15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKt CUMHÜRIYET 21 Temmuz 1965 Türkiyede köy sorunu GREV HAKKI Ü ÜZERİNDE DİİŞİİNCEIER "Halktan gelen İİİİ Prof. Dr. Cahit TALAS opln Sözlesme, Grev ve Lokavt Kanununun yürürlüfce girmesi iki yıla yaklasmıştır. Ba devre içinde memleketimizde Toplo Sözleşme Grev ve Lokavt alanında, üzerinde çesitli yönlerden düsüniilmpsi çereken hâdis'eler cercyan etmiştir. Geri kalmıs bir toplumda. •ırevi. mevcudıyeti bilinen, fakat çok nâdır hallerde başvurulan bir hak olarak cereyan edecek bir hâdise» »eklinde kabullenmek şüphesiz çok iyimser bir tatamin olurdu. Böyle bir durum dünyamn pck az memleketine, ve çok uzun tecrübe, zahmet, sıkıntı ve düsünme yıllarından sonra nasîp olmuştur. 1962 yılından bu yana Türkiye'de 90 a yakın grev ilân olunmustur. Bu çrevlerde kayholunan iş günü savısı 225 bin kadardır. Toplumun saçlığını \e emniyetini yakından ilçılendiren çrevler ise hükümet müdahalesiyle durdurulmus ve Yuksek Vzlaştırma Knrnllarının aracılığiyle anlaşmalara ulasılmıstır. Bu hükümet.. J Eli sopalı çapulcuların saldırıları iik meyvasını verdi. Ve tşçi Partisi bütün toplantılarını durdurdu. Işçi Partisi Türkiyenin tek sosyalist partisidir. Memlekette gerçekleşmesi istenen demokratik düzen ancak onun varüğı ve gelişmesiyle bir anlam kazanmaktadır. Ve Batı demokrasisi örneğine yaklaşmaktadır. Ancak toplumcu fikirlerin halk arasında yaygınlaşmasıııdan korkan faşist güçler. türlü tertiplerle tşçi Partisinin karşısına taş ve sopavta çıkıyorlar. Kaba kuvvete başvurarak vapılan saldırı lar. Türkiyede seçim güvenliğini vok edecek bir ortam yaratmıştır Işin kötüsü «tarafsız seçim» di\e ortaya çıkan hükümet, Anayasa ^üvenliğinin baltalandığı eııdişe verici günlerde sustnakta ve yeni saldırılara âdeta açık kapı bırakmaktadır. İsmet Paşa hükümetinin tarafsız seçim fikrine gölge düşüreceğini söyliyerek iktidara gelenlerin şimdiye kadar yaptıklan, Ekim 1965 seçimlerinin üstüne bugünden düşen korkulu gölgeler yaratmıştır Bu hükümet, yüzden fazla savcıyı giderayak değiştirmiştir. Bu hükümet. vali ve kaymakamlar arasında geniş bir değişikliği yapnıak üzeredir. Bu konudaki kararname hazırlanmıştır. Bu hükümet. Milli Eğitim Bakanlığı kilit noktalarında geni? değişiklikler yapmıştır. Ve Bakanlığın alt katlarında yeni tâyinler için harekete geçilmiştir. Bu hükümetin Başbakan Yardımcısı. devlet adına ve devlet pa rasiyle parti propagandası gezisine çıkmıştır. \e bu gezide seviyesiz bir propaganda ile vatandaşların haysiyetine lecaıüz edilmiş, Başbakan Yardımcısının söylediği nutuklar yönünde bir saldırı. aynı kanadın Bursa kodamanları eliyle sahneye konmuştur. Isçi Partisi Anayasanın sağladığı güvenlikten maiırum kaldığı için toplantılarını durdurmuştur. Seçimlere iki buçuk ay kalmıştır. Bu durumda hükümet gerekli seçim güvenliği ortamını saçla nıaktan yoksundur. En ağır \t en tahrik edici kıskırtmalar hükümetin en soruınlu koltuklarında oturanlann ağzıyla yapılmaktadır Idare kademelerinde vapılan geniş tâyinler mideleri buUndıruığı gibi, bu hükümetin en sorumlu siyasî partisiyle işbirliği yapan bir dernek memleketin her yanında eli sopalı saldırılara geçmektedir. Sinemalar hasılmakta, sanatçılar hırpalanmakta, parti toplan tılarıııa hücum edilmekte. piyesler kaba kuvvetle durdurulmakta bir takım zorhalar memleketin dörtbir köşesinde güvenliği yok edici davranışlara geçmektedir. Bütün bunlara karşı vatandaşların endişelerini çiderici ve yatıştırıcı konusmalar, valnız Saym Cumhurbaşkanının ağzından du yulmuştur. Asıl konuşması çereken Hükümet Başkanı. ne sebepledir bilin mez susmakta ve pasif kalmaktadır. Kanun dışı gayretleriıı koalisyonun en büjük partisivle iliskileri açıktır. Bu hükümetle seçiınlere gitmek seçimlerin sıhhati bakımından mümkün değihlir. Ve bu hava içinde vapılacak seçimlerin de meşru olabıleceğini düşünmek mümkün olamıyacaktır. Hükümetler. ağır başlı. ve devlet adamlığı sorumunu yüklenmiş giiven verici kişilerin tarafsız tedbirleriyle seçim itibannı koruyabilirler. Bugünkü Başbakan Yardımcısı bundan dört av 6nce Morrison fırmasının temsilcisi idi. Ama devlet adına ve devlet parasiyle çıktığı Karadeniz gezisinde partisinin önde gelenleri kendisini "şu dövızle karşılamıslardır: Anası fahişe olanın babası de\jusu ekber olur. Bu seviyesizlik içinde ne hükümet edilir, ne doğru dürüst seçime gıctıl.r. Hıç bir memlekette bir Başbakan Yardımcısı devlet adına çıktıçı bır çezıde böyle karşılanmak durumunda kalmaz Çünkü kendı itibannı düşünmüyorsa bile devletin itibannı düsünmek zo rundadır. llüriist \e tarafsız seçim için iik tedbirler hükümet çerçevesi içinde alınmalıdır... T Q KAPİTALİST VE SOSYALİST SİSTEMLERDE GREV Grev hakkı esas itibariyle tıpkı sendika hakkı Te hürriveti çibi kapitalist iktisadi sistcmin bir yaratıŞıdır. Var olusunun ve bir hak olarak kabu) edilisinin sebcbi, iscilere, devletin sermaye emek miinasebetlerine yaptığı mudahalelerle tesis etmis oldugu normların dısında ve Ustünde çalısma çartları saçlamakta bir müzakere kudreti dengesi roliinü ifa etmesidir. Emek sermaye münasebetlerine devlet müdahalesi yerine bu münasebet lerin düzenlenmesini taraflann sorumluluklarına bırakmayı tercih eden iktisadi ve siyasi rejimlerde toplu sözlesme ve erev müesseseleri, çtlirin, istihsalin muhtclif faktörleri arasında âdil ölçüler içinde dağılmasının başlıca vasıtalarından birini teskil eder. Buna mukabil bütün iktisadi hayatı merkezî bir plânın sevk ve idaresine bağlamıs, başka bir devimle bütün istihsal mallarını devlete maletmis totaliter sosyalist iktisadi sistemler içinde, toplu sözlesme ve grev hakkı sistemin mantığının tabiî bir sonuru olarak fonksiyonunu ve muhtevasını yitirmiştir. Bu nitelikteki toplumlarda sendika nasıl klâsik anlamı içinden çıkmıs ve devletin ve rejimin, resmî iktisadi ve sosval politikasının bir rarkı olmus ise, toplu sözlesme ve erev hakları da merkrzî plânın tesbit etmiş oldıısu ve emredici mahiyet arzcden istihsal. istihlâk ve gelir dağılımı kuralları içinde anlamsi7 bir hale gelmiştir. Bu sebepten ötürüdür ki. totaliter sosyalist iktisadi sistemler içinde toplu sÖ7İesme, grev hakkı ve hürriyetinin mevcudiveti bahis konusu olmamaktadır. bin isçiyi kapsayan 802 toplu iş sözlesmesi yapılmış huluıımaktadır. Grevlere gelince 90 kadar grevden yalnız 1 i devlet sektöründe ilân olunmustur. Devlet seklöründe lokavt yapılmamıstır. Bu rakamların ifade ettisi mâııa. toplu sözlesme müessesesinin genis ölçüde devlet sektöründe islediği ve bu sebepten ötürü de devlet sektöründe ücretlerin ve diğer menfaatlerin özel sektördeki seviyenin iizerine çıkma istidadı göstermeğe basladığıdır. Bunun vanında dijer bir keyfiyet de, devlet sektöründe bazan ekonominin busünkü ödeme takatının iistündeki ücret taleplerine çesitli mülâhazalarla ve bircok hallerde devletin ikti.sat dısı müdahale«n!<• mukavemet edilemiverek bölgeler ve bir kısım is kolları arasında ücret dençesizliklerinin ortava cıkmıs bnlunmas'dır. Bu durumun tek istisnası, devlet sektöründe bulunan her türlü madenlerdeki ücretlerin sevivesidir. Binaenaleyh Tonhı SÖ7İesme miizakerelerinde. müzakere kudreti dengesi devlet sektörii alevhine hozulmus bulnnmaktadır. Bu durum Türkıve'nin sayısız parabir venisid:r kan damarlarıJ5 15.636/5.092.025 4. Bucak merkeziyle telefon irtıbatı olmayanlar 28.010/13.415.387 5. Kahvehane ve koy odası bulunmayanlar 14.838/6333.234 6. Köy imamı olmayanlar 9.4733.518.793 7. Tarım Kredi Kooperatifi olmayanlar 33.582/16.743.328 8. İlçe merkeziyle telefon irtibatı olmayanlar 29.925'14.159.763 Bu «yok» lann yanı sıra mülkiyet ve tarımla Ugili sorunlar, bölgelere göre değişık biçimde, köy sosyal hayatında ve ekonomisinde ağırlığını dyuurmaktadır. «Toprak Reformu Kanun Tasarısı» nın gerekçesmde şu satırlann yer alışı sebepsiz değıldır: «Arazı mülkiyet ve tasarruf durumu ile ilgili düzensizlik ve bozuklukların doğnıdan doğruya tarımsal üretim ve ekonomi ıızermde vaptığı menfi etkiler yanında teknik terakkiyi kösteklemesı. yeni metod ve araçlann çiftçiler tarafmdan benimsenmesine ve kullanılmasına engel oluşu, tabii kaynaklann israflı bir şekilde istısmarına ve tahrip edilmesine sebep olması gıbi teknik mahzurları da vardır. Gerçekten yeteri genişlikte araziye sahip olan ve onu bizzat işleyen bır çiftçiye nazaran topraksız veya az topraklı ortakçı ve kiracılar, hattâ mülk sahipleri. teknolojik terakkileri takıp etmek ve kullanmak bakımından hem daha az iktisadi teşviklere, hem de yetersiz mali imkânlara sahıp bulunmaktadırlar. Bu sebeplerle, dünyamn her tarafında olduğu gıbi memleketimizde de arazi mülkiyet ve tasarruf rejımindeki bozukluklarla teknolojik sevıyedeki gerılık el ele vurümektedir». (Ankara 1965 s. 11) Doç. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL mamıştır. Fıkır ve sanat bayatımızın romantizmden realizme ydnelen tutumuna, geride bıraktığımız «Halkevi köycülüğü» ne ve «Köy Enstitüsü köycülüğü» ne rağ men «köy» başlı başına bir birım olarak ele alına gelmiştir. Halkevi köycülüğü,» bütün iyi niyetine rağmen, köye dışardan bakan. nutukçu ve öğütçü olmaktan bır türlü kendisini kurtaramayan. gelgeç bir köycülük hareketi» olmaktan kurtulamıyarak aydınların köy pikniği seklinde tavsamıştır. Köy Enstitüsü köycülüğü ise, şaŞladığı basarıya düşürülmek istenen gölgeler bu* yana, «her tek yanlı köyü kalkmdırma çabası gıbi, sadece egitim voluyla köyun kalkındınlmaşının da istenilen olıımlu sonucu verpmeveceğinı göstermiştir. (9) Bazj çevrelerin asırı bir iyimserlikle bel bağladıklarını gördüjümüz «toplum kalkınması» nın da. tabanda gerekli onarmalar ve düzeltmeler yapılmadıkça. daha da önemlisi bu çalışmalar dağınıklıktan kurtarıbp uyuvan işgüçleri harekete getirilmedikçe umulanı veremiyeceği elbette anlaşılacaktır. H 1 r eşit'.i açılardan köjiln sonınlanna değındikten sonra dünyada ve Türkiye'de köye ilişkin eğilimler üzerinde durmak ıstiyoruz. Bütün ülkeler için ortaklaşa olan eğilim. şehırlerde oturanlar oranının köylerde oturanlar aleyhmde artışlar göstermesidir. Bir çok Avrupa ülkelerinde iki yüz yılhlc bir sürede genel nüfustaki köylü • şehirli oranları tersine dönmüştür. Hızla sanayileşen Rusya gibi ülkelerde aynı sonuca daha kısa bir sürede varüdıgı görülmektedir. Tarımda çalışan faal nüfus oranlannı belirten aşağıdaki tablo bu konuda açık bir fikır verebilir: ("o'de olaraki Ç PLÂ\T VE GREV Türkive ekonomisinin karma karakterinin tahiî bir icabı olarak Türkive'nin Birinci Bes Tıllık Plânı ve tabiativie onu takip ederek olânlar esas itibariyle kamu sektörü ve özel sektör bakımlarından iki ayrı nitelik tasımaktadır. Ö7e1 sektör bakımından plân esas itibarivle özendirici. tesvik edici ve vol gösterici ve ortam hanrlavıcıdır. Fmredici bir karaktT tasımamaktndır. Buna mukabil karnn sektörii bakırrından rılân. emredici bir nitelici haizdir. Bu sektör icin her vıl vanılarak vatırımların miktarı, bn vatırımlardan heklenen hasıla ve vapılmasi rereken tasarruflar. kııHanı'acak isgöcii ve bu isçi'riine ö^enmesi <?ereken ücret ana hatları içinde belli edilmistir. Binaenaleyh kamu sektörü bakımından Bes Yıllık Plân belli bir ölçüde iktisadi hayatın sevk ve idaresini elinde tntan merkezi plânların niteliğini haiz bulunmaktadır. Böyle olunca bu sektör için ve özellikle bu sektörün toplum hayatı ve menfaatleri ile yakından ilçıli kolları yönünden crev hakkının, sistemin mantıki açısından ele alınması icap eder. Böyle yapılmadıgı takdirde plân bakımından kamu sektörünün emredici karakteri senis ölçüde ihmale usramak tehlikesiyle karsı karşıva gelebilir, Q AÎODASI GEÇMEKTE OLAN BİR VASITA Hır hak ve hürriyet olması bakımından süphesiz çrev üzerinde, siyasi rejimi demokratik ve iktisadi sistemi kapitalist veya karma olan memlekellerde bir tartısmanın acılması mümkün dejildir. Ancak yukarda değindiğimiz gibi karma ekonomilerde kamu sektörü için grev hakkının özüne dokunmaksızın yeni bazı buluslara ve gelismelere ihtiyaç vardır. Türkiye bn ihtivacı zamanla daha çok duyacaktır. Bununla beraber bir bütfiıı olarak mülâhaza edildiğinde. grev, vaktiyle Nehru'nun da isaret cttiei gibi modası geçmekte olan ve kapitalist iktisadi sistem değistikçe ve\a bu sistemin yerini, devletin iktisadi hayata müdahalesine muhtelif ölçüler içinde yer ve imkân veren yeni sistemler aldıkça, emek ve sermaye münasebetlerinde bir denge nnsnru olmak ve gelirin âdil ölçüler içinde dağılımını saglayan vasıtalardan başlıcası olmak vasfını yavas yavaş yitirmeU tedir. Bugün memleketler ve özellikle gelisme halinde bulunan memleketler için asıl üzerinde durulması gereken mesele bir ücret politikasından çok bir gelir politikası seklinde tezahür etmektedir. Gelir politikası bütün halkı kapsar ve bu politika içinde iik mesele istihdam varatmakt'r. Herkese bir gelir sağlandıktan sonra çesitli yollarla âdil gelir da|ılımı meselesi ele alındığında. grev bakkı da bu dacılımda diğer vasıtalarla birlikte eğitim. müterakki gelir vergileri, sosyal güvenlik, sistemleri kazanıhnamış bazı şelirlerin topluma maledilmesi, vosaire kendi rolünii ifa edcr. Bütün iktisadi üretim nıallarını kamuva malederek grevi anlamsız kılmak yeriııe insanın temel haklarına ve hürrivetlerine değer veren bir sivasi rejim içinde devlet. sermaye ve emeğin isbirli£i yolu ile âdil eelir dağılısını sağlamak. seleceğin sosya! politikası olarak görünmektedir. Hür düııvanın sosval politikası bu istikamette gelismeUtedir. Türkiye de hövle bir politikaya a\ak uydıırabildisi ölçüde crpvi valnız varlıSı bilinen bir hak olarak muhalaza ejlemek j oluna girmiş olabilir. Q KAR.MA EKONOMİLERDE DURUM Fakat iktisadi sistetni karma bir «istem olan Te a\nı zamanda iktisadi kalkınmasını bir plâna ba|lamış hnlunan memleketlerde ve özellikle Türklye'de, Topln Sözlesme \e grev hakkının müesteseleri ytfVarda kısaca değindiğimiz iki zıt sistemin ortasında \cr almak mecburiyeti ile karsı karsıya huluıımaktadır. Bu sebepten ötürü mesele çesitli ybnlerden tartısılmaya ve üzerinde düsünmeğe deijer bir mudillik arzediyor Memleketimizde 1961 Anayasası ile bir hak \e hürriyet olarak tanınan ve 1963 Kanunu ile tantim edilcn Toplu Sözlesme ve Grev müesseseleri esas itibarivle kapitalist bir iktisadi sistemin emek sermaye münasebetleri içinde düsünülmüs ve Türkiye ekonomisinin çenis ölçüde ve özellikle sınai sektörde devletin sevk ve idaresinde bııIunmakta oldıığu gerçeği kanunun ted\ini zamanında gözönünde bulundurulmamıstır. Devletin Ö7el bir müteşebbis gibi hareket etmivecegi, devletin önemli bir is kolunda lokavta sritmiveceği, devletin elinde bulunan isletmelerin sevk ve idaresinde isçilerin söz sahibi bulunduSu. helli bir ölçüde kâra istirâk sisteminin kabul olunduğu bir düzen içinde kapitalist sistemin mantığından hareket etmek ne dereceye kadar isabetli olmustur? Bu. geoen iki yıllık bir tecrübe devresinden sonra üzerinde durulmava değer hir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Devletin bir özel müteşebbis gibi hareket etmediği. grev rakamlarının kısaca tahliii ile de belli oluyor. Bugün Türkive'de çalısma mevzuatının kapsamına giren isçilerin sa>ısı \u\arlak Takamlarla 950.000 civarındadır. Bunların yalnız 300.000 kadarı kamu sektörii ile iktisadi de\let teşekküllerinde çalışmaktadır. Devlet sektöründe 261 bin işçiyi kapsayan 230 toplu is sÖ7İeşmesi yapılmıstır. Buna mukabil özel sektör de yalnız 171 1850 yıl. 1900V > lerde 1950 yıl 70 65 Mısır 42 20 Kanada 38 13 65 A.B.D. 70 49 Japonya 43 30 55 Fransa 9 5 22 îngiltere 35 24 Almanya 80 45 85 S.S.C.B. 30 16 îsviçre Çesitli yazarların ilgisini çekmiş olan bu gelişme; a) Tarımda çalışan faal nüfusun gittikçe azaldığını. b^ Bu azalmaya yakın ölçüde sanayi kesiminde çalışanlar sayısmın arttığını. ci Sanayideki yeni gelişmelerin bu kesimde çalışanlardan bazılannın fhizmetler) kesimine geçmest eğılimini. ortaya koymaktadır. (4) Türkiye bakımından ılgimizi çeken eğilimlerın basında, kırsehir ayırımı için 10.000 ölçüsünü kabul ettigimiz halde bile şehirli oranındaki artıs aelmektedır Bugüne kadar yapılmıs olan genel nüfus sayımlarımn sonucları şöyledır: (10.000 ölçüsüne göre) (51 Kır Şehir nüfusu nüfusu Yıllar '«'si "n'si 16.4 83 fi 16 7 83.3 18.0 82(1 18.5 81.5 18.7 81.3 22.1 77.9. 24 6 75.4 1*45 • 1960 yılları arasında köylerde oturanlar sayısı 4.833 249 nufus artısı ile 18.906.720 varmış, aynı sürede «muhtarlık» sayısı 1.319 artışla 35 382 olmusrur. Bu durumda, muhtarlık başına ortalama nüfusun 413'ten 534'e, nüfusu 501 ve daha fazla olan muhtarlıklaTda oturan köylülerin de köyler n.ifusunun 'n 52.6'sından °i 66.1'ine yükseldiği görülmektedir Öte yandan. nüfusu 400'den daha az olan muhtarhklar oramnda bir serıleme ortaya çıkmaktadır. tlgimizi çeken bir baska nokta da, tarla tanmı i'.e uğrasanlar oranının > S2'den °o 61'e düsmüs olması. ı buna karşıhk kusattığı nufusur. 11 5 milyon civarmda ssbit kalışıdır. Okul. cami. kahvehane ve köy odası bulunan muhtarhkların 15 yıllık suredeki oran değişikliklerini aşağıdaki tablo göstermektedir. Co'de olarakl 'fi) 1927 1935 1940 1945 1350 1955 1960 Ülkeler History of World Population, 1964. s. 2728. (Penguin Yayınları îngıltere). (5> Bk. Dr. Cillov, Türkiye Ekonomisi, Istanbııl 1962. s. 88 ve Dr. R. Y. Keleş, Şehir ve Bolge Plânlaması Bakımından Sehiıleşme Hareketleri, Ankara 1961, s. 217. 16' Kıyaslamalarımıza temel olan bilgiîer için kaynak : Köyler Istatistiği 1945 Anket Sonucları. Ankara 1948. Köyler İstatistiği 1960 Anket Sonuç'arı, Ankara 1963. 'Basbakanhk Dev'.et İstatistik Enstitüsü Yayınları). '7ı Adı geçen eser, s. 129. '?• Bk. Dr. C. O. Tütengil, Içtimai ve İktisadi Bakımdan Türkiye'nin Karayolları, Istanbul 1!>61. 5. 56. '9' C. O. Tütengü, Türkiye'de Köy ve Aydınların Tutuınu. Sosyoloji Dergisi, S. 17 s 114 115. '^ ! Cır^r • .. The Economie Çesitli tedbir gerek W% u gıdişe «dur» dıyebilmek için «Toprak reformu» nun yeter olmadığ: meydandadır. Bir yandan kurulan düzeni devam ettirebilmek için yeni veraset hükümleri gerekecektir: öte yandan her yıl faal nüfus kütlesine katılacak olanlara tarım dışmda yeni iş alanları bulunması icap edecekîir.Öunuh*Tçın?'(îç köy sOrttr' larına Türkiye bütünü içinde bakılrr.ası zorunludur. Ojsakı aydınlarımızın kove bakısı butüncul o". ••••••••••••••••aaıaı LKYI.A ÖZCAN ile AJIMET ÖZC.\\ oüullar C A N 'ın doğumıınu dost ve akrabalarına Mujdelerler 197065 Nişantası Amerıkan Hastanc •••••••••••••••••••••••••«••a YARIN Bakanlık ve sonuc Istanbul depomuzda derhal teslim F • Kı;. Cumhurıvet 8317 J SEVIM SEVENER üe CENGİZ SEZEN EvlendUer 7 :965 Beyoğlu Cumhurlyet 849S Mevlidî Şerif reM! eilp h ı r . iıçfiınv 7 Hafız j ; Kurum adı 1945 yılı oranı 1960 yıh oranı SARTRE'DAN YENİ ÇEVİRILER • * Türker ACAROĞLU + SOZCIKLER (1965). Ünlü Fransız yazan k aPaul Sartre'dan Bertan Onaran"ın dılimıze çe rdiğı bu kıtap, De Vayınevinm (Anlatı dizisi) 11 ı ikıncısı olarak yıktı. Dunyada buyük yankılaı jyandırrmş bır eber. Asıl adı; «Les Mots». Eser, jazara 1964 Nobel Edebıyat Armağanımn verılmesine yol açmıs. lakat yazar bu armağanı almamıştı. Dkurnak ve Yazmak ba^lıklarıyle iki bölüme aynlmış olan eserınde değerlı yazar, çocukluk yıllarını anlatmakta. kendisini önce okumaya, sonra da yazarlığa iten ortanıı büyuk bir güçle çiz•nektedır. Bır anılar kıtabı, bır anlatı bu. Yazar, tısaca ailesıni tamttıktan sonra, annesıyle babasını bırleştirıyor, ondan sonra hep kendı hayatmı anlat.yor. Genç çevırmen Bertan Onaran, eseri ıyı ve güzel bır dılle Türkçeleştırmış, bunun ıçın ne kadar övülse azdır (183 s., 7.5 lira). + YABANCI'MN AÇIKLAMAS1 VE BAŞKA DENEMELER (1965. J.P. Sartre'dan (dog. 1905ı yme Bertan Onaranın dılimıze çevırdıği bu kitap da De Yayınevinın (Bilgi dizisi) nde basıldı «Situations I» adîı kıtabmdan seçilen bu unlu denemelerinde yazar; Faulkner (Sartorisı. John Dos Passos f 1919), Mauriac (La Fin de la nuit). Nabokov (Yanılma), gene Faulkner ı Ses ve öfke». Giraudou* (Choix des Elues) gıbi sanatçılarm eserlerıni mcelerken onemli sorunlara değıniyor, yeni açılar getıriyor. En sonda. Albert Camus'nün «Yabancı» roınanı üzenne vazdığı açıklama ise, Fransız edebiyatının en güzel elestiri orneklerinden bıri olarak anılır. iSartre'ın iyi bır romancı ve oyun yazarı olduğu kadar, değerli bır denemeci ve eleştirmen de olduğu bu eserıyle anlaşılmaktadır. Bertan Onaran'ın bu eserdeki çeviri dili de yenidır, güzeldir. olanakhdır '112 s., 4 liraV ir SİNEKLER (1965V Sartre'dan Salâhattin Hilâv'ın çevırdıği bu oyun, Dönem Yayınevin.n (Oyun dizisi) nde çıktı. Asıl adı: «Les Mouches» (1943). Vicdan azabını gösteren bu üç perdelik dramı. daha once Tahsiıı Yücel dılımize çevirmiştl (1963). Konusu Aıgos'ta bır alanda. sineklerin ve ölümün tanrısı Zeus'un bır heykeli önünde aeçen eser, kişinin. şunu ya da bunu yapmaya karar verirken kimseden yardırn görmiyeceğini, yalnız kendisıne dayanmak zorunda olduğunu, davranışlarının bütün sorumluluğunu yine kendisini jüklerimesi gerektiğini anlatmak amacıyla yazılmış Özgürlük ve sorumluluk problemini Orestes efsanesiyle, varoiusçu felsefeyle açıklanmaktadır (80 s., 3 lira). * HÜRRIY'ETİN YOLL.\RI (1965). Sartre'ın bu biiydk romanmm ikinci cildi olan «Le Sursis» üç ayn çeviri halinde düimize aktanldı. «Yaşanmıyan zaman» Gülseren Devrim'in (Nobel yayınlan). «Bekleyiş» Nazan ve Haluk Dedehayır'm (Altın Kitaplar Yayınevit, «Bekleme» de Hayri Esen'in (Ak Kitabevi) çevirisi olarak jayınlandı. Fransızca başlığın sözlük karşılığı «Tecil» ya da «Vâde» olmakla birlikte, bu sdzcükler anlamı tam olarak vermemekte, «Bekleyiş» ya da «Bekleme« de pek doğru olmamaktadır. «Yaşanmıyan zaman» adı. gerek orijinal başlığa, gerekse yazarın asıl duşüncesme daha uygun olsa gerek. Kitap, an bir dille, eksiksiz olarak dilimize çevrılmıştır. •• DINYAMN LÂNETLİLERİ (1965). Kıta * bin asıl vazarı Frantz Fanon. Martinik adalanndan Paris'e öğrenım için gelmiş bir zenci. Cezayir'e gitmiç. Paris'te ruhbilim doktoru olmuş, az gehsmiş ülkeler aydınlarımn görevini çok iyi kavram:s. kardeşlerınin yardımına koşmuştu. Yazdıklarıyle eylemi birbirini tutuyor. Cezayir'de Fransızların köpek gibi öldürdükleri insanların yanında olmayı seçmiş bir kişi. Cezayir'in bağımsızlığını göremeden ölmüş. 1952 denberi bu bağımsızhk için o da uğraşmış, savaşa basıt bir er gibi katılmıs. yaralanıp cephede savaşamaz hale gelinceye kadar dağlarda silâh taşımış. Sırasiyle üç eserı, bu kısa zamana sığdırarak yazmıştr. «Kara deri Beyaz maskeler» (1956), «Cezayir ihtilâlinin beşinci yılı» (1959), «Dünyamn lânetlileri» (1961). 37.1 55.3 Okul Cami veya 67.7 75.3 mescit Yalnız kah2.3 11.5 vehane Yalnız köy 28.5 28.0 odası «Sosyolojik ve İstatistikî Bakımdan Türkiye'de Köy» adlı araştırmalarmda (Ankara 1956) B. ve G. Helling'ler yaşlı ve genç kuşaklann köy karşısmdaki farklı davranışlarını dile getirmişlerdir. Onlara göre, «Baba için köy, teneffüs ettiği hava gibi, hayatın ta kendisidir. Başka bir yerde olmayı aklından bile geçirmez.» Halbuki. «Oğul için köy bir hapişhanedir; şehirde iyi bir iş bulunca veya kâfi miktarda para kazanmca tamamen oradan kurtulmayı ümit etmektedir.» (71 Söz konusu ettigimiz eğilimler, sanayileşme ile bağıntıh olmamakla birlikte Türkiye'de de köyden sehre göç olaynna sebebiyet vermiştir. Bu olay karsısında takınılan tavırlar çeşitlidir. Büyük şeyirlere yönelen göçleri durdurmak için kanunl tedbirler alınmasını öne sürenler bile olmuşHır. Bize kalırsa, «Köylü nüfus oranı çok yüksek olan Türkiye'de böyle bir hareketi (normal) saymalı, hattâ temenni etmeliyiz Bütün Avrupa ülkeleri bugünkü ileri durumlarma, geçen yüzyıldaki ziraatçi nüfusun bir kısmını sanayi sektörüne aktarmak suretiyle kavusmuşlardır.» (8) Hükümet etme sanatı, sosval determinizmin ?elisme doğrultusunu görenlere hizmet yollarını açarken, günübirİik işlerle oyalananları çıkmazlardan kurtaramaz. Köy sorunumın çözüm yeri sadece köy ve tarım hayatı değil. şehirlesme ve sanayilesmedir. Her iki alandaki başanlar İse köklü tedbirleri ve milletçe paylaşılacak fedakârlıklan zorunlu kılmaktadır. Köy koşullarını biraz yakından görebilmek için 1960 Anket Sonuçlanna göre baza «yok» lan, muhtarlık ve nüfus sayılan ile birılikte, ele almalıyız. 1. Değirmeni olmayanlar 19.748/8.939.859. 2. Demir boru ile getirılmiş suyu olmayanlar 22 224/10.R79.230 BARBERGREENE MODEL 873 FİNİŞERİ ASFALT SERERKEN, PALETLİ YÜRÜYÜŞ TAKIMLA. RI ÜZERİNDE İLERLER . NAKLEDİÜRKEN LÂSTİK TEKERLEKLERİ ÜZERİNDE ÇEKİLİP CÖTÜRÜLÜR. Eşsiz k a l ı n h k k o n t r o l ü tesvıye ve sıkıjtırma (tamper) tertıbatı daha buyuk kapasıteli modellerın aymdır. P a l t t l i yürüyuş m e k a n i z m a s ı flotasyon tertıbath ve ısıtıcıyı havı (screed) teıviye levhası sayesinde en yüksek kalitede her cınt asfalt kaplar Temel tabjkası ust yüıü dalgalı dahi olsa, asfalt kaplama düıgün olarak yapılır D o l d u r m a haznesi jenış kjpasıteli olup yan cldarlj. rı hıdrohk kumandayla yukarı ajagı ındırilebllır ve asfalt malzemenln yanlara yapışnıası ve tıkanma önlanlr. K u m a n d a l a r hidrolıktır, donuj tek lövye il« yapılır. K a p l a m a genişliği serilen asfalt yol şeridl 2.40 113 3 66 m arasında ve 3 ınç'hk kademelerle ayarlanabilır. Asfalt k a h n l ı g ı 1/2 ı|| 4 inç arasınd» İstenilen kalınlığa ayarlanabıl'r. Asfalt serme sür'ati SO FPM ( İS metre/daklka ) v« yolda ilerleme h m 30 MPH (49 Km./sıat) tir. vefanın kırkmcı gjnune lesadıif eden 21 7.1965 çarsamba gunü (Bugıin) ikindi namazım müteakip Hacı Bavram camiinde lîafız Ali Güran ve diğer değerli Hafızlar tarafından Mevlidi Şerıf okunacaktır. Bütun akraba, dost ve arzu eden din kardeşlenrr.iz davet'.idir. Gdnenli \t Çalıkoğlu Aileleri Mchmet GÖNENLİ'nin j ; i • ' • : ; ! ; j ; • Lectric Shave Sıcak havolarda cnr terlemesi elektrikli tras mokinesl kullanmayı zorlaştırır. LECTRİCSHAVE bu engell yok ederek »elektrikli tras makinenizin çalışmasını kolaylaştınr ve randımanını Ikl misline çıkarır. Ilâncılık: 7484, wijliams Cumhuriyet 8522 •••••I ••••••••••••••••••••••••••• Elekfrik Tesisah Yaptırılacaktır 1 Dr. Kejat F. Eczacıbaşı Scramik Fabrikalan A. Ş. taı^'ından Kartaldaki tesislerinde teklif alma suretiyle EleKtrık tesisatı yaptırılacaktır. 2 İşin tahmini tutarı 850.000 TL. sı olup muvakkat temmatı 50,000 TL. dır. 3 İsteklilerin şimdiye kadar yaptığı işleri gösterir belgelermi Banka referansı, Teknik Personel ve techizat bcyannamelenni, ve müteahhitlik karnelerıni yeterlik belgesi alabılmek üzere 27.7.1965 Salı günü saat 17 ye kadar Kartaldak Müessesemize teslim etmeleri lâzımdır. Postadaki gecikmeler nazarı itibare alınmaz. 4 Teklif vermeleri uygun görülenlere keyfiyet muessescce yazı ile bildirilecektir. Cumhuriyt •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••! Cumhuriyet Sİ •••••••••••••••••••••••BaBBaaHBaBaBaBBBaaBBa BarberGreene Türkiye Umum Mümessili \f T Ü R K İ N T E R M A K İ N E L E R İ A . Ş . Bankalar Han, Galata P.K. 734 T«|f.: 492849 T*lg.: TlMAKlat. Cumhuriyet 8514 Sekreter ve Daktilo Alınacak HEKTAŞ TİCARET T. A. Ş. D E N : 1) Ingilizceye hakkile vakıf, bilhassa dış muhaberatın tam mesuliyetini deruhde edebilecek vasıfta bir sekretere, 2) Süratle ve hatasız teraiz iş çıkarabilen İngilizce bilraesi veya yazabilmesi tercih sebebi olabilecek iki daktiloya ihtiyaç vardır. Ücretler tatminkâr olacaktır. Taliplerin el yazısı biyoğrafi. bir adet fotoğraf ve bir dilekçe ile Şirketimiz Personel Müdürlüğüne (Kemeraltı caddesi No. 65 Tophane İstanbu)! müracaatlan rica olunur. 1 Et ve Balık Kurumu Haydarpaşa Soğuk Deposu binasına kalorlfer ve sıcak su tesisatı yaptınlacaktır. 2 Tahmini keşif bedeli 54.400. TL., geçici tenrnatı 3 980 TL. dır. 3 İhale, kapalı zarf usu'.ü ile 5 8 1965 perşembe günü saat 15.00 de Bahçekapı, Yeni Valde Han İstanbul Bölge Müdürlüğü katında yapılacaktır. 4 İhaleye girmek istiyenlerin 1965 yılına ait tıcaret odası belgesi ile B grupu müteahhitlik belgesi ibraz etmeleri ve Bölge Müdürlüğüne müracaat ederek, ihale gününden üç gün e\Tel yeterlik belgesi almıs olmalan sarttır. 5 Teklif mektuplan 5 8'1965 perşembe günü saat 12 00 ye kadar Bölge Müdürlüğü Yazı İşlerine verılmiş olacaktır. Vâki olacak gecikmeler kabul olunmaz. 6 İhale dosyası. Bölge Müdürlüğü Fen Kurulu Başkanlığında her gün mesai saatleri içinde görülebilir. 7 Kurum, yeterlik belgesi verip vermemekte. ihaleyi yapıp yapmamakta veya isi dilediğine ihale etmekte serbesttir. KALORİFER TESİSATI YAPTIRILACAKTIR • •! s ET VE BALIK KURUMU İSTANBUL BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle