16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKİ CUMHURİYET 26 Mart 1965 BASINDA Doç. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL asınm önemi ve görevleri konusa, bagüıı üzerinde bir tartışma açılamıyacak kadar ortak gorüslere vardınlmıştır ve halkın da malı ol•ııiftnr. Okuyucular, Tiirk basını içinde yer alan ber gazete ve dergiyl. onları çıkatanlar kadar kendilerinin saymakta, üstelik devamlı okuyucu oltnaktan gelen bir bağlilık ve içtenlikle «kendi» gazete ve dergilerini yargılamaktadırlar. Basın ile okuyucu arasında kurulmu; olan sıkı bağların ilk tonucu, gazete ve dergileri yönetenlerin okuyuculaı katındaki sorumunun gittikçe artmakta oluşudur. Belli alışkanlıklar ve bekleyişlerle satuı alınan süreli yayınlar umulanı venneyince «okuyucu» Snee tedirgin omakta. sonra da arkamda yumurta küfesi yok ya!> gibisine yeni bir denemeye giriş.mektedir. Öte yandan. değişen yurt ve dünya ko(ullarmuı gerekli kıldığı insana ve gerçeğe döniiî, flklr nâmusu ve haber dürüstlüğü de basını •muhteva»da nlduğu kadar biçimde de yeniliklere zorlatnaktadır. Basın ile okujucu arasmdaki ilişkilerin yanı •m» basınm kendi arasındaki yarışmalan ve eekişıneleri bize, kalırsa, basuıın görevleri konusunda tehlikell sapmalara yol açabilecek bir döneme varmıstır. Olay. büyük yatirımları gerekli kılan her hangi bir •işletme»deki iktisadî kurallar cerçeve•inde gelişmekte, «reklâm ve ilân» sağlanan kaynaklann istekleri ile okuyucunun bekledikleri ara•nda yeni bir çatışma doğmaktadır. Basınla ilgill yazılanna özel bir değer verdiğimiz İlhami Soy•al'ın •Tiirk basını nereye gitmektedir?» sorusuna verdlği cevap, olayları içindcn izlemek durumunda bnlunan yaıarın, endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu ifade etmektedir: «Tiirk basını.. süratli bir tempn ile tröstleşmeğe doğru gitmrktedir. Güçlü güçsüzü ezmekte. büyük balıklar, küçük haIıklan yutmaktadır.» (1) Bize kalırsa, «Bes büyükler» arasında ccreyan ettiğine işaret edilen, kıyasıya savaş. ikinci ravuntta «işbolümü»nün gerek lerine nygun bir biçim kazanacaktır ve bu dönemde «küçük balıklar» için olduğu kadar kocaraan balıklar içln de bir hlzmet alant bulunabileceklir. •Fikir gazetesi» kalmak veya olmak yolunda çalıfanlar, serefli bir hizmeti kazanç düşüncesinin önün« geçiren bir tutumla, sayılan her gün biraz daha artan bilincli okuyucularının desteğinl bulacak « •a • • AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE <••• B gazetelerl arasuıda diizenlenen uluslararası bir yarışrnada Robert Kolej Lise bolümü öğrencilerinin yayınladıkları «The BOSPHORUS.un «en basanlı okul gazetesi» »eçllmi? olmasıdır. >••• SERMAYE BIRIKIMI ISMAIL CEM Kaybolan değerden sermaye birikebilir... ülkede var olan zengınlığı (Maden, tarım ürünleri, v.s.) kendi ülkeleri namına kullanmaktadırlar. Bu sömürgeciliğin onlar» ver diği, kayıtsız şartsız bir haktır. Asıl önemll olan, günümüzün yaygın az gelişmiş ülke tipi yeni sömürgeler ve bağımsızlardaki değer kaybıdır: larını gereğı kadar ışletemiyecekleri iddiası da yanlıştır. Örneğin Mısır, işletmesi bir madeni çıkarmaktan çok güç olan Süveyş Kanalını, önce yabancı teknisyenlerin yardımı, sonra kendi teknik adamları ile işletmiştir. Bu mılliIeştirmenın ikinci gününde ise bütün Avrupa basını «Yazık» dıyordu. «Çok gerekli bir su yolu artık dünvaya kapanmıştır.» YENİ ADANA • ••• «••a • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• a>ın hayatma önce «Adana. adıyla 25.12.191S yılında giren, Fransız İşgâl Komutanlığı taraftndan kapatılmca yayınma «Yeni Adana» olarak devam edcn gazete, bir aralık Pozantı'da çıkmıstır. Yeni harflerin kabulündcn kısa bir süre sonra da 3.12.1928 tarihinden itibaren tamamen yeni harflerle yayınlanmıştır. f2) Sava» yıllan sırasındakl •Kuvayi Milliyeci tutumunun yarattığı güçlükler ve ülkücü yazıcı, dizici ve yöneticilerinin ask dolu çalışma hlkâyesini geçen yıl yayınlanmıs olaa blr kitapta aynntılan ile okumak mtimlriindür. (3> Gazetenin 19341960 dönemlnde de «baskı metodUrının zorluğu alhnda görevine devanı ettiği», yayın yasaklanndan sonra 9 mayıs 1960 giinü siiresiı olarak kapatıldığı görülmektedir. Kapatılmanın gerekçesi, zamanın muhalefet lideri İsmet tnönü'nün yabancı basın temsllcileriyle yaptığı toplantıda söylediklerinin yayınlanmıs olmasıdır. Amerikan Gazete Sahipleri Birliği Vakfı, ödülün verilmesine ölcü olarak «gazetenin çevresine ve toplumun kalkınmasuıa yararlı yaym yapmayı. bu uğurda cesur davranışlarda bulunmayı, uzun bir süre yayınlanmrs olmayı» ele almıstır.» 1918 dfn beıi halkın hizmetinde» bnlunan «Teni Adana», gerek doğusu ve yaym koşulları, gerek ü<; ay içinde yeni Türk alfabesine geclşj. gerekse bir dikta rejlmlne karsı verdijfi hürriyet savası ile Türk basmına «1985 Dünya Basın Başan Armaeanı»nı kazandırmı; bulunmaktadır. "Yeni Adana» İle birlikte biz de «Bu iilkenin hür ve baysiyetli gazetelerine kıvanc verecek hu haberin ««vinclni» paylasıyonız. İkinci basan amatör blr çalıstnaya verilmistir. Columbia Üniversltesinin Gazetecllik Enstltiisü U) Urafından her yıl Use derecesindeld okul gazeteleri arasında düzenlenen yansma. profesyonel gazeteeilerden ve gazetecillk profesörlerinden kurulu 4İ klsjlik jürisiyle geleneksel bir gazetecilik yarişmasıdır. Türkce ve İngilizce olarak 196» vılından beri yayınlandıjhnı gbrdüğümüz «The tu. Bosphorus» bu yıl Iki bine yakın okul gazetesi araTflrk basınuıın meseleleri üzerine eğilenler sasında hirincl secilmistir. Bu birinclllği kazanan İlk dece «büyükler» konusunu ineelerlerse büyük hakyabancı eazete oldıığu kadar, gazetenin yazı aile•ızlık etmis olurlar. «Kannca kararınca. da olsa sinin okuldaki eazetecilik smıfında yetlsmekte hnhizmet gören mütevazi basın erlerinin de ilgimi?i lunusu da hu basarıya dikkatimİ7İ cfkmclidir. Gabekleyen sorunları vardır. Resmi bir istatistik 1964 zetenin yöneticisl Nurhan A. Becidyan'ın hlze veryılı içinde Türkiyede 1.739 gazete ve derginin ya(liîi bilgiye ve incelemek (ırsatını bulduğumuz gaymlandığını haber vermektcdir. Bunlardan 382 si, Tete sayılanna göre, 2 1 kişiyi bulan bir kadronun 1 33 ü ajans bülteni olmak üzere, gündeliktir. 929 işbirlijnyle hazırlanan «The Bosphorus», haberlerl dergi ise, İstanbulda yayınlanan 576 sı bir yana objektif bir açıdan vermekte, yapıcı tenkitleriyle bırakılacak olursa, Anadolu ve Trakyanın çeşitli öğrencilere yararlı olmaktarfır. Gazetecilik dersilehir ve kasabalarında çıkmaktadır. Bugiuı artık nin bir uygulamasi olarak çıkanlan gazete, îstikber illmizde basının en azından bir temsileisi mevbal İçin ıımut vericldlr. cottur ve mesele İstanbulda giindelik olarak yaBu ki ömek. mahiyeti üzerinde tartı;ılan «hamTmlanan 34 gaıeteyi çok aşan bir ölcüde kendini leler»ln yanı sıra gerçek ba^anya nzanan giiç yohlssettirmektedir. tstanbul, Ankara ve tzmirde yalu işaretlryen iki umut cjzgisi olarak bize, üzerinyınlanan gazete ve dergilerden bazılarmın Türkiye de durulmağa değer göründü. Blrl dünden bugüne Slçüsunde dağıtıhp okunmakta olusunu gözönünde .bteki bugünden yanna uzanan bu iki yol, bizi özbnlundurarak «Bölge Basını» adını verebilecegimiz lenene kavusturabillrler. Türk basınının sayıra büyük öteki parçası ne durumdadır? Bolge basınımızın 1ortaklaşa meselelerinl fl> Bk. Yön, S. 102, S. 10 (12 mart 1965> •le almayı bir başka zamana bırakarak, Türk ba(2) lsmail Tevflk, Adana VilâyeJti Matbuatı, An•mma seref getirmlj olan Iki başarısı üzerinde durkara 1932, S. 9 ve 14. mak lstiyoruz. Büyük gazetelerimizde bir haber ol (3) Bk. Ö. S. Coşar. Mill! Mücadele Basını, tsnaktan öte üzerinde durulmamış olan bu başantanbul 1964, S. 6386. lardan llkl »YENİ ADANA» gazetesine verilen (4) Iküsat Fakültesi Gazetecilik Ensütusunun ku•19CS Dünya Basın Başan Ödiilü ikindsl de okul lakları çınlasın!. Y iiii Ülkedeki zenginlik çeşitli sebeplerden ötürü toplum yararına kullanılmıyor nceki yazılarda az geHşmış ülkelerin klâsik usulde sermaye biriktiremiyeceklerıni ve kalkınmayı ancak kendi çabaları ile başarabileceklerini belırtmeye çalışmıştık. Bu sermaye, az gelişmişlerde var olan iki unsur dan meydana gelecektir: Birincısi, ülkelerdeki ekonomik sistemın bozuklugundan ve uygulanmasmdaki aksakhktan ötürü «kavbolan değerler» dir. İkinci ve daha önemli olanı; Myrdal, Nurkse, Lacoste gibı iktisatçılar tarafından az gelişmişlerdeki sermaye birıkimi için tek çıkar yol olarak nıtelenen «Insan gücü yatınmı» dır. tnsan gücü yatınmı, birikimin asıl unsurudur. Kaybolan değerler ise zaten var olan. fakat çesıtli sebeplerden ötürü sermaye birikimınde kullanılamıyanlardır O YENİ SÖMÜRGELERDE Sömürgecilik, şu şekilde tanımlanabilir: «Gelişmiş btr ülkenin, kendisinden güçsüz olanın ekonomik kaynaklarını kendi çıkanna göre işlrtmesi ve bnnu «ağlamak üzere Slkedeki siyasî knvveti elinde bulundurması.» tkinci Dünya Savaşından sonra bu ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmaya başlamaları, sömürgecilerin «aynı sömürmeyi değisik siyasi sartlar altında sürdürecek bir sistemi» kurmalarına yol açtı. Bu yeni duruma göre, az gelişmiş ülke biçimsel bir bağımsızlık kazanmakta, siyasi partileri ve liderleri gelişmişin bir çeşit temsilcisi olmakta ve iktisadî sömürülüj aynen devam etmektedir. Yeni sömürge durumundaki ülkelerin kaybettiği değere en iyi örnek, madenlerdir. Az gelişmiş ülkelerin çoğunda yeraltı zenginlikleri önemlidir Bu madenler. sömürge dÜ7eni kuruldu kurulalı gelişmiş ülkelerin şırketleri tarafından işletılmekte ve sağlanan büyük kâr bu şirketlerin aracılığı ile gelişmiş ülkelere gitmektedir. Kongo madenleri, Orta Doğunun ve Lâtin Amerikanın petrolleri, Şili'nin bakın gibi. Az gelişmi» ülkeler »rtık kendi kaynaklarına sahip çıkacak ve bu değerden kendi »ermayelerinin birikimi için faydalanabilecek duruma gelmişlerdir. Gerekli siyasi gücü elde etmeleri ve madenlerini millileştirmeleri gerekmektedir. Gelişmiş ülkeler millileştiunek söz konusu yapıldığında, buna iki yoldan itiraz e'tmekte'dirler: Birincisi, buraya yatırdıklan sermayenin henüz geri gelmediği, ikincisi az gelişmislerin aynı işletmeyi devam ettirecek füçten yoksun olmaları. Son 20 yılın millilestirme hareketleri ve sömürgecilik tarihi bu iddialann yersiz olduğunu gösteri yor: Az gelişmişlere geçmişte yapılmış dış yatırımların hemen hepsi sermayedarlara gerekli kazancı sağlamıştır. Bu kazanç saglanmamış olsa, zaten yıllardanberı aynı şirketler az gelişmişlerin kaynaklarından faydalanmaya devam etmezlerdi. Bugün orada var olmaları, yatırımlannın karşıhğını aldıklarını ispat etmek tfdir. Kaldı ki, yatırımların çoğunun yöneldiği petrol ve diger madenlerin onlara sağladığı kazanç artık bilinmektedir. Bugün yapılan yatınmlar ise muhtemel bir millilestirme gözönünde tutularak cAceleci» olmaktadır. Az gelişmişlerin kendi kaynak ••>• «••• •••• • >•• •«•• •••• • ••a • ••• *•*• »*•* • ••• • •»• *••• • ••• • ••• • ••• BAĞIMSIZ AZ GELİŞMİŞLERDE Tabıî kaynakların yabancılar tarafından ışletılmesinden ötürü sermaye birikiminde kullanılamıyan değer, bağımsız az gelişmişlerde de vardır. Ancak bağımsızların özelhği, değerin daha çok ülkenin içinde kaybolması; dışanya gıdetıin ise bir kaynağın işletilme«inden değil, çoklukla ticarî sebeplerden ötürü kaybedilmesidır. Az gelişmiş ülkelerin, sınırlı ımkânlarını en iyi şekilde kullanmalan gerekir, demiştik. Oysa, bu ülkelerde var olan cıhz sermaye, çoklukla en kötü şeküde kullanılmakta, sermaye birikimine faydalı olmamaktadır. Bu kayboluş, önce değerin çoklukla pek bilgili olmıyan ellerde bulunmasından ileri gelmektedir. Değer, en dolu alana yatırılmakta. ve ziyan olmaktadır. Örnegin Türkiyede, dokuma sanayıı kapasıtesınin • »30 u, makine ve âletler sanayii '»35 i oranında çalışmakta, geriye kalan güç kullanılmamaktadır (1). Başka bir deyımle, dokuma sanayiine yatmlmış olan 100 liradan elde edilen 30; lira ile elde edilebilecekten fazla değildir. Yani, 70 lira ziyan olmuştur. Sadece yatınmı yapan şirket için degıl, bütün Türkiye için. Bir başka deger ise, eldeki sınırlı sermayenin, gayet normal olarak, ülke iktisadmtn gerektirdiği alana değil. en fazla kazanç saglayacağı »lana yönelmeslnden ötürü kaybedilmektedir Gelişmiş ülkelerde var olan zenginlik ve sağlam piyas» mekanizması bu tür gereksiz y»tırımlardan pek kayba uğramaz. Az gelişmişler ise yerind» kullanılmıyan her kuruştan zarar görmektedirler. Örneğin, eğer büyük kazanç varsa. sermaye «yılan derisinden saat kavısı» yapmaya yönelmektedir. Fakat, aynı sermayenin, meselâ motör yapımında kullanılmamasından ülke zarar etmektedir. Birinci örnekteki sermaye (değer) gereksiz bir tüketim maddesinin yapımına gitmekte ve ülkedeki sermaye birikimine bir şey katmamakta; ikinci örnekteki ise üretim maddesi yapımına giderek yeni araçlann üretilmesine ve sermaye birikimine yardıroeı olmaktadır. Az gelişmişlerde sosyal ve ekonomik sebeplerden, yabancı ülkelerle olan ilişkilerden, v.»., kaybolan değerin daha çeşitli örnekleri vardır Biz en önemlilerini sıralamay» çalıştık. Kaybolan değerler, ülkesine göre, az gelişmişlerin sermaye birikimini büyük çapta etkiliyecek niteliktedir. Ancak, bu değerler de en olumlu şekilde kullamlsa bile, az gelişmiş ülkelerin (bir kaç istisnanın dışında) sermaye biriktirmelerini ve kalkınmalannı tek başına taglayamaz. (1) yıl. Kalkınmt Plftnı, birinci 5 YARIN: ÎNSAN GÜCÜ YATTRIMI «••I EKONOMİK SISTEM gelışmıs Azbir".tirmek ülkelerin sermaye ve kalkınmak için ellerındeki sınırlı imkânlan en jyi şekilde kıymetlendirmeleri gerekır. Oysa, bu ülkeler zaten çoklukla önemsiz olan imkânlarını en kötü sekilde kullanmaktadırlar. Az gelişmişlerde degerler iki ana sebepten ötürü kaybolmakta ve bu kaybm onemı ülkesine göv değısmektedır :: : >••* )••* • •••) • ••« ŞEHİR TİYATROSUHDA EDEBİ HEYET Zeki COŞKUN ::: B Şehir Tiyatrolan eski müdürü ya gelir ve çalışırdı. Son lamaolarda gozlerl de elediye Meclisinde ve gazetelerde tartışma göraıeı oimnştu. Maddi ııkıntı içinde idi. Kenkonusn yapılan ve Şehir Tiyatrosunun yeni disine yardım olmak üzere, yflzlerce defa »ahyânetmeliğine «Edebi Heyet ve Mnrakabe nelerimizde temsil edilmis olan meftanr «Kavuk Knrnln» konulmasına dair komisyonnn aldığ< Devrildi» piyesinin temsiline karar verdik. Yakarar üzerine, 14 sene bu müssesede en müskiil zar Sayın Burban Arpad'ın araeılıfı ile temsi•artlar altmda çalışmış ve bir kaç yönetmeliiin lin ilk gecesine «jübilemsl» bir mahiyet veriltasarılarını hazırlamıs bulunsn bir idareci olamesi nyçun görülmüstü. r»k bu konudaki fikir ve kansatlerimizi belirttnekte fayda mülâhaza ettik. Temsilin ertesi günü Edebi Heyet Baskanı Ercüment Ekrem Taln imzasiyle bir ya« aldık. Söz konusu olan yönetmeliğe ait tasarıyı Bu yazıda Edebî Heyetin tasvibi alınmadan bu görmedik. .Mahivet ve şümulünü bilmiyoruz. eserin temsil olunması tenkid ediliyor ve bu Ancak gazetelerde okuduğumuza göre, tekrar Edebî Heyetin yetkisine bir tecavüı olarak knrnlacak olan üç kisilik «Edebî Heyet ve Mubelirtiliyordu. Oysa tiyatroda o zamana kadar rmkabe Kurnlu» na Belediye Meclisi üyelerintemsil edilmis ve daima repertuarda hazır bir den geçilmek ve bunların ödeneklerinin de tihalde bnlunan telif ve tereflme yüıleree eser yatro bütçesinden verilmek istenildigini Bgrenbulunuyordu. mis bulunuyoruz. Edebî heyetin, evvelce temsil edilmlş ve reEvvelâ sn cibeti kesin olarak belirtmek yeperluara almmıs olan eserlerle llgilenmeleri rinde olur ki; Belediye Meclipi üyelerinin bu hatâlı bir görüştB. Yönetmelikte buna dair blr heyete seçilmeleri ve ödeneklerinin tiyatro bütkayıt da yoktu. îşte tiyatro yöneticileriyle Edeçesinden ödenmesi, 1580 savılı Belediye Kanubî Heyet arasında ilk tartışma bu şekilde başnanun 29 uncu maddesinr avkırıdır. Kanunun ladı ve sonuna kadar da devam etti. Nibayet bu maddesi aynen şöyledir: eski Belediye Reisi Sayın Kemal Aygün, bü(Belediye Reısleri veya Belediye âzası rnenyük bir anlayıs ve sanatseverlik göstererek, «up olduğu belediye butçesmden maaslı veya Edebi Heyeti lâğvetmi* ve bütün yetkileri Saücretli bir vazıfeye tâyın edılemez.) yın Mnhsin Ertngrul's devrederek tekrar tiyatKanunun bu sarih hükmnnü, komisyonun ronun başına getirmekle ba eıkmaza bir lon •ayın üyelerinin bilmemesi hatıra selmez. Bunvermistir. ds bir yanlıslık olması mümknndür. Komisyonun Sayın Başksnınm bn konuda Söz konusu olan Edebi Heyet ve Murakabe Belediye Mecllsindeki aSzlerine de katılmıyoKnruluna çelince: hunun da mânasını anlayaroz. msdık. Halkın ahlâkına larar veren, geleneklerine Beledi>e ve Beledıveie bağlı kurumların, fcer yönden Beledi\e Meclisince Denetleme (Mu ve imanına karsı olan biç bir eser, simdiye kadar tiyatromuzda temsil edilmemiştir. Esasen rakabe) yetkisi vardır. Eçer komisyonun tasarıher temsilde hazır bnlunan gavcılann, bn gibi ya koyduğu murakabeden kasit. tiyatronun idaeserleri denetlemekte olup her an sabneden re ve teknik islerine müdahale ise, bu da kakaldırılmalarına emir Tenneleri karar ve yetnuna aykındır. Belediye Meclisi üveleri, gerek kileri dahilindedir, Ve yine bngflne kadar «avBelediye ve eerekse Belediveye ba^lı kurumlacılar tarafından, halkın zaranna yanlmış olmann vazifelenne ve icra islerine karışamazlar. lanndan ötürü herhang) blr ••erin labneden Radece bu çalısmaları ve icra islerini denetlekaldınldıgına tanık olmadık. Bnekle yetinirler. Yine Belediye Meclisi flyesl Sayın thsan Edebî heyet ise. 949 yılında Şehir Meclisince Yarsuvat'ın, Tiirk tiyatrosnnun kurueusu essiz ksbul edilmis olan ilk yönetmelikle kurulmus sanatkâr ve yönetici Mubsin Ertngrnl bakkın•e tecrübeden geçmistir. E^er hatıram beni yadaki fikirlerini do|m bnlmadık. nıltmıyorsa bu heyete, merhura Ercüment EkSayın üyenin Belediye Meelislndeki beyanv rem Talu, Cevat Fehmi Baskut, Sabri Esat Sitının, gazetelere yanlış aksetmiş olmasını tey»vuşeil ve Halit Fahri Ozansoy secilmislerdi. menni ederiz. 14 sene beraber calıştıgım ve tiHer biri telif ve tercüme olarak tiyatrolarımıza ^atrodan ayrıldıktan sonra, bile llifkilerlmiıi blr çok eserler kazandırmıs olan bu seçkin kisikecmedigim Sayın Muhsin Ertagrnran 78 yasılerin memleket çapındaki edebî deçerleri inkâr na ragmen her ısmın enerjik ealıımalarla csnçedilernez. Bununla beraber bu ve bundan sonra lere Smek oldugn buçun herkeeta blllnen blr jelen heyetlerin tiyatrolarımıza bu konuda fayçerçektlr. Bunun Bmegi d» blr kat yıldanberi dalı olduklarını hiç kimse iddia edemez. başan ile devam eden Rumellhi«an temrilleriörnek olarak şu olayı belirteyim: Türk klâdir. rdkleri arasına girmis olan birçok telif piyesler Esasen sanatta yaşın »»» konusn olmıyaeay»zmış ve aylarca tiyatrolarımız sahnelerinde îını herkes kadar Sayın thsan Yarsuvat da bitemsil edilmis ve hâlen temsil edildikleri sırada lir. 8090 yasındaki insanlann devlet idare ethAİkın rağbetine tnaıhar olan eserlerin yazarı tikleri bir devirde, blr sanatkSrın yaşından sts Celâl Müsahipoglu. az bir yevmiye ile tiyatroaçılamaz. BugünkO Türk tiyatrolan Sayın Muhnnn Dramaturg Bürosunda çalısmakta idi. "0 sin Ertngrul'a minnet v» sflkran hisleriyle dokfisur yasına raîroen o ihtivar halinde her sala olup ena çok şey borçlndnriar. kak Üsküdardaki e, ınden muntazaman tiyatro >*•• :••• Az gelişmişlerde uygulanan eko nomik »istem i«ter devlete, ister özel »ermayedarlara, isterse sömürgecilige dayansın, beraberınde belirli bir doğruluk »nlayışı getirir. Her sistemin kendine göre bir namusu vardır. Ancak, az gelişmişlerin düzeltilmeye hayli muhtaç ekonomik sistemlerinin getirdiği doğr.uluk anlayışımn da dışına çıkılmakta, bu yüzden sermaye birikimini hızlandıracak değerler yok olmaktadır. Bunun en belirli örnekleri verfi kaçakçılığı, devleti idare edenlerle fertlerin ortaklaşa yaptıklan yolsuzluklar ve döviz kaçakçılığıdır. Az gelişmiş ülkelerde vergi namusu diye bir şey yoktur. Devletin sınırlı gelirlerinden en önemlısi olan gelir vergisi bu ülkelerde gelişmıslere oranla çok büyük çapta kaçırılmaktadır. Turkıye bu konuda ilgi çekici bir örnektır: Türk devlet adamları çeşitli dönemlerde yaptıkları açıklamalarda bu durumu belirtmişlerdir. «Türkiyede 2.5 milyar lira vergi kaçınlıyor . » (Şefik Inan, Maliye BakanıK «Türkiyede geniş bir vergi kaybının bulnndnŞrann herkesin bilmesini isterim. Bunun Haıineye verdiği zarar her türlü tahminin üstünde olarak tesbit edilmişti» (tnönü. Başbakan). Turk Hukümetınin ısteğı üzerıne bu konuda bir rapor hazırlayarak Ferit Melen'e sunmuş olan Amerikah maliyecı White, «Türkiyede, vergiye tâbi matrahın ancak üçte birinin beyan edildigini» belırtmektedir. Türkiye gibi îakir bir ülkenin kalkınmada kullanıbileceği 2.5 milyar lıranın fertler tarafından çahnmısmı önleyememek hem büyük bir aciz, hem de günahtır. Yatmmda kullanılan tüm değerin »/o25 kadar bir bölümüne eşit olan bu mıktar. kaçırılmayıp devlet eliyle yatırıma yöneltilse, Tür kiyenin *.o7 olmasına çahşılan kalkınma hızını *tâ e yukseltecek kadar önemlidir. O Ekonomik sistemin uygulanmasındaki boıukluktan ötürü kaybolan değerler: Dün Beyoğln Şehir Galerisi sergilerine gittlm. Orada renam arkadaşlarla sohbet ettik. Bana «Yeni Dal» grupundan bir arkadaşı tanıttılar. Biliyorsunuz bu sanatçılan tevkif etmişlerdl iki, üç yıl önce .. Içlerinde bir de Varsova'da doğmak bedbahtlıjfına uğramıs bir kadın ressam vardı. Zavallıyı : Madem Varsova'da dofdun, şu balde koraünlstsln... dlye itbam etmişler. Bir «üre bedavadan hapishanede yattılar bn gençler... Olmadık eziyet çektiler. Aylarca sonra beraet ettiler. Ama Varsova'da dogmuş o ressam kız şimdi tedavi fdilivormuş. Geçenlerde gene bir eski tanıdığa rasladım. O da bir • Iki yıl önce tevkif edilip de on bir ay tutuklu kalmıstı. Ne oldu? diye sordum. Beraet ettik, suçumuz yokmuş .. dedi. Peki onbir ay hapis? Yanımıza kâr kaldı. Üstelik hicbir insanın dayanamıyacagı iskeneeler de yapılmı» kendilerine .. Dayak pek hafif ve guzel blr şeydi .. diye anlattı. Bir gee« gözlerimizi baçlayıp bizi tanırnadıjhmız bir binava g3tflrdüler. Tabutluklarda yattık. Üstümüze köpek saldırtmaktan, yatafımıza yılan koymaya kadar neler vaptılar . simdi antatman a<vn sürer. Dün çazetelerde Emniyet Müdürlüğünde Intihara teşebbfis eden bir sanı&ın hikâyesini okudum. Adam kendini otuı metre yukarıdan aşağıya atmıs. tki bacağı da kırılmıs : Dayak yerine intihan eöze aldım divor. Emniyet Müdürlüfcünde bu kaçıncı intihar tesehbüsü? Yirminci yüzyılda yasıyoruz. Ve demokrasi, açık rejim, lnsan hakları edebiyatını bastacı yapıyoruz. Ama Emniyet Teşkilâtında engizisyon nsnlleri kullanılan bir ülkede insan haklan k»fıt üstünde kalır. Güzel bir Anayasamız var. Bu Anavasaya halkımızdan sayfi bekleriz. Ama önce devlet teskilâtı o Anavasaya gerekli saygıyı göstermez. 1965 Türkiyesinde yasıyoruz; resim sanatına âşık bazı genç insanları tablolanndaki renkierden Stürü kelepçeye vurup aylarca zindana atmak hepimize tabiî geliyor. tnsanların karakollarda falakaya yatınlman heplmize tablt geliyor. Millî Emniyetin gizli raporlarlyle fifretmenlerin ıneslekten kovulmalan hepimize tabiî geliyor. Bazi vatandaşlan fikirlerinden 5tör3 zindana atıp aylarea hattâ yıllarca ezgürlükten yoksun bırakmak, ama beraet edip temize çıktıklan zaman karsılarında atanmamak hepimize tabll geliyor. Gizli veya açık emniyet SrjrStlerini fasist rejimlerin karanlık çizgilerinden kurtarıp vatandasın saygısına lâyık duruma getirmek gerekir. Buçünkü Emnivet Teskiiâtının halinden en 8ne« Emniyetin içindeki sağduyu sahibl Insanlar sikSyetçllerdlr. Ve Emniyeti yıllarca siyasi iktidarın masası gibi kullanılmıs blr fllkede kötü geleneklerin ve ntanılaeak alıskantıklann dışında Anavasaya nygnn bir örgüt yaratmak kolay degildlr. Türkiyede Emniyet, Gizli Emniyet ve Millî Emniyet, birçok yönleriyle sosyal ve siyasi bir yara haline gelmis knrumlardır. GeçenleTde bir tanıdık için Emniyete girmek İmkânlan çıkmıstı. Dostlanmız kendisine : Gîrme! Yakısmaz sana!.. demişler. Bu memlekette her çesit polislik neredeyse ayıp sayılaeak hale gelraistir. En basta Emnivet mrn«uplarının aklıbasında olan lan bu durumdan sikâvetcilerdir. Ücbes vüz lira karmllginda cektikleri mesakkat. bİT de mânevı karsılıktan yoksun olnrsa *1bette onlar da rahatsız olaraklardır. Peki Fmnivetin bu hale düsmesinde kabahat kimin? Kahahat, Emniyeti siyasi iktidarlann masası gibi »Brmfl» ve kullanmış olanlanndır. Emniyet, her eephesiyle. siyasi iktidarlann değil. devletin emrine Rirdi^i zaman .. Ve her eephesiyle, siyasi emirlerin degil Anayasanın ve kanunların emirlerine girdigi zaman kurtnlaeaktır. Emnivetin emniyetini saflamadan demokrasinin gflvenllgine güvenemeyiz. Her çeşit Emniyet... • v * .•: • YILIN İKİNCİ ÇEKİLİŞİNDE NİSAN 9 1650 kişıyg 250.000 lira tutannda çeşitli para ikramıyelen ~ TÜLİN ETE İle OSNANLIBANKASI Yüdız 418'3322 YAKIN TARİHİMİZ'in en dikkat değer eseri: Hâtıralan ve söyleyemedikleri ile: Nikâhlandılar 25 3 1965 Beyogiu Cumhurlyet J339 T. Müh. Mimar ZEKt Ç tKEL Kaçınlan bu li müyarın benzerleri hemen bütün az geliımislerde vardır. Ülkede sermsye olar»k yntmlan fakat toplumun yararına kullınılamıyan bu tür değerler, fazla güç «arfedilmeden topluma mal edilebilir. Zir», bu değerlerin kaybı ııstemden ötürü değil, iyi veya kötü, bizzat sistemin getirdiği doğruluk anlayışımn dısına çıkanlmasından ileri gelmektedir. ACI BİR ÖLÜM İbrahim v« Feridenin oğlu, Nihal Esi'ıün eok »evgili «»i, Selmin Esi'nin ve înei Jakobi'nin babalan, Jan Jakobi'nin kayınp«deri, Fuat Şapçı, Mehmet v» Kemal Jakobi'nin büyük babalan, lıtanbul tüccarlarmdan, İ»tanbxıl Ticaret Odasj eaki Reiai RAUF ORBAY Bugünün hâdiselerinin içyüzünü gerçek çehregiyl» ortaya koyan ifşaat Yazan: Feridun KANDEMİR Dağıtun Merkezi: BATEŞ Bateş Reklâm 40/3323 SAİT İBRAHİM ESİ Az gelişmişlerde kaybolan değerlerin aııl önemlisi, ülkedeki ekonomik yapının eksikliklerlnden tleri gelmektedir. Eksiklikleri, yukanda verdiğimiz örnekteki gibi listemin dışın» çıkılması değil, bizzat listem yaratmaktadır. Bu bozukluğun düzeltilmesi hayli güçtür. Ancak, sermay» biriktirmek içln az gelişmişlerin 8nc« ellerinde var olam en İyi sekilde değerlendirmelerl, tonra, yann lzahına çr'ışacağımu metodla sermaye yaratmalan gerekir. Ülkede var olan değerlerin kaybı değişik ozelliktekl az gelişmislerd* genellikle sSylt olmaktadır: O Ekonomik sistemin bozuklugundan ötürü kay bolan değerler: İsviçrede tedavid* bulunduğu Cenevre'd» ebediyete tatlkal etmiştir. Aziz naâşı cuma günü aksamı îsviçre Hava Yollamun uçağile yurda getirilecek ve 27/3/1965 trumartesi günü Şişli Camiinde kılınacak öğle namazını mütaakıp Edirnekapı Şehitliğinde aile makberesine defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. AİLESt Has 853/3324 UMUMI MAĞAZALAR T.A.Ş. Tiearet hayatımızda blr çok faide v» kolaylıklar aağlayacak RESEPİSE v« VARANT tlatemini Tüccar v« ij aahiplerimizin hizmetine takdim cder. RESEPİSE VARANT •isteml 11* Malınız Borç yer degil EI değiştirir alınır Mal satılır Bojaltma (Reklameılık: 1153/3331) SÖMÜRGELERDE Günümüzün ıSmürgelerindc, (Angola, v.ı.) sermaye olarak blrikebilecek değerlerin »ömürgecilerin çıkanna kullanılma»ı normal bir ol«ydır. Sömürgeciler, gibi k»fOa 4a Depo değiştirme NakHye Yüklem« ve masraflarmda bfisrük tasarrul İstanbul Ticaret Odasından: tstanbul 01 ve ilçeleri tacirlerine ait 1964 1966 Ortalama KAr HadJeri Cetvelleri Üyelerimize verilmek üzere bastınlmıa bulunmaktadır. Odamız «enrialerinden temini için durum sayın üyelerimlaa duyunüur. (Basın 4456/3341) İzahat isteyinlz. UMUM MÜDfJRLÜK : Ulus Meydanı Koçak Han Ankara ŞUBELERİ : tstanbul İzrnir Mersin İskenkendenın Samsun 4123/131.7)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle