Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 Ocak 1965 CUMHURÎTET SAHİFE BEŞ = Ankara Devlet Tiyatrosunda iki Türk oyunu: TOPRAK REFORMU H "ISYANCILAR,, VE "İÇERDEKİLER,, İktisadi ve sosyal ilkelerin birleştıği tek yer: n Ülkü SÜMER «Devlellu»ların müdafaası Tam bir çâre bulunurken Ne yapılacaksa yapılmalı Çıkmaz sokak Bu derdi anlayan yok Oldu da bitti maşallah «Devletlu» ların müdafaası izim aşırı «devletçi» arkadaşlar (Çetin Altan'ın kulaklan çınlasın) yine Kızacaklar ama, ne yapalım, rakamlar tam lamanında geldi. Efendim, Amerika telefon ve telgraf çirketi (özel) bu sene 1 milyar 700 milyon lira kâr sağlamış. Vergisini bu rakam üzerinden verecek, hissedarlarına, yine bu rakam üzerinden, para dağıtacak. Yani, herhangi bir reklâm, bir yalan olanıaz. Bu haberi okuyunca bütçe konuşmalannı hatırladık. Bizim P.T.T. (Devlet) her yıl zarar edlp durur; yalnız bu yıl galiba biraz kâr sağlamış. O da üstüste zamlan yaptıktan sonra. Imdiiiüii .. Ne yapar bu Amerikalı «özel» de böylesine kocaman bir yekun kazanır? Hiç. Ne yapacak? Elbette zavallı halkı soyup soğana çeviriyordur. Hay hınzırlar, hay domuzlar, hay. Bir de sıkılmadan ilân ediyorlar. Yok su kadar milyar kazanmış, yok bu kadar milyar. Halkı soyduktan sonra herkes kazanır. İyi ki bizimki Devletin elinde Telefon almak isteriz alamayız, konuşmak isteriz konuşamayıt onun yanında Amerikablardan d s çok para öderiz, ama devlete olduğu için sovulmus sayümayız da. lURETiM KOOPERATiFLERiî T oprak reformunun bflnyesinde, önlenmesi güç olan bir çelişmenin var olduğunu daha önce belirtmeye çalışnuştık: Sosyal amaç reformu araziyi bölüp köylülere dağıtmaya yöneltirken, iktisadi gerçek bölünmenin verimi azalttığını göstermektedir. Bağdasamaz gibi görünen bu iki özelliğin birbirini çelmelemesini örüemek için, toprak reformunu uygulayan ülkeler kooperatifçiliği ve ortak çiftliklerin kurulmasını tek çare olarak kabul etmektedirler. Bu kuruluşlarda hem köylü toprak sahibi olmakta, hcm de büyük tarım ünitesinin sağladığı faydalardan yararlanmaktadır. Ancak, toprak reformunu iktisadi verimi aritıran bir şekle sokan bu işletmelerin kurulması, çeşitli bakımlardan güçtür. Güçlük, çoklukla köylünün ortak çalıştnaya alışkın olmamasından doğmaktadır. Az gelişmiş ülkelerdeki tarımın şartlan ise, ancak ortak bir çalışma sonucunda verimin artacağını göstermektedir. Mesele, herkesin üzerinde çalıştığı toprağm gelirine sahip olduğu bir sistemde, fertlerin ortak çalışmasını sağlamıştır. Bu amaçla kurulan üretim kooperatifleri, kdylülerin özellikleri gözönünde tutolarsk değişik yapılara sahip olmaktadırlar. Kimisinde köylü, toprağmm büyüklüğüne göre kazançtan pay almakta, kimisinde kazancı çalışma saatlerine göre ayarlanmaktadır. Kooperatifçilik basit bir tanımlamayla, «büyük bir toprak parçasının çok sayida köylü tarafından ortaklasa çalışmak turetiyle işletilmesidir.» Kooperatifin kurulması büyük toprak parçasında makineli tarımın yapılmasını kolay. laştırmakta, sulama işlerinde fayda sağlamakta ve köylülerin ihtiyaçlannı topln balde almalan ve toplu olarak satmaları sayesinde çıkarlarını daha iyi korumalanna imkân vermektedir. Üretim kooperatiflerin, köylülerin özelliklerine göre uygulanabilecek birkaç ana modeli vardır: A) İlk modelde, ber köylünün kooperatifteki toprağı sınırlıdır. Bir bütttn halindeki bu topraklar, köylüler tarafından ortaklasa işletilir. Her köylü, kendi parçasında çıkan mahsulün gelirine sahiptir. B) İkinci şekilde köylülerin topraklan birleştirilir. Her köylü, kendi parçasının verdiği mahsule göre değil, kendi parçasının büyüklüğüne göre kooperatifin gelirinden pay alır. C) Uçüncü şekilde köylüler, mülkiyeti kooperatife ait olan çiftliklerde çalışır ve yaptıkları işe göre ücret alırlar. Bütün kooperatifler, küçük değişikliklerle bu üç raodele benzer. Toprak refonnunn gerçekleştiren ülkelerln çoğunda, her üç şekil de uygulanmaktadır. TOPRAK REFORMU TASARıSI = m asarı, «tarıına elverisli olmayacak kadar küçük» işletmeleri toplıüaştırabilmesi için Tarım Bakanlığına bazı yetkiler vermektedir. SONUÇ Bakanlık, toprak reformunun uygulandığı bölgelerde bu tur işletmeleri toplulaştırabılmektedir. Reformun uygulanmadığı bölgelerde ise toplulaştırma ancak toplulaşürılacak arazinın çogunu elınde bulunduran ve sayıca maliklerın yansından fazla olanlann kabul etmeleri sonucunda gerçekleşmektedır. Tarım Bakanlığına verilen bu yetkinin yanı sıra, toprağın muhafaza ve sulanmasının zorunlu kıldığı hallerde tasarı Bakanlar Kuruluna toplulaştırma yetkisi tamnmaktadır. Toprak reformu tasarısı, kanunun uygulanuİsyâncılar» piyesinin Devlet Tiyatrosundaki oynanısmdan sonra dığı bölgelerde Tarım Bakanhğınuı kooperatıf sanatçılar seyircileri selâmlıyorlar. kurdurabıleceğinl belirtmektedir. Bu kooperatifler daha çok bir alımsatım kooperatifi niteliği taşamaktadır. Tasarınm bu iki bölümü üretim ve alımsaÜçüncü Tiyatro'da, geçen sezon yesi seyircisinin sahne değişimi için tım kooperatifleri kurmak yetkisıni Tarım Baİstanbul Şehır Tiyatrosunda gördü karanlıkta bırakılması hoş olmukanlığına sınırlı olarak vermektedir. Tasarıda bu konudan genel olarak söz edilmiş ve topğümüz, Recep Bilginer'in Isyancı yor. SAHNEYE KOYUŞ VE OYÜNCUlar'ı ojTianmaya başladı. Recep Bilraklandırılan köylünün kooperatife katılması z o giner oyununda, köylü ile hükümet LAR : Ziya Demirel'in sahneye korunlu tutulmamıştır. Ancak, tasannm bu konuybağlantısmı ya da çatışmasını anla yuşu için «çok ustaca» demek gerela ilgili maddeleri ileride bu amaçla yapılacak tıyor. Vatandaşın <hükümet» kavra kiyor. Demirel, yorumu, sahne düçalışmalara imkân sağlamaktadır. mını, iğneli, güçlü bir dille yansı zeni, hele kalabalık sahnelerdeki Aslında bu tfir hükümleri tssaruun kesinlikbaşarısıyla, ilk geceki büyük alkıtıyor. le ortaya koyması, teknik şartlann karsı olmaBilginer, Devlet Tiyatrosu dergi şın basta gelen sahiplerinden biridığı her durumda topraklandırmayı bir üretim sinde şoyle diyor: «Devlet» fikri, in dır. kooperatifinin çerçevesi içinde yapması gerekir• Isyancılar> genç bir kadro sahsanoğlunun en olgun, en ileri yadi. Tarımsal gerçekler parçalanan topraklarda nıdır. Çünkü insanlar; devleti, hak neye getiriyor. Tugay Aktüre, Hepdüşen üretimin ancak kooperatifçilik sayesinde duygusunu her şeyin üstünde tut şen Akar, Ertan Savaşcı, Birol Uönlenebildiğini, kısa süren bir azalış döneminzunyayla başanlı. Ama Fadime mak için kurmuşlardır. Fakat...> den sonra üretimin eski düzeyl de aşarak yükFakat, Yavuzlar köyünün «dev Nine'de Beyhan Hürol, Garip Ali'de seldiğini göstermektedir. Akışık, Muhtar'da Ekmel let baba» sı, gün olmus, vatandaşa Ejder Küçük toprak sahibi köylüleri ülkemizin bu sırt çevirmiş, vatandaşın güvendiği Hürol kusursuz oyunlar veriyorlar. günkü şartlan altında kooperatifçiliğe yöneltdağlara kar yağmıştır. Fadime nı Bu arada Ahmet Demirel'i Bekir mek güçtür. Topraksız köylüyü üretim kooperane, «Allahım, ahrette sana dayanı Şimşek kompozisyonunda ayrıca öv tiflerinin çerçevesinde topraklandınnak ise çok yoruz, dünyada hükümete ..» diye mek isteriz. Devlet Tiyatrosunun bu daha kolaydır. Zanmmızca, tasarmın bu konu el açıyor. Ama hükümetin kolu bir genç değeri, makyajı, ölçülü duyguüzerinde daha titiz davranması ve sağlam bir türlü Fadirae ninenin köyüne uza suyla, Pusuda'dan sonra bu rolüykoooeratifçiliğin temelinl kurması gerekirdi. le de kendini kabul ettiriyor. namıyor. Bilginer, îsyancılar'da hiç bir kişiHüseyin Mumcu'nun dekor ve KİRACILıK ve ORTAKÇUK yı; hiç bir devri kastetmediğini söy kostümleri çok güzel ve yerli yeBİR DÜZENE BAĞLANIYOR lüyor. O bir kötü zihniyete karşı rinde. Yalnız, Elif rolündeki Birol savaş açmıştır. Fadime ninenin köy Uzunyayla'nın, bir gece elbisesini •P ürk tarımında varolan sartlann ortakçılık lüleri de bunu isterler, insanca hatırlatan kostümünün, (koluna ek* ve kiracılık. müesseselerini zorunlu kıldığıdostca, kardeşce yaşamak, onlann lenmiş bir yamacık da olsa), göze nı gözönünde tutan tasarı, bunu sağlam esaslada hakkıdır. battığını hatırlatmadan edemiyecera bağlayan hükümler getirmektedir. «Isyancılar» dılı, yazarının kişile ğiz. Reform tasansı, topragını kiraya vermek verini iyi yorumlaması, gerçek yüzleSONUÇ : «Isyancılar» Recep Bilya ortakçı almak için mal sahibinin kendi topriyle sahneye getirmesi, mesajıyla giner, Ziya Demirel ve başarılı bir rağınm tumunü işletemiyecek durumda olmasıbaşarılı bir oyundur. Bilginer'in tek takım oyunuyla, uzun zaman anı şart koşmaktadır. Tasarı, bu sınırlamadan zayıf yönü, dramatik gelişim ve fişten inmiyecek, sevilecek bir pibaska kiracı ve ortakçı ıle malsahibinin yazılı gerılimdeki teknik aksaklığıdır. Üç yestir. Her tiyatrosever'in, her aybir anlaşma yapmasını öngörmekte ve anlaşmasaatlik oyunun, kısacık tablolardan dm kişinin, her yurtseverin gorda hangi hususlann bulunması gerektiğini bekurulu olması, sık sık bir fıkır pı mesi gereken bir yerli eserdır. lirtmektedir. Tasarının getirdıği bu hükümler kiracının ve ortakçmın hakkını eskiye oranla büyük 61çüde koruyacak nıteliktedır. İlerde yapılacak değişikliklerle tarım işçilerinin de bu maddelerin ve benzerlerinin kapsamına girmeleri, tarımın çok önemlı bir diğer meselesıni çözümleyebılir. B ISYANCILAR mamiyle aynlmış oldu. Çünkü bir müessesede grev, o muessesenin kazanciyle işçilere ödediği ücretler arasındaki muvazene gözönünde tutularak yapılır. Meselâ, bir müessese 100 kazanıp da işçiye 10 ödüyorsa, işçi bunun 15 e, 20 ye çıkarılmasını ister. Yapılır yapılmaz, burası müessese ile isçileri arasında varılacak anlasmaya baglı kalır. Ama işçisinin ücretini arttıran ber işyeri piyasaya sürdüğü mann da fiyatmı arttınrsa, bunun sonu ne olur? Yarın ecza fabrikalan, öbür gün kumaş fabrikalan, daha sonra dericiler, derken, ona dayanarak papuççular, yani herkes bir yandan işçisine. bir yandan da sattığı malm fiyatına zam yaparsa, dâva çığınndan çıkar. Bütün yük, döner dolaşır, yine hallan sırtına dayanır. İşin tuhafı, halk da zaten işçinin kendisi. Bir eliyle aldığı zammı, öteki eliyle ihtiyaç maddelerine yatıracak. Hattâ, iş genişlerse, sldığmdan daha fazlasını yatırması da mümkündür. O zaman yeniden ücret artışı • yeniden fîyatlara zam. Artışzam. artza.. İnanmazsanız, gidin, İsmet Paşaya sorun. Durum, maazallah, bu yola girerse, bizi «o bile» kurtaramaz. *** Bu derdi anlayan yok *** Tam bir çâre bulunurken r I stanbulun (ve, belli baslı, büyük şehirlerimizin) insana hafakanlar bastıran trafik derdine bir çare düşünmüşler: Taksi plâkalarının tahdidi. Kristof Kolomb'un yumurtası fibi bir şey. Şehrin ne kadar taksiye ihtiyacı oldu|u hesaplanır. Plâkalar orada dondurulur. Şu veya bu sebeple, piyasadan çekilen arabalar yerine. venilerine plâka verilir. Ve bu şekilde, ne halk taksisiz kalır, ne de taksiler müşterisiz. Pek âlâ, değil mi? Gerçi dâva bütün bütün hallolunmaz ama, yine de bir tedbirdir. Az çok rahatlanır. Şimdi buna kim itiraz eder? Şoförler ve otomobüciler, diyeceksiniz. Hayır. Cemiyet Reisi tamamiyle mutabık oldugunu söylüyor. Hattâ, galiba, fikri ortaya atan da o. Belki Trafik Miidürlüğü bir mahzur görmüştür, diyeceksiniz. O da değil. Müdür, bu tcdbir için «elzemdir» diyor. O halde kim? Kat'iyen bulamazsınız: Niyazi Akı. Evet, pek savın ve sevimli Valimiz «her ailenin bir otomobil sahibi olması düsünülürken böyle şey yapılmaz» diye diretmiş. Doğru ama. aile otomobilinden bahseden yok ki Taksiden, hattâ daha umıımi olarak «ücretli yolcu taşıyan vasıtalar* dan bahsediliyor. öteki zaten tahdit olunamaz. Buradan vermezsiniz. gider plâkasını, nıeselâ, Adapazanndan alır, gelir. İlâhi Niyazi Akı! Bu sözleri söyliyecek adam değildir o ama, her halde, meseleyi yanlıs anlatmıs olacaklar. irkiyede, dilimizi tetkik edecek, etrafında arastırmalar yapacak, bu bahiste sağlam esaslar kuracak bir bilgmler heyeti, bir akademi yok. Bundan dolayı, doğru dürüst bir gramerimiz, bir lugatimiz de yok. Bundan dolayı da, her önüne gelen, aklına estiği gibi, bir kelime uydurmaya devam ediyor. Ne aslı var ne astarı ama, eloğlu, işi gücü bırakmış, boyuna kelime yumurtluyor. Çünkü, meydan bomboş. Haydi, Arapça veya Acemce kelimelere, güya Tiirkçe. karşılık uyduranları, bir dereceye kadar, anladık diyelim. Fakat, tam mânasiyle Türkçede mevcut olanlara da, söziim yabana, bir Türkce lâf icat edenlere ne deraeli? Bakın, meselâ, şu «ilişki» sözüne. Son za ' manlarda bir de bu «ilişki» çıktı ortaya. Ne de , mek oluyor «ilişki»? Biz, kendimizi bildik bileli, Türkçemizde, ' yapışmaktan «yapışık», alışmaktan «alışık», bir , lesmekten «birleşik», deçişmekten «değişik», bitişmekten «bitişik» gibi, bunlara ve benzerlerine uygun olarak, ilişmekten de «ilişik» kelimesi vardı. tşte, yeni türeyen «ilişki» özbeöz Türkçe olan «ilişik» in daha Türkçesi. Yann öbür gün, elbette, bir başka zıppır çıkar, bunun da daha Türkçesini bulur. Bizim solcular bir Urafta, sağcılar bir tarafta, büyük milli dâvalanmızı halledip duruyorlar. Çok şükür o bakımdan rahatız. Ama, ne yazık ki. hepsinin üstünde bir milli meselemiz olan. dilimizle kimsenin uğraştığı ı yok. Ve, iş döndü dolaştı, e\ıelce Arapça iken, şimdi «Türkçe değil mi. uvdıır uydur söyle» oldu. ı Ne yapılacaksa yapılmalı Oldu da bitti maşallah l^edense, Adana barlarında sık sık, diğer illere « ' nazaran daha fazla, ka\ga gorüItS çıkar. O• ra Kmniyetinin başını ağrıtan esas işlerden biri de budur. Hemen her Allahın gecesi (daha doğrusu. sabahı) çokçası kamalı • bıçaklı. bazısı tabancalı, bir itiş kakış. Adana polisi. bu duruma bir tedbir olarak, kavgaya kanşan bar kadınlannı yakalayıp. vilâyet hudutlan dışına çıkarıyordu. Gel gelelim. şimdilerde, Emniyet Müdürü değişmiş. Ve Adana dışında kalan kadınlar başlamışlar «Hürriyet isteriz» diye feryada. Herkes bir başka türlü anlıyor ya, onlar da hürriyeti «tekrar Adanaya dönmek» mânasına alıyorlar. zaar. Dönerler mi, dönmezler mi bilmem ama, bu arada, hep işittiğimiz, yahut. işitip de. sonra hemence unuttuğumuz, bir isim de var. O da hürriyet (yani Adanadaki eski banna dönmek) istiyormuş. Hani, Belediye Reisinın evine bir baskın yapıldıydı Siz de mi unuttunuz, canım? Hani. acemi polisin imtihanda «kaatili bırakır, maktulü yakalanm» demesi kabilinden, Reis ortadan kaybolmuştu da, ötekiler yakalanmıştı. İşte o bayan da «hürriyet» istiyenler arasında. Anlaşılan. o zaman, dışan çıkarmışlarmış. Yine mı hatırhyamadınız? Canım, efendim, hani Reisin evinde yakalanan adamla kadın tevkif edilmişti de, adam yıldınm karariyle kansından boşanmış, yıldınm nikâhiyle ötekiyle evlenmiş, böylece hapisten çıkmış, ve neden sonra, Belediye Başkanı da, cebinde bir raporla «Ben hastaydım, yahu, haberiniz vok mu?» diye gelip iş başına oturmuştu. Amaaaaan... Siz de ber seyı ne çabuk unutuyorsunuz. Siz unuttuktan sonra, tabiî, herkes de unutur. Sahi, ne olduydu o iş, Allah aşkınıza? G w * Ikemizin toprak reformu kanun tasarısınm 11 incelenmesinde vanlan sonuç şu şekilde özetlenebilir: O TOPRAK MÜLKİYETİNİ SINIRLAYAN ÖLÇULERİN KONMASI Tasarının getirdiği 40 a y n ölçünün teknik yeterliliğini ve üretimin üzerindeki etkisini zaman gösterecektir. Ancak, ölçülerin çeşitliliği uvgulamada güçlük yaratacak niteliktedir. 0 TEMLIKİ TASARRUFLARIN DURDURULMASI (Satışlann önlenmesi) Tasan, büyük arazi sahiplerinin reformdan kaçınnak amacıyla topraklarını bölerek yapmış olduklan uydurma satışlan engellememektedir. Kamulaştırmamn, topraklann 27 Mayıs 1960 taki durumuna göre yapılması gerekirdi. Geçen perşembe günü çıkan bir gazete haberi bu konudaki eksikliği ortaya koymaktadır: «ADANA, ÖZEL ... Kanun tasarısıyla yakından ilgilenen çiftçiler, «Tasan kanunlaşsa bile tatbik kaabiliyeti olmayacağını» bildirmış ve şunları eklemişlerdir: «Çünkü Çukurova'da çiftlikler aile işletmeleri halindedir. Yâni görünüşte büyük arazi sahibi yoktur. Aynca toprak reformu söylentileri çıktığından beri birçok çiftciler ellerindeki arazilerini çocuklarma ve yakınlanna hibe veya satış yolu ile taksim etmiş durumdadırlar.» 'Milliyet, 14 Ocak 1965). © KAMULAŞTIRMA Anayasa, kamulaştırılacak malların «gerçek değerinin» «10 yıl içinde» malsahibine ödenmesini öngörmektedir. («gerçek değer» Anayasa mahkemesi kararmca «rayiç değer»dir.) Bu durumda, reformun uygulanması devleti taşıyamayacağı kadar ağır bir yükün altına sokmakta ve reformun çok uzun bir süre içinde yapılması gerekmektedir. Nitekim Tanm Bakam Turhan Şahin. reformun 25 yıl kadar hi r sürede tamamlanacağını belirtmiştir. O TOPRAK DAĞITIMI Topraksız köylüye verilecek arazinin sınırı bir aile işletmesine yetecek kadar büyüktür. Ancak, büyük çiftliklerden alınan parçalann dağıtılması sonucunda bu ünitelerde verimin düşeceği muhakkak gibidir. Tasarmın, üretim kooperatiflerinin kurulmasını geniş ölçüde destek'"mesi ve zorunlu kılması gerekirdi. © Ortakçılık ve kiracüıkla ilgili hükümler, bu meselelerin bir düzene bağlanmasmı sağlayacak niteliktedir. oturtmanın gerekliliğidir. Orneğin Türkiye'de, reforma inanmış bilgili bir kadro toprak reformunun en mükemmelini hazırlayıp nygulamaya kalksa, tanmdaki fazla insangücü başka alanlara aktarılmadıkça bu reform başarıya ulaşamaz. Reformun hazırlanması da geniş çapta plân lamayı gerektiren bir meseledir. Plâncılar, tarımdaki amacın ne oldugunu, sosyal ve ekonomik bakımdan ideal işletmenin niteliğini kesin bir şekilde bilmeleri ve hazırlıklan buna göre yapmaları gerekir. Yoksa, büyük topraklan alıp köylüler arasında bölüştürerek kooperatif kurmaları temennisinde bulunan bir reform, başansız kalmaya mahkumdur. Reformu hazırlayanlann her şeyi belirli bir tarım ünitesine ulaşmak için düzenlemeleri, topraklandırdıklan köylünün çalışmalannı başı boş bırakmamaları gerekir. Toprak reformunun başarıya ulaşmasındakı : öneml unsurlardan biri, reformu hazırlayan ve uygulayanlann bu reforma gerçekten inanmış kimseler olmasıdır. Bu inançtan yoksun bir kadronun hazırlayacağı reform, ancak kitleleri toprak reformundan soğutabilir. İnanmış bir kadronun halka gerekli heyecanı aşılaması, başarıya ulaşmak için elzem olan pisikolojik ortamı yaratması şarttır. Çeşitli eksikliklerine rağmen gene de olumlu bir adım olan toprak reformu kanun tasansınm Meclisten geçerken bir hayli hırpalanması çok muhtemeldir. Reformun kendisinden çok «ruhundan» etkilenen büyük toprak sahiplerinin meclislerimizde güçlü temsilcileri vardır ve bu temsilciler reforma karşı olduklannı açıklamışlardır. Reformdan yararlanacak kitleler ise reformun kendilerine sağlayacağı imkânlann bilincine henüz varmış değillerdir. Bu durumda, toprak reformuna karşı olanlar oy kaybetmekten çekinmeden reforma hücum edebileceklerdir. Nitekim reformun tamamen karşısmda nlan tapulama kanunu da Meclisten rahatça geçmiş ve kitlelerden herhangi bir tepki gelmemiştir. Reform tasarısınm niteliği ve meclislerin durumu, toprak reformunun ülkemizdeki geleceği hakkında iyimser olmamıza pek imkân vermemektedir. Devlet Tıyatrosunun ikinci turda ilgi çekici oyunlarından biri de «İÇERDEKİLER» piyesi oldu «İÇERDEKİLER» Devlet Tiyatrosu, ikinci tur oyun yerli oyundan biri. Nihat Akçan. iki perdesi de ikilarına bu hafta içinde başladı. Dört oyunun üçü yerli: İsyancılar (Recep şer kişiyle oynanan bu yönetımi Bilginer), Içerdekiler (Melih Cev güç oyunu, başarıyla yorumlamış. det Andayj, Hülleci (Reşat Nuri Yazarın «söz» ünü iletirken, sade Guntekin). Ayrıca çeviri olarak ve yerliyerinde bir hareketlendirFriedrich Dürrenmatt'm «Yaşlı Ha me kurmuş. Komiser rolünda Ahmet Evintan, nımın Ziyareti», sahne ışığına çıkbüyük sahne tecrübesi ve gücü itılar. Melih Cevdet Anday'ın «İçerde çinde. nefis bir kompozisyon çizikiler.i Küçük Tiyatro'da oynanıyor. yor. Çok detaylı bu rolde, Ahmet Oyunda üç kişi var. Komiser, tu Evintan'ı seyredecek genç tiyatro oyuncuları, çok şeyler oğrenebilirtuklu ve kız. Içerdekiler, bir bunalım piyesidir. ler. Sanatlarında varmak istedikleDuygularına, düşüncelerine, davra ri noktaları, kazanmak istedikleri nıslarına kelepçe vurulmuş kişinin özellikleri, Ahmet Evintan'ın kohikâyesidir. Komiser, tutuklu, kız. miser'inde pırıl pırıl bulabileceklerkendi kafaları içinde düzenledikle dir. Tutuklu'da Yalın Tolga ve kız'rı «insanlık anlayışlarının» uyuş da Yıldız Aslan, oyun çizgisinin almazhğından doğan çarpışmalar için tına düşmeyen bir başarı gösteriyorlar. dedirler. «İçerdekiler» her tiyatroseverın Içerdekiler, dram yapısı, gerilimı. diyalog gelişimi ile en güzel birkaç mutlaka göresi gereken bir oyundur. eçrn gün, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Müsteşarı açıkladı: Memlekette 3 bin pratisyen hekime karşılık, bin tane mütehassıs hekim varmış. Hekimlerin büyük şehirlerde toplanmalannın bir sebebi de buymuş. Doğrudur. Ve, bilmem dikkat ediyor musunuz, bizde, yalnız hekimlikte değil, ber sahada böyle. Hep büyük unvanlar yetişiyor. MeselÂ, mimar veya mühendis dediniz mi, illi «yüksek», iktlsatçı veya maliyeci dediniz mi, illâ «doktor» olacak. En alçak gönüllüsü bile «uzman.» Binaenaleyh, elbette, hekim deyince de «mütehassıs» çıkıyor. Hattâ liselere, ortaokullara hoca bulamayışımız da belki bundandır. öğretim mesle* ğini seçen herkesin gözü «profesör» lükte. Halbuki memleketin esas ihtiyacı, bütün bunların, tâbir caizse «orta halli» oianlannda. Koskoca «yüksek» leri, «doktor» lan. «uzman» ları, «mütehassıs» ları. ve «profesör» leri Anadolu kasabalarına yollıyamazsınız ya . ayıp olur. \k' • gibi «kocaman» lann çoğalmasma kar' şılık «orta halli» ler gittikçe azalıyor. Zannederim, bu gidişle, bütün bütün yok olacaklar. Başt' para olmak üzere, bütün enflâsyonlar Kibi. bunun da ne deyin zararlı bir şey oldugunu o zaman anlıyacağız. İs işten geçmese, bari. Çıkmaz sokak N ŞEHİR OPERASI Smetana e zamandanberi yazmak istiyordum. Bereket versin (!) ekmek fiyatlarına zam vapıldı da sırası geldi. Nereden çıktı bu zam? Fırın isçileri ücretlerinin arttırılmasını istediler. Fınn sahipleri bu talebi kabul ettiler, yani baklı buldular, hattâ ealiba, toplu sözleşme de imzaladılar. Fakat, hemen arkasından, Belediyeye başvurarak «işçi ücretlerinin arttırılmasmdan dolayı» ekmeğe zam istediler. Ve, hayretlere değer bir şeydir, onlann da bu talebi kabul edildi. Böylece de. bir grev asıl maksadından ta SON BİBLİYOGRAFYA TOPKAK REFORMU KANUNU TASARISI VE GEREKÇESİ KALKINMA PLÂNI, Binnci 5 yıl TOPRAK REFORMU AÇIK OTURUMU Toprak ve İskân tşleri Genel MüdürlüP yaymlarmdan, No. 12 TOPRAK REFORMU SEMİNERÎ T.M.M.O. Birlıği Ziraat Mühendisleri Odası. LES REFORMES AGRAIRES DANS LE MONDE Mennesson, Notes et Etudes Documentaıres. No. 3086 AKSOY, Suat «Toprak reformunun hukuki esasları» DUMONT Rene «Cuba, socialisme et developpement» NURKSE, Ragmar «Capital formation in un derdeveloped countries» SATILMIŞ NİŞANLI Komik Opera 3 perde Ocak 1965 ayma ait bütün biletler 18 pazartesi günü saat 12 Tepebaşı Opera gişesinde satışa çıkardacaktır (Basın 731/729) Çok yazı yazan Parker ile yazmayı sever! Ç eşitli yanlannı ve meselelerini belirtmeye çalıştıfımız toprak reformunun yapılması, az gelismiş ülkelerin kalkınması için şarttır. Reformun gerektiği şekilde hazırlanıp uygulanması sonucunda köylünün geliri çoğaünakta, sosyal adalet sağlanmakta ve tarımsal üretim fazlalaşmaktadır. Ancak, geçmiş tecrübele rin gösterdiği gibi, toprak reformunu basar mak güç bir iştir. Reformun başarıya ulaşması için ilk şart. bunu tek hir mesele olarak ele almayıp, kalkınmanın ve ekonominin bir parçası olarak, ekonominin bütününü kapsayan bir plânın içine Temsilini yüzbinler alkışladı Filmini milyonlar alkışhyor AYJIAM I5IK II IIIIIIII IMIlllllllllt tl ililiat ••••••Il IIIIIIIIIMIUItMtl.il» •••ııııııııı»ııııııııııtııııııııııııtı»ı>aıanı>*ııtııııııiMiıtıtııtııııı*ıııııitı»ıııt)'iııtıı>ııttı**ı*ti' ! • * * o « • • • » « • • « « • « • « « • « • » « • • » • j i f ••««••••••fa* ••••««•««•••••«•••«•«««•«•«••••""«•••^•••••••••^••S'iSvvjaı • • • • • • • • • « « « • « • « • • « • • « « «ft l Avni Dilligil HALK TİYATROSUNDA SEZER SEZIN Reklâmcılık 173/747 daha iyi yazmak içimPARKERjW Huink 45 MÜREKKEBİ nâncılık: 4352/750 AZİZ NKSÎIV'in 18 ocakta: Kadıköy ÖZEN Üsküdar BİZİM 20 ocakta: LÜKS İNCİ BULVAR Km. Paşa İSTANBUL Bakırköy YENİ Beşiktaş GÜREL Sinemalannda. INGILIZCE Ingiiiz Bayan Öğretmen : Hususi ders verir. Beyoğlu P. K. 2391. Cumhuriyet 739 Türk Hava Kurumuna FİTRE LERLE, ZEKÂTLARLA yapılacak yardımlar, havacılık çalışmaları • nıa gtlifmeuni stğlaı, ^ Prof. Dr. Zeyyat Hatiboğlu'nun 3 perdelik komedi Pazartesi hariç her akşam suare: 21.15 de Cumartesi, pazar ve çarşamba matine: 18,30 da NOT: Bu piyesin (Toros Canavan) filmi ile hiç bir ılgisi yoktur. ;;; Yorgun Dimağlara Vücüdün B. kompleks vitamin ihtiyacını Dr GAYELORD HAUSER in konsantre tabiî (SUPER LEVUR) ü ile karşılayıruz. Eczanelerde satılır. Mümessili: Kemal Müderrisoğlu ve Ortaklan Kol. Şti. P.K 949 Cumhuriyet 756 «İktisadi Durgunluğun Sebepleri Son zamanlarda iş hayatuıda husule gelen iktisadi durgunluk ve para sıkıntısının sebeplerini ılml olarak ınceleyen bu kitap İktisat Fakültesi İşletme İktisadi Enstitüsü tarafından y a yınlanmıştır. Fiab: 10 T.L. (Basm 377/725) IIIH!s!IIUslinHUII=5HIHH2lHIIII!UII!II!IiI HALK TİYATROSU AKSARAYmmmnnüT ReklâmcUık 151/748