19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 Agustos 1962 CT7MHURÎYET BEŞ Başkumandanlık Muharebesine katılan küçük rütbeli subaylarm hâtıraları lıjııtlo» i|iiııii neler olmuştu Trikopis'in esareiinde bir köylü çocuğunun büyük roiü f*~ A n 1 a t a n : Yunan subayları büyük taarruz gecesi balo tertipleyip Atinadan metreslerini getirecek kadar büyükgaflet içinde bulunuyorlardı Düşman 1937 Y a z an senesi ağustosunda Sakarya Meydan Muharebesi neticesinde mağlup (lstiklâl Harbi gazisi) tdilip Sakarya V»^^^^*^^^ batısına atıldııuan sonra Afyonkarahisar ovasına hâkim şartlar hattında yerleşmişti.Yunanlılar Afyon karahisarına çok önem veriyorlar ve buraya karşı gayet hassas davranıyorlardı. Bu suretle tahkimine başladıklan mevzileri çok kuvvcîli hale getirmişlerdi. Oıdumuza gelince, Garp Cephesi Kumandanhğı, sıklet merkezini deıece aerece güneye, Afyon bölges.ne kaydırıyor, karargâhı da, kısmı küllisine yakın bulunmak üzeıc Akşehirde tesis etmiş bulunu\ urdu. Duşman, Sakarya Meydan Muhar^Desi mağlubiyetinin sarsıntısiyle u/.un zaman dinlenmeye, ikmal ve iakviyeye muhtaç olan ordusunuaıı gelecek iikbahara kadar yeni uır teşebbüs beklenemezdi. Ordunıuz ergeç taarruza mecburdu. Bu lstiklâl nun zamanı artık hülul ediyordu. Hareketin icrası için de en müesbi; saha yine bu istikametti. Ordumuzun bu tertibatına karşı duşman da sıklet merkezini güneye kaydırmıştı, Düşmanı, tesis etnieğe başladığı bu hattan da söküp dcnıze dökerek vatanın kurtarılmasını sağlamak için hummalı bir hazırhk devresi başladı. Sakarya Muharebesi Yunanlıların Anadoluda azami kuvvetle yaptıkları son taarruz tecrübesi idi. L'âradıkları elim âkıbet bu tecrübeyi tekrara cür'et bırakmamıştı. Onlar bu darbenin tesirinden kurluluncaya kadar ordumuza hazırIıklarını ikmal fırsatı verilmiş oluyordu. Onun için, Sakarya Muharebesi Yunanlıların tedafüi devreye geçmeleri, bizim de Büyük Taarruz hazırhklarına başlamamız üolayısiyle lstiklâl Harbimizin doııum noktasıd:r. Bu tarihten başlıyan ve 1338 922) senesi ağustosur eıen hazırlığımız muhtelif veçhede başlamıs ve azim ile muntazam bir plân dahılinde ilerlemiştir. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'nın gayesi, düşmanın tuttuğu hat ile Akdeniz arasında tek bir duşman neferi kalmamak şartiyle kulliyen mahvederek, husumet dunyasına karşı hakkımızı istihsal ve teslim eylemek olduğundan, birçok tehlikesine rağmen, her türlü tedbiri alarak hasmı, hassas noktasından vurmak kararını verdi. Muntazam bir plânla başlıyan hazırlıklar 1338 (1922) ilkbaharında yeter dereceyi bulmuştu. Ancak bu sırada ttilâf Devletleri'nin yeni bir muharebeye meydan bırakmadan memleketimizi Yunanlılara tahliye ettirecekleri hakkındaki temayülleri üzerine, zaten lüzumsuz yere kan dökmek istemiyen Büyük Millet Meclisi Hükümeti, bu siyası teşebbüsü de tecrübe etmeği muvafık görmüş, taarruz harekâtıııı bunun neticesine tehir etmişti. Hattâ hükümet, daha da iyi niyet güslererek Dahiliye Vekili Fethi Beyi Londra'ya göndermişti. Arao:ı geçcn bekleme devresi, ttilâf üevlçtleri'nin sulh teessüsü hususundaki arzularının samimiyetten a~:>k olduğunu bir daha göstermiş, a.ıcak bu siyasi faaliyetler bilhas j ta ordunun hazırlanmasında bize vakit karandırmıştı. ıı Sami BAYKAL Düşmanın durumu Başkumandanlık Meydan Muharebesi» adı verilmiştir. Buna ait tarih vesikası şudur : (AfyonKarahisar ve Dumlupınar büyük meydan muharebesinin düşman ordusu aslisinin imha safhasım teşkil eden 30 ağustos 1338 muharebesi «Aslıhanlar, Çal. tşövüren» mıntıkasında ve Çalköy şarkında bizzat birinci hatta 11. Fırka nezdinde bulunan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin nezareti altında cereyan ve neticei j katiyeye iktiran eylemiştır. Bu muharebe, harbin cereyanı umumisınin mukaddes dâvamız lehine katiyetle tebdil etmiş ve Trikopıs ve Diyonis gibi en büyük kumandanları başlarında olduğu halde, düşman ordusunun enkazı tarüman ' her taraftan kıtaatımızın ağuşu teslimine atılmıştır. Ordularımız için bir hâtırai tarıhiye olmak üzere ve Başkumandanımıza muhabbet ve merbutiyet ve lâyetezelzel itimadımıza yeni bir delil teşkil etmek üzere. mezkur 30 ağustos 1338 muharebe=.me Başkumandan Meydan Muharebesi namı verilmiş Harbinin tkinci Mülâzimi tir. Garp Cephesi Kumandanı Sami Baykal tsmet.) I İrfan Uludoğan A (tstiklil Harbi gazisi > tstiklâl Harbinin 30 Ağustos Zafcri ile neticelenmesi için bütün millet şanlı ordusu ile elele vermişti: Mubarebe hattının gerisinde cephane naklivatı (Sami Yetik'in Resim ve Hevkel Müzesindeki tablosundar. ı Hazırlıklar Sami Baykal bufünkü hali ile yapan Fırka Kumandanı Reşat bey teessüründen intihar etmişti. Bu kahraman asker, hayatını ikmal ederken tepe de zaptedilmiş bulunuyordu. Bu hâdise, tstiklâl Harbinde, Türk evlâtlarının ne gibi yüksek bir millî his ile hareket ettiğini gösterir. Pek değerli ve cesur bir kumandan olan bu kahramanın bu suretle şehadeti herkesi teessüre boğmuştu. Süvari Kolordusu, tamamiyle duşman gerılerine dalarak atlı hücumlariyle demiryoluna fiilen hâkim oldu. İmha 28 ve 29 ağustos günleri de devam eden meydan muharebesinde esash surette mağlup edilen düşman kısmı külüsinin bakiyesinin tamamiyle imhası maksadiyle, Birinci Ordu güneyden, tkinci Ordu sağ cenahtan taarruz ve tazyike başladı. Dumlupınar yolu kesildi. Duşman kıskaç içine giriyordu. 30 ağustos için düşmanın, Birinci ve tkinci Süvari Kolordusu tarafından iyice sarılarak imhası kararlaşmıştı. Başkumandanlık ve Garp Cephesi Kumandanhğı Karargâhı 28 ağustos öğle vaktinden beri Afyonda bulunuyordu. Kuvvetlerimiz gereken tertibatı almış, düşmanı kıskaç içine sıkıştırmıştı. Mütemadiyen Uşak istikametine savuşmak istiyen duşman 29/30 ağustos gecesi, birçok döküntü bırakarak Çel köyü mmtıkasına çekilebilmişti. Yalnız kıtalarımızın oldukça yorgun olması ve arazinin son derece sarphgi dolayısiyle, kıskacın batı ucu kapatılamamış ve Kızıltaş istikametinde az bir kısım açık kalmıştı. Ordumuzun geceden beri aldığı bu tertibattan habersiz olan duşman 30 ağustos sabahı Dumlupınara çekilmek hareketine teşebbüs ettiyse de, daha önce bu istikameti tutmuş olan kuvvetlerimizle karşılaşarak geçemedi. Öğleden evvel her tarafta kıt'alarımızm tesiri başlamıs ve ordularımızm kesif ateş çemberi içınde kalan duşman, Adatepe mıntıkasında katî neticeli bir muharebeye mecbur edilmişti. Duşman bir menfez açmak için çok çalıştı ve gece firar edebilmek ümit ve emeliyle olacak ki, gece oluncaya kadar azami gayret ve mukavemeti gösterdi. Güneş battıktan bir saat sonraya kadar devam eden ve «Başkumandanlık Meydan Muharebesi» adı verilen bu muharebe neticesinde, duşman kuvayi asliyesi muharebe meydanında birçok yaralı, ölü ve esirle, toplarını, otomobillerini, küçük ve büyük ağırhklannı terkederek mahv ve perişan olmuştur. Ancak Kolordu Kumandanları Trikopis ve Diyenis, bir kısım geriye kalan birliklerı gece Kızıltaş Deresi boyunca bu çemberden çıkarmaya muvaffak olmuşlarsa da, bunlar da, bu vadiyi muhtelif mevkilerden kapıyan süvari kolordumuzun tesiriyle geçit vermiyen Murad Dağlarına atılmış, sonra teslim olmuşlardır. Propaganda 24 ağustos üıiıuı, BaşkumandanIIK Karargâhı, Akşehirde Şuhud kasabasına nakledilmış, düşmanın burada bir hareket hakkmda dikkatinı çekmemek ve onu tereddüce düşürmek için de oteki mıntıkalarda faaliyette bulunulmuş, pi'opagandalar yapılmı.ş, bundan bir hafta evvel Anadolunun hariçle muvasala ve muhaberesi meneuıimış, her vesıleden faydalanarak Anadolu aleyhıne propaganda yapan dü.manlar bunu memlekette ıhtilâl var diye tefsire ve yaymağa kalkışmışlar, başka sebep aramışlarciı. lib ağustos sabahı başlıyacak harekât iyın, cephede orduların son tertibatına nezaret eden Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'nın da Ankarada Çankaya Köşkünde s.yaset adamlarına bir çay ziyafetı vermekte olduğu söylentisi yayılniiştı. Ancak düşman, 26 ağustos snbahı topiarımızın amansız ateşiyle uyandığı zaman hakikati anlıyabümişti Başkumandan Meydan Muharebesi son bulmuş, duşman asli kuvvetleri mahvedılmişti. Yunan kumandanlarının sonradan neşrettiği ve aşağıya dercedilen h&tıratı, perışanlıklarını anlatmaktadır. Bunda deniyor ki : • Gerek esnayı rıcatte. gerekse esnayı tevakkufta, Kavaklar civarında toplanmış olan kuvvetlerin irae ettiği manzara, rabıtasızlık, intı. zamsızhk ve inhilal manzarası idi. Verilen emırler artık infaz edilmi SJT yor ve zabitler tehdıtlerinı ikaa pek az mütemayil görünüyorlardı. General Franko vaziyeti izah için Başkumandanlığa aşağıdaki raporu yazmağı münasip gördü: (Son günlerin sert mücadeleleri, efradın kuvvei mâneviyesine o derece ic29 Ağustosu 30 Ağustosa bağrayı tesir etmiştir ki, elyevm bu lıyan gece saat 16 da erkânı efrad hini ricatlerinde gayrimunharb zabitlerinden yüzbaşı tazam surette firar eden ve rütbe(Andrenifos) fırkasından yeni lilere itaat etmiyen insanlardan ayrılmış olduğunu, muharebemürekkep bir halitaya benziyor. nin düsman tazyikinin şiddetiBu yüzden ordunun kuvvei harbine rağraen muntazaman cereyesi azim mikyasta tenakuz etmiştir. Vaziyetin bu haliyle, düşmanyan ettiğini söyledi. Saat 18 la her türlü temastan ictinap olunde tkinci Kolordu zabitanınmalıdır. Aksi takdirde tamamii indan biri gelerek Hamurköy cihilâl gayrikabili ictinaptır.)» varında icra edilen muharebeBaşkumandanın emri nin duşman tazyikine rağmen Başkumandan Mustafa Kemal Payakın bir tehlike olmadan ceşa'nın orduya verdiği emrin ve reyan ettiğini, gece bastıktan millete verdiği müjdenin suretleri sonra Dumlupınar tepelerine de aşağıdadır : çekileceklerini ifade etti. Ben «Türkiye Büyük Miliet Meclisi de beklenilmiyen bir tehlike Orduları! mevcut olmadığı fikrinde iAfyonkarahisan, Dumlupınar büdim. Halbuki yarım saat sonyük meydan muharebesinde zalim ra topçu binbaşısı Protopove mağrur bir ordunun anasırı asios), Kolordu Kumandanı naliyesini inanılmıyacak kadar az mına gelerek askerlerin mevbir zamanda imha eyliyen büyük kilerini terkettiklerini, ric'at ve necip milletimizin fedakârhklahattının kesildiğini söyledi. rına lâyık olduğunuzu ispat ediyorDaha büyük felâketin önü asunuz. Sahibimiz olan Büyük Türk lınmak üzere, mahsur vaziyetMilleti, istikbalinden emin olmakten kurtulmak için takviye ista hakhdır. Muharebe meydanındatiyordu. Beklenmiyen bu haki meharet ve fedakârhklarınızı ber karşısmda kumandanla da yakından müşahede ve takip edigörüşmek üzere Hamurköyüyorum. Milletimizin, hakkınızdaki nün garbında kumandana ıtıütakdiratma delâlet etmek vazifemi lâki oldum. Generaller, binmütemadiyen ve mütevaliyen ifa başının bana verdiği malumaedeceğim. Başkumandanlığa teklitı tekrarladılar Cephe hattının fatta bulunulmasını Cephe Kumanbazı aksamı terkedilmi'j, gaydanlığına emrettim. Bütün arkari m e s t u r kalmış. çetelerin zudaşlarımın, Anadoluda daha başka huru üzerine panik olmuş. Bir meydan muharebeleri verileceğini kaç silâh sesi herkesi telâşa nazarı dikkate alarak ilerlemesini düşürüyor. Askerlerin kuvvei ve herkesin kuvayi akliyesini, memâneviyesinin pek ziyade düş nabii celâdet ve hâmiyetini müsatüğünü söylediler. Bu haleti baka ile ibzale devam eylemesini ruhiye ve bilhassa hattı ric'atalep ederim. tlk hedefiniz Akde. nizdir, ileri! tin kesilmesi fikri zabitanın Türkiye Büyük Millet ruhuna da tesir etmiş, ZabitaMeclisi Reisi ve nın beşte dördü muharebenin Başkumandan rievamının faydasız olduğunMustafa Kemal» dan bahsediyorlar, Hatırat Türklere niçin ve nasıl teslim oldum? Yazan : General Trikopis (Yunan orduları Başkumandanının hâtıratmdan) cephenin serbest hat olarak yalnız o noktası kalmıştı. Karargâhım saat 23 te Hamurköyden ayrıldı. Karanlığ;n kesafetinden, kılavuz yok luğundan takip r ü l e n yola ya kın harb hattında silâh sesleri işitilmesi dz.;rine iıasıl clan panik yüzünden bir *.skım kuvvetler yollarını şaşırarak etrafta donup dolaşıyorlardı. Yollarda karışıklıklar vuku bulmu?, kıtaat oirbirine girmiş, bu çerait dahilinde 30 Ağustjs sabahı Çciköyünün garb'.noaki s,ıhada kı taat darmadağın bir haice toplanmıştı Fırkaların tanzimi neticesinse m e v r u t l a r n azalmış olduğu g ö r ü ' d j . Beşinci Fırkanm erkAnı harbiyesiy. le âkibeti meçhul idi. Türk kuvvetlerinin terakkisini nazarı dikk.ıte alaratc artık Dumlupınarda birliklcrin yerleşmesinin gayrikabil olduğuna hükmettim. Banaz isiikametine tevcıne karîi verdim. Muharebe bütün şiddetiy le devam ediyor lu. Türk topçusunun isabetli atiçiarı kıtaat:n mâneviyatı üzerine rnüthiş tesir ediyord'J. Ateş açan bataryalanmız bir dakika sonra iskât ve tahrip ediliyordu. Türk topçusunun ateşi kıtaatı eritiyordu. Muharebe devam deerken Plas tiras alayından bir zabit bana gelerek Dumlupınar istasyoniyle civarının Türkler tarafından işgal edildiği. erzak ve mühimmat kalmadığı haberini verdi. Gece karanlığma kadar muharebe devam ettiği taktiirde k a r a n h k t a n istifade ederek topluca çekilmeğe karar verdim. Halbuki efradın itaatsizliği artıyordu. Türk topçu atesinden korunmak gayretine düşüldüğünden bu emrin icrası m ü m k ü n olamadı. Türk topçusu Adatepe üzerindeki yüksek mevkileri ve siperleri vurmağa devam ediyordu. Saat 19 da cephe hat ları sarsılmağa, panikler zuhur etmeğe başladı. Efrat siperleri terkediyor, Türk kuvvetleri bizi muhasara altma alıyordu. Şimali garbımızdaki yegâne serbest yoldan istifadeye karar vererek saat 20 den itibaren Durnİu tarikiyle Banaza çekilme emrini verdim. Bazı birliklerin cephesinin sarsılması, kıtaatın gayri muntazam bir halde ric'ati, hattı harbin bazı kısmında da gayri kabili tasvir bir panik doğurmuştu. Efrat, sıper içinde emirsiz ve nişan almadan ateş ediyorlar. ovaya kaçabilenler boru ile verilen (Dur! D i k k a t ! ) emirlerine rağ men firar ediyorlardt. Bir çok zabitan boru seslerini (ateş kes) tarzında anladılar. Gece karanlığı ile her iki taraf ates kesti. Böyle olmakla beraber Yunan hatlarınm intizamı temin edilemedi. Geceleyin yürüyüşe Muratdağ tepeleri üzerinde devam edildi. Zabitanın efrat üzerine nüfuzu kalmamıştı. Bu hal yürüyüşün devamına engel oluyordu. Yürüyüşün ertesi gün de devam etmesine emir verdim. Takip edilecek hedef Ujaktı. Saat 12 de Karacahisar şimalinde bir kö'ye vasıl olunduğu zaman yerliler Uşak'ın bir gün evvel T ü r k l e r tarafmdan işgal edilmiş olduğunu haber verdiler. Bunun üzerine 1155 r a k ı m h tepenin işgaline gece karanhğınm hululüne kadar efradın istirahat etmesine k a r a r verdim. Saat 14 te 1155 r a k ı m h tepe işgal edildi. Tepe üzerindeki rasıtlar Türk suvarisinin arkasında Türk piyadesinin bulunduğumuz tepeye doğru ilerlediğini haber verdiler. Yaklaşan T ü r k süvarisivle ateş teatisi başladı. 13 üncü Fırka Kumandanı, emri alt.n ZZZ daki kuvvetlere (ateş ve ile HS: ri) emrini verdiği zaman, ef ~~* rat, nâhak yere kurban edil ^ mekte o l d u k l a n n ı ve artık ==j harb etmeğe mecalleri kalma ^ ^ dıgını bağırarak »mrt itaaısiz ^ ^ lık gösteriyorlardı. ZSS Zabitan aleyhine küfurler savuruyorlar. Aynı zamanda borazanlar hiç bir emir almadan efradın teşvikiy'.e ateş kes) emrini çalmıştı. B"n. o za man ileri atılarak askerlerin ^Ş ^ ^ ^ ^ ~ ^ ; îstiklâl Harbinin Birinci Mülâzimi İrfan Uludoğan beni takip etmelerıni teklif ^ ^ ettim. Efradın başına gççtim. ^ ^ Bu teklifim e f r a d n itaatsizli ^ = ğiyle karşılandı. Fırka Ku = mandanı ve erkânı harb zabitleri efrattaki jtaatsizüğin umumi olduğunu, şayet zabitan ateş ve harb emrinde ısrar edecek olur>a efradın zabitana karşı silâh kullanacağını bildirdiler. O zaman yanımda bulunan bütün zabitan m u k a d d e r olan eçıretin daha fena şerait dairesinde vukuu^ ^ ^ ^ ^ ^ S S irfan Uludoğan bngiinkü hali ile Trikopis'in esareti 1155 rakımh tepeden beyaz bayrak çekmek suretiyle teslim olmak istediğini bildiren Yunan Ordu Kumandanı Tukopis, Kolordu Kumandanı Diyenis ile 30/31 ağustos gecesi, alevler içinde yanmakta olan Uşak caddelerinden kızararak geçip Başkumandan Mustafa Kemal Paşanın huzuruna götürülürken civar köylerde yine Yunan ordusunun süngülediği ve türlü türlü facialara maruz bıraktığı köylü kadınlarını hazin ve matemli iniltiler içinde taşıyan kağnılarla karşılaşıyorlardı. Kolorduların erkânıharb reisleri, Garp Cephesi Erkânıharb Reisi Asım Paşa'nın, ordu ve kolordu kumandanlan Trikopis ve Diyenis de Başkumandan Mustafa Kemal Paşanın huzuruna çıkarıldı lar. Asım Paşa'nın ilk suali şu oldu : Siıleri muntazam ve asri bir ordunun zabitleri diye mi, yoksa hunhar bir çetenin efradı olarak mı karşılıyayım, bunda mütereddi I dim. MusUfa Kemal Paşa da, Yunan Başkumandam Hacı Anesti için hazırlanmış, içi mavi beyaza bo j yanmış bir Türk evinin geniş salonunda, Fevzi ve îsmet Paşalar beraber olduğu halde, iki esir generali kabul etti. Her ikisi de yorgun ve yaptıklarından korkan ve utanan birer suçlu vaziyetinde bulunduklarını gösteriyorlardı. Başkumandan bazı izahat aldıktan sonra, Yunan ordusunun hezimetini kastederek: «Bu nasıl sevk ve idaredir? Sizin için teşebbüs edilecek birçok hareketler vardı, hiçbirine îıeden tevessül etmediniz?» dedi. Diyenis kahvesini içiyor ve dinliyordu. Trikopis ise hükümetinden ve başkumandanından şikâyette bulundu. Bir müddet sörüşmeden sonra Başkumandan: «Dünyanın en meşhur askeri Napoleon bile, hayatı esarete düşmüştür, müteessir ol ArkMi S s . 7, Sü. 8 de Kolorduların âmiri sıfatiyle vaziyeti mütalâa ve karar ittihaz etmek hakkının bana ait olduğunu, teklif sahibi Fırka Kumandanına beyan ederek kuvvetlerin Çalköyüne çekilmelerine emir verdim. çünkü « Şafak söymeye başlamıştı... Gökle mor dağların kucaklaştığı yerden güneş doğuyordu. Toplar gümbürdemeye başlamıştı. Yerler sarsüıyor, gökler âdeta inliyordu...» Bugünün harb malulü emekli bir na meydan vermemeK, efradın ; ^ subayı olan o günlerin genç mülâzimi trfan Uludoğan, 40 yıl öncesizabitan aleyhinde hareketlerini anlatırken, o günleri sanki yeninin önünü almak maksadiyle den yaşıyordu. Büyük heyecan, bübeyaz bayrak çekilmek lâzım yük kahramanlık ve büyük zafergeldiği fikir ve mütalâasında ^ S lerle dolu kırk yıl önceki o büyük bulundular. Aksi takdirde za ^ günleri... bitanın efrat tarafmdan T ü r k Telörgüleri sökülüyor lere teslimi tehlikesi de mev ^ ^ « 26 ağustos 1338 cumartesi sa cuttu. bahı Büyük Taarruza başlamıştık. Saat ve dakikalar ilerledikTaarruz mıntıkamızdaki bütün cepçe duşman tazyiki de artmak ^ he boyunca en mühim yeri ve kita olduğundan efrat ateşin ^ lıt noktasını Tınaztepe'nin önündederhal kesilmesini talep edi ki telörgüler daha geceden kuvvetli ip ve halatlarla mandalara bağyorlar, topçu ateşinin zayiatı S S lanarak çektirilmiş ve tamamen mucip olduğundan efradın za S S föktürülmüştü. Zaferin sarhoşluğu bitan aleyhine hareket ede ~* içinde bulunan duşman, çok güvencekleri haberleri geliyordu. S S diği bu engellerin ortadan kaldırılBöyle bir vaziyet Kirşısmda S S dığını fark dahi edememişti. Tüıkmüdafaanın artık mümkün o S S lerin, burasını değil altı ayda, bir zaptedemiyeceklerini lamıyacağını kumanda heye S S senede bile söyliyen Yunanlılar, tinin müttefik fikri karşısın ~ ~ övünerek da kalarak 1155 rakımh tepe S S Türk süngüsünü o sabah Tınazteüzerinde beyaz bayrak çekil S S pe'de göğüslerinde görünce ne yapacaklarını bilememişlerdi. mesini kabul ettim Tck kurşun atılnıadı HEPSİNİ GÖRDÜKTEN SONRA VERECEĞİNİZ kARAR: Taarruz başlıyor 2ö ağuslo.s 1338 (1922) saat 3 te ordugâhtan kalkarak hayvanlarla Kocatepedekı tarassut mahalline yuıürken herkesin kalbinde kutsal bir heyecan vardı. Kafilenin başırıda Başkumandan Mustafa Kemal, Fevzi ve tsmet Paşaların güvenli bir ruhla ilerledikleri hissolunuyordu. Kocatepeye varıldığı zaman orayı sabahın hafif sisi kaplamıştı. Topçu sevk ve idaresi gerçekten ifuhar edilecek bir mükemmellikte idi. Tesir ânı olmuş, açılan gediklerden duşman sıperlerine girilmiş, düşmanın geçilmez ve yol vermez zannettiği mevkiler zaptolunmuş, demiryolu ve telgraf hatları kesilmişti. 27 ağustos günü şiddetli devam eden muharebe neticesinde Çekil Tepeden başka bütün duşman mevzileri ele geçtı. Duşman kuvvetleri peıişan surette Afyon ve Sincan ovasına döküîmüş. cephe yarılarak bir gedik açılmış ve ihata tesiri başlamı^tı. Bütün kuvvetler hedeflerini zaptettikleri halde 57. Fırka üstün kuvvetler karsısında kalarak Çekil Tepeyi zaptedememiş, uğrajıyordu. Bunu izzeti nefis meselesi unm GARANTM Seyyar servis arabalarımız ve memleketin her tarafında servis istasyonlarımız müşterilerimizin emrindedir HER YERDE ARAYINIZ Ilâncılık 6067/11020 EN JYİŞİ EN SAĞLAMI EN MÜKEMMEÜ ve 1 SENE Bütün cephedeki birlıklerimiz Afyon Ovasına inmişti. Yunanlılar öylesine bir gaflet içinde buiunuyorlardı ki, Fahrettin Paşa'nın (Altay) kumandası altında bulunan koca bir süvari kolordusunun kol nihayeti ile inişi sırasında bir tek kurşun dahi atamamışlardı. Ordumuz, Yunanhiann bize saldırmayı kararlaştırdıklan 29 ağustos 1922 salı günü Adatepe Ashhanlar Alışören Arpagedîği mıntıkasına gelmiş ve duşman kuvveterinı. başlarında Başkumandanları oiduğu halde, bir kıskacın içine almıştı. O gün ne mahşerî bir gündü Yarabbi... Allah da bizimle beraberdi. Türk'ü fevkalbe.şer bir kahraman lıalıne getiriıken düşmanı da zelil bir duruma düşürmüştü. Dıi.şman öylesine sersemlemişti ki, caj nını kurtarrnak için dahi silâhına sarılamıyorrivı » Bir hatıra trfan Uludoğan bu arada 8 inci Piyade Tümeni'nin Kumandanı merhunı General Kâzıtn Sevüktekin'e ait bir hâtırasını nakiediyor: « Kâzım Paşa'nın yanına geleıı bir köylü şu haberi getirmışti : ( Paşam. dün akşam cıvardaki köylerimizden 15 yaşlarıııda bir çocuk yolda ürkek ve kaiabalık bir Yunan biriiğine raslamış. Çücu^a, tzmir'e giden yolun nerede olduğunu sormuşlar. Türk çocuğu onlara yanlış taraftan gittiklerini, ziıa o yolun üzerindeki köprülerin Türkler tarafmdan alılınış olduğunu söylemiş. Sonra onlara başka bir yol göstermiş. Çocuğun .«östcrrlİRi Arkası Sa. 7, Sü. 8 de Mağlubiyet 31 ağustos sabahı, Yunan Ordusu, ttilâf Devletlerinin kendisine tevdi ve teslim ettiği zafer silâhım Adatepe mıntıkasında hemen kâmilen birkaç Türk süngüsünün muhafazasma terketmiş ve istilâ hevesini oraya gömmüş bulunuyordu. Bugün meçhul şehamet âbidesiyle süslenen bu saha o gün zafer sergisi olmuş ve tarihe Sırp Sındığmdan sonra bir de Yunan Sındığı yazılmıştı. Muharebenin bizzat Mustafa Kemal Paşanın nezareti altında cereyan etmesi dolayısiyle buna, Garp Cephesi Kumandanı îsmet Paşa'nın teklifi üıerine CAZİBELİ TAKSİT ŞARTLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle