Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tKÎ Dergilerin ödevi! Bu köşede zaman zaman dergilerden ve kitaplardan söz açarız. Bugün 27 Mayıs sonrası Türk fikir ve politika hayatında en önemll yeri alan Yön dergisinden bahsetmek istiyoruz. Çünkü Yön on bes aylık bir susuştan sonra tekrar çıkmaktadır. Sıkı Yönetim Uân edilir edilmez kapatüan dergi, ancak Sıkı Yönetim kaldınlınca yayın hazırlıklarına başlamış ve bugün kaldığı yerden yayın hayatına devam etmek için 75 inci sayısını çıkarmıştır. Devirlere damgalarını basan yayın orgaolan vardır. Yön, 27 Mayıs sonrası Türk otplumu içinde böyük yankı bulan bir fikir hareketinin en cesur ve bilinçli temsilcisi olmuştur. Türk aydınlan, ihtüâlden sonra, memleket gerçeklerini tanıtnak, değerlendinnek, ve bu çabanın getirdiği sonuçlarda yön tesbit etmek gayretinde birlesmişlerdir. Anlaşılmıştır ki sadece; Atatürkçüyüz, Batıcıyız .. demek meseleleri çözümlemek için yetmiyor. Meselelerimizi bilmek, dâvalarımızı anlamak ve Atatürkten sonra tutulan yolun Atatürkçülükle ne derecede çelişmeye düstüğunü madde madde açıklamak çabasında başanya ulaşmak... İşte mesele burada!.. Ve bu memleketin okumuşlarına yüklenen ödev burada.. Yön'ün, bir yıl ve üç ay sonra çıkan bu 75 inci sayısıyla, Türk aydınına ışık tutan açıklamalara derhal girdiğini görmek zor değildir. Doğan Avcıoğlu imzasiyle yayınlanan bir yazıdan aldığumz şu bir kaç satır, bu açıklamaların niteliğini göstermek bakunından örnek olabilir: cTanzımattan beri suregelen yabancı sermaye ıle kalkınma efsanesı resmi rakamlarm ışığı altında çökmektedır : 195263 devresinde Türkiye'ye gelen yabancı sermaye, nakit 39 milyon, aynl sermaye 200 milyon olmak üzere, 239 miîyon liradır. Aynı tarihler içinde, toplam yabancı sermaye transferlerı ıse 124 müyondur. Döviz olarak gelen 39 milyon lira, döviz olarak giden 124 milyon liradır! Yabancı şirketlerın sağladığı kârlar ise korkunçtur : 30 milyon lira sermayelı (.. ) fırmasmın 195262 devresinde, resmi kâr toplamı 141 milyon liradır! 2.8 milyon lirah (...) fabrikasının 195162 kân 26 milyon Iıradır. (.. ) Öte yandan, yardımların Turk parası karşılığının kullanılması, Amerikan Hukumetının musaadesıne tâbı kılınmıştır. Mekanizma kısaca şudur : Dıyehm ki, Amerikan Hükümeti Türkiye'ye 100 milyon lirahk buğday vermiştir. Bu buğdaylarm satışı ile Merkez Bankasında 100 milyon lıra birikmektedir. Türk Hükümeti bu parayı, ancak Amerikan Hükümetinin müsaadesiyle harcıyabilir. (...) Düşununüz ki, bir yabancı devletin elinde milyarlarca lira Türk lirası vardır ve bunun nasıl kullanılacağı hakkında Türk Hukumetinin en ufak bir bilgisi yoktur!» • Türk fikir hayatında, aydın, ilk defadır ki memleket içinde halktan nzakta dönen birtakım islerin mnrakabesini ele almak, ve memleket yönetiminde suregelen başıboşluk ve gizliliğe paydos demek durumuna girmiştir. Bn geniş akım Türk basınında ilerici ve büyük günlüklerin zor sartlarla yürütmege çalıştıkları bir ödevdir. Ama bütün dünya tarifainde aydınlann fikirlerin) dokumak, örmek, birleştirmek ödevi, fikir dergilerinin omnzlanna yüklenir. Bngün Türk aydını siyasi dedikodnlardan bıkmıs dnrnmdadır. Siyasi partilerin yüzeyindeki çalkantılar ve külâb kapma bikâyeleri ötesinde Türkiye'nin dâvalannı kapsayan kalemlerin yazılannı okumak ihtiyacındadır. Bn istikamette yayın yapan her derginin yaratacağı etkiler, Atatürk Türklyesi için bir kazançtır. Politika fiskoslarını bir yana iteleyip memleket realitesini ön plâna çıkarabili>or muyuz? Basın meslefine « zaman hlzmet ediyornz demektir. Sehir COTirURİYET 23 Eylul 1964 IIILîlllllJUIüllllllilLUlllll ilkokullar bugün açılıyor ri Çağımız Ve Sartre Yeni yapılan Bir tiyatromuzun yeni sezonu JeanPauJ Sartre'nin bir oyunu ile açmak karan, memleketimizde gelenek olmasını dilediğimiz gerçekten çok yerinde bir harekettir. Zira ünlü kadın romancı ve fılozofu îris Murdoch'un da belirttigi gibi; JJ». Sartre'i anlamak, içinde yaşadığımız bu çağ Ue ilgili önemli bir şeyi anlamak demektir. Filozof, politlkacı, ve yazar olarak Sartre, derinden derine çağdaş bir kimsedir ve çağdaş olduğunun da £arkındadır; onda çagımızın üslubu vardır. Sartre; «Situation tlyatrosu» dediği tiyatro nev'inl över; bu çeşit Uyatroda har karakter belli bir çı kış yolunu seçen bir varlıktır. Bernard Shaw da görüldügü gibi bir akılcı iyi bir piyes yazan olabildiği halde, her zaman iyi bir romancı olamaz. Nıteklm Sartre'nin de aslında çok Ka bir piyes yazan oldugu, romancüığuıın ise hıç bir zaman aynı çizgiye ulasamadığı apaçıktır. Batının bulduğu çagdasça özgür düşünceyi, çagını yaşamak kaygusunu ftdeta bir doktrin haline getlrmiş olan ve bu bakomdan «dar kafalanna, budalaca mantıklanna aşın derecede güvenip dünyanın ve toplumlann selâmetini yalnız kendllerinin başa geçmesine ve başkalannın boyun efmesine baglı gören» çağımız aşın sağ ve aşın sol ideolojilerinin ve taraftarlarının hucumlanna uğnyan J. P. Sartre'in deyimi Ue: «Yazar çağının adamıdır... Yazar toplumun dışına çıkamaz, o halde çagına iyi ce sanlsın; tek çıkar yol budur. O çağın, çağ onun malıdır... Biz çağdaşlanmız için yazıyoruz; zamanımıro dünyamıza geleceğin gözleri Ue bakmak istemiyoruz. D Ü Ş Ü N C E L E R Sosyal Konular IIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIII Işçilerin yönetime katı I ması Yazan: Kudret ŞENER Avrupa ve Amerikanın bazı büyük şehirlerinde bir ış ko Innda yapılan grev sebebiyle meydana gelen hâdiseleri g3ze. telerde intişar eden haber ve resimlerden jçörüyor, duynyo • rüz. Toplu tş Sözleşmesı, Grev ve Lokavt Kanunamın kabnl edildiği 15 temmuz 1963 tarihinden bu yana. memleketimizde de bazı grev ve greve tcscbbüs ha reketleri olmuşrar. Bilindiği üzere, işçilerle ışverenler arasındaki mücadele vasıtalarının en mühimi ve en müessiri ve aynı zamanda en tehlikelisi grevdir. Sermayesi sayesinde ekonomik güce sa. hip olan işverenlerin karşısı na işçiler ancak grevle çıkabilmektedirler. Grevin faydaları yanında mahzarlarının da ol • dufn bepimizin malunındur. tlk ağızda patronlara olan 73rarı, kısa zamanda çelişerek millî ekonomiyı tehdit eder bir mahiyet alıp toplam düzeninı sarsabilmektedir. Grevin mah • zurlan, grev yapılan faaliyet sahasının memleket ekonomisi içindeki önemine göre, sıddetlen mekte vey» tesirsiz kalmaktadır. Netiee itibariyle gayesi, isçi ücretlerine bir zam elde ede. bilmek olan grev, köklfl bir tedavi vasıtası olmaktan azaktır. tşçileri maruz bulunduklan e • konomik güçlüklerden knrtaracak bir çare değildir. Grev so . nunda, toplu pazarlık masasma oturarak zam alan iscilerin altı ay vey» bir yıl sonra yine zam için işverenleri grevle teb dit etmiyeeekieri malum derildir. tşte konoyn yukanda izah edilen açıdan ele alan Porto.Riko'lu bir Iktisatçı, işçileri isçilikten patronlnfa ceviren, grev yapmalanna meydan vermiyen bir plân hazırlamış ve 15 senelik bir tatbikat içinde başanlı sonnçlar alınabilecefini tekrar tekrar ispat etmistir (1). Bu plânın esasını, iscilerin ısletmt idareslne istirak ettirilmesı teskil etmektedir. tsçilerin islet. me yönetimine katılması, sadece isci • Işveren iliskilçrinin dofnrdngn gerginlikleri önlemek, azaltmak veya ortadan kaldırmak maksadı ile pene. nel idaresine katılma ^eklinde olabileceği gibi, kâra istirak ettirme, işletme kararlanna ve yönetimine katılma şeklinde de gerçekleştirilebilir. Umimiyetle, işçiye ödenen öcretlerden, kendi rızalarının da alınması suretiyle kesilen muayyen nisbetteki tasarruilar, ısletme faalıvetlerinde veya başka yatı. rım sahalarında knllanılmakta dır. Fakat tasarrufların kullanılması daba ziyade, iscilerin kendi aralarından seçtikleri i • dare hevetinin muhtelif yatırım alternatifleri üzerindeki karar lan ile olmaktadır. BSylelikle işçi, çalıştığı işin bem ışçisi, hem de patrona olabilmektedir. Gündüz yağlı tolumu içinde makineleri çalıştıran ısçi, aksamlan bir is adamı gibi para. sını, nasıl daha iyi bir şekildo çalıştırabileceğini düşünraektedir. Mali bir gelisme kaydettiğini gören ber işçi ışine dört elle sarılmakta ve benimsiyerek zevkle çalı^maktadır. Yaratıcısı Alberto Mart^n'în ismine izafeten Mart£n Plânı olarak tsimlendirilen bu sistem, Porto.Riko'da millî ekonomiyi ve bütünlügü tehdit edecek ka dar gelişen bir grev esnaıında dogmusfar. Plânın muvaffakıyctle yürütü lebilmesi için işverenlerin meseleyi ciddiyetlr ele almaları ve isçilere yardımcı olmaları sarttır. Onlara birlik rubnna aşılamak ve müşterek bir ış ba şarmak zevkini tattırmak. lşv» renlere düşen bir vazifedir. Tasarrnf yapmağa al\mamıs halkın tasarrnf temayfll ve istefini artırmak, isçiivveren i . lişkilerine iyi bir bavs getirmek, birlikte dirlik ilkesinl tee çekleştirmek gibi ekonomik ve sosyal faydalan bnlanan bovle bir sistemin veya benzerlnin, isverenlerimiz taraftndan tatbik mevkiine konnlması halln . de. çalısma hayatımıza bir a • henk geleceçı ve maddi vr manevî zararlar tevlit eden vukuu mjhtemel grevlerin bo suretle önlenebilecegi mnhakkaktır. (1) Reader's Digest'in snbat 1964 sayın. •**^** Yazan: Dr. İsmet Giritli Kendimizi kendi ölumlü gözlerimizle görmek istiyoruz.» Sartre, ne Tannya, ne tabiata, ne de Wırihe inanır. Sartre'in inan dığı tek şey akıldır. Sartre bir akılcıdır; onun gozünde en yüce erdem (fazilet) duşünümsel bir kendini biliştir. Ama akıl karşısın da bu bıçimde saygı duyması onu Marksistlerin akılcılığından farklı bir akılcıhğa göturmüştür; «Ister toplumsal yalanlar» ıster «kişisel yalanlar ve yapmacıklar» arasından olsun, insanın gerçeği görebil mesi Sartre için çok onemlidır. Yani Sartre aslında bir Liberal Sosyal Demokrat olarak kalır. Esasen Walter Kaufmann'ın da 1 şaret ettiği gibi; Sartre'i etkiliyen duşünce akımlanndan biri olan Ebdstentialısme'in çıkış noktası da; hıç bir düşünce okulundan olmamak ve bütün sistemleri yetersiz görmek değil midir? Sartre, tıpkı Freud gibi hayatı bir egosantirik dram gibi görtir; değerlerim, tasarılarım ve imkânlarım bakımından biçimlendirilmiş oldugu için «dünya benim dünyamdır» der. Sartre'in felsefe si Pragmatisttir; ona göre; varlığımız yaptığımız şey; dünyamız da yapılması gereken şeyler dünyasıdır. II Sartre'a göre gerçek insan hayatı, köklü bir düşünmenin sonucu olarak ortaya çıkan ve dünyayı açığa vuran, başka bir deyimle alışkanlıklarm ve normal yaşayışın maskesini düşüren bir yaşantı ile başlıyabilir. Bu olmadıkça, yani insan çevresindeki sahte değerlerin maskesini düşüren bir düşün ce ve yaşantıya ulaşmadıkça her şey «kötü niyetten» ibarettir. Beykoz llçesinde yapılan Hacınu man, încirköy ve Anadoluhisan İlk okulları dün törenle açılnuştır. Bugün de, Eyüp İlçesinde yeni ya pılan Havuzbaşı, Esentepe, Mithatpa şa, Üçşehitler, 27 Mayıs ve İslâmbey, flkokullarının açılış töreni yapılacak tır. Bu okullarla, E>üp îlçesi 84 yeni dershane kazanmış olacaktır. Diğer taraftan îlköğretim Haftası dolayısiyle, okulların ilçeleri dahi linde yapacaklan gösteri yürüyüşü, havanuı yağışlı geçmesi sebebiyle tehir edilmiştir. • Polis yeni bir süâh kaçakçı lığını ortaya çıkardı Italyadan getirttıkleri sUâhları sa mak üzere hazıriıklara başlayan üç kişi, dün Mali polise bağlı kaçakçılık bürosu memurlan tarafmdan yakalanmışlardır. Tarlabaşında oturan Hamdi Tekin ile Ahmet Kavun, silâhları satmak üzere bir çanta içinde ve dikkati çekmemesi bakunından da 15 yaşmdaki Salih Kavuna verip başka bir tarafa göndermek Lstemislerdir. Salih'in yakalanmasından sonra lerde yapılan aramalarda İtalyan marka ve 6,35 çapında 12 adet beyaz kemik saplı silâh bulunmuş, silâhlar müsadere edilmiştir. 1938 de, otuz uç yaşında ıken «La Nausee . Bulantı» adlı roma nı ile edebiyat dünyamıza giren J.P. Sartre tiyatroya ilk oyunu olan «Les Mouches Sinekler» (1943) ıle geçmiş, «Huit Clos • Kapalı Oturum» (1944), «La Putaine respectueuse • Saygılı Yosma» (1946) adlı oyunlardan sonra 1948 de ya dığı «Les Mains Sales • Kirli El ler» adlı oyununda komünistlenn zıkzaklı taktigini çok güzel ortaya koymuştur. Ezcümle «La Demıere Chancen ve «Le Diable et le Bon Dieu» (Şeytan ve Tanrı) adlı tiyatro eserlerinden sonra 1959 • 1960 mevsiminde Fransada oynanan «Les Sequestres d'Alton Altona Mahpuslan» adlı oyun «üctidann idealizm ile gerçeklerinin kanlı bir u yuşmazlık halinde bulunduğu bir toplumun» haleti ruhiyesıni akset tirmektedir. Muhasebe KongTesi sona erdi Hafta başından beri çalışmalanna devam eden Türkiye 8. Muhasebe kongresi, dün sona ermistir. Kongrede modern maliyet anlayısı karşısında vergi mevzuatımız, Usul Kanunlan, Ticaret Kanunlan, Isletmed lik ve muhasebe ile ügili çesitli kanunlar üzerinde durulmustur. Kongrede alınan kararlar, bir rapor balinde hükümete verilecektir. 30. Devre Verem Tekâmül Kursu açüıyor Uluslararası Verera Savas Olgunlaşma ve Gösteri Merkezi, 30. devre verem tekâmül kursunu 12 ekimde açacaktır. Sağlık merkezleriyle hükü met tabibliklerinde, verem hastahane ve dispanserlerinde çalışan tabib ve hemsirelerin staj görmelerini sağ ıyacak kurs. ikl ay devam «decekir. KİRALIK BETONARME DEPO Bir kat üzerine 800 metrekare Taksim, karsısmda Ayhk Kira: 3600 T.L. TELEFON: 22 13 59 Kazancı Camıi | Reklâmcılık 3406/11390 Bu oyunun birınci perdesınde her ikisı de Hıtler'i tasvip etmedıklen halde, ona hayır demek şöyle dursun, destek olan zengin bir sanayici baba ile Rusya cephesinde dövüşmüş bir Alman t meni olan Frantz admdaki oğlu arasında geçen konuşma gayet ti piktir. Prantz babasına şöyle der: Biz Hitler'den nefret ederken başkalan onu sevdl. Farkı ne bunun? Sen ona harb gemileri yaptın, ben de ceset verdim. Söyle, şayet ona tppmış olsaydık bundan fazla ne ; apardık? Gerçekten Sartre'a göre; Alman yada Nazi baskısı varken, yazar olsun olmasuı bütün Nazi düşmS' nı Almanlara, hayır demek, kötü' lemek, karşı koymak ödevi duşuyordu. Yine Sartre'in dediği gibi; «Biz yazarlann önlememiz gereken şey, sorumluluğumuzun suçluluğa çevrilmesi ve elli yıl sonra bize şunun soylenmesidır; «bu adamlar, dünyanın en büyük felâketinin geldiğıni gordüler ve sustular». Nifekim «Altona Mahpusları» nın son sahnesinde çagımızın en büyük tehlikesi şu şekilde ifade edilmek tedir: «Ezeldenberi amansız düşmanı var insanoğlunun. Mahvına and içmiş, yırtıcı, tüysüz ve şerir bir hayvan: fnsan! ... Belki bizim asrırruzdan başka yüzyıl olmıyacak, belki de bir bomba bütün ışıklan söndürecek, her şey ölecek, gözler kapanacak ytizyıllann sonu gelecek.» S I K I Y Ö N E T Î M süresince Kapalı tutulan tek g a z e t e 263 bin lirahk pul yolsuzluğu dâvasına başlandı 283 bin iiralık posta pulunu zimm» tine geçirmekten lanık olarak tevkif edilen, PTT Bölge Müdürlüğü bajveznedarı Osman Sevimli'nin yargılanmasına baslannustır. 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada sonık veznedar, isnat edilen suçu kabul etmemifl, ve matbaadan kendisine pullarm eksik tes '"i edildiöni iddia etmistir. :: Siimerbank Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden: T J TERCÜMAN ALINACAK iiııııi!iııııııııııııııııuıııiiiıi!!imıııııınıı;ıuıııııi!itıııi!i:ıııııııni|!y Daha güçlü bir kadroyla BUGÜN ÇIKTI Bu sayıda: ir YÖN neden kapatüdı? Orgeneral Cemal TuraJ açıklıyor ir Millî Emniyet Teşkilâtımız nasıl çalışır? it Bir skandal: Üniversitede fikir korsanlığı ir Gizli Rapor: Türkive'nin borçlan ir YÖN, Kıbns konusundaki görüşünü açıklıyor. ve şu imzalar: Tektaş Ağaoğlu, Âdil Aşçıoğlu, Doğan Avcıoğlu, Şevket Süreyya. Aydemir, İbrahim Çamü, Prof. Dr. Edip Çelik, Prof. Dr. Lutfi Duran, Memet Fuat, Mehmet Kemal, Yaşar Kemai, Fethi Naci, Aziz Nesin, tlhan Selçuk, Turhan Selçuk, Ali ülvi, Tonguç Yaşar. Genel Dağıtıcısı: SABRİ ÖZAKAR İstanbul (Basın 18002/11393) İş ve tşçi Bulma Kurumu Genel Müdür Muavini Nurulah Ogür, Tef tis Heyeti Müdürü Kemal Kurt, U e tşçi Bulma Kurumu tstanbul Şu besi Müdürü Necati Ahibaba, Sakarya Şubesi Müdürü Cemalettin Yılmaz, Federal Almanya İ9 ve tşçi Bulma Kurumunun dâvetlisi olarak u sabah Almanyaya gitmişlerdir. İş ve tşçi Bulma Kunımu Heyeti Almanyaya gitti Müessesemizde mevcut hurda kanaviçe^JLeiei. ustüpiİİLjrc^ parça bezler 28.9.1964 pazartesi Rünü saat 14 de pazarlık sure (' tile satısa çıkanlacaktır. Mallan ve sartnameyi görmek ve teminat yatırmak üzere (ı en £eç pazarlık günü saat 12 ye kadar Müessesemize müra f ff Gümrük tarıfelenyle ılgılı 5 | olanlann 715130 . 3132'ye te | caat edilmesi rica olunur. = l»fon etmelerı nca olunur. = (Basın 17040/11396) Üâncılık: 2533/11409 " XIIKOJAOAN | Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 0Sİ Genel Müdürlüğünden ;1 Ingilizceden Türkçeye ve Türkçeden İngilizceye mukavele tercümeleri yapabilecek kapasitede iki tercüman ahnacaktır. Taliplerin (UlusRüzgârlı sokak Çatal Han Barajlar ve Hidroelektnk Santrallaı Dairesi Başkanlığı Ankara) adresine müracaatlan rica olunur. (Basın 17603 A, 10917/11395) 1 87.07.10 ve 84.20211 YERveSOFRAMUŞAMBALARI PLASTİK ve KAUÇUK SANAYİİ A. Ş. TEŞEKKÜR KıymetU Te sevgul mttz buyüjühazln ufulfl dolayısiyle derln acımızı btzzat gelmek, telgnl ve mektup göndermek suretiyle pe,y laşmaft nezaketlnde bnlunan veffttcâr doet ve akrabalanraiKa, cenaze törenlne y»Sın alakalarını eslrgemlyeo İst. Merkeı Kamandanı GENERAL deıin mlnnet re şükranlanmün arzederlz. EvUtlan Cumburlyet 11422 §iıniıi!iıi!iıııııım!ii!inıi!iıııııııııni!!innıııııın.nnn!ii[Hiııııın% Makbule Muğlab'nm Isı düşecek Hava sıcaklıkları bütün bölgelerde azalacak, Marmara, Batı Karadenlz ve Ege bölgeleri aralıklı yağıslı, İç Anadolu, Trakya, Güney Anadolu ve Kuzey Anadolu bölçeleri sağanak yağışlı geçecektir. SELÂMİ PEKÜN'e SATILIK DAİRELER Bomontlde, Havarijrun ve Sllâ hşor Caddelerl koşesınde. kalortterü. parke ve marley döşemell, renkli banyolu, asansorlü apartmanın banka kredislne uyçun 4 odalı dalresl İle, şahane manzaralı. genlş salonlu, teras harlç 125 metrekarellk lüks çekme katı sahibi ellyle satıhktır. Müracaat: Havarlyun Caddesl 30 32, iş gün ve saatlerinde. Tel: 47 48 75 Faal: 8433 11418 Eylul 25 Cemaziyelevvel 19 Plastel Fabrlka : TopKapj Sılhane Sok. 6 Tel: 21 10 98 • 21 62 86 Satıs yort: Mahmotpata KOrkçO Han 19 23 T e l : 22 M 69 22 33 00 üâncüık: 2494/11411 CUMHUKIYtTlu refıikası: 47 | V. 1 648[1305|1629|19.02I20.33I 5 06 "E. 111.451 6 021 9.25|12.00| 1.31110.03 K O T A 2 2 0 | | H 1 I G. T. 84. 06. 90 1 Lisans alınır. = Tel: 27 47 15 I İlâncılık: 2532/11408= Bir acı şarkı Taıan: A. J. Cronin BtR ACI ŞARKI 173 174 tstasyona giderken yolda: «Derslerine dört elle sanl» diye bana öğüt verdi. Zeki oldnğumn işitmiş, babasız bir çocuk için de basannın tek yolu çok çalısmakmış. Kendisı Hindistan tsleri Dairesi'ne basvuracakmıs. Hindistan'a gitmeden de olurmuş. tmtihanda iyi bir derece alırsa göndermezler, burada alıkoyarlarmış. Xalnız, alçakgönüllülük gösteriyor, bo konnda karamsar davranıyordu. En sonnnda, tren tam kalkmak üzereyken, o çekingen haliyle bana dedi ki : «Pek ihtivacın olmıyan seyler için anneni üzme, Laurence. Simdilik ancak eeçiminize yetecek bir parası var. Sonra. senin için de epi fedakârlık' ediyor.» Düsünceli, temkinli, uyaııık davranacağıma söz verdim. Evet, elimden geldiği kadar annemi el üstünde tntacaktım. Bütün kalbimle sevmiyor mnydnm onn? Ne yazık ki bol keseden söz vermiştim ama, çok geçmeden hepsini unuttum gitti. Artık havalar bozmns, kıs geliyordu ya, yeni bir tntku sarmaya baslamıstı beni. XV Miss Grevillenin, babasından kalma, büyük bir kitaplıgı vardı, ben istediğim zaman girebilirdim. Çağının tam bir tasra evi kitaplıfivdı sanınm: Sa|lam ciltli, iyisinden de, kötüsünden de türlü çeşit kitap dolu, içinde canlı bir hava olan bir yer. O sofnk, yağıslı, doluln kış gflnlerinde • o yüksekliklerde kış hep böyle geçer gittikçe artan bir hırsla okadnm, okndam. Benim gibi çocaklak cünlerini anlatmaya ıııııııııııııııııiHHIlll Çeviren: Vahdel Cültekin ıııııııııııııııııııııııu BAY OSCAR: BtR ACI S BTR ACI ŞARKI 175 PKOf. NtMBÜSUN »IACERALAK1: gırişenlerin anılarında beni en çok ne sıkmıştır bilir misiniz? Vazarın okudngu, sonnnda açıkça görünen üstünlükte bir edebî zevke ulaşmasını sağlayan kitaplan en hurda girdiçıktısına kadar uznn ozadıya, sıkıcı bir şekilde anlatması. Bundan dolayı, size bir kataloğ çıkarmaktan kaçınıyorum. her seyi okudum demekle yetiniyornm. Ealnız, nasıl oknduğumu belirtmek isterim, kötü olsa bile. Odanın kuytu, knytn oldnğn için de loş bir kösesine yüzükoyun yatar, bnrnumu kitabın içine sokar, çabnk çabuk okurdum; bn çabuk oknma nstalıgım da alıstıkça artıyordu. Pek insafsızca atlamalarla kalsam gene iyi; öyle kötü bir hny edinmistim ki, bir sayfada anlatılanlan sanki yntar gibi şöyle bir göz gezdirişte, birkaç anabtar kelimeyle, söz dizisiyle kavrayıveriyordnm. Çok ivi hatırlıyorum: Sababtan ögleye kadar kısa bir zamanda, «Kızıl Damşr» nın bir başından çirmis, öbnr başından çıkmıştım; Hester Prynne • aklımın almadıgı bir yoldan anne yapmıs, sonra toprağa vermiştim. Bütün bnnlar kabvaltıyla ögle yemeği arasında olnvermişti; öyle üstünkörü bir oknyuş ki, bn işi kazanç yolu vapmıs en nsta eleştiriciyi bile kıskandınrdı. Bn serüvenlerin zihnimde ne gibi sonuçlar yarattı bilmiyorum; kafam cılgınca görüntfllerle kaynıyor, ben bunların arasında kendimden geçerek dolaşıyordnm, bir bnnn biliyornm; ama, bünyemdeki etkileri çok geçmeden kendini gösterdi : Gözleri kan çanağına dönmüş, yaruyordn. Sık sık başım ağnyordn, ense köküme de bir sancı saptanmıstı, bir türlü geçmiyordu. L'ykumda da yatağıma tekme atıyor, darmadağın edıyordum. öyleyken, gene de okomayı bırakmıyordum, bırakamıyordum; bu tutka beni öylesine pençesine geçirmişti. Mart içinde bir cumartesi günü, ilkyaz güneşinin ilk soluk parmaklan odayı yoklaya yoklaya içeri girerken, yerdeki o yüzükoyun durnmnmdan basımı kaldınp baktım. Sis içinde görür gibiydim: Miss Greviile beni kötü süzüyordn. «Olmaz böylc, Carroll.» «Ne olmaz. Miss Greville?» «Bu kitap knrtluğu. Görmüyor mnsun dışarısı günlük güneslik. Ncr'de benim Spartalı delikanlım?» «Evet ama, bo da çok guzel, Miss Greville. B. Jorrocks bataklığa öyle bir ynvarlanıs ynvarlandı ki atın sırtından!» Miss Greville biraz ynmnşadı. «Evet, Jorrocks güzel, değil mi ya? James Pigg de öyle. Ama ber seyin bir sının var, Carroll.» Dışan çıktı. Ben, ferablıyarak, gene B. Jorrocks'un pesine düstüm atını aramaya. öğleden sonra, ben gene güzelce uzanmıştım, gene geldi. «Ilani sana bir top vermiştim, durnyor mn?» «Dnrnyon dedim. Doğrusn aranırsa ben o topn hiç knllanmamıştım. «Benim odada, çekmecedej» (Arkası var) NAZtM£ NADİ ECVET GÜREStN * EROL DALL1 göndanieD rmzılaı kn. aulsun. knoulmano Ude edilmez. * tUnlardazt mesiillyet Kabttl OIUDm a AbnD* ve uâa ı»l«n lclo ur* bo OatOiM lAbnocs veya ctiao Servuu k^ydıtuo konması Iflzımaır G«neJ Yayıa MOdürO SablU Cumhuriyet Sayıs Kunış tDrktT» U n K> ulrs Kr âenetlk 6 «ylıS S «Tlı* T9O0 4O00 4NK4KA BdKOSU: Atatflrk ttulvan Mman Ao. VENtSBHtB reletnn U M «4. U « * u * » 1» m e tzmiî Bflrosn: o Yan tslertnJ (llleo (darr edeo ta r«ı 81230 «09 l9C.Ot 90 06 «4.00 BOKIKIU: rattb f>9a Mshallm 4»ftaugeç Soka» No t Olrarbakat İI.I.KKİ BfRIISOi KOcOksaai Uaydam Edim* Bata AUAJMA Basan vm Tayao CUMHURJYE1 UaUMacılllI t A 9 CSsI Sokak No S941 Bo «azvte. BASIN ABLAK TA> SASINA uymayl taahhOt •tml«tll. l'Hefnn »SS« *