Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VAHİFE İKt CUIVIHURIYE'I 29 Mayıs 1965 29 MAYIS 1453 Samih Nafiz TANSU * stanbulun Türkler tarafından alınması, yalııız Osmanlı tarihinde degil, dünya tarihiııde bir deur açmış, bir devir kapamıştır. O tarihte Bizansın üç kat surlariyle çevrilmiş olan bu şehir, adîm başında heybetli kuleleri, azamctli kaleleıiylc. derin hendekleriyle fethedilmez bcldelcrin başında sayılmış, atlaüığı 29 ku>atmaya rağmen yine ayak üzerinde dipdiri kalmıştı. Kutsal kitapİaı ondan bahsetnıiş. şöhretli peygamberler hep ondan söz açmıştı. Müslümanların önderi Hazreti Muhanımed bile, «Onu alacak ordu ne rautludur, omı zaptcdecek enıir ne bahtiyardır» riemek vırrtivlc de Istanbulıın zaptına başlıba^ına bir dcğ?r vermişti. Osmanlı hükümdaMarınm yedincisi, henüz 21 yaşında Padişah oldıığu zaman. Bizans elçilerine: Varın Imparatorunuza haber iletin. benim düsündüklerimi atalarım hayallerinden geçirmemişlcrdi, benim hayallerimin ise ucu bucağı yoktur. Kıralımz boşuna çaba göstermesin, Bizaıısı ben alacağım! F.lçiler Kayser Konstantin'e bu cesur Padişahtan bahsetmişler, onun huzurunda duydukları korkuyu anlatmışlardı. \aktiyle, Yıldırım Bejazıdın Anarioluhisarında Boğazkesen adıyla inşa ettirdiği kalelerin karşısında tam 4 ayda sürlar, kulelcr, mazgalariyle (Yenihisar) yiikseliyor, geceli gündüzlü ve hummalı bir çalışmanın eseri olan bisar, Boğazın mavi suları üstünde gölgeler bırakıyordu. Rumların zaman zaman baskınları kanlı izlerle defediliyor, hiç kimse Türkün amacına, gücüne akıl erdiremiyordu. İkinci Sultan Mehmedin Ni' sanın 6 sından başlıyarak 39 Mayıs sabahına kadar komuta ettiği 54 giinlük sâvaş, Ortaçağm aşılmaz duvarlarını yere indiriyor, geçilmez dediği bendeklerini molozlarla doldurup yerle bir ediyordu. Rumeli tarafındaki 14 kapı çeşitli Hıristivan milletler tarafından savunuluyordu. Galatarı kendUerine bir dayanak yapan müttefik Cenevizliler, karadan ve denizden ölüm saçan Türk topları önünde yer sarsıntısına uğrıyan şehirler halkı gibi çöküp gidiyordu. Kuşatmanın ortasında Venedikten gelen ve yardımı sağlıyan 14 parça büyük yelkenli güçlükle Haliçe girmiş, açlıktan olme haline gelen Bizanslılara fayda temin edebilmişti. istanbul sokakları VE GETiRDiGi AKIMLAR tstanbul sokaklarını se\erım. llcr bırı basUa bır biçimdir, her birının a\rı bir giı/elligı. a\rı bir tadı vardır. Astaltlısı \ardır. arnavut kaldırımlısı vardır. taslısı UızluMi, genis'i dar'ı. \okuslu»u mislısı, ve merdıvenlısı vardır. lcundan bır sokasjın Marmaranın ma\isinı \akalarsımz bazan.. Kösesinden bir sokağın. bazan Boğazın dalgalarıııı. Bazan birindekı çardaklı kah\ede diııleııırsiniz. Bazan birindeki kurumus sebil'in sabırla beklediğıııı görürsünüz. Bazısının ortasında lâ|ım akar, bazısında çocuklar oynar. Bazısıııda otomobılden »ecilmez. bj/ısında çöplükten .. Bazısının kıyısında sefalet dizilir. bazısında zenginlik... Bazısının orta yerinde mezarlık \ardır. ölüler adına dikilmiş taşlar keser \olunuzu Bazısının kiMsında sardunyalar kızarır. Bazısında ahsap evler sıralanır lutusmasa hazır. Bazısında betonarme çirkinlikler yıkılmağa müstahak. Bızan bir gecede bir sokak katıhr tstanbuU eecekoııdulu Bazan bır gecede yıkılır .. Isimlerı de bir tuhattır Istanbul sokaklarının Halâskârgazi Caddesi de \ardır: Hırkai Serıf Caddesı de . Lamartin Caddesi Şair Niçâr Sokağına uzanır. Mebusan Caddesi Arpasuyu Sokağına iner. ve Klod Farer Caddesinden Süleymaıî .Vazif Caddesine kadar yürünür. Sırasehılerden Zındankapr>a Muvakkithane Caddesinden Zülâli Çesme'ye ve Misakı Milli Sokağından Hızır Külhani'ye kadar beğenebilirsiniz beğendiğinizi Çok insan \e çok zaman görmüs tstanbul sokakları... Bizans Imparatorlarından Osmanlı Padisahlarının saltanat arabalarına kadar nicesini tanımıs Mütarekede düsman cizmeleri çignemis bu sehrın sokaklarını Anadolu ihtilâlinin askeri geldiginde sevincinden açlamıs tstaııbul sokakları .. Nice bayram, nioe cenaze, nice senlık. nice matem. bn sokaklardan gelmis «itmıs, akm.s çeçmis Barları, mevhanelerı, kulüpleri. kahveleri, iji ve kötü evleri kedılerı ı e köpeklerivle >asar durur Istanbul sokakları. Bazısında Istanbul sokaklarının aksam vakti elavak çekilir bazısında sahaha kadar yaşanır Bazısıııda Ezan sesi duyulur. bazısında kilise çanı Bazısında sortlu kadııı dolasır, bazısında çarşaflı " Bazısı ividir, bazısı kötü Bazısı cirkindir, bazısı güzel... Bazıs, Bazısı Bazısı Bazısı Bazısı Istanbul sokağı olduçunu bilir. bazısı hilme* Türkiyede olduğunu bilir. bazısı bilmez Tiirkiye benim vatanım der. bazısı demez haddini bilir, bazısı bilmez... hevecanlıdır, bazısı sakin... I tCRA VIAS KANUNU VE YEMİUK1ER Borçlunun yükümü Türk ordusu. nıecburi askerliğııı. ustün savaş araçlarınııı. mükemmel bir komutamn bedelini clbct de en ivi bir şekilde elde edecekti. Devlet erkânından bazılaruıın zaman zaman ümitsiz sözleri, genç Padişahı asla yıldırmıyor. bilâkis hocası \erinde sajdığı Mevlâna Akşemsettin'in şehrin alınacağına ait rüyası, onun hayallerini şahlandırıyordu. Bu rüyada Hazreti Mubammedin bay raktarı EbaEyyubi Ensari görünmüş: Var Sultanına selâm söyle, İstanbulu o alacaktır, diye haber vermişti. Hâlâ bütün dünyanın hayranlıkla hatırladığı bu buluş, Padişahı karadan çektirdiği 30 parva gemi ile meşhur etmiş. donanmayı Tophanedeıı Kasımpaşaya indirmişti. Bu manzara da ertesi sabah Rumları çılcına döndürmüştü. Nihayet da\ullar. zurnalarla 29 Mayıs sabahının erken saatlerinde srhre ııınumi bir hücum yapılacağı haberi, a>.keri. bcklcdiği se\ince kavuşturmuştu. Surların üstünde elinde bayrağı görünen Llubadlı llasaıı, etrafındaki savaşantarla bir duvar çökmesi üzerine toz \e dumaıı içinde parlayıp söııüyor, fakat Türkün ağır topları. surları çökertiyor, mazgallan yıkıyor. kaleleri harabcye döndürüyordu. Topkapı açılmış yoldaşlar! . diyc bağıraıı yeniçerilerin müjdelediği sevinçli haber, bütün orduya yayılıyordu. 29 Mayıs salı günü Türk ordııları ardı arkası kesilmiyen bir sel gibi şehre giri>or, sokak muharebelerine koyuluyordu. Geriyc çekilen düşman. kadınlı, çocuklu bir kalabalık. ihtiyar, genç kitleler halinde Divanyolundan Ayasofyaya sığınıyor, kaderinin acı sonuçlarına boyun eğmeye hazırlamyordu. 1 Haziran euma günü beyaz atının üstünde teslim olmuş şehre giren Padişah. henüz 23 yaşında bıyıkları terlemiş bir delikanlı olarak İstanbulun caddelerinden geçerek Ayasofya önüne geliyor. cuma namazının başladığını duyuran ezan sesleriyle kiliseye girerek, resim lerin. heykellerin karşısında yalnız Tanrısını düşünerek, ona yönelerek ibadetini kahraman gaziIerinin arasında yerine getiriyordu. Oaha sonra bu tasvirlerin. bu mozaiklerin örtülmesini istiyen hocalara dönerek: Niçin, diyordu. hepimizin Allahı bir değil mi? Burası bir mâbeddir, resimler, heykeller varsın dursun, biz onları Tanrı saymıyacak kadar akıllı bir milletiz. Sosyal ortam Suphi KARAMAN Tabii Senatör a. ıs 196ü thtılâli ile. si\ası ve hukukı barajlar aşılmış, hedefler fıılen ele geçırılmistir. M B.K. îdaresı dcvrinde bu hedefler üzenndekı tiokular işlenmıs 1361 Anayasası hükümleri içerı<ınde teminatı >ağlanmışttr. Bugun Anayasa ile ?tyasi ve hukukı kurulus ve haklar bııvük ölçucie «ağlanmıs durumdadır. 1961 Anayasası, sosyal \e ekonomik sorunlar bakımından, l%0 1961 toplum isteklerinin se^ıiesini askındır; 27 Mayıs bu noktalarda devrim karakterini tasır. Devrimlerin baslıca niteliği, toplum sorunları düzeyinin altına inip gerçek nedenleri bulmak ve toplumun geleceğini etkilivecek hükümleri vazetmektir. Kemalist devrim bunun en iyi örneğidir. Kemalist devrim, 1923 Türk toplum sorunları düzeyinin altına inerek. mılletçe geri kalmamızın, II. Mahmut'tan beri yapılan çabalara rağmen ilerliyemeyisimizin, nedenlerinı bulmuş ve toplumun geleceğini etkıhyecek hukumlen tesis etmistir. Kemalist devrimın ilkeleri, 1923 te toplumun şuurunbir doktor düsmektedir. En hujuk uç şehırdekı nufusun ' "3U u tek odalı evlerde ya^amaktadır. Gecekondularda yaş.\an ınsan =ayı«ı 1 2 milyondur. kıya^landığı vakıt park görulen bu ilerleme>e rağmen, son 40 yılda yapılan ıler, Türkıye'nın sanayı devrimını başarmasına ve yuksek tafarruf «eviveli dinamik bir ekonomı yapı<;ı kazanma=;na ıetmpmı«tır. Milli gelır ve adam başına gelir 1938 yılı 100 kabul edıldığınden şöyledır: Milli gelir Adam başına gelir 1927 53 65 1!CS 100 1D0 1950 121 1»! 1961 226 125 1962 yılında Türkiyede çalışan rıufusun sana>i, larım ve hızmetler sektorlerine dağılımı, toplumun ekonomik kalkınmada ve uygarlık sevıyesinde hangi noktada bulunduğunu açıkça göstermektedir. Geri kalmış toplumlarda nüfusun büyük çoğunluğu, hattâ °o 80 oranında, ta rımda çalışmaktadır. Toplumda eko nomik kalkınma hızlandıkça, nüfus tarım alanından başlangıçta, ço bir ayda ancak mümkün olabildi. M.B.K. Idaresinin toplumu etkileyen ve hemen görülen özellikleri sunlar o!mu=lur: Q İlıtilâlin yapılışındaki sürat ' e başarı. kan dökulıneyişi, UJ Ihtılâlin hemen ilme ve hu;uka başvurması, Eİ Askerî idare\e rağmen örfi idare yasaklarına derhal son verilroesi, £ j Hürriyetlerin serbest bırakıl•nası. ^J Kapanmış gazetelerin. mevkuf gazetecilerm serbest bırakılması. " htılâlı tâkip eden birkaç ay içersinde, gerek bazı M.B.K. üye lerınin demeçlerınde, gerekse Cumhuriyet gazetesinin bütün M B. K. üyeleriyle ayrı ayrı yaptığı roportajlann yayınlanması sonucunda bazı ileri fıkirler ortaya dökülmeye başladı. Toplum olarak kalkınmamızın çareleri arasında toprak reformunun yapılması, şehlık ve ağalık kurumlarınm bertaraf edilmesi. sanayi devriminin ger çekleştirilmesi yolunun arastırılma sı. köy enstitüleri, köy kalkınması, eğitim seferberliği, tıbbın sosyalizasyonu, sendika ve işçi hakları gi bi itici ve ilerici fkirler söylendi. Yöneticilerden gelen bu akımların, toplumu etkılememesi, esasen bu isteklerın bilincine ermiş bir kısım toplumcu aydınları, yazarlan hare kete getirmemesi mümkün değildi. Toplum, yeni ve olumlu bir yöneliş içersine girmişti. I •«•• •••• •••• •••• •«•• •••• •••« •••• •••• ««•• *«•• •#•• •••• •••> •>•• •••• R t , l . ^ " " " sokakların dili çözülmüstü. Bır tstanbul sokaçı diyordu ki : «««»»u. Petrol millîlestirilecektir. Bir baskasının duvarları konusuyor : Türkiye bir Vietnam olmıvacaktır divordu. Bır baska sokak buna kösebasmdan cevap verip : Turkive Dominik olmıyacaktır diyordu Bır sokatın kaldırımı : Kahrolsun empervalizm diye bağırıv.rdn. Bir başka sokak : Türkiyeyi sömüren yabancı sirketler kahrolsun dive havkırıyordu. 3000 afis, 3000 sokagın ortasına terilmis, bir agızdan ve bir TÜrekteıı konusuyordu. Bin yılların ihtiyar tstaııbulu. genç gihi, gtnçlik fibi konusuyordu. Ne sevdim tstanbul sokaklarını 27 Mayıs sabahı . tstanbul. Anadnlunun tstanbulu olduçunu ancak bazı fünler anlar Biz, İstanbulun Anadolunun tstanbulu olması gerektigini ancak bazı günler düşünürüz. 1965'in 27 Mayıs'ı iste o günlerden biriydi .. Ve tstanbul sokaklarının dili çözülmüştü. tstanbul sokaklarında milli şuur dile gelmisti. öylesine pırıl pırıl koııusuvordu ki sokaklar, yanında yabancı sirketlerin neon ışıkları sönük kalmıştı. Bugün 29 Mayıs, lstanbul'un Fetih Yıldönümüdür. Ve bugün duvardaki afisler ve yerlerdeki yazılar 27 Mayıs gençliğinin 29 Mayısa sunduğu bir dilek olmuştur... 512 Mİ sonra daha anlamını kavbetmemiş bir dilek. V t s a b h ^J. J7 y ''^ y Bu çok zaman görmüs Istanbul sokakları, bu her çesitten tstan b SÜ k i e ö r d ü I " ' *e« dah» • • ' •••• •••• •••• Kemalettin TUNCEL sayılı tcra lflâs Kanununun bazı maddelerinde degişiklik yapılmasıııa >e bu kanuna bazı madde ve fıkralar eklenmesine mütedair 538 numaralı kanunun getireceği yenilikleri, bunların tatbikattaki neticelerinin ne olacağını ve en mühimi piyasanın merakla beklediği bn kanunun bir ferahlık getirip getirmiyecegini aşağıda inceliyeeegiz. Avukat la hfkledisi hususa ait (madde 44) mühım hükümler ihtiva etmektcdir. Bu maddeye göre: a) Ticareti terk eden 15 gün içinde aktifiııf, pasiiini alacaklılarının kayıtlı bulundugu siciline bildirecek (ilân masrafını vermezse beyanda bulunmamış sayılır.) b) İlân tarihinden itibaren 1 sene içinde iflâs takibi yapılabilir. c) Borçlu nıal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay içinde haczi kabil malları üzerinde tasarrnf edemez. d) Tapuya durum bildirilir ve iki ay temlilii tasarrufların tahdidi serhi verilir. Bu madde mu\ acehesinde artık uluorta bir tacir piyasadan aldıgı malları iki gün içinde ba.şkasma devretmek suretiyle ticari şerefsizliğini ortaya koymak imkânını bulamıyacaktır. Şayet bu maddeye rağmen, borçlu bu şekli muameleyi yapmazsa buııun müeyyidesi nedir? Cevabını da 333. ci maddenin sonuna eklenen fıkra vermektedir. Şöyle ki: 44. cü maddeye göre aktif ve pasifini usulüne uygun sekildc sicilli ticarete bildirmeden ticareti terkeden borçlu 3 aydan 1 seneye kadar hafif hapis cezasına çarptırılacaktır. tcra\a vaki taahhüdünü ihlâl eden borçlu hakkında da 5 günden 1 aya kadar hapis cezası verilecektir. (Madde: 340). Gine piyasanın alâkadar olacağı \e piyasaya oldukça ferahlık verecek 278. ci madde ihdas edilmiştir. Bu maddeye göre: a) Hacizden, b) Haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden, c) iflâsın açılmasından geriye dogru 2 senelik yapılan bütün bagışlamalar ve ivazsız lasarruflar batıldır. Tediye kabiliyetini tamamen veya kısmen kaybeden ve iflâsını isteycn borçlu iyiniyetli bir sahıstan veya basiretli bir Ucirden beklenilmiyecek tasarruflarla mevcudunu eksilttigi ve üçüncü sahsın da bu muamele ve durumun mahiyetini bildiği takdirde yapılan tasarruflar batıldır. (Madde: 280) Bu durumu bilen bir şahıs bu tacirden gerck malını, gerekse iş yerini devir veya satın alırsa borçlunun alacaklılarını ızrar kasdiyle bu isi yaptığını, bildiği farzolunur. Dolayısiyle muamele batıldır. Bu şahısların hüsnüniyet iddialarında bulunabilmeleri için: a) Alacaklıva devir, satış veya terk tarihinden en az 3 ay evvel keyfiyet bildirilecek. Veya, b) Ticari işletme yerinde görülebileeek levhalarla asılacak veva, c) Ticaret sicili gazetesiyle ilân edilecek veya, d) Bütün alacaklıları haberdar edecek münasip vasıtalarla ilân edilecek. ADİ VE HASILAT KİRALARLNA AİT HüKÜMLERE GELİNCE: Borçlu ödeme emrine 7 gün içinde itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Alacaklı 6 ay içinde itirazı kaldırmak mecburi\ctindedir. (Madde: 269). Mukaveledeki imzanın kiracıya aidiyeti sabit olursa 50 liradan 5000 liraya kadar para cezasına da çarptırılır (Madde: 269 b). Tahlivesi istenen yerde kiracıdan başka bir sahıs bulunur ve isgalde haklı olduşuna dair bir vesika getirmezse derhal tahliye oluııur. Bu \esikamn takdirinde muhakkak ki. ihtilâüar doğacaktır. Takdir olan yerde iş muhakkak süriıncemede kalmaktadır. Zira takdir olan yerde muhakkak ki bir taraf mutazarrır olacaktır. (Madde: 276 a). Bu maddenin b fıkrası ise, içerde bulunan kiracıdan başka bir şahıs burada mukavele tarihinden evvel oturduğunu beyan ederse, icra memurn da bunu mâkul karşılarsa 3 gün içinde memur durumu merciye bildirecek. Bu tıkra ihtilâfları çoğaltacaktır. Zira, usul ve füru, neseben ikinci dçreceje kadar kan ve sıhri hısımlar, is ortakları, borçluya teban oturduklan anlasılan diğer sahıslar bu fıkra gereğince 3. cü sahıs sayılmamaktadır. Halbuki tatbikattaki fuzuli isgal dâvalarının yegâne mevzularıııı bunlar teskil etmektedir. Bu bakımdan maddenin başındaki tatbiki mümkün ve yenilik eetiren hüküm bu fıkra ile hayatiyetini kaybedecektir kanısındayız. Madde 366 İcra Tetkik Mercilerini işgâl eden hâkimleri yeni bir selâhiyetle mücehhez kılmaktadır. Bundan bövle İcra Hâkimleri Yarsrıtay lcra ve lflâs Dairesi'nin hukuk ve ceza kararlarına karşı genel hükümlere göre ısrar edebileceklerdir. KANUNUN YÜRÜRLtGE GİRECEGİ TARİH: 6 Haziran 1965. KANUN HANGİ İHTİLÂFLARA TATBİK EDİLECEK? : Bu kanunun yürürlüğe gireceği 6 Haziran 1965 tarihinde takipler hangi safhada ise bu safhanın tamamlanmasına kadar eski kanun hükümleri tatbik olunur. Şu halr göre cra safhasımn son şekli muamelesi tamatnlanır tamamlanmaz eski ihtilâflarda da bn kanun hükumleri tatbik olunacaktır. D 0 •••• •••• •>•• Cumhurıyetin ilk yıllanndan beri, büyük devrim hamlelerine girişilmi.ş bulunmasına, ekonomınin ve sanayiin ait yapısına büyük gayretler sarfedilme çabalarına rağmen, 1960 yılından sonra toplum sorunlarına bilinç açısından bakıldığı vakit, görülmüştür ki, Türkiya az gelişmiş niteliğinde bulunan geri kalmış ülkeler arasındadır. konomik ve sosyal kalkınma ihtiyacında olan Türkiye'nin bngünkü durumu inceleninc? şu nitelikler görülmektedir : AZ GELİŞMİŞLİK : Tarımda ilkel metotlar uygulanıyor. Toprak kısırlaşmada, ormanlar yok oluyor. Nüfus artıyor. Köylü nüfusu artmış ve şehirlere göç hızlanmıştır. Köylü nüfusunun genel nüfus içindeki oranı ise şöyledır : 1927 de «İ82.2 1940 da "»79 1950 de 1İ78.2 1960 da «1)71.3 0 Köylü doktorsuz, ilâçsız. Köylü okulsnz, öğretmensiz. 0 Nüfus hareketleri sebebiyle buyük şehirlerde gecekondular gıttıkçe çoğalmakta. 0 Devlet bütçesi ve gelir sahaları dar. 0 Dıs ticaret dengesi bozuk. 0 Dış borçlar ağır. Faizleri bile ödenemiyecek durumda. 0 Yeraltı servetlenmızın değerlendırilmesi ve sanayiin gelıştırilmesi umudu, kapitüler şart larla yabancı sermayeye bağlanmıs. Mısır İtalya B. Almanya Japonya Israel Fransa A.B.D. 37 30 26 24 2» 18 13 35 37 36.80 38.70 34 32 29 2S 3.1 37.2* 37 JO 46 50 Ilizı Sıın Tar B orçluya ödeme emri tebliğ edildikde, borçlunun yapmakla mükellef bulunduku taususlar şunlardır: Şayet borca itiraz etmişse, itirarla toirlikte alacaklıya bu itirazın bildirilmesi için tebliğ masrafını verecek, kısmen itiraz ediyorsa miktarını sarahaten bildirecek ve nihayet senetteki ünzasım reddediyorsa, bir dilekçe ile sarahaten ve musiakilen bildirecek. Aksi hallerde itiraz yapılmamış addolunur. (Madde: 63) Yani borçlu artık icraya jelince, borcum yoktur, deyip icrayı ferahça terkedemiyecektir. Bu durum talepleri alacak icra memurlarını bir parça yoracak ve fakat borçlunun bu rabatça yapacağı inkârı önliyecek mahiyettedir. Borçlu borca kısmen veya tamamen itiraz etmişse ne olacak? Bu itirazın iptali için kannn üç sekil kabul etmıstir: MAHKEMETE BAŞVL'RMAK SUKETtYLE (Madde: 67): Alacaklı itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde umumı hükümler dahilinde itirazın kaldırılmasını dâva edebilir. Burada inkâr tazminatı yüzde onbeşe çıkartılmıştır. 6 ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunulmazsa alacaklı bir daha ilâmMZ takip talebinde bulunamaz. İTİRAZLN KESİN OLARAK KALDIRILMASI SURETİYLE (Madde 68): Bu madde suınıyetli alacaklıları frenleyici bir hükmü ihti\a elmektedir. Borçlu, «akibe alacaklının verdiği bir vesika ile itiraz ederse ve bu vesikadaki imzanın alacaklıya aidiyeti sâbit olursa alacaklı elli liradan bes bin liraya kadar para cezasına çarptırılır. Alacaklının vekili itiraz ederse, müteakip durusmada müvekkilinı duruşmaya getirmediği takdirde itirazın ref'i talebinden alacaklının vazgeçmiş sayılacağına karar verilir. İTİRAZIN MUVAKKATEN KALDIRILMASI SL'RETİYLE (Madde: 68 a): Bu madde bilhassa senet veya ibraz edilen vesika altıııdaki imzayı borçlu inkâr etmişs,e tatbik olunacaktır. En çok rastlanan itiraz şckillerinden biridir. Borçlu, icrada senet altındaki imzasına itiraz etmişse, icra tetkik merciinin ilk durusmasında bulunmak mecbııriyetindedir. Gclmezse, eskiden olduğu gibi imzanın borçluya aidiyetiııi isbat için alacaklının uzun müddet mücadeIe etmesine lüzum kalmıyacak, itirazın mu\akKaten kaldırılmasına karar verilecektır. Buna muvazi olarak 50 liradan 5000 liraya kadar da para cezasına çrptırılacaktır. 68 inci maddeye ilâve edilen a fıkrasmın son bendi tenkidi muciptir. Son fıkrada borçlunun, ilk celsede veya senedin aslının ibraz edildiği celsede, borcunu kabul etmesi halinde bu maddedeki para cezası tatbik edilmiyecektir. Bundan baska sayet senet aslı icraya ibraz edilmişse, ilk celsede borçlu borcunu kabul etse de para cezasına çarptırılacağı yazılıdır. Fatbikatta senet asılları hiç bir zaman icraya te\di edilmez. tcra memurları bu senetleri kabul etmczler. Kabul etmeleri için âmir bir hüküm de yoktur. Bu maddenin mefhumu muhalifinden işbu âmir hükmü istihrac etnıek mümküuse de tatbiki irakânsızdır. Zira icra memurları mes"uliyeti mucip olduğundan bunları saklamaktan kacıııırlar. İTİRAZ HALtNDE İCRA TETKİK MERCİLERINDEKt DURUM. Borçlunun itirazının reddi halinde kararı temyiz edebilmesi için, borç miktarını depo etmesi şart. Bu da işi uzatmak için yapılan temyizleri önliyeceği gibi karar tctn>İ7ce tasdik edildiği takdirde alacağın tahsilini de mümkün kılacaktır. Y'argıtayca itirazın refiııe nıutedair kararlar onanır onanmaz hiçbir muameleye hacet kalmadan teminata konu olan para alacaklıya odenecektir. Hâm alacaklısıııa bu teminatlar üzerinde rüçhan bakkı da tanınmıştır. (Madde: 36) Bu madde de takibi yapan alacaklıya teminat üzerinde bir garanti bahşetmektedir. Verdiği adreste degişiklik yapan sahıs, yeni adresini noter vasıtasiyle muhatabına bildirecek, aksi halde eski adresine yapılacak tebligat muteber addoluııacaktır. B • •** JHİ 27 Mayıs sonrası gelismesinde en öııemli faktör, hiç şiıphe yok, fikir özsürlüğüdür. Basın demokrasiye geçıs senelcrinden beri. bu derecede ozgür hale gelmemişti. Siyaset ve hukuk olarak her şey serbestçe yazılıyor, e'eştıriliyordu. Yavaş ya vaş kalemler sosyal ve ekonomik konulara da kaymağa başladı. 1960 evlül başlarmda M.B K. nin görüş ve direktifleri yayınlandıktan sonra. sosyal ve ekonomik konuların tartışılması. eleştirilmesi daha da hızlandı. Toplum sorunlarının derinlıklerine inildi. Toplum gelişme sini engelleyen ana faktörlerin sadece siyasi ve hukuki haklarda yapılan kısıtlamalar değil. bunların stfsyal yapıda bazı botukr\ıklard»n ilerf ge'lip1 gelmediği arastınlnnaya i başlandı. Bu arada üniversite öğrenci ve öğ retim üyeleri tarafından yurdun dört bir tarafında düzenlenen gezi ler ile ve lise mezunu binlerce gen cin yedeksubay öğretmen olarak köylere dağıtılmif bulunması, aydınları yurt sorunlariyle, toplumun gerçek yaşantısı ile karşt karşıya geürdi. Sosyal ve ekonomik sorunlara eği len fikir ve kalemler toplumun gelişmesini engelleyen bünyedeki bozuklukları bulmağa başladılar. ••• ••• • •a İİİ :•: >••• • •• • •• • •• SOSYAL ORTAM ÖRNEĞİ 27 Mayıs Devriminden sonra M. B. K. ne yapılan bağlılık mitinglerinden biri. da ıfadelenen arzular değildı. Kur tarıcı şuur altına inebılmiş ve oradan devrımcı olarak çıkmıstır. Dunya tarihinde, mılletlerın hayatında toplumun suur altına ınemıyen hiçbir kurtarıcı. hıçbır lıder devrımci niteliğini kazanamamıstır. Bütün devrimler toplum sorunları duzenın altına ınebılen lıderlerın, hderler kadrosunun eseridır. Işte 27 Mayıs Îhtılâli. sosyal ve ekonomik sorunlara eğıldiği noktalarda devrim karakteıi taşımaktadır. ğu sanayi'e olmak üzeıe diğer sektorlere akmaktadır. Kalkınma hızlandıkça, tarım ve bilhassa sana\i makinalaştıkça, nüfus tarımda aral dığı olçüde, sonradan sanayide de h7t<lma başlamakta ve nüfus çoğun lugu hizmetler sektoründe toplanmaktadır. 1%2 yılında Türkiyede ça lıs^n nüfusun sektöıleıe dağılımı ^uyledır: Tarımda: », 77.4 Saııayi'de: •. 9.8 Hizmetlerde: •. 12.4 Bu hal, diğer ulkelerde şöyledir. TEŞEKKÛR Kızıma pek başarıh bir boğaz ve burun ameliyah yapan Doç. Dr. Erdoğan KONUKa Değerli arkadaşlarım snestezi uzmanı Dr. Cezmi KINOĞLU ile çocuk hastahklan mütehassısı Dr. A. İ. DİIENYAS'a ve gerçekten örnek bir sağlık yuvası olan «TEŞVİKİYE SAĞLIK EVİ» nııı, müşfik sahibi Dr. Osman UÇER başta olmak üzere butün personelıne yürekten teşekkür ederim. Bedii FAİK YARIN SOSYAL AKIMLAR Türk toplumunun sosyal ortamı Cumhuryiet 6047 H:: ::!:::::. :: ': 11 ,JP ;;;;;, ÎKSS5™ llîiî ! ' ! ! ! " "ÎSti İSİ ; ti:!:::::: : 58 E Siyasî mekanizma Yukarıda açıklanan sosyal ortam içersinde, toplumu etkileyen önemli unsur siyasi kuruluşlardır. Diğer bir deyimle siyasi partilerdir. 19601961 koşullarına göre; siyasi partiler, iki ayrı temele dayanmaktadırlar. Siyasi anlamda biri dı ğerine karşı reaksiyonu olan siyasi partiler, temelde ve felsefede farklı bulunmalarına rağmen, desteklen dikleri ortam bakımından farksızdır. Hatta desteklendikleri ortam bakımından çok kere çelisme halindedirler. Birinin ait yapısına hâ kim olan gerici kuvvetler, diğerinin orta, hattâ kısmen üst yapısında ekonomik muhafazakârlık halindedir. Toplum ait yapısının bünye si, seçim ve oy konusunda Kemâlist doktrinden tâvizler verdirmektedir. Toplumun ilerlemesine engel olmakta hayatî önemi haiz bu tâvizlere rağmen, toplum ait yapısının bünyesi, siyasi istismar ve eko nomik vurgunları önleyemez durumdadır. Her şeye rağmen Kemalist doktri nin idealcileri de vardır. Toplumun aydın kitlesi, sağ duyu sahibi büyük kitleler Kemalist doktrinin idealcileri tarafından etkilenebilmektedirler. 19601961 koşullarına göre tek umut kaynağı da bu idi. 1 BİRTALİHLİYE BİRTALİHLİYE 0 Ticareti terk edenler Piyasanın en çok alâkalanacağı ve merak Yabancı sermaye ve yerli kompradorlarının menfaatleri millî menfaatlerle çelisme balinde. Yukarıdaki nitehkleri ile toplumu değerlendırirsek; büyük kit lelerin kötü koşullar içinde ve uygarlık araçlarından yoksun olarak yaşadıkları görülecektir. Okuma çağındaki nüfusun o,'o6O ı okuma yazma bilmemektedır. Köylenn Oo53 ü, kasabaların ",055 ı sıhhî içme suyundan yoksundur. Ni'fusun •/i69 u elektTİkten {aydalanamamaktadır. Doğan her bin çocuktan 165 i bir yıl içinde ölmektedir. Nüfusun fo2,5 u veremlidir. Buna karııhk 4 bin kifiy* 27 Mayıs'tan sonra toplum 27 Mayısı ve onu izleyen günlerde bütün yurdu, özellikle büyük şehirleri coşkun bir sevinç dalgası kapladı. Hürriyetleri kısıtlayan bağ larm çözülmesi, totaliter rejime yö nelmiş idarenin bertaraf edilmesi toplumda günlerce devam eden ;en liklerin sürdürülmesine vesile oldu. Ankara ve Istanbulda gençliğin sevinç yürüyüşlerini durdurmak, binalara ve iş yerlerine asılan bayrakların kaldırılmasını sağlamak, hükümetio arzujuna rajpna. s^^^^^^^^ TÜRK TİCARET BANKASİ SON PARA YATIRMA TARİHİ 5 CUMARTESİ Reklâmcıiık 2U32/6U37