25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURÎTET 24 Kasnn 1965 SAHİFE ÜÇ AJANSLAR * RADYOLAR • ÖZEL MUHABİRLERİMİZ Üç korar lasarısı ıbns müıakerelerine iki gün kaU, B. M. Genel Kurulunun önünde üç karar Usansı bnlnn maktadır. Birincisini Tfirkiye sunmuştur re Kıbnsın Türkler ile Rumlar tarafından ortak idaresini öngörmektedir. îkinci karar tasansı Afganıstan ve Irak, üçüncüsü de 23 ü Asya • Afrikalı, biri bağlantısız (YÜgoslavja), 24 ülke tarafından hazırlanmıştır. Afganistan ve Irak da Asya Afrika Ailesi fertleri ve bağlantısız olmalanna ragmen, ikinci ve üçüncü karar tasanlan arasında önemli farklar göze çarpmaktadır. Ikincisinin Türkiyenin, üçüncüsünün de Kıbrıs Rum yönetimi ile Ynnanistanın telkin ve teşvikleriyle hazırlandığına inanmak için bir çok sebepler vardır. tkinci ve üçüncü karar tasarılarının ortak yönleri snnlardır: 0 Kıbrısa yabancı müdahalelere son verilmelidir. O Kıbrıs B. M. in eşit haklara sahip bir üyesidir. O B. M. arabuluculuk gayretlerine devam etmelidir. O Kıbnsın toprak bütnnlügü, egemenlik ve bağımsızlıgı teminat altına alınmalıdır. Yukandaki maddelerden bi • rincisini, Türkiyeye müdahale hakkı tanıyan Garanti Andlaşmasının feshi kadar, Kıbrısa sızan 10,000 Yunan askerinin ç e kilmesi talebi olarak kabal etmek lâzımdır. İkinci madde de, EN'OStS'in bir kenara itilmesi biçiminde yornmlanabilir. Oradaki hatırlatma, Genel Kurulun ENOSlS'i gerçeklestirerek Birlesmiş Milletlerin bir ferdinin üyelifine son vermeyi arzulamadığının bir ifadesi olabilir. tkinci karar tasansı, cilgili tarafların mutabakatı ile âcil, barısçı ve taraflarea üzerinde mutabık kalınacak» bir çöıümü destekletnek suretiyle Türk tezi ile aynı paralele girmektedir. Ayrıca «Ada halkının banş, ahenk ve karsılıklı güven içinde yasamalarının sağlanmasım» istiyerek federasyonn da reddetmemektedir. Hera ikinci, bem de üçüncü karar tasarılarının taksime iti bar etmedifi süpheye yer bırakmıvacak ölçüde kesindir. Ancak üçüncüsü, «birlik» ten dem vurarak federasyonn da saf dışı bırakmaktadır. Aynı karar tasa rısında dikkati çeken diğer bir nokta da, Kıbrıs sornnnna Atina Rnm çayretlerine nygan olarak Birlesmiş Milletler çerçevesi içinde hapsetmek eğilimidir. Nihavet cegemenlik ve bafımsıılık» ilkelerinin ikinci ve üçüncü karar tasanlannda zikredilis tarzı defisiktir. Üçüncüsünde «eçemenlik ve baçımsızlık» ilkele • rinin önüne «tam» sıfatı yerlestirilerek, kapı ENOSÎS'e ardına kadar açılmamakla birlikte, kapalı da tntnlmamaktadır. tkinci ve üçüncü karar tasarı larında selfdeterminasyon hakkının çeçmemesi. Türkiye bakımından ümit ve cesaret vericidir. Hattâ üçüncüsünde eBirlesmis Milletler Yasasının ikinci maddesinin birinci ve dördüncü bendleri» eibisinden kesin ifadeler kullanılrtıgi halde. «eifdeterminasyon hakkını düzeniiyen hirinci maddenin ikinci paraçrafından bahis yoktnr. Zaten ira?acılan arasında Irak ve Hin • dKtanın da (üçüncüsünde) bulnndu£u karar tasarılannda selfdeterminasyon hakkının savn nnlması beklenemezdi. Kürt meselesi ve Kesmir uynstnazlıgı dolavısiyle. Bnçünkü yornraumuzu, sn noktanın üzerinde de dorarak ba&lamak isteriz: Üçüncü karar tasarısını hazırIıvanlann hepsi de ba£lantısız ülkelerdir. Ynranistan Batı bloku mensubu oldugnna ?5re, ENOSIS'e imkân hazırlıyarak, baÇIantısız olan Kıbnsı feda etmemeleri normaldir. Kayhan SAGLAMER VVashington Lâtin Amerikada güçlüklerle karşılaşıyor 9 B Darbe teşebbasünden sonra Washington Danrinikte Godoy'a desteklediğini yeıtiden belirtti WASHİNGTON. a.a. A.P. Radyolar irleşik Amerikanın, Amerikalılararası sistemin siyasi ve ekonomik alanlardaki liderlıği dün Şili'nin açık hücum ve tenkitlerine mâruz kalmıştır. Amerikan Devletleri Teşkilâü (OA.S.) Dışişleri Bakanlannm dünkü oüınımunda, Şili Dışişleri Bakanı Valdes, Kanada ve Küba hâriç Batı yanm küresindeki bütün bağımsız ülkeleri içine alan bu yapıda radıkal değişiklikler yapılmasını dngören plânın anahatlannı izah etmiştir. Şili, bu konferansa, kalkrnma için ittifak programından, Washington'daki O.A.S. Daimî Konseyine kadar Amerikanın geniş alandakı nüluzunu azaltmaya n^imij olarak katılmaktadır. , Siyasi alanda ise, Şili Cumhurbaşkaıu Frei, kalkınma için ittifak programınm OA.S. ın ekonomik ve sosyal kalkınma kolunun kontro lu altına girmesiıü istemektedir ki, bu da Konseyin nufuzunun azalmasına yol açacaktır. Şili, ayrıca, bu teklifinin kabulünden sonra ekonomik sosyal kolun merkezinin, Washmgton'daki PanAmerikan Birliğinden bir Lâtin Amerika ülkesine naklini teklif etmiştir. RİO DE JANEİRO (a.a. A.P.) Amerika da, Şili gibi O.A.S. m yapısında köklü refonnlara taraftardır. Ancak iki ülkenin bu reformlan ele alıs şekli arasında büyük görÜ3 aynlıklan görülmektedir. Amerika özellikle, Lâtin Amerika ülkelerine gelişi guzel mâli yardımda bulunma vecibesi altına girmekten kaçınmaktadır. MÜDAHALE ALEYHTARUGl Valdes ve Peru Dı^ışleri Bakanı Salas Hükumetlerinin •kıtadaki ülkelerin içislerine müdahale edilmemesi» tutumlannı izah etmişlerdir. Valdes, «OA.S.'ın yeni bir engizisyona ihtiyacı olan ideolojik bir teşkilâta dönüşmesini istemiyoruz» demiştir. Salas da, «Doğrudan doğruya, ya da dolayh bir saldınyı haber veren bir hükümetin çağnsına cevap dahi teşkil etse, Dominikteki gibi tek taraflı müdahaleyi reddediyoruz şeklinde konuşmuştur. Peru heyeti de, Peru Ekvatör smır anlaşmazlığının müzakeresi sırasında toplantıyı terketmiştir. BUSKTN CEVABI Birleşik Amerika Dışisleri Bakanı Eusk ise, Komünizm Lâtin Amerikada gerileme halindedir. demiş ve şunları eklemiştir: « Kıta üzerinde bu alanda genel durum, iki yü öncesine göre daha iyidir.» Knzey iki Sovyet fiize iissü daha lahrip i'ililıli B 1 ii'iiiiiıııılii Teşhisler ve reçeleler r ^ nönü'nün kızmaya hakkı var. | 11965 seçimlerindeki mağlubiye» J ^ sebeplerini araştınnak için top• " lantı yapmakta olan CH Parti Meo lisinde ne söylense ertesi gün gaz»» telerde oknyoruz. Bu kadar da geT> şek ağızhlık olur mu?.. diye konuşnlurken Selim Sarper Beyefendi de: Ben söyledim! Ne olacak, diye kabahati üstüne alıyor. Hani çocok bir kabahat yapar da babası duyar. Yüzgöz olmasın diye: Karga haber vermla! derler. Konuşmalar devam ediyor ve im konuşmalann sızmalan da devam ediyor, görünüşe göre edecek de. Gerçi Kemal Satır dostumuz: Tahkikat yapacağım! demiş » • ma; artık bu işte suçlu aramaya kat kışmak abes. Hani Nasreddin Hoca: Cebimde ne olduğunu bilene bir ceviz vereceğim, demiş.. Çocuklann hepsi: Ceviz var Hoca Efendi! denu> ler.. Hangi geveze söyledi onu sıze! diye içerlemiş.. bu konuşulanların dışan sızması da biraz böyle! Hem artık konuşulanlar dışan sızmış, sızmamış ne ehemmiyetl kaldı. Desti kırıldı. Şimdi destiyi kıranla suvu getiren bir olmasın dU ye uğraşıyoruz.. Haklı gayret; auıa ! onu desti kıntmadan evvel harcama ! gerekirdi. Gerçi Parti MecUsi içinde > ve dışında böyle hareket edenler ol| du; fakat kimisi gericilik, kimisi 'yericilikle suçlandırüp susturuldular. Biz olan biteni az çok haber » • hyorduk. Ama Halk Partisi çoğu dişarıdan, pek azı içeriden bir takım gayretUlerle öyle bir sola itildi ki; artık durumu kabul etmeden başka çıkar yol hele seçim kampanyasının tam ortasmda^ bulunamadı.. o yol da bizi bugünkü yere getirdi.. «Kader» demeden başka çare yok. Hep şu fıkra hatıruna gelir: Adam bir otele gitmiş.. gece olmuş yatacak.. bitişik odada birisi şarkı söylüyoK Bir ayağında mesti var. . Bir ayağında mesti var... Bir ayağınd» i mesti var... ı Uykusu kaçmış.. öteki ayağınd» ] ne var?.. Değiİ mi ya!.. Beklemiş. ] Adam ne susuyor, ne de öteki aya| ğında ne olduğunu söylüyor. Kalk« miş gitmiş.. kapısını çaumş: Kuzum öteki ayağında ne var. Merak ettim. diye sonnuş. Ne cevap aldığını aramaya lüzum yok.. Halk Partisinin öteki ayagl çıplak değildi; ama bunu söyliyemedi.. taaa seçim gününe beş dakika kala söylemek istedi ama artık dinliyen olmadı.. ne oldu?.. seçim kampanyası başlar başlamaz.. herkes Halk Partisi solcudur. diye konuşmav» başladı. Türkiyede solcu komunist demektir. Her yerde kelimeler aynt mânayı anlatmazlar. Halk Partisinin ' insanlan da «biz solcu deçiliz» demediler «komunist de değiliz» demediler. Seçimlerde bir milyon ağts Halk PaltMne tromüitîst: diye iftira etti. Halk Partisi büyük bir tevekkül ve sabır ile taaa seçim gününe kadar buna kesin bir cevap veremedi. Belki vermek istemedi ama veremedi. «Ortanın solu» hikâyesinin esası budur. Halk bunu anlıyamamıs ise halkın anladığı dilden konuşama dığımız için anlamadı.. ama bu şüpheyi yaratacak her türlü lâflar va söylendi, ya yayüdı.. bunda Halk Partisi yöneticilerinin günab payı vardır; seçim sıralannda konuşmalann kontrolu iyi yapılamamış, hatipler ve seçim temalan iyi seçilememiştir. Bu da seçim kurmayının hatasıdır. Teşkilâtm bundaki suçu hatalı bir harb plânmda küçük ünitelerin dar sorumluluk çerçevesini aşamaz. ve doğrusunu söylemek ıâzım gelirse Halk Partisi istemiyerek birini kurtarmış şu adama benzer. herkes bağınp çağınyor ama kimse denize atılıp biçareyi kurtarmıyor. Bu kargaşauk arasmda önde duran korkak ve yüzme bilmiyen birini itmişler, adam denize düşmüş. Can havliyle ilk denize düşene sanünış Adam da ona sanlmış.. nihayet kv radan ip atmıslar.. ikinci düşen ipe yapışmış, birinci düşen de Udnciye sarümış.. çekmişler, ikisini de ç> karmışlar» ikinci düşeni: Yaşa!.. Bravo! Adamın canını kurtardın! diye tebrik etmişler.. biçare soluk soluğa: Teşekkür ederim, teşekkür ede rim.. dedikten sonra hafif sesle: Beni hangi muzip denize ıtti yahu! Az kalsın boğuluyordum, diye «tazallümü hâl» etmiş. Bu ne demektir? Yani dert yanmış. Halk Partisinin durumu bu!. tstemiyerek itildiği, bazuarına göre bir kahratnanlık hareketinin, çoğuna göre de benimsemediği bir durumun mükâfat veya cezasının bilânçosunu yapıyor. Bu arada bir sayın flye de: Ortamn solu Halk Partisinin kalkınma reçetesidir. Az gelişmiş memleketlerde bundan başka çıkar yol yoktur. Bunu memleket anlar da kabul ederse ne âlâ.. etmezse yani Halk Partisi seçimi kaybederse bir 27 Mayıs ihtilâli olur. İsl yoluna koyar.. Hoppala.. e bu Halk Partisi, hasımlaruun iddia ettikleri gibi hep ihtilâlle mi iktidara gelecek? Hep ihtilâlle mi programını uygulıyacak? O halde demokrasiye, hürriyete ve bütün bu gayretlere ne lüzum vardı? Hem 27 Mayıs ihtilâli Halk Partisini iktidara mı getirdi, iktidardan uzaklaştırdı mı? Onu en iyi bilen Inönü'dür. Bir kere sorsalar da öyle konuşsalar.. 27 Mayıstan sonra hem de aşagı yukarı o istikamette . küçük büyük çapta iki ihtilâl teşebbfisö ohnadı mı? Onlan tnönü yani Halk Partisi bastırmadı mı? Biraı veresiye konuşuyoruz galiba.. Biz hukuk devleti, demokrasi nizamı ve meşruiyetçilik ve normal parti hayatı mefhumlannı hâlâ mânasız birer «ismi hâs» sanıyoruz. Böyle oldukça ne Halk Partisi, ne memleket rahat eder. Bereket kl kıymetli düşüncenin sahipleıi çok azınlıktadırlar B FELEK HECTOR GARCtA GODOT, 11 temmuz 1921 de Domınik Cumhuriyetınde doğmuştur. Tahsilıni Washıngton'da tamamladıktan sonra 1944 de Santo Domingo'da hu kuk doktorasını vermıştır. Evlıliğınden sonra Haricıyeye intısap etmiştir. 1948 de meslek değiştirerek Domınik Merkez Bankası Genel Sekreterliğine atanmıştır. 1956 da yemden Hariciyeye geçmıs, Juan Bosch'un Başkanlığa gelmesiyle Dışişleri Bakaohğına getirılmiştir. Fakat «Bosch'un sosyal reformlarının gittikçe daha fazla komünizm kokmaya başlaması uzerine», hukumet darbesi düzenleyen sağcı junta ile işbirlıği yapmıştır. Godoy daha sonra tekrar ekonomik alanda memleketine hizmete devam etmiştir. 1965 nisamnda Dominikte huzursuzluk ve ka rışıkhk başlamıştır. Albay Caamano taraftarlan ile Ordu arasında «ateskes» anlaş masına varılmasından sonra, Godoy partilerüstü bır idarenin Başkanlığına getınlmiştir. Godoy memleketinı genel seçimlere hazırlamakla görevlendirilmiştir. (T.P.) nik geçici hükümetini desteklediğini tekrarlamış ve bu hükümeti devirme yolunda girişüecek bütün teşebbüsleri, Amerikan Devletleri Teşkilâtının narcadığı çabalara açık bir karşı koyma sayacağını belirtmiştir. Yukandaki açıklama, Domlnik Cumhuriyetinin ikinci büyük şehri olan Santiago'da önceki sabah bir hükümet darbesi teşebbüsünün önlendlgi ve sorumlulann adalete teslim edıldiğinin açüclanmasmdan sonra yapılmıştır. Yetkililer, teşebbüsün Hector Garcia Godoy hükümetıni devirerek Başbakanlığa General Wessin Y. Wessın'i getirmek istiyen sağcılarca düzenlendiğini belirtmişlerdir. General Wessin sürgündedir ve darbe duzenleyıcıleri, ilk ağızda, eski Sağlık Bakanlanndan Dr. Espinosa başkanhğuıda geçici bir hükümet kurduklarmı ilân etmışlerdir. Dr. Espinosa, «Triumvira» hukümetinde Bakanlık yapmıştır. Dun akşam yayınlanan resml bir bildiride, Godoy^ın başkomutanlık ettiği polis kuvvetlerinin Santiago'da meydana gelen kanşıkiıklara derhal müdahale ettiği, ve halen «ülkenin her yanında düzenin sağlandığı» ifade edilmektedir. Sılahlı sağcüar bir ara Santiago'daki bütün resml datreleri işgal etmeyi başarmışlardı. Darbe teşebbıisunü bastıran polıs kuvvetlerıne Santo Domingo'da bulunan OA.S. Barış Gücünün bır biıliği de yardım etmiştir. A merika Dışişleri Bakanlığı sözcusü, Amerikan hükümetinln Garcia Godoy başkanlığındaki Domi ir Amerikan askeri sözcüsünün dün açıkladığına göre, Amerikan hava kuvvetlerı jetleri, Hanoi civannda inşa edilmiş Sovyet malı «SAM» füze uslerınden ikisini daha tahrip etmışıitr. Bır us tamamen yok olmuş, di ğenndeki tesisler tahrip edihnişmiştir. Öte yandan Füipinlerin yeni Cumhurbaşkam Ferdınand Marcos «Vietnam meselesinin konferans masası başuıda çözümünü çabuklaştırmak» ıçın Guney Vietnama Fılipm askerleri gbnderilmesıne taraftar olduğunu söylemektedir. Seçimlerde mağlup olan eski Cumhurbaşkanı Dıasdado Macapacal da, Vietnama yansını istihkâm birliklerinin teşkil edeceği 2000 asker gönderilmesini teklıf etmiş, tasan Temsılcıler Meclisinde kabul edilmesine rağmen Senatoda sürüncemede kalmıştı. Marcos, dün düzenlediği bir basın toplantısında, eski hükümetin teklifinin yeni Parlâmento dö nemınde tekrar ele alınacağını söylemiş, ancak meseleye siyasi bir çözüm yolu bulunmasının da mümkün olduğunu belirtmiştir. SAYGON (a.a. A.P. Radyolar) KONIÎO U n l J U U U N U ! Kasavubu ve diğer Uderlerin hazır bulunduğu bir törenle Leopold\ille'de kutlanmıştır. Merasimde; kara ve hava kuvvetleri, para^ütçüler. zırhlı araçlar, uçaksavar toplar, tel"îiz, sıhhiye ve bakım birlikleri geçit resmi yapmışlardır. Resimde, şeref tribünü onünde yüniyen Kongolu çocuklar görülüyor. Brezilyada Robert Kennedy'nin yüzüne kezzap atacaklardı Recife (Brezilya) (A.P.) Brezilya polısı, Amerikalı Senator Robert F. Kenn^edy'nin yüzüne kezzap atmak için hazırlanan bır komployu akim bıraktığını bildirmektedir. Polis önceki gece, üç oğrenciyi tutuklamıs ve kaçan başka iki öğrenciyi aramağa başlamıştır. llgılılerın verdileri ifadeye göre, kezzap atma hâdisesı dun'fçin tasarlanmıştı. Robert Kennedy, öğle üzeri Pernambuc Üniversitesıni ziyaret ederken taarruza uğrıyacak ve yuzune kezzap atılacaktı. Olaydan sonra, Güney Amerikanın her tarafında Amerikan aleyhtarı nümayışlere başlanacak, kezzap hâdisesı bunun için bir işaret olacaktı. Kennedy, hâlen eşi Ethel ı\i Guney Amerika ülkelerıni ziyaret etmektedır. Robert Kennedy'ye Şilinin Conception şehrınde oğrenciler yumurta atmıslar, tukurmuşler ve bağırıp çağırmıslardır. Polıs, tevkif edilen oğrencilerin bır Perulu ile iki Brezilyalı olduğunu bıldirmıstır. Kennedy'ler, dun, Başkan Kennedy'nin ikinci ölüm yıl dönumünde, Salvador ve Natalde hararet ve tezahuratla karşılanmışlardır. Çombe aleyhinde gösteriler $""" Başbakan Moiz Çombe ile onun «emperyalist yardakçıları. olarak niteledıkleri bu üç ülke aleyhinde gösteri yapmışlardır. Kongo Gençlik Teşkilâtının düzenledıği yişe katılan gençler, Belçika Büyük Elçıliği bundan 80 yıl önce Kongo'yu yonetmiş olan Kıralı İkinci Leopold'un büstünü siyah bir nümaonünde, Belçika çarşafla 2 01111 IIIIII LEOPOLDVİLLE(a.a. Radyolar) kadar v e Porteklz Kongo'lu genç, dün tngiliz, Belçika Buyuk Elçılikleri önunde, eski örtmüşlerdir. Nümayişçiler daha sonra tngiliz Büyük Elçıliği önünde, Londra Hükümetinin Rodezya ve Portekiz Buyük Elçihği önünde de Lizbon Hükumetınm Angola politikasını protesto etmışlerdir. Gençlere ilk anda müdahale etmiyen polis, nümayişçılerın Parlâmento bınasma yürümesi üzerine harekete geçerek liderlerini tevkif etmiştir. Gençler lıderlerinın deıtıal serbest bırakılmama«ı halinde. yarın binlerce kişinin katılacağı büyük bir gösteri düzenleneceği tahdıdinde bulunmuşlardır. Cakarta (aJl.) Endonezya Başbakan Yardımcısı Dr. Şarül Salih, ülkenin gudümlu ekonomısine somut bir katkıaı gorulmıyen butun yerlı veya yabancı sermayeli şirketlerin devletleştirileceğinı söylemiştir. Sukarno'nun başkanlığındaki bır kabıne toplantısından çıkan Bakanın gazetecilere söyledığıne f,öre, bir kararname ile şırketlerin uymaları gereken kuralvr ayrmtılı olarak açıklanacaktır. özel ve yabancı sermayeli teşebbüsler konusuna değinen Salıh. Endonezyada uygulanan sosyalist rejimınin özel mülkiyetı kabul ettığini ve ozel tesebbüsun varhğını faydalı bulduğunu ilâve etmistir. Endonezya özel teşebbüse karşı değîl Yemen barış konferansı açıldı HARAD (Kuzey Yemen) (a^.. Radyolar) Küçük Harad şehri yakmmda kurulmuş bir çadır içinde 50 Temenli dünden itibaren memleketlerinin geleceği hak kında bir karara varmaya çalışmaya başlamışlardır. Aralarında 25 ı cumhurıyetçi o lan bu Yemenlilerin geri kalanlan İmam Bedre bağlı kalmış olan kabüelerin temsılcileridir. Hanedanın geleceği hakkında bir karar alınacak olan bu toplantıya İmam Bedr katılmıyacak, ailesinin hiç bir ferdi konferans ta cumhuriyetçılerle bir arada oturmıyacaktır. Yemen Cumhurbaşkanı Mareşal Sallal da toplantılara katılmamaktadır. BUindiği gibi Mareşal Sallal, tmam Bedr rejimine karşı 3 yıl önce gınşılen askeri darbeyi idare etmıştır. Kendisi halen «sıhhi sebeplerle» Kahireda bulunmaktadır. Kıralcılann bır sözcüsü, cumhuriyetçilere karşı olan çeşitli hareketlere mensup prensleri konferansa temsilcı olarak gonder memekle tmam Bedr'in halkına bir rejim serbestisi bırakmış olduğunu Yemenlilere ve dünya kamu oyuna göstermek istediğini belirtmiştir. Konferans, Mısır Başbakanı Nâsır ile Suudi Arabistan Kıralı Faysal arasmda vanlan uzlaşma çerçevesinde toplanmaktadır. İngilterede sağcı ».,. .., muhafazakârlar lan Smith rejimini destekliyorlar LONDRA (a.a. A.P. Radyolar) „, Sudan Komunist Partisini kapatma yolunda yeni adım Hayalet avcıhğı Brisbane, (ajı.) Dün aksam Brısbane'de o «korkunç seyi» aramak ıçın 5,000 hayalet arayıcısının çalısmaları, neredeyse ayaklanma halıni almıstır. Son günlerde hayileti gördüğünu iddia eden bır çok kimse bu korkunç şeyi başsız, kolsuz ve bir bacağının dizınden kesık olduğunu söylemektedir. Dün akşam altı saatten fazla suren arama sırasında yüzlerce genç karanlıkta bir polis arabasını taslamıslar, yangınlar çıkarmışlar, trenlere kaya parçalan atmıslar, televizyon kameracılarını tartaklamışlardır. Olaylarla ilgıli olarak 4 genç tevkif eclil miştir. Bundan hemen hemen tam beş yıl evvel 29 kasım 1960 da bır adam bıleklerini kestıkten sonra kendisını hayaletin goruldüğu noktada tren altına atmıştı. Hayalet avcılan, dun gec» elleri boş evlenne dönmüşlerdir. Buenos Aires'teki Sovyet Sefaretine bomba atıldı BCENOS AIRES, (AP. • ad.) Dün gece buradaki Sovyet Büyukelçılığinin birinci katındaki terasta bır bomba patlamış, fa kat olayda ölen veya yaralanan olmamıştır. tnfılâk, Büyükelçilik binasını hasara ugratmıştır. Polis sözcüleri, bombanın BUyükelçıliğin yanındaki evlerden birinden fırlatıldıgından şüphelenildiğini söylemişlerdir Butto 6 ayda ikinci defa Moskovaya Karaşi (a.a. Radyolar) Pakıstan Dışışlerı Bakanı Butto, dun sabah Karaşiden Moskovaya hareket etmiştir. Pakistan Dışişlen Bakanı Moskovada Sovyet ydnetıcileri ile Sovyet Pakistan ılişkileri ile ılgili görüşmeler yapacaktır. Butto, Moskovaya altı ayda ikinci defa gitmektedir. aşbakan Harold Wilson'ın Parlâmentoya bugün Birlesmiş Milletlerin Rodezyaya petrol ihracatının ambargolanması isteğiyle ilgili olarak tşçi Hükümetinin niyctini açıklaması beklenmektedir. Açıklamanın Afrika sömürgesinin Ingiltereden ayrümasına karşılık petrol sevkiyatımn durduruunası konusunda Muhafazakâr Partinin ikiye aynlmasından hemen sonraya rastlaması dikkati çekmektedir. Bırleşmiş Milletler kararına utıngte Rodezjaya karşı uygulanyan ilk ülke, Rodezyanın başlıca masına karar verilen iktisadi mü petrol müstahsıli tran olmuştur. eyyidelerı protesto eden bir kaBaşbakan Abbas Aram, İrandan rar sureti kabul etmiştir. Kapetrol çıkartan bütün firmalara rar suretınde İngilterenin GüRodezyaya sevkiyatm yasaklanma venlik Konseyinde Rodezyaya gön sını bildirmiştir. derilecek petrol ürünlerine ambar Dün akşam Muhafazakâr Pargo konulması lehıne oy kullanmati kulübünde partinin sağcı üyesı takbıh edilmektedir. lerı «Âsi Başbakan» lan Smith lehinde gösteri yapmışlardır. Toplantıya 12 muhafazakâr parlâmen to üyesi katılmış, Rodezyaya tatbik edilecek bütün müeyyideler aleyhinde aldıklan bir kararı Wüson'a yollamışlardır. Muhafazakâr parti liderleri ken di aralarında birhğin bozulacağından korkarak Wilson'a petrol ambargosu konusıında tutumunu açıklaması için baskı yapmaktadırlar. TAKBİH, PROTESTO Avam Kamarasındaki Muhafazakâr Parti liderleri, Rodezyaya karşı müeyyide tatbikinde Wilson"u desteklediklerini açıkça ilân etmişlerdir. öte yandan, gene sağcı muhafazakâr «Monday Club» teşkilâtı da, dün akşam tertiplediği bir mi B Hartum (a.a.) Muhammed Mahcup hukumetine Komunist Partisini yasaklama yetkrsi ve recek anayasadakı değişikliğin kurucu mecliste ikinci müzakeresi dün yapılmıştır. Persembe günkü müzakerelerde kabul edilmıyen kanun tasarısı, dun 25 aleyhte ve bır çe kımser oya karşı 145 oyla kabul edilmıstir. Son oylama için meclıse donmeden evvel tasarı, a nayasa komisyonundan yeniden geçecektır. Tasarı mecliste kabul edılır edilmez komünistler aleyhine çalışmakta olan Müslüman Kardeşler Teşkilâtı mensupları «tslâm Jçin zafer» diye bağırmışlardır. Hanımlar... Medeniyetin yeni imkânlarından faydalanınız kolay ve tetniz' ytkamak için Süper Deterjan çamaşır TEŞEKK Sayın KARABÜKLÜLERE, hizmetlerine sunduğumuz şubemizin açılışı vesilesiyle Bankamıza göstermiş oldukları yakm alâkadan dolayı, şükranlarımızı arz ederiz. POP rendelenmiş sabun tozu değildir POP, memleketimizin • yegâne deterjan fabrikasında hazırlanan süperaktif sentetikı çamaşır tozudur. Bütün • modern alem çamaşırdaartık deterjan kullanıyor... siz de medeniyetin bu yeni • nimetinden istifade ediniz..., POP KULLANINIZ. POP, gelmiş geçmiş deterjanlann en âlâsıdır POP, kiri eritmek 6nretiyle yokeder. kullanıms l IRTIHAL Mekke Emiri merhum Ali Haydar Paşa ile merhume Sabihe Hanımın oğlu, merhum şehzade Selâhattin Hendinin kerlmesi Rukiye Sultamn zevci. Şerif Muhittin Targan'ın, merhum Şerif Muhammet ve Faysal'ın ve Şenfe Süfeyne ve Mısbah'ın ve merhume Serife Nımet'in ağabeyleri, Damat Osman Hami'nln bacanağı, Neclâ Sarper ve Nükhet'in amcaları, Şerii Refik Sadık'ın arncazadesi, Zlver, Ölviye, Züheyre ve Züher'ln dayızadeleri Sabık Ürdün Büyükelçtal TÜRK TİCARET BANKASI A. Ş. UMUM MÜDÜRLÜĞÜ Reklamcıhk 4683/14299 POP İKRAMİYELİDİR ŞERİF ABDÜLMECİT HATDAR 'Thmeti Hakka kavuşmustur. Cenaztri bugun çarşamba 24 Kasırads öğle namazını muteaktp ŞişU * Camiinden kaldırılarak Asrl me• zarliğa defnolunacaktır. Allah rahmet eylesln. AH.ESI NOT: Çelenk gönierilmemesi bilhasM rica olunur. Cumhuriyet 14395 EDISOIM AZ SARFİYAT BOL IŞIK p OP, nefis kokuludur' çO?< Ajans 6933/14292 İlâııcüık: 9614/142S8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle