16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKt 15 Ehim 1965 CUMHTJRÎYET ZARARU YAYINLAR KANUN TASARISI Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil ugun dergi, gazete, kitap, radvo, plâk sinema tj;. atro \e benzerleri çocuk ve gençler eğıtımınin başhca bğeleridir. Resimlerin, filmlerın, kitaplarm. dergilerın, plâkların \e gazetelerın çocuklar uzerınde olumlu >a da olurnsuz ne gibi etküeri olduğn bir çok oğretmen anababa tarafmdan bilinmektedir. Basınunızda sık sık jer alaıı çocuk suclaronın çoğunun nedenlerı arasında bir hıkâje, bir fılm, bır resimli dergi. kısacası yanlış olçulerle kahramanlaştırılmış kotü ornekler vardır. Diğer yonden, jetişmekte olan kuşağın ruh ve beden sağlığı bakınıından kusursuz olmalarınui da ne kadar oncmli olduğu bilınen gercektır. Uvgarlık ve kultur alamnda gelişmış olan ulkelerın cozmek icin ele aldıkları sorunlardan bıri de budur. Çocukların ve gençlerin ruh \e bedpn sağlığını koruyacak, bos zamanlannı dcğericndirecek, ilgi, istidat ve jctencklerıni geliştırecek kurumlara ne kadar muhtaç isek, sağlığa zarar \eren etkenlerle, kotu alışkanlıklar yaratacak eser ve çevrelerle de o kadar savaşmak zorundayız.» B Bu satırlan «Kuçukleri Zararh Eserlerle Her Çeşıt Zararlı Yayınlardan Koruma Kanunu Tasarısı» nın gerekçesinden aldım. 1927 yılından beri yururlukte bulunan •Kuçukleri Mnzır Neşriyattan Koruma Kanunu» nun jerini alması istenen tasarı, gerekcenın yansıtbğı olumlu goruşe rağmen getırdıği ağır ve jer yer fikir ozgurluğunu daraltıcı hukumlerivle ilgimizi çekmelidir. Bir haber ajansının bildırdığine gore adı geçen tasarı Mıllî Eğitım Bakanının talimatı uzerine hazırlarunıştır. Icınde bulunduğumnz koşullar içınde bu tasarının kanunlaşması kolay gorunmemekle birlikte bir zihniyeti belirtmesl bakımrndan uzerinde durulraası verinde olacaktır. Her ne kadar jururlukteki kanunun ağır işlemesi, dar bir alanı kapsamakta oluşu, kaçamaklara elverişlıliği, kovnşturma işini rastlantılara bırakması ve gunumüzdeki ihtiyaçların veni bir işleyisi zorunlu kılması konunun veni bir anlayışla ele alınmasını gerektirmıştir. Fakat 1927 ytlrnda yadırganmamış olan hükumleri 1963 vılında biraz daha ağırlaştırarak one surenler, dun>anın ds kendileri gibi yerinde savdığını sanarak aldanmaktadırlar. verinde olur. & Aynı maddenın b ve c fıkralan çocuklar üzermde zararlı etkileri olabılecek fılm ve senaryolarla tıyatro temsulerıru ve sahne gosterılerını çocuklar içm yasaklamak yerıne fılım ve temsıllen «gosterıden men etmek» suretiyle haksız bir yola gırmektedır. Reşit olmayanlar için sakıncalı görülen fılm ve üyatro temsılleri ancak bu hukmun kapsamına gıren yaştakıler ıçin yasaklanmalıdır Q Illerde kurulması duşunulen komisyonlara da «inceleme sonuna kadar gosteriden men etme> yetkisinin tanmması sanat hayatmı geniş ölçude zedelevebilır 4. maddenin bir «ıtiraz mereii» olarak getirdiği «Kuçukleri Zararlı Eserlerle Her Çeşit Zararlı Yavınlardan Koruma Kurulu» da adı pecen Bakanlarla Mıllî Eğitım Bakanlığı Kfiltur Musteşanna «tutumlar» ma gore bir kurnl mevdana getirmek kapısını açmaktadır. Q Tasarının 10 maddesı basınm haber fonksiyomı bakımmdan ılgı çekıcı bulduğumuz su hukmü geürmektedır «Bir eserın, bu kanunun hukumlerı ge>e6ınce ıncelenmekte bulunduğuna ve sıı 1 m ' andırı'acağına daır yayın yapılamaz» A Her çeşit vayından iki adedinin kısa adıyla Koruma Komisvonuna gonderilmesi. bize kahrsa gereksizdir. Ankara'da çalışacak olan Komisyon, buyuk 2 derleme kitaplığmı elinin altında hazır bulmaktadır. Komisyon çalışmalannnı Mıllî Kutuphanede yapılması, eser yaymlavanları yenl bir kulfetten kurtaracağı gibi. bu yolla toplanacak javınlarcn heder edilmesi de onlenmij bulunacaktır Zıra bu hususta tasarıda her hangi bir isaret voktur. O Tasarının «Cezalar. bolumü de dıkkate değer. Hapıs ve ağırlaştınlan para cezalanmn yanı sıra §n hukmun uzerınde ibretle durulmahdır: «Faıl oğretmen ıse gorevden uzaklaştınlır. TRT Genel Kultur ve Yonetım Kurullan ıçin aynı hüküm uygulanır> (Madde 14) © Tasan, gizli vargı kararmı mahkemeye bırakmıjacak kadar hızlıdır. 18. madde şu hukmü getirmektedir: «Bu kanunda yazılı suclardan doğacak dâvalara Sulh Ceza Mahkemelerınce gizll olarak bakılır.» Yüksek Öğrenim gençliğinin konut ve geçim durumu Doç. Dr. Özcan KÖKNEL îst. Onlversltesl Tıp Pakülte«l eni oğrencılerın buvuk bır çoğunlnğu (*ı68) vurdun çesıtli bolgelerınden Istanbula gelmışlerdir. Bunlardan '.32,6 sı Marmara, '.17,7 si Ege, '.13,4 ü Akdeniz, '#13,3 ü İÇ Anadoln, 't 12,2 si Karadeniz, «ı7,5 a Dofa Anadolu, • «3,3 u Guney Anadolu Bolgelerinden sırf oğrenım için tstanbula gelmiş olup, büyiık bir çoğunluğn, konut şartları hiç de iyı olmayan yerlerde kalmak zorandadır. Dışardan gelen oğrencılerın Istanbulda kaldıkları yerlerı şoyle sıraln abılmz Y Konut durumu % YATILI OKULLAR; Askerî Tıbbıye, Yuksek Oğretmen Okulu, Orman Fakultesının yurdu. Buraları hıjyen şartlan, bakım, yeznek durumu yonunden oğrencilerın kaldıkları diğer yerlere gore ustunluk gostermektedırler O YTJRTLAR KREDl KURCMUNCN YÜRTLARI; Bnralarda ögTenciIer 3540 lira ücretle kalabilmektedirler. O 0ZEL YURTLAR; BU yurtlarda aylık ortalama olarak 7580 lıra cıvanndadır Bır odada 5 ılâ 10 oğrencı kalmaktadır. O BÖLGESEL YARDIMLARLA KURULAN TURTLAR; Bnnlann da aylıfı aynı olup şartları özel ynrtlara benzer. 0 KİRALIK APARTMAN LAR; Üç ılâ beş oğrencının bırleşerek 400500 lıra aylıkla tuttukları apartman katlarıdır O KİRALIK ODALAR; Bunlar üç ili be? öğrencinin ayda 15* 200 lira ödiyerek tuttuklan tek odalardır. O PANSÎYONLAR; Bır veya bırkaç oğrencı bır aıle yanında kalır. Aylık kırası, şartlara, yemekli veya yemeksız olmasına gore çok değısıktır O OTEL ODALARI; Tasralı SgTencilerin az bir kısmı tek veya bir arada olarak ucuz. otellerde bir oda tutarak öğrenime deTam ederler. genç için sarttır ve önemlidir. Ekonomık bağımsızlığı olmayan bır kijiden kolay kolay fıkrî butunluk ve özgurluk beklenemez Para ıçin aıleye veva onun yerıne geçen bır kuruma baş vurmak kışılığın gelışmesını guçlestmr, hatta engeller. Bırçokları ıçin sıkıntılı ve utanılacak bır problem olarak kabul edılır. Ekonomik \etersızlığı kışısel yetersızlığın bır sonucu savarlar Hele aılenın maddı durumu ivı değılse bu sıkıntıya onlara jardım edememenın çaresızhğı de eklenır Bazı gençlerde bu sıkıntılar yanlış \e sakat yollarla gıderılır Genç sırtını aılenın gehrıne davar «Ekmek elden su gölden» dusunce^ının rahatlığı ıçmde oğrenım hayatmı uzatır durur. Genç, rabat ve sorumsuz yaşamaya alısır. Daima kolay kazanmanın, kısa yoldan sıvrilmenin sartlannı arar. Ogretlm Oyeal güç olmuştur. 1964 yılında finlversiteye giren 5783 oğrenciden an cak °o 17 sinin yaşı 18 ilâ 19 arasındadır Öğrencılerin °o 83 ü üniversite öncesi oğrenıminde, çeşitlı s«bepler yuzunden, bır \eya bir baç sene çec kaunışlardır. Inıversiteye gırecek oğrencılerı, zekâsına, zekâ melekeleruıe, ılçilerine göre mesleğe yoneltecek bir kurulua yoktur. Genç teladuflere bağlı olarak girdiği fakultede aradığını bulamamaktan veva girdiği dalın onda aradığını verememekten başansızlığa, sıkıntıya, aşajılık fıkkirlerine duşmektedir Bu şartlar içinde yurutülen yuksek oğrenımın etkılen hayata atümca da devam eder Çalışmanın msan hayatmdaki oneml ve çalışma zamanının çokluğu dıkkate alımrsa mesleklerını sevmıyen, ona uyamı yan kışının bunalımı ve topluma verdiğı zarar kolayca ortaya çıkar. Potansiyel güç frenimini çahşarak yapan oğrencilerüı çoğu koy ve kasabalardan gelmışlerdir. Bunlar yüksek oğrenime başlamadan once de çalışma zorunda kaldıklanndan çocukluk ve ilk gençlik çağlarındaki isteklerinin hemen hiç birine erişememiştlr, o çağlann gerektirdiği davranışlan gösteremeden kendilerini bir sorumluluğun altında yardımsız ve yalruz hissetmışlerdir. Bu duygular onları toplumdan kaçan veya topluma düsman kışüer haline getırebılır Netice olarak dıyebılirız kı Yuksek öğrenim yapan gençliğin fikri özgurluğe erişebümesi için ekonomik özgurluğe kavuşması luzomludur. Bu oğrencılerın, hıç değılse, oğrenım rnasraüarını sağlıyacak bır organızasyon içinde çalısmalan ile olabıhr. Boylelıkle genç çalışan ve topluma yararh bır insan olduğu fıkruıı kazanacaktır, memleket bu potansiyel guçten faydalanacaktır. Gencin, oğrenım dışındakı boş zamanlannı değerlendırecek bir organızasyon, gençhk teşekkülleri ıle çeşıtli kurumlar arasmda ku rulacalt stfa bJr lşbirliği üe kolayca gerçekleştirllebıhr. Memleketin her konusunda sbz sahibi olan, bunu her fırsatta belirten bu kuruluşlann, öğrencilerin bu prob lemine eğilmeleri şarttır. Gerçı gu numuze kadar bu konuda bazı oğrenci kTiruluşlannın yaptıklan çahşmalar ve attıkları olumlu adım lar varsa da yeterlı değildir. O Botıdaki uygulama Bazı batı ulkelerınde mesleğe yö neltme kanunlarla duzenlenmıştır. Ömeğın, Fransada 24 Mayıs 1938 de kabul edilen bır kanunla 1417 yaş arasında bulunan her genç gireceği mesleği seçmek icin devletin açtığı burolarda çeşıtli zekâ ve karakter testlenne tâbi tutulur. Aıle \e okul durumlan gozden geçınlır Bılgı ve maharetı araştınlır Kendısme gırebılecegi meslekler hakkında tavsıvelerde bulunuluı Ingilterede 8 yıllık ilk ve orta ogretün suresinı bıtıren öğrenciler zekâ ve maharetlenne gore unıversıte öçrenımıne veva pratik ve teknık havata hazırlıvan liselerden bırıne gırmeye mecbur tutulurlar. Aynca sanayı bolgelerınde mesleğe vonelten psıkoloji lâboratuvarları vardır Dığer batı memleketlermde de bu tıp kuruluşlann sayısı gun gectıkçe artmaktadır Bunlann tavsıjelenne uyarak meslek seçen gençlenn çalışma hayatlarmın huzur ıçmde ve başarılı geçtıği izlenmıştır Boyle bir kuruluşun ilk çeldrdeği 1958 senesinde Istanbul Universitesi Psikiyatri Kliniği Psifcoloji Lâboratuvannda olmuştur Ancak buradaki çalışma ilk adımdır. Memleketımızde de kurulması şart olan mesleğe yöneltme burolannda uvgulanması gereklı metodu bulmak amacını gutmektedır Memleketimizde, çenclerin rasteele meslek secmeye devam etmeleri, iş verimini azaltan, ceşitli çatışmalara yol açan. kişınin huzurunu bozan bir tehHke halıni almaktadır. Kanun tasarısı Tasarının uzerinde durulmağa değer yanlan ffunlardır : O Kurulması ongorulen «Kuçukleri Zararlı Eserlerle Her Çeşıt Zararlı Yayınlardan Koruma Komıs\onu> nun uyelerı, Yayın Muduru hanç, Mılh Egıtım Bakanının seçımıne bırakılmıştır Talım •e Terbıye Kurulu uye^rı, Genel mudurler \e v hukuk muşavırlerı arasından seçılecek uyelerıe kurulacak komısjon, nıtelıgı ıcabı sıjasî bir gorev \apan Bakanın «tutum» una gore bıçıra kazanacaktır Tasarıda «Bakan tarafından» seçılecek uveler, vururluktekı kanuna gore «Maanf Vekâletı tarafjıdan» seçılmektedır. (Madde 2) Q Tasarının 3 maddesinin a fıkrası •Milli Eğitım Bakanlığı Derleme Mudurluğunde çalışan memurlar. bu mudurluğe gelen eserlori inceleyerek bunlardan kuçukler ıçin zararh olacağı kanısma vardıklarını bu Komısjona bildlrirler» hukmunu getırmektedır. Bizim bildığımize gore, dunvanm hiç bir verınde boyle bir gorevi de bulunan Derleme Mudurluğu yokhır. Ustelik. tasarının 7. maddesi uvelerle JanıgmanlaTiı ve ilgililcre «kahldıkları her toplantı için, Bakanlar Kurulunca uygun gorulecek miktarda ek ucret verilır» dediğine gore inceleme isınin tamamını kendılerinin gormesl Sonuç enel hükümlerini ortava ko>duğumuz tasan kaş yapaymı derken goz çıkaranlan akla getırmektedır. Gerekcede one surulen goruşlerle bu hukumler arasmda bir bağlantı kurulması nıumkun değildir. Çesitli yavmların çocuklar ve gençler uzcrindeki olumsuz etkileri bu tasan kanunlaşınca ortadan kalkacak mıdır? Bu soruya kesınlikle cevap verilemezse de fıkır ve sanat ozgurluğunun, bu tasarı bojlece kanunlaşırsa, genig olcude sınırlandınlacağı ve kostekleneceği soylenebılır. 1927 yılında yurürluğe giren ve bu tasarının kanunlaşması He yururlukten kaldırılacak olan «Kuçukleri Muzır Nesriyattan Koruma Kanunu» nun S. maddesl de ortadan kalkınca sol gosterip sağ vuranlara meydan bir hayli aeılacaktv. Tasarıyı hazırlayanların arka niyetlerinl anlamamıza tanıklık eden ve nedense tasanya almmamıj olan 6. madde aynen şo>ledir: «Fikrî, içtimaî, ilmî ve bediî kıymeti haız olan eserler bu kanunun şumulunden hariçtir » Fikir ve sanat ozgurluğune değer veren kijllerin ve kuruluşlann uyanlması anıacını guden bn yazı «oyunun bozulması» gıbl bir sonuç sağlayabîlirse mâsum gorünuşler 'arkasına gizlenen ozgurluğu daraltıcı bir davramş teşebbüt halinde iken tespit edılmij olacaktır. 6 • ••I • •• Geçim durumu ıSSS •••• ÎTP ve TEDAVİ Türker ACAROGLU • PStKİYATRİDE İLÂÇLA TED4VÎ (19S5). fst. Ün. Çapa Nöropsikiyatri Kliniğinde Ooç. Dr. özcan Koknel'in bazırlayıp yayınladı|ı bu eser, Ord. Prof. Dr. Ihsan Sükrfi Aksel'in de önsöıunde belırttiğı gibi, psikıyatrıde ilâçla tedavi konusunu tam olarak ıncelemıstir (204 §., resimli, 25 lıra). Psıkofarmakoloji denılen psıkıvatride ılâçla tedavınm başlangıç vılı 1950'dır. Psıkotrop ilâçlarla tedavi üzerıne toplu bir eser, bizde ılkın çıkmaktadır. Bu amaçla, sonda lıstesı bulunan verlı vabancı 261 javın gozden geçırılmis. Çapa Klınığınde on vıl, Milano'da bır yıllık çalısmalardan vazann edindiği kanılar verılmiş, klınikte tedavinin nvgnlama biçimi, elde edilen sonuçlar incelenmistir. En sonda ilâçlann bilimsel adlarına, bır de vazar adlanna göre ikı dızın var. • SPOR HEKIMLİG1 NEDÎR, NE ÎÇtNDİR VE NASIL TESKÎL\TL4NIVIALIDIR? (1964). Turkıye Mıllî Olımpnat Komıtesı tkıncı Baskanı Dr Raşıt Serdengeçtı nın yazdığı bu eser Konıte'nın ılk yajmıdır (V50XIV s resimli, 250 krş ). Önce beden eğıtımı ve sporu çağda1; bıhm ısıŞı altında kısaca gozden geçırmek, sonra bunun sağhkla olan ılgısını belırterek bunu gerçekle'tırecek teşkılâh yabancı ulkelerden ornek de vererek onaja kojmak amacıvle hazırlanmıs Bo\lece, hem beden eğıtımı ve «por alamndakı bugjne Iradar olan tutuTiumuz kronolojık olarak gozden geçınlmıs, hem de konunun bıhm kıîa\ uzluğunda taaf^ız bır krıtıgı \apı!nı<;tır • TA.BH VE H\ST4 CEPHELERİ İLE CINaYET. ASK. EVLILIK (1963> \nkara Tıp Fak PsiKijatri Kliniği Muduru Prof. Dr. Rasım Adasal' ın esen, Ankara'da Tarhan kıtabeviııce javınlandı '520 s, 40 lıra). Cmse! bozukluk \e sapıklıkları hele kadjı ve erkekte homoseksuell ğı mce'edıkten sonra ask paikolonsı aşkm hasta bıçımlerı uzerınde duruvor Evh ık Bekârhk sorunundan sonra fah.şehk v e cmsel eğıt mle kıtap sona ermekted^r Yıllardan berı b r ruh hekımının bır unı\ersıte horasrnın bu orerrlı beserı konularla ne kadar uğraştığını. xe çok eser ınceledığını, teorıler vanında objek+ıf gunluk olaylara d^ ne derece di\and 5 ırı eo'un şasıvoru? • TCRKIYEMN \E DLAYAVIN BESLEN3HE ILE ILGILI MESELELERI fl964^ Beslenme uzmanı Doç. Dr. Osman N. Koçturk'un eserı, Altuı Kıtaplar >ayınevince bastırılıp Minnetoğlu kıtabevince dağıtıldı «3 8 s resımh cıltlı, 25 hra>. "6 Beslenme çalısmalarmm egıtım ve ötekı sorunlarımızla ügısını belırtmekte; FAO. t'MCEF. C\RE gıbı ulus'ararası tesekkullenn teskılât ve arraçlarından soz açmaktadır. Ord. Prof. Dr Abdulkadir Noyan'ın kıtap ve jazarı uzerine bırkaç sczunde de belırttiğı gıbı, «bu buvuk eserinin de simdıve kadar vavmladığı duzinelerle beslenme broşııru ve diğer javmlan gihi memleket ve milletimızın ajdınlanmasına hızmet edeceçine emınim» Bılhassa Ordu» bırhk komutanlarını Millî Eğitım >atılı okul mudürlerını, ışçderimıze yemek veren kurumları yakından ılgılendıren bır eser karşısmdayız. • ANESTEZÎYOLOJÎ VE REANtMASYON (1965). Havdarpaşa ve Gureba hastaneleri uzmanı Doç. Dr. Cemal öner'in eseri Mazlum Kitabevince vayınlandı (324 s., sekilli, 40 lira). Buçun eerrahlıkta gorulen buvuk başarının nedeni, son 20 yılda çok ılerlıven, ozel uzmanlık dalı haline gelen anestezivoloji reanimasvon'dur. Yetkili kişilerın >etişmesı, jenı ilâç ve düzenlerin kullanıl•••••••••••••ı M•••••••••••• ması ameliyatlar» bır guvenlık sağlamıştır. Reanımasvon çalısmalan, hayatla olum arasındaki olayların mortalitesıni pek azaltmıstır. Bn kadar bnemli bir konnda Türkçe yayınlann en yeterlılerinden biri bu kitaptır, denilebılir. • ÇOCLK CERRAHİSİ VE ORTOPEDÎDE BAZI HAKÎKATLER (1964) tst. Ün. Tıp Fak Çocuk Cerrahısı ve Ortopedı Kursusu oğretırı uve•ı Doç Dr Esat Kılıçhan'ın eserı, Fılız Kıtabe= vmce bastırıldı (XIV503 s, 40 lıra). Çocuk cerrahlığı, ortopedı. tra\ matolojıden soz edıyor. Tıp ogrencılerı, pratısven hekımler, uzmanlar ıçm bır danışma kıtabı Daha genış bılgı edmmek ıstıyenler, lutabın sonundakı 275 e«erlık bıblıvografya lıstesınden yararlanabılırler.^Yazarın 1947'den beri çalıştığı Ist. Ortopedı Klmığı ıle bır yıl sure>le kaldığı Parıs'tekı khnık ve hastanelerde gorduğu şevler, edmdığı bılsılerın b'r ozetıdır bj kıtarj. Yabancı terımler ısıtıldığı gıbı konulmuş, bırçok sozun açıklanması vapılmış, ama hıç resım konnlmarnış Sonda, sendrom ve nadır hastalıklar sozlueu de var • MÎKROP AVCILARI (19«5). Paul de Krnif ten Mıthat Enç'in dılimize çevirdiği bu kitap, Mıllî Eğitım Bakanlığınca vavınlanan (Amerikan bıhm eserleri serisi) nde veniden 5.000 savı bastırıldı (379 s., 810 krs.). Kitabın asıl adı: Microbe Hunters. Mıkrop dunvasivle savasan bilim buvuklerinin havat hikâyelerini veren eserde Italvan bıleini Spallanzanı, «Mikroplar bır tehlıkedır» dıven Fransız bilgini Pa'teur, ölüm savasçısı Alman bılgini Robert Koch, Fransız bılgıni Roux, Alman bilçını Behring, Rus bilgini Meçnıkov, Amerikan mıkrop avcılarının ilki Smith Çece sıneklerinin pesınde kosan tngilız bilgini Brnce, sıtma ile savasan tnsiliz bilgini Ross ile Italvan bılsini Grassi, sarıhumma ile savasan Amerikalı bilçın R°ed, «Mikropları sıhırlı mermilerle avlamasını öğrenmeliviz» demis olan Alman bıleini Ehrlich'in bivografvalan pek ilginç biçimde vazılmıstır. Kıtabın bir dizini olmayısı, yararlanma' ı eüclestırmektedir. • PRATİK MİKROBÎYOLOJÎ (19651 îst Ün Tıp Fak Mıkrobıv olojı ve Salgınlar Bılgısı Profe'oru Dr Enver Talı Çetın'ın eserı, t Akgun Basımevmde basıldı (XII641 s , renklı resımh, 50 lıra) Mikropları gorebılmek, elde edıp vaşatmak çe^ıt'ı ozellıklermı mcelemek, vucut ıçmde j a da aısında zararsız hale getirmek ıçm gerekh araçlar, metotlar, maddeler ve ortam'arı anlatmaktadır Tıp o&rencüerme pratik çah'rnalarında hek'ra'ere ıa>arlı olabıl'r • BAZI AYRI BASKILAR f 196064) Tanınmış psıkıjatr, tst. Sişli Çocuk Hastanesl Noropsikhatri Şefi Doç Dr. Metin Özek'm son yıllarda bazı dergılerde çıkan incelemelennm avn baskıları da vapıld' Alman dili konuşan memleketlerde neuro psikiatrinin bugunku durumu fTıp dunvası dergısmden, 19G0'», Bir Thiosanthen türevi Chlorprothiıene (Taractan) ile edindiğimiz gorguler (Tıp dunyası dergısınde, 1961); Psikosomatik hekimliğin dinamik jonu (Onyedıncı Mılli Tıp Kongresı kıtabından, 1962i Yeni bir nöropsikoaktıf drog (Pyrithioxin) hakkında onbildlri (Norocsıkıyatrı arşıvınden 1964), Ernst Kretschmer, 18«8 1954 (Ndropsıkıyatrı arşıvmden, 1964); Psikiatride Thioridazin, son S yılda Thioridazin ile 360 hastada edmilen gbrgulerln yorumu (Klınık dergısınden, 1964). !•••) • •a !••• !«•• • a» • •• :::: •••• •«•• «••• • stanbul Üniversitesine kayıth I olan öğrencilerden 2608'i çesit* li burslardan yararlanarak oğrenimlerine devam etmektedirler. Bn miktar öğrenci sajısının ancak 'ılO'unu teşkil etmektedır. En fazla burslu oğrencı okutan kuruluşlann bas nda 670 kısı ı'e Sağlık Bakanlığı 634 kışı ıle Orman Genel Mudurluğu 144 kısı ıle Yuksek Ögretmen Okulu gelmektedır Ayrıca Kredı Yurtlar Mudurluğu de 828 kışıve burs sağlamaktadır. Bu sayılan kurulu^lar dışında bulunan ozel sermaye veya devlete bağlı kuruluşlann sağladığı burslarla oku\ an 466 oğrencı vardır. Burslardan favdalanarak okuyan bu kuçuk mıktann yanında buyuk bır çoğunluk oğrenım parasını aılesınden sağlamaktadır. Aılelerm co42 sının aylık gelırı 500 den az olup çoğu îstanbul dışında oturmaktadırlar. Yuksek bğrenim yapan ogTencilerın çok kuçuk bir kısmı, yaklaşık olarak '.3,5, kendi çalısmalan ile oğrenım masraflarını karsılamaktadırlar. Bunlarm hemen hıçbırı kulturlerı ıle paralel ve oğrenımlerı ıle ılgılı bır ış yerinde çahsmamaktadırlar. Öğretmenlık, memurluk yanında, ışçılık, satıcılık, ışportacılık yapanlar bıle vardır Seçımler oldu bıtti.. Sımdi Meclıs toplanacak, hükümet knrnlacak, çalısmava baslıyacak. Yanı tam olu noktadavız. Sukunet z*manı. Bekleme zamanı. Bız de beklıyeceğız. Ancak şn badarım söylıyeUm kı, seçım sonuçlarını çok beğendik biz. Tanıdıklarda ve dostlarda ise bır huzun. . Nıçin? Meclis Meclise benzedi şımdi Sağcısı da var, solcusu da Kapitalisti de var, sosvalisti de . Seçim kampanyasında sosyalıst partısinın parlâmentova gınnesini iavnnmuştuk. Gırdıler. Grup da kurdular. Fena mı oldu? Adalet Partısıne kajkılmıs dostlara gelınce . Onlarda da bir tereddüt, işkilli bir hal var. Sorduklarında : Seçim sonuçlarını pek beğendik, bn ise pek sevindik . diyoruz. Ama onlar endıseli, şüpheli, yüzümüze bakıp : Hımmm, bız zaten senin ne istediğinı bilıjoruz diyorlar. Bojle vehimler içinde vasamak hoş bır sey değıl. Zaten çevremizde birtakım adamlar var, boyuna ondan bundan ışkillenirler. Hafive romanlan oknva okuya hafiften boznluyor insanlar. Hele fikirlerinı savunacak kadar cesaretten yoksun kişılerin, fikirlerinı her gun açık açık vazan kisılerden şüphelenmesi çok ayıp olnyor. Kendilerine bildırıriz. Gerçi şüphe, her zaman kotü bir şey değildir. Meselâ, «bilimsel şuphecüık» iyi bir sey Gerçekleri aramaya doğru iter insanlan . Zaten bize doğru diye okutulan bilgilerin çoğn yalan. Meselâ Kristof Kolomb'un Amerikayı kesfettiğini okullarda oğrendik. Ojsa şimdı yeniden öğrenivoruz kı, Amerıkajı Krıstof Kolomb kesfetmemıs. Ondan çok once Vıkıng'Ier kesfetmışler. Ve vabani üzümlerinın çokluğundan oturü Vınland (üzüm ülkesi) adım vermısler Amerıkaya Bu venı iddiavı l a l e Oniversitesi ortaya attığı için üstund» cıdT dıjetle durmak gerek. Eğer Amenkavı gerçekten V iking'ler lrti>ttılerse çok kotu durumlar ortaja çıkacaktır. Bır kere sınavda kendilerine ; Amerikayı kim keşfetti oğlum? dıve sornldnğnnda cevap veremivenleri sınıfta çaktıran hocalann durnrnunu dfisünttn. Hepsinın vıcdanları sızlıvacak. Krıstol Kolomb'un Amerikayı kesfetmedıği okul kıtaplanna geçerse çok kotu olacak. Zaten bu Amerıka>ı kesfetmek hikâvesı çok kansık bir iş . önce Krıstof Kolomb Hindistan ssnarak Amerikayı kesfetmıs Sonra Krıstof Kolomb'un kcfettıği Amerıkanın Hindistan olDUldığını ve Amerıka olduğunu kesfetmişler Sonra Kristof Kolomb'un kesfettiği Amerikamn daha önce kesfedılmis olduğunu kesfetmişler Ovsa bu kadar kansık bır ısi çok basıt sanıp : Amerikayı \enıden mı keşfedeceksın ahbap .. dlye lnsınlara takıhrlar. Aslında her insan Amerikayı yeniden kesfetmek zornndadır. Meselâ Ismet Pasa, yirmı yıldan beri her seçımde Amerikayı kesfettiğini sanmıstır. Ama kesfetmis midir, bilmeyiz. Belki ş« son seçimlerde keşfetmıstir. Sülevman Demırel ise bn son seçimin sonuçlanna bakarak : Amerıka>ı ben kesfettim dive böbürleniyordnr mnhakkak. Ama Batılı gazetelere bakarsanız, Sülevman Demirel Amerikayı değil, Amerika Sülevman Demirel'i keşfetmistir. Vatandaslarımızın içinde de elbet bu seçimlerde Amerikayı kesfedenler az değildir; sosvalıstlerımizin içinde ne kadarı keşfetti, bılmiyoruz. Her neyse bu vazımızla polıtıkaya değinmek Istemiyordnk. Genel olarak her insan hayatının her gunünde bir kâşif gibi yaşamaktadır. \e her an yeni bır sey kesfetmek mümkflndur... Meselâ bir kadına raslarsınız havatınızın bır doneminde : îste! dersinız. havatımın kadınını kesfettim. Ama sradan bıraz zaman geçınce anlarsınız kı keşfiniz pek de önernh bir keşif değılmış. Veva Hındıstanı kesfettim sanıp Amerikayı bulan Kolomb gıbı sız de bılmeden bır haltetmıssınız. Fakat ne çıkar kı! Yasamak ıçin durmadan jenı yeni kesıfler yapmak zorundavız. Havatın duzenı ve tadı bu: Ağacın rengını her gun yeniden kesfetmek, denızın renginı her gün yeniden kesfetmek . bnlutlan, çimenleri, yapraklan, dostlan, kelimeleri, şarkılan, çocuklan, geceyı, yıldızlan, ay ışığını, gün ısığını, kuşlan, gençliği, ihtiyarlığı, özgürluğü, doğru'ları, iviliğı, siçara dumanım, içkınin tadını, toprağm kokusnnu, kavganın zevkmi, her gun ve yeniden kesfetmek Mficadelenin tadını ber gün beyninizin damağınd» yeniden hissetmek Ve derın bir nefes aldığınızda bu tadın ciğerlerinize dalga dalga yayıldıjını her gun yeniden duymak Amerikayı Vikıngier mi, Kolomb mı kesfetmis? Hiç öneml yok. tnsanlar her gun Amerikayı yrnıden kesfederek yasıyorlar. Kristof Kolomo zaten fki marifet armağan etmls insanlara Blrisi: Yumnrtayı masanın üstünde düz durdurmak. fkincisi: Amerikayı kesfetmek. Eğer bır gun Türkıyeyi yönetmek gevdasında olanlar Amerikayı venıden kesfederlerse, yumnrtavı masanın bstünde duz durduracaklanna süphemiz olmasın. Ama yumurtanın dıbi kınlacakmış ne çıkar! Baska türlfi düz durmaması İçin aktlsiz tavuklar bu kadar çavret sarfedıp boyle yumurtalar yumurtladıktan sonra tasası sıze mı duşecek ! Amerikayı kim keşfetti? iM 1 iseyi bitiren her genç genel olarak vuksek öğrenim yapmak istemektedir. Halbuki bunlardan bir çoğunun universite öncesi öğrenim devresi de geç ve Mesleğe yöneltme I YARIN Gencin bunalımında cinsî bilgisizliğin rolü nedir? ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••aaaa VEFAT Merhurn Kaymakara Cemal Beym refıkası, Y Muhendıs Naci Uçer, EmekU Vali General Hadi Uçer. Cumhurbaşkanlıgı Flârmorı Orkestrası ujelennden Adnan Uçer'ın sevgıli annelerı, Karanlıl. Bdhrıve \e Afıfe Ucer'ın kaymvalıdeleri, Zerrin. Fatma ve Erol Ucer'in babaannelerı. Canan ve Sevda nm buyuk babaannelerl Salıhatı Nısvandan 14 Ekım gunu vefat etmıştır. Cenazesı 15 Ekıra cuma gunu, Kızıltop'ak, ZuMtrpaşa Camılnden oğle namazını muteakıp kaldırılarak. Sahrayıcedit kabnstanındaki ebedl istırahatgâhma defnedılecektır. Mevlâ rahmet eylıye EVLÎTLAKI Cumhurıyet 12462 KAYTP Pasomu kaybettün. Hukutnsuzdür. Suhejlâ Sevım Cumhurıjet 124.4 v» Dr. ŞENOL UTKTJ kızlan AYDANın dogumunu dostlarma bildır.rler. Califomla 11 Ekım 1965 Miliî Eğitim Bakanlığından: 1965 1966 ders jılında 1416 savıh kanun uyarınca vuksek o.îıetımın ga>esının tahakkuku ıçin dış h^kımlığı dal'arında doktora vapmak uzere >abancı ulkelere 40 oğrencı gonderılecektır Hangi öğrenım daliBda kaç oğrencının gonderıleceğı aşağıda gostenlmıştır. öğrenim dalı Tedavi Cerrahl Protez Ortodonti Adayların dıs hekimi olraalan, öğrencı sayısı 10 10 10 10 40 Fatma Makbule ÜÇER TEŞEKKUR Aıle bmugumuz babam vefatı dolayısıyle cenaze merasımıne ıştırak etmek, çelenk gondernıek, telefon, telgraf ve mektupıa bassağlığı dılemek suretıvle derın acımızı pavlaşan akraba \e dosllarıraıza Bankilar Bıriıgı Bank&lar, Muesseseler ve Merkez Ban'^ası ıdareci ve mensuplariDo son^uz teşekkjı ve su'fanlarımı arzederım NAIM TALU Merkez Bankası Oenel Mudur Muavinı NİZAMETTİN TALU'nun Ekonomik Bağımsızlık uksek öğrenim vapan gencin, geliri nerden olursa olsun, avlık ortalama 200 lırayı aşmamaktadır. Paravı aileden veya bursla sağlayan oğrencilerin ekonomik bağımsızlığından soz edılemez. Halbnki bu bağımsızlık bır Y Askerhğını yapmış olanların 1935 doğumlu ve daha küçuk yaşta, askerhğını yapmamış olanların 1940 doğumlu ve daha kuçuk yaşta bulunmaları lâzımdır Imtıhanlar 1316 Aralık 1965 tanhlerı arasında Istanbul Üniversıtesı Dışhekımlığı Fakultesmd* yapılacaktır. Isteklılerın 22 Kasım 1965 Pazartesı gunu aksamına kadar mezun oldukları t'akultelere muracaat etmelen lâzımdır Daha fazla bılgı, Mıllî Eeıtım Bakanlığı, Mıllî Eğitım Mudurluklerı ıle ılgılı Fakulte Dekanhklarından alınabılır (Basın 18936A. 12711/12435) Cumhunyet 1246S kayıtlan 18 ekınıden 1 kasıma kadar her ı».ın 1014 arssı Taksım, Meşelık sok Bengısu Apt kat 1 de yapılacaktır. DerslerAğaç ışlerı, abajur. resım, klâsık bebek, Ingılızce, Fransızca, Almanca. Cumhurıyet 12463 TURK REKREASYON GEMIYETI }$ vîî)ii lill. ÇEŞITLİ PARA İKRAMİYELERİ İMİYONLİRA jj% 3~î rfiîı{ l^j»T BUGUN acele» Y*1 OSMANLI BANKASI .«•• / İ2İ10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle