Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 Temmuz 1962 CCMHURÎYT5T TÛRKV/EDEKİ B&TÜN i] DEVLET TEŞEKKUUER1NİN .. UMUMI SAT1Ş YEKUNU Yaklaşalım derken Bir kütüphanenin hikiyesi Ticarel cilvelerinden Ölüra geldi cihâne... Niyete bakar Bu aşırma değil Yaklaşalım derken Ölüm geldi cihâne... e hazin tecellidir. Dunyanın en mâruf kalb yawp su Dr. Pant programsızlık, kararsızlık, >ahut. geç kararHepyok mu, düruyoruz"ya Ah. saatiplânsnlık, • N mütehassısı Trombaz )W»od bir kalb krizinden ( Koroner ölmiiş. Bu meşhur tııhlık bizi kahredecek. Yaz raünasebetiyle yine orta>a çıktı. Biliyorsunuz, bafta içinde, hukumet, saatlerimizi bir saat ileriye aldırdı. Bunun fajdası nedir, veya, ne kadardır aklım ermez. Ama, diyelim ki, pek isabetli oldu. Gelgelelim, Türkiye ıkliminde bir memlekette, temmuz ortasında, damdan düşercesine, pat di>e, yaz saati tatbik edilir mi?. Elâlem işini gücünü bir muayyen saate göre ayarlamıs. Su saatte dükkânını açacak, bu saatte bürosuna gidecek, filân saatte vapuruna binecek, «alan saatteki trenine yetisecek vesaire Bütün bunlar allak bullak oldu. Mesetâ 7,34 \apuruna bıneyim de Martnara'da günesin batışına >etişeyim, dive düsünen vatandas, günesin batışını deçil de, ayın çıkısını seyrediyor. Bir kısım arkadaslar « Batı'\ a baska türlü ulasacagımız yok, bari, saatleri ileri alalım da biraz yaklaşalım demis olacaklar » gibi sakalar ettiler'. Biz ne devlet adamları gördük. Belki, sahiden. bövle düsüneni de olmuştur. Halbuki he>hat, saat bahsinin tatbik seklinde bile, Batı'dan ne kadar nzak olduğumuz anlaşıldı. gilix tıp üstadı, aynı illete tutulan, uinlerce hastayı tedavi ederek ölümden kurtarmısmış. Aklıma rahmetli Dr. Neset ömer geldi. O da, bilhassa, kalb işlerinde mütehassıstı. O da, hiç süphesiı, binlerce hastayı ölümden kurtannıstı. Ve • da, bir sabaha karşı, kalb krizinden Slfcverdiydi. Bir tarihte Avrupa'nın pek usta bir ciltçisiyle tanışmıştun. Hususiyle saç dökülmelerine karşı, hattâ tamamivle kel kafalarda bile saç üretmeye yarayan, tedavileriyle meşhurd». Baktın», adamda kafa dımdızlak. Aynen büyücek bir bilârdo topu. Üstad bu ne hal? demeye kalmadı, ıtolr.tor hayretimi sezdi ve. filoeofça. başını sallıyajrak beni önledi : Adam sen de, dedi, bu yaştan sonra ben saçı ne yapayım? Efcer miiteveffa İngiliz doktoriyle konusmak imkânı elsa, pek muhtemel olarak, o da bizim hayretimizi önler ve : Adam sen de, derdi, bu yaştan sonra ben kalbi ne yapayırn?. GENERAL MOTORS M08İİ\P£TROL General Motors'un yıllık hasılat tutan Türkiye millî bütçesinin 11 misli E konomimizin bellibaşlı müesseselerinin hasılat yekunu, General Dyoamic fabrikasının bir yıllık işletme zararından küçük bir rakam ortaya çıkanyor Yirminci asırda, iş hayatı ne derece gelişmiştir? Bonu memleketimizin ölçiilerile anlıyabilme.ve imkân yoktur. Yabancı ekononıilerde, tek ba$larına yıllık hasılâtı 30 milyon nüfushı Türkiyenin tarım, endüstri, ulaştırma, in | •jaat ve diğer piyasa faaliyetinde eMe ettiği iıadı aşan birçok şirketler vardır. Yukaııki tabloda, bu şirketlerin en önemli ; lerine ait yıhk hasılat tutarları gösterilmiştir. Sanayi müesseselerinin 19C1 deki dünya satıs ve hasılat rekoru General Motors kumpaayasındadır. CadiUac. Bnick. Pontiac. Oldsıuobile ve Chevrolet otomobilierile kamyon, otobus vesair vasıtalar imâl eden bu sirketin yıllık hasüât tutarı % 11.400,000,840 dur. General Motors'un yıllık hasılat tutarı, takriben Türkiye milli gelirinin 2,5 misli ve Türkiye bütçesinin 11 mislidir. Hasılat yarışında, ikincilik Jersey Standant perrol knmpanyasına aittir. Bu kumpanya, geçen asjr sonlarına doğru Rockfeller tarafından kurulmuş petrol tröstünün hökümet müdahalesile parçlandıktan sonra gövdesinden kalan bir kısımdır. Petrol tröstü boKindükten sonra meydana çıkmış birçdk ^rkefteitieıı bir «UğM^So" cony Mohil olup, bu sirket dahi rekor müeadelesiode beşinci durumu kazanmış buhınmaktadır. Hasılat rekorunda üçüncühik, Ford kumpanyasına aittir. Ford, bundan 35 yıl önce. oto ] mobil sanayiinin rakipsiz lideri idi. Henry , Ford'un seri imalâtına basjlaması ve ucuz araba çıkarması. sanayide inkılâp yaratmıstır. Lâkin , çok geçmeden Fordun metodlannı daha iyi tat I bika ve dejerli adamlannı kadrolarma kazanmaya muvaffak olan General Motors, rakibini geride bırakmıştır. General Motors'un zaferi, 'şletmede jabuz tekıük yeniliklere değil, îktîsadi bilsilere de yer vermiş olmasının neticesidir. Amerikanın nteşhur çeük sanayii, hasılat rekorunda, $ 3,300.000,004 ile altıncı durumda» dır Diğer endüstrilerin ihtiyaç anahtarını eldc tutan çebk sanayii, fiyatlannı ytıkselttiği takdirde. kazancını artırarak daha iler saflara gecebilir. Lakin Kennedy, çeük Uyatlaruıa zammı oalenıek suretile bu imkânı baltalamıştır. Amerikan sanayiinin özellikleıinden biri de. bu gördüğünüz muazzam hasüattan % ?5 isin Lşçiler ve Çi 25 inin sermayedarlar cebine girmcsidir. Vergi yüküne gelince, bunun % 49.5 ini şirketler ve % 10.8 ni vatandajlar taşımakUdır. Yukarıki tablonun en sonunda, üzerine hiç bir şey vazılmaınış ufak bir piramid daha gbreceksiniz. Bu piramit, Türkiyede iktisadî devlet teşekküllerinin tımumî satış yekununu gostermektedir. Sömerbank, Etibank. Kömür ve Çelik İşletmeleri, Çinıento Sanayii, Makine ve Kimya Kurumu. Kâğıt Fabrikaları. Denizcilik Bankası, Şeker Şirketi, Toprak Mahsulleri Ofisi. . ilh.. Türk ekonomisinin bellibaşlı müesseseier bir araya geldiği vakit dahi, bunların hasılâtını temsil eden piramit 1961 de General Dynamic tayjaıe fabrikasının bir yıllık işletme zararından küçük bir rakam ortaya eıkmaktadır. Dünya sattş refmrlan MERMCLISAHİFELE GIYOTİN'İN MASALI Yazar. H. V. Efsaneler dokuz canhdtr. Öl mek bılmıyen bu efsaneler arasında bir tanesı Dr. Guillotın hakkında uydurulmuş oianıdır. Dr. Guillotın, bu efsane>e gore Fransada kullanılan kafa ke sıcı ıdam raakınesinın mucıdıdır. Gıotın'le ıdam edılen ılk ın san da kendısı olrauştur. Dr. Guıllutın, kendı ıcat ettıği olum makınesı altında, kendısı herkesten evvel kellesını vermıştır tarzında uydurulan bu raasalı âmme efkârının bir nevı ıntıkamı saymak lazım. Çunku aslında Dr. Guillotın ne ou âletın mucididır, îdam makınesine kendi adım vermıştır, ne de Gıyotınle ıdam edüerek olmuştur. Dr. Guillotın durüst ve bılgılı bir hekimdı. Saintea'de dunyaya gelmif, 1768 senesınde doK tor (îkmıştı. Sonradan mebus seçıldıği zaman elli yaşında var dı. Dunyanın altını üitune getırip eskı toplumu devırerek >e rıne kendi blldıklerı gıbı bir toplum getırmek ısüyenlerın fıkrır.e pek ıştirak etmıyordu. Guillotın, ismı etrafında soz edılmesınden hoslanan bir adam değıldı. Çahşkan, aklı başında, mutevazi bir insandı. Onun ıçın rmUetveküi olarak verdığı ılk takrırlerde hiç de ıhtılâlcı fıkırler yoktu. Meclıste ılk soz aldığı zaman, salonun sıhhate zararlı çartlarını, bankoların ra hatsız şekıllerını tcnkıd etmıştı. ı,,», ' , Dr. GtullotİR'Bdmtn ıdam ma kınesıne karısarak sahıbını tarıh içinde kotu bir şohretle lekelemesmın sebebı bu milletvekilinin iazla ınsansever bir adam oluşu ıdı. O tanhte, ıdam cezalarında korkunç sahneler şeçıyordu. Fransanın eskı Ceza Kanunu hükumlenne gbre, bir kimse ıdama mahkum edıldığı zaman, bulunduğu yerin cellâdına teslim edilir, o da imkânlarını ve mabaretinı kullanarak uecetebıldığı kadar bu ışın hak kından gelmeye gayret ederdı. Panste ve buyuk şehırlerde teçkın cellâtlar vardı Idam ışı usulunde, tabır caızse nazıkçe > apıhrdı. Fakat kasabalarda ve koyltrde bulunan cellâtlar, kafa kesmekte hıç de usta değjllerdı. On yedıncı asırda Bourgogne eyaletıne baeh bır şehırde geçen bır ıdam sahnesı, bu bakımdan pek ıbret vencıdır. Helene Gıllet 'adh yinnı ıkı yaşında bır genç kadın, çocuk duşurme suçuyla ölüme mahkum edılmıştı. Cellât, mah kümla beraber ıdam »ehpasında gozukluğu zaman, once haik. tan ozur diledı. Üç aydır sıtroa çektığı ıçın vüeudu tirtir titriyordu. Odevını hakkıyle yerine getirememesi ıhtimaline kar ;ı halkın hoşgorurluğünu dıleyordu. Üstehk ıdam mahkumundan da, ellerıni oğuşturarak af diledi. Papazlara dondü, onlardan da dualar istedi. Son ra baltasını ilk savuruşta, mah kumun çenesıni parçaladı. Bu sakarlığı halkın yuhalariyle karşılandı. Cellâdı taşladılar. Adam, baltaaını elinden attı, mahkumun yerine kendisi ölume razı olduğunu soyledi. Fakat o sırada, sehpaya bir kadın fırladı. Bu, cellâdın 'karısıydı. Baltayı zorla kocasının eline f u tusturdu, ışe devam etmesini soyledi. Cellâdın bu sefer savurduğu balta biçare mahkumun omuzunu koparmış, onu yere yıkmvştı. Yine yuhalar yukseldı, yine taşlar yagtnaya başladı. Cellât artık dayanamadı, sehpadan at ladı. kaçtı. Yerini karısı aldı. tlk ışı, mahkum Gıllet kadını tekmelerle öldürmeye teşebbus etmek oldu. Bunu beceremeym ce, mahkumun boynuna bir ıp doladı, sehpadan aaağı aldı. Orada bir makasla boğazını keserek başını koparmayı denedı Papazlar bu faciaya daha fazla dayanamamıslar, çıl yavrusu gibi dagılmıslardı Bu sefer halk ise karıştı. Mahkumu, !ime lime bir halde cellâdın karısıoın elinden kurtardılar, onun yerine cellâtla karuını seh panın dibinde öldürdüler. Dr. Guillotın'm bbyle korkunç faciaların cereyan ettiği bir devirde, milletvekili olarak ileri sürdüğu kanun teklifi «idatn mahkumlanmn, basit, me kanik bir vasıta iie baslarının kesilmesı» nden ıbarettı. Bu basıt mekanik âlet henuz icat edilmis degildi. Bir doktorun, adam öldürme usulunü te kemmül ettırmek işiyle uğraşmasını gulünç bulan gazeteciler, Guillotin'in teklifini dillerıne doladılar, bazan pek ağır şekilde alay etmeye başladılar. Efsane yavaş yavaş yerleşmeye başlamıştı. Birisi, bu arada, henüz icat bile edilmemiş olan bu âlete Giyotin adını takıverdi. Bu isım hemen tutundu. Dılden dile Fransanın resmî dılıne kadar yayıldı. Kafa kesıci âlet henüz meydanda yokken adı dıllere destan olmuştu. Sonradan asıl Giyotini yapan adam Tobias Schmolt adh bır Almandır. Ücret olarak 824 frank para almıstı. Giyotinın ilk tecrübesi Salpetriere hapishanesı avlusunda uç ceset üzerinde yapıldı. Guillotın ileri sürdügu fikrin böylece gerçekleşmesi denemesinde, üç meslekdasiyle beraber hazır bulun mustu. 1792 nisan ayının 15 incı salı günu idi, on gün sonra, Schmilt'in idam âleti, Greve mevdanmda muazzam bir kalabalık karşısında işlemeye başlamıştı. Giyotinle ılk idam cezası, Jacques Pelletier adh bir hırsız hakkında tatbik edildi. O günden sonra, Giyotin'den çok bahsedilmis, fakat Dr. Guil lotın'ın adı unutultnuştu. Doktor, belki de yaratılmasına vesile olduğu ölüm âletinin söhreti sayesinde, ihtilâlin korkunç devrelenni, sonra onlardan da korkunç anlar yaratan tethis günlerini tehlikesiz ve zararsız atlattı. ölüraü, 28 mart 1814 de sol omuzunda çıkan bir kan çıbanı yüzüoden olmuştur. Asıl zanaatı musıkı iletlerı yapıcıhğı olan Tobıas Schmidte gelince o, garip bir macera geçırdi. Giyotin'ın mucidı ve yapıcısı olarak, hukumetten aldığı siparişlerle büyük bir servet kazandı. 1800 senesi civarlarında. Madam Grassini'nin sa lonunda dansöz Chameri ile ta nıstı. Dell gibi âsık olduğu bu dılberin hoyrat parmaklan arasında eriyen bu servet. Fransız CumhunyetiDin butun eyaletlerine sattığı Gıyotinlerin pa rasıydı. TARIHTEN Niyete bakar mealeğin. hakikatem Insan niyet ederse, bizimvar. Şu: hikâyecigi tür kotu ve tuhaf tarafları Amerikan mecmuasında gördüm Saçh sakallı. agır başlı ve büyük rütbeli "bir Ingiliz papazı, bir Amerikan kasabasma &elir, Vsuleıı ( yalnız bUde olmaz ya ) hemen bir ba sın toplantısı. Gazeteeilerden biri soxar : Striptizli ? e*e kulüplerini »iyaret edecek misiniz? Mubterem dın adamı, evveli, hayret eder, sonra alaylı alaylı : Burada 8vle şeyler var mı? demekle iktifa eder. Ve, ertesi gün, gazetede büyük bir bashkla su haber : « Monsenyör ( bilmemkbr ) dün çehrimiıe çelmis ve. gelir şrelmeı de, gece kulüpleri hakkında malumat istemfetir.» Bütün ömrünii. umumiyetle gece kulüplerini. ve hususiyle Striptizi, takbih edici vaızlarla (teçirmiş olan. papazın halini tasavvur edebilirsiniz. Hiç süphesİ7, pılıyı, pırtıyı to^.iip, o kasabadan kaçmıstır. Evet, tuhaftır. bu ftazetecilik. Patlıcan gibi, pisirdlfine göre, 100 çeşidi oluyor. Bir kütüphanenin hikâyesi I stanbal Beledive Reisi sayın Kâmuran Görgün'den bir dâvethe aldım. Bizim F.K.G. kitaplarını Beledi\eve hedıye etmis. Bu kitaplardan vücuda çetirilen bır kütüpttane merasimle açılacakmıs. Dâvet de o merasime. Oüsıindüm : F. K. G. içki ıçroe*. Bir ı'cfa bize gelmisti de kimseie söylemiyece|imt dair yemini billâta söz verdi^im halde. mübaregin atzına bir damla viski koynmadımdı. Prensip mirensip degil, içkiye karsı.bir allerjisi var. Midesine bir parça alkol girdi mi bir tarafı şişiyor galiba. Knmarı da voktur. lskambil kâfıtlarını tajıımaz bile. Allah bilir, gorse, belki papazı oğlanla karıştırır. Sporla da alâkalı degıl. Atlaması zıplaması vok. Bir knlübön mensubu olmak söyle dursun, kalüplrrin isimVerini bile bilmez. Seyretmek için bir roaça bile gittiğini eörmedim Na»!İ sövlivevim. efendim, san saç mavi föz bir kttçttk apartman dairesi anladınn va, bunlarla da hiç münaaebeti >ak. Olsa, elbette, duyardık. E, böjle bir adam ne yapar? Kitap «kur. Derken kendisini bir kere de seçimlere, hele Bakanlığa kaptırdı mı ( bizde âdettir ) artık kitaba da lnzum kaimaz. Mevcvtlan da < yine bizde âdettir) fuzulî >er işgali olur. Ve iste, bu kütüphanenin hikâyesi. Bu aşırma değil koyu renkBiz, umumiyetle, halk arasında. her Arap çukaliye Arap deriz. Halbuki aslında latamsı, sütlükahvemgi, kakaomsu birseydir. Be Ticaret cilvelerinden njdeler oNon. Amerika'ya satmısıı. Tozgat silppimiz, geçen içinde, tonlarMTurk sekerini Miami'ye haftasfker bosaltmıs. la (Florida) Ammaaaaaa E\et. her i\i haberde olduğn tibi. bunun da bir « Ama » sı var. Hatırlardadır, bir müddet evvel. Irak'a % Suriye've de seker e «atmtştık. Nasıl vatmıştık? YapıUn hesaplara »öre biıe maliyeti kılo ba$ına 1(M kurua olao «ekeri. tutmus. 26 kurostan vermistik. Gelen haberde, işin bu tarafına doknnulmadıfı için, bilemiyornm. Acaba. yine bnna benzer bir hesapla mı, sattık şekeri? Fakat Surive \e Irak baska. Amerika ırncin memlekettir. Ihtimal, zaten alıştılar artık, Tine açnuştır kesenin a4zını. Toksa halimiz Nasrettin Hoca'nın meshar hikâyesine döneeek. Hani Hoca karısın» : Hanınt sen içeriden ben Cışarıdan . ha tayret bakalım. demis >a. Ona benziyeceçiz. Allah korusun. Acaba. nasıl yapsak da, Âmerikan yardımları arasında, bir de, bizden « seker almamalarını» istesek. ri tarafta bunun zencisi var. kuzçunisi var, habesiM var, siyahiri var, velhasıl vatoilu var. Resssm paleti kadar renk. Her ne ise biz, topuna birden, bir defa Arap diyip çıkmısız işin içindcn. Şimdi eeleüm hikâyeye. ( l vdurma değil aynen mku bulmuştur. ) tstanbulun tanınmış. büyük otrllerinden birinin pek sirin bir kapıcısı vardır. Zencî. Geçenlerde bu otele iki tane Amerikah asker eelir. Onlar da zenei. Ve bu iki Amerikan marsığı. bir fün. otelin kapısından bir taksiye binerler. Ingillzee olsa. nereve gitmek istediklerini şoför, belki, anlıyacak. Fakat Amerikan tngilizcesi. üstelik de Amerikalı zeneî înçilizcesi. Adam anhvamaz ve bir «tnr » yanarak tekrar otelln kapısına gelir. Kanida bekliyen 10tnm\ig)Pi*'": : a * * Baksana, der, sunlar nereye gitmek istiyorlnr. Ben anlıyamadım. Beriki. eayet tabiî olarak : Onlann dilinden ben de anlamam, eevabını \erir. Bunnn üzerine soför. tamamivle ümitsiz, ellerini cöte kaldınr ve : Hev AlUhım. der, su hale bak. Arap Arabın dilinıien anlamıyor. Buna ben ne yapayım?. ördek yavrulan yollarını kaybedince bulabilirler m dersiniz?.. Kaliforniva Üniversitesinde bir zooloş bnnun cevabını buldu. Eğer bu hayvanlar suya hep bir yönden götürülörlerse sonradan vollarını güııese \a da yıldızlara bakarak bulabiliyorlar. Bu ilim adamı yaban ördekleri ile ördeklerin duvarları >üksek \e tepesinden yalnız göğfin çorüııdüjtü kafeslere yerlestirmis, bırkac saat susnz bırakmıstır. Kateslerın etratındaki 12 komparlman daıı birine su ko^mustur. Bu suva h<p do|udan dolasarak götürüleu ordekler yıldızlı gecelerde ve giıneslı günlerde yollarını >almz bay larıııa bulabilmislerdir. tste göçnıen kuslar da bu astronomi yolu iie kıtaları aşıyor ve kavbolmuj orlar. • Akıl hastahklarının orgamzmada kı bır duzensizlikten ilerı geldığı gıttıkçe daha kesın olarak meydana çıkmaktadır. Bu konuda yapılan son ıncelemelerde su sonuca varıldı: Antikorlar beyne hucum 11; edıyor ve onu bozuyorlar Ama, bu teorı baska sebeplerı oıtadan kiUdırmamaktadır. Sosyal, psıkolo)ik, ırsi sebepler bunun dı^mda • Bilginler çok önemli bir konnyu ıncctediler: Saatte 20M I kılomet5J M ren bulaıı bir hızla atnıoslerimize çıren «goktaşları» nasıl oluyor da erımiyorlar?.. Amerıkan «Batelle Memorîal» Enstitüsü yaptı|ı ıncclemeler sonunda su ihtimali ileri sürdü: Bu demir ve nikclden laşlar. belkı de bnşrfinkü maden ilmiıını bılmfdigi bir kristalinden meydana erlmislerdlr âe ondan. Bu sırrın coıiilmesi varının teza kabıneiprıniıı yapılısınds ise vamacak. • Uunya nufusunun artı^ı ile yakındaıı ılgılenen Bırleşmib Mılletlerın uzmanları 1957 yılında, bu kunuda açıkladıkları tahmınlerden vazgeçmek zorundalar. Nüfusun aılısı ustune verdıklerı rakam bıle huüun fazla iyımser s«ıyıh>or. İnsaniaı, onların dusunduğu gıbı. 1S8U yılında değil, daha 1975 te 4 mıiyarı geçecek. Son ıncelemeler 21 K yılında yanı bundan topu topu .K ) 38 yıl sonra bu rakamın 6 mılyar 9«ı mılyona çıkacağını gosterdı. Heı sun 140 000 can dunyaya gelıyOr Sonunda ekonomık. sosyal şartlaı frenlenecektır ama. agır, çok aân bir fren bu. Tarım metotlarında bır devnm yapılmazsa, beslerıme meselesı çok kritlk bir durum» gırecektir. Âmerikan gangsierleri NewYork borsasında ciril atmaya başladılar Para hırsı ile gözü dönmüş iş adamlannı dolandırarak sahte hisse senetleri, mevcut olmıyan şirketler adına basılmış bonolar, Nevyork polisinin başına da belâ kesildi NewYork Borsasını dolduran yiizlerce insana ber gün orada bir takım adamlar yanaşıyor, kısık sesle < Yüksek değerli hisse senetlerim, diisüU fiyatla elden çıkarmak istediğim devlet tahvillerim var» diyor. Bu, parlak gibi törünen tekllflere aldanan iıısanlann sayısı bir hayli ka bank. Saf is adamlannı baştan çıkaran, kırk yıllık kıdemli Borsa oyunları uzman larını aldatan bu tipler Ame rikanın ünlü gançsterleri. bii >ük gangster sebekelerinin fedaileridir. Bır suredır Borsa'ya dadanm.slar. Reyon ipekli elbıselerı, İtalvan s^ıli ıskarpinleri, yakası duğmeh ya da ığnelı renklı «omleklerıyle, çızgılı yeleklerı. ağızlarında çıklet ve püroları ile tipik Amerlkan gangsterlerı NewYork Borsasından ayrıl mamaktadırlar. Ne yapıyormus bu adamlar 3orsa'da? Sahte hisse senetleri satıyorlarmıs. Rayıcı düşen tah vıl ve senetleri topluyor, son ra da Borsa konaısyonculuğuna baslıyorlarmıs, hattâ îçlerınde dajalı dcselı tazıhaneler açanlar bile varmış. faydası olduğ'J soylenemez. Amerikan Adalet Bakanlığı Ugi lıleri, insanlarda para hırsı, ça buk zengin olmak hevesi yaşa dıkça gangsterlerin Borsada pekâlâ iş yapacaklarını, aldata cak saf tip bulmakta zorluk çekmıveceklerım söylüyorlar Leland Robert Bradford admda bir adam geçenlerde NewYork Borsasına gelmış. Orada el altından kendini «Brad ford Radyo ve Elektronik Fabrikaları Müdürü » dıye tanıtmış. Yine el altından yaydığı haberlerle, Avmpa ve Japonya dan büyük mübayaata girişece ğı rıvayetini yaymış. Bütün bu palavralara Borsa çevrelerinı inandırmak için günün birinde Borsa cıvarındaki bir parralı lokantada unlü cazcı Mitch Miller ile yemek yemeğe, kendini onun yanında İıerkese teshlr »tmiye de muvarfak olmuş. Hattââ meşhur palavraları ile unlü cezacıyı bile kandırmıs, ona, sahibi bulunduğunu söyleiıği Bradford fabrikalarmda bir müdürluk teklif etmis. se senedıni de vermiş. Aradan aylar geçüktçn sonra hisse senetlerinin sahte olduğu, bu isimde bir firma buiunmadlğı anlafilmıs. Leland Robert Bradford'un bu marıfetı polise ihbar edilince adamın israinin de uydurma olduğu, kendisinîn 40 fenedenbri sabıkalı, profesyonel bir dolandmeıdan başka bir şey olmadığı meydana çıkmıs. Kısa zamanda yakayı ele vermiş Bay Bradford Simdi içerdeymiş. İKTİBASLAR: Rusyada idam cezaları Sovyet Rusyada şımdi, karaborsa ve doviz kaçakçıhğı suçu ı'.e ıdama mahkum edılen kımseler var. Tesaduf eseri olarak da suçlular hep Yahudı. Bu hal, bugun Sovyet Rusyada çok tehlıkede olduğu mânâsma gelmezse de Sovyet yurddaşının her gun buyuk guçluklerle karşılaşmakta oldugunu, hukümetm, Berlin meselesinden daha âcil ve daha önemli meseleler karşısında bulunduğunu gdsterir. Ciddiliği ile tanınmış «Komünıst» gazetesı, geçenki sayısılarından bırinde, meselâ bazı ıstihlâk maddeleri stoklarının, 1961 senesi ıçmde, satılamayıp elde kaldığmdan bahsediyordu. Buhran kısmen bozulmuş, kısmen de fena imâl edılmiş mallar olup iki milyar eskı ruble değerindedir. Bunun uze rıne ticaret servisleri hazır esvap larm, fan'lalarm, kunduralarmdan uçte binnden fazlasını, kadın ve erkek çoraplarının yarısını geri çevirmişlerdir. 1 şubat tarıhlî İzvestıa gazetesi, holhozların. devletle alış verişlerinde çok fazla para kaybetmelerı yuzunden mahs'et fıyatını çok fazlaya getirdiklerini yazmaktadır. Bu darlık, fiyatlardaki bu dengesızlik, amme işlerınin yurutuluşündeki bu yavaşlık. gayrı tabiilik ve durgunluk yüzünden hem dukkânlarm dnunde bıtmez tüken mez kuyrukla birikmekte hem de kuvveth bir karaborsa yaratı'.mak da onların gozlerı onunde katledıldı. 1943 senesınde, karı koca kaçmaya muvaffak oldular ve butun bır sene ormanda saklandılar. 1946 senesınde kan koca, başka kırk Yahudı ile bırlikte. Polonya yolu ile Fıhstıne kaçmaya teşebbus ettmşlerdı. Yakalanıp mahkçmeye verıldıler. Sıbiryada kürek cezasına mahkum oldular. Bassaya, cezasını çektıkten sonra, koca sından iki sene evvel Vılne'ya gel ŞAMAR ORGAM di. Tahtaya, çamaşıra gıderek ge öte yandan, halk arasında fazla \ çınmeye başladı. hoşnutsuzluk hukum sürmeye baş j MİZANSEN lamıştır. Resmî mikamlar, bu ha1962 senesınde karı koca Vıznitslı. toplumua şamar oğlacı olan Ya hudiler üzerine çevirmeye uğraş kı'ler, Israel'e gitmeye bır kere maktadırlar. Haziran ayında, eko daha boşu boşuna teşebbus etmişnonıik suçlardan idama mahkum lerdtr. Bu sefer döviz kaçakçıhğın edılen kırk bır Sovyet uyruklunun dan mahkemeye verılerek idama uçte ikisini Yahudiler teşkil etmiş mahkum edüdıler. tır. Savcılarm beyanatında ve ba Dâva, Vilna'da şehir kulubünun sınin verdiğı haberlerde bu cihet bıiyük salonunda goruldu. Verilen bilhassa belirtilmıştır. emir üzerine. butun bölge temsılBu mahkumlar arasında bir de cilerı salonda hazır bulunuyorlarkadın vardı. Adı Bassia Reznitskaıa dı Aynı zamanda, aynı şehirde, olan bu kadın. Staiin'ın olumun daha genış olçüde bir başka ekoden bu yana ıdama mahkum edı I nomık dâva gorulmekte idi. Fakat len tek kadındır. Kocası daha on ı gayet sessiz şedasız. Bu ikincı dâce olum cezasma çarpılmıştı. j vanın sanıklan arasında Yahudı yoktu. Bassaya kadın, bır Litvanya kaBu mizansen. halk efkârını. nıha sabasmda doğmuştur. Fakır bir cloğrarnacının kızıdtr. Buyuk kıt yet, uzun muddet aldatamıyacaKhk seneal olan 1932 de, bir seyahat tır. Sovyet ' ekonomisinin işleyış acentesmde çalışan Aron Rez tarzı. teknığı artık bır reforma ih nıtsky ile evlenmişti. Harbde, Bas tıyaç gostermektedır Bu reformun saya'nın anneîi ve bir kız karde'i rejımi defisıkhğe ugratacağı göNazıler tarafından olduruldu. A rulmektedır. ron'Ia Bassaya'nm iki küçuk kızı (Fransız başını) Udır. Bu karaborsa, butun memlekete kollar sarmıştır, kuvvetli bir teçkilâta sahiptir, Sovyet ekonomisinin can damarlarından bırını teskıl etmektedır. Doğrusunu söylemek lâzım gelır se, bu gun Sovyet Rusyada, mustahsıl kolları, ıdari teşkılâtı sarsacak kadar kuvvetlenmış ve devlet ekonomisınde kapitalist usullenn tanınmasını ıstemeye başlamıştır. SAHTE MÜDÜR li. HAYALÎ FİLEV1 ŞİRKETİ Bır başka tıpık olay da, bes sabıkalı gangsterin tamamen hayali olarak kurduklan ftlm şirketinin hikâyesidir. Dini ko 1 nulu filmler" son zamanlrda buyük kâr sağladığma göre bu açıkgözler Hazreti Musa'nın ha yat hikâyesini filme almak amacı ile bir sirket kurmuşlar. Butün sahte evıakı duzmüsler ve sonra bu sırket adına ba?tırdıkları hisse senetlerini saf vatandaslara satarak bir çırpıda 200.000 dolar vurmuşlar. Ya kalanmaları tam bir yıl sürmüş. Bir yıl sonunda da yine tesadüten yakayı ele vennişler. MÜCADELE YOLU YOK Nasıl mücadele edecek resmi makamlar NewYork Borsasını saran gangsterlerle? tlgililer pek belirli, ise yarar bır mücadele yolu göremi>orlar. XewYork eyaletînde tatbik dılecek sert kanunlar çıkarsak, bu herıüer NewYorku bırakır New Jersey'de ıcrai fanat ederler, diyorlar. Olmaz sa Washington'a, o da oimadı San Francisco'ya gıderler, diyorlar. Kısacası, NewYork polısinın başı dertte şımdı Borsay» dadanan azıiı gangiterlerle. SAVCININ İTİRAFİ Varmış demek bıraz \uhaf o[acak. Zira gangsterlerin Bor«ayı ıstilâ ettiklerinl Başsavcı Robert Kennedy bite itiraf ettı. Bu konuya geçenlerde temas eden Robert Kennedy öyle dıyordu : » Gangsterler, karaborsacı ve vurguncular, profesj'Onel dolandırıcüar şimdi Nev.York Borsasrnı istilâ etmiş du rumdalar » . Namuslu, durust çahşan Borsa komisyoncuları durup dınlenmeden müşterilerini ikaz edıyorlar. Ama, bütün ikazların uyarmaların. nasihatlerın pek 50 BİN DOLARLIK HİSSE SENEDİ Mizansen böylesine başarılı hazırlandıktsn sonra Leland Robert Bradford. Mitch Miller'e. islerinin iyi gittiğini, Jaconya ve Avrupa'ya verdığı «iparişlerin yolda olduğunu ancak firmasmın reklâmmı biraz daha iyi y3pabilmek için bır miktar nakit paraya ihtiyacı nulunduŞunu bildirmiş. Velha•ı allem etmiş, kallem etmiş ;l Mitch Miller'den 50 bin dolar borc almıs, bu paraya karsılık unlü caz müzısyenine Bradford rartyo fabrikaları adına nesrçdilmis 50 bin dolarlık his ,DAHİLİ TESİSAT DAYANIKLIĞINDA DEVRİM YARATAN BUFER ELEKTRİK MALZEMESİ vy . PÜ hırlka çellk bl >e ı«>esiDd« •! nm« v« ıQr»u» meden müte^fllıt "f'î* Ihtımall bernmf fdllnî ı'ıı 1962 MODEL j PRİZ VAV1EN âNAHTAR KOMÜTATÖR Bakalit Porselen Siyah Beyaz BUFER... HER TOPTANCIOA ARIUCtfilNIZ MtRKtDIR / j v DâncıLk: 5217/9272