25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE CÜMHDRIYET 1 Hazlra]196» BÖLGE BASINIMIZ VE SORUNLARI Doç. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL nkurova bölgesinin gazetelerinden biri olan, «Yeni Adana» ya 21 N'isan 1963 günü Ncw York'ta düzenlenen bir törende Amcrikan Gazete Sahipleri Birliğinin ilk «basın başarı ödülü» nün verilmesi, ilgimizi Türkiyede Bölge Basını konusuna çekmektedir. Türk basın tarihine dünya ölçüsünde şeref kazandıran bu başarı vesilesiyle bölge basınıımzın sonınlan üzerinde dunnayı gerekli sayıyoruz. Bölge basını dediğimiz vakit, yersel fikir ve el emeği ile hazırlanan, çevre ile ilgili haberlcre ve meselelere ön plânda yer vcren, belli bir çevrede dağıtılan ve okunan gazeteleri anlıyoruz. Böylece, bütün Türkiyede dağıtılıp okunan gazetelcrin yanı sıra (millî basın), en güzel örncklerini Ege ve Çukurova bölgelerimizde bulduğumuz «bölge basını» ortaya çıkmaktadır. Bu kısa açıklamadan anlaşılacağı gibi «bölge hasınm her zaman «taşra basını» ile eş anlamlı değildir. Istanbul dışında yayınlanan bir gazete «millî basın» içinde yer alabileceği gibi, tstanbul'da yayınlanan bazı gazeteleri de «bölge basını» arasında saymak yerinde olacaktır. Akşam gazeteleri, çoğunlukla, dar bir alanda dağıtılıp okundukları için «bölge basını» içine girmekte. günün koşulları. yakın yıllardaki bir örneğini, geçici de olşa, «Demokrat İzmir» gazetesinde gördiifcümüz bölge basınından «milli basın» a doğnı genişleme eğilimini sağlamaktadır. (Jzak bir gelecekte, «millî basın» a tek başına ve tartışmasız merkezlik yapan Istanbul'un vamnria veya yerinde yeni merkezlerin oluşması ihtimal dışı değildir. H S i ? n S!İyH!sS:sşg33§SİSS!»3S:a33^sL?:ş PEÇELİ ÖZGÜRLÜK leri zaman neden «Peçeli Politikanın» bir numaralı kahramam olmasın. Elbetteki, devletçiliğin her çeşidi koministlik, petrol, vergi adaleti, kaçakçıhk, yabancı şirketlerin sömürgeciliği, cami yerine okul demek koministlik olacaktir. Çıkarcınuı çıkarı evrenin de üstünde durur. Ama az ama çok olsun, beleşten gelsin de... Alın teri dökmeğe alışkın olmadığmdar. ötürü de Yirmiyedi Mayıs öncesinin özlemi, Nemrud'un kulağına giren sinek gibi durmadan uğultu yapacak, yurt gerçeklerini dile getirenlere kominist diyecek, cahili uyutacak, kendisl de beleşe çöreklenecektir. Sayın Nadir Nadi'nâı dediği CHP. nin vereceği savaşm pek iyi sonuç vereceği bunun için şüpheli. Hele O, gerçeklerden ayrılmayıp yalan söylemesine de alışkın olmadığından, yapılacak seçim sonucunun. bugünkünden pek değişik olacağını sanmıyorum. Vatandaş yol diyecek, köprü diyecek, içme suyu diyecek, hastane. doktor diyecek, Okulöğretmen diyecek... CHP. «PLÂN» dtye cevap verecek, ötekisi ise, vatandaş cami dedikçe O minaresi de olsun, yol, köprü dedikçe asfalt olsun beton olsun diyecek, okul dedikçe O öğretmeni îmamHatipten gelsin diyecektir. Büyük çoğunluğumuzun meydana getirdiği ve yıllık geliri beş altı yüz lirayı geçmiyen, ümitlerüıi gökteki bulutlara bağlamış bu fakir vatandaşımızın, bu okumamış yazmamış, bu asırlardır jandarmadan ga>Ti kimseyi yanına göndermediğimiz vatandaşımızın yerinde siz olsanız Sayın Nadir Nadi, bu seçimde böylesine konuşmaları dinledikten sonra o>unuzu bilmem ki hangisine verirdiniz?... A. ADİLOGLU Öğretmen saçtığı mikroplan nefretle protesto ederim. Osman OĞUZHAN İstanbul Yüksek Teknik Okulu Yağmur yağdı, böyle old Türk gençliği ve Türkİş, elbirliğiyle İstanbul sokaklsnı donattılar : € Petrollerimiz millileştirilmelidir...» diye. j A.P. organı gazete, bu afişler için: « Komünist afişleri...» diyor. Yani «Türk petrolleri Türklsrindir» dediniz mi Vnünist oluyorsunuz. Ama «Türk petroüeri yabancılarındır» deniz mi oluyorsunuz dörtbaşı mamıır bir milliyetçi... Bizim A.P yöneticilerine Tanrı akıl versin. Görüniı gbre. çok perdeli bir vodvilin son perdelerine yaklaşmış giyiı. ^5 ciddiyetten uzaklasıp o derekeye düştü ki. güldürünün xı ffittikçe artıyor. Vatandaşı Petrollerimiz millîleştirilmeli... dedi mf. j Tecrüben yok. imkânın yok... i Var! En çok Türk petroliinü Türkler çıkanyor. Teknisin yok, uzmanın yok... Var! Hem istersem yabancı uzman da getirinm Kanun deiHştiremeyiz. • Büyük Millet Meclisi isterse değiştirir. Yabanctların haklarını çasbedemeyiz. Gasbetmiyoruz: kanuu volundan gideceğiz. t Ayıp olur.. Yabancılara ilismiyelim. t Ama onlar bize yılda 175 milyon lira kazık afryoıır. Atmıyorlar. dünya afi^e fiyatlan böyle... Senin, dünya afişe fiyatlan dediğin ülkemizdekiyabancı şirketlerin bizzat ilân ettikleri kendi fiyatlan. Bunlaru dısında da fiyatlar var. hem yüzde 3î ııcuza.^ " Bağlanmısız bir kere ayrılamayız Hani lâzoğlu : Uy sen domizdan yana nıisun, benden yana mis»?.. diye sormuş. Bizim Bakaniar. Parti Baskanlan. Başbakan Yardımlan 7«bancı sirketlerle tam ağızbirliği balindeler. Meğer ne de >k avokatı varmış bu yabancı şirketlerin... Bu avukatlar: Yabancı sermaye olmazsa kalkmamayız, ille de yabancı sermaye... diyorlar. j Yani yabancı sermaye eelip bizi kalkmdıracak... Bakın Kongo nasıl kalkındı yabancı sermaye ile; enezueln .jsıl kalkındı; İran nasıl kalkmch!.. İngiliz sermayesiniı Hindisnasıl tanı ve Mısırı, Fransız sermayesinin de Ceza>iri kalkınddığı Vbi biz de kalkınacağız. Hey gidi akıl! Seni Diyojen'iıı feneriylp değil de bin mumluk elektrik ampulüyle arasak gene le buU1 mayız politika alanmda... Ve vodvil devam ediyor. Yabancı. başunıza dikilmiş Ben sana yardım edeceğim... diyor. r İstemem. eksik olsun böyle yardım! > Yok yok, edeceğim! < Yapma, etme! Yok ille de edeceğim. senin petrolünü ben bula(£un. Bırak yahu. ben bulurum. Hayır lıayır, ben bulacağım. i Çattık mı belâya... Kardeşim bak hem diyorsun kl. bu masrafli ist, ZOT iştir, öyleyse nene gerek senin Doğu illerinin dağlarınd» 32 arama rubsatı alıyorsun da bize 8 tane bırakıyorsun. Zataet ^tme. vallahi gücenirirn... : Adam inatçı: • Arkadaş,! diye diretiyor, senin paran yok, şcün yok hem bu iş masraflıdır, kâr getirmez, bu işi ben yaparn, Ve güldürü devam ediyor. Güldürünün son perdelerinde yeni öncüler de sahjye çıktılar. Üstlerinde fiyat etiketleri var bu tiplerin... Amaetiketteki fiyat, elbiselerinin değil: vicdanları ve beyinleriyle büln insanlıklarına yabancı sermayenin biçtiği fiyaftır. Haydi bakalım cümleye pazarola... Yağmur yağdı lyle oldu Ç Bize kalırsa bu dörtlü ayırmayı üçe indirmek, sonuncusu için Anadolu basını adlandırmasını bir yana bırakmak, daha yerinde olacaktır. Böylece: 1. Milli basın, 2. Bölge basını, 3. Yersel basın şeklindeki üçlü küme meydana gelecektir. Kurumun gcnel tutumu «yersel basın» içinde yer alan gazetelerden bir kısmınm «bülge basını» halini almasını kolaylaştırmak, bir kısmının da tasfiyesini sağlamak olduğu görülüyor. Bu gelişme sonunda, «tedrici ve yumuşak tedbirler» yönteminden sonra ele alınacak «radikal tedbirler» le Türk basını, millî basın ve bölçe basını olmak üzere ikili bir ayırmaya varabilecektir. TEK ÖRNEK İZMİR rapora göre, «Bölge basımnın halcn memleketimizde tek örneğini İznıjr gazeteleri vermektedir». Bursa ve Adana gazeteleri ise bölge gazetesi olmaya adaydırlar. İzmir gazetelerini bölge basını içinde öne peçiren başlıca sebep, «Aralık 1963 ayında Ankara' da yayımlanan dört gazetenin günlük fiilî satış ortalaması 40.611 iken, aynı ay içinde İzmir'de yayımlanan dört siyasi sabah gazetesinin günlük fiilî satış ortalaması» nın 53.290 olmasıdır. Aynı tarihte Bursa'nın üç ve Adana'nın dört gazetesinin günlük fiilî satış ortalamaları, sırasıyla 7.209 ve 6.740'tır. Öte yandan, yersel gazetclere ilişkin olarak alınan «tedricî ve yumuşak tedbirler'in ilk sonucu şöyle özetlencbilir: Kapanan veya birleşen gazeteler •• 21 Yeniden çıkan gazeteler • 6 • ' tki buçuk yılm tasfiye oranı •'• 15 Kurumun şube açtığı yedi ilde tasfiyenin geniş ölçüde gerkeçleşerek "• 34 oranına vardığı görülmektedir. <Bk. Adı geçen rapor, İstanbul 1964, s. 7577.) Kurumca girişilen «radikal tedbirler» den biri saydığımız bölge basını için dizçi makinesi şartı» bilindiği gibi, Danıştayın «tehiri icra kararı» üzerine halen işlemez durumdadır. Milli basının bölge basınını silip süpürmesi beklenemez. Dünyanın bütün ülkelerinde değişik oranlarla iki gazete türü birlikte yaşamaktadır. Türkiyedeki ulaştırma kolaylıkları ve bazı gazetelerin İstanbul dışındaki büyük şehirlerde de basılma olanakları bulması bölge basını için ciddi bir durum yaratmaktadır. Fakat bu durum, her iki taraf için de olumlu ve olumsuz olan yönleri bir arada getirmektedir. Koşullar, Türkiye ölçüsünde dağıtılan gazeteleri, mümkün olduğu kadar erken hazırlanmağa ve basılmağa zorlamakta, bu da en yeni haberleri verme bakımından bölge basını için bir açık kapı bırakmaktadır. Öte yandan, millî basındaki bulvar gazetesi olraa, magazinleşme eğilimine karşılık bölge basınmda fikir gazetesi olarak gelişme yolu açık durmaktadır. Bu durumda bölge basını için en gerekli olan tutum «bölge basını olmak» yolunu tutmaktır. Bunun için de yakın çevTenin haberlerine ve meselelerine geniş ölçüde yer vermek şarttır. Basın İlân Kurumu, ilân mekanizması yoluyla bölge basınını yüzölçümü, mündericat. kadro ve dizgi bakımlanndan etkilemektedir. Gerçekten gazete hüviyeti kazanmanm zorunlu kıldığı yatırımlara girişerek bölge basını, kendi çevresi bakımından gazetecilik görevleri yüklenebilir ve bir gelişme alanı buIabilirJ New York'taki törende «La Prensa» nın sahibinin elinden ödülün sembolü olan âltın madalyayı aldıktan sonra yaptığı konıışmada «hürriyet ve devrimcilik ülkülerine baçlı kalarak mücadeleye devam edeceğini» söyleyeıı Çetin Remzi Yüreğir Türk basımnın ortaklaşa ulküsüuü dile getirmiştir. ILKİ 1865 YÎLINDA ölge basını, basın tarihimizin yeni bir konusu ve meselesi olmaktan çok uzaktır. Bize kalırsa, Mithat Paşa'nın öncülüğü ile Rusçukta 1865 yılında yayınlanan TUNA gazetesi ile bölge basınımızın ilk temsilcisi ortaya çıkmış, bunn 1866 yılında Erzurum'un ENVÂRI ŞARKİYE' si, 1869 yılında «resmi vilâyet gazetesi» olarak DİYARBAKIR. KONYA... gazeteleri takip etmiştir. Türkçe • Bulgarca yayınlanan Tuna'dan sonra. adını andığımız gazetelerin «Ermeni harflcri ile Türkçe»,. «Rum harfleri ile Türkçe» sayfalar yayıniamış olması, bölge basınımızın ilgi çekici yanlarından biri olmuştur. Avram Galanti, bugün bize garip görünen bu durumu şöyle açıklamaktadır: «Arabi harfleri Kur'anın yazısı olduğundan Kur'anın gayri müslimlerin ellerinde bulunmasına cevaz verilmediği gibi, mukaddes addolunaıı bu yazının dabi gayri müslimler tarafından istimal c dilmesine cevaz verilmez idi». (Bk. Vatandaş: Türkçe Konuş!, îstanbul 1928, s. 33). B Basın sosyolojisinin konularından biri olarak 1960 yılından bu yana İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsünde üzerinde durulan Türkiye Bölge BaRinının, resmi bir nitelik taşıyan Basın İlân Kurumu 1963 Yılı Faaliyet Raporu içinde ele alınmış olması insana iyimserlik veren bir işarcttir. Kendi nnırlı imkânları içinde ffüııün koşullarına ayak nydurmağa çalışan. gelişmesi için maddi ve manevî desteğe «en ziyade muhtaç ve müstahak» olan bölge basınımızın Kurumca gözrtilmesi çok yerinde olacaktır. ' { «Yönetim Kuruhı M B Yılı Faaliyet Raporu» nda M Türkiye gazetelerinin etki alanı bakımından dört kümeue toplandığım görüyoruz. I. Bütün memlekete hilap eden gazeteler II. Bölge basını III. Bölge gazetesi olmıyan namzct gazeteler IV. İl ve ilçe gazeteleri (Mahalli gazeteler veya Anadolu Basını) ürk Demokrasisüıin geleceği bakımından, Sayın Baş yazar Nadir Nadi önümüzdeki seçime büyük Önem vermektedirler Soyut ve biçimsel demokrasinin başarısızlığına işaret edilerek «27 Mayıs devrim hareketlerinin su yüzüne çıkardığı halkçtlık akımlannı ezerek, 27 Mayıs öncesi peçeli demokrasiye geri dönmek istiyenler, devrim ve anayasa ilkelerini savunanlara karşı, her çareye baş VTirarak, kıyasıya bir hücuma geçmişlerdir» satırlarıyla da Demokrasimizin geçirmekte olduğu buhran ve tehlikeyi vuzuhla belirtmektedirler. Sayın Baş yazar Peceli Demokrasiye Paydos başlığını taşıyan baş makalelerinde yer alan, iktibas eîtiğimiz (şahsen hayati önem taşıdığma kani olduğum) cümleleri üzerinde durma rorunluğunu duyuyoruz. Yurt içinde çıkarcı, tutkularınm esiri ve yanıltılmış saf kitleleri de kapsayan organize bir hata kuvveti, emperyalist emelleriyle tahminlerin üstünde tesanüt ve vahdet haline gelmiş olduğunu görmek ve anlamak bir kehanet olmaktan çıkmıştır. Özgürlüğe yönelen ve toplum halkınmasına eğilenler, amansız taarnıza ve ithama uğramakla kalmamakta, beyin yıkama metotlanyla ruhen çökertilmeğe de çahşılmaktadır. Diyecek şudur ki: Kıymetli baş yazar Sayın Nadir Nadinin işaret ettiği kara bulutlar seçim ufuklarında degil âdeta üzerimizde nefesinimizi tıkamaktadır. Meşru kuvvet ve kuruluşlar, özel kurumlar dışında, katı faşizmin fiili baskısı sağlanmıştır dahi demek mümkündür. Nitekim aynı başmakaleden iktibas edilen (Anayasa haklarını, özgürliiğü savTjnanları kasdederek) çıkarcıların «Nor mâl tartışma yolundau bunları yenemeyeceklerini iyi bildikleri için, yan sömürge ülkelerinde geçerli olan korkutmaca metodlanna ba? vurarak, devlet makanizmasını bir kaba kuvvet haline getirmck cabasına kapılmışlardır» cümlelerinde de iddiamızı teyid edici hakikat dönemleri olsa gerek. İbrahim TOPRAK T ACİZ BİR İTHAM ayın llhan Selçuk'un 17 Mayıs 1965 günkü fıkrasında, Nurhayat Altan'dan özür diliyoruz! diye başladığı yazısında, bir Adalet Parti gazetesinin Sayın Çetin Altan'ın Annesinin fahişe olduğunu ve bir pasajmıda alarak «Evlidir. Bir çocuğu vardır. Hukuk mezunudur. Annesinin fahişe olduğu...» yazılmaktadır. Çetin Altan gibi kalemi ve üslubu kıymetli bir yazan asılsız ve mesnetsiz ithamlar altında koyup, mukaddes duygulannı istismar ederek, onu bu şekilde mağlüp etmeye çalışmak, mantık ölçüleri haricinde yoksun ve aciz bir davranıştır. Bu ithamlar bana fizikteki «Etkinin tepkiye eşitliği prensibini» hatırlatıyor. Sayın Çetin Altan'ın kalemi ne mağlup edilmiştir nede satılmıştir, her sağdu>u sahibinin inkâr edemiyeceği bir açıklıkla Vatan ve Millet gerçeklerine hizmet etmektedir. Türk genci olarak böyle asılsız ithamlan nefretle karşılıyorum ve esef ediyorum. Neıir TARAR öğrenci Esat YAVUZTÜRK (Memur) N. SENEK (Öğretmen) G. GELECEK (Öğrenci) Ali ABALI (İşçi) Ziy» GÜLEN (Mühendis) A. 4KAY (ev kadını) bu vazılardaki görüşe katılmaktadırlar. S Ozel Sektöı Mayıs 1965 te biten Sayın Prof. Üstünel'in Ozel Sektör mevzuundaki yazı sensi; son beş yıl içersinde bu konu ile ilgili konuşma ve makalelerin en özlü olanlarındandır. Dertler bellidir. Fakat bu güne kadar olumlu sonuca varanlar hakikatleri deşememekte, düşünce ve tavsiyeler sütunlarda yüzeyde kalmaktadır. Müteşebbis zarf içinde sunulan reçetelerden bıkmıştır. Her iki sektör arasındaki farklar ve hatalar ile bu hataları yaratan sebebler giderilmedikçe gelecek için nurlu ufuklardan bahsetmek tamamen bir hayâl olacaktır. Özel sektör, Resmi sektörde çalışanlan tembellik ve adamsendecilikle itham etmekte; Resmi sektörde çalışanlar ise özel sektörü vergi kaçakçıhğı başta olmak üzere çeşitli ağır suçlarla yüklemektedir. Bugün için pek az kimse yanntndan emindir . Bu ise huzursuzluğu yaratmakta, geniş yatmmlı iş sahaları meydana getirilememekte, kurulan şirketler aile şirketlerinin dışma çıkamamakta, enflâsyon devrinin hazırladığı bol kazançlar neticesinde yitirilen ticari ahlâk mihverine oturamadığından rekabet kalite bozulmasına sebeb olmakta, kısa vadeli menfaatler revaçta olduğundan bir meslek üzerinde ihtisaslaşma mümkün olamamaktadır. Bunların hepsi derttir ve tedaviye muhtaçtır. Halk arasında ve piyasada her zaman konuşulmakta, fakat neticede iyi olur inşallah diyerek Allaha havale edilmektedir. Vatandaş bu deyişinde mazur görülebilir. Çünki halk yönetici değildir. Kuvvetli ve üıislyatif sahibi, her alanda yetişırds bilgili idarecilerle çok kısa zamanda başarıya ulaşılabilir. Her zaman şuna inanırız kl Türk Milleti kadar mert ve biribirine bağlı topluluklar dünyada pek azdır. Millî dayanışmanın en güzel örneklerini tarih boyunca vermişizdir. Avrupada bazı memleketlerin imrenerek baktığımız «minimum dürüstlük standardı». kabiliyetli eller ve sistemli bir çalışma ile kısa bir zamanda bizde de tesis edilebilir. Sonuç şudur: özel sektörün istenilen seviyeye ulaşması için ticari ahlâkı kökleştirecek vergi reformunun sür'atle gerçekleştirilmesi. R«sml sektörün de dinamizmini arttırmak için bürokrasi' den uzaklaşması ilk plânda gerekmektedir. Sayın Prof. ÜSTÜNEL'in bundan daha sık çıkmasından ümid kesmediğimiz yanlan yanında, diğer kıymetlerimizin de yaalannı bekliyoruz. Fakat polemiğe sapmadan, hakikaüeri tahrif etmeden, tamamen objektif olarak sosyal adaletin gerçekleşmesi yolunda ilerlemeliyiz. Aksi halde tepemizde beliren kara bulutlann peşinden fırtınayı bekleyelim. S. M. Müh. Müteahhid H. Ynksel ÖZSEVEN Tehlikeli Gelişmeler ayın Ecvet Güresin'in «Tehlikeli Gelişmeler» adlı yazısmı dikkatle okuduk. «Türkiye bir sosyal çalkantmın huzursuıluğu içinde.. diyor, Ecvet Bey. Türkiyemizde bugün bir huzursuzluğun olduğu gerçektir. Bu huzursuzluk, Türk mületinin u>"anmaya başlamasıyla, menfaatlerini bu fakir milletin sırtmdan temin etmiye ahşmış olan ve çıkarlan uğnına bu memleketin bazı devletlere peşkeş çekilmesine göz yuman mutlu bir azmlığın ve onların şakşakcılığını yapan bir takım gazete ve yazarlaruı telüşından doğmuştur. Halkımam, yıllardanberi nasıl istismar edildiğini; bu rr.emleketi sömürge haline getirmek isteyenlerin kimler olduğunu, anlamaya başlaması elbetteki çift taraflı bir huzursuzluk meydana getirecektir. Uyutulmuşlar, uyanmanm huzursuzluğunu; uyutanlar ise onların uyanmasının kendileri için yarattığı huzursuzluğu duyuyorlar. Bahaettin BİLGİN Yüksek Öğretmen Okulu W İH! GERİYE DÖNÜLMEYECEK S SOSYALİZN VE EKONOMİ Türker ACAROĞLU SOSYALİZM (1965). Çağdaş Ingiliz filozofu Bertrand Russell'dan (doğumu 1872) Murat Belge'nin dihrnize çevirdigi «Sosyalizm» kitabı, De Yayınevince bastırıldı (96 s., 3 lira). Bilgi Dizisi'nin altmcısı olan kitap, yazarın «Freedom and organization, 1814 1914» adlı 500 sayfalık eserinde Sosyalizme ayrılraış olan ikinci bölümün çevirisidir. Ingiliz düşünürü Robert Owen ve Inçiliz sosyalizminin başlangıcını anlatarak konuya giren yazar, sendikaların başlangıcını da anlattıktan sonra, eytişimsel özdekçilik (diya'.ektik materyalizm) adiyle anılan >!arx ıle Engels'in tarihsel gelişme kuramım ıncelemektedir. Daha sonra, Marx'm artıkdeğer kuramını ana çizgileriyle belirtmekte, Marx'çılık politikasım tartı.şmaktadır. Son bölümde yazar diyor ki : «lliçbir peygamberin her hildirisi doğru çıkmaz. ama Marx birçok bakımdan haklı çıktı. Tfkelcilik büyük çapta rekabetin yerinı aldı: işçi sınıfı eittikçe sosyalistlesti; bir büyük De.vlet'te hükiimet komünizmi yerlestirmeye çalısıvor. Ancak, Marx'ın yanıldığı nnktalar da epeyce ve bunların birkaç tanefi çok önemli». Yazar, sosyalızm konusıına her türlü etkiden, önyargıdsn sıyrılmif bir gözle bakmaktadır. Kitap Russel'ın politik ınançlarını ortaya koyuşuvla da ayrıca önem kazanmak t adır. • TtRKÎYE'DE SOSYALlST HAREKF.TLERt VE SOSYALİ^T HtLMl C.964). niünir Süleyman Çapanoğlu'nun yazdığt bu kitabı, Pınar Yayınevi (Sosyal yayınlar) dizisinin ilk kitabı o:arak çkardı (96 ?., 3 lira». Yazar, bir çocukluk anısiyle başhyarak. 1908 devriminden sonraki ilk iktidar muhalefet iüşkileriyle solculuğun baş!angıcım bel:rterek. safha ?afha bize hazin bir hikâye anlatıvor (Fodakâranı Millet) Cemiyetinden sonra ilk Liberal Parti. ilk Demokrat Parti, ilk Sosyalist Parti, ilkinci Sosyalist Parti, Mütareke'de Sosyalist Parti'vi ırcelemekte, daha sonra Sosyalist Hilmi ıle Baha Tevfik üzerinde durmaktadır. 0 Bu son partinın program gırışı şöyleymiş : «Sosyalizm, eşitsizlik ve adaletsizliğe dayanan bnîünkü toplnmnn esas teşkilâtında temelden de|işiklikler yaparak toplnm hayatına tahammül edilir bir biçim vermektir.» Sosyalist Hilmi için de şunları yazıyor: «lştirakçi Hilmi bir rüzgâr gibi geldi, geçti. Belki hiçbir şey yapmadı, ya da çok kötü şeyler yaptı, fakat bu memlekette ilk olarak sosyalizm fikrini değilse bile, sözünü yaydı. Muhakkak ki o, bu kubbede sosyal dâvalar mevzuunda bir sada bırakan bir adamdır.» Yurtta sosyalist hareketlerin başlangıcını öğrenmek istiyenlere yararlı bir eser bu. • AZ GELİŞMİŞ CLKELER VE İKTİSADÎ KALKINMA (1965). tngiliz iktisatçısı Maurice H. Dobb'dan (doğumu 1900) Mehmet Selik'in dilimize çevirdiği bu kiîap. Sosyal Adalet yayınlanmn ikincisi olarak basıldı (64 s.. 3 lira). Iktisadi kalkmmanın bazı temel sorunları, sade, teknik olmıyan bir dille gözden geçirilmeye çalışılmış. Ele alınan konular, bugün riünyanın en önemli sorunlarından sayılmaktadır. Bunlar, eskiden sömürge ve yan sömürge olan ülkelerin bağımsız bir iktisadi kalkınma hareketine girişebilme yeteneği, bunu başarıyla yüriitme yollan ile ilgilidir. 4. ve 5. bölümlerde inceler.en sorunlann benzerleri, sosyalist ülkelerin iktisat politikalan için de canahcı bir önem taşıyor. Bu geniş konuyu kısaca anlatmak için işin birkaç yönünü ele alıp incelemek zorunlu olrr.uş. • DÜNYA EKONOMİ TARÎHt (1965). Gerhard Köhnen'in başlangıcından bueüne iktisr.t tarihini anlatan bu eserini Dr. Tunay Akoğlu Bern'de dilimize çevirmiş. Varlık Yaymevir.in (Faydalı Kitaplar) dizisinde basılan kitap, vepyeni bir biçimde yazı'.mış. kısa, fakat olgun bir eserdir. Dünyanın uygarhğa yavaş yavaş nasü açıîdığını, teknik ilerlemelerin ne gibi kolaylıklar ve venilikler getirdiğini güzelce anlatıvor (278 s., 5 lira). ayın Nadir Nadi'nin (PEÇELİ ÖZGÜRLÜĞE PAYDOS) başlıklı baş yazısındaki ban fikirlere değinmek istiyorum. Yazıdaki «Türk demokrasisinin geleceği bakımından önümüzdeki seçimler kesin bir rol oynayacağs benzer. Bu seçimler ssnunda yurdumuz ya bütün gerçeklerin rahatça tartışıldığı özgürlük ortamına ka\uşacak ya da katı bir faşizmin baskısı altına girecektir.. İkisi arası orta bir yol görünmüyor.» yargısı zannımca münakaşa götürür. Ayrıca «Önümüzdeki aylar boyıınca C.H.P. bu karanlık tutunıa karşı açıkça cephe almalı. Anayasa ilkeleri ışığı altında... özgürlüğü savunmalıdır» kanısma varılıyor. Geriye döneceğimiz yani yazarın deyimiyle «Katı bir faşizmin baskısı altına gireceğimiz» korkusuna kapümak Türk halkını anlamamak tanımamak onun gerçek varhğını düşünmemek olur. Bu fikirler Atatürk devrimlerinin bu ülkede gerçek anlamıyle yerleşmediği endişesinden esinlenmiş olmalıdır. Bu gün Türkiye'nin bir Atatürk Türkiyesi olduğu Atatürk ilkelerinden başka ilkeleri kabul edemeyeceği içte ve dışta tartışma götürmez bir nitelik kazanmışttr. Bu yüzden önümüzdeki seçimleri geleceğimiz bakımından bir mihenk taşı olarak kabullenmek ya tam özgürlük düzenine ulaşacağımızı ya da katı bir faşizm baskısı altına gireceğimizi düşünmek doğnı olmaz. Toplumumuz her geçen gün geçmişin acı tecrübelerinden yararlanarak (Tüm gerçeklerin kolaylıkla tartışıldığı özgürlük ortamına) daha çok yaklaşmaktadır. Son yirmi yıllık demokratik gelişmemize bakılarak bu sonuca varmak bir kehanet sayılamaz. S 18 Kalem Muhtelif Gins Elektik Malzemesi Satın Alınacaktır TOPRAK MAHSULLERİ OIİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDÎN Ofisimiz ihtıyacı içm 18 kalem muhtelil cins elektfc malzemeçi satın alınacaktır. 15 Haziran 1965 Salı günü saat 16.00 da açılacak tekliîr 14 Haziran 1965 Pazartesi günü saat 18.00'e kadar Genel Müdrlük Muhaberat Müdürlügüne tevdi edilecek veya mezkur günre saatte bulunacak şekilde postalanmış olacaktır. tstekliler şartnanıesini Ankara'da Malzeme Mıidöüğünden (Ulus İş Hanı A Blokunda 7. katta), tstanbul'da GalatJBahtiyar Handaki Bölge Müdürlüğünden temin edilebilir. Ofıs. 2490 sayılı Kanuna tâbi olmadıgından ihaleyi hmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya dilediğine yapm:ta serbesttir. (Basm: 8731 A 51) 6138 Basındaki Tartışma Mayıs 1965 tarihîi gazetenizde, Sayın İlhan Selçuk, kalpleri sızlatan bir iftiraya cevap veriyordu. İ. Selçuğun duyduğu infiale ben de katüıyorum. Kendi şahsiyet ve gururunu, yurdunun şahsiyeti ve gururunda arayan bir yazarın, aydınm, yurtdaşm nelere göğüs germesi, kimlerle mücadele etmesi gün geçtikçe belirli bir hâl almaktaaır. Gittikçe yozlaşan bir basın gurubunun, kirli kalemlerinden çıkan mikroplar. akşam vakitleri birer pis paçavra gibi duvarlara asılmakta, üstü başı yokluktan küçücük yavrulara sattırılmağa çahşılmaktadır. Fikirlerden yoksun, gerçekten tızak, iftira, yalan ve aşağılık metotlan prensip edinen, ağanın köpekleri salyalarını en iğrenç bir şekilde, gerçek yurtseverin kalbin den bir parça olan Altın kalem sahibi Sayın Çetin Altan'a çevirmekle yetinmeyip, onun saygıdeğer annesine de dil uzatmak adiliğinl göstermişlerdlr. Tarihin karanlık sayfalanna gömülmeye mahkum bu çombeler, uşaklık etmekten utanmamakta, haİKi da uşağın, uşağı seviyesüıe düşürmeğe çalışmaktadırlar. Bu gibilerir menfaatı ve mevcudiyetleri ancak bu seviyesizliğin devaraındadır. Buna karşı çıkanlara, yurdunun şerefini, kendi şerefi kabul eden insanlara görülen reva bu mu olmalıdır? Böyle adiliklere göz yummak feci bir sona yaklaştınr. AUs şerefl İle oyrjamanın bu kadar kolay olduğu bir toplum tasavrur edemiyorum. îsyan ediyorum. Yazıklar olsun bizlere, nfhayet yurdumuzu bir yandan bu İftira 1 çamurunun içine sokarken öte ' yandan her türlü naraussuzluklan kanıksayacak dunıma gelmlş bulunuyoru». Ker.di «ile şerefin) dUsuneml W Topraksu Giresun Ekip Başmühendisliğiıden 1 Aşağıda tafsilâtı yazılı işler 2490 sayılı kanuna ıgun olarak kapalı zarf usulü ile ayn ayrı ihale edilecekr. Grup No: İşin mahiyeti Kesif bedeli: TL. Geçici Teminatı: Ihal Tari: İhale Saati: I Giresun Şebinkarahisar Hacıömer köyü 3ulama tesisi 78.534. TL. II Giresun Merkez Bulancak Keşap Uçe köyleri (Yukarıalanlı, Talipli, Maden ve Fındıkh) Top. Mu hafaza (kireçieme) proj. 129.793. TL. III Giresun Merkez Espiye Görele Eynesil Jçe köyleri (UZRUT, t 5.176.70 17.fl6â j 15un Mehmet SEYYAR İstanbul İk. ve Tic. İlimler Akademisi öğrencisi ORTAMlN DEĞİŞMESİ :::: İ:İ: :İ|| İ:j| •• •: ••:: 1 j 1 16.UO i 7.739.65 17.65 i A ayın Nadir Nadi'nin Ozgür^ lüğüne paydos dediği peçeli " politikacılığm bugünkü ortamı değişmedikçe düşüncelerinin gerçekleşeceğl güç geliyor bana. t t 1 İİ:: ::İİ •• •• Îİİİ ;!!; {:{: jjj: jjji !::: \\\\ ;::: ::j" ! TESEKKIİR İ ; " : ; ! Türkiye Kızı'ay Derneğinden Dört milyon doz Sabın tipi ve bir milyon doz Koprowskl tipi üçlü ağızdan ATTENUE POLİO AŞISI satın alınacaktır. Şartnameleri, Ankara'da Genel Müdürlükten, îstanbulda Kızılay tstanbul Müdürlüğünden temin edilebilir. Teklifler en geç 15/6/1965 günü saat 16.00 ya kadar Kızılay Genel Müdürlüğüne verilmiş olacaktır. CHırnhuriy»t 8141 On beş senedir çektiğim basur • hastahğımı, birkaç dakikada • lğne ile tedavl ediveren Konya'da ! »HUUMUUBHi bu büyük lutfundan dolayı mîn nettarlığırrc ve teçekkürlerimi •rzederim Zekcriya özpolat Cumtauri>*t Jinekoloğ Operatör • Dr. SABRİ Mutluçağ'a t Bir seçim mitinginde bulunmuştum. Olay az nüfuzlu bir kasabamızda geçiyordu. Hem aradan dan a bir yıl geçmedi. CHP. li konuşucu kürsüden bir siirü gerçekleri sayıp döküyordu. Bütçe yetersizliğinden, yabancı borçlardan, toprak reîormundan, eğitim sortinlanmızdan söz ediyordu. Oysa, ötekilerin adamlan dinleyiciler arasında dolaşıyor, «Bakın *y> kulak verin; sözlerinin içinde bir defa olsun Allah, Peyçamber, namaz, hac, zekât var mı?.. Çıkmaz bunlann ağızlanndan böyle kelâm». diye bulanık suda balık avlıyordu. Biri bugünün acı gerçeklerinl bütün çıplakhğıyle ortaya sererken, ötekl ahıretin sorumluluklan ile, kafalara becerebildiği kadar çelme takıyor. 27 Mayıs devrimini yapanlann, bu yolda canım verenlerin anıları için Parlamentoda ayaga kalkmamak için di renen mllletvekill, böylesin.; geri kücUk toplujBlftruı ^ ^ t Arkadaşımız Selçuk Aybatarın kızı oldu Hacıköy. Çavuşlu, Gümüşçay) Top. Muhafaza (kiraçleme) proj. 139.599 TL. ' 8.229.95 18.65S 15 or; • Esin Aybatar ile Gazetemiz foto muhabiri Selçuk Aybatar'ın tstanbul Hastanesinde bir kızlan dünyaya gelmiştir. Fatma Atan ismi verilen yavruya uzun 6mürler dileriz. Oğlumuı m «krabalarımır» büyük bfr mutlulukla tnüjdelerlz. Hannover Sljrid Ssyar 20 Mayı» İMS Dr. Müh. dojumunu kıymetli dott do MALtK DEMtR'la I 2 İhale Giresun TOPRAKSU Basmühendisliği binında yapılacakür. 3 Proje şartname ve ekleri mesai saatlerinde Basühendisliğimizde eörülebilir. * Taliplerin ihale tarihinden üç gün evvel A vC grupu müteahhitlik kamesi veya bir defada asgari projerin ke şif bedeli tutanndakl bu kabil işleri yaptıklarınalair belgeleriyle birlikte müracaat ederek ihaleye giriş ilgelerirti almalan çarttır. 5 Ticaret Odası 1965 yıb belgesi ile geçici teminat yatırüdığına dair makbuzun teklif mektubu ile birliktehale a »tinden bir saat evvel makbuz rnııkabilinde tha Komis yonu Başkanhğma verilmesi lâzımdır. 8 Taliplerîn diledikleri grupa sit teklif mektuplannayn ay n vermeleri gerekir. Postada vaki gecikmeleve telie müracaatlar kabul edilmez. (Basra: 884 814» rtoek bir ımutaus. CumkoriiM tlA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle