19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT =• ııııııııııııııııı ıııııııııı ı ı ıııııııııııııııııımıııııtmımıııııııııııııııı ııııııu CTJMHURÎYET 25 Eylul 1964 8ULMAGA 123456789 fCumhuriyet^ İSon Francisco markalı demokrasil Fakat bUtıin bunlar alışüra a oturan Menderes, şimdi «millet latacağımı, birinci Menderes hUlıştıra, yavaş yavaş, damla dam çe benimsenen ve benimsenmi kümetinde kısa bir süre Sağlık la içirilen bir zehir gibi geniş blr yen» formülü ile devrim dUzeni Bakanlığı yapan Doktor Nihat zaman parçası içinde goze alın ni oy avcılarına peşkeş çekerken, Reşat Belger'den dinlemiştim: dı. 27 Mayıs sabahı Saa Francis açıkça söylememekle beraber, Bayann başkanlığında toplanan co markalı demokrasi yurdu şüphesiz lâiklik ilkesinin de ku hükümet Arapça ezan yasağımuzda tflâs ettiği zaman, o de sa benzetilebileceğini imâ ediyor nın kaldınlmasını konuşmaktamokrasinin lnırucu ve yönetici du. dır. Bu, Demokrat Parti iktidanlerinden çogu durumu hâlft kavnın ilk icraatından biri olacaktır rıyamıyacaklar, ıfl&sın nedenleri ve genç, yaşlı bütün kabine üyeüzerine eğilmek luzumunu duyalerl Menderes'i desteklemektedirmıyacaklardı. ler. Yalnız Bayar, dalgm ve dâşünceli, bir aralık: Başbakan Adnan Menderes BiiO nutku dinlediğim zaman bu yük Millet Meclisinde okuduğu Arkadaşlar, kararınızla Ataprogram nutkundan bir kaç gün Başbakanın görevi uzun surmez türk'ün ruhu muazzep olmaz mı? diye düşundüm. Hükümet başınsonra yine aynı kursüde devrimSorusunu ortaya atarak yüregilerden soz ederken bunlan «mll da henüz yeni idi Menderes. De ni burkan tereddüdü açığa vuruletçe benlmsenmiş olanlar ve be mokrat Partı teşkilâtına tam an yor. Bakanlann duygulannı yannlmsenmiyenler» diye ikiye ayır lamı ile hâkim olduğu söylene sıttığma güvenen Nıhat Reşat omış, devrimlerin bölünmezlığinl mezdi. Unu yayümış, yurt düze turdugu yerden soze karışıyor: savunan vatandaşlar hakkında yıne kok salmış denemezdi. Büyuk zaferımiz üzerine A KVa '»"^anda hizava gelmez tatürk'ün ruhu o kadarcık kusu«inkılâp softalan» deyimini kullanmıştı. OpportUnist hali ile ilk ru bize bağışlar efendim! defa görüyordum Menderesi karVe derhal yatısan Bayar top : şımda. Nasıl olurdu? On beş yıl lantıya hâkim olan neşeli hava : aralıksız süre ıle CH.P. kadrosu ya katılıyor. ; içinde mılletvekili ve parti müHıkâyeyi anlattığı zaman Nı \ fettişi olarak gorev almış, vatanhat Reşat, Sağlık Bakanlığını : daş karşısma yıllarca o partinin çoktan bırakmış, Demokrat Par • üyesi olarak çıkmış ciddl bir tının yurdumuza demokrasıyı ; devlet adamı boyle konuşabilir yerleştireceğine dair besledıği | ml ldi? Her pohtikacı çatışma haumudu da bır haylı zamandır : yıtirmışti. line gelebılirdi partısi ıle. Gerekirse partisinden aynlabilir, başka bir partıye de geçebilirdi Ataturk'le başlıyan çağdaş uy. Program ve sosyal ybn değişıkgarlık duzeyıne ulaşma çabalalıklerı yeterdı bu gıbi halleri anrımızı yenı ıktidann mutLaka lamamıza. Fakat değil yalnız baltahyacağına ınanan ve bunu C.HP. nın tum sosyal yapımızın bana ilk soylıyen, Nurullah Atemeli bıldiğimiz devrim Ukeletaç oldu. Şu meşhur «inkılâp rınden bir kısmını(hangıleri olsoftalan» nutku uzerinden bır duğunu hiç bır zaman soylemeıkı gun geçmış, geçmemıştı. An. di) milletçe benimsenmiş kabul kara Palasın gırış kapısı onunedip ust taraiına boş vermek, ode Ataç'a rastladım. Benı go • lur şey mi idi bu? runca, yumruğunu salhyarak elını Buyük Mıllt Meclısine doğru uzattı. Bırüerıne meydan Çağımıza göre diline biraz fazokuyormus gibi: Adnan Menderes la Osmanlıca bir çeşni vermesine, Evet, inkılâp softasıyım! se Bayar onu değiştirir! arasıra fıkirlerini yeter derecede Diyordum kendi kendime. Se Diye mırıldanmaya başladı. açık behrtememesine ragmen muDeyımi habıre tekrarlıyor, her halefet yıllannda Adnan Mende çim kampanyası sırasında, dev seferınde bıraz daha coşuyordu. res oldukça makul konuşan bir let radyosundan son konuşmayı Bır ara softalığı hafıf bulmuş o. adamdı. Normal bir hukuk dev yapan Demokrat Parti sözcüsü lacak «hayır, inkılâp yobazı letınin gerektirdiği davranışlar vatandaşlara: Öyle guçlü adaylarımız var yım» dıy tutturdu. Bununla da Parlâmentoya ve idareye hâkim ki, gerekırse arka arkaya on hü yetınmedı, yumruğunu goğsune olsun istiyor, o uğurda çaba harvurarak, gozbebekierı yuvalacıyordu. Ama hukuk devleti de kümet kurabılinz! nndan oynamış, feryat halıne Dememiş mi idi? digimız varhğın temelinl de «çoAldanıyordum. DP., her dört yukselmesını zor onledığı bir ğunluk ne isterse o olur» felsefesesle evrene meydan okurcası. si üzerine kuramazdık. Tam ter yılda on hükümet kurmak şöyle na kendı kendıne övundu: sine, çoğunluğun hiç bir zaman dursun, on yıl süre ile sadece bir Yobazım, yobaz, yobar! dokunamıyacağı bir takım hakla adamm peşine takılacak, ordu işe O sıralar Ataç'ın davranışını ra dayanmalı idi hukuk devleti. kanşıncaya kadar yıldan yıla arBunlarm basında vicdan özgür tan bir aşkla ona sarılacak, bağ çok mubalâğalı buluyor, onu lüğıl geliyordu. Belli dmsel bir lanacaktı. Aşın tanınmış CH.P. boyle cezbe halmde gordukçe inanca bağlanan, bundan ötürü milletvekilleri, partilerini bırakıp kımı zaman gülesım gelıjor, kımı zaman da «acaba ustad aklıde belll yasalara uymayı fidet e Meclis kürsüsünden: dinen çogunluk, azınlığı o inan Gözlerinde Atatürk'ün şule nı mı oynatacak'» diye üzulu. yordum. ca ve o yasalara zorlıyamazdı. Or lenni gbrüyorum! Bu «yobazhk» gosterısınden taçağın bireylerl baskı altına aDiye ona hulus çakacaklar, kllıp donduran karanhğını Batı mi çıkarcılar özel toplantılarda bırkaç gün sonra, Ataç'ı Çankayadakı daıresınde görmeğe toplumlan, vicdan özgürlüğü uğ daha da ileri giderek: gıttım. Inönu orada ıken Cumruna açtıklan yüz yıllarca süren Atatürk ne yapmış ki. Sen hurbaşkanlığı Tercüme Bürosu kanlı savaşlar sonunda yırtabil ondan çok daha büyüksün! atanmıştı. Yabancı mışlerdi. Vicdanlar bir kez ay Feryatlariyle adamcağızı ne ol Şeflığıne başkanlarından gelen dınlığa kavuşmadıkça sosyal ve dum delısine çevireceklerdi ve devlet mesajları, dıhmıze çevırmek. ekonomik haklan demokratık yol Menderes bir gün: ten ibaret, zahmetsiz ve rahat lardan mület nasıl anyabilirdi? bir gorevı vardı. Celâl Bayar, Atatürkün yurdumuza getirdiği Cumhurbaşkanlığı Genel Sek lâiklik ılkesi, işte böylesıne ö Odunu aday göstersem me reterhgıne akrabalarından Nunemli, bize çağdaş uygarlıgm karullah Tolon'u getırmıs, perso . pılannı açacak, onu kaybedersek busluğa seçtirebılirim! ışığa kavuşamıyacağımız bir a Dıyecek kadar kendini kaybe nel arasında bır değışiklığe lunahtardı. Ve on beş yıl boyunca decektı. Bayara gelince, o Baş zum gormemışti. Sınır ıçındeyAtatürk'ün partisinde kuzu gibi bakanı değiştirmeyı bır an olsun dı Ataç. tlk sozu: akhndan geçırmiyecekti. Şu anMrkası var) 97 Jandarma dayağı geri mi geldi ? SOLDAN 8AĞA: 1 Blr muslkl âleti. 2 «Btrdenblre bulmaya çalışnıa çabasına girlşlş hareltetl» karşılıgı llcl söz 3 Blrtue tesadüf etmek. 4 Dag baışnda veya dep.lz kıyısmdakl kocaman taşlar (çogul). S En fazla h»nit zamanl kullanılan zlraat arscı, Esklsehlr bölgesinde çıkan değprli taşlaıdan. 6 Ek mek dedlğlmlz başlıca nlmet (Divan edcblyatında). yükçü esnnlmdan 7 Dahill kısım, «oranın pazarı geçince eşefln Klgdeye sürülmesl gerektlgl> bir atalar sözUnden snlaşılır, Fransız başker.tlnln lkl başı. 8 Kuzey Ana. dodolu bolgemlzde blr yücelik, her »1leye altında oturznak lçlıı böyle blr şey lâzımdır. £ «özür dlleme bellr> sl> korçılıgı lki söz TIKARIDAN AŞAÖIYA: 1 Telsiz telgrafı keşfedenierden birl. 2 «Esae ve temel âlet karşı lıgı lkl sds. 3 Unutma hall (eskl terlm), blr takl. 4 tç uzuvlanmızdan blrl, grl renkte. S Erkek blr şarkı okuyucumuzun soy adı, Karadenlzde en dogudakl llmsnımız 9 Tl bet papa&lan (ço gul). 7 Tersl 123456789 lkl yiizlü klşlle1çW re Terllen adlardendır, blr çeklznln kısaltılış ha 11. 8 Çevrillnce gllah mahfazalarından clur. Güney Ameriîca memleketlerlnden • '* n « " • « • blrtnln başkentl. ' •>•'•<•• • • • • 9 Kaybımn üzertnden henüz çok zaman geçmemlş olan blr yazanmız. Bu Boşbakanın görevi uzun surmez "Inkilâp softalan „ 1 Çağımıza göre Lözumlu Telefonlar İTFAİÎE: Beyoğlu: 44 40 44 tstanbul: 2142 22 Kadıkby: 36 08 72 Üskudar: 36 09 45 Bakırkoy: 7164 66 Adalar' 51 60 81 Istınye 63 60 20 TELEFON : Santral • 22 42 10 POLİS İMDAT : Ltanbul : 27 45 00 Beyoğlu: 27 45 01 Anadolu Yakası: 27 45 02 SIHHt İMDAT : Beyoğlu : 44 49 98 Fatıh • 21 15 95 Üskudar 36 05 38 UÇAK : T.H V (Termınal) 44 02 96 Hava Alanı: 73 82 40 TREN (Demırjollan) : Haydarpaşa 36 04 75 Sırkecı • 22 30 79 HAVAGAZI: tstanbul 22 40 81' (Gunduz) 2144 26 (Gece) Kadıkoy 36 46 20 BELEDİTE: Zabıta 22 42 79 tşlerı 22 08 35 1 Ektm 1964 tarıhınden itibaren ilân tarıfemız Lira Baslık (Maktu) 150 2345 cl sahıfeler (santımı) 40 67 ci sahıfeler < » ) 35 Nişan Nıkâh, Evlenme. Doğum (maktu) 75 Ölüm, Mevlıt, Teşekkur ve kayıp arama (5 santime .cadar mantu) 90 Kayıp (kehmesı) 1 Filyos Ortaoknln Ed. öfretmeni Ismet Sümer yazıyor: 45.1964 günü geceyansı yatak Yol yapmadılar, odamızda fcarıkoca bir tıkırtı IIIIIIMIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIII duyarak nyandık. Manzara, tüySu vermediler, ler ürpertici idi. Hırsızlar, fötüllllllllllllllllllllllllll rebilecekleri her şeyi cüretle (!) toplnyorlardı. Feryadınuzla Elektrik bağlamadılar amma dışarı fırladılar. Üstlerine ş;it. lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllltlllllll mek imkânsızdı. Onlar u / .lasadursan, ben düdükle, buâhare ayanan komsnm As. Sb. Kemal Bey de havava iki el ates ederek imdat istedik. Otuz beş dakika sonra gelen bir bekçi ile de jandarma karakol komutanı As. Sb. Çvş. Davnt Cengizin ya. nına gittik. Içki masasından hrnüz kalkmıştı. Sallanıjordn. Durumu anlattığımda (keşke an • latmasavdın), bana hırsızın adı. nı; soyadını sordu. Bilmiyonım dedim. öyleyse, yalan söylüyorsun; senin evin soyulmadı. Sen sarhoşsun ('.) ne dedijfini bilmiyorsun» dedi. Hem niçin nyumuşum? Ve kendisini bu saatte nasıl rahatsız ediyormn. şum? Ba zırvaları; sineye çektim. Fakat; As.Sb. kendisinin koskoea karakol korautanı; benimse, sadece bir üğretmen olduğnmn söyleyip karşı. sında esas durusa seçmemi istedi. Emir defil; vuife beklediğimi söylcyince de buraja yazamıyacağım; en âdi küfürlerle; sille • tokat üzerime yürüdü. Jandarma erleri beAhmet Erdoğan Bakırkoy Bahçelievlerden yazıyor ni sarsarak esas duruşa geç derPazartesi giinii semtimizde dört katlı modern bir ilkokul ken; As.Sb. da rastgele vuruyorhizmete girdi. Tören yapıldı, Kaymakam Bey geldi. Miifetdu. Göçsünden iterek knrtol. maya çalıştığimda birdenbire tişler, Millî Eğitimdler seref verdiler. Amma Vali Bey teşrif etmedi. Sebebi basit! Bu modern ilkokulun elektriği yokkoskoea komutanın namlusuna •r. Suyu yoktnr. Yolu yoktur. Bundan üç ay nnce miitehedef olnverdim. Etrafımdaki mahalleliler; başefendi varma. BZİ semtimizden bir heyet Vali Beye. millî eğitime baş Gediklim yazıktır, deyip tuttu•nrarak bu gerçekleri izah etmiş. elektriksiz, yolsuz, susuz, lar da sağ kaldım. BiUhare dokaloriferi işlemiyecek) bu okulun derdini anlatmış Vali rumu nahiüe müdürüne an!Vy de «Hemen yapılacak» diye soz vermisti. lattım. Kendilerinin yanında Okula Su 1 kilonıetre. Yol 1 kilometre ve Elektrik 200 da hakaret ve tehdide marnz ııetre mesafededir. Okulun arsası Fikret Yüzatlı tarafınkaldım. <^an hibe edilmijtir.. Bu Vilâyet bu Belediye, bu maarif hep Aradan üç gün geçti. Komşuişin gösterişinde, nutkunda kurdelesinde midir? Vüzleree ların, çift geçmiş olsun demesin. çocuğumuz kışın bu çamur deryası yollardan, nasü gidip den başka hâdiseyle kimse ilgilenmedi. Olayı vilâyet makamıgelecek, karanhk günlerde nasü ders yapacak, soğuk giinna duyurdum. tste o zaman salerde nasıl oturacaktır Bu zihniyeti bırakalım. Belediye vın Çavcuma (kazamız) kayma. olarak, Vilâyet olarak, Elektrik İdaresi ve Maarif olarak (hep kamı harekete geçerek; kendi göze çarpan, gösterişe giden) yerlere değil Bahçelievlerin ifadeleriyle benden şikârette bu, modern fakat (terk edilmiş) ilkokulnna da bakalun. makam atlamanın hesabını sor • Burası da İstanbul, burası da Türkiye değil mi? maya kalktılar. E\i soyulan benim. Kırk kisi hazurund.ı, sövülen dövulen, bata uğnyan yine benim. NOT: tcişleri Bakanının, bu tabanca çekilen benim. Lâkin Hey l l u Tanrıro| Ey şikâyetle bizzat ilgilenip bir kavmakamlık meharetiyle evin insaıî kardeşlerim!.. Siz söy açıklama yapacağı tnuhakkak de kaçak silâh aranan ve taki. le>in, nerede • neler olujor? tır. Yazık, yazık çok yazık Dznn yıllar sonra bn kez, Zafer bayramını Havzada kutladım. Ancak anutamadığım bir ruhsuzluk örneği beni hâlâ etkilemekte. Şöyle k i : Tekin Parkta bir Atatürk büstü \ardır Havzada. Her mıllı bayramda bu büst önünde tören yapılır, okullar ve difer miiesseseler çelenkler koyarlardı mev»im çiçeklerinden. Körpe nesillerin çiçek çiçek kendisine tutkunljğunu dile getirmek ıçın. Bu kez de bir yığın çelenk vardı büstün önünde. Ama ne çelenkler. tkı tabtaya bir çivı çakan ber teşekkül başka bıçbir seye hacet kalmaksızın ne bir yaprak, ne bir tek çiçek (örneğin Ortaokul TCDD, Sekerbank, A.P. Ziraat Bankası) ve sıkılmadan bn tahta üstüne adlarını da yazarak almıs koymuş Atatürkün onüne. Atatürkün bu ruhsuz tahta parçalarına ıhtiyacı olmadığı bir gerçek. Fakat o nasıl bir idari anlayıstır ki: Bu yurdun en büyüğünü bu milletin ona en çok Ihtiyacı olan günlerde üç hafta sinesinde saklıyan Havzada, kendisini en atesli bir Atatürkçü tanıtan bir kaymakam, bu küstahlığa el koynrayor. O gün CHP ile garnizon ko • mntanlıgının mütevazı, (akat yeşil yeşil, hayat hayat çıçeklerini "görmeseydlm utancımdan kahrolacaktıra AtatOrkün önünde. O sekilsiz tahta parçaları kalkıncıya kadar parka gidemedim. Bir Şekerbank, bır Ziraat Bankası müdürünün bu kadar vurdum duymaz, bır ortaokul müdürünün bu kadar sorumsuz, bir A P u bir TCDD baskanının bu kadar anlayışsıı olacağı ve bir gazetede Atatürkü anlatan bir kaymakamı bır millptın Zafer ba>ramında Atatürkün ölüne getirilen bu ruhs^ıı tahta parçalarına ses çıkarmaz gör mek gerçek Atatürkçüler için gerçek bir iç acısı. Böylesıne düsüncesız \e millî duygudan yoksun bir >önetmen kadrosunun aynı anda Havzada bulunusj ıse bu çilekeş sehir için eerçek bir yüz karası. Yazık.. vazık.. Bahçel.evierde bir okul törenfe (!) açıldı K O R K U i j w : ••. ctann r n i Frances ve Rıchard SflflTLERI Lockridge Rahat konuşabileceğimiz bir yere gidelim Odunu aday göstersem PARİSİN KIRALI 60 Georges Ohnet'ln rumanmdao Lktıbas edllmlstlr Lucienne Marechal ve Marki de Predal «^ Zannederim siz benimle boy ölçüşemiyegonde karşılıklı oturmuşlardı; bir yandan ceksiniz, dedi. Yüz elli Luis paranızı aldun. teklifsizce konuşuyorlar, bir yandan da kâ Size bir rövanş hakkı criyorum. Bilârdo ğıt oynuyorlardı. IVIadam de Diernstein hay oynar mısınız?» Predalgonde gülmeye başlaretler icindeydi. Predalgonda bu hiç alışma dı. « Bana kaç puan vereceksiniz?» « Bir dığı iltifattan faydalanarak aysal davranıyor tek bile venniyeceğün. Bu akşam kesenizve sadedil gözükiiyordu. Lucienne bol bolden, hastanede bir karyola açacak kadar panükte yapıyor, hem oyundan, hem sohbetten ra çekmek iddiasındayım». « Bari beni ifmemnun görünüyordu. Bir saat oyun masası lâsa götürdükten sonra o yatağı bana tahsis eder misiniz?» Bilârdo salonuna geçtiler. Mabaşında kaldılar. Sonunda matmazel Marechal kalktı ve: dam de Diernstein ve bir kaç meraklı divetli de peşlerinden gelmişlerdi. yordu. Madam de Sauvelys, endişeli endişeli, Lucienne'in çevirmekte olduğu bu oyunu izliyordu. Onun için için verdiği karan biliyordu. Genç kızın, o zamana kadar tam bir hoşgörürlükle muamele ettiği Predalgonde'a karşı takındığı bu yeni tavır, besbelli Jean Hienart'a verdiği söziin bir neticesiydi. Cüretkâr kız, nefsinden emin, mücadeleye kanşıyor ve korkunç diişmana doğrudan doğruya meydan okuyordu. (Arkası var) 4O 25 Eylül 1925 tarihli Cumhuriyet'ten Gazi hazretleri hanımların şapka giymelerini istediler Şark tstiklâl mahkemesinin kararlan «Eşarp Loren'ın.» diye cevap verdi. ve Loren'le benim suçsuz oldugumu Sayres» dedi «Bu Robert Campbelll Sonra ateş püsküren gözlerle Steın'a za sizi mutlaka inandıracağım. Zira siz hiç görmediniz, değil mı? Mıss baktı: «Ama hiç bir şey ifade etmez Loren'ın şu anda hayatı tehlikede. Hartley'in dedıği otelde de böyle Boşuna öfkelerle harcayacak vakti birisi yok. Gerçi Miss Hartley bu bu! Bana sorarsanız Loren eve gıt kuzeni amcasınm da görmüş oldutiği zaman o şışman adamm ölüsü miz yok «Mr. Stein, şu bardaktaki viskinin ğunu söylüyor Ama amcası öldürül nü buldu ve paniğe uğrayıp kaçtı.» «Evet ama şışman adam durup du içinde klor hidrat bulunduğunu siz müş olduğuna gore ..» rurken Mıss Hartley'in evıne neden soylediniz, değil mi? Bildiğime göre «Mr. Stein » gelsin? Her halde onunla randevusu bu ilâç, bilhassa alkolle kanşınca çok «Mr. Alexander Hartley'in vasiyet vardı. Şantaj yapmağa kalkıştı ve çabuk tesır eder ve içen ınsanı he namesinin aslı ortada yok demişmen uyutur, değil mi?» Miss Hartley onu oldurdu.» tim, deği! mi? Bu vesikayı bulamaz «Kendi salonunun orta yerinde <1 Stein, «Birkaç sanıye içinde» dıje sak Mr. Hartley vasiyetsiz ölmüş sa 5 durdü, oyle mi? Sonra da bırakıp cevap verdi. yılacak ve sen'etinin çoğu Misf Bernard Simmons pencere başm kaçtı' Olur mu böyle sacmalık''» Hartley'e kalacak.» da oturmaktaydı. John Stein'la PePeter, «Bır noktayı unutuyorsuter Sayres'e de oturmaları için işaBernard Simmons, «Lâfı nereye nuz, Mr. Steın.» dedi. «Vasiyetnam» ret etü. Sonra John Stein Peter'e Detektif Stein, «Neden olmasın?» getirmek ıstedığınızı zannedersem nin asluıda bu Robert Campbell'l* dondu ve damdan duşercesine, kız kardeşinin hiç ismi geçmıyor. «Soyleyin bakalun» dedi, müvek diye omuz silkti. «Belki de Mıss biliyorum, Mr. Sayres,» dedi. «Miss Halbukı Mr Hartley vasiyetsiz ölür Hartley peşine adam koyduğumuzun Hartley'in cuma günü oğle üzeri ıçkilmız nerde?» farkında değildi. New York'a geldiğı tığı Kanlı Mary kokteyhnin de ilâç se Campbell kardeşlere de mıras dö •Bilmıyorum, Mr. Stein.» ni meç Cınayet masası şefı Bernard Sim hul gızlı tutacaktı. Miss Hartley kur lı olduğunu tahmin edıyorsunuz! de şecek. Zıra Alexander Hartley'in afc kaatillerin bir komplosuna lasmın torunlan oluyorlar.» mons araya karıştı: «Pekâlâ, Mr. ban olduğunu iddia etmıyor mu? Si ğil mi?» Sayres, bildiğinızi soyleyin öyley zın de iyice gözünüzü boyayıp buna| «Sizin de akluııza yakın gelmiyor Tam o sırada John Steın'm mass se.» smın üzerındeki telefon çaldı. Steinandırmış. Her halde niyeti bu cına mu bu, Mr. Simmons?» •Ben sadece tongaya düşürülduğü yetin de komploya dahil olduğunu Bernard Simmons o kıpkızıl kaşla in. mü bı'ıyorum. Sadece ben değil, he sdylemek. Oscar Lathrop'u o meçhul rını kaidırarak, «Geliyor gelmesıne» • Bağlayın, bakalun» dedi. Karşı pımiz tongaya dustuk. Bu ınsan'sı kaatillerin öldürüp onun evine taşı diye itırafta bulundu. «Ben Mıss taraftan soylenenleri bir süre dinkedı fareyle o>iıar gibi oynuyor dıklannı, ya da oraya getirtip orada Hartley'in suçlu olduğuna henuz ledi Sonra Peter Sayres'e dondü: lar bizimle.» kani değilim. Zihnimi kurcalıyan «Simdi ne teorisı yürüteceksmiz öldürdüklerini iddia edecek.» Steın, «Lutfen teorileri bir tarabirçok pürüzler var. Meselâ Mıss fa bırakın da olayları anlatın, Mr. Peter, «Bana da inarunıyor musu Hartley'in kuzeni olan şu Robert bilmem. Mr. Sayres! Zıra Loren Hartley'in beyaz M. G. si New York nuz?» diye ellerini açtı. «Beni de tu Sayres» diye söylendi. Campbeil! Sdylediği fırmanın New Genç a\Tikat içmden kabaran öf zağa duşürüp New York'a çağırdılar, York şubesine tâyin edildıği doğru dışındaki asfaltta eörülmuş Arabakeye zorla gem vurarak o gün öğle diyorum size! Bunu da mı uyduruyo değilmiş. Adam hâlâ Los Angeles' yı tek başına bir genç kadın sürüden sonra olup bitenleri anlatmaya rum yoksa? Hartley köşkündeki u de calışıyormuş ve şu sırada tâtıl yormuş, hem de delice bir hızla. Sizin küçük 1 hanım besbelli kaçıyor, başladı. Stein'la Simmons dikkatle şak, biz yokken bu meçhul insanlaria deymiş.» Mr. Sayres » dinliyorlardı. Bilhassa Sünmons'un telefonda konuşmuş. O da mı yalan söylüyor?» John Stein, «Robert Campbell me çok ilgılendiği belliydi. Sonunda, de Miss «Şu telefon numarası,» dedi. «Ha Stein, «öğle yemeği için gittiğiniz selesini mâlum? Hartley'in uydurma dığı ne Bır ni sonradan postahanedeki bır tele lokantadan, sesmizi değiştirerek köşsediyor ama bunun komplodan bah 1 kendi kurduğu i fon kulübesı olduğunu söylemijler. ke telefon etmış olabilirsiniz » dedi. bir komplo olmadığuıı nerden bili Loren Haıtley yaptığına pişmandı. Peter Sayres ofkeden sesi tıtriye yoruz?» diye sordu. Bu numara sızde var mı?» Düsunmeden hareket etmışti. Halrek, «Yâni Miss Hartley'i cinayetle, «Var.» buki bu onun karaktenne ve aldığı «Güzel. Sonradan tahkıkat yapa beni de onun suç ortağı olmakla suç Peter Sayres kısaca, <Ben Loren'i aykırı bır şeydı. rız. Siz şimdi bize şu eşarp meselesi luyorsunuz öyle mi?» diye sordu. ifARIN: Genç kız gözlerinin kaSonra kendini topladı: «Hayır, öfcevap verdi. ni anlatuı, bakalun!» Peter hafif bir iç çekmesiyle, kelenmiyeceğira! Öfkemi yeneceğım Stein, «Ama polise yetmez, Mr. rardığmı hissetti... 34 «Sadece lıeıı ıli'oil. lıi'iıiıııi/. toııgaya ılii$liik» Biidığıni söyle Gözünüzü bağtamış Kimin komp'osu? Detektıf Stein, «mümkündür,. diye cevap verdı. Aşağıki sokaktan bir polis arabasının canavar düdüğü duyuldu. Sonra merdivende, yukarı çıkan ayak seslerı. Steın, «Sızce bır mah; rahat, rahat konuşabileceğimiz bir yere gıdelım, Mr. Sayres» dedi. Koyulaşcn karanlık RÂOYO • RADYO 20.30 Meteoroloil sohbetl 20.40 Şarkılar 21.00 Edeblyatımızdan 7.30 Açılış Kısa haberler yankılar 21.15 Haiil müzüt 7.35 Kur'anı Kerlm Saa eserleri 21.25 Spor roportajı 21.40 Şarfcı8 00 Haberler 8 15 Toprak ve Orün lar 22 00 Reklâmlar geçldl 8 35 Saloa orkestralan 9.00 23.30 Küçuk müzlk albümö 22.45 tstanbulun sesi 9 20 Küçük fconHaberler 22 55 Ara melodllerl ser 10.00 Kısa haberler Kapa 23.00 Radyo oda orkestrası 23.30 nış. ÇeşltU müzlk 24.00 Kısa haber12 00 Açılış Kısa haberler 8a ler K»panış. lon orkestralanndan 12.30 ŞarkıtSTANBUL İL RADYOSU lar 12.30 Haftf mflzlk 13.00 17.58 Açılış 18.00 Dans müzlğl Haberler 1315 Plâk dolabmdan 18^0 Caz albümleri 19 00 Sa 13 20 Şarkılar 13.50 ÇeşltU lon orkestraları Ue otuz daklka müzılc 1415 Saz eserleri 14.30 19.30 Yaylı sazlar serenadı 20.00 Konser saatJ 15.00 Kısa hnberPlâklar srasıcda 20 30 Haflf ler . Kapanış. müzlk 21 00 Gece feonsert 22 30 17 00 Açılış Kısa haberler 17.05 ÇeşltU müzlk 24 00 FUpanış. Ekllth Lâleşenden plyano İle hafll İSTANBLL POLİS RAOTOSU melodller 17.15 rürküler n.30 (Kısa daiga 47 43 m ) Kadınlar faslı 17.57 Kısa Uânlar 10.58 Açılış 11 00 Bülent Oral 18 00 Evvel zaman İçinde 18 15 dan şarkılar 11.20 Doktorumuz Mlke Yazıcı toplulugu 18 30 Şardlyor kl 1155 tspanyol melodllerl kılar 18.50 Kıaa Uftnlar »e hafll 11.40 Tttrtruler (M. A*. T. Tezean) müzllt 19 00 Beklâmlar geçldl 12.00 Kapanif 20.00 Haberler • GUnlük olayLar 15.58 Açılı 18.00 BanatHârlar Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri dün Bursada irad ettıkleri önemli bir nutukta hanımların da şapka giymeleri lüzumuna işaret etmişler ve bu konu üzerinde ehemmiyetle durmuslardır Savcı, Bozok Mebusu Avni (Doğan) Beyin verdiği bilgiy göre, Şark İstiklâl Mahkemesi bugüne kadar 120 kişiyi idama, bir kişiyi muebbet küreğe, 169 kişiyi muvakkat küreğe, 116 kişiyi de çeşitli cezaiara mahkum etmiştir. I ST A M B I l Hüdaî Paşa'nın beyanatı Mısır Sefiri Hudai Paşa dun kendisiyle gorüşen bir arkadaşunıza şunları süylemiştir: « Türkiye ile Mısır hükümeti arasında gırişilen müzakereler iki memleket arasındaki münasebetleri mümkün olduğu kadar teshil etmek gâyesine dayanmaktadır. Prens Seyfeddin meselesine gelince, onun Mısırda muazzam bir serveti vardır. Esasen şımdiye kadar Prensin serveti asla şüphe ve münakaşa konusu olmamıştır. Yalnız Prens Seyfeddin melekâtı akliyesine (aklî muvazenesine) tamamen sahip olmadığından, Mısır hükümeti kanun gereğince servetini 20 sene evvel haciz altına almıştır. Prens, Hüdai Paşa Avni Doğan mer'i mevzuata eore hâlen Mısır tâbiyetinde bulunmaktadır. Dünyanın nazarları «Musul meselesi» üzerinde Cemiyeti Akvamm İngiliz teklifini kabul edip etmeyeceği üzerinde toplanmıgtır. Musul meselesi geçldl 16.20 ÇeşlUl tnu^ii 16 40 18 00 ReKlftm prugramlan 18 35 TürSüler (G Sevlm N. Ses) KüçUk tlSnlat 18 40 Şartılar 17 00 Kapanış. 19 00 Vurtıan sesler 19 25 Stlâhlı Kuvvetleı saat) 19 40 SarKiıar 20 00 Haberler 20 25 Hava durumu 6.27 Açılış 6.30 Kısa haberler 20 30 Şarfeılar 20 50 OvRudan 6.32 Günaydm saym dlnleylcller önce 20 55 Küçüfe Uânlar 7.02 Kur'anı Kertm ve Türkçe açık 2100 Kısa haberler 2102 Kıbns laması 7.15 Saz eserleri 7.30 Içlnl 2110 Gece Konseri 22 00 Sabah müzlğl 7 45 Bu sabahı n Şarfeılar 22 20 Seviien oneİLKlıler sollatt 8 00 Haberler 8 10 Hava arasından seçtlfcierimlz 22 45 Hadurumu 8.15 Slzln tçlo çalıyoruz berler 22 55 Hara durumu 8.30 Oyun havalan ve şarkılar 23 00 Haltanın bestecısı 23 40 9 00 Kapanış. Gece yarısm.4 doğru İ3 58 Günün 11.57 Açılış 12.00 Kısa uaberönemli fıaberleri 24 00 Kapanış. ler 12 02 Ögle tatuı ıçın 12 25 4NK4KA İL KAIIVIISL Küçük Uânlar 12 30 tkl sollst 16 51! Açılış 17 00 Dean Martln söylüyor 13 00 Haberleı 1310 soylüyur 17 15 Dans mll7i*! Hava durumu 13 15 Öğle Konseri 18 00 SeniunıK Ronseı l« 40 Ce 1 3 40 Şarkılar 14 00 Ögleden şıtlı nafll mü71B 19 O Ptyanlst U sonra dan» 14.30 Türlcüler Emlllo Riboll çalıyor IV .iu FYan114.45 Şarkılar 15 00 Kapanış. Eizca meludller 19 45 Radyu ıle 16 57 Açüıs 17.00 Kısa haberleı Pransızca 20 00 Haflı c&? şarKıı <n 17 02 Yavuz Özışıls »e arkadaş 20 30 Dllelt pman 21 30 tkl lan 17.15 Koradl kuanetl feonçerto 22 20 Bstti »e yenı me17.30 Incesazdan Hlcazkir laslı lodller 23 00 Kapanış. \ MK \ RA U I M H I U t l l M M I • •• • »M t*>tl* «B • « * • • • • • • • • • • • • • •• • « • • « * • • • • • •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle