19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I Nnkiear bombalar gölgcde kaldı | CUMHURtYET'in UNESCO «Ince Memed» i yayınfadı Yeni sergiler Yaşar Kemal ın «înce Memed» romanı UNESCO'nun hımayesı altında mılletlerarai;ı PEN Kulubu'nun yenı bır teşebbusu uzerıne DEL DUCA Yayınevmın yenı hazırladığı «Dünya Roraanı (Alcyonh Kolleksıyonunun çağdaş \azarlar serısınde f:anaizca olarak yayınlanmıştır. Bu kolleksiyon çeşıth dillerde vazılmı^ çağdaş eserleri, fransızca bılen okuyucuya tarutmak amacıyla çıkarılmaktadır «tnce Memed» ın fransızcaya çevrılışı Guzm Dino tarafından yapılraıştır. Mılletlerarası PEN Kulübu'nun Başkanı olan tanınmış Fransız yazarı Yves Gandon bu fransızca çevirinın ön sozunde «tnce Memed» romanını ıncelemekte, yazarının bi\ografısım çızmek te ve eser hakkında şu cumlelerı kuHanmaktadır: «En müşkülpesent ukuyucı:, meraleketındekı kdylu hayatını belirten bu canlı ve renkli tablo, aynı zamanda yazarının kolay anlatımı karşısında ılgmz kalamaz Bu e*er âbıdevi eserlerle bır çızgide bırleşiyor...» demektedir. Diğer taraftan Parıs Radyosu 27 Ocakta «Ince Memed» hakkında yarım saatlik bır konuşma yayınlamıştır. nm resım sergısı 1 şubattan itibaren 10 çubata kadar devam etmek üzere Galatasaray Lısesı gmşınde açılmıştır. Ser gi değerli e«erleri içine almaktadır. •* ŞÜKRll'E DİKMEN. Adını dışarıya duyurmuş kadın sanatçılarımızdan Şükrıye Dıkmen'in serşisı 5 şubattan itibaren Türk Alman Kultür Merkezı Galerisinde açılacaktır. + GEN AR'da: Yeni açılan ve sanat çevresinin ilgisini uyandıran Gen Ar Galeri Klüp'ün faaliyetı serisınde 3 şubattan itibaren « VAN GOGH ve GAUGUÎN Röpro düksivon Sergısı» açılacaktır. V P. FLATONtDtS: Tanın« mış ressam Pindaros Platonidis'in 1958 1962 resim Ç£İı?maları 5 şubattan itibaren Tü'# Alman Kultür Merkezi GaJerisinde yer aîaraktır. + AL! ALTINTAŞ: Beyoglu Şehir Galerisinde 1 7 şubat arasında Ali Altıntaş resiro sergisi yer alacaktır. ^ MÛZAFFER BEKEM. Mu zaffer Bekem'in resim sergisi Beyoğlu Şehir Galeri'inde 1 şubat 15 subat arasında açık kalacaktır. «Tiyatromuzun son gelisimi üzerine» konulu açık oturum 4 şubat pazar saat 16 da yapılacaktır. Bız insanlara klınık açamıyoruz, elilem deniz kuşlarına açtı. Hem de nasıl... Isveçte, Gbteborg'da, Hayvanları Koruma Derneği Kuzey Denızi kıyılarında sıra sıra martı khniklerı kurdu Gemilerden denize dökülen mazotla kirle nen kuşlar burada tedâvi görecekler. Klıniklerde sıcak hava kurut ma makineleri, enfraruj lâmbaları ve özel banvolar var Mazota bulanıp da zehırlenmek tehlikesine düşen kuşlar burada temizlendıkten sonra birkaç gün misafir ediliyorlar. dinleniyorlar özel seküde beslenıyor, sonra yine azat edilıyorlar. Hayvanat bilginlerine Millî Denizcilik Teşkilâtı le Hava Ordusu ve Deniz Kurtarma teşek külleri de yardım ediyorlar. Deni zm yuzündekı petrollü bölgeleri haber veriyorlar. Amerika silâhlarm enrniithişini 1963 İlkbaharına yetiştirecek! Dokunduğu her şeyi gaz haline getirecek 60.000 santigratlık hararete sahip şualar denıeti, fezanın ölü sunî peykler ve göktaşlanndan temizlenilmesinde de kullanılabilecek Amerika, bn yıl içinde veva gelecck yıîın ilkbalıarına kadar olağanüstii kudrettf bir silih orta>a cıkaracak. BuşüncdeU «ilmî hayal» roman ya zarlannın bile dütiinemedikleri bir mahvedicı :ıraç olacak bu, 320 kilo raetre mesafe içindekı her şeyi paramparça ede bileeek bir ölüm snaı.» Fakat, bu korkunç sılâhın mucidi, «M. Martin Corporation» de çalışan âlimlerden Carl L Kober «Ölüm çuaı terimi tam mânasiyle doğru sayılamaz» dıyor. Ve silâhın esasını izah ediyor. • M. Martın Corporation» ilmi endustriyel şirketi ile bu ünlü bilginin adı haberin gerçeklı^ı hakkında veter bir garantidir ama vatanı Avusturyadan 1918 de Amerıkaya hicret eden L. Kober dünyanın yeni enerjı şekillerı araştırma sahasındaki en derin vukufa sahip ilim adamlarından b'ridır dıyoruz. Sonra özel bir lâmba ıle son derece kuvvetli bir ışık elde ediyoruz. Işte asıl silâhı meydana getiren de bu ışık. Ya ni, belirli bir jemaya göre ve lıepsınin odak noktasının biı tek odak noktası vucude getilecek şekılde dizılmiş. bir ay nalar sıstemı ıle ışığı ısıya çevıriyoruz. Böylece âletin odak noktasmda 60.000 santigrattan \ uksek bir ısı meydana getirebilıyoruz. llerıde 70 000 santiera da yakın bır ısı elde edebıleceğimizı de tahmın edıyorum Boyle bır ısının değdiğı her şe\ darmadagın olur. Fakat bu kadar yuksek bir ısı elde etmek için ısm demetini istenilen yere ybneltmek ve ateşı istenilen mesafeye gore ayarlamak mumkün olmazsa. tabii yüksek ısı elrie edılse de ışe yaramaz. I^ınları bilhasda mahvedilecek hedefın bulundu^u noktaya ıletmek şarttır. M. Martın Corporation buna da enşmiş bulunuyor. Inceliklerı son derece gizli tutulan fakat aşağı vukarı ayna sistemındekı ateşın, tıpkı bir fotograf makinesindekı büyüteçte olduğu gıbı ajarlamaya im kân veren bir sistem bu.» Carl L. Kober, «Ateşi ışık kaynağınrlan 50 ilâ 320 kilomet re me=afe ıçındeki her hangı bır noktaya yöneltebılırız» diyor. «Bu dernektır ki yeni silâh o saha içinde bulunan her şeyı mahvedebilır. Ener.ııyi sağlıyan elektronükleer tesi=ata gelince. bın megatonluk normal bir san tral. bu.» « Profesör. yenı âletin nasıl çahştığını kabataslak anlatmak uîere şunları söylüyor: « Çocukken en ilkel optik denemelerden birini yapmışsır.ızdır sanıyorum. Bir büyuteç le guneş ışınlarını bir noktaya toplayıp bır çalı çırpı yığınını, bir kâğıt parçasını. babanızın sıgarasını yakmışsınızdır. Işte tamamlamakta olduğumuz ilet tam bu çekilde çalışıyor. Şu var ki, sizin güne«ten aldığınız enerjiyi. bız otomatik olarak meydana getiriyoruz. Yeni âleti nerelerde kullan»cağımıza gelince: Her şeyden unce feza temizliginde. Evet. feza.vı temizletnede. Çok y\kın bir gelecekte dünyanın eîrafındaki bosluk ölü sun'î peyklerle dolacak. Işi bit miş füzeierle belki de, yıldızlar arası istasyonlarla... İçinde bizım âletimız bulunan bir feza gemisi bütün bu çerçöpün top NiL CiNAYETi AGATHA CH£USTI€ Çerirenler: aieto Ergin Gani Yener Tefrikası: 6 ^MIIIIIIIIIIIIIIIIIIimilllllHINI.1% M MIIIIHHIMHIimil ^ İSTANBULDAN lısın. Isin dogrusu, onlardan dün haber almıstım. Zavaîlı Joanna'nın yazısı da hakikaten göze çarp mayacak gibi değil sarho? bir örümcek gibi zarfın her tarafına yayılır.» « Ne diyor, Joanna? Bir haber var mı?» Mrs. Allerton, sesini tabiileştırmek için kendlni zorladı. Oğlu ile kardeşinin çocuğu, Joanna Southwood arasındaki arkadaşlık onu her zaman sınirlendirirdi. Ama kendi tâbiriyle, «işın içinde bir iş o!duğu»ndan değil. Bdyle bir sey olmadığına emındi. Ne Tim Joanna'ya, ne de Joanna Tim'e bir yakınlık duyardı. Bırbirlerine olan ilgilerinin temelini, dedikodular ve müşterek dostlarının çokluğu meydana getiriyordu. Her >kisi de insanları v» in^anları incelemeyi severdi Joanna'nın bazen acılajmakla beraber. tatlı bir dili vardı Tım. Joanna ile beraberken ya da Joanna'dan mektup aldığı zamanîar Mrs. Allerton'un memnun luk duymayışı. oğlunun ona aşık olmasından korktuju için değildi. tzah edemiyeceği, başka bir his vardı içinde, belki de oğlunun, Joanna'nın arkadaşlığından hoşlanmasını kıskanıyordu Ana oğul birbirlerine o kadar bağhydılar ki. oilunun başka bir kadmla ilgilenmesi. Mrs. Allerton'u daima rahatsız ederdi. Aynı zamanda ken di varlığının. genç nesli n bu iki ferdi arasında bir engel meydana getijriiği kuruntusuna kapıldığı da olurdu Çok kereler, ikisi bir aradx hararetli hararelli konuşurlarken, yanlarına gittiğinde, konuşmalarınm aSırlastıfını ve ona da b'i konuşmada ver vermek için ra hat'nnnı kaçırdıklarmı farketmisti. Şüphesiz, Mrs. Allerton, Joanna Pouth\vood'u sevmivordu. Onun samimiliSine inanmıyor. ilgisini de bir gö^terişten ibaret buluyordu Bu dü^üncelerni olmadık bir şekilde yüze vurmaktan kendini zor zaptediyordu. Mrı. Allerton, «Bu sabah mı?» vonshire'h biri. Parası yok tabii diye sert bir tesle sordu. «Yalnız Linnet'in de en yakın bir arkada bir tek mektup aldın. O da...» şıyla nişanlıydı.» Sustu v« dudağını ısırdı. Mrs. Allerton, sinirli, «Hiç de Tım, memnun mu olmak lâzım, hoş değıl,» dedi. yoksa üzülmek mi, kestiremeyip Tim, annesim sevgi dolu bakışbır an durakladı. Ama memnuni larla süzdü. «Bilirim, sekerim. Başyet ağır basmca, «O da Joanna'dan kalarının kocasını kapmak gibi dı,» diye ioğukkanlılıkla annesinm şeylerden hoşlanmazsın.» sozünu tamamladı. «Hakhsın, an«Bıüm zamanımızda her şeyin ne, sen dedektif kıraliçesi olmalıybir har'di vardı. Çok da iyi bir mışsm. Meşhur Hercule Poırot bi1 şeyd» bu. Şimdiki gençler galiba le seninle aşık atamazdı, doğrusu.», her ütedıklerini yapabileceklerini Mrs. Allerton içerlemişe benzızannediyorlar.» yordu. Tim gülümsedi. «Yalnız zannet«Zarfın üstündeki el yazııını mekle kalmıyorlar, yapıyorlar da. gördüm de.» «Ve borsa komisyoncusundan ol Bir erneği, Linnet Ridgeway!» «Bilmem. her halde çok fena bir madığını anladın, degil mi? Hak«ey.» T:m göz kırparak, «Ald:nı etme,» dedi. «Aslma bakarsa n ben de aynı fikirdeyim. Şimdiye kadar da kimsenin karısına ya da nişan lısına sahip çıkmadım.» Mrs. Alîerton, «Böyle bir şeyi hiç bir zaman yapmıyacagından errinim,» dedi ve hararetle ilâve etti, «Ben seni dürüst bir insan ola rak yetiftirdim.» «övleyse bunun şerefi bana değil. fana ait.» Mektubu katlayıp kaldırırken, satasırcasına gülümsedi. Mrs. Allerton'un zihninden, «Mektuplarının çoğunu bana gösterir, halbuki Joanna'nmkilerin sadece bazı verlerıni okuyor.» diye bir düşünce gpçti. Ama bu düşüncevi bırakıp, r.âzik bir hanım gibi hareket etmeve karar verdi. «Joanna hayatından memnun mu?» dive / sordu. «Eh Mayfair'de bir kırtasiyeei dükkfinı açmayı düşünüyormus » Mrs. Allerton, «Hep »ıkmtıda ol duiurL: söyler,» dedi. Sesinde yine t"e bır çekememezlik vardı, «Ama pahalı elbiseler giyer, gitmedik eg lence yeri de bırakmaz » Tim. «Ha, belki de elbiselerine para vermiyordur,» dedi. «Hayır, Anne. senin mutaassıp kafandan geçenler cinsinden demek istemiyorum. Yâni, her halde sadece faturalan ö'demez, o kadar.» NOTLAR : ; Asıl, uzaktakileri i düşünmek gerek! i LOZAN KULÜBÜNDE ŞEHRİMİZDE SERGİLER + LERZAN ÖKE: Değerli kadın sanatçılanmızdan Lerzan öke'nin seramik, çimento ve suluboya kompozisyonlarına ait sergisi 3 şubat saat 18 dan itibaren Hilton Oteîi ?adırvan Pavyonunda açılacaktır. Evvelce sergileri ilgi uyandırmış o!an Lerzan öke'nîn bu sergisinin de başarılı olacagı umulmaktadır •fc SALtH ZEKÎ: Tanınmış ressamlarımızdan Salih Zeki' •CİCÎBEY» TEMSİLt Istanbul Tiy«trosu sanatçılan 5 subat pazartesi akşamı saat 21 de Kadıköy Opera Sinemasında, Bahariye tlkokulu öğrencilerini Koruma ve Yetiş tirme Derneği yaranna olmak üzere «Cicibey» adlı oyunu ternsil edecektir. Selml ANDAK YENt TtYATKO: Her gece »aat îl de BIR KAVUK DE\ RİLDİ Cumarte«l, Pazar 15 30, ıair fünler 18 d« ÎÇtMtZDEKt ASLAN. Salı günlen temsıl yoktur TEPEBAŞI Ttt \TROSf: StNE KLER Her gün aaıt 21 de OPERA: COSİ FAV TTTTE. PtrBembe ve Cumartesi 21 de Tel 44 21 37. FATIH TİYATROSC: Her ge<.e »aat 21 de ve Cumırteıl, Pazar «aai 1S.30 da MOH DEFTER Pazarteal fünleri temsll yoktur. Tel: 22 01 71 KAÜIKOV TİVATROSU: Her gece 21 de ve Cumarteal Pazar 13.30 da 8«ıHtLDEKt KANAPI ve PUSUDA Persembe »ünleri temsıl yoktur Telpfon: 3fi 0« 82. Ü8KÜOAR BOI.CMC: Her fün »aat îl de T« Cumarteti • P ı u ı 15 30 da YF.ŞİL KURBAĞA. Pazar günleri «aat 11 de çar?amba günleri saat 14 30 da MtLYONLCK YEĞEN (Cocuk Tlyatrosu) cuma günlert temsıl yoktur. tSTANBL'L TtYATROSU Salı hariç her gece 21 13 te Çarşamba. cumartesi. pazar matine 15 te (ŞÖMÎNEDEKİ CESET). Yalniî »ali gecelert 21.15 te «ali harıç her gün 6 da (KÖPEK KIKPICISI). 8tTE TIYATROSTJ: GÖNOL AVCIS1 Her sksam ıaat 31.15 te Çarşamba, Cumartest. Pazar matine 18 d*. KCçCK SAHNE; Pazartesi, Salı Çarıamba ŞAlRtN MEKTÜPLAR1 Perşembe. Cuma, Cumarteet Paıar OTtTVCAKÇl DÜKKANl Matineler Salı. Cuma. Curoartest Pazsr 17 de KEVT OYUNCULAR1 (Karaca Tiyatro) 44 66 6S 29 1.1IM2 den itibaren Suvare 21.15 BüYÜK §BBASTİYAN'LAR. Matine 18 00 APTAL KIZ. Pazartesı nyun yoktur. OPKR« Aktaray MUAMMBR KARACA «ENATÜR cargarriba. cumarteal pazaı matine 16.15 Tel: 21 57 22 Su*ra 21.İS ! Istanbul Belediyesinin l.E. : • T.T. Idaresi bir müddettir eli • • fakağında duşünüyor. ] • Acaba şehir dışı semtle ] '• re otobüs ışletmekte devam ' : etsem mi. etmesem mi 7 : Diye.. Çünkü vaziyetı güç : İ Troleybüs hatları îstanbul • • ve Beyoğlu vakalarında bir • • koldan oteye heriye uzanmış '• | olmalarına rağmen hâlâ orta : : lık ferahlıyamadı. Bu hatlar i ; dan serbest kalan otobüsler • • den de favdalauıldığı halde • j Î.E.T.T. nın rahat yolcu taşı İ j yabilmesi için 450 arabaya da : : ha ihtıyacı var.. • ; Böyle bir man'.ara karşı ; ! sında derdi. izümüsü daha ; ; fazlalaşıyor. drrnle^iyor.. Hu | • susi teşebbusten favdalanmak : I istiyor. Fakat onlarla öy!e ta : : ahhütlere girismelerim isti • : yor ki, bu şartlar ne kendi i • : daresinde ne de arabaların '• ; da mevcut. : • Bızce biraz müsamahalı : • davranmalı.. Hayat kaybı teh • j likesı yaratmıyacak derece ; j den üstün durumda bir takım • ; hurda arabalar «Kocamustafa | • paşa». • Sağmalcıiar», «Sarı : ; yer» gibi uzak noktalara işle : • yıp duruyorlar. Taşlıtarla», • : «Osmaniye», «Üaıraniye», «A • I libey köyu», «Yakacık» ve • i saire halkı da lİDİmuşçulaıın, | ; ka?tıkaçtıcıların esin olacak : • larına niçin o tip otobüsler • '• den faydalanmi=mlar? • : REEL = Bu buyuk bılgm «Bır ölüm şuaı değıl bu» diyor. «Her şeydej once, makine şua saçmıyor Qlsa olsa bir renkli şualar demetı. Sonra da ölum şuaı tâbiri yepyeni bir şey getıriyor akla. Hemen hemen ilmi hayal si lâhı gıbı bır şey. Oysa, ustünde çah=t>qımız âlet, hiç değilse ama fıkri bakımından 2.000 vıldan daha eskidir. Temel fıkir Arşimed'ın vakıcı aynaları ıcat ettiğı devre uzanıyor. Bıliyorsunuz, Arşımed bu aynalarla Siraküsa'yı kuşatan Roma donanmasına zarar vermıştır. Şunu da hatırlayınız. Ye ni silâh yerde kullanılacak değil. Normal uçakları, ya da deniz ve kara kuvvetlerini teçhiz edemiyeeek kadar karışık ve çok ağır. Biz onun yalnız fezada değil, özel olarak yapıltnıs feza gemilerinde kullanılabile ceğini. bu gemilerde tesirli bir savunma silâhı olabileceğini du şünüyoruz.» Profesör bundan sonra. âletin yalnız kendisıne gereken elektrık enerjisini temine yarıyacak kısmının 15 tondan ağır olduğunu söylüyor. «Eğer» diye devam ediyor «Arşimed aynalarını işletmek için güneşten faydalandıysa biz bize lâzım olan güneşi kendımiz yapıyoruz. Alete tamamlayıcı kısım olarak eklenebilen bir atom rekatörünü çalıştırarak elektrik enerjisi temin e tan temizlığıni yapabilir, bunlan paramparça edıp katı kı•sımlarını boviukta kaybolacak bır gaz haline getırebilir. Belki de şunün birinde şu ya da bu vıldıza gıdış volunu açmak lâ/ım olabilir. Bu yolu goktaşlarından ve dıger gök cisimlerınden terrıızlemek gerekir. Aletimiz çok fazla büyük olmıyan her gok cişmini ortadan kaldılabılecek bir kuvvettedir. Harb de göreceği işi kestirmek de güç değil. Hjç bir balistik füze onun yıkıcı gorevine karsı koyamaz. Zaten günün birinde dünva milletleri arasında bir savaş çıkarsa füze gemileri de ise karışacaktır. Yeni silâhın o zaman boş durmıyacağı kolay ca anla«ılır » Mrs. AUerton içini eekti. «Bunu nasıl becerirler, bir türlü aklım almıyor,» dedi. «Tim, «Bir çesit, ozel meziyet.» dive cevap verdi. «Biraz hovarda mizaçlı ve paraya önem vermeyen bir insansan, istediğin kadar kredi bulabilirsin.» «Evet ama, sonunda zavallı Sır George Wode gibi iflâs mahkemesine düşersin.» «Bu ihtiyar at delisine de pek acırsın her halde 1879 yılında bir dansta teni gui goncasma benzettigı içindır.» Mrı. A'lerton, «187» da daha doj mamıştım.» diye hararetl» itiraj etti. «Sir Georg» gâyet terbiyeli bir adamdır, ona at delisi demene de müaaaoe edemem.» «Onun hakkında oldukça tuhaf seyler duymuatmn* «Sen ve Joanna, başkalan hakkında sByîediklerftrlzf hiç tartmıjrorstınuzr kulağa çlrkin gelsfn de, ne olnrsa olsnn.» Tina kaslannı kaldırdı. «Şekerim, çok heyeçanlandm. îhtiyar Wode'a bu kadar defer verdiğini bilmryordum.> «Wode Hall*u satmanın ona ne ağır geldiğini anlamtyorsun. OraTI çok »everdi.» (Arkss< rmr) Mrv Allerton'un sorusuna karsı lık, Tim cebinden mektubu çtkar : dı: bir göz gezdirdi. Oldukça uzun bir mektuptu, annesi bunu fark etti. Tim. «Fazla bir şey yok.» dedi. • Devenish'ler boşanıyorlarnjıj. Old Monty'yi sarhoşken araba kullandığı için tevkif etmişler. Windlesham, Kanada'ya gitmiş. Her halde Linnet Ridgeway, teklifini kabul etmeyince epey sarsılmıştır. U n net'in au arazi müdürüyle evlenmesi de gerçeklesmiş.» «Olur sey degil! Çok mu korkunç bir herif?» «Hayır, hayır, hiç de değil. De BVLVAR TlYITROSti: Pdzarteil hariç ber gcee 2115 te LEYLKGtS rtMRt*. Çarçamba. Cumartesi.Pazar matine 1M5 de. Tel: 21 3S 7« BAY OSCAB: Bir açıklama «IUI1 IHUIUIfU» nm |Ak| UATADII Amerikan ilim adamları hâlen gelistirmekte T 2 JANE'İN KIZI 61 yAMJ12EWDESİL JANE't KOVALAMflfJ IAZIIAİ oldukları yeni bir itici kuvvet akıllara dureunluk verecek neticeler ortaya koymaktadır. «İon Motörü» adı verilen ve Tunfisten maddesinden bir düzey, Cessium maddesi ve iki elektrondaa ibaret olan bu yeni buluş insanoğlunu feza hoşluklarında korkunç süratlere ulaştırabilecek feza araçlan için geliştirilmektedir. İon motörü 1 kilogramlık itis kuvvetini devamlı olarak ve uzun sürelerle temin edebilmektedir. Bir kilogramhk itiş kuvveti fezada, 2250 kilogramlık bir feza gemisini birinci saatte 24 kilometre gürate. birinci gün sonunda 600 kilometre sürate ve birinci ay sonunda ise 17,600 kilometre sürate çıkarabilmektedir. Resim, Goodrich High Voltage Aeronotics Şirketinde «İon Motörü» ile yapılan denemelerden bir safhayı göstermektedir. Resımli R o m a n : 96 M E L ' Ü N KIZ Çızen: YVES SAYOL Çeviren: Mazhar KuNT ;A SUlvPF tki seııe geçmişti. Bir sabah Mellier, Rouvenat'ın çiftliğine geldiğini gördü. Kâhyanm yanında bebek gibi güzel bir kız vardı. Kâhva: Bu kız. kiiçük Blanche'tır, dedi. Artık onun hüt anneye ihtiyacı yok. Bundan sonra, burada oturacak. Kendisine bir de mürebbiye tuttnm. Az sonra gelecek . » Derin bir heyeeana kapılan Mellier, iti raz etmedi. O, son zamanlarda çok cökmüştü. Vicdan âzabı, onu perişan etmi.sti. Çiftlik işleri Rouvenat'ıu omu/larında idi. Kızı sorünce Mellier, Lucile'yi hatırladı. Belki onun da *imdi bir çocueu vardı. Ama Lu cilc'yi, gittikten sonra bir daha çören ol mamıştı. Ronvenat, nşakları bir araya toplıyarak dedi ki: «Dikkat ediniz, küçük Blanche'a kimse babasından, hattâ annehindeo tek kelime bahsetmivecek. Bu hususta en ufak bir ımâda bulunan derhal kovulur.» Sonra kızı Uucağına alarak Mellier'e sötürdü \e <;ocuğun kulaeına: «Ha\di. onu. op. dedi. Ona baba diyebilirsin.» Mellier, çocuga bayran hayran bakıyordu. (Arkası var) 7.27 Açılış ve program 7.30 Neyler 7 40 Kur'anı Kerim 7.50 Saz eserleri 8.00 Haberler 8.15 Turküler 8.30 Küçük Sabah konseri 9.00 Kapanıs. 11.57 Açıhş ve program 12.00 Sarkılar fNecdet Cıcı) 12.30 Öğle melodileri 13.00 Sarkılar (Nimet Erguder) 13.15 Haberler 13.30 Şarkılar (Afitab Karacan) 14.00 Konuşma 14.15 Saz eserleri 14.30 Çeşitli muzik 15.00 Kapanıs. 16 57 Açılıs ve program 17.00 Aldemaro Romero Orkestrası 17.15 Dans orkestrası 17.30 Yurdun dort bucağından 17.50 Tanm saati 18.00 Çeşıtli stüdyolardan 18.40 Gunün plâklarından 18.45 Haberler 19.00 Radyo Kume Fasıl Heyeti 19.30 Kemanla hafıf melodiler 19.45 Şarkılar (Inci Atalay) 20.15 Olaylar ve yankıları 20.30 Hafıt muzık 20.45 Dıni ahlâki sohbet 21.00 Klâsik Koro 21.30 Kıtap saatı 21.45 Pıyano soloları 22.00 Çeşitli studyolardan 22.30 Sız ve müzik 23.00 Haberler 23.15 Senfonık müzik 23.40 Ritm ve melodi 23.55 Program 24.00 Kapanıs. tSTANBUL İL RADTOSV 17.58 Program 13.00 Çesitlı oıkestralar 18.50 Klavsen sololaıı 19.15 Renato Caro^one ve En/.o Gallo toplulukları 19.30 Yemck muzıği 20.00 Pı\anibt Rnger Vılliams 20.15 Plaklar arasında 20 45 P»r.v ÎSTANBUL Faith Orkestrası 21.00 Konçeıto 21.30 Los Rufind 21.45 Ünlü orkestra şefleri 22.33 Hafıf muzik 24.00 Kapanıs. 6.57 Açılış ve günun programları 7.00 Kur'anı Kerim 7.10 Saz eserlerı 7.30 Haberier 7 45 Şarkı ve saz 8.00 Sabah ruzgârı 8.15 Hafif müzık 8.45 Zıya Taşkent'ten şarkılar 1 00 Ev kadınınm not defteri 9 45 Melodiler geçıdi 10.00 Kapanış. 11.57 Açılış ve programlar 12.00 Karısık hafif muzik 12.30 Mustafa Sağyaşar'dan şarkılar 13.00 Haberler 13.15 Kuçuk konser 13.45 Mehmet Alkan' dan turküler 14.00 Les Baxter's Orkeatrası 14.15 Ayten Iyıgungor'den şarkılar 14.30 Peggy Lee söylüyor 14.45 Saz eserleri 15.00 Kapar.ış. 16.57 Açılıs ve programlar 17.00 tncesaz 17.30 Işçı saati 27.35 Hafif melodiler 18.00 Sizin için 18.35 Yurttan sesler 19.00 Haberler 19.15 YaşadıJımız gunler 19.30 Dundar Balkan'dan sarkılar 19.55 lyi geceler çocuklar 20.00 Yasar Güvenir ve Arkada«ları 20.15 Olaylar ve yankıları 20.30 Mu7ehher Guyer'den şarkılar 21.00 Îstanbul mektubu 21 15 Sonat saati 21.30 Devamı \aıııı ak'am 21.50 Nermın Demırçay'dan şarkılar 22.15 Muzıklı kutu 22.45 Haberler 23.00 Opera albumunden 24.00 Kapar.ı Durum: Evvelce mahkameden | verilip Temyizden geçmek »ure tiyle kesinleşen bir ilamın infazından sonra, esas ilamda davacı olan koylerin, dâvah köyün talebi ile yapılan infaza itiraz ettiklcri ve bu itîrazları da ilgili ilâma ait icra dosyasının tetkiki ile dâvacılardan birisine (icra emrinin) teblig j edilmemesi sebebiyle varit görülmüş, isın müstaceliyetine binaen taraflara tebligat yapılmasından sarfınazar edilerek evrak üzerin de yapılan infazın keenlemyekun addine kanun volları açık olarak karar verilmiştir. Bu karara taraf lardan hiçbirisi kanun yollarına müracaat etmemişlerdir. Binaenaleyh gazetede intisar etüji gibi icra tetkik mercii ne taraflann hakkını hiçe saymı» ve ne de evvelce verilmiş olan karan yok Jarzetmistir. Netice olarak yeniden dâva yürütülmediği gibi verilen kararın infaza ait olup esas hakkı tanıyan ilânla ilgisi bulunmadığı tavzih olunur. Ardanuç hâkimi te, çeşitli fakültelerin bir topluluğudur. 5 u veya bu fakültenin falan dersindeki bir olay, Üniversitedeki bir olay gibi gösterüme?'. Siz oğlunuzun hangi fakülteye devam ettiğini bile bilmiyor, «Üniversite dersleri şöyle imis, böyle imiş» demekle genel konusmuş oluyorsunuz!. Üniversite idarefi diye bir sey yokrur. Fakülte idareleri vardır. BULMACA , 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Aksaray dolmuşları Akasrmy'dan bir okuramaz yanAksaraydaki dolmu? durağınd» yolcular, Sultanhamam ve Sirkeci kuyrugunda sıralanırlar. Karaköy yolcuları îçin kuyruğa ihtiyaç yok | tur. Her yolcu, geldiei dakika hemen dolmuş bulabilir. Sultanhamam yolcularımn da va«ıta sıkıntısı yoktur. Çogu zaman dolmuş yolcu bekler. Ama Sirkeci kuyrugunda durum tamamivle tersinedir. Şoförler. her nedense Sirkeci seferi vapmak istemeriiklerinden, voloular. kötü hava sartlarmda bile 20 30 dakika beklemek zorundadırlar. Nıhayet. orada görevli trafik poüsi j ? e karışır. Karaköy yolcusu beklemekte olan bomboş dolmuşlardan 5 10 tanesini Sirkeci'e sefer yapmağa zorlıyarak durumu düzeltir. Bu, her gün bnvle nhır. B;ı işin kökündpn hal çaresi yok mu? ı CEVABIM1Z: I Eır çok dolmuş duraklarında ol! rl'i5u gibi. bu is ancak. sıra ustı1 lrlf voluna konabilir. Dolmu'şiar,' ceiiş sıralarına cöre. Sultanhai mam. Sırkeciye. Karakoye gitme1 £e mecbur eciilırlerse, is kendılı' »OLDAN SAGA: 1 Geçenlerde Ingıhz Başvekıli İle Amerika Cumhurreısmin üzerınde buluşup konuştuklan îngıliz somürgesi bir adanm halkmdan. 2 Belirtiler Ceski usul çoğul), tek. 3 Gizli ve örtü altında tutmima harcketi. 4 Yükseltme hareketi feski terim), seslenme içi. 5 Konu ve mevzu. ikinoi (eski terim).fi Bir »oru takısının tersi. eskı Türk Impatorlannın ünvanlarından. 7 Askert vasıtalar toplantı merkezi, bır errır. 8 Bazı Arıp memi»ketlerınde erkrklerin başlarına giydiklerinden. 9 «Kıraüçenin verdıgı hüküm» kar«ıl!ğı iki kelime YUK\RIDAN AŞ\ĞIYA: 1 «Karma kanşık olmıyan ve kolay gorülcn hizmet» karşııığı iki kelime. 2 Yabancılar (mürekk»p kt'lime). îranîıîara PFkid^n verilen ifmin yarısı. 3 Sayı, vttcuttan çıkan fulardan birinin içinde bulunan maddelerden. 4 Ineiliz u> ruklu bir olçü. sakathgı bulunan veya h.<fıfçe topal. 5 lyımser bekie\ ış rulıl hâlcti ;mdc hulunan bir rengin tersi. 6 Umduğunu deeıl bu'dugunu ypmejze raecbur olan. 7 Irandaki mej lıur petrol ihr.ıç I.m.ını. "bir cd^t. ?. Gfmı ıstae>'Onu. tnprak veva dunyar.m adknn ANKARA Mektubunuz yeteri kadar açık değil ResiMaş'tan Ziya Ünsal'a: Oüokü bulmaeanın dan bıri 9 SeMektubunuzu yeteri kadar açık halledilmlş şekll cıve ve karakter ve inandırıcı bulmadık. Üniversi (yen! terim), bir edat.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle