Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖRT CUMHURİYET 6 Mayıs 1962 DKURLARLA Kız Polis Koleji Manisa'dan bir okurumuz yazıyor: Memleketimizde gerçek eğitimciler, hele son yıllarda «Çocukta ruh sağlığı» problemini en cJumlu şekle sokma ve onları dürfist insanlar yapma çarelerini aramakla didinirken, Manisa Kız öğuetmen Okulunda iki üç idareci, kendi kaprisleri uğruna tertemiz ruhlu öğrencileri hafiye olarak kullanmakta, bir öğrenci diğerini, ya da öğretmeni takiple vazifelendirilmektedirHattâ öğretmen figretmeni biîe takip etmektedir. Hele öğrencinin arkadaşına ve öğTetrcenine husumeti varsa. idarece' kendisine verilen salâhiyetten nasıl faydalanmaz?. Sonra, bu terbiye ile yetişen çocuklardan siz ideal bir eğitim nasıl bekliyebilirsiniz? Millî Eğitim Bakanlığı bu okuldaki bu çeşit çahşmaian önleyemiyorsa bari okulun adını değiştirip «Kız Polis Koleji» yapsın! CEVABIMIZ Durum. gerçekten de yazıldığı gibi ise. çok feci. Milli Eğitim Ba kanhğmın bunu bir an önce aydırı Iatması şerekmektedir. E E E Ş ^ E U = ^ ^ S mirgân otobüsüne binmlglerdl.. Ahmet Efenflt meklup okoyor, Konsolos Bey biraz kcstiriyor, Kafanıi de burnunu cama yapıştırmış Tnksim mevdanmı seyrediyordu E Lâleler.. Yazan: Burhan Felek Neden ıfabey!. E bu yaştan sonra sen. ovnasan oynasaıı Uumda oy narsın!. Rahmi Öyle söyleme açabey! Dör viraııelikte çocuklann topnna bir vurduro Ne oldu?. Tahtaperdeye çarptı... Yıkıldı mı???. Top patladı... Konsolos Bey bn lafa cok çüldü Amsn Rahmi Bey:. Fevkalâde.. demek top patiadı . ha . ha.. ha.. ha!. Ahmet de çüldü . Rahmi de güldü..Biletri geldi.. Ahmet Müsaade edin! Benim misafirimsiniz! diverek paraları b'dedi.. Otebüs eidivttr. giılîvor, sidiyor Rnhmi dsl'in dalsrın hakıyor.. Ahmet Konsoios Be ve hafif «esle haıı sevler anlatıyordu. Bir ara otoböste bir kadın Aaa! Çantamı çarptılar! dive haÇırdı. h«rke<; ona haktı. Kadın Vah vah vah! toindp bes yü« liram ds vard'.. dire dövü nüvordn Bir ort^ vas'.ı adam Hanım. senin dün d? Ak «arayda be« vnz liranı c>rptı lar Kadın hoznldu \f hı'IİTorsnn? diye oıkıstı Ben otohü<ite i<tfm. lîfr züv bes vö7 lira mı r.Tntırıvorcnn? Para benim deSîl mi? Setı ne kar'sıvorsım? AUah Al)?b' Rahmi 7^vallı kadının hep parası çahnmış.. h?m de a7?.rliTorlar.. diyeceU oldn Ahmet Sen Uarısma! Diye sastur dn.. ve Ne olmTi"* h^nım?. dedi. Hanım ona da Ne üsiüne vazife sçrin1?. N> nlduvsa oldı1 . soför ofendi. litır dur prahanı! Rep ! neoe s i m avol' vere •"»"';!«, içim» Se'iyor Şoför: Dclmns n ı ba bayan. dedi v* işine baktu \ve\ fena olnvonım Our ssna!. Bir (tev oldnfun yok rnnım!. nnrahta dnrnrtım.. Haaay!. diye yerine oturan kadtn yanındakinin kucagına yıkıldı . O d3 kıranta bir erkek Rica ederim. bayan.. ben saralıyım.. ben de lena orurum, kalk rica ederim.. başkasının kucağuıa düş!. Kumkapı lehçesiyle söylenen bu sözler.. otobüste şülüsmelere sebep oidu Kadın, saralıyım lâfını isitince doğruidu.. O esnada biletçi sordu.. Bayaıı siz biiet aldınız mı? Aiüiın tabıi.. neden almı yayım.. sizıu biletinize mi kal dık.. Göreiim.. Çantamı çarptılar.. dedinı yaa.. LİıU'tı çaıHaya mı Korsun., Bilet benim de£il mi? ts tediğim yere korum, sen ne karışıjorsuıı? Ama sen bilet almadııı! Aaaa! Lstüme iyilik sağlık.. avol.. herkes çördü.. (yaıundaKilere) Allaiı rızası için söyleyın.. beu rjilet ahnadım ını'.'... O, Kumkapılı: Ben daha yeni bindim; buranın acemisiyim.. sen başnalarına sor üayanl dcOL. başkaları üa boyuıı böktüler.. Kadın bir ha^ırdı: Amaaan: li.raUııı benî ineyım. Hem laramı «,ildılu.r.. hem de ikı ı'.eta biiet ıstiyorlar.. 0 sırada /.aten tmirşân dcrağına trelen otnbüslcn herkesie beraber kadtn da indi, bizimkiler de.. Ahmet: şu taraflan Beyetendi! diye kıiavuzhık ederek Emirçân korusunun alt kapısuıa çeldi ler.. Aiınıet bilet alırken, fUhmi 1 teriye MVISU.. birisi arkasından seslendi.. Nereye yahu! Idareye gidiyorum, dedi ve yürüuu. Ahu.ct baktı, güldü.. Vine üy bilet alılı ve Kontrola: O id"reye gîren arkadaşın da uileti i)U'..da. dedi.. t,irdiler.. th.. \oUuş epeyce dik.. konsolos bey zorlukla yürüyur Aıııaıı.. levkalâde.. manyilik.. fakat. \!ımet Beyefendi '. Benim gügsüm tutar.. bu yokusn.. nasıl.. çıUarım Vavaiş. \a\aş t>e\elendi!.. felâsa roeet yok.. diıılene dinkne... (Bağırdı) ilahmı:.. Bizimkiler çıkttlar.. çtktılar.. nih.n et büyük havuzun oldnğu yere geldiler... Konsolos pek memnun o'.du. Hemen bir bankoya oturdular. Konsolos: Oooh! dedi! Tesekkür ede rim.. Ahmet Ilryefendi: Hilmi lîey. size de mil mersi! Avrupa roa~ Aynı kelimeyi tekrar et Emenıek için mirim! Çünkü ede^biyatta. hattâ alelâde prozda.. = tekrar ayıptır. E Kalktılar.. rauhtelii lâle tar^lalarını çezerlerken Ahmet iza~ b a t veriyordu: E Bunlara Çelebi lfilesi der 3 ler.. zarif çiçeklerdir.. = Bunlara eskiden eşek lâ Elesi derlerdi.. S Ne ayıp lâf öyle.. Valla! Ayıp falân bilmem.. Eöyle derlerdi.. bunlara mor lâ^leler.. yeni gelmiş.. şu saçakh lar, ne kadar çüzel değil mi beEyefendi. Bunlara peroke diyorS Xaa! demek papagana benEziyor da ondan.. ~ Ve yavaş yavaş yukarı köşke ^yaklaşırken.. hoparlörden bir = ses: X Rahmi Bey. şekerim.. Ş Rahmi: = Buyur!. dedi. ve hoparlör Ertevam etti.. ^ Az idareye gelir misiniz?. = Rahmi, Ahmed'e baktı.. E Ben gidiyorum aŞabey!. ^ Nereye? X tşitmedin mi? tdareye ça Eğırıyorlar.. ^ Ne işiıı var idarede yahu? ~ Ne bileyim benî tdare neErede?.. ^ Nalı! Şu hıııa olacak!. E Ben nasıl gideceeim ora E. y 3 derken bir daha hoparlör.. = « Rahmi Bev. tdareye 16t=fen! ^ Deyincı*. Rahmi yürümeye ^başladı.. hizımkilcr çocujjn bıSraktılar.. Ahmet. konsolosa lâ^ l e l e r hakkında malflmat verir~ken Rahmi soluk soluğa idare Zbinasına eirdi. Masanın başında iki kişi vardı: ^ Beni çağırmışsınız! dedi.. Ebaktılar.. Biz seni çağırmadık!. de^diler.. tam o sırada içeri oda dan bir ses: = Barbar bagınyorvz.. dnyE "« • »• • Eğîtmenlerîn hali ne olacak? E E Divriği'deıı bir Eğitmen yazıyor. E 1961 yıh Arahk ayının ortaların E da, Eğitmenlere emeklilİK hakkı E tanmması için Maarif Şurasında 3 U L M A C A bir kanun tasarısj hazırlandıgını S ve bu tasannın Meclisce gündeme 3 2 3 4 5 İ 6 7 8 9 ahndığına dair gazetelerde çıkan E haberler üzerine. hepirniz bayram E etmiştik. Ama bu sevincimiz çok Ş sürmedi. Çünkü kanun tasarısı hâ S lâ Meclisten çıbmadı. Ne zaman Ş çıkacagı da belli değil. Ama bizim E dururmımuz başkalanrta benzemi E yor. öğretmenierin intibak kana Ş| nu, memurların kadro meselesi, Ş nihayet bîr refah seviyesi mesele Ş sidir. Bizim emekliliğimiz ise bi ~ zim için bir ölOm dirim meselesi E dr Yaçlar 50 yl buldu. Saçlar. E dişler döküldü. beller karnburlaş S j tı. Yann kolumuzdan tutup soka = 1 Yurdumuzu huzunt tavoçtufmak gavesiyle EOkUmet ve Mecl!»ıçe j ğa atılınca halimiz ne olacaK? Bu z; kabul «dllen «saslar (çoğul). 2 ÇJok yaştan sonra bir yeni iş bulmamı E E eskl zamanLar (e»kl usul çogul), yîır za da imkân yok. dumuzda bir bölge. 3 BUyOk salr CEVABIMIZ. = Abdülhak nâmltTln blr plyeslnin. ve Eğitmenler meselesi, gerçekten = onun kahramanıoın adı, ç&gırı «dat de yürekler acısıdır. Bugün. işçi = lanrtdan. 4 BaJtık tayısndakl eeki blr devlettn merfcezl ldt blr çeşlt ler dahil, devlet kapu\ndan geçi kardes. S Tersl blr erkek adıdır, nenîer arasında, geleceği garanti Ş uzuvisnmiTdan bdrl. 6 «Baska altına alınmamış hiç bir meslek ^ yere gitme!» karsılığı btr emlr. ha sahibi yoktur. 45 bin eğitmene e = marnda lal bitmis olan a örtünmeM meklilik hakkı tanımak. bütçe içirı ş lçln getjrtlen. 7 Kendloe alt btr ş»yl kaybetmls olanl»nn yapt&lan de bir yıkım değiidir. Millet Mec E hareket, kahraman Mehmetelğln rüt lisi azalanmızm bu konu üzerinde S be«l. 8 Glylm eşy*mız<Jan blrl, hassaşiyetle durmalannı rica ede Ş e»H Turk ksbflelertnden hlrtnrn fer riz. = «ü. 9 Ba.îan lnsanlan kapıdan baktınp kazma kfirek yaktırs». Şişlideki Beşiktaş | TTJKARIDAN AŞAĞITA: 1 Gazetçlere gunlerce devam dolmuş durağı | eden roman reya dlger yazı •erilen Şisli'den Ahmet Mutlo Yaz: = hazırlama mütehassıgı yaear. 2 Şişli meydanında, dolmuş dura ~ «Haneye alt lv«lerln yrjnetimi» mftnaaıca lkl kellmı». S Sezls fcudretln gında Beşiktaş dolmuşunu bir hay ZZ <J*n mahrum goTgOsüz. 4 Tersl li bekledikten sonra, kâhyaya, Be ~ irtlrsOde ve halk errtamnda guzel şıktaş dolmuşunun ne zaman kal Ş laf cden klçldlr. basan hayvanlara. kacağını sordum. Beşiktaş dolmuş Şj eyalamak. lçln bonun bonısu çalı' larının, otobüs durağından sonraki ~ nır. S Blr edat, ı • H U J J I lnce ve uzun tah yerde durduklarını söyledi. Oraya ^ ta parçası. 6 giderek Beşiktaş dolmuşuna bin ~ Hanımlann eskl dim. Mademki Şişli durağından ~ den gergef ve Beşiktaşa dolmuş yapılmıyor. Dol ; ; kasnak üzerinde muş yerindeki o Beşiktaş levhası ~ işletfiklerl. 7 nın ne lüzumu var? Yolcuları şa ^ Blr harfln oku îirtmaktan başka bir işe yaramı ~ nuşu. b4r hayvan.ı yor. Zaten o duraktan, Sirkeciden ^ EKiB Ö 8 Blr cteml bflytlk başka yere dolmuş yapılmadığma bnhnaeanın törpu tle düz. sekli lemeye çalraznak. göre, durak yerinin dolmuşların ~ durdukları yere kaldırılması daha = 9 «Oy k&zanaraka mânasına lkl doğru olmaz mı? llgililerin dikkatini çekeriz. kellm*. Ne kadar bckledüer, belli defil.. derken ıceri birisi geldi. Bn otobüs depoya gidecek! dedi ve hemen indi. Herkes ayaia kalktı Ahmet de kalktı Rahmi de.. Konsolos Bey: Geldik mi? diye »ordu. Ahmet. Havır. daha eritmedlk ki çelelim! cevabını verdi. Adam uykn sersemi bir konsolos olarak bo cevaotan bir »ey anlamadı Kar'f'an haktılar.. kimsevi eöımedUer.. hir kaçı indi.. Ahmet Rahmi sen kal Konsolos Beyle! dedi ve indi. Hir p!ânton bnldu . Bu otobüs depoya mı gider?. Haneişi? Şu. Emircân otobüsö? O sırada. haşkaları da inmişlerdi... Plânton Too!. Gider, eider ama akMrn senisi hittikten sonra eider. Ya birisi çellp bu otobüs depova sider. dedi Plânton eiüfimserli Acıkcöıliik etmlj.. ot«b8ste yer bnlamıvanlar. övle yapiyor.. yoicnlar inince yerlerini kapırorlar. dedi AssSı inmiş o!r«.nlar hemen yerierine koştnlar Ahmedin yerine bir çocnk otnrmnştn. Ahmet eclin kaşlannı oatınca hemen kalktı.. avakta kalanlar dan ^Drası benim yerimdi! diyenlere Nnmaralı mı verler? Boş bnldnk otnrdnk! df^üer. Ahmet iclerin»"^ hançisinin hn ntobas denova rider.. d^difini kestirrmerti: ı ı n i hn aoık»e de imre"dı. XVhavet k*!ktı.. Rahmi Konso Knnsolos Bev, kalktık, beyefendi! BiHvomm. Rahmi Bey. eör düm. te«ekkür ederim ifcüinıda!. Hayır. nvdal l T yny»rt|nm. hiraı miBtım... Ahmet, Rahraive: S P " iîire dedi. de '""rd bir mın'îland'.. CIİTnüssTiyuna inerken stadvnm rörnnfivordn Rah mi irini cokerek.4 ASabe'. e n stadvumda hir fitbol ovnam?.dan clürsrm gö 7İim acık tiderek.. Sen o sevdiidan vazeec!. roayor Bu Rahmi de zaten hay vanın biridir. diyince Rabmi hemen oraya gitti: Hayvan sensin! dernesine kalmadı adam iistüne ymrfldü. Sen ne karışıyorsun?. Hayvan dedin! Hayvan da derim, eşek de derim.. o benim öz kardeşim.. Senin nen oluyor?. Yavas »1 ağabeyV Biıim de bir bildijimiz var elbet! Nedir o bildifin? Benim adım Rahmi?. Kahmi ise.. sen n e iistüne almdın! Ne öfkeleniyorsnn? Hayvan dediıı de! Her Rahmi taayv»n mı olur?. O sırada Ahmet kapıda gorândü.. sordu: NL. imiş Rahmi? Rahrai bozuldu: Hiç.. Başkasını çağırıyorlarmış . lîen sana demedim mi? . Çıktılar.. Dedin, dedin ama ağabey!. PeV:i yaıılıs olduğunu anladın, ne duraysrsun? Herif «Bu Rahmi de hay. vanın biridir» dedi. Onun için mi durdnn? Konsolos çülmeye başladı.. Ama Rdhmi Bev'. Siz böyle şeyîere neden ehenımiyet veriyorsanuz. Rica ederim.. bakınıı su lâlelere.. şu çiçeklere Su Tabiate bakınız.. ne kadar çü7Cİ seydir.. ah natfir.. Biraz daha dola^tıktan sonra.. yavaş yavas 4ynı yoldin inerierkesı bir bos taksi: rminönü . iki butuk.. Emiıı nnfi. AhiT>et soUuldu 15İ7. üç kisiviz beser lira *.. bİ7i Al»r;!say'a ata Olur aiabey. çeç!. dedi. Arabaya atladılar atlamsdılar.. llarrr. hıtrrr:. hnreket etti.. Rahmi: Btırtiin karnı çurulduyor a|abey! dedi ş'ofür de: Guruldar an\a evvel Allah . Ben bununia bir günde diirt defa lludair. çıktım.. dedi.. Giltiler. gittiler.. araba arada bir rîuraklıyot.. .es çıkarı. yor. Sonra yürüyordu: Rahmi' Kemşerim, bu iiksürük olmus. Zararı yok!. Sen de basur olmussun!. Rahmi Ahmede baktı, Ahmet.. su"i isareti verdi Hiv ses etmeden taaa Sarav hanedchi su kemerinin oraya seldilcr Deükten reterken araba ston etti. Adam marşa basar.. sır gır gır.. titmez. Gitmer Ahmet: Biz inelim! dedi. soför: Arahayı delikte bırakıp ŞH radan sarsya eidemezsiniz.. Gidtriı, çideriı.. Gidemezsiniz. Allahtan kor kun Ite! Bu araba sizin altıniz. rla böyle oldu . Ahmet mesele pıkarmak Istemiyordu.. Konsolosa: Beyefendi! Siı oturun! Sovlc biraz da yatın da rahatsır, dîyelim.. Biz de arabayı ıtelim Konsolos zaten biraz da uyHmsuyordu.. Peki Ahmet Beyefendi! dedi.. fndiler.. davaıı. eitmeı Dayan bire gitmez. soför ba|ırdı.. Cmmeti Muhaınmet yok mu?. îçerîde hasta var yahu! Hastaneye çötüreceîiz! Şıına bîr el vnrtın! Dort lıeş kişi, üç dört çocuk arabayı Saraçhane kavşagından Atatürk Bulvarına kadar ittiler. Namussuz araba orada basla. maz mı islemeye . Bizimkiler: Dur yahn! demev e kalmadı.. herif bir daha dnrnr korknsuvla bastı gaza.. indi mey. dana kadar.. Rahmi koşar bire koşar. Oraya geldiği zaman Konsolos inmis.. para verrnive çalışıvordu Rahmi yetişti: Durun Beyeiendi! Para meselesini Ahmet agabevim halletsin! dedi Siz benimle eelin!. Ve yrirüdüler. kahyeye seldikleri zaman Konsolos çok yonılmustu; ama Lızacı Beye: Aman lâleler Beyefendi. o lâleler.. dive anlstıyordu Ahmet neden sonra geldi Rahmi. ASabey temi/e mi havale ettin" Yok!. Taksite bağladım. İki bucuk kSŞıdını kırptım.. dedi.. Konsolos Bey, ciızdanına dav randığı zaman Ahmet: Bırakın Beyefendi! Sizin paranız bugün bnrada geçmez. dedihten sonra: Recep! Taıe demlenmis olaeak! diye seslendi.. Konsolos hâlâ lâleieri anlatıyordn. Avcı oîmak Niyazi YazıUrımı okuyanlar, »v ve avcuıkten bahsederken, bir insanın nasıl avcı olabileceğme dair bilgi vermediğimden şikâyet ediyorlar, avcıhk me todlarından bahsetmemi ısrarla Utiyorlar Türkiyede yarım milyona yakin avcı bulunduğu tahmin edilmektedir. Bizde avcıhk metodunu öğreten hiç bir mü essese bulunmadığı gibi, avcıhk metodlarına dair bir eser de bulunmadığına göre, bütün avcılanmız, eski bir terimle • alaylu dırlar, ama hepsi de sapına kadar avcıdırlar. Bu verdiğim izahattan, avcı olmak için metoda lüzum ol madığı mânası çıkarılmamalıdır Bir çok konularda olduğu gibi bu. ancak bıze mahsustur. İkı sene evvel dünya avcıla rının ölümünü büyük bir ka yıp oiarak kabul ettikleri Robert Çorçıl, ük defa tstanbuia geldiğı vakıt avcııiK kulüplerınden once. av metodlarını gösferen müesseselen soı muş, Türkiyede böyie biT şey olmadığı cevabını alınca, hayretler ıçınde kaimitjtır. Çunkü İngilterede kendı adiyle ku ıulrnuş av silâhları fabrilca sından oaşka, kendi avcılik metodlarını oğreten kurslar da bulunmaktaydı. Işte bu Robert Çorçıl, TurKiyeue 1'UiK avcılan ıte yaptığı bır çak aviardan tonra edındığı kanaati bize şoy.e ifade etmışt:r: Metodsuz başlanan avcıhkla. metodla başlanan avcıhk bir gün aj'nı noktada bırlcşir, şu iarkla ki: ayr.ı zanıanda avcıhğa başlıyan iki avcıdan metodla başlıyanı pıofesyonel olduğu zaman, metcdsuzu emekieme devriui bır parva aşınıj olur. Metod suz bir avcınııı. muvaffak bir avcı olması için geçen zaman zarfmda tıarcıyacağı emek ve sarfedeceği kartug heba olmuş sayıhr. Kobert ÇorçUin bu ri yazi 'fadesine rağmen avcıhk, metottan ziyade bir heves ve kabiliyet meseîesirîir. Biz av içîn Ahmet Banoğlu cılar, şoyle deriz: «lyi köpek, kötü tüfek» bununia ifade etmek İ5tediâimiz şudur: Köpek, kuşu bulup çıkarsın, v u r ması bizden. Bütün bunlarla beraber bızde de bir avcmm muvaffak olması için tatbik edilegelen biı metod vardır. Avcıhğa merak ederek av silâhı alan bir genç, mutlaka yaşlı ve tecrübeli bir avcıdan tavsiyeler alır ve bu tavsiyeleri tatbik ederek kendini ahştırır. Metodsuz avcıhğımi2a rağ men Türkiyede dünya av tarihinde görülmemiş rekorlar kır dığımızı da iddia edebilirim. Şevket Bey ismjnde 75 lik bir avcı ile tanışmıştım; gözleri hemen hemen görmüyordu. Bılriırcın sahamu, şımdi gece kondu mahallesi olan Zeytinburnunda avlanıyorduk. Bü dırcının ancak kalktığını görebiliyor, kuş mesafeyi alıp gözünrien kaybolduğu zaman, yaptığı atışla mutlaka vuru yor ve aynı istikamete gide rek kuşu buluyordu. Adanalı bır avcıdan bahsettiler; tüfeğin dipçiğini koltuğuna dayamadan, iki elleri arasında havaya kaldırıp ateş etmek suretiyle avlanırmış. Bu iki misal ahşkanhğın ve uzun tecrübelerin sonucunda elde edilrrrş üstün başarılardır ki. metodla uîak, yakın en küçük bir ilgisi yoktur. Nasıl avcı olunabılır sorusunu cevaplandırmamızı istiyen okuyucularımıza bu misallerı vermekle kendilerinı tatmin etmiş olacağınıızı sanıyoruz Biz, bu sütunları. tekmk ve sıkıcı b'lgiierle doldurm»k istemediğimiz için. av sporunun diğer hiç bir spnrla kıyaslan nııyacak kadar vücut \ apvsıni koruyaıı ve geliftircn bir spoı olduktan başka, insan ruhunda da cok müspet tesirleri olduğunu misal ve anektodlar la ar.Ialnıak arzusiir.ua' ii. Metod hakkınca ve diğer konularda sorulacak sorulara ayrı ayrı cevap verrr.eî|e <ie bu sütuniarın açık bulunduç.ınu belirtmek isteriz. BAÎ OSCAR: PROF 7.27 Açılış ve program 7.30 TatJİ scbnhı 8.00 Haberler 8.15 Sabah şarkılan 8.30 Plâk uolabmdan 9.03 Sabah konseri 9.30 Türk müziğinden istekler 10.00 Çocuklann köşesi 10^0 Dinleyicilerle basbaşa 11.00 Istanbul Belediyesi Konservatuvarı konseri 13.00 Yedi kerr.an 13.15 Haberler 13.30 Reklâmlar geçidi 14.00 Beraber şarkılar 14.30 Müfit Kiper Orkestrası 14.45 Türküler (Selâhattin Erorhan) 15.00 A. Zamboğlu Gitar Kuarteti 15.15 Oyun havaları 15.30 Caz müziği 15.45 Orhan Avşar Tango Orkestrası 16.00 Dans müziğı 1615 Gençlik saati 16.30 Mülî lig maçınm naklen 'yayını 18.15 Radyo Fasıl Topluluğu 18.45 Haberler 19.00 Reklâmlar geçidi 19.40 Ara rr.elodileri 19.45 Mıkrofon kulıste 20.00 Şarkılar (Selma Ersöz) 20.15 Kahramanlar saati 20.30 Kernan soloîarı 20.45 Spor haberieri 21.00 Türk müziği özel programı 22.00 Reklâmlar geçidi 22.30 Şarkılar (Şükran Doruk) 22.50 Hafif müzik 23.00 Haberler 23.15 Tatil sona ererken 23.55 Program 24.00 Kapanış. ISTANBUL İL RADTOSU" 17.58 Program 18.00 Dansa davet 18.45 Orkestra süitleri 19.15 Jesus Moreno Orkestrası 19.30 Yemek müziği 20.00 Piyanist Maurke Vander ve Maria de Azevedo 20.15 Plâklar arasında 20.45 Lucho Gatica ve Los Espanyoles 21.00 Oda ISTANBUL mazığı 21.15 Fercy Faıth Mitch Miller ve Armando orkctraları 22.00 Operalardan salı neler 22.48 Çeşitli müzik 24.00 Kapanış. T.2" Açılış ve gunun program lan 7.30 Haberler 7.4"> .\şı li türküler ve oyun havaları 8 15 Tatil sabahı melodileri 8 45 Pazar neşesi 9.15 îsteğfh? ze göre 10.15 Bizi dinler misı niz? 10.30 Oyun havaları 10.45 Çocuklann pazar köşesi 11.00 Zeki Müren'den şarkılar 11.45 Haftanm plâkları 12.25 Küçük ilânlar 12.30 Yurttasesler 13.00 Haberler 13.15 Küçük konser 13.45 Nerrm Demirçay'dan şarkılar 14.1." Reklâm programları 15/K Radyo Gençlik Korosu 15.15 Mustafa Seyran'dan şarkılar 15.40 Bir ülkeden bir ülkeye 16.00 Klâsik Batı rr.Ü2İ|i dinleyı ci iatekleri 17.00 Turhan Ka rabulut'tan türküler 17.15 Or kestralar ve melodiler 17.4lı İncesazdan Nihaver.t Faslı 18.15 Spor sayfası 18.25 Küçuk ilânlar 18.30 Reklâm progran. lan 19.00 Haberler 19.15 Ne şe Can'dan şarkılar 19.40 ts tanbul'dan bir orkestra 19.5li Küçük dinleyicilere masal 20.00 Güneri Tecer'den şarkılaı 20^5 Küçük ilânlar 20.3!' Bana sorarsanız 21.00 Onaitı soru 21.45 Nezahat Bayraır dan türküîer 22.00 Gece Miı zik Hikâye 22.15 Şarkılar 22.45 Haberler 23.00 Gece kor seri 23.30 Hafif melodiler vs caz müziği 24.00 Kapanış. AN K ARA JANE'IN KİZI 144 SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA LABORATORIOS VITORIA PORTUGAL TUBERMICINA ithal edilerek depolara tevzi edilmiştir. Türkiye Mümessili: (tsonicotynil Hidrarone de Streptomycıne) Adaleye zerke mahsus müstahzarlanndan PEDRELLİ TİCARET A.Ş. P. K. 352 Galata Istanbul tlâncılık 3713 5543 rillllllllllllllMIIIIIHIIIIIMIIIÜIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIMIIIMIIIIIIin Race soğuk bir tavırla, «Doyle, | cinayet gecesi bacağından vurulup. yaraîanana Kadar salondan ayrılmadı. Ondan scnra da yürümesine imkan olmadığı. hem bağımsız, hem de güvenilir birer şah:t olan bir doktor ve bir hemşirenin ifadeleriyle sabittir. Simon Doyle karifinı ölâürmüş olamaz. Louise Bourget'yi de öldüremezdi. Mrs. Otterbourne'u ise öldürmüş olmasma imkân yok! BOtün bunları en aşağı bizim kadar biliyorsunuz şiz de.> «Onun öldürmediğini bilivorum Linnet'i.. Pennington bu defa biraz daha sakin konuşmustu. «Benim bütün söylediğim şu; Linnet'in ölümünden benim bir çıkanm olmadığı halde neden hep benim üzerimde duruyorsunuz?» Poirot'un bir kedi mırıltısı kadar yumuşak sesi duyuldu: «Ama, saym do?tum, bu daha ziyade bir görüj meselesi. Madam Doyle açıkgö? bir iş kadınıydı. Kendi işjerinin bütün inceîiklerine vakıfİ\ ve en ufak bir yanlışlığı derhal fsrkederdi. Servetinin «ontrolünü eline alır almaz ki îngiltereye dönünce mutlaka ük işi bu olacaktı derhal şiipheleri uyanacaktı. Ama şimdi o tüünce, sizin de işaret ettiğiniz eibi. s^rvetini kocaşımn tevarüs etmesi işleri değiştiriyor. Simon Doyle, karışınm işlerî hakkında hiç bir şey bilmiyor. OCl ' M H U R T Y E T ' İ N Resimlı Roman: 187 MıSL'UN KIZ Ciwru YVES SAYOL Çeviretı Mazhar KUN1 Otelci deliki ••> » ? ö v l e b i r b a k t I s o n r s " »• devamla: A n n e n i « benzeyip benzemedi|inı°i sövliyemiyece jim. Aradan 0 kadar zaman ti ki îalnıx kadının sizinkiler gibi slm«iv'ah cüıel saçlffn oldnŞunu hatırhyornm. BiAre « v ı t ve aıeynst.. Sesi de fayet tatlı idi. Hâlâ da knla&ımdadır. Kendısi esasen çok güzeldi .. Edmond çok heyecanlanmıştı: «Mösyö Berkaus, dedi, belki suallerim hayretinizi mucip olmnştur. Halbuki siz hiç tereddfît etmeden bunları cevaplandırdınız. Tesekkür ederim. Size her şeyi anlataca|ım: Ben sokakta, yolda bulunmus bir çocufum Bulundu|um zaman soŞuktan ölmek üzere olan annemin koynunda imişim. Ben zaten o gece bilmiştim. O sofuhta sokağa çıkılır mı? Edmond otelciye hâdiselpri Grelnchc'darı dinlemis olduğu gibi nakletti sonra: «Şinıdı beni anİıyorsnnuz deîil mi? dedi. annemin ismini bile bilmiyorum Ne olursunaz ismi ni hatırlıvor musunuz? Hangi aileye mensupta? Buralı mıydı? Vallahi Mösyö size faıla bir şey söyliyenliyeeeğim. Ismlni bile sormararştım ki... (Arkası var) | ladı. Hâlâ bitkindi, ama o mücadeleci ruhu bir dereceye kadar gerı gelmişti. Kapıya yooeldi. «Bu işi benim üstüme yükleyemezsiniz, beyler. Eir kaza oldu. Linnet'i vuran da ben değilim. Anlıyor musunuz? Bu işi bana yükleyemezsiniz • ve asla yükleyemiyeceksiniz,> deyip çıktı Kapı Pennington'un arkasından Çevırenler; Mete Ergın Uanı üeaer | kapanınca Race derin bir nefes nun bütün bildiği, karısının zen ve kaybettiniz. Blöfe devam et aldı. gin bir kadın oluçu, o kadar. Mr. mekte mana yok.» •Elde edebüeceğimizi sandığım Doyle, basit, saf bir adam. GerPennington, «anlamıyorsunuz,» dan daha fazlasını elde ettik. çek durumu bir takım rakam ka diye mırıldnndı. «Hakikaten dü Dolandmcılığ! kabul etti. Öldürlabahğı arkası gizleyip. onun 6 rüst bir »ey. Ama şu AUah\n belâ meğe teşebbüsü de kabul etti. Bun nüne muğlas meseleler çıkarmak sı borsa düşmesi bozdu işleri dan daha fazlasını da elde etmpve kanunî muaroeleler ve saire ile Wall Street her şeyl mahvetti. A ğe imkân VOK zaten. Bir insan, ri. işlerin hallini geciktirmek glzin i ma işleri yine yolune koyabilir nayete teşebbüs ettiğini aşağı vuçin işten bile olmazdı. öyle zanne dim. Talihirı» yaver gitseydi tem karı itiraf eder, ama ona heT şediyorum ki sizin Linet'le veya ko muzun ortasında her şey hallola yi tamamı tamamına itiraf ettirecasıyla uğraşmanız arasında çok caktı> mezsin.» fark olurdu.» Titreyen elleriyle bir sifara «1Poirot. «Bazen bu da elde eiilePennington omuzlarını silkti. dı, yakmak istedi, bafaramadı. bilir.» dedi. Gözleri hülyahydı «Fikriniz fantastik.» Poirot. dalgın dalgın, «Şu kaya bir kedininki gibi. • Zaman gösterecek.» yı yuvarlamak için şeytan dürttü Race ona merakla baktı. »Ne dediniz?» sizi herhalde. Sizi kimsenin gör• Bir plânın mı var?» • «Zaman gösterecek!» dedim miyeceğini zannettiniz* dedi. Poirot başmı evet anlamında Burada üç ölüm bahis konusu «Kazaydı. Yemin ederim kazay salladı. Sonra parmaklariyle mad üç cinayet. Kanunen, Madam Doy dı!» Gözlerinde dehşet ifadesi o de madde sayarak, «Assuan'daki le'un varlığı üzerinde en titiz a kunan adam 6ne doğru eğildi; yü bahçe. Mfcs. Allerton'un ifadesi. raçtırmalar yapılacak.» zü îeküden jekile giriyordu. «Sen tki şişe tırnak cilâsı. Benim şaPoirot, diğerinin omuzlarındaki deledim ve kayaya dayandım. Ye rap şişem. Kadife atkı. Boyah ani çöküşü gördü ve kazandığını min ederim ki l a ı a y d ı . » mendil. Cinayet mahallinde bıraanladı. Jim Fanthorp demek |fipPoirot ile R«e« bir f«y «ftyltın« kılan tabanca. Louise'in 61timü. helerinde haKİıydı. dller. Madam Otterboume'un ölümü.. Poirot devam tttJ: •Oynadın»(Arkan nr) NiL CiNAYETi AGATHA CH&İSTİ£ Tefrikasr. 95