19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKİ CUMHURIYET 9 Haziran 1965 DE GAULLE AVRUPASI VE TÜRKIYE •Him DOGU HKDENIZDE YUNANİŞTAN MESELESİ Prof. Dr. Fahir H. ARMAOGLU smanlı lınpara'orlugu'nun ger.ışleme devrinde, askeri gücün 5apısında önerali bir özellık göze çarpar. İmparatorluk topraklarmın genişlemesinde kara kuv\etleri başlıca rolü o>inamalila beraber, deniz gücü de kuvvetli bir destek olarak bu genişlemede yer alrnış ve kara ve deniz kuvvetleri arasmdan daıma bir denge durumu muhafaza edümiştir. Kara ve deniz kuvvatı.erı arasındaki oran, hiçbir zaman bu ikincı aleyhine büyük farklılık göstermemiştir. İmparatorluğun gerileme ve bunun arkasından, ondokuzuncu jrüzyılla birlikte, parçalanma ve yıkılma devri ile, kara ve deniz kuvvetleri arasındaki farkın deniz kuvvetleri aleyhine gün geçtikçe genişlediği göriilmüştür. Bu durum o günden bugüne pek bir değişme gösterrnemiştir. Bugün de Türk Silâhlı Kuvvetleri içinde deniz gücümüz. oran itibarile, üçüncü yeri işgal etmektedir. Şüphesiz bu durum, gerek ondokuzuncu yüz5^1da, gerek bugün. Türkiye'nin genel savunma stratejisi ile yakın bir bağlantı halinde bulunmuştur. Doğu Akdeniz'deki kuvvet dengesine böl ge dışı büyük kuvvetler girince ve mücadele ve rekabetler aynı zamanda Türkiye üzerinde yoğunlaşınca, Türkiye de bu kuvvetlerden birine dayanma yoluna gitmiş ve bizatihi kendi deniz gücüne olan ihtiyaç da azalmıştır. Bugün de aynı şeyi tesbit etmek mumkündür. Doğu Akdeniz'de karşı karşıya bulunan Sovyet Rusya ve Birleşik Amerika'nın deniz kuvvetleri seviyesıne çıkmamız fiilen imkânsız olduğundan. Türtç deniz kuvvetlerine NATO çerçevesi içinde ancak belirli görevler verümiş bulunmaktadır. 214895 H Cpte Bundan dört yıl kadar önce lrana gitmistim. Bir, az gelismiş ülkedir ki orası, kisisel servetler Himalaya Dağları kadar yükselmiş, ve kisisel sefalet Okyanuslann dibi kadar derinlesmiştir. Konuştuğumuz bir Tahranlı soför, söve saya : Bu memleke^te ağ7inı açtın mı komünist olmakla itham edilir.sın Sussan bir türlü. su=maşan hir türlü... Ne haltedece|ımizı saşırdık. . demisti. tran. yabancı kapitalizme kapılarını ardına kadar açmıstır. Büyük Amerikan çazetelerinde Amerikan is adamlanna tran için davetiye çıkaran ilânlar vayınlanır. Her çesit imtiyaz bajıslanarak ça|rılır yabancı sermaye .. özel tesebbüsle kalkınmanın ters taraftan parlak bir örneğini veren komsularımız yabancıların elinde ovuncak olmnslardır. Memleketin petrol selirini yabancı kapitaMstlerle kırısan bir komprador azınlıeı 2000 vıllık geleneğe sırtlannı davamıslar. rniversite öjrencilerini ve hocalarını da ordunun «üngüsüyle susturmuslardır. Bu satılmıs azınlık. alfabesiz halkın "•eriligi üstünde t»ist vapıp trpinmekte, Bossa Nova ovnayarak \vrupalılık numarası yapmaktadır. tsvicre'de Batı burjuvazisivle armas dolas kavak kavdıkca kendilerini Batılılasmıs savmaktadır. Amerikan yardımından vararlanan tran kompradorları, tıpkı >İ7deki sibi. sazoz sanaviindcn yıda imalâtına kadar yabancılarla ırtakla«a cesitli islpr kurarak mcmlpkft kalkınmasına hizmet eder TÖrünmektedirİpr. Gerrekte hiitün bn diimenler vabancı kanitalistlerin eeemenlisini memleket içinde peklestirmek için çevrilmektedir. tranın mutiu azınlısı aslında tsvicre'yi gerçek vatan savarlar. B'zim kompradorlar da övledirler .. Gazetelerimizde tsvicre'de «atılık villâlann ilânları cıkar. Ne demektir bir tsviçrelinin Türk gazetelerine : Satılık villâm var .. diye ilân vermesi?.. Su demektir ki, fsviçre'deki satılık villâlara en çok bizden ya£lı mnsteri cıkar. tsvicre. diinva kanitalizmirıin hankasıdır. Bu ülkenin tarafsızIık eeleneei sardır. Savaslarda ona dokunulmaz. Ve tsviçre bankalarında vatan paranın he«ahını da kimse bilm<>7. Eğer bir gün tsvicre hankalannın hesapları acıklanırsa. az gelismiş filkele| taalkı bütün dalaverelerin içyÜ7ünü anlıvacaktır. tranla Türkiye arasında hazı çizeiler bakımmdan paralellik vardır. Yabancı kapitalizmin Türkiyede petrol ve madenler konusunda ileri sürdüâü iddiaların tartışma konusn olduçu sn giinlerde gözlerimizi komsumuza ce\irip bu islerin orada nasıl yürütüldüSüne bir bakmak favdalı olacaktır. \merikada 1865'te'i beri cıkaıı «Xîıtion« dereisi 12 Nisan 1965 tarihli savısmda cok ilei cckici bir yazı yavınlamıstır. Amerikada solcu muhalefetin bu derîNi trandaki Bahtiyari Kabîlesinin reisı Ha\ber Han eliyle sağlanmıs helseleri halkovuna duynrnyor. Bu belgeler tsviore Bankasının besanlandır. Bankadaki «Pehlevi Vakfı> nın ÎUü^ü H Cpte numaralı hesabının dökümü yapıldığında franın petrol gelirinin kimlpre t'asıtıldıjı ortava çıkmaktadır. Bahtiyari Kahilesi tranda petrol kavnaklarının bnlunduğu bnlgelere dağılmıstır. Rıza Pehlevi'nin tahtı ele geçirmek için mücadele ettiei çünlerde kabilenin reisi Hacı Han öldürülmüstü. Şimdi ojlu Hayber Han, tran saravındaki gizli kasalardan elde ettigi belgeleri ortaya dökerek trana yapılan Amerikan yardımının niteliğini dünyaya duvurmağa çalısıvor. Natinn dergisi, banka evrakının fotoSraflarını da yayınladıgı için süpheve ypr vermivecek bir biçimde kapitalıst dünyanın az gelişmis ülkelerdeki ovunu gözler önüne serilmektedir. Yarınki yazımızda tran ile Amerika arası iliskileri kimlerin idare ettiğini anlatacağız. Anlasılıvor ki Iran kompradorları, Amerikan Gizli Teskilâtı Baskanı. Amerikan Elçileri. Amerikan basın kıralları hesabına tsvicre hankalırına durmadan para yatırmakta ve ortaklasa kendi memlpkptlerinı sömürmektedirler. Bütün az gelismis ülkelerde avnı trajedi sahneye konulmaktadır. Ruııun icindir ki. zengiıı kapitalist ülkeler. az gelismiş ülkelerde fikir özgürlüğünü istemezler ve halka çerçekleri anlatanlan : Komünisttir. ithami\le sustururlar. Çünkü çerçekler halka anlatılırsa ceplerine akan paraların suyu kcsilecektir. Ve az geli.şmis ülkelerin fakir halkları kurtnlacaktır. Prof. Dr. Mehmet GÖNLÜBOL \TO Bakanlar Konse\ Inin gecen ay lcinde Londrada yaptığı toplantılarda (ieneral de (Jaulle'ün dıs politikashle A.B.D. ııin dış politikası arasmdaki ayrılık bütün çıplaklığı ile \e k c i n lıir şekildc bir defa daha ortaya çıknıış hulunuyor. Londra görüşmelerinde, nıcmleketimizin önerali çıkarları ile yakından ilçili bulunan Kıbrıs meselesinden haşka, Victııam. Dominik ve Atlantik İttifakı konuları cle almmıştır. Fransa ile A.B.D. arasında görüş aynlığı. Kıbrıs nıcsclesi ımistesna. dipcr butün koııularda kcndini gostcrnıiştir. NATO üyelerinin birçoğu, zaman zaman Amerikaııın dünya meseleleri karşısındaki tutamunu endişe ile karSiiamak. lıattâ buııu açıktan açığa lenkit etmekle beraber. Londra göriismclerindr. hiıaz da bcklonıtıpycn bir şekilde. Amerika'j ı desteklcmisler ve Fransa'yı bu de\letin karşısında yalnız bırakmışlarriir. N Villetlerarası nıeselelcre dar bir nıilli>etci acıdan bakmak. hattâ konv.ınist blok ile iOıirliui yapmakla suçlanan de Gaulle Fran«a^ı ile A.B.D. arasındaki görüş \e davranıç farkıııın esas sebebi nedir? Kanaatimizce bu. iki Batılı devlet arasmdaki görü; ve davranış farkı önemli bir temel meseleden. He Gaulle'ün Avrupa'yı. A.B.D. ile Sovyetler Bîrliği arasında gercek bir «üciineü kuvvet» halinc getirmek istek ve cabasından ileri gelmektedir. De Gaulle'ün dış politikası. İkinci Düıtya Savasından bu yana. dünyanın siyasi ve iktisadî kuvvet deneesinde önemli deeişmeler olduğu faraziyesine dayanınaktadır. Dc Gaulle. gecen yıl temmuz nvında vaptığı bir hasın toplantısında. bu goruşvinü. özet olarak. şoyle açıklamıştır: 194ö de diinyada kuvvet dağılınıı. basit olduğu kadar merhametsiz bir durum güsteriyordu: diinyada hüyük devlet olarak sadece A.B.D. ve Sovyetler Birliği kalmıştı. Sovyetler'in yayılma ihtirası ile karşı karşıya kalan hür dünya için Amerika'nın liderliğini kabul etrnek bir zaruret olmuştu. Atora bombasına sahip bulunan bu devletin liderliğini cttiği Atlantik İttifnkı, hür dünya devletlerinin güvenliğini korumuş, Marshall Plânı kaııalı ile yapılan Amerikan yardınu da bu devletlcrin ekonomilerini canlandırrnıştır. Atıcak, bujün durum tamaınen farklı bir mahi.vet gnstermektedir: cski kıt'anın Batılı devlctleri kendi ekonomilerini kalkındırmı«lar. askrri RÜclerhıi t>ı* geliştirnıeyc l>aîlamı>lardır Bu dc\lctlerdeıı biri Fransa busriin nüklcer hir kuvvet olmak yolundadır. Kısaeası, Batı Avıupa çesitli değcr ve knvnaklara sahip, kendi ha>atını >aşamaya muktedir. hatırı sa>ılır ayrı bir ünite baline gelmiştir. De Gaulle. bn görüşünü. sonradan yaptığı birCok basın toplantılarmda ve radyo ve tclcvizyon konuşmalarıııda, dünya lıalk oyuna daha etraflı bir şekilde açıklamıştır. De Gaulle'ün kanaatince Avrııpa'nın. Amerika'nın etkisindcn kurtularak bajhmsız bir ünite haline gelmesi. dünya barışmı konımak iciıı faydalı. hattâ zaruri bir lıal almıştır. Avrupa hııgüıı. iktisadî ve sosyal gelişmesi ve diğcr bakımlardan A.B.D. ne cok yakın ve Sov>ctler Birliğindcn daha ileıi bir scviyede buluıımaktadır. Böyle olunca. A.B.D. ne tâbi olmayan hir Avrupa, hirbirine karşıt olan iki dev kuv\et arasında A. B.D. ve Sovyetler Birliği arasında bir denge unsuru olarak ve klâsik kuvvetler dengesi kavraınına göre. dünyada barışın korunmasında önemli bir rnl oynayacaktır. ıum ve Dominik konularıııdaki tutumu da. bu dcv letin ola>lardan ders alabilecek kapasitede dahı olmadığmı ortaja koyabilecek niteüktcdir. Ncden bugün bir Guııo Vietnam. bir Dnırinik meselesi ile karşılaşıyoruz da, bir Kuzey Vietnam. Kuze> Kore, Bulgaristaıı. Romanya v.s. meseleleri karşılaş mıyoruz? Atlantik İttifakının lideri A.B.D. nin >orumlu kUileri bu ola>ların iktisadi. sosyal. sijasi v.s. nedenlerine iıımek lüzumunu duymadıkları sürece Batı dunyasmın bu çeşit ola\Iarla karşı karşıja kalmaM mukaddeıdir. Amerika Birleşik Dc\>etleri. Atlantik İttifakının mutlak ve sorumsuz lideri olmak gayretinc karşı. General de Gaulle, Batı sistemine sndık knlmak istoen de\letler icin oldukca câzip bir teklifle çıkmaktadır: A\rupanın bağımsız hir iktisadi ve si>asi ünite olarak birleştirilmesi. De Gaulle'e göre. Ortak Pazar, Avrupanın birlcjtirilmesi icin bir ınive olabilecek niteliklere sahiptir. Bilindiği gibi Kıfa Avrupasının en gelismiş altı devletini (Fransa. Federal Almanya, İtalya. Belçika, Hoiânda ve Luxembourg'ul iciııe alan bu topluluk. iiye devletlerin iktisadi bütünleşmesini öngörmektedir. Bu bütünleşmenin en erken 1970. en geç 1973 yılında gerçekleşmesi beklenebilir. Ancak. belirtmek gerekir ki, devletlerin yakın vâdcli çıkarlarmı ilgilendiren iktisadî konularda bütünleşme gayretlerinin olunılu bir şekilde gclişmesine karşılık, siyasi bütünleşme konusunda bu devletler arasında henüz tartışma esasları üzerinde bile bir görüş birliğine varılamamıştır. Siyasi bütünleşme konusunda 1961 den heri yapılan çalışmalarda hircok güçlüklerle karşılaşılmıştır. A.B.D. nin şiddetli itirazları yanında. bu güclüklerin başlıca kaynağı İngiltere'nin Avrupa Topluluğu karşısındaki durumu, Doğu ve Batı Almanya'mn birleştirilmesi ve de Gaulle'ün siyasi birlik konusunda kendisine has görüşleridir. O "Vatanlar Avrupası>f •*•< vrupanın siyasi bütünleşmesi ile ilgili bu meselenin hudutlarını aşacak niteliktedir. Ya£ıız şu kadarını belirtmekle yetinelim: tngiltere, Avrupanın siyasi bütünleşmesi konusunda A.B.D. nin görüşünü desteklemektedir. Aynı şekilde Almanyanın birleştirilmesini ve Birleşmiş Almanyanın askerî bir kuvvet haline getirilmesini herseyin ütünde görcn Erhard Hükümeti de >ILF ve diğer bazı siyasi konularda Amerika'nın yanında yer almaktadır: cünkü, Batı Almanya, her ne bahasına olursa olsun en kısa bir zamanda birleşmek ve nııkleer bir kuvvet olmak arzusundadır. De Gaulle ise Avrapa'yi siyasi bakımdan bir «vatanlar Avrupası» şeklinde birleştirmek istemektedir ki. Ortak Pazarm diğer üyeleri ile bu konuda çatış maktadır; diğer devletler. siyasi birliğin federal bir bünye içinde gercekleştirilmesini istemektedirler. De Gaulle'ün «vatanlar Avrupası» veya konfederasyon görüşü ile diğer devletlerin Federal Avrupa gbrıısleri arasmdaki haşlıra fark, birincisinde üvelerin bajımsızlarınn muhafaza etmeleri \e kurulacak ortak organlarda karaıların oybirliği ile almması: ikincisinde ise kararların ınevsuf çoğunlıık, ya da basit roğunlukla alınabilmesidir. Başka bir deyimle. birincisinde ortak oıganlarda gorüş birliğine varılmazsa üye devlet ler davranışlannda serbest kalacakla1. ikincisinde ise. bir veya birkaç devletin muhalefetine rağ men (bu devlet Fransa hile olsal karar alınabilecpk ve hu karar bütün devletleri bağlayacaktır. Şüphesiz de Gaulle, «vatanlar Avrupası» göDe Gaulle'ün bu görüşüne karşılık, A.B.D, AtriişÜMde israr etmekle. Avrupanın siyasi bütünlantik Bölgesindc Batı küttüriimi beninıscmiş olan lcşnıesinde kcndisi de ilâve güclükler çıkarmakdevletlerin ıKuzey Amerika ve Batı Avrupa drvtadır. Ancak. burada üzerinde durmak istediğiletlerinhıt bir topluluk te^kil ettiğini. bu devletler • îz me^olo bu dciildıı. Burada üzerinde durarasmdaki bir bölünmcnin «adc. e So\>etlcr Birmak istedipiıniz mesele, şunu belirtm"kten ibaret li&üıin yararına olabileceğini söylenıektedir. Bu tir: Avrupada siyasi bütünleşme konusunda hir srbeple dc Gaulle'ün Avrupanın bağımsız bir liçnnhareket vardır ve bu hareketin. geç de olsa. gerrü kuvvet haline getirilmcsi teziııe karşı, A.B.D. cekleşme^i icin cabalar sarfedilmektedir. Türkiye Atlantik İttifakı tezi ile çıkmnktadır. nin hu mesele ile il^ilemnesi gerekmekteidr. BiDe Gaulle Fransası ile A.B.D. arasındaki bu lindiği gihi Türkiye. Kıbrıs olaylarının 1963 yışekli görüs ayrılıeının gerisindc şüphesiz önemli 1 ıııııı aıalık ayından sonra aldığı durum üzerine cıkar aynlıkları buluıımaktadır. Fransa. Kenııedv A.B.D. nden bcklediği desteği görmemiş. bu yiizIdaresinin Atlantik İttifakı konusundaki «büyük den de dış politikasında bazı değişiklikler yapmak emeline» ve Johnson idarcsiniıı NATO içinde bir. hizumunu duymuştur. Kanaatimizce. Ortak PaznrÇok Tarafh N'ukleer Kuvvet (MLF) yaratmak tckla yaptığı ortaklık anlaşmasmdan sonra, Avrupalifine Batı Avrupa'da Anıerikan he£ramon>asını nın iktisadî bütünleşmesi harcketine fiîlen katılmış artırnıak için duşunülmüs bir tcşebbüs nazariyle bıılunan memleketimizın Avrupadaki yeni si>asi haknıaktadır: bu şekilde tcjkil edilmiş olan Atlanhareketleri de yakından izlemesi. kendi yararına tik Ittifakına nükleer giice sahip bulunan A.B.D. nlacaktır. Türkiye. Ortak Pazar kuruldtıktan kısa liderlik ederek \e bu devlet. !,imdiye dek oldusu bir süre sonra. 1959 yılında. bu teşkilata girnıek rilıi. diğer ortaklarına daıuşma lüzumunu dahi du>icin müracaatta bulunmuş. fakat ortaklık anlaşma madan. bu ittifakı kendi yararı icin gerekli şekilde sı. ancak uzun gecikmelerden sonra. 1963 >ılında kullanacaktır. inızalanahilmittir. Bu gecikmeden Altıların tutumu De Gaulle'ün bu görü^iıııdc gcrtck payının kadar. kcııdi Mnlış tutumumuzun. bu hareket karbuluııduğuııa şııplıc yoktur. Bütün Batı düııyasışısında ilsisiz kalınanıızm da payı vardır. Avrupa nın liderliğini yapabilecek bir olgunluğa erişmesiyasi birliğinin gercekleşip gerçckleşemiyeceğini. miş bulunan Amerikan dış politikasınuı son j ı!>a da ne zaman srercekleşeceğini şimdiden söylelarda milletlerarası mesclcler karsısıııdaki tutumu mek gurtür. Ancak iktisadî bütünleşmenin nüvesini bu görüşü doğrulayacak davranışlarla doludur. teşkil eden Ortak Pazar Andlaşması hazırlanırken Bunun en iyi örneklerinden biri. memleketiıııizi \a de a>nı malıivette güçlüklerle karşılaşılmış, halli kından ilgilendiren Kıbns olaylarıdır. Bilindiği siimkânsız sanılan engellerin aşılması gerekmiştir. bi. Batı uygarlığınm temellcrinden birinin. belki Bu sebeple. Ortak Pazar vâsıtasiyle kendisini Avde en önemlisiniıı hukuk olduğunu iddia eden A. rupaya bağlama>a karar vermis olan memlcketimiB.D. Türkiyeyi bu konuda desteklemenıiştir. Böyziıı siyasi bütünleşme hareketini yakından izlemesi, le olunca. Türkiye, doğrudfin bir teravüze heılef bu hareket karşısında ilgisini göstermesi, aradığıolduğunda. Amerikanın Atlantik İttifakı içinde gimız dış politika alternatifi için faydalı olabilecekriştiği taahhütlerini yerine getircrck kendisine yartir. Biz bunun Türkiyenin dış politikası için en faydım edeceğine inanmak güçleşmektedir. Amerikadalı bir alternatif olabileceği kanısındayız. nın daha yakın tarihli dünva meselelerinde. Viet A A. 6. O. nın goruşu • ••••••lllll«tlll«IMIH1IIIHIIII»IM«IHlllflllltlllllltlllMIIIIMMII • IIUIIIIMIHI 1 ( 1 1H I tlHHIIHIHIHIHI t|||,ll|||IIIIMtllHMI>Mim<H • • • • • • • • • • • • > • • • • > • • • > • > • • > • • > • • • • • • > • • KEMİK ve SEOEFLİ KAT VE DIŞ KAPI ÇEKMELERİNİ BÜTÜN HIROA, VATÇILARDAN İSRARLA ARAYINIZ İlâncdık: 6772 S486 genetron 11/12 mı AEROSOL gazı. KARS DEVLET HASTANES1 BAS HEKİMLİĞİNDEN Hastar.emızm 1963 yılı sene.ık ihtıyac: olan altı kalem yiyecek maddeleri ile yakacak kuru kırılmış çam odunu şartnaraeleri gereğınce ayrı ayrı kapalı zarf usulü ile satm ahnacaktır. Şartnameler mesaı günlerınde Hastane Kaleminde gorülebılir. Eksiltme ıhalesı 28,6 1965 pazartcsı günü saat 15 te Hastanede topîanacaK Satınalma Komısyonu Bavkanlığ:nda yapılacaktır. Postada vâki gecıkmeler kabul edılmez. tsteklilerin belirli gün ve saatte ihale saatinden bir saat evvel teklif mektuplarını Komisyon Başkanlığına verrneleri ilân olunur. Geçici Miktarı Fiatı Tutarı teminatı C in s1 • Kilo Li. Kr. Lira Kr. Lira Kr. ! ! ! S İ • i ; j • ibayet son bir noktayı da hatırlatmak isteriz. Türk Deniz Kuvvetleri. >ukarda da bclirttis;imiz gibi. Türkiyenin genel savunma stratejisi içinde ancak üçüncü plânda yer almakta. denizlerdeki genel savunma esas Bugünkü başyazı: ı ocu Akdeniz'de bölge dışı itibariyle NATO'ya ve özellikle kuvvctlerin dengesi söz koBirleşik Amerikaya dayandırılmaknusu olduğunda, bu durum tadır. Fakat Yunanistan, Kıbrısa için söylenecek fazla bir sey yokyerleştiği takdirde, kı>ılarımızın tur. Fakat gerek ondokuzuncu çok bııyuk bir kısmı bu de\ letin yüzvılın, gerek son on yılın bölge baskısı altına girmiş olacaktır. içi kuvvet dengesindeki gelişmeYusuf Ziya ORTAÇ \ Şu halde. bundan sonra Türk lcr güzönüne alınınca. Türk deniz Yunan dengesinin kurulmasında ı gücünün öncmi bamba.şka bir niesas görev Türk Deniz Kuvvettelik kazanmaktadır. Bugün DoA • lerinin omuzlarında olacak ve bu ğu Akdeniz'in bolge içi kuvvet kuvvet'.erin yoğun bir şekilde bu ^ ı dengesinde, Yunanıstan ve Tiirksgöreve konsantre edilmesi gerekeEnfes bir hikâye: • ye başlıca iki unsur olarak sivrilcektir. Türk Deniz Kuvvetlerinin mektedir. Bağımsızlıfını aldığı bu görevi Türk Mil'.etine yaraşır gundenberi Yunanistan'm, 'toprakbir şekilde yürütebilmesi için, larını, Balkan kıt'asında kuzey onun, bugüne kadar olduğundan doğrultusuncia ve Ege Denızinde çok daha fazla güçlendirilmesi, de doğu doğrultusunda devamlı ohükumetimizin olduğu kadar, en Aziz NESİN j larak genişlettiği göze çarpmaktaaz Türk Milletinin de görevıdir. brulü>nr ki. Türkiyeyi çevı Cmhuriyefin .'MİLLET YAPARd:r Gerçekte her iki doğrultu da releyen siyasal şartlar. çok • I kampanyasmı bız bu perspektif T.ırk anavatanına yönelmektedir. karanısar olnıasa bile, çok da I içinde goruyor ve bu milli çabaBasın.sıztığını aldığı gün Mora i> imscr değildir ve bu şartlarda I yı bunun için yürekten destek liyarıınadasının ancajt bıraz kuzei>inıserliğin yaratılması hem zaBir ekmeğin macerası: ' yoruz. ymde bulunan Yunan kuzey sınıman suresine ve hem de bazı dı; etkenlerhı değişmesine bağlı burı. Osmanlı Devletmın her zayıf âlunmaktadır. Boyle oiunca, Yunanmdan yararlanarak, adım adını S ON kuzeye doğru ilerlemiş ve Lozan , da Meriç'e dayanmıştır. Hattâ deAdnan VELİ î nebılir ki, Balkan kıt'asmdaki bu genisleme, Balkan savaşlarından 1 • ı tibaren doğuya yani İstanbul'a yönelmeye başlamıstır. Karadaki bu »enişlemeye paralel olarak, E | ce adaları da adım adım Yunanis ' ••••••••••••»•••••••••••••••••••••••••••••a! tan'ın helenizm tasarılannın eeeCumhuriyet 618ü menliği altına düsmüstür. Bir halde ki. Çanakkale Boğazının Türkiye'nin elinde bulunrrıası, Egedeki Yunan egemenüği dolayısile, Türkiye'nin Akdenize inmesinde o kadar etkili bir faktör olmaktan çıkrnıştır. İmroz ve Boz I cada'da ortodoks kilisesi ve pa . İnşaat mevsiminin gelmiş bulunması münasebetiyle çimcnto paziar vasıtasile alttan alta yürüihtiyacı olan m"hterem müşterilerirr.ize evvelki ilânlanmızı tetülen Yunan faaliyetlerini de gözyiden hatırlatıru ki: önüne alınca, Ynnanistan'ın ÇaA) 1 ton çimentonun fabrika teslim fiatı 155. (Yüz elli beş) nakkale Boğazının kapısma da yprlesmek istediğini görmemeye liradır. imkân yoktur. Böylece. Türki5eB) Çimentoyu müstehlike ileten bayilerin İstanbulda müşnin Ege ü^erinden Akdenize çıkteriye teslim fiatı 175. (Yüz yetmiş beş) liradır. ma imkânları bakımmdan, YunaC) Buna mugayir talepler müvacehesinde şirketlerimize münis'an'ın eli Türkiye'nin boğazmracaat edecek müstehliklerin hakikî ihtiyaçlannın bu şartdadır. lar dairesinde karş:İ3nması temin edilecektir. Türk Deniz gücünün önemi D pısı serbestisinden çok kaybedecektir. Bütün batı ve güney kıyılarının Yunanıstan tarafından vemberlenmesi karşısında, Türkiye'nin bu şımarık komşusuna karşı dengeyi kurabilmesi ancak iki vasıta ile mümkün olabilir. Bunlann biri siyasal, diğeri askeri niteliktedir. iyasal nitelikteki vasıta, Türkiyenin Yunanistana karşı bir takım siyasal ve diplomatik kombinezonlar kurmasıdır. Burada, etrafımızı çemberleyen devletlere gözümüzü çevirmek zorundayız. Lâkin etrafımızı çemberleyen şartlar, bugünkü durum içinde. önemli kısmı itibariyle pek de müsait değildir. Burada ilk önce akla gelebilecek iki kuvvet, Sovyet Rusya ve Birleşik Amerikadtr. Fakat bölge dışı olan bu iki kuvvetin Doğu Akdenizdeki bütün çabaları ve ilgileri, birbirlerine karşı bir denge yaratma amacını gütmektedir. Yoksa, kabul etmeliyiz ki, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denge meselesi bu iki devletin herhalde çok az llgilendikleri veya kendi aralarındaki denge oranında ilgi gösterdikleri bir konudur. Bulgaristanla Türkiye arasındaki bir >akınlaşmanın. Yunanistanı kuzeyden bir baskı altına alacağı şüplıcsizdir. Fakat bu, mescleye >egane çare olacak nitelikte değildir ve aynı zamanda, Bulgaristan, Sovyet Rusya ile bağlantılı olarak ele alınmak zorundadır. Bunun dışında, Türkiyenin doğu^u dostları Iran ve Pakistanın ise, bizatihi Türk Yunan dengesi bakırmndan çok etkili olacağını sanmıyoruz. Guneye dönünce karşıınıza Arap âlemi çıkmaktadır. Türkiyenin Arap devletleriyle daba >akın müııasebetlere f^irmesi, Doğu Akdenizin kendi ic kuvvetleri arasındaki denge bakımmdan şüphesiz Türkiyenin lehine olacaktır. Fakat son birkaç yılın samimi istek ve çabalarına rağoıen. bu memleketlerle olan munasebetlerımizdeki önemli tıkanıkhkların giderilmesi ve bu münasebetlerde önemli veya radikal değişmelerin sağ'.anması mumkun olamamiştır. Ka'.dı ki, Türkiye ile Yunanıstan arasındaki bu dengesİ7İik durumunun bazı Arap memlekct'.eri tarafından Turkive aleyhine sön'ürülmek istendığine dair bazı işaretler de vardır. Türkiye i.e Arap menıleketleri arasındaki münasebetlertn yeni bir bıçim a1.ması şüphesiz arzu edilir; fakat bu yeni biçimin ortaya çıkması herha'de bir sureye bağ'.ı olacaktı;. S nistana karşı dengenin kurulması için, birinci plânda kendi gücümuze güvenmemiz hayatı bir zorunluk olarak önümüze çıkmaktadır. Burada söz konusu olan da askerî gücümüzün arttırılmasıdır. Karada ve havada Yunanistana karşı kesin bir üstünlüğümüz olduğu açıktır. Bununla beraber, gerek kara, gerek hava kuvvetlerimizin, geniş bir çember üzerine yayılan çok çeşitli ve çok yönlü görevlerle yükümlü olduğunu gözden uzak tutmamak gerekir. Bizim inancımıza göre. Yunanistana karşı hem savunucu, hem vurueu etki. ancak deniz kuvvetlerimizin gücünün arttırılması ile mümkün olacaktır. Şöyle ki : Yunanistan Çanakkale Boğazından îskenderuna kadar kıyılarımızı sarmakla beraber, Türkiyeye karşı geniş bir cephe üzerine kuvvetlerini dağıtmış olacaktır. Bu durum karşısında, hem Türkiye üzerinde bir baskıda bulunabilmek ve hem de bu açığı ve dağınıkhğı gidermek için. deniz kuvvetlerine bundan sonra daha fazla önem verecektir. Dengeyi daıma kendi lehine bozmaya çahşacaktır. Bu sebeple, Türkiyenin. bir yandan kendi üzerindeki bu baskıyı kaldırabilmek ve bte yandan da Yunanistana karşı vurucu gücünü kullanabilmek için, deniz kuvvetlerini daima yüksek bir seviyede tutması gerekmektedir. Bundan başka, Kıbrıs meselesi, adada Türkiyenin şu veya bu şekilde bağlantısı veya ayağı olmak suretiyle çözümlenecek olursa, keza bu bağlantı da ancak deniz kuvvetlerimizle etkili bir şekilde korunabilecektir. Yâni Kıbrıs meselesinin muhtemel bır çözümü de deniz kuvvet lerimize yeni bir yüküm getırecektir. • •••••••••I •••••• • HIU N Sonuç • ••""•"«•••••«•••••••••••••••••••••••••••••••• M > I a l Akbabaİ Başıbozuk! i \aylon ıııilyoııer! İ Hem savunucu hem vurucu G BENİ OPME! İ Ş Bir haftalık neşe : Bir lira! ! Istanbu! Çimenfo Fabrikalarından SAYIN MÜŞTERİLERİMİZE İLÂN PERDE ARALIGINDAN Küçümsenmiyecek bir dengesizlik Aslan Çimento Şirketi Anadolu Çimento Şirketi Türk Çimento Şirketi (Darıca Fabrikası) (Kartal Fabrikası) (Zeytinburnu Fabrikası) Reklâmcılık 2123/6471 genetron? ve 22 gorıfık gazları. ( Buz H v T ai a cr i Dolapları ve Soğutma otomatikleri. IZOTEKNİKBeyazköpük mantar 50x100, 100x100 100x200 sm. en ve boyunda ve istenilen kalınlıkta. Klima Tesisat ve Ticaret Air • FrancB Yanında Yanl Tarlabaşı 6 Taksım Tel: «8 68 17 701ü, 6480 Kuru kınlmış çam odunu Tek tip ekmek Kovun etı Sığır eti Kristal seker lyı cras pirinç Nebati Vitaminize Margarin yağı 250.000 40 000 8.000 8 000 6 000 5.000 4 D(1fl 30 1 07 i 0() • 5 Oıı 2 80 4 50 50 5 u durum karşısında Türkiye'r.in Akdenize bağlantısı olarak sadece güney kıjıları ve limanları kalmaktaydı. Bu sebepten. gür.ümüze kadar. Yunanistamn Egedeki egemenliği ve yayılrr.ası pek tehlikeli ve bir dengesizlik durumu şeklinde görülmeGenel Dağıtım: BATEŞ Cağaloğlu Tel: 27 38 07 yebilirdi. Lâkin. Kıbrıs meselesi' nin bugün içine girmiş olduğu Cumhuriyet 6506 şartlar Türkiye'nin aleyhine bir biçim alınca, Doğu Akdenizde YuKırkıncı hafta SporToto ikramiyesi ııanistan ile Türkiye arasında, va j 75000 5625 : kazananların nazarı dikkatine hameti küçümsenemiyecek bir 3210 : 42800 dengesizlik durumu ortaya çıkmaKırkıncı hsfta Spor . Toto ikramiyesi ödemelerine devam 56000 4200 • va baslamıştır. Türkiye'ye Kıbrıs edilmekte olup; başbayiliğimize bağlı bayilerden oyruyarak ikra3000 • 40000 adasmda \erilecek bazı tâviz ve miye kazanmış oîanların 15 gün zarfında ilgili şubelerimiz gişelerine 1260 • 15800 tatminler karşüığmda. adanın yu1687 50 ; 22500 nan egemenliği altına düşmesı, hiç müracaatla ikramiyelerini almaları rica olunur. Taşra bayıleıinden oynıyanlarm ikramiyeleri P.T.T. ve Ziraat değilse, şimdilik, en yakın ihti22000 1650 j maldir. Böylece Türkiye'nin gü Bankası vâsıtasiyle adreslerine gönderümiştir. Türkiye Emlâk Kredi Bankası A.O. ney kıyıları da Yunanistan'm baskısı altına girmlş olacak ve Türİstanbul Şubeleri kiye'nin Doğu Akdenize açüan Tar ( B u u 8696/6193) (Basm; 816Û/6477) B Baymdırlık Bakanlığı Karayollan Genel Müdürlüğü Birinci Bölge Müdürlüğünden : 1 Sapanca gölü şimali devlet yolunda Serdivan köyü Esentepe mevkiınde Kemal Saraçoğlu tesisleri ve Mobil istasyonu bitişiğinde 2740 m2. gayrimenkul kapalı zarfla satüacaktır. 2 Muhammen bedeli 68500.00 lira. geçici teminatı 4675.00 liradır. Bu işe ait şartname, İstanbul Küçükyahdaki Bölge Müdürlüğünde görülebilir. 3 Arttırması 30 Haziran 1965 Çarşamba günü saat 11.00 de Bölge Müdürlüâünde yapılacaktır. 4 İsteklilerin ikametgâh senedini havi zarflarını 2490 sayılı kanuna göre hazırlıyarak arttırma günü en geç ihale saatinden bir saat evveline kadar makHuz mukabilinde Komıcyon Başkanhğına vermeleri iâzımdır. Postada olacak gecikmeler nazarı itibare alınmaz. (Basın 9178/6492 »^....»................
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle