23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt 3 EMm 1965 CUMHURİYET ^ H •••••••••••••••••• KOMEDYASI K Temmu* 1965.. Millet Meclisi dönemin »on toplantısını yapıyor. Heyecanh bir «hoşça kalın» oturnmudur bu.. Her milletvekili kürsüdeki »rkadasından yakınmakta, «fazla nznn, lflznmsuz konuşuyor» diye.. Fakat, kendisl çıktığı laman aynı kürsüde daha da aznn konusuyor. Biz dlnleyiciler, merakla Inönü'nün konusmasiyle »çacafı tartışms saatini bekliyoruz. CHP Genel Baakanı ancak saat 18.30 da kürsüye çıkabiliyor. Paşa, sözlerinde saf sol aşınlıklarına, komünlstlik ithamlarına dikkati çekiyor. Komünist partilerinin kanun dışı edilmelerini, CHP hükümetlerinin bir ieraatı olarak belirtlyor. Bn sözleri »öylediği anda, AP sıralanndan •esler yükseliyor: «Soldasınız, solda !..•. Ne var ki, bn sözleri söyliyen AP milletvekilleri, Millet Meclisinde solda oturnrlar. CHP'liler •ağdadır. Her ne hikmetse, Cumbüriyet Senato•nnda dnrura tersinedir. CHP'li lenatörler colda, AP'H senatörler sağda otumrlar. Talnız bn tablo sajj sol ayınrrunın ne kadar taafife ahndığım ve anlasılmadıfını göstermeye yeter de artar.. Acaba, bizde de bir pün bir yazarın söylediği gibi sağcı sosyalistlerle solcu ranhafazakârlardan mı göz edilecek? Öyleyse bu itbam politikası neye? Bugiin, parti programlan bakımından önemini kaybetmiş bir ayırımı bir küfür ve hakaret niyetiyle niçin birbirimizin yüzüne fırlatır dururaz? Evet, bir küfür ve hakaret edebiyatının en gBzde »özcükleri bnnlar. Kızgın asfalt üıerinde «Solcn basına paydos» ve «Vahrolsnn emperyalizm> ta'tırlan yanyana.. Hele «komlnizm» (ber halde «komünizm» olaeak) sözcüğü de ilgi çekicl bir bilgisizlik ve «ahane bir kavıtsızlık isareti Degişen bir dünya Içinde misiniz, degil mi? Vahdettin zamanındaki bir kimse çibi mi düşünüyorsunuz, yoksa bnçünün lnsanı gibi mi? Bilim (ve akıl) yolnyl» sosyal meseleleri çözerek, yeni mfîesseseler kurnnca, eskilerin devirlerini iamamladıkları için değişeceğine ve yıkılacagıns ya da yıkılraası ve değismesi perektiğine inamyor mnsnnnz? Toplum üzerinde çöreklenmiş, vesayet kurmuş, insanları kendi çıkarlarının baskısı altında bırakan çevrelerin, sosyal bir nyanışla ortadan kalkacagı kanısında mısınız? Demokrasi Cnmhnriyet terkibi hilâfet saltanat sisteminden 1leri midir? Sosyalleştirilmis, insanileştirilmis (hümanist) bir demokrasi klâsik ve hiçimci bir demokrasinin yerini almalı mıdır? Bn sorulara «cvet» derseniz, hangi partiden olnrsanız olun egiliminiz bakımmdan soldasınız. Yok, eğer bir toplnmn yerinde saydıran çeleneklerin saklı tntolmasını isterseniz, «Aman bunlara doknnmayın, toplumu toplnm yapan bunlardır. Tıktınız mı bnnları, din elden gider, dünyanın sonu gelir» tezini savnnuyorsanızı sağdasımz ve muhafazakârsınız. Mesele. aslında. bundan ibaret. Pek tabiî, bilimsel açıklamalar burada son bulmuyor. Ama ana çizgi budur. Bu çizçi dısında, sadece safsatalar ve igrenç kötüleme metotları kalır. Bol bol yararlandıgımız usuller... ene 15 Temmnz 1965 Millet Meclisi'oturumuna dönelim. Zamanın Köy lşleri Bakanı Seyfi öztürk, kürsiide. Reddedilen ödenek fazlasının köylere tahsisinden ötürü duydugn sevinci ve teşekkürü Meclise iletiyor, diyor ki : «Köydeki hayat tarzı mutlaka değişmelidir. Insanc3 yaşama «artlarını köve götürmek istiyornz» (saat 17.23). Bngünün AP'Ii milletvekili bn sözleri söylerken, »ol bir eeilimi dile getirmiştir. Toplnmsal degişme ve degiştirmeden yana olduğıı için.. Bugünün partileri, ne kadar sascı oldnklarını Iddia etseler, kısmen solcn olma durumundadırlar. Sol partilerin hirçoğn da bu kural dısında kalmaz. Partiler sollasırlar da, sağlaşırlar da.. Onnn için partileri, aralarına duvar örerek kefinlikle sağa, sola ayırmak bugün için çok x,ir. Çelişmeler yarattığı için sakat sonnçlar verebiliyor. Ayırmalar tam ve isabetli olamıyor. Bu yoldan varabileceğimiz çerçek su : Solda olmak, mutlaka komünist olmak değildir. Gerçi komünist partiler sagda yer almazlar, sol"nn en solnndadırlar. Ama solda olmak da insanları muhakkak komünizme eötürmez. Neye bir yanlısı, Jç politika knralı yaparız? Dahası var.. Sovyet Rnsya ile siyasal ve ekonomik iliskiler knrmak, komünistlik diye mimlendiriliyor. Oysa, Türkiye 1919'lardan beri Stalinci bir dönem bir yana daima bn politikayı gütmüştür. Ama hiçbir zaman komünist olmadık ve olraayı da istemedik. Gcçtiğimiz günlerden bir örnek daha.. Sayın Demirel, 26 Eylül Radyo konuşmasında, gelecek AP iktidannın yapacağı işleri sıralarken bazı müjdeler verdi: Petro kimya endüstrisi, yeni bir rafineri, üçüncü demir çelik tesisleri ?ibi kurulnşların müjdesini. Bnnlara, her halde basında anılması unntulmnş başka knrulusları da katmak gerekecek: Alüminynm endüstrisi. komple traktör fabrikası. asit sülfürik fabrikası. elektrik motor ve araç fabrikalan gibi.. Okudnklarımıza pöre bütün bn tesisler hayli ucnza malolacak. Yılda 15 milyon dolârlık taksitlerle (mal karsılışı). 15 20 vılda ve vüzde 2.5 faizle ödenecek. ÇEIİŞMEIER Prof. Tarık Zafer TUNAYA Şüphesiı, Türkiyemlzin kalkınması için, bn kurulnşlar olnraln birer hamledir, Şimdi bnrada bir sorn soralım: Hançi devlet ym da devletler bu işleri yapacak? Batı devletleri mi? Tokss, Sovyet Rusy» mı? Bn kurnlusların hem hepsi Sovyet Rusyadan saglanacak kredilerle ve imkânlarla kurulacak. Şimdl Sayın Demirel'e komünist mi demek grerekir? îşte, size bir çelişme daha.. Memleket hayatını karartan bn küçük besap bulutlarını dağıtmsk, herkesten 5nee, liderlerin ödevi olmalı. endi kendimizi aldatmaya hlç ml hiç lnznm yok. Polltikacılar, oylan, henüz nyandırılraamıs, tüm meseleler bakımından aydınlatılmamış bir kitleden almaktadırlar. Her az eelişmis memlekette açıkça eörüldüfü gibi.. Mnbafazakâr çevrelerin baskısı altındaki mazlum balktan ne için, hangi amaçla oy istersiniz? Bizde ortaya çıkan olay şu: Oy genişlemesi. Köydeki esmii, boznk yolu, iahta köprüyü yaptırırsınız, Tatır'ın türbesini eeiş bücüş köy evleri ortasında beyaza boyatırsınız. Oy alırsınız. AldıJınız ovda, köye anlatmadıçınız, anlatamadıjhnıı meselelerle ilgili «evet» ler de saklıdır. Tamir edilen mesçidin tesir alanını çok asmıştır oy pusulası. Devletçilijinizi (ya da özelcili^inizi), iç ve dış politikanızı, hattâ gerekirse Anayasa ve sistem değişikliklerinizi bütün halinde kapsamıştır. Elli altmış metroluk mesafe ile birbirinden ayrılmış minarelere koydnrdn^unnz hoparlörlerin çetirdiklerl oy, NATO'ya firme kararınızın «evet» ini de tasıyabilir. Bizim seçimlerin baslaneıç ve bitiş noktaları arasında birkaç dünya pörüsünun çatısmalan var. Bn tezatlar içinde yüzöp dnrnyornz. Oylar ve iktidarlar kovde. halkın yaşayışı üzerinde hemen hiç değisiklik yapmıvor. Köyde, evler üzerinde saman yıgınları yükselirken, sehirlerde apartmanlar birer föktırmalayıcılık ai.ıvı.. Seçmen, oy pnslasiyle kendi gelece^ini deçil, bir azınlıfın serbest hareketinl ve mntlnlnğnnu sağlıyor. 130dan 700'e... DOGAN NADI Aşağısı sakal/ yukarısı bıyık Tavlaya buyurunŞişedeki gibi durmuyorDilde tuhaflık Tutturabildiğine Ele geçmeyen meşhurlar Gözleri görsünki... dikten sonr», etiketi sökmflş ve göğsüne takmıştı. Anlasılan onun gibi yapanlar, bele eeçimier yaklaştıkça, daha da çoğalmış olaeak. Ama, meydan nntnklarından ve radyo konuşmalarından anlaşıldığına göre, bu istihlâkin (tüketimin) büyük çogunluğu, asıl, Adalet Partisi sözcüleri tarafından yapılıyor galiba. Söylediklerine bakıyorum da, hemen bepsi, bir, hattâ, iki şise bitirmeden, söylenecek şeyler değil. parra vereceğini nereden bilecek? Koparabildiğine. Missii de Esten bnndan şikâyetçiydi. Bizlerin çoktan alıştıgımız bazı hallerimiz karşısında yabancıların ağzı bir kanş açık kalıvor. Bin bir taneden, bir misali da bu. *** K Aşağısı sakal yukarısı bıyık ç ize, müsaadenizle, bir bilmece ^soracağım: Türkiyede enflâsyon tehlikesi var mı, yok mn? Aslında, bnnu ilk ben sormnyornm, daha evvel soranlar oldn. Cevaplar: Toktur. (Söyliyen: Maliye Bakanı.) Vardır. (Söyliyen: Devlet Plânlama Teşkilâtı.) Bugün için yok. (Söyliyen: Ticaret Odası Baskanı pek sevgili Behçet Osmanagaoğln.) Fiyat srtışlan sıhhat işaretidir. (Söyliyen: Ticaret Bakanı.) ve hep böyle... Şimdi düşünelim. EnflSsyon nedir? Bir devlet (memur aylıkları dahil) borçlarını ödeyemez bir hale gelir. Bunlan ödemek için (makine onnn elinde değil mi?) fazla para basar. Piyasaya bu fazla para gürülünce, paranın «satın alma> değeri düşer. Düşünce, mernleket içi ve memleket dışı tediyeler için, daha fazla para çıkarmak icap eder. Velhasıl o basar, piyasaya surer, fiyatlar da yükselir. Îşte enflâsyon, orta okul talebelerinin bile bildigi gibi, budur. Ben de, bu çeşit «malumu ilâm» lâflarını j'azmaktan vallahi utanıyorum ama, ne yapayıra, Türkiyede böyle bir hal var mı, yok mu? Bunn herkes biliyor da esas sorumlular bilemiyorlar. Daha dogrnsu öyle görünüyorlar. Çünkü «var» deseler önüne geçemiyecekler, «yok» deseler pek meydanda bir suçüstü olaeak. Ters ters lâflar bnndan. *** Ele geçmeyen meşhurlar Sağlaşma Sollaşma «kj| eşhur «Yeşilçam» «okağını ' • duymussunuzdur. Bizde yerli fılim yapıcılarının bürolan hep oradadır. u Türkçenin hali ne olaeak Verilen bir habere göre «Yeşilkuzum? çam> sokağı asker kaçaklariyle Geçen akşam radyoda bir ilân doluymuş. Meğer, beyaz perdede okudular. Izmir Radyosuna bir gördüğümüz bir çok tanınmı? spiker »lınacakmı?. Lise, yahut, «jön« ler askerlik şubelerine uğyüksek okul mezunu olması lâ ramamışlar bile. Şimdi polis bunzımmış. Ve, arkasından «istekliların peşina düşmüs, sokakta kol lerin diplomalan, veya, benzeriyle müracaatlan.» Ne demek, burada, benzeri? Karine ile, kafa yordamiyle tahmin ettiğime göre «Noterlikten tasdikli gureti» demek istiyor. Olur mu böyle ?ey? Dilde tuhaflık B Siyaset sülükleri G G elismiş memleketlerde, bn dnrnma raslıyamazsınız. tlkel ihtiyaçlanm yerine getirdiniz diye, hiç kimseden tek oy bile alamazsınız. Oralarda siyaset halkın kontroln altındadır. Az gelismiş ülkelerde balk bilmedigi meseleler için de oy verir. Politika halkın kontroln altında değildir. Aksine balk, kendilerini , toplnm dışı, tabiat üstü knvvetlerin yeryüzn temsilcileri sayan çevrelerin baskısı ve kontroln altındadır. Halka dünya görüsünü bunlar verir, siyasal ve ekonomik sonuçlan bnnlar toplarlar. Tanrı adına hareket ettikleri iddiasıyla... 1950 1960 arası, dindar dinsiz partiler ayırımı bir seçim sloganı olmamış mıydı? Şu anda, Süleymancı Nnreu Ticâni üçlüsünün seçim pazarmdaki rollerini izlemek, bir incelemeci için fevkalâde ilçinç bir konu olurdu. Bn tertip propaçandaların kandıncılıktan ziyade, sömürüeülük oldncunn kabul etmek gerekir. Toplum vücudunun kanını emmek çibi bir sey bu.. IVIâsum kitleye musallat olan bu siyaset sülükleri az gelişmişlik ortammda yetişirler. Ve az gelişmislik şartlarını okşayarak oy toplamak isteyen politika çevrelerinin ileri karakollandırlar. Şimdi. bu tertiplere dayanan bir seçime mesrn denebiiir mi? Bu yoldan elde edilen oyların eerçekten milli iradeyi, halkın iradesini ifade ettikleri ileri süriilebilir mi? Derler ki, bir memleketin seçimlerinin tarihi, medeniyetinin tarihidir. «Vay kâfir!. «Vay komünist!» temelleri üzerine oturtulan seçimleri hangi medeniyetin eseri sayacaksınız? Niçin gerçekler dile getirilmez? Gelecek secimi mi düşünüyorsunnz, gelecek nesilleri mi? Ise bn sornnun cevabiyle başlamak gerek. 1975 te. iktisatçılar Türkiye nüfusunun 40 milyon olacagını hesaplamışlar. O zaman bizi bekliyen olayları biz de bir hesaplayabilsek O zaman seçmen sayısının ne olaca|ını düşünmeye pek lüznm yok. Ama aç insanların savısı ne olacak? Bu önemli. Simdi, üç milvon ton kadar bugdayı dısarıdan getiriyornz. sekiz küsur milyonunn da biz üretiyoruz. 40 milyon olunca, dışandan îjetirecegimiz miktar artacak, üretimimiz ise gene iktisatçılara göre büyük bir artış gösteremiyecek. Açlık ile oy pnslası arasındaki ilişki o zaman nasıl kurulacak? Doğrusu bugünün oy toplavıcılan bn konuda ne düşünüyorlar? Merak edilecek şey bn.. • •*> • ••• Sonuç Bir sistem kendi içindeki çelişiklikleri çözemedi mi, «oturmuş» sayılmaz. Türkiyede de, servetler ve zihniyetler arasında her gün biraz daha derinleşen uçurumlar devam edip giderse, sınıflar arası savaşı zorla körüklemekten öteye varılamaz. Bırakınız «izm» leri, fakat en basit gerçek odur ki, XX. yüzyıl demokrasisini bir sefalet tablosu içine sı|dıramazsuıız. Yamrn yumru sokaklarda tezek malzemesini toplamak için ineğini knyragn hizasında izleyen altın saçlı, sarı yüzlü ve çıplak ayaklı küçücük çocuklar var oldnkça. «mnzaffer» ve «mnvaffak» Türkiyenin «mesut» olduğunn kimse söyleyemez. • • • ı ı ı ı t ı ı t ı t a ı • » waw • • • • • w*«B«ft • • • > • * • ! • « • • « * » ' • • » • • • * • • • • • •« • • « * * » * • •••(•(••»•••••••••«•••••"••••••(•«•••••••••••IkllltPIİtlllMllllıif Her memleketin radyosu o memleket dilinin, gerek mâna gerek telâffuz itibariyle, en güzel konuşulduğu yerdir. Bizimki tam tersine en berbadı. Hadi crakip» yerine «râkip» gibi acayipliklerden vazgeçtik, bari kelimeleri doğru dürüst kullansalar. Şimdi, biri çıkıp da, îzmir raciyosuna, aynı okuldan çıkmış, bir A rkadaşım Şevket Rado ile arkadaşının diplomasiyle başvur ^"* Israele gittiğimiz zaman, büsa ne olaeak? yük yolların kenarında, arada bir. Kendisine: «Bu ne?» diyecekharap olmuş. kırık dökük, pas ler. içinde bir takım tanklara, toplara raslıyorduk, O da cevap verecek: «Efendim, kendiminkini bulamadım. Ama «Nedir bunlar?» diye sorduk. C aym Suat Hayri Ürgüplü, oğluehemmjyeti yok. Bu da tıpkı tıpBizi gezdiren adam şöyle izah nun sevimli Prenses Fazıla ile kısına benimkine benziyor.» etti: «Biz Israelde âbide yapmınişanlanması münasebetiyle, gaHakkı yok mu? yoruz. (Acaba dinlerinde mi yazetecilere «Evlılik çok iyi şey hesaktır, bilmijorum.) Bnnlar, Apiniz evlenin» demiş. raplarla yaptığımız harbden kalBu evlilik iyi bir şey midir, madır. Böylece muhafaza ediyokbtü bir şey midir? Pek bilen ruz. Yakın tarihi, her hangi bir I I afta içinde, Divan otelinde, âbideden, daha canlı hatırlatıyor.» memleketimize turist olarak Hiç de fena bir fikir gibi gelsclmiş, bir tngiliz Missisi ile tamedi bana. Biz bu nsulü trafik nıştım. Hos bir kadındı. Manceskazaları için kullanmalıyız. Yani. ter'den kalkmıs, bütün Avrupayı tepetaklak gelmiş, param parça dolaştıktan sonra, buraya gelmiş. olmuş, akordeona dönmüş otobüsBir ara: leri. kamyonları, otomobilleri o Memleketiniz çok güzel ama, yoK. Kımıne gore felâket. kimıne şekilleriyle, yolun kenarına çekip dedi, bazan öyle şeyler görüyogöre saadet. Bütün mesele çojfunbırakmalı. luğun hangi tarafta olduğunu rum ki şaşıp kalmaktan kendimi Hiç şüphesiz «şu kadar kilometkestirmekte. O da nedir. alamıyorum. reden fazla yapmayın» yahut «bu Gerçi, bunca kavga, bunca ci Ne gibi? diye sordum. rada önnnüzdeki arabayı çeçmenayet, bunca ayrı yaşama, bunca Meselâ, dedi, hiçbir yerde yin» gibi trafik işaretlerinden çok boşanma. bunca nafaka dâvası az daha tesirli olur, zannederim. çok bir fikir veriyorsa da, «bir Zira gözleri görünce kafaları yastıkta kocayan» lann sayısını dumanlı otomobilcilerin akılları, da bilmek gerek. Işin içinden çıdaha kolay, başlarına gelir. kılacak gibi değil. Her balde üzerinde durup düEn kısası evlenmeyi bir çeşit sünmeğe değer bir noktadır. Biztavla oyununa benzetmeli. Anladen söylemesi. şılan Sayın Başbakan. bir çok NOT: işlerinde olduğu gibi (daha uzun saati işlemiyen taksi görmedim. FJC.G. nin bir mektubu, münave mesut seneler dileriz) bu baSizde de işliyeni yok, sebetsiz bir yanlışlık yüzünden ehiste de bir düşeş oturtmuş. BiBen de epey yer gezmiş oldulirae geç geçti. Arzusunu gelecek zimkisi, tam düşeş değilse de. £um için, düşündüm, baktım kahafta yerine getireceğim. Özür dişöyle şeşcihar'civannda bir şey. dının yadırgaması yerinde. Saat leyerek... Ona da eyvallah. işlemevince, dofrn olarak, kaç D. N. Ne diyelim? Tanrı mütemadiyen gele atanların yardımcısı ol gezıyormuş. Gelin de, tiyatronun sinemaya üstünlüğünü, bir defa daha, takdir etmeyin. Yerine göre fedakâr asker rollerine çıkan bu «jön» ler sinema yerine, tiyatro artisti olsaydılar, polis kulislere girer, hepsini kolayca enselerdi Hayal perdesi öyle değil ki. Îşte, gözle görülüyor, elle tutulmuyor mübarekler. Bafranın Gelemafara köyünden 32 imzalı bir mektup aldım. Köylü vatandaşların okuması yazması olmıyanlan imzs yerine mübür basmıslar. Mektubu birlikte okuyalım : «Aşağıda imzalan bulunan bizler Bafranın Gelemağara k8yü lakinleriyiz. Altı senedir çeltik ekimi yaparız. İlk yıllar geçtikçe tecrübemiz arttı ve iyi mahsul elde etmiye başladık. 1964 «enesinde çıkan mahsulümüzü pazara götürdük ve tüecar» 130 kurusa sattık. Paralanmızı be» gün sonra almıya gittiğimizde çeltik fiyatları 200 kuruşa çıkmıştı. Ne çare ki bizler mahsulümüzü tüccara teslim etmiş bulunuyorduk. Bedava elimizden çıkan mahsulümüz borçlarımızı bile ödiyememişti. Zamanla çeltik fiyatiarı dört liraya çıktı. Bizler tüccardan */o40 faizle borç ald:k ve Toprak Mahsuüeri Ofisinden kilosu 360 kuruşa tohumluk çeltik satın alarak yeni mahsul ekimine başladık. Şimdi ise yeni mahsulümüz çıkmi| bulunmaktadır. Sene içerisinde ve hattâ bir ay evveline kadar pahalı olan fiyatlar birdenbire düştü. Ve çeltik bir yıl önceki gibi 130 kuruşa indi. Geçen sene olduğu gibi, bu sene de bizleri soymak istemektedirler, yok pahasına mahsulümüzü elimizden alarak bizi perisan etmek isterler. Bu fiyatla mahsulümüzü satarsak borçlanmızın faitini dahi ödiyemeyiz. Bizler mahsulümüzü satarken 130 kurus olur da sonradan neden dört liraya yükselir. Sene içinde pirinç yedi üra olur da bizler sıtarken neden iki yüz elli kunıstur? Bu durumlanmızı umumi efkara açiklamanızı ve llgililere duîTurmanızı arz etmekteyiz.» Şimdi Gelemafar» kövlülerlne derlz ki blt : ' Köylfi kardesler, gözüniizü açın! Mektubunuznn son cflmlesinde yazdıgınız <Bu durumlanmızı ilgililer» duyurmanızı arzetmekteyiz» «özflnden «ize hayır geimez. Kimmis o ilgililer? Elinde selâbiyet bnlnnan, yetki bnlunan ki«iler mi? Bn memleketi yönetenler mi? Sizi idare edenler mit Kim idare ediyor sizi? Oy verdiğiniz siyasi partilerin adamlan! Demek ki sn çeltik işine o adamlar çare bnlaeaklar. An» o adamlar bu işe çare bulacaklarını mı söylerler, bn isin esasını mı araştırırlar, yoksa radyods bet sesleriyle : Sols karsıyıı .. diye bagırmaktan başka bir lâf çıkmaz mı agızlanndan! O adaralardan size hayır yoktnr. Bn İsin ilk çaresi slzln bn »11cengiz oynnlarına akıl erdirmenizdir. Şimdi hep beraber düşünelim : Köylü çeltik üretiyor. Emek veriyor bu İşe. alınteri dBküyor. O «ırada araeı tücear yangelip oturnyor. Köylü çeltik mahsnlünfl tüccara getiriyor. 130 knrnş fiyat biçiyor tücear... Ama köylü birkaç l y sonra bakıyor kl, 130 knruşa sattıfı çeltik hakkalda 7 liraya pirinç olmus. Elbette bn 1 liralık pirinci sehrin zençini gayet kolaylıkla alır. Şehrin fakir takımı da bakkalın vitrininde seyreder; eolnk çocnfa bir çorba yapmak için alan da kazıgı yer. Demek ki arada birtakım adamlar var, bnnlar, çeltigi alırken köylüyü, pirinei satarken de şehirliyi sömürüyor. îşte bn aracılardır ki halkı sömürürler. işte bnnlardır ki otnrdnkları yerde yüz binler, milvonlar vnrurlar. Bn aracıları ortadan kaldırmazsak, köylü, esnaf, memur. Sgretmen, gnbay, Işçi sömürClecektir. Herkes hiliyor ki. 15 20 sün önce 1 lira olan pirinç bugönlerde birdenbire düstü. Çünkü çeltik satısı baslıyacak. Köylüden ucuz çeltik almak için fırsatçı, tefeci, vnrguncn takımı : Ne yapalım ki fiyatlar düstü diyecek. Şimdi ben Gelemağara köylülerine bir haber daha verevim : Onlar o biçim partilerine oy verdikçe işler düzelmiyecek, tücear çeltigi ucnza kapatacak, ve yiizde 40'tan faizle köylüye para verip aynca soyacaktır. Vursnncular pirinç fiyatlannı hep kendi çıkarlarına göre ayarlıyacaklardır. Köylü çeltik satarken kazık yiyecek; subay. öjretmen, isci pirinç alırken kazık yiyecek: arada tefeci tücear milyoner olacaktır. Bu mekanizmayı bozmak için çalışmak gerekir. Şu halde tefecilerin, kompradorların partisine karsı çıkmak gerekir. Bakınız Adalet Partisinin başındaki adam da tücear. mütaahhit... Şimdi bn parti nicin köylüyü işçiyi düşünsün? Köylüyü ve işçiyi düsünüp bn oynnlan halka açıklıyanlara. Adalet Partisi : Komünistler... der de baska bir şey demez. Kövlünün ve işçinin haklarını savnnanlara komünist demekle işler düzelse. on bin kere düzelirdi. Asıl komünist. Allahsız, dinsiz. imansız. insafsız olanlar, fakir kövlünün elinden 130 kuruşa »ldıkları pirinci fakir halka 7 liraya satanlardır. Şimdi pirinç fiyatlarının inişine özür bulmak için, vurguncular : Efendim mahsul boldu da. azdı da. sonra tekrar bollastı da. . gibi lâflar nyduracaklardır. Bnnların hepsi yalandır, düzendir. Kövlünün aklı ermelidir buna!.. Kendisi nasıl oluyor da hep kazık yiyor ve aracılar hep kazanıyor? Çünkü siyasi iktidara kompradorlar bâkim... Çeltigi 130 knruşa satan fakir köylü ile, pirinci 7 liraya alan fakir, dar gelirli işçi, öğretmen, subay. memur, esnaf bu işe bir »kıl erdirse «komünizm ticareti» yapan aracılann elinden çıkacak siyasi iktidar.. Halk nyanıyor ama zor nyanıvor. Bn işlere karşı çare. halkın devletini knrmaktır. Gözleri görsün ki,,. Tavlaya buyurun Tutturabildiğine MendesiFrance jftjJTü GÜLSEN ve rBRAHİM KİBABOĞLU Kızları HÜLYA'nın doğumunu akraba ve dostlanna «evinçle bildirirler. Samatya Sigort» 1.10.96 Hart. Cumhurlyet 1189< Şişedeki dıırmuyor *** İKTİSAT ve MALİYE Dergisi yaymlanndan ÇAĞIMIZIN CUMHUIMTİ SITKI YIRCALI Halkoyuna dayanan hür ve demokratik sosyal, ekonomik diplomatik değişmeler. L'luslar arası ortak kuruluşIarı ve çağımızınroillieğemenlik anlayısı. Flatı 5 Lira S£RiSi ORTALAMA KÂR HADLERİ Genel lzahl»r Tatblkatla İlgili Meseleler üygulanan Kâr Hadler'.ne Karşı Savunma Usul ve Delillerl Müracaat Tolları Özel İ. dare ve İşletme Glderleri Kanun Metlnlerl Tönetmelilc Genel Tebliğler Kâr Hadlerl Çizeleelerl (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana Bursa re diğer bütün 11 ve ilçelere alt). Başlıca Kitabevlerinde araymız. Genel Dağıtım Yeri: Bahçekapı Vakıf İş Hanı Kat 3 No: 19 Tel: 22 74 02. V 27 49 48 Cumhuriyet 11887 | k | erden nereye? Tekel Mfidfirlügünden bir dostumuzun söylediğine göre, seçimler münasebetiyle, Adalet Partisinin kır atından dolayı, VVhile Horse (ki kır at demektir. Şişelerin üstün Hazırlıyan: İstanbul Defterdar Muavini MÜBİN BAŞAR Azlz varlıtımız deşim, Rnnemj TESEKKUR (SeTçlll kar blzlerl büyük teessüre garkeden &nl vefatı dolayıslyle. cenaze nyraslmlne katılan, çelenk g6nderen, telefon T« telgrafla veya bizzat gclerek acımızı paylasan »kraba, dost ve yakınlarımıza te •eklcUrlerlmlzl blldlrlrlz. Kardegl: Nazimr Nadi Kuı : Hayat KIT Cumhurlyet 11883 KÂZİME TEZTÜRK'ün REMZİ KİTABEVİ İlâncıhk: 3038/11852 de resmi de var) viskisinin satışı çok artmış. Biz, bilmiş gibi (aptala malum olur ya...) bn sütunlarda. bir müd det evvel, bn benzerliğe işaret etmiştik. Benim Adalet Partili bir dostnm var. Geçenlerde, şişeyi bitir Buytilc Tenzilâî Taksimde Kazancı Yokuşu ile Pürtelâş sokağı kavşağındaki Tam konforlu, kaloriferli daire ve dükkânlarmın sa1ış;na başlanmıştır. 100 ilâ 115 Metrekare arasındadır. Daireler MEVLİD 27. S '1965 tarihinde ebediyete ln:ikal eden aile büyüğümüz (Emekli Maarifci) aziz ruhu için ölümimun 40 ıncl günü olan 5/10/1965 Salı rUnü llclndl namazını müteaklp Göztepe Camiinde Hafız Haeı Nlhat Tüce. Hafız Kerlm ÖzbaKır, Hafız Cafc;r Cenglz tarafından MeT îldl Şerlf ckunacaktır. Arzu eden akraba. dost ve meslekdaşlannın teşrtflerlnl rtca ederlz. Esi Salme Kntlnay Oğln Kpnan Kntluay Rddâmcılık 3890/U886 Oumh.uzlr«« U7R SALİH ZEKİ KUTLUAY'ın Daire fiatları: 63.000 64.000 67.50075.000 77.500 ve 81000 T L dir. Oükkân fiatları: 31500 ilâ 50.000 T L arasındadır. TAPULAR DERHAL VERILIR Müracaat : Kazancı camii karşısı Köşv t'ıias T d 49 2(1 92 (Rekiâmcıhk: 3839/U842)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle