25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DC1 CTKHURTYET 27 Eylul 1954 Ya;an ROBERT LONBRA FAB1AN 29 Şantaj Şehir hikâyeleri =haberleri Çeviren: HAT1CE VILDAN Pazartesi Konusmaları 1 C ABAHTAN ABAHA... «Alın su nesB cehenneme!» NewYorkt'a bu rakam her gün aşılmaktadır. Bunun sobebi nedir? Londra'da, silâhla dolaşan onlarca haydud tanırını. Fakat bunlar hiç bir zaman hakiki katil olmıyacaklardır. Scotland Yard'da çalıştığım son seneler Yapıkın mürncattc lüks koltukzarfında oldukça f.ızla savıda kaül lann 125, locniarın 600 kuruşa gördiim. Öyle sanırım ki işinin çıkanlması tcklif edildi erbabı olan her hangi polis meSinemacılar bilet ücretlerine zam muru. hakiki katilin, çizikli kaplan derisi kadar hu=usiyet taşıyan yapılması için Belediyeye mürabir takım alâmetleri bulunduğunu caatte bulunmuşlardır. Sinema sahibleri, degişen hayat şarüarmı benim Ribi tasdik eder. ve kiralarm serbest bırakılması aHâkikî katil otuz yaşmdan kü rifesinde bulunmalarını zarn için çüktür. Gözleri açık rer.ktir. Göz sebeb eöstermektedirler. Gene aylerinin ren.^i ko\u olan bir müc müracaate göre, bugün en ucuz nı rim. üzerinde silâh bile taşısa, eçlencenin sinema olduğu anlatılkullanmak niyetinde decildir. me makta ve lüks koltuğun 125, birinğer ki deli ola. Belki de silâhnu ci mevkiin 100, localann 600 kukullanacağını zanneder. Fakat a ıısa çıkanlması teklif edilmel rası gelince ku'.lnnmıyacaktır. Ad3m dir. öldürmek için tabanca taşıyan aİki senedenberi zarar erüklerini damm gözleri açık renk olur. Mes iddia eden sinemacılar buyüzden !eki hayatımda hiç bir zaman şiş sinema binalarmm banka veya man veya atlet yapılı katil Eorme tienrethanelere devredildiğini. 7am dim. Keza, esafil muhitinde pek se tekîifi kabul edilmediği takdirde vilmiş katil de RÖrmemişimdir. yeni sezonda faaliyete geçemiyeceklerini bildirmişlerdir. Hakikî katil dalma incedir, heSinemacılann bu tekliflerinin yecanlı bir hali vardır, boşu boşuk b u l e<H!ip edilmiyeceği bir hafta na bekletilmiş bir insan hissini zarfında belli olacakbr. RlIŞtl. verir. Daima yalnızdır. Rövelverini Warren Streefde, kullanılmış a de sever. Onu sık sık temizler. raba abp satan biri, borcunu öde Londrada, Oxford Street caddeAlman profcsörlcrinuı ziyareti yeceği yerde, yepyeni, pın! pınl sindeki bir kuyumcu dükkânma, Türkiye Muallimler Birligl, Türklye dört tane Austin marka araba al güpegündüz ilk defa taarruz eden Beden terblyesi Öğretmenler Cemlyetl mıştı. Meçhul bir şahıs, arabalann katili tevkife gittiğim zaman, o ve İstanbul Muallimler Cemiyetinin misafiri olarak Frankfurt Yüks*k Pedadördünün de b^nzin depolanna bir dasında silâhını doldurmakla meş B°İI okulu profesörlerindfn mürekkeb kese kâğıdı dolusu toz şeker döktü. guldü. Mermilerin hepsini bir mü 17 kisilik bir kafile Prof. Schultîe'nln Birkaç dakikahk yürüvüşten sonra ze eşyası gibi pınl pırıl hale ge riyasetinde çphrimie s^lmlslerdir. Mumotörler ağlanacak hale gelmiş. bu linceye kadar parlatmıştı. Bu kaallimler Birliği profMiirlerin Ankara, dar many.nk olmiisaydı, odasma İstanbul ve İrmir İle Bıırsada yapacaklunuyordu. ları gezi ve riyaretlere ald program daldığımız zaman, silâhı dolu ola hazırlamıştır. Bu şantaj vak'alannın kurbanlarak elinin altında bulunabilirdi. Profesörler bu sabih saat 10 30 da n, niçin polisten himaye irt<*mezler? Bir başka katil, beni bir taksi toplu halde. Vil.iyete giderek İstanbul Garib şeydir, ama, hemen hiç bir içinde öldürmeğe teşebbüs etti. O Valisinl mnknmında 7İyaret edeceklerzaman böyle bir müracaat olmaz. dir. Müteakıben 5ehrimİ7İn tarlhl yernu komiserliğe getirdiğim zaman lerile, mii7eleri Re7ilecektlr. Fakat, jikâyet ed«n olsa bile, bu mendilinde zeytinyağı lekeleri var Prof. Schul(?e 29 evlul çarşnmba günü haydudlar arasmda. şöhret yapmak dı. Tevkifinden bir kaç dakika ev saat 17 de Turkiye Muallimler Blrliglnin isteyen. hru hırsla, siVnvetçinin yü vel silâhını temizlemiştl. Çemberütas merkezinde Alman Maarifinde son geliçmeler mrvTuunda bir zünü bir ustura darbesile yanp Bu adamların ikisi de açık renk konferans verecektir. Konferansa şehyirmi beş lira kazanması göze alan rlm!7deki ilk ve ortiokullarla llselerin gözlü idi. genc şerirler her zaman fazlasile müddrlerl ve 6gretmenlerl (tavetlt buMeşhur Jenkins'in çetesi, efra lunmaktadırlar. mevcuddur Arası çok gecmeden dını darağacma götürmesi mukadtevkif «dile'pkİT'ni biip bile... Hamile bir kndinın şiipheli der silâhları çaldıgı îamm, aynı oliimü Bu genc serserileri cezbeden şey, zamanda, bir bolük efradının ihLittle Hymie'nin bannda otunıp tiyacına yetecek kadar paçavra, Müddeiummnilik 30 yajında bir kabir fincan çay içmek. aği7İan bir zevtinyağı ve sadeyağ da çalmıştı. (tının şüpheü gr.ıiiipn oliimü etrafında tahkiknt y.ipımktndır. karış açık. santaj hikâyelerinl din De Antiquis'in katili olan Jenkins' Ramide Tnslıtarla semilnde Gallbbey lemek. Hymie kaH»»=l«>r>« çiikiınet in gözleri açık renkti. soknğında 12 nıımaralı evde oturan Londranın batakhaneler muhi Zohra Enrtiden isminde evli, 30 yssınle rövolver ceblerine indirdikleri dn. hnmile bir kadın, idid"a cdildigine dest? deste banknotun hayalini hay tinde silâh satın almak kolaydır. Böre çocaıSıınu düîiirmfk İçin 4 pün ran hayran seyretmektır. Daha a j Beş liraya büyiik bir rövelver, on cvvel Balntta oturan doktor Jak Kur xı siit kokan bu serseriler, bir lira liraya, cebe sığacak küçük bir Bİ tamna müracaat ederek bazı lgne ve il.ic tertibleri almıçtır. lık bir deste banknot için ve Hymie lâh almnk mümkündür. Bunların Bu itAcbrı kull ınan Zehra. evvelki çoğu haıb hâtıralan, yahud Frankardeşler olacak bu iki edebsizin sadrn, Belçiknrlan, İrlandadan gel gece blrdenbire hastnHnmış ve ailesi »nr.ifındnn Haseki h.T;tane!d dngum birkaç kelimelik tebriki uğrunda, me kaçak silâhlardır. klinigine yatırılmışsa da d'ün sabnh iki sene hapsi seve seve göze ahrSilâhlı bir haydudun, başka her ölmiıştür. lar. Ölümü süphell gBr#n Adalet doktoru hangi yerdekine nsraran, LondraBen Hymie kardeşleri iyi tanı da daha üstiin durumda olduguna cesedi Morga kaldirtmıştir. Nöbetçi Miirideiumumt Fikret Davns. htOtse «tnm. Hattâ bir gün, iaammikHe hükmeifliJebHir. Fiihîıkika. Londra rnfında tahkiknt ynprmkt.ndır. yaralama suçundan Big Hymie'yi da polis silâhlı değildir. Bir milBeyııolnıilcl Hnvacılık konçresi tevkif etmiştim. Bir demir çubuk yonda iki vatandaş yoktur ki. üçnrişmalan sona erdi la vurarak bir adamın iki kolunu zerinde silâh taşmvığa izinli olSehrimİ7de toplanan Mülftlerarası sun. da kırmışü. Havncılık Frderafrıronunun 47 nci konPerşembe veya cuma günü ban grı»5İ gonn ermiştlr. Fakat tecrübelerimize dayanarak DIpepİT bu «ibh toülu halde Dolsoylemek zorundayım ki, gerek kaya külliyetli pnralar götürecek mnbçe Sarayını Dpnizcilik Miizestni olan tahsüdar silâh taşımağa izin zlvrpt edfcpklerdlr. Big Hymie olsun, gerek Littl2 Hyalabilir. Faknt hemon daima bu simie olsun, hiç bir zaman, esafil Kız talpbolcre sarkıntılık lâh, kısa namlulu, şarjörü tozlanmuhitinin dışında, zanaatlrırmı tatyapanlara karşı tcdbirlcr mıs. eski bir rövelverrlir. Hic kimOktıllann açılmaüi rrninnsebetilp Embik etmemişlerdir. Big Hymie'nin se bu silâhı temizlemek zahmetine niyet Miidiirlıir'ü bazı tedbirlpr nlmıstartakladıgı, yahud Little Hymie katlanmaz. tır Bu cümİPden olarak biitün kız nin yaltaklanarak tehdid ettiği kimOn tahsildardan yedisi, on adım li'PÎeri ile or;a kıj oktıllarının öniinde selerin, kendi nevilerinde, bu iki dan bir kapıya tabanca stenljır, pavdo» saatlprincîe sivil ve resm! polis huhın.ıcnk. gpne k!7lira karcîeş kad?r «pfMen olrtukinn tutturam. 7İar. Buna rapmen. katil mpmurlnrıeripn'eri yakalıvacaktır. sarkıntılık Bu na bahse girebilirsiniz. Çünkü Hy tereddüd etmektedir. Scbebini söy ekiplerin faliyptlprini her emniyet Amiri y.ikından kontrol ederek. her akşaı» mie kardeşler, kanun elinin uzana Hyebilecef»imi sanıyorum. dunıınu raporla Emniyet Müdürlügüne madığı islerde faaliyet gösterirler. ; Sebebi ju H, bir polis memuru blldirecektir. nun karsısında silâh kmından çıKATİL PORTRESİ HV AA karıldı mıydı, ne pahn<sına olursn Scotland Yard, sadece bir sene olsun. kurşunu hedefe isabet et i Dün şehHmİ7.de hava çok buiutiçinde, 1813 ü rovolver ve tabanca tirmek şart olduğunu, Londra şelu ve zaman zaman v.igmurlu geçmiştir. Rürırartar giintin erken saatolmak flzere 2400 tane ates.ll silâh, rirlerinin hepsi bilirler. Bundan lcrinde knrayplden kuvvetlice son96700 merml ve el bombası musa liaşka çare yoktur. Bir mücrime. | raları ise orta kuvvette esıniştlr dere etnuftir. Halen Londra'da, bir elinde silâhla rastgelen her polLs I En vuk>;ek siihıınet 19 en diişük «fihunet 11 tterece olarak kaydedilihtilâl ordurunun silâhlandıracak memuru, o silâhı sahibinin elinden miştir. alm'ga çalışır. Bazan muvaffak orr.iktarda gizli silâh mevcudduf. Meteoroloji Istasycnundan buriin Fakat katiller nadirdir. 1952 se lur. Bazan da yarı yolda can vede havanın umumiyelle bulutlu nesinde, Londra içinde ve banliyö rir, ama mutlaka silâhı almağa çaeeçecegi bildirıimektplir lışır. sünde ancak, on drsk'iz nded siîâhlı Eğer borcunuzu ödememekts inad edecek olursanız. o zaman, tekmıl Londra sizin için bir cehennem haline gelir. Geceleyin. sessiz sokakta, arabanıza doğru gidiyorsunuz Bir de bakarsıniz. arabamn lâstikleri liyme liyms dog"pmıstır. Birden, karanlık. Big Hymieye benziven dev yapılı göleelerle dolar Artık ne at y=>n' "'• "° maclara gitrr>Fge. hattâ ne de yalnız başınıza dolaşmağa cesaretiniz kalır. Tethisle aranızda bir mücadele başıamistır. Charing Cross Road tarafında bir terzi, karaborsadan r ^ ' a'mıs. parasını ödememişti. Bir pazar akşamı. Big Hymie. bir tuz ruhu sijesi aldı, Little Hymie de uzun bir jırınga; terzinin kapalı dükkânma doğru yola çıkülar. Dükkânda ne kadar kumaş varsa hepsini. mektub kutusunun aralıgından şınnga ile sıkmak suretile tuz ruhuna buladılar. Terzi pazartesi sabahı dükkânına geldiği zaman. genzine şiddçtli bir hız ruhu kokusu doldu; raflarda, buram buram tüten liyme 1 ^ıe kumaş parçalanndan başka bir şey kalmahırsızbk vak'ası kaydediimiştir. SAYFİYE ve ŞEHİR HAYATINI Mezceden (Arkası var) Sinemacılar zam istivorlar Hem perçin hem nakış IM1 Balayı gezisine çıkmış bir Ingiliz çifti tanınm. Çat pat fransızca konuşüyorlardı. Seçtikleri resimlen», üstünde uzun uzadıya durduklan eşyaya bakıhrsa resimden anladıklan belli idi. Bir biçimine getirip ne iş yaptıklannı sordum. Kadmcağız enikonu kızararak: Meslekdaşız demeğe dilim varmıyor ama biz kan koca desen çizerek hayatımızı kazanınz. Ne deseni çizersiniz? Her Allahın günü kullanılan eşya desenleri. Geçen sene ben durmadan dolma kalem desenLsri çizdim. Kocam da habire düdüklü tencereler çizdi. İstanbula kadar uzanabilmek fırsatını bir dohna kalemle bir tencereye borcluyuz. Durumu pek kavramadığımı anlayınca biraz daha açıkladı: Oturup bu eşyadan birer tablo çıkarraadık. Ben bir kalem fabrikasına yüzlerce yepyeni kalem tipleri teklif cttim; bir tanesini beğendiler. Kocam da düdüklü tencere çeşidlerine bir y^nisini kattı. Meger her ikisi de hiç durmadan büyük mağazalan dolaşır, halkın hangi eşyaya daha düşkün olduğu nu inceler, hangi eşyanm onanlmağa uyjrun tarafını bulurlarsa onu ellerine alır yüzlerce desen çizer, sonunda bazılarını kabul ettirirlermiş. Her ikisi de kendilerini bu mesleğe hazırlayan bir okulda yetişmişler. Okulda doğru dürüst resim yapmağı da öğretiyorlarmış ?ma bütün mesele günlük eşyayı onarmakta, yeni tipler bulabilmekte imiş. Bir çocuk iskemlesi, bir çocuk arabası, bir oyuncak, bir kolonya şişesi, bir tuzluk, bir duvar saati, gelecek sene bunlardan birisini kabul ettirmeğe hazırlanıyorlarmış. « « • • • • • • • Yazan: » ^ ^ ^ ^ * " ı •• • • • • • • I Bedri Rahmi Eyüboğtu Yazma tezgâhına merak salalı aradan epey zaman geçmemiş olsaydı balayına çıkan bu çiftle kolay kolay anlaşamazdık. Onlara yazma kahplarını, kitre kasnağını, kalın çuhah yazma tezgâhını göst?rdim. Kaşla göz arasında ahbab olduk. nun jurasmda eştae blnlerce rast mek pahasma bunlardan bir taneYavan yavan manzara tabloları, lanan ufak tefek esya desinatörün sini ele geçirdik, evimizin en güzel üydurma naturmortlar, vesikalık den başka bir şey değiliz, köşesine oturttuk. fotograftan kötü portreler yapmakDeyip durdular. Peki ama vahşi heykeli deditansa yepyeni bir diş fıruası i c a d Onlara demin yolda rastladığım, ğimiz işlerin hemen hemen hepsi etmenin çok daha keyifli bir iş oldugunu. mesleklerinden utana u 1954 modeli bir otomobili anlattım: çoğu kapkacak olmak şartile gün O kadar güzel çizgileri, o ka lük hayata adım başı kanşan eşya tana söz açtıklarına hayret ettığimi dar güzel bir biçimi vardı ki daya değil midir? Sanat eserinin iş görsöyledim. İkisi de bir ağızdan: Yoo! Rpsim bamba^ka bir şey. namadım gidip bir tayın sırtını ok mesi ayıb mı? Vaktiniz olsa size Dediler. Resmin çok büyük bir şar gibi çamurluklarını okşadun. bir eski Osmanlı kilidi gösterirdim. yaradıhşa bağlı olduğunu, bir Al Yoldakilerden utanmasam öperdim Hâlâ bir delikanh gibi iş gören bir !ah vergisi olduuunu ileri sürdüler de. Hele rengi? Hele o »rka ça asmakilid. Eğer ona heykel imtihaFabrika malı ile, sanat eşerini ka murluklann tepesine gömülmüş nmda on numara vermezseniz şaşarıştırmanm bir cinayet sayıldığını, kırmızı lâmbaları. Bir nar çiceği da nm. Peki bu kilid işe yanyor dive sanatm günlük eşya ile hiç bir za lına nasıl bağlanırsa, bir nar çiceği onirMftHfjifepflffrT t k p a ^ mi kalaman bagdnşamıyacapını, onun kea nasıl kendiliğinden açarsa bu kü cak? Şu küçük hasır iskemle var güzel ya; bunu kapmın önünden geçen dine yaraşan bir iklimi olduğunu çük lâmbalar da o kadar almıştım. savundular. Sonunda bir tanesi de bağlanmış. O kadar güzelce yerli çingeneden bir liraya yerine oturmuşlar. 954 modeli bir Dört tane odundan bacağı, sırtında rin derin içini ç>ekti: otomobilin, bir tepkili uçağın de bir tutam hasın var. Şu küçük r ı Ressam olmağı ne kadar istersenini çizen kişi sizce sanattan na lim hâlâ bizim köyU'r'mizde dokudim, ama Allah vermemiş ki! dedi. sib almanu? bir kimse midir? nur. Beş on liraya alabilirsiniz. Ben Tuhaf değil mi? Ben dilimin dönrenk düğü kadar onlara yaptıklan işin Sanat baçka, uçak başka, 954 atölyeme gelen ecnebilerin bal gibi sanat olf'ıı'nnn .'TSat ede model araba başka. Bunlan birbi ve biçim sevgilerini bu kilimden anlayamazsam bu hasır iskemleden biloceğim: söyledikçe, onlar boyu rine karıştırmamak lâzım... na: Peki size bir şey soracağım. yakalarım. Bunlann sadeliği, işe Hâşâ! Ne münnsebet! Biz ŞTI Siz vahşi kabilelerin elinden çıkmış yararhğı, dayanıkh olmalan güzel olmalarına mâni değil ki. Ama biz heykelleri bilir misiniz? I BİR YAYINEVt Bilmez olur muyuz, kan koca şimdi bunları bırakalım da gene ikimiz de bunların delisiyiz. Bir otomobile dönelim. Hani şu sizin Sayın öğrctmenlere hafta boyunca domates ekmçk ye büyük fedakarlıklaria elde ettiğiSıhhatli ve verimli blr emleketimizi tehdid eden ormansızlık ve kuraklık bahislerine dair murıtelif noktalan söylemekle, yazmakla, Rüstermekle bitireniz vahşi heykeli var ya, onu yon miyoru^. Nitekim iste: Bir taraftan zenciyi btılsak, ona zamanımı tan setninerler. serçiler . Öte tazm en iyi heykeltraşlarmdan biri raftan seri halinde kasid ve ka?a sinin eseri yanında bir de 1954 mo yaneınlan... Ben de «ynı mevzu deli güzel bir otomobil göstersek. iizerinde ister istem« defalarca Zenci heyksltraş acaba buniardan dııruvorum. hangisi ile daha çok ilgilenir? Unesco'nun OrtadogTi hilimsel Klaksona dokunursanız veya ishirlici merke7İnden aldı& l<7 bir radyosunu açarsanız, farlan ay tehHğ ?U satırlarla başhyor: ; dınlatırsanız, jUphesiz ki otomooil ı'Her fün dünya nüfasuna «İH ağır basar. bin kiçi Jlâve olunmaktadır. Hal Hayır, bunlardan hiç birisine bııki verviiziindeki toprak sahasıdokunmıyahm. Zenci bunların her mn Hötte birinden fazlası çöller ikisini de birer heykel gibi seyrst ve kurnk böleelerle kaphdır... tlVı.o sin. Bana öyle geliyor ki otomoBun'i «propasanda risalesiSı dibildeki biçim anlayışı, bizim hsy ye bıını<rhırup sepete atabilir mikeltraşımızın biçim anlayışmdan yiz? Propagandalarm hu kabilleridaha çok zenciyi saracaktır. Mo ne etbette sföziimiizii eönliimfirü dern heykelde zenci kendi sanatmı alabildi&ine Hcmahyız. ZİTa bilhas?a aşan biçimler bulamıyacak am?. oto bİ7İm mPT"'eketırnİ7İn çölle^me ve mobili görünce eminim ki bir hay kıırakiasma temposu son sürat li kanı kaynıyacak, gidip omı ok eiHirnr. şamak arzusunu yenemiyecek. Çocııkîarnnızın. piâtnnik meşçalpsi ?üar imha ermektir: Zevk için Düdüklü tencere ve dolma ka dal kınvrrlar... Biivüklerimiz. en lem mühendisleri neden sonra ben rnsis merfaat irin bir daha yerine denizi meslekdaşhğa kabul eyled, jjp'm'vecek yesil servetleri kü'e ler. O gün şansım vardı. Beraber t?hvil edivnriar... Bu nesil, cahil elinden naltan ce dolaşırken karşımıza çıkan sanat bir tiirlü alamıyor. eserlerinin hepsi de işinde gücünde eşyadan ibaretti. Yolda bir şertktisarlî havtımızm ayarla\nrısı betçiye rastladık. Şmgır mıngır bir oan ba<;ında bubakır güğümü vardı ki bizim dost lunan hir zat, bana ya7di&ı bir lar derhal fîatını sorup satın alma mektubunda şöyle demektedir: ğa kalktılar. Şerbetçi bu alışvehşe fena halde içerledi: «AJ»acın. prmanın lüzum ve faydasını halka an'a'ma'k. inandırmskla ise Sabah sabah alay mı ediyor baslamak gerektir. 2025 yıl e\vel ilk sunuz yahu. dedi, İnsan dişini tır mpkteblerde din dersi okut/ı gibi ornağını satar mı? Yolda yüriiyen a mın ve ağac sevgist aşılarpa^a basladama pabucunu bana satar mısm s = ydı!t. kır?=it kitablarırıa bıı hu«ı*»a bnl bol yazılar koyjaydık. simdl bu acı diye sorulur mu? vaziyetlerle belkl bu kadar sık ksrjiSonra eski tertib bir kahveye gir lasmıyacaktık. Ama. zararın nerpî'ndik. Bu sefer çaydanlıklara, fin den rfömıl«e kîrdır. Birl şimii cit"dt olirak paçaları sıvayahm ve bu isi canlara alıcı oldular. Tepeden tır Fcn? ISfta bırakmıyalım. F = knt yalrız nağa yağlıboya güller, karanfiller mekteblerde değll ctmllerde de vaızlat le donanmış bir yük arabası gör vererek o^manın lüzumunu halka snlatmalı. imaTi dük. Hele bir balıkçı sandalına ve hntlb Konyada Baçvekil birtorenini rp.ekteblnin açılış rastladık Ki hepsinden baskın çıktı. yaptı. İnsallah bundan sonra Mii'lüDövme bakır, kakma nakışlarla çe marlıŞa yarnsan horalar yetisir Simpeçevre donanmıştı. Iskarmozlarm diki Diyanet Isleri teşk .'âtı rta kpndinl venl de^TP uvdurm^lıcTr. Cam!!er!nıî»kl altındaki eğrileri birbirlerine per vaızlrrında hocalar. aSac sevelsinden, çinleyen uskumru boyunda bakır ormanların bir memleket için Itiîum ve dan veya runcdan bahklar. Göz ye faydasından, bunları korumanın biimk bahsetsirler. gaiiba rinde bir vida de'iği, bir de kuymk îevpbından hadls vardır. HattS Dlvar?t bıı hu'usta İşte sokumunda. Al sana hem bahk, fsVrt bu pibi faydalı me\'zular fİ2«r'". hem perçin, hem nakış, bir kalem de blr vaaz kitabı tanzim ed1p biinin de kaç tane iş. Balıkçı teknrsir.in hocalara tevzi etmelidlr. ESer Diyanet Tçiçrl yapamıyorsa bu vazifeyi Maarıf burnunda bi. denizkızı vardı. Kutu Vekîleti yapmalıdır.» boyalarile yapılmış. Göz yerine de bir çift katır boncuğu saplanmış. Orm»îilarTtnın sajlam kannnlara Denizkızı bu; mavi mavi gülüp dui^ire hağladıktan sonra Allaha pruyordu. manet ehnek husnsunda ben de h""ifikirim. Bilhassa, cçocnk ve ağae» mev7uu iizerinde durmakta isahet vardır. tsrael topraklan knraklık bakımnıdan feci'di. kısmen bakikî cöl dü ve kısmen hakiki çöle yakmdı. Biz tersine eiderken onlar Mersîne sitmenin ynlıınn bulmnMardır. 7Ara îsrael oçullan. bilhassa çocusa aeac sevsrisini asılamaktadırlar. Bü tün mekteblerde ana mekteblerinde hile cocuklara hiç riVğilse hirer sak«ılık arazi ayırmıslar. HPT pfj'enci hir a&ac dikivnr: nebat yetiştirivor: bunlann korunması. hiiBeden Terbiyesi ÖŞretmcnler yütiilmesile mukavyed oluyor. BiiCemiyetini bir karan viikler, ormanlara. kendi teşebbiisTürkiye Beden Terbiyesi Ösretmeı lerile birer a?ac, onar acac. yiizer ler Cemiyeti tarafından memleketimizdikmekle seref buluvorlar. de beden egitimini halka sevdinuek. . dağlan bağ ediyor. Bir gencler ara«ında daha pçniş ve faydah bir şekilde y»ymak maksa'iile bir ça bağları dağ ediyoruz. : EYLÛL 27 MUHARREM 29 t § V. E. |1153J w 5 O c 6 <• Emsalsiz a r s a l a r ı m ı z ı n Satışını yakında ilân edeceğiz. «CUMHURtlET» in Tefrikası: ! E 9 27 5 <a 9 \ B | 5 5.1 12 03 6 05 5 26' 17.59 2.00 19.32' 4.13 1.31 10.13 ders yılı dilerken: if Yepyeni bir şekilde renkli levhalar, temiz baskı. bol resinı ve iki ünite bir arada, 15 günde bir, 15 kurug fiatla yayınlamağa başladığı Hayat Bilgisi 1, 2, 3. sınıf dergilerini; it İlkokulun bütün bilgilerlnl fasikül fasikül veren OKUL ANSİKLOPEDİSİ'ni: it Muessesenin bir zaferi sayılaoak değerdeki, Viyana'da hazırlattığı ve her sahifesini kalm kâğıda 6 renkli olarak bastırdığı CANLI ALFABE vi ?nv2i ile su>»r BİR YAYJJNEVİ •i P.K 11 İstanbul lısma programı hazırlanms^ına karar verilm!; ve çalışma'Tara b^ş!anmı=tır. *** Hanl fnsan ölünce sağ omznndaki sevab defterile sol omzundaki piinah defteri kıyaslanacakmış. Bizim nesil ömriinü tükerince, münkir nekir hesabımızı şöyle görecck: Şoseleri yapmışlar ama demiryoUarım eskitmişlen Ne ray kalmış, ne vagon, ne lokomotif... Bu müsbet ve menfi faaliyetleri birbirini sildi diyelim... Daha ne yapmış bu nesil?. Ankaralan, SuadiI yeleri kurmuşlar. bazı fabrikalar yükseltmişler... Fakat ormanlan, tarlalannı bozmuşlar, mahvet i mişler... Kuraklık petirmişler. Bu : sonuncu frünahlanna karşı hiç ı bir sevaMin teraziyi denk gerire', mez .. Yallah bunlan cehennerae... ' Tutuşturduklan bütün ormanlann ateşine atın şu nesil mensnblannıHulâsa, yandık, yanıyoruz ve yanarağız. ATLAS YAYINEVİ Yeni ders yılını kjtlar ve aziz Türk ögretmenlerile öğrencilerine sonsuz basarılar diler. Ne var? Senden af diliyorum. Affettim çoktan. Süzi! Kendimi tarttım... Sensiz yapamıyacağım. Mersi! Süzi! Bir randevu versem gelir misin? Zaman ve mekân meselesi. Yani. kastın. Süzi? Gündüz ışığmda ve kalabalıkta. Peki, gündüz ışığmda ve kalabahkta olsun... Nerede dilersen... Hangi otele ineceksiniz? Orsey oteline... Program öyle... Ya sen?. Ben teyzemin evinde kalacağım desem inanır mısm? Açıklamıjrorsun demek adresini?. Peki, nerede buluşacağız? dedim. Quartler Lathı'de. . Kahvede... Dupont'u bilir misin? Bilirim. İşte orada .. Yann sabah onda. Boynumu büktüm: Yann bizim program başhyor, Süzi. Ben saat onda nasıl gelirim? Şunu gecenin onu yapsak... Gecenin onurda Paris gündüzdür. Pekâlâ. Elini avcuma alıp hararetle sıktım. Öpercesine çö^lerine baktım Müstehzi müstehzi başını sallıyordu. Sahiden alay ediyor galfba bu Yazan: (Vâ Nu) A;aba çok rnn kınldı? Kîmerlere dair işaret söndücü halde yanımdan kalkıp gitmiyor, demek ki ümid var. Psncereden bakt'm. Fransa mür.bit toprsblarını altımıza yemyeşil sermiş. Yol'uı«r arasmria bir ?evinç havası esiyor. Hostes canlandı. Tepsüerle akşam kahvaltısmı taş'mpkta. Bizim de tepsilerimizi eetirdi. Kanadah kız fincanımı alıp önüms koydu. Nerakeı.'e gülüm'l'ivordu. Aram'zda hiç hi' şev ^eqwmiş gibi .. Numara mı yapıyoı? . Y> a bana ehemmij'et mi veım»»r K= ' di?. Oyle ya: Ha öpmiisıinı, ha öprremişim .. Do^ı^ıt" 1 ! ^^n^cinı danlmasını bu lâkaydlığına tercih tünü haber almışlar. Şarkın mukad'Ierat nrzariyesini hoş buluyorum. dedi. Hakikaten de bizleri sevk ve idare edici bir kuvvet var. Ve Hind fe!sef.?s.nden söz açtı. Gülümseycrek: Sen şimdi o ukalâhğı bırak, küçük! dedim. Kendimizden bahsedelim. Biîiyorsun. Süzi seni seviyonım .. Çnk tuhpf'rrn nidiyor bunu siivlpmrk ama scni hnkika(en sevivorum. Ben üi? sizi hiç sevmiyorum O hdlde demın . Demin neden mi bir reaksiyon göstermedim?. Ne yapsaydım? Bağırsa rruydım? Tokatlasa mıydım? Yumrult'irnıı mı ısırs^ydım ağl.sa mıydim? Zaten sizden ne bpklpniıdi ki? Krnriimi lâborati: Bir «efer Kanadadan N»» 'uarda me.sleki bır kazaya uğramış York'a uçarslcmiş, m5tri"*'r"}a se farzprlivonım cikip tayyareyi kaçım:ş, biraz son Demsk nazarında hâlâ ben ra da kaçırdığı tayyarenin dtiştü bir kobayım :." Kuduz bîr "köbay?~ Güldü: Bu teşbihi kendiniz münasıb ördünüz. Peki şimdi seni tekrar öpmek istesem Süzi? O fartına ender bir tabiat hâiisesiydi. Bizi cemivetin alâkasından tecrid etti. Şimdi cemiyetin ortasmdayız. Başbaşa kalsak da öpmeğe teşebbüs etsom? Sizinle b.isbnsa knlmnm'k için bütün üıtiyat tedbirlerimi almağa karar verdim. Demek Pariste hiç buluşmıyacağız. Yooo... Âlem içinde buluşuruz. Benim pervam yok. Seni âlem içinde de öperim. Tek taraflı alâkalardan hoşlarur mısınız? Hoşlanmam .. Hem de hiç hoşlanmam... Tek taraflı alâka tszahürübattaâdeta; vahşet gibi gelir. Demin bu vahşeti irtikâb ettiniz ya? Senin de alâkanı tokliverek .. O halcle müdafaamı buldum. Pekâlâ, Süzi, ben d <"ni Pariste hiç görmiyeceğim... Görm^ğe teşebbüs etmiyeceğim... Yeni doğan aşkımı gelişmeden vürpgimde boğacağım... Anladm ya? E, simdi bu mevzu kapandı... Dönelim Hind feisefesine. . N3 divordun?. Yogi'ler, filân?. Budizm ile Brahmanizm arasındaki fark?. Hind felsefesinin YakmŞark feisefesine tesiri... Anlat külâhıma! «Anlat külâhıma» yı türkçe söylemiştim. Çözemedi mânasını... Düşündü kaldı. Fakat, «anlat» ı kavradığınd^n anlatmağa başladı. Böylelikle Parisin hava rrveydanmı bulduk. Gene «Kemerleri baslayınn. Bnğlndık kemerleri .. Uçak inip Uırdu, çözdük kemerleri... Yürcğimde bir heyecan. Bir değil birkaç heyecan .. Parise tekrar kavuşmanın heyecaıu... Süzi ile maeeramızm nereye varacağı heyecanı. Bu kız beni hakikaten ekecek mi? Acaba onu bir daha göremiyecek miyim? Kafa tuhnağı bir yana kovram, randevu versem. g?lir mi acaba? Süzi'nin ateşi içimde yanarken epyeni bir kadını nereden bulacaîim? Süzi! kadın benimle... Üçüzlerin resnıi serbest kalacağımı umuyordum. ni yırttığım zamanki gülüşü ile güFakat talih yâr olmadı. lüyor. Tam otelin kapısından çıkıyorAma tuzağına düştüm bir kere... dum ki, çağmldığımı duydum. Bir Bakalım beni nerelere sürükliyede başımı çevirdim. ne şöreyim: cek. Sefaretimiz müsteşarları, ata^sleri *** etrafımı aldılar. Aslıhan Çare yok, hep beraber bir bara Seine nehri kıyısındaki Orsey süriiklendik. Dostluk tezahürü ile otslmin önünden ctomobillsre bindik. Türk sefaretine doğru ilerli koluma girmişlerdi. Bana hitaben yoruz. Şerefimize verilen kok konuşuyorlardı. Şerefime içiyorlarteyle davetliyiz. Hepimiz o derece dı. Bu maddî ve manevî zinciryorgunuz ki, konuşmak, birbirimiz lerden ancak on biri g.sçe kurtule şakalaşmak kuvvetini dahi bu labildim. Ve Dupont kahvesinde lamıyonız. Paris'« geleli üç gün rande\Tima gittiğim zaman, Süzioluyor. Uç aünde kendimize mah den emare çöremedim. sus üç saat ayıram^dık. Bir ziyaO derece üzülmüştüm ki. hemen ret programma tabiiz. Resmî şahoracıkta, masalann birine kapanıp siyetleri, resmî makamlan ziyaret, fabrikalan ziyaret, gene fabri hırsımdan çocuk gibi sğîamak ihtiyacını duyuyordum. İçimden. ona kalan, gene atölyeleri ziyaret... haksız yere küfürfer ediyordum. Kahvaltımızı ettiğimiz andan îti BU SENEKİ DAMPİNG'I Bir sıat bilmpm kaç dakikank aebaren, gece yatağa gireoeğimiz âna kadar protokoldan kurtuluş yok. ciktiğim için ne diye beklemez beGcldiğimiz akşam hava meydanın ni? da bizi karşılayanİT^n ancak on Dudaklannm hatırasile dudakikir'e yakayı sıyırabildik. lanm yanıyordu. Nüshası 15 kuruşrtn Ertesi akşam saat onda Süzi ile Başka kadmlarla avunayım, deAbone şeraitı rürkiye Haril randevum olduğu için, gece sıvış dim. Llra Ki Llra Kİ mak fırsatını bulayım diye. günSenellk 42.00 81.00 Karşı masada oturan ve Sordüzkü propamm her kısmma kuAltı aylık 22.50 41J0 bonne talebesi olduğunu öŞrrrHizu gibi uydum. Çalışkan bir mekOç aylık 12 00 24.00 §im bir zenci kızma bakslanmın Bit a y ü k 4.SC »X» teb talebesi hocalan nasıl dinlerse. ben de rehberlerimizin dediklerini ceneelini taktım. H=men ahbab olD İ K K A I Uazeieml?« e,cn erıier evrnk Jt fmzılAİ dinleyip notlar aldım. B'j gayretime duk. DEStNİ: FİATi: Japone bluz SÜRPRİZ CUMHURİYET raükâfaten gece yemekten sonra (Arkası var) r>e$rwli Uin «d 11 m ^ l r tade
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle