16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE ÎKİ CÜMHÜRİYET 21 Mart 1965 ANAYASA ve ÖDENEKLER •••• •>•> Prof. Dr. llhan ARSEL nindiğl flzere T.B.M.M. fiyeleri, fn günlerde, ayda 4350. lirayı bulan odenek ve yolluklannı az gorerek bunu ayda 5530. llraya yukseltme gayretl lçerisindedirler. 1%1 yılından bu yana bn çeşit fırsat çıkışlanna, vine T.B.M.M. uyelerinee, blrçok defalar başvurulmuş olduğu ve fakat Anayasamızda mevcut ve odenekyolluklarla ilgili ftıükmü zorlama mahiyetindeki bu teşebbuslerin kanra oyunda dalma kotu tesirler ve intibalar yaımttığı hatırlardadır. N'itekim bundan iki uç yıl Bnce, buna benzer blr teşebbüsun akabinde, Siya•al Bilgiler Fakultesi bğrendlerl kendi aralannda topladıklan heşer kuruşlan T.B.M. Meclisi Baskanlığuta göndermek suretiyle o zaman için toplumun inflaline âdeta tercuman olmuşlar ve bu hareket Parlâmento uyelerimizi fazlasiyle rencide •der gorunmuştu. Avnı şe>l bugun munfcrit vatandaşlar yapmaya başlamışlardır. Millî gelir endeksinln ve havat sevivesinin korkunç denebileeek kadar duşuk bulunduğu ve nufusunun ««95 lnln son derece guç gecim şartları içerislnde yaşadığı bir memlekette vatandaşlann, ayda 5550 lira gibl memleket olçulerüıe gore astronomik sayılabllecek bdenekler pcşinde koşan temsilcilerinin bo hareketlerinl hoşgorurlukle karşılamalan her halde pek normal olmazdı. Aslmda anormal olan •ey, vatandaşuı bu haklı infiall değil fakat bu fnflale sebebijet veren ve verdiği nispette de TB.H. Meclislnin prestijini yok eden bazı Meclis üveleriBİn hasis ve gerçekten kısa goruşlü davranışlarıdır. Üstelik bir de şunu belirtmek lâzımdır ki T.B.M Meclisi, kendı uvelerinin odenek ve yolluklarmın artınlması ve evvelce eksik olarak \erildiği ileri •ürulen farkların odetilmeshle ilgili tasarrufunu kendl yetkl sımrlan dışma taşırma eğillmindedir Şöyle ki: TARTISMA 13 Mart 1965 t 8 r lhll Cumhuriyet' te Doç. Dr. Cavıt Orhan Tutengıl, Egitım Fakülteleri başlıklı yazısında Eğltım Fakülteleri Kuru luş ve Kadro Kanunu Tasarısmm Mıllî Eğıtlmde bugunkü huzursuzlukları gıderecek nitelikta olduğu uzerinde ısrarla durmaktadır Bugun, MUU Eğıtlmdekl huzursuzluklann kımler tarafından ve ne gibi maksatlarla j'aratıldığını bir yana bırakarak, tasarmın başlı başına bir huzursuzluk kaynağı olacağına değınmek yerınde olur I. Tasan bir gtzlilik Içlnde hazırlanmıştır. avın Tutengıl'in de lşaret ettıği gibi tasan glzlılık havası içınde, bir grup tarafından hazırlanmıştır. llgüıler zaman zaman, şurada burada bllgl verır gıbı gorunmuşlerse de kaçamaklı yollardan yurüyerek samıml, açık beyanlarda bulunmamışlar, sorularla karşüaşmca sınirlenmlşlerdır Bu busus başlı başına tasannın samıml ve öğretmenlerın haklannı koruyucu olmadığına bir işarettir Eğitim Fakülteleri lerin arasında çıkabllecek lhtıl&flara zemm hazırlamaktadır » tSMET SAYIN Gazi Eğitim Enstıtusü Pedagoji bolumu şefı Ölmeye gelince Çeltek ocaklarında altmıs dokuz maden işçlsi öldfl. Kozlu olaylannın hemen ardından gelen bu k»ra hah«r bttanütün ağır bir anlam kszanıyor. Dünyarun her yanında maden ocaklannda iş kazalan olur. Bu çok ağır Iş, bir de ölüm tehlikesiyle doludur. Yüzlerce metre derinliklerde, soğuk ve ıslak oyuklarda Azrailin nefesini ense kökünde duyarak çahşmanın bir karşılığı olmalı . Her feyin he»»ba kitaba, akla, sağduvuy» uygun bir bedeli vardır. Böyle bir çahşmanın sonunda insanlara saat başına dokaan kuruş ödenemez. ölüm tehlikeslnin fiyatı gdnde 10 11 lira olamaz. Zonguldak'a gidip yerinde incelemeler yapan arkadasımra Mücahit Beşer yazdı: Ocaklardaki işçiler 11 lira yevmiye ile 12 • 13 u a t çalıştınlıyorlar. Bırakınız maden tsçiliğini, en hafif islerde bile gfinde İS n » t çalışmak ne demektir? Bugun sanayi duzeyine varmış Batı ülkelerinde, demirçellk ve maden isçileri, bir tarih boyu günde 13 ve 13 sast yok pahasına çalıştınlarak Batı kapitalizminin sermaye birikimine hizmet etmişlerdir. Bu insafsız ve kanlı tarihi yirmlnci yüıyıl Türklyesinde yenlden yaşamak için ısrar ediyoruz. Boynuna kravat takıp başına sapka giyerek Batıh oldum sanan Gardrop Ataturkçüleri yeraltında çalışan insanların hayatlan pahasına suren bir mutlu azınlığın gösteriş yaşayısını Batılılasma diye yutturmaya çalışmaktadırlar Işçilerimizin sefaleti ve sömüriil mesi üstüne kurulacak bir mutlu azınlık refahımn yirmincl yuzyıl medeniyetiyle hiç bir ilgisJ yoktur. Insanlan sömürmeden sanayi duzeyine çıkmak metodlan, artık bilinmiyen usuller değildir. 1950 lerin, 1960 ların Türkiyesinde kapitalizmin sömi'ırme Uribini yasamak çılgınlığıdır Türkiyeyı çökerten Gerçek Atatıirkçülük halk denen kavramı başı üstüne kabnl eden, ve çalışanları oncelikle hakettikleri düzeye getiren dünya görüsüdür. Maden isçileri ücretlerini arttırmak için harekete geçtikleri zaman, bu davranış, bazı seviyesiı isverenlerin, işveren usakları kalemlerin. san sendikacılann agzında: Komünist tahriki oldu. Ama Çeltek ocaklannda saatte doksan kuruş pahasına ölenlerin durumlan nedir? Bn isçilerimiz de yoksa: Komünist tahriki ile mi ölduler? ölmeye gelince komünist tahriki yok! Ama ücretleri arttırmaya gelinee komünist tahriki var. Ve günde 13 saat toprağın dibindeki oyuklarda 10 lira De çahsmakta komünist tahriki vok Ama günde sltmıs kuruş fark için grev yapmakta komflnlst tahriki var Bir gün gelir bütün bunlan tarih kitaplan yazar. Ve o zaman çocuklarunız. torunlanmız bizim sararmış fotoğraflanmızdaki yflzİerimize tükürurler. Maden işçilerinin ücretlerini arttırmanın sonuçlan üstüne knnılacak bir masal ekonomisi safsatalarına da kulak asmıyoruz. Bugun Turkivede jeraltında çalışanlara haklan ödenmelidir. Biz eğer haksızlıklan ve ıstıraplan veraltında çalışanlann sırtına bindirip de yervüzundeld fiystlan avarlsmava çalışıyorsak böyle bir gayretin tumıi insaniık duygularına sığmaz. Bir millet kalkınnunın ağırlığını cıimle vatandaşlara hakçasına pavlaştıracak bir so«yal adalet ortamında kııllanm» yoluna girebılır. Bız kole devleti değiiiz. Anyasamızda «osval devlet vazıhdır. Bunun içindir ki kalkınmanın bedelini başka gozle baktığımıı kışilerin sırtına vuramajız. B 82 nei maddesinde geeen odenek» ve •aylık» de>imlerlnln, devlet memurlarmdan hepsine değil \e fakat devlet memurlannm sadece belli blr sımfına (yargiçlar gibi) ve o da çeşitli mulâhazalarla odenen •tazminatı» da kapsayıp kapsamıvacağı keyfiyeti yorum mahijetindekl bir tasamıfdan başka bir sey olamaz. Oysa ki tefsir yorum , yenı Anayasamızın T B.M. Meclisine vermediği daha doğrusu bilhassa tanımadığı bir yetkidir. Ikinci Cumhurijet Anayasası, 1924 Anav asasından farklı olarak, T.B.M. Meclisine ne alelâde kanunlar ve ne de Anayasa bakımından tefsir yorum yetkisi tanımamıştır. Bunun nedenlerini burada nzun uzun tartışmaya mahal yoktur; fakat sadece şunu sovlemekle iktifa edelim ki yeni Anayasamızın bovle bir yetkiyi T. B. M. Meclisine tanımamış olması sebebi tefsir yorum işinin normal olarak jargı yetkilerine gireceği ve tamamiyle bağımsız bir hale getirilmis bulunan yargı organının teşrii bir tefsirle bağlanamıvacaği mıılâhazasına dayatılmıstır. (1) DİN * LAİKLİK nsanlık huzur ve lnkişafının teminl için, zaman zaman top lumların çeşitli çareler ıhdas ettığı görulmüştür Bu çarelenn başında bilhassa dınler yer alır kı bunlar da, hangı şeklıyle olursa olsun netıce itıbanyle ayni gaye etrafında toplanırlar. însanlığm rahat yaşamasını temıne çalışan bır kullıyyatın, kendi muhtevası dışında, «tmanin mkışafıyle doğması lâzım gelen lü zumlu teorüere karşı bulunması ne aklen ve ne de naklen, mumkun değıldır. (Islâm dınıne gore). Dln adamlanmn, dının gerçek gayesını anlamayışları karşısında yıne aynı dinın salıkı olan insanlar dınci geçmenlere karşı bazı barajlar kurma zorunluğunda kalmıslardır Bu doğnıdur. Oysa dıncıler, eğer taşıdıklan kisvenuı sırrına v'akıf olmuş olsalardı, değil başkası, bızzat kendılerı zamanın lnkışafını temın edebılecek ahkâm yaratırlardı. Bır gaye vardır. Butun mesele, buna ulasmaktır. O da malum olan insanca yaşamak olduğuna gore, artık bunun dışındaki bütun anlamlar, teorıler, duıler, kanunlar (gerek ilâhı, gerek insanî), hepst buna ulaşmak ıçın vasıtalardır. Bugun yapüması lazım gelen bır yenıhğın, Dıncı geçuıenlerce benımsenmemesı, bilhassa De mokratık nızamda buyuk güçlukler doğuruyor Goren goz kılavuz ıstemez thm vardır ortada. Buna uymayı senın dının yasakhyorsa, bu senin anlayışsızlığının eserıdir Yoksa gerçekten oyle j ise, o senm olsun. Öyle dın olamaz. Yıkılmaga mahkumdur, gerçek dın onu yıkacaktır. Aynı dınin ana gayesı, vıcdanlarda saklı kalan ana gayesi, orta>ra çıkacak, safsatalan tek dın sımsan yobaz ı lan temızliyecek, kurulacak mecllslerın getıreceği kanunlan Allah kanunu ıtıbar edıp ıcraatını gos terecektır. Işte o zaman dınle devlet biribirinln mUtemmlml o r lacaitır. Bu islam dinınln kendlsidir. Dindlerin anlayıssızlıgı karşısında kurulan barajlardan en sag lamı laikliktir. Laikllk blr gaye değildir. Blr vasıtadır, yobazlann şerrinden kurtulmak İçin bır vasıta. tlerlemeğe çelme takan kör mutaassıpların gozünU açmak için bir vasıta. Ama ne luzum vardı buna? Niçin yobazlığı ve niçin taassubu siar edindık kendimize' Şunu iyi büelım kı, laıklık dlnle devletın arasuıa değil, dın slmsarı geç.inenlerle devlet arasında bır kalkandır. Sonuç olarak sunu söyliyebillrim ki; Toplum yaranna her adım, dinden yanadır. Ben dlni böyle anladım, bdyle anlatmaya çalışıyorum. Bunun dışuıda her türlü beyan dinın değil, onu istismar eden yobazuıdır Her iyi ahlâk sahıbi müslumandır, isterse değıhm desin. Her kotü ahlâk sahıbi muslüman değildir, ısterse ben muslumanım desuı. MEHMET AKYÜZ Serbest Vaiz, Of T D Ocağı Başkanı t S DİLEKÇE HAKKI Öte yandan odenek meselesi, dilekçe hakkı >olu ile T.B.M. Meclisi tarafmdan her hangi biı sonuca goturulebilecek bir mesele de değildir. Filhakika dilekçe hakkı, Anayasamızın 62 nci maddesi hııkmunun kapsadığı mânâya gore, vatandaşlara ancak yetkili makam ve mercilere başvurma yollarının mevcut bulunmadığı ahvalde T B M. Meclisine başvurma imkânlarını varatmak maksadİTle ihdas olunmus blr haktır. Daha baska bir devimle son kararı almaya vetkili idarî makam ve merciler tarafından henüz kesln bir karara bağlanmamıs bir hususa taalluk ettiği takdirde Dilekçe Komisvonuna girmek mumkun olamayacağı gibi gidilmesi halinde de Dilekçe Komisyonunca yapılabilecek bir sey yoktur. Esasen Dilekçe Komisyonunun bugun için hukuken tetkik ve nijet edebileceği ve karara bağIavabileceği bir konu pek mevcut değildir. «Bundan da şu neticeje vâsıl olabilıriz ki ancak kazaî bir murakabenin ve mue>videnin tatbiki mumkun olmavan hukumet tasarrufları \e idarenin takdır «elahiyetini kullandığı kararları, \e%ahut da idare alevhindeki ilamlarm ademi tcnfizi gıhi hallerde ılgililerin T B M Meclisine muracaatla sivasi murakabe ve muevyide^i tahrik rderek muspet bir netıce almaları mumkun» olabilır. (2) Bıılıın bu soylediklerimlzden anlaşılıvor ki gerek Dilekçe Komisvonu ve gerek Cumhuriyet Senatosu, T.BM. Meclisi uvelerinin odenek ve yolluklariyle ilgili olarak Anayasanın kendilerine tanımadığı bir yetkiye dayanarak tasarrufta bulunmuşlardır. Bilindiği gibi 1964 vılında Cumhurijet Senato•n uvelerinin uçte birinin jenilenmesi sırasında •eçlml kazanamıvan bir eskl senatör, dılekçe yoIn Ue T. BM. Meclisi Başkanlığına haşvurarak Sdenek ve yolluklarının hesabmda bazı devlet memurlarma (\e nıesclâ hâkimiere) odenen aylık tazminatm nazan itibare alınmadığını, halbuki Anayasanın 82 nci maddesi hukmunde odeneğin aylık tutarının bîrinci derecedeki de\let memurunun avlıgı esasma gore a^arlanması gerektiğinin belirtıldıgıni, \e şıı duruma gore kendısıne odenmemis bulunan farkların toptan odenmesi icap ettiğıni iddıa ctmiş \e işbu talebi e\\ela Dılekçe Komisyonu \e sonra da Cumhurivet Senatosu tarafından kabul edilerek şimdi Mıllet Meclistne intikal ettirilmiştir. ODENEK ve YOLLUK Sojlemeğe hacet voktur ki bahis konusu dilekçe ile ilgili olarak Dılekçe Komis>onunun ve Cumhurivet Senatosunun vaptığı, \e eğer aynı sonuca (1) Bk llhan Arsel Turk Anayasa Hukukuvaracak bir karar alırsa, Millet Meclisinln vapacanun Umumi Esasları. Bırinci Kıtap Cumhunyeğı tasarruf Anayasanın 82 nci maddesi İle hâdisetın Temel Kuruluşu Ankara 1965, Sh 330 nlzle ilgili mevznat hııkıımlerinin tefsirl \oru(2) Bk llhan Arsel Turk Anayasa Huku•m • mahivetinde olacaktır. Filhakıka Anayasanın kunun Umumi Esasları. Ankara 1962, Sh. 509. ••>• ••• ••• • •• ••• ::: ••« KAT MOlKİYElİ Dr. K. ACEMOĞLU Hukuk Fakültesi Asistanlanndnn irmind jüzjılın iıısanlığın yaşayıs biçimlne getirdiği jenilikler bir yandan sehirlerin kalabalıklaşmasma, ote vandan aılelerin gitgide daha kuçuk unitelere donuşmesine >ol açtı. Bu ikı nedenin ve sa\aşların etkisıjle A\rupa sehirlerınde bınuk bir yeni konut talebi. bu >uzden de darlığı belirdi. Kuçuk ahşap ve ucuza cıkan bir ikı katlı evler tamamen verlerini bınuk apartmanlara bırakmağa başladı. Ne var ki, konut kiralan da her gun hiraz daha buvuvcn talcp vuzıınden gitgide yukselme^e, değil sadece dar geiırlilerin, orta gelirlilerin bile bııtcesinde en bııvuk kalemi tcş kil etmeve başladı. Bu, yurdumuz bakımından da ö'nemli bir sosyal problem olarak belirdi. Plânsızlık, değişen para değerlerı karşısmda başvurulan arsa spekulâsyonları vuzunden fivatların astronomik jukselişi. halk tıpi konutlar verine konforlu ve luks yapılara vonelme. vanı malhetlerinin bu yuzden de kiraların cok \ukselmesine vol actı. Gitgide yukselen malbetler \arlıklı kimselerin bile bağımsız bir apartman sahıbi olabilmelerini engellıjecek bir duruma \artnca knnut ihtivacı $ehirlerimizde yalnızca kıra ilı«ikleri ile karşılanmaya başlandı. Kanunkovucıı da konut darlığı problem iııı kıra ilişiklcrinı duzenlı>erek cozmeğe caIıştı. Ama bu nedenlcre değil de sonuclara eğilme politikası. ustelık bir de gerceklere pek u\gun oltnayan bir biçımde vıınıtıılunce, \arılmak istenen gaveve ulaştırmadı, knnut darlığını azaltacağına busbutun coğalttı Rııtun bunlara vurdumuzun ozel şartlarından doâan (kovlerden şehirlere cok buyuk akın. kamulastırma \uzunden acıkta kalanlpr) yeni tdlepler ekleııınce. konut darlığınm bi»im için tıasıl bir a'ilam taşıdıgı kola>ca gozonune getirilebılır. II. Tasan öğretmen okullan mezunlannın ileri tahsil yapmalarını onleyicidir. III asarıya gore ogretmen okul* lan mezunları ılkoğretım müfettışı olamazlar. Bu hak ancak olgunluk dıploması alarak Eğitim Fakultesme gırmlş olanlara verilecektır (Madde 4/a> Enstıtulere girebılecek ögretmen okullan mezunlan hsans ve doktora alamazlar. Bu gıbiler en son Yuksek Eğitim Dıploması alabılırler ve orta derecelı okullarda çalısırlar (Madde 4) Tasarıda, yenı verılıyormuş gıbı gostenlen haklar zaten bugun herkesın kullanageldığı haklardır Bugun de bır ogretmen okulu mezunu olgunluk dıploması ala bılır ve herhangi bır fakulteye girebılır III. Tasan meslekte başan Ue çalışanlara da ilerleme yollannı kapamaktadır. flfıtım Fakülteleri bes çeşit " b e l g e verecektir (Madde 4). Şu halde meslekte bütunlük gene saglanamayacak, hattâ bu huzursuzluklar öğrenim kurumlannın lçıne kadar glrecek, oğrenciler arasmda geçımsizllklere yol açacaktır. Aynca mezunlyet belgelerine göre çahşma alanlannm ıanırlandınlmıs bulunması, meslekte basan ile çalışanlann önemll görevlere kadar yükselmelerlnl önllyecektir (Madde 4/a). IV. öfretmen yetlstiren knrumlan tlyin ve geliştinne tarnnda antidemokratik blr yola girilmektedir. akalede, ogretmen yetiştlrme işlnln «Koordinasyon Kurulu» na bırakılması oğülmektedlr. Türldye'nın öğretmen dâvasının, gorüşlerlnin ne olacagı şu gün kestırılemıyecek sekız dokuz ıdarecinin elıne geniş salahiyetlerle bırakılması antidemokratik gıdlşın tam kendlsidır1. Bundan boyle MUU Eğitim Şuralan oğretmen yetıştlrme dâvasuu ele alamayacaktır 2 İlgili kurumlar fikirlerini soyleyemeyeceklerdlr. Boyle olacağı içlndır kl, tasan kanun halını alır almaz Türkıye' nm oğretmen ıhtıyacını başarı ile karşılamış ve bundan boyle de kuçuk onarımlarla karşılamakta devam edecek kurumlar Koordınasyon Kurulu kararı ile kapatıla bılecektır. Tasannın açık olmayan tarafları da vardır Bugun belll kaynaklardan yetışen müzUc, resım ış, be den eğitımı oğretmenlerl nerelerde hazırlanacaklardır? Ünıversıtelenmızde, ozel bır maharet ve ihtısas ısteyen bu dallan kapsaya^ak bolumler bu'unmadığına gore nasıl bır yol tutulacaktır? Bu dersler okullarımızdan kaldırılacak mıdır? Eski kaynaklardan favdalanma cıheti düşünülmuşse menşe farkı taianrun «bUtünlük sağlama» amacma aykın değil mldır' Sonuç olarak denebilir kl, yazarın «Kodamanoğlu Projesi» adını verdlgi bu tasan, beüi bir gnıpun kaprisini tatmin etmek, bazı eğitim kurumlannın çalışmalannı, gelişmelerini engellemek, hattâ onlan kapatmak için hazırlanmıştır. SAFA MURATOĞLU Emekll öğretmen şıkJıklar doğurmaktadır. Meselft tanınmış bır yazarımız «IngUtere'de iktidar sosyalistlerdedir. On ların tatbik ettikleri sistem Sosyal ızm, daha iierisi aşırı sol yani komünizmdir. tngilterede dıs ticaret devletlestirilmiyor. O halde dış ticaretin dev letleştirilmesini istemek komünizmdir.» dlyebıllyor Aynı mantıkla, Isveçte sosyahstler ıktidardadır. Büyük fabrıkalan devletleştirmiyor. tngılteredekı Demır Çelık fabrikalarının devletleştınlmesıni ısteyen îşçl Partısı komünısttir. demek mümkün. Onun için önco tarlf, ısrarla tarıf Günumüzde sosyalıst aydınlar Turk ekonomısinde halk efkânnın beğenmedığı ne kadar aksaklık varsa hepsınin çdzılm yolunu sosyalızmde gostereblliyorlarsa kabahat ne sosyalıst aydınlarda, ne de sosyahzmdedır. Yazarın İddıa ettiği glbl sosy»Uzm ışçı sınıfını ıktıdara getırmez, getiremez. Çünkü sadece isçı sınıfma dayanan blr fıkir değildir. Yurdumuzda sosyalizme taraftar olanlar halen anayasa dilzeıumız lçinde teşkilâtlanmaktadırlar. Partılerını kurmuşlar, propramlannı ılân etmışlerdir. Yazar okumamışsa bulup okuyabılir ve me rak ettiği her sorunun cevabını alabılır. YÜCEL EŞKtNAT tnsaat Yuksek Mühendısi TEŞEKKÜR \ Alman Hastahaneaınde «şım : Nedlme Hamami'yi yaptıgı basa |: rılı bobrek ameliyntiylc. kısa za J manda bızi ıztıraplarımızdan kur İ tararak hayata kavusttıan • Sayın, Ürolof Opyrator } Dr. REGAİP ŞEN'e \ Saym Profesor H «JUTNCKE ye, fevkalâde bakım ve yardımlarından dolayı, ba;U ıcrviı hemjiresı Kadrıye Durgut a dığer servıs hemşire ve personellne ıon5UZ tejekkurlerimizl areederız Rauf HAMAMİ Cumhuriyet 3180 j • l UMUMİ MAĞAZALAR T.Â.Ş. Tıcaret hayatımızda bir çok faıde ve kolajhklar sağlayacak RESEPİSE ve VARANT sıstemıni Tüccar ve is »ahıplenmızın hizmetine takdim eder. MEVLİT Blzlerl aonfus aeılar içind» bırakıp aramızdan ayrılan *ev(ill •nnemlz RESEPİSE VARANT Eistemi ile ver El Borç alınır değiştirir Mal satılır SENİYE DEVRES'in ruhuna lthaf edllmek üzerc ti Mart 196S pazartetl fUnü öğl» namaıını müteakıp ŞUjH Camllnd» İ Mevlidl Şerlf okunacagından arzu • edenlerın buyurmaları rlca olu İ nur. • Klllan PERİHAN ve FERHAN Depo değıstirm» Nakliye Yükleme ve Boşaltma " masraflarmda büyük tasarruf İ İzahat isteyiniz. M UMUM MÜDÜRLÜK : Ulus Meydanı Koçak Han Ankara ŞUBELERİ : İstanbul İzmir Mersm İskenkenderun Samsun milMllttHlltllMllllltMIIIIIIIIIIIIIMIMIIII IIIIIMimi»«IH«IIIIH*>^**i«»ll (Basın 4122/3169) Y nelecektir. Boylelıkle kat mulkiyeti, ancak plânlı ve halktan yana bir konut politikası ile gerceklesebilecek sonuclara bizi baska bir yoldan ulastırabılecektir. Kat nıulki>eti meselesi bu denli biı önem ka7.)iıınca bunu duzenliyecek kanuna da buyuk bir clıkkatle eğilmek gerekir Bugune değin kat mulkıyeti meselesi 6217 sa\ılı Kanunun hukumlerıvle dıızenlenmiş bulunuyordu. Bu kanun, Medenî Kanunun muşterek mulkijet >e irtifak hakkındaki maddelerme dayanarak, kat mulkiyeti ilişiğini bağımsız bir mulkiyet olarak değil de bir muşterek mulkhet irtifak hakkı ilişiği olarak duzenlemek te>di. Bu çozum Medeni Kannnun muşterek mulkiyet konusundaki eksiklerini, kat mulkiyetine aksetririyor ve uygulamada bu kavTama tamamen a\kın bazı sonuçlar ortaya çıkıyordu. Sistemin eksiklerini iki noktada toplıyabiliriz Önce, bu sistemde kat maliki guvenli bir hukukî duruma kavuşamıvordu. Normal olarak aksi kararlaştırılmadıkea. obur ortaklardan birinin isteğiyle bııtun apartman uzerindeki ortaklığın sona ermesi gereki\ordu Bunun aksine anlaşma ise, ancak on yıl ıcın muteber olabiliyordu. Bu, kat malıkleri için onlenemnecek bir sakınca idi. Bundan başka kat malıkleri arasındaki ilişikler de gerektiğl olçude •iıızonle^^iis HeMldi. Taraflar, onceden sozleşme^e bu konuda hukümler koymazlarsa, sonradan uygulamada buvuk anlaşmazlıklar çıkıyor, daha ko(ıi5u bu anlaşmazlıklan çozebilecek hiçbir imkân da bulunamı>ordu. ACI BİR KAVIP Neflse Şazıye Elbır ve merhum Ord. Pıof Alı Kemal Elbır ın oğullan, Beraet Özberk ve Prof. Halid Kemal Elbir'in «ğabeyleri, Avukat Osman Özberk ve Jale Elbir'in kayınbıraderlen Avukat Kemal Türen'ın dayısı A V U K A T İSMAİL KEMAL ELBİR 7 mart 1965 pazar gecesi Paris'te an! olarak vefat etmıştır Yurda genrılen azız naâşı, 21 mart pazar, günu, öğle namazını mutaakıp, Şışh Camımden alınarak Fenkoy Aıle Kabrıstarun» defnedılecektır. AILESİ Cumhuriyet 3154 BUNU* SOSTALİZM? B YENİ TASARI at mulkiyeti hakkındaki yenl tasan, Millel Meclisince kabul edildi. Önumuzdeki gunlerde kanunlaşması mumkun olabilir. Tasan, eski sistemin savdığımız sakıncalarını kaldıracak hukümler getirmiştir. Önce kat malikliği kavramını, ukanda izah ettıgınıız kıraiarm juksekliği bu konudaki Medenî Kanun prenslplerini de ile apartmanların pahalılıgı, \\rupada olzorlavarak bağımsız bir mulkiyet ilişiği olarak duğu gıbı. bızde de kat mıılknetı talebııım orta\a duzenlemış. her katın ayn ayrı bir <Kat Mulkiyeçıkması sonucunu doğurdu Onceleri, sarlıklı kinıti Kutuğıu ne kavdedıleceğini kabul etmlstlr. Dolelerin oturacakları katlaıı satın almak istemelerlyle belıren bu egılım, bu iş ıcin kredi açan ku ğal olarak kat maliklerinden birinin ortaklığa son rumların varattığı imkânlarla daha genış bir kit verme imkânı da kaldınlmış, böylelikle kat mahklerine guvenli bir hukukî durum sağlanmıştır. leye javılmağa başladı Orta sııııf. cok vuksek kiKat malıkleri arasındaki ilişikler de tasan taralalar odijeceğine. belirlı bir paıaM denkleştırip kira ucretlerinden daha az bir taksıti sonra ode fından etraflı bir şekilde duzenlenmiştir. Ozellikle, borçlarını yerlne getirmiyen kat mcliklnin pa«ne>i. ustelik de kata sahıp olmavı clvcıişli bularak. konut ihti\aclarını bu %oldan Uarşılamağa >o \ının ondan zoıla satın almabilmesini sağhyacak hukum cok basanlıdır. Ne var ki, iki noktadan taneldi. sarınm hukümlerinin .arklı olmasını dilerdik. BiAslında, buşjunku sistem icinde konut darlığırineisl, maliklerden blrl katını satacak olunca dinı hafifietebılmenin en uygun volu kat mulkiyeti ğerlerinin oncelikle satın alma hakkına sahip olkavramından gecmektedir. Çunku kiraların dusmemamasıdır. Gerçekten bu tasarınut esas aldıği sissi, butçeler iciıı mâkul bir \er kaplamağa başlatem muşterek mulkiyet değildir, ama bu denlı ması ancak halk tıpi konutların vapılması \e ko yakın bir ilişik doğuracak bir «atuna obur ortaklanut arzının coğaltılması ile gerçekleşebilir. Kat cın müdahale hakkmın bulunması cok iyi olurdu mulkiyeti eğiliminin kuvvetlcnmesi bu şartları bu konuda konacak bir özel hüküm de hlçblr lakendiliğinden gercekleştırecektır So>le ki. varlıkman tasannın slstemine aykın düsmezdl. Çtinku. lı ve orta gelirlilerin konut talebi kat mulkiyeti oncelikle satın alma hakkı müsterek mülkiyetin yoliyle karşılanınca, once konut arzı bir bakıma dışındaki ilişikler İçin de pekâlâ tanınabilir. İklnçoğalnıış olacak. bu yuzden de kiralar duşecektir ci olarak, gayrimenkulun yokolması dunımunda Bu gelışmeden oturıı konut talebi sahipleri dar \t kat maliklerinin hakkmın korunması konusundadiışuk gelirlilerden ibaret kalınca. gelir elde etmek ki htikıimler de biraz daha açıklığa muhtaç buluıı İçin gayrimenkut sahıbi olanlar da bu kitlenin tamaktadır. lep ve imkânlarına uvgun halk tipi konutlara yo KAT MÜLKIYETİ K Y ••••••••••••••••••••••• ••••••ıP!" ;•••••••••»••••«•>••••• oyle bır soruyu başlık alan bır yazıda lnsan lı bır sosyalızm tarıfi» vermemesi ni ve sosyalizmln bu olmayıp ne olduğunu anlatan açık fıkırlermi beklıyor. Yazı okununca başlığın sosyalizmi küçümsetüği ve sosy&lızm hakkında tam bır fikir sahibi olmayaniarın zihinlerini bulan, dıracagı anlaşılıyor Gerçek füarler, gerçek tarifler uzerinde bır değer iîade eder. önce tarifleri yapalım SosyaUzm bir lktisadl »istem ; dir Kapitalizmin karşıtıdır. Ona ı ıtırazdan doğar. Gayesi Insanın In | sanı sömürmeslni onlemek ve her | ferdi mumkun olduğu kadar çok «ÇÖZÜMLENEMEZ» ve eşıt hak, Iırsat, mal ve mülk aym Doç. Dr. Tutengll, Eğı sahıbi edebilmektir. Toplumu üretim kabiliyet ve şeküleri ile tlm Fakültelerlnin açılması izah eder. Toplumsal vasfı sebehalinde, Pedagoji Etostitüsünün geleceğı konusunda endlş* duy bıyle Uretimin özel kişılerin elindeki istihsal vasıtalanyla kendl \ maktadır fayda ve çıkarlarına göre yapılma Zannımızca, gerek Eğitim Fa sına karşıdır kulteleri, gerekse Pedagoji Enstı Sosyalizme inananlar fıkir hürtusü, yurdumuzdaki eğitim soru rıyetınm kısıtlanmadığı gerçeK nunu çozumlemekten uzaktır demokrasüerde bir veya bır kaç Mesele, yukü her yıl bıraz daha parti altında toplanır, demokraağırlaşan ılkoğrenim gorevlılerı tik usullerle kendini halka anlanuı meselelerıjle llgılenmek, on tır, onun oy kuvvetiyle iktidarı ların çalışmalarma düzen sağla ele alabUdıği veya diğer partılere maktır » tesir edebildiği nlsbette toplumKEMAL IŞIK da gerekll dönüşümleri yapacak Pamukova, Mekece Okulu tedbirleri alır veya alınmasına Mudürü sebep olur. Bazı kimseler sosyallst sisteMÜFETTİŞ MESELESİ min mevcut kanun, nlzam ve şartğitim Fakülteleri kanun ta larla kendini kabul ettıremiyecesansınm uzerinde tartışabı kabul lecek çeşıtlı yanlarından bulne r. Onun vazıda sozü edılmeyen müfettıs cut kanun ve nizamlan çığnıyelık meselesıne dokunmak lstıyo rek iktıdara zor yoluyla el koyrum mak isterler Harekete geçer, yer Tasarıya gore, lise mezunlar altı teşkılatı kurarlar Bu, demokıkl yıllık bır oğrenımden sonr ratık olmayan sosyalızmdır müfettlş olabılmektedır Kapıtalıst sistem için totallter rejimı savunan ve getırmck isteBu madde. hem ılkokul öğre \enler de Faşısttır menlerıne 1913 den berı tanmar Günumüzde bu bas.t tarıferın blr ye'kıvl geıi almak f a hem dp u ı p«k gok ffU»tt41«rl« otrotmao 1O. yılını idrak etmiş bulunan SELNİKEL Isıtma ve Klima Cihazları Sanayii A.Ş. ALMAN HEINRICH NICKEL FIRMASININ PATENTI VE İŞTIRAKİ İLE, TÜRKIYEDE ISITMA VE IKLİMLENDIRME TESİSLERİ MEVZUUNDA, MODERN METODLARLA YUKSEK KALİTEDE İMALÂT YAPAN YEGÂNE IŞLETMEDİR • Çelik kazan (Sıcak au, kızgın su, alçak ve yuksek basınçh buhar kazanlan) V Eşanjor, Boyler, Hidrofor, Akaryakıt tankı ve su depoları •k Levha ısıtıcı konvektörler •k Isıtma, havalandırma ve Klima cihazlan. *• Alçak, orta ve yuksek üfleme basınçh vantilâtbrve aspratörler •k Ziraat Makine ve âietleri KLİMA CIHAZ1 İf Her nevi demir ve saç isleri S E | Türk Gücünün filraan Tekniği ile birleşmesi sayesinde elde edilen 70 yılhk tecrübe hizmetinizdedir Fabrıka Ankara, Buyuk Sanayi 1 Cad 13 Tel 114373117725118604 Merkez: Ankara, Zıya Gokalp Cad. 19/2 Tel 129107128374178366 Şube: îstanbul, Şışli, Büyükdere Cad. 18 Tel471228 HEBİŞ 821 3157 a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle