Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IKİ CUMHURÎYET 18 Temmuı 195S AhdenİTİn Kibrts Mektublan: 2 f fettan ktzt YAZAN: HASANÂÜ YÜCEL Kıbrıs, Akdeniz n medenî çevre J yeti, yavaş, fakat oerinden bozs i n d e her zaman s e v ü m i ş , fakat hiç m a ğ a başladı. Z e n g i n Y a h u d i Jozef, d f s e v m s m i ş . fettan bir «deniz kızı» havarılerüı Isa din; h a k k ı n o a k i söz dır. Hangi âşıkı k u v v e t l i , cerbezeli, lerini dinlediği z a m a n eskı dinini b e c e r i k l i ise o n a t e s l i m o l m u ş t u r bırakmış, Allahın o ğ l u n a inoumıg, B e i â l ı s ı çok, s e v d a k s ı y o k bir y o s malını, m ü l k ü n ü satıp e l d s ettiği ma! .. K o l l a n n m arasına alan âs,ık para ile y e n i dinini, n ı r u liyanlığı ları, sadist bir ruhla o n u n her y e fettan d e n i z k m n a hiç bı; c a z i b e rini ısırmış, kanını içmiştir. Adalar j v e iştiha d u y m a d a n sırf T a n n n ı n d e n i z i n e s e r p i l m i ş deniz k ı z l a r m ı n ; o ğ l u adına kurtarmağa t e ş c b b ü s e t hepsinc'en d a h s etine dolgun, d a h a mişti. Adadaki Romalı val'y: bile canlı, daha verimlidir. ihtida ettirmşti. Havaruer e*kı Ya =haberleri Nadenî Eşya Işçileri Kongresi Dünkü toprantıda delegeler tşçl Sigortaran hastanelerinden şikâyet ettiler PAZARTESİ KONU$MALARI f Dörl plâklı opartör ÂBAMTAfJ ABAHA...J 4 tr* » . "" r » . „ ? » fstanbul madenî eşya işçileri sen dikssının genel kongresi dün sabah Eminönü öğrend lokalinde toplanmıştir. Kongre başkanhğına Tekstil örme sanayii sendikası reisi Bahir Ersoy seçildikten sonra yıllık faaliyet raporu okuıunuj ve ittifakla kabul edilmiştir. Bilâhsr» dilekler n u d i l dece zalim ve kıskanç bir noca o« . * y ı felâkete onun yama faslma geçllmiş, söz alan bir delec m d a d a larak bu nazlı sevgiliyi kendine has «Sramaktan kendilerini ge, işçi sigortalan hastanelerinin çalışmalannı acı acı tenkid etmif kurtaramadılar. Yaptıkları kanlı isretmeğe, kendi elinr'e rutrn»§a ) * \ ve demiştir ki: yanlar, adadan tamam le kovulmamıştır. Beş asra yakın Kıbrıa, Mı «Bir gün Eyâb fabrikasında sırlının tam «kapatması» oLmOjtur larına sebeb oldu. Asırlarca bir tek Arada bir Etilerle arasında aşna Yahudi buraya giremedi. Giren o çalısan bir arkadaşımız hastalandı. fişnalık olmuşsa da uzun sürn.e lursa öldürüldü. Deniz kızı, tam Hastaneye telefon ettik. Araba yok miş: kazak Mısırlı âşık, her ;ki ta bir zenginlik içinde bütün vurgun dcdiler. Hastavı bir tiksive koyarak rafa bu tecavüzün ve ihanetin ee lannı sefahetle, şehvetle uyuştuvu hastaneye götürdük Bu defa da yordu Fakat Gökler bu hale ka hastanede nöbetçi doktoru bulazasını vermekte bir an tereddüde yıdsız kalmadı, onun üstüne nice madık. Sorduk soruşturduk. Nöbetdüşmemiştir. âfetler, felâketler yağdırdı. Yerler. çi doktorunun sshM imdad otomoKıbrısa en yakm sahillerden bu k rkunç hali ihtrasla gözleyen tüccar ruhlu | 5 ° « « » t ı l a r U deprendı. Te bili ile evine yemeğe gittiğini 6ğ...,,., , , . , . ! dıb ıcm mııteassıb bir dındann e rendik.» Fınıkelı, deniz kızının gerdanındakı Ine düşmek üzere idi Roma İmBaşka bir de'ege de. ücretli hafta kıymetli madenlerden z;ynetlere, paratorluğunun Batı, Doğu Hiye vücuJünün her yerindeki çekici ve ikiye ayrılışında (395) Akdeniz jil tatilinin hâlâ £?bul edilmediğini para eder güzelliklere dayanama beri, Bizansm hissesine düştü He söyliyerek sendikanın iyi çalışmamış; canını dişine takıp hoyrat ve men Ortodoks kilisesi kuruldu ve dığını Ueri sürmüş, asgari ücret hâkim Mısırhnın üstüne atılmış: dilber, vaftiz edildi. Adadaki hıris kanununun da biran evvel çıkanlniha>et onu kendi kolları arasına t yanlann başına geçen başpiskopos, masını istemiştir. Dileklere sendika başkanı Kemal çekip almıştır. Finikeü, bu deniz kı hem din, hem siyaset adamı alaıak, zını ne sevmiş, ne kıskanmıştır. Di asırlar boyunca türlü dinlere 3inp Türker birer birer cevab vererek yeb liriz ki, sadece kullanmıştır. çıkmı? bu dübere hüküro sürmege de'effrlerin hepsine teşekkür etmiştir. Kongre, yeni idsre heyeti seçiTıpkı elindeki kadını menfaatimn basladı. mini müteakıb sona ermiştlr. hesabma sömüren sadakatsiz bir Başpiskopos etrafında toplanan ve hova'.da gibi .. Bu böyle olmakla beraber ona aş.kı ve ilkbahar tan bueün Rum diye anılan bu «imeriçesi Afrodileye tapmayı gene o lerin hepsi Grek asbndan değıiteröğretmiştir. Bu devirde deniz kızı di. Fakat VI asırda rumcayı Roma ahlâkından ve iffetinden çok şey Şark imparatorluğu içinde resml dll Devlet baba, büyük kalabalıklakavbetm ştir ama yaşama ve me yapma hareketi onlan bu d.ti öt Şabai isminde Konyalı bir genc dün deniyet bakımjndan yeni ve pek renmeğe meobur ettiği için dinoe sabah Fatih parkında otururken genç nn üstünden elinı ayağını çekti mi çok rtiyadlar kazanmıştlr. Tecrü Ortodoksluğa giren halk, zorla o§ ve güzel bir kadın dlkkstlnl çekmU. ne biçim bir curcuna başlıyor gibeli. rraharetli bir genc kadın ol rendikleri bu dille Rum olduiar. kadının yanında bir erkek buhındu din görün. Çok gördüm ama geçen Bugün adada kilisede mkâhları kı ğundan yanajamamıştır. Şaban bir hafta Trsb"indan gelen «sürat oosmuştur. yıldığmı iddia eden ve fRumuz» müddet parkta oturduktan sonra Un tası!...» gibL<!İni görmedim. IsterseKıbrıs, bundan sonra evriz, *~>"k diye bağıranların çoğu, Yunan as kr.panına gitmis. Atatürk bulvarına na baba günü deyin buna, i=ter, kıçıktı4ı zamna aynı kadın ve erkckle «z, fakat zevk düşkünü bir zen lından ge!memi$ kimselerdr. Artık karşılasmış'ir. Erkek Şabanın yamna yamet ister mahşer! .. Sağduyu, adostun tecavüzüne uğradı. Oıiuiı kıv çuh, fettan deniz kızı, eski çapkın solnjl»rak, kartını beienlp beitenme kıl, fikir, bu boşalma karşısında ifrak bedeninin girintili. çıkınîııı ye r sefahet alısjkanhklarmı ancak din dlğlnl «orunca genc »asırmif. sonrn !âs eder. lerinde hem hovarda mizacının is dar ve afif görönüşönün arkasında ıTabC beğendım. Cok güzel» demiîilrAnadolunun tstanbula ulaşnıak Bunu" Ozerine adam Sübandan 10 Mra teklerni yerine getiren, hem gez devam ettirivordu. Huylu huyun alarak kadını kendisine teslim etml». için nelere katlandığmı görmeden ginci ve ahşverişe düşkün tab'.a dan geçer mi? Asırlarca gizli din Genç kadın birllkte bir »lnemaya Fstanbul hakkında doğru dürdst br tinin kazanc ihtiyaclannı lovuran kuüanmıştl. İciyor, pç'eniyor. ba? glderek bir locaya çıkmıslar, fllm bttto fikir edinemezsiniz. Hey Allahun! ayrılacakları sırada Saban cebtndeki Şu Istanbulun da aîmı arzu, aynı Yunanlı âşık. deniz kjzıman pek papazın uzun sakalmı nkşiyarak sihazzetti onunla pek bağdaştı H£ yah cübbesinin altında yapmadığını cüzdamn çalırdığmı görmüs ve kadı istahla Anadoluya saldıracağ: giinnı hırakmamıstır. neberuuş, serseri Yunanlı. burada bırakmıvordu. HAtflse büyümüs ve p°«»e Intlk»! et leri görmek bizlere nasib olmıyazevkine uygun tapınaklar k ndu Onun maceraları bunlarla bitmez. mlstlr Yapılan tahkikata, kadını ko cak mı? Homeros'un dilinde Kıbrıs, ^f.'O"".casının satıgı anlasılmıs. Adliveye Gemiler, trenler dolusu, otobüsBaşından daha epey jeyler geçecek verllen (S ) Ismlndekl koc« »rgusunu te'nin do*um veri. aynı zamandi bu ler, taksiler. uçaklar dolusu b.r get'r Bakalım nasıl? üteaVıb tevklf edllınlstlr. zevk düşkünü tanriçen n kendi ;;ib' lis bu. Bu ırelis, bu akıs insan=ı h*~ güzel adıdır. Dünkii hava durumu Adllyede yaz tatili lıklan hntırlahyor Hani bılvü'ç deAfrikanın Mısırlı kabaJayU), AfcP0n şehrlmzde hava olthıkça <ıcak nizlerde sürü ile 'olaşan bnhklar 9 Ad11yenırr"*yaî tatılı 20 temmuz çaıgflnu baslıyncak ve 5 eylül pa ve rÖ*Bârlı geçmlstlr. RU?gftrlar ku vumurtalarmı sak n koylara ködenizin Finike ve Yunan çapkıııı Üe 1 5 . 0 0 0 ÜRAUK HUSUSİ KEŞİOESİMF devam edecektlr. zey dogu vönlerden ı^atte 55 kllomet şe'ere emanet ederler. Anıdc.lu da asırlarca arkad?s!ık ettikten soı rn | YAUIİZ SU ŞU8F0E yarın blldirile re süratle e?miştir Hsraret derecesi burma burma sakallı, süshi Uf> İstsnbul sulannda böyle?ı bi' köşe: 2« derereye kadar yukselmlştir. elbieli ve ku'Ahh Asurlar e .'erı ' g r Yurdda stihunet, Karadenl? sahülerl bucak buluvor. 2 5 T' M Z tM U A intihara teşebbüs etti lerin kııcnöına r'iK'Tİ rH oü^s^'i. a • diSer bölgelerlnde Anadolunun en rengini de lstanKaragumrukte Sa!mtomruk cadde h^ric. Anadolumın ara^ında deglşmlş30 ile 40 çantlgrad HESAP AÇTIDANLAI? İŞTİRâl^ labildiğine hırslı bu âşıkların arka , o'.uran 53 vsşmda İsmet ısmindc t!r. En rtüştlk sıcaklık Zomrııldnkta bula koşuyor, en fakiri de. Birı harHEP 150 IİAAVA BİR IST|(9AK HAKKI arkaya güzel vücudünü ezen Las | bif kidın. geçirt'iği bir sinir buhranı 22, en vük<ek hararet de ürfada «0 camağa geüyor, öteki ka^anrpsğa. kılanndan kurtulmak ioin ;>K ça s'rasında ılletle bileklerınl kfsmek «antıgrad olarak kaydedllmlstlr. Kimi gecekondularda yumurtiuyoı Iuretile t baladı Unlara kfa tuttu. Bazsr , ^ ^ ^ i n^i h a r a, fca'kışraıssa ^ Hasekl Bazı vilâyetlerde hararet d*recelerl kimi palaslarda. oalaaı. Onlara k»ta tuttu Bşzsr • ^ da , l t ı n a ya lrllarak ^ımîardır: hırçın ı?ırmal?rla, nefret fadesı o • , ınmısiır. Bir rieğil hsllerin be^ değfl Ank>ra 33 Afyon 32. Enklsehlr Sl. lan çimdiklemelerle bu hoyrat â j Amerikan din adamlanndan 30 Kav*»ri 3!. Konyn 32. Adana 32, EdlrNasıl nnlatsam hepsini bir bir şıklar, üstüMen atrrsa ^.sti O! j ^fo ,dj h h kafj,e ne 30. Malatva 34 DlvRrbükır S9. V'fi Nasıl bağlansam sana nasJ büyük madı olmadı. Afrodite, onu kurta| Muhtelif dinler üzeruıde tetkikler )0. Er7urum 28 Muğla 31, Sanuun 25, şehir? ramadı. Ancak Makedonya ülkesi yapmakta 1olan 30 kıslllk bir Am:riican tnebolu 24. Zoneuldak 22. din d Bin tane kolum oLsa kncakl.imagu nin sert ve sağlam iklininde yetış ,y a n a c f• n "» »" kafilesi dün uçakia Via Çatıdan düşerpk varalanan jetuıez mi5, levend, yakışıklı bir delikanU ! S*hriml« geteiştlr. Kafile ı Tepeden tımağa dndak kesil^em isçi öWü T, , . . , ,, , .. mensublamdan 20 kişi rahıb kıyafetile seyahat etmektedlr. Misaflrler dün Bundan 14 gfln cvvel Bebekte tnşirah ! bitîp tükenmezsin Pers sergeHesınin kol!?rında jir İstanbuldakl klllse ve camllrrl gez ] midsiz kıvranan deniz kızını sokaSındı Bebek Demokral Parti ve; Baştanhaşa anten kesilse i Ortaköy Memurlar Koopenıtif' başkanı hamlede çek p alılı ve hürrıyetır.e mişîer. Pairıklerle görüşnıüşlerdir. Jamarlıirım jiiHiiHiıııuiiiiıııııııımııııuııııııiiiiHiınnıııiHiinıımuıııuıııııııııııııııınııiı ııııtuıuıııııuııutıuııuııtıtınuııtıtıut Sivsna ald Inîaatır en üıt katında kavuşturdu. Büyük İskender, >roNasıl duyanm semt »emt. mıra ı«ke!eslî ve merdivensU olarak çatıya j ründe oldu?u gibi zevklerinde ae bucak seni tahta cakarken muva'eneslnt kaybedin aceleci idi. Vuslat. uzun siirmedi Kazadan korkmayın! Nasıl sararım? •lü^n işrllprden Hssan Tfm. kaldırtlKısa, fakat siddetli bir aşk!... 1 ?ı tll:v=rdım hastanesmde dtln «1Anadohıdan İstanbula göç edenmöstür KaMzedenin eesedl Morga ler hep bizim gibi bu Ümand i c'emir İsanın doğumuna yaklaştıffim? kaldırılmıs. hâdlse etrafında tahklka.a bu devrede Kıbrıs, uzaktan göz amı atarlar? Bir daha memlekete lacak kadar serpilmiş, güzel giyimdönmezler mi? Ne kadarı verıejir Irakın Tahran Bflyiik Glçtsl li, alımiı, görgüsü artmış bir dilne kadarı tekrar döner? Bu koşehrimizp geldi berdir. Zevk. sefahet ve şehvet, danuda sahic rakamları nereden öğmarlarmdak kana karar işlemişti. Irakın Tahran Büyük Efelsi Baha renebiliriz?. . Bana öyle eeliyor ki eddln Nuıi. halen sehriml?de bulunan önümüzdeki sayımda İstanbul, olGünleri boyle rahat, mest ve uyu ! Irak Kralına mülâkl olmak üzere «tn , dukça şaşırtıcı bir rakam çıkaracak. suk geçmekte iken hiç eskilerine acakla Tahrandan tehrlmlze gelınistlr. benzemiyen yeni bir belâlı ortays [ * * * Sizi çıktı. Zi'hlar giyinmiş, silâhlı. puTEMMUZ 18 ZİLKADE 28 tki üç gün önce Kadıköy vapursatlı bu ciddî, fskat zevk düşkünü larından birinde Anadoludan yeni âşık, Rorr.alıdır. İlk yıllarda îunısli geldikleri hallerinden belli olan burada emniyet içindedir. Fakat bliki çocuk gördüm. On bir, on iki Bütün kazalara karşı beraz sonra saliklerı, yerinntıı, yuı yaşlarında vardılar. Ikinci rnevkide dava sigorta edlyor dundan edılmiş başka bir lınin üstü tam karşımda oturuyorlardı. DıriV. ] 4*3 12.20 16.18 19 3« 21 34' 232 başı periçan. «soı «akalına karışm;ş sinin kulaklanna kadar geçmi^ ou E. | 9.05 4.42ı 8.40^2 00: 1.56; tM kasketi vardı Daha sıhhatli, djhs bir mümessili bu rahatı ve emniB u fettan k a h p e n i n yaşını h e s a b l a hudi Jozefe Bamabas adını verdim a k güç. Bilebildiğimiz zaınar.iarı, ler Sabık dindaşları da oau dünş ö y l e b ö y l e 3.500 s e n e ö n c e ı e r e g i yaya Yahudi olarak geidigi Salader. Tarih n filminde o n u ilk defa mıs'ta bir nefeste öldürüp cezalaaMısırlılarin k u c a g ı n d a g ö r ü y o r u z dırdılar. Titüs tarafmdan 67 yılında zaptedi O n u n yumuşak, beyaz v ü c u d ü ü e sı len Kudüste Romalınm baskısından rırn gibi kuru. e s m e r b e d e n ı tam , t e z a d teşkil e d e n M ı s ı r h âşık, s a \ k a S ' P b u A k d e n i z kızına s ı ğ ı n a n Ya Bir adam, karısmı 10 liraya samlış! tstanbul, koiay kolay Anadoluya YAZAN: uzananuyor ama Anadolu habire lstanbula boşamyor. Birinin. sessiz sadasız, isteksiz, hal siz gidişi yanında ötekinjn öyle arzulu, öyle canlı kanlı, öyıe paldır küldür bir gelişi var ki! .. uyanık görünüyordu. Ötekinta sıfr lar. Bizde yalan yok. Ben şu taHopadan başlayıp, Karadeniz kl numara ile yontulmus, jzunca bir rihte Edirnede falanca başpehlıvanı yılannl tarıyarak dönen geınilerden i kafası, ikide bir hafifçe şaşila^an yenmeden önce bu duayı okumus.birisini karşılamağa gidin. Ama rast gözleri vardı. Öğle guneşi a.abildl tum. Onu nasıl mı yendim? Bilek gele hir gün seçmeyin. Rıhtıma git | ğine ikisini de kavurduğu halde hiç kuvveti Ue değil. kafa, akıl, zekâ meden önce kendinizi güzeice yok oralı gözükmüyorlardl. kuvveti ile. Bakın nasıl oldu. Tut iayın. GücUnüz kuvvetiniz tam naaDerken kasketli g«euk yanında şu heyoeyi aslanım dedi. ihtiyar. nasile yerli yerinde ise, sinırhriniz kini dürttü: Heybeyi yanıbaşındakine, temiz pâk güzeice iüğümlenmış, cıvatalarınız giyinmış bir delikanlıya yükledı. Dınle bak, ne diyor, dedi. eüzelce sıkıştınlmışsa, jaiatadan B.r parça sonra yetmiş bt5 ya Kaşla göz arasında, kend. eli ile Tophaneye doğru uzanın. Trabzon dan gelecek vapur bir saat sonra bu şlnda olduğunu, kendi ağzından kurduğu bahneye, kendi kendine rada dedikleri halde 11 saat sonra duyduğumuz bir ihtiyaı, en aşağı yerleşti. Bütün ikinci mevki yolgelirse kızmaca yok. Insan hali de beş, on senede edinilecek kadar bü cularını kendine bağladl Hele karnemez ki deniz hali!... Neylesin kap yük bir rahatlıkla küçüi dua ki şımdaki Karadenizli olduğunu santablan satıyordu. Yirmi ^eî kurus* dığım iki çocuk yok mu, tepeden tan, neylesin vali? Anadolu, İstanbula ne biçim ge sattığı kitablann içinde bütün dtıa tırnağa dikkat kesilmişler. ihtiyan Uyor, gidin görun. Görülmeğe de lar varmış. Kabir dua«ı karınca d nliyorlardı. Meğer ihtiyar Klrkpınar güreşğer. Böylesini hiç bir sınemada, hiç duası, hatim duası. yatarken okrubir tiyatroda, hiç bir romanda bu nan dualar, kaza belftyı önliyen lerinde bilmem hangi pehlivanı yen lamazsınız. Ben, bu gelLşi vırrni be^ ' dualar hepsi hepsi bu küçük ınu miş. Pehlivan onun göğsüne bir senedir oldukça yakından bilırim şamba kapll kitabda yazlh ınıiş yumruk atmıs, o da bir punduna Her sene hiç olmazsa ik.. üç defa ; Hem eski harflerle. hem yeni Ivarf getirmiş, yumruk öyle atılmaz, güKaradenizden gelen gemıler bi | lerle Hangisüıi tstersenız hedlyesi reş böyle yapıbr demiş., alrruş pehzimküerden birini getirir, birini gö ' yirmi be? kuruşa Bu duaU.ria.ı bir livanı aşağıya. Yalan değil, gerçektürür. lstanbula gelişin, hele Uk ]tanesi 78 inci sahifedeki dua, gü miş, işte fotografları. defa ayak basışm ne demek oldureşçilerm duası imis.. Güreşe çıkHem bir kaç güne kadar da Penğunu. bütün telâşı, bütün sevinc , madan önce bu duayı okııdunuz dik civarında güreşler varmış. Obütün ^amatası ile görmek, bir kaç kitab okumaktan çok daha faydab mu karşınızdakine duman attırmak rada da gözükecekmiş. Merak edenler gidip onun bir peşrev lerini dır İnanmazsanız tecrübesi bedava işten bile degilmis.: olsun görsünlermis., eşi yokmuş Bu sözlerim size belki tuhaf Hey Allahım, ne başıboş, ne çılGOrea gösterisinin arkasından gelecck. İçinizden bazılan «ihtiyar gınca bir geliştir bu!... Hani şu vadua kitabları satışı bir kaç misli rını yoğunu bir vuruşta bosaltan meydanı boş buldu. Atıp dunıyor!' kocaman kamyonlar vardır. Bizim dlyecek. Hayır «ayın bayanlar bay atejlendi. Hiç mübalâğasız yirm gemiler de rıhtıma öyle boşalır. Daha doğrusu öyle boşanmak ister ama yolcularını karşılamağa gelenler de aynı hızla gemiye saldırmca altta kalana Allah uzun ömürler ihsan eyliye. ELİF LA Bedrt Rahmi Eyüboğiu KONYA AKBANH Gelecek keşidemiz İ GARANTİ | 15.000 Bir kişiye BANKASI 1 10.000 | La I i r | ocuklutundanberi batl müıiği ile terbiye edllmiş, iyi piyano çalan bir akpabun var. Alatorkânın da klâsiklerini, memleket havalannm da kıymetlilerinl beğeniyor. Fakat terbiye görroemlş çatdakika içinde elliye yakın kitab sat lak hançereden oparlörlerle gelisj» tı ihtiyar. Alıcı gözü ile satı$ı in güzel fışkırtılmasına cevaa vericeledim. Satılan kitabların üçte len yave şarkılardan nefret ediyor. Kapı gıcırtısı, bostaa dolabı ikisi eski harflerle basılmış olanlaîkedi kavgası, garajda tamirat, tram dı. Alanların yansmdan çoğu da Anadoludan yeni gelmiş kımseler vayın ayarsız raylarda nngırdayıdi. Anadoluda kurulan pazar yer şı, bozak kamyonun yokus yukan lerinde bu kitabların çok daha pa çıkışı, delişmen delikanlının motohalıya satıldığını gördüğüm için pek sikleti düz yolda sürüşü, odun deşaşırmadım. Ama beni asıl şaşuton posunda motörlü testere, komşakarşımda, çocuklar oldu. Kasketli daki kaz sürüsü... Bütün bu sinir daha uyanık görünen çocuk, esk. bozııcn sesler, bizim Şemsipaşadaki harflerle yazılmış bir dua kitabı eğlence yerinden akseden müziğe aldı. Kitabın rastgele bir tarafm. tercih edilir. açtı. Ve etraftakilerin duymasını ar Böyle diyor, ve ilâve ediyon zu ettiği bir sesle ve makamıa o Koskoca iskân bolgesini nasıl kumağa başladı: bir azaba sokmaktu ki bu, evvelâ, • Elit lâm m:m Zalike... evlerimizin normal yolu kapatılArkadaşı yeni harflerle yatıhnı? mışür. Sahili eğlence yeridir diy» bir kitab almıştı. Fakat ancak aart duhuliyeli yapmışiar; işimizden eleri seçebiliyor. Dudaklarını iri vimize müruriye vererek dönüyoiri oynatarak bir sürü harf kexelı ruz. Ikincisi: Türlü gürültülü barakalann Gülhane parkında açılyordu. ması makul olabilir. Zira o parkta Kasketli çocuk, arkadaşına: Çok iyi ettin aldığına, dedi. ve civarında ikametgâh ve iş yerl yoktur. Bizimse evlerimiz burada. Çok büyük sevaba girdin. Dersimizi, yahud işimizi hazırhyo Ama okuyamıyorum kl. Zaran yok. Okumasan da se ruz. Uyu>acağız, dinleneceğb. Sinir mütehassısı olan Vali, kesif yavaba girdin. Sahi mi? Sevaba girdim mi? şanan bir muhitte bu gürültüye naNe iyi be Yirmi kuruşa. Ne ucuz. sıl cevaz verir? Evet Şemsipaşa, İhtiyar, gayet memnun. Kendin ahalinin istlrshat, hattâ eğlence yeden gayet em:n adlmlarla habire ri olmalıdır. Fakat nezih ve gürültüsüz tipte. Halbuki burası deccaldolaşıyor: Allah Halil îbrahim berekâtı ler kongresinden beter bir hale sokulmuşrur. Çoğu barakadan bir versin. Diyordu. Her kitab satışmın ar gramofon, bir radyo. bir çan, çın kasına bir yağlı güreş lâfı sıkıştm gırak, bir nâra duyuluyor. Kilomet relerce öteye aksediyor. Bizim evle yor: 78 ind sahifedeki duayı benim rimizse buradadır. Halimizi düşii hatınm için bir defa okuyun, di nün... Ağlamakiı oluyon yordu. Bühassa benim haliml... ÇfinBir aralık, arka sıralardan bir delikanlı, ihtiyan açıkça maytaba kü musikiye karşi hassasım. Baraalmak istedi. İhtiyar hiç btıfınj boz kalann birinde galiba yalnız dört plâk var: Avarenin, Âşık Veyselin, madı: Erkek isen orUya çık Sana Münir Nureddinin, bir de (XXX) in iyi bir pehüvanm yetmis. bef va plâklan. Günde on kere avare din5inda da nelere kadir oldağunu ROS liyoruz. Divane olacağız. Oparlörün tereyim. Tut evlâdım bir sanye şu avarsızhğı, ve öbür scslcrin kanşheybeyi, dedi. Bu sefer heybevi hiç ması ayn faciadır. Haydi diyplim de tutmağa hevesli görünmiien bi ki, isimlerini bildirdiğün tnuski rine yüklemeğe kalktı. Fakat bü esrrleri muayyen bir kıytnel taşıtün yolcuların ihtiyar tarafıtıi •'et vor. Fakat (XXX) neyliyelim?... tuğunu sezen delikanlı oıduğu ycı Berbad mı berbad!... Tüylerün her seferinde diken diken oluyor... Bade büzüldü, ortaya çıkmadı yılma raddelerine geliyorum... InKasketli çocuk, etrafındaki'erin tihar edebUirim... Siz bir yazınızkendisin; dinlediklerini anhıyınca da pasif ve aktif hürriyetlerden sesini bir parça daha yükseUtı BB bahsetmiştiniz. Baraka açıp ticaret yağı yaşlı ba;lı bir tıafız efjndı gi etmek istiyen dört plâk sahibi bir bi okuyordu. Yeni vazılan «ö'vtüre esnaf. aktif hürriyetini bu derece miyen arkadaşı büyük bir havrar hududsuz kullanıp yedi mahallelıkla ara sıra ona bakakv v c ı ı nin huzur ve sükunile nasıl bu deVapur vanasırken kasketli ç,r»cuğa rece oynayabilir? Biim dinleıııe Sen yeni yazılan la okuva mek hakkımız. yani pasif hürriyebiliyor musun? timiz re oldu? Bıınlan lutfen ya Beni venı yazı meni yaıı bil zınız .. Fakat bu münasebptle* ba$mern. dedi. ka bir nokfaya daha zibnim takıldı, Ama eskiyl öğrentp yenty öğ onu da İlâve ediniz. renmemek yasaktır Bu 'şin s.:rı.nArkadaşım musiki vasıtasile zevk d» hap'e girmek de var. 3unu hiç duymadm mı? Hem bu yen! vazı tcrbiyesine temas etri: Atatürkün yazısı. En sinirime dokunan (XXX) Hadi be! Ne yasağı! Sen de'... plâğın güftesi ve bestesi, haftalarDedi. Kasketini bir parça '.vzeît danberi ^ece gündüz beynimin için dedir. Çahnmadığı zamanlar gene ti. Haf fee öksürdü: EHf, lâm, mim! diye yeni baş gayriihtiyarî mınldanıyorum. Eğer mnsiki terbiyesini başka sahada tan aldı Sayuı bayanlar, baylar e»tesi almamış biri olsam, bunu hakikî gün gene aynı saatte, aynı vapur müzik sayablllrim. (Tekrar) ın ilân cılıktaki propagandacılAtakl kıyda. aynı yerde bir adam peyda clmeti anlaşılmıştır. Öyle ise, zevksiz du. eserleri mekanik aietierle tekrarO da heybesinden bir ımar ya lamamanın çaresini bulmalı. Bu, mü zllı kâğıd çıkardı. Gazete .lAğıdma nevver zümreye dfl^er bir vazifedir. basılmış, dualar: Maksadlan kar olan plâkçılar, tl Bütün dualar, hepsi bir arada. nemacılar, «halk, revksh de olsa İster cebinde taşı, Ister duvara as fılânca eserleri Istiyor» diyebillrMuşambaya sarılısı, muska gibileri ler. Fakat radyomuz, ticaret esasına virmi beş, ötek'ler on beş kuruşa dayanmıyor. Yalntz değerli ve revk Bu dualann aslb bulunduğu o li eserleri çaldırmalı. t. daya ne şeytan girer, ne in, ne :in, Arkadas^m ısrar ediyon ne akreb. ne yılan. Ama ilkönce. iskân bölgeTertnYanımda elli yaşlarında bir adam vardı, akreb, yılan sözünü du de cırtlak oparlör salgımnı ve rad yolann komsulara aksedecek kayunca ilgilendi: dar açılrnasını önlemeli... Bunlann Yeni yan fle yazdmışı var klâkson salgımnı dahi mumla şam mı? danla arartıklannı biz Şemsipasa Hep eski yan Ue. Geç öyleyse! dedi, ihtiyar Btr lılar, asabiyeci Prafesör Valiye va sıtanızla bildiririz. hoşuma g'tti ki... *** Sayın Valimiı, benim evhn çok Bakırköyde Çekirge sokagında « mı şükür sakin bir köşededir; komşumaralı evde oturan Cemal Kıral ismln, lanm da sükun taraflıst, halden ande blrl, Bakırköy tıtasyon cadd«tlnde layan medeni Insanlardır. Yukarıki 5 numaralı tırıncı CemaJ Kıraldan ek; vazımla kendimin değil. yedi mamek almak istemls. fakat fırıncı ek •hallenin bir şikâyetine tercüman mek olduğu halde kendisine verme j mlstir. Fınncı hakkında polis takibaîa! oluyorum. CeçmlfUr. CVâNu) İ Hesab »ct!rro»kta acele ediniz. | Ekmek oldugn halde müşteriye vermiyen hnncı I 1 SELÂNİK BANKASI I Nalânım bana gelmiş, benim dün yam onunla dolmuştu. Ortada br takım patLrtı gürültü eden bu nesneler de neydi9... Bir alay gölgenin ve ıvır zıvır meselenta lüzumsuz kesafeti ne diye aramıza giriyordu? Bu suaüerin cevabını, uzun kirpikler arasında jalelenen bir çift sıcak bakışın sükun ve itmınan bahşeden muhabbet hazinesi bana veriyordu... O hsz nede pınldayan TÜmrüdlpr, rubuma baharlar serpiyordu... Evet, Nalânın bir tek candan bakışı beni teselliye kâfı ?eliyordu .. Gecenin diğer saatleri de hep bu mmval üzere geçti .. Benl saran o tılsıma hiç bir şey tesir etmedı... Vakıâ sohbete vakit vakıt katıltraya çalıştım; ama bu gayretlerim bir robotun hsreketleri kadar sun'î idi... Nihavet dönüş vakri gelince, her tesiri aşan bir saadet dalgası beni havnta doğru kaldırıp kendime getirdi. Tabül ğini bulan formum İçinde, çehreleri ilk defa nepnet gördüm: bözleri sarahatle duydum. Şerafeddin Bey: Nilân Hanımefendi, diyordu; sİ7İnle hundan böyle «k sık şerefyab olabilecfHŞimi umid ederek M vinrr.»ktevım . Bir doktor olarak değil bir aüe dostu sıfatile kulunuza lutfen mesud fırsatlsr bahşederiz. mir.nettar olurum... Nalân ?üzel dişlerini gösteren g«âs bir tebessümle: Artık doktor ıhtiyacım olma dığını kabul ediyorsunuz ya aziz profesör? dedi. Dostluğunuzla iftihar ederim. Her zaman teşrifinizi bekliyeceğim... Yüzüne kan çıkan Şerafeddin Beyin kelebek gözlüğü titredi ve: Affınızı istirham ederim; çok istirham ederim... diye kekeledi. Bu sırada sokak kapısi hızlı hızlı çahnıyordu. Bir dakika sonra, bizim emekt?r Şaban telâşla içeriye girdi: Kenan Bey, size bir telgraf var. Belki aceledir diye koşup getir dim... Telgrafı açtım: (Davetinize teşekkürler Süfyan izin alabilirse birlikte geleceğü:.. He pinize muhabbet ve seiâNi. Şazimend) Hayretle Handanın vüzüne baktım. O telcrafı elimden kapmı», sevinçle müjde f!) yi ilân ediyordu. Kuru bir sesle: Halam dâvet ml etmistin? diye sordum. Evet Annemin geldiğini ona yazdıgım mektubda.. Bu, çok nâzik bir andı Zevahtrl korumak icap ediyordu. Kendlmi zorlıyarak, sükunetl»: tyl etmişsin! dedlm Hele bu dâveti benim agzımdan vaptığına =ivrıca memnun oldum.... Kolumu okşıyan haflf bir temasla baıımi çevirinca, Nalânın ban« destek olmak ister Sib! yam ma sokulduğunu gördüm Hakik? ten. batımı döndüren bu an! uçurum karsısmda ona tutrunmağp «CunthuriyetB in Edebî r e f r i k a s ı : | g SON HICKIRIK KERİMEt \ADJR muhtactan. Bir kelime «öylemedi; vaadettiği gizli cennetin yolunu gösterir gibi, beni usulca sokak ka pısına doğru çekti... *** O cennet, dsha ziyade geceleri bana kapılarını açıyordu. Asıl saadetim, Nalânla bafbaşa geçirdiğlm o tatlı satlerin rahmetile beslenmekte idi. Çok defa sabahı açık karşıhyan gözlerim, tertemiz bir aşk halvetlnde yıkanmış olarak ber rak ve canlı, hayata gülümsüyordu. Artık ruhum ağlanjıyordu.. 'Zir» o, mesut günlerin şafakları yannlann da saadetini müjdeleyen bir sonsuzluga doftru uzanıyordu... Nülftn geleli bir hafta olmuftu. Bir «abah piyano seeile uyandım. Derlnden selen nâmeler mâziyi, o sevgili mâziyi dile getirmekteydi. Çarçabuk giytnerek Mİon» kosrum. Evet, o slhlrli musikiyi, tah min ettigim gibi Nalânın güzel parmlflnrı yarstıyordu... BU tabah erken kalktın! diye . bana gülümaedi. Her sabah beni böyle uyandırmanı isterdim... Kemaru al da beraber çalalun. Ne zamandır beklediğim andı buYıllardanberi el sürmediğim kemanı ma sanldım. Bu sanlı?. ezelt haya ta sarılıştan farksızdı, Ve Nalânın musikislne karışan nâmelerim bir den ömrümün hıçkırıklaruu yeniden dile getirdl. Bir farkla ki, bu hıckınklar meıut hıçkınklardı... Evet, mesut günler geri gelmişti. Bütün sevdiğim şeylere tek rar kavuşmuştum... Eskiden oldu fu gibi, musikinin bizi saran, bam beşkfl bir âleme lürükliyen büyüsü gene ruhlarımızı knplamış, kalble rimiz arasındaki o gizli yolu bul muçtu. Nalân da ben d« bir vakit ler blrbirimize ^Sylemek isted kleri mlzi hep bu lisanla hep bu sihlrli nâmelerle löylemez mlydlk?... O saatlerde birbirimizi daha iyi anla maz mıydık?... Ben, hayatta tada mad'ğıro zevklerl, saadetin en fazlasını orada, o gaip dünyada yaşadı ğun anlarda tadardım... O anlarda Nalân benim olurdu, ben de bütün ruhumia onun... Nalân, kendisile başbasa kalmak arzumu hiç kırmıvordu. Gecelerlni bana verdiği gibi gündüzleri de, ge ne bu arzumun tahakkukuna yol bulacak imkânlar yaratmaya çalı şıyordu. Handanın iyimserliğini ve büyük ltimadını suistimâle varmama ya fizami dikkat ederek, hattâ çok defa onun teşvikile, kalabalıktan kaçıp uzaklaşıyorduk. Bir defa Büyükadaya kadar gittik. Orada, onyedi «ene evvel bir yaz oturmuf olduğumuz köfkü gör dük. O yazdan sakladığımu en güzel hatıralar, simdi h«r?Dİ»smı« olan bu büyük kfifkte ?eç«n mesut günlere aiddi.. Kö.k boştu. Nılâna: Gene gellp burada oturablliriz! dedim. Çamlıca daha güzel degil mi Kenan? Kvet. Fokat burada yapayalnu olurduk!.. Her yerde berafceri».. O gün çamhklarda dolaşırken, be raberliğimlrin her yerde bir olmadığını ona anlatmaya çalıştım. Daha doğrusu, o, benim bu mevzudaki şl kâyetlerimi ilk defa itirazsız dinledi. Günlerdenberl içimi kemiren son meseleye de nihayet serbestçe temas imkânını bularak: Nlçln geliyorlar? dedim. Blze felâket getireceklerine emlnün... Bu nu sen çok iyi blliyorsun Nalân.. Ben hlçbir şey bilmlyorum.. di y« Nalân hafifçe basını salladı. Be nimki müphem bir sezgiden ibaretHer ana kalbl bunu duyabiilr... Onlan istemiyorum., Gelmeleri ne mâni olmahvız... Sen baıiretll ol, yeter.. Han dan onlan »abırsızlıkla bekllyor.. Ve nihayet burada çek kalıcaklannı sanmam. Bir «ÜTJ bile kalmalannı Ute miyorum: Hem niçin bu sırada ge liyorlar? Tam sana kavuştuâum ve seninle başbaşa olmak istedi ğim bir zamanda?.. Nalânm gözleri engine doğru dalmıstL Batan gtinef gözbebeklerinde tutuşurken, müşflk bir ses le: Buna sevin Kenan, diye mınldandı. Geldikleri zaman benim burada bulunmam, şüphesiz slzin hakkınızda hayırlıdır... Bu hüsnütesadüfü Allahm bir lutfu saymak yerinde olur™. Nalân fazla birsey söylemediBen de bu soğuk bahsi daha fazla uzat madım. Mesut günler ve mesut geceler birbirini tâkip etÜ.... Tâ ki bir akşam üreri, Mandıradan dönerken, köşkün kapısmda bir araba gördük... Uzakta, çayınn üst basmda, fundahklann ardmda Nalânla durup, onlann arabadan inislertni seyret tik. Gelmişlerdi nihayet... Hem de gününü bildlrmederK Nalân. bana cewret vennek ister gibi. eliral sıkta. Ve: tyi bir ev sahibi olmaya ç«lış Kenan! dedi. Bu ihtar bana vtzifelerimi habr latmıstı. İçimdeki endijeleri ve üzgünlügü yenmeğe gtyrtt ederek: Bundan emln olabillrsin!. de dim. Biz köske vardıjımız zaman mi sifirleı salona girmiş bulunuyorlardı. Ne»eli sesler arasuıda, Peyaminin tatlı cıvıltısı blzl merdi ven basında karşıladı Oğlum, kol larında parlak yeleli, sırma eğer li küçük bir atla, bize doğru koşu yordu: Babacığnn, bak, d d hala bana ne getirdü... Ne güzel oyuncak! diyerek oğlumu kucakladım. Onu meçhul tehlikelere karşı korumak istiyormuş gibi, sıkı sıkı bağnma basıyordum. Nalân salona önüra sıra girmisti.. Birkaç saniye süren derin bir sükut oldu. Handanla samimî kavuşmalarının heyecanı içinde hâlâ ayakta bulunan Şazimend Hanıra la oğlu, kapıya doğru dönmüşler ve dudaklarındaki tebessümler don muştu .. İkisinln de gözlerinde. Nalânı ilk gören bütün Rözlerde beliren o hududsuz hayret vardı. Nite klm Şazimend Hanrm mueizeye he men işaretle: Aman Yarabbt! Hâlâ bu kadar genç!.. Olur şey deÇil!.. dedi. Ve Na lâna kollannı açarken, şaşkm Şülü jü, pudrah buruşuk yüzüne komik bir ifade verdi. Fakat benim bütün dikkatim Süf yan üzerinde top!anmı»tı. Bu uzun boylu, k»r saçlı, kibar tipll; yakışıklı adamda bir hükümdar haşmeti göze çarpıyordu. İlhami Beyi çok andıran fizyonomlsi, cidden bir Ağır Ceıa Reisine yaraşan sert ve mağrur bir ifade taşırn=kta idi. (Arkası var)