18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE İK* CÜMHURIYET 2 Mayıs 19' ••••••••••••••••••• SOSYAL UYANIŞ Doç. Dr. Safa REISOĞLU oplumcu görüş ve müesseselerln sosyal hayatımız üzerindekl etkisl, son yılları karakteri/e eden başlıca olaylaı arasında yer alır. Özellikle 1945 yılından itibaren slyasl hak ve hürriyetlcrin sağlanmasına yönelmis bulunan gayretler. 27 Mayıs 1960 devrhnini takiben istikamet değiştirraiştir. 1961 Anayasası, bir taraftan siyasi hürrijetleri koruyacak tcminat müesseselerlne yer verirken, diğer taraftan «sosyal devlet» fikrinl ve iosjal devleti gerçekleştirecek temel nnsurlan getirmiştir. Siyasi hak ve hürrîyetlerini esas Itibariyle elde pttiği inancına varan vatanda;, dikkatini, kendisine, başka alanlarda yeni hak ve imkânlar sağlıyacak görüşler ve müesseseler üzerinde toplamıştır. Anayasamızın, «iktisadi ve sosyal hayat, herkes Için adalet ve insanlık hayslyetine yaraşrr bir yaşayıj seviyesi sağlamak amacma göre düzenlenir» şeklindeki hükmii, yeni sosyal anlayışın temelInl te?kil etmiştir. Sosyal adaletin gercekleşmesl, çalışan vatandasların teşkilâtlanarak haklarım savunması gayesiyle, Anayasamızın öngördüğü sendika kurma, toplu tnzleşme ve grev haklarının kaıiunla düzenlenmesi de, sosyal uyanışı teorik alandan uygulama alanına intikal ettirmiştir. T için hukukt mırlarm dısına çıkanlar da görülecektir. emnunivetle ksydetmek gerekir ki, Toplu ts Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun iki yıla yaklaşan tatbikatında, son Zonguldak olayları hariç. esas itibariyle üzücfl hâdiseler olmamıs, yaklaşık olarak 3.000 is yerinde imzalanan 834 toplu iş sözleşmesiyle 400.000 isçî, daha iyi ve daha teminatlı çalışma şartlarına kavuşturulmuştur. Bu müddet zarfında yapılan 75 grev lle kaybedilen iş günü miktan ise *»l'i aşmamıstır. tlk ve son olmasını temennl ettiğimiz Zonguldak olaylarmdan, ümit ederiz kl, bütün ilgili sahıs ve müesseseler gerekli dersi almışlardır. Işçileritniz kanun dışı davranısların çok yönlü xararlan hakkında daha iyi aydınlatılmalıdırlar. tdare adamlarımız muhtemel sosyal gelişme ve problemler için fikren daha hazırhklı olmalıdırlar. Tedbirler, silâhın hiçbir sosyal meseleyi halledemiyeceği noktasından hareket edilerek düşünülmelidir. Sosyal reaksiyonlann gideriimesinde en tesirli vasıta, âdil hareket etmek ve âdil hareket ediidiği hususunda karsı tarafı ikna etmektir. N •••• •••• •••• • «•• • ••• TARTISMA S KIBRISve PATRiEHANE ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı.ıııııııııııııııııiiiıııı bulunduğuna inanıyoruz. Evvelâ şunu belirtelim ki, batının asırlarca uğraşarak ulaştığı sermaye birikiminin en önemli nedenlerinayın Kenan Akansu'yun «Ço den biri emeğin sömürülmesidir. cuk Eğitimi» başlıklı yazısım Milyonlarca çocuk kadın zenci birkaç defa oloıdum. Nedenisçi ve ağır şartlar altında çalışse hep oyun ve oyuncak üzerinde tırılmışlar ve onların emekleri fidurulmuş ve diğer noktalara hıç atına bugünkü büyük kapitalist temas edilmemiştir. düzene erişümiştir.. Oysa ki, çocuk eğitimi çok geMemleket icindeki bu emek söniş bir kavramdır. Şu hususlann mürücülüğünden başka ikinci bir belirtilmesini faydah buluyorum: 1 Çocuklar arasmda fark gö neden de batılılann uzun asırlar sahip olduklan dış sömürgelerzetilmemeli: dir... Şimdi az gelişmiş dediğiAnne Baba çocuklarına eşıt miz o fakir milletler batmın sırşekilde sevgi göstermeli. Aksi hal de, kardeşini kendisine tercih e tından geçindiği diyarlardır... İşte arkadaşınuzın doktriner dıldiğinin farkına varan çocukta sosyalist olmadan başarı kazaneksiklik duygusu gelişebilir. Bunmış devletler olarak gösterdiği dan dolayı da dikkati üzerine batılılar böyle geniş bir sömürçekmek için kavgacı olur. me düzeninin rahatlığı içinde kal 2 Ailede tek çocuk meselesi: kınmak için gerekli sermayeyi bi Eazı ailelerde tek çocuk olduğu riktirebilmişlerdir.. için, fazla ihtimam gösteriliyor. Aşırı sevgi ve şefkat gösteriliyor. Oysa bugün Türkiye'de ne inBunun neticesi olarak da çocuk sanın insanı sömürmesine taham şımank ve bencil oluyor. tşte bumül, ne de başka milletleri sönu önlemek için zamanında çocumürmeğe imkân vardır. Ne iç, ne ğa çok fazla bir sevgi gösterilmede dış sömürücülük söz konusu meli. Sonra çocuğun her istegi olamaz. Memlekette grev kanunmutlaka yerine getirilmemeli. ları çıkmıştır. Halk artık hakkını aramaktadır... Toplum bir îşçi 3 Çocuğun haysiyetine dokuPartisinin kurulmasma ihtiyaç nacak sözler söylememeli: Çocuk kendisine söylenen her duymuştur. sözü, özellikle kötü sözleri bilinç Bu bakımdan gemş halk tabaaltma atar. Bilinç altına attığı bu kalarını ezerek kalkınma yolu ka sözler ise ileride onu rahatsız edepalıdır.. Bütün dünyada emperbilir. yalizme karşı milll kurtuluş hare4 Çocukların yanmda korketleri başlamıştır.. Böylece dıkunç hikâye ve masal anlatmaşarda sömürge edinmekte bizim mah: ıçm imkânsızdır. Çocuğun yanında korkunç şey> Mehmet ERStL ler anlatılırsa, onda fobi gelişebiAnkara Hukuk Fakültesi lir. Böylece çocuk her şeyden korkar. Onun için korkunç şeyler anlatılmamalıdır. Haydar BAŞTLRK Pedagoji öğrencisi Bir müddettlr benl rahatsız Bir oturum Arkadasıraız Yılmaz Çetiner'in Amerikan asker! yardımının yüzünü ortaya döken yazılarını okudunuz sanırım. Türk basınınm fasafisoyla ugraşmayı bir yana bırakıp gerçı çiliğe yönelmesi lüzumu günden güne daha iyi beliriyor. Yazılarc ortaya çıkan şudur : Ânglo Amerikanlar Yunanistanı tıpkı Sevr Anlaşması ııra nnda olduğu gibi Türklere karsı silâhlandırmışlardır. Şimdi yumuşak kelimelerle söylediğimiı bu akıl durduraı gerçeği kimse inkâra yeltenemez. Gelecek yaıılanmızda Yıln Çetiner'in rakamlarla ortaya koydugu hakikatlerin tahlilini yapa ğız. Bugün Amerikan kültür propagandasınm Türk insanını nı açmaza düşürdüğünü bir olayla göstermek istiyoruz. Arkadasımız Kayhan SaÇlamer'in aracılığiyle «Türk Amerıî üniversiteler Dernefi» benden bir konuşma istedi. Konu : Tuı ye ile Amerika! Kabul ettim. Derne&in Osmanbey'deki lüks bir apartmana y lesmis merkezinde çoğu okumus yazmıs ve nazik bir topluluk k şısında konuşma basladı. Ve bittikten sonra sorulara geçildi. Dir yiciler arasında benim fikirlerimde olanlar vardı. olmıyanlar vaı Hiçbir zaman tartışma nezaketi dısına çıkılmadı. Şimdi bu kadar medenî bir hava içinde sorulan bazı sorulan cevapları buraya aktarmak istiyorum. Türkiyenin içinde yaşıj (ve maalesef toplumun üst düzeyinde yasıyan) bazı çevrelerin t sünce ortamlarını göstermek bakımından faydalı olacaŞını sanır SORU : Amerikanın Turkiyede ne işi var, devip; yabancı iteklerinden söz açıyorsunuz. peki Rusyanm Kübada ne işi var? CEVAP : Bunu sormak (eğer Rusya Kübayı ipotek altına mışsa) bir Küba vatandasına düser. Amerikanın yamacında ve t dit altında olduğu halde. Küba, Varsova Paktına girmemistir. I na raÇmen Sovyetlerin Kübavı ipotek altına aldığım kabul edel Bu durum. Amerikanın Türkiyeyi ipotek altına almasını size j kın mı çösterecek? SORU : Liberalizm konusunda düsünceleriniz? CEVAP : Anayasa düzenindeyiz. Liberal düşünceli vatand lara da saygı duyarım. Ancak ticarette özel tesebbüse tanıdıkl strbestliji; bilim, fikir ve sanat havatında profesfire. fikir adam ve sanatçıya tanımaları sartiyle Ticarette ferdî tesebbüse geç; bilim, sanat, fikir özgürlüğünde ferdî tesebbüse dur diyenler lib^ de|ildir. SORU : Sizin yazılarınızla bir kısım bd/.e., 't dergilerdeki çe•şitli yazılar arasında gizli bir irtibat. bir paralellik var gibi geliyor bize... Âdeta bir kampanva görünüsündedir bir kısım basın... CEVAP : Öyledir! Fikir voluntla beraber oldugumuz arkadaslarla çesitli konularda kampanva açtık. MeselS Türk petrollerinin bagımsızlıiı konusunda bal gibi bir kampanya açtık. Bu mücadeleye Türk gençligi de katıldı. SORU : Johnson, Vietnam'ı bırakmıyacaklarını söylüyor. Olabilir Ru^va da Macar ihtilâlini tanklariyle bastırmıştı. CEVAP : Mecelle «Suimi«al, misal olamaz» der. Rusyanm Macar ihtilâli karsısındaki tutumunu zamanında yerin dibine batırmısızdır. Amerikanın Vietnamdaki tutumunu da tenkid ediyoruz. Milletler kendi kaderlerini kendileri seçmelidirler. Amerika, Vietnamda nefret edilecek bir davranısı izlemektedir. SORU : CENTO'nun Yıkıcı Faaliyetlerle Mücadele Komitesi, asırı sagcılıkla da mücadele ediyor mu? Ediyorsa alkıslamalıyır. CEVAP : Türkiye Cumhuriyetinin iç güvenligini «aglamak Anayasayla belli kurumlann ödevidir. Kanunlar var, savcılar var. hâkimler var. Yabancı devletlerin katıldıîı komitelere memleketin iç meselelerinde söz hakkı tanımavız. BaSımsırlıJa avkmdır. SORU : tngilterenin OrtadoSuda ve CENTO'da ne isi var, diyorsunuz. Bir ittifakla buiunmaktadır Bulunur... CEVAP : Biz bu ittifakın Türk millî çıkarlan bakımından faydalı olup oimadıgım arastırıyoruz. tste sizlere tstanbulun Sişlive uzanan Halâskârgazi Caddesi (!) üstündeki lükç bir lokalinden bir oturum... Ve bu oturumdan pek ilgi çekici somlar Yorumu siz kendiniz yapın! •«•« >••• •«•• •«•• •<•• •••• •«•• •«•• *••• •••• •••• ••*• •••• •«•• Fark'ı tutumlar S osjal adalet fikrinin ve ilgili müesseselerin ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki etkileri farklı yönlerden ele alınmıs ve değerlendirilmiştir. Sendika kurma, toplu sözleşme, grev hakkı gibt sosyal adaletl sağhyacak müesseselere, millî bünyenin heniiz müsait olmadığından bahisle, mutlak olarak cephe alanlann yanında; sosyal adalet isteğinl. mevcut düzeni bütün cepheleriyle yıkmak, sınıf catışmasuıa yol açmak art niyetl Içinde bir tahrik unsuru olarak kullanmaya teçcbhiis edenler de görülmüştür. Memleketimiz için çıkar yol. hiç şüphesiz, demokratik rejimi benimsemiş ülkelerin tecrübelerindrn. onları başarıya ulaştıran metodlardan faydalamiarak. Anayasamızın ışığinda, sosyal adaleti Eerçekleştirecek bir düzeni benimsemek olaeaktıt Bıı düzende. siyasi haklar ve sosyal haklar yan yana yer alacak. birini elde etmek için dlğerini feda etmek gcrekmiyecektir. Bu düzende. sınıflar çatışmayacak, daha mutlu bir gelecek için, bütün vatandaşlar aynı millete mensup olmanın $uuru içinde birbirine destck olacaktır. 6 Sosyal Adalet ve geçiş devresi Vatandaşın «calışma gücüııe ve insanlık haysbetine uygun bir hayat seviyesine» ulaşması. yirminn asrın ikinci yansında, sosyal huzuru temin edecfk başlıca unsurdur. Sosyal adaletl sağlıyacak müesseselerden çeklnenler, bu müesseselerde keııdi teminatlarının saklı olduğunu farketmekte gecikmemelidirler. Sosyal adaletin gerçekleştirilmesi teşebbüsleriııde, elbette ki bir alışma devresinin türlfl aksamalarına rastlanacaktır. Çalışan kütlenin söz sahibi olmasını ve Türkiyenin ekonomik imkânları icinde hakkmın tam karşılığını istemesini hazme demijenlcr bulunacajh gtbi, hakkını elde etmek Sına» alandaki sosyal adaleti sağlama teşebbüsleri, çalışan kütlenin büyük kısmım kapsayan tarım alanına maalesef aynı ölçülerle İntikal etmemiştir. Bu gün çiftçilerimizin •'•30'n kısmen veya tamamen başkasımn arazisinde, gerekli himayeden mahrnm olarak, kiracı veya ortakçı sıfatiyle çalısmaktadır. Çiftçi ailelerinin •'•75'i bütün tanm arazisinin ancak •'•39'una maliktir. 1963 anketlerinin sonucnna göre. arazi sahiplerinin #'«39 nnun toprajı yirmi dönümden azdır. eni«i ciftci kütlesine insanlık haysiyetine yarasır bir hayat seviyesi sağlamak, sınaî alanda calışanlara nazaran çok daha zor olacaktır. Tarım alanında, konumnz vönünden iki büyük probiem vardır : a) tki misline yakın bir fazlalık arzeden is eücünü tarımdan haska sahalara çekmek, b) Topraksız çiftçivi toprak sahibi kılmak. Zira. tanm alanında, toplu is sözleşmesi ve erev hakkının kullanılması yolivle calısanların haklarım korumak, türli'ı sebenlerle, her zaman kolay veya mümkün olmıyacaktır. «Sosyal uyanıs» köylerde. şehirlere nazaran simdilik daha zavıf olduîu için. tarım alanındaki sosval adaletsizli*in bütün tesirlerini henüz hissetmemektevİ7. Tonrak reformunun (ziraî reforrnn da kansıvan anlamı icinde) bir an evvel gerçekieMirilmesi. kövlerde tarım dısı is sahalarının »«•ılması. tanm isrilerinin baklannın korunması rihi cîrMî tMb'rlf rin alınmasında penkirsek. renivptimi» tanm alanından selecek bir sosyal hntesirl'"''' k">ı karşıya kalacaktır. Tarım alanı Sonuç «Sosyal uyanıs», «sosyal adalet isteçi» memnuniyetle karşılanacak ve teşvik edilecek normal bir çelismedir. Simdi bütün ilgililere, isçi teşekküllerine, avdınlara düsen, asırı cereyanların. sah•î menfaatlerin vr ard nivetlerin yıkıcı ve anarsik etkilerine karsı sosval diİ7eni ve sn«val adaletin çerçekleşmesi yolundaki gelişmeyi korumaktır. •••• •••• ayın Ecvet Güresin'in 22 Nisan 1965 tarihli başyazısının son paragrafında, «Kıbro meselesinde önceki ve şimdikl hükumetimizin aldıklan kararlann, Yunan hükümetinln tutumundan doğduğunu belirterek, Patrikhane meselesinin de yine Yunanistan'm tutumundan çıktığı ve bu gerçeklerin bütün dünyaca bilindiğini, bizim ise meseleyi ters çevirip bir Islâm Hıristiyan dâvası haline getirmemizin doğru olamıyacagını işaretliyor.» Gerçekten yazar kanılannda yanılmıa değildir. Zira biz Patrikhane meselesi lle «Merkep ve palan» darbuneselini andırmış o luyoruz. Kapitülâsyonist bir Imtiyaz şekli olan Seyri Sefain antlaşmasının lptall ile, suıır dısı edilen Yunan uyruklularına uygulanan karar, iktisadl bağımsızHgımız bakınudan takdire şayandır. Fakat; hıristiyanftlemlninzaten aleyhimizde bulunan kamu oyunu etkileyebilen nitelikte bulunan Patrikhaneyi, sınır dışı etmemiz, kanaatımızca Kıbrıs meselesinde lehimize olumlu bir sonuç doğuramıyacagı gibi ki dış basında yazılar şimdiden başlamıştır da aynı zamanda bizi, Kıbnslı Rumlann seviyesine düşürmüş olacaktır. Zıra Rumlar çoğunluklanna dayanarak soydaşlarımıza tahakküme kalkışıyorlar. Oysa Kıbrıs sorununu bir türlü realıst bir görüşle incelemeyip, böyle sathi bir şekilde ele almak, bu sorunun çözümünde daha pek çok zaman oyalanmak demektir. Acaba Kıbrıs probleminin çözümunü başka nedenlerde aramak daha doğru olmaz mı? Şöyle ki: Meselenin bir Türk Yunan meselesi olduğuna göre, Yunanistanı «Megalo Idea» nın peşinden koşturan; Anadoluyu bir baştan bır başa istilaya kaltaştıran; 12 adayı Yunan hegamonyasma sokan ve nîhayet, Kıbnsta en az Yunanlılar kadar eşit haklara sahip olmamıza rağmen, onlara gir, bize dur, diyen kuvvet ve ham hayallerin nereden geldiğini araş tırıp yaraya bu yolda neşter vurma cesaretinde bulunulmamız gerekir. Aksi takdirde Kıbrıs probleminin lehimize çözümleneceğine, dogrusunu söyleyelim ümitvar değiliz. Vehbi Tt'vnjROĞLTJ Tapu Sicil Kâtibi Çocuk eğitimi S TESEKKUR LİBERflLIZM 21 nisan 1965 tarihli Cumhuriyet'ten Tartışma sütununda Sayın llhan Selçuğun «Liberalizm mi dediniz» başlıklı yazısı üzerine görüşlerini ifade eden Yılmaz Esmer'ın paylaşamadığımız bazı düşüncelerine dokunmak istiyoruz. Esmer, hızla kalkına^ilmek sosyal adaleti gerçekleffcrebilmek, emeğin sömürülmesini önlemek gibi işleri başarmış toplumların büjük çoğunluğunun doktriner sosyalizmi kabul etmediklerini söylemektedir. Biz bu noktada bazı çelişmeler YOLLAR KAPANDI eden kulağımdaki hastalığı mua. yenelerl neticesi lsabetll teşhis ve bu hususta gerekli amellyatı kendilerine has hazakatlerı ve modern usullerl lle yapan kıymet 1 1 hocamız Eulak • Burun • Boğaz Hastalıkları MUt. Sayın HALKEVLERİ • •»> •••• •••• Mükerrem Kâmil SU | alkevlerinin kuruldugu yıllarda Balıkesir'de bulunuyorduk. Açılıştan önce aylarca taazırlıgı yapılmıştı. Uzun bir etüd ve tartışmalardan sonra bir îç Tüzük ve program yapıldı. Amaç, bu yeni kuraluşun adına uygun bir nitelik kazanması, gerçek anlamı ile halkın evi olması idi. Program zengin ve çekici idi. İyi uygulandıgı takdirde yararlı olur, halkın yaşantısına ışık tutabilirdi. Bu programa göre, sohbet toplantıları yapılacak, konferanslar, temsiller verilecek, çeziler düzenlenecekti. Bir de yayın organı olacaktı. H Tasarı mükemmeldi Tasarı mükemmeldi. Kâğıt üzerinde ve sözde her sey yolunda idi. Ancak bir de bu tasarının uygulanması vardı. Işin gönüllüleri denemelerden geçmiş kişilerdi. Biliyorlardı ki, nice güzel tasarı, nice çekici iş programları yürürlüge girince değerinden çok şey kaybediyor, kuru ve cansıı bır hal alıyordu. Kurucular hazırlık günlerinde bu bususun da tartısmasını yaptılar. Bütün ayrıntılar üzerinde inceden inceye durdular. Ve hazırlığın yeterli oldufuna Inandıktan »onra Halkevi kapılannı açtılar. alkı bu yeni kuruluşa alıştırmak, ısındırmak için ele alınan islerin başında bir müsamere vermek geliyordu. Müsamerenin siir, monoloğ ve müzik bölümleri için fazla bir zorluk çekilmedi. Sıra temsile gelince... O günlerde tiyatro eseri bulmak kolay değildi. Telif eser yok denecek kadar azdı. Olanlar bir bir göıden geçirildi. Sonunda Akagündüz'ün «îkiıler» lsimli piyeginin temsiline karar verildi. Verildi ama piyeste kimler rol alacaktı? Sanatçı yoklugu dağ s>bl dıkilmişti ySneticilerin karsısına. Kurucular bu yüzden ikiye »yrılmış, bir taraf piyesten vazgeçil»in, öte taraf piyessiı müsamere mi olurmuş dive tartısıp dururlarken bir kadın ögretmen, sanatçı yok diye işi yüzüstü bırakacak deSiliz ya. biz oyiıarız, deyince birden tartısmalar durdu. tlkin derin bir «essizlik kapladı ortalığı. Bundan otuz yıl önce, Balıkesir gibi oldukça muhafazakâr tanınmıs bir şehirde. bir kadın ögretmenin sahneye çıkması akıl alacak sey degildi. Fakat bu işin öncüleri basladıklan isi yanda bırakacak, engel tanıvacak kişller degillerdi. Roller için tanınmış sahsiyfttlere başvuruldu. Doktorlar, mühendisler, öğretmenler, bankacılar Te is adamlan birbirinden kuvvet alarak piyeste rol almagı kabul ettiler. Provalara baslandı. Haber yıldınm hıziyle yayılmıstı ortalıga. Sehirde, yedisinden yetmişîne herkes tanıdıkları kimselerin tiyatro oynnculugu yapacagını konusu. yordu. Söylentiler, yorumlar günlerce devam etti. Nihayet o gün geldi, çattı. Halk vaktinden çok Snce akm akın Halkevinin yolunu tuttu. Kapılarda bulunanlar sonnna kadar dayanamadılar. Pencerelerden bile girenler vardı. Salon Sylesine doldu ki yöneticiler yıkılm» kayçısı ile mimar, muhendis aramaga başladılar. Ve «tkizler» amatör oyunculardan beklenmiyecek, inamlamıyacak bır başan ile temsil edildi. Böylece ilk »dım sağlam •tılmıs, gece parlak geçmişti. Balıkesir Halkevi her gtin biraz daha gelisti, güclendi. Hoparlörler alındı. O tarihte Radyo buSünkü gibi yaygın degildi. Lükstü, varlıklı kısılerin harcı Idi. Bunun için Halkevinin plâk yayınlan çok makbule geçiyor, çevrenin müzik ihtıyacını karşıhyordu. Sonra haberler sıcaçı sıcagına duyuruluyor, şehirle ilrilf anonslar yapılıyordu. ohbet toplantılan, konferanslar düıenlenirdi. Konuşma sanatına vâkıf. sehirce tanınan, sevilen kişilerin konuşmaları, konferanslan da en az temsiller kadar ragbet görüyordu. Kaynak adlı bir dergi çıkarılırdı. Bu derginin, bugün koleksiyonları incelenecek olursa, memlekete ne esaslı bir folklor hizmeti yaptığı, şehrin tarihini yazacak olanlara ne değerli belgeler kazandırdığı görülür, anlasılır. Geziler düzenlenirdi. Topluca komsu illere, ilçelere, köylere gidilir, mahallî el sanatlarından armaganlar eötürülür, kitaplar, temsiller verilir, yardımlar yapıiır, doktorlar sağlık durumunu kontrol eder, sağlık çantasında bulundurulan ilâçlar dağıtılır, iyi münasebetler kurulurdu. Bir kitaplık kurulmustu. Kısa bir süre içinde bagışlarla bu kitaplık odanın duvarlarını aşmış, iç içe salonlar balini almıstı. Pofrikhonenin hukuki durumu V mesal arkadaşlan Doç. Dr. 8 0 . heyl Eğumes Doç Dr. Erdoian Koouk, Müt. Dr. Behbut Cevanalr, Müt. Dr. Krol Tezel. Dr. tbrahlm Sava«. Dr. Arslan Akmandll, Dr. Avnl Baloğlu. Dr. Ömer Ta. ha, Dr. Şahap Özyazıcı beylere T« serris hemslrelertne, yattlgım müadetçe benl rlyaret etmek lut funda bulunan akraba dost »e arkada«larıma aonsuz mlnnet T« tesekkürleıiml sunarım. Doktor PeriAu SEBKR Cumhuriyet 4716 Profesör Dr. SAFA KARATAY'a ••*• ••*• ••«• • ••• • •** :::: • •!• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• :::: Sözün kısası Sözün kısası, Halkevi yurt ölçüsünde bir isim yapmıs, programının zensinliği ve bu programın uygulanmasında gösterdiği başarı ile birçok Halkevine örnek olmus. bn konudaki çabsmalara ısık tutmus, hız vermişti. Gerçekten de halkın evi niteliğini kazanmıstı. Teknik elemanlar artmıs, sehir ölçüsünde bir tiyatro ekipi kurulmus, halk eğitimi ön plâna alınmıs, güclü bir kültür ocağı seviyesine ulasmıstı. H O ğrencisi ders çalısmak, kitaplıktan yararlanmak için, aydını kafa dengi arkadaslarla meslek münasebetleri kurmak için, çofunluk da isinin dışında vakitlerini değerlendirmek, hosça birkaç saat geçirmek için gelirdi Halkevine. Okullar yıllık müsamerelerini orada verirlerdi. Yardım kurumları yararına düzenlenen müsamereler orada olurdu. Millî bayramlarda orada balolar ve. rilirdi. Okullararası güzel söz soyleme, güzel siir okuma ve yazma yarışmalan yapılır, çocuklar, gençler tesvik görür, kabiliyetler kesfedilirdi. Yeterli ellerde Halkevi, insanın icindeki cevheri bulan, meydana çıkaran, ham maddeyi isleyip memlekete defcerler kazandıran bir ocak haline gelmisti. O tariblerde Halkevinin Balıkesir kültür hayatına yaptıŞh hizmet saymakla bitmez. Halkın yaşantısıns ışık tuttugu, halk eğitimini yumuşak ve çekici bir metotla ele aidıgı unutulamaz. • ••• • ••a • ••• • ••• Sonuç Bn günlerde dışta da Halkevlerinin açılması yoluna gidileceğini duyduğum zaman çahsmalarını yakından izledijim bu Halkevini düsündüm. Bu bir gönüllüler isidir. Ülkücü insanlar isidir. Ask ve heyecan ister. Tararlı olmak için sadece birçok sey bilmek yetmez. tsi sevmek, dâvaya inanmak, bu yoldaki çalısmalarm büyük bir mem leket ve kültür bizmeti olduğunu kabul etmek lânmdır. Âdet yerini bulsun dive Halkevi çalısmalarında çörev almakla iş yürümez. Candan bir istekle ve kararlı olarak saflara katılmak, işi her sün biraz daha ileriye gStürmek amaciyle halk dâvasında rol almak icabeder. aman zaman memleketimizde okur yazar sayısının oranı flzerinde yaıı ile, sözle yanar, yakmınz. Türlü kanunsuzluğun, düzensizli5in, aşırı eğiiimlerin bilgisiıükten Ueriye geldiîini olaylar karşısında anlarız. Hâdise yaratanların çofu egitim ve Sğretim g5rmemi« olanlann arasından çıkar. Bilçisizlikle «avasmak zorunluJnnda olduçumuzu duyar, kabul ederiz. Şn halde? Evet, su halde? Kanaatimizce halk eçitiminde olnmln gonuçlar almak, bilgisizlikle savasmak lçln tutaeagımıc yollardan biri de memlekette boylesine çalışan nalkevlerinin «ayıomı artırmaktır. azifesi, Türkiye'de Ortodoks ekalliyetin dinl vecibe ve ihtiyaçlarını yerine getirmekMerhume Emine ve merhum Mehmet Kançal'ın oğulları, ten başka bir şey olmayan ve sırf merhume Fikriye Kançal'ın eşi, merhum Kadri Kançal, merbu maksatla kurulmus îstantml Fener Patrikhanesinin, Türkiye'hume Ayşe Kudde'nin ve Ali Kançal'ın kardeşleri, Orhan, deki hukuki durumu hakkında Bedia, Turgut, Seniha, Alparslan, Fazilet, Cengiz ve Korkut Sayın Dr. Abdullah Polat GozübüKançal'ın babaları, Şükriye, Berran ve Naran'ın kayınpederyuk taralından kaleme alınmıs ya leri, Çiğdem, Fikri ve Esra'run çok sevgili dedeleri, Avukat zılannı okumuş bulunuyoruz. Vedat Kançal, Avukat Mehmet Ekrem Kançal ve Süleyman Bizansı ortadan kaldırmakla Kançal'ın amcaları. Avukat Şemsettin Güner'in dayısı Dünya tarihinde bir devri kapaŞehrimiz tüccarlsrmdan. Kemaliyeli yıp, ikinci bir devri açan büyük Osmanlı Hakanı Fatih Sultan II. Mehmed, bu devirde esasında Yunanlılarla hiç bir alâka ve irtibatı bulunmayan Doğu Roma kak;sa bir hastalığı mütaakıp Hakkın rahmetine kavuşmuştur. hntılarınm dinde serbestiyetini Cenazesi 2 mayıs pazar eünü öğle namazını mütaakıp B^yazıt Türk'e has büyük bir âlicenaplıkCamiinden kaldırılarak Kozlu Aile Mezarlığındaki ebedl isla teslim etmekten başka bir şey tirahatgâhma tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye... olmayan ve o zaman için mücadele hâlinde bulunan Katolik 4ILESİ mezhebi yerine Ortodoks patrikliğinin devamma tarih önünde hak Cumhuriyet 4732 ve hakkaniyet esaslarına zede vermemek için müsaadede bulunmuştu. Mılli mücadelemizi müteakip, Lozanda akdedilen andlaşma ile büyük Fatih'in verdiği bu imti% 50 tenzilâth Haziran, Eylül ayı rezervasyonu yaz, Türk'ün iyiniyetinde tekraTelefon: 71 54 06 71 65 88 ren en bariz ifadesini bulmuş olmasına rağmen, çok acı bir gerçektir kı, asırlardan bu yana bu (Basın 6534/4703) dinl teşkilât zaman zaman esas gayeden uzaklaşarak gizli bir siyasi kurum hüviyetine bürünmüşBÜYÜK ACIMIZA tür. KATILANLARA Anl ve ramansır kayblyle blzSon Kıbrıs laciası gün gibi aşiTEŞEKKÜR lerl büyük acılara garkeden aziz kâr olarak göstermiştir ki, Kıbnvarlıgımız sı ve Ege Adalarını megalo idea' KUbra Erel'ta *(1. «rgül. Nurl, nın bir sıçrama tahtası olarak LutfuUah SAĞCAN'ın Nur'un babatı, Zeynep ötkertnln vehmeden bir zihniyetin temsücicenaze törenlne istirak eden, eve damadı, Emln ötkerenln «nlfteti, si ve kuklası olan papaza, zaman kadar gelerek taziyette bulunan, Vakıflar Bankaaı ümura Müdür zaman el altından yardım kamtelefon, telgraf ve mektupla bümuavinlerinden v« Ege Bölgesi yük acımızı paylasarak blzleri panyası tertiplenmesi, Batı memMüdUrü tea«lliye çsliîan muhterem büleketlerinde din müesseselerinde MUSTAFA EREL yüklerimlze, m«rhumun kadirjiTürkiye ve Türk'ler hakkında nat «rkada?ların», akraba v« »5.4.19M gunO Hakkın ralunetin* mentî propagandalar yapılması, dostlarımıza. müesseıelere ayrı kavujmuı v» ebedl lttlrahatgâhıYurtdışında Ermenilere mitingayrı tesekküre perijan halimiz na Z7.4.1965 günü tevdi cdilmlfler tertibettirümesi gösterilen iyimanl oldugundan gazetenizln tatir. niyeti ve bu iyiniyetin sahibi ovassutunu rlca ederiz. Cenaza törenin» ljtirak «denlan bir milleti arkadan vurmak Aile adına lere, çelenk gönderenler* ve evive işi bir Müslüman • Hristiyan Hiberullah Sağcan mlze gelip bajsaglığı dileyenlere, mes'elesi hâlinde göstermek ve ayrıca telgraı ve telefonla acımıen nihayet Dünyanın sonuna kaza Iştirak eden akraba ve dostladar gerçekleşmesine imkân olrımıza ayrı ayrı teşekkür etmeye büyük acımız lmkan vermayan ve ham bir hayalden llemediğinden gazete ile yapmı$ ol! ri gidemiyecek, Aj'asofya'da çanduğumuz teşekkürlerlmlzin kabuların çaldırılması hakkmdakl köh lünü rica ederiz. nemiş zihniyete hizmet etmekten EREt T* ÖTKEREN \ Tel: 36 12 75 başka bir şey değildir. ailcleri Adnan Parmaksızoğlu llSncılık: 6585 4732 Memur V E FA T PERDE ARALIGINDA^ FİKRİ KANÇAL ATAKÖY PLÂJ MOTELLERI BRSKI ÇIKTI Genel Dağıtım: BATEŞ Çağaloğlu Tel: 27 38 01 Cumhuriyet 4719 TTIIITTllt tUtltlHIMHI|MMMH>||H||ll||ll|HHHttlll»M»mM>*lftl|lf. TESEKKUR ULVİ URAZ KÜÇÜK SAHNE ( A NK A R A 'D A { GÖZLERİMİ KAPÂRIM | VAZİFEMİ YAPARIM \ HALDUN TANER | (350. OYUN) 5 Mayıs 1965 6 Haziran 1965 Biletler ANKARA SANAT TİYATROSU gişelerinde satılmaktadır. Kızııay, Dılamur Sokak No. ? Telefon: 17 81 71 (HAS: 12?« ! • •• İ \ SUADIYEDE İ Satılık Villâ Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı i DSİ Cenel Müdürlüğünden: I BOSFOR TORiZM Uluslararası otobüs hattını da açtı Tel: 48 51 51 • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ! • • • • • • • • • • SANAT ENSTİTÜSÜ MEZUNU ARANIYOR 1 Kiti ve Silifke Hidroelektrik Santrallerinde opitatör veya operatör yardımcısı olarak çahştırılmak unre askerliğini yapmış, Sanat Enstitüsü elektrik bölümünü bitirmiş 5 kişi, tornatesviye veya motor hiîlümünü bitinniş 1 kişi imtihanla alınacaktır. 2 İsteklilerin Ankarada Ulus Şinasi sokağı Çatal Ha daki DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığına bi zat veya dilekçe ile müracaat etmeleri lâzım'lır (Basın 6782 A 39!W'470i] ISTANBULMÜNÎH'ten sonra İSTANBUL VENEDİK MİLANO «••••••••••••a Cumhurıyet S aBBSBaBSEBBSEBSHBa!^^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle