Katalog

12 TemnHH 1965 CGMSFÜRfYET SAHtFE 0 0 AJANSLAR • • RADYOLAR • ÖZEL MUHABİRLERİMİZ BUHEDYEH DÜHKU KOHUSMASINOA Pehlivan Mehmet BARLAS ehlivanlara merakımı» vardır. Bunu saltanat devrinin bir fantezisi sananlar, bugün bir ?üres şampiyonluğunu kaybetti|imiz zaman duyduçumu^ endişe\'\ görürlerse bn zâıılarında ne kadar aldandıklarını ka\rarlar. Türkiye, en mühim millî dert • leriyle meşgul iken bile pehli\anlığı unutmaz. Güzel şey! Ha>at mücadelesinin eninde sonunda şırtlak gırtlağa döçüşmek olduğuna inanmış olmalı ki, hâlâ Kıbrıs meselemiz, kalkınma meselemiz. Anayasa meselemiz, demokrasi rejimini yerleştirme meselemiz, yani ölümkalım dâvaIarımızla barıl harıl mesgul iken bile. bir güres .>>ampı>onasını kaybetmemizi felâket sa>ar. Devlet çapında, millrt çapında tedbirler düşünmeve kadar va rırız.. güzel endise.. ama bana sorarsanız mahdut bir fndişe.. DJ Ben de gençliğimde pehli\anlığa merak etmistim. tsküdarda Nasuhi derçâhının kapanması üzerine bos kalmıs, semâhanesinde >açlı güreş dahi yapmıştım. Nasuhi oğullarından arkadasım Alâettin Be>!r.. Gençliğimde, hattâ çocukln • Jumda yaz mevsinıi her hafta bir çayır güreşine eidcrdim. O zaman çüreşi devlet idare etraezdi! Ama Beylerbeyi Havuzbaşı, Sarıyer Hida\etin bagı, tsküdar Gazhane veya Kurbagalıdere cayırı, Çırpıcı, Paşabahçe, Göztepede Mama gibi yerlerdc hemen bemen ber cuma günü güresler olurdu. Ben hiivük pehlivanları sevretmişimdir. Bunların en çok dikkatimi çeken tarafı isimleri idi.. sizc sördüklerimi sa\a}im: Kurtdereli Mehmet pehlivan. Onnn ancak Taksim, Talimhane meydanındaki beynelmilel zü reşlerini gazeteci olarak tâkip ettimdi. Güreşlerin hepsi şike idi. Talnız güreşleri tertip eden Yanos Çaya ile Kurtdereli arasındaki çürcs sike değildi ve bitmeden kaza oldu diye kapattılar.. Kurtdereli o zaman 42 >aşında 140 kilo idi. Alafranga güres bilmezdi. Filiz Nnrullah. 1*2 kilo ağır • lığında bir dev idi. Pehlivandan ziyade tabiat ncübesi idi. Kimse yenemezdi. O da alafrança güres bilmezdi. Sıra ile yazayım: Kızılcıklı Mahmut. Mükemmel eüresirdi, Serbest ve alafraııçavı bilirdi. thtiyarlığında Eskisehirde tıizim Nuri Boytorun ile güresti, Nuri?i yenemedi idi. Kara Emin, Sarı Hafız, SehepIili Hüseyin, Istanbullu Cemal pehlivan, Ali Ahmet, Paçacı tsmail. Kara Ali, Çerkes Kâmil, Kiiçük Yusuf, belki daha da vardır. Bunlar, mükemmel pehli • vanlardı. Alafrança bilenler arasında Silivrili Izzet cok güzel güreş tntardı. Lâkiıı, hovarda olduğundan nefesi yoktu. Son zamanların kabadayı pehlivanla rından bir Mestan pehlivan var* dı. Tekirdağh Hüseyin gibi u zun zaman meydan güresi tultu. tsi esnaflığa dökmüsfü. Nakka?Iı Hüseyin de öyle idi. BüyUk pehlivanlardan Adah Halili görmedim. Kara Ahmedj îördöm; ama güresirkrn değil.. bnnlar fevkalâde adamlardı, Hn pehlivanların cojn. Bulşaristan Türklerinden Rumeli çocukları idi. Hâlâ Bulgaristand.i bunların çocukları güreşmekte ve beynelmilel sahada ün almaktadır. Sonradan iş Anadolu çocuklarına intikal etti. Çoban Mehmet hunların en parlaiıdır. Hem alaturkada baspehlivan olmus, hem de beynelmilel sahada isim vapmış ve bilhassa amatör olarak tertemiz efendi olarak söhret almıstır. Bu pehlivanlar ar»sında iki tane Arnavut asıllı pehlivan cördüm. Birisi Arnavut Abdullah adında kuvvetli, sajlam bir çocnktu. Sıkı güreşirdi ama, kıvrak değildi. Tenildiği olordn. Güresi çenç yasında bıraktı. Lâkin ötekini hâlâ birçoklarımız hatırlarız. Mülâyim pehlhaııdı. Pek de mülâyim adam degitdi va!. Kaç senc güresti hılmpm.. 25 30 sene kisbet givdi idi. Sağsa kulakları çınlasın! Simdi bu pehlivauları yâd ederken neler düşünüı orum... Bu büyük küçük, fakat knvvetli, değerli, basarılı pehlivanlar \arken Türkiye pek rahat, pek sıkıntısız da değildi. tmparatorluk o devirde perişan halde idi. Tıkılması sırasında hayli pehlivanı vardı. Düşünüyorum.. dunyanın mamur, rahat, refah içiude medenî memleketleri, meselâ Holânda, meselâ Belçika, tsviçre, Danimarka, tngiltere, Portekiz, Kanada, Avnsturya, Avustralya. Isveç, Norveç.. bunlar bizim pehlivan endisemize diişmüs o!sa lardı ne kadar bedbaht bisse • derlerdi kendilerini değil mi?. Demek istiyorum ki; şöhrete, beden gösterisine biraz fazla düskünüz şaliba!. Her sene üç yerde cihan pehlivanlığı kazansak, çok mu rahat edeceğiz? Çok mu itibanmız. refahımız artacak?. Ben bir türlü bunu anlıyamıyorura. Kusura bakmasınlar milli büyüklerimiz! Bence asıl endişe edilecek fey çüreş sampiyonasındaki başarı sızlığımız değil, Türkiyede amatör sporun bütün gavretlpre rağmen hâlâ yapılamaması ve bir medenî cemiyet gençliğiniıı »ıh«u ve ahlâkî meşgalelerinden biri olan sporun mekteplerimue dahi sokulamamıs olmasıdır. \ma g«nçlere hnnu söylerseniz: Nerede yapalım? Hani spor merkezleri, hani çençlik spor kamplan.. hani spor tesı>leri. hocaları diye sorarsa ne cevap veririz?. Sekiz değil. 8fl cihan pehlivanı «Isa, gençliğimiz kalkınmıs mı sayılacak? B. FELEK A.B.D. CEZAYiR TARAFSIZ ve bir AllahBaşkan hayali... * Johnson yardımcılarının hataları çabaları yüzünden itibannı kaybediyor KALACAK DEDi Barış ve Cezayir, (a.a. A.P. Radyolar İ Su'u.ırı 'lii'iıiiiııı | ' [oskeri iis olmakten llıiıriiirılııiiilıılırıli'ili amedyen dun Cezayir radyosuoda yaptığı bir konuşmada yeni ıdarenin dış politikada tam bir tarafsızlık ilkesine bağh kala:ağım açıklamış ve «yeni rejim n t Doğunun ne de Batının uydusu olmıyacaktır» demiştir. öte yandan, yeni Cezayir hügpnillllllllHHIIIIIIIUIIHMg kümetinin kabinesi açıklanmıştır. Bumedyen Başbakan ve Savunma Bakanlığı görevlerini alBaşkan Bin Bella 1 ımştır. Duşuk yedi başkanın da kabinesinden yeni kabinede yer aldığı öğrenilmiştir. Yeni kabinede yer almayan diğer eski Bakanlann da önemli mevkilere getirileceğl söylenmektedir. • Londra, (a.a. A.P.) Bununla iigili olarak Cezayir Londra, (a.a. A.F.) S Ingiltere Dışişleri Bakanı S M l l i i Meclisinin büyük bir çongiltere Mıcheal İMıcheal Stewert dun j ap & ğunluğu Albay Bumedyenin îhvaı>tığı bir konuşmada Ingilteretılâl Konseyine bağlıhklarını benın Vietnam meselesi için lirtmişlerdir. «hangi yoldan olursa olsun Diğer taraftan Albay Bumedbir konferans toplamaya ve yen Nâsır'm Cezayir Kurtuluşu ister konferans toplanmadan münasebetiyle yolladığı telgrafa isterse de konferans toplan cevap vermiş ve «Cezayir'in kardıktan sonra ateş kesilmesini şılıklı saygı, verimli iş birliğı ve laglamayı» amaç edindiği bütün Arap dâvâları uğrunda ni, böylece Vietnamın ya kardeş Arap memleketleriyle bancı üslerin yatağı olmıyan bağlarım sıklaştıracağını» betarafsız v e kendı kaderini < lirtmiftir. Başkan Nâsır ise evkendi tâyin edebi'.ecek bir velki gün Iskenderiye'de Cezaülke durumuna getirılebili • yirin Kahire buyükelçisi Lahneceğinî» açıklamıstır. Bu beyanata karşılık demir perde dar Rahimı'yi kabul etmiştir. gerîsi memleketlçrde resmi bir tepki olmamış ve Moskova radyosu sadece konuşmayı yaymlamakla yetinmıştir. 1 öte yandan Ingiliz basını ve muhalefet lideri Douglas H o le Wilson'un temsilcisinin Kuzey Vietnam'da «istenmiyen adam» olarak ilân edılmesi durumunu eleştirmisler ve genellikle hükumetin daha (Moskova, (33.) evvelden Amerikanm Viet ov\ et Komuni^t Partisi binara politikasmı tamamen nnci sekreteri Leonid Brejd~steklıyeceğini ilân etmış nev Komunist Çin'e «Empero!masının ve aynı zamanda yalizme" ve gericilığe karşı mügönderılen temsilcinin hukucadelede aradaki anlasrhazhklametle aynı gorüşte bulunmarı hallederek birleşmek için domasının muvaffak:yet=:zhğin iaylı olarak yeni bir çağrıda bubas'.ıca unsurlarını teşkil etlunmuştur. tiğıni belirtmişlerdir. Amerikan eski Başbakan yardımcıBirinci Sekreter Brejnev Le«ı Richard Nixon, dun tertipııingrad'da şehrin îkinci Dünya lediği bir basın toplantısında Savasında Alman Ordusunun ise Amerikanm menfaatlerikuşatmasına 900 gün dayanışı inin ancak denizde ve havada çm altın bir madalyamn verilçarpısma ile sağianabilecesimesi toremnde yaptığı konuşmani, zira Amerikanm en çok da, Çin'den ismen bahsetmemekbu alaniarda kuvvetli bulunle beraber, «içinde bulunulan dugunu söylemi^tir. sartlar altır.da aradaki farkları ^uni sekilde srtınnamait lâzımBunlarla ilgili olarak Cun dır» demiştir. Amerikan Savunma Bakanlıgı yetkililerinin açıkladığına pööteyandan Helsinkide yapılan re, Amerikan jetleri Hanoi'Dür.ya barış konseyi kongresinin nin 40 mil güneyinde iki mig ılk oturumu usul meseleleri uzeuçagı düşürmüşlerdir. m m rir.de Sovyet ve Çin delegeleri«kıııııııııımııııııııııııııııR nin tartışması ile sona ermiştir. B Bir Mısır gazetesı, İngıltere ve Amerikan hükümetlerinin Endonezyaya askeri müdahîlede bulunmak irin plânlar hazırladıklannı yazmıştır. Londradaki Endonezya Elcıüği dc boyle bir plândan haberdar olduklarım ve yıllardanberi Amerikan ve İngıhz ajanlarımn Başkan Sukarno'yu öldrütmek için tertipler hazırladıklarmı bildırmiştir. Resimde. AngloSaksonların öldi'ntmek isîedikleri Endonezya Başkanı Sukarno son ziyaretı suasında Panste bir gazinoda eğlenirken gdrülüyor. Sukarno öldürülecekmiş! arış çabaları ve kanlı bir sa\aş .. Geçen hafta da Vietnam buhram bu iki paralel üzerinde gelişti. Barış çabaları bölünıünde îngiltere Başbakanı Harold Wılson'un. İşçi Partisinin sol kanat üyelerinden H. Davies'i Hanoiye göndermesini görüyoruz. Davies, bundan iki yıl once de Hanoi'ye gitmi? ve Ho Chi Minh ile özel bır dostluk kurmuştu. Ancak, şimdı iktıdardaki bir partinin bakanı olarak Başbakanını temsilen yaptığı bu seyahatte daha büyük başarı sağlaması bekienirdi. Tamamiyle aksi oldu. Ho Chi Minh bizzat bir demeç vererek. Davies gibi dost da olsa, Wilson'dan geIecek barış aracısının reddedıleceğıni açıkladı. Ho Chi Mınh, kendi noktasından haklıdır. Çünkü Wilson. partisinin sol kanadına rağmen A.B.D. yi savaşçı politikasında desteklemektedir. kanlı bir savaş: VİETNAM B Brpjnev konıiinisl I iıı'i liiiriMiiii DÜNYADAN NOTLAR 0 Dakka Muson yağmurlarının sebep olriuğu seller, Doğu Pâkistanda 424.000 kışiyi tehdıt etmektedır. Biloirildıçıne gore. bunlardan 53.000 i tahiive edılmiş ve Eyüp Han, bu kimselere yardımda sarfedüecek para için bir sınır tâyin çtmemiştır. 9 Wındsor Kanada Dışişleri Bakanı Paul Martin. dıin evinde düşerek bir omurça kemiğıni mcitmiş ve hastahaneve kaldırılmıştır. Bakan, NATO Konseyi toplantısına gidecekti. 0 Atina Cumartesi güniı duğan Yunan prensesine Alekfi<i adı verilmıştir. Bizanshların kullandığı bu ad, daha evveiden Kıral Pol ve Kıraliçe Frederı ka'nın üçüncü çocukları Iren'e verilmek uzere seçilmiş, fakat Iren savaş sırasında doğduğu ıçin rumcada barış anlamına gelen «İren» adının verilmesi uygün görulmüştü. Jolıııson lıiilıiııı^iııılnı S Johnson City, (a.a. Radyolar) Amerikan Cumhurbaşkanına karşı kabinesi içinde eski Maliye Bakanı Dillon'un istifası ile baslıyan muhalefet el'ân devam etmektedir. Dün Teksasa, Başkan Johnson'm tâtıhni gecırmekte olduğu çiftlığinden açık ladıgına gore, Amerikan Havarılık Bakanı Eugene Zuckert iie Amerikan Istlhbarat Servisi Direktorü Carl Rovan istıfa etmişlerdir. 1 İMilii ılııliii ıılılıı Diğer bir barış teşebbiisü olarak Ta> lor'un yerine Lodge'un Saygona A.B.D. elcisi olarak atanması alınabilir. Fakat bu da kesin bir açtklıga kavuşnıadı şimdiye kadar. Savunma Bakanı Mc N'anıara'nın Perşembe günü Saygona yapacağı seyahati beklemek, bu degişikliğin soııuçlarını anlamak bakımından daha doğru olacakhr. Savaş ise bütün hızıyla devam etti. Kuzey Vietnam'a bombardıman uçakları, Vietkong"un Amerikan üslerine baskınları ve her gün biraz daha kabaran kayıp listeleri. Kayıp listelcrl de ilgi ççkiciydi geçcn hafta. Amerikan askeri maknmları artık kayıp lıstelerini bizzat hazırlamaya başladılar. Fakat bu listelerde, Vietkong'un, Güney Vietnam askerlerinin 61ü ve yarahlan detayına kadar verılmişken. Amerikan askerlerıne ait tek kelime bile geçmiyordu... 37.000 Km. yüröyen ihtiyar Moskova, (a.a.) ;.aşında Sibiryalı emekli bir muhasebeci altı yıl önce başladağı ve şimdiye kadar 37 000 kilometresini katettiği seyahatinin son kısrruna başlamıştır. Sovyet Haber Ajansı Tass'm bildirdiğine göre, Aleksy Polikarpov, Sovyetler Bırliği içinde 40 bin kilometre yürümek istemektedir. Böylece Yuri Gagarin'in dıinya etrafındaki ydrüngesl veya dunyanın ela'atordald genişliği kadar yol gitmiş olacaktır. Polikarpov, günde 60 kilometre yürürnektedir. aşkan Johnson'un müşavirlerinden Jack Valenti geçen hafta yaptığı bir konuşma yüzünden, hem Başkanı, hem de kendisi aleyhine epeyi fena puan topladı. Sözü geçen konuşma Boston'daki bir toplantıdan dünyaya yayılmıştı. Valenti bu konuşmasmda, Başkan Johnson'u anlatıyordu. Sözleri ajTien şöyleydi Valenti'nin: RO Başkan olduğu zaman sanki Allah insan kılığma girmiş atı gazetelenni elinize aldıgibi goriinüyordu. Başkan Kenğınız; vakit, «nereden foasnedy vurulduktan sonra, yeni lasam acaba?» soru«u çeBaşkanımız bir kaya dağı gibi lir aklımza. Çok sayfalı, bol durdu ve herkes ondan kuvvet haberli ja^ın organlarıdır aldı.. » Valenti daha sonra da bunlar. Bu özelliklerinden ö • Johnson'u Yunan mıtolojinin kah türü de. dün>anın dört bir ramanlanyla mukayese etti. hucağmdaki celismelcri kenBu çeşit övgü Afrika'nın Gana' di ülkeleriile ileili haberlesında yapıldığı, taraftarları Nkrure vakın bir genişlikte veremah'a «Ölmezlik» vasfını takıştırbilirler. dıkları zaman bütün dünya gülBizim basınımızsa dar j c müştü. teııeklerine sıkışmıştır. Değil Fakat Johnson Nkrumah'a bendünya olayları, yurt içi hazememelidir. Üstelik Kennedy giberleriıı izlenmesi bile sınırbi bir insanın arkasından aynı lanmıstır. Bir vandan okııvukoltuğu işgal ettıği için özellikle cu «tutmak» rabası ile Batı dıkkatli olması gerekmektedir. basınında rastlanmıyarak ölMedeniyet'in timsali Amerika ve çüde konu bollnğuna kaçı bir Allah Başkan hayali . lırken, öte yandan sayfa azDiğer bir yardımcısı Bobby lığı yüzünden hiç bir şey tam Baker yüzünden geçen sene yine olarak işlenemez. dillere düşmüştü. Hafta içinde Dış haberler de böyledir. Bobby Baker hakkında yeni bir «Cumhuriyet» Türk basınında senato raporu çıktı ortaya. «Başdıs baberlere en fazla yer akan Johnson'un siyasi nüfuzunu yıran gazetedir. Fakat, eskikullanan Baker. 19.600 dolar yılIerin deyimiyle «yetmiş iki lık geliri olmasına rağmen 1 milbnçuk millete» ait gelisme yonluk bir servet yapmıştı. Bu ler, üçüncü sa\famızda, yine raporu da Demokrat çoğunluk de tam olarak verilememekhasır altı ettirdi. tedir. «Haflanın panoraması», bu Haber alma imkânlannın gelişeksikliçi hafta sonunda gidermesi, zamanımızda bir ulusu dime yolunda bir çabadır. Geğerinin hayatını izler hale getirlişraeler ve muhtemel sonuçmiştir. Hele uluslardan biri hür Iarı arasındaki bağlantıyı bu dünya lideri olmak iddiasında bölümde kurmava çalışıvo ise ve Başkanı da hepimizi ilgiruz. lendiren kararlar almak yetkisiAncak. uluslararası iliskiler ne sahipse, kendi yöneticilerimihareketliliklerini bu ölçüde ze ait uygunsuzluklara gösterdikoruduğa sürece «Haftanın ğımiz tepki kadar ona da gösPanoraması» da yetersiz katermek hakkını kendimizde gölacaktır. Fakat okuyucu iç porürüz. litikanın dar görüş alanıııJohnson. zaten Vietnamdaki tudan, dünvanın çenis ufuklatumu yüzünden dünya ve Amerirına bakıslarını kaydırınca • kan kamu oyunun sulhçu istekya kadar «dıs haberlere» ay • lerine hergün yeni bir darbe vurrılan yer hep bn ölçüde da rnaktadır. Bir Başkana yaraşmıracarına eöre, hiç olmazsa yacak yardımcıları sayesinde, «şimdilik» «dış haberler servi Kennedy'in yarattığı «Faztlet idasi» olarak yapabilecegimiz bu resini» de bundan böyle zedelekadardır... meye kalkmasa bari. B r B Dünya ve Biz O T E L M O T E L ve K A M P İ N G L E R ! . . İÇİN REKLÂM FİATINA YUKSEK KALİTE VE DİKİŞLI HAZIR ÇARŞAFLAR EX 240XBOY 225 EN I8«XBOY 240 EN 140XBOî 220 VASTIK K1UF1 FİAT : 42.50 TL. 26. TL. 16 TL. 5,50 TL. Yeni KARAMüRSEL Mağazaları İstanbul (Sultanhamam) Osraanbey Kadıkoy Anfcara Adapazan Bursa Eskisehir Lüleburgaz Reklâmkol (EVEN): 123/8104 Muntazam bir dikiş tesadüf eseri değildir , SINCER bankasını 114 yılhk tecrübe yalnız Singer de Günde 150 kuruşla bir SİNGER dikiş mapesınat ve günde 150 krş.la herkes ıstediği anda bir Singer dikıs makinasına sahip olabılır (Pesınat 110 liradan başlar) AZ b,r Dunyanın her bir larafındoT hef gurv satıian bınlerce Singer dikiş mokmasının mukemmeliyet ve ustunluğunu sağlayan yuksek KALİTE. ancak Singer dikiş makınasmın ımalâtmda kullanılan en 1yı malzeme ve en kalıfıye ışçılerin gosterdıklerı devamh tıtızlık sayesmde elde edılmektedır Unuimayınız, saiışa çıkan her Singer dıkış makınası dıkkatle kontrol edılmişitr. ANADOLU BANKASI EDII.MIS MARKADIR. f SENAY YÜCEL Ue AHSIET t'NALAN N'İŞANLANDILAR 117 1965 Ntanknl CunOıuriS'et . 8107 2652/8071