24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CtJMBOtaTt 1962 DKURLARLA uıııııı ıııııııiıiMiıııiMiııııııııııııııııııııiHiııiHiııııııııııııııııııınnıınıuıııııııınmfmımiıııııııınıtııııııiMiııııııııııııııııııu AD/U.ET C/MCOZ Yanlış kararın tepkileri tstanbul'dan Taran Yılmaı yaııyor: ErolliKredi Bankasının tağladığı imkânlardan faydalanarak bir yuva sahibi olabilınek emeliyle 27.10.1961 de, sözü geçen bankanın Galata şubesinde bir yapı tasarrut hessbı açtırmış bulunuyorum. tleride yapılacak mukavele masraflarma karşılık olarak benden 400 lira aldılar, o sırada aynı bankanın Ankara ve Bursa şubelerinde kardeşlerim de aynı mahi yette birer hesap açtırırlarken onlardan böyle bir paranın ahnmadığını öğrenince, Galata »ubesine müracaat ederek keyfiyetl izah ettim. Zaten böyle bir paranın bun dan lonra tahsil edilmemesi husutunda bankanın bir de prensip fcararı almış olduğunu da hatırlatarak ber.den alınan paranın geri verilmesini riea ettlm. Her subede ayn »yn tatbiı edildJği anlasılan bu usulden zarar görenlerin, zararlannm telâfisl için Emlâk Kredi Bankası Umum Müdürünün, bir an önce gerekll tallmatı vermejini beklerJm. bir oda buldum. Evin »ahibinin og lu vazifeaini yapraıdığı İçin cendisine ce*a verdim. Buna kızan babası ile annesi, beni evlerinden attılar. Köyde başka ev de bulamadığım. daha doğrusu başka ev olmadığı için pek feci bir durum da ve sokakta kaldım. Bu durum karşısında ben. gönül rahatlığı ile nasıl ders verebilirim? CEVABIMIZ. Gerçekten de bu öğretmen bu î altmda nasıl ders verebilir? Bu öğretmene, başını sokacak bir odalı bir gecekondu olsun yapılamaı mı? Yahut btsögretmenin lojmanma derme çatma bir oda eklenemez mif Damarlarımızı korayahm Yazan: Dr. Saim Polat Bengiserp Blr evrelkl yanmııd» besletune ile damar sertliği arannda blr kCprübaşı kurarsk bnrada da yağlann dnemine işaret etmiştik. Klinik müşahedeler, laboratn»r arastırmalan, hayvan deneyleri ve arteryosklerotik damar üzerindeki histoşimık inceleraelerden elde edilen kanaate göre: Beslenmede arteryoskleroı bakımından yağ ların ba kadar önemli rol oynamasına karşılık, protein ve karbonhidratlarin rolii • kadar önemli değildir, Fakir insanlarda ve yağ ile protein noksanhğı ve binneti ce az kalori ile beslenme zaruretl olan barb yılları gibi mahrnmlyet sartlannda yasa yan insanlarda, damar sertliğinin az olduğnnn istatisltkIer gBstermektedirler. Bundan başka insanın, vai ve protein seviyesi ve kaloriRi dÖKÜk blr rejlmle beslenditi zımın kandaki kolesterin geviyesinin de düştüjtu ispat edilmiştir. Bo rnüşahedeler bi ze besinlerin yalnız yafsız ol masını degil. kalorlslnln d; düşük olması. yâni karbonhidrattan da fakir olması ge rfktigini göstertnektedir. Çiın kü organizma, lüzurannda kar bonhidratlardan da kolayca ya£ yapahilmektedir. battâ proteinlerden bile.. Fakat faz la protein alınmasından davu lan endişe, yafca degişmesinden değil, daha ziyade kaloriyi yükseltmesi ibtimalinden ötürüdnr. Görülüyor ki damar scrtllfcl nin olusunda ve ilerleyişinde besinler arasında bilbassa yag lara son çenelerde çok önem verilmektedir. Alınan yağın günlük miktsrı üzerinde degil, cingi üzerinde de durnlmaktadır. Eskiden yaglar: 1 Hayvani.. 2 Nebatî.. diye iklye ay rılır. nebatî olanlann gağlıgımız i;n zararsız, hayvani oIan!;'ın ise zararh olacaj^na inanıhrdı. Zamanla ba göriişün yanlıslıfı meydana çıktı. Yalnız hayvani menşe'H balık yafı knllandıklan halde I'.skimolarda damar s«rtllŞ|ine çok az rastlanraaktadır, O halde yağlarda hayvani ve neba tî ssıldan gelmekten baska damar sertlijine dokunan fak torler aramak lâzım geleeekti, Yagların kimyevî bünyeleri incelenince doymarnış yağ rsltlerinin tniktarı ile karbon l.alkalarının uznnlogu önem knzandı. Bundan sonra doymns yaf asitlerinden lengin oİ3n katı ysÇların kanda ko1e*terin levlyesinl yâkseltilgl doymamif ya| aeitlerlnd*n zengln olan snln yaflann ise kan kolesterintnl azalttıfı öfrenildi. Hâlen genls çapta knllamlma sahası bnlan Mar garfn cinsinden katı yaflar, a«lında nebatî menş«1i ayeiçe £i, pamuk, hindistan ccvljl ilâh.. gibi şulu ya^lardan yapılmış olmakla beraber, tana vide hidrojen Tftntasiyle dondnralar, katılastınlırken ter kibindeki doymamıç ya^ asitlerlnin doymnı yağ asidi ha line geçtiği ve binaenaleyh aterojen yânl damar sertliği yapıcı vasıt kazandıği kabal edilmektedir. Bu bakımdan tababette nebati menşeii mar carin cinsinden katılastırilmıs yağlar eski itibarını kaybetmiş balunuyor, Gh gide işi derinlestirdikve daha ince bilgilere sahip oluyoruı. Doymamıs ya^larda da serbest karbon h<ılkası S3>ısı ne kadîr fazla ise o yağın kıymell de o kadar artrnakta dır. Oleik asit'de: (1), Llnoleik asit'de: (2), Linolenık asit'de (3), Arasidonik asit'de: (4), Kolpadonik asit'te: (5) tane serbest karbon halkası vardır. Balık yağında ise (5). (6) serbest halka ihtiva eden doymamıs yağlar bolunmakta dır. Ayçiçe|i (fündöndü), pamnk, keten, mısır, bağday, so ya fasnlyesl yağlarında doymamıs yağ asidi halkalan ten gin olduğu halde zeytin ve lıurma yağlannda evvelkilere nlspetle azdır. Kolesterin, doymus yağ aıit leri İle kolayca ve çaboeak esterlefir, esterlesinoe de çök me hassası artar. O halde kanda yeter derecede doyma mıs y*ğ aâidi yokta, mevcnt olan kolesterin doymns yağ asitleri ile birleşerek damar çeperlne otanna imkfinını ba lur. Damar •ertlifinin de ba çökme ile basladığını da evvelce açıklamıştık. Hülâsa: Insanda damar sertliğinin ıcbebi sadeo« faz la yağ yemek değildir. Xağ. bu olayda rol oynayan ansur Tardan blridlr, Bandaa başka ırk, iriiyet, oinılyet, bünye, allerji, enfektiyonlar, tansiyon yüksekliği, şekerll diyabet, hipotireoz (Tlroit gaddeslnin ax çaJısmuı), Gnt sişmanlık, safra tası, karaclğer. bir kısım bSbrtk hastalıkları, kan hastalıklannın ban lan gibi haıtalıklar ile mesleh, besleme bozukluklan, alkol, tütun gibi kötfl alıskanlıklar, şehir ve köy hayatı, fizüntfller. kederler mhî sıkıntılar gibi stres lerin de arteryosklerozun ha zırlanışında ve olusunda rol leri vardır. BSyle bir zemln üzerinde aterojen yağ asitleri bol olan yağlarla hesleme, ola yı kolaylajtınr. Damar sertli ğl blr kere t«şekkül ettikten sonra da ba Ç*ÎH yağlann alınmacına devam edilmesi de *ona kStülestireceği gibi per hiıe dikkat edllecelc nlursa, hastahk çok llerlemi* gafhasında bile olsa «eyrinl dnrdnr mak, hiç değilse yavaşlatmak kabildir. Ba ana bilgilere gSre tedavi naaıl olmalıdır? Ba da gelecek yazımızın konosn olaeak hr. = Samatya Eskiden, Sirkeciden vapura bindiniz mi, Kumkapı. Yenikapı, Samatya ver elini Florya denirmiş; ben bile yetijemedim o günlere. Şimdi daha çeşitli taşıtlar var, daha da çabuk varılıyor Samatyaya. Kocamustafapaşayı. Yahya Kemalin şiirinden bilirsiniz hiç değilse, gelin sizinle Kocamustafapaşadan sola sapalım, Hacıkadın Ukokulunun önünden doğru ara caddeye çıkalım. oradan bir kaç basamakla iniverelim Samatya Bahkpazarına! Samatya «Hiroşima sevgilim» Şoför arkadaşlanm Trafik polislerî Dükkinın içinde dönecek yer yok, duvarlar tavana dek kutularla dolu. ama kocaman buzdolabından arta kalan riuvara, askerde olan oğluyl'a çektirdigi büyücek bir fotnÇrafı asmış, tanı Atatürk'.in büyük resminin altına... Oraya kutuları dizmemiş artık. Nazar'ın yanında da küçük bir içki evi... Pek göremedim içerisini, şirin bir yçr olmalı besbelli, ama açmış sonuna dek radyosunu, ya da pikapını. ne kafa kâlıyor insanda, ne de konujulanlar anlajılıyor. Sa matya çarşuının o candan, o sevimli görünümünü bozuyor bu radyo; anlasılan oradakiler yakınmyorlar ki, kimserıin pek bir şey dediği yok. Evler de var çarjvnın içinde. penceresir.de ak saçh yajlısın dan okul çağma gelmemiç, kaç ku?ak bakıyor. îskiden daha geniç, daha büyüktü bu çarşı... Evler adım adım ileTİe meğe başlamış. balıkçıların tepsileri görünmez olacak neredeyse. Çarşıdan çıkalım isterseniz, tren köprüsünün altından peçip. denizin yanına varıvere!im. tçki içilen, yemek venen irüi ufaklı, derme çatma. sma şip=irin bahçeler. (Kapalı yer leri de var elbet) çitlerle çevrümiı; hepsi. hemen hepsinde de birileri var boş olanını gör medim. Samatyahlar ilk yazla hirlikte çokağa îırlarlar, sevmezler evde oturraayı. hiç deâi'se kapıiannm önlerine çıkarlar. Şimdi nuralara doVüîmüşler. tajların üzerinde çoluk çocuk oturuyorlar. Sanki îstanbulda rieeil de bir tajra i'indesiniz. herkes herkes'e tanış, bild'.k. eönüldeş. Türkü cağıran şençler, armonika çalan delikanlılar bisikletli genç kızlar.. ttalyada kijçük bir balıkcı köyü buradan daha cana yakın değildir, sanırım. Yemek yenen, ıçki içilen balı rplerden birine giriverelim. Güler yüzlüdür sahibi. masınıza bakacak aarson hiç bekletmez çizi. hemen apak bir t^rtü yayar1. tertemiz tabaklar. çatnUar. bardaklar sıralarır onünüze. Sonunadek açılmış radyo da olmasa! (Benim de ^orum bu operalörlerle! Bajfırtmasalar bu kadar tedirgir» olmıyacnSım.) Ama söyleyiree. kısıveriyorlar... Ne var ki, bitisik bahceninki daha beter.. Biri çaisa da hepsi dinles» olmaz mı? dtyorum. Bu yazı daha bir bu Kadar uzayabilir! Kendimi blr «turiste» benzettim geçen gün oralara gidince.. Gördüğüm her şeyi beğendim ?evdim, şaçtım. tstanbulun da ha nice böyle tana yakın, ama unuttuğumuz yerleri vardır, ayağırmz varıp gidemeyiz. Kimimiz işten başahp gidemez, kimimiz de üçenir anlasılan. Mahalle arasında futbol oynanır mı? Kadıköyden bir okurumuz yazıyor: Medeni bir şehirde, cadde ortasında futbol oynanır fnı? Gelin görün ki işte oynanıyor. Kadıköy. Yeldeğirmeninde, «arakolun 100 metre batısında, cumartesi pazarının kurulduğu meydanda. lise ve fakülte ögrencileri hemen her gün pervasızca top oynamakta, civar evlerin camlarını kırmakta, halkı rahatsız etr/ıektedirler. Buna rağmen onlara müdahale eden yoktur. Istanbul Valiliği, geçen yıl, caddel«rde, lokaklarda top oynanmasını yasak ettiği halde bu yasağm tatbik edildiğini görmedik. İlgililerin dikıcatini çekmenizi ric» ederim. CEVABIMIZ: Mahalle ve sokak aralarında oynanan futbol oyunları, gerçekten de hem halkı rahatsız etmekte, hem de çeşitli münaka;a ve kavga lara yol açmaktadır. Bunun önüne geçilmesi lâzımdır. «Hiroşima sevgilim» Bu filmi görmiyen var mı? Bilmiyorum. ama filmin yansında çıkanlar çok oldu.. Kimi âe üç dört kez gitti görmeJe. Beğeniler üjtüne tartıjılmazmı;. «Kimi peynir sever, kimi kiliseyi» der bir Alman yazar. Ben burada filmin ?enarycsunu hazırhyan MargMetite Duras'dan söz etmek isteclim. Orta ya?lı, aydınhk yüzlü bir kadın Marguerite Duras. Bir kaç romanı var, ama Hiroşima Sevgilim senaryosu ile bütün dünyada ün »aldı. ler o. Sizltr çahyurıunuı ök öztl arabadakiler çalmıyor mu? Onlar da çahyer, hem on lar evlerin önünd* durup, arkada^larına geldiklerıni koı nayla duyuruyorlar! yoldan geçen kızlafra söz atmalar, teâmıaşmalalr da bu yoldan oluyor artık Çok da küfrediyorsun. Bir >aııdan küfür, bir yandan klikson, bir yendan geçenlere eçık saçık söz atmalar! Bü 1ün bunlaf yetmiyormuj gibi. tangır bangır radyonuzu da • çıycrsunuz. Bugünlerne bir cie plak çaim a modası çıktı v.rabalarda. Insaf çocuklar! Ge çenlerde «Bifaz kısar Giyim eçyaları satan yerlerin camlan ne denli kötü, beKurtuluştan H. Şemtob yazıyor: geniden ırak düzenleniyorıa, Taksimde, eadde üzerindeki ekkentimizde bahkçılar, sebzecimek fırını ile Fransız Konıolosluler, yemiîçiler o denli güxel, ğu araıında bir yaya geçldl Tardır göz ahcı biçimde yerleştirirler kl, burada karfidan karsıya geçen mallarını. Samatya çarşısı da lerin »ayısı çok kabnktır. G«çen öyle. Ana caddeden merdiven gün orada karşıdan karjıya geçerleri inerken hemen solda çiçek ken, kunduramm ökçesi, şosenin ler arasmda bir tnanav, berbedısma taşmış olan es*i tramvay rin yamndaki dükklnma dizi raylarmdan birine takıldı, düçjllzi sıralamış marullarını, satüm. Buradaki trafik memuru zalatalannı, çiçekler de serplşmanında işe müdahale ederek tratirmiş; yeşilin koyulu açıklışı figi durdurmasaydı ve beni gelip Durasın romaniarmdaki kayayana. aralarında sarı çikurtarmasaydı, vasıtalann altında dmlar iç çatı^malaîla güdüle çekler . Bakmaya doyamıyor er.lmem mukadderdi. Beni kurtagüdüle yönetirler olayları. Dış insan. Ama ben, oldum bittim ran nazik trafik memurunun ifagörünüşlerinde bir değijmebayılırım balikçıların koca koKüçükçekmece desine göre. orada her gün, buna voktur önceleri. piderek ortac% tepsilsrine. Bilirsiniz, durhenzer bir çok kazalar olmakta 1 ya çıkar bu değiçmeler, gideköpekleri rından su serperler bahkların mi*. Daha vahim bir kaza olmadan rek de çevreye aktarıhr. Oü^tüne de bir kuskudur girer bu raylann oradan kaldınlma»ı iKfiçükçekmece'den Adnan Parnun yarattığı kadınların çoğu insanın içine: Taze değil de onçin ilgililerin dikkatini eekmeniM j maksızogln yazıyor: tutsak kiçüerdir. saplantıları rian mı su serperler. dersiniz? fica ederim. Küçükçekmecenin Cumhuriyet olan kadmlar. Yazılannda biMe£er balıkçı uğuruymuş bu, mahallesinde oturuyorum. Vazi\e pek açık seçik dökmez bun balıSın hayır duasını almak i Bu şartlar altında nasıl fem icabı, geç saatlerde evime doları önümüze. filtne aktarılınçinrrnf. Kimi balıkların agzınnüyorum. Küçükçekmece istaçyo ca daha da güç oluyor elbet.. ria mpr bir «usaın çiçeği: Xe ders verilir? nundan 10 dakika mesafede buluFılm bunlan ya çok belli etme tuhaf, riaha dofirusu re güzel Çemişkezek Dihke koyünden nan evime gitmek benim için biige çabahyacak, va da Kereğin riııruyor! «E rıabam e*e. dsryük bir ijkencedir. KüçükçekmeMehmet In yanyor: ce anlatamıyacak. ya kuzu«u bunlar kuzuu» diye Bingölde frl yıl öğretmenllk ce. civar söj'lerden gelen veya ?a bafınyor baVVçınm biri: ayaFilim, çağımızin yeni bir sa yaptıktan sonra, Tuncelinln Çe hipleri tarafından başıboş bırakıgınrta yemenileri. kulaSının ar nat kolu, gittikçe gpliçmede, lan o kadar köpekle doludur ki. miskezek llçesine yakın kBylerden ka=ma bir karanfil ilijtirmiş, yeni yeni anlatım yolları bul hirine tâyin edildim. Okullar açı bir insanın cesaret ve emniyetle ama «blucin» li! Dizden a?ağımada. Filim diliyle söyleneItnca esimle blrltkte kflye gittim. evine gidebilmesine imkân yoktur. va dogru giderek genlşHyen, cek, o dille anlatılacak olaybütün köpekler Oturacak ev bulamadım. Çünkü Ayrıca geceleri koyu lâcivert. ya da kara panlar, sonsuz olanaklar sağlar. bulunduğum k8y S haneden ibaret söz birliği etmiş gıbi hep birden talonları vardı eskiden. başlaKepsine el atılmadı daha, hiç ulumakta veya havlamaktadırlar. ti,. Öğrendlsr dısarıdan geliyorrında da fesleri. umulmadık yollara başvurular. Zaten otul ikl öğretmenll. O Bu ulumalardan, o civar halkının Samatya balık pazarında, labilir. Hiroşhima Sevgilim kıjl Müdürü lojmanda oturuyor. üinirlerinin bozulmamasına, rahat merdivenlerden İnerken bİT de filminde götdük içte. Hulâss. oturacak yer bulamadı bir uyku uyumalarına imkân yokmezeci var, küçüeük, adı: Na«Romanımı yazarken nssı! g.m için VilSyete bir dllekçe ile tur. Son zamanlarda artan kuduz zar! Pastırma merakhları tâ özgürıem, »enaryomu da yavak'aları karçısmda Küçünçekmecîurumu bildirdira. Bir netîce alaAkjaraydan geliyormu? on«.. 7»rken öylesine özgür olmak madım. Bir mflddet başBğretmenin ce belediyeji hâlâ seyirci mi ka Ş lain R yanmda otuTdum. Sonra kByde lacak? nni1I11lfll1Illlllll1llll|||lllllIlIIIlIllllllllUIIII|||||f|IIII|||IIII|||lllIIIIII|||lllUlsteriIT1 ASevgilim " filminde"> " a i s »e ça Slışırken duydum bu özgürlü^ ğ ü , onun için seviyorum fiBAY OSCAR: Şlimde çalışmayı. Kendi olsSnaklafını yitirmezse filim, bü İEtün bütün bu yolda çalıeabi2 l i r bir romancı.» diyor Mar^guerite Duras. Gerçekten de, jŞroman'ın yaptığını filimle ya ^pabilirlerse neler olmaz? EtEkisi rle çok daha güçlü, çok Edaha yaygın olur elbet. Eskl raylann sebep olduğu kazalar radyoyu» diyecek oldum, «Ab )a ayıp ettın.. bizimki<i OP fün. biz de bununla eğleniyo IUZ i?te.» dedi afili bir şoför. Trafik polisleri de SOIUK tü Vetsir düdüklerini duyurabil sinler diye! Trafik polisleri Trafik polislerinin düdükl e r de klâksonlardan aşaı'1 kılmıyor hani. Anladı'c, tlüdükleri var iıttürecekler. am.' şöyle yerinde, yüjrekierimızi hoplatmadan öttürseler ya! Bir yol kavşağından ötekine düdükle seslenir, hâl hatır sorar gibi, bir öttürüşlei'i vaı ki. ne ?oförü, ne yayası kuıak a?naz oldu artık düdüklere. Tam yol açılmış, kaışıdan karş.ya geçiyorsanuz velr yansın bir düdük, bir düdük daha. Durmak mı? Yürümek mi gerek? sersemliyorsuııuz.. Yolun ortasmda kalmışsınız, clurmadan öter düdükler. Ar.ladık. anladık, düdüğün var ama kardeşim, biraz da bıze &cı.. çoğumuz yürümesini iyi bümeyiz zaten; bağrı yan;k. coşkun îoförlerden :anımıu zor kurtarıjrken bir de düdük lerle sersemleşip can vsvmiıe lirr yol ortasında. = Şoför arkadaşlanm S Istanbul'da bir korna yasa ğı vardı değil mi? Yoksa Ekalktı da ben mi bilmiyorum? E o i u r olmaz yelrde yapışıEyorsunuz klâksonl'a! Bir işe Eyarasa bari. Kentin gürültü Z^sünü biraz daha artırıyor, o Zkadaf. Yol tıkalıysa bir nevardır elbet, hiç olmı bir yerde. bir dolmuş E î u arkadaş adam alıyor, ya ~da indiriyordur! Istedi^in Ekadar klâkson'a ba.= . kös din PROF NlMBÜS'fln MACERALARI' Bakm, Şişli'de alvanakh, tombulra bir tarfik polısı var dıt. soförler, fünahlarui'liın korkar gibi korkarlar on<ifn. (Bına pek güleç görür.ür, y r .'•.z bir sey yaptıjjını da pek Ktrmedim.) Bu tt.jfik poliıının düdük çaldıj'nı 'iuvroa'M ni'.. ama gözünden hiç bir jey k<.çnr.az, şoförlerın nerde ne ıumara yapacak.^rırıi ,T îir, t.itnsı ^else acımaz, keser ttzavı. Belli saatlrck dutrur Ş^şli'de (kimi vacıt de Fokak ti'a.'arına saklanu:) <oı'orî»r de bilir bu saatleri. kollarlar. nnu: yetindeys» birer melek tir soförler, ama Körünürlerrr yoksj, gene csia hamam «•ski tas! llle de cea kesece'i biri mi çizgiye getirecek bui? kendiliğimizden uyamaz ırnyız kurallara? ISTANBUL 7.27 Açılıj ve program 7J0 Neyler 7.40 Kur'anı K«rim 7.S0 Saz eserleri 8.00 Haberler 8.15 Beraber şarkılar 8.30 Sabah konseri 9.00 Kapanış. 11.57 Açıhş ve program 12.00 Şarkılar (Bülent Oral) 12.20 Karışık şarkılar ve sevften melodiler 13.00 Saz eserleri 13.15 Haberler 13.30 CharUs Aznavour 13.40 Şarkılar (Sevim Tan ü r e k ) 14.00 Her zaman »evilen plâklar 14.15 T ü r k ü l e r (Turan Engin) 14.30 ö g U kon«eri 15.00 Kapanış. 16.57 Açıhş ve program 17.00 Çeşitli müzik 17.30 Türküler (Şemsi Yastıman) 17.50 Tarım saati 18.00 Loa Tres Diamantes 18.15 Radyo Küme F*slı 18.45 Haberler 19.00 Reklâmlar geçidi 19.40 Şarkılar (Mefharet Yıldırım) 20.00 Genç müzisyan mikrofonda 20.15 Olaylar ve yankıları 20.30 Darvaş'tan kemanla hafif melodiler 20.45 Meteoroloji sohbeti 21.00 Klâsik Koro 21.30 Kitap saati 21.45 Piyano sololan 22.00 Reklâmlar geçidi 22.30 Müzik dünyasmdan 23.00 Haberler 23.15 Senfonik müzik 23.40 Rirm ve melodi 23.55 Program 24.00 Kapanış. İSTANBTJL İL RADTOSU 17.58 Program 18.00 Çeşitli orkestralar 18.45 Ünlü besteciler 19.15 Radyo ile Almanca 19.30 Yemek müzigi 20.00 Pasodobleler 20.15 P l â k l a r arasmda 20.45 Ros On Broadway albümümüzden 21.00 Konçerto 21.30 Caz saati 22.00 ünlü orkestra sefle^i 22.32 Çe»itli müzik 24.00 Kapanış. 6.57 Açıhs ve günün programları 7.00 Kur'anı Kerim 7.10 Saz eserleri 7.30 Haberler 7.45 Şarkı ve saz 8.00 Bugün 8.3Û Hafif melodiler 8.45 Şarkılar 9.00 Ev kadımnın not defteri 9.45 Connie Francis »öylüyor 10.00 Kapanış. 11.57 Açılış ve programlar 12.00 Hafif mtlodiler 12.25 Küçük ilftnlar 12.30 Beraber ve lolo şarkılar 13.00. Haberler 13.15 Küçük konıer 13.45 Mustafa Geceyatmaz'dan türküler 14.00 Eydie Gorme ile onbeş dakika 14.15 Ayla özben, Sevim Sütçü ve Gönül Akkor'dan sarkılar 14.30 Mart Robbins' den melodiler 14.45 Oyun havaları 15.00 Kapanış. 17.00 încesaz'dan Acemaşiran Fa«h 17.30 Soliıtler ve melodiler 18.00 Reklim programları 18^0 Küçük ilânlar 18.35 Yurttan sesler 19.00 Haberler 19.15 Yaşadığımız günler 19.30 Gönül Akm'dan şarkılar 19.55 Küçük dinleyicilere masal 20.00 Yaşar Güvenir' den dans şarkıları 20.15 Olaylar ve yankılan 20.30 Ahmet Melik ve Sevim Süer'den şarkılar 21.00 tstanbul mektubu 21.15 Şan sololan 21.30 Modern ilimde gelişme 21.45 Nevzat Güyer'den şarkılar 22.00 Türkiye Büyük MiHet Meclisi saati 22.15 Sevi'rr. solistlerden hafif melodiler 22.45 Haberler 23.00 Opera albümünden 24.00 Kapanış. ANKARA nlllllllMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllllllllllllllllllllllllllllllllllilllr; JANE'IN KIZI 142 BU /İfcT îOLCUJtLf ŞAKA DEĞİL, FİLM SAHNESİ: Cannes sehri yakınında Eden Boc'ta çevrilmekte olan «The Grand Duke and Mr. PİMM,) (Büjiik Dük ve Mösyö Pim) adlı filmde geçen bu sahne, Rivieranm bir yiizme havuıu etrafmda sıralamms güzeller karsısmda daha stimalist bir manzara tejkil etmektedlr Resimlı Koman: 185 M B L ' Ü N K 1 Z Çizeıu YVES SAYOL Çeviren; Mazhar KLNî cVe eğer hâdiseler n o n n a l c*r«yan etseydi, temmuzda da jerveti nin kontrolünü eline alacaktı, degil mi?» «Evet.. «Ama evlenmesi bunu daha evvele aldı, öyle mi?« Pennington diçlerini sıkıt. Saldı rıcı bir tavırla, «Beni affedin beyle*, ama bütün bunlardan sizlere ne?» «Eğer suale cevap vermek istemfVorsanız» «Bunda isteyip istememek diye bir şey yok. Bana sorduğunuz ?eyin ehemmiyeti yok. Ama bütün b u n l a r m münasebetini anlayamadım.» Poirot bir kedininkini an.lıtan yeşil gözleriyle öne doğru eğilerek. «Oh, pek tabiî, Mösyö Pennington,» dedi. "saik meselesi var ortada. Bunu düşünerek. mâli durumlar daima göz önüne alınr/ıalıdı!r.» Pennington asık t i r suratla, «Rid geway'ın vâsiyetine göre, Linnet parasını kontrol hakkına, y a yirmi bir yaşını doldurduğu, ya da evlen diği zaman sahip olabilecekti.» ClJMHURÎYET'hk NiL CiNAYETi AGATHA CHRİSTİg çevlrenler; Mete fcrgın (ianı kener Tefrikası: 93 yecek misiniz?» Perjnington dişlerinin arasından, «Mükemmel yürüyor.» dedi. «Linnet Ridgeway'm evlenmt habeti size ulaştığı zaman, tabii hiç telâşlanmadığınız için, derhal ilk vapura atlayıp Avrupaya gel diniz ve garünüşte tesadüfî olan Mısır'da karşılaçma sahnesini ter tiplediniz. Pennington teklrar dönüp onlara doğtu yürüdü. Kendinı yeniden kontrol altma almıştı. «Söylediklerinizın hepsi de boş lâf! Kahirede karşılaştığımız ana kadar Linnet'in evlendiğinden dahi haberim yoktu. Hayret etmiştim. Mektubu her halde Sew York'a ben ayrıldıktan biîr gün sonra gelmiş olmah ki alamadım. Arkamdan gönuerdiler, bir hafta sonra aldım mektubu.» «Hatırladıâıma göre «CaTmanic» vapuruyla geldiğinizi söylemiştiniz.» «Evet, öoğru.' • Mekt'up, «Carmanic» yola çıktıktan sonra raı geldi New York'a yaııi?» .... ı .. (Arkası Edmond ba amaklan ikişer, ikişer çıkarak otelcive: Ctelin sahibi siz misiniz? dedi. Oteîci cevap verdi: Evet efendim. Herha!<ie yemek yiyeceksinlz. Ne emredersiniz? Eir ds'uka müsaade ediniz: sizinle bir dakika yalnuca çörüşmek istivorum. Pek âlâ iceri girelim. Burada bizi kimse rahatsız etraez. Oteîci misafirine yer gösterdi ve: «Sizi dinliyorum, dedi. Edraond başladı: Sualimi mazur görünüı: Ne zamandanberi burasını isletiyorsunnz? Onbeş senedenberi. Evvelce amcam Mösyö Berteaax idareedlyor du.» Edraond hesap etti: Grelnehe kendisini yolda bulduğnnda 4 yaşında inıiş. Demek o taadise iizerinden 13 sene geçnıiş. Delikanlı büyük bir ümide kapılarsk! O halde bana istediC'im bilgiyi verebilc ceksini», dedi. Bundan 13 sene evvel bir Aralık ayında otelinize bir kadınla kitçük bir oğlan çocn|n gelmedi mi? Onüç sene evvel mi? Nasıl hatırlıyayım? İyi düsiinün. O kış fazla so|uklar yapmıştı. Çocnk 4 yaşında idi. Durun durun galiba hatırlıyacağım...» (Arkası var) «Bu htr hangı bir satrta muallak Poirot, döğüşmeğe hazırlanan bür insanın açıklığıyla cevap verdi: değil miydi?» cHayır. Hiç bir şart koşulmamış «Acaba, Linnet Ridgeway'ın âniden evlenişi sizin büronuzun dehtı.» «Bu işte de eminim ki milyonlar şete düşmesine sebep oldu mu diye düşüünyordum, Mr. Penningbahis konusuydu.» ton?» «Evet, milyonlar.» «Dehşet mi?» Poirot, jumuşak bir sesle, «Sizin ve ortağınızın mesulii'eti çok ağıt «Evet dehşet, dedim.» bir mesuliyet, Mr. Pennington?» «Lâfı nereye getirmek isüyorsu Pennington'un cevabı kısa oldu. nuz siz?» J «Biz mesuliyete alışığız, bizim için •Çok basit bu. Linnet Doyle'un endişe edilecefe bir şey değildir işleri acaba lâzım geldiği şekilde mükemmel bi(r tarzda yürüyor | bu.» mu?» | «Acaba.» «Pennington ayağa fırladı. I Sesinin tonu, bunu söyleyis tarzı • Bu kadarı yeter. Benden paso.» j ile Pennington'u zayıf tarafından jyakaladı. Pennington, «Ne demek [ Kapıya doğru yürüdü. '•istiyorsunuz liz?» [ • A.na önce sualime cevap vermi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle