Katalog

SAHİFE DÖRT CUMHURtYET 2 Mart 1965 gördüm I okudum 1 TANIDINIZ Ml ? Otnz, kırk yıllık jazeteclydi. îkinci Dünya Savasında «Almancı» olarak tanınmıştı. Bn yüzden de ortağı oldnğu ve yazı islerini yönettiği gazetesi sık sık nzun süreli kapatılırdı. 1945 58 yıllarında D.P.'ye gönül verdi ve iktidar partisini çok sert şekilde hırpaladı. Hattâ sahibi bnlnndnğn iklncl gazetede seçimden bir gün 5nee o devir için çok bfiyük oesaret olan. «Vatandaş, CHP'ye oy verme!» başlıfım en büyük taarflerla yazdırttı. D.P/nin basına Maresal Çakmak'ın getirilmesini istiyordn. Bn mücadelede basan kazanamadı. Buna rağmen D.P. içinde kaldı. Sonra 19'larla birlikte Hürriyet Partisi'ni kurdm. Onnn da. dağılmasından sonra CHP'ye geçti. CHP'de merdivenleri süratle çıktı, Bakanlık yaptı ve CHP'nin 1 No.lu kalemi oldn. Amma bugünlerde yazıları «pek mülâyim» oldnğn için dnrumn tekrar kritikleşti. Ümraniye'ye tramvay işletilecek îstanbul Belediyesi ıle Ümraniye Belediyesi arasmdaki anlasmazlık yüzünden Cmraniyeye tramvay işle ' tilmesi meselesi askıda kalmıştır. { Anlaşmazlık, mevcut kanunlara gö re Belediyelerin başka belediye hudutlan içinde hizmete müteallik ya tınm yapamamalarmdan doğmaktadır. Belediyeler arasmdaki anlaîmazlık halk arasında garip karşılanmakta, Ümraniyeliler bu konuda: «Ülkeler arasındaki yollar bile yapılırken aynı gehirdeki tesisler için formalite güçlükleri ile karşılaşılması gülünç olmuyor mu?» demektedirler. ÎETT Genel Müdürü, istımlâkler 5 yapıldığı takdirde Tramvay hattının döşeneceğini açıklamıştır. Işçiler işverene kuvvetli olmakta önderlik etmiş İşverenler Konfederasyonu Başkanı Kocatopçu, zümre menfaatlerinin, millî menfaatlerle bağdaştırılması gerektiğini söyledi. Ankara, (Cumhurıjet Bürosu) îsverenlerı toplu sozlesme alanında yetıstırme amacıyle du?.enlenen bir semınerde konusan Şahap Kocatopçu. «isçiler, toplu sözlesme, grev ve lokavt nizammda isteklerini sağlamak için birleşerek kuv\etli olmakta önderlik etmislerdir. tsverenlerin bu bakımdan Türkiye'de de onbes yıllık bir gecikmesi vardır» demıstır Turk Sevk ve Idare Derneği ıle Turki\e tşveren Sendıkalar Konfederasyonu tarafından duzenlenen bu semıner, Amerıkan A.l D Teşkılâtınca fınanse edılmiştır. Semınerı açıs konu<:ma^ında, «Hürriyet içinde plânlı bir sekilde kalkınma çabasında olan memleketlerde zümre menfaatlerinin milli menfaatlerle bağdaştırılması gerekmektedir» dıyen Kocatopçu, daha sonra ıkı yıllık geçmişı olan toplu sozlesme uygulamasında birçok aksakhklar olduğunu, kanunun aksak yonlerının bulunduğunu belırtmış ve bu alanda Turklş'ın gosterdığı çabalan ovmuştur Toplu so?Iesroe duzenı içinde ışverenlerın durumuna değınen Kocatopçu, «Başlangıç devresinde ısverenlerin tutumu da beklenebilecegi gibi, hazırlıksız vakalanışın bütün izlerini tasımaktavdı. Bir kısım isverenlerin bo ilk tatbikatı sarsıntısız atlatmak için tavizlerl mübah görürken, difer bir kısım prensiplerde \e en ufak noktalarda eörüslerinde ısrar etmislerdir. Y'ine bir kısım ıs\eren, sendikalaşma \e beraber hareket etmeye önem venrken, dıfecrleri yalnız çalısmajı terçih etmislerdir» şeklınde konusmustur «Sosval huzurun saflanması için bundan sonraki calısmalarımızda ve tatbikatta çok daha dikkatli ve hazırlıklı olmamız gerekmektedir» dı>en Kocatopçu. sozlennı şoyle tamamlami'tır • «Eldc edilen tecrübelerı ve bazı açık dersleri deçerlendirerek gclecek toplu sözlesmeler için hareket tammızin belirtilmesinde biiyük fa\da mütalâa edilece£i açıkça görülmektedir.» Turkun gonlu Aldadır9ammaL, Hükümet pTOgramından son» , CHP Genel Merkezinde milletvekillerl «Kırmızı oy mn, beyaz oy mn?» verileceği konusunu tartışıyorlardı. Bir kısıra milletvekiüeri : « Tflrkfin gSnlü al'dadır» sösüne uyularak kırmm oy verilrnesini istiyorlardı. Tartışmanm ilerlediği sırada înönü göründü. Genel Başkan çok neşeliydi. Boyanmış, badanalanmış yeni Genel Merkezi dıkkatls inceliyerek odasına çıAMERİKALlLARA kıyordu. Bir gazeteci : « Pagam . » dedi. «Siı de mi GÖRE Türfcftn gönlü aVdadır diye programa kırmızı oy verilmesinl dü«Tırae» dergisi, Türkiye ile ilşünflyorsunuz?» gıli bir yazısında CHP ve AP liderine şu sıfatlan verdi. înönü güldu ve : Inbnü întiyar tilkl • Evet,» dedi. «Türkfln gSnlü Demirel Batıh kalada iktl•l'dadır amma, bn programın da bizim proçramdan pek farkı satçı. BAŞKA BtR yok.j» BENZETME Başbakan ürguplu'nün şahsı Sosyal Demokrat Parti Başka üzerinde durmadan benzetmeler nı Sıtkt Ulay Pasa, sinirli sinir yapılıyor. Bir uçtan öteki uca kadar benzetmeler hep aynı. li : îşte misal : « Ben de ne söyliyeeeğimi Yeni îstanbul Renksiz, ko•aşırdım» diyor ve durumu söyknsnı ve kekremsi Başbakan le açıkhyor : Akis Mnallakta bir Hükft« Toplandılar, konnstular, •nlaçtılar ve hükümeti devirdi met Başkanı. ler. Bi> o xaman bn yolnn yanlış •ldnfnnn sSyledik. Sonra yine toplandılar, konuştnlar, anlaştılar ve bir koalisyon protokoln yayınladılar. Bir de baktık ki, bn protokol, devirdikleri hükümetin programının aynı ve bizim partinin tntnmn kadar llericl » Ulay Pasa sözün bu noktasında ıki ellerini açtı ve : • Vallahl anlamıyorum» dedi. «Iş bfiyle olnnca olnp bitenlere ne lüzum vardı!..» Onlar da giinde sekiz saat çalışmak istiyorlar Eskişehirin Çifteler Harasında koyun gütmekte olan çobanlar da artık gunde 8 saat çaiışmak istiyorlar. Bu hak kendilerine tanınmadığı için belki de dünyada ilk de(a olarak geniş ölçüde bir çobanlar grevi başlıyacak ve böylelikle binlerce koynn açlığa mahkum kalacaklardır. Türk İtalyan Derneği yönetim kurulu seçildi Türk İtalyan Dostluk Demeğinin yıllık kongresinde Yönetim Kuruluna Prof. Sahir Erman, Campaner, Perselli, Muslıhiddm Okyay, Mahmut Abaç, Sıtkı Dost, Emıne Alkan seçilmışlerdır. Levha resmi arttı Belediye Meclisi, dükkân, sanayi müesseseleri ile özel ticarî müessese lerden ahnan levha resmini yüzde 10100 arasında değişen oranlarda zam yapmıstır. Zam oranlan 1942 yılında tesbit edi lenlerde yüzde 100, 194247 arasındakilere yüzde 40. 194753 arasmdakilere yüzde 20 ve 1953 yılmdan sonra tesbit edilenler için de yüzde 10 dur. Ancak ahnacak levha resimıeri, metrekare başına 100 liradan az ve 5000 liradan da fazla olamıyacaktır, Yarun metrekare ve daha küçük ebattaki levhalar için de tesbit edilen resimlerin yarısı ödenecektir. ÇOBİHTL/IR GRE1/E HÜZIRLAIH1YOR Gütıde 20 saattetı fazla çalıştıklarmı ileri sören çobanlar kârdan pay istiyor IVIEMLEKET SERVİSt Nüfus sayımı tehlikeye girdi Ankara, (Cumhurijet Bürosu) Istatıstık Enstıtusu tarafından bir «Mesken sayımı» yapüması ıçın hazırlıklara çıriMİroıştır öteyandan nüfus ^ayımının \apılması için terekü hazırlıklar durmustur. Bütçenin heııüz vürürlüje girmemis olusu sebebiyle nüfus sa\ımından önce yapılması çereken hazırlıklar \e masraflar yapılamadığından, sayım tehlikeye girmiştir. Hazırhyan: T. AYTUt (Kıdem tazminatı işçi ve I isverenin zararınadır «Kıdem tazminatı tatbikatı işçinin ve işverenin xararınadır.. On senedir ortalama ikiyüz işçi çalıştıran bir dokuma fabrikasının müdürüyüm. Bn devre içinde kazanan fabrikanın gelirini muntazam beyan ettim, vergimi zamanında Devlete 5dedim. Çırak aldım, işçi yetiştirdim, nsta, kalfa yaptım. Her gün İşçi değiştirmedim. fşçi bana bağlandı ben işçlmi bir gün issiz bırakmadım. Talih yaver olmadı, piyasa dnrgnnlaştı, stoklar arttı, fabrikamı tatil etmek mecbnriyetinde kaldım ve müessesemi yıkan bir durumla karşılaştım. Kıdem tazminatı adı altında ber isçi beher sene çalısması karşılıtı knmbaraya para atarmış, fabrikamda her sene isçisine boTçlanırmıs. Farkında değilmisim her işçiye beş aylık «kıdem tazminatı», her işçinin beş aylık tasarrnfn. Ortalama beş yüz lira aylıktan adam basına 2500. lira kıdem tazminatı ikiyüz işçi için 500.000. lira .. Şîmdi soruyorum. Her tene gelirimin yüzde kırkını, ellisini, altmışını alan Devlet nerededir? On sene içinde gelir devrimin Ortagı nerededir? Makinelerimi sattun, işçinin kıdem tazminatını ödedim. 1 Kıdem tazminatı bir «osyal vecibe Ise gelirin ortagı Devlet bn borca da ortak olmv lıdır. Z Kıdcmll isçinin müstakbel külfetinden kac/mak için müesseseler isçinin ve kendisinin aleyhinde olduğn halde sık sık isçi değiştirmekte olnp kıdem tazminatı sebebiyle maaş *ammından kaçınmaktadırlar. EMiıııınııııııııuııııııııııııııııııiiiııııııııııııııııııııııııııııııııııınıınıııııı Mahraudiye ilçesi. yakında, dunyada bir esi daha belki görülmiyen bir greve sahne olacak : Çobanlar grev yapacaklar! Tarımts Sendikası'mn Çifteler Harası idarecileriyle tam sekiz aydan beri halledemedikMART 2 ŞEVVAL 28 leri Topln İ5 Sözleşmesi sırasında çıkan anlaşmazlık sonunda greve karar verilmistir. Tarım işçilerinin yurdumuzda y«pacaklan bu ilk grev, sendîka liderV. 1 6.3211226 15 35 18.01 19 31i 4 50 lerine göre, aynı zamanda dünyada da ilk grev olacaktır. Çalışma sisteE 11232 6 26| 9 35|12 0OI 130 10.51 mi bakımından diğer iş kollanna gö re ayn bir özellık taşıyan tanm işçilerinin arasında en çok söz konusu edilen yon, çobanlarm çalışma sa \\\\\\y±atleri olmuîtur re, işveren, bir devlet müessesesi ol duğu halde, ırgatlann pay sahibi ol malarmı yadırgamış, usulsüz ödeme yapıldığı gerekçeaiyle Bakanlıktan gelebilecek bir soruşturmayı önlemek için, muhafazakâr bir işletmeci liğin çabasmı gösterme yoluna gitmiştir. İşverene göre ise, koyunlarm kırda yayılmalarından yatırılmalarına kadar geçen dinlenme süreleri, iş saatlerinin dışında sayılmaktadır. Sendıka, iş saatlerının çobanlarm haraya gelişleriyle başlamasını ve ig kanununa göre de sekiz saatten fazla sürmemesini istemektedir. Sendika idarecileri çobanlarm sürüleri haralanndan ahp gitmeleri, meralarda gütmeleri, ve kırlarda gecelemeleri sırasında çalışma sürelerinin 20 saati bile geçtiğıni öne sürmektedirler. >tnsafa nyan bir çalışma düzenl» talep eden sendika idarecileri, bu konuda sonuna kadar direneceklerini söylemektedirler. Onbinlerce hayvanm aç kalmasına yol açacak grev, sendikal faaliyetin en ilginç bir olayı olarak toplum ha yatımızda yer alacaktır. TURKIYEDE BIZE HÂLÂ YOBAZ DIYORLAR M/...? ALDATIL&N ÇOCÜKLfiR "DİN AŞK1NA" PAR0LAS1 ÎLE HÜDÜDÜ KIÇIK YILMAZ ÇETİNER • • Suriyede toprok teformu? 15 yılda 13 defa ihtilâl gören Suriye 18..000 M2. arazi fizerînde kurulmuş 4 milyon 103 bin nüfuslu müstakil bir cumhuriyettir. Sariyenin mümbit topraklan üzerinden geçen Âsi nehri geniş bir sahayı suladıktan sonra Türkiyeye gelir ve Antakyadan denize dökülür Diçer taraftan bilhassa Surijenin do^usundaki arazi uçsuz bucaksız çöllerle kaplıdır... Suriyede pek çok toprak ağası vardır Fakat N&sır'la birleştikleri zaman çıkanlan toprak refor mu kanunuyla bu topraklar köylüye tevzi edilmiştir. Ancak, bu da pek istifadeli olamamış, çünkü köylünün toprağı işletccek sermayesi bulunmadığı için, istihsal yarı yanya düşmüştür şimdi yeni Baas hükümeti toprak reformunu Suriyenin bünyesine uygun hale getirmeye çalışmaktadır . OLARftK GEÇMEKTELER Doğru değil j 21 Sğrenci yazıyor, j 11 ; r% ÎT m ^r 105 T.L. Gazetenizin «Cumhuriyet'e Mek j tuplar» bölümünde çıkan Edirne : Ijsesl pansiyonunu ve okul ida • resini haksız yere yeren bir ya j nyı üzüntü içinde okuduk. Yal i nız parasız yatüı öğrencileri il ; gilendirir gibi görünen mesele ; ler, aynı zanuuıda, okulun, yatı : h kısmını meydana getiren para ' ; 3 Kıdem tazminatı «ornnln lı yatüı öğrencileri de ilgilendir i ; fen bünyesi zayıf Devlet ve ö mektedir. zel Sektör müesseselerinin geGazetenizde yayınlanan bu ya : rekli bünye operasyonlannı zıda belirtilen hususlar taraamen ' yapmasına engel olmakta, zayıf hakikate aykındır. ; bünyeli müesseselerde tsvereŞöyle ki: : nin kıdemli işçilerin üzerinde oOkul idaresi blzlerin (ögren i torite kurmasma mânl olmakta cüerin) hareketlerini her an kon i dır. trol etmektedtr. Kahvelere gitme \ (tsmi mahfnz bir fabrikatör) meselesi kesin olarak çok önce | den ortadan kaldınlmıştır. : Nöbetçi öğretmenlere isnat : edilen suç tamamen yersizdir. : Nöbetçi öğretmenler görevlerini i tam olarak yerine getlnnektedir ; ler. Bız de bundan memnunluk duymaktayız. Çamaşır meselesi ise, eldeki ımkânlar nispetinde en iyi şekllde halledilmektedır. Paralann toplu verilmesinden dolayı hıçbir körü itiyadın olmadıgına bizler şahidız. Edirne Lisesi yatılı öğrencileri adına, o mektuptaki ileri «firülen iddialan kesin olarak yalanlamaktayız. YANLIŞ AYARLANAN CÜMRÜK VERCİLERİ... Kısa bir müddet önce masamın üzerinde kırmızı renklı bir posta gümrük ihbranamesi görerek, bir an için irkildim. Çünkü daha geçenlerde Almanyadan gelen bir yılbası hediyesı (bir bakır tabak, bir tükenmez kalem ve altı meyva bıçağı ile bir kutn ay\a tatlısı) için 130 TL. gümrük ödemek zorunda kalmıstım. Bu sefer de korka korka paket postanesine çidip, ilgili kısma ihbarnameyi verdim. Deftere baktıktan sonra, yılbası hedivesi olarak (bn husns paketin hem içinde ve hem de dısında açık olarak belirtilmisti) gelen bir mendil ile bir kıravat \e bir de pasta için, 105 lira Uüsur çümrük ödememgerektifinî bildirdiler. O anda hediyeyi geri çevirmevi düsündüm. Fakat boyle bir hareketin hediyeyi çöndermis olanlarda yapaeaçı tepkiyi düsünerek \e bundan utanarak, aldıgım hediyenin maddî kıymetinin en azından 45 misli olan vergiyi ödedim. Şimdi sornyornm; Gümrük ve Tekel Bakanlıgının yetkililerine? Ne zaman Türklerin de eş ve dostlarına sayılı uünlerde hedive gönderip, korkmadan onlardan hediye bekliyebüeeeklerini kabul edeceklerdir? Doç. Dr, Kaplan Anncı Isteksiz satıcılar! Tanıdığım bir polis memnrunun isran ile neuz 6te beri alıru diye Emniyet Müdürlügündeki Kooperatife gittim. tfak tefek alıp çıkarken burada müs tahdem oldnklarını sandıgım = ! bayan ve baylann ise isteksiz hareketlerini görünce beni kooperatife götüren komşumnz polis memurnndan öğrendim ki koperatifte çalışan bnnlann tümü Emniyet Müdürlügünün memvırlan imiş, içlerinde 80 lira ıslî maaş alanlar bile varmıs. Ne alâ meroleket defil mi? 80 Ura asli maaslı müstahdem. Kimsenin görevi dısmda çaiıstırılamıyacağı bakkındaki hnküm ler bn dairece bilinmemektedir ve kanun tatbikatçısı daire kannnsuzluk içinde bnlundnftnnnn farkında mıdır. îgmi mahfnz bir okmncumu» = I AU FU^KUI başını one arıtı} a »allayıp gozlerını yuvalannda oynatarak: Yaaa dedi .. Pek öyle kolav değıl, buralara pasoportsuz gelmek Annem, babam dmi bılgırai ilerletmemı ıstıyorlardı. Hele Şamdakı medreselerde îslâm fedaılerine yardım edıldigini oğrenınc» ben de kalktım buralara geldim... Pekı, yolu nasıl öğrendin? Afferın vallahi, güç bir isi ba şarmışsın... Kasabada bu işi bilenler var .. Ona gıdiyoruz. O Şama mektup yazıyor .. Yerimızi ayırtıyor medresede. Sonra hudu dun neresinden çıkacağımızı r ğ > petiyor... Yani kapıyı.. Arka^ından ver elini Suriye... Kapsda kimsın, nesın, pasaportun, kâğıtların nerede diye sormuyorlar mı?... az çocuk vardı bunların arasın • Ali, yaşınm kuçükluğüne rağda... Ve bir kısmı da tmam Hamen, yarı hayret, yarı alayla goztıp Okullarım okumuşlar, ora lenme baktı ve bu husustaki sı kâfı gormıyerek Şama kaç • cehaletimı yüzüm« vururcasna: mışlardı... Aman dedi... Kapıdan geçeBıt Mustafa ıle sohpet eder miyecek ne var ki.. Orada bu Ken, bır ellennde papuçlan, dılunanların kulağına DÎN AŞKIğer ellennde defter ve kıtaplan NA dedin miydı... Zaten evvelolduğu halde diğer çocuklar geden bildikleri için bırakıyorlar lmce konuşmamıza ara verdık. geçiyorsun... Bu kuvvetin onünSağ elımızı böğrumuze bastırıp d? kimse durabilir mı . «elâmlaştıktan sonra, hep bera Bütün bu anlattıkları doğruvber başka mevzulara geçtık Bu du. Aldatılan çocukların, DÎN arada 8 yaşındakı din âsığı AŞKINA parolası ile Suriye huTurk çocuğu ile de orada kardudundaki: Kilis, Tahtalı, Tisılaştım.. Rizelıydi... Onu da babil, Arpasekmez, Tashca veya bası Sama getirmış, hoca efenReyhanlı kapılarının birini terdınin ellerine eliyle teslım etcıh ederek dısarıya çıktıkları mışti... Dünyanın farkında ol anlaşılıyordu. mıyan «avallı yavru, konuşurSonradan öğrendı^une gore, larken anlamadan, ama, alâka bütün bu islerin bir kısmı paıle takip ediyor, bilhassa Türkırayla oluyor, bu parının bir yeden bahis açılınca bir sey • kısmı Şamdaki «lâkahlar tara ler hissediyordu. fındaa ödeniyordu. Ama, bu aO arada yeni gelen çocuklardamların Türkiyedeki kasaba dan biri bana sordu. lara kadar bbylesine bir teşki Bize Türkiyede hâlâ yobaz lâtla çalışmalarındaki para sardiyorlar mı? fetmelerindeki maksat neydi.. Caminia çe«mMİnden *u içen Istikbaün Müftttaü BalıkesirU Kemal Ben cevap vermed^n arkadaş: îşte zihnımi kurcalıyan cevabı üzüntüyü gazetecilik hayatında M Müslümtn olabilir mi? Ho atıldı: nı bulmaya çalıştığım soru buy karfilaftığım hiç bir olayda canız ne diyor?.. O ağabey, memleketten gel du... Mustafa cevap rerdi: hiMetm«diğiml •öyliyebilirim.. miyor ki, dedi. Hem sen buna Bir ker» hudut aşıp Suriyeye E*kışehirlı 11 yasındaki Musta Tabiî olurmuj.. Hem onu boş ver artık. Burada kim&B bıgeçti mi, çocuğun işi kolaydı.. ta ile bir öğle üzeri Emeviye bu yold» teşvik eden dt leraba ze gerici, yobaz demıyor ya sen Çolgeçen ve avukatı IVerhal orada bulunan bir oto • camiinin genij avlusunda otur girermiş... ona bak. büsle önce Halebe gidiliyor. O muj konuşuyorduk. Zeki bakış öyle tmt, bir hırıstiyan ne Sonra bır dığeri konuştu: radan 10 saatte otobüsle Şama h, istidatlı bir çocuktu v» mü olduğunu bilmeden o dini naııl Bizim hocaya, îstanbuldar varılıyordu. Zaten umumiyetle temadıyen iual «ormaktan hoş kabul eder... Hem Allah bir ta boyuna mektup gelıyor dedı ufak çocukları bizzat anne veya lanıyordu.. Cevabını »lmak i« ne değil midir.. Tek bir Allaha Ve o üzülerek cTurkıyede dın babalan, medreseye kadar götü tedikleri, herhalde arkadasla • ınanıyoruz.. O halde Allahın yok; Türkler dınsızdır» divoT a rüp Arap milliyetçisi hocanm rından, hocalarından sorup da kitabı şu dilde veya bu dilde ma... Bakma sen. Bır çok şe elıne tesîim ediyorlardı.. Cahil tatmin olamadıklanydı.. olur nasıl diyebiliriz... vımiz buradan çok ıvıdır «înkâr Fırtınası» adlı kitabınana ve babaya göre, çocuklar Çocuk sözlerimi dikkatle din Biliyor muıunuz, dedi. BıVe hemen arkasından ılâve « • da Aktör Feridun Çölgeçeni koŞamh din âliminden (I) ders zım hoca deli oluyor.. Kur'anı ledı, dinledi ve sonra: ti: münistlikle itham eden Devlet alacak, sonra kasabay» dönün Doğru dedi. Doğru söylü • Kerimi bafka dilde okuyup yaTiyatrosu sanatçılarından Aclân Bizim kadınlar, analarım'/ ce feyiz saçacaklardı.. zıyorlar diye... Allahm kitabı yorsun.. Bana Eskişehirde öğret ıl&ç yapmasını, okuyup üfleyıp Sayılgan, dünkü duruşmasmda Yalnız bu arad» şunu da aöy sadece aıapça olabilir.» Çünku menlerim de böyle söylemişler hastayı ölüm doşeğinden kaldır yazdıklannm görgüye dayanmalemek lâzımdı... Medreseyi yıl Allah öyle emretmiştir. Başka di. Ama buradald hoca öyle de masını bilir... Bunların bır şev dığını bildirmiştir. Bir arkadalar yılı bitiremiyen, veya bitir dılde yazılamaz. Kâfirler bunu ğil işte.. Bunu konuşmıyalım ar den anladıklan yok.. Muskacı şmdan duyduklarmı kitabına aldiği halde Türkiyeyi kendi an \ apar diyor... Ne dersinizî.. tık.. Ben burada ni öğrensetn lar, hocalar, boşu boşuna msa dığuıı söyleyen Sayılgan «Çöllayışına uygun bulmıyan sarık Hafifçe güldüm Mustafanın bu kârdır. Diploma alayım, memle mn parasını alıyor.. Fayda ver geçen hakkmdaki kısım, eserimin cuppe ve Arap harfi sevdalısı sozlerin» ve »onra fazla «çılma kete gidinci, müftü bile olurum. miyorlar en tâlıhsiz bölumüdür» demiştir. pek çok genç, memleketine dbn Anama babam» başka ngsıl hadan: Duruşmaya bakan 5. Asliye Ceza Bu doğru sözlere ben de da müyor, Ş s n sokaklannda, camı Ama dedim. însan anlama kacağım™ Mahkemesi, suçun yayın yoluyla hıl iştirak etmivenimiz kalma avlularında sabahtan aksama iığı dild« nasıl ibadet eder. Bu da başka bir tipti.. Hoca işlediğini dikkate alarak «görevdı... kadar pinekleyip duruyordu.. Allahın, Peygamberin emirleri lığı ekmek parası kazanmak ısızlık>kararı vermiş ve dâva dosSadece 20 Suriye lirası tutan ni »nlayıp öyle yerine getirmek çin istiyor, ailesini geçindirmeyı YARIN vasını Toplu Basın Mahkemeslne gizli bir öd«neği alarak 8 yıldır daha iyi değil mi?... düşünüyordu. O da diğer ar îondermiştir. hattâ 12 yıldır buralarda yası Çarşafsız kadınlara Çocuk bir an sustu. Gözlerini kadaslan gibl Türkiyede ilko • Dâvacı durumunda olan Çölgeyan Türk çocukları vardı... kulu 4. sınıfa kadar okumuştu başka tarafa çevrrdi... çen, adı geçen kitapta, 1946 yıduyulan kin '... Bütün bu aeı hikâyeleri din • Bu defa ben ona rual tordum: ve »onra buraya gelmişti.. Zalında Paris'te «Jon Türkler» adı Peki bir îngiliz arzn edVsr ten ilkokul diploması olan pek • lerken duyduğum heyeean ve Çölgeçen Soyılgan davası devam ediyor uuMiıııııiHiııuııuuıııııınııııııııımııuuıııiiiıııiiiııııııııııuııııııııuuuuıtıuııuuuıuıiLuııııııuıııuııııUk: altmda biı komüntrttofkllâtıkor makU tüud» «UlsMktodte.