26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎK* CCMHüBITFF tS Majm 1968 1964 1965 AYDIH DİN ADAMIARI veHÜLLECİ Tahir ALANGU eşat Nnri, «Hülleri» oynnann, Bssın Yayın Genel Müdürlügünün çagınsına katılarak 193i yılında yazmıatı. Devlet, «Anadoluda gezen tiyatro heyetlerinin repertuvarlan 1 » yakından» 1 Ilgilenmls, bslks nlsşsn tiyatroy» dlsiplinll bir yön Terme amaclyle oynn yazarlanna ba?vurarak eserler yazdırmagı düşünmüştü. Otoz yıl önce girişilen bir soy halk tiyatroan hareketinin ürünfl olan cHülleci», o laman bastınlıp kumpanyaUra dağıtılmıştı. Reşat Nurl bn eserini beğenerek kendi eserleri arasında ısymadığı halde bir töre komedyası olarak bn gün bile değerinl koroyor, dünün »artlannı gözeterek yazıldıgı halde, nyandırdıgı tepkilere bakılırsa, uznn gftre etklli Te aktüel olabilecegi de anlaşılıyor. Reşat Nnri bn ovunu dolayısiyle «Alle, btr 01kenin önemli bir kurumudur. Dini. menfaatlerine tlet edenlerin, onunla nasıl oynadıklarını, aila ocaklarım kendi keyiflerine göre nasıl yapıp yıktıklarını bu komedide acı ve gülünç bir ornekle görmek mümkundur. Piyesin konusu hayattan •ynen alınmamakla birhkte içindeki olay ve sözlerden bir kısmı gerçeğe tamamen uygundur. Piyesi seyreden ihtiyarlar ve orta yaşlılann bunu tasdik edeceklerine hiç şüphem yoktur» diyordn. Medenî Kannn öncesindeki aile hukuku ile ilgili yaygın bir töreyi bir güldürü çerçevesinde ele alırken, Reşat Nuri tenkidini, dinin yüksek ve yüce anlamına ve temel yapısına değil, açık ve Jyice seçkin bir sekilde «hiylei şer'ive» seviyesindeki bir töreye yöneltivor, bundan otuz yıl öncekl nesillerce de yadırganmıyordu. Eski mahkeme kapılarındaki yalancı sahitler gihi «hiylei şer'iyecilık» i bir geçim kaynajı haline getirenlere y5neltilen, amacı duru ve yüce bir ahlâk inancını ve bilincini halka asılamak olan bn oyunun, önce Baldırılarla engellenmesi, sonra da •lmam Hatıp Okulları Mezunları Federasyonu» tarafından bir bildiri yayınlanarak •milli varlığımızı zedeleyici» olarak damgalanması, son günlerin olayları arasında pek göze çarpmadan geçistirildi. Medreselerin açık bnlunduğu ve şeyhülislâmlık kurumnnun yaşadığı bir devirde yetişen babalarımız, 1935 yılında bu oyunu seyretmisler. anlamını pekâlâ kavramıslar, dini hir yüce ablâk düzeni olarak kabul edenlerin gönül rahatlıgı içinde alkıslamak tan da çekinmemislerdi. O günden bu eünp nasıl bir dejisiklik oldu ki. tmamHatip Okulu öerencileri ve onları desteklhenler, bn o>unda belirtilen «serıar hı\ 1 P1 tıi savunma eereğini davmıs olsnnlar. Ru okullar cacımızııi sartlarına nvfuıı, Türkiyenin ilerive dogru gelismelerinde payı olabilecek, rasyonel esaslara göre eğitilen genç ve aydın din adamlarını yetistirerek, Anavasa ilkeIerine nyçun bir anlavıs ve inançla toplum dengesini ve düzenini savunucn ve «ailavırı bir yolda çalısmıvacaklar mıydı? Kendileri ile esasta Synı anlayısı tasıvan Resat Nuri'nin cHülleci» oynnunda onları inritpn hu*.uslar nelerdi? YUNUS NADI armaganl «KÜÇÜK HİKÂYE» AYA DEMOKRASI GİDİLİR Mİ? 29 Ne dersin, gidebilecekl«r ml?» Soruyu pek kavrayamadun. G«ne de çocuksu bir ivediliklt: •Elbette» dedim. «Aya fidilecektir.» Gülüşü yoğunlastı. Bu yoğunlukta çözülür gibiydim. Dedenin koca koca adam olmus, kadın olmut çocuklannm ve torunlarmın d« bakışlarmda sorguya çekiliyordum. Bilinçli bir lorguya çekif değildi bu. İşte bu bilinçli olmayıştı aslında karabasan gibi üzerime çöken. Oysa, gölg» gölge c danın içinde, bu yumuşacık, insancıl bakışlarla akrabalığıma karşın, bir yabancı olarak kar|ilaşmamalıydım. «Aya gidilecek mi?» Diyecektim ki, sizin aya gidileceğine inandığımz an gidilecektir. Diyecektim ki, siz inanmadan, gidilse bile ne çıkar? Anadolu'y» gökten bereket mi yağar? Çocuklarmızın okuması için okul mu açıhr? Teyzeme değer mi verilir? tnsana, size daha bir değer mi verilir? Her yeni doğuşta, gökte buı gibi, keskin bir kılıç gibi beliren, senin de her iki görüşünde, ellerini açıp uzun uzun dua ettiğin aya gidilecek mi? Aya elbette gidilecektir dede, demekle alçakça bir vurdum duymazlığın, ilgisizliğin, hainliğin, sömürücülüğün sesini konu?turdum. Toprağın altındaki insanlara gidilir mi? Bir tas tıcak çorba götürülür mü yaşayan bu insanlara? Insanlarıyla, topraklarıyla köle, e l den ele satılan bir köye gidilir mi? Insanlarına bir tek kız yanağı renginde şeftali armağan edilebilir mi? Çöllerde yağmur için, kalkmış ellere gidilir mi? Gözlerine serince bir ışıltı verilir mi? Gidilir mi, gâvurların içinden gelen aydm, söyle gidilir mi? Teyzemi, teyzelerimi; dedemi, dedelerimi; kardesimi, kardeşlerimi uman, bekleyen ıssızlıklarıyla basbaşa bıraktun birkaç gün sonra. Trenin birinci mevki lokantasmda teyzeme benzemeyen bir kadın gördüm. Koygun gözlükler arkasında gizlenmis, pencereden uzayıp giden bozkıra bakıyordu. Yemeğin ardından kahvesini yudumluyordu. Dudağındaki kırrmzıhk Tanrıdan değildi, ama çıkmazdı. Dedeme benzemeyen boyunbağlı bir adam ağzında püro, gaztesini okuyordu. Dışarda telgraf tellerinin sonu gelmiyordu. Gidip ju bayanı rahatsız etsem, beni tersler mi? Çok güç durumdayım, bana yardım ediniz, desera, bir kez olsun gözlüğünü çıkarır. mı? pna »ocsam, aya gidilir mi, diye? Bu düsten uyanıyorum burada. Başlangıçta söyledim. Dedeyi göreli beş yıl oldu. Yaz ile sonbahar arasına sıkışmış, o en güzel Anadolu gecesi yok şimdi. Soğuk, kıyamcı, hain bir orta Avrupa gecesindeyim. Sağımda roketler aya uçuyorlar. Solumda bebekler. ufacık çocuklar açhktan toprak yiyorlar. Dünyanın bir yerinde, dünyanın birçok yerinde insanlar öldürülüyorlar. (Nedensiz. Zevk için bile değil.) Dede yoğun yoğun gülüyor. Teyzemin akşam alacalığındaki gülücüğü, sabah alacalığında da sürüp gidıyor. Stuttgart O Schwarenbergstr. 14T ALMANYA Yazan: Yüksel Pazarkaya Teyzem, o doksanım aşmış ıhtiyardan «öz ederken, çevremi bir tapınak havası larar, bir türlü »aygıyla «ğırlasırdı «özcükler. Yumuşak, ıpıssız bir nefea gibi dolardı içime teyîemin bakışlan. Bu sıralar onun parça parça ellerini, yalmayak dolaşmaktan irin tutmuş ayaklarını görmezdim. Salt hamarathğı, büyüklere saygısı ve bundan doğan ezilmişliği yüzünden, yatalak kaynanası kendisini gelin kabul etmiş. Bir yatalağa gece gündüz bakmanın ne demek olduğunu anlamak gereksiz. Teyzem bilir bunu. Kendisini bir kez, bu yatalak kadının canını alması için, Tanrıya yakarırken bile görmüştüm. Gözleri dolu doluydu. Yakarması da gerçekte, kaynanasının canının aluıması için değil, salt karşıtı, o kadıncağızın çilesinin artık bitmesi içindi. Bunun dışında, köyde hangi işe, kım» yetiseceğim diye paralanır dururdu. Elleri, ayaklai'i ve o iç kavuran, gece gibi buğulu, ışıl ışıl gözleri yüreğime sessiz bir çığlık, yakmaz bir kor olarak düşerdi. Amacun teyzemi anlatmak değil. Uzaktan yakmdan akrabam da olan ihtiyar adamı anlatmak isitiyorum. (O günden bu yana beş yıl geçti. Ben şimdi Avrupa' dayım. O halâ yaşıyorsa, ki mutlaka yaşıyordur aynı köyde gün geçirmektedir sanırım.) Ege köylerinde bağ bozumu olmuştu. Burası bir Orta Anadolu köyü olduğu için, üzümler asmadaydı henüz. Çıplak yamaçların yazkıs sürekli kışi anımsatmasına karşın, kaysıların kızıla düşen yapraklan, az az bahçeliği örtüyordu. Akşam bütün yıldızlarıyla serince üzerimize çöküyordu. Yazla sonbahar arasına sıkışmış melez akşamlardan biriydi. Köyün bütün çocuklarıyla henüz dışardaydık. Kentten geldiğim için olacak, çocuklar beni oldukça huylu görünen eşeklerine bindirmek istediler. Beceremiyordum bunu. Belli ki, hava alacalaştığı için, teyzem de benım durumuma içten içten gülüyordu. Böyle Anadolu akşamlarında teyzemin bütün teyzelerimin bu içten gülücüğüne veremiyeceğim bir şeyim yoktur. Aynı akşam çocuklar yattıktan •onra, teyzem, dedelere gitmek isteyip istemediğimi sordu. Elimizde fener iki kapı ötedeki dedelere gittik. însanların gölge gölge gözüktüğü odada yerımızi aldık. Herkes susuyordu. Konuşan yalnızca dedeydi. Benim öz dedemden söz açtı. Sonra köyün ölmüş öteki insanlarından. Yaşamaya böylesine önem veren, bu denli yaşlı bir insan daha tanımıyorum. Hiç ölmiyecekmiş gibi, «Be nim yaşıtım kalmadı artık. Benden gençler gittiler, gidiyorlar... diyordu. Gülerek anlatıyordu bun lan. Halâ kocaman gözlerinde, odanın koygunluğuna kanşan, binbir bahçeli bir şenlik yaşıyordum. O senlikte sonsuzca yaşıyacakmışim kanısı çöküverdi içime. Doğunun o aldırmaz rahatlığının inıancıl yanmı bulmuj bir bilgin gibiydim.. Sustu. Birden odanın içine çörekleniveren ıssızlıkta, bir toplumun bazı sancılarıyla, sorunlarıyla karsı karşıyaydun. DüSündüklerimi yadsırcasına tepeden bir gülüşle konuştu dede: • Sen gâvurlarm içinden geliyor»un. Aya gitmek istiyorlarmi}. R adamlarını, Resat Nnri şöyle dnrsnn, Meçmtiyet derrinin din bilginleri bile lânetliyordn: «... Hülle yapanlan ve yaptıranlan şeriati Isl&miye tel'in ediyor. Şeriati Islâmiye her hususta kadının hukukunu azami surette temin ve himaye etmiştir... Erkek üçüncü talâkı istimal ederken uzun uzadıya düşünmek mecburiyetindedir. Bir daha katiyen zevcesiyle geçinmek imkânı kalmamışsa, o vakit bu karannı icrâ eder... Kur'anda bahsedilen ikinci izdivaç, tabil turette husule gelen re nihayet bulan izdivaçtır. Yoksa mni bir izdivaç katiyen maksut değildir. Bilâkis isin bu luni ve hiyleli kısmı siddetle memnudur. Bunu yapanlar tel'in olunmuştur.» Kadını oynncak haline getiren, Knr'anın ve hadisin kendilerine tantdıfı Te •svnndnğn haklanoı knllanmasına engel olanlar İçin, Peygamberin, üstelik bir de lânetleyici hadisi bulunmaktadır. Köylerden yukarı doğru siyasi demokrasi S. K. DEY indistan, dünyanın en büyük yedınci ve en kalabahk ikinci memleketidir. 1.25 mılyon mil karelik bir saha kaplanıakta olup 438 milyon nüfusa sahiptır. Nüfusun •• 82 si (558.088) köyünde yaşamak/ tadır. Modern zamanlardan önce Hindistandaki geleneksel sistem, dünyanın birçok yerlerindeki diğer ortaçağ topluluklarınkmden pek fazla farklı değildi. Nufus, birbirın den son derece farkh iki bölümden meydana gelmişti. derebeyi (mülk «ahiplerinden kurulu küçük bir azınlık) ve geri kalanlar. Derebeyleri, bütün kudreti ellerinde tutmak ta, bütün zenginliği kontrolleri altında bulundurmakta ve bütün kararlan, âmir bir idareci ile birhkte vermekte idıler. Hindistanm yeni Anayasası, hu H( Hindistanın Toplum Kalkındırma Bakanı adem1 merkeziyet sistemi, ilk kere Rajasthan'da 1959 da tatbik edilmiştır. Şımdi ise 11 eyalette yürur lükte olup geri kalan eyaletlere yayılmaktadır. Köy Pançayatı (Ku rulu) kanunî bir teşekkuldür. Ortalama nüfusu 1500 ve genişliği, takriben 6 mıl kare olan bır veya birkaç köyü kapsamaktadır. Ekseri yetle 12 kışi olan Pançayat üyeleri, koyün, muayyen bir yaşı doldurmuş balkı tarafından ve genellikle (Köy Meclisilnin de tesisi tasarlan gizli oy usulü ile seçilirler. Bundan sonraki kademe blok seviyesindedir. (Pançayat Samiti Blok Kurulu) ki bu da ortalama 250 mil karelik bir saha ve 80.000 nüfusu kaplamaktadır. Pançayat Sa miti genellikle bloktaki bütün Pan çayat Başkanları ve özel temsıloileri, bütün mernlekette, mahall! hukümetin birer ünitesi olarak, eski köklerden doğan fakat gerek ida ri bünyesi gerekse köy kalkınma tarzı bakımından değişiklikler arze den yeni bır hayatiyet ve gaye ile gelişmektedirler. Bunlar sayesinde Hindıstanda demokrasi temellerinın sağlamlaştırılması, koy kalkınma hareketıni çeşıtli kademelerde halk temsılcilerinin eline sağlam bir şekilde yerleştırmek ve bütün toplumun menfaatine, her bölgenin tam ve devamlı bir kalkınmasını sağla makta yardımcı olma gayelerine ulaşılması tasarlanmaktadır. Ne olmak gerekir B n piyesin oynanmasını engelliyen gençlerin, «Hülle» konnsnndaki bn bükümleri ve tefsirleri bilmedikleri elbette kabnl edilemez. Çiinkfl kendilerini geniş ölçüde destekliyen Federasyonlannın bu çeşit piyeslerin «din! ve milli varlığımızı zedeleyici» oldugunu belirterek yayınladıklan bir bildiri var ortada. Demek ki, gençler bn konnda bilgisiz ve rehbersiz değillerdir. O halde seriat hükümleri Resat Nnri'nin eserinin çok Iehinde olduguna göre, bn SŞrencileri fizen ve «din ve şeriat» adına harekete götüren ne olmak gerekir? Köy Meclisi Bn oynnda bası aarıklı oyuncuların Türkçeyi Arap tecvidi ile konnşmalan, gülünç birtakım »özler ve bareketlerle meslek ve itibarlannı zedeleyici ovnnnn ana tema'sının seriata nysa bile • genel bavasının dini ve mesleki kiiçik düşüröcü oldn^nnn mn ifade etmek istiyorlar? Toksa Reşat Nnri'nin «lâık devlet» I savunma yönünde bütün eserlerinde iyice beliren «rasyonel» anlayışı mı protesto ediyorlar? Onnn, «Tanrı Mısafiri» ve «Yeşil Gece» ginde, dinin, hayata ve devlet düzenlne müdabalede bulnnan aşırılıklarına saldırdıjını biliyornz. «Hülleci» yi yasaklarken, Resat Nuri'nin ve benzerlerinin sanat anlayışlarına mı saldırılıvor? 1965 Türkiyesi için «Şenatça vasaklanmış kıtaplar» ve yazarlar listesi mi teklif edilivor? I Hi int sistemi ile sadece idari bünye, yâni, köy kademesindekı Pançayat değil, fakat aynı zamanda, Pançayat bölgesinin, muay yen bir yaşı doldurmuş bütün halkından kurulu bir «Gram Sabha> maktadır. Bu idarecinin keyfi hare ketini engelleyecektir. Böylece Pan çayat şekiinde temsilî bir hükümet sisteminin, Gram Sabha'nın temsil ettiği doğrudan doğruya ve iştirak eden bır demokrasi ile yan yana çalışması için teşebbüs edilmektedir. Köy, blok ve kasaba seviyelerinde halkı temsil eden teşekküllerin kuruluşu, memleketın demokratik bünyesinde Devlet Şurası kademesi altındaki boşluğu doldurmaktadır. Pançayati Raj (Koy Demokrasisi), köy, blok ve kasaba kademelerinde mevzuata ait çalışmalar için yeni yollar açmıştır. Bunlar sayesinde büyuk sayıda gayri resmî memurlar, demokratik ameliyeye iştirak etmekte ve kararların alınmasında rol oynamaktadırlar. emokrasmin alt kademelere yayılması. başlangıçta, tarihde de ıspat edıldıği gibi, sınıf ve kuvvet gruplarına dayanan geleneksel liderliğe karşı etkili bir engelleraeye yol açabilir. Maamafih, eğitimin. demokrasmin işlemesi konusundaki tecrubelerin, zaman zaman seçımlerin, başarılar karsısında vaadlerin ölçümu, siyasi vukuf ve hal kın arzu seviyesi yükselmeye doğru temayulludur. Sonuç lmam Hatip Okulları, çaçımızın ha\ atı \e Türkiyenin gelişmelerini destekliyecek, dini, çagdaş bilgi ile yanyana yürütecek, yeni toplum düzeni için yararlı ve nzlastıncı bir rol oynıyacak, • lâık devlet düzeninin karşnında değil, yanında bulunacak» din adamlan ve bilginleri yetiştirmek için açılmıstı. Bn okulları açanların konnşmalan ve kanunlann mucip seheplerinde bn hususlar belirtilmisti. Bu demektir ki, bütün davranıs ve \önelislerinde, hem mesleki ve hem de medeni kültür bilçilerine dayanmadan, hareketlerini hakiı gösterecek bir dayanaklan ortaya koymadan toplum hayatının ötesinde berisinde çok sert yaaaklamalara ve saldırılara geçmek, kendi kuruluş amaçlannı zedeliyecektir. Reşat Nnri'nin veya baskalarının halka sundukları eserlerin hangi noktalannı ne sebeplerden beğenmediklerini belirtebilirler, bnnn bilginin terazisine vnrabilirler. Tazarlar ve yönetieileri kendilerine yakışacak bir fislupla uyarabilirler. Ama aydın bilim adamı yetiştirmek için açılan knrnmların piyes yasaklamada bilimi ve kendi dünya görüşlerini deSil de, Aaba kuvvetlerini knllanmaları, haluk, bilgili, sabırlı, bilinçli ve inançlı bir uyarma yoln yerine, bu yoln seçmeleri anlasılmıyacak bir olaydır. Çatısmalara, mânevi öncülerin kullanmaktan her zaman kaçındıkları güclü atılganlıklarla degil. hilim ve sevgi ile yaklasınız. anat ve bilim alanında değerlerini cajdaş ölçülerde ortaya koyabilen din adamlandır ki, çevrelerini etkiliyebilirler. Difeer dinlerde olduğu gibi sizin dininiz için de açık ve seçik olan tek yol budur. Resat Nuri'nin eserlerini tenkid etmek, yeni tiyatronun bugünkü durnmunu tartısmak. bilim ve sanat hareketlerine yön vermek dinin dün de bngün de dünyanın her yerinde kullandığı medenî vasıtalardır. Din adamı ve bilçini olmaya narazet delikanlıların «vurucu kuvvet» ler arasında yerleri olmamalıdır. Hülle ülle, bir erkefcm kansını üç kere boşarsa, leya uç defa bosamakla boşadım» dedifci takdirde, yine eski karısı ile evlenmek isterse, bn evlenmenin «mümkun ve helâ!» olabilmesi için kadının bir başka erkckle evlenip boşanmaEim sart knsan bir şeriat usulünün adıdır. Knr'an tefsirlerinde böyle bir boşanmanın «hudud» u Czerinde çenis bilçiler veriliyor. Dinı bukak, erkeğe iki defadan fazla boşamayı «zulüm» sayıvor. Üçüncü bosanıavı ise hem kadın haklarına, hem de seriatın koyduçu hududa» bir tecavüz saydığı için, ağır vartlara bajlıvor. «Kadının kendini bır ba^k.^ 7evce tam minasıyle nikâh» edinceye kadar. kansını sık sık bo^amavı bir alışkanlık ve zaliın hir ke>if haline cetirmis olan kocayı cezalaııdımor. Ancak o zamaıı, kocanın çekeceçi büyuk azap \c pismanlıem da\ ranıslara bir «hudut> olabilmesi icin. «Hulie» nin bütün şer'i sartlarına nygun olarak uvçulanması, «hıyieı çer'ıve» yoluna eidilmi^ erek. kansını bosamağı kolay bir ıs •anan kimselerin «dının hukumlerı hududuna almması» nıümkün olabiliyor. Aslına bakılırsa, «Hulle» usulü, eski devirlerin yasama şartları İçinde kadını himaye eden hükümlere dayanmaktadır. Birkaç kurus karsılığında şeriat hükümlerini göstermelik bir oyun haline getiren profesyonel hüllecilerin, onlara bu yolu gösteren din CHATTAR PL'R Ilındistan Halk Eğitimi Cemiyetinin hizmet ettiği köylerden biridir. Resim Delhi'nin 35 klm. uzağında bulunan Chattar Pur köyünde nobetleşe nargile içen köylüleri göstermektcılir. •1 • • ••' • ••I D H eski düzeni yıkma>a çalıştı. 40 ıncı maddede şöyle denılmektedır: «Ku> Pançayatlarını kurmak \e kendi keııdine idare edilen bir hukunıetüı kısımları olarak çalışmaları için gereken selâhiyet ve nüfuzu onlara tanımak üzere devlet, tedbirler ala caktır.» B Köy Demokrasisi Pançayati Raj (Koy Demokrasi dıve bılmen bu dcmokratık lik tanınan kimselerden müteşekkıldır. | u ıç içe bağlı demokrasi usuI lünde en yüksek kademe kaza sevnesındedır. (Zila Parişad Kaza Blokut. Bu, kazadaki bütün Samıtılerin Başkanlarından, Hukümelın kazadaki temsılcılerınden, De\let Şurası ile Parlâmentonun mahalli uyelerınden ve ozel menfdatlerı temsil eden birkaç tecrubelı şahısıan muteşekkildır. Boylece Pançayat Raj teşekkül YARIN Kooperatifleşme yolu ile iktisadî demokrasi S GDKEŞ ÜZERİNDEKI PATIAMAIAR üneş. gözlediçiuıiz yuzbinlerce >ıldızdan, yüzeyini görebildiğiroiz yegâne yıldızdır. Canlı hayat üzerindeki çok müiıim etkisini bir kenara bırakırsak, güneş yüzey ve atmosferinde cereyan eden olayların incelenmesi bakımından idfal bir uzay lâboratuarıdır. SA6LIĞINI SEVENLERİN YEGÂNE DOSTU SAĞLIĞINI SEVENLERİN YEGÂNE DOSTU Doç. Dr. Muammer DiZER len bir leke grupu içinde baıı kenarda kayboluncaya kadar 40 • 50 patlama gözlenebilir. Fakat bunların büyük ekseriyeti çok küçük patlamalardır. Patlama olayını müteakip bir saat içinde kozmik ışın kayıtlarında bir artış gözlenebilir. Patlama olayından çıkan ve 20 • 40 saat sonra yer atGüneşin ilnıî bir problem olarak ele alınması mosferine varan ion ve elektronların meydana geGalile'nin dürbünü keşfi ile başlar. Yirminci asrın hemen başında keşferiilen jeııi astronomi gözlem tirrliği olaylar ise : •raçları, güneş yüzeyinde fevkalâde müiıim olayQ Yer manyetik alanında meydana gelen, manIann mevdana geldiğini ortaya koydu, ve bir çok yetik fırtına işmi verilen, büyük değişimler. Uim adamlarının dikkatini üzerine çekti. Q Genellikle yerin kutup bölgelerinde yukarı atHer hangi bir gözlem dürbünü ile güneş yümosferin bazı bölgelerinin aydınlanması ola«eyinde leke gruplarını gözleyebiliriz. Fakat giineyı; bu olaya kutup ışığı veya fecri şimali denmekşi gözlediğimiz pencereyi daraltırsak, yâni güneş tedir. Pek ender olmakla beraber, leke faaliyeti•pektrumunun bütünü ile değil de ve meselâ hidnin maksimum yıllarında, memleketimizden de bu rojenin bir tek çizgisi ile güneşi gözlersek, bu hal olay gözlenebilir. 1950 yılında, memleketimizden de başka olayların mevcudiyetüıe şahit olunız. böyle bir olay kuzey ufkunun kırmızılaşması şekGüneşin bu tabakasına kromosfer denir. Yeryuzülinde gözlendi. Halbuki bu olay kutup bölgelerinne etkisi bakımından kromosferde mevdana gelen ''e renkli hüzmeler halinde görülür. mühim ola\lardan hirisi patlamalardır. B Yer yüzeyindeki radyo neşriyatını mümkün kılan ionosfer tabakasında meydana gelen sallantılar veya fırtınalar. İonosferdeki bu olay soııııcu radyo neşriyatında inkitalar meydana gelir. Mayıs 1%5 günü Kandilli RasathanesinUr imdi patlama olayı ile hemen hemen hem özel âletlerle gözlcnen patlamalann ehenızaroan olan olayları zikredelim. Patlamadan miyeti güneş faaliyetinin en az devresinmeydana gelen ultraviole ve X ışınlan iode bulunmuş olmamıztlan ileri gelmektedir. Patnosferin en alt D tabakasında en fazla tesirini lamalar da leke faaliyeti gibi onbir yıllık bir pergnsterir. Bu olay sonucu olarak yer manyetik yod takip eder. Şimdi faaliyetin en az devresinde alanında ufak bir değişim ve radyo dalgalarında bulunmaktaytz. Mamafih önümüzdeki yıllar patinkita meydana gelir. Nihayet radyo teleskoplar lamaların sayısı ile beraber büyüklüğü de artavardımı ile bilhassa beş metre civarmda radyo eak ve bunun somıcu olarak da yeryüzünde ve at dalgalannın sebep olduğu gürültüler, yâni patlama mosferinde bazı olaylara şahit olacağız. esnasında güneşin bir radyo istasyonu haline gel Güneş yüzeyinde lokal bir alanın kısa bir sü mesi. re ani olarak parlama olayına patlama denmekte Bugün bu olaylara sebep olan patlamanın dir. Bu olav bir kaç dakika ile 2 3 saat devam menşei kat'i olarak bilinmemekle beraber, Uim edebilir. Güneş yüzeyinde gözlenebilen en küçük •ıdamlarının elinde iki imkân mevcuttur. Bunlar patlamanın alanı takriben Türkiyenin yüz ölçümii dan biri, kromosfer içinde meydana gelen elektrik kadardır. Yeryüzünde böyle bir patlamayı meydabosalmalar ve diğeri kromosfer üzerindeki günena getirebilmek için yüzlerce atom bombası kâ şin en dış atmosfer tabakası korona maddesinin fi gelmeyecektir. Bu misal olavın azameti hakkın ani olarak kromosfer içine girmesi olayı. önüda iyi bir fikir vermektedir. müzdeki yıllar problemln çözümünü beklerken, vukanda işaret ettiğimiz olaylara sık sık çahit Patlamalar genellikle leke faaliyet bölgeleri !çinolunacaktır. de gözlcnmektedir. Güneşin doğu kenannda görü 1 G KIZJLAY KIZILAY MADEN'SUYU MADEN SUYU " 1 N. ÇOK ÖNEıMLİ BİR NOT: Bazı firmalar Kızılay Madensuyu şişelerini toplayıp kendi maden sulariyle doldurarak satışa çıkarmaktadırlar. Kızılay Madensuyu içerken lütfen şışesine ve kapağına bilhassa dikkat ediniz. Cumhuriyet 5851 « n Patlama olayı S temizler parlatır Banyo, fayans ve lâvabolannız Ekstra VIMTn ;;;; pırıl VIM oksijenf) köpüğu sayesinde Ekstra pırıl parlar. Mis kolculu tencere, tava eşyamzı ve diğer bütün 6İR TECRÛBE VETER Kiıik t a r *ev»nm, yarnm* tkstra VOM Ba. diğarvaosı»vı tnefhan leme »ozufletemulsylniz,. derhal göze Ç8fpec«ktw. mutfak da tertemiz yapar. Telefoıı Saııtrala Satuı Aluıaeaktır Yıldız Çini Müessesemiz için 1 adet 30 dahilî, 3 haricî ve 4 bağlama devreli tam otomatik Telefon Santrah ahnacaktır. 1 Buna ait mütemmim malumatı havi dosya AL/V Grupta zörülür. 2 Kapalı tekliflerin üzerine 57300 yazılarak en geç 31/5/965 tarihi akşamına kadar Müessesemiz veya Galata Bankalar Caddesi İstanbul Şubemiz holündeki teklif kutusuna atılması vey» bu tarihte Müessesemizde bulundurulacak şekilde gönderümesi lâzımdır. 3 Teklifler arasmdan şartlanmıza ve ihtiyacımıza en uygun olanlar tercih edilecektir. SÜMERBANK ALIM VE SATIM IVÎÜESSESESİ (Basm 7747) 5864 Bekiimculık en kudretli temizleme tozu a••ttllllllll u:u:uuuuuuıuiuu ••••••••••••••••••••••• ••••••••••••••••'»••ı • F.V*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle