02 Şubat 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇUMHURİYET ffffrifrrffifiifiififffiififffif 7 Şubat 1965 ıııı=ııııııııırrııırıifrıifiııınrrıifiifiııififiıifiifiııırııifiıııiıııııııııııııııııifiııifiiTiiTiıiTinııııııııııııın=tııı Korumak değil, Yörütmek... Virgülüne kadar aynen bir gazete haberi: «Sağ ve sol cereyanlar» a karşı Adalet Bakanlığmca «Anayasa ve demokrasiyi koruma kanunu» adı altında bir tasarı hamrlanmaktadır. Muhabir arkadaş haberi böyle vermiş. Kimbilir Adalet Bakanlığındaki ügililer de kendisine böyle bilgi vermişlerdir. Sekreterler, yazıişleri nıüdürleri de haberi böylece koyuyorlar. Okuyucu da bövlece okuyacak. Ve alışkanlığı yüzünden garipsemiyecek. Diyojen, özendiğimiz Batı dünyasma elinde fenerle çıksa da sağ ve sol cereyanı bulunmıyan bir demokrasiyi arasa arasa bulabilir mi? Batı demokrasisi sağ ve sol kanatları bulunduğundan Batı demokrasisidir. Bizimki de Parlâmentosunda sağ kanadı bulunup sol kanadı bulunmadığından soyut demokrasidir. tsteiik şimdi demokrasiyi savunma iddiasiyle ortaya çıkanlanmız, demokrasiyi gerçekleştirmek için Anayasaya aykırı bulunan antidemokratik nıaddeleri kaldıracaklarına o maddeleri olduğu gibi bırakıp yeni yeni maddeler koyarak demokrasiyi savunacaklarmı düşünüyorlar? Biz iş yapar gibi sörünmek istedik mi kanun maddesi çıkarmaktan başka yol b lemeyiz. Atatürkü Koruma Kanunu da böyle çıkarıldıydı: şimdi Anayasayı korumak için kanun çıkarılıyor: ve demokrasiyi korumak için kanun çıkarılıyor. Bütün bunlar akıl almaz işler ve hiç bir mantıkla kurtarılanııyacak saçmahkiardır. Anayasayı korumak değil, işletmek gerekir. Demokrasiyi dc öyle. . Atatürkü de. Atatürkçülüğü de korumak değil, en uzak köye kadar gerrı Ulcştiınıek serekir. Kanunlar ve devrimler korumak için değil. yürütülmek için yapılmışlardır. Anayasayı uyguladınız mı, Anayasayı korumuş olıırsıınuz. Demokratik düzeni uyguladınız nu, demokrasiyi korumuş oîursuııuz. Atatürkçülüğü uyguladınız mı, Ataliirkıülüğii korumuş olıırsunuz. Anıa bunları rafa kaldırıp yasak kanuııları çıkarmaya kalkıştmız mı önce siz onlann topluın içinde yaşama güçlenni yok etmiş olursunıız. Bir araba yürümedi mi kornasmı ne kadar çalarsanız çalın, kimse aldırmaz. Biz Anayasayı topluın hayatımızda işletmeye ve uygulamaya bakalım. Hıınuıı için ilk yapılacak iş Anayasaya aykırı olduğu açıkça RÖrüleıı 141 ve 142 nci maddeleri ayıklamaktır. Bu lşi yapmadan demokrasi edebîyatı yapmak artık anlamsız kalmaktadır. Bir başka deyişle söyliyelim ki ille de Anayasayı korumak iddiasmda olanlar onu önce 14 ve 142 nci maddelere karşı 1 korusunlar. Çunkü bu maddelerin demokrasiye de, Anayasaya da karşı oldukları artık ispatlanması Iüzumsuz sayılacak kadar ortaya çıkmış gerçeklerdir. | D Ü Ş Ü N C E L E R | Dün ve Bugün l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l 1111111 ıııı=ııııııııi!iııııııııııııııııııııııııınmııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımmıııııııı|ıııı Teleîon rehberi Yaşantılanmızdan bir ulama kullanılmaz hale geldi Ekmek meselesi Yazan: Elif Naci Ziv» Paşa şöyre der: Tercii Kendinde «Yarab!. Nedir bu keşmekeşiderdiıhtiyaç, İnsanın ihtiyacı ki, bir lokma nanedir.» Amma, gelşelelim insanlar, bu ekmek kavşası yüzünden biribirlerini yemekte yarış e derler. Gazete koleksiyonlarını ve tarihi karıştırırsanız her devirde karşınıza bir ekmek meselesi çıkar. Ya fiatı yükselmiş, ya gramdan indirilmiştir. Daima fırıncıları Belediye ile gırtlak laşırken görürüz. Amma, elbette bu çekişmenin sonu yine halkın omuzuna yüklenmektedir. Nitekim. etçende Cumhuriyet te bu hikâye çok açık bir se kilde belirtilmişti. Bu habere göre, Istanbulda bugün günde bir milyon iki yüz bin ekmek sat.lmakta ve nemsehriterimi zin hir siinric ödiyeceği ek isçi iicreti elli yedi bin altı yüz lira tutmakta imis. İsçi Sendikaları ile fırıncıtar arasında yapılan toplu sözleşmede işçi iicretlerine yüzde on bes zam yapılması kararlaştırılmıs. Sayet Belediye son ânda bunu reddetmeseydi bu farki kim ödivecekti? Elbette bu. halkın cebinden çıkacaktı. yanına Ve «Nerede o Nnri Paşa denen herif?» diye çağırtmış paşavı. Ve bir temiz azarlamış. Şimdi, kalfanın yetiştiği Slahmud II. devrine gelelim ve MahmuduAdli'nin Kaymakam Paşaya yazdığı «hattıhüma yun» u okuyalım: (1). «Kaymakam Paşa; tbadullaha devri sabıkta hâs ekmek yedirmek benim emel ve matlubum olduğundan buııca zarari ihtiyar edip her bâr tekid ediyorum. Ramazanı şerifte tabh olunacak ekmekler, nümuneleri gibi olmayıp pek fâhis farklar görüyorum. Bu fesadın kimlerde olduğunu anlıyamıyorum. Efer ekmekçilerde ise. te'dip ve hu mel'ânetten meneylemek senin işindir. Görevim seni, şu ekmekleri, nümuneleri çibi, tabh ettirme|e ikdam ve çayret edesin. Senden matlubumdur. Bundan sonra yine görürsem alimallah infial ederim.» Hani Adlidir büyük adamdır amma. Mahmudun infialinden de korkulurdu. Padişahın bu satırları vazdıîı sıralarda harb halindeyiz. Boğaz kapanmıs. tstanbulun zahiresi Tekirda* ile Silivri gibi iç iskelelere münhasır kalmış, bunlarsa sehri besliyebilecek du rumda değilmiş. Hünkâr sorıı yor« Deniz nıevsimi geçince alacakların zahireleri celboluna maz. Bunlara simdiden ne gunâ tedbir olunuyor?. Tunadan gelen zahire miktarı nedir? Tedbir alalım» diyor ve sonunu söyle bitiriyor: «Hâsılı ne gunâ tedbirler lâ • zımsa edesin. Sonr3 özür ve illet dinlemem. Bundan haşka Istanbulda mum da kıllet iizrs bulunuyormus. Bunun sebebi nedir? Tevzilere noksan mı veriliyor. Bunlara vesair es'ara dahi dikkat isterim.» Biz de dikkat edersek görürüz ki fmnlarda çıkan ekmeğin kalitesine. çarsıda satılan mumların noksanlığına kadar detavlarla meşgul olan adamı zabıta müfettişi veva belediye reisi değil, bir padişahtır. Maden Direği Naklettirilecektir | T.K.İ. Kurıımu Mahdut Mes'uliyetli g Ereğli Kömürieri İşletmesi Müessesesi | Müdürlüğünden: 1 Müessesemiz ihtiyacı için. Artvin (810 m3'> Gümüshane '900 m31, Trabzon (3000 m3\ Giresun '2245 m3>, Ordu (1000 m3\ Şebinkarahisar (250 m3s Ünye (505 m3\ Koyulhisar (2000 m31, Akdağmadeni '1100 m3\ Bandırma '1210 mV, Biga (7208 m3), Bayramiç '9250 m3>, Dursunbey '3000 m3\ Edremit (5500 m3). Sındırgı '2150 m3t. Bilecik '779 m3>. Keles '1427 ml\ M. Kemalpaşa '1189 m3\ Orhaneü (2740 m3, Çatacık 2600 m3>, Bayındır '750 m3\ Manisa '250 m3) olarak Orman tşletmelerinden satm alınan ve alınacak olan J °'O35 toleranslı 49363 m3. muhteliı cins maden direklerinin bulunduklan orman işletme depolarmdan alınarak Zoneuldak 'Kömür Havzası) sahasına nakil ve aynen teslimi işinin ihalesi 26/Şubat/1965 cuma günü saat 14 de Müessesemizde icra kıhnacaktır. Her işletmedeki maden direklerinin Zoneuldak'a nakli ayn bir ihale mevzuudur. Bu işe ait şartname: ZonguldaVta, Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden, Ankarada T. K. î. Kurumu Ticaret Subesi Müdürlüğünden. lstanbul'da T. K. î. Satmalma Bürosu 'Beyoğkı İstiklâl Caddesi Piremeci sokak I. Baro Han Kat 2) den, mezkur Orman İşletme Müdürlüğünden Samsun ve Bahkesir Dırek Sevk Bürolanmızdan temin edilecektir. Müessesemiz artırma ve eksütme kanununa tâbi olmayıp Ihaleyi kısmen veya taraamen dilediğine yapip yapmamakta lerbesttir. azımızın başlığındaki ulama> sözünü Fransızca'nm «potpourri» kelimesine karşıhk olarak kul lanıyoruz. Amacımız hem değişik Istanbul telefon rehberi. son görünüşlü küçük konulara bir aaylarda yapılan telefon değişikrada değinmek, hem de belli bir liği ve yeni bağlanan aboneler konudaki yazıyı sonuna kadar oku j'üzünden kullanılmaz bir hale maya zorsu.ıan okuyuculara bir gelmiştır. Aradığı numaraları kolayhk sağlamaktır. Hayattan ve rehberde bulamıyan vatandaşkitaptan, yaşantılarımızı dile getiların müracaatlarma, (01) nu ren bu ulamada, nasıl bir görüş açısından bakılırsa bakılsın daima maranın da gereğince eevap veikiye böle geldiğimiz. fakat aslınremeyişi, şikâyetlere konu olda bir bütün olan 'biz' varız diye maktadır. düşünüyorum. Öte yandan. daha bir süre de1936 yıhnda «Kan Damarları. vam edecek olan bu karışıkhğı adıyla yayınlanan bir kitabm üzeönlemek için. Telefon tdaresi rinde iki doktorumuzun imzası tarafından yeniden tstanbul Tevardır. Bu doktorlardan üki Tanlefon Rehberinin düzenlenmesirının rahmetine kavuşmuştur, ikin ne karar verilmiştir. Geçen yılcisi ise înönü Hükümetinin ilgi çe lara kıyasla daha az yanlışlık kici Bakanlanndan biridir.. Kitabulunacağı sanılan yeni rehbın ikinei bölümünü yazan ikinci ber, renkli olarak 105 bin adet doktor, köy odalarında «bağdaş ku basılacaktır. Aifabetik sisteme rup. köylülerle dertleşir, .elinde göre hazırlanan rehberin 23 büyüdüğü yurdunun köylüsünü» aya kadar. abonmanlara dağıtıl araştırıcı bir gözle incelemekten ması beklenmektedir. zevk duyardı. Köylülerle konuştukça her konuda yeni bir şey öğ rendiğini yazan köycü doktorumuz. Galata Yolcu Salonu bir faiz hikâyesini şöylece özetler: 75 Ahnan boşaltılıyor 175 Ödenen Galata Yolcu Salonunun içinde 356 Geri kalan borç. bulunan Gümrük Muhafaza TeşkiBu hesap, yanlışı varsa düzeltlâtı. P.T.T. ve Türk Loydu'nun mesi Sayın Dr. Lebit Yurdoğlu'tahliyesine önümüzdeki ay içinde dan, süregelen meşakkatli bir tabaşlanacaktır. Yolcu Salonu tamarım düzeninin sadece biberidir. miyle modern bir hale getirilecek ve turistlerin ihtiyaçlanna tahsis Kilosu bin liradan, 56 kiio geedilecektir. len «köyün sarışın ve en ffjzel duluna 27 kişinin 1964 yıhnda evlenOcak aymda 1980 çift me teklif ettiği yer Şarkışla'mn evlendi bir köyüdür. Dahası var: «Tâliplerin 5 i altmış yaşuıdan yukarı zen Şehrimizde ocak 1965 ayı zarfıngin toprak sahibi, 9 u hâlen evli da 1980 çift evlenmiş bulunmaktave çocuk sahibi. 13 ü ise bekârdır.» dır. Evlenme âkitlerinin 18 i AdaKızın baba.sı peşin para, tâüpler lar. Î37 si Bakırköy. 45 i Beşiktaş, ise para yerine >altın ve tarla ver23 ü Beykoz, 250 si Bevoğlu. 138 i mek. istemektedirler. Bu ve benEminönü, 79 u Eyüp. 165 i Fatih ve zeri .açık» olayların yanısıra «üstü geri kalanları da Kadıköy. Sanyer, kapah» evlenme ahşverişleri çeŞişli, Ü«küdar, Zeytinburnu ve hirlerimizin de süsüdür. Ne var OSMANBEY ŞAİR NİGÂR SOKAK NIGÂR Apt. 90,1 | Gaziosmanpaşa Evlendirme Daireki, şehir usulünde kilo hesabı yapılmadığı için bir kıyaslama müm (Perakende Satış Yerir.in Üst Katı) • J lerinHe yapılmıstır kün değildir. NAKLETTİĞİNİ SAYIN MÜŞTERİLERİNE BİLDİRİR j İktisadî Kalkmma ve TELEFON : 47 08 50 ş Kooperatifçilik Semineri lâziğ Türkiyenin sevimli şehır İktisat ve İçtimaiyat Enstiîüsü talerinden biridir. Kur'a ile bu rafından dü^enlenen «İktisadi Kalşehrin •beden eğitimi. öğretkınma ve Kooperatifçilik» seminemenliğine atandıktan sonra kederi, yarın saat 10.00 da Belediye Sarinden ağlayan bir öğretmen adayı Yeni Postahane Caddesi No: 41 rayında açılacaktır. ; nın fotoğrafı bu gazetenin ilk sayfasında yaymlanmıştır. AnadoluTicaret Bakanı Fennî îslimyeü nun dogusuna, batısından biraz daaçış konuşmasiyîe çalışmalarına başlıyacak olan seminerin ilk gü ha yakın olan Elâzığ'da çalışmayı TUHAFİYE MAĞAZASI • ünde Vali, Belediye Başkanı ile İstanbul Üniversitesi Rektörü, îktisat Fakültesi Dekanı bir konuşma yapacaklardır. Üç giin devam edecek başlamıştır. İstifade ediniz. Z olan seminere, Fransa, ttalya, İspanya, Ürdün, Lübnan ve tsrael İlâncılık: 4988/1586 temsilcileri i!e Milletlerarası Çalışma Enstitüsü ve F.A.O. temsilcileri ile Birleşmiş Milletler Kooperatifçilik Uzmanı Hintli Meno da iştirak etmektcdirler. Y TOPTAN SATIŞ YERİNİ j lÜECBÜRİ TÂHÜYE YÜZÜNDEN E SERMAYESİNE Safışlarına j TOPS TÂRÂMÂ MAKİNASI Altm Yıldız Mensucat A Ş. (Eyüp Deîterdar) Tel: 21 67 U U MAN: 1/1567 ~ğ (Basın 1552/1573) = i§ g = s .1 :ş J M || p j || ğ |j H ^ j § g ^ ğ j |= Q Afyonda ısı eksi 22 derece Doğu ve Güneydoçu Anadoln Böiçeleri çok bulutlu, yer yer kar serpintili. Hopa, Trabzon, Ordu, Rize, Giresun, Artvin çevreleri çok bulutlu ve karla karışık yaçmurlu, Akdeniz Bölgesi çok bulutlu, hafif yafmurlu, diğer bölgeler parçalı bulutlu geçecektir. Dün yurdumuzda kaydediien en yüksek hava sıcakhğı ise tskenderunda (13), en düşük hava sjcaklığı da Afvon ve çevrelerinde sıfırın altındi (22) derece olmnstıır. 1936 yıhnda yaymlanmış olan bir kitapla başlattığımız «ulama»yı Fik ret Otyam'ın 1963 tarihü Toprakgöz yaşlariyle karşılayan mesleksızlar. adlı kitabında yer alan Madaşımız. Milli Eğitim Bakanlığına vula Kadınm Anayasayı anlatması başvurarak Türk öğretmenlerinin ile sona erdirmek yerinde olacak. gitmek istemediği yurt köşelerinAldı sözü Otyam. bakalım ne dedi' de İngilizce öğretmenliği yapmak ıBir erkek ayağını değiştirip söisteyen Barış Gönüllüleri. bulun ze karıştı: duğunu her halde duymuştur. İl• Mavula kadın.. Anayasa manalerden il beğenmezken, sayıları yasa.. Anayasa dediğin Ankara'da 500 e yaklaşan ilçemiz. 40 bine ula oturur.» Derdemez Mavula kadın şan köylerimiz için •ağlayan öğret yerinden doğruldu. men» acep ne düşünür? Belki ortada ağlanacak bir şey var ama, •Ne ne ne? Sen Anayasayı er ki şi mi sanıyon? Can mı belliynn? ne ola ki? Nah o kafana! Anayasa dediğin îfc * >fbir yüca kanundur.. Senliği benHastasma kendi kanını vererek liği ortadan kaldınnıştır.. Gidip onu ölümden kurtaran doktor da heye diye irey vermedik mi tümbu toprağın çocuğudur. Muş'un cek? Senlik benlik kalksın diye Tekyol köyünden Fatma Ağlar'ın • ameliyatla doğum yapması ?aru kopmadık mı sandıŞa? Tüm dünya prov Türk'e demedi mi Anayasaya reti hâsıl» olunca, çaresizlik karşı evet diyince? Anayasa Ankarada sında kendi kanını hastasına veren da var.. Burada da.. Maraş'ın Gâdoktor, anneyi ve çocuğunu ölüm vur dağmı aşıp Elbistan hokümaden kurtarmak suretiyle bize baştına gelmediyse biz getireceğiz... ka örneklerden bir örnek vermekAssınlar isterlerse .. Ben evet diye tedir. Muş Devlet Hastanesinin irey verdim ona.. Evet dediysem operatörüne selâm olsun!. her şeyine evet dedim. assa bile *** diyeceğim.. Senlik benAkıl almaz yarışmalar. bahis ve evet lik kalksın ortadan.. tnceciğin mıh ya iddia üzerine olmadık şeyler yi tarıynan Mavula kadın birdir.. O yip içenler sütunlar dolusu resim kadar... ı ve yazı ile ciddi gazetelerimize ka dar sokuluyor. Akıl dışı olmak bir nayasayı Mavula Kadın gibi yana insana tiksinti de veren bu anlayıp savunabiliyor muyuz? haberleri hatırlatmak bile istemiTürkiyedeki çalkantılar, huzur yorum. Yalnız böylesi haberlerin suzluklar. geüşmeler. iyimserlikl«r biri var ki mâsum bir özenti görü ve kötümserlikler hep Mavula Ka nüşünde olduğu için üzerinde dudının Anayasası etrafında dönüp rup kmayalım. Amcasınm düğüdolaşıyor. Samimi bir inançla Ananünde nişanı yapılan 7 yaşındaki vasanın «lâfzma ve ruhuna» sahip çocuk. Kendi kaprislerimiz için ço cukları oyuncak derecesine düşür çı'ısak haklarımızı ve vazifelerimı zi bilsek. onu yurt yönetiminin her mekten her halde sakınmahyız. alanında gerçekleştirsek ve yüriit * > * = ! sek, Elbistan'dan öteye, kente kö atıhnın olayları ve insanları iki ayrı ölçekle değerlendirdiğine ye. ovaya dağa, doğuya, batıya onun getirdiği güven sinse, Mavula Kadikkatimizi çeken yıırt dışındaki dının ıstırabı dinse.. yaşantılarıbir yazarımız önemli bir konuya mızın ulaması başarılı bir koro ol parmak basıyor. Batılılarm kendimaz mıydı? Bu koroda hepimızin leri ve kendi katlarında saydıklan toplumlarla öteki toplumlar ara sesi bir türkü olur, .Edirne'den Ardahan'a kadar» bir üveyik gibi sında temelli bir fark gözeterek kanat çırpardı. olayları değeriendirdiklerini. hakh olarak. öne sürüyor. •Eğer Ni yazi Berkes çıkıp, bunda yüzyıllar d;r işlemiş eski Müslüm.ın düşman lıâınin içten içe rolii olduğunu ya zarsa. bizim oradaki sırılsıklam Batılı taklitlerinin sanacağı gibi mübalâğa etmiş olmaz, bir gerçeği be Sevgili varlığımız lirtmiş olur. O kadar!» Doğru söze BÜLENT EDİS'in ne denir? 'A. İlhan'm .Paris'in iki vefatı dolayısiyle cenaze töregözti, iki ayrı renk» adlı bu ilgmç nine iştirak ederek, çelenk yazısı Varlık dergisinin 636. ?ayıgöndererek taziyet ve teselli sındadır.) lütfunda bulunanlara ve samimi yardımlarını esirgememiş olan Haseki Hastanesi Tedavi Kliniği hekimlerine, Ömür Kliniği mensuplarına, Türkiye Jokey Kulübü yöneticilerine, Türkiye Hipodrom Müdürlüklerine. Istanbul Hipodromu Müdürlüğü ve Matbaa bölümündeki sadık mesaî arkadaşlarına, Bakırköy Viyana gazinosu ile Bakırköy Kulübünün vefakâr dostlarına, GaMeşhur S.A.CM (Socıete Alsacienne de Construction latasarayh ahbaplarına, ziyaMecanique, Mulhouse) malı, PERE üpi, 4 adet ret, telgraf veya telefonla acıRAPID tarama (peigneuse) makinesi satılıkuı. Derhal mızı paylaşmış olan muhteteslim edilebilir. rem dost ve akrabalarımıza derin şükranlarımızı arzederiz. M Ü RACA A T: Ülker Edis ve Öker'ler L DccDr. Cavil Orhan TÜTENGİL 1 A B TEŞEKKÜR Konumuzu geçmişte arastırırsak «tarihiıı tekerrür olduju • na» insanın inanası gelir. Yakın zamanlara kadar fırınlarria «fodla» denrn bir nevi ekmek çıkarılırdı. Saray kadınları ile imaretler için pisirilen hu ek • mekler. özlü undan yapılmıvan, yassı, pide eibi bir şeydi. Tam fodla 94 dirhem, yarımı 45 dirhemdi. Fodlayı tayın ekmeğine tahvil eden Mıırad V zamanında, Nuri Paşa adında birisidir. Hikâyesini anlatalım: Sarayda, Mahmud II devrin • den kalma ihtiyar, yatalak bir kalfa varmış. Istihkakı olan fodla sepeti önüne getirilir, o da bu fodlaları acemi kızlara da£ıtırmıs. Bütün zevki bu. Kir eiin fodla yerine küçiilmüs tayın ekmeğinin îPİdiîini görünce «Bitti mi AliOsman?» demis ve bavıIıvermis. Hemen Valde Sultına (1) Topkapı Sarâyı Arsivl haber salmıslar. Valde Sultan No. 2147 Jl42. Hiç bir vrrde yakosa kova eeîmis. kalfanrn vrnlanmamıs hir vcsikadır. AYÇA kızları ve GÜVEN BİLfX FATMA CÂNÂ'mn müjdelerler. 20.1.1965 doğumunu Ankara S A T I L IK Cumhuriyet 1585 teerüöesı \ c~îl/t i t i r ^ HAÜ SüPüRGESI CENEL SATIC1SI GiiH TİC LTO. Cumhuriyet 1571 ULUS ANICAM IH1İ4 ŞTİ Cumhuriyet'e 1964 KALKINMA İSTİKRAZ TAHVİLLERİ SATIŞA ÇIKARILMIŞTIR. 1 Şubat 1965 tarihınden itibaren satışa çıkarılmış olan o6 faizli, her türlü vergi ve resimden muaf ve istenıldiği zaman paraya tahvil edilebilecek ve Devlet ihalelerinde teminat olarak f kabul olunacak 1964 Kalkınma Istikrazı Tahvillerini bütün Ban f kaların şube ve ajanslarmda bulabileceksiniz. MALÎTE BAKANLlGl (Basm 1208 A. 685/1564) o mektuplar Er öğretmen yemez içmez mı | " | 2 | j I Öğretmen Hasan Meydan yazıyor: Bunların ikisi de ilkokul öğretmenidir. İkisi de Öğretmen okulu mezunudur. Fakat biri öğretmendir. Diğeri er öğretmenidir. Birinin faydalandığı haklar dan diğeri faydalanamıyor. Bu ayırımı Milli Eğitim Bakanlığı yap mıştır. Öğretmen tâyin olduğu zaman yolluk alır. Er öğretmen tâyin olduğu ıaman yolluk alamaz. Milli Savun ma Bakanlığı da sülüs vermez. öğretmen eğitim ödeneği ahr. Er öğretmen alamaz. Çünkü o askerdir. Vatanî vazifesini yapıyor. Er Sğretmenin ihtiyacı yoktur. Er öğTetmen yemez, giyinmez. Er öğretmenin çoluk çocuğu para istemez. Eğer biz parasız idare edebiliyorsak maaş da vermesinler. ŞUBAT 7 ŞEVVAL 5 o V. E. Ankara Belediyesi niçin titiz olmuyor? Yurdumuzda Belediyeler, personel yetersizliği.' bütçe darlığı gibi sebeplerle birçok görevlerini yapamıyorlar. Fakat, büyük imkânları olan Baskent Belediyesi niçin diğcr belediyelere örnek çalısma yapmıyor? Bırakahm. arahalar için asfalt döşendiği balde. yapılmayan yayalar kaldırımla nnı, bilhassa yiyecek satıcılarının sağlığa zararlı ve m^denî olmıyan birçok şeyleri ihmal ediliyor. Mesele, simitçilerle, zabıta memurların<n caddelerde kovalamaca oynamasında değil. Ankara'da Lozan Meydanı gibi merkezi yerlerde bile; kebapçılar, kasada para alıp veren şahsı, lâhmacun, pideli kebap v.s. şeyleri ambalâj ettirme görevinde çalıştmyor. Bilindiği gibi. sağlam ve hasta insanların elinde vc cüzdanında dolaştıktan sonra, kasadara gelen kirli ve mikroplu kâğıt ve bozuk paraları alıp verenler eline her çesit mikropların bulaşacağı tabiîdir. Yıkanması ve mikroptan evde annması mümkün olmıyan ve doğrudan doğruya ve nen, pideli kebap, lâhmacun gibi birçok yiyecek maddHeri nl nasıl olur da, elleri mikroplu kasadarlar tutar ve amhalâjını yapar ve müşteriye uzatır. Belediye. niçin huraları sık sık kontrol ederek, kasadarların yiyecek maddelerine el sürmesini menedemez, ve dükkân sahiplerini ayrı temiz elli bir insanı bn gibi işlerde istihdam mecburiyetinı saelamaz? Ankara Belediyemizin bunları önlemesini önemle bekler, diğer belediyelere örnek çalışmalarda bulunmasım dileriz. l innnınnınıııınıııuıiHiııııiM r I .03 12.28 15.14 17.33 19.06 ı 5.20 6.56 9.42 12.00 1.33 i 11.48 1 31 Tefrika<ii 1)2 BOZKIRDAKİ ÇEKİRDEK Bozkırdaki Çekirdek Diyebilemez! Çünkü Esdüdüye gelirken şartlaştık biz... Kimseye demiyecek Murat ağam!.. Dünyanın avanağı ben miyim y.ihu! Biz buraya okumak için gelmedik mi, okuyup efendi olmağa...' Taşla çamurla boğuşmak neyin nesi? Ağlama oğlum, davran!.. Millet çadırları nrtladı. vokusu yarıladı çoktan... Höst... Kahpeler bizi gözlemekte Davran dedim... Nuri Beyin anlatması üzerine, çadır bezini yayıp kazıkları, iki parça direği içine koydular, sıkıca sarıp öıılü arkalı tutarak yürüdüler. Tokuşta ayaklan kaydıkça ökkeş sövüyor. Tıldızın gülmesine büsbütün kızıyordu. Bütün çadırlar, üçgenlerin önlerine bırakılınc», Müdür Halim Akın ön sıranın baş çadırını üçgenin ortasına getirtti, flireçin üst parçasını alt parçadaki boruya geçirdi, ucııııu çadır bezinin tepesindeki yuva.va taktı, «Hadi arkadaşlar, hepinize başarılı olsun!» diyerek kaldırmaea başladı, Nuri Çevik öfretmenle birkaç öğrenci de yardım ettiler, ilk çadırın direği ortadaki sava taşına oturdn, Nuri öğretmenin çösterdiği gibi, dört ki.şi yan lpleri çekerek çadırı aomıslar. cadır kazıklarını balyozla çakıp ipieri hatlamıslardı. Sonra öteki kazıklarm ipleri de baçlandı. Böylece, Emine ögretmenin çadırı, sıranın hasındaki yerine korulmnş oldu. Jlk barınağın böylece avafa kalkmasına, 8Çrenciler apansız o kadar sevindiler ki, ilk sesin ardına takılarak hep bir aşızdan «Hoooo» diye bagırdılar, hp!e elleriyle yoklayıp çadırın gerçekten sajlam olduğunu, beri benzer esintiyle yıkılmıyacaçını anlayınca hem saştılar, hem de kibirlendller. Ççüncü çadırdan sonra, Tıldız Ulak, Nnrl Çe ( Yazan: KEMAL TAHİR Bozkırdaki Çekirdek 165 I . I I | i I | Bo7İordaki Çekirdek vik ötretmenden, dördüncfi çadırı knrmayı kendisine bırakmasını istedi. Nnri öğretmenin «Olur» dcdiîini duyunca Ynsnfln Esef de beşinci çadırı kurmak için ortaya atıldı. Hayhay, Koç Esef ama, dediğim gibi, ne çok gereceksiniz, ne de çok gevşek bırakacaksınız... Bakın benim yaptığıma... Knrnln çadırlardan birinin önce bezini, sonra kazık bağlarını yaylandırdı : Nab böyle... Hadi göreyim sizi, arslanlarım .. Semekten önce bitirelim bn işi... Nuri Çevik, ne kadar terledigini ancak uğraşmayı bıraktığı zaman anlamıştı. tç çanıasırları, gömlefi suya batmış gibi ıslaktı. Yaprak oynamıyor, Keşis Düzünün önünde, çıplak bozkırın bavası, toprağın altında dev ocaklar yanıyormuş gibi, tütüyordu. Yemek pişirmek için aşağıda yakıîan çalıların dumanı, gökyfizüne minare gibi dimdik yükselmekte, bn damanm görünüşü, topragm altında dev ocaklann yandığına insanı büsbütün inandırmaktaydı. Dumanlı Bojazın arkasındaki dağlar, neftiliklerini çoktan kaybetmişler^ buzln camdan görünür gibi, açık kül rençine dönmüşlerdi. Nnri Çevik, birini yollayıp biraz su getirtmeyi geçirdi aklından, sonra çocnkların terli terli suya sa!dıracaklarını düşünerek vazgeçip hafif bir esinti balabilmek umuduyla Keşiş Düzünün burnuna doğru yüriidü. Keşis düzü şoseden yirmi metre kadar yüksekH. Ilgazdan gelen şoseyle Bogaza giden toprak yol, bnrnun tam ocunda birleşiyor, plâtoyu, denizi yararak giden büyük bir gemiye benzetiyordu. Tüten havanın Stesinde kımıldıyor gibi görünen, çınl çıplak bozkır da, hani bu haliyle denizi andırmıyor, degildi. Burda, Nurl Çeviğin suratına nmduğu esinti ye rine, iyice kızgın bir tandınn üstüne eğilmij gibi, harlı alev kızgınlığı VTirmuştu. Bir cigara yaktı. Dumanlı Boğazdan çıkıp Şirin Köye bükülerek hemen gözden kaybolan dere, sanki cam kınklariyle dolu bir hendekti. Serlnlik vereceğine. insanın içlnl büsbütün kurutuyordu. Nuri Çevik. çok uzaklardan geliyor duygusu veren yorgun, gönülsüz, bir <Hoo> sesi duydu. Çocuklar, direğini doğrnltup iplerini kazıklara bağlayarak bir çadın daha kurmuşlardı. Dönüp bakmaya üsendi. Böyle sıralarda. hep aklma gelen bir fikri uzaklaştırmaya çabalıyordu: «Evet. çalışmak değil bu blzimkisi aslmda... Yorulunca. (Yoruldum) bile demeyl gerekll görmeden. bas yürü.. Çevrene bak bir zaman, clgara yak.. Cığarayı attı: Gerçek çalısma, iste o yorgunluk başladıktan sonra. bırakıp yürüyetnİyecek durumdavkpn sürdüriilen isdir.» Katırlar kayalann arasmdan apansız çıktıklar. Molla öndeki genç katırın yulannı koluna takmış. Paşo yaşlı katınn kuyruğunu tutmuştu. Murat EjHtmen pınarda kalmış olmahydı. Nurl Çevik, Boğa zın kuytusunda. serin gölgeliktekl pmar basını hele gölleri, şiddetle özledi. «Yüzünü yıkarsın bol bol.. Yüzüne çarparsın suyu buz gihi... Daha doğrusu, soyu nur dalarsın göle...> ÇeşitH çamlarla kaplı dik yamaçlann çevirdlğl göller yem yeşildi. Hem de yalnız bir yeşilin silmesi değil, dünyada görülmüş görülmemlş bütün yeşlllerin iç içe sokulması... öyle ki orada serinlik bile yeşildi. İnsan sanki suda değil yeşilin derin ruhunds yüzüyordu. Nuri Çevik gözlerini bir hayal dünyasuıdan, gerçege açtı. (Arkaaı var) I | I I | • I Radyolanmız ve I Türk müziği Gorludan Ahmet Namazcı yanyor, Yakın bir tarihte, Türkiye Rad I y o l a n Genel Müd">rü bundan sonra radyolarda Türk müziğine I daha fazla yer verileceğini bej yan etmişti. 17 Ocak 1965 giin| kü İstanbuJ Radyosunun 17 saat , 33 dakikahk programında Türk müziğine ancak 2 saat 47 dakika zaman verildiğini gördüm. Gerisi orkestra, melodi, dans müziği r.s. gibi 32 milyondan 31.5 milyonun hoşlanmadığı müzikti. Zaten bu müzikten hoşlananlar da belli başlı büyük tnerkezlerimizde bulunmaktadır. tl radyolarını da onlara tahsis ettik. Türk müziğini se/^n bizlerin de müzik zevkini tatmin etmek için radyolanmızda Türk müziğine (oyun hataları. neşeli türküler. şarkılar) daha fazla yer verÛmesini ve radyolarımızın daha net dinlenir bir hale getirümesini il gililerden rica ederim... I Sayın Şükrü Balcı acaba cevap verir misiniz ? Nur) Yenöz: 13 aralık cuma gecesi, saat 11.20 Kabataj vapur iskelesinde araba ile Üsküdara geçmek üzere vapur hekliyoruz. Yanm saat zarfında vanımıza 4 sıra araba daha dizildi. Biz blrincl sıranm sonlarmdayız. Nlhayet vapur geldi. boşaldı Arabayı çalıştırdık, polisin işaretinl bekliyoruz. Düdük çaldı. işaret verdi ve arabalar llerlemeye başladı. Fakat o da ne? İlk ilerle yen. en son sıradakiler. Bu hesaba göre bizim sıra en son girecek ama vapur bu kadar araba al maz ki. Her halde aynı anlarda hareket edecek bir vapurla da biz bizim şaşkın bakışlarımız altında doldu. hareket etti. | Trafik polislerimizle koııuşmak . ve hele hatalı da olsa bir işlemi j hakkında sual sormak cesaretini I çoktan yitirdiğimizden. sinrr için I de hasladık gelecek vapuru hek j lemeye. İnanın bu iste canımızı | sıkan tek mesele: vazifeli trafik j polisinin böyle nizamsız bir dav > ranışa göz yumması oldu. Bu ve j bunun gibi örnekler karşısında ' sürücülerden kaidelere riaye! hek | lemek hiç de hnkkımı; değil sa ' yın Sükrü Bey!.. Acaba lutfedip | bu şikâyeti demiyelim. dert vangideceğiz diyelun ama dolmakta mayı bir iki satırla da olsa cevap | olan bir tek vapur var. Ve o da landıracak mısınız?.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle