19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT CUMHURİYET 20 Arahk 1964 1964 • 1965 ^«••••••••••••••••••••*•*•••>**••••••••••••••••••••••••*••••••>•••••>•*>•>•••>•••••••••••••••••••••>••••>••••••••>••••>*•>••••••••*•*••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»« ' ^ • • • • • • • • • • * a ••••»•* •••••••••••••••••••••••••••••••••••••• ••••••• • • • • « • • • » • • • • • • • M t H M I M M I M Î H I M I İ M M K I M I H M M I I I M M H I I I I I I I H M I I M I I I M I I •••••••••••••••••••«••••t2n ^« • • • • • • • • • •* ^^««••«•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•«••••••«••••••••••••••«•••••••••••••••••••••«•ı>KBBas*«a««'aaa«B«Ba*««**«a«a««""«*B"MB*"B*«««*aa«aaB*aasaa«a«a*B> ââa , YUNUS NADI armagan! «KÜÇÜK HİKÂYE» Bu da bizden bir karakol hikâyesi Gunumuzun tkıncı Mahnıudu « Ben» der... «Eğer kolumda Orhan Öztrak, evvelkı gece bir kadınla olsaydım. Bekçi be«mutenekkıren» karakolları tef ni dnrdnracak mıydı?» tış ttı. Ama, bır farkla. Kılık, Komıser ıtıraz eder: kıyafet değıştırmeden... « Hayır amma, bannnla ne Neler gordu, nasıl bır intiba llgisi var?» ile ayrıldı, bu ilerıdekı gunlerVatandaş durumu açıklar: de anlaşılacak konu.. • Bavul, bir suça âlet oln Sayın Öztrak'a bu da bizden yor da kadın neden bir snça âmısalî bir karakol hikâyesi. let olmasın... Meselâ zina...» Vatandaş, Kızıltoprakta, BağKomıser şaşırır. Emnıyet Mudad caddesınde elınde bır bavul durü şaşırır Ve vatandaşa cumgece saat 3 te agır ağır yurur. leten hak verırler. Bıraz sonra arkasından bır bekçı peydahlanır ve »orar. Olay, Kızıltoprak semtind< « Bu ne?» duyulur. Duyanlar" Vatandaş şaşırır v» c«vap ve « Aman çok iyi olmuş!...» rir: derler ve devam ed'erler. < Bsvnl. Eşy» tasımak için!» « Ne hikmetse bizim lemBekçi «oruşturmaya devam tin bekçilerinin bSyle bir «der: ideti var!.. Hep de hırsıza ben« Amma, geceyann» lemez kisileri çevirirler.» Vatandaş cevap verir: < Hattâ sabaha 1 . 4 n a t BİRAZ DA SPOR Var...» Can Bartu ıkı yılı aşkın bir Ve bu tahkıkattan »ıkılan va »uredenberı ttalyada futbol oytandaş açıkça sorar: nuyor. Önceleri orada da «ben « Arkadr/?, »en n« Istlyor şnrada oynamam, burada oyna•un?» rım. Tanımda sn oyuncn olsun, Bu defa bekçifceketiyertkec bn oynncu olsun» dedığıni gaTap verir: zetelerde okuyorduk. Zavallı « Yani, elinde bavnl, geee Bartu da Avrupada futbolun, yansıj> futbol teknığinin ne olduğunu Vatandaş durumu anlar v« ogrndi ve sesini çkarmaz, ol bir cümlede izah eder. du... « Yani hırsızlık raı demek Bunda ne var. Türkiyenın hulstiyorsnn.» yundan mı, suyundan mı, buraBekçi, kekelemeye devam e ya gelince, her şey değişıyor. der ve başını salhyarak: Bakın dünku spor sayfaların • « EveU der. da Bartu yine şöyle konuşuyor: du: Bekçi ve vatandaş karakol» « Solaçık oynamak lıtemigıderler. Vatanda» iorar: yorumf...» Ciğerci Yazan: Melâhat ODEKAN 14 Nice yıllar bu yokuş tırmanılmış, «Ciğer . » diye bağırılmış, kazanılan parayla yapılacak işler tasarlanarak geri inilmisti. Ciğerin bilinmedik yönü kalmamıştı. Kayganlığı, karalıği, aklığı, pıhtılasmış kana göre tazeliği, bayatlıfı kaç yılın ona öğrettikleriydi. Sattığının adına, kendine özge bicim vererek ilk heceyi kısa, ikinciyi soluğu yetesiye uzun, fiçüncüyü kısa kesik söylerdi. Ciğerci sözcüğü anlamına göre değil, bağırılışına göre alıcıları nyanrdı. balığa özencini babasında gideren oğlnnnn yumrnğuydu bu. fumruk boğazından iç organlanna afır ağır indi. Durdn yüreğinin başında. Sorumluluğunu pek dnymamıstı şimdiyecek oğln nnn. Herkesinki gibi büyüyüp gidiyordn işte. Nasılsa gelivermisti bn kızgın caga. Şimdi anasızIığın, bilgisizliğin, parasızlığın, ilgisizliğin hesabını istiyordu ondan. EıtıJn misinî Yazan: Burhan FELEK fj3 damlar vardır. Bir lâkırdıyı ağzı//\\ na alır. bir daha bırakmaz. DeJrA nilebülr ki; onu söylemese lâfıt î l " nın alt Urafını getiremiyecek . Böyle, ağıza yerleşmek istiyen lâflar da vardır. Meselâ Allah ömür versin, çok yaşasın, gibi sözleri, hakkında sitem edilen fakat sevilen insanların adından önce tekrar ederler. Istanbul Türkçesinde kendi yiyeceğinden, mutfağından, varlığından bahsederken Söylemesi kotülük, bizim evde yemek boldur. Tarzında konuşulurdu. Şimdi »öylemesi değil böyle seylere sahip olmak kötülük sayılıyor.. o da başfca dâva. . Istanbul efendilerinden ve tatlı şehir uşaklarından a\ukat Sami Beyi tenır mısınız bilmem. Kendisi «Sırmalı» dır. Biz aynı devrenin talebesi olduğumuz için oaynı duzenin talebesi, olduğumuz için onu tanınz. Gerçekten nüktedan bir zattır. Bir çok zarif ve nüktegu kimselerle düşmüş kalkmış, sohbetlerinde bulunmus, onları diruemiş, kendini de onlara dinletmiştir. Geçen gün ziyaretimize geldi ve bana duyup isittiği çoğu tanıdığunn zarif kimselere ait yüze yakın fıkra getirdi.. pek güzelUeri var içinde. Bunlan size bıratayorum. Dilediginiz sekUde tasarrnf edebilirsiniz, dedi. Okudum. Pek beğendim. Lakin acındım da . tçlerinde öyleleri var ki bugünkü çocuklarunız esprinin tadına varamıyacak. Zira sade kelimeler değil. şimdi bizde zevk ve «intikal» de değişti. Ne ise ben bu güzeL fıkralan münasip zamanlarda yazmak niyetindeyim. Bir milletin espri ve zaraieti de sanat âbideleri gibidir. Etrafını açıp ortaya çıkarmalı, çocuklanna gösterip öğretmelidir. tşte bu fıkralardan birinde anlatiyor: «Evde sık sık knllanılan bir cümle. Çocnk yaramazlık eder. Sağ olsun Ahmet çok yanunazdır. Enişte eve geç gelir: Sağ olsun; Ali Bey hiç vaktinde gehnez. Dayı bey merdivenden düser. Sağ olsun; hiç dikkat etmez. denirmiş. Evde bir de evlâtlık kız varmış. O da bu sağ olsun lâfına çok ahşmıs. Bir yaz, o semt sinek hücumuna uğramış, bu küçük Ayşe de bizâr olmus (bıkmış!): Aman beyefendi! Sağ olsun, sinekler de hiç rahat venniyorlar, diye sikâyet etmiş . * Ben buradan bir (çağırışım = Tedai) yaptım. Geçende bir dostumu ziyarete gitmiştim. Yanında bir ahbabı vardı. Tanımıyorum adamı . Yakın akrabasından birinin vefat ettiğini, yanma gittiğim dostuma anlatıyordu. O da: Vah vab vah! diye esef ediyordu.. . Acı .sahibi olan zat, ölenjn meziyetlerlnden bahsediyordu Pek iyi kalbli idi. Kimseyi incitmez di derken dostum da onun bu mersiyesine iştirak için: Hakikaten melek gibi idi. Lakin sağ olsun kendisine bakmazdı. diyordu. Ikisi de farkına varmadılar. Böyle zemin Te zamana münasip lâf edeyim, diye uğraşanlann dil alışkınhğı ile pot kırdıklan olur. Gene Sami Beyden rivayet. Venedikte Vretos adında bir Yunan konsolosu varmış. Edip, şair ve nazik bir adammış. Venedik Rus konsolosunun kardeşi ölmüş, konsolos, kardeşinin cenazesine diğer kon solosların da katılmasını istemiş. Lâkin protokol sebebiyle mümkün olamamış. Bu imkânsızlığı anlatma işini de en kıdemli konsolos olan Mösyö (Vretos) a vermişler. Rus meslekdaşına gitmis. Hem tâziye etmiş, hem de konsoloslann gelemiyeceğini anlatmıs Müteveffa biraderiniz diplomat olmayıp sadece kardeşiniz olması, teşrifat icabı konsoloslar heyetinin cenazeye iştiratdne imkân yok! Eğer zatıâlinizin cenazeniz olsa idi memnuniyetle (avec plaisir) gelirdik, deyivermiş. Oluyor böyle seyler .. Biz gelelim, hikâyemize Hüseyin Tosun Bey, doğusunda «celâlli» adamdı.. Celâlli demek tstanbul lehçesinde «çabuk öfkelenir, öfkeli» mânasına gelilr. Neden böyle denmiştir, a raştırmadun. Kendisine bir şey söylendiği zaman hemen inanmaz Uzun zaman müstantiklik (sorgu hâkimliği) etmiş olduğundan her söylenene: Emin misiniz? diye sorar. Bu âdeti o kadar mübalâğa ile etrafa yayılmıştır ki! Hangi Hüseyin Bey? diye soruşturulunca: Emin misin, Hüseyin Bey canım! diye hüviyet verirler. Hüseyin Tosun Bey iyi adamdır, doğru adamdır. Gelgelelim öfkeli olduğu için biraz geçimsizdir. Günde iki defa olmasa bile baftada ortalama irili ufaklı 1 kavga eder, sonra da pişman olur; ama iş işten geçer, pek çok tanışıylal bu yüzden bozuşmuştur. Hani kibirine yedirip özflr de dilemez. Dargm kalırlar. Çünkü oturup dunırken: Bu sabah ne kadar çok sis vardı.. dedinis mi? Emin misiniz? diye sorar. Herkes Hüseyin Tosun Beyi tanımaz. Ne demek emin miyim? Yalan mı söylryeceğim? dediniz mi, bu sefer kelimenin üstüne basarak: Emin.. misiniz? diye ısrar eder Eğer bir müşterek dost olup da Hüseyin Tosun Beyin bu suali hiç de sizdcn şüphelendiği için sormadığım, bir dil alışıklığından Ueri geldiğini anlatmazsa kavga çıkar. • •aa • ••• • •a İİİİ •••• •••• «>••• •••• •••• ••aa •••• •••• •••• •••• •••• • ••• ::•: Güclfi oldugu yılların gür sesine, yoralmaz bacaklarına, satılan eiğerlerin çokluguna özenerek; zorla tırmandığı yoknşun ortasında durup bağırdı : «Ciğerci ...» Teni yapılar çoğalmıştı dörtbir yanda. Yeni de olsalar iyi bellemisti alıcılannı. Teşil evden dalak alırlardı amma ansızın ölfivermişti hastalan. Alınacak nmuduyla, belli sesiyle kapıyı calarak «Ciğerci » deyip hazırlamıştı dalağı. Kapıyı açan artık alamıyacaklarını söylemişti. Tası belliydi şis gözlerinden. Elinde ağırlasıverdi dalak. Baş sağlığı dilemeyi geçtrdi içinden, bir şeyler mınldandı. Kendi snçuymuş gibl utandı, şasırdı. Bilemedi napacafcını. Uzaklastı oradan. Bağırmasını yeniledi. Sabahtanberi satamamıstı bir şey önfinde dur duğu evden de almıyacaklarını biliyordu. Köyden yeni «enginler gelmişti. Temekleri alısılmışın dısına çıkamazdı. Arada nrada çilinglr lofrasına Arnavut eiğeri bakardı. Bir seyler beklerdi kenHazırlıyan: T. AYTUL yapmak için »lirlardı. dinden. Erkekliğini dnynmrdn Çok satmalıydı bn gün. Saba ona, ntancını göstererek. Ardınhın kötü baslangıcını değiştirme dan peneereye çıkar, bir süre de llydi. Gözünden çok sevdiği blri pencereden bakardı. Evin çocuğneik oğlu çok kötü sözler söyle na aldığını söylerdi ciğeri. Çok misti sabata sabah. Bağırdı yeni sonra, o evin çocuğn olmadığını, Şehrimizde mevsimin »on Piyano Resitalı den. Taslı, kısık, anlamlı sesiyle. salt kendisiyle ilgi knrmak için V Tankısını bekledi. Eskiden ta~. aldığı seyleri kedilere, köpeklere ŞAN Sinemasında 23 Aralık 1964 çarsamba saat 19 da «V«v uzaklardan geri dönerdi bağırtısı. yedirdiğini öğrendi. özüne güveniverdi birden. Bir hoş oldu bu Cumhuriyet 15520 Şimdi bir sey duymadı. Eriyiverdi ses. Ya gücü aralmıştı, ya da düsle. «Onunla evlenseydim. Belki hayırlı bir döl verirdi bana.» yeni yapılar önlüyordu yankıyı. Karardı yfizii. Oğlunun kendinCanı bağırtısının geri gelmesinl istedi. Bn istek yalnızlığına, sa den para beklediğini, parasız ebahın bongulluğnna karşı gelve gitmenin belki de dövülmeyle mek içindi. Bütün kuvvetini kulsonuçlanacağını düsündü. Kalklanarak tekrar bağırdı. Duydum mak için davrandı. l'vuşmustu sandı bn kez. Ezildi bumldu içi. dizleri. Romatizması da vardı. Dnydn garipliğini yokgvnlnğnnu. Bacaklannı alıstırmaya uğraştı Merkezlınizde insaat grupunda çalıstınlmak Uzere açaBuğulanmış gözleri, çağınlması bir süre. Elini bakmadan sepete ğıdaki sartlan haiz tecrübeli bir tesisat mühendisi ve tesisat için açılmasım beklediği kapılaattı. Tflylfi, sıcak bir seylere doteknikeri alınacaktır. rın .pencerelerin açılmadığım göknnda titrek parmaklan. Korkrfinee dolu doln oldu. Oflnnun 1 Askerliğini yapmıs olmak, tu, yfireğinin başında bir ağn görüntüsü kapladı her yanı. 2 40 yaşıru geçmemiş olmak, dayda. Tıksnâı. Oğlunun düşse! 3 a) Tesisat mühendisliği için makine veya elektrik yumruğu tıkadı boğazını. Solugu «Mornk » Gözünün içine baka•»;• kesildi. Beyni zonkladı. Y Mühendisi veya Mühendisi olmak, raktan, omuzlanndan sarsarakb) Tesisat teknikerliği için makine veya elektrik tektan söylemişti bn sözü. GSrevinl Kapalı gözlerinl gfiçlükle aranikeri olmak, yapmadığım, onn arkadaşlan gi ladı. Üç köpek yavrnsn sepetten bi büyütmediçini, yoksuUnkların 4 Tesisat islerinde şantiye tecrübesine sahip olmak. çıkardıkları eiğerleri nsln nsln dan ötürfl her yönden arkadaslaIsteklilerin en geç 31.121964 tarihine kadar dilekçe ve yiyorlardı. Kovalamaya gücü yet nndan eksikli olduğunu barbar bonservisleri ile Merkezimize müracaatlan rica olunur. medi. Tahut kovmak istemedi. bağırmıştı. Knlağında kalan bu Tekrar dayandı ağaca. Seyre kosesi bastırmak için olanca gücüv(Basın 23800/15488) yuldu ciğerin ufak ağızlarda tüİ le bağırmayı denedi. Olmadı. • ••• kenişini. tyice doyan enikler ih • • • • ••*• Tnmruk tıkalıvdı boğazında. Zor••• • tiyann elini yalamaya başladı • • • • •••• >••• •••• Iar. Elleri çoktan yitirilmis dn • • • • ••• • yarhğını tekrar kazandı. Oğlu • • • • •••• •••• nun elini öptüğünü düşledi. Par « • • * •••• maklarından yüreğine sıcak bir seyler uzandı. Aşağılardan gür, güdü, taze, tatlı bir ses yükseldi. «Ciğerci...» tki katlı sarı evin kapısı açıldı. Tüzüne al bastnış hizmetçi kız yavas yavaş yaklaştı. Elele tutnBOTUN şup zorla tırmanılan, bağınlan, KOVttK NÖBETCİLERİ HAKgeçmisten ötürü bnnalınan yokuTEN KUtZTULMAsnn fistünden, denizdeki yolların B u KA doğrultusunda bilinmedik yerleLl re çittiler. Enikler soğnyan ellerini yalamakta devam edivorlardı ciğercinin tkindi olnyordn. Satılmamıstı bir şey. Satmak da gücleşmisti artık. Tepenin ardında birkaç ev kalmıstı. Onlardan da nmutln değildi. Torgunluğunn dizleriyle beraber her yerinde dnydu. Oturuverdi bir çamın gölgeli dibine. Sepeti görmek istemiyordn. Çevirdi yöniinü. Denizdeki nçuk • ••• • ••• ••• mavi yollar nzaklara yolcu arı • ••• • yordu. Günes batmak korkusundan kızılhğını maviye tutkallamif gibi, nsul usul, zorla geri çekiliyordu. Maviden kopmak zor • • • • • ••• geliyordu kızıla. Mavi, ilgisizliği : : : : ni kara renge dönerek iyice duynrnyordn gunese. Denizden de yıldı. Karsı tepelere baktı. Yüreğine geçmiş günlerin özenci çöreklendi. Gençti, yakışıklıydı. Ansızın dondnrulmuş balık gözleri parladı. Gfilfimseme biçimine yaklaştı yüzündeki çizgiler. tki katlı sarı evin hizmetçisini düşledi. Topluca, giysisine sığmıyan göğüslerinin iriliğinden ntanan, ıslak, kırmın ellerini hep döşü üstünde tntan sirin hizmetçi. Gereksiz konulardan söı açardı ciğer alırken. Gözlerine iri iri Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkez Müdürlüğünden konu veresım: •••• Ramiz Bey şaşınr .. Aman Hüsevin Bey.. dur vahu! Ne oldu? Öteki adam da ayağa kalkar Vay haydud vay.. ulan senin nene gerek benim emin oluşum.. Haydut sensın alçak berif!.. Haydi birbirlerine girerler. Güçlükle ayrüırlar Birini bir odaya, ötekini de öteki odaya ahrlar.. Ramiz Bey perişan olur .. )•«• Hay Allah! Nereden de.. diye söylenirken Hüseyin Tosun Beye sorar: Yahu, ne diye adama tecavüz ettin? Sus be yahu? Sen de mi onunla !••• berabersin? !••• !••• !••• Bırak şimdi o lâflan.. adam ne !••• yaptı sana da kafasım larmaya kalktın canım? • ••• •••• • ••• Daha ne yapacak arsa sabibine ağzına geleni söyledi. Sana ne? O arsa sahibi benim.. Ne münasebet? Senin arsan neredeî Lalelide Gördün mfl ya? Bizim konuştuğu•••I muz arsa Kasunpaşada . Ben onu bilmem; herife emin misin diyorum. Gözümün içine baka baka •••a •••• eminim diyor. Gördün ya iki defa sordum. •••* Bırak Allah aşkına Adam deliye döndü. Ağzuıa geleni söyledin . Zaten sinirliyim damaruna basma yoksa senin de Haa! Benim delilerle uğraşacak vaktun yok . Şimdi çağırtnm adamı bir daha yüzleştiririm. (Seslenir): Çağırsanıza o beyi! (Hüseyine): Ben zaten ikinci defa görüşüyorum. Bizim toprak işini ya•••• panlardan birinin kardeşi •••• •••• O sırada öteki adam içeri gtrer.. Ra • • • • miz sorar: Kuzum kardeşim bu Hüseyin benim iyi arkadaşundır.. o bizim yanımız•••• daki arsadan konuşurken sahibinin adı ••*• •••* •••• O gün Tosun Bey, ahbaplarmdan möHüseyin imiş.. bu da Hüseyin. o laOan •••• teahhit Ramiz Beyin yazıhanesine gitmiskendine ait sanmış .. ti Bir küçük yapı işi vardı. Onun için Emekli, ters, lanet bir berif deditanıdığı bir kalfa, bir usta istiyecekti. niz . Ramiz Bey meşgul adam.. Aman beyim.. her lânet siz misi Ooo! Hüseyin Bey.. Safa geldinniz? ••• hayırola? Adı da Hüseyin . •••• ••>• Bir küçük şey danışacağım da.. İstanbulda binlerce Hüseyin var.. Pek acele mi? Peki.. ya emin misiniz diye sor Yook! dum.. eminim dediniz.. hem de iki defa.. Oyle ise bana on dakika müsaade Adımızı da inkâr edecek değiliz eder misin? Bir iş görüşüyoruz.. sen bir ya! Sen emin misin, dedin.. ben de emikahve iç. tstersen bir çay.. bizim çayımız nim dedim çok iyidir. Ramiz sordu: Emin misin? Aa! Sizin admız Emece değil mi? Tabii tabiî . (Seslenerek) Baksa O soyadımız benim adım Emin.. nıza . Şu kahveciye bir çay söyleyin! bu da gözüme baka baka! Sen emin miVe Ramiz Bey karşısındaki iki kişi sin? diyor. Sakuyacak değilim ya! Ben. de ile görüşmeye devam ediyor Emin'im dedim.. ne olacakmış yani» Yandaki arsa sahibi kim faniş? Ramiz Hüseyine baktı.. Hüseyin yere Canım bir münasebetsiz hertf.. Hübaktı.. elini iki defa pişmanlık alâmeti o • • • • seyin adında bir emekli.. parası var.. he larak yana salladı.. sonra: •••• rifin.. kiralamıyor arsayı I!" Affedersin kardeşim.. kusura bakAksüiğe bakın! Hüseyin Tosun Beyin ma! Benim dilim ahşmıs.. yoksa içimde de.bir arsası var. Ama kimse talip olmuş kdtulük yok değil.. kulak kabartıyor: Bu sefer de öteki: Ramiz Bey sorar: Emin misin? demez mi?.. Teklif yaptınız mı? Aa! Bak bundan hır çıkar.. Dolayısiyle öğrendik.. berbat bir Ya ne kızıyorsun birader. Sen elheriftir. Suratından düşen bin parça olur. âleme emin misin dersin de el sana deKazıkçınm biridir. Talip oldunuz mu şı mez mi? tşit de lâfının tadına bak! diyip marır.. anasının nikâhını ister.. diyorlar. çıkar.. Ramiz de Hüseyin Tosun Beye: Hüseyin Tosun Bey.. bu sözleri işitin Yahu! Vazgeç bu huydan. Günün ce sakaklan atmaya başlar.. dayanamaz.. birinde bu senin başına bir belâ getirebu lâkırdılan edene sorar: cek Siz, emin misiniz? Derken öteki gene: Adam bu müdahale üzerine hafifçe: Emin misin? demez mi? •••• Eminim, emin! Ne olmuş? Vallahi de eminim, billâhi de e • • • • Hüseyin Tosun Bey.. bu sefer kelimeminim.. hem sade emin değil kefilim de» ye basarak: görürsün! Hadl güle güle benim işim var. Sana soruyorum, sen.. emin.. mi diyip adamı savar . sin? deyince adamın da tepesi atar.. Böyleleri vardır. Pek kusuruna bak Eminim, dedik ya!» Neye sordun mamalı. Yapar da sonunda pişman olnr. • ••I yani? Emin misiniz? diyeceksiniz. • •«I Demesine kalmaz, Hüseyin Tosun Bey, Doğrusu pek de emin değilim.. huy tnasanın üstünde ve elinin altındaki mücanın altındadır. demişler. Hakkaa ki şerekkep kunıtacak tamponu adamın kafaker yemişler» der böyle haüerde Evliya sına atar Çelebi! Rahmet olsun canına! :H:::::H:^ """:::»::::":::::::::::::::^ ::••: S. ROYAL LASTİK FABRİKASINDAN : Fabrikamızda bır sene muddetie çalıştırıiraak uzere 5 sene iş tecrübesi olan ve İngilizce bilen bir makina, bir de elektrik yüksek mühendisi alınacaktır. Isteklilerin bonservisleriyle beraber şahsen, Arifiyede Fabrika Personel Müdürlüğüne müracaatlan rica olunur. Faal 11301/15504 Beyoğln Ciheti Muvakkat Gaz İşletmesinden 1 Zonguldaktan Kuruçesme kömür parkına tahliye dahil 36.000 ton kömür naklettirilecektir. 2 Bu ıçe ait şartnameler Beyoğlu İpek Sokak 2 numaradaki işletme veznesinden 100, TL. n bedel mukabilinde temin edilir 3 Pazarlık 4.1.965 pazartesi günü saat 15,30 da İsletme Müdürlük odasında yapılacaktır. (Basın 23634/15486) Istanbul Ticaret Borsasından Borsamız Ajanlanndan (Zeki Yerlikaya) nın istifa etrrüj olduğundan, mumaileyh ile borsa muamelâtından dolayı ihtilâfı olanlann işbu ilân tarihinden itibaren on gün içinde yazı ile Borsaya müracaat etmeleri ilân olunur BOLDAN SAĞA: 1 Amerlkalılann gltmeğe hazırlandıklan gezegen, Doguda bulunan lllerlnüzden. 2 Blr gemlnin fırtınaya tutulup altüst olması hall. 3 «Söe fırlatma suretlyle s&rkıntılık ederek» mânasma lkl soz. 4 «Tekaüt edllmlş> ln lkl başı, teegâhta kuyapma lsi. 5 Blrseyln baska şeyin aynl glbl olduğunu bellrten eskl blr edat. 6 AUelerl dlşarlda olan yüksek tahısll öğrencllertnln buradakl yatıp kalkma yertertnden. 7 Hoş ve güzel, Asya devletlerlnden blr kom. şumuzun basındakl hükümdann Un. vanı. 8 Şaka, bir sıfat takıaı. 9 «Panltı» nıa yansı, lkl oyuncunun aynı sayıyı alıp klt olmaları hall. Tt>KARIDAN AŞAĞrYA: 1 Endonezya İle savas hallnde olan blr Oüney Asya devletlnln halkmdan. 2 Mezopotamyada vaktlyle hUküm sUrmüş Türk hükümetlerlnden, blr emlr 3 Eczanelerde Te kltabevlertnde eşya dlzmege yanyanlardan. degerll taşların kıymet ölçOsü 4 Tanrıya kıılluk etm* lfl, slclm 5 Kadınlanmımn eskl de. 1 ^ rlrlerde basla. nna glydlklerlnden ber hangl blr görevl lcra. 6 Sayı. besl maddelerlnden 7 bkbahar aa latası. 8 Denlz Pasam. 9 l'Onk'5 l>nıma«anı Yaslananların bıüledllınis tekii aaçlan önce onlaıd&n atannay» bac SATILIK |, t İ f Fatıhte, Kıztaşı civannda sahibi tarafından insa edilen kaloriferli, güzel ve konforlu bir apartımanın fevkalâde manzaralı çekme katları ile, zemin kaü altmda fakat bahçe tarafındaki üç cephesi açık ve aydınhk birinci ve ikinci kat arka daireleri sahibi tarafından dörtte üçü peşinle satüıktu. Telefon: 21 38 50 Cumhuriyet 15491 (Basın 23870/15518) 4O 20 Aralık 1925 tarihli Cumhuriyet'ten Ankara (Hususf muhabirimizden) Hükümet, Musul hakkmdaki vazıyeti tetkike devam etmektedır Hariciye Vekilımız Tevfik Rüştü (Aras) Bey Cenevreden döner dönmez Büyük Mil'et Meclisinde beyanatta bulunacak ve Hariciye Vekilinin bu iza hatını mütaakrp almacak vaziyet üzerinde bir karara /arılacaktn Dün aksam şehrimizdeki İran Sefaretinde bir resmi kabu' ıcra edilmistir. Merasime şehrimizdeki bütün Iranlüar iştirak etmiş ve sefir hazretlerine tebriklerinl arzetmişlerdir Misafirlei cay ve şekerleme verilmek suretiyle ağırlanmıslardır. Scfir İran Parlâmentosundan gelen telgrafı İranUlara teblığ etmiştir. Bu telgrafnamede «İran Şahlığınm veraset «uretıyle intikal ettiği Veliahd Sahin Ekber evlâdı olduğu* zikrolunmaktadır Muğlada bır makine müessesesi ile birlikte bir de soför mektei^ınin açıldığı haber alınmıştır. MeıcJeke'in sapa ve uzak yerlerind» bu gibi müesseselerin açüması çevrede memnunîuk uyandrrmıstır. İLK. ANPA NEOLPUSUNU AN IA Hükfimet Musul meselesini incejemeye devam ediyor tran Sefarethanesi nde resmi kabul Cumhuriyet fazilettir Robesplerre Fransız lhtilâllnın o meşhur siması divor kl «Cumhurljet bos bir soz det'l bütun bir mi'le'm seclyesl azlm ve imanıdır Cumhu. rivetın ruhu fa Ç / , "Z Muğlada şoför mektebi açıldı nil mentaatlert. sahsi endlşeleri unıumun menfaatl İçin feda eden ulvl blr feragat Cumhurlyete düşman olanlar Korkan. hodbin. harts ve murtektp ıdamlardır > 130 sene erve) Robesplerrein ne kadar doğnı soz suylediğlni anlamak İçin etrafınız^ bokmak klfayet eder \JJ aşkıdır. feragat. tlr Bütün hu >. ı zllettlr vatan Tevfik Ruştü Bey
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle