27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a* SAHtFE tKt CUMHURIYET 26 Haziran 1965 BEN BEllA VE SONRASI Prof. Dr. Fahir H ARMAOĞLU en Bella, 1963 Uaziranında. Cezayir bafırosızlık mucadelesinin liderlcrinden Mohemmed Boudiaf'ı levkif ettirdiği zaman, yine liderlerden Dr. Ait Ahmed bu tevkife şjddetle karşı gelerek, Ben Bella'yı «kişisel diktatörlüğunü» kunnakla itham etmişti. 1963 yan, Cezayir Cumhuriyeti •nayasasının hazırlandığı bir devirdi. Ağustos ayında bu anayasa ortaya çıktığı zaman. Cezayir nıilli kurtuluş harekctinin öncülerinden ve mücahitlerinden Ferhat Abbas, gerçek anlamı ile bir diktalörlük niteliğini taşıyan bu anayasaya karşı gelmiş, bu scbeple Millî Meclis başkanlığından irtifa etmiş ve bunun iizerine de Millî Kurtuluş Cephesi <F.LvN.) partisinden ihraç edilmişti. O laman Ferhat Abbas şöyle bağınnıştı: «Daha henüz bir polis devleti safhasına gelrnedik. Lâkin dikkatli olmazsak, yakın zaınanda bir polis devleti olacağız. Teklif edilcıı yeni anayasa, başkanı. Devlct Başkanı, Parti Başkanı ve Hükumet Başkanı yapmaktadır. Gerçekte artık Cezayirde demokrasi yoktur.» Ne gariptir ki, o vakitler bu feryadlara. bu uyarmalara kulak tıkayanlar ve bununla da yetiıımeyip, kurtuluş liderlerinin tasfiyesinde Ben Bella'nın yardımcısı olanlar. 19 Haziran 1965 sabahı Cezayir radyosundan. aynı Ben Bella'yı «kişisel diktatörlük», «gayri ahlakî rejirn» kurmakla ithara etmişlcrdir. 10 Ekim 1954 günü Kabylic'de bir vâdide topInnan dokuz adam. Cezayir'in bağımsızlığı iein silâhlı mücadclenin 1 Kasırn 1954 de baslamasma karar vermişler ve gcrçekten o gün Cezayirin bağımsızlığı ve millî kurtuluşu içiıı silâhlı miicadele başlanuştı. Bu dokuz adam şunlardı: Ben Bella. Dr. Hocinc Ait Ahmcd, Mohammed Boudiaf. Mohammed Khider. Raoah Bitat, Krim Belkacem. Mourad Didouche, Mostefa Ben Boulayd ve Larbi Ben M'hidi. Bunlardan Didouche ve Ben Boulayd kurtuluş mücadelcsinde carpışırken öldü. Ben M'hidi ise Fransızlar tarafmdan hapiste öldiirüldü. Geri kalanlardan beş tanesi Fransızlar tarafmdan tcvkif edildi. Bütün mücadele boyunca scrbest kalan Krim Belkacem oldu. Bu durum karşısmda mücadeleyi yiirütmenin büyiik yükünü Ferhad Abbas ve Ben Khedda üzerlerine aldılar. tarih!. :::: GIDA KONTROLU Doç. Dr. Osman N. KOÇTÜRK ürk toplumuııun sağlıği ve kalkınmaya esas teşkil edecek insan gücii üzerine kötü etkiler yapaıı ve nüfusun olumsuz bir şekilde hızla artrnasına ortam hazırlayan hayvaıısal protein yetcrsizliği ve çok tahılla beslenme olanağı yanında, yiyeceklerin sağlık ve hijiyen şartlarma uygun olmayan, çoğu pis ve hileli besinlerden ibaret oluşunun da dikkate alınması »erekmektedir. Tüketici kitleler, gelirlerinin °ı> 60 ını ödedikleri besin maddelerini satın alırlarken paralannın karşılığını tam olarak satın aldıklarından emin değildirler. Gün geçmez ki büyük şehirle rimizden biri olan İstanbulun kenar mahallelerinden birinde at ve eşek etlerinden sucuk yapan bir imalâthane basılmasın. Yemeklik yağlann çoğu daha ucuz yağlarla karıştırılmış ve margarinler, sadeyağlar ile tereyağların içine girmiştir. Amerikadan ithâl edilen so ya yağlarının bir kısmı likid olarak piyasaya çıkarıldıktan sonra, bunların da zeytinyağlan ile karıştırıldığını ve kontrollan kolaylaştırmak için Ticaret Odalarınca likid yağlann teneke kutularda satılması için bazı kararlar ahndığını ve fakat bunların da uygulanmadı ğını görüyoruz. İmalât şartlan çok pis ve işin başından itibaren kirli ellerde olan yiyeceklerle beslenenler bilhassa yaz aylarında sağhklarını tehlikeye sokan olaylarla karşı kaışıya kalırlar. Başşehir Ankaranın gece saat ondan sonra sokaklarında köfteciler taht kurar lar. Lokantalann hali bu sokak köftecilerinden pek farkl ıdeğildir. Bütün bunlara karşı hangi makamın ne suretle tedbir alacağı düşünülmüs ve bu hizmetler bazı ka nunlarla bazı Bakanlıklara ve hattâ belediyelere verilmiştir amma, bu Bakanlıklarla belediyeler bu işe lâzım gelen önemi nedense ver m^7İer. B onun altından kayıverince yıkılması çabuk oldu. Ben Bella'nın hikâyesi bir bakıma Stalin'e bir bakıma da Kruçev'e benzemektedir. O da Stalin gibi. 1949 nisanında Ait Ahmed ve Mahammed Khider'Ie birlikte Oran postanesini soymuş ve Cezayir Milliyetçilerinin Gizli Teşkilât'ına 3.170.000 frank sağlamak suretiyle ilk şöhretini sağlamıştı. Bağımsızhktan sonra yaptığı iktidar mücadelesi ise, Leııin'in olümündcn sonra Stalin'in. önce Trotsky'ye ıe daha sonra da Lenin'le birlikte çalışmış olan ihtilâl liderlerine karşı yiirüttüğü mücadele ve tasfiyeyi hatırlatmaktadır. tktidar mücadelesindeki metodları ise. daha ziyade Kruşçov'un kendi iktidarını pekleştirmek için kullandığı metodlara benzemektedir. Kruşçov da önce, bir kısım liderlerle birlikte diğer liderlcri temizlemiş, sonra da orduya dayanarak geri kalan liderleri tasfiye etmiş ve sonunda. kendisine küçümsenemiyecek yardımda buluıımuş olan Mareşal Zhukov'u bertaraf etmiştir. Ben Bella'nın da bir süre sonra. kişisel diktatörlüğüne başka bir engel gönnediği zaman, Alhay Boumcdienne'i de bcrtaraf etmesi çok muhtemeldi. Anlaşılan, Albay da bu tehlikeyi gördü. Ben Bella da. Kruşçov gibi, ilk orijiııal liderler kadrosunu bertaraf ederck. iktidarını yeni bir kadroya dayandırma yoluna gitmisti. Kruşçov'u kolaylıkla düşüren nasıl bu yeni kadro olmuş ise, Ben Bella'nın başına da aynı şey gelmiştir. Î Ne olabilir ? Bııııdan sonra Cezayirin geleceği ne olacaktır? İhtilâlin şu ilk günlerinde, uzun geleceğe yayılan bir tahmin. şüphesiz ki güçtür. Nihayet bu tahminde bazı ihtimaller üzerinde durulabilir. Bir defa, Cezayir herhalde kısa sünneyecek olan bir istikrarsızlık devresine girmiş bulunmaktadır. Çünkü, ihtilâller kişiler arasındaki iktidar mücadelelcrini tahrik eder. Oturmuş bir düzen olmadığı için, iktidar lövyesini ele geçirmek hususunda fırsatlar daha fazla ve âni olarak ortaya çıkar ve bu da birçok kişiler için iktidar iştahını arttınr. İkinci olarak, iktidar mücadelesi şeklindc bcliren ihtilâllerde, gelen liderin giden liderdcn. kişisel kabiliyet ve değerler bakımmdan. üstün olması gerekir. Ben Bella Boumedienne karşılaştırması, hiç değilse şimdilik, bu ikinci lehine görünmüyor. Tahiî, kefin yargıyı zaman vereccktir. Bunun yanında Boumedicnne'in birçok noktalarda dikkatli davranmn5i gcrekmektedir. Ben Bella'ya yöneltilen suçlama. rejimi ve idareyi kişisel diktatörlüğü için kullanmasıdır. Böyle olunca. mantıkî sonuç, rejimin buııdan sonra daha yumuşak ve hatta bir dereceye kadar dcmokratik nitelik kazanmasıdır. Cczayirin yeni idarccileri böyle yapmakla da. daha gcrçekçi davranmış olurlar. Çünkü, Ben Bella'nın başlangıçta görmediği veya görmck istemediği bir gerçek vardı. Milli kurtuluşun liderleri hiç bir zaman tek bir ekonomik. sosyal ve siyasal doktrin üzerinde birleşmiş değildiler. Fikirler soldan sağa doğru bir yelpaze üzerinde sıralanmıstı. Her ne kadar. 27 Mayıs 1962 larihli Tripoli proğramı Marksist Sosyalist bir niteliği bcnimsemis ise de. esasında. bu proğram da Ben Bella'nm kaleminden çıkmış ve liderler tarafmdan kerhen kabul edilmişti. Nitekim. bağımsızlığın ilk günlcrinden itibaren ortaya çıkan göriiş ayrılıkları bunu ispat etmiştir. fnntmamak gerekir ki. Iidrrlerin arkasıtıda. onlann görüşünü benimsemiş birer kitle de mevcut bulunmaktaydı. Boumedienne. ihtilâl sabahı yaptığı konuşmada, Ben Mella'yı. Tripoli proğramma ihanetle suçIamıştı. Ben Bella'nın ekonomik vc sosyal yiirütümü Tripoli proğramından pek ayrılmamıştır. Olsa olsa bu programı yürütememiştir. Ben Bella'nın Eenel dış politikası da. Tripoli proğramının, tarafsızlık, koloniyalizme karşı mücadelelerin desteklenmesi ve milletlerarası işbirliği ilkclerine aykın olmuştur denemez. Yalnız bu proçramda. Tunus, Cezayir ve Fas arasmda Magrib Birliginin kurulma• kabul edilmişti ki. Ben Bella'nın bu konuda çok M az çaba harcadığı serçektir. Bununla da yetinmevip. 1963 Haziranında Boudiafı tevkif ettirdiği zaman. onu. Bourguiha ilp işbirliği yaparak hükumete karşı komplo hazulamakla suçlamıştı. Üç ay sonra Sosyalist Kuvvetler Cephesi lideri Ait Ahmed Kabylie'de ayaklanma çıkardiğı zaman, onu da, Fas ile işbirliği yaparak hükâmeti devirmek istemekle itham etmişti. Bütün bu noktalar gözönüne alınmca. duruma egemen olduğu takdirde, Albay Boumediennc'in, Ben Bella'ya oranla daha sağa doğru kavması ihtimalleri kuvvetli görünmektedir. Şüphesiz bu gerçekleştiği takdirde. Cezayirin dış politikastnuı da e.'kisine oranla daha farklı özclliklcr göstcrmcsi ııormalriir. çoktan halletmişlerdir. 1958 yıiından bu tarafa ise Türkiyenin de dahil edümek istendiği bir memle ketler topluluğu, bütün Avrupa memleketlerinde müştereken uygulanacak bir gıda kodeksinin hazırlanması için Paris ve Viyanada bir seri toplantıya gitmiş bulunuyor. Memleketimi temsilen bir kaçına iştirak etmiş olduğum bu toplantılar, Türkiyeyi öncelikle kendi sağlığı ile ilgili olan bir sıra zım ni teahhüt altına sokmuş olmasına rağmen, lüzumlu çalışmalar yapılmadığı için, içinde bulunmayı pek arzu ettiğimiz A\Tupa toplumundan bu bakımdan ayrılmış buiunuyoruz. Ortak pazara yiyecek maddesi göndermemizi hayli güç leştirecek ve ekonomik yapımız içinde pek önemli bir zarar kaynağı haline gelecek olan bu kaygusuz davranış, memleketimizin gıda kontrolu konusunu yalnız içte değil, dışarda da ihmal ettiğini gayet âşikâr bir şekilde göstermektedir. Oysa ki Avrupa toplumu bile bu işte gecikmiş bulunuyor. Çünkü Güney Afrika memleketlerini de içine alan çalışmalar yapmak suretiyle Birleşik Amerika ve Kanada «Pan Amerikan Gıda Kodeksi>ni çok daha önce hazırlamış bulunuyordu. Hem yapmaz hem bırakmaz ürürlükte olan kanunlara göre gıda kontrol işerini üzerine almış bulunan Sağlık Bakanlığı, şu günlerde doğum kontrol projelerini uygulamak için masraflı organizasyonlar kurmakla meşgiıldür. Fakat bu Bakaıılık hünyesindc gıda kontrolu ile ilgili çahşmaların aynı şekilde benimscnmediğini görüyonız. Esasen ileri memleketlerde diğer sağlık hizmetleri ile pek meşgul ve çok para kazanan bir meşgale olmadığı için sağlık personelinin pek benimsemediği bir hizmet olan gıda kontrol işleri Sağlık Bakanlıklarından alınarak ya müstakil ve muhtelit bir kuruluşa veya Tarım Bakanlıklanna verilmiş bulunmaktadır. Gıda kontrol işlerinin yiyeceğin üretiminden başlanılarak teknolojik safhaların hepsinde ve hattâ satış safhasmda yüriitülmesi gereken devamlı bir hizmet olması dolayısiyle bu çalışmalar Tarım Bakanlıkları bünyesinde daha olumlu bir şekilde yü 18 Eylül 1W3 günü yeni anayasaya göre ilk kabine kurulduğu zaman, bu liderlerden sadece Rabah Bitat kabineyc dahildi. O da, Ben Bella tarafından ürüncü başbakan yardımcıhğına getirilmck suretiyle yavaş yavaş bir kenara atılmasma kızıp kabineden istifa edince. Ben Bella hariç. kurtuluşun bütün önciileri iktidardan uzaklaştırılmış olmaktaydı. Halbuki Ben Bella, 1956 dan 1*>2 ye kadar, yani mücadelcnin en çetiıı zamanlarında, Fransızlartn clinde tutuklu kalmış ve buna raçmcn arkadaşları ona. Millî Kurfuluş Cephesinin yürütme komitesiııde şeref üyeliği ve 1958 de Kahire'de kurulan Cezayir İhtilâli Gccici Hükümctinde de Başbakan Yardımcılığı vermekten geri kalmamışlardı. Y riitülebümektedir. Bu takdirde bitkisel yiyecekler gıda kontrol konusunda ihtisas yapmış Ziraat Mühendisleri ve Hayvansal yiyecekler ise mütehassıs veterinerler tarafmdan yapılmakta ve yerine göre bir miktar kimyager laboratuvarlarda görevlendiriimektedir. Şu günlerde Sağhk Bakanlığında bu konuda da bir anlaşmazlık vardır. Gıda kontrol ve analiz işlerini çok; kifayetsiz bir şekilde yapmakta olan Refik Saydam, Hıfzısıhha Enstitüsünde veteriner ve hekimlerle kimyagerlerden ibaret bir kadro, Sağlık Bakanhğımn patronajı altında bu görevi yapmaya çalışıyorsa da bir tek kuruluş, memleket çapındaki hizmeilerin gereği gibi yapılması için çok yetersizdir. iiyük şehirlerin belediyelerinin kurduğu mahdut laboratuvarlann da bu şehirlerin ihtiyaçiarını karşılamakta olduğu. cereyan eden olaylar dolayısiyle iddia edilemez. Diğer şehir ierimizde laboratuvarlar ve kontrol örgütleri olmadığı için gıda maddeleri çok zaman Ankaraya gönderilmekte ve anaiiz için günlerce sıra beklemektedirler. Artık yaz'a girmiş bulunuvoruz. Onümüzdeki günlerde çeşitli gıda zehirîenmelerinin sık sık gazete sahifelerine geçmesi normaldir. Bir taraftan da ilâçlı şeftaliler ile ilâçlı buğdaydan yapılma ekmekler insanları derece derece zehirleyecek ve birçok ölüm vakaları ortaya çıkacaktır. B H Gereksiz ihtiras en Bella. ihtiraslarının kurbanı olarak bugünkü kaderini kendisi hazırlamıştır. Cezayir 1S62 Temmuzunda bağımsızlığına kavuştuğu zaman, Ben Bella'nın önünde. cözüm bekleyen bir yıinn korkunç problemler bulunmaktaydı. Sekiz yıllık savaş, sosyal, ekonomik ve moral her türlii tahribatı yapmıştı. Bir buçuk yüzyıl kadar süren Fransız sömürgeciliği zamanında, memleketin her nlandaki idaresinin tcknik ve seckin kadrosunu Fransiz personeli teşkil etmişti. Memleketin ekonomisi de keza Fransızlara dayanıyordu. Bağımsızlık iizerine. bir milyon kadar Fransız hemen Cezayiri terketmiş vc bu suretle ekonomi ve îdare hayatmda birdenbire biiyük bir boşluk meydana gelmişti. Bu kadroları hemen Cezayirlileıle tamamlamak mümkün değildi. Çöküntiiye uğrayan ekonomiyi ayağa kaldırmak. ancak dikkatli ve hesaplı tedbirlerlc mümkün olabilirdi. Bunu yapabilmek için de. hem birhiriyle anlaşmış ve dayanısma halinde bulunan bir liderlcr kadrosuııa ve hem de bunun altındaki tekııik kadroya sahip o!mak gerekirdi. Ben Bella birinci çeşit kadroya sahip olmak istemediği gibi. ikinci çeşit kadroyu da sağliyamadı. İçindeki kişisel diktatörlük lursuıa. kurtuluş mucadelesinin büyük kısmında bir sey yapamamış olmanuı kompleksi de ekleuince, daha bağımsızliğın ilk gıuıüııdcn itibaren açtığı bir iktidar mücadclesi ile kurtuluşun diğcr öncülerini ve bunların dayandığı kuvvetleri teker teker bcrtaraf etti ve böylece, gerçekte, kendi dayanaklarını yıktı. Çünkü. tck dayanak olarak Albay Boumedienne'in askeri gücünü seçmişti. Lâkin bu gür B alk ne bulursa onunla beslenmeye âdeta mecburdur. Bundan bir süre önce bir Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girmis olan «Gıda Maddeleri Nizamnamesi» bilhassa Sağlık Bakanhğını gıda kontrolu ile vazifelendirmekte ve belediyelere birçok görevler vermektedir. Fakat hem Sağlık Bakanlığında ve hem de belediyelerde bu nizamnamenin icaplarını tâkip ede<fek kuruluşla nn henüz kurulmadığım ve kurulanların da pek yetersiz olduklannı görürsünüz. Halkın yaz aylarında serinlemek için içtiği gazoz larda mikrop kolonileri bulutlar gi bi uçuşrr.akta ve bunları içenler hergün biraz da zehirlenmektedir:er. Renkli gazozlara karıştınlan renk, koku ve lezzet maddelerinin kanserogen (kanscr yapıcı) olup ol madıklaıını da pek bilen yoktur. Pastalar, boyalı şekerler aynı şart lar altında bulunuyorlar. Bir kâğıda bile sanlmadan satıla ekmekler sofralarımıza gelinceye kadar birçok elden geçer. Böyle olmasma rağmen ahştığımız kötü şartlar içinde tabii istifa kanunlarına tâbi olarak yaşaj'anın yaşaması ve dayanamıyanın ölmesine razı olmuş bulunuvoruz. Bir taraftan vatandaşın hayatını tehdit eden ve bir tarafı ile de cebindeki birkaç kuruşun muh tekiıin kesesine ve kasasına aktanlmasına sebep olan böylesine mühim bir konu ortada dururken. Doğu illerinde sağhk ocaklan açıp, yüksek ücretli hekim ve hem^ireler tâyin etmekle ne yap mak istediğimizi anlamak cidden güçtür. Türkiyede kaynaklarımız çok müsait olmasına rağmen bilgisizük ve ilgisizliğe bağlı bir hayvansal protein açlığı kol gezerken bir taraftan da yiyeceklerin kontroldan uzak ve hizmetlerin oluruna bırakılmış olması; he pimize korku veren kanserden. veremden daha çok tahribat yapıyor. Fakat çoğumuz bu işin farkında defiîfrz. Doğuya ha» bîr tevekkül ve rahathk içinde hayatımızı yaşamaya devam ediyoruz. Osmanlı İmparatorluğunun son yıllan, bayrağı, ordusu, re görünüşte bağımsız yönetimi olan bir devletin yabancı kapitalizm elinde nasıl sömürüldüğünü gösterir. Kurtuluş Savaşı başladıktan sonraki devirde de kapitalistlerin önde gelen endişeleri İmparatorluk »ınırları içindeki imtiyazlarını kaybetmemek yönündedir. Yakın tarihimiz. bu açıdan enine boyuna incelenmiş değildir. Salt siyasî açıdan biliyoruz Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışını ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu... Anadolu ve çevTesinde kapitalizmin dilekleriyle tasarıları ıktisadî bakımdan nelerdi? Galip kapitalistlerin bir rekabet alanı idi Osmanlı İmparatorluğu... Anadolu ihtilâli başlayıp da kurtuluş hareketi belirdiği zaman, tngiltere, Fransa. İtalya, Amerika kapitalizmi, kendi çıkarlan bakımından ayrı ayrı besaplara daldılar. Anadolunun siyasî bağımsızlığı, iktisadi bağımsızlığı kadar ilgilendirmiyordu onları Bugün Sabahattin Selekin «Anadolu thtilâli» adlı eserinden aldığımız bazı belgelere dayanarak bu açıdan Türk, Fransız ve İtalyan ilişkilerine dokunacağız. 1921 yılınıu ilk ayları Türk Kurtuluş Ordusu için umutlu freçmiştir. Birinci İnönü muharebesinin sonucu ve Türk • Rus görüşmeierindeki gelişme Sevr Antlaşmasının yeniden gözden geçirilmesi fikrini verdi kapitalist devletlere... Bunun üzerine Londra Konfcransı toplandı. Bu konferans, kapitalist devletlerin Ankara Hükümctiyle yaptığı resmî siyasî göriişmelerin ilkidir. Ancak konferans dışı ikili antlaşmalarla zamanın Hariciye Vekili Bekir Sami Bey. Fransa ve ttalya ile görüş birliğine varmıştı. 11 Mart 1921 de Londrada imzalanan Türk • Fransız »nlaşması Fransa ile harbe son veriyor, Suriye • Türkiye sınınnı tesbit ediyordu. Ancak bu anlaşmada siyasî ölçüler içinde kararlaştırüan hfikfimlerden çok iktisadî olanlar önemlidir. Antlaşma Fransaya önemli ekonomik imtiyazlar tanımaktaydı. Türk Fransız ekonomik işbirliği kurulacaktı. Fransız şirketlerine imtiyazlar verilecekti. Krgani madenlerini işletme imtiyazı bir Fransız malî frupuna verilecek ve Türk kanunlarına göre kurulacak şirkette Türk • Fransız sermayeleri varı yarıya işbirliği yapacaklardı. Valnız Kilikyada değil, Elâziç. Diyarbakır. Sivas illerinde de Fransız imtiyazlarına ötıcelik tanınıvordu. Fakat Mustafa Kemal bu antlaşmayı kabul etmemiş ve Bekir Sami Bey Hariciye VekiUiğinden istifa etmek zorunda kalmıştır. Gene Londrada 12 Mart 1921 de Bekir Sami Beyle Kont Sforza arasında imzalanan anlaşma da benzer esaslara dayanır. Siyasî bakımdan Türklerin dileklerini kabul edip Anadoludan çekilen İtalyanlar, Türkiyedeki ekonomik menfaatlerini teminata bağlamışlardır. Üstelik İtalya, İzmir ile Doğu Trakyanın Türkiyeye geri verilmesi için Sevr Antlaşmasının değiştirilmesi hakkındaki Türk tezini de destekliyecekti. Ancak: Bekir Sami Bey. Türkiye adına İtalya İle ekonomik işbirliği yapmayı; Antalya, Burdur, Muğla, İsparta, Afyon, Kütahya, Aydın ve Konyayı içine alan geniş bir bölgede, diğer milletlere tercihan İtalyanlara bazı imtiyazlar tanımayı, Ereğli madenlerlnl de biT Türk ttalyan şirketinin işletmesıni kabul etmişti. Türk • ttalyan ekonomik işbirliği Türk kanunlanna göre kurulacak şirketlerle yürütülecekti. Şirketlerde Türk • İtalyan sermayesi işbirliği yapacaktı Mustafa Kemal Paşa bu anlaşmayi da tanımadı. Görülüyor ki kapitalist devletlerin dertleri, siyasî değil, iktisadi imtiyazlardır. Londra Anlaşmalannda bu imtiyazları Fransa ve İtalyaya videdeıı Bekir Sami Bey ise daha ilk günlerdenberi Amerikan mandası taraftan olarak tanınmış ve Sivas Kongresi sırasında bu fikirleri yüzünden Mustafa Krmal'in eüvenini kaybetmişti. Ancak Mustafa Kemal önce siyasi bağımsızlığı kazandıktan sonra bütün yabancı şirketleri millilestirecek ve vabancı sermayeye hiç çüvenmeden Türkiye Cumhurivetini kalkınma ve yükselme yoluna sokacaktı. Ve ne yazık ki daha 1921 yılında Fransızlara ve İtalyanlara iktisadî imtiyazlar vermiyen Atatürk'ün Cumhuriyetiui yirmi yıldanberi yabancı şirketlerin ve sermayenin çiftliği haline soktuk. Yeni sömürgecilik budur işte!.. Siyasî imtiyazları tanıraış görünür, iktisadî imtiyazlar alır ve içeriden elde eder ülkeleri... V E F A T Çok sevgili ve kıymetli aile büyüğümüz, eski Belediye Müdür ve MüfettişleriViden SON KÂZ1M KUYAŞ • • * * * ' * ^ * .• % • % .» . ^' . Şarküteri, Pastahane, Şekerci, Bakkal ve BahkçıJarın Dikkat ııazarına ÇeçIÜ? Vifrin Buz Dclapları ile Yazar Para Kasaları satılacaktır 1 Balat ve Haydarpaşa depomuzda bulunan buzdolabı yazar kasa ve teraziler kapalı zarf usulü ile satılacaktır. 2 Şartnameler Bphçekapı Yeni Valde Han Kat 5 deki Bb'lge Müdürlüğü Malzeme Şefliğinden bedelsiz olarak almabilir. 3 İhale 13 Temmuz 1965 Salı günü saat 15.00 de yapılacaktır. İsteklilerin şartnamede belirtilen eeçici t e minatı yatırmak suretiyle teklif mektuplarını °n geç aynı gün saat 14.00 e krvlar Müdürlüğümüz Yazı İşlerine vermeleri veya bu tarih ve saatte elimize geçecek şeKİlde postalamaları lâzımdır. Postadaki gecikme'er dikkate alınmaz. 4 K u r u m u m u z ihaleyi yanıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. ET VE BALIK KURl'MU İ S T A X B I X BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Hakkın rahmetine ksvuşmuştur. Cenazesi 2661965 Cumartesi günü öğle namazındai' sonra Bakırköy Çarşı camiinden alınarak Bakırköy aile kabristanmda ebediyete tevdi edilecektir. Eşi: Belkis Kuyaş Kızı: Ferhan. Danıadı Reşat Mursaloğlu Oğlu: Altay Gündüz Kardeşleri: Beyhan Kural ve Saadet Alpar Cumhuriyet 7376 • Inşaat Eksiltme Ilum Ereğli Kömürleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğünden 1 Müessesemizin Kozlu Bölgosi Uzun Mehmet mevkiinde yaDtıracağı 15 Tonluk Araba tamirhanesi ile Zıncirli olup band bakım tamirhanesi inşaatlan bırirn fiat esası üzerinden ve kapah zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Bu işin tahmini keşif bedeli 415.108,85 TL. olup m u vakkat teminatı 20.400, TL. dır. 3 Eksiltme dosyalsn: Zonguldak'ta : Miiessesemiz İnşaat Müdürlüğünde, Ankara'da : T. K. İ. lEtüdTesis Müdürlüğunde, İstanbul'da : T. K. İ. Satınalma Müdürlüğü, Beyoğlu Premeci sokak L, Büro han kat 2 de görülebilir. 4 Isteklilerin şimdiye kadar yapmış olduğu işleri, Banka referansı, Teknik personel ve teçhizat beyannameleri ve B grubundan 500 000. TL lık. müteahhitlik karneleri ile birlikte ihale tarihinden üç gün evveline kadar Müessesemize müracaat ederek (Eksiltmeye iştirâk) belgelerini almaları lâzımdır 5 Eksiltme 16. Temmuz 1965 Cııma günü saat 15.% de Müessesemiz İnşaat Müdürlü^ünde yapılscaktır. 6 Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzin edilmiş olarak ihale günü <=na; 12.00 ve kadar Müessesemiz Ozel Bürosuna teslim edilmiş olscaktır 7 Müessesemiz belge verip vermemekte ihaleyi vapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. # Radyo reklâmları S SHAYIN ŞIIB RIIABI: "0064 iürker ACAROĞLU | Günümüzün ivi ozatılarındaıı Colâl Sılay'ııı (1926), orta bölümünde (192ü), Hayrıye ve Istik'âl (do|. 1914) son şiirleri, kendi dergısi «Yeni İnsan» liselerinde (1934) okndu. Vatan (194044), Tasvirı ın ilk yayını olarak basıldı (96 s., 10 lira). Efkâr (194445), Her hafta ve Hergün (1948), Siyaset ve Türkıye Tıcaret Postası (1951), Yeni MemBugüne kadar bir düzine siir kitabı çıkarmıs leket (195255) gazete ve dergileri yazıişleri müolan ozanın edebiyatımızda pek özel bir kişiliği dürü; ayhk Doğu ve Batı (195256, 30 gay'ı) dergisi vardır. 193240 yılları arasıııda yazıp yayınladığı kurncusu. İşte ve Esı (1956) dergileri teknik sekilk altı eserindeki şiirlerle daha sonrakiler arareteri oldu. Şimdi Yer.i İnsan (ocak 1963, 29 sasında temelden bir ayırım yapılabilir. Bu yeni şiyı) dergisini çıkarmaktadır. Yeni Gazete (1957 irlerini ilkin bazı sanat ve edf b\\ at dergilerinde, 58). Hergün (195960) gazetesinde takma adlarla hele «yücel» (194050) ile kendi çıkardığı «Dcğu fıkralar yazdı. Fransa'ya çitti (194950). Türk VP Batı» da (19525S) yayınlamıştı. Günümüz eleşEdebiyatçılar Biriiği üyesidir. tirmenlerinden birinin dcdiğı çibi, «Öncelen riüŞİtR KİTAPLARI : Çöl yolcuları (1932); Dört çünce ile yetînirken sonraları. biç.m ve söyleyişe kapı (1933); Hayat ve merhaleler (1933); Lâcivert de önem verdı; günümüz şiırinin. esennı tek baışıklar (1931); Ebedi renkler (1935); Mısralar (?); şına ayakta tutan değerlerinden birı oldu.» Hüsran filizleri (1936): Peyami Safa ve Yusnf ZiIşte, «Doğa» da (biçira ve söyleyiş) e önem ya'ya diyornm ki (netir, 1936); Merhamet şiirleri verdifi eserlerinden biri. Bu serbest şiirlerde, (1943): Acaba (1945. ieinde Merhamet şiirleri de bclli bir konu yok şibi. Ozan bir şarkı, bir türkü var) Sonra (1946); Boşlukta duran taş (1948); havası tutturmuş, gidivor. Çoğu da anlamsız şeyZaman ile yarış (1956); Adamca (1959); Doğa ler... Kısacık mısralar. biriki sözciikten örülmüş. (1965). Bilmece biçiminde siirler var. Söz ovunlan arasında alliteration'dan bol bol yararlandığı sibi. eskiden istiarei tem:=iliye denilen aüegorie sanatından da faydalanmakta. Noktalama işaretlerine Genç ozan Muharrem Vakarın ikinci şiir kitailtifat edilmeriiginden. büyiik harf kullanılmamıs. bı tstanbul'da basıldı (64 s., 4 lira). Daha önce «Özlemli pencere> yi (1961) çıkarmıs olan ozan, Dil ve üslubuna gelince. bakınız. eserin bu gençliğinin sevgi, umut. özlem öyküsünü, mutluyanı ne kadar övülse ycrindedir. Bu dilde hemen luğunu dile getirmişti. Fakat, şimdi, eşine armahemen hiç yabancı sözcüğe rastlanmıyor; üstelik. ğan ettiği ikinci eserinde, 48 siirle, umutsuzluk, us, uzay gibi öztürkçe olanlara az da olsa yer voksullar, yaşama zorluğu, dar çağ, suçlular, bozTerilmiş. Ozanın dili ve üslubu güzel bir türkçekır insanları, uzak yollar, çorak topraklar, yalnızdir. lık. bezgin günler, korku. yağmur saatleri, duySonda, annesi rahmetli Fahnye Sılay (1889culu dakikalar, haykırı gibi hep acı ve umntsuz 1964) için 11 eylul 1964 de yazılmış dokunaklı bir konuları işlemiştir. Oysaki ilk kitabının sonlarınagıt var. Kısaca, bazı dizçi yanlıslarına rağmen. da Mutluluk baslıklı bir şiirinde bir yuvası, çogüzel ve orijinal bir eser bu. cukları olduğu zaman dört yanını mntluluk saracağını söylüyor, «Ömür boyu çevremizde duvarlar, Ağzımızdan bir tek şikâyet işitmiyecek» diyordu. Ozanın hayatında korkn zambakları açılEur's'da doğdu (ÜU4). Babasının adı Ahmel mış, demek olnyor! Hamdıdir. I^ıklar Askeri Lis°si ilk bölümande on günlerde müzik veya olumlu bir konuşma duyamadığımız radyo yaymhın. çcşitli yiyecek maddelerini öğen reklâmlarla da şi şirilmiş bulunuyor. Hiç bir bilim sel gerçeğe dayanmıyan ve çoğunlukla yalan ve hattâ sağlık için za rarlı hükümlcre dayanan bu reklâmlar tükrtici kitlclcri bir robot halinc getirmekte ve söylenenlcrin doğru olup olmadığı ilgili mâkamlar tarafmdan denetlenmemektedir. Margarinlerin insana sağlık kazandıracağı radyolarda tekrar tek rar söylenirken, ilim kitaplan ve dergileri, sert yağlar ile kalb ve damar hastalıklan arasındaki şaşmaz ilişkileri ispatlayan yayınlar yapıyorlar. Bu şartlar altında malını halka sürmek isteyen radyo idaersine bir kaç kuruş ödediği takdirde halka istediği telkini yapmakta serbest ve fakat gerçekleri dile getirip halkı gerçeklere göre ayduılatması icap eden makamlar ile üniversitelerimiz derin bir kış uykusu içinde bulunmaktadırlar. Bütün bu hizmetlerin Dev'.et kuruluşları tarafından aksaraadan ya pılması için vergi ödeyenlerin günde üç defa yedikîeri, yiyecek mad delerinin hijiyenik vasıfları ile il gili en küçük bir garantileri bile yoktur. Son günlerde doğum kont rol kanununun Meclislerden geçirilmesi işini bütün sorumlulukIarının önüne alarak Meclis koridorlarmda ve seminer salonlarında dil döken Sağlık Bakanlığmın yük sek kademeli idarecileri gıda kont rolu işini Allaha ve yiyecekleri pi yasaya sürüp iki güııde bir apart matı sahibi olanların insafına terk etmiş bulunuyorlar. Sağlığımızı temelinden tehdit eden bu mesele ile gereği gibi ilgilenen hiç bir nıakam tanımıyoruz. Türkiyemizde Sofia Loren'in ma karna yediği için güzel olduğunu radyolardan söyleterek reklâm \'ap mak, sanatkâr gruplarını skeçler düzenleterek halkı margarin kullanraaya iteklemek mümkün ve fakat gerçekleri söylemek korkulu bir iştir. Bütün bun'.ar tam bir ba şı bozukluk içinde ve pervasızca yapıhrken halka yiyeceklerinin seçimi, satın alınması, yiyeceklerde aranması gereken vasıflar hakkında da biigi verilmediğini görüvoruz. (Basın 10967/7339) Mudanyada Güzelyalı Kampı Ucuz, temiz ve dinlendiricidir Çadırlarda komple pansiyon 15 lira. Apartman odalarında komple pansiyon 25 liradır. Çadırlar için elektrik; su, duş, fennî tuvalet mevcuttur. Müracaat: Mudanva P.K. 8. Telefon: 192 Cumhuriyet 7357 (Basın Z 189 10894 7342» ADANA BÖLGE ZİRAAT OKULU MÜDÜRLÜGÜNDEN : C t N S t Muhammen Muhammen Geçid bedeli temınatı fiatı lira Kr. Lira Kr. Miktan Kuruş Topkapı Sarayı Mıizesi Müdürlüğünden 1 Topkapı Sarayı Müzesi Kitaplığı Arapça Yazmalar Katalogunun üçüncü cildi şartnamesindeki Iıükürnler dahilin de 2490 sayılı kanun gereğince kapalı zart usulü ile bastınlacaktır. 2 Sözü geçen katalog elli forma olup betıer torması 1000 fasikül üzerinden baskıya tâbi tutulacaktır 3 Muhammen bedeli (38.150.00) lira olup geçici temi natı (2861.25) liradır. 4 Şartnamesi her gün mesai saatleri dahilinde Topkapı Sarayı Müzesi Kaleminde isteklilerce görülebilir 5 Kapalı zarf eksiltmesi 22 Temmuz 1965 perşembe günü saat 15.00 de Topkapı Sarayı Müzesi Müdüriyet bina sında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır. 6 Taliplerin bir kalemde benzeri flOdOO) liralık bir baskı işini başarı ile basıp kabul muamelelertn) vaptırdıkla rını tevsik etmeleri ve 2490 sayılı kanun uyannca hazırlıya cakları teklif mektuplanna bu belgelerini de koyarak. teklii mektuplannı ihaleden bir saat evvel Komjsyona tevdi etme leri ve ticaret odası 1965 yılı belgesini hâmil bulunmalan şarttır. Postada vuku bulacak gecikmeler nazan itibara alınmaz. Korku Zambakları Sılay kimdir? Avrupada durum G ıtla kontrolunun sağlık ile ilgisini anlamış olan Avnıpa mem'eketleri teker teker bu meule^l kendi loplunüan i(lnd,« Yemeklik nebatî margarin 7000 kg. 550 38500 00 2887 50 Dana eti 9000 kg. 600 54000 00 3950 00 Ekmek (500 gr.) 130000 adet 50 65000 00 4500 00 1 Adana Bölge Ziraat Okulunun 1965 nıalî yılı ihtiyacı içirı yukarıda yazılı maddeler 21/6/1965 tarihinden itibaren 15 gün müddetle kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 Eksiltma 6/7/1965 Salı günü Adanada Teknik Ziraat Müdürlüğünde kurulu komisyonda 2490 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak saat 9 da dana eti; 9.30 da yemeklik nebatî margarin ve 10 da ekmek olmak üzere ayrı ayn yapılacaktır. 3 Şartname her gün mesai saatleri içerisinde Adanada Ziraat Okulunda görülebiîir. 4 Teklif mektuplan ihale saatlerinden bir saat önce alınacağmdan hiç bir gecikme kabul edilmez. 5 İsteklilerin Ticaret ve Saııayi Odası belgeleri ve teminat makbuzları ile teklif mekruplannı belli gün ve saatte komisyona vermeleri. (Basın Ç 783 10395/7346)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle