19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt CUMHURIYET 30 Haziran 1965 •••••••••••••••!•••• Kolkınma plânı ve alt plânlar Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay 1 Bre ağalar insaf! TÜRKYUNAN DENİ2 İÜŞKİLERf 1 •••• •••• •••• leri sâbit hedefli görünen plân ile bazı taraflan ile ılkınma plânına sahip olduğumıu halde ekomaksimize eden değişgen hedefi plân hüviyeti ile nominin birçok kesimlerinde umulan gelir artiîlarına vanlamadığı göriilmektedir. Bir gün karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunlar plânın gerçek hüvlyetini benüz hulmadığını, yerine oturmadığını siraat alanında umulan yatınm artışı olmadığından, erted gün ödemcler bilânçosu açıklanndan di mantıkî Insicama henüz ulaşamadığını, kısaca tutar lı bir modeie sahip olmadığını gösterir. ğer gün sınaî yatırımlarm yetersizliğinden bahsedilmektedir. Özel sektörün plân hedeflerine uy•••• madığı haberleıini Iktisadi Devlet Teşekküllerinin verimsizliğine ait raporlar tâkip etraektedir. Biitün bunlar bir plânın mevcudi> etine rağnıen Türkiyenin hızla kalkmabilmesi için ana plân ckonominin îyi jşlemediğini gösteriyor. Sebepleri kadar önemli bir nıesele daha vardır. Bu «alt plân lki ba^lık altında özetliyebiliriz. Birincisi genel larla» iljrilidir. Modern planlama metodları, plân kalkmraa planımızm yapısı ile ilgilidir. İkincisi tekniği, teorik ve pratik bilgi çerçevesi içinde büise «alt plânlaıın» yokluğudur. tün bir ekonomiyi kavrayan ve onu matematiksel kesinlikle belirtip belli kaynaklarla en yüksek geliri sağlayan bir çözüme varmak cok güç. hattâ imkânsızdır. Bngünkii jartlar altında, çesitli endüstri eî Yıllık Kalkmma Plânı modcli ve gerçek ya ler arasında ahenk kurmak hu maksatla yatırımların yönunıı tâyin ettnek, müesseseleri üretim tekpısı ile iktisadi bünyemize tam bir uygunluk niğini maksada uyan bir tarzda değiştirmek, plân arz etmemektedir. lyi bir plân bir ekonomide için büyiik bir başarı sayılabilir. Bu suretle ekonoana miiesseselerini. üretim tekniğini vc ferdi davnıi belli bir hedefe yöneltilmiş ve düzen kazanmıs ranışlan dikkate alan bir özelliğe sahip olmalıdır. olur. Fakat. ana plânda belirtilen bu hedefe daha İktisadi bünyeyi tcşkil eden bu üç unsur. iyice ekonomik olarak ulaşmak, yâni kalkınmanın maliJ: : bilindikten sonradır ki plâııın âletleri tâyin ediycliııi düşürmek, ekonomiyi teşkil eden kamu ve lir. Plân âletleri, ekonomiyi istenen hedefe göözel teşebbüslerin fordi plânlanna bağlıdır. türebilmek icjn yetcrli derecede tesirli olmalıdırSon yıllar zarfında Batı ülkelerinde geliştirilen lar. Plânda ferdî davranışlar. müesseseler ve üretim tekniği hakkmda her hangi bir Istatistik araj planlama tekniği fabrikalann, isletmelerin, nihayet birkac işletmeyi içine alan gruplann faaliyetine dütırma ve tahlile başvurmadan cüretkârane ve zen verecek ve mevcut kaynaklardan en iyi sonucu rastgele tahrainlere başvurulmuş ve istihsal tekalacak bir özelliktedir. Bu sebeple evvelâ iktisadi niği etrafında bütün ekonomiyi temsil eden yuvarlak katsayılar en basit istatistik metodlarla çok devlet tesekküllerinde. defter tutma. bilânço hazırlamada olduğu gibi. plân yapma mecburiyetini koy acele olarak tâyin edilmeye çalışılmıştır. Yanılma pa makraümkündür.Plân fikri bütün isletmelere yayı büyükolan basit tahminlcre ve iptidai hesaplarla elde edilen verilere dayanan plânın umulan hedefe yıldığı takdirde bundan elde edilecek netiee, ana plânın sağlıyacağından daha büyük olabilir. Çünkü ulaşamtyacaği âşikârdtr. Plândan umulan sonuçana plân. bugünkü hüviyeti ile belli kaynaklarla en ların alınmamasmm başka bir sebebi de plânın yüksek geliri sağlamak veya belli geliri en küçük ö'n gördüğü tamamlayıcı iktisadi tedbirlerin sistematik olarak ele alınmaması veya bunda çok geç masrafla iiretmek yollarını anyan bir plân değildir. Plân, gelir artısı hızını yüzde 7 tutmak için knlınmış olmasıdır. Plân, daha ziyade kamu haralınması gereken tedbirleri anyan bir plândır. camalarının planlı olmak vasfuıın sınırları dısına Böylece, plânda verimi yükselten veya masrafları çıkamamaktadır. Bundan başka, kamu yatırımları azaltan tedbirlere yer verilmemiştir. «Alt plânlara» nı zamanında ve milli iktisadi menfaatımıza uyar başvurulmak suretiyle plânın bütünü ile basaramatarzda yapmayı sağlayacak, kcndi kendine işledığı hususlar kısmen halledilmiş olur. İktisadi Devyen bir mekanizma kurulmamıştır. Öte yanda ekolet teşckküllcriniıı millî gelirdcki payı öncmlidir. nomimizdc önemli yer tutan iktisadi devlet tcşekOtc yanda modern planlama metodlarını uygulakullori hâlâ maksada uyan bir isleyişe sahip deyaçak güçte büyük çesamette özel şirkctlerin sağildir. Bu tempo ile daha uzun zaman böyle bir yısı. her gün biraz daha artmaktadır. Büyük cesavasfa sahip olacakları şuphclidir. mette kamu işletmeleri ile özel işletmeler, alt plân yapnıaya zorlanır veya teşvik edilebilirler. Plân ana fclsefesi ve modeli ile kamu iktisadi faaliyetlerme düzen vermek özel sektöre yol göstermek ve kalkmma hızını *• 7 ye yükseltecek tedbirleri almak amacı ile, «sâbit hedefli» bir plân hiiviyetine sahip görünmektedir. Plânın «sâbit» unun başarılabilmesi için su tedbirlere başvuvasfını taşıyan hedeti ' . 7 kalkmma hızıdır. Plân, rulması tavsiye edilebilir. bu hedefe varmak için iç ve dıs finansman kaynak•>• 1 Genel plânda yatırımlarm sektörlere, üre • • • • • •*• lannı bulmak ve yatırımlarm dağılışını kontrol et• tim kollarına dağılışını açık, anlaşılabilir ve sis • • • • mek veya bu yolda ışık tutmak zorundadır. Plân, tematik olarak belirtmek, hu basit ve sade model çerçevesi içiııdc ahenkli ve tutarlı görülmekte ise de kritik bir tahlile tâbi tıı2 İktisadi devlet teşekkiillcriııe plân yapma tulduğu zaman bazı çatışmalar, ilmi yetersizliğe mâve isletme plânlaması alanmda kaybedilen ileri ruz kaldığı görülür. Bunlan şöylece sıralayabiliteknikten faydalanma mecburiyeti koymafc, riz. Plân • • 7 kalkınma hızuu tahakkuk ettirme he' 3 Büyük eesametteki özel şirketlerl plân defi yanında istihdamı çoğaltma. ödemcler bilânçoyapmağa sevkedecek zorlayıeı ve tesvik edici tedbirleri almak, sunu denkleştirme, gclir dağılışında sosyal adaleti sağlama hedeflerine de sahip bulunmaktadır. Bu 4 Çok sayıda küçük isletmelerin sayılarmı hedeflerden bazılarına ulaşmak için diğerlerindeıı azaltıp cesametlerini buyütmek için malî, iktisadi fedakârlık yapmak gerekebilir. Faraza yuksek iictedbirlere başvurmak gerekir. İsletme cesamctinin ret politikası yatırımları azaltabilir. Ödemeler, büyütülmesinde çeşitli faydalar vardır. Evvelâ i;bilânçosunu sağlamak için alınacak tedbirler iç is letmeler ehliyetsiz müteşebbis elinden kısmen kurtihsali azaltıp kalkınma hızını düşürebilir. Plânda tulmus olurlar. İsletme cesametinin büyümesi, mohedefler arasuıda tam bir ahengin sistematik olarak dern organizasyonun kurulup ehliyetli sevki idare kurulduğunu görmek imkânsızdır. Plân sâbit hedcf unsurlarına sahip olma yolunda ilk admıdır. Bunli olduğu halde şurada burada •yatırımlara, geliri dan başka bu çeşit işletmeler. modern mubasebe me en yüksek seviyeye çıkaracak bir yön vcrilcccktir. todları ve plân tekniğinden faydalanacak güce sahip olurlar. cümlesine de rastlanmaktadır. Bbylecc, bazı yer K Bonanmasız bir Beniz Imparatorluğu Afif BÜYÜKTUĞRUL Amiral ^SBJfe Alt plânlar meselesi Yapıdaki yetersizlik B üyük Ataturk: «Türkler tsliralıktan evvel ve sonra Avrops'nın içerisine girmişler, taarrnzlar ve istilâlar yıpmışlardır. Batı'ya taarrnz eden ve istilâlarını tspanya'da Fransız sınırına kadar ozatan Arap'lar da vardır. Fakat her taarrnza karşı. daima, karşı taarruzo da düsünmek lâzımdır. Karşı taarruz ihtimalini düşünmeden ve ona karsı emniyetli tedbir almadan hareket edenlerin âkıbetleri yenilgiye ngramak, bozulmak ve yok olmaktır» demişti (1). Osmanlı Devlet adamları n e gi bi tedbirlerin alınmasını ihmâl etmişlerdi ki, koskoca bir Imparatorluk göçüp gitmişti? B Boğazlara hâkim olan lınması gerekli tedbirler pek çoktu. Fakat bu tedbirlerin başında Deniz meselelerinin ihmâl edilmiş olduğunu söylemek hiç de hatalı bir hareket olmazdı. Çünki Osmanh Türklerin den evvel de Anadolu'da yaşayan milletler sırf deniz meselelerini ihmal ettikleri için dünya haritasından silinmişlerdi (2). Deniz meselesi. sadece. düşmanın muhtemel taarruzlarına karşı kıyılan savunacak bir donanma yapmak değildı. «Boğazlara hâkim olan Dünya'ya da hâkim olor» ve «Akdeniz'e hâkim olan Dünya'ya hâkim olur» sözleri. daha fazla, deniz ekonomisinin dünya milletlerinin hayatı üzerindeki önemini ortaya koymakta idi. Donanma da bu ekonomiyi emniyete alacak bir va?ıta oluyordu. Böyle bir donanmaya sahip devletin kıyıları kendiliğindpn korunmus olacaktı. den yıllık olarak iki milyon altın kazanmakta idi (5). Ikinci Viyarsa muhasarasınır. âkamete uğraması. Osmanlı silâh lı kuvvetlerine karakter değiştirtmesinden ötürü. tarihimizde önem'i bir yer alır. Zira silâhh kuvvetler istilâcı karakterini bırakmış; sınırlarda düşman bekliyen passif bir kuvvet halini almıştı. Donanma da engincilik niteliğini kaybetmiş, limanlarda bekliyen bir kuvvet haline gelmi.sti (6). Millet deniz ekonomisi koruyacak olan donanma, deniz meselelerine tamamiyle uzak, Saray adamlarının emrine veriliyor ve bu hal de an'ane haline getiriliyordu. Artık Osmanlı Devleti donanması olmayan bir deniz imparatorluğuna doğru yol almış idi. A Yunanistan doğuyor D enizde zayıf kalışımızı, Yunanistan istiklâlini kolaylaştıran sebeplerin başında gör mek, hiç de yanlış bir düşünüş manh devleti de Galata kahvelerinden zorla denizci toplamağa kalkmış ve kimi buldu ise gemici diye donanmaya sevk etmişti (7). Bundan dolayı isyanın ilk yıllarında Yunan denizcileri. Ege adalarındaki Türk halka vahşet rekoru kıracak hareketler yapmışlar; kitle halinde öldürmeler yapmaktan yılmamışlardı. Mürettebatı tamaraiy'.e Türk kudretli bir Osmanlı Donanması yetiştirildiği zaman da Osmanlı Yunan asileri mücadelesine taraf sız bulunan tngiliz ve Fransız do nanmaları ÎCavarin'de bu mukte dir dor.anmayı yakıvermislerdi ıına karşı yeni Yunanistan hükümeti, kurulus temelinı deniz varlıcında arayacak, kı .«5 zamanda dünyanın ikincilik mertebesini alacak muazzam bir ticaret filosu meydana getiriverecekfi. . O zamanın Yunanistar.'ı ENOSİS dediği zaman. evvelâ Ege adalarını alarak Anadoluyu tekrar ada ablukası altına sokmayı ve Osmanlı deniz ithâl yollarını kontrol edecek üsler kurmayı ta sarhyordu. Düşüncelerine göre bu abluka ve kontrol kurulursa. vaşamasını denize borçlu olai Türkleri orta Asya'ya sürüp Eno«is'i geniş ö'lçüde sağlamak mümkün o!acaktı. B Başarı yolu 1 B IHfAI SİSTEMİNDE YENİUKIER Mehmet AN SEBÜK «Avnkat* eza infaz müesseselerimizde, büyük bir huzursuzluk lıavası esınektedir. Sık sık mahkumlar ayaklanıyor. Hapishaııeleriu içini tahrip ediyor. Hapishane personelini yakalavıp. hürriyetlerinden mahrum ediyor. fdarc ile müzakereye girifiyor. Ve bazı şartlar ileri sürüyor. Bu hâdiseler, norroal zabıta kuvvetlerinin öniiyemiyeceği çapta lekerrür ediyor. Onun için her defasında. en büyük mülkiye âmirleri müdahale ederek, mahkumlarla müzakereye girişmek suretiyle onları yatıştırmağa çalışmaktadırlar. Yapılan tahkikat sonunda. personel kadrolan değiştirilmekte. haklannı müdafaa eden mahkumlar başka tarafa nakledilmektcdir. Fakat bu hâdisclerin lıakiki sebepleri iizerinde durulaıak. onların izalesi cihetine gidilmediği için, bu isyanlar. tekrar patlak vermektedir. Muvakkat tedbirlerle bu avaklanmalar. öıılenemez. Zira bu hâdisclerin kökleri. 1953 senesine kadar uzanmaktadır. Filhakika bu tarihlerde. infaz sistcmimiz tcdrici tekâmül safhasında ve iyi yolda idi. Fakat bu tarihte. ceza kanununda ve infaz mevzuatında. büyük bir değişiklik vukubuldu. Sebebi de, o sıralarda cürünı ve cinayet grafiklerinde meydana gelen bazı artışlardı. Alâkadarlar telâsa kapıldı. Vc bu artışları önlcmek için, ağır cezalar ve korkunç miieyyideler yoluna sapmak gafletini gösterdi. Bir infazcı olarak. o zaman bu sakat düşüncenin karşısıııda yer aldım. Ve bir seri makale yayınlandı. Bu suretle. cüriim ve cinayetlerin sert müeyyide yolu ile önlencmiyecesi tezini savunaıak, kanunlarda yapılmak istenen bu değişikliği onlcmege çalıştım. Fakat Adalet Bakanlığı. Meclisteki bir mebus grupu ile birleşerek bu hareketi desteklediği için. infaz sistemimizi çöküntüden kurtarmak imkânı hasıl olamadı. Netiee itibariyle suçlu insaıı lehiııde. ceza kanunlarımızda ve infaz sistemimizde ne varsa. hepsi ortadan kaldırıldı. Bu arada bir çok suçlarm cezası ölçüsiiz arttırıldı. Cezalarııı içtimamda toplama usulii uygulandı. Hâkimleriıı. suçlu lehindeki takdir hakları daraltıldı. Hücre sistemi ilıdas edildi. tnfazdaki istifadeler azaltıldı. Bu hareket. âdcta. hapishaneleri mahkâmlarnı mezarı haline getirmekten bajka mâna ifade etmiyordu. İşte hapishane ayaklanmaları, hapishane cürümleri ve firarlar bundan sonra aldı yürüdü. İki sene içindeki hapishanelerdeki mevkuf ve mahkum sayısı 35.00* den 46.0fl« e yükseldi. Şiddctli cezalar sistenıini müdafaa edenlerin fikri, daha o zaman iflâs etti. Ve benim tezimin haklı olduğu meydana çıktr. Fakat maalesef. cıkmaz yoldan bir tiirlii dönülemedi. Bühassa infaz surasındaki istifadelerin azal»ıl Bu ihtiyacı ilk duyan Osmanlı devlet adamı Fatfb Sultan Mehmet oldu. Gerei Osmanlılar bu hükümdardan evvel de denizlere açılmıslardı. Fakat yaptıkları ha reket, strate.jik bir amacı tasımıyor; sadece akınlarla servet toplamağa inhisar ediyordu. Fakat Fatih, kendi zamanına kadar yapılan kara istilâ hareketlerini de nizlere de teşmil etti ve bu amaçla devletin ilk teşkilâtlı stra tejik deniz kuvvetini meydana ge tirdi. Ege adalannı birer birer alarak Anadoluyu ada ablukasmdan kurtaracaktı (31. Bu büyük devlet adamının deniz ku%'vetine kara kuvvetinden de fazla önem verdiğini yazanlar da ol dıı (4>. olmaz. Yunan isyanına tekaddüm eden yıllarda Osmanlı Devletinin büyük bir donanması var dı ama; mürettebatının ekseriyetini Yunan asıllı denizcilerin teşkil etmesi donanmanın birden zayıfiamasıııa sebep olmustu. Mürettebat YunanUtana kaçarak «ilâhlandırılmış Yunan ticaret gemilerinde çalıs:rken. Os (1) Gazi MtMafa Kcmal: Nntnk (19Î7) Cilt 2. sahife 2. (2) S. Runciman: (Dpniz kuvvetinin ortaçaS tarihindcki rolü Üçüncü Tarih kont;rr<ii zabıtları) sahife 156. (3) Kâmil Pasa: Osmanlı Devletinin siyaseti hariciyesi. (4) Kritovulos: Fatih Sultan Mehmet (Tarih Kurumu belIctcnlerinde). (5) Artolnh Slaidp: Türkiye seyahafııamoii (Ali R17.1 Seyfio^ln terciimesi Deniz Kııv vetl*ri "inı> mm 1 ı (6) Saffet : 2. Viyana muhasarası neticeleri (Tarihî Osmani Encümen mecmuası). (") Adolph Slaide: Adı eeçen kitahı. Anadoluda toprak kavgası yeni bir şey değil. Afa, köylü ve jandarma üçlüsü arasında bazan Ankaraya kadar uzaııan çatışmaları bilmiyenlerin Türkiyeden haberleri yok demektir. En yenilerinden birkaç örnek vereyim. Çetin Altan önceki gün Haymana köylülerinin 23 imzalı bir mektubunu yayınladı. Bana da gelmişti o mektuptan... Ve devletin arazisine el koymus bir ağadan söz açıyordu. Simav'da devlet eliyle bir göl kurutnlmuştur. Bu göl arazisi üstünde tertipler vardır. tstanbullu bir politikacı avukat hemen oraya koşarak kadastrosu yapılmamıs devlet topraği dağıtımında nüfuz gösterilerine girişmiştir. Bismil'de pek ünlii bir ağa 25 bin dönümlük hazine arazisini yutmak üzeredir; bir kısmını çoktan yutmustur. Ve bu kanunsuzluğun önüne geçmek isteyen Bismil Kaymakamı ile uğraşmaktadır. Daha nzağa gitmeye hacet yok; dünkü HBrriyet çazetesinde yazılıvdı: Adananın Şar köyünde bir arazi ihtilâfı yüzünden 150 köylü birbirine girmiş ve iki jandarma eri bu kavçada öldürülmüslerdir. Anadoluda toprak kavgaları Istanbul polisindeki bıçaklama olaylan gibi vukuatı adiye'den sayılırdı simdiye kadar... Afalar hazinenin arazisine el koyarken hiç ses yoktn. Köylü bir kanş toprak için birbirini boğazlarken cene hiç ses yoktn, Memleket için tehlike değildi bunlar... Tehlike ne zaman basladı biliyor mnsunuz? Adanada devlete ait iki bin dönümlük toprafa k5ylüler beraberce el koyduğu zaman başladı. Daba Ankarada Kızılav meydanında âsâyişi sağlıyamıyan tçişleri Bakanı hemen Adanaya kosnp köylülere dedi ki : «Komünizmin kafasını ezme zamanı gelmıştır. Nıtekim sıfırdan başlıyan sol tehlike şimdiki duruma gelmiştir. (...) Hâdiseyi büyüten husus. muayyen kisilerin toplanarak âmme hizmeti gören bir araziyi kendi mülkiyetlerine geçirmek istemeleridir. Böyle bir şeyi Türk köylüsü yapma?.• önce sunu söylivelim ki kannn dışı hiçbir davranışı tasvip edemeyiz. Adanadaki köylGler mahkeme önünde davramşlarının hesabını vereceklerdir. O bir ayn konudur. Aneak Bölükbaşı'nın tçişleri Bakanı, köylülerin davranışı hakkında hemen ahkâm kesme£e baslamıstır: Köylüler devlet arazisini işçal ettikleri zaman bu bir sol tchlikedir. Peki Ya a$alar devlet topraklarına el koydukları zaman ne tehlikesidir? Bakınız aynı gün toprak reformu konastında Geçici Komisyonda AP li bir toprak acası «mülk sahiplerinin aşırı sol tehlikesi karşısında rahat çalışamadığını» söylüyor. Ve : Türkiyede çiftçiyi topraklandıracak toprak yok... diyor. Türkiyede demek ancak ağalara yetecek toprak var. Tarlalara afalar el koymuslar. Hazinenin topraklarmı yağma etmişler. Bunda bir komünizm tehlikesi vok. Ama köylüler toprak istediler mi : Komünizm çeliyor! Bre ağalar. Hani komünizm mülkiyete karsıydı; mülkiyet hakkını yok ederdi? Kövlü mülk sahibi olmak istedi mi nasıl oluyor da komünizme uymuş oluyor? Bölükbaşı'nın tçişleri Bakanı kendine çplmelidir. Bu Slkede traktörü işletip bir köyün bütün damlarını yerle bir eden a|alar vardır. Bu kanunsuzlnkların önüne geçilir; Devletin emniyet kuvvetleri vardır. Kızılay meydanında dergilerini satan Üniversiteli gençlerin güvenlikleri sağlanır. Karanlıkta Uyananlar filmini oynatan sinemayı basmak isteyenlere bir devlet olduğu hatırlatılır. Devletin arazisine el koyan agalara da kanun, nizam oldugu hatırlatılır. Devletin topraklarına çiren köylülere de «ihkakı hak» ın kanunsuzluçu anlatılır. Ama Türkiyede sorumsuz bir komedinin başrolüne çıkmıs bir siyasî partinin koalisyon içindeki temsilcisi konuşurkeıı bir Bakan gibi konıısmak gerpktiğini bilmeli. propaçsndadan kaçınmalı. Adlivenin isini Adliveye bırakmalıdır. Türkivede köylü.vü topraklandıracak toprak voktur diyenler, bir savas oldu mu bu toprakları Mehmetçiğin kornduâunu unutmasınlar. Bu toprakları savuıımak zamanı çreldi mi. «Gpl Mehmet» . Ve bu topraklardan nasiplenmek zamanı geldi mi, «Git Mehmet» . Köylü uvandıcı çiin. tüccar ve ağa hizmetlisi politikacının pasaportunu verecektir eline... ARAYAN ADAM Yazan : Şevkel Süreyya AYDEMİR Edirnede, Selimiye camiinin gölgesinde bir çocuk ruhunun ilk dokulan ile başlar. Bir İmparatorluğun sonu. Turan'da genç bir idealist. Çin ve Asya mesclcieri. Bilinmiyen yönleriyle Moskova; Marks ve ihtilâli. Yeni Türkiyede çileler ve gerçeklcı karşısmda ayd^n bir düşünür. Bu kitap; toprağa dönüş ve Epiktetos'un hikmetieri ile sona erer. Fiatı 12.5 Liıa. YARIM 1897 TÜRK YUNAN SAVAŞI R e n ı z i K i t a b e v i Ilâncıhk 74307568 •••••••••••••1 • ••• Başlangıçta durum B C ması. hapishanelerdeki ümitsizliği arttırdı. Ümit kapısı yüzlerine karşı kapanan mahkumlar, üstelik işsiz bırakıhr ve asgarî hayat şartlarından da mahrum edilirse, onların yapamıyacağı kanunsuzluk yoktur. İşte hapishanelerdeki huzursuzluğun ve ayaklanmaların hakikî sebebi budur. Yeni tasan ihayet bir müddet evvel Adalet Bakanlığında, yeni bir infaz kanunu tasarısı hazırlanmağa başlandı. Bu tasarıyı, hükümete sunmak nıazhariyeti Adalet Bakanı İrfan Baran'a nasip oldu. Vakit kaybetmeden Başbakan Ürgüplü, bunu Aleclise sevketti. Tasarı Adalet komisyonunda devamlı olarak görüşüldü ve nihayet bazı tadilâtla kabul edildi. Bu tasarının komisyonda sür'atle mü zakere ve kabul edilmesi işinde, komisyon başkanı İsmail Hakkı Tekinel'in büyük gayretlerini unut mamak lâzımdır. Hâlen Meclis gündeminde olan bu tasan, infaz hukukumuza bazı hayırlı yenilikler getirmektedir. Bu makalenin dar çerçevesi içinde hepsini ele almak kabil olamıyacaktır. Ben ancak, infazdaki yeniliklerden bahsedeceğim: a) Muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlardan, hapishanede mahkumiyct müddetiniıı iiçte ikisini iyi hal ile geçirenler, talepleri olmaksızııı şartla salıverilirier. Tahliye kararlarıııı. mahkumların bulunduğu yer mahkemesi verecektir u baslangıç Osmanlı Türklerini Akdeniz'e hâkim bir duruma kadar getirdi. îstanbulu teşkil eden pek çok mahallelerin. camisi ve medreseleri ile derya kaptanlarının isimlerini taşıması donanma varhğının memlekete ne kadar büyük servet getirdiğini anlatmaya yetecektir. Fakat devlet deniz ticaretini tamamiyle ihmâl etmiş; serveti yumruk kuv vetivle kazanma yolunu tercih etmişti. Deniz ticareti lutuf olarak yabancı devletlere hediye ediliyordu. Sadece Fransa, Osman lı devletinin kabotaj seferlerin T. C. Bankası Istanbul Şubesi Karaköy KALIP YAPTIRILACAKTIR Hassas madenî parça kesme, sıvama ve bükme inıâl ettirilecektir. Miiracaat: PHILIPS Radyo Fabrikası Levend. kahp!arı Cumhuriyet 7552 Telefon Santrcıh Numaralsrının 29 Hazirsn 1965 gününden itibarsn ^••••••••••••• BV / •••••••••••••••{ 44 49 1 0 1 9 (10 hat) olarak değişüğini, muhterem İstanbullulara saygıları ile duyurur ORTA DOĞU TEKNİK Üniversitesi Rektörlüğünden 1 Universitemiz İdari İlimler Fakültesine İktisat, Matematik İktisat, İstatistik. Maliye; Muhasebe; Endüstu İdaresi; Pazarlama; Personel İdaresi ve Âmme İdaresi konularmda yetiştiriimek üzere sınavla asistanlar alınacaktır. 2 Asistan olarak bir yıl başarüı hizrnet eden ler asgarî iki vı] süre ile dıs ülkelere ihtisas eğitimi için ^önderilecektir. 3 Sınava girebilmek için asağıdaki şartlar aranır: a) Asistanîarın ahnacakları konularla il^ili dört jallık yüksek öğrenim veren bir Fakülte veya Yüksek Okuldan asgarî iyi derece ile mezun olmak. b) İngilizce bilmek. 4 İsteklilerin en eeç 28 aŞustos 1965CTirr.artesis?at 13 e kadar Orta Doğu Teknik Üniversitesi Personel Müdürlüğünden alacaklan formlarını doldurarak en oz üç referans mektubu ile müracaat etmeleri lâzımdir. 5 Yazılı sınavlar 3 eylül 1P«5 rnma niir,;; = a ; ] t 9 c ] a ve sözlü sınav da aynı eün saat 15 de vaoılaraktır. 6 Daha fazla bilgi almak istivenlprin Orta DoJu Teknik Üniversitesi İdarî İlimler Fakültesine mliraraıt «tmeleri rica olunur. (Basın 7297 A. İ3:i8/V534) •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• (Basin 11254/7531) M ÖZEL İktisadi ve Ticaıî İlimler Yüksek Okulu Müdürlüğünden 1 Yüksek Okulumuz 1 Kasım 1965 Pazartesi günü dördüncu öğretim yılına başlayacaktır. 2 • Yüksek Okulumuz İktisadi" ve Ticarî ilimler Akademileri vasıf ve seviyesindedır. Gündüz ve Gece ögretımı yapar. Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre bitırme imtihanları da okulumuzda yapılır ve mezunlarımız yüksek öğrenimin bütün haklarına sahip olur. 3 Yüksek Okulumuzun öğretim süresi, ilk iki sınıfı genel öğretim, üç ve dördüncu sınıfları ihtisas bölümlerini ihtiva etmek üzere dört yıldır ( Sekiz sömestr ). İhtisas bölümleri şunlardır : (lktisadf işletmecilik ), ( Malıye Muhasebe ), ( Dış Ticaret ve Tunzm ). 4 Yüksek Okulumuzda Alman, Fransız, Ingiliz ve Italyan dilleri öğretilir. 5 Öğretim kadromuzu, Üniversite ve Akademilerden seçilmiş Ordınaryüs Profesör, Profesör ve Doçentler teşkil eder. 6 Yüsek Okulumuz lise ve ticaret lisesi mezunları ile, eşitliği bakanlıkca kabul edilmiş yabancı okul mezunlarını alır. 7 Yeni öğrenci kayıdına 5 temmuz 1965 pazartesi günü başlanacak ve müracaat sırasına göre, birinci sınıfa 401 yatılı olmak üzere300, birinci sınıf gece öğretimine de 90 öğrenci alınacaktır. 8 Müracaat: ŞİŞLİ halâskârgazi caddesı no. 236 Tdefon : 4829 1547 08 76 b) Hapishanede iyi hal gösteren müebbet kürek nıahkumları dahi, 24 sene sonunda aynı haklara sahip olurlar. c) Şartlı salıverilmelerine 15 gün kalan mahkumlara. normal hayata avdetlerinl sağlamak için, izin verilir. d) Hücre sisteminin uygulanması kaldırılmışhr. Bu tasan, öncelikle ve Meclis umumî heyeti gündeminde bulunan diğer işlere takdimen göriişülecektir. Şu hale göre, bu tasarının pek yakında kanun halini alacağı muhakkaktır. Onun için hapishane idarelcrinin, artık hücre hapsine son vererek tahliyesi gereken mahkumların cetvellerini, hazırlamaları gerekir. Mahkumlar, bir tek nefes halinde, bu kanunun kabulünü beklemektedir. Parlâmentomuzun da. bu kadar mühim bir kanuna gerekli ehemmiyeti vererek. onu beşon gün içinde müzakere ve kabul edeceği muhakkaktır. Ancak bıı suretledir ki, yanlış bir davranısla 12 senedenberi mağdur ve perişan olan zavallı mahkfimlar, sıcak yuvalanna kavuşma'; imkânmı elde etmis olacaktır. T. B. M. M. Satın Alnuı Komisyonu Baskcmh{nndan Kapalı zarf usulü ile (3.500ı ton iinyit kömürü taşıttırılacak tır. tşin muhammen bedeli <31.500.1 lira olup şecıcı temınHi 2.362.50 liradır. thalesi 127/1965 pazartesi eiinü saat (15> tit T.B.M.M Levazım Müdürlüğü odasında yapıiacaktıı Sartname ler her gün mesai saatleri dahilinde Ankarada T.B.M.M Levazım Müdürlüğünde, Istanbulda Milli Saraylar Müdürlüğünde görülebilir. thaleye iştirak edecek olanların 2490 sayılı kanunun hüküm leri dairesinde hazırhyacakları teklif mektuplannj ihale sa atinden bir saat evvel makbuz mukabilinde Komisyon Başkanlıfına vermeleri; zarfların posta ile şönderılmesi halinde postada vak) gecikme kabu) edümez Teklif vereceklerin 1965 vizeli Ticaret Odası vesikalarını ibraz etoıeleri lüzumludur. (Basın 10143/7535) iiissîîîiiiîisissii
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle