15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKİ CÜMHURTYET 22 Temmuz 1965 MESLEK EĞİTİMİ Prof. Kemal KARHAN oplum kalkınmasının öngördüğü insan gücünun temini, meslek eğitimi problemine müneer olmaktadır. Çok geniş bir anlam taşıyan ıneslek eğitimi problemi, çesitli açılardan incelenmck zornnluğundadır. Bütün yüksek ö|retim knruluşlan, bir meslek verme hedefinc göre islediklerinden, meslek e ü l i m i n i n unsurlarıdır. BiHndigi gibi memleketimizin viiksek öğretim kuruluşları Üniversiteler \e Yüksek Okullar diye iki grup altında toplanmaktadırlar. Türkiyede köy sorunu Türkiyenin geleceği köy sorununa bağlıdır Doç. Dr. Cavit Orhan TÜTENGIL Dış politikada gerçekçilik Eskiden gazetelerimizde «Dünyada olup bitenler» köşeleri yapılırdı. Dünyada olanlar, olup bittikten sonra bize geldiği için yerli yerine oturmuştu bu başlık... Simdilerde pek değişmiş bir şey yoktur. Dünya olaylarım kavramakta politikacılarımızın gösterdikleri idrak, şaşılası bir sıSlık içindedir. Değişen dünva politikası karşısında Türkiyenin yeni tavırlar alması bir mecburiyet haliııdedir. Ama Türkiyede birtakım kişiler, memleket ve dünya görüslerini yalnız ve yalnız «komünizm düşmanlıfı» üstüne oturttuklarından önlerine artlarına bakamaz olmuşlardır. Bunlara göre, «Komünistler gelecek, bankalardaki paralarına, çiftliklerine, apartmar.larına, mücevherlerine el koyacaktır!» Tehlike büyüktür. Bedavadan kazanmak. daha çok kazanmak, beleş yaşamak, vurmak, çırpmak, çalmak üstüne is tutanların mesleği, her yeni davranısı komünistlik olarak damgalamak yönündedir. Bu meslek erbabı şimdi de Sovyet Rusya ile Türkiye arasındaki münasebetlerin yumusamasından endişededirler. Çünkü, Sovyet Rusya ile Türkiye arasındaki münasebetleri Türkiyenin menfaatleri bakımından değil, kendi menfaatleri bakımından değerlendirmektedirler. Mesele budur. Millî Mücadelede dış politika üstüne şiddetli tartısmalar yapılıyordu. O zamanın Padişahçıları da her ne pahasına olursa olsuıı Rusya ile münasebetlere girişilmesinden gocunuyorlardı. Kurtuluş Savaşı lideri Mustafa Kemal'ın ise tek bir derdi vardı : Vatanı kurtarmak! Bu ideal için yarriım ve destek arıyordu. O zaman bizim tstiklâl Savaşımızı para. silâh ve cephane ile destekliyecek tek devlet ihtilâl Rnsyası olarak görünüyordu. Mustafa Kemal'in Rusya ile münasebetlerde çizdigi gerçekçi yol şu idi : Rusyadan yardım alınacak. Rusya ile dostluk münasebetlerine girişilecek. Bu bir sivasi meseledir. Bu siyasi münasebet icin komünist olmak lüzumu yoktur. O bir ictimaî, iktisadi meseledir. Milletler birbirlerinin re.jimlerine saygılı olarak da münasebetlere girisebilirler. Atatürk'ün dış politikasında bu preıısip daima yürürlukte kalmıstır. Lenin de öyle düşünüyordu. Ve Türkiyeye elçi olarak yollanacak Aralof'a şu öğütlerde bulunnyordu : • Türkler, kendi milli kurtuluşları için döğüşüyor'ar. (...) Mustafa Kema! elbette sosyalist deîil. Fakat görülüyor ki. iyi bir teşkilâîçı. Yüksek anlayışlı bir lıder. flerici, iyi djjşünceli, akılîı bıı devlet adamı. (...) Emperyalistlerin gururunu kıracağına ve Sultanı da yârânı ile bırlıkte altedeceğine inanıyorum. (...) Türk Hükümetine ve Türk halkına saygı gösteriniz. Magrur olmayınız. Onlann isine karışmavınız.» Atatürkle Lenin, memleketlerin içislerine kanşmadan beraher yaşama ilkesinde birleşiyorlardı. Şimdi bütün dünyada geçerli «bcraber yaşama» prensipi bundan baska bir sey değildir. Türkiye komünist olmadan Kuzey komsusiyle münasebete geçer. Türkiyenin rejimi 1S61 Anayasasiyle düzenlenmistir. Ancak böyle bir seye akıl erdiremiyen pevk politikacıları ve ortakları vardır. Onlar Amerikayla dostluk için ille de Amerikan kapitalizmini benimsemek gerektiğini kafalarına koyduklarından. bağımsız bir devlet haysiyeti içinde Sovyetlerle münasebete geçilmesine akıl erdiremezler. Türkiye bu politikacılar elinde ha£ımsızlığına gölse düşürmüstür. Bakanlarımız pctrol şirketleri önünde haysiyetlerini koruyamamışlardır. Amerikahlar bütün içişlerimize burunlarını sokmuslar ve zorlu bir misafir halinde saygısızlıgı alıskanlık yapmışlardır. Türkiye dıs politikada kendi kisiliğini bulacak. Atatürk devri ilkelerine dönecek ve bütün devletlerle esit sartlar altında dostluk münasebetlerine geçecektir. Ne Amerikayla dostluk için kapitalizmi benimsemek gerekir. ne de Ruslarla dostluk için komünizmi benimsemek eerekir Ne Amerikavla dostluk için «Küçük Amerika» olmak gerekir. ne de Rusya ile dostluk için «Küçük Rusya» olmak gerekir.. Türkiyenin iç ve dıs dâvalarıııı çözümlemek için husüııkü dünyanın dıs politika sartlarını gerçekçi olarak değerleııdirmek şarttır Artık soğuk harb devri geçmistir. Ve Asyada başını helâya sokan Amerika bile Sovyr>||erle iliskilerinde bundan on yıl önceki gibi düşünmemektedir. Onun dertleri dünya ölçülerine yayılmıştır. Türkiyenin Sovyet ve komünist düşmanlığında en uçta ve yalnız görünmesinin Türkiyeye getirececi. fayda yerine zarardır, devlet adamlı;ı sıfatına yaklaşmıs politikacılarımız bu gerçeği kavramıiflar ve bu gcrçeğe göre adımlarını ayarlamıslardır. I Üniversiteler 4936 sayılı kanun i l e özerk knralnşlar haline getirilmişler ve Milli Eğitim Bakanlığının her türlü tasarrufu dışında bırakılmışlardır. Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım Rakanlıiı, Vlaştırma Rakanlığı ve Sağlık Bakanlığı camialarına dahil bulunan yüksek okullar ve akademiler ise geçioi statülerinin radikal çözümünün beklevişi içindedirler. Bu kurulusların örnek alındıçı batı memleketleri, üniversile ve yüksek okul gibı iki farklı yüksek öşjretim sisteminin, insan gücü yetiştirilmesinde yarattığı çelişmelere bir son vennegi öngörerek bonların üniversite çatısı altında topianmasını plânlamışlardır. Ergeç bizim de bu yolu seçeceğimizi göz önünde tutarak, yüksek seviypde meslek eğitiminin yakın gelecekte özerk kurulusların malı olacağına inanmak gerekmektedir. Orta seviyedeki meslek eğitimi insan giicü yetiştirilmesinin en büyük payını almakta ve hu eğitim Milli Ejitim Bakanlığı tarafından yönetilmektedir. Memleketimizdeki meslek eğitiminin başlangıcını, hir meslek tesekkülü olan lonca sistemleri bir yana bırakılırsa, Mithat Paşanın kurduğu sanat okuliarı olarak almak gerekmektedir. Bu okullar i! özel idarelerinin desteği ile çalısmalarına uznn zaman devanı etmisler, sonradan Milli Eğitim Bakanlışı camiasına alınarak enstitiiler ve akşam okulları halinde gelismişlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı yönetimine. gelenek ve gelişimine uygun olarak, genel öğretim espirisi hâkim bnlunmaktadır. Kclirli bir mesleğe yönelmeyen ve kültür seviyesinin genel anlamda artışını hedef tutan bn ögretim ilk ve orta öfretimi kapsamaktadır. Genel öğretimin en önemli özelliği, çevredeki meslek dallarının hiçbirine doğrudan doğruya ilgi göstermeyen izole mahiyetidir. Genel öğretimin esas hedefi. Yüksek öğretime eleraan hazırlamak olmakla beraber. çeşitli yüksek öğretim müesseselcrinin taleplennin bağdaştırılma rabası. co?u zaman genel öğretim özel kurallarının. dalıa doerusu vurdum duymazlığınırı icinde eriyip gitmektedir. Eksikliklerin yüksek öğretimde giderilme imkânlan. gcnel öğretinıdeki aksaklıkları bir derereve kadar hafifletmektedir. Genel öğretimin diğer önemli özelliği helirli yaş sıııırları arasındaki vatandaşları nıuhalap tutmasıdır. Diğer bir deyimle bu öğretimdcn nasip alma. sekiz yasında başlamakta ve nihavet yirmi yasında son bulmaktadır. Esasen, genel öğretimin hazırlayıcı olma karakteri bu öğretimi j a y m a ğ a müsait hulunnıamaktadır. yoldan hedef tutan bir nitelik taşımakta ve bn mesleklerin özellikleri ile yakından ilgili bulunmaktadır. Meslek eğitiminde knraluşlar ve eğitim programlan, iş alanlarının taleplerine göre izlenerek düzenlenmek lomnlugundadır. Meslek eğitiminin en mühira özelliği yaygın karakterindedir. tnsan gücünün yetiştirilmesi kadar geliştirilmesi de önem taşır. Çeşitli iş alanlarında çalısmakta bulunan'elemanların her an gelişmekte bulunan bilçilerle teçhizi, meslek eğitimi sornnlarının başında gelir. Bn yüzden meslek eğitimi genel eğitimden farklı olarak her yaştaki vatandaşların gelişmesiyle yükümlüdür. Devlet elinde bulunan meslek egitimi müesseselerinin iş alanları ile aralarında sağlanması gereken bağların dışında çeşitli iktisadî kurulusların eleman yetiştirme ve geliştirme gayretlerinin de bir meslek eğitimi politikası içinde koordine edilmesi gerekmektedir. Prnbleme bn yönden bakılırsa, meslek eğitimi bir öğretim dâvası olmaktan çok, insan gücü eğitimi, yani iktisadî faaliyetin en önemli unsnrunun potansiyeli divâsı olduğu anlaşılır. Meslek Eğitimi hugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığınca bir genel öğretim espirisi içinde ele alınmıştır. Hâkim olan düşünce, bütün meslek eğitimi müesseselerini. genel öğretimdeki benzerlerinin paraleli olarak geliştirmiştir. Her meslek okulunda. bir orta öğretim okuluna benzetilmenin zoraki izlerini görmek mümkündür. ts alanlan ile bağ kurma esası üzerinde durulmadığından. meslekler çalışma sırasında tesekkül etmekte, hu ise zaman kaybını yol açmaktadır. Teni is alanlarının talep ettiği elemanların yetistirilmesiııin plânlanması gecikmekte ve iktisadî knrnluslar. gerekli insan güciine zamanında sahip olamamaktadır. Mevcnt elemanların gelistirümesi için girişilen teşebbülerin işlemesine de Millî Eğitim Bakanlığı yeter etkiyi göstermemekte, bunların memleket çapında bir politika disiplini altına sokulması konusu üzerine eğilinmemektedir. Meslek Eğitimi genel öğretimin bir yan ürünü sayılmakia ve bu tutum her yönden kendini duynrmaktadır. İÜ24 yılında bilhassa din öğretimiııi Millî Eğitim Bakanlığı disiplinine bağlamak gayretiyle rıkarılan Tevhidi Tedrisat kanunu, mahiyetî cok farklı hir eğitim sistemini çenel öçretim esaslarına göre yiiriitmenin zoraki hareket noktasını teskil etmektedir. Bu yürden meslek eğitimine verilmesi gereken önem, Bakaniık Bütçesinde tahsis edilen payın düsük mertebesinde küçümsenmemektedir. Toplum kalkınmamızın gereken »eviyeye ulasamamasının nedeni bn sorun içinde yoğunlasmaktadır. Gerçek olan. Millî Eğitim Bakanlıjı teleneğinin, meslek eğitimini yürütmeğç yetmediği, hatta baska bir deyimle ençel teskil ettiğidir. \% alanı ve eğitimi memleket capında kapsayan çok yönlü bir insan eücii ycti»tirme ve ecliştirme politikası, bir an önce kurulması vo yiiriitülmesi gereken sorunlarımızın başında gelmektedir. K uruluşiı bazı çevrelerce olumlu, bazı çevTelerce de olumguz olarak kaışılanmış bulunan Köy İşleri Bakanlığı. bugüne degin ağır aksak yürütüle gelen köy hizmetlerini bir elde toplamak amacuıda görünüyor. Türkiye'nin bugün erişmiş olduğu aşamada gerçekleri bilmek artık yetraeraekte, doğru çözüm yollannı da ğın kurulusuna temel sayılan gerçekler arasında, «ıüfusun °o 71 . inin geçimini tarım sektöründe sağlaması, her yıl 600.000 kişinin köy nüfusur.a katılmakta oluşu, köy sektöründe nüfus başına düşen ortalama gelirin 1540 TL. civarında bulunuşu, buna karsılık, Türkiye'de millî gelirin ° « 42'sinin / tanm sektöründen sağlanması ve ihracatın da •» 80'ini tarım sektö/ rünün teskil etraesi» başta gelmektedir. (10) Ayn bakanlık ve dairelerce görülmekte olan hizmetlerin bir elde toplanması, k o ordinasyon sağlanabildiği halde bile, umulanı gerçekleştiremiyecektir. Köy tşleri Bakanlığını bekleyen illc iş, gelişmeyi engelleyen ve hizmet götürmeyi zorlaştıran temel meselelere eğilmek, başka bir deyişle, köyün ekonomik ve sosyal yapısını değiştirmektir. Bu amaca yönelmeyen bir kuruluşu olumlu karşılamak mümkün olamaz. Köye götürülen hizmetlerin maliyeti, çok sajnda yerleşme noktalannda elverişsiz bir nüfus kütlesinin bulunması sebebiyle, hem yüksek, hem de verimsizdir. Turkiye'de köyleri toplulaştırmak gerekmektedir. ö t e yandan, günümüzdeki (Bucak) teşkilâtı yerine, iktisadi bakımdan ve sosyal hizmetlerin etkili olmasını saglamak bakımından «Köy Birlikleri» kurulması gerekmektedir. Kooperatif çahşmalan boyle bir ortamda faydalı kılınabilir. Orman içi, orman kenarı ve ormana 15 km. mesafede oturan köylülerin sayısı dokuz müyona varmaktadır. Orman konusunda fiiU durumla hukukl durum arasında mevcut bulunan karşıthk, gereksiz ihtilâflara yol açtığı, kadar kaynaklann iyi kullanılmaması sonucunu da doğurmaktadır. Pek çok yaban zeytinliklen. narenciye bahçeleri ve benzerleri fiilî hutaıkî çatışmasının konuları arasmdadır. Herhalde Türkiye' de ormanın tammırn yaparak orman alanlannın kesin sınırlannı çizmek bir zaruret olmuştur. Gizli işsizlik adı verilen tanm kesimindeki verimsiz işgücü fazlası da üzerinde durulması gereken başlıca konulardan biridir. Potansiyel işgücünü Türkiye'nin kalkındırılmasında en iyi sekilde kullanmak, dış yardımlara bel bağlamaktan daha gerçekçi bir yol tutmak olur. Bu konuya ilgi dııyanlar arasmda Prof. Dr. Fritz Baade'nin, mecburî çalışma servisi"ni de öngören alternatifler üzerincie durduğu bilinmektedir. (11> Alt yapı hizmetlerinin bu yolla yüriitulmesi Türkiye'nin kalkınma olanaklanm arttıracaktır. Kendi başına bırakılan, büyük şehirlere yöneldigi için de yeni meseleler doğuran köyden şerhe göç hareketi bölge plâncıhğı'nı zorunlu kılmaktadır. Tanmdaki nüfus fazlasmı emecek yeni sanayi merkezleri'nin en elverisli yerlerde kurulması, yağmurdan kaçarken doluya yakalanmamanm güvenilir mekanizmasıdır. Söylemeğe lüzum yoktur ki Türkiye'de de tarım alanlarında verimi artıncı yönetim ve tekniklerin gereksiz kılacağı işgücünün başka alanlarda istihdam edilmesi, yanl «şehirleşme» ve «sanayileşme» oranmda bizim Ulkemiz de gelişmis ülkeler arasındaki yerini alabilir. gımız ve yedi asırdan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna mukabil daima tahkir ve tezlil ile mukabcle ettiğimiz ve bunca fedakârlık ve ihsanlarına karşı nankörlük, küstahlık, cebbarlıkla uşak menzilesine indirmek istediğimiz bu sahibi aslinin huzurunda kemâli hicap ve ihtiramla vazı hakikimizi alalım. (12) Bu görüşlerin açtığı köye yönelen tedbirler yolu halkçılık ilkesinin yörüngesinden çıkmasıyla cılızlaşmış, ortada, diyenin de duyanın da fazla önemsemediği bir «vecİ7e> ka':mıştır. Tek dereceli • genel oy» un 1950 de ve sonrasında politikacıyı sırt sıvazlayan bir dille köylünün ayağına götürdüğü bilinmektedir. Bunca tecrübeden sonra köylülerin de La Fontaine'i okumuşçasına davranmaları beklenir. Köy, hayatımızın her alanını besleven gür bir kavnaktır. Halk kü 1 mahiyet uçurumu koymuş oldukları «köy> ve «şehir» ikiliğine rağmen ortada tek bir meselenin. Türkiye nıeselesinin. bulunduğunu göstennektir. Tarım üretimi konusu pazarlama» dan, sanayiin gelişmesi iç piyasada yeni müşteriler bulmadan müstakil olarak çözülemez. Yönetimin, Is bölümünün, sosyal dokunun ve değişik dünya görüşlerinin bazı özellikler kazandırdığı bu iki farklı yapı, karşılıklı münasebctler içine girdiği ölçüde geliimesini sağlar ve dengeli toplumun yolunıı açar. Vlastırma ve haberleşıne araçlari, basın ve yaym bu vetireniıı hız kazanmasını etkiler. Yönetici kadroııun köy tabanına dayandırılmasına imkân hazırlayan bir eğitim aıılayısı i<;e «Türk beyni» ni halktan gelen kan damarları ile beslemek suretiyle uçurumlar arasına köprüler kurulmasmı kolaylastırır. Türkiye'nin geleceği ve az gelişmi^likten kuıtulması köy sorıınuııa hulacağı çözüm yoluna sıkıra hağlıdır. Bu rözüm yolunun başarısı da sosyal detcrminizme uygunluğu ölçüde olacaktır. S O N JO. Köj İşleri Bakanlığı Kuruluş Çahşmalan, Ankara 1964 s. 22 23. ıllı Daha geniş bilgi için Bk. C.O. Tütengıl, Türkiye'nin Soruları ve Prof. Dr. Fritz Baade. t.Ü. îktisat Fakültesi Mecmuası, C. XXIV. S. 1 2. <1965>. (121 Atatürk'ten Düşünceler, Ankara (t.s.'ı, 2. basım, s. 102. tDerleyen: E.Z. Karal). 1 türünün hizmet bekliyen ham mal zemesi orada yaşamakta, iktisadî kalkınmamızın ve bekamızın teme! unsurları orada çoğaltılmak7 tadır. Dün, bağımsızlık sa% aşımız, ona dayanılarak ve güvenilerek başanldığı gibi. yarm da iktisadi kurtuluş savaşımız gene onun elbirliğiyle başarıya götürülecektir. Sonuç Türkiye'de köy sorununun k ıpsadığt bütün koııuiara değinmok bile bu ölçüde bir yazı dizisinıle mümkün değildir. Amacımız, ilımallcrin ve yanlış tutumların aralarına bir derece farkı yerine hir Farklı özellık iğer taraftaıı meslek eğitimi ger.el ÖEretime. nazaran çok farklı bir özellik göstermektedir. Meslek egitimi, çeşitli meslekleri en kısa NUFUS IŞ1ERIMIIDE REFORM Oğuz Kâzım ATOK Y apılacak o denli çok reform var ki, başlı hasına bir reform yürütme gücü kurulsa soluğu kesilir. Ne var ki, kurumlar bünye değiştirmedikçe oniann huketi olan devlet yapısında ilerilik söz konusu olamaz. Biz nüfus islerinde yapılacak reformu Türkiye için önemli bir konu olarak görmekteyiz. Bir memlekette iyi bir nüfus işlemi sistemi kurulması, insana verilen değerin, onunla temelden ilgilenmenin kanıtıdır. İnsan gücünü verimlendirme politikası da güvenilir bir sicil sisteminin işlemesine bağlıdır. Sayımlar, istatistikler, kişiyi ilgilendircn bütün değerlendirmeler böyle bir işlemin doğruluğuna dayandıkça bir anlam taşır. lenme. bosanma gibi uygar durum yazımını isler. Kişinin boy, soy, yaşam durumiyle ilgilenmez. Bu kurumlar sistem boznkluğu, kadro darlığı ve parasızlıktan karman çorman bir bunalım içinde çaIısır. Halkımızın çoğunda da nüfns bilinci uyanmamıştır, halk kayıtsızlığa kayıtsızlıkla karsılık verir. Kadın askere çağırılır. diri ölü gösterilir. daha akla gelmedik şasırtmalarla karsılanır. Dört vılda hir yapılan sayımlardan da nüfus yönetimi favdalanmaz. ö n c e nüfus yönetimi Içişleri Bakanlığından alınarak Çalısma Bakanlığı kurulusuna geçirilmelidir. Daha önce de değindiğiraiz gibi, Çalışma Bakanlığı, memleket insanlarının ömür boyu durumunu izliyen. yardımlayan, destekliyen bir yürütme dalı görev ve ödevini başîracak bir güce ve sorumlnluğa sokulması gerektir. Bu olmadıkça hükümetler insanlarına egemen olamaz, kimseyi elinden tutamaz, sadece vergi istiyen çekilmez hir şey olurlar. Radikal atılıslara girişmek g"rek. Bu Bakanlıkta nüfus yönetimini de içine alan bir personel genel müdürlüğü kurnlmalı ve hu müdürlük memleketimizde modern nüfus kütüğü sistemini kurmalıdır. Çalışma Bakanhğının diğer sorumln dalları da, her dummuna böylece nüfuz edilecek insanın, niteliklerine göre, değerlendirilmesi isiyle nğraşmalıdır. I I I I I I IHOLANTSE BANKUNINVI Dünyanın dört bir yanına B a n k a m ı z l a çalışarak b ü t ü n m e m l e k e t l e r l e irtibat k u r m a k i m k â n ı n d a n faydalanınız. Bankamız.10 m e m l e k e t t e şubeleri ve dünyanın her yerindeki muhabirlerile emrinizdedir. Onsekiz aydan fazla vadeli mevduata yılda Xi'A h\ı verıyoruz. Istanburun merkezinden ELEMAN ALINACAKTIR Poıarlamo (Marketing) ve Piyosa Araştırması konularındo çahştırılmak üzere, İktisat Fokültesi veya İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu genç elemanlara ihtiyaç vardır. Almanca lisanına vakıf olmak şarttır. Seçilecek olanlar başlangıçta Almanya'da 6 oy eğitime tâbi tutulacaklardır Maoş, kobiliyet ve tecrübeye göre tatmlnkârdır. Yazılı mürocaatların ajağıdaki , odreslerden birine yapılması rlca olunur. Yağ ve Mamnlâtı A. Ş. L «3ALATA : KARAKÖY PALAS İ S T A N B U U BANKA MAN J " T U R Y A Ğ "> Gazi Bulvan No. 31 İZMİR Sirkeci, Nur Haa Kat 3 İSTANBUL Cebeci Caddesi No. 104 ANKARA Modern sistemler vrupayı inceliyen bir arkadasımıza. üç yüz yıllık bir tsviçre ailesinin kusaklar boyu işlenmiş kütüğünü gösterdikleri zaman şaşkmlığını ve imrenmesini gizlivememistir. Bu memlekette olduğu gihi Isveç, Danimarka. Holânda. Belcika ve ttalya gibi memleketlerde uygar durum yazımı yöntemivle nüfus kütüğü sistemi bir arada yürütülür. Kimi memleketlerde uygar durum yazımını kiliseler tutar, gerekli bilçileri nüfus kütüfünü isliyen bürolara vaktinde bildirirler. Kuşku yok ki. uygar durum yazımını da içine alan bir nüfus kütüğü sistemi en özlenenidir. Böylece kim nerde oturuyor, uvgar durumu nedir, çocuklarının öğrenim, askerlik durumları. serveti, sermayesi, issizliği. varlığından darlığına. vergisinden miras hukukuna değin tüm özellikleri duygusallıkla saptanır; kısacası kişinin doğumundan ölümüne değin geçen yılları içindp hütün inişi çıkıSJ günü gününo izlenir ve özel soysop kartlarına işlenir. Kimsenin izi vitirilmez. Gecici ya da temelli göçler belgelerle bürcdan biirova duyurulur. tnsanları da hu işlemlerin vapılmasını yardım larlar. Batı Almanva yeni statiisüne geçerken. sınırları içiııde kalan in«anlardan en yakın bürolara b?şvurarak soru kâğıtlarını bir ay içinde doldurnıaları istenmişti; herkes hu süre içinde soruları en doğru biçimiyle yansıtmıstı. Ilâncıhk: 7597/8540 A I LA N Köylünün önem kazanması Türkiye'de köi'lünün ve köy kounlarının önem kazanması Kurtulu? Savaşmı takip eden yıllardadır. Mustafa Kemal Paşa 1922 Martında yaptığı bir konuşmada temel görüşlerini ortaya kojinus bulunuyordu. Bugün bize çok uzaklardan gelen bir yankı gibi görünen bu konuşmanın pek ilginç olan. başlangıcı jöyledir: •Türkiyenin sahibi ve efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birllkte verelim: Türkiye'nin sahibi hakikisi, hakikî müstahsil olan köylüdür. O halde herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve elyak olan köylüdür. Binaenaleyh. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin siyaseti iktisadiyesi bu gaye1 asliyeyi istihsale nıâtuftur. Efendiler! Diyebilirim kl bugün felâket ve sefaletin baisi yegânesi bu hakikati gafili bulunmuş olmamızdır. Filhakika. yedi asırdan beri cihanın muhtelif aktânna sevk ederek kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktı İsfanbul Sular İdaresi Müdürlüğünden: Idaremizin Kmalıada 2400 m3 lük gömme »u deposu ile manevr» odasL, Burgazada 2000 m3 lük gömme su deposu ile manevra odası inşaatları ihaleye çıkarılmıştır. Muhammen bedeli 852.651.89 lira olup, muvakkat t«minatı 64.000. TL. aıdır. Şartnamesi 100 TL. mukabiünde îdare veznesinden temin edilebilir. Taliplerin en geç 29 temmuz perşemb* günü «aat 17.00 y« kadar İdareye yazıh olarak müracaatla, 1 Bir defada ikmal edilmis v« muvalücat ve kati kabulü yapılmıs olması şartiyle, a) 1.000.000. TL. lık bir ujl bilfiil müteahhit olarak yapnuş olduğu veya, b) 1.500.000. TL. lık bir işin başından sonuna kadar İnşaat Yüksek Mühendisi, İnşaat Mühendisi veya Yüksek Mimar Mühendis sıfatiyle şantiye şefliğini yaptığlru veya, c) 2.000.000. TL. lık bir işin başından sonuna kadar İnşaat Yüksek Mühendisi, İnşaat Mühendisi veya Yüksek MimarMühendis sıfatiyle kontrolluğunu lfa ettiğini, tevsik eder belgeyi ibraz etmelidir. 2 Müteahhit 300.000. TL. lık banka referana mektubunu, 3 Mühendis olmıyan müteahhit »antiy» şefliği için, tâyin edeceği mühendisten peşinen alacağı noter taahhütnamesini, 4 1965 Ticaret Odası vesikası tasdikli sureti, 5 Şantiye şefliğini deruhte edecek kimsenin bağlı bulunduğu odadan fennl mes'uliyet denıhte edebileceğine dair belgeyi, 6 İhale dosyası satın aldığına dair makbuzu, 7 Üç adet vibratör, iki adet 250 litrelik b«toniyere sahip olduğuna dair belgeyi ibraz etmesi ve idareden ehliyet vesikası alması şarttır. İdare işbu ehliyet vesikasını verip vermemekte tamamen serbesttir. Vesikalar 2 ağustos pazartesi günü saat 10.00 da verilecekür. Isteklilerin şartnamesi dahilinde hazulıyacaklan kapah teklif mektuplarmı en geç 2 ağustos 1965 pazartesi günü saat 14.00 de kauar Beyoğlu, İstiklâl caddesinde Fransız çıkmazındaki İdare Merkezinde Müdürler Kurulu Sekretcrliğine vermeleri ilân olunur. İdare ihaleyi yapıp yapmamakta ve dilediğine yapmakta tamamen serbesttir. (Basın 12583/8550) Manajans 1000 S5")4 •••••••• İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI RUMELİHİSARI TEMSİLLERİ Pazartesi hariç her gece 21 de SHAKESPEARE'in Askerlik işleri üvenli bir nüfus sistemi islemeye başlayınca ilk yoklama gibi ilkel usullere de basvurulmaz, askerlik işleri de nüfns yönetimlerince yürütülebilir. Çnnkü bugün sevk külfeti olmayan pratik bir yöntem nygulanmaktadır. Talnız her ilde bir askerlik kurulu bulundurulur. Bu kurullar. ilin ve bağlı ilçelerin bu işlerini izlerler. ana sınıflara ayırmada nımanlık yaparlar ve sefer tertiplerini plânlarİ3r. Hem Millî Savunma gücünde büyük tasarrufa gidilir, hem de çocukları öğrenimde olan Tarbay Albay gibi rütbelilerin bu konudaki ilçe hizmetleri kaldınlmıs olur. G CORİOLANUS Biletler her gün 13 ten itibaren Tepebaşı ve Hisar gişelerinde satıimaktadır. Temsillerden sonra hor semte otobüs temin edilnıistir. . (Basîn 13088/8542) . •••••••••••••••••••••••••BaaBIHHHHaBiaBB tnsanı hütünüvle kavravan köklü bir nüfus sistemi kurulmaclıP'a ınsanın hicbir durumuna ceemen nlunamaz. tnsan giicü politikası havada kalır, s^fer tertipleri güvensiz olur. Bizdeki nüfus işleri vıkarda belirttİEimız ölçüde bir nüfus kütüğü sisU'inimiz yoktur. sörevli kurum •\almzea kişinin ailesindeki durumunu, doğum, ölüm, ev Elverisli bürolara, karteks dolaplara, özel kartlara. fişlere, özellikle vetismiş yeter ölçüde elemanlara ihtiyaç gösterecek bn sistem milyonların kapısını çalabilir. Şu var ki. milyonlar gidecek diye en ileri Anayasa ilkelerini benimsiren bir memlekette en ilkel yöntemleri. battal defter usullerini, vozlaşmıs kayıtları sürdürmeye katlanılamaz. Sonra bu sisteme bölse bölçe ve adım adım da gidilebilir; yeter ki Çalısma Bakanlığı bünyesi değistirilsin, isliyecek bir sistem çerçevelensin ve benimsensin. GAİBE İHTAR SUÇ : FİRAR MAZNUN : AHMET FAKI, Hüseyin oğlu 941 doğumlu TokatSeyit Necmettin mahallesinden 58. Top. Tuğ. Karma Tabur Top. Gr. Eri. Yukarıda suçu ve kimliği yazıh er maznunun konutunun bildirilmesini en yakın Askerî, Mülkii makamlara teslim olması, aksi halde Türkiye dahilindeki bütün nalların As. Y.U.K. nun 181 ve 190. maddeleri gereğince haciz olunacağı ilânen ihtar olunur. 15/7/1965 gün ve 96525008 sayıhdır. 58. Tüm. Askerî Savcısı İHSAN YARAR Hâkim Kd Yr.b. (1045 Basın 13132 8548) NİM1T GL'LtR i1 e SLAT TUNCA Eıiendiler. • 22 7/1965 Beşıktaş J (Cumhuriyct . 8534) KAYIP Denız Harb Okulundan a Eim pasomu kaybet'tm. Hük'jmsuDurmus Konya Cumhuriyct Sr S f& a n DURUM DERGiSiNiN 4I.SAYISI ÇIKTI ••••••••••••••••••••••••••••••••••••• TEŞEKKUR 17.7.1965 Cumartes! günü ânl olarak Hakkın rahmetlne kavuşan çok kıymetll sevglll eşlm Te babamız Makine mühendlsl EKREM SUCU'nıın cenaze törenlnde büyük yardımları dokıınon mesal arkadaslarına 7e bütün E. K. t. c&mlasma. afcraba ve dostlarımıza mlnnet »e şükranlarımızı sunanz. Eşl: Şekflre 8nca Ojln: Mfhmet Surn DAKTiLO ARANIYOR Muhaberat, daktilo ve muhasebe yardımcılığı yapabılecek bayan aranıyor. tsteklilerin referans re talep ettikleri Ucretle Karaköy Posta Kutusu K71 e yazmalan. : 1724 8541) OOKIOR Tsrsk Z. Krhakan H ü i l a l ı k l a n Mölr nn.oKı tatiklAı Csn Pvrmnn «MI>I No V rl M i( /? İ Oert Sao »e Zflhrt>r1 "•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Cumhuriyat U3S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle