25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE CUMHCRIYET 21 Haziran 1965 YEDEK SUBAYLIK VE YABANCIEŞ Prof. Dr. ihsan ARSEL her Turkün hakkı ve bdevidir. Bu ödev ve askernayasa Mahkemesrnln wm kararlarından nirflik yukümü kanunla düzenlenir denilmektedir. sl vesilesiyle kaleme aldığunız ve «CumhuriBu hükme göre, Ana>asanıız. askerlik yukumunü yet» gazetesinde yayuılanan bir yazımızda düzenleme işinl, her hangi bir kayıt ve şart koytoplum hayatımızın önemll sayılabilecek dertlemaksızın kanun koyucunun takdirine bırakmı;rlnden birine deyinmiş 1e dâ\a konusu meseleyi tır.» demek suretijle kanun koyucunun bu sahakamu oyu oniınde tartısaeagımızı belirtcrck buda âdeta sınırsız bir takdir hakkı bulunduğunu nunla ilgili görüşlerimizi bir başka yazımıza bıkabule mütemayil gorünmüştür. Halbuki, Anayarakmış idik. Olayı kı<aca hatırlatacak olursak: Assa Mahkemesi. yasama organının sınırsız bir takkerlik hizmetini yedek subay olarak japıp bitir«n bir gencimiz terhis edildikten sonraki bir ta dir hakkma hiç bir suretle sahip bulunmadığını ve filhakika Anayasa'nın onu çcşitli yollardan \e rlhde yabancı bir kadınia e\lenmiş ve fakat evhahusus hürriyetin özüne dokunalamayacağım belenir evlenmeı hakkında Yedck Subay Kanunulirten 11 inci maddesiyle iyice bağladığını ve sınun 5099 sayılı kanunla değiştirilen 23 iincü madnırladığını çok i>i bilir ve nitekim bir çok kadesi hukmünun tatbik edildiğini gormuştür. Bararlarında bu esasa gore hareketle hir çok kanunhis konusu hüküre, yabancı kız veya kadınla evların Anayasa'ya ve Anayasa'nın ruhuna a>km II olanların \eya nikâhsız yaşıyanlann yedek suolduğunu hükme bağlamıştır. bay ve memurluğvndan çıkanlmalanm öngbrrn hükümdür. Demek istediçimiz o'dur ki. Ana>asa Mahkemesi, Anayasa'nm Yasama orgaııına istikamet taBu durum karşısında ilgrili, Danıştaj'a ba«\u>in ettiği hallerde dahi bu crganın takdir haUkırarak. sbzü geçen kanun buknıunun Ana>asa>a nı kendi olçülerine gore değerlendirirken. hadive Insan Hakları beyannamesine aykırılığını ve semizde olduğu şekilde yasama organına acık do)ayı°iyle iptâlini istemiştir. Da\ayı rüyet eden kart bırakır göründuğü 6* jncı maddenin tatbikinDanı;tay 8 inci Dairesi. dâvacının Anayasa'ya ayde onu. keyfî harekctlcrinde serbest bırakmağa kırılık itirazlarını ciddî bıılarak dâ\ayı olduğu yerde durdurmuş ve dosyayı. bu hususta bir ka çalışmıştır \e üzücü olan cihet de budur ve hu tutum ilerde yasama'nın lehine ve fakat kendirar verilmek uzere, Anayasa Mahkemesine gondersinin aleyhine olmak üzere nahoj sonuçlar yaramiştir. Anayasa Mahkemesi, dâvacının Danıştay tabilir. tarafından haklı ve ciddî görulen itirazlarını ıki bu itirazlar arasuıda ezcumle iptall istenen kanun Fakat ne çare ki durum budur ve Ana>asa hukmünun vatandaşlar arasuıda eşitsizlik yarattıMahkemesi kişi hürriyetinin cesaretle önderliğini ğı. Anayasa'nın tenıel müessese oiarak kabul etyapacak yerde bir lakım sathi mülâhazalarla (yok tiği aiieyi Tıirk toplumu içerisinde tedirgin hale eşitlik esası ihlâl edilmemiştir, yok aile müessesegetirdiği, yurt sa\unmasına yedek subay olarak si baltalanmamıştır gibi) dâvayı şu veya bu şekatılma hakkını yok ettiği, gibi hususlar vardır.