Katalog

20 Araük 1964 CÜMHURİYET SAHIFE BEŞ Yorumlar ortasında 2HIIM ıiHiıııııııııınıınııııııııuııımıııımtıııınııunnmıınııımıı^ MEVLİÎNfl i Yazan: Rüştü SARDAĞ* için Turklüğü Uzerinde durmuş, Bu çelişik tutum ve yorumlan insanlığı birleştiren bir varlığı, teker teker ele alıp eleştirmeye, birbirinın tıpkısı bir taassupla sütunumuzun yetmezliği ortada; dar bir milliyet açısı içınde ele ama hemen söyleyelira ki, ışin öalmışızdır. Konya, özellıkle Ara nemli yanı, bu binbır çeşit yolık ayı içinde, doğudan, batıya arumların var oluş gerçeğidir. Bukın edenlerin, şeblr içinden ve nun nedenl de, çokluk, Mevlânaöteki yurt köşelerınden gelen tunın tum insanlığı kapsayan Mesrıstlerin çeşitliligi sayısınca birbinevi'sinden dogmaktadır. Gerçı rıne aykın yorumculan sahneye Mesnevl bu taban tabana aykın çıkaran rejisör hali takınır. Bir görüş ve tutumlara neden olacak yandan «semâ» lan banda alroak bir ortam deglldlr. Ancak, bir böisteyen dunya halk danslan inceİU aydının, Mesneviyi kasıtlı ve leme ekibi, bir yandan «Fesubbaçıkarlı olarak kendince yontması, nallab! Bu dönüşler jimnastlk mi bir bölü aydının da bu ylice eseki, banda alıyorlar, onları Allab ri anlayamaması, görulen üzücü döndürüyor» diyen Mevlevi tekkeve jaşırtıcı çelişmelere sebep ollerinin arda kalanlan, bir yandan maktadır. Halbuki, Mevlâna'nm evlerde yer yer coşkulu ayinler, Mesnevisi bioloji, fizik, çözümsel bir yandan büyük Mevlanayı düngeotnetri, tarih, felsefe, matemayaya mal etmek için çırpınan Tutik, öp, hukuk, folklör, askerlik, Fransız şairi Maurice Barres: rizm cemiyetinin iyi niyetli ço tnitoloji. bitkiler ve nayvanlar âcMevl&ns ışığından bir kez nurlalemi, resim, musiki, mtmarlık, nan başka nur istemez» der. Ce cuklan, bir yandan tstanbul'da «snop» ça gezerken Konyada birahlak, gelenekler, nayatın ileriye lâleddin'i, lngüiz düine kazandıdogru akıp gitmeslyle Ugül bUtün ran Niccolson, «on beş sene, de denbire sakal bırakıp kılık değistlrerek elde tesbih dolasanlar, bir bilim, sanat ve felaefe dallannı rinllğüıe lnmeğe yetmedi» diye yüceliği önünde eğılmiş, TUrkiyeyandan TUrkiye radyolannın Mevlçine alır. Dinleri ve İnsanlığı de blr çok Imamlar, halızlar ve lanaya tutkun, inançlı sax ele kavrama yönünden de kendisine onlann dar çevrelerindekl kimsemanlannın yalansız sevgilerl; öte Kur'anı, Incil'l, Tevrat'ı kılavus lerc« Mevlâna, yüz yıllardır afoyandan «çalgıcüar gelmiş» diye edinmijtir. Caltl«ddini Rumi, rosa uğramıs ve O'nun, seslnde ayaklanan ve davetiye kavgası yabildıgi üç dille, umanının butün Tann nostaljlsini buldugu ney'pan eglence meraklüan; blr yankultür hazinelerini emmi?, go lne takılan bu çevreler, kendisida hu çekenler, bir yanda «Mevrüşüp konuştuğu halk çocuklanni «düdükçü» diye küçültmeye lanamız hoş görür» diyerek geç na eğilerek insan oğlunun karak yeltenmişlerdir. Osmanlı padişahvakitlere kadar meyhanelerde teri üzerine bir senteze varmışları, Padişah Ahmed'in «Tahü içip ttirbe civannda, torende boy tır. Hazreti Muhammed'den ne ma'nlde O'dur padişebi dünyagösterenler.. kadar kopmazsa, Mevlâna, inrun» dedigi gibl, Mevlanayı, mana tahtmın tek hUkumdan olarak tanır ve divan şairlerl, bizlm derleyebildigimlz binden çok kasidede, kendlsini baş tacı ederken asırlardır geri kafalı bir sürü dın adanu Mevlanayı, dinde bid' atçılıkla (ibadet usul ve biçimlerini deglştirme) suçlamaktan çeCildinize kolaylıkla intibak eder. kinmemişlerdir. Batının aydın evGündüzleri Havilland Vanishing kremlerl lâtlan O'na insanlığın en btlyük aşıgı gözü Ue bakar, cenazesi arGeceleri Havilland Cold kısa bir zamanda dından imamlar, papazlar ve hacildinize intibak eder. Parlaklık ve yuhamlar, Tannnın varlığına ve ortaksızlığına inanan bu üç kardeş muşaklık vsrir. dınin öncüleri, elleri birbirlerıne Cildinizi kurutmaz... kenetlenmiş, gözleri yaşlı, yürur I ken ömeğin Konya'dakl torenlerHavilland güzellik kremlerı sayeslnde, bu satırlann yazan da tıpkıde cildiniz uzun zaman yumuşaksı bir görüşle insancılığını savu I nurken, hemen arkamızdan konulığını muhafaza eder. kuru bir g8* şan bir başka aydın, «Mevlânarun rünöş vermez. Jnsaniyetçilikle ilgisi olamaz, bunu düsünmek yanlıştır» diyebilCildinizi korur ve güzelleşmlştir. Basında, babacan (ehlidll) adamlann gönlünde, Çelebiler axasında, kitaplarda ve beş, on yüdır da kentdaşlanna sevinç ve bereket sebebi olduğu Konya'daki anı töretüerinde birbirinden ayrık göriiş ve duyuşlarla tarutılan Mevlânarruz kimdir? Osmanlı tezkirecısı Faslh Dede: cKangı aşıktır o kim Mevlâsı Mevlana degll» diyecek kadar O'nu, sevgi sarhoşluğu lçinde Tannlaşürır. Öteyandan tranlı Molla Caml, «peygamber değil amma, kltabı var» derken bazı aydınlanmız, dlrüerde taassubu Jurmış olan bu Ilerl lnsan için törenlerde ve radyolarda programlar düzerüemeyl gericüikle suçlanıışlardır. £ E sanlıktan da o kadar kopmaz 5 Çunku, Kur'an ile, Tanrımız, bu tün kutsal kitaplara işaret et~ miş, dinlerini onaylıyarak E Yuce Muhammed aracılığı lıe E insanlığı birleştirecek »on elçıyı :£ gondermişür. E Gencıler, örneğın, «Ben HazE retı Muhammedın vefatına kaE dar ızindeyim» sözüne yapısırlar E da, yıne Mevlânâ'nın, «Kur'anı, E Hazreti Muhammed gibi anlıyoE rum» diyen, yani; «Yuz yıllardır E «iz O'nu işinize geldiği gıbi veya ran, Safialihan basımevı. E gucünüzun kısırlığı ölçüsünde Risalei Feridun Ahmet Sipah E anlıyorsunuz» demek istiyen mıs talar: Tahran baskısı. = ralannı gönnez veya görmezlikŞemsi Tebrizl: Mevlânâ'nın E ten gelirler. gazelleri, Hmdıstan baskısı. Bütün din yorumcularına payEttelâatı Mâharv»: Tahran dos çekmek; yüz yıllardır Islâra milletlerine yutturulmaya çalı ayhk Ettelâat gazetesı, 100 uncu sayısında çıkan Prof. Şucaeddın şılmif yalancı hadis ve fetvi aŞufa'nın Maurrice Barres'le ilgı damlarından yakalan sıyırmak; h makalesı. = bir elde Kur'anın aslı bir elde Riyazülârifin: Tahran baskı E Mesrvevi; kıyaslayıcı bir metod la gerçeği kavramak, Mevlâna • sı, rahmetli Hidayet. yı ne törenlerden, ne kıtaplarMesn«vîi Mânevi: Emiri Ke E E dan, ne bu çeşit makalelerden bir basımevi, Tahran. E değil, kendi pınanndan içerek 1962 yılı Cumhuriyet gazetesi, E anlamak.. bizi, çeliymelerden an15 ve 17 aralık tarihlı makale "" cak v* lanıma gör« bu yol kurler: Rüstü Şardağ. tacaktır. / Konya Mevlâna törenlerinde N OT : yapılmıs konuşmalarımız ve oFaydalanılan kaynaklar: teki konuşmalar. Veledname; tashihli îran baıDivanı Kebirden seçmeler: M. kısı, Tahran tkbal Kitabevi. E. Bakanlığı, klâsikler srisı: Gazeliyatı Şemsi Tebrizt: Tah Mıthat Buhari Beytur. İyi niyetli seyyahlar Birinci perde Her akşam, uzun bir tünel Herkes haklı Karın doyurmuyor Kendisi muhtacı himmet... İyi niyetli seyyahlar yine «iyi niyet» heyetlerimize. Epeydir bahsi geçmiyor da unutuldu, veya, vazgeçildi zannediyorduk. Ne gezeeeeeer... Eloflu durur mu? Meger, saman altından suyunu yürütür, gidermiş. Zaten işin başında, siyasetle gecikmiş bir balayını birbirine karıştırıp, olur olmaz her vesile ile resmî seyahatlere çıkan, profesyonel turist (bu adı ona Falih Rıfkı Atay taktıydı) Cihat Baban dostumuz varken, bunnn böyle olacağı belliydi. Her neyse, herbalde, daha simdiden mesbur olan heyetlerimiz bugünlerde yola çıkacak. Kendilerine ayrılan para 800 bin lira. Avrıca, gittikleri yerlerin elçilik kasalarına da icabında, el atabilecekler. Kaç kişi olduklannı pek kati bilmiyorum ama, adam başına, yine en azından (elçilik kasaları bariç) söyle bir 6070 bin lira dttşer, sanırım. Dogrusu ya, çok da degil. Çünkü, «iyi niyet» li vatandasların seyahat listelerinde, bizim adını sanını bilmedigimiz, bir süru yer var. Oralara kadar gidip Kıbrıs dâvastinı anlatmak daba ucuz olur mu? Hattâ. pazarhkta, iyi anlasmıslar. Esasen, bizim maksadımız, masrafa dokunmaktan ziyade, heyetlerimizin birçogunda (Kongo'da olduğu gibi) hâlâ beyaz insan eti yenen bu memleketlerde, Türkiyenin Kıbrıs meselesini nasıl anlatacaklandır? Biz, ki bu işi, onların en seçme delegelerinin bulunduğn New York'taki Birleşmis Milletlere bile, daha, dogro dfirüst anlatamadık. Onlar becerecekler zâhir! * * * Herkes haklı I E Birinci perde ki tarafın da haklı otduğn bir s5z dfiellosn ile karşı karşıyayız. Bir uçta Maliye Bakam var. (Resmi sektör sözcüsü). Sayın Ferit Melen «Tüccar, kâfi derecede vergi ödemlyor» diyor. Haksız mı? Haklı. öbür nçta Ticaret Odası Başkanı, «evimli dostumuz Behçet Osmanağaoğlu >. (Hususî sektör temsilcisi). O da «Servet beyanı, vergi açıklaması gibi tedbirler alındı. Artık tüccarın vergi ödememesinden bahsedilmemelı» dıyor. Haksız mı? Haklı. Yine Maliye Bakanı «Tüccar, kâfı yatırım yapmıyor» diyor. Haksız mı? Haklı. Yine Bebçet Osmanağaoçln «bnnnn sebebi malî ve iktisadî Istikrarsızlıktır» diyor. Hakau mı? Haklı. Yani. Memleketimizde sık sık gördnğümfiı, iki tarafın da haklı oldugn bir dâva karsısındayız. Tavnk mu ynmnrtadan, ynmnrta mı tavuktan çıkar hikâyesi gibi bir şey. Tedbir alıyorum ama, yine vergi venniyor. Yok, artık, bera tedbir al, hem şikâyet et, olmaz. Yatırım yapmıyor, bütün Is bana düsüyor da, istikrarsızlık oradan geliyor. Hayır, evvelâ Istikrarsızlık ortadan kalkiin, yatırım kendiliğinden yapılır. Ve, böylece, anla*ılıyor ki, Hoca merbnmnn kadılıfını aratmıyacak bir hâkime ihti yacımıı var. Hani iki tarafa hak verdikten gonra, evde karısına «senin de hakkın var» demiş ya... iste bnna benzer bir hâkim bulmaü da divayı halletmeli. Yoksa, is çok uzıyacak gibi. *** Parlak ve zinde bir cilde sahip olmak için ŞEHIR OPERASI (SON İKİ HAFTA) = S ACBETH Büetler Tepebaşı Opera gıçesinden aatışa çıkarılmıştır. (Basm 23703/15517) E TürMve masonlan, O'nun anılma günlerinde «en büyük ve ilk masonumuz» diye konuşmalar düzenlemiş, dinsel çevrelerimlzin bir bölümünde lse Mevlanaıun «ben ölünceye kadar Muhammedin lzındeyim» sözüne yapışılarak masonlar yalanlanmava kaUaşılmış, «O'nun yalruzca bir ermişler öncüsü (EvUya kutbu) olduğu «avunulmuştur. Yine anma törenlerinden birinde bir hatip, YUce Celaleddine, filezof demlş, O'nu peşleyerek kürsüye gelen bir başkası, «Batıda , hangi füezof kiliseye gömülmüs ' tür, Mevl&na camide yatar; O, din ulu'sudur» diye eleştirmeye girişmiştir. Araplar Ebâ Bekr'in torunu; tranlılar, tran kültür ve edebiyatının en büyük temsilcisi diye kendisine sanlmış; biz Türkler de, «aslım Tiirktür» dediği ' tirir.» ihtiva ettlgi besleyicl maddeler sayesinde cildinizi besler, teninizi soğuk ve sıcağa karşı korur. = \teudloKa dan sonra Güzel kadınm kremi Üâncılık: 3772/15510 I BABAEVİNDE I I HAYAT I YILDIRIM ONAL ÇETİN İPEKKAYAANİ İPEKKAYA î ö Z E L KADIKÖY TIYATROSU'ndol Dinliyenler Yok. yok. Bugünlük bu kaE^ dar yeter. Haydi sizlere rüle güle. "" Heyet (çaresiz) Allakaısmarladık. (Onlar evlerine, bizimkiler dükkanlara, dagılırlar). *** Heyet Durun, daha bitmedi. Bizim KıbS rıs... u bahiste, meselâ l'rundi'de, söyle bir konoşma hayal edilebilir: Bizim heyet Pek muhterem ve sayın Urundi'liler, şimdi size Kıbrıs meselesini» Dinliyenler (söı keserek) Sahi yahu. nedlr bu Kıbrıs Allahaşkınıza? Heyet Kıbrıs, Akdenizin dogusunda bir adadır. Dinliyenler Akdeniz mi? O da ne? Heyet Akdeniz, Avrupaııın gfineyınde, Afrikanın kuzeyinde, bir taraftan Atlantiğe, bir taraftan Kızıldenize, bir taraftan da Karadenize bağlı bir Dinliyenler (söz keserek) Çok enteresan. Neyle bağlamıslar bunu? Heyet Boçazlarla, kanallarla. Dinliyenler Demek. şimdi. oradan buraya vapur gelir mi? Heyet Gelir tabii Dinliyenler Allah. Allah... Neler de var bu dünyada. Peki, bu saydıgınız deniz isimlerindeki «ak», «kızıl». «kara» nın birer mânası var mı? Heyet Var. Ak = Beyaz, kızıl = kırmızı, kara = siyah demektir. Dinliyenler Hakikaten çok tuhaf. Vani bu denizlerin renfci bevaz. kırmızı ve siyah mı? Heyet Değil. Onlar da öteki denizler gibi ama. isimleri ö\le. Dinliyenler Fevkalâde. Verdıgini* malumata cidden tesekkür ederız Uitmete kal • karlar). B Karın doyurmuyor H emen hemen, gün geçmez, oknrnz: Şebirde ?u kadar kilometre yol yapıldı, yahut, •narıldı. Bu kadar kişiye telefon verildl. Füânea, veya falânca gemtlerin kanalizasyonu bitirildi, gibi şeyler. Bütün büyük şehirlerimizde böyle oldngu için isim koymaya lüzum yok. Aslında sntnnlar arasına sıkışmış bu küçük haberleıin altında, ilgililerin, bir böbürlenmesi, bir övflnmesi, bir koltok kabartması saklıdır. Halbuki; sizleri bilmem ama, ben bu çeşit habercikleri gördfikçe, daima, ihtiyacın ne oldugunu düşünürüra. Meselâ, şu kadar yol yapılmıs, ihtiyaç ne âlemde? Bu kadar kişiye telefon hattı çekilmiş; sıra bekliyen kaç kişi? Kanalizasyonun ne kadan bitirilmiş, kokudan geçilmiyen. semtlerin sayısından ne baber? Buna benzer, son olarak, bizim Sular tdaresinden (ve. bermutad, sudan) bir haber çıktı: 9ehre verilen su bilmem kaç metre kflpten bilmera kaç metre küpe çıkarılmıs. Böylece, nüfusu su kadar olduguna göre, adam basına, bu kadar metreküp su düsüyormus filân, filân... yani, bir sürü, masal. Masal, çünkü, Istanbolun jarısı elini yüzünü yıkıyacak soyunu, hâlâ. tenekelerle temin ediyor. öteki varısı da, hele yaz ayların da, musluktan gelen hırıltılarla. âdeta teyenv müm abdesti alıyor. Hakikat bövle olunca; yukarıda sıraladı|ım ve «ıralamadıgım diğer öğünmeler gibi, bütün bu metreküp hesablarını da. defterlerinİ7e işleyin, ve sıkı sıkı muhafaza edin. Bize ne? *** Kendisi muhtacı himmet... B = Her akşam, uzun bir tünel GOOD>*YEAR Goodyear'in nakliyecilere sağladığı l HİÇBİR FİAT ARTIŞI YAPMADAN E n i r yabancı roman okuyorum. Saçma sapan ~ D pir s e v ama, büyücek bir kısmı. Istanbulda E geçtigi için, insan ne de olsa, meraklannor. Bir yerinde, Istanbula yeni gelen romanın 25 Aralık 964 suareden itibaren. Tel: 36 05 94 I E r: kalıramanı, gece otomobille giderken, birfim • • • ••• « « a B M BM mm wmm • • • • BIHC4 E karanlık sokaklara bakıyordu, Kendi kendine «« Cumhuriyet 15494 E «bir şehrin ne derece fakir olduğu, ısıklannın ~ fıkaralı^jndan belli oluyor» diye dttşünüyor. 'Z. Kitap için saçma sapan dedim ama. buraE sı doğru. Hakikaten öyledir. Zamanımızda, E medenî Batı sehirlerinde, gündüzle gecenin, E artık farkı kalmadı gibi bir scy. Hiç değilse, E ana caddelerde; hava meydanlannda ve difer E meydanlarda; tren istasyonlarında: günQn 24 E saati alabildiğine bol ışık. E Turkiyede böyle degil. Her seyi de imkânE sızlıfa vermiyelim. biz bu ısık ihtiyacını duyE muyoruz galiha. Onun için, Anadolunun, elekE trifi olmıyan; ve.ia: muayyen saatlerde ya~ nan, kocaman kısmından vazgeçtik, büvük seEkstra llave Ubaka E hirlerimizde bile, aksamla beraber, insanın içiÇELİK TEL KAUÇUKLU E ne tarifsiz kasvet çöker. Bir de\amlı alaturka SIRTALTI E sarkı dinliyor gibi oluruz. E Büyük Alman yazan Göte, ölürken «daha E Çok ısık» demis. Turkiyede olsaydı. bunn bü= tün havatında tekrar eder. durur... Vabiız Oeedyoar'ln ~ ... ölürken de baska bir sey söylerdi, herMhlp olduğu I = halde. ir yandan (başta Almanya olmak üzere) batı memleketlerine boyuna isçi yolluyoruz. Sayısı, simdilik, zannederim. 150 bini buldu. Dışandan, devamlı olarak; istek geldigine gö re, daha da bir hayli artacağa benzer. Adcta, basını alan, kapağı bir dış memlekete atıyor. Burası böyle. Şimdi bir de, lutfen, şn hale bakın Haber, hafta içinde, gazetelerde çıktı: Sehrimizde, endflstri («sanavi» arapça ya, bu da onun türkçesi') kuvvetlerinin çofalmasına paralel (bu da «muvazi» kelimesinin türk çesi!) olarak, isçi ihtiyacı artmaktadır. Böyle • ce, halen 15 binden fazla isçi yeri bos bulonmaktadır. Ne garip bir tezadlar diyarıdır bu böyle canım. Bir taraftan yabancı memleketlere banl hanl isçi yolla, bir taraftan kendin otur isçi bekle! Anlaşılıyor ki, bir zamanlar pek moda olan «takas» sistemine, bu isçi bahsinde olsun, yeniden basvurmak lâzım. Yani isçi ihraç edip, yerine. yine. isçi ithal etmeli. Zira «kalkınma. kalkınma» diye bastacı ettifımiz sihirli parola. ister toprakta. Hter fab rikada. işçisiz vürümrz Zaten, belki, aksayıp durdugunun bir sebebı de budur 3T NAYLON LASTİK GÖVDESİ nllllllSIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIİIIIıllllllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIMlftllHIHIIiiilllllllllllUllülllllllllllllilllllMI : ÇELİK TEL KAUÇUKLU SIRTALTI ile Goodyear, Türk lastik piyasasına büyük bir teknik yenilik getirmektedir. Fiatta artış yapılmadan 3T Naylon gövde ile sırt arasına konan Çelik Tel Kauçuklu tabaka, Türkiyenin zorlu yol şartlarında kamyon lastiklerinin ömrönu krsaltan bellibaşlı arızalara karşı kudretli bir kalkandır. Sırialf, Çelik Te! Kauçuklu SUPER ROAD LUG lasfiklerinin yanaklarında SWU yazısı buhmur. Celik tel kauçuklu sırtaltı GOOD KARS GAR. SAT. AL. KOM. BAŞKAKLStilNDAN: Herış 6764/15179 Okuma Yazma bılmıvene kurs açınız lyı Ahlâk I>rneği .Satılık Oto. Şevrole Impala Tel: 48 11 09 Sıfır kilometrede 1965 Kars narnİ70'"' BırI'H(»rı ihti\r"'i icin müt'a'ıh't nam ve hesabına kapaiı ^arfla 50 ton pilpvltk nin'nc =a*ın ^'ıracaktır Muhammen bedeli 120000 lıra olup g°cici fpm>n3tı 7250 Iiradır. İhalesi 6 Ocak 1965 çiinü saa' 11 dfHn Tpkhf mektuplan ihale saatinden biı ^aat evvpimo kaH^r Knnısyonumuza makbuz mukabıli kabul edılır. ffvsal ve sartnamesi her çün Ankara. İstanbui Lv ^mirliklpri ı|p Komıs yonumuzda gorulebıl.r (2176 H ,«ı ı 15S1 ÇELİK TEL KAUÇUKLU SIRTALTI lastiğe ne kazandırır Sırt kesiklerinin büyüyüp derinleşmesini önler Ayrılmalara mani olur Sırttaki harareti gövdeye geçirmez, lastiği soğuk tutar Yaralayıcı tesirlere karşı lastiği korur Lastiğin kaplanma kabiliyetini arttırır SİZE KAZANÇ SAĞLAR Çelik Tel Kauçuklu Sırtaltı başlangıçta 3T Naylon SUPER ROAD LUG Kamyon lastiği 900 20 ve 120020 ebatlarma tatbik edilmektedırv C u m h u r i y e t 1550*1 İstanbul Eıtıniyet Nüdürlüğü Satınalma Komisyonu Başkanhğından Clııl Harbiye Karskol binası onarımı Dolapdere » » » Şenlik > > > Kesif Bedeli Lira Kurus 14999 75 7875 3« 7000 tlk Teminat Lira Kurus 112458 590.65 525.thale »ün ve saiti 25/12/964 Lumd l.ı 25/12/964 Cuma 15 30 25/12/964 Cuma 16 1 Yukanda «dltn. keşıf bedelleri, ilk teminatlan ile ıhale gun ve saatleri yazılı karakul bınalan onarım iılerinin açık eksiltme suretiyle tstanbul Emniyet Mudürlügü bınasına ıhalesı ya pılacaktır. 2 Bu islere ait eksiltme evrakı ile Bayındırlık Genel sartnameleri tstanbul Emniyet Mu dürlüğü Şube 7 Müdürlüğü kaleminde gorülebilir. 3 Eksiltmeye istirâk için teminatın yatınlmış olması, 1964 yılına ait Ticaret Odası belgesı ibraz edilmesi, eksiltme gününden tatil günleri hariç üç gün evvel Vilâyetten ehliyet vesıkası almıs olmalan sarttır. (Basın 23255/15516) EAR 1