16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKİ CÜ!\THURTYET 20 Temmuz 1965 HAMİDİYE KAHRAMANI Türkiyede köy sorunu RAUF ORBAY En önemli problem: ıss •••• Yeni bir şey değil Türkive Büjuk Mıllet Meclisinin 15 Aralık 1921 tarihli oturumunda kadınlara ov hakkı tanınmasını savunan Tnnalı Hilmi beje, Konya Mebusu Vehbi bey şöyle bafınvordu : 1 « Bızım memleketımıze bolsevıklık gırmedı Hilmı bey » Bolu Mutasarrıfı Osman Kadri ise, 19 Mayıs 1920 tarihli bildirisinde halka söyle sesleniyordn : Ey padısaha, dıne devlete beş % az seneden berı sadakatı ile dunyayı hayrette bırakmıs olan hakıkî Muslumanlar! Bolşevık namı aîtmda dort >uz senelık dın ve devlet dusmanımız olan Moskoflardan çıkmış muhalıfı seri şerıf ve mugayıri kanun olan bır âdete kapılan bırakım eşkiya. vatanı kurtaracağız dıye Anadolunun sız sâf ve namuskâr ahahsıni aldatarak Padışahına, Halifeı Mushmıne ıç\an ba\rağı çekmışlerdir Vatanı kurtarmak için çalısan Millî Mücadele kuvvetlerine komünist denıvordu Kadınlara ov hakkı verilmesini savunan milletvekiline komünist denivordu Köv Enstitülerini kuranlara da komünist dendi Grev hakkını savunanlara da komünist dendi Sendikaların islemesıni istiyenlere de komünist dendi lktisadi kalkınmada plânlamayı sart kosanlara da komünist dendi Sosyal devlet istiyenlere de komünist dendi Toprak reformunu dileyenlere de komünist dendi . Türkivede veni ve ileri ve bu vatanın vararına ne istenmişse baslançıcta avnı ithamı çoğüslemek zorunda kalmıstır. Hikâve veni değildir. 1919a kadar nzanır. O zaman bağınısızlık için çırpınan Millî Mücadeleciler, Türkiyeye yardım eden tek devlet olarak Rusva ile iliskiler kurmak istiyorlar. Ama birtakım önünü ardını eormez ve meselelen kavramaktan yoksun kisiler, bu tntuma karsıdırlar. Mustafa Kemal muhakkak Rusyadan para, cephane \e sılâh alacaktır. O zaman 1921 yılında Atatürk'ün yaptığı konusmavı bugün ibretle okumakta favda vardır. Cebelıbereket Mebusu thsan bey ve Erzurum Mebusu Hüseyin Avnı bev, Rusların Türkiveve gösterdıkleri dostlufca cephe almışlar ve •konunısthk mıkrobunun» tehlikesini belirtmislerdir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Pasa söz alıyor ve diyor ki : Kenrılerı buyurdular kı ıs tense de. ıstenmese de, bu bır mikroptur gırer O halde çare^ı yoktur demektır. Madem ki maddı tedbırlprle or.une geçmek ımkânı olmıvan bır siravettır: bu. mutlaka sârî olacaktır Zannedıvorum kı, buna karsı tedbır düsunmek meselesı ıle. soz konusu olan snası meselelen bırbırmden ayırmak daha u\ gun olur Sırf bu noktava temas etmek uzere arzedebıhnm kı. bu sâri ve kaçınıimaz olmak uzere tasvır buyurduklan komurızme karsı çareler vardır Komumzm prensıplerının, kaıdelerının memleketımızde ve mılletımız arasında uvgulanma kabılıyetıni ıdrak etmek veyahut ıdrak edenlerırrız vasıtası^le butun memlekete ve butun mıllete anlatmaktır Eğer bu gercekler, mılletımızın çoğunluğu tarafından tamamnle ıdrak buvurulmus olursa, ya kabılıvetımız vardır, yaparız. vevahut uvgulama kabıliyetı yoktur anlanz Ürkuntu duyar, yapma\ız Merrleket.mi7de. malumuâlılen. teşekku! etmis bır Komünist Partisı vardır Dığerı de Halk îştırakiyun Partısı adı altında yıne komünist partısıdır Turkıye Komünist Partısının kurulusundan açıkca haberım vardır Bu partnı kımlerın ve ne gıbı maksatla kurduklanm bılıyorum. Maksatlarının vatanın yuksek menfaatlerıvle ıngunluk hahr.de olduğuna ve şahıslarının en kıvmetlı, en namuslu .ve en vatan=ever arkadaslarımızdan bulunduğuna tamamen ınanc.m vaıdır Bundan sonra Ruslarla dostluk meselesine geçen Mustafa Kemal. devam edijor : « Gorusebılmek içın komünist olunuz, veya olmağa mecbur«unuz dıye kımse bır sey demedığı gıbi, sızınle dost olmak içın komünist olmava karar verdık demem;sızdir. Boyle bır esas mevcut değildir. Yalnız Rus Bolşevık Hukumetı komunısttır ve ash gayesı budur • Atatürk'ün gerçekçi polıtikası bn satırlarda kelıme kelıme ortava çıkıvor. Bugun memleketi saran «komünistler gelivor» samatası. vatan haıni Bolu mutasarrıfından beri, memleketin kurtulusunu istıven herkese yoneltılmıstır. Padısahlığa karsı çıkanların tumune komünist denmistır. Sımdi Halk Partisiııe ve Ismet Pasava da açıkca komrm'st denmektedir. Bu ithamın karsısında sinmek. çekilmek. \ılma'<. esilmek, pısırıklamı ve korkakların mesleğidır. Memleket ıcın «ereklı her tedbırın kuvruğuna komünistlik yaftası ılislırildi mi akan sular duracak Ortaçağın en kara taassnbundan da beter bu zıhnivcti vıkmak zorundayız. Amiral Fahri ÇOKER O'nu geçen vıl, bugünlerde toprağa vermistik. Vatanseverlık, cesaret ve fedakârlık, doğruInk, rnemleket ve kisisel onuruno her seyden ustun tutan ornek bir insan, büvük dâvaların yürutücüsü mükemmel bir de\let adamı olarak tarih gahifelerini süsliyeceğine inandıfımız Ranf ORBAT'ın «HAMİDİYE KAHRAMANI» sıfatı, deniz subaylıihndan istifasından sonra bilbassa Milli Mücadele ve Cumhurivet'in ilk yıllarında, devlet ve milletine milletvekili, bakan \e basbakan olarak önemli hizmetler ifa etmesine rağmen, bütün bu unvanlann iistiinde kalmıs ve kendisi daima bn sekilde anılmıştır. Onun içindir ki, biz de yazımızın baslığına bn öiümsüz unvanını kovduk ve havat hikâyesini daha zivade ba vönü ile anlatmağa ralısacağız. Hakikaten, Balkan Savasının en ümitsiz günlrrinde, Ege ve Akdenizdeki cesur akınlariyle gönulleri saran \e Turk milletinin teselli kavnağı olan Husevin Rauf ORB4Y 1880 vılında İstanbulda dünvava gelmıs olup babası. sonradan Suravı Bahri Reisi ve Âyan uyesı olan Ferik (Koramtral) Mehmet Mnzaffer Pasa, annesi Havrıve Ru\evde Hanımdır. Ailece oturdukları Cibali'de ilkoknla bitırdikten sonra babasının komodor olarak görevli bnlundugu Trablosgarp'ta askerî rüsti>e (ortaokul) \i ikmal etmis \e baba meslefine hevesli olarak 11 maiıs 1893 te Hevbeliada Bahriye Mektehinin idadi (lise) birinci sınıfına kaydettirilmistir. 11 rnart 1897 de sâkirdan (narbiye) sınıfına geçen Hüsev in Rauf, 30 mart 1899 da sınıfının sekizincisi olarak mühendis (teğmen) rütbesiyle okuldan mezon olmus, HEYBETNÜMA oknl gemisindeki eğitim \e stajdan sonra SELİMİYE fırkatevnine, kısa bir süre sonra da tdarei Mahsusa'nın G\RP \apuru se>ir subay yardımcılığıua atanmıstır. Ahvalı hava ve zulmetı leyl musaıt gorulunce hareketle vazıfeye başlanıanız tavsıye olunur.» Bövlece tarihî görevini almıs olan HAMİDtYE, 32 yasındaki genc komutanının önderliğinde hemen ertesi gun Çanakkaleden bareketle Boğaz onündeki Yunan ablukasını başarı ile yarıp denize açılraıs, 15 ocak 1913 sabahı Yunan adalarının arasından geçerek önemli bir deniz üssü olan SİR\ limanını bombardıman ve civardaki barut fabrikası l e cephane depolarını tahrip etmis u lımandaki MAKEDONYA yardımcı kruvazörünü batırmıstır. Bu olay, Yunanistanda heyecan nyan dırmıs ve Pire'nin de aynı âkıbete uğrıyacağına inanan Yunan Donanma Komutanhğı, Lonki sınıfı dört muhribi HAMİDİYE'nin takibine memur etmistir. Savısız Yunan adaları arasından geçerek Giride doğru \ol alan Rauf Bey, hıçbir Yunan harb \e ticaret eemisiııe tesadüf etmeden üç gün ticaret yolları üzerinde seyirden sonra 18 ocakta Beırut limanına demirlemis fakat AVEROF'un Doçu Akdenizde bulunduğu haberi üzerine hemen denize açılarak kömür ikmali için Port Sait'e gelmistir. İngilizler, geminin ancak ve nihavet bes gün liraanda kalabilmesine müsaade ettiklerinden HAMtDİYE. alabildigi kömürle Kızıldenize geçmis ve muhtelıf yerlerde ikmalini yaptıktan sonra 10 suhatta tekrar Akdenize çıkmıstır. Malta'>a giri^i Yunanlılar tarafından hahrr ahndıfı içın Yunan sularında beklendi|ini ögrenen Rauf Be\, Adriyatik'e gitmekten vazgeçerek Yunanlıların denizden nlastırmasına engel olmak amaciyle ticaret yollarında dolasmağı u\tun çörmüs ve 6 tnarta kadarki seyrinde \ine bir Yunan harb ve ticaret gemisine raslamamıstır. Bu arada mnhtelif limanlara ugrıvarak ikmal vapan HAMİDİYE. 8 mart gunü Silifke ci\ar:ndaki Papadola mevkiinden hareketle Adrivatik'e dogru \ol almaia basiamıstır. Köyün kalkınması Doç. Dr. Cavit Orhan TÜTENGIL limme rağmen koy sos>al havaişçısıni ışınden ettığını, tarım ketının bır ozellığı olmakta devam sımındeki gızli işsızlığın ve meviirkiyenin olusuma ve geli etmekt«dır. cAıle ısletmesı» \e sımlık goçlern de basıncı artan şimı icinde kdv sorununuıı cçok kârı ile evlenme» buyuk aıve sonuçlan büyuk şehrlerde kennicelık \e nitelik olarak tutlenın dayanağı olmakta, koy sladını belli eden gorunusler kazantuğu önemli yer, çalısma alanları tusü ıçmde kadının asağı durudıfını soylemelıyız. Hızlı nufus ve sivasi dusünceleri ne olursa mu, ışguç ıhşkılerındekı Ortaartışına rağmen, tarla tarımında olsun hepimizi. bu konu üzerinde çağ artığı gerıduzenın t.uıup gıtçalışanlar sayısı, âdeta sabıt kaldurup düsunmeğe zorlamaktadır. mest bu sosyal yapıdan aoğmakta maktadır. Çünkü ekılebılir alaniaTurkiyenin içtimaî, iktisadi, küldır. Gelenek ve gorencklerır. erın sınırı çoktan asılmıştır türel %e sivasi her meselcsınin gemenlığı zıraat hayatınia da dolavlı veya dolaysız olarak kökendını gostermekte, kred', traK>e bağlı bulundu^una kabul et tor ve >enı tarım teKnıklerının miyen insaf sahibi tek bir kisi bu sosyal >apı ıçme gırmesı, ağa yoktnr. Çok çesitli yanları olan v» şeyh duzenının ağır hastığı «Türkivede köy sornnu» nu, ay ı,evrelerde gıdısı daha da ağırlaş"T ürkiyede yaşıyan her dort kirıntılarına fazlaca girmeden ele tırmaktadır. ş:den üçündn koyde veya koy alırken, değişik açılardan konuya Cemaat ha\atı, nebatî beraber koşullarmın suregeldığı yerleşme yerinde olacaktır. likten, kan, >er ve fıkır cemaanoktalarında oturduğu gözonünde tıne dayanan çeşıtlı asamalarıytutulursa buyiık seçmen kıtlesınin le ko\lu yasayışmın teme! çızgı kımlerı kusattığı kendıhğınden anİTinden bırıdır. Kuruluş >en, lasılır. Bu durum, dunva goruşu etnık yapı, mezhep ve tarıkat'.er ne olursa olsun, butun sıvasî parde ise karısınca koy topluL'^ğut£ o;, ıdare ha\atım'zın en kutılerı koye selâm çakmaya goturçuk bırımını teşkıl etmp'ute nun dış dunyaya karşı açıkıık ve muştür. Şımdıye kadarki uygula ya kapalılık meselesı karşımıza dır. 1924 yıhndanberı yürurlukmalarda sıyasî kuruluşlar. kovun te bulunan «Koy Kanunu» nun 1. çıkmaktadır. temel meseleleri yerine günluk, Olaya bu açıdan bakıhrşa soz maddesınde koyun tanımı yapıl»r, kısa vadelı, din iman üzerine ku konusu edilen ozellıklerm yalnız 2. maddesınde de koyu meydana rulu demagojilere ıltifat etmişlergetıren unsurlar sayılır. «Nufu koye hâs olduğunu sanmai; yan dır. lıs olur. Turkıyed» ıaar»; ve ka • su 2 000 den aşağı yurtlara koy Bır yandan aldanmalar ve aldatdenıldığını» behrten ılk madde nun açısından varılan sonuçlar malar, ote yandan çozürn yolu sosyal gerçeklerı s.nırlanıağa j et jı ıkıncı madde şoyle tamamlar: memektedır. Bunun ıçınaır kı ul beklıyen meselelenn temele tnme(Camı, mektep, otlak, yaylak, bal den çözulemıyeceği arüayışmın kemızde kır • şehır ayırımı ıçın talık gıbı orta malları bulunan resmî gorıiş olan 2 000 nufus ol yaygınlık kazanması. seçmenlerde ve toplu veya dağımk evlerde ooldugu kadar partılerde de yenı turan insanlar bağ. bahçe ve tar çusu yerıne, koy karakterınden gelışmeler doğurmaktadır. Proyetesij'e sıyrılabılmek ıçın laları ile bırlıkte bir kcy tes'sıl fesör Duverger'nın ışaret ettıği gıederler). Kanunun ılk maddesı, 10 000 e varmak bıze daha yerinbi «XIX. yuzyılda Batı Avrupa de görunmektedır. Çünku. koy onemı gıttıkçe azalan bır ıs'ısna sosyal yapısı, nufusu 10 000 e ka ulkelennin çoğunda, muhafazakâr kosarak «Nufu^u 2 000 den asağı aristokrası, lıberal burjuvazl ile dar varan yerlesm» noktalarının oha dahı Beledıje teşkılâtı mevyaptığı savaşta koylu sınıfına dada, geçıt halınde bulunsa bıle, cut olan nahıye, kaza ve vılâvet yanmıştır . Köylüler, bır başka hâkım karakterı olmakta aevam merkezlerının> (kasaba) sayı'.acasınıf içm (destek sınıf) rolü» ovetmektedır. Boyle bır nrtaırıHa ğını belırtır namışlardır (3) Koylulenn destek sosyal degisme ve bu dcjjı=me>ı Bu maddelerde ı'.sımızı icKen sınıf olma vakıası, olaylariyle des»tkılıvecek eğıtım ve oğıetım, ujanlar sunlardır: tekleyıp iktıdara getırdiklen parlaştırma. kutle haberlesme araça) Nufus faktoru tılerın genel sıyaseti ile kendı men ları, buyuk şehirlerın etkı^ı ob) Beledıy» teşkılâtı faatlerı ve ıhtıyaçları arasında vanem kazanmaktadır cl Orta malları pılacak bır kıyaslama sonunda \eO Genış anlamda tarırrn \\\ tesıye anlaşılabilir Değındıgımız gun bır ortam yenı gelışmeler, koy/şehir ayrıhğı tdari bakımdan koyun tanımı yerıne birbirını tamamhyan ıkı sos ıçın sınır olarak 2 000 nufu=u ele yal yapının bellı bır dünya gorualınmış, bu olçu>e gore «ko\» sa lf oy ha^atının temelınde t":ıra şu İcinde ele alınmasını sağlar \e jılması gerekırken beledne tes' * faahyetlerı bulunm^ktadır nerede olursa olsun emeğin deçek'Iâtı bulunan. bu"ak, ılçe, hat'â Tarla, bağ \e bahçe zıraatı, ha;.ri korunursa kojden gelen o^lar ıl merkezhgı \apan \ erler 'ka vancılık ve ormaneıhk bu tarım destek olma durumundan çıkarak srfba» ıtıbar olunmustj' K<>\e faalı>etlerının belh baslı ımsjrkendı oz menfaatıni de koruma aana çızcı^ıni veren genış anlamları olarak karşımıza çıkar. f';'ımacına yonelebılır Iı tar'.mın ıçınde ise, otlak \e sadî bakımdan koy, temei çan^>a>lak kelımesınıa ışaret e'tıjı ma organızasyonu olan tar:m fahavvancılık. baitalık kelimesıpm ali;. etlerinın, tabiat ve ınsanlardelâlet »ttığ ; oımancılık. nag. !a ıhskılerden doğan \ a ^ \ > oııba'ıçe \e tarla zıraatı bır araria 7enının ıncelenmesı demek olur buHınmaktadır Kove bu açıdan bakılınca «ceIX ovun bir araştırma ve ıncelemaat» hayatının. nı.sbi bır kapame konusu olarak ele alınışı lılığın, geleneksel dayanısma \e Cumhunyet yıllarına rastlar. Buıa<ama bıçimlerının. ko\lu hagune kadar ne bu çalışmaların top ut tarzına damgasını \uran lu bir bibhvografyası hazırlanmıs, tarım temel üzerinde >ukseidif.ı |Xi'\ler, kuruluş %erleıı, \prlos ne de tümünde varılan sonuçlar gdrulur. me duzenı. evahır ve evtarbır bzet halinde ortaya konulmus la ılıskılerı, ^apıda kuılan'lan Aile ıkti'.adının agır bs"'£ı ıktur. Bu durumu mejdana getıren malzeme \e «v bıçımı a n . u i s j r tı^adi faalıyetler çogunlukla 7âtı sebeplerın basında, koy ınceleme lar bakımmdan da ele alınaoılırıhtıyacı karsılamak amacım ^ulerını munhasıran ele alan bır ku ler. Buna gore, toplu veva oağıder. Bovle bır ortamda cayn! ık rumun bulunmayısı gelır Busune nık ko\ ler, ovayamaçdd3 kov!etı^at> surup gıder ve para bır dekadar değısık anlavışlarla vapıl rı, kerpıç. taş, ahşap \e;,a \a ğısım aracı olarak her zaman kjl mış olan incelemeler, Turkıvedekı p;h kovler. mağarri kovloı r.crlanılamaz. Pıyasa ıçın ıtıhsa ° koy sayısı yanında «devede lcuşımıza çıkar Eneebel'?! iıvlım, vonelen koylerde ise dıkkata delak» kalır a»a\ı, tarıhi kuruluş sebem. çev ğer sosyal değısmeler kpnH'nı redekı \apı malzeme^1 tarıma gosterır Sıstemlı bır seçmeye davandıa\rılan alanlann uzaklığı ve borılmış olsaydı az sayıdaki koy aKöyün mulkıvet ^e ışletme solunusu gıbı etkenler ko>un e< raştırmalanndan bıle faydalı sorunları ise bazı meselelen ortaya runusune bıçım kazînd>rmıstır nuçlar çıkanlabıhrdı. Bugun ıçin koyar 1963 yılında yayınlanan b'r Kara\o!larındakı gelısmeler ' ol monografılerin bıraktığı boşluğu îktısadi rapora aore «1962 yılınbo\ u ko\lerinın savi'a artınasını dakı tarımcı aile mıktarı 2 324 noo ıstatistık metodla yapılan çalışma e'kılemekteJır larla tamamlamak gerekmektedir. olarak tahmın edılmektedır» Bu Koy Işleri Bakanlığınm ünıversıKovlerın her zaman flverıs'ı aılelerden 59fi 620 sı «topraksız telerde kurulmasına bu>uk ılgi yerlerde kuruldu™u ploette w\ aile» olup tarımcı aılelenn (1I) gösterdıgı enstitüler. ferdi ve dalenenez Tabiat vc guven ık kn 2S 7 sını teşkıl eder Işletme cesa «ul'aıı ile gelenek ve gorenpk'er me'ı bakımından ise durum şo> gmız çahşmalarınm yanısıra koor dıne bir araştırmayı yürütmek akli olan unsurları çoğu h3İ'»rr'e ledir: (2). ıkıncı plâna ıtmıstır T 0 Siyasi açıdan köy D Idare ve kanun açısından Köy Mahmudiyede 1 Ekim 1900 tarihinde M^HMintVE zırhlısı jevır subay yardımcılıçına nakledilen Te|men H. Rauf. 9 nisan 1901 de üsteğmenliğe vükseltilmis, 28 kasım 1901 de ABDÜLHAMİD torpitosu n . komutanlıgına tâvin edilmistır. 190? martında FETHtYE temisine atanan Üstegmen H. Rauf, 23 nisan 1904 te yüzbasılığa yiikselmesinden bir süre sonra 24 ağustos 1904 t e MESLDİYE zırhlısına nakledilmis. mükemmel tngilizce bilmesi vc subay cıktığından itibaren bulunduğu eörevlerde basarıları ile dikkati çekmesi itibarivle, MECtDİYE kruvazöruniı Amerikadan lstanbula getirip Donanmada musa\ir olarak alıkonulan ve sonra da Padişah tarafından pasalık te\cih edilen \merıkalı kaptan BLKNAM Beviıı müsavir \e tercümanlıgına verilmistir. tki yıl ba görevde kalan ve arada naklıre gemıleri satın alınması ve eemi inşa tezgâhlarında incelemeler vapması için tngilterp ve Amerikava gönderilen Yüzbası Rauf Rev 28 ekim 1906 da ASARI TEVFtK zırhlısına atanarak Almanva'da Kıel tersanesinde onarılıp venilestirilen ba gemivi \urda getirecek subavlarla Almanyava şıtmis, bu arada 8 ocak 1907 de sol kolagalığa (kd. vuzbası) vukselmis \f ! mart l<»07 tarihinde de PEYKj ŞE\ KET gcmisi komutanlığına atanmıştır. Yunan sulannda İki çün sonra per%asızca Yunan sularına giren genıi. 11 martta Otranto Boğazını gccmiş \e yakaladığı bir Yunan şilcpini. personclini gemiye aldıktan sonra mahmuzlayarak batırmıstır. 1 mart2 ta. cepheye sevkedilecek Sırp askerlerinin toplanma >eri olan DR\Ç limanı \e dolajlarını bomhardıman ederek Sırp cadırlı ordugâhım >erle bir etmis, bundan sonra ci\ardaki SİNGIN limanına üokulan Rauf He\, liman dısı ve icinde tşkodra rcphesine sexkedılmek üzere bindirilmis Sırp askeri \e cepane yııklu dokuz Yunan şilepiııi top atesivle batırmıstır. Burada da işini tamamlı>an HA'VIIDİYE 13 mart 1913 geccsi sağ salim Otronto BoJaıım aşarak Adrivatikten çıkmış ve DOKU Akdenize yonclmiştir. 1 martta İskendcri\ede hal6 kın coşkun gosterisijle karşılanan Rauf Be>, ertesi gun harekctle Gazzc'ye demirlemis \e uç gun istirahatten sonra ?2 martta Bc>ruta gclerck ikmâlini japmıştır. İki gun sonra tekrar dcniıe açılarak Doğıı Akdenizde dolaşan H \MİDİYE, iki hafta icinde hiç bir duşman gemisine tcsaduf etmemckle Akdenizin hâkimi olduğunu fıilen i>pat etmis, fakat o guııe kadar yapmış olduğu 10.000 mıllik seyir. kazan ve makinelcrin mulıakkak tâtamirine ihtiyaç gosterdiğinden, Başkomutanlıktan bu onarımın Ctdde vcya Kamcrnu'da yapılması rnıredilmekle 8 nisan 1913 günü kanala gircn HAMİDİYE, 1 nisanda Kameron'a demirlcnıiştir. 6 Bu arada Yemen'de çıkan karışıklıklar dolayısivle gcçicl olarak Yemen Valisi emrine %crilen gcmi, % mayısa kadar âsi sevh İdris ile hukumet arasındaki temaslarda gorev almış \e temaslardan hir netice cıkmayınca 11 ma>ısta Kameron'a donmııştür Gemiyi gecici onarımlarla goıe\e sevketmck imkânsızlığı karsısında Rauf Bc>. Başkomutanlığa \e Bahriye Nezaretine başvurarak >urd* donülmek uzere musaade istemiş, fakat barış aıılaşma'ii kesin bir şckil almadığından emir \crılmedikce hareket edilmemesi bildırilmcsi uzeriııe Rauf Bey. 21 haziranda Su\e\şe gelıniştir. Ikı ay burada emir beklcmiş. fakat bir netice ahnamaması lizerine Rauf Bc>. butun sorumluluğu >ııklcnerck 21 ağustos 1913 de Su\e>s'den hareket etmis, Port Sait'de kbmur aldıktan sonra ertesi 2un. ancak 11 nıil suratle Çanakkale>e doğru Aklenize acılmıştır. • Iktisodî bakımdan köy Hamidiye Kumandanı 0 Inceleme* konusu olarak köy Kolağası Rauf Bev, bu gemi ile Sisam Adasında çıkan karısıklıkların bastırılmasına memur edi len filotillâ arasında gorev almıs. 14 kasım 1907 de saî kolağası (on yüzbası) olmnstur. 31 mart (13 nisan 1109) olavmdan sonra Hareket Ordusunan lstanbula gelmesinde aynı gemi ile harekâta katılan Rauf Bey, 5 mayıs 1 H 9 tarihinde HAMt<> DİYE kruvazörü komutanlığına atatımıs, mesrutivet inkılâbından sonra cıKarılan bir kanuna istinaden vapılan askerî rütbelerin tasfivesinde rutbesi sol kolağalığa indirilıp, Bahriyede sa? ve sol kolata rütbelerinin 25 mayıs 1901 tarihli irade ile Ualdmlması uzerıııe 7 ağustos 1909 da yeniden kolağalığa (1. sınıf yüzbası) terfi etmistir. Rauf Bev, 7 mayıs 1910 da tahta çıkan İngiltere Kıralı Genrge V. in taç givme merasiminde ve bu münasebetle yapılan denızde geçıt torenınde HAMİDİYE ile Türk Donanmasını temsil etmis \e butün diini a bahrıyelerinin katıldığı bu törenlerde büyuk takdırler toplamıs, 7 aŞustos 1910 da da Arna\utluk isvamnı bastırmak için tapılan harekâta katılmıştır. 1911 İtalyan harbinde Trablusearba jsilâh \e cephane se\kınde gorev alan llamıdhe Komutanı, Balkan Sa\asma takaddüm eden çıınlerde Mecidiye ile birlikte Karadenızdeki askeri naklivatın korunmasına i f Bulgar sahillerinin jrozetlenmesiııe memur edılmıs ve harbııı ilânından sonra da ba sahillere taarruzla Varna \e doIaylarını bombardıman etmistir. Bu arada 22 kasım 1912 çecesi bir torpito isabeti alan eemi. türlıi tehlikeler icinde İstanbula kadar selmeM basararak Haliçte tamire girmesi itibari^le Rauf Bev, 17 aralık 1912 rieki netieesiz İmroz muharebesmden sonra Çanakkaleye çafrılarak 19 aralık 1912 de, Baskomutan Vekıli ve Harbi\e Nâzırı .Nâzını Pasanın baskaııh^ında ^apılan toplantı\a katılmıs ve bu toplantıda, Donanma kurulusunda bazı değısiklikler \apılarak Rauf Beyın komuta edeceğı, Mecidiye ile drirt muhripten ibaret bir kesif grupunnn kurulması kararlastırılmıstır. Dot ruca Baskomutan Aekâletıne bağlı ve «Müstakil 1. Fırka» adını alan bu srup ılk defa 22 aralık 1912 de Bofazdan cıkarak japtıîı kesif harekâtında (Delphin) adındaki Yunan denizaltı gemisini ise yaramaz hale getirmiş ve Bozcaada bombardımanı ile, Yunan Donanmasının ileri bir iis olarak Bozcaadadan faydalanmasına engel olmnstur. Bn tccrübe, Rauf Beyın, seyvaliyeti haiz bir birlikle daha çok is görüleceği inancını ku\\etlendirdiSi \e herkese de ispat ettıği gibi bu harbte Türk Donanmasına d^i^e^ edre\. Eçe Denızı \e Akdenizde Yunan Donanmasını ımha ederek deniz egemenlisıni sağlamak \e bu sekilde Yunanistanııı, saNa'sın hemcn ba^ında ısgal ettiği adaları eeri almak \e a^rıca denizden ulastırma'.ıııı vurmaktan ibaret olması \e bn goreMn ise mevcut gemilerle basarılmasına asla imkân bulunmadığı anlasılması itibarivle bu eorevi eemisiyle yalnız basına basarmağı dıisunınus \e bu konuda hazırladığı plânını Donanma Romutanına sunmustur. Buna göre, HAMİDİYE ile Akdenize acılacak, Yunan sahillerini bombardıman edecck. asker ve eşva nakleden çemileri batıracaktı. Bu takdirde YunaııisUn. sahillerinin \e denizden ulaştırmasının eü\enlieini sağlamak ıçin HAMİDİYE ile basa cıkabilecek kadretlı gemilerinden mürekkep bir filo>u HAMİDİYE'nin izlenmesiyle çörevlendirince. Ege Denizinde Turk Donanması üstünlük kazanarak, bir se>ler \apabilmek imkânına sahip olacaktı. Bu plân Baskomutanlık ?enel karargâhı larafından u i ; ı n görülmüs ve 13 ocak 1913 çünii Rauf Bev, Amiral şemisi BARBAROS'a çaçrılarak plânın u^çulanması hakkındaki emir kendisine tebliS olıınmustur. Donanma Komutanlıfının emri a\nen sövie idi : 0 Fiziki bakımdan köy Binbaşı Rauf Bey Su\e>ş limaııında emir heklediği sırada î Irmnıuz 1913 de Koıvet Kaptanlığı ıBinbaijil na Mikselmiş bulunan Rauf Bey. Sisam Adası ci»aında iskcle ana makinenin de clden cıkması ile >> mil süratle yoluna de\am ederek 26 ağustosta • . Izmire gclebilmiştir Tcrfi emri burada kendisine tcbliğ oluııan Rauf Bej, bir \arhk gosterilnıiş ise hunda ere kadar butun arkadaslannm aynı olcude hisscleri bulunduğundan >alnız kendi«ine te\cıh edilecek rutbew kabul edemi>eceğini» Başkomufanlığa bildirmiş, Izmirde on zun kalarak ârızalarını gideren HAMİDİYE. e\lul gunu akşamı ertesi sabah Canakkale Boğazından iceri girmiş, torenle karşılanmıştır. HAMİDİYE akına başladığından itibaren kendisini her limaııda bir golge gibi takip edip ikmalini yapmasına calışan Pivade BınbasiM Omer Fevzi Bey iRahmetli Fe\zi Mardiııil Bfışkomutan adına hos geldiniz» demiş. Çanakkalcde demirli donanma personeli \e halk HAMİDİYE'nin donüşüne bayram yapmışlardır. O akşam Çanakkaleden hareket eden kahraman HAMİDİYE, 7 evlul giınu ta Yeşilkoyden itibaren lapurlar ve sandallarla denizi dolduran İstanbuluların heyecanlı karşılamasiyle Dolmabahce önuııe gelmis ve alav sancaklannı çekip top atmak suretiyle şehri selâmlamıştır. Askerlik ve siyaset Türk Donanmasının idaresinin kayıtsız ve şartsız Almanlara bırakılmıs olmasından Bahriye Nâzırı Cemal Pasa ile daimi ihtilâf halinde bulunan Rauf Bey, 5 haziran 1918 tarihinde verdiği ve • bidayeti harbden beri donanmanın gerek teşkilât ve gerek kumanda ve sevki idaresindeki icabatı hakikhei \atanla kat'i\>en ga>ri kabili telif \e ga>ri kaııuni vazivetlerle ahvali de her an mâkamı nezareti celilerine arz ve esbahı islâhini teklifte kusur etmedim. Bu baptaki mâruzatım. her defasıııda nıuhik gorulerek kabul edilmiş \e fakat hic bir zaman mevkii fi'le vaz edilmemiştir. Binnetice Bahriyei Şâhanenin kablelharb haiz bulunduğu mânevî ve maddî faaliyeti müsmire imha edilerek gerek zabitan ve efrad ve gerekse sufenı harbije itibariyle bugıinkü muzir ve elim şekil hâsıl olmu;tur> mealindeki bir dilekce ile Deniz Kurmay Başkanlığından istifa etraişse de Cemal Paşa « Vezaifi askeriyeden istifa ermek selâhheti Uaııunen mevcut değildir» gerekçesiyle istifa^ ı abul etmemiştir. n rofe^or Hans Frejer'ın, Avrupa ulkelerındekı gehsimrie, tarım ke.ımıne ozel sosval yapıları mcelerken dıkkatımızı çektığı uç noktanın, bır ana çızgı o larak bızım ko>un sosyal yapısını da kapsad:ğını soylıvebıhrız. Bu uç nokta şoyle ozetlenebıhra) Üç kusağı kavravan ve kov ışletmesıyie bırleşen geniş aile, b) Zıraatçıhğın, şahsi ıhtıyaçIarı da karşılıvan tabıl geçım kaynakları açması, c) Komşuluk munasebetlerıne devamlı sahsi temaslara, maddi \e manevî yardım şekıllerire vuc.ıî veren cemaat modelı (1) «Bır, uk aile» diy« de ısımlendi rebıleceğımiz «geniş aile tıpı», genç e\ıılerın a^ rı ev açmd câı 0 Sosyal bakımdan köy Isletme çesıdi Kuçük işletme Orta işletme Büyük isletme 120 31 300 301 üğfl rionum dönüm dönüm Tarımcı aile oranı •o 36.6 *. 66.4 •. 3 îşlediği tarım alanı ». 4.3 •• 63.1 •'. 32.8 olabı 60 Apartman I',ıırphj 5 adel 100.000 Ina • 10 adel 50.000 lıra 50 W t 1 10 0O0 hra İOO aıi^ 5 000 hra 500 mi.t 1 000 lırja^rK,! 15 000 fll 1 100 hra fF" Mulkıyet ve işletme meselelen ıçınde «topraksız koyluler» in yanısıra cuce işletmeler ve arazi parçalarmın yüksek sayısı da karşımıza çıkmaktadır. öte yandan, tarım alanlarına giren her traktdrün, ortalama olarak 5 9 tanm 1LÇİN MAKTAV İle EROL TARHAN nlkâhlandılnr 19 71965 Beyoglu Erlendirme Dftlreal bakımlarından çok faydalı lir. (1) Bk. Sosyolojıye Gırıs, Ankara 1963, 2. basım, s. 195196 (Çev. Dr. N. Abadan) (2) İktisadi Rapor 1963, Ankara 1963, s. 2425. (T.T.O S O v» T B B Yayını). <3) Bk. Politıkaya Gırış, tstanbul 1964, s. 49. (Çev. S. Tıryakioğlu Varlık Yayınları). TÜRKİYE paramzın... iıtikbaliniıin BANKASI emniı rliılir YARIN Dünyada ve Türkiyede KÖY 20 TEMMUZ AKŞAMINA KADAR YATIRACAGINIZ PARALAR Sİ2E son para yatırma farihi Başanh bir hayat Buyıik harbin sonuna doğru, Talât Paşa kabı•csinin çekilmesi uzerine, bilhassa mutareke imkân ve şartlarını araştırmak üzere 14 ekim 1918 de Sadarete getirilen Ahmet izzet Pasa kabinesinde Bahriye Nâzın olan Rauf Bey, 30 ekim 1918 de Mondros Mütarekesini imza>a memur kurulun başkanlığını yapmış, 8 kasım 1918 de kabinenin istifrfsı uzerine Nâzırlık görevi de sona ermiştir. Deniz Subayı Rauf Beyin askerlik hayatı, 3 mayıs 1919 da, Albaylıktan istifasiyle sona ermektedir. Bundan sonra başlıyan politik hayatı. milletvekili, Bakan. Basbakan ve Buyükelçi olarak başanlarla doludur. Bunları, tarafsız bir açıdan değerlendirmeyi. yakın tarihimizin araştıncılarına bırakarak yazıma son veriyorum. Butün vasıflariyle buvuk adamdı Rauf ORB\Y. Nur icinde >atsın KAZANDIRABİLİR ıDonanma.M humâ%unun harekatını kolavla1;tıımjk ıçın hukumetı senıyemırce Bahrisefıt ve Yjnanıstan sevahıhnde b?skumandanhk vekâietı celılesının emir ve tensıbı veçhıle akın harekâtı ıcra^ı muna^p gon.Imus ve bu hu^us için HAMİDİYE kruvazoru humâyunu tensıp edilmistır Tarihî görev Muhtelif para ikramiyeleri acele ediniz... OSMAN Ll BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle