ihtivacı yoktur. Amerikanın siyab be\az hikâvesi kapitalist toplumnn dejer yargılarındaki diişüklüğü eöstermek bakımından kara bir leke gibi Amerikan toplnmunda daha siirecektir. Ve dünyanın en zensrin kapitalistleri, ırkçılıjın en önde temsilcilerl olarak dünya kamu oyunun gözünde küçülmeye devam edeceklerdir. Doç. Dr. Osman N. KOÇTÜRK T 30 yıl öııcesi ve bugün S ;••• Agrindus "sraele Ortadoğu kosullan içinde ?öç eden AvI rupa ve Amerikalı teknisyenler ile güclü sos•yologlar uygulanmakta olan metotlan beğenmemisler, lsraeli kısa bir süre içinde ve tarım ile endüstri arasındaki dengeyi de koruma suretiyle kalkındırmak için yeni yöııetim metotları bulmuş lardır. Endüstrinin kalabalık merkezlere çöreklenerek insan eücü ihtiyacını yakın çevreden karşılaınaya yönelmesinin tarım sektöründe gerilemelere ve t'raelin haskalarına el açmasına sebep olacağını öncoden sezen bazı bilginlerin tngilizce «tarım» anlamına gelen «agricultnre» sözcüjü ile «pndüstri» an'amına gclen «indnstry» sb'zcii^ünü birleştirerek «aırindus» deyimini bir fikri izah için ortaya attıklarını görüyoruz (3). Bu gün Israel'de uygulanmakta olan bu yeni fikre dayalı iiniteler hasarılı sonuçlar vermis bnlunnyorlar. Toplumun örf. âdet ve aile bağlantılannı idame ettirmesi ve büyük sehrin hızlı ve telâşeli hayatı içinde de.jenere olmasını önleme bakımından ka.saba havatı ve hattâ köy hayafı cok daha müsait hir nrtam olarak kahul edilebilir. Kalabalık sehirlerde insan münasebetleri zayıflamakta ve aslında birbirinin dostu olan insan. birbirinin kurdu haline gplip çıkarı için hemcinslerini prralayacak kadar inanç ve âdetlerinden sıynlmaktadır. KBvİPrde ve tanmsal ünitelerde çok saglam olan din ve adalrt anlayısının, büyük sanayi merkezlerinde zavıfladıŞını ve insanın son derece maddi bir yaratık haline celdiçiııi eörüvoruz. Şu balde bir tonlumnn mânevi varlıklarını muhafaza ederek kalkmabilmesi için de kasabalar civarında toplan mıs olan tarım iinitelerinin devamı gerekmektedir. Gavet muhafazakâr ve fakat ileri bir toplum I övden şehre akm sadece Türkiyemizde vaki olan lsrael endüslriyi tanmsal üniteler içine olan bir olay desildir. Avrnpa ve Amerika vaymak ve tanmsal ürptimin kontrolu altma sok' topluraları 1800 yılında tüm olarak kövlüklermak suretiyle sözünü ettifeimiz (Tarım Endüstri) de yasarlarkcn XIX nncu asırda makinenin hizdençesini en iyi sekilde kurarken, tarım hizmetmete soknlnsn şartları değiştirmiş ve halkın gelerinin periodik ve yılın bclirli hir süresine münniş çapta kalahalık endüstri merkezlerine ?öç ethasır olusu dolayısivle knllanılamıyan insan sümesine sebep olmuştnr. Ingilterede XIX uncu ascünü de en iyi şekilde de^frlendirmis bulnnuyor. rın baslangicında tüm nüfusnn ancak '«10 kadarı Türkiyemizin de endüstri merkezi olarak gekalabalık merkezlerde ya.şarlarken 1921 yılında lişme istidadı gösleren Istanbul. Izmir ve Eskisebn nispetin birdenbire 'ı80'e yükseldiğini görüyohir gibi bölgeleri çok kesif bir hale selmeden Agrtız. Köylerin ve çiftliklerin höylece hızlı hir şerindus fikrinden faydalanmak ve endüstriyi Anakilde boşaltılışı tarım sektöründe vaki gelişmeler doluya yayarak çevresi ile genis sosyal temaslara ve yiyecek ihtiyacının önrmli hir kısmını sömürgeçirmek çok yerinde bir tpdbir olur kanısmdagelerinden karsılama olanağı içinde olan Avrupa toplnmuna sarsmamış ve bilâkis güclendirmistir. yız. tzmitten baslıyarak tstanbula kadar dpvam eden ve çoğunda bir yabaııcı sirketin parmağı buAmerika ve Avrupa toplıımları geri kalmıs memlundu^unu hildieimiz de\' tesisler, Anadoludaki leketleri dnlaylı şekilde sömürcrek onları eııköy ve kasabalar halkının elinden sapan ve kafedüstriel iirünleri için bir pazar ve kendi yiyecek nısını alıp. ona artık bir mesele haline gelmi» Ihtiyaçlarını karşılama hakımından babalarından olan gecekondulara ısürüklemekte ve üretici Onitevarüs ettikleri bir çiftlik gibi kullanmayı çok teler margarinle beslenen tüketici gruplar haline lyi biliynrlar. Bn jün scklen istiklâline kavusmuş gelmektedir. Büyük sehriıı kosullan içinde bengibi cörünmelerine rağmen Asya, Afrika ve Güliîi törpülenen bu vatandaşların hazin hayat hinev Amerikada birçok geri kalmış toplum kendikâyelerini gazetelerde her sün okuyoruz. Buna lerini bu modern sömürçeciliğin pencesinden kurkarsılık vaz aylarında büyük sehirden bir çılgın tarabilmiş deSilleıdir. Bu memleketler Avrupa ve gibi plâjlara saldıran insan grupları deniz kıyıAmerikanın modası geçrai.ş sinaî mahsullerini üssında yiyecek balık bulamamakta, onlar eglenirtün fiyatlarla satın alıp, söziim ona yüksek bir ken köyde kalmış vorgun insanlar onlara yiyecek hayat standardına göre yaşarlarken, bn dev enyetiştirememektedirler. tnsanları topMsa ba*Iadüstrinin ilkel maddelerini ve yaşamanın kolay ve zevkli bir hale getirildiği kalabalık sehirlerin mak, endüstriyi tarımın hizmetine sokmak ve başı bos çelismesini eııgellemek için «Agrindus fikyiyecek ihtiyacını karsılamak için üstiin bir çaba ri etrafında biz de biraz düsünmeve mecbur bugarfederler. Endüstri kurmak suretiyle, boyundulunuvoruz. Kapitalist ve sosvalist anlam icinde rnktan kurtnlabileceklerini zanneden bn toplumisletilmesi ve gelistirilmp<;i mümkün olan bu üniların çoğa, satın aldıklan tesislerin prodüktivitelerin knrulması ve faalivete geçirilme/!. hüviik telerinin düşük ve demode oluşn. teknik bilei nokselıirler hesahına sömürülen Anadoluyu kalkındır saniıSı dolaylı ekonomik oyunlar dolayısiyle bir mak ve uygarlığın avanta.ilarını. buna cok muhiüre sonra işin bu suretle de çözümlenemivecek kadar karışık ve rorln oldnfnnu anlar ve kendi taç bir hale gelmis olan Tiirk köylüsüniin ayaîına götürmek için en iyi çare olacaktır. Bn sayede lerini mukaddpratın eline terk ederler. Cİ7İİ İSSİ7ÜÇİ önlevehilir ve endüstrinin tarıma ve Bir tnplumun, daha doferusu geri kalmıs olan halka geni« çapta hizmet etmesini sajlamıs olubir toplnmnn kendine çelebilmesi ve kendi hayat rnz. tleri bir görüsle çalıştırılacak olan endüstriel anlayısına oyirun kalıpiar içinde ahenkli bir sekiltesisler kpndi iscilerinin beslenmesi için çevrede de serpilip kalkınması icin tarım ve endüstri sektarımı eelistirecek. eîitim ve mesken dâvalarını törlerindeki gelismelerin nyarlı bir dense içinde da kolayca hallpdecektir. Bn snretle niveti iyi bulnnması ve bilbassa vabancı müdahalesinin olan sanavi knruluslan ile. niyeti sadece bo top•zaltılması iktiza etmektedir. rağı ve bu topraeın insanlannı sömürme olan bazı Milli geliri artıracaSım evhamı icinde endüsfirmsları çevrelerinde yaptıkları ile denetlemek triyi inadına gelistirerek, tarım sektörünü ihmal dengeyi bozar ve bacakları bir hayli gelişmiş ol ve karara varmak imkânına da kavuşmu» oiacamasına rafmen kafası ile kolları dumnra uijraınıs bir çocnk ?'bi cemiyetin de ucnbe haline gelme»ine sebep olur. Oysa ki. tarım ve tarımsal iirün(1) Koçtürk, Osman N., Tarım Endüstri Dengeler bütün ileri ve eeri kalmıs tnplumlar insanının si. Cumhuriyet Gazetesi. 26 Mayıs 1965 en vazsrecilmez ihtivaç maddeleridir. F.ndiistri,^ (2) Cumhuriyet Gszetesi. 22 Nisan 1965 plâstiklerle derivi vc navlnn s?navii bazı kimya(3) Halperin, Haim. Agrindus, London 1964 sal metotlarla kumaşı taklit etmiş ve birtakım Diğer Toplumlor K • ••• • ••• yasla bir hayli pahalı. Ama otuz yıl öncesini düşünürsek aracia ovyet Dışişleri Bakanhğı rr.e geçen süre içinde hayat düzey; nin göze çarpacak ölçülerîe art murlarından Manjosin önüme tığını inkâr edemeyiz. Gerçi o düştü. Metropol otelinin danstuz yıl önce de burada açlık yokiı çay ve yemek sa'.onuna girdık, tu, fakat darhk vardı, sıkmtı orkestrayı arkamıza alarak gerivardı. Bir kısmı dondurulmuş lerde bir masa başına yerleştik. re?mî, bir kısmı da serbest piyalyi türkçe konuçan Manjosin: sa fiatı üzerine iş gördükleri için Nasıl, bir deği.şiklik var mı? satış mağazaları iki kategoriye Diye sordu. Hayır. hiç bir deavrılmıştı. Mallara resmî fiat ğişiklik yoktu. Ortadaki fıskıyeuygulıyan dükkânların önünde li havuz, şıkır şıkır akan sulariyhalk kuyruğa girer, sırası geldile yerli yerinde idi. Tavanı ve du varları süsliyen motifîere el sü ği zaman ne bulursa onunla yetinmek zorunda kalırdı. Serbest rülmemişti. 1900 medeü elektrik fiatla satış yapan mağazalara. aklâmbalanndan sa'iona hep o yarı lımda yanlış kalmadı ise. torksin melânkoük ışık dağılıyordu. Sanki orkestra da aynı havaları ça deniyordu. Buralara daha ziyade yabancılar gelir ve döviz karhyordu. Elimi çeneme dayadım, şılığı olmak üzere ne bulurlarsa bakışlarım daîgın, bir ressama poz verir gibi. bir süre öyle kal değil, ne dilerlerse ahr giderlerdi. Simdi Torksin'.er çoktan kal dım. dırılmış. Çoğu büyük otellerin Manjosin'in sorduğu bosuna dealtında, turistlere kolayhk ol«un gildi. Dört gündür Moskovada idik. Ertesi günü Kief'e gidecek diye dolar kabul eden dükkânlar varsa da fiatlar her yerde bir. tik ve ben otuz yıl önce üç hafîa Kruçef'in önem verdiği tüketim geçirdiğim bu kentte bana eski endüstrisi yavaş yavaş gelişiyor. günleri ansıtabilecek bir ipucu, Turizm faaliyeti arttıkça bunun bir dayanak arıyor, bir türlü de hattâ lükse kayarak daha da gebulamıyordum. Giderayak şu lişmesi beklenebilir. Ruslar, tuMetropol oteline bir uğramayı rizm konusunu iyice ele almışlar. ben istemiştim. Otuz yıl içinde Bundan otuz yıl önce, batı ölçüçok değişmiş, çok gelişrnişti Mosleri ile birinci sınıf denebilecek kova. Nüfusu üç milyondan yedi milyona yükselmişti. Bir za Moskovada üç otel vardı. Benim kaldığım Savoy oteli, sık sık manlar kenar mahaîle sayılsn uğradığım bu Metropol oteli, bir yerler. bugün çehrin tâ içine girde devlet misafirlerinin ağırlanmişti. Dort yana doğru açılan geniş caddeler göz alabildiğine u dığı Hotel National. Üçü de Çarlık devrı yadigârı, havuzlu, fıszanıp gidiyordu. Moskova, kendi kendisi i!e yarısa çıkmıs denebi kıyeli, 1900 yapı üslubunu andı lirdi. Burayı d?5i] otuz, on yıl, ran bu otellerin yanısıra ileri Sovyet uygarlığını yansıtacak hattâ beş yıl görmiyenlerin bile aradaki degişikliŞi farketmeme Moskova oteli henüz bitmemişti. leri imkân«ız olduğunu söyledi Bittiği zaman Moskova otelinin ler. Tencerede kaynıyan süt gi pek azametli bir şey olacağı, ö bi «ehir ta.şıp nerelere kadar yatekileri gölgede bırakacağı söy yılacakfı böyle? Her tarafta bir leniyordu. Bugün caddeleri süs yapı faaliyeti. Ucuz yapılar, çaliyen beş altı yeni otelle, otuz buk tamamlanan küçük daireli yıl önce tamamlanan Moskova oyapılır. Bunlara ısı ve gaz dagı teli de gölğelenmiştir. Hele Gortımı, bir çok apartman bloklarmı ki caddesi dolaylarında temeli kapsayan belli merkezlerden yöatılan bilmem kaç bin odah dev netiliyor. Böylece hem çehrin otel hizmete açıldığı zaman ga hava.«ını pi^ dumanlardan kurtarliba şımdikiler de haşmet'.erin mak, hem de evlerin bakım ve den bir hayli tâviz vermek zo yönetim ma^rafını indirmek müm runda kalacaklardır. kün olmuyornıu?. n^ap.;'sra^îndan epeyce a^yrı. Hemen herkes. basit, fakat temiz giyimli. Ah ne şık kadın, ne güzel kumaş denecek bîr durum yok ortada. Vitrin düzenlemek sanatı da burada henüz ilkel. Ne varsa gelişi güzel doldurulmuş camla x:n ardına. Işıklı reklâmlar az oldueu için ortahk karardıktan sonra sokaklar öyle ışıl ışıl par lamıyor. Zaten saat yirmi üç oldu m.ı Moskovada her yer kapalı. Yeraltı treni geceyarısından sonra işlemiyor. Buna karşıisk büyük sehirlerin sefalet manza raları ile de Moskovada karşıiaşmıyorsunuz. Hırpani kıyafetli insanlar, serseriler, dilenciler, kıvır zıvır satarak günlük r.afa kasını çıkarmaya uğraşan gizli issizler, burada tarihe karışmış. N Konut dâvosı ununla beraber, Moskovaya yerleşmek sınırlandıgı ve hükümet tarafından dikkatle kontrol edildİRİ halde yine de konut dâvası çözülmüş değil. Ne zaman çözüleceği de pek bilinmi yor. Her ne kadar gecekondu yok sa da, tek mutfakh. tek banyolu ufak bir daireyi iki ailenin pay lasması hâlâ oîdukça sık rastianan bir olay. Moskovaya yakıştıramadığım amerikanvâri gökde lenler arasında bu mantar gibi on beş, yirmi günde bitiveren takma yapılar göze pek de batmıyor. Yalnız. bunların uzun ö mürlü olamıyacağını. bir süre geçince yıkılarak yerlerine yenilerinin dıkilmesi gerekeceğini anlamak için de mimar olmaya hiç lüzum yok. Sovyet Rusyada ev kiraları ucuz. Genel olarak aylık gelirin yüzde beşi ile yüzde sekizi ara sında dolaşıyor. Bir rubleyi bi zim paramızla on lira sayarsak ayda iki yüz ruble kazanan bir adam on, on beş ruble ev kirası verecek. Kira bedeline ısıtma, soğuk ve sıcak su, havagazı, asan sör gibi hizmetler de dahil. Bu masraflar için kiracı, ayrıca bir şey ödemiyor. Istiyenlere, belli şartlar altında ev sahibi olmak. hattâ şehir dışında bir yazlık (Ruslar daça diyorlar) edinmek de mümkün. Fakat ileri gelen bürokratlar, teknokratlar, bir kısım ünlü sanatçılar ve yazarlar dışında bunu yapabile ceklerin sayısj fazla olabileceğini sanmıyorum. Sovyet Rusyada aylık kazanç genel olarak yüzle iki yüz ruble arasında oynuyor. Tabiî daha az ve daha fazla, hem de çok daha fazla kazananlar da var. Eğitim, sağhk hizmetleri parasız, kültürle ilgili hizmetlerin çoğu ile taşıt hizmetleri ucuz olduğu halde gıda maddeleri ve giyim kuşama ait eşyalar bize kı B er şeyin büyüğüne, azamet lisine özenmeleri bakımından Rus 1 ârı "ffmerikaIiTâra* beriTer" tırf=ek, pek aldar.mış olmayız sanıyorum. Bu, belki de her iki memleketin coğrafya ölcüleri itıbariyle tek başlarına birer kıt'a sayılacak kadar büyük olmala rından ileri geliyordur. Örneğin bundan iki jıl önce, Sovyet Rus yaya yedi yüz bin, geçen yıl se kiz yüz bin turist geimiç. Bu yıl milyon yabancı bekliyorlar. Yirmi iki milyon kilometrekarelik 230 milyon nüfuslu koca bir ül ke için yedi yüz bin, sekiz yüz bin. bir milyon turist nedir ki? Sovyet ekonomisinde turizmin bir rolü olacaksa, bunu basarmak istiyenler de dâvayı elbette kendi ölcüleri, kendi imkânları ile ele almayı düşüneceklerdir. H1 Benzerlik etropol otelinin müzikli çay ve yemek salonunda, elim çeneme dayalı öyle dalgın otururken, bu yukarıda anlattık lanmı düşünmüyordum. Otuz yıl öncesinin dekoru ortasında eski günlere uzanabilmekti amacım. Içimden geçenleri keşfetmiş gibi Manjosin: Nadir Bey simdi yirmi beş yaşında! Dedi. Ne? Yirmi beş yaşında mı? O yaşa geri dönebilmem için şimdi karşımda Çallı Ibrahim bulunmalı idi ve ben burada yarına güvenle bakarken meslek hayatının ilk röportaj serisini kafasında tasarhyan bir gazeteci olarak Çallı ile kadeh tokuşturmalı idim. Ona o sabah gezdiğim çağdaş Tiirk ressamları sergisinin başarılarından söz etme'.i: Şerefe üstad, Ruslar Bedri Rahmiyi pek beğendiler! Diyebilmeli idim. Ve Çallı içinden güîen gözleriyle gözleri mi okşıyarak kadehini kaldırmah : Şerefe Nadirciğim! Dedikten sonra insanın önüne birden toz pembe ufuklar açan tatlı bir nükte savurmalı idi. Hayır, j'irmi beş yaşında de*ildim. 30 yıl öncesinin hayali i!e gpviş getirmefe çalı^an elli yedi yaşmda bir sdamdım. 1 SALİHA DOĞ.VNCA (Erben) ile nOGANCA ŞEFKAT DOftANCA (Dündar) ile EROL DOĞANCA Evlendilor ÇORLU 22 f : ? 1 """•• nmmm M ,,„, Cumhurivet 99S7 Resimli Bilgi • Bugün 87. sayısı çıktı. • Eski sayılan azalmakta olduğundan eksiklerinizi süratie tamamlayınız. ISTEME VERI ; B.te, Bıyilik Te^kilit, ~ Cağaloğlu l.tanbuL İLKOKULDAN ÜNİVERSİTEYE REHBER Bütin kıtjpcılarda arayınız Genel Oa|ılıro: İATEŞ • Bayiiik teşkilâtı Hayatın görünüşü oskovada bir çok yabancıya rastladım. Büyük otellerin hollerînds kamyonlar dolusu valiz, habire dolup bosalıyor. Sokaklarda arada bir ingilizce, fran sızca, almanca konuşuldufunu du yuyorsunuz. Renklerinden ve kıyafetlerinden Hintli, Çinli, Siyamlı, Afrikalı olduklarmı derhal farkettiğiniz insanlar görü yorsunuz. Inturist otobüsleri, rehberin anlattıklarını şaşkın şaş kın dinliyen grupları, geniş caddelerde bir yerden bir yere ta şıyor. Halkın giyim, kuşamı bakmıından Moskova sokakları başka büyük jehirîerdeki sokaklann N VELİLER ÖĞRENCİLER Okullaıla ilgili aradığınız her bilgiyi YALNIZ bu kitapta bulacaksınız. Cumhuriyet 9986 Bateş 104, 9Îİ73 Karfal Ortaokulu Müdürlüğiînden; 1 40796.00 (Kırkbin yediyüz doksan altı) lira keşif bedelli Kartal Ortaokulunun çatı onarımı ve yağhboyası işinin 11 eylül 1965 cumartesi günü saat 11 de İstanbul Okullar Saymaniığında kapalı zarf usulü ile eksiitmesi yapılacaktır. 2 Istekliler. bu işe ait muksvele ve eksiltme evrakı ile Baymdırlık işleri umumi ve hususî şartnamelerini; koşif ve projelerini ve buna mütcferri difer evrakı okulda görebilirler. 3 Eksiltmeye iştirsk edebilmek için taliplerin 3060 (üçbin altnuş) lira muvakkat terr.inat yatırmış olmaUrı; 1965 yılına ait Ticaret Odası bclgesi ibraz etmeleri; eksiltme gününden; tatil giinleri hariç; üç gün evvel V'lJyetten ehliyet vesikası ?lmış olmaları bu işe ait evrakı imz^lamaları v e tekli zarflarını e k s i l t m e günü saat 10 a k a d a r kadar ları ve tekli" zarflarını eksiltme g ü n ü saat 10 a Komisyona v e r m i ş c l m s l a r ı şart'ar. K o m i s y o n a vermiş clmsları şart'ar. (Basın 15207.'9970) ( B a s ı n 15207.'9970) Sosyal Sîgortalar Kurumsı; İstanbu! Satınalma MüdüHüğündsn: 1 Sağhk tesislerimiz ihtivacı için depo stoku olarak 25000 Kg. KOTO\ İDROFİL kapalı zarf usulü ile satmalınacaktır. 2 Mübayaa 15 9.1965 çarşamba günü saat 15.00 de Müdürlüğümüzün bulunduğu Beyoğlu Balıkpazarı Malj Han kat 4 de 1 No. lu Satınalma Komisyonunda yapıîacaktır. 3 Mübayaaya iştirak etır.ek isteyen firmalar «artnamesi esaslarma göre hazırhyacaklan kapalı zarflarını mezkur günde en geç saat 14.00 e kadar makbuz mukabilmde I No. lu Komisyon Baskanhğına vermiş veya en geç aynı saatte bulunacak şekilde posta ile göndermiş olacaklardır. 4 Postada vaki gecikmeîere kabu! edilmez. 5 Bu işe ait şartnameler mesal saatleri dahi'.inds bedelsiz olara!: Komisyond=ın temin edilebilir. 6 Kurumumuz artırma, eksiltme ve ihale kanununa tâbi olmadıgındnn ihaleyi yapıp yapmamakfa veya diledığine yapmakta sçrbesttir. (Basın 15049,9971) MEYLIT Pederim Emekll Büyükelçl Deriş Patent ve Marka Acentalığı Ltd. Şti. nin (Av. Etem D. Deriş) 44 16 51 ve 49 26 31 sayılı telefon numaralan 24 ağustos 1965 tarihinden itîbaren t t * \ \ t * ; ( t \ J ^ ^ ( f t ' ^ ^ t f J J ^ ŞEVKET FUAT KEÇECİ'nin vefatının 40 ıncj gününe tesadüf eden 23 Ağustos 1965 pazartesl gü nü (Eugün) öğle namazını müteakıp Moda Camiînde Mevllthan Ha f ız Rifat Gürses, Hafız Zeki Aît.n. Hafız Zeki Sesli, Hafız Kâni Karaea, Hafız Nusret Yeçil(,*y. Haiız Muzaffer Kc'.nnı, Hafız Etem Vural taraflanr.dnn oknnacak Mevlidi Şerif ve Hatiaı Dua5ina arzu eden akraba, dost ve din kardeşlerimizin teşriflenni rlca ederim. Oğlu: All Fııat KEC'ECI Cumhurivet 49 70 10 (İki Hat) olarak değiştirilmiştir. Cumhurivet İ TESEKKÜR j : • ; Ölümü ile hepimizl »onsuz ma I î teme garkeden çok sevgili baba • : m ı z <j I V . • • ALMAN PATENTÜ CIHAZINIZIN CAN DAMARlDtR. İlâncılık: 318İ/995S Ş censze töreninde bizzat bulunan i • muhterem zevata, evimize gele * S rek taziyette bulunaıılara, tel 5 ; graf, telefon ve mektuola derin ! i acımıza istirak eden akraba. dost ; ; vt arkadaşlarımıza ve ].astahj*ı S i sırasında son ana kadar yardjm j • larını esirgemiyen Dr. SEYHAN i i ÇELİKOĞLU'na en derin rainnet ; • ve şükranlalrımızı arzederiz. ; : İZGİZ AİLKSt Cumhuriyet 9985 ! CEVAT IZGIZ'in : YAPI ve tzmir'de EFES ŞUBEMİZ (Büyük Efes oteli altında) SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA Hypertrophik lichen planus , müzmin lichen simplex, el ekzeması, psoriasis, ilfihaph ve alerjik dermatozlarda katî tesirli : MEYLIT Blricik esim ve Edip Canan'ımızin sevgili babası KREDI BANKASI bugün hizmete girdi * 23 Ağustos, 1965 " B E T N O V A T E " Mre eh m BETAMETHASONE 17 VALERATE % 01 5 gramlık tüplerde pıyasaya arzedilmiştir. Clcı.. Mvitahzarlan A.§. P. K. 62 lttan İttnaıiık; "BETNOYATE" GLAXO MÜSTAHZARIDIR toprağa verilisir.in l.ırVıncı gilnflne tesadül eden 24 Ağustos 965 salı gürii ikindl namazmdan sonra azi» p;h:jna ith«f;n Küçükyalı Camlinde okutulscak Mevlidi Şerıie arru eden akraba, dost. tanıdık ve biırtin din kardeşlerimizfn gelrr.Mİnl Hea ed«rlm Eal: UlB IKA Oıaahurijrat Operatör Dr. EDİP AKA'nm fteklâmeıük Ü