ı kilde dcğil fakat. muktpsep hak mefhumunu dageri çe\irerek ortada Anayasaya aykırıhk diye hi hice sayarak. nasıl olursa olsun halletme yobir jey bulunmadığını hükme bağlamıştır. Bu luna gitmek istemiştir. dar siitunlar içerisinde Anayasa Mahkemesi'nin Yabancı bir kadınla evli olmanın veya birlikkararını bütünü ile incelemeğe ne imkân ve ne de liizum vardır. Üzcrinde durulacak nokta bu me te yaşamanın yedek subaylık hizmetüıe tesirini ifade edecek bir gerekee göstenneden ve sadece sele dolayısiyle Anayasa Mahkemesinin genel tuAnayasa'nın 60 ıncı maddesi gibi son derece genij tumunu, zihniyetini ve hürriyet anlayışında çizve umumî bir hükme dayanarak ilgilinin itirazdiği zikzakları gozden geçirmektir. larını red'etmesi bunun en giizel bir delilidir. Maahaza itiraf etmek lazımdır ki böyle bir gerekçeye başvurnıamış olması keyfiyeti, başvurmuş olmasmdan daha isabetli sayılmak icap eder. Zira ilhakika. derhal ifade etıııek gerekir ki kararuzun \e zengin tarihinin pek çok devirlerinde ya..üii'Ha kişıji. iusan olnıak sıfatı itibari>le, bancı kadınlarla e\li \eya anaları yabancı paditoplum hayatının gerçck mihrakı yapma arzuşahlarla idare edilmiş veya yabancı asıllı vezir(unda görünen Anasasa Mahkemesi. zamaıı zaman ler l e devlet damları elinde gelişmiş ve İmparakişi hurri>etlcrinin mukaddcs niteliği uzeriude torluklar kurmuş bir toplumda, askerlik ödevini hassasi>etle durnıuş ve hattâ •Hürriyet» nıelhuyedck subay olarak, ordu'nun tâlî bir unsuru şekmu ile «toplum duzenU mefhumlarını te\azun halinde. yapıp tcrhis edildikten sonra yabancı bir linde tutma endişelerine saınimi olarak kapılmışkadınla evlenen • bir vatandaşın yedek subaylık tır: fakat bıınunla beraber çok zaman, ve daha hakkının geri alınması olayını «Devlet sırlannın doğni5u «toplum düzeni» ile kişi hürriyetleri korunması» gerekçesine dayatmağa kalkması bu rin çelişttği hallerde birinciyi sebepsiz yere ön muhterem Mahkemeyi Türk aydınuıın karşısında plâna alma yolunu ihtiyar etmiş ve dayandığı geve medenî âlemde pek miişkül bir duruma sokarekçe de şu olmuştur: «. Milletlerin sos>al ve bilirdi. Yirminci yüz>ılın «devlet sırrı» mefhumupsikolojik şartları daima birbirinin aynı değildir. nu pek mahdut sahalara iten gelişmesi karşısında Her tnplumun a>rı tedbirleri gerektiren özcllikle\ataııriaşa. yabancı bir kadınla evli olmanın yeri \ardır» (1). dek subaylık hizmetine şu veya bu mülâhaza ile, Hadi zatında bu mubakeme tarzının bizi, atesiri dokunabilececini anlatmak hem faydasız ve narşiyi onlemek \e toplum hayatını sağlamak ahem de gülünc olurdu. macivle diktatorya rejımlerine kadar rahatlıkla • «•• • *•• • «*• • ••• TÜRKİYEDE AÇLIK •«• A ŞİSS • ••• >••• >••* •••• *••• Doç. Dr. Osman N. KOÇTURK Î ürkiyemizin bir geri kalmış toplum olduğunu artık benım semiş ve milletlerin millî gelirlermi esas almak suretiyle yapılan sımflandırmada, bir ınsanm bir yılda 100 199 dolar para kazanabildiği altıncı sınıf memleket lerden biri olarak kadenmize razı olrauş bulunuyoruz. Bırleşmış Mıl letler ve ona bağlı ihtısas organızasyonlan terminolojisir.de, «geri kalmış ülkeler» ve sırasına gore «gelişmekte olan topHımlar» gıbi incitici ve tesellı eaıcı deyim er halınde çok kullanılan bu tâbırlerın, aslında ülkelere hukmetmış ve hukümranlığı altında bulunan topraklarda rr.edenıyetler kurmuş bir topluma da mal edilmiş olma sı gerçekte uzucudur. Fakat ne ya palım ki 2(1 nci asrın hâkim ve ma teryalist anlayışı ınsan topluluklarını sınıflandırırken çok insafsız davranmakta, onların mânevi değer ve nıtehklerıne değil, cebındeki para mıktanna önem vermektedır. Türkıyemiz Burma, Pakıstan ve Habesıstan istisna edılecek olursa geri kalan memleketlerden millî gelır bakımından daha asaeı ve İran, Guatamala, Gana, Brezılja gibi toplumlarla aynı seviyede bir memleket gibi kabul edılmektedir Toplumun meseleleri ile değişik açılardan ilgilenen, geri kalmış şekilde beslennv.s olabılmesi için tahıllarda bulunan besi yapıtaştarından başka, yiıksek değerli pro teinlere, bazı vıtaminler ile mineral maddelere ve bir miktar yağa ıh'iyacı vardır. Bugün dünyamn bazı bölgelerinrinde insanlar yiyecek bir şey bularr.adık'.arı içm açlık çekerlerken, ba7i bölgelerde de lüzumundan faz'a yeme, veya tek taraflı beslenmenin aynı şekilde tahripkâr bir hal aldıeım görüyoruz. Konsene yiyeeekler ve>a kalaba lık merkez'.erde yaşadıkları için bayan yıyecek'.erle beslerune zorunluğunda olan sivıüze toplumlar tabiata şykırı duşen davranışlarırun meydana çıkardığı çeşitli meselelerle karşı karşıyadır. Bundan dolayı Türkiyemizin de aç olduğunu ifade etmenın utanılacak ve bizi paniğe düşürecek bir tarafı yoktur. ürkiyedeki açlık esas itibariyle tek taraflı ve çok tahıl tiiket nıemize bajlı jetersizliklerden menşe alan bir açlıktır. Bunun yanında tahılı da bulamıyan ve mutlak açlık şartlan içinde yaşayan bir gurup insanm aramızda bulunduğunu ve bunun yanında bir azınlığın luzumundan fazla yemek \e oburluk yüzünden açlığını kaybetmiş bulunduğunu açıkça söyleyebiliriz. Halkımızın T karları için kullanma ve somurme jeteneğiue ulaşmışlardır. Bu ileri toplumlardan bır çoğu modern beslenme bilunmin bıze oğrettıği geıçekler bakımından bir değer taşımayan tahıl ve yağ gibi besin'.eri, geri kalmıj topiumİara satmakta veya ıhraç etmekte. kendıleri ise bol et, süt ve bahk kullanarak güçlermi her gun biraz daha artırmaktadırlar. Birleşik Amerikada insaıı basına yılda 646 kilo tahıl düştüğü halde Amerikalı bunun sadece 67 kilnsunu yiyecek olarak kullanmakta ve geri kalan miktarı hayvan yemi olarak değerlendirmek sureti.'ile et, süt ve jumurtaya tah\il etmektedir. Bundan dolayı Amerikada ya^ayan her ınsan yılda 82 k.'.o kadar et ve her gün bir kiloya yaklasık süt yemekte veya içmektedir. Kanadada yaşayan insanlar pa>laruıa ddsen yıllık tahıl miktarı 923 kilo olmasına rağmen bunun sadece "1 kilosunu keııdileri yi> ip geri kalanını a>nı mülâhaza ile hayvanlarına \ererek et \ e sut ile yumurtaya çeviri>orlar. Ingiltercde insanlar yılda ^5 kilo. Fransada 110 kilo tahıl \emekte buna karşılık hol miktarda et. balık, süt \e yunıurta tüketilmektedir. Halbuki Türkıyemiz ve şartları Türkıyeye benzejen geri kalmış memleketlerde insanların kendi paylarına duşen tahılın hemen de tamamını yediklerıni ve hattâ bununla da yetinmeyerek dış memleket'.er den tahıl ithal ettıklerını gorüyo Okuyucularımızdan çok ilgi cekici mektuplar alıyoruz. Bir toplnm nyanışı lcinde bulunduğumuzu bu mektuplar bile anlatmaya yeterli. Türkiyenuı ve dunyaıım meselelerini öğrenmek susuzlufu içindedir insanlarımız. Soru üstüne soru yağdınyorlar. Ancak bütün bunları teker teker cevaplaııdırmak mümkün değildir. Bazı okurlar ise vaktiyle çok yazilmış ' e açıkUnmış konulara şimdilerde yenl yenl takılmağa başlamışlardır. Bir de butiin bu konuları bir fıkra koşesinin çerçevesinde çözümlemeye imkân olmadığını bilmelijiz. Türkiyede dâvalan gerçekçi yonden ele alan >a>uılar coğalmıştır. Gercekci imzalar, dergileriyle. makalelerivle. kitaplari>le, çe\irileıiyle okuyucunun gittikçe «rtan susuzluğunu doyurmaya çalışıyorlar. Bütün bunları dikkatl» izlemek gerekir. Bunlardan çok ilgl cekici bir tanesl Fethl Naci'nİB «Az gelişmiş ülkeler \e sosyalızm» adlı kitabıdır. Fethi Naci'nin kurduğu «Gerçek Ya^nları.nın bu ilk kitabında çeşitli yazar \e düşünürlerin «aı gelişmişlik», •enıperyalizm, «yeni sb'mürcecilik" «sosyalizra» gibl kavramlar üstııne yazıUrı \ardır. Bunun yanı sıra kapitalist olmayan yolu secmiş az gelişmiş ülkeler hakkında bilgiler sunuluyor kitabın son bblumunde. Bir fikir \ermek için eserin Yeni sömürgecllik» kıstnından ban parcaları alnoruz: Bugünkü safhada yeni sömürgeciliğin kullandığı en önemli usul gelişme yolundaki ülkelere emperyalist devletlerin ya da bunların kontrolündeki milletleraıası mali kurumlann «yardım» yapmasıdır. N'e var ki bu «yardım.ın çok azı ekonomik kalk:nma içindir. Amerikan Senatosunun 1957 yılında hazırladığı bir raporda çunları okuyoruz: 19501957 arasında yabancı memleketlere yapılan «yardırri'in yüzde 83 ü askeri amaçlara ayrılmış*!, yüzde 7 si ekonomik «yardım*dı. yüzde 10 u teknik işbirliğıne ayrılmıştı. Ekonomik yardım. boıç vermek şeklindeydi; başlıca amacı bu yardımın yapıldığı ülkeye ozel sermayenin girmesi için gerekli elverişlı şartları yaratrnaktı <. .) Borç verme şeklınde yapılan «vard:m»ı, bnrç veren ülke ile borç a.an ülke arasında ticaret i'.itkilerinin artınası izüyecek elbet. Kapitalist dunya pazarındaki fiat mekanizması <yardım>ı yapanların bu yardımı bol bol geri alacakları şeklinde harekete geçirilir ; 19531962 aıasında mâmul mpdc elerin 'hraç fiatları yüzde 7 artınlmış, ilke'. maddelcrin fiatları ise yuzde 6 düşürülmüştür. Bu yoldan Alrranya yalnız 19541959 yılları arasında, Asya ve Afrıkanın az gelişmiş ülkelerinden 4 müyar mark sızdırmıştır. 19561963 arasında az gelişmiş ülkelere «teknık yardım» adı altında verdiği ise 900 milyon marktır. «Yardım» adı altında yapıîanlar, emperyalisi kuvvetler için bir sermaye ihracı yolu olduğu kadar, bır ekonomiyi dolaylı yoldan kontrol altında bu'.undunna yoludur da. Boylece bzgürlüklerme kavuşan genç devletler sömurge sistemi ;çınde tutulurlar ve bunlar üstande askeri ve politik taz\ık yapılır. Yeni sömürgeciügin güttüğü po'itika yüzünden az gelişmiş ülkeler, her yıl 70100 mihar dolâr kaybetmektedirler; yâni bugunkü millî gelirlerinin yüzde 6080 ini Az gelişmiş ülkelerle. gelişmiş ülkeler arasındaki uçurum gıtgide büyümektedır. Bu durum, az gelişmiş ülkeleü yeni yollar aramaya itmektedir. Görülüyor ki meseleler halka anlatıldığından bir başka türlüdiir. Dış yardımı da ellerine gecirerek memleket içinde bir siyasi kuv\etlerini parayla perçinliyenler şimdiye kadar bu gerçeklerin fakir halk katlarına anlatılmasma engel olmuşlardır. Kapitalizmin koşullarmı getiren yardımı aldıkca. az gelişmiş fakir milletler daha fakirleşmişler, ama yardımı yapan kapitalist ülkeler gittikçe zenginlcşnıişler. Gelen yardım dışarıdan ayarlanan fiat farklan yüzünden fazlasiyle sene knpitalistlerin cebine girmiş. Fethi Naci'nin kitabı oku'ucuların aklına takılan birçok sorunun karsılığıııı acıkca verecek nitcliktedir. Kapitalizm, sosyalızm, az çclişmişlik. yeni sb'miırgecilik, empcryalizm gibi kavramlar belki bazıları iciıı kendi yaşamını ilgilendirmez çibi görünür. Meselâ bir ınemur. kendi maaşınm artınlmasım. \e>a Personel Kanununu daha yakın bir ilgi çercevesi içinde karşılıyabilir. Ama gerçek bjle değildir. Türkiyenin bugünkü geri k:ılnıışlığıdır hepimizin hayat kosullarını tâ\in eden Eğer çare buluıınıaz^a çocuklarımız da a>nı kısır çember iciıı cırpınacaklardtr. Bu geri kalınışlıği yenmedikçe hiç birimize ve gelecek kuşaklara rahat yoktur. Prof. Jusue de Castro, dünyada yasıyan insanları «açlar ve toklar» diye değil de «açlar ve uyuyamıyanlar» diye ikiye ayırmıştı. Turki>e de artık: Açlar \e u^u^amıyanlar nıemleketidir... Millet olarak dertlere çare bulmadan tek tek mutlu olamayn. Az ıji'li\ıııi\ ııllıi'lrr ve sosyalizm Kişi hürriyeti F goturebilccek bir incelikte olduğu muhakkaktır. Her yerde ve lıcr devirde istibdat rcjimleri bu mucip sebebe dayanarak ortaya cıkmış ve iş görebilmişlcrdir. Hele bu mantık kişi hürriyetlerini kısıtlayıcı tedbirleri meşru kılma bakımından kullanılacak olursa .. Ancak hemen belirtelim ki yukardaki gerekçenin, Anayasa Mahkemesi'nin tutumuna, bu maksat dahilinde, âlet oltnak iizere ifade edilmiş •Jduğunu soylemek akhmızdan geçmez. Bilakis, Anayasa Mahkemesi boyle bir kıstası ihdas etmekle ve bu kıstas dairesinde harcket olunabileeeğini on gormekle evvel emirde kanun koyucunun tasarruflarını. bu ölçuye gore. bizzat değerlendirmek imkânına mâlik bulunduğunu ve boylece kendi yetki sahasına bir istikamct vermiş olduğunu anlatmak istemiştir. Nitekim bundan dolayıdır ki Anayasa Mahkemesi, tutuklama hallcri ile ilgili mühim kararlarında Anayasamn 30 uncu maddesi hukmüuu yukardaki anlayış içerisinde tefsir etmiş ve Anayasa koyucuııun toplum çartlarıııı ^e özelliklerini dikkate alarak memleketin emniyet ve asavişine ilişkin konularda daha hassas davranmak lüzumuna inamnış ve bu ydnde hareket etmiş olduğundan bahisle toplumun güvenini l e memleketin emniyet ve asayişini bozabilecek hallerin dahi tutuklama sebepleri arasına alınabileceği kanaatini izhar etmiştir. Anajasa Mahkemesi'nin me\cudi>etine ve değerine, ve bu memleketin hayatında oynayabileceği inkılapcı role inanmış bir kimse olarak şu satırları ilâve etmek isteriz ki bu muhterem mahkenıe, asıl görevinin sadece yargı yetkisini usulü xe kanunu dairesinde kullanmak olmayıp toplumu n sosyal ve kültürel ıslahat kademesinde şâyânı arzu olan noktaya yaklaşmasını sağlamak olduğunu hiç bir zaman unutmamalı ve kişinin infanlık haysiyetini rencide edebilecek her türlii tasarrufun karşısında azimle yer almasını bilmelidir. Anayasa MahkcmeM. toplumumuzun binlerce \e binlerce meseleleri arasında bu hususu da ele almalı ve hazır bo\le bir fırsat zuhur etmişken, yabancı ile evli olmanın milletin mutlaka zararına değil fakat yararıııa olabileceğini bu topluma anlatmak ve kabul ettinnek cesaretini gdsteıebilmeli idi. Nesilleri havatiyetten, enerjiden, yaratıcı ku\vete sahip olmaktan yoksun kıldığı, \e daha doğrusu fikren. mâııen \e maddeten kısıriaştırdığı tecrube \e tatbikatla sabit bulunan ırkçılık ve dar milliyetçilik havasından ve zihniyetinden bu memleketi. her sahada. kurtarmak ancak bu cesarctle mümkün olabilirdi.(2) ( P Bk. Anayasa Mahkemesinin 19 Şubat 1963 tarıh ve E. W 2 277, K. 1963/34 sayılı kararı [R. G 22 V 1963 No: 11409] (2) Anayasa Mahkemesi, başka bir vesıle ile bundan önce de buna benzer bir karar vermışn. Bk: 19 Subat 1963 tarihli ve E. 1962/277 K. 1963/34 sa^^!ı karar [R. G. 22, V. 1963 No. 11409] Sınırsız takdir D urum boyle olduğu ve belki de boyle olnıak gerektiği halde Anayasa Mahkemesi. konunıuz olan mesele ile ilçili dâvada: • . Anayasa'nın 60 ıncı maddesinde jurt savunmasına katılma, TEŞEKKÜR Kızımızın hamılelıgıni dıkkaüe takıp eden Ankara Doğumevi Nisaiı^e Mütehassısı Sayın Dr. Zehra Kayaalp e, Sezeryen ameliyatı ile doğumunu yapan Ankara Doğumevi Nısaiye Mütehassısı, değerli Sayın llesimli Bilgi • Bugün 78. sayısı çıkn. • Eski sayılan azalmakta olduğundan eksiklerinizi süratle tamamlayınız. ISTEME YERİ : Bates Bayilik T n k;iit. C*ğaloğiu • İitınbul. Dr. Erdoğan Kayaalp'e ve ameliyatında bulunan Asistan Dr. Öncel Yatrnan ile Dr. Ibrahim Gökçe ve anestezi hemşıreleri Hikmet Sezer ve Mubeccel hanımlara l e Doğ'jmevi personeline tp;?kkur ve minnetlerimizi arzederiz. SOFUOĞLU A1LESİ Cumhuriyet 7101 Bateş Reklâm No. 86/7099 ruz. Türki\ede hir insan bir yılda 248 kilo tahıl yemekte. bu miktar Mısırda 1S8 kilo. Pakistanda 173 kilo. Suriycde 152 kilo civarında bulunmaktadır. Buna karşılık Türkiyede insaıı başına dııyiyeceğin tüketimi, taşınması, damemleketlerin karşı karşıya buşen et miktarı yılda 15 kilo. süt lundukları meseleleri ve bu top ğıtılması ve muhafazası ile tüke10ü kilo. Mimuıta vc balık 2.5 kilimi konularınaa bılgi sahıbi ollumların ortak niteliklerini orıalo kadardır. Çok tahıl yemek ve madığı için ve idari makamlar da ya koyaıı uzmanlar ile milletlerDU suretle karnı şiş olmasına rağbeslenme işine önemli olmasına arası tesekküller, gelir seviyeleri men aç kalmak bü'un geri toprağmen önem vermediklerinden düşük olan memleketlerde yaşalumlarda dıkkati çeken bir besasiında 100 milyon insanı rahatça lenme kalıbı haline gelmiş buyan insanların a>Tiı zamanda aç besledikten başka, yakın pazar.aolduklan hususunda da birleşmiş lunuyor. Gizli açlığın tahribatı ra yiyecek ihraç edebilecek olan bulunmaktadırlar. ba«ta Türkiye olmak üzere. çok Türkiyemız kendi halkını bıle dotahıl kullanan toplumlarda hastaYapılan tetkıkler ve geri kalmış yuramamakta ve bir çok meselelıkların daha o'.dürücü ve daha memleketlerın hemen hepsınde lerımızin bu sektördeki ak.samayaykın, insanların guç^üz ve kıtoplumun yakınma konusu halıne lara bağlı bulunduğunu henuz sa ömürlü, milli gelidn düşük ve gelen be!li başlı meseleler uzfarketmemış insanlar olarak yaentellektüel seviyenın geri kaîmanların haklı olduklarını ve şamaktayız. Türkiyede cehaletle masına sebep olmaktadır. Turkiye ile ş4£tları ona benzeyen el ele çalısan aç'ık, bilınen bütün dığer toplumlann gerçekten açInsan'.arın genç yaşta blmeleriıç ve dış düsmanlardan daha tehlık ıçinde bulunduklarım gösterir.i \e çocuk ölümîeımin yuksek r*»""»"' • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • lıkeli ve bizi için için kemıren yor. Filhakika Türkiyede yaşayan ve doğumların istenmıyecek kabir dert haline gelmiş bulunuyor. insanların çoğunluçunun aclık idar yuksek oluşunu tahıl ile besİşin en fenası, karnını iki lâhmaçinde olduklarını sarih bir hükme lenen bir toplum oluşumuz ile cun ile şiçiren ve üzerıne bir bar ızah edebilirız. Son yıllarda bır bağlamak suretiyle ifade etmek dak su ıçme her vatandaşın kenbir bakıma incitici ve hoşa gitme hataya daha düşülmüş ve kalorıdini tok farzedip bu konuya öyen bir davranış olacak ve coğufık değerden başka hiç bir değer nem vermemesi ve mutlu bir in* tosımamasına rağmen Amerikanın muz tarafından kabul edilmek issan gibi aramızda dolaşmasıdır. tenmijecektir. Boyle olmasına Kızıldemir ve Erkök ailebır üretım fazlası o'.aıak satacak rağmen Türkiye artık bütün gerpazar aradığı soya yağîan bol mik lerinin kıymetli rüknü çeklerin rahatça soylenip. ilmî tarda ıthal ed'lmi^tir. Bu suretbir zemiıı uzerinde tartışılabilecele Turk vatandası. depo«u benzin GENERAL ği bir toplum haline gelmiş ve Bir iıısaum i>i bir şekilde besdulu olduğu halde lastiği patlak olaylar bizi çok aıık konuşmaya lenmiş kabul edilebilmesi için obir otomobil «ibi iş göremez hamecbur etmiş bulunuyor. narırı bir nitelik taşıyaıı, >eter le gelmiş. çok yağ \e nişasta ile miktarda et. sut. yuınuıta ve babeslenme umıınıî sağlık uzerinde eri kalmış bir toplum olduğulık sibi besinlerle hirlikte, uz\ikotii etkiler yapmıştır. muz ilk olarak yüzumüze söy>ctin bir yakıt gibi değerlendirdilendıği gunlerde de bız bu üürkiyede üretıien yiyecekleği ni^.ısta ve şeker ilıiha eden >izuntüyü tâ içimizde duymuş ve rin gereği gıbi kontrol edilmeyeceklerle. bir miktar yağa ve fakat zamanla milletlerarası istayisi ve depolama ile tasıma ııihdyet \itamin \e mineral madtiftıklerde bize ayrılan yeri bir ve dağıtma örgütünün iyi işlemedelere olan ihti>acuıı karşılamaı realıte olaıak benımsem.ş duruyişi dolayısıyla, halk bir tarafta yonünden. mey\e ve sebzelere ihmunda olduğumuzu idrâk ederek, Hakkın rahmetine kavuşmujfur. Cenazesi 21 Haziran 1965 açlık çekeıken bir tarafta hile'i tiyacı vardır. Bu yiyecek grupşartlan değişürmek için yapılacak yiyeceklerin pazara sürülmesine Pazartesı günü ikindi namazmdan sonra Şişli camtinden kallarından sadece birini kullanarak tek işin çahşmak olduğunu anlasebep olmuş, fırsatçılar kirli uveya birini çok miktarda kullandırılarak Zincirlikuyu Şehıtliğine defnedılecektir. yabi'.miştık. Plânlı kalkınma fıksul'.er ile ser\et yaparlarken halk mak suretiyle diğerlerinden fedarı bundan doğmuş ve Turk haikı Mevlâ rahmet eyleye. Cumhuriyet 7101 tabakalarının ıstırabı son hadd»ni kârlık etmek suretlyle yaşamak mevcut .şartlan değtsuımek için bulmuştur. Balık fiyatlaruıı yükve olumlu işler yapmak kabıl dejeni fedakâılıklara gırmeyi bunsek tutrnak ıçın avladık.arı balığı ğildir. Halbuki bes.enme gerçekdan dolayı göze alm;stır. tekrar denize dökenler i!e soya lerini bilmeven ve az çalışarak, Bugün de aç olduğumuzu, bİ7e yağım zeytınyağına karıştırıp samut!u bir ömür sürme eğilimi acı gelse de açıkça ifade etmek ve gösteren bir çok geri kalmı? mem tanlar, koü küitürü hahne gelmiş karnımızı doyurma çarelerıni sgazor. imalâtı ile apartıman dılekette insanların, et, süt ve yurastırmak ve bulmak durumunda kenler halkın ve idarî makamlamurta gibi üretimi güç ve pahalı Orta Doğu ve Kuzey Anado'tı bölgesinde traktor satısı yapbulunuyoruz. Kaldı ki açLk sarm bilgisızlık ve ılgisizliğinden yıyeceklere sırt çevirdiklerini ve makta olan firmamızın teknik teşkilâtını ve organizîsyonunu dece geri kalmış toplumları tehçok faydalanmışlardır. Domatesı onlara nazaran çok daha ucuz ve ıdare edecek teknik ve ziraî bilgisi kuvvetli 35 ilâ 45 yaşları dıt eden bir felâket olmaktan çıkşışırici bir nitelik taşıyan tahıl10 kuruşa elden çıkaran üretici mış ve en ileri toplumlar, hattâ arasında bir eleman aranıyor. İngilizce bilenler tercıh edilır. lar ile doyunma yolunu tuttukile bunu îstanbul ve Ankaranm tum olarak Dunya bu korkunç duş İsteklilerin hâl tercümelerivîe birer fotoğraflannı 30.61965 lannı görüyoruz. tüketici gruplarma ulaştıranlar manm pençesıne düşrauj buluntarihıne kadar P.K. 835 gondermtleri. arasına gırenler gerçek fiyatın nıaktadır. Tahıllar, şeker ve bulabi'.ırlerse 56 misli kâr sağlamaya muvaffak İlâncılık 73057055 bol miktarda yağ ile beslenmeye olmuşlar bu suretle keselermı çalışan insanlar, et, süt, yudoldururlarken varlık içinde darmurta ve bahk gibi yiyeceklerde lık yaratmışlardır. Gıda kontro ÜIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIU iz açlık denilince olayı çok bulunan ve «hayvaıısal protein» lu. doğum kontroluna nazaran çok yanlış şekılde aniayıp, kehdedığimiz üstün değeıli cevherdaha önemli olmasına rağmen Sağmenm ifade ettiği mânayı kilerden mahrum kalmakta ve çok lık Bakanlığı yetkilileri doğum fayetsiz olarak yorumlayor ve bun zaman meyve ve sebzeleri de ge kontrol kanununun takipcisi hadan dolayı da bazı şartlar altınE D.E.V.A. Sanayi ve Ticaret A Ş.. ANKARA, İZMİR; ZON E reği gıh^i kullanmamaktadırlar. line gelmişler \e fakat gıda konda Türk halkının aç olmadığını trol konusunu arka plâna itmiş E GULDAK; KAYSERİ ve diğer Anadolu bdlgelerınde tıbbi pro E iddia etmek gibi ruhaf ve hattâ eri kalmış toplumlara has olerdir. Yokluk ve bılgısırlik ils = paganda işlerinde çabsacak eleman aramaktadır. Taliplerın as E gülünç bir duruma düşüyoruz. Ian çok tahıl kullanma, bu T ilgisizlik el ele verınce Türkiye = kerhğini yapmıs: asga î lıse talısillı olmaları ve bütün gununu E Toplumlan sınuilandırmada mamemleketlerde yaşayan insanE teryalist ölçülere çok değer veren ları sağlığı bozuk, giiçsüz ve öm nın bugünkü tablosu ortaya çık = yalnız bu işe hasretmeleri şarttır. mıs ve Türkiyemiz bugunkü ha E 20 nci asır anlayışı, açlık deyimiMuracaatların el yazısı ıİ3 yazılmış hal tercümeai ve bir n rü kısa yaratıklar haline getirmiş ni de değişik bir anlama gore tabir taraftan çok et, süt ve yumur 11 ile 400 yıl önceki şaıt'.ara bile E resimle «DE.V.A. Sanayi ve Ticaret A Ş. P.K: 352 Beyoğlu E rıf etmekte ve bir ınsan karnı yitekrar ulaşamamıştır. ta kullanarak sağlıklı ve güclü E İSTANBUL» adresme «PROPAGANDİST» rümuzu ıle göndenl E yecekle şışirilmiş olmasına rağinsanlar topluluğu haline gelen mesi rica olunur Bütün müracaatlar gızli tutulacak ve kabul 3 YARIN: men bazı şartlar altında aç kaileri memleketler geri toplumlar E edilmiyenlerin evrakî iade edilecektir. E bul edilmektedir. Aslında karnımıuzerinde iktisadî ve kültürel bir PROTEİN AÇLIĞI zı ekmekle şişirmemiz doymamız hegemonya tesis etmek suretiyle öıiiiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııır:mânasına gelmez. însanın iyi bir onların kaynaklarıru da kendi çıRçklâmcılık 2407 7061) Acı Bir Kayıp Acı gerçekler G T HİDÂYET KIZILDEMİR P * \^k ELEMAN ARANIYOR Iki türlü açlık var B İ PROPAGANDİST ARANIYOR | G Almanya ve Avrupa'ya Lufthansa ile uçunuz Almanya ve Avrupa'nın hemen bütün şehirlerine en mükemmel servisi ve Kuzey Amerika'ya en çabuk aktarmaları size Istanbul'dan kalkan jetleri jla Lufthansa verebilir. En kısa pistlere kolayca inip kalkan Avrupa Jet Boeing 727 dünyanın en süratli orta mesafe jet uçağı olup sizleri gayet rahat ve emin bir yolculuktan sonra hedefinize götürecektjr. Uçakta bulacağınız konfor, mükemmel servis ve seçme yemekler Lufthansa'yı tanıyan her yolcunun neden her zaman bizle uçmak istediğini sizlere anlatacaktır. Bir uçak yolculuğuna karar verdiğiniz zaman IATA seyahat acentenizle temas ederek Lufthansa'mn AvrupaJet servisi ve dünyanın beş kıt'asına uçtuğu diğer yerler hakkında bilgi Isteyinlz. Lufthansa dünyanın her yerinde kendi evindedir. Lufthansa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle