19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE İKf 23 Haziran 1965 •«•»» ••••••••••••••••••ı CUMHURBAŞKANI ve BAKANIAR KURULU sgtmsız biı milletvekilinin Cumhurbaşkamns muhtıra vererek, hükümete Başbakanın hâkim olmadığmı, bu sebeple, hüküraet işlerinin yiirütiilemediğinl üeri sürmek suretiyle, Cumhurbaşkanınuı Anayasanın 97 nci maddesi uyarınca işe el koyarak, hükümetl uyarmasuıı istediğini basın, «çıklamaktadır. Böyle bir nyarmanın, hukuki yönden ne sonue verebileceğinin, Cumhurbaşkanının Dcvlet kadrosu içindeki yetkileri bakımından. bilinmesiııde fayda vardır. Bunun için de bugünkü Anayasanın Cumhurhaşkanına tanımı? olduğu yetkilcrle, 1924 tarihli Tcşkilâtı Esasiye Kanununun Rcisicumhura tanıdığı hak ve selâhiyetler arasmda küçük bir kıyaslamaya lüzum görmektcyiz. Her şeyden önce şurasıııı işaret etmek gerekrlr ki, gerek 1924 tarihli Teşkilâtı Esasiye Kanununa göre ve gerekse bugünkü Anayasamız muvacehesinde, Cumhurbaşkanının sorumluluğu kabul edilmemiştir. 1924 tarihli Tcşkilâtı Esasiye Kanununun 41 inci maddesi •Reisicumhurun isdar edeceğl bilcümle mukarrerattan mütevellit mesuliyet. mezkur mukarreratı imza eden Başvekil ile vckili aidine aittir.» hükmünfi koyduğu gibi, bu güııkü Anayasamızm 98 inci maddesi dc "Cumhurbaşkanı göreviyle ilgili işlemlerden sorumlu değildir. Cumhurba;kamnın bütün kararları Başbakan v e ilgili Bakanlarca Imzalanır. Bu kararlardan Başbakan ile ilgili Bakan sonımludur.» hükmünü koymu; bulunmaktadır. Bu an a kaidenin, gerek Teşkilâtı Esaiiye kanununa ve gerckse bugünkü Anayasanın OT oncu maddesine göre tek bir istisnası vardır ki. o da. Cumhurbaşkanının vatan hainliği suçunu işlemes) halidir. Bu halde, T. B. M. Meclisinin. yânl Millet Meclisl ile Senatonun birleşik toplantısında, Cumhurbaşkanının, üye tam sayısının en az ücte Iklsinin oyu ile suçlandırılmı? olmaM lâzım gelmektedir. Ana meseleBaba mesele Boha ARIKAN •••• • ••• *•*• • ••• • ••• •••• BALIKÇILIK Doç. Dr. Osman N. KOÇTÛRK iikiyedeki açlık bir kalori açhğı değil, bir hayvansal protein açlığıdır. B a n resmî ve yarı resmî kaynaklar Türkiyede yaşayan insanların günde ortalama olarak 1316 gram kadar hayvansal protein tükettiklerini belirtiyorlarsa da buna inanmak gü(tür. Çünki Türkiyemizde bu kabil rakamların ortaya çıkmasına yardımcı olacak bilimsel araştırmaların henüz yapılmadığı nı v e üniversitelerimizde bir «nutrition» kürsüsü olmadığı gibi, başka kuruluşlarda çalışan araştırma elemanlanmızın da bu konu ile ilgilenmediklerini ve bu kabil araştırmaları yapmadıkları nı biliyoruz. İzmir, Ankara ve Is tanbul gibi büyük ve müreffeh şehirler istisna edilecek olursa diğer il ve kasabalarımızda halk yeteri kadar et v e balık yememekte, tavuk bir lüks, yumurta pahalı bir fantazi olarak kabul edilmektedir. Açıklanan ve sahih B Dokunulmaıhk C umhurbaşkanı, eski ve yeııi Anayasalara göre, B.M.M. tarafından, kendi üyeleri arasuıdan seçilmektedir. Ancak eski Anayasa, bir kimsenin Cumhurbaşkanı secjlmesi üzcrinc, üzerindeki teşrl vazifesini. yâni milletvekilliği sıfatını muhafaza ottiğinl kabul etmekte, yalnız 31 inci maddesine göre •Riyaseticumhur mâkamında bulundukça Mcclis münakaşat ve müzakeratına iştirak edemiyeceğinU hüküm altına almakta idi. Halbuki bugünkü Anayasa, eskisiııden daha ileri gitmiş, 95 inci maddesine göre, «Cumhurbaşkanı seçilenin partisiyle ilgisinin kesileceğini ve T.B.M. Meclisi iiyeliği sıfatının sona ereceğinU kabul ctnıiş bulunınaktadır. Bu kabul şekli. yâni Cumhurbaşkanı seçilenin T. B. M. Meclisi üyeliğinin sona ermcsi hükmü, önemli bir hukuki sonuç doğunnaktadır. Şöyie ki: 1924 tarihli Teşkilâtı Esasiye Kanununun 41 inci maddesi, Cumhurbaskanının, Cumhurbaşkanı sıfatiyle işliyeceği vatan hainliği suçundan gayri surlar için. •Reisicumhurun hususatı şahsiyesinden dolayı mesuriyeti lâzım geldiğl takdirde. işbu Teşkilâtı Esasiye Kanununun 17 nci maddesi mucibince hare ket edilir. hükmünü koymaktadır. Bu, dcmektir ki. Cumhurbaşkanının, vatan hainliğinden başka işliyeceği suçlar için, faraza alclâde bir hakaret suçu dolayısiyle hâkkında takibat yapılabilmesi, B. M. Meclisi üyelerini tâbi bulundukları. yasama dokunmazlığının kaldınlmasına bağlı hulunmaktadır. Halbuki yeni Anayasa, Cumhurbaşkanının yalnız vatan hainliği suçundan dolayı B. M. Meclisince nuçlandırılabileceği esasını kabul ernıiş. Cumhurbaşkanlığı zamanında işliyebileceği sair suçları hak kında bir öngörüş belirtmemiştir. Nitekim bu konuda Temsilciler Meclisi zabıtlarında açıklamalar vardır. Maddenin müzakeresi sırasmda. Cumhurbaşkanının da diğer milletvekilleri gibi formaliteye tâbi olarak, işliyebileceği sair suçlar için yasama dokunmazlığınuı kaldınlması lüzumu ileri sürülmiiş, buna karşı komisyon sözcüsii şu mütalaada bulunmuştur. Sözcü diyor ki: Böyle bir hiikme lüzum olduğu kanaatında değiliz. Şu sebeple ki, bir dcfa Cumhurbaşkanları vazifelcri dolayısiyle sorumlu değildir. Âdi suç ise, ait olduğu mahkemeye gitsin. B. M. Meclisi teşrii tnâsuniyetleri ile Cumhurbaşkanıııı kayıtlamak doğru değildir. Bir an için böyle olduğunu kabul edelim. Cumhurbaşkanının bir suç işlemesi halinde nev'ima milletvekili veya Senato üyesi gibi teşrii nıâsuniyctinin kaldınlması yolundaki prosediirü tatbik etmek lâzımdır. Tâkip edilemediğine göre, böyle bir şeyin de olmaması lâzım gelir.» (1) Sözcüniin ınütalâası. Cumhurbaşkanı sccilcn zatın «B. M. Meclisi üyeliği sıfatuıın sona ereceği» hiikmü karşmnda doğıudıır. Ancak B. M. Merlisi üyel^rinin alelâde bir hakaıet fiili dolayısiyle dahi. yasama dokuıımazlığı. kaldırılmadan mahkemeye çıknıaması prensipi kabul edildiği halde. hir Cumhurbaşkanının, üzerinde Cumhurbaşkanlıği sıfatı mevcut olduğu halde. «ait olduğu mahkemeye gitmesi keyfiyeti. üzerüide öncmle durulacak bir hukuk konusudur. ••IHM Eski Anayasa ile yeni Anayasa arasmda, Cıımhurbaşkam koııusuna ait diğer önemli bir ayrıbk da, senelik nutukta kendini göstermektedir. 1924 Teşkilâtı esasiyle kanununun 36 ıncı maddesine RÖre, Cumhurbaşkanı her sene kasım ayında hükumctin peçen seneki faaliyetine ve o sene ittihaz edilmesi münasip görülen tedbirlere dair bir nutuk iradedeceği veya başvekile okutacaği merkezinde idi. Yeni Anayasa bu usulü de kaldırmıştır. Kaldınlması mucip sebebi olarak, gerekçede SÖyle denilmektedir: «Bir defa yürütmenin hukukan başı durumunda bulunan Cumhurbaşkanının Meclisle her türlü ilişiği kesildiği için, törenli oturumlara başkanlık etmesine sebep kalmamıştır. Eski Anayasa rejimindeki senelik açış nutku da bu sebeple kaldırılmıstır. Gerçekten Millet meclisi öniinde yüriitülmenin faaliyetlerinden siyaseten sorumlu bulunan bakanlar kuruludur. Bu bahamdan Cumhurbaşkanının bu sorumluluk mekanizmasının arasına girmesi doğru sayümamıştır.» (2). Şu kısa kıyaslamayı yaptıktan sonra MilletvekUinin, Cumhurbaşkanından uyarma istemesinin hukukî sonucunu anlamak daha kolay olacaktır. Milletvekili. Cumhurbaşkanına uyarma için baş vururken. Anayasanın 97 inci maddesindeki «Cumhurbaşkam Devletin başıdır. Gerakli gördükçe, Bakanlar kuruluna başkanlık eder.» hükmüne dayanmaktadır. Yukarda da işaret etmiş olduğumuz gibi, Cumhurbaşkanı hem Devletin, hem de yürütme organının, yani icra kuvvetinin başıdır. Devletin başı olması keyfiyeti, Türkiye Cumhuriyctini ve milletin birliğini terasil etmesi bakımındandır. Yürütme organmın başı olmasma gelince. bu hususta, yetkisi ve sorumluluğu olmayan sembolik bir başdır. Nitekim Anayasanın Temsilciler Meclisinde görüşülmesi sırasmda, iki temsilci tarafından bir önerge verilmiş, bu önergedc denilmiştir ki: «Demokratik rcjimle idare edilen ve parlamenter garp devletlerinin hcpsinde hükümdar ve cumhur reislerinin snrurasuz nldukları malumdur. Parlamenter rejim hükümlerine uyularak Anayasamız da, Cumhur reisinin sorumsuzluğunu kabul etmiş olmasına göre, 97 inci maddedeki (gerekli gördükçe bakanlar kuruluna başkanlık eder) ibaresinin çıkarılmasını teklif ederiz.» (3) • ••a • ••• • ••• •••• •••• •••• • ••4 T mak snretiyle denizleri olmayan veya olduğu balde balıkçılık yapamayan memleketlere ihraç etmekte v e astronomik gelirler •ağlamaktadırlar. Bir ada üzerinde ve güç üretim şartları içinde yajayan kalabalık Japonya bu günkü başansını bol bahkla bes lenen güçlü ve sağhkh vatandaşları ile realize etmistir. Şüphesiz bu memleketler bu miktarda balığı olta ile avlamamaktadırlar. Bunların harb filolarından çok daba kalabalık bir balıkçılık filosu, modern avlama •raçlan, taşıma ve mubafaıa imkânlan vardır. Balıkçılık modern biiimir. bütün bulgularmdan yararlanan bir çalışma alanı haline getirilmiştir. :::: • • ••* ••• Sorumluluk Bu önerge sahiplerinden b i r temcilcinin, Tcmsilciler m e c l i s i n d e b u h u s u s t a ü e r i s ü r d ü ğ ü mütalâası üzerinde d u r m a k lâzımdır. T e m s i l c i diyor ki: «Cumhur Başkanının s o r u m l u l u ğ u yoktur. Sorumluluğu o l m a y a n bir zatın istediği zaraan bakanlar kuruluna riyaset e t m e s i nasıl kabul edilebilir? İster i s t e m e z siyasi m e s e l e l e r e girilir. Ağır mesuliyetleri icabettiren kararlar alınabilir. Bütün demokratik m e m l e k e t l e r d e Devlet reisleri v e hükümdarlar d a i m a b i r S E M B O L gibi kalırlar. Fakat h i ç bir z a m a n bakanlar kuruluna riyaset etmezler. B u n d a n dolayı, bu tatbikatı nazara alırsak, bu, diğer taraftan teorik bir ilgidir.» ( 4 ) Cumhur başkanının bakanlar kuruluna istediği z a m a n başkanlık e t m e s i ibaresi m e t i n d e n çıkar ı l m a m ı ş , b u husustaki ö n e r g e redde uğramış, ancak ö n e r g e d e v e önergenin a ç ı k l a n m a s ı s ı r a s m d a ileri sürülen m ü t a l â a l a r e h e m m i y e t i n i muhafaza etmistir. Maddenin m ü z a k e r e s i s ı r a s m d a k o m i s y o n s ö z c ü s ü : «tkı başlı icra kabul edildiğine göre, cumhur başkanının gerektiğinde kabineye başkanlık e t m e s i tabüdir. İngilterede olduğu gibi. S o n r a l s viçrede, Fransada d a d u r u m budur. Cumhur başkanının, bakanlar k u r u l u n a başkanlık e t m e s i demek, bebemehal nafiz o l m a s ı veya o y sahibi olması d e m e k değildir. B a k a n l a r k u r u l u n d a o y l a m a es a s e n m e v z u u b a h i s değildir. Mes'uliyeti y ü k l e n e n vekillerin b i r g ö r ü s birliğine varmalan gerekIidir.» ( 5 ) Şu a ç ı k l a m a m ı z l a d a görülmektedir ki, Cumhur başkanının bakanlar kuruluna istediği zaman başkanlık e t m e s i keyfiyetinin, bakanlar kurulu üz e r i n d e hukuki hiç bir etkisi m e v c u t bulunmamaktadır. Kurulda nihayet kendi şahsî mütalâasını söyliyecek, bu mütalâanın sebeplerini açıklıyacak, bakanlar kurulunu, d ü ş ü n d ü ğ ü yola imale etmek isteyecektir. İ m a l e e d e m e d i ğ i takdirde i s e , Cumhurbaşkanının kullanabileceği bir kuvvet mevcut değildir. Ş u vaziyet karşısında. milletvekilinin Cumhur başkanından uyarma isteğinin. n e gibi bir s o n u ç doğuracağı kendiliğinden a n l a ş ı l m ı ş olmaktadır. Olsa olsa milletvekili bu uyarma isteğiyle, c u m h u r başkanının bakanlar kurulu üzerindeki şahsî s e m p a t i s i n i harekete getirmek i s t e m e k t e d i r ki. bunun d a hukuki nüfuz i l e bir alâkası olmadığı ilk bakışta anlaşılmaktadır. m (2) (3) f4> '5> T e m s ü c i l e r Meclisi tutanağı: Cilt 4, S : Anayasa g e r e k ç e s i : S . 38 Madde 96 T e m s i l c i l e r Meclisi tutanağı: Cil 4, S, . . S. . . S, ııııaMn •• ••••••ıııı, Avlanan balık miktannı artırmak için mekanizasyon şarttır. Seylan'da yapılan bir deneme ba lık avlama vasıtalannın mekanizasyonun avlanan balık miktarı ile millî gelire yapacağı etkiyi gayet açık bir şekilde göstermek tedir. Seylanda bahkçılığın yelolmayan rakamlara inandığımız kenli kayıklar ve ilkel sraçlarla takdirde dahi Türkiyede hayvan yapıldığı devre içinde bir balıksal protein açhğı vardır. Bu aççı ortalama olarak giinde 133 lib lığı koymak için çeşitli çareler re balık (5.5. kilo kadar) avlayave Tanrının toplumumuza cöbiliyor ve günlük geliri ise 13 mertçe verdiği nimetler bulunRnpee civarında bulunuyordu. maktadır. Balık ve bahkçılığın Hareket kabiliyeti mahdut ve »v geliştirilmesi halkı ucuz bir hayladıgı balığı kokmadan pazara ar vansal protein kaynağına kavuşzetme zomnluğnnda olan balıkçı turma bakımından diğerlerine ter nın içinde bulunduğu şartlar kacihi mümkün bir çare gibi görüyığına bordo dısı bir motor taknüyor. mak suretiyle değiştirilince avlanan balık miktarı 139 libreye (65 kilo kadar) çıkmış ve günlük gelir ise 141 Rupee olmuştur. Bu sonuç sadece bir motor ile avlanan balık ve balıkçılıktan sağlaalık besleyici değer itibariyle nacak olan milli gelir miktarmın ele eşit ve hatta etten üstün kolayca on misline çıkarıtabilece bir besin maddesidir. Yapılan ğini gayet açık olarak göstermek bilimsel araştırmalar ile öğreniltedir. miş oîan bu gerçek, balığın ete Kaldıki ileri memleketler çok nazaıan daha ucuza mal edilebil nan Türkiyede 2 milyona yakm ilkokul öğrencisi 222 sayılı kanun ile ÇARE teşkilâtınm hibe ettiği süt tozu i!e beslenirken, Kuzey Afrika memleketlerinin yaptığı gibi balıkçılığı geliştirme yi ve çeşitli balık preparatları ile çocuklarımızın hayvansal pro tein ihtiyacını kendi kaynaklarınıızdan ve kimseye muhtaç olma dan karşılamayı henüz akıl edemiyoruz. Bunu yapmamız daha uzun bir müddet mümkün olama yacaktır. Îç Anadolu göllerinde yer yer balık kaynadıjı halde halk bunu yemeyi akıl edemez. Bazı bölgelerde Türk top'.umunun varlık içinde yokluk çekmesini ve açlıktan inleye. inleye ölmesini isteyen maksath şahıslar, balıklan halka mukaddes varlıklar olarak tamtmışlar ve asrın anlamına uy mayan bu davranış, sahne oyunlarına konu teşkil etmiştir. Enerji Bakanı: Hükümetin petrol konusunda görüşü yoktnr... demiş. Nerede söylemiş bunu? Geçici Komisyon'da. Geçici Komisyon ise «Petrol Kanununa tâdil eden kanan teklifi» ni konuşmak üzere toplanmıştı. Nereden tutacaksınız artık bu işleri? Sözümona memleket idare etmek için hükümet düşürüp başa geçenlerin ne ölçüsü kalmıştır, ne endazesi... Şu Enerji Bakanı değü mi idi daha geçenlcrde Meclis kürsüsüne çıkıp yabancı şirketlerin çıkarlarını savunan? Şu Enerji Bakanı değil mi idi tonlarla lâkırdı söyliyen Parlâmentoda? Hükümetin Enerji Bakanı «görüşü olmıyan bir hükümet» in Bakam olarak petrol meselesinde bir araba lâkırdıyı niçin söylemişti? Ve hükümetin petrol konusunda görüşü olmadığını söyliyen •ynı Enerji Bakanı Komisyonda sözlerine devam ederek demiş ki: « Petrol meselesi memleketimizin ana meselesidir. Tartışmalar politik yönden değil, teknik ve ilmî yönden yapılmahdır.» Bakın hele... Petrol meselesi hem memleketın ana meseiesi... ve hem de iktidarın bu meEelede görüşü yok. Peki hangi meselelerde görüşü var bu iktidarın? Her halde memleketin ana meselelerinde görüşü olmıyan bu kişiler baba meselelerinde tam bir görüş birliği halinde olduklanndan tsmet Paşa hükümetini düşürüp başa geçtiler. Ve her gün vatandaşın anasına babasına sövdürüp: Aşınlar, kızıllar. komünistler... diye durmadan yaygara kopardıklarma bakılırsa baba meseleler hakkmda tam bir görüş birliği halindeler. Bu memleket ne çekiyorsa baba meseleler hakkmda görüşleri olup. ana meşeleler hakkmda görüsieri olmıyanlardan çekiyor. Enerji Bakanının petrol konusunda: Tartışmalar politik yönden değil, teknik ve ilmi yönden yapılmahdır .. sözü de tam bir bilgisizlık örneğidir. Petrol sanayiinin bir ilmî yönü olduğu doğrudur. Ama hangi sanayi bu sözün dışında kalır? Demir Çelik? Seramik? Dokuma? Makine? Bakınız Türkiye atom hakkında bile karara varmak zorunda kaldı. «Çok Taraflı Atom Gücü»ne katılahm mı?» sorusunun cevabını atom bilginleri değil, Türkiye Cumhuriyeti Hükürneti verrii. Petrol öylesine bir konudur ki yeryüzünde hükümetler bu yüzden devrilmiş. ihtilâller, darbeler. savaşlar bu yüzden birbirini kovalamıştır. Bugün yeryüzü petrol politikasına hâkim olanlar da bilginler değildir. Türkiyenin karşısında bulunduğu petrol sorıınu şimdiük şudur: Türkiye petrol konusunda yabancı petrol şirketlerinin fiyatlarına. şartlanna ve sömürmefine rıza gösterecek mi.. yoksa bir milli petrol politikamız olacak mı? AngloAmerikan petrol kartelinin yeryüzündeki tekeli 1957 den beri çökmüş gitmiş... Biz hâlâ kayıtsız şartsız bu teşkilâtın elindeyiz. Fiyatları onlar tesbit eder; memlekette petro'ü onlar keyiflerince arar ve bulsalar bile çıkarmak zahmetine katlanmazlar; millî kaynaklarımızı kontrol altında tutmak isterler. Oysa bu kartelin dışında da bir petrol dünyası var. Batı Avrupa devletleri petrol karteline mensup şirketlerin pahalı fiyatlannı bırakıp Italyanlardan veya Doğu blokundan ithalâta başlamışlardır. 1963 te Batı Avrupa 27 milyon ton ham petrolünü Rusyadan almıştır Şimdi Türkiyedeki yabancı şirketler gazetelere kocaman ilânlar verip: Bizden ucuz petrolü yalnız Sovyetler satar, ama siyasi maksatlarla satar... diyorlar. Demek ki onlann ağzıyla da bu petrol işi ilm'î değil, siyasî bir iş. Ve bir tuhaf 15! Çünkü Batı Avrupa kapitalist devletleri Sovyetlerden ucuza petrol alır; aynı kapitalist devletler bize dönüp: Sakın siz Rusyadan petrol almayın, siyasî maksatlan vardır... derler. Çünkü hesaplar'ar ki bizimki gibi az gelişmiş ülkelerde halk cahildir, basın da bu işleri kurcalamaz, sosyalist partiler de yoktur. Bu isler kim vurduya getirilir. Petrol yüzde 35 pahalıya sürülür Türkiyeye... Gördünüz mü su «ilmi» petrol meselesinin »ltında yatan dümenleri!... Bizim Enerji Bakanına tavsiyemiz «baba meseleleri» bir yana bırakıp «ana meselelere» bir an önce yönelmesi ve hükümet sözcüsü olarak bir «ilmî» petrol görüşünü komisyona getirmesi... Yoksa ele güne karşı ayıp oluyor «ilmî» veya «gayri ilmî» petrol görüşü olmıyan bir hükümetin başımızda oluşu... Çareler B 567 571 572 573 , m ••••••a.•••.•>••••••••••»•••>•••••>•>;••••••.iiiiiiii;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;:;;;;:;;;; • • • • • • • •• • «• • ı • • > • • • • * • * • • • > • • • • •• • • • • • « •• • • • • • • • • • « • • « • •• > • • > • • • • < • • • • • • • • • « • • • • • • • « • • • • » • • ıi i ı • • • nıMtM ^« • « • • • • a • •• »• • • • • • • • «• •• • • • • • • « •« • • • • • • • • TURKIYE SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU GEKEL MÜDÜRLÜGÜNDEN : Inşaat Yüksek Müiıendisi veya Mühendish>ri alınacaktır. İzmir ve Ac!?nsda kurıılacak fabrika ve ilgili tesislcri inşastında kontrol âmiri ve Ankarada merkez teşküâtında statfker olarak calıştırılmak iizere İnşaat Yüksek Mühendisl?ri vcva Miihçndiîleri alınacaktır. 4'10195 sayılı kararname ve eklerine göre yevmiye ve kontrol âmirlerine ayrıca peıekli zamlar veniccektir. tstekliterin 5 Temmuz '965 eününe ksdar Kurumumuz Atac sokak No 72 Yen^phir Ankara adresine baş\Tirmaiarı. fBasın 10633 A. o6S2;7197) ! • İ ; Babamın 4.6.965 tarihinde Cer• rahpaşa Üroloji Kliniğinde bizzat ; hazır bulunduğum ameliyatmda; 5 Sayın Pıofeaör TESEKKÜR * ! • S j \ • 5 ! ; ! • ! • • ! gösterdiği ügi ve maharet dolayısiyle meslek namına büyük bir gurur ve iftihar duymaktayım. Kendılerine en kalbî hürmct ve şükranlarımı arz ve hastaya karşı bir irşat ve alâkasım esirgemiyen Crolog Operatör Sayın Meüh Özene ve deşerli Narkozitör Doktor Sayın Vâhide Erdoğana ve şefkatli bakımını hiç kesmiyen Asistan Doktor Sayın Akif Akaydm'a da derın sevgi ve teşekkürlerimi takdim ederim. Bandırmada Dahiliye MİHehassısı Dr. Servet Sltkı ARAT Cumhuriyet 7188 GIYAS KORKUT'un ürkiyede balıkçılıfı geliştirmek için alağanüstü gayret sarfetmeye, keşif ve icatlar yapmaya lüzum yoktur. İleri ve hatta geri kalmış toplumlar bu işten anlayanlara iyi örnekler vermiştir. Japonya bazı uzmanlarımıza külfetini kendi kaynaklarından karşılamak suretiyle, kendi mem leketindeki uygulamaları yakından görme fırsatı vermiş bulunuyor. Bugün bu yeterli şahıslar iş başından uzaklaştırılarak bir kâtip gibi istihdam edilirken, işten anlamayanları iş başında tut maya devam ettiğimizi görüyoruz. Balıkçılığın bir çok memlekette olduju gibi Tarım Bakanlıgı tarafından benimsenmesi v e işin başına işten anlayanlan getirmek suretiyle, yapılacak yatırımı ilk yıl saglanacak gelirle karşılayacak olan bu üretim dalının plâna alınması gerekiyor. Mevcut imkânlar ve sahip olduJumuz araç ve rereçler ilf insan gücü, ihtiyacımızı karşılayacak miktarda balık avlamamızı saglayacak seviyede ve yeterliktedir. Tabancı şirketlerin çok ilırilendikleri balıkçılık konnsunda yeni taviz ve imtiyazlara yol 'açıf madan, kendi insanlarımızla kendi balıkçılık kaynaklarımızı işlet memiz halkımızı balık yemeye a113 l>tu) lıstırmamız gerekiyor. Halka balık yedirmek için okullarda banrmtıısromıuı lıkçılık dersi okutmaktan başlayarak, aydın din adamları vasıSEYLAN'DA BALIKÇILIK tasiyle köylere kadar giderek, durumu halka izah etmek ve göl mesi dolayısiyle bir çok toplummükemmel şekilde teçhiz edilde yaşayan balıkların mukaddes ların balıkçıhğa hayvancılıktan miş avlama ve taşıma vasıtaları çok önem vermesine sebep olile avladıkları balıklan, en iyi olamayacaklarını anlatmak lâzım. Bahk. bahk olarak değerlen muş bulurıuyor. Çünkü hayvan sartlar altında muhafaza ederek dirilip aç bir insanın ihtiyacını yetiştiriciliğinde hayvanın bakım verimi 100250 mi";li artırmaya karşıladığr zaman mukaddes ove beslenme masrafları ile hastamuvaffak olmus bulunııyorlar. lur. XX nci asırda bâtıl inanışlıktan korunması maliyete geniş lar, bügisizlik v e ilgisizliğin oetkiler yapmakta, ayrıca topraktuz milyon insanı açlığm elinde lan dar olan memleketlerde arakınp geçirmesine göz yummaurkiyemız balıkçılıkta nı zinin bir kısmının mer'a olarak maiı ve hayvansal protein açlığılesef çok geri kalmıştır. Kara kullanılması zarureti ortaya çıknı Türkiyeden kovmak için badenizde yaşayan bahklar her msktadır. Halbuki balık deniz lıkçıii", geliştirmeüyiz. yıl Akdenize ve Akdenizde yaşadenilen otlaklarda hiç bir harcayan balıkların çoğunluğu yılda maya konu teşkil etmeden kendiYARIN birkaç defa Karadeni?e hicret eliğinden gelişmekte ve maliyet dip boğazlardan geçtikleri halde ET VE SÜT avlama. taşıma ve muhafaza mas bizim avlayabıldiğımiz balıklarraflarından başka hiç bir etkenin MESELEMİZ dan Türk vatandaşının ortalama te?iri altında bulunmamaktadır. hissesi insan başına 2,5 kilo baHayvansal protein ihtiyacının hk'.ır. bir kısmını bahkla karsılayan top lumlar mer'a olarak kullanacak£t ve Balık Kurunıu, modern İSOLDE BRENDEL ları toprakları, diğer toprak üriin gemileri, depolan. taşıtları ve ile leri tarımına kolayca tahsis ede binlerce personeli ile on 3'iMan Dipl. Kaufmann rek bundan gelir sağlayabilirler. AVDIN KRMAN beri Deviet bütçeslne yük olmak Evlendiler Buncian dolayı Japonya gibi toptan bir adım ileri atamamış ve 72 Haziran Frankhırt raklsn dar ve hayvancıhğa elvebalıkçılığımız bulunduğu noktada Tİ5İı olmayan memleketler ile saymış bulunuyor. Türkiyede ba hayvansal protein darlığı çeken lıkçıhk orta çağ usulleri ve aCumhuriyet 7139 ve denizleri olan geri kalmış top raçları ile çok zaman okuma ve lumlar son yıliarda balıkçıhğa öyazması bile olmayan insanlar zel bir önem vermiş bulunuyorveya gruplar tarafından yönetilar. Bunun yanında hayvancıhklir. Bu insanlar ve gruplar balıLOREEN (Pidtrton) EGELİ ta çok ileri o'masına rağnıen bağın karaya vurduğu ve neredeyile lıkçılığı ihmal etmeyen Birleşik se yürüyerek mutfaklanmıza ka Doktor NEVZAT EGELt Amerika Devletleri gibi bazı iledar geleceğı devre içinde avlaEvlendiler ri toplumların da bu yüzden ödıkları balığın bir kısmını fiyat18.6365 Montreal nemli ge'irler sağladıklarını gölar düşmesin diye denize dökerrüyoruz. Hindistan deniz avcılığı ler. îç Anadolu köy ve kasabalaile yetinmemiş ve içerlek bölçeCumhurivet 7214 rı et ve hayvansal protein yeter lerde ;öl balıkçılığını bir tarım siz'iğinden kınlıp, yüzlerce çokonusu haline çetirerek halkın ib cuk kızamık ve benzeri hastahktiyacını bu suretle karşılamayı tan ölür. çebe kadmlar sakat çc da denemiştir. Bu göllere balık cuklar dünyaya getirirken deniz adeta ekilmekte ve bir süre sonGözüme yapmış olduğu başa j balık kaynar. ra hasat edilçrek çevrede yasayan T Biz ve başka toplumlar SUYU ARÂYAN ADAM Yazan : Şevket Süreyya AYDEMİR Edirnede, Selimiye camiinin gölgesinde bir çocuk ruhunun ilk dokuları ile başlar. Bir İmparatorluğun sonu. Turan'da genç bir idealist. Çin ve Asya meseleleri. Bilinmiyen yönleri ile Moskova, Marks ve ihtilâli. Yeni Türkiyede çileler ve gerçokler karşısmda aydın bir düşünür. Bu kitap; toprağa dönüş ve Epiktetos'un hikmetleri ıîe sona erer. Fiatı 12.5 Lira. I Biz neredeyiz R e m z i K i t a b e v i Ilâncıhk 7359 721Ö Ailemizin kıymetli varhğı; çok sevgili yavrumuz; canınıız, kardeşimiz LÜTFÜ ZAİMOĞLU nun âni olarak aramızdan ayrılışmdan doğan dinmesi iır.kânsız acılarımızı paylaşan, Allahın rahmetine kavuşan sevgilimizi ebediyet yolculuğur.a uğurlamaya gelen; çcienk gönderen. evimize kadar teşrif eden, telgraf: teleioa; mektupla yarah kalblerimizi teselli etmek lutfun^a bulunan muhterem zevata: necip ve ssil duygulu sayın hemsehrilerimize, sevgili GİRESUN Yüksek Tahsil Gençliğine ve az.iz gençlerimize: muhterem sendika ve müesseselere; müşfik aile dostlarırruza; vefakâr mefüekdaş arkadaş ve akıabalarırnıza, yaşîı gözlerimizle p.yrı ayn minnet ve şükraniarımızı arzeder; kendılerine Cenab) Haktan saflık ve saadetler dileriz. ZAİMOĞLU ve BİRLİK aileleri adına Dr GALİP ZAİMOĞLU Cumhunvet 721H AÇIK TESEKKÜR İ Bayındırlık Miktarı 500U adet 7 kalem Bakanlığı Geçitı KARAYOLLARI GENEL MÜDÖRLÜĞÜNDEN İhtivacın cinsi N ü m u n e torba Lâboratuvar ların hayvansal protein ihtiyacı karsılanmaktadır. Sısır etini dini inanıslar dolayısiyle yemediği için ciddi bir protein açlığı içinde bulunan ve bu sebepten tneiliz bovundurıısıından kendini yıl larca kurtaramayan Hindistan. çerçek kurtulus ve kalkınmasının pirinç yemek snretiyle realize edilemeyeceğini anlamıs ve halkın ihtiyacını balık ile karşılamayı en iyi çare olarak görmüstür. Bazı memleketlerin 1945 yılından bu tarafa balıkçılıklarını hangi ölçülere göre geliştirdiklerini aşağıdaki tabloda çörebiliyoruz: Karadenizde mi'irla besiendiği için bazı solmuş ve tüberkülozdan yakasını kurtaramamış olan vatandaş hayvansal protem ihtiyacını giderme bakımından tek kaynağı olan hamsiyi bazen tarlasma gübre olarak kullanacak kadar bol. bazen de hasretini çekecek kadar kıt bulabildiği için, ham?i üzerıne şarkılar düzenler. Fakat bunun nasıl konserve edilecegini bilmez. Teknik öğretim; radyo tamiri v e lük? abajurlar ile misafir oriası takımları yapma hünerini ön plâna almış ve fakat bir balıkçılık teknik okulu rılı dekolman ameliyatı neîice • sincie gözümü tekrar ışığa ka j vıışturan Amerikan hastahanesi i Göz Mütehassısı ; Sayın Dr. FEVZİ AKKAN \ • BANKA KREOİSİriE UVGUN 60 AY TAKSİTLE DAÎItELER XİJ£Dh SEKSENİ SATJLAN: VARIS1 PEŞİN. MVTEBAKİSİ 80 AY TAKSİTLE. KALORİFERLİ. L SALON. 4 YATAK ODAL1 ŞAHANE DENİZ MANZARALI. BAII ÇE İÇİNDE. ANA CADDE ÜZERİNDE. YEŞILKÖY İSTASYON CAD NO. 71. ŞABAN GÜNDES: Tlf: 44 06 12 ve yardlmcısı Sa>Tın Dr. Ulviye ; Akkan. Anestezist Dr. Güngör ; Beye hastahane doktor ve hem ! şireierine gösterdiklcri ihtimam ; larından kendılerine teşekkürleri i mi arzetmeyi şükran borcu bili ; rim. : Ahmet Tathsnmak • Cumhuriyet 7210 Atölye Tezgâhı Alınacaktır .Eskişehir fabrikamızın ihtiyacı için 7 adet muhtelii atölye tezgâhı kapalı teklif almak suretiyle satın alına caktır. Buna ait dosya. MüesSKsemiz AL/1 Servisinde şorıilebilir. Kapalı tekliftn üzerine 16487,Esk. yazılarak en geç 30/6/1965 tarihine kadar Müessesemız veya İstanbul Şub»>mizdeki Ahm Teklif Kutusuna atılması lâzımdır. Teklifler ara5indan ihtiyacımızla şartlaı ımıza en u>gun olanı tercih edilecektir. Tahmım Bedeli VL. 3O.tXW 79800. Teminatı TL. 2^50.5.240. Eksiltmenin Tarihi Cünö 5.7.1965 6.7.1965 Pazartesi Salı Saati 16 d a 16 d a ÇEŞİTLİ MEMLEKETLERDE AYXANAN BALIK MİKTARI (Ton olarak) Memleketin adı Angola Hindistan Peru Norveç Irlanda Japonya 1945 530.noo 30.000 850.000 450.000 3.500.000 1953 120.000 750.000 750.000 2.200.000 558.000 2.000.000 1956 420.006 1.000.000 2.000.000 1.500.000 640.000 5.500.000 • ! l S ; î • ; ; î ! • TESEKKÜR Annem Haticc Dai'nin aylardanberi her türlü tedavilerie sükunet bulmayan siddetli ağnlarla müterafilc ülser, divertikül, fıtık ve apandisit'ten mütevellit arıza.arını bir ameliyatta tedavi edpn ve havatım kurtaran Sayın ve mesai arkada;ları Sayın Dr. Selçuk Kanatirya, Ali Haydar Ta=nın«r» teşekkür etmeyl borç nilirim. M C'ltmak Da! Cunüımiret I2M Lt Yuaancla vazılı 2 kaiem ıhtiyaem ner birl ayrı ayn kapalı zart usulü Ue eksiltmeye konulmuştur. thale ve eksıltrnelerı karşılarında gösterilen tarilı gün ve saatierde Ankarada Genel MUdürlük Malzeme Şubesı MüdürlügürKie tooianacals Komisyon tarsfmdan yapılacaktır. Şartnamelert aynı verden dilekçe tle bedelsız temin edilir. Lâboratuvar malzemelerine aît resirn ve nümuneler ancak Araştırma Fen Heyetl Müdürlüğünde görülür Ticaret sanayı odası veya esnaf belgesl Konuimak şartlyle hazırlanacak tekliî mektupları ihalelerden BİR SAAT öncesine kadar rnakbuz mukablU Komisyon Başkanlığına verilmiş olacaktır. Postadakl eecikmelprin kabul edllemiyecegi duyurulur. (Bamın 10383 A, • 6404/7168) malzemesı ; Prof. BEDİİ GORBON'a B n memleketler kenıîi halkınm havvansal protein ihtiyarını avladıkları halıkla karsıladıktan batka. bir miktannı konserv» haline getirerek ve dondur u açmayı bu güne kadar akıl edememiçtir. [ç tar.ıfı rienızl'rlf r n n j bahk. k Ijakınıınr1:>ıi çn verifli »artltr titında SÜMERBANK ALIM VE SATIM MÜESSESESİ (Basın 10504/7202)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle