19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKİ CUMHURÎYE1 19 Subat 1962 | GÜNÜN KONULARY] llliaillllUlllllllllllllllllllllIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIUIIIIIIlllJlflIllIllllIllllIIJIIIIIHIlEllll Pakistan Afgan münasebetleri Yazan: Zafer Hasan Aybek Pakistandan gelen son haberlere (Hindistgnın dil oakımından tetföre. Afganistan hükümeti geçen kiki) adlı eserinde yazdığı gioi yıl Pakistanla siyasî münasebatını , Paktuike ahaJisi olan î'^ktu'larıo keçerek kapadığı hurîudu tekrar bugünkü Pahtun'ların ecdadı olaçmıs ve gerek memleketin kalkın ması muhtemeldir. maıı için lâzım olan malzeme, ma Afganhlann ismi ir* tarihte ilk kine ve eihazları ve gerekse hal defa Milâdî altıncı vüryılda yıni kın istifadesine yarıyan gıda mad Herodotus'dan 1000 yıl sonra Hintdelerinden ibaret olan ve Pakis ]i yarar Vtndhm Mthıra'mn Brstan sntrepolarında yıgıh duran A hat Samhita isimli eserinde geçer. merikan yardım malzemesini mem Onuncu yüzyılda TÜ^'T nükümHalekete sokmaya karar vermiştir. 1 n Alptekin Kâbili ?ap!ederek \t, .. , .. =haberleri Kalkmma Po isin yolsuzluk yapması önlenecek Yazan: 1 DÜŞÜNCELER | ıııı=ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı=ıııı HEM Ahla getenler ambura sormuslar : ambu Se Senin k s m b ı n n ı mn alalım, yoksa herkeı kambur mu Hiç düsünmeden eevap vennis t Herkes kambur olsnn! Çepeçevre etrafımıza bakacak olursak, kambnran bn eevabını batırlatan bir manzara ile karsılaşırız. Hörgücünü aldınnak Istemiyen, herkese benzemekten kaçınan, fistelik de herkesi kendisi gibi kambar görmek istiyen o kadar çok kambar var ki.' Halbuki, sırtlarının düzeltilmesine razi olsalar, kamburları kimse görraeden gizlice ahnacak, fidan boyln delikanhya dönecekler. Ama, herkesi kambur zambur görmenln zevklnl feda edemiytrlar k i ! ve metodn K Dr. İsmet Ciritli Bilhassa düşük iktidar ıtevrinde Bcyleee Guney Vietnam. Kongo ve ganhlara Islâmiveti ~ U u ] etUZ \ yapılan baza operasyonlarda, polıKubada oldugu gibi Asyanın bu | Halefi S e v ü k i e k i n ^ °8'u Gazneli '; sin yolsujjuk yaptığı yolundaki oîlu G.rn i bölgesinde de Sovyet parmacı Mahmut ise >023 te Herat civınn' söylentilerin çıkması, bunlardan ile gerginleşmiş olan durumun bir da oturan A f g a n h l m raağlup ede bir kısmının da hakikat olduğuaz düzeltneye yüz tuttuğu gorul rek onlan Müs'üman eder ve »on nun anlaşılması üzerine tstanbul mektedir. Emniyet Müdürlügü, bundan son ,. , r a buşünkü Aftaniftanla Pakistanla Afganistan arasındaki ! Türkistanı. Hnrjçını e PenLabı raki operasyonlar için yeni bir liyasi münasebahn bozulmasma da içjne alan biiyük h\T dpvlet kui karara varmak üzeredir. rar aaik olan âmiller şunlardır: En nihayet Aksak Timur'un ' Büyük ve polisi saibe altında I Pakıstan.a Afganistan ara | sülâlesinden olan Bsbıir Şah da b l r a k a b i l e c e k olan olaylarda, tahiinda bulunan ve DURAXD hu 1526 da Hindi^fanda Tünt Impara k i k a t l p o I İ S 5 e f I e r i i l e birlikte ken dut hattı diye anılan sınır çizgisi torluğu kurarak AfcanUtının do d i s i n e SÖTCV verilecek olan şube eivarında yaşıyan Pustu dili (Af ğu kı?ımlarmı yani K5bil Ce.'ala" m ü d ü r l e r i v e Emniyet Müdür yaryürüteceklerdir. fianca) konusan ve Patan veyahutl bâd. Gazne ve Kandhan hükroü al' d l m c ı l l l n ' Pahtun denilen Pakistan, halkı tına alır, fakat Af&anistamn batı Yakalanacak kimselerin ifadeleri ürerinde Afganistanın hak iddia kısmını yani Herat, Maymene ve ni, bizzat bu görevli müdürler aetmesi. (Sovyet Ru'ya. bu iddiayı Ferah'ı Iranhlar zaptederler. Bu laenklardır. Bu suretle zaman zaman çıkan Kruçef ve Btılgar.in'in 1955 te ve hal Dehli'deki Türk imparatorlusöylentilerin önü ahnmıs, tahkikaKruçef'in 1960 da Kâbilde yaptığı Junun 1747 de zayıf düjmesine tı yürütenlerin de olaylardaki kaseyahat sırasmda. de.steklemiştir. kadar devam eder ve bu tarihte pasiteleri öğrenilmiş olacaktır. 2 Afganistandan kalkarak ve Afgan serdarlartndan Ahmet Şah deve, koyun ve keçi sürülerl ile Dürrani bugünkü Afgan toprak'.üEvden rıktı, bir daha her kıç Pakistana giren yanm riy'e Pesaver ve Pencabı da fetdönmedi Afgan göçebesinin Pakis hederek müstakil bir Afgan devKartal Çırçır caddesi 35 numa tan ekonotnisi için yarattıfı güç leti kurar. Bugün Afganiılar, 40 rah evde oturmakta olan 34 yaşınlükler yüzünden, Pakistanın yıla kadar devam e'rni? olan b ı , d , ş e v k e t Seyhan adlı bir akıl göçebelere topraklann» girmeleTİ hükümdarhklarını i.tinaden Pe hastası, dün sabah evinden çıkmış ne müstade etmemesi. şaver ve civardaki bölpelerin ken v e bir daha da geri dönmeraiştir. 3 iki memleket arasındaki ba dilerine verilmesini Istemektedir Ihbar üzerine durumdan haberdar ıı tiyasl anlasamamazhklar. ler. edilen polis, dün yaptığı bütün a* Bu gerginliğin nedenlerini birer Eğer yüzlerce yıl Herat ve ha ramalara rağmen, akıl hastosının i z i n i birer inceliyelim: vaüsini idareleri altında bulundur te*pit edememiştir. Akıl hasAfgan hükümeti, Pakistan uy muş olan Iranlılar, butaıun ahalı tasının aranmasına devam edilmek ruklu Patanlar üzerinde su iki »e iinin Farsca konuştuğucu ileri tedir. bepten hak iddia eder: sürerek bu toprakJarı Jsterlerse Bağırsak işçileri kongre (a) Patanlarla Afganlılar aynı A f 8 » n l ı î a r buna ne diyecekler ayaptılar ırktan olup aynı dil konusurlar. Bağırsak İşçileri Sendikasının (b) 17Ş7 de Ahmet Şah Dürrani yılhk kongresi dün, Eminönü ö ğ Lokalinde yapılmıştır. Konlann bugün yaşadıklan Peçaver tutmus olan konuşan tdare Kurulu üyeve bavalisini fathederek burada kanlarımn varisleri sayan Pakistau leri her yıl milyonlarca lira değe40 yıla yakın türen müstakil bir lılar bu yerler üzerinde rinde bağırsağın yurt dışına kaçıAfgan devleti kurmuştu. etmeye kalkarlarsa rıldığını ve bu büyük döviz kaçakBu iddialarda Afganhlann hak hosuna gidecek mi? önlenmesi için, Hüküme( çıhğının lı olup oltnadığım anlamak için Afgani»tanın eski tarihine bir göz Ahmet Şah Dürrani'nin 1793 de tin iesash çareler bulması gerektin ölen oğlu Timur Şah'dan sonra İ ' bildirmişlerdir. atmak gerekmektedir. 1 Her ne kadar Afganistanda çim bu müstakil Afgan devleti evlât d eSakin bir hava içinde cereyan en *>u kongrede ayrıca. Bağırsak diye kadar muntazam bir nüfus sa ları arasındaki rekabet yüzünden parçalanmıs ve ancsk 1880 de E Isçüeri Sendikasının, 32 milletin yımı yapılmamıj ise de bugünkü mir Abdurrahman Han rakiple temsilcisi bulunduğu «Hür Dünya nüfusu 12 milyon olarak tahmin erini yenerek memleketi huzura G l d a îjÇİleri Federasyonuna. kadilmektedir. tslâm Anriklopedisikavuşturmus ise de her nedense t l l m a k « r a r l d a iHifakla alınmıstir. ne göre bu nüfusun •• 53 ü Afgan memleketin dış islerinin idaresini , Y i n e b u a " d a s 6 z a l a n T ü r k i > e »?• / ca konuçur. Ana diıi Farsça olan bu ııralarda Hindi'tanda yerleş1 «' P a r t i s i tstanbul tl Başkanı da, Tacikler ise 'lı 3 J gibi büyük bir miş olan îngilizlere yüz bin sterj sendlkaların kuvvetlenmesının lşçı< kitle tejkil ederler. •• 8 Türkmen, / lere sağhyacağı faydalar konusunözbek ve Kırgızlardır. Geri ka lin kadar bir mebl⪠mukabiünde da kısa bir konuşma yapmıştır. devretmistir. 1893 te Ingiliz Hindislan •'• 5 ise Mogollar (Hazereler) tanı ile Afganistan arasındaki sı24 saatte 21 kumarbaz Araplar ve Hintlilerdir. nınn tesbitine karar verilmis ve i yakalandı , Afgan tarihçileri, Puftu dili koçizilen hudut hattına, Ingiliz heSon 24 saat içinde, Üsküdar, Tak n^şan ve Afganistanla Kuzey Batı yetine baskanhk eden Ingiliz Hint . ^ B^ojTu ve Beyazıt semtlerin' Beyoğlu Bey.«Tsemtlerin Pakistanın sınırı boyjnca ya'sıyan halkı, Beni îsraelin kayıp olmuş Harıeıye Naz.rı Durand'ın ismlne d e 2 1 k u m a r b a z , p o l i s ı e r t a r a f l n . Duran hattı adı konul d f t n S U çüstü yakalanmıştır. Yapı)t) kabfle"ihden birislne veyahut ızafeten Buhtnasar tarafından muştur 1905 te bu hudut hattı. E ı a n baskınlar sonunda, ele geçiri, Kıral Gor'a (bugünkü Afganistanın He mır Abdurrahmanın oğlu ve hale len kumar âlet ve paraları müfi Emir Habibullah Han tarafın sadere edilmiş olup, sanıklan hak zarecat denilen vilâyete) sürülen dan da kabul edilmiştir. kında gerekli tahkikata başianmıs Yahudi kabilesine mensup olduğu Birinci cihan hirbinden sonra tır. nu söylerler. Afganistanda bulunFirarda olan esrarcı duğum sırada buna dair bir çok Osmanlı devletinin parçalanmasıhikâyeler içittimdi. Afganlılar a nı hedef tutan Sevr antlaşması yüyakalandı zünden 1918 denberi galeyanda bu rasında revaçta bulunan ve !»• Esrar satmaktan sanık olarak 2 lâm Ansiklopedisinde de yer alan lunan ve Pencaptaki demiryollan yıl 8 ay hapse mahkum edilmiş bubu rivayetlere göre Beni Israel hü iJe telgraf hatlannı tahrip ederek lunan fakat firarda olduğu için bu hatlarını J kümdarı Saul (Talut) un Efgana tngilizlerin münakale cezası infaz edilemiyen Yılmaz KaJsimli torununun neslinden Kais kesmiş olan Hint Müslümanlariv. batepe adlı sabıkalı, dün polis taadlı bir yabns, Pçygamberimİ7in le onların mümessili Mevlâna ö1 1rafından yakalanmıştır. Nezaret alkomutanlanndan Halid ibn Velid beidullah vasıtasiyle gizli bir an tına alınan sanıkla ilgili tahkikata karşı devam edilmektedir. vasıtasiyle Islâmiyeti kabul edf laşma yaparak Ingilizlere rek Abdürreşid Kais i?mini alnıış harb açan ve Afganistanın îstikli 3 çocuk annesi kadın kayıp muvaffak olan ve bugünkü Afganistanda yerle> lini kazanmağa Şişlide oturmakta olan 28 yaşmmiş imiş ve Afgan'ılarla Patanlar Kıral Amanullah Han da 1919'da 3 çocuk annesi bir kadın kay da ve daha sonra 1921 ve 1952 de Sarbanr. Bitan ve Gügüş adınbolmuştur. Kocası ile yaptığı müdaki 3 oğlunun zürriyetlerinin VJ Ingilizler'.e yapılı antlaşmalar ge nakaşayı müteakıp evini terkeden regince Duran hattını Afganistancude gctirdiği kabilelerden müteHatice Gürsoy adındaki bu kadın, tekkil imiş. Fakat bu kabilelerin la Hindistan arasında batt sınır j'apılan aramalara rağmen buluna şecerelerinde Pakistanm Kuzey Ba çizgisi olarak kabul etmistir. 1930 mamıştır. Asabî bir mizaca sahip tı hududu boyunca ^ aşıyan Afri' d a yerine geçen ve akrabalarmdan olduğu bildirilen Haticenin durula a di, Veziri, Mahsud, Mohmand ve | ° n K ı l Nadir Şah 1930 da ve mundan endişe edilmekte, gerekli Hatak gibi en meşhur Patan ka sonra oğlu ve bugnnkü Afgsn Kı araştırmaya devam edilmektedir. bilelerinin adları mevcut değil rah Zahir Şah da 1935 de bu hatsmır dir. Bunun için bir çok müstesrik tın 2 memleket arasındaki ŞUBAT 19 RAMAZAN 14 ler Patanîan Afganîı'arnan ayıı çizeisi oldugunu tasdik etmiştir. 1893 denberi bütün Afgan hüküm olduklarını kabul cj.erler. Yıınan tarihçisi Herodotus (486426 M.ö.) darlarmın hudut hattı diye tanı•> 1 (0 I £ 3. kitabının 102. sayfasında bugün dıkları Duran hattının ötesindeki Patan kabileleri üzerinde bugün kü Peşaverin kuzeyindeki topraklara Paktuike der e buranın a Afgan hükümetinin hak iddia etV . ] 6.48i 12.28 15.25 17.48 19.19 5.P7 halisinin diğer HıntHlere nazarnn mesi mantıkî ve doğru olmıyacaE . J 1.02; 6.41 9.39• 12.00 1.31111.20 ğını her akhselim sahibi kabul etdaha cesur olduklarmı yazar. Müs Arkası Sa. 5, Sü. 3 te te""ikler meyanında Grierson'un «Cumburiyrt fikir serbestligi J lebileceğinin anlaşılması vakıası çörümünde muhtelif usullerin uytaraftarıdır. Sarnimi v e meş nın «inkılipçı çağımızın en inkılâp gulanmasına cevaz verdiğine fiöre, I rn olmak sartiyle faer fîkrc . çı olayı», olduğu belirtılmiç (1), hürriyet ve sosyal adalet içinde hörmft ederiz. Her kanaat ' esas itibariyle Batı memleketleri hızh kalkınmanın şu veya bu debizce muhtfremdir.» nin teşkil ettiği örneklerin meyda mokratik usulle daha iyi gerçek ATATÜRK na getirdiği bu problemler karsı , leştirileceğini inanmak ve bunu I sında, Isveç iktisatçısı G. Myrdal, \ iddia etmek mümkündür. Anaya Az gelişmiş memleketlerde bü haklı olarak «Batının, az gelişmiş ' sanın bu konuda sevkettiği tek sıyük bir kuvvetle kendini gösteren ülkelere ihtilâller ihraç edip etme nır bu usulün «demokratik» olma kalkırıma ihtiyaç ve talepleri ça£ı diğini» sormuştur. »ından Ibarettir. mızın bir karakteristiğini teçkil Bu itibarla, bugün az gelişmiş Nitekim Anayasanın Kurucu etmektedir. memleketlerde malum ideoloji a Meclisteki müzakeresi esnası^da Sefalet, açhk, hastalık gibi hâüı janlarının mevcudiyet ve faaliyet Komisyon süzcülerinin de isaret seler insanlık kadar eski olmakla leri kabul olunsa bile, refah ve ettiği gibi: Bizim Anayasa «20 nci beraber, bunların birer siyasi hu süratli kalkınma talep ve ihtiyaçnırLn ulastı^ı medeniyet »«viyesi. zursuzluk faktörü olarak ortaya larının esas itibariyle kütlelerden programının çıkmaları keyfiyeti nispeten yeni geldiği, gözle görülür ve elle tutu ne uygun her parti ] tatbik edilmesine imkân veren, dir. lur süratli neticeler elde edileme umnmi karakteri itibariyle ferdiBu anlamda olmak üzere, fakirli diği takdirde müfrit sağcı ve sol yetçi görü^ İle sosyalist görüş ara ğin eski ve fakat bunun idrak edil cularm iküdara gelme şanslarının şında bir kompromi. bir sentezdir.» mesinin ve önlenebileceğinin anla çoğaldığı inkâr olunamaz. Sadce özel teşebbüse dayanan sılmasımn tamamen zamanımıza Nitekim bu anlamda olmak üze i 18 inci yüz yıhn antisosyal kapiait yeni bir gelişme olduğu kabul re bir Amerikalı miiellif, çağımız talist sistemi btıgün hiçbir medenî edilmekte ve siyasi literatürde «bü da az gelişmiş memleketlerde mu memlekefte rirtık uygulanmadıjma .•üyen ihtiyaç ve ümitlerin sebebi şahede olunan ekonomik, susyal vo v yeıini; memleket ihtiyaç veya e .•et verdiği ihtilâ!» den bahsedil siyasi değişmelerın ve değişrne tarealitelerin gcire değişik şekiller mektedir. leplerinin komünizmden tamnmen arreden Karma Sisterclere terketötedenberi geri kalmış diyarlar jyrı ele alınması gerektiğıni »<iyle tiğine göre, memleketimiz bakıda ve ezcümle Doğu memleketle mektedir. (2). nıından münhasıran öze! teşebbüII rınde hüküm süren pısırık, mütes» dayanan sistemle sosyalist sis. vekkil ve kaderci dünya görüşu. Memleketlerin ve memlekîtimi tem arasında bir tercihte bulunsefaletin bertaraf edilebileceğine fin kalkınma ihtiyaç ve arzu.su bir mak mecburiyeti varmış gibi bir ve insana yaraşır bir hayat standaı «bedahat» olarak karşımızda yer tavır takmmak gerçeklere uygun dının elde edilebileceğine dair ça aldığına göre, asıl öoemli raeselp, deîüdir. ğımız ileri memleketlerin muhabe bu kalkınmanın nasıl bir metod Çajımızda lrapitalizmin en büyük re ımkân ve münakale vasıtaları veya metodlarla gerçekleştirilmesı sayesinde köylere kadar ulaşan or gerektiği hususudur. Bu kunu, tenrsilcisi olan Amerika Birleşik neklerinin ışığı altında, yerini ya Pıof. J. K. Galbreith'in deyimi ile, Devletlerind'? bile, bugün, kabul va? yavaş Batının insan haysiyeti ?konominin en önemli tartışma edilmiş buhınan ileri scsyal mevne değer veren ve insana yarasıı noktalarından birini teşkil etmek zuat sayesinde, sosyal athlet sahabir hayat laghyan felsefesine bı tedir (3). sında 10 uncu yüzyılın «fabian sos rakmağa başlamıştır. Bilindiği gibi, Anayasamız, kal yalizmi» çok geride bırrkılmış ve Daha 1338 yılında. Asya memle kınmanın «Demokratik usullerle fakat bütün bu işler, Amerika ketlerindeki sefaietin insan toplu gerçeklestirileceğini tasrih etti£ine Birleşik Devletleri Yüksek Mah ! lukları tarafından idrak edilmesi (m.41,II), Demokratik rejim ise, kemesi üyelerinden ve sosyalizan ! temayülleri ile tanınmış William ve bununla başarı ile mücadele edi sosyal ve ekonomik problemlerin O. Dcuglas'ın dediği gibi: «En büyük devlet tesebbüsü olan Tennessee vadisi idaresine sahip bulunmakla beraber «Main» Sokağındskı teşebbüsler millileştirümeden» basarılmıştır. Kanaatimiz sudur ki. kalkınma arzu ve iradesinde sebatlı olma•raız gerekmekte ve fakat «metod» | konusunda sert ve kesin formüller den kaçınmak lâzım gelmektedir. Maamafih bizim de inancımız $u' dur ki memleketimizde devletçilik le özel tesebbüsün birbirin» karıı olması gibi bir hal mevcut değildir ve olmamahdır. Kalkınmanın her iki sektörün elele çalısması ile müm.kün olabileceği görüsü yanılma payj ve ihtimali en az olan bir görüştür. + Birtakım dilierin ve kalemlerin gizli hedefi var. Binbir gdçlükle kurabildigimiz, milletçe hasreti çekilen hurnro getirmenin ilk sartı, milletçe el ele vermenin sembolü koalisyonu zaafa düsüre düsüre sonunda yere sermek. Koalisyon. dogom afnlarından kat kat beter nluntılarla dünyaya gelen nevzaddan farksızdır. Onu binbir türlü ihtimamla, itina ile besleyip büyütmege, soguktan, sıcaktan, hele cereyanlardan kerums^a mecbnruz. Halbuki manzara hiç de öyle görünmüyor. Koalisyon dedijfimiz nevzad, bizim hoyrat ellerimiz arasında, daha ele gelraeden, henüz emeklemeğe baflanuaken, benüz ilk kelLmelerini hecelerken, zararlı hava cereyanlan «riasıoda hastalanıp ölecek gibi geliyer bana. Onun minimini tabutunu, bütün milletin elleri üstünde, gözyaşları arasında ebediyete teşyi etrnesek bile, kıvmetini bilemediğimiz ba yavrucağı çocuk bırsızlanna kaptırmamız tehlikesi var. Ba ihtimal ne kadar korkulu d s olsa, Slflmden elbette daha hafif. Çünki çünün birinde M U hrrcuUnn elinden yine de kurtarabiliriz, belki. Ama çocuk hırsızlarımn hedefi fidyei necat koparmaktır. Bizim küçüfün fidyei necatı da, ödiyemiyeceğimiz kadar büyük, memleket ölçücüude azametli bir fidyei necat olur. Dikkatli olmalıyız. tstemiyerek kulak misafirl olduğum bir konuşmada, şn lâflar geçiyordu : Şöyle böyle diyanıı ama, düşükler zamanında yapılan kilometrelerce yolu, yükselen fabrikaları, barajları, limanlan, çeşmeleri de anutmıyalım. DüşOndüm. Unutan kim? Binlerea esirin bayatı pahasına. firavunların kendi nefsi nefislerl için mezar olarak yaptırdıklan ehramlar, aradan bu kadar bin yıl geçtiği halde unutulmus mudur? Hamdi VAROĞLU * fmasıt TEŞEKKÜR Anadoluhlsarlı merhura îsmall Hakkı Balaban eşi. eevgill annemiz melek haslet vefatı dolayısiyle ccnare mcraKimine istlrak eden r\'imize kadar gelerek telafUİ imkAnsız büyük acımızı paylaşan, mektup. telgraf gönderrrifk kadir«inaslığında bulunan ve cenazecinln hazırlanmasında büyflk yardımları dokunan muhterem Anadoluhlsariılara. akraba. doıt ve meslektaelanmıza çükranlanmızı bildiririz. Merhumenln Evlatlan. Gcllni Damatlın v« Torunlan Cumhuriyet 22*0 VEFAT Tıbbiye Nazırı Eshakı merhum Operatör Doktor Ahmet Rasim Pasanın haremi, SOheyll Açba, Selman Acba. Mellh Açba'nın Valideleri, Kâmran Açba, lolâl Açba. Yelda A^banın kayınvalideleri, Nâzan Açba. Racim Açba, Nezih Açbanm büvükanneleri if ZEYNEP BALABAN'ın İhtilâli en iyi bilen vefat etmistir. Cenazesi 19.2.1962 pazarte»i frtlnü ögle namazmı mütaakıp Şİ?H Camitnden kaldınlarak Zinclrllkuyu A«rt raczariık, aile makbereslndekj ebedl i^tirahatgâhln» tevdl edüecektir. Cumhuriyet 2258 EMİNE VUSLAT AÇBA Hanınıefendi ÂKİS Bütün fafsilâtı ile açıklıyor IPODPB Sayın Hükümet Baskanının son tstanbul seyahatinde belirttiği gibi. «politika adamiarının ve bir ilâve edelim: ve fikir adamlarının beyanlarının tesiri de mübalâğa edilroemelidir. Her demokraside, her parlâmentoda doğru, yan ı lıs fikirler söylenecektir. Nihayet j mesuliyet sahipleri bu fikirlere ve onlardan doğacak tartısmalara salisa istikametler vereceklerdir.» (1) Harold Butler, Problems of tndustry in the East, Geneva. tnternational Labor Office, 1948, p. 6566. (2) E. Staley, The future of underdeveloped countries, New York 1961, p. 21. (3) John Kenneth Galbraith, Economîcs and the Art of controversy, Ne\v York, 1961. VE F AT B I 1956*da 4 subayın kurduğu Komite if Türkeş Bâıığ'da fc Tiirkeşi kim Ukdim etti? ir Mayıs aymda karantinaya alınan Tiirke? k 24 Mayts ak$amı Harbiyede k Radyodaki tebliğ hikâyesi Türkes A. S. Korur'un A yerine nasıl otnrdu? Türkes parti hazırlıyor Ar TürA keş yayın organlan kurnyor ir Türkes Köksal Türkeş Madanoğln ka\gaları. mm I. KlSMl fffif ^^^^ ^^^ 1 Dul Bayan Neama Romano Bay ve Bayan Leon Kafe ve çocuklan. Bay ve Bayan YakJm Elyaklm ve çocuklan (Tel Aviv) Bay ve Bayan Gabriel Gavriyelojlu ve çocuklan. Bay v« Bayan Leon Romano ve çocukIan, Bay ve Bayan Steven Kunter ve çocukları. eşi, babalan, kayınpederleri, kardeşleri, büyük babalan ve akrabalan CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş ' Türkly» Hari«I Llra Kr. Ura Kr. 7S.00 150.00 40 00 80.00 22.00 44 00 Bacan rc Yayan Cumhuriyet Matbaacıhb ve Cazetecllik Türk Anonim S^ketl Cajaloflu Balkrri Srtnk No. S941 Sahibi Senellk 6 aylık * aylık SALAMON Romano'nun vefat ettiğini ve c«naze mcraBiminin 19 Şubat 1962 tarihlne rasthyan pazartcsi saat 12.30 da Büyük Hendek Neve Şalom Sinagogunda lcra olunacağı teessürle bildlrlrler. Cumhuriyet 2261 NÂZtVIE NADİ Tazı lslerlnl fillen ldare edea Meeul MOdür D OK T O R ^ ATSEL ÖZDİL ile TKVFİK AKINCI Niaanlandılar 18.2.1962 Suadlye Cumhuriyet 2259 Tarık Ziya Kırbakan; Deri, Saç v» ZBhrevl HaıiaUkUr MBtenaMin Istıklâl Cad. Parmakkapı No. «« Tel: 44 10 73 Cumhuriyet Oszetetnlze fonderllen yazılar kontUmn, konulmaııa lade edlimez. tUnlardan mesullyet kabul olunraas. * Abona T * 11in lflarl lcln. aarfın i Oston* cAbone» veya tîl&n ServUU kayduun konması lânmdır. • f BU GAZJETE BASIN AELÂK f YASASrNA UYMAYI TAAHHOT 33M ETMİ5TİR. ŞAHİN PERESE * 1 c 1 1 ^ 11 « 11'• 1 1 s' Is 1 *\ 'i okuyunuz Cumhuriyet 2263 koyn korfuni bir kostfîm, basında da eski zaman işi siyah tüvlü bir şapka. Kathy kadına David Moray'ı tanıttı. Bir iki hoşbecten sonra yanlanna Fotheringay da geldi. David papazı hemen vaızından dolavı tebrik etti. < Harikulâdeydi efendira» diyordn. «Sizi dinlerken, vaktiyle New Tork'ta Saint Thomag kilisesinde tattığım mftnevi zevki duydumj. O büyük şehirdeki bir kilisede vaız veren papaza benzetilmis olmaktan dolayı, Fotheringay'ın yanakları hazdan kızardı. « Bizim bu köy kilisesine gelmekle bizi ihya ettiniz. Biz burada küçük bir cemaatiz. köbne çauımız da uzaklardan kimseyi buraya çekemiyor.» David Moray, kusnr bulur gibi, kaşlarını ynkarı kaldırdı. « Farkındayım. Çanın sesi hiç de berrak değildi.» Papaz, birdenbire kızmış gibi, kilisenin knlesine doğrn baktı: « Sesi de az çıkıyor. Kalaslardan biri çürümüş, geçen yıl çan diiştü, çatladı. Kaynak yap tırmak için aşağı yukan seksen Ura ister. Fakir bir köy kilisesi bu parayı nereden bulacak?» David Moray siyasî davrandı: « Olsun sizin gesiniz yerinde ya. Çok güzel konuşnyorsunuz. Simdi sizi • Bnrada hof> bir tavır takındı. « üçünüzii de, müsaade ederseniz. beraber bir pazar yemeğine davet rdivorum. Otelde yer hazırlattım Gelebilirsiniz samvomm.» Kısa bir sesizlik oldu; şasır mıs gfbiydiler: Bn «ibi davetler oralarda pek âdet değildi. Sonra, birdenbire Fotheringay İcUMHURİYET'in Tefrikası: 51 MACl = ™ = S ^ H 3 z: ~ ~ ^ Z: S E Z Yalni7, nc de olsa hoş bir vakit geçiriyor, golf oynuyordu. Golfu da iyi oynardı. Pazar günü bava golf oynan mıyacak kadar yaŞıslı olursa, voÇu vakit, fabrikanın laboratu varma çid'rdi. Yağmnrlu. ufeuılıı bir pazar ?ünü bir formiil huimustu. Ne formülü, bi liyor musunuz? Kadınların sürimd'ikleri cinsteıı yeııi bir ko ku tormülü! Bert de, bir m3İı »attıracak ad bulmakta pek us ta.vdı, hu kokuya hemen «Kili se Katilesi» adını takıvermişti. tlicların vanı sıra piyasaya sürdükleri bu koku fabrikaya küçük bir servet kazandırmışt( in yüzü güldü. « Eksik olraayın, efendim. Ne yalan söyliyeyim, kürsüden inerken hep karnım zil ( a . lar.» Biraz alayh alaylı gülümdyerek kansına baktı: <Ne dersin, hanım? Bizim • birazeık rostoyn yann yerlı, bnlaşık yıkamaktan da knrtulnrsnn.» E = E Ş E E E Ş = E E ~ 5 5 E E ~ = n E 3 Ş Ş S E S S = On beş yıl oldu sanıyordu. kiliseye gitmiyeli. En son bir euma günü gitmişti. Doris'in hastalıgının en sonunda adı konmuş, onu alıp Elma çiftli. ğine, \Vilenski'nin akıl hastahanesine çötürmüslerdi. Işte Dovit o eün Beşinci caddedeki Saint Thomas Kilisesine girip en arkalardaki bir sıraya sokulmııştu. Kiliseyle hemen h e . men kapı komsu olan t'niver. lite Kulübüne giderkfn. gozül e bir levha ili.şmişti: «Dua ve düşiinme için bütün gün açıktır» yazıvordu, Davit öyle perişanbir haldeydi ki neredeyse kendi de deli sUeaktı; onnn için, belki faydası dokunnr diye düşfinmüş, kiliseye girmişti. Ama, hiç bir faydası dokunmamıştı. Arkada bir sırada oturmuş, mihrabın loslngnna doğru iirkek ürkek bakarak bir kaç damla göz yaşı bile dök müştü yerindc ağlıyabilirdi çüııuii. evet, giiz yaşı bile dökmüştü ama, yine de kiliseden çıkarken ne en ufak bir fayda elde ctmiş bulunuyordu, ne de kendUinde bir defişiklik olmustu. Bunnn üzerine, yine ilk kararına dönmüstü: Gidlp Kulüpte Türk hamamına gire. cekti. Yalnız, şimdi daha nygnn bir ruh hâli içinde bnlunnyordu. Küçük köy kilisesine yaklaştı. Çatlak bir çan. akgak çınlama. larla, küynn nfak cemaatini ki liseye çajırıvordu. David'in içinde keskin bir bekleyiş dnygusu vardı. Içeri girer girmez de, bekle. diği seyle: Kathy'nin bakışıyla karsılaştı. Kız, onu tanıdığinı belli ederek, hemen başırıı önüne eğdi. Belli belirsiz bir sekilde okunan ilâbi; başlayıııca da, daha sonra, papaz o u . zun, sıkıcı, zoraki vaızını v e . rirken de; David kuı bol bol se.yretmek fırsafını buldu. Talnı», belli etraemeye çahşarak bmkıyordn. Ksthy köyün çocuklariyle beraber otnruyordu. Terinde duramıyan bu çocnkları idare edişine, dimdik oturmuş, o can can sıkıcı vaızı sabırla dinleyişine David hayran kalmıştı. Kızın yüzünün yandan görünüsünde öyle bir çizgi güzelliği vardı ki ilk Italyan ressamlarının tablolannı hatırlatıyordu.. Lccelloyu, me&elâ. Hayır, hayır.. Kathy'nin yüzündeki tathlık daha yeni ressamların eserlerini andınyordo... Dsvid, Chardin'in «Genç öğretmen» inde karar kıldı. Tam yerinde bir benzetiş yaptığı için sevinmiştl ama, hep bir ağızdan ilâhi söyliyenlerin çıkardıkları boznk sesler daha da yükselince, kaşlarını çatmaya başla. mıştı. Mükâfatını sonradan, kilisenin önünde Kathy'yi beklerken gördü. Kız, Bn. Fotheringay'la beraber çıktı. Papazın karısı kısa boylu, tıknaz bir kadındı; teklifgiz bir bali vardı: güzelliktrn uzak, ablak yüzünden dürüst bir insan olduğn o k u . nuyordu. Al al yanakları var. dı, çevregi kırışık keskin bakış!« mavi çözieri, çıkık elma. cık kemiklerinin arasına g ö . mülmüşlü. «l'abanlık elbisesi» ni giymisti: Epey fs görmiiş, fimdi vüeoduna pek dar gelen Bn. Fatheringay bir şeye k o . E Iay kolay kanıp kapılmıyacak E aear bir kadına benziyordu. = Onun İçin, daha başlangıçtan E bu yabancıya, nereden çıka gel difi bilinmiyen bn ne IdügüE belirsize karşı açıkça eephe alE mıştı araa. bunda pek aksilik E etmedi. Kocasımn kazancınm = azlıfından dolayı üzerine yığıl= mış hizmetçilik Işlerinden bir gün olsun kurtulabileceği dü E şüncesi onu yumusatnuştı. Da E vid'e bakarak soğuk soğuk gü = lümsedi. E « Benim için bulnnmaz bir E şey olnr. Matthew künıflde aE cıkıyorsa benim de nmtfaktaki ? maltızın başmda Iştahım kaçı3 y»r.» Kathy pek sevinmişe benziyordu. Talnız, kendlsinin D e niz ötelinde yemek yiyecejinden çok, eski ahbaplannın izaz ikram edilmesinden dolayı seviniyordu belki. David Moray onları arabaya yerleştirdi: Matthevr Fotherinçay'la Kathy'yi arkaya, Bn. Fotheringay'ı da öne, yanına oturttu. Yola koyuldular. Daha ba.şlangıçta anlamı.ştı ki, papaz la karısmı kendinden yana kazanmalı, gerekirse ne yapıp ya pıp gönüllerini almalıydı. Şimdiki halde işler yolnnda gidiyordu. (Arkası var) ZiR A AT BANKASI (Batun 1865/2251)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle