20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI CUMHURtYET İao4 fiıı=ıııııııııi!iııııııııııııııııııııııııınnıııııifi!iııııiMiıııııııııııııtınıııııııııııııııııııııııııııııi!iııııııır=ım Son ışıklan. Konn miüetlerarasi bir mesele idi. Konuşanlardan biri: O mesele artık bitti... dedi. Ama bpkı sönznüş uzak yıldızlar gibi bitti; Işığı daha bir siire bizi aldatacak. Gerçekten çok uzaklarda yaşayan yıldızlar söndükleri zaman, dünyaya varan ışıklan heniiz yollannı bitirmediklerinden başımızı gecenin kubbesine çevirdikçe aldanınz. Sanırız ki tâ orada, ozaklarda, pırıl pınl partıyan bir yıldız durmaktadır Ve ısmlannı bize yollamaktadır. Ve gezer! Zavallı. aydınlığmı çoktan yirirmistir. Artık ıiTaym karanlık ve sosruk bir parçasıdır o... Ama bize göndprdiği son ısınian. ölmeden evvelki SOD nefesi, gö'kyüzünün bitmer tükenmez yollarında dünyaya varmak için çırpmmaktadır. Ölümden öneeki son titresimleri. şo ihtiyar dünyamızın topraklanna nlastığj zaman gecemizden bir yıldız eksildi zannedpriz. Oysa coktan eksibniştir o... Bu romantik girisle bugünkü ya7imızı gerçekçilikien uzak bir konuya götürecefHm sanılmaMn Tonlum yasayışumzı, kiiltfirüınü?u yakından ilpilcndiren bir derdimize değinmek istiyorum. Fikir, toplum. külrür, ve bil'm bayatimızda. ısıih çoktan yitmiş yıldızlann görünüşleriyle aidanıp dnran insanlann gecesini yasryornz. Yine bir tamdığrmız. biitiin memnrlak hayatı boyunca biriktirdiği parayla on üç yaşmdaki kızmı Almanyaya yolladı. Kızcaçız bir tiirlü tedavi edilemiyen bir hastalığı süröklenniş hayatı hoyunra... Yabancı heVîmler bakm»ş1ar: Memlekrtinizde sİ7e tat^îk eHiVn tedavi biçimi artık terkedi'miş bir e«ki metnddrni . d«mi<iler. Ve yanılan anıeliyat başarılı olmnş Kızcağız bayata yeniden Hoemuş gibi... UniversiteTnisin cosru hocalan, yalnız tıpta değil. sosyal bilimlcrde de tşısh coktan sönmiis ve soğtimuş jıldızlara çevirmiş gÖ7İerini. . Politikamız öyle de«i1 mi? Toolum yönetimini •Ilerinde tutanlnrın veya rntmak icm adsylığuıı koyanlarm lcnnuşmalarırta hakryorum. İnandıtcian yıW'7İar coktan soğumus. eürümüs, devrini tamamiamış. son ıtefesini tüketmtş. Ulaştırma ararlan köfüniin kKrüfii. nosta ynnrtimi beterin beteri bir bölee dü«ü«iinüz. M<>W1R Doçn Hlerindeld kuş uç«ıaz kervan çpcmM kövlerden birinde Sl»n kisinin akrabalan ütanbulda yasTVorlar. S«vdiVl»rinin vücudıı çoktan sosramnş... *ma sevdikl»rînin ölümiinü bah«>r veren mpktnp yollarda .. Oiinlerce, haftalarca. avlarca vollarda.. Tıokı soğumus bir vidnn son ısmiannt ker>rf'i»rine getirir eibi... tste biz ya'"i7 icte H»?il. Hıs*a H* kötü bir aldanısın son rakiaraıt seyrHen insanlar Ribiviz Haberler kötü mü, kötü. B'r sabah kalkıyorsunuz dış politikada hiç beklemediğiniz bir baber: Cok çevdiğiniz. çok giivendiğiniz bir dosrnnuz vardı ya... Evet... O maalesef artık yok... Ve burada dikkat edilecek en finemli nokta: Size haber verdikleri zamanla dostunuzu kaybettiğiniz zaman arasmda ne siire geçmiş? Bu memleketin aydınlan. bu memleketin yazarlan. bu memleketin çizerleri, bu memleketin yöneticileri hütün dünyadan gelen mrktapları sahinlerine zamanında teslim etmiyen posta müvezzilerine dnndüler. Bn meml<*kpfin Imikı böylesine bir aldanmaya ve aldatmaeaya lâyık mıydı? Lâyık olmak için ne günah işlemişti ki?... =haberler Laiklik Işıkh işaretleri onanlıyor 1 D Ü Ş Ü N C E L E R ıııı=ııımıııııııııııııııiTiıınfiıııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı|ıııı prensibinin şartları,, içinde mütalâası (1) Prof. Bahri SAVCI psiko lojisinin en egemen unsuru, toplumun da gene en egemen ve en esaslı kurumu olmuştur. Gerçekten ve bu suretle O» manlı sosyetesinde din hersey olmuştur. Hem, kişinin manevî hayatındaki gerçekleri vermiştir; hem de, varhğın, ancak bilim yolu ile ulaşılabilecek diğer çeşitli yönlerindeki teorik ve tatbiki gerçek leri de vermiştir. Yani dünya ile, tabiatla, insanla ilgili her yönde ancak bilim yolu ile vanlacak ger çekleri de sunmuştur. Ayrıca, siyasal gerçeğin de sebebi. mihrakı ve uygulama yolu olmuştur. B Bu psiko sosyal ve politik ortamın. hurafeciliğe ve gelismesizliğe döniisü: Osmanlı sosyetesinde hâsıl olmuş olan bu ayniyet ler sonucu dinin kazandığı gene 1lik. şamillik, kumanda egemenliği ve mutlakiyeti kapalı bir hayat tarzı doğurmuş ve bu kapalıhk içinde Osmanlı toplumu. hurafeci telâkki tarzları içine düşmüştür. Hurafeci bir toplum olmuştur Bu hurafeci toplum içinde din de, gerçek faziletlerinden soyuîarak hurafelerie kaplanmış, kapsanmıştır Büyük kitleler bu hurafeler örtüleri altında gerçek ve saf dini prensipleri ayırtedemez olmuşlardır. Bu hurafeleşmenin kişi aklına, kişi vicdanına. kişi şuuruna zorladıgı mutlakiyet altında da. kişi, istediği gibi düşünmek \^e yaşamak hürriyetinden yoksun kalmıştır Ayrıca, bu hurafeleşmenin mutlakiyeti, toplumdaki akıl ve bilgi egemenliğini de kaldırmıstır: Gözlem ve deney yok olmuştur. Yeni dünya görüşlerine tahammül edilemez olmuştur Hurafeleşmenin mutlakiyetine sığmıyan. amma, dinin saf prensiplerine pek alâ uygun düşen bilimsel gerçekler ve bunları ifade eden oluşlar bid'at sayılmıştır. C Bu hurafeleşmenin mutlakiyetine son verme çabalan da tatmamıstır: Gerçekten. Tanzımat, Binnci Meşrutiyet, îkıncı Meşrutiyet; beşeri kanunlar, topluk kalkınmasında din dışı müesseseler ve iktidar münasebetlerine beşerî esaslar getirmek istemiştir. Ama getirememiştir. Çünkü, yukanda adı geçen ayniyetleri kıramamıslar ve bu sebeple «Hürriyet . bilim • iktidar» kavramları da be^erf anlamlannı vo uygulamalarını bir türlü kaîanamamıştır. Türkiye de geri kalm'akta devam etmiştir. O O halde, Uerlemek için «Türkiye şartları, bu ayniyetle ritı kalktığı bir ortama ve onn kurmaya elverişli bir laiklik telâkkisine ihtiyaç dnyurmaktadır: Gerçekten, Türkiyenin geri kalmışlıktan kurtuhıp, müspet ve tabii bilimlere dayanan, modern psikoloji ve sosyal bilim'er verilerine dayanan bir toplumsal ilerleme yönünü kesin olarak seçmesı gerekir Bunun için de adı geçen «ahlâki • beşerî değerler • din ayniyeti» ni, «Devlet Din ayniyeti» ni aşan bir lâiklık anlayışına ve onun gerektırdiğı lâik topluma ulaşması gerekir. Binaenaleyh Türkiye sartlannın gerektirdiğı bu laiklik telâkisi; önce bir düşünce olarak; sonra, bir toplum yapısı prençipi olarak; en sonra da bir siyasal hayat prensipi olarak anlamlar kazanmalıdır. Kszanmıştır da: a) Laiklik prensipınin düşünce tarzı olarak anlamı: Buna göre lâiklık; artık. dîne, insanlann bütün hareketlerini düzenleyici genel egemen ve mutlak bir mahiyet tanımıyan; insanın insanla, insanın tabiatla, insanın eşya ile olan münasebetlerini bilimsel araştırmaların verilerine göre kurma dileğini ifade eden, tamamile beşeri bir düsünceden ibaTefrikası: Bu yol çıkmaz "Türkiye | Yazan: Muammer SUN Bölge Tiyalrolan iizerine Türkiye'de laiklik prensibini, modern çağdaş Türk Belediye, şehrin muhtelif kav uygarhğını kurşaklarından söktüğü ışıkh trafik ma amacı güden I işaretlerini onarmağa başlamıştır. ler ileri sürmüsler ' İnşa edilmekte olan geçtler ve de. di. Bu prensıbe dayanarak da, Sışen trafik akımları dolayısıyle çağdaş uygarhğın şartı olan mofaydasız hâle gelen işaretler, şim dem toplumu ve onun müesseseledilik, Topkapı ve Edirnekapı ile rini kurmuşlardı. Aksaray arasındaki kavşaklara ko Şimdi ise, bu prensibi daha çok muhafazacı çevreler ileri sürmeknulacaktır. öte yandan Belediye yetkililerl, tedirler. Bu sefer de onlar, bu tngiltereye sipariş edilmiş olan 12 prensibe dayanarak, devletin müsenkronize işaret lâmbasının önü dahalesinden âzadeliği sağlıyarak, müzdekı günlerde teslim alınacağı. sanki bu prensibin zorunlu gereği imiş gibi, bir dinci toplum yapısım açıklamışlardır. • ^ * Yazan: Şehir Tiyatrosunun Ellinci kuruluş yıldönümünün kııtlanmasına bugün başlanacaktır Bu roaksatla Rumelihisarında sahneye konan Shakespeare'in Coriolanus adlı ese ri de bu akşam dâvetlilere gösterilecektir Tıyatro yöneticileri, kutlama programının kış devresinde de devam edeceğını açıklamışlardır Şehir Tiyatrosunun 50. yüdönümü buçün başlıyor t E. T. T. Etibanktan 3.5 nıilyon lira kredi talep etti İETT Idaresı, tstanbul'un elektrık ihtiyacını karşılamak için Silâhtarağa santralinı tam randıman la çalıştırmaktadır tstanbula cere yan veren hıdroelektrik santrallerindeki verimın düsürülmesı vüzünden alınan karar tETT ıdaresi ni zor duruma sokmuştur tETT, mevcut bütçesı ile bu vüzden artan masraflan karşılayamadığından Eti Banktan 3^ milyon liralık bir kredı talebınde bulunmuştur. 10 yıl vâde ile alınacak kredi için düşük oranlı (aiz ödenecektir Çocuk Parkında Miyatür tren çaiışacak Maçka sırtlarında yapılmakta olan çocuk parkında işleyecek mın. yatür trenın raylarının döşenmesine önümüzdekı günlerde başlanacaktır Maçka ile park arasında işleyecek olan dekovil. Sular tdaresinden devralınmıştır. Eğlence ve görgü yolu ile küçük lerin eğ tilmesi gayesı üzerine tesis edilmekte olan Park. gelecek 23 nısanda hizmete açılacaktır nı kurup onun içinde de toplumu dinci müesseselerle yürütmek iste mektedirler Onların bu isteklerine bir destek olacak bir laiklik telâkki tarzı da sunmak mümkündür Bu telâkki tarzına göre laiklik: Din ile Devleti ayuran ve fakat içinde; 1 Dini inanç hürriyeti, II tbadet hürriyeti, m Dini egitim ve öğretim hürriyeti, IV Dini teşkilâtlanma ve bu teşkilât yolu ile çevreyi etkileme hürriyeti ve ünkânı da son derece mevcut olan bir telâkki tarzıdır. Buna göre, artık, din devletten ayrılmıştır ve devletin ötesinde bir yere konmuştur ve bu da tam laikliktir. Şimdi. kendi düşüncemiz olarak ileri sürülüyoruz ki: Böyle bir teîâk ki taraı, bizi, gerçek lâiklikten ve uygulamalarından öteye atacak; binaenaleyh lâikliğin gtrçekleşmesine imkân vermiyecek; dinci topluma ve onun devletine yol açacak bir telâkki tarzıdır. Bu telâkki tarzı. din ile devleti birbirinden ayırmış gibi gözüken paravan yönünün arkasında, ihtiva ettiği son iki unsur kanalı ile, gerçekte bir dinci görüşü hâkim kılmaktadır. Bu telâkki tarzı ile din, butün ya. yılma teşkilâtlanma toplumu ve devleti etkisi altına alma güçleriyle birlikte, egemenliğini muhafaza etmektedir. Binaenaleyh bu yönü ile. Türkiyenın gereklerine ve şart larına aykırı düşmektedir. O halde Türkiyenin şartlannı ve gereklerini düşünerek toplumsal realitemize bu çerçeve içinde uygun düşecek bir laiklik prensibini mütalâa etmemiz gerekir. Böyle bir mütalaa>a giriştiğimiz zaman durum şudur: Türkiye'de müspet ve tabii bilim lere dayanan; modern psikolojik ahlâki sosyal verilere dayanan bir çağdaş modern uygarhğa ulaşma hasreti ve zorunu vardır. Oysa ki bütün tarihinde buna elverişli olmıyan bir psiko sosyal ve politik ortarn içinde yaşamıştır ki; bu ortam, Türkiye'nin çağdaş modern uygarhğa geçraesine engel olnrug hattâ birçökme amili teşkil etm«tir: A Tarihimizin gösterdiği psiko sosyal ve politik ortamda gördüklerimiz: Burada, tarihimizi, doğu uygarlığı unsurlarına göre kurduğumuz toplum hayatımızm kristalize olduğu Osmanlılar devrinden yürütürsek şunlan görürüz: a) Osmanlı sosyetesinde, beşerî psikolojide, «ahlâki beşeri değerler ile din arasında bir ayniyet» hâsıl olmuştur. Bu suretle. din, kişinin bütün enfüsi ve ferdi davramşlarmı, aile içindeki, meslek içindeki komünote içindeki davranışları ve münasebetleri idare eden «ahlâki beşerî değerler>i göstermiştir ve insan şuurundaki bu değerlere tekabül eden tek gerçek olmuştur Bu suretle de Osmanlı siyasetinde bir dinci toplum ve bir «dındevlet ayniyeti» hasıl olmuştur. b) Evet, bu suretle, psikolojide bu «ahlâki beşeri değerler din ayniyeti» hasıl olmuş insan lardan kurulu sosyetemiz de bir «dinci toplum» haline gelmiştır. Bu toplum içinde de, bütün toplum münasebetleri ve devlet hayatı da, zaruri olarak dinci olmuştur. Islâm dini, yalnız uhrevi hayatı düzenliyen bir felsefi manzume ve bir ibadet sistemi olan yönü ile kalmamış; toplumu ve devleti kapsıyan bir düzen tarzı olan yönü ile sulta Irurup egemen olmuştur. c) Sonuç olarak da. din, insan Dikkat! Dikkat! Dikkat! AYAKKABI ÇANTA PERİ KONFEKSİYON FIATLAR VARI VARIVA Mevzii sağanak yağışlı Önümüzdeki 24 saat içinde yurdumuzda hava: Marmara, Karadeniz. ç Anadolu ve göller bölgesi parçalı bolutla, öğleden sonra Karadeniz ve Marmara bölgeleri me\~zii sağanak yağışlı, diğer bölgeler az bulutlu ve açık geçecck, hava sıcaklıklan Marmara, Karadeniz ve tç Anadolu bölgelerinde biraz azalacak, diğer bölgelerde önemli bir değişiklik olmayacak, riizgârlar Kuzey ve Doğu yönlerden hafif yer yer orta kuvvette esecektir. Reklanıcılık: 2727'8822 İnşaat Yaptırılacaktır Suadiyede Suadiye Plâjı yanında bulunan koruda 7 ayrı blok olarak inşaat yaptırılacaktır. İnşaatın malzemesi, mal sahibine ait olmak üzere muhtelif işçilikleri müraahhitlere (Taşeronlara) verilecektir. AJâkalılann 2.8.964 pazaı günö inşaat mahallinde şantiye şefliğine müracaatlan rica olunur. Suadiye Selviliyol, Suadiye Plâjı yanı Açustos J c 0 E. j 9.28 O Rpbiülevvel 2İ Yatsı a j£ E < rettir. Adı geçen ayniyecıerden kurtulmanın ve toplumsal ilerleme yönUnd» iîcr'etnenin yoıu her şeyden önce bu düşünce tarzını benımsemededir. b) Lâıklik prensipınin bir toplum yapısı prensipı olarak anlamı: Müspet ve beşeri bilımlere dayalı uygarlıktan ibaret yenı toplumsal ilerleme yönünde ilerlemenın yolu. aynı zamanda toplumu laisıze etmektedir Buna göre. laiklik prensipı bir toplum yapısı prensipı olarak da bir anlam kazanır Bu anlam da şudur: Laiklik; dinın. gerçek yerı olan ferdî vıcdan alanından çıkıp; camiin, bir ibadet yeri olmayıp aşıp; okul hayatını, sosyal dayanısma hayatını. iktisat hayatını j kapsayacak yolda toplumu mü , esseselestirmesım durdurmak; bu na karşılık, toplum yapısını, sosyal hayatın ,her ySnündeki yaşayışı. modern bilim estetik venlerıne göre kuracak tarzda teskilâtlandırmak, hürriyete kavuşturmaktır. Türkiye şartlarının, lâikliği; böyle bir toplum yapısı prensipı olarak da mânâlandırması ve gereklendırmesı sonucudur ki yanı dinın ve camiın hayatımızın her safliasını kap?ayan müesseseler ] ile hurafeci olarak müesseseleştirmesini durdurmak içindir kimecelle ve şeriye mahkemeleri kaldırılmıştır; tekke ve zavıyeler, tarıkatlar. şeyhlik. dervıslik, müntlik, dedehk, seyıtlik, çelebı. Jik. babalık emirlik, nakıplık, büyücülük, üfürükçülük, nüshacılık gıbı müesseseler de ılga edılmıştır: fes, sarık. abanı. çarsaf gibi müesseselere cephe alınmıştır: ve nihayet Arap harflerı ile eğitim kaldırılmıştır Bunların yerlerine beşeri müesseseler getirilmıştır c) Laiklik prensipınin bir sıyasal hayat prensipı olarak anlamı' Yenı toplumsal ilerleme yönunde yürümenın yolu. aynı zamanda, siyasal hayatı da lâısıze etmektir: bir lâık siyasal yapıya ulaşmaktır. Buna göre, laiklik prensipi şu anlamı kazanır: Dinın ve camiın, herhangi bir şekilde mevcut olabilecek dinî mer kezlerin; eğitim hayatını, sosyal dayanışma hayatını, iktisat hava. tını kontrol altına almaktan başlayıp, sonunda, siyasal hayatı da kendi mutlakiyetine tâbı kılacak yölda gelişmesirti ve teşkilâtlanmasını durdurmsk; siyasal hayatın her safhasında, siyasal teşkılâtın her kademesinde, dinin mut lakiyetini ve etkisini bertaraf etmek; buna karşılık. devlet yapısını, beşeri esaslara göre kurup teşkilâtlandırmak, siyasl münasebetler alanını da beşerî esaslara göre idare etmek . Türkıye şartlarının, lâikliği, böyle bir sıvasal hayat prenstpi olarak da mânâlandırması ve gereklendirmesi sonucudur ki yani, camıin, herhangi bir şekılde mevcut olacak dinci merkezlerin, siyasal hayat safhalarını da dinci nitelikte müesseseleştirmesini ve idare etmesmi onlemek içindir ki. saltanat, hilâfet, şeyhülisîâmlık kaldınlmış, dinin siyaseten istisman, sivasî hayattan çıkanlmıştır. fşte Türkiye şartları bunlardır Bu şartlar içinde laiklik prensipinin mütalaasmdan çıkacak anlamalar. uygulamalar, yönler de bunlardır. Bu sartlar, dınî inanç hürriyetini bütün felsefi şümulleriyle tanır. İbadet hakkını genel âdâb ve kamu düzeni çerçevesi içinde. bütün icra merasimleriyle birlikte tanır. Ailenin çocuguna su veya bu kanal ile dinî eğitim ve terbiye verme hürriyetini de tanır. Ama bu şartlar; bütün eğitimi din temeline dayatacak bir eğitim müesseseleşmesini tanıyamaz Çünkü o zaman, genç nesiller, müspet bilim yolunu, tabîî bilimler yolunu, modern teknolojik gelismelerin sırrını, modern psikolojik ve sosyolojik verilerin uygarhğını idrak edemiyeceklerdir. Keza bu şartlar camiin, herhangi bir şekilde mevcut olabilecek dinci eğilimlerin teşkilâtlanmasını da tanımaz. Çünkü o zaman. bütün iktisadî. sosyal ve sonunda siyasal hayat, bu teşkilâtlanmıs dinci eğilimlerin ve merkezlerin »din toplumu», «din devleti» kurallarına göre kurulup vürütülecektir ki, bu da. toplumsal ilerleme vönümüz olan modern çağdaş ve uygarlık yolundan tekrar kayma teşkil edecektir. (1) Bu yazıda söylenen fikirler bir bilimsel konferans içinde illerimizden birinde tafsilâtı ile acıklanmıştır Bu fikirler oradaki avdın çevrelerce ve dinin gerçek alanını bilen gerçek müminlerce anlayısla karsılanmıştır. Fakat bazı muvazaacı çevrelerin de olumsuz telâkki tarzı ile karşılaşmıştır. Sahttrf 1 $ 5 V. J 5.54 13.20 17.15 20 25 22 14 3.50 4.54 8.49 12.00 1.49] 7.24 ÇokKârlıiş Örme danteller 10 metrelik toplar evlerde satılacaktır. Bayilere müracaat. Reklâmcüık 2696/8821 ReklâmcUık 2722/8802 racı şarhı BİR ACI SARKI 19 Yazan: A. J. Cronin Çetiren: VaMrt Cihekin 20 BİR ACI ŞARKI BİR ACI ŞARKI 21 «Laurence Carroll» deyince, ben de otekiler gibi yaptıtn, «Barda, efenclim» dedim ama, buna öyle bellibelirsiz söylemiştim ki, kimliğimden kuşkulanıyordum s,mki. Öyleyken, öğretmen gene de bir şey demeâi. Adımız okundukça hepinıiz birer birer «burda» dedik, IVIiss Grant da nunları kürsüsünün üzerindeki koca deftere işa ret etti, sonra dersc başladı. Sınıf çeşitli basamalardaydı. Biraz sonra, bunlardan biri hep bir ağızdan «iki kerc bir iki, iki kere iki dört, iki kere üç altı...» diye an gibi vızıldayıp dururken bir başkası kara tahtadaki hesaplan taş tahtalarına geçiriyor, bir üçüncüsü dc büyük harfleri çizmeye uğraşıyordu. Bunların hepsi bana o kadar çocuk oyuncağı gibi geliyordu ki; başlangıçta duyduğum korkıı. yaraş yavaş geçmeye baş ladı. onun yerine içimde kendi değerimi tammaktan ileri gelen bir kıranç nyandı. Ne ağzısütkokan çocuklardı bunlar, daha B ile D yi birbirinden ayıramıyorlardı: Şu büyük çocuklar arasında da kim vardı beninı gibi, ilk sayfasında beş yıldır başka sabun kullanmadığım ilân eden bir serseri resmi bulunan şu «Pears' Cyclopaedla» içindeki bilgllere dalmış? Hlçbir şey bilmediklerl açtkça görülen bu çolukçoeuk arasında ben kendimi çok rüksek bilgili görüyor, arkamdaki yeni elbiselerle de onlardan ayrıldıçımı biliyor dum. Değerlerimi ortaya dökmek, yıldız gibi parlamak istiyordum. Taştahta kalemlerinin gıcırtısı başlıyalı daha pek çok olmamıştı, kapı ardıııa kadar açıldı, bir komut duyuldu: «cAyağa kalkın, çocuklar». Biz gürültüyle ayaga kalkarken. ka pıda İğne göründü, saygı ile geri geri çekilerek bir kadım içeri buynr etti. Küçük dağları ben yarattım der gibi, dimdik yıırüyen, pek aşırı giyinmiş ufaktefek bir kadındı bu. Öyle, böbürlenir gibi, çıkıntılı bir göğsü vardı ki, hele şapkasındaki tüylerle, tıpkı güvercini andınyordu. Ye rimde taş kesilmlş gibi, ona, öyle bakakalmıştım. Lady Meikle, Winton'lu bir fcorsa fabrikatörünün karısıydı, şimdi. Kocası öl müştü. Adam, sağlığında, bütün istasyonların tahtaperdelerine «Bayanlar, biz yalnız en iyi tabii balina kenıisri kullanım» diye, basit ama, ilgi uyandırıcı bir sözü yapıştırtmıştı; bunnn arkasında hayli para kazanmış, uzun süre Levenford yargıçuği ettikten sonra, şövalye olmuş, bu ünvan sayesinde de Ardencaple yakınlarında geniş topraklar abp işten cekilmişti. Orada kendisi orkideler, sıcak ülke bitkileri ye tiştlrmek merakına bol bol vakit bulurken kansı da hemen bir çiftlik hammırun düşen ödevlerinl benimsemiş, imtiyazlarını takınmıştı. Ama, tavırları da, konuşurken (iiliııiıı o yayvan İskoç a^zına kaçması da onun doğuştan bir kuşizade olmaciısnnı çösterirdi ki. bıınu kendisi de açıkça söylerdi. Ne var ki babamın taktıgı lâkapla söyliyeyira, Lady Baliııakemiği. iyi bir ka dındi: ^rdencaple'ye karşı pek cömert davranırdı. Yeni köy yönetim kuruln binasını o yantırmıştı bütün ile de yardını ederdi. f'stelik bu kadında hem ince bir acı alaylı görüş vardı hem de derin bir fluyçululuk. cünkü. ölen kocacığına, mermerden oyma. pek biciınsiz çireklik lerle dolu muhteşem bir mezar yaptırmakta kalmamış, onun bıraktıgi orkide koleksiyonutıu da, büyük bir bağlılıkla korumuş. hattâ geniş ölçüde tamtmiştı. Tuhaf görünebilir ama, böylesine üs tün bir kişiyle o güne dek tek bir kelime konuşınamışken bütün topraklarını, bu arada korusunu, içinden geçen çayı. koruyu dolaııa dolana, agraç gibi gül hatmilerin arasıudan eve kadar bir buçuk, iki kilo metre uzunlnğundaki yolu karış karış bilirdim. Evin yanında da bir limonluk vardı. Lady Meikle: «Oturun, çocuklar» dedi. Sonra eteklerinl sürüye süriiye biraz daha ileri doğru yürüdü. «Burası müthiş kokuyor. Bir pencere açın.» (Arkan rar) (Besteci A D. Konservaruan öğretim üyesi) zun sayısı ortalama 45 kişi«Bölge Tiyatrosu» sözünUn taşıdığı anlam nedlr? dir «Bölgeye gönderilen tiyatro» Buna göre dördüncü bir mu? Yoksa, «Bölgenin kendi yerde (17 tiyatrocuyla) yeni mab olan Tiyatro» mu? bir tiyatro kurabilmek için Birinci anlam: (X) bölge34 yılın mezunlarını beklesinin kişilerinden kurulu olmek gere':ecek Ve her yemıyan (sanat eötürmek için ni bir tiyatro için, bir yeni oraya giden ya da gönderilen dört ytf Beş tiyatro tçin 15 kişilerdeD kurulu) tiyatro de20 yıl O zaman nüfusumuz mek oluyor. olacak 4550 milyon Ve antkincı anlam: (X) Bölgesicak sekiz bölge tiyatrosu.. nin kişilerlnden kurulu olan 3 Bölge Tiyatrolanmn ku (sanat yapmak için orada yerulmasına kaynak olacak bir tişen yetiştirilen kimseleryol da. tasan vasalaştıktan den kurulu) tiyatro demek osonra kurulması düşünülen luyor Bölge Tiyatrolanmn açacaklaBaşka deyışle: Birincisl. ri «Stüdyo» lardır. taşıma suyla değirmen dönTasarınuı 13 maddesinde de dfirme: ikincısi, kaynaktan nilivor ki: «Her bölge tiyatark açıp akar suyla değirmen rosu ve operası (?) mödüru, döndürme. bölge çevresi içindeki yerli Yasalaşmak üzere olan kabiliyetler yetiştirnıek ga«Bölge Tiyatrolan Tasansı» yesiyle 2 yıl süreli tivatro veöyle anlaşılıyor kl birinya opera (?> stüdyolar» acacisindeD vana. bilecektir» tlk bakışta parBu tasanva göre: «Milll Elak eibi görünüvor bu düşünğitim Balcanlığına oagh, tüce Ama gerçeği düşünelim: zel kisiliği haiz bir bölge tiBu stüdyolEr okul niteligin yatrolan baskanlığı Ankarade mi olacak'ar yoksa kurs da kurula>ak Bu başkanlık niteliglnde m i ' yurdun her bölgesiıide ve uy gun gördügu yerlerde tüzel Her iki durumda da bir sokisiliği haiz (ancak. genel ru çıkıyor ortaya. Yetistirmiî sanat yönetiminde ve ana görevlerini kimler vürütecekprensipler üzerinde başkanhler' f^san, «Bolçe Tiyatrolağın ve sanat kurulunun mun bünvesinde açılacak tivatrakabe hakkı olan) Bölge Tiro ve opera (?) stüdyolannrta vatrolan kurmayp yetkili olamesleki ö*Tetim vapabile"Pıî cak ve kuracak ehlivef) haiz olmak» maddesivle bu görevi de müdtire Kısacası. Bölge Tıyatrolavüklüvor Pu görevi de dlvon merkezden kurulacak rum c''nkii müdürü işi o fea Bu tasarıyla her bölgede tidar çok ki! Sövle bir toparyatrolar turulu kuruluverelarsak Müdür Bölee Tiyarrocek sananlar var Böyle diişJ lannın teknik işlerini. sanat nenlenrı çogu, işin aslıru tyl bılmiyen meslek dışı (ve hat islerini vönetim islerint vürii terek reiisörltik edecek aktâ isin hesabını tyı yapmıyan tttrliik edeoek: stüdvolann m'i meslekten) ıtimselerdir dOrlttSü ile ö&retmenlieini de Gerçek şu: «Memlekettn vanack Bövle sev olur mu? (yalnız Devlet riyatrolannın Kim inanabilir bunlann hepdeğil, tüm memleketin) bugünkü sanatÇ' sayısı ancak > • sini de basar<»hileceginp? ki bölgeye değerli elrman seBölge Tiyatrosuna atanançecek kad»rdır.» Bu sözü tilar oyuncu olarak yetişmıa yatro lconusunun yurdumuzve ancak bu alanda çalısmış daki en büyük otoricesı sayıolacaklar Bu durumda olan lan Muhsuı Ertuğrul 27 2 1963 oyuncular öâreticilik işini ge günkü Cumfluriyet'te yazdı reeince yapabilirler mi? Yasalaşması istenilen tasaŞöyle kl :Bunlardan pek arıyla kurulması düşünülen azı konservatuar yüksek dön°yatro sayısı. sekizdir Şimdi mini. çoğu da orta dönemini bunu hesaba vuralım bitirmiş olaeaklar. belki baTasarıda her Bolge Tıyatrozılan da «en az iki vıl özel su için 18 l sanatnı olan 52 ti ve ödenekli tiyatrolarda caşilık bır kadro gereklı görül lışmış» olacaklardır Fakat, müştür Bu 18 sanatçıdan biri bunlardan hJç biri meslekî öğ bölge müdürü. biri dramaretlm eörevinı vürütebilmek turg 12 si sanatçı (oyuncu) için gereklt olan bilgi ve us3 ü stajyer sanatçı, biri de talıgı almış olmıyacaklardır. müzikçidir Yanı. bir Bölge Bundan örürü: vetenek. ÖTPI Tiyatrosu için bt müzikçi. 17 hilçiler ve Sfretim deneyi «stiyatrocu gereklidır. Buna gö tiven fiğreticilik eörevini bu re. Sekız Bölge Tiyatrosu ısanatçıl i n adı Reçer. stöı'vo çm, tasarıda niteliklen de be larVia n* lereceve deein halirtilen 8 mUdür. 8 dramaturg, şarabilecekl"ri dSsünübneve 13 şerden 96 ojTincu stajyer deepr bir konudur sanatçılarla birlikte toplarn 136 tiyatrocu gerekli. MüzıltHer iyi oyuncu iyi öğretici çilerı de sa/arsak hepsi 144 olamaz. Ovunc Iub başka iş, sanatçı eder öğreticilik başka. öğreticınin oyuncu olması belki gerekli, Yine iyi ıserlikle diyelün ama oyuncunun öğretici olki: Tasan yasalaşınca Bursa, ması değil. İzmir ve Adana sahneleri Bol ge Tiyatrolan olarak «memleHem tiyatro öğretıciliğinm ketlr bugünkü sanatçı sayısı» tek konusu «sahne» değil ta. yla kurulup çalışabilirler GeÖnemlt diğer meslek öğretırn riye beş tiyatro kaldı kurulleri yanında bır de ''Iksiyon ması düşünülen Sekız Bölge fonetik ögretımi var; ta bölTiyatrosunun bugün ıçın bile geler ıçın asıl büyük soru bu. Türkiyeye yetmezliği bir yana Her bölgenin ağız'ı (şıvesı) bu bes tiyatro için de 17x5: 85 başka oaskb .Bunlar. teb ıtiyatrocu gerekli. ğızda birleştirmek işi okullar la, radyolarla yazılarla vüriBu sekseıı beş tiyatrocu hangi kaynaklardan kaç yıl düŞü gibi bn görev belld de daha çok ve daha somut olada yetiştirilebilir, nitelikleri rak tiyatroya düşecektir. ne olabilir? Ve de. seldz Bol Ce n>yatrosunun kurulması Kaç kişüniz var bn konuda kaç vilda tamamlanobilir? O başanlı öğretim rapabilecek? zaman Türkiyenin nüfusu ve I Güzel konuşmah başka gütoplumun tiyatro gereksinroe zel kunuşmayı öğretmek başsi nereye varır?.. kadrr Sahne konuşmasuu öğKuruiacak Bölge Tiyatrolan retnıek de daha başka için başlıca üç yol. üç kaynak Tek konservatuanmızda bigörünüyor: öze] ve ödenekli le henüz tam birliğe kavuşma tiyatrolar, konservatuar ve ta tnıs olan diksiyon fonetis sarı yasalaşınca kurulacak okonusu bunu öğretmeyi öğlan Bölge Tiyatrolannda açırenmemis kimselerin öğretelacak stüdyolar... ceçi iş değildir Bunlann üzerinde bırer biMeslek içindeki diğer korer duralım: nuların öğretimı için de du1 Bilindiği gibi, özel ve rum aynıdıı Tiyatrr alanını n ödenekli tiyatrolann çogu tstanbulda. biri de Ankarada çeşitli Konuiarında öğretmevi öğreten bir kurum yok hedir Meralc ediyorum özel »e nüz Türkiyemizde ödenekli hangi tiyatronun feaç güçlll oyumusu Bölge Tiyat Şayet tasan gerçekleşırse, rolannda görev almak tster? bu stüdvolar gereğince başaAlırsa, durumu nlc'olur bu nlı olami' scaklar; ve buraözel tiyatrolann? Gerçi, böylardan yanm yamalak ve'i'jlesi sanatçılar. da f.çık kaoı tirilecek olan kimselerle de bırakmak iyi bir şey: ama. gerçek sanat niteliğı olan Bol Bölge Tiyatrolanna özel ve ö ge Tiyatro'an hiç bir zaman denekb tiyatroların kaynak okurulamıvacaktır. 'ibileceğinı sanmaya veter Peki öylevse bölgr t:ya romi? lan Kurulmasın mı demek istivorum' 2 Yurdumuzda tıyatro ög renirai veren bir kurum var: Hayır. Böyle düşünmedığiAnkara Devlet Konservatuan miz gibi ööyle düşünenlere Bu kurum, 1936 yüjda kude karşıyız Bölge Tivatmian r ııuş olup. 196" yılıns dekurulmalıdır Ancak tassnnın ğin 103 tiyatrocu vetiştirmişönerdifiı vollardan desii •latir. (Bu okul. dramaturg reha <erçekçi vollardan Yapıjisör tiyatro ısonulannda öğlacak tş bölge konservatualaretmen, tiyatro yazan vb öğn açmaktır Bu öreriyı gerenimleri vennez; yalnız oleoek vazımtzda mcelıveceöız. yuncu yetlştirir..) Evet, 25 yılda 103 tiyatrocu. 15 tivatrocu kaç yılda yetişir? Devlet Tiyatrosu sanatçılan Oınş lmtihanlanna Hazırlıma Konservatuar çıkışhdırlar Bu Kursları 3 Ağustosta başlıyor sanatçüann azı tiyatro yük ; Broşiir îsteyiniz ' ;. sek dönemini. çoğu da tiyatro orta dönemini biörmişlerBİLGJ DERSHANESİ dir Konservatuar tiyatro böC a ğ a l o g l u lümü'nün (yüksek ve orta dönemleri birlikte olmak Uzere) vilda verdiği mcHeklâmcılık 2568 8 ıl X B f ECVET GÜRESİN * Yan tslerlnl fuiea idare edea Sorumlu MOdür: Genel Yayın MUdttrU NAZtME NADİ * CumhuriYet Sayısı 25 Kuni3 rurklyB Harlcl Llr» Kr Ura Kr. Senellk 6 aylık 3 aylıb 75.00 40.00 22.00 150.00 80X0 «4.00 UUfilJ tLLKKl BflROSU; AtatOrk Bulvsn Yfnfi AD. l Şt Telefon: 13 9» 44 12 09 20 12 09 6fi. n 57 35 * ANKAKA VECUİ KIZILDEMtR Gazetemlze gooüerüerj ymzılar koaalnın. komıltnano tad» «dllmar. * tUnlardao meauuyet kabul olu». mat Abon* v» uân tslerl tçln rar(iD Ostfln* tAhnnes vey» «tlta ServUU kıydırun konmam lâzımdır. Fatlh Ps«a Mahalles] Şcftallgeçld] Sokagı No 9 Dlyarbaklt relefon: ton * Basao ve Vayao CUMHÜRIYE7T Matb»acılık v» Gaz«tPdllb T A. Ş. Gagalnftlu GtİNBIT İLLKRİ BÜRCISD: KOçOluaai Meydan> Edlmt Hanı ADANA relrfnn «5S0 •k BaJkevl Sokak No 3941 Bu gazpte BAS1N AH1..A.K YA. SASLNA uymayı taabbüt etnusUr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